Uluslararası Politik Ekonomi Ders Notu PDF
Document Details
Hilal Taş
Tags
Summary
Bu belge, uluslararası politik ekonomiye genel bir bakış sunmaktadır. İlk olarak, politik ekonominin tarihsel kökenlerine ve gelişme sürecine dair bilgiler sunulmaktadır. Daha sonra, merkantalizm, klasik ekonomi ve marksist yaklaşımların temel kavramları ve düşünürleri üzerinde durulmaktadır.
Full Transcript
ULUSLARASI POLİTİK EKONOMİ DERSİ 4. SINIF GÜZ YARIYILI kolektif eylemde bulundukları devlet arasındaki gerilimin DERS NOTU incelenmesidir... " biçiminde tanımlanabilir. HİLAL TAŞ...
ULUSLARASI POLİTİK EKONOMİ DERSİ 4. SINIF GÜZ YARIYILI kolektif eylemde bulundukları devlet arasındaki gerilimin DERS NOTU incelenmesidir... " biçiminde tanımlanabilir. HİLAL TAŞ POLİTİK EKONOMİ KAVRAMININ TARİHSEL KÖKENLERİ Politik ekonomiye, ekonomi denilmesi Alfred Marshall ile İlk olarak GREK düşüncesi - hanehalkının yönetimi anlamında başladı. O zamana kadar bütün ekonomi kitapları politik ekonomi kavramı Ksenofon, Platon, Aristoteles ekonomi adını taşırdı. Alfred demiş ki ekonomi artık ideolojiden soyutlandı matematik gibi bir bilim haline **SS** Ekonomi ve Politika kavramları ilk kez ‘’POLİTİK dönüştü ondan artık ekonomi deyin dedi. İLK KEZ 17YY DA EKONOMİ’’ ismiyle ARİSTO tarafından, devlet giderlerinin AVRUPADA KULLANILDI P.EKONOMİ KELİMESİ karşılanması için vergi konulması olarak ele alınmıştır. **SS** -birey merkezli yaklaşım- piyasa süreçlerinin bireylerin Daha sonra 1611 de fransız louis de mayerne- turquet çıkarları doğrultusunda işlediğini savunurken tarafından egemen devletin yurttaşları karşısındaki -ulus merkezli yaklaşım- ulusal çıkarların ekonomik politikalar görevleriyle ilişkili olarak kullanıldı. Bu bağlamda kavram üzerindeki etkisini vurgular. orijinal olarak 1600lü yıllarından ilk yarısından itibaren bilim -sınıf merkezli yaklaşım- ekonomik süreçleri sınıf çatışmaları dünyasında kullanılmaya başlandı. bağlamında inceler. 16.-17.YY p.ekonomi kavramı ortaya çıktı sebepleri: POLİTİK İKTİSAT tarihsel olarak AHLAK FELSEFESİNE 1)merkantalizm: ölçek genişledi o yüzden dayanmaktadır ve 18. YÜZYILDA ADAM SMİTH, DAVİD 2)coğrafi keşifler, sömürgecilik: bu yüzden politikalar strateji RİCARDO ve KARL MARX gibi düşünürlerin çalışmalarıyla değişikliğine gitti bu da politik ekonomi kavramı ortaya çıkardı. şekillenmiştir. 3)aydınlanma çağı: ile bilim, pozivitzm öne çıktı ve ekonomi sadece iktisadi faaliyetten oluşmadığı diğer felsefi Modern dünyada devletin ve piyasanın paralel varlığı ve düşüncelerle de ilişkisi olduğu düşüncesi karşılıklı etkileşimi politik ekonomiyi yaratmaktadır; devlet ve piyasa olmaksızın politik ekonominin varlığı söz konusu KLASİKLER ÖNCESİ EKONOMİ POLİTİK: EKONOMİ POLİTİK olamaz. OLUŞMA AŞAMASI Geniş anlamıyla devletler, uluslararası sistemdeki temel siyasi MERKANTALİSTLERDE POLİTİK EKONOMİ: örgütlenme biçimi, piyasalar ise her türlü iktisadi davranışın ve Devletçi yaklaşımcılardı. ilişkinin düzenlenmesinde anahtar rol oynayan zemin veya Onlara göre ekonomi ‘’bir bireyi yönetme sanatı’’ ; politik mekanizmadır. Ulusal düzlemde “devletler ve piyasalar” ekonomi ise ‘’bir devleti yönetme sanatı’’dır. arasındaki ilişkiyi ve etkileşimi inceleyen çalışma alanı Politik iktisat bu dönemde, devlet idarecilerinin halkın POLİTİK EKONOMİ olarak adlandırılır. Disiplinler arası bir ihtiyaçlarını iyi bir şekilde karşılayabilmek amacıyla çalışma alanı olan politik ekonomi, ulusal düzlemde güç ve iktisatçılardan aldıkları tavsiyeler rolünü üstlenmiştir. zenginliğin nasıl organize edildiğini anlamaya ve