Şahsiyet Eğitimi (Çalışkanlık) Ders Planı (1. Dönem 9. Hafta) PDF
Document Details
Uploaded by Deleted User
Tags
Summary
This document is a lesson plan for a character development class, specifically focusing on the concept of diligence. It discusses the importance of diligence, discipline, and effort within the context of Islamic teachings.
Full Transcript
ŞAHSİYET EĞİTİMİ DERS PLANI (1. Dönem 9. Hafta) ÇALIŞKANLIK “Önce çalışmak sonra dua dinin esası; kabul olunur ancak çalışanın duası.” A. DERS KİMLİĞİ Konu Çalışkanlık Tarih Şahsiyet Eğitimi 1. Dönem 9. Hafta Ders Saati Bir...
ŞAHSİYET EĞİTİMİ DERS PLANI (1. Dönem 9. Hafta) ÇALIŞKANLIK “Önce çalışmak sonra dua dinin esası; kabul olunur ancak çalışanın duası.” A. DERS KİMLİĞİ Konu Çalışkanlık Tarih Şahsiyet Eğitimi 1. Dönem 9. Hafta Ders Saati Bir ders saati Muvaffak olmak için çalışmanın önemini kavrar. Kazanımlar Belirlediği hedeflere ulaşmak için bir çalışma disiplini oluşturur, çalışma planı hazırlar ve plana göre hareket eder. Çalışkan olmanın Müslümanlığın şiarından (diğer toplumlardan ayırıcı bir özelliği) olduğunu bilir, kendisine ve çevresine faideli olmak için çalışır. Manevi terakkinin çalışmaktan geçtiğinin şuurunda olup, üzerine düşen bütün vazifeleri layıkıyla yapmaya gayret eder. Kendi yaş seviyesine göre alması gereken sorumlulukları yerine getirir. Kavramlar Çalışkanlık, azim, gayret, Vazifelilerin; maddi ve manevi işlerini gayretle ve şevkle yapması, Hatırlatmalar halinden şikâyetçi bir tavır izhar etmemeleri, (Bu gibi durumların öğrencilerin dikkatinden kaçmadığının farkında olunması) Planlanan tüm çalışmaların geciktirilmeksizin zamanında icra edilmesi, Çalışkanlığı temin adına öğrenciler arasında aşırı rekabetçiliği, gruplaşmayı, bencilliği ve kıskançlığı körükleyecek, onları yanlış beyan vermeye sevk edecek bir vasat teşekkül ettirilmemesi, Fert olarak değil grupça muvaffak olmak için kenetlenmenin temin edilmesi, herkesin birbirine madden ve manen destek olması, abartılı mükafat ve cezalardan daha ziyade manevi teşvik usulünün kullanılması, Herhangi bir hususta muvaffak olmasa dahi, muvaffak olma gayretlerinden dolayı da öğrencilerimizin taltif edilmesi. B. DERS İŞLEME SÜRECİ 1. Dikkat çekme: (zihinsel hazırlık, ön bilgileri harekete geçirme, anahtar kavramlar, tahmin etme, amaç belirleme) Kıymetli öğrencilerim! Fatih Sultan Mehmet: 19 yaşında 6 lisan biliyordu, kimseye nasip olmayan İstanbul’un fethi 21 yaşında ona nasip olmuştu. İmam Ahmet bin Hanbel: Mükerrerleriyle birlikte yedi yüz bin hadis-i şerifi ezbere bilmekteydi. İmam-ı Gazali: Risaleleriyle birlikte 500'e yakın eser yazmıştır. Mimar Sinan: 92 cami, 52 mescit, 55 medrese, 20 kervansaray, 36 saray, 7 dârül-kurra, 20 türbe ve muhtelif eserler olmak üzere çok sayıda eser vermiştir. Kıymetli Kardeşlerim! Bütün bu zatların zeki oldukları doğrudur. “Fakat onları başarılı kılan ve böylesine büyük işler yapmalarına vesile olan sadece zekâları mıdır?” sorusu sorulur ve alınan cevaplardan sonra şu izahat yapılır. Ecdadımızın