Türkiye'de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi PDF

Summary

Bu sunum, Türkiye'deki eğitim sosyolojisinin gelişimini ele almaktadır. Özellikle 1965 yılından itibaren eğitim sosyolojisi disiplininin akademik gelişimini ve eğitim bilimleri bağlamındaki önemini vurguluyor. Ayrıca, farklı eğitim düşünürlerinin bakış açılarını ve katkılarına değinmektedir. Sunum, Türkiye'de eğitim sosyolojisinin nasıl geliştiğini, hangi düşünürlerin ve kuramların etkili olduğunu ortaya koymaktadır.

Full Transcript

Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi Eğitim Sosyolojisi Dr. Öğr. Üyesi Yasemin Karsantık Bugün ne hakkında konuşacağız? Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 2 Giriş Türkiye’de eğitim sosyolojisi disiplininin, sosyolojinin bir alt disiplini olduğu...

Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi Eğitim Sosyolojisi Dr. Öğr. Üyesi Yasemin Karsantık Bugün ne hakkında konuşacağız? Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 2 Giriş Türkiye’de eğitim sosyolojisi disiplininin, sosyolojinin bir alt disiplini olduğu kabulü sosyologlar arasında oldukça yaygın olsa da, aslında tamamıyla varlık alanı, ortaya çıkması ve gelişmesi eğitim bilimlerinin içerisinde olmuştur. Türkiye’de başlangıcından günümüze İstanbul Üniversitesi Edebiyat, Hukuk ve İktisat Fakültelerinde, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde ve diğer üniversitelerdeki Sosyoloji Kürsüleri/Bölümlerinin akademik örgütlenmesinde, enstitülerinde, araştırmalarında, yayınlarında ve derslerinde eğitim sosyolojisinin varlığına ve gelişimine ilişkin kanıtlar ileri sürmek zordur. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nin kurulmasıyla, 1965 yılından itibaren eğitim sosyolojisi disiplininin akademik gelişimini, eğitim bilimleri içerisinde sürdürdüğü söylenebilir. Türkiye’de eğitim sosyolojisinin, sosyoloji disiplininden ziyade eğitim bilimleri içerisinde kurumsallaştığı görülmektedir. Eğitim sosyolojisinin sosyolojiden etkilenmediği/etkilenmeyeceği anlamına gelmediği, Türkiye’deki seyrinde eğitim bilimleri içerisinde kurumsallaşarak farklı disiplinlerin verilerini kullanan disiplinlerarası bir disiplin olduğu anlamına geldiği de söylenmelidir. Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 3 Emrullah Efendi (1858-1914) Eğitimde reformların önemi Eğitimde yenilik ilköğretimden değil üniversitelerden (o zamanki adıyla Darülfünundan) başlamalıdır. Emrullah Efendi ilköğretimde yeniliklerin ve düzenlemelerin yapılmasına karşı çıkmamıştır; fakat öncelik olarak bu kurumlarda görev yapacak olan aydın niteliklere sahip öğretmenlerin yetiştirilmesi gerektiğini savunmuştur (Bakır, 2020). Darülfünunların açılarak batılı anlamda modern eğitim-öğretim kurumlarına dönüştürülmesiyle yetiştirilen nitelikli bireylerin, halkı daha doğru bir şekilde eğiteceğini iddia etmiştir. Ayrıca Maarif Nazırlığı yaptığı dönemdeki yoğun çalışmalarıyla ilköğretimi parasız ve zorunlu hale getirmesi, ilköğretim eğitimine verdiği önemi göstermektedir (Keklik, 2020). Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 4 Ziya Gökalp (1876-1924) Çok yönlü bir kişiliğe sahip olan Ziya Gökalp, Türkçülük dünya görüşüyle bilinmektedir. Sosyolojiden kadın haklarına, siyasetten estetiğe kadar birçok alanda bilgi sahibi bir aydın olarak tarihte yer almıştır. Eğitimin en temel maddelerinden biri olan kültürel birikimlerin aktarılması düşüncesinin ilk akla gelen önemli temsilcilerindendir. Eğitimin milli ve gayri milli oluşu, eğitimde ceza ve ödül gibi konulara sıklıkla değinmiştir. Türk eğitim sisteminde o dönem için var olan sorunların temelinde eğitimin milli olmayışının yattığını söylemiştir. Ziya Gökalp ayrıca eğitim literatüründe 'örgün eğitim' ve 'örgün olmayan eğitim' (günümüz kullanımıyla yaygın eğitim) olmak üzere iki tür eğitim olduğunu dile getiren ilk aydındır. Eğitimi, yetişkinlerin yeni yetişenlere toplumun düşünce ve duyguları aktarması olarak görmektedir. Bireye kişilik kazandıran bir eğitim vermenin milletlerin en önemli görevlerinden biri olduğunu savunmuştur. Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 5 Ziya Gökalp (1876-1924) Gökalp'in eğitimle ilgili fikirlerini, felsefi ve sosyolojik değerlendirmeleri (Alkan, 1987; s. 239): Eğitim bir kültürleme ve kültürlenme süreci olduğundan ve kültür de ulusal bir nitelik taşıdığından eğitim ulusal olmalıdır. Türk çocuğunun temel eğitimi Türk kültürüne uygun olmalıdır. Türk eğitiminin temel amacı ulusal türde idealistler geliştirme olmalıdır. Özverili, yurdunu seven, bencil olmayan, ulusuna önderlik edebilecek insanlar yetiştirmeye özel bir özen gösterilmelidir Hars (milli kültür) ve medeniyet (uluslararası) ayrımı: Donanımlı, karakterli, iradeli, azimli kişilikler yetiştirilmesi için milli harsa göre eğitim yapılmalıdır. Toplumun hars ve medeniyet senteziyle oluşması ve varlığını sürdürmesi eğitimle mümkün olmaktadır. Eğitim: Bir toplumun kültürünün yeni kuşaklara aktarılması; toplumu önceleme; toplumun bireyi sosyalleştirme süreci Eğitimin amacı; milli kültürü benimseyen, özümseyen ve temsil eden milli fertler yetiştirmek Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 6 Prens Sabahattin (1877-1948) Eğitim sistemindeki problemlere genel çerçeveden yaklaşıp eğitimin toplum için bir amaç yerine toplumu geliştiren bir araç olduğunu savunur. Bireyden ve ilk sosyal ortam olan aileden başlayarak kurumlara ve topluma doğru bireyin gelişimi hedefleyen bir anlayışa sahiptir (Karakaş, 2013). Hem bireyin hem de toplumun gelişiminde eğitimin, en önemli yapı taşlarından biri olduğunu öne sürmüştür. Söz konusu eğitimin; teorik bilgiler yerine gerçek yaşamda kullanılabilen pratiğe dönük, bireyi özgürleştiren, üretim ve girişimciliğe teşvik eden çok yönlü gelişim alanına hitap etmesi gerektiğini savunmuştur (Aytaç, 2006). İlerlemenin gerçekleşmesi için Fransız okullarında yaptığı gözlemler neticesinde benimsediği anlayışıyla ziraattan zanaata uygulamaya dönük bir eğitim programı tasarlamıştır. Bu programa bilhassa köylerdeki kız çocuklarının erişiminin sağlanması ile sadece programa katılanların kişisel gelişimini değil aynı zamanda bir köyün ve bir toplumun gelişiminin gerçekleşeceğini ifade etmektedir (Zabun, 2020). Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 7 Prens Sabahattin (1877-1948) Prens Sabahattin'in eğitim hakkındaki görüşleri bireyin hayatını kendi kendine sürdürebilmesi için gerekli olan tüm yeterlilikleri deneyimleyerek elde etmesi anlayışı temelinde toplanması, günümüz yapılandırmacı yaklaşımın izlerini taşımasından dolayı önemli bir yere sahip olduğu söylenebilir. Le Play’in bireyci ve özgürlükçü görüşlerini savunarak Batının üstünlüğünün nedeninin Batının bireyci yapısı olduğunu vurgulamıştır. Eğitimin tamamen kitaplara dayandırılmasını eleştirerek beden eğitimi, tarım gibi konulara önem verilmemesinin memleketin tarım konusunda geri kalmasına yol açtığını düşünmektedir. Fransız okulunda yaptığı gözlemlerden etkilenmiştir  (Şehirden uzak, ağaçlar-çiçekler, öğrenciye sorumluluk aldırma, yabancı dil öğretimi, tarımsal faaliyetler, marangozluk gibi zanaat) Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 8 Mustafa Satı Bey (1880-1968) İstanbul Darülmuallimin'de görev yaptığı sırada yüzyıllardır öğretmen eğitiminde tekrar eden öğretim yöntemlerinin dönemin ihtiyaçlarına yanıt vermediği ve ezberci yöntemden kurtularak daha modem özel öğretim ilke ve yöntemlerinin kullanılması gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Mustafa Satı Bey'e göre öğretmende olması gereken özellikler başlıca şunlardır (Şanal ve Çelikten, 2006):  Öğrenci merkezli öğretim faaliyetinde bulunmalıdır.  Psikoloji ilmini bilmelidir.  Her öğrencinin öğrenme düzeylerinin birbirlerinden farklı olduğu için öğretim faaliyeti esnasında bunu mutlaka dikkate almalıdır.  Öğrencilere yeni şeyler öğretirken geçmiş yaşantı ve tecrübeleri ile çevrelerinde olup biten olaylardan yararlandırmalıdır.  Çocukların günlük yaşamda aşina oldukları ve daha önceden bildikleri şeyleri rahatlıkla ve kolayca öğrendiklerinin farkında olmalıdır.  Öğrencilerin öğrendikleri şeyleri ne derecede ve nasıl öğrendiklerini tespit etmelidir.  Yararlanması gereken önemli tekniklerden biri "Soru-Cevap Tekniği” olmalıdır.  Öğretilecek bilgiler, öğrencilerin öğrenme ve anlama düzeylerine uygun akıl yürütme becerileri geliştirilmelidir Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 9 Ethem Nejat (1882-1921) Öğretmenlik ve yöneticilik görevlerinde yer alan Ethem Nejat Bey'in eğitim anlayışının temeli milli duygulara dayanan beden, müzik, el işleri ve tarım derslerine ağırlık merkezinde öz yönetimli bireyler yetiştirmeye dayanmaktadır. Bireyci anlayışı benimseyerek odak noktasına öğretmen, anne ve kız çocuklarının eğitimini özellikle de ilköğretim boyutunu almıştır (Görgülü, 2020). Ezberci eğitimin hâkim olduğu dönemde deneyimleyerek öğrenmeyi savunmuştur. Öğretmenlerin niteliklerinin henüz öğretmen adayı iken köylere götürerek köylülerle bağlantı kurmalarını sağlayarak toplumsal çevre ve tanıtılmasıyla geliştirilmesi gerektiğini savunmuştur (Tezcan, 2020). Aşağıdan yukarıya yükselen, tarıma ve köylerin kalkınmasına dayanan eğitim anlayışına sahiptir. "Mesut Köy projesi" ile köy enstitülerinin yolunu açmıştır (Dural, 2017). Köy ve kasabalardaki iptidai ve rüştiye derecesinde okulların açılmasını önererek bu okullar için ziraattan sanayiye din eğitiminden ekonomiye birçok alanı kapsayan eğitim programları hazırlamıştır (Karagöz, 2016). Öğrencilerin eğitiminin okul ile olması gerektiğini savunmuştur. Ancak okulun dört duvarla sınırlı kalma doğayla iç içe bir ortam sunması ve eğitimden sadece öğretmenlerin değil din adamından müfettişe kadar birçok mesleğin sorumlu tutulması gerektiğine dair görüşleri bulunmaktadır (Altın, 2008). Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 10 İsmail Hakkı Baltacıoğlu (1886-1978) Modern anlamda pedagoji fikrinin ilk temsilcileri arasında yer alır. 1900'lü yılların başından itibaren ortaya çıkan "Eğitim Reformu” hareketinin temsilcilerinden biri olmuştur (Altın, 2014). Eğitimde uygulamanın vazgeçilmez bir durum olduğunu savunur. Topluma karşı sorumluluklarını bilen yetenekli insanlar yetiştirmenin önemli olduğunu belirtir. Öğretmen nasıl olmalı?: İstekli, bilinçli, amaç ve yöntem sahibi, insanı doğru tanıyan (anatomiden bilinç altına uzanan insan bilgisi) Programlar ve ders kitapları: Öğretim programlarının sadeleştirilmesi; kitapların sadeleştirilmesi ve ezberciliğin ortadan kaldırılması; kitap öğretimin son aracı; sınavların da ezberciliği pekiştirmemesi Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 11 İsmail Hakkı Baltacıoğlu (1886-1978) Üretime yönelik bir eğitim anlayışının benimsenmesi gerektiğini savunmuştur (Tezcan, 2020). Sosyal bir olgu olarak tanımladığı eğitimi beş temel ilke üzerine şekillendirmiştir. Bu temel ilkeleri "İçtimai Mektep” adını verdiği eserde: (l) Kişilik, (2) Çevre, (3) Çalışma, (4) Verim ve (5) Başlatma şeklinde sınıflandırmıştır (Işık, 1997). Kişilik ilkesini, gerçek kişiler yetiştirmenin gerekliliğini ve alan bilgisi yanında bu bilgiyi uygun kişiliğe sahip olmanın önemi çerçevesinde açıklar. Çevre ilkesi ile gerçek kişilerin ancak bireylerin gerçek ortamlarda yapılan uygulamalarla yetiştirilmesiyle mümkün olacağını ifade eder. Çalışma ilkesini bu iki ilkenin tamamlayıcısı olarak bireylerin gerçek çalışmalar ortaya koyması şeklinde tanımlamaktadır. Ortaya konulan bu gerçek çalışmanın verim ilkesiyle bir eser ortaya koyması gerektiği yönünde açıklamaktadır. Söz konusu ilkeler doğrultusunda gerçek yaşama hazırlanan ve gerçek kişilik kazandırılmak istenen çocuk için gerekli olanların belirlenmesi gerektiğini, başlama ilkesinde tanımlamıştır (Güngör, 2008). Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 12 İsmail Hakkı Tonguç (1893-1960) Tonguç'un eğitim anlayışının temelinde, Atatürk’ün eğitimin hayatta başarılı olmada pratik ve kullanılabilir araç olması gerektiği görüşü yer almaktadır (Çakmak, 2010). Bir köy okulunda ilköğretim eğitimi alması ve hayatı boyunca yurt dışı pek çok ülkenin özellikle Almanya'nın eğitim kurumlarını inceleyen Tonguç, bu yapılandırma sürecinin insanların çoğunluğunun köylerde nüfuslanmasından dolayı köyden gelmesi gerektiğini savurmuştur (Özsoy, 2011). Birey ve toplumun karşılıklı etkileşiminin sadece eğitim boyutunda değil sağlık, ekonomi, sanat ve daha pek çok alanla birlikte bir bütün olarak köyde ve köy koşulları çerçevesinde geliştirilen eğitim sonucunda yetiştirilen bireylerin yine köyde uzmanı olduğu alanlarda hizmet vermesine dayanan bir döngüyle kalkınmayı amaçlanmıştır (Akyüz, 2019). Uygulanmayan bilgi lüzumsuzdur ve bilme, temelinde yapma üzerine inşa edilmiştir (Aycan ve Aycan, 2018). Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 13 Nusret Köymen (1903-1964) Eğitim sosyolojisi, eğitimin sosyal yönü ile sosyolojinin eğitim yönünün sentezi Bu bilimin temel amacı öğretmenleri eğitim yoluyla topluma daha iyi hizmet edebilmeye hazırlamaktır. Eğitim sosyolojisi; okulu sadece çocuklar için değil bütün çevre için bir eğitim topluluğu haline dönüştürür. Halk eğitimi, köylülerin eğitimi, öğretmenin sosyal ilerlemedeki rolü ve yaparak yaşayarak öğrenmeyi önemser. Eğitim sosyoloji ve psikolojiden oluşan bir bilimdir. Eğitim ve sosyolojinin ortak amacı bireylerin ve toplumların gelişimine yapıcı katkı sağlamak ve toplumun bireyleri ile birlikte sağlıklı ilerlemesini sağlamak, sorunları önlemek veya çözmektir. Halk eğitimi, halkın birey, topluluk ve toplum olarak ayrım gözetmeksizin herkesin eğitimini (yetişkin eğitiminden farkı bireysel olmaması) kapsar. Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 14 Nurettin Topçu (1909-1975) Öğrenme ne demektir? Nasıl öğrenilir? Öğrenme her şeyden evvel bir çıraklıktır. Mektep çıraklık yeridir, diyebiliriz ki bir tezgâhtır. O tezgâhta usta yapar, çıraklar tekrarlar. Usta verir, çırak alır. Alınmamış, benimsenmemiş, benliğe mal edilmemiş bir ders, iyi bir ders sayılmaz. Mektepte alınan ders, ya bir tasavvurdur, hayale mal edilir, ya bir hünerdir, ele mal edilir; ya da bir iradedir iktidarımıza ilave edilir; ya da bir aşktır, kalbe doldurulur. Bunlardan biri halinde benliğimize girmeyip sade hafızada, şuurun dışına asılı bir küfe yük halinde duran bilgiler verici öğretim, faydasız ve manasızdır (Topçu, 2018, ss.53-54). Topçu'nun bakış açısına göre hayatla bütünleşmeyi sağlayacak şekilde inşa edilmemiş bilgiler, insan için anlam ifade etmemektedir. Bu nedenle bütün öğrenmelerin bireyin yaşantısında yer etmesi gerektiğini savunmaktadır Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 15 Mümtaz Turhan (1908-1969) Görüşlerini millet bilinci olma ve millet varlığını koruma üzerine şekillendirir. Kültürel öğelerin mutlak suretle korunmasını; bununla beraber batının geliştirdiği bilimlerin, yeni öğrenmelerin ve uygulamaların Türk kültürünün gelişimine katkı sağlayacak şekilde alınması gerektiğini savunmaktadır. Eğitimin bir bütün olarak ele alınmasını, ilkokuldan başlayarak üniversiteye kadar eğitim kurumlarının ihtiyaçlarına göre şekillenmesi gerektiğini söylemektedir (Sezen, 2012). Eğitim sisteminde var olan problemleri tek elden düzeltmeye çalışmanın sorunları gideremeyeceğini, farklı alanlardan gelen uzman insanların ortak bir çalışma yürüterek çözebileceği bir mesele olarak görmüştür (Turhan, 1959). Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 16 Mümtaz Turhan (1908-1969) Nitelikli öğretmen yetiştirmenin milli kalkınmanın bir gerekliliği olduğunu vurgular. Bulundukları dönem itibariyle öğretmen yetiştirme konusunda başarılı işler ortaya koymuş olan devletlerin öğretmen yetiştirme politikalarından faydalanılabileceğini tavsiye eder. Taklit etmekten kaçınılmasını, milli benliğimize uygun ve eğitimde millilik ilkesinden kopmadan oluşturulması gerektiğini önemle vurgulamaktadır (Turhan, 1959). Batılılaşma anlayışının merkezinde eğitim Toplumsal ve milli bilinç ilerleme ve kalkınmayı sağlar. Nitelikli bilim insanı ve araştırmacı yetiştiren kurumlar üniversiteler olduğundan eğitimde reforma üniversitelerden başlanılmalıdır. Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 17 Eğitimle ilgili bu düşünceleri eğitim sosyolojisi bağlamında yorumlayalım. Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 18 Kaynaklar Aslan, C. (2020). Eğitim sosyolojisinin Türkiye’deki gelişimi üzerine bir değerlendirme. Turkish Studies - Education, 15(3), 1499-1520. https://dx.doi.org/10.29228/TurkishStudies.42987 Özdemir, Ç. M., & Bingöl, S. (Ed.). (2020). Eğitim sosyolojisi. (2. Baskı). Ankara: Pegem Akademi. Sağlam, M., & Çelik, E. (Ed.). (2021). Eğitim sosyolojisi. Ankara: Vizetek Yayınları. Türkiye’de Eğitim Sosyolojisinin Gelişimi 19

Use Quizgecko on...
Browser
Browser