açıklamaya Bu dönemde feodal sistem out ULUS-DEVLET İN oldu. çalışır. Politik ekonomi alanı, siyaset ve iktisat, güç ve zenginlik, MİLLİYETÇİLİK EĞİLİMİ DESTEKLENDİ. siyasi otorite/devlet ve piyasalar arasındaki karşılıklı Ve merkantalistlerin bütün gayret ulus devlet zenginliğinin etkileşimleri ve bu etkileşimlerin sonuçları üzerine odaklanır. arttırılması, devlet pol. Savunmak ve ulus-devlet ihtiyacı olan kaynakları sağlama yöntemleri göstermekti Devlet-piyasa ilişkisinin önemli bir unsuru, bu iki toplumsal Politik ekonomi merkantilist düşünürlerin çalışmalarından örgütlenme biçimi arasında varolan doğal gerginlik halidir. doğmuştur diye denebilir, yan ürünü de denebilir. Alansal egemenliğe sahip olan devletin siyasi otoritesi, sınırları içerisindeki her türlü faaliyeti kendisine verilmiş meşru güç Merkantalistlerde ZENGİNLİK (ALTIN/GÜMÜŞTE TEMSİL kullanma yetkisi ile kontrol edip, istemediği faaliyetleri EDİLEN) PARA. Para ise meslek olarak TİCARET ile elde edilir. engelleme eğilimindeyken, coğrafi olarak sürekli genişleme ve Amaç dış ticaret fazlası, artık (surplus) serbest hareket etme eğiliminde olan piyasalar, işleyişleri FRANSIZ FİZYOKRATLAR ile ZENGİNLİK ÜRETİM. Servet esnasında bütün siyasi engellerin ve engellemelerin ortadan ticarileşmiş tarımsal üretim, yeniden üretim ve bölüşüm. kalkmasını ister. Devlet otoritesinin kısıtlayıcı doğası ile, Amaç tarımsal üretimden elde edilen artık olmuş piyasaların kısıtlara karşı olan tepkisi ve bunlara karşı QUESNAY’de mekanizmalar geliştirmesi, çağdaş politik ekonominin temel KLASİKLERDE POLİTİK EKONOMİ: özelliği ve inceleme alanlarından biridir Toplumsal yaşamın ekonomi alanının bilimini, ekonomi olarak Devlet-piyasa ilişkisini temelinde var olan gerginlik değil ‘’Politik-Ekonomi’’ olarak adlandırırlardı. penceresinden politik ekonomi “bireylerin kendi çıkarlarını SMİTH ve MALTUS SERVETİN NİTELİĞİNİN VE KAYNAĞININ gözeten faaliyetlerde bulundukları piyasa ile aynı bireylerin ARAŞTIRILMASI olarak RİCARDO ise ÜRÜNÜN YARATILMASINA KATILAN SINIFLAR ARASINDA ÜRÜNÜN BÖLÜŞÜM KONULARININ ARAŞTIRILMASI 1870’ten başlayarak, oldukça iddialı bir söylemle, politik olarak tanımlamıştır. iktisadı ki kendisi POLİTİK İKTİSAT YERİNE İKTİSAT DİYORDU. Klasiklerde metaların değer taşımasının nedeni emek ürünü bir bilim dalı yapmaya ve yaygınlaştırmaya karar veriyordu. olmalarıydı. Mübadele ve karşılaştırılabilir olma nedenleri ise emek-gücünden olmalarıydı. Karısı MARY PALEY ile ALFRED MARSHALL SANAYİ SMİTH-ULUSLARIN ZENGİNLİĞİnin doğası ve nedenleri üzerine EKONOMİSİ adlı kitaplarını yayımladıklarında “politik bir inceleme. yazdı ve bu kitap SANAYİ DEVRİMİ ÜRÜNÜ. ekonomi” deyimi yerine niçin EKONOMİ deyimini tercih Kitabında tanımlamaya ve çözümlemeye çalıştığı temel ettiklerinin gerekçesini de vermekteydiler: politik ve ekonomik sorun: kapitalist toplumda zenginliğin doğası ve artışlarının nedenleri idi. “Politik” yanlış anlamalara yol açan bir kavramdır, çünkü a.smith ahlaki duygular teorisi, 17yy da ortaya çıkan politik “politik çıkarlar genellikle, bir ulusun bir kısmının ya da ekonomi ahlak felsefesi temelleri üzerine ortaya çıkmış. kısımlarının çıkarları anlamına gelmektedir”. Ulus bütünü **SS** BİR BİLİM OLARAK POLİTİK EKONOMİ 1800’LÜ çıkarı ima etmediği için ekonomi diye değiştirmiş p.ekonomiyi YILLARDA A.SMİTH İLE ORTAYA ÇIKTI SS** 19.YYDA METALARI DEĞERLİ KILAN ŞEY FAYDA. VE bu bilime **SS** A.SMİTH P.EKONOMİ BAĞLAMINDA ZENGİNLİĞİN EKONOMİ (politik ekonomi yerine). NEDENİ NEDİR? CEVAP: MANÜFAKTÜR A.Smith politik ekonomi bağlamında imalat sektörü