ortaya koymuş olduğu bütün eserler onların sadece zekâlarının değil azim ve gayretlerinin neticesidir. Süreç: Cevaplar alındıktan sonra; “Sizce çalışkanlık ne demektir?” Çalışmak; Bir işte başarılı olmak için gereken çarelere başvurmak, hedefe ulaşmak için çokça gayret etmektir. Azim; Bir işi yapmaya kalben, gönülden isteyerek yönelmek, netice alıncaya kadar beklemek demektir. Çalışkan bir öğrenci; Belirlediği hedeflere ulaşmak için bir çalışma disiplini oluşturur, çalışma planı hazırlar ve plana göre hareket eder. Kendi yaş seviyesine göre alması gereken sorumlulukları yerine getirir. Çalışkan olmanın Müslümanlığın şiarından (diğer toplumlardan ayırıcı bir özelliği) olduğunu bilir, kendisine ve çevresine faideli olmak için çalışır. Manevi terakkinin çalışmaktan geçtiğinin şuurunda olup, üzerine düşen bütün vazifeleri layıkıyla yapmaya gayret eder. Kıymetli kardeşlerim! Bütün Peygamberler, Sahabe efendilerimiz ve onların yolunda giden insanların tamamı, Hazreti Allah’ın (c.c) lütuf ve ihsanına, yardım ve inayetine nail olabilmek için madden ve manen çok büyük gayretler göstermişler, Hazreti Allah’ta (c.c) onları muvaffak kılmış ve büyük manevi ecirlerle neticelendirmiştir. Herhangi bir şeyde muvaffak olmak için icap eden en mühim şartlardan birisi de çalışkanlıktır. Diğer tüm imkânlara sahip olsak dahi (zekâ, vakit, plan vb.) çalışıp gayret etmeden herhangi bir işte muvaffak olmak mümkün değildir. Bu hususla alakalı olarak Cenâb-ı Hak (c.c) Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuşlardır; َ ُ ﱠ ﱠ َ ْ ْ ﺲ ﻟ ْ َو ا ْن ﻟ ، َوان َﺳ ْﻌ َ ﻪ َﺳ ْﻮف ُﻳﺮٰى. ٰ ﺎن ِا َﻣﺎ َﺳ ِ ﺴ ِ ِ َ “Hakikaten insan için kendi çalıştığından başkası yoktur. Ve onun çalıştığı yakında görülecektir.” (Necm Suresi, 39 ve 40. Ayet-i Kerime) Kıymetli Kardeşlerim bu Ayet-i Kerimede ifade buyrulduğu üzere; Dünyada ve ahirette elde edeceğimiz muvaffakiyetler, göstereceğimiz gayretler neticesinde olacaktır. Bizler ihlâsla çalıştığımız takdirde mükâfatını Hazreti Allah (c.c) dünya ve ahirette bizlere ihsan edecektir. Bu, Hazreti Allah’ın (c.c) vaadidir. Bize düşen bu vaade mazhar olmak için azami gayret sarf etmektir. Bakınız kardeşlerim Yüce Rabbimiz (c.c), kendi rızası için gayret eden kullarını nasıl müjdelemiştir; Cenâb-ı Hak “Bizim yolumuzda gayret edenleri, bize ulaştıran yollara hidayet ederiz” buyurmaktadır. (Ankebut Suresi 69. Ayet-i Kerime) Bu hususla alakalı olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v); ٌ ْ َ َ ، ﻓ ُﻬ َﻮ َﻣﻐ ُﺒﻮن، َﻣ ْﻦ ِا ْﺳﺘ َﻮى َﻳ ْﻮ َﻣ ُﺎە “İki günü birbirine müsavi olan ziyandadır.” buyurmuştur. (Deylemi – Keşfül Hafa 2404) Kardeşlerim bizler de dünya ve ahirette ziyana uğramamak için her gün bir önceki güne göre daha fazla çalışıp hem kendimiz ve hem de çevremizdeki insanların maddi ve manevi tekâmülü için gayret sarf etmeliyiz. Süleyman Hilmi Tunahan Efendi Hazretleri (k.s.) bu hususta; “Önce çalışmak sonra dua dinin esası; kabul olunur ancak çalışanın duası.” buyurarak muvaffak olmak için ve dualarımızın kabulü için gayretin şart olduğunu beyan etmişlerdir. Yine; “Evlatlarım biz azmettik muvaffak olduk, siz de azmedin muvaffak olun. Azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz.” buyurmak suretiyle herhangi bir hususta azmedince netice alınacağının müjdesini vermişlerdir. Kıymetli Kardeşlerim! “Müslüman hangi hususta çalışkan olmalıdır?” hususunu Süleyman Hilmi Tunahan Efendi Hazretleri (k.s) bakın nasıl ifade buyuruyor: “Müslümanlar hem dünya hem de ahiret için çalışırlar. Kafirler ve müşrikler ise yalnız dünya için çalışırlar.” Süleyman Hilmi Tunahan Efendi Hazretleri (k.s) her zaman talebelerine azimle ve sabırla Allah yolunda çalışmayı tavsiye etmişlerdir. Bu uğurda gösterilen her bir gayretin boşa gitmediğini, Yüce Allah’ın (c.c) elbet mükafatını vereceğini şöyle ifade buyurmuşlardır; “Evlatlarım bu ilimleri öğrenirken çekilen sıkıntı ve mahrumiyetler bilinsin ki; ileri de tecelli edecek lütuf ve ihsanın derecesiyle alakalıdır. Şu anda sizler istikbaldeki günlerinize kıyasla hayatınızın en çile kâr zamanını yaşıyorsunuz.” Konu ile alakalı bir kıssa: İbn-i Hacer Askalani Hazretleri ilim öğrenmek için bir medreseye girdi. Derslerin zorluğu karşısında başarılı olamayacağını düşünerek medreseyi bırakıp memleketine dönmek üzere yola çıktı. Yolda dinlenmek için bir mağaraya girdi. Mağarada dinlenirken gözü yukarıdan düşen, damlalara takıldı. Damlalar yavaş yavaş düşerek yerdeki taşta büyük bir delik açmıştı. İbn-i Hacer Hazretleri gördükleri karşısında şöyle düşündü: “Su, gayet yumuşak ve latif bir madde olduğu halde sert kayayı nasıl deliyor? Benim kafam bu kayadan daha da sert değildir ya, zamanla benim de kafama Allah’ın nuru olan ilimler girer.” deyip medreseye geri döner. Ve kısa zamanda arkadaşlarını da geçer. Bu olay sebebiyle kendisine İbn-i Hacer (yani taşın oğlu) denilmiştir. Konu ile alakalı bir kıssa: Çocukluğundan itibaren ilim tahsil eden Muhammed Gazali Hazretleri, fıkıh ilminin bir kısmını kendi memleketinde okudu. Bir müddet sonra Cürcân'a giderek İmam Ebu Nasr İsmail’den ders alıp, ilim okudu. Üç sene kadar Cürcân'da ilim öğrendi. Sonra tekrar memleketi olan Tus'a (İran’ın bir şehri) dönmek üzere yola çıktı. Yolculuk sırasında, katıldığı kervanın önünü yol kesiciler çevirdi. Kervanda bulunan kıymetli şeyleri aldıkları gibi, ilim tahsilinden dönen Muhammed Gazali’nin üç sene boyunca tuttuğu notları ve kitaplarını da aldılar. Muhammed Gazali hazretleri, yol kesicilerin arkasından gidip kitaplarını ve notlarını vermeleri için konuştu. "Ne olur işinize yaramayan ders notlarımı bana verin." dedi. Eşkıya çetesinin reisi; "Nedir onlar? Nasıl şeylerdir?" dedi. Muhammed Gazali hazretleri; "Onları öğrenmek için memleketimi terk ettim. Gurbetlere gittim. Benim öğrendiğim bilgiler o notların içindedir." dedi. Eşkıya reisi küçümser bir ifadeyle gülerek; "Sen onları bildiğini nasıl iddia ediyorsun. Biz onları senden alınca ilimsiz kalıyorsun." dedi ve ders notlarını geri verdi. Zaten ilim âşığı olan Muhammed Gazali eşkıya reisinin