Marshall ekonominin ilkeleri adlı kitabı var ve iktisat kelimesini (manüfaktür) arttırılsın der. kitabının isminde kullanmış olan iktisatçıdır. Manifaktür özellikleri, -el emeği -iş bölümü(kısmen) - MARKSİSTE POLİTİK EKONOMİ: zanaatkarlar -düşük verimlilik (makineler yok yavaş her şey) manifaktür yerini sanayi devrimi ile fabrika sistemine KARL MARX- KAPİTAL kitabı POLİTİK İKTİSATIN ELEŞTİRİSİ. bırakmıştır. POLİTİK EKONOMİ KRİTİĞİNE BİR KATKI. Neoklasik iktisattan ZENGİNLİĞİN ARTIŞININ GEREKLİ KOŞULU SERMAYE farklı olarak Politik ekonomiyi sınıflar arası ilişkilerin BİRİKİMİdir. Sermaye birikimi gelişimi belirleyen toplumda üç araştırılması olarak görmekte ve kapitalizm tahlilini emek- sınıf arası bölüşüm (kapitalistler, işçiler ve toprak sahipleri). değer teorisi olarak anılan çerçeve içerisinde geliştirilmektedir. Kapitalistler birikimin tek kaynağı olduğundan en büyük kar Dolayısıyla Marksist politik ekonominin- kapitalizm tahlili, ona giderse zenginlik daha da artar ve bu durum bir çatışma kapitalist toplumdaki sınıfların tahlilidir. Marksist politik yaratmaz sınıflar arası. Bu çatışmanın çıkmaması ise ekonomi, kapitalist toplumlarda proletaryanın ve diğer sınıf ve ‘’görünmez el’’ sayesinde olur. Hükümdarı (devleti) tabakaların yerini, konumunu ortaya koyar ve bunların zenginleştirmeyi ön planda tutar. karşılıklı ilişkilerini irdeler. Ona göre her sınıflı toplumda olduğu gibi ve hatta en yüksek düzeyde kapitalist toplumda muazzam DAVİD RİCADO-POLİTİK İKTİSADIN VE VERGİLEMENİN bir sınıfsal gerilim barınmaktadır. Bu gerilim sürekli sömürüye İLKELERİne göre p. ekonomi temel sorunu bölüşümü düzenleyen yasaların saptanmasıdır. EN BÜYÜK FARK maruz kalan işçi sınıfı arasında gerçekleşmektedir. Kapitalizm kalbinin emeğin sömürüsüyle yaratılan sermaye birikimi RİCARDO BÖLÜŞÜM SORUNU ÜZERİNE ODAKLANMIŞTIR. olduğuna inanmıştır. O sömürüyü ekonomik bir kavram olarak, A.Smith analizini daha ileriye götürmüştür. EMEK-DEĞER emeğin değerinin üretim cephesinde emek tarafından TEORİSİ demiş. Bir mala ne çok emek verirsen o kadar değerli olur. yaratılan değerden daha düşük olması sonucu artı değer yaratma süreci olarak değerlendirmiştir. işçi sınıf bu düzenden bireysel olarak çıkamayacağını, düzenin insancıllaştırılmasıyla NEOKLASİK POLİTİK İKTİSAT: da düzelmeyeceğini söyleyerek kapitalizm topyekün tasfiye 1960lardan sonra klasik iktisatçılara eleştiriler artıyor önce İngiltere içinde ve tepkime olarak neoklasikler ortaya çıkıyor. edilmesi gerektiğini demiş. En önemlileri Wlliam Stanley Jevons- Politik İktisadın Teorisi Marksa göre KAPİTALİST SİSTEM TEMEL UNSURU SERMAYE (1871) BİRİKİMİDİR. SERMAYE BİRİKİMİNİN KAYNAĞI İSE ARTI bu kitapta, Jevons ana hedefi güçlenen İŞÇİ SINIFININ siyasal DEĞER OLARAK SERMAYEDARA KALIP İŞÇİDEN SÖMÜÜRLEN ve ekonomik özgürlüğünün gelişmesinin durdurmasını EMEKTİR. Emek-değer tutarsız diyor. Marjinal fayda teorisi ile önlemek ve bunun için EMEK-DEĞER KURAMI GEÇERSİZLİĞİni klasik iktisadın değer teorisine açıkça meydan okumasıdır. anlatıyor. KEYNESYEN POLİTİK EKONOMİ En ünlülerden ALFRED MARSHALL. Camridge iktisat okulu ve 1929 bunalımı yüzünden klasikler ve neoklasiklerce kabul neoklasik iktisat ekol kurucusu. O zamana (1960) kadar politik gören piyasalarda kendiliğinden denge kabulünden uzaklaştı iktisat adını taşıyan iktisat bilimine getirdiği marjinalist analiz ve piyasalar kendiliğinden dengeye gelemezler ve devlet tarzıyla iktisadın neoklasik ana akım üzerine yükselmesinde etkin müdahalesi gerekli demiş. ciddi rol oynamış. Keynes ekonomide ortaya çıkan bazı dengesizliklere çözüm 3)SİSTEM DÜZEYİ çok taraflı ticaret bulmak için devletin piyasa ekonomisine müdahalesini haklı anlaşmaları, uluslaraarası örgüt rolleri gösteren müdahaleci liberalizmle uluslararası ekonomik UPENİN TEMEL AKTÖRLERİ: kuruluşların kurulmasında ve devletlerin kriz öncesi veya kriz sırasında ekonomiye ‘‘olumlu şekilde’’ müdahale etmesinde DEVLETLER: ulusal çıkarları düşünerek ona göre ekonomik önemli bir rol oynamıştır. politikalar geliştirip uygulamak Sınırlar belirlenmesi zor diye p.ekonomiyi ekonomi bilimi ULUSLARARASI ÖRGÜTLER: devletler arası işbirliğini teşvik dışında tutar ve Politik ekonomi, devletin ekonomideki eder ve küresel ekonomik düzeni şekillendirirler rolünü belirlemek, açıklamak ve düzenlemek amacıyla ekonomi ve siyaset bilimlerinin kurallarını bir araya getiren ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER: günümüzde önemli roldedir, küresel bir kavram olarak tanımlanmaktadır. tedarik zincirleri oluşturur ve yerel ekonomilere etkileri var 17.yy merkantalizm > devletin ekonomik süreçleri SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI: insan hakları, çevre koruma, yönlendirmesi ve ulusal zenginlik elde etme yollarının sosyal adalet gibi konularda kampanyalar yaparak baskı kurar incelenmesi > sir james steuart, antonine de montchretien BİREYLER: en temel unsurlardan biridir. Tercihleri, seçimleri, 18.yy klasik iktisat > piyasa süreçlerinin doğal yasalarla sosyal hareketleri ile uluslararası ekonomik süreçlere katkıda düzenlenmesi ve devletin müdahalesinin sınırlandırılması > bulunurlar. adam smith, david ricardo UPENİN TEMEL KONULARI: 19.yy marksist iktisat > devletin ekonomik süreçlerde sınıf Temel çalışma konusu, bretton woods sistemi çökmesi çatışmalarının şekillendirdiği sermaye ve emek ilişkileri > karl sonucunda liberal uluslararası sistemin nasıl işleyeceği marx sorusu. 20.yy neoklasik iktisat > ekonominin politikadan bağımsız bir İki ekol ortaya çıktı a) amerikan ekolü b) ingiliz ekolü bilim dalı olarak incelenmesi ve serbest piyasa savunucusu >...............................................................(daha küreselciler) alfred marshall, william stanley jevons. Amacı devlet-piyasa ilişkisini ve bunlar arasındaki ilişkiyi açıklamak SAMUELSON İKTİSADI ANALİZ TEMELLERİ KİTABI İLE BİRLİKTE POLİTİK İKTİSAT BİRBİRİNDEN AYRILMIŞ POLİTİK I İKTİSAT Ana konuları: 1) küreselleşme 6)devletlerarası ekonomik ilişkiler ULUSLARARASI POLİTİK EKONOMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ 1970Lİ YILLARDA ayrılan politik ekonomi kavramı yerini 2) liberal uluslarası sistem (hem işleyişi hem de sömürü aracı olarak ULUSLARARASI POLİTİK EKONOMİ diye birleştirmiş. kullanılması) Buna zemin hazırlayan şeyler: 3) ulusötesi şirketler 7)küresel üretim ağları 1)BRETTON WOOD SİSTEM ÇÖKÜŞÜ. 2)PETROL KRİZİ 4)uluslararası ekonomik kurumlar 3)KEYNESYEN(?) 5) bölgeselleşme girişimleri Bu olaylar ardından ABD hegomanyası zayıfladı (bretton ULUSLARASI POLİTİK EKONOMİDEKİ TEMEL TEORİLER: woods sistemi abd kurmuştu ya) diye düşünceler oluştu bu da UPE doğmasına zemin hazırladı. Amerikan akademisi 1. EKONOMİK MİLLİYETÇİLİK / REALİZİM / MERKANTALİZM ekonomik sistemin nasıl yeniden düzenleneceğini Upe’de realist yaklaşımın kökenleri 16.yyda avrupada ortaya araştırmaya başladı e abd hegomanyası zayıflarsa liberal çıkan merkantalizme dayanmaktadır. uluslararası sistem de gerileyip korumacılığa geçiş olacağı endişesi hakimdi. Bu soru da iki ana yanıtla karşılık buldu. Realistlere göre devlet ve piyasa arasında çatışma vardır. Ve 1)liberal dünya düzeni devamı 2) karmaşa