sözlerinin de tesirinde kalarak kendi kendine; "Allah-ü Teâlâ yol kesiciyi beni ikaz için o şekilde söyletti." dedi. Tus’a gelince, üç yıl bütün gayretiyle çalışarak Cürcân'da tuttuğu notların hepsini ezberledi. O hâle geldi ki, yol kesiciler o notların hepsini alsa ona zararı olmazdı. Kıymetli Kardeşlerim! Öğrendiğimiz ilimleri Hazreti Allah’ın (c.c) rızasını kazanmak, etrafımızdaki insanlara yardımcı olmak ve o insanların doğru yolu bulmasına vesile olmak için kullanmalıyız. Çalışmaktan asla vaz geçmemeli, duyduğumuz güzel bilgileri hayatımızda tatbik ederek numune bir müslüman olarak yaşamaya çalışmalıyız. 2. Davranış ve Alışkanlık Kazandırma (Hayatla ilişkilendirme): Değerler Eğitimi derslerimize neden çok çalışmalıyız; Numune cevap: Değerler Eğitimi derslerinde öğrendiğimiz ilimler, şuurlu bir İslami hayat yaşamamıza ve bunları başkalarına öğretmemize vesiledir. Okul derslerimize niçin çok çalışmalıyız; Numune cevap: Değerler Eğitimi derslerinde olduğu gibi okul derslerine de çalışmalıyız ve öğrendiğimiz ilimlerle islam dinine hizmet etme gayreti içerisinde olmalıyız. Maddi gibi görünen dersleri Hazreti Allah’ın (c.c) rızasına uygun kullanarak, manevi terakkiye (yani manen mertebe elde etmek) vesile kılmış oluruz. Namaz programları, sohbet vb. manevi vazifelere iştirak hususunda niçin gayretli olmalıyız; Numune cevap: Çünkü Hazreti Allah’ın (c.c) razı olduğu bir kul olabilmenin yolu manevi vazifelerimize gösterdiğimiz gayret ve ehemmiyetten geçer. Bu programlara, sadece okul programı olduğu için değil, herhangi bir takibe mahal bırakmaksızın kendi manevi terakkimizin bir icabı olarak görüp canı gönülden katılım göstermeliyiz. A. ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME/ ÖZ DEĞERLENDİRME: 1. Bilgi Beceri Ölçme: Çalışkan olmak deyince ne anlıyorsunuz? Bir müslüman niçin ve nasıl çalışmalı? 2. Otantik Değerlendirme: Okul süreçlerinin tamamında ve evde öğrendikleri bilgileri uygulamasını takip ve teşvik ediniz. B. HATIRLATMALAR: “Önce çalışmak sonra dua dinin esası; kabul olunur ancak çalışanın duası.” Düsturunca madden ve manen çalışmaya devam etmemiz icap ettiğini. Bunun da yeterli olmayıp tevekkül ederek duaya sarılmamız gerektiğini tekrar ediniz. C. DERS DIŞI FAALİYETLER: Öz Değerlendirme Sorularını (Ek 1) dağıtınız. Okulumuzda okuyup muvaffak olmuş ve hâlihazırda kurumlarımızla irtibatlı olan kardeşlerimize, çalışmak ve muvaffakiyetle alakalı konuşma yaptırılması, Ç. AİLE KATILIMI/ EV GÖREVİ/ EVE GİDECEK MATERYAL/ DENEYİM PAYLAŞIMI: Öğretilen bilgi ve becerilerin evde de uygulanarak alışkanlığa dönüşmesi için velilerinizle aşağıdaki mesajı paylaşınız; “Sayın velimiz, Öğrencilerimiz şahsiyet eğitiminde bu hafta Çalışkanlık konusunu öğrendiler. Aşağıdaki hikâyeyi öğrencilerimizle beraber işleyerek azimle ve sebatla çalışanların çok zeki olmasa bile başarabileceklerini, zekilerin de çalışma disiplini geliştirmezlerse bir müddet sonra başarısız olacaklarını anlatmaya çalıştık. İbn-i Hacer Askalani Hazretleri ilim öğrenmek için bir medreseye girdi. Derslerin zorluğu karşısında başarılı olamayacağını düşünerek medreseyi bırakıp memleketine dönmek üzere yola çıktı. Yolda dinlenmek için bir mağaraya girdi. Mağarada dinlenirken gözü yukarıdan düşen, damlalara takıldı. Damlalar yavaş yavaş düşerek yerdeki taşta büyük bir delik açmıştı. İbn-i Hacer Hazretleri gördükleri karşısında şöyle düşündü: “Su, gayet yumuşak ve latif bir madde olduğu halde sert kayayı nasıl deliyor? Benim kafam bu kayadan daha da sert değildir ya, zamanla benim de kafama Allah’ın nuru olan ilimler girer.” deyip medreseye geri döner. Ve kısa zamanda arkadaşlarını da geçer. Bu olay sebebiyle kendisine İbn-i Hacer (yani taşın oğlu) denilmiştir. Kıymetli Velim! Evladınızın öğrendiklerini hayatında tatbik edebilmesinde zaman zaman sizlerin desteğine ihtiyacı olacaktır. Siz kıymetli velimizin bu hususta evlatlarınıza yardımcı olmanız ve hatırlatmalarda bulunmanız, konunun pekişmesine vesile olacaktır. Öğrencimizin belirlediği hedeflere ulaşmak için bir çalışma disiplini oluşturmasına, çalışma planı hazırlamasına ve plana göre hareket etmesine yardımcı olmak, Kendi yaş seviyesine göre alması gereken sorumlulukları yerine getirmesinde hatırlatıcı olmak, Çalışkan olmanın Müslümanlığın şiarından (diğer toplumlardan ayırıcı bir özelliği) olduğunu bilip kendisine ve çevresine faideli olmak için çalışması hususunda destekçi olmak, Manevi terakkinin (makam ve mertebe sahibi olmak) çalışmaktan geçtiğinin şuurunda olup, üzerine düşen bütün vazifeleri layıkıyla yapmaya gayret etmesi gerektiği hususunda her daim hatırlatıcı olmak. Ek 1 ÇALIŞKANLIĞIMI MUHASEBE EDİYORUM Kıymetli Öğrenciler; Aşağıda çalışkanlığınızı test edebileceğiniz bazı sualler bulunmaktadır. Suallere samimi cevaplar vererek kendinizi değerlendiriniz ve icap eden tedbirleri alınız. 1. Çalışkanlık kelimesine nasıl bir anlam yüklüyorsunuz? a) Okul derslerinde muvaffak olmak olarak düşünüyorum. b) Değerler Eğitimi derslerde muvaffak olmak olarak düşünüyorum. c) Hazreti Allah’ın (c.c) bana verdiği tüm kabiliyetlerimle hem derslerimde hem de onun razı olduğu her türlü ibadette gayret etmek olarak düşünüyorum. 2. Kur’an-ı Kerim hatmi için verilen bir cüzü nasıl okursunuz? a) Verilen cüzün bir kısmını şimdi bir kısmını yarın okurum. Veya son vakte bırakırım. b) Yakın akrabamı arar ve cüzü benim yerime okumasını isterim. c) Ne olur ne olmaz diye aynı gün içerisinde verilen cüzü okurum. Bunu manevi bir vazifem olarak görürüm. 3. Bir hafta sonrası için verilen ödevi ya da bir çalışmayı ne zaman yapmaya başlarsınız? a) Eğer hatırlarsam son gece yetiştirmeye çalışırım, olmazsa dersten hemen önce yapan arkadaşlardan bakarım veya hiç yapmam. b) Hafta sonu yaparım. c) İlk fırsatta yapmaya başlar, ders saatine kadar kontrol ederim. 4. İmtihanlara/Sınavlara ne zaman çalışmaya başlarsınız? a) Son gece çalışırım. b) Bir hafta kala ders çalışırım. c) Her zaman derslerime günlük çalışırım. Öğrenci adı-soyadı:.............................................................