veya anarşi.Dediler bu çatışma temel nedeni: 1)devletlerin egemenliklerini ki birinciler yeni bir hegomanik devlet olmalı ; ikinciler ise koruma ve ulusal güvenliği sağlama gerekliliği ile piyasa okey ameRikan hegomanyası yıkıldı ama bu bretton woods güçlerinin serbest ticaret ve küreselleşme eğilimleri sayesinde kurulan kuruluşlar her ülkeye yararı olduğu için arasındaki uyumsuzluktur. Realistler, ekonomik milliyetçilik ülkeler çıkarları için kullanacak o yüzden gerek de yok. yaparlar ve küresel ekonomik entegrasyonun devletlerin egemenliği ve bağımsızlığı üzerinde tehdit oluşturabileceğini ANALİZ DÜZEYLERİ savunurlar. Devletlerin egemenliğini ve ulusal güvenliği 1)BİREY DÜZEYİ: başbakan serbest piyasa diyosa o olur merkeze alırlar ve refah arttırmak güvenlik ve üstünlük kurmaktır derler. 2)DEVLET DÜZEYİ: ulusal çıkarlar pol. etkiler **UPE’nin realizme en önemli katkısı devletin güç tanımı içerisine ekonomiyi de katmasıdır.** **Çatışmacılardır.** tarifleri falan uyguluyor. Hindistan var make in india programı var. Vsvs **realistlerde upede devlet en önemli aktör, diğer aktörler devlete bağlı demişlerdir 3 ULUSLARARASI POLİTİK EKONOMİ *** politik kararlar ekonomik kararların belirleyicisidir.** Ticaret dışı fazla>>>>>>>merkantalizm **ekonomik büyüme güvenlik sorunu yaratabilir demişler** Serbest uluslararası ticaret >>>liberalizm abd çine karşı önlemler alıyor ya o gibi LİBERALİZM **0 toplamlı oyun** Liberal teorinin ekonomi politik disiplinde öne çıkan 3 farklı İyi huylu Merkantilizmde devletler güvenliklerini korumak türü vardır: amacıyla ekonomi politikaları uygularlar. Kötü huylu merkantilizmde ise devletler saldırganlık ve yayılma 1)ORTODOKS LİBERALLER: ‘’negatif özgürlükler savundu’’ maksadıyla ekonomik etki alanını büyütmeye çalışmaktadırlar. minimum devlet müdahalesi olsun Bu noktada uluslararası ilişkilerin saldırgan ve savunmacı Realizminden etkilenildiği açıktır. 2)MÜCADELECİ LİBERALLER: piyasalar kendi kendine dengeye gelir ama zaman zaman devlet müdahale edebilir(toplumsal Komşuyu fakirletme politikası", bir ülkenin ekonomik fayda düşünerek) çıkarlarını korumak adına diğer ülkelerin zayıflamasını sağlama stratejisi olarak görülür. 3)KURUMSAL LİBERALLER: piyasa etkin işlemesi ve serbest ticaret ve yatırım rejiminin sürdürülebilmesi için uluslarası Merkantilistlerin önem atfettiği bir başka husus devletin kuramların varlığını öne çıkarmakta, İMF, Dünya Bankası ve ekonomi içerisindeki rolüdür. Merkantilistlere göre devlet, DTÖ gibi kurumların etkin çalışmasını ve anarşik uluslararası özelleştirmeye ve özel sektöre karşı olmasa da liberallerin sistemde işbirliğinin koşullarına odaklanmaktadır. savunduğunun aksine piyasaya kayıtsız da kalmamalıdır. KİT kurmak vs yapabilirler. Enerji ve savunma sanayi gibi Anarşi: uluslararası sistemi yönlendiren başat devlet, sektörlerde devlet kontrolü bırakmamalı derler hegoman devletin olmadığı durumdur. Anarşi vardır der liberallerde merkantalistler gibi **SS** olabilirmiş Ekonomi, devletlerin uluslararası arenadaki gücünü artıran bir araç olarak kullanılır. Güçlü bir ekonomi, devletlerin askeri LİBERALİZM: insan özgürlüğünü maksimum düzeye kapasitesini artırır, diplomatik etkisini genişletir ve uluslararası çıkarmaya yönelik herhangi bir tutum veya hareket olarak ticaret yollarında üstünlük sağlar., tanımlanabilir. Geniş anlamıyla, kamu otoritesinin ekonomik, sosyal, dinsel ve benzeri süreçlere müdahale etmesine ya da NEOMERKANTİLİST YAKLAŞIM: bu süreçlere kendi isteği doğrultusunda yönlendirmek girişimlerine karşı çıkılması gerektiğini ileri süren görüştür. Neo-merkantilizm, klasik merkantilist düşüncenin temel öğelerini modern ekonomik sistem içinde yeniden yorumlayan TEMEL VARSAYIMLAR %100 SS uluslararası politik ekonomi bir yaklaşımdır. Merkantilizm, bir ulusun refahının, altın ve hakkında liberal yaklaşıma göre tanımı hangisidir vibe? gümüş gibi değerli metallerin birikimiyle ölçüldüğü ve dış ticaret fazlası vermeye dayandığı bir ekonomi politikasıydı. 1)İNSAN DOĞASI İYİDİR: insanlar yapıcı bir şekilde -not yıkıcı- Neo-merkantilizm ise ekonomik gücü koruma ve geliştirme rekabetçi olan ve insanlar akıl-mantık -not duygular- amacını güder, ancak bu güç, artık sadece değerli metallerle tarafından yönlendirilir. Yani bireysel çıkarları topluma zarar değil, stratejik endüstrilerin korunması, dış ticaret fazlası ve vermez. Çünkü bunların kendi arasındaki rekabeti sayesinde döviz rezervlerinin artırılmasıyla birbirleriyle yapıcı ilişkiye girerler. Merkantalistler bu konuda ilişkilendirilir.Neomarkantilist ülkeler ticaret açıklarını zıttırlar (onlar saldırgan, kavgacı, şüpheci). Insan doğası isas azaltmak ve ithalata bağımlılığı azaltarak yerli endüstrileri olarak iyiye, işbirliğine yakındır derler. teşvik etmek amacıyla çeşitli politikalar uygularlar. 2)ANARŞİ KAÇINILMAZ DEĞİLDİR: yok değil derler ve GÜNÜMÜZDE YENİ KORUMACILIK ÖRNEKLERİ merkantalistler gibi uluslararası düzende anarşiyi yok edecek şeyin uluslararası kurumlar inşaa ederek veya bir otorite Komşunu fakirleştir politikaları. Günümüzde neomerkantilist tarafından yok edilebileceğini söylerler. politikaların en belirgin örneklerinden biri çin çünkü kendi kendine yetebilmeyi arttıran hedefleri var, son yıllarda abd 3)DEVLET ULUSLARARASI TOPLUMDA TEK AKTÖR DEĞİLDİR: var o da çin ile olan ticaret açığı kapatmak için yüksek gümrük devletin yanında bireyler, uluslararası şirketler, uluslararası örgütlerden oluşan alt aktörler vardır. Ve bunlar arasında en önemli aktör BİREY’dir derler. Devletler tek başlarına değil, ortak çıkarları için birlikte hareket edebilirler. Liberaller firmayı ekonomik refahın kaynağı olarak görüyorlar. Merkantalistler şüpheciydi. Ulusötesi şirketler ise bir güç olarak görülür. Hem ev sahibi hem köken ülkeye yarar sağlarlar. 4)ULUSAL ÇIKAR VE GÜÇ POLİTİKASI DEĞİL İŞBİRLİĞİ ESASTIR: 5)PİYASA EKONOMİK HAYATIN MERKEZİNDE YER ALIR: piyasa ekonomisine önem verirler ve hayatın merkezinde yer alır derler. Piyasa başarısızlıklarının farkındadırlar, devletin piyasaya sınırlı müdahalesine göz yumarlar. Karşılıklı bağımlılık sonuçları> 2. dünya savaşı sonrası çıktı. Herkesin çıkarınadır piyasa. Piyasa mekanizması doğal Hiçbir ülke dünya ekonomisinden bağımsız değil demişler. Ve düzendir ve insanoğlu buna müdahale yapmamalıdır. 70lerde dünyada yaşananlardan ders çıkarmışlardır. Tüccar- devlet yaklaşımı ortaya çıkmıştır asker-devlet yerine Liberal teorisyenler için UPE, servet arayışından oluşur. NEOLİBERALİZM 6)ULUSLARARASI DÜZEN: upeyi güç değil değerler üzerinden (demokrasi, insan hakları) üzerinden okuma yönelimindedir. Keynesyen yıkıldı stagflasyon yüzünden. Böylece başa döndük. 1)serbest piyasa ekonomisi. Devlet müdahalesi 7)MERKANTALİZM 0 TOPLAMLI OYUNUNA KARŞI ÇIKARLAR: minimum pozitif toplamlı oyundur derler. Uluslararası politik düzene katılan birey, devlet, kurum kazanıp çıkar buradan refah artar. 2)özelleştirme;devlet müdahalesi min olmalı verimlilik artsın, altyapı üstyapı vs 1)karşılıklı bağımlılık uluslararası düzende önemli. Karşılıklı bağımlılık çatışmayı engeller, işbirliğini arttırır, dünya barışı 3)deregülasyon(mevcut düzenlerin ortadan kaldırılması) sağlar. 4)mali disiplin( kamu harcama kısılması, bütçe açığı Barışçıl bir iş birliği ve çatışmaların azalması söz konusudur. kapanması, kamu borç düzen altına alınması gerek denir) kamu borç yüzünden sosyal-refah devleti politikasından bi tık 8)MERKANTALİSTLER GİBİ ASKERİ GÜÇ ARTTIRMAK YERİNE vazgeçilcek demek. Gelişmekte olan ülkelerde bu mali düzen, EKONOMİK POLİTİK GÜÇ ARTTIRIR.: o olunca askeri gücün de disiplin IMF, Dünya Bankası tarafından yapısal uyum programı artar derler. ile yapılmaktadır. 9)SİYASET-EKONOMİ İLİŞKİSİNDE BELİRLEYİCİ OLAN ELEŞTİREL (MARKSİST) ULUSLARASI POLİTİK EKONOMİ 4 EKONOMİDİR: (merkantalistlerdeki tam tersi idi) ekonomi siyaseti belirler. Eleştirel upe, kapitalizmin yapısal eşitsizliklerini ve küresel ekonomik sistemdeki güç ilişkilerini inceleyen yaklaşımdır. Tarihsel sıralama olarak Marksist düşünceden etkilenmişlerdir. Üretim biçimleri, sınıf mücadeleleri, emperyalizm ve sermaye birikimi gibi Ortodoks liberalizm: klasik yaklaşım kavramlara odaklanmışlar. Müdahaleci liberalizm: keynesyen yaklaşım Eleştirel upe, devlet ve piyasa arasındaki ilişkiden çok, SERMAYE İLE EMEK ARASINDAKİ ÇATIŞMAYI vurgular ve Günümüzde liberalizm küresel ekonomi içinde SERMAYE BİRİKİMİ EŞİTSİZ DAĞILIMInı Karşılıklı bağımlılık eleştirir. Neoliberalizm Eleştirel yaklaşımlar ‘radikal teori’, ‘yapısalcı yaklaşım’, ‘marksist yaklaşım’, ‘bağımlılık okulu’, ‘neo-marksist yaklaşım’ ve ‘dünya sistemleri kuramı’ gibi farklı başlıklara ayrılmakta. Marksist düşünceli derinlemesine anlamak için iki temel üretici güçler= emek gücü+teknoloji+doğal kaynaklardır ve , kavramın, TARİHSEL METARYALİZM ve DİYALEKTİK DÜŞÜNCE bir toplumun üretim kapasitesini belirleyen unsurlardır. ‘nin açıklanması gerekir. Bu iki yaklaşım, Marx’ın toplumu B:ÜRETİM İLİŞKİLERİ: üretim sürecinde ortaya çıkan mülkiyet analiz etme biçimini ve sınıf mücadelelerinin tarihsel ve iş ilişkileridir. Bu ilişkiler, üretim araçlarına kimin sahip gelişimdeki rolünü vurgular. olduğunu ve kimin emeğini sattığını gösterir. Köle-sahip , 1) DİYALEKTİK SÜREÇ: TEZ > ANTİTEZ > SENTEZ (hegele göre) feodal toplumda feodal lord-selfler , kapitalistlerde sermayadar-işçi arasında üretim ilişkisi söz konusudur. Tez: herhangi bir zaman diliminde her toplumda olan hakim TARİHSEL MATERYALİZM: genelde üretim güçleri ve üretim görüştür. Antitez: bu görüş karşısında kısa zamanda çatışan ilişkileri arasında ortaya çıkan çatışmalar yeni üretim başka görüştür. Sentez: tez ve antitez çatışması sonucu tarzlarının ortaya çıkmasına neden olur: bu çelişki ise üretici ortaya çıkan daha iyi yeni tezdir. ilişkilerini üretici güçlerinde ortaya çıkan gelişmeye ayak uyduramaması sonucu olur ve bu durum sınıflar arası Hegel der ki bu sonu gelmeyen ve zincirleme görüşlerin çatışmayı tetikler ve bu çatışma sonucunda yeni bir üretim çatışması sonucunda tarihsel süreç devam edeceğini ve biçimine geçiliyor ve tarih bu şekilde süreklilik arz ediyor. değişimin(evrim) kökeninde görüşlerin çatışması vardır der. Bu süreci ve sürecin analizini diyalektik diye adlandırır. !bak naptık tarihsel materyalizme diyalektik yaklaşımı entegre ettik. Marx, özellikle gençlik yıllarında, Hegel’den ve onun diyalektik düşünce sisteminden çok etkilenmişti. Bu nedenle diyalektiği kendi tarihsel çözümlemesinin önemli bir bileşeni olarak kullandı Diyalektik materyalizm, Marx’ın toplumsal değişimi ve doğanın işleyişini anlamak için kullandığı felsefi bir yaklaşımdır. Diyalektik düşünce, dünyadaki her şeyin zıtlıklar içinde sürekli bir etkileşim halinde olduğunu ve bu etkileşimlerin, çatışmaların sonucu olarak değişim ve gelişim sağladığını savunur. Yani, bir şeyin var olması ya da gelişmesi, onun karşıtıyla olan çatışmasına bağlıdır. TARİHSEL METARYALİZMDE KÖLECİ TOPLUMDAN FEODAL TOPLUMA GEÇİŞİN DİYALEKTİK ANLATIMI **SS** Marks’a göre, tarihsel gelişim maddi çelişkilerle ve sınıf mücadelesiyle ilerler. Marksist diyalektiğin merkezinde, Köleci toplumda, köleler ve sahipleri var. Artık değerin toplumda var olan çelişkiler ve zıtlıklar yer alır. hepsine sahip olan sahip oluyor. KÖLECİ TOPLUMDAKİ ÇELİŞKİLER İSE: 1) VERİMLİLİK SORUNU: kölelerin üretim TEZ > ANTİTEZ > SENTEZ motivasyonu oldukça düşük e çünkü çalışma karşılığı yok ne bi Feodalizm > burjuva sınıfı > kapitalizm ödül ne bi hak. Kapitalizm > sermaye-işçi sınıfı çatışması > sosyalizm 2) ÇATIŞMA VE İSYANLAR: örn spartaküs isyanı 3)EKONOMİK BÜYÜME SINIRLILIĞI: sahipler teknoloji gelişmesini istemez yani köle emeği üzerine kurulu sistem 2)TARİHSEL METARYALİZM: toplumların ekonomik daha fazla kar elde etmek için böyle geliştirme ihtiyacı yok altyapısının (üretim ilişkileri, üretim araçları) tarihsel süreçleri İşte bu çelişkiler derinleştikçe bu yapının çözülmesi başlıyor belirler. Bu kavrama göre toplumsal ve siyasal yapıların ve feodal sistem bu çözülme sonucunda geliyor. gelişimi ekonomik temele dayanır. Marx'a göre tarih, ekonomik yapılar ve sınıf çatışmaları tarafından belirlenen bir FEODAL SİSTEMİN ÖZELLİKLERİ süreçtir. 1)TOPRAK VE ÜRETİM İLİŞKİLERİ: toprak en önemli üretim Her toplumun üretim tarzı (ekonomik yapısı) 2 parçadan aracı. Selfler toprağı işleyerek hem kendi ihtiyaçlarını oluşur. A)ÜRETİM GÜÇLERİ B)ÜRETİM İLİŞKİLERİ bu ikisi de karşılıyor hem de toprak sahiplerine üretimin bir kısmını vergi altyapı denen düzeni oluşturur. ya da ürün olarak sunuyordu. Köleci toplum aksine SERFLERİN BİR TÜR MÜLKİYET HAKKI VARDI ve tamamen A:ÜRETİM GÜÇLERİ: Üretim güçleri, bir toplumun var özgür olmasalar da kölelere kıyasla daha fazla hakka olabilmesi için gerekli maddi üretimin yapılabilmesinde rol sahiplerdi. alan üretim araçları (toprak, hammadde, makine vs) ile bu araçları kullanabilecek teknik bilgi, üretim tecrübesi ve iş 2)YEREL OTORİTE VE HİYERARŞİ: merkezi yönetim zayıflamış alışkanlıklarına sahip insan emeğine denmektedir. Buna göre ve yerel otoriteler(feodal beyler) güç kazanmıştı. Bu sistem yerel otoritelere dayalı bir ekonomik ve sosyal yapı oluşturdu zamanla işçi sınıfının örgütlenmesi ve devrimci bir harekete dönüşmesine yol açar. Marx’a göre bu sınıf mücadelesi, sonunda kapitalizmin yıkılmasına ve ve köleci toplumun merkezi gücüne karşı bir alternatif sundu. sosyalist topluma geçişe neden olacaktır. 3)VERİMLİLİK ARTIŞI: kölelere kıyasla daha fazla kişisel (e). Sosyalist-komünist toplum, kapitalist çelişkilerin çözümlenmesi ve haklara sahip oldukları için üretime daha fazla katkıda proletaryanın devrim yoluyla üretim araçlarının kontrolünü ele geçirmesiyle bulundular. Bu da daha verimli bir sistem ortaya çıkardı kurulacak olan yeni bir toplumsal aşamadır. Bu aşamada özel mülkiyet ortadan kaldırılır, üretim araçları toplumsallaştırılır ve sınıfsız bir toplum inşa edilir. kölesel sisteme nazaran. Sosyalizm, komünizme geçişin ilk aşaması olarak kabul edilir. Üretim ilişkileri, artık insanların ihtiyaçlarına göre düzenlenir ve herkes yeteneğine göre üretim FEODALDEN KAPİTALİZME GEÇİŞ yaparken, ihtiyaçlarına göre tüketim sağlar. Çelişkileri; Sosyalist toplumda, sınıflar arasındaki çelişkiler ortadan kaldırılmıştır, ancak Marx’a göre bu süreç Feodal toplumda serfler ve lordlar var. Bunlar içinde de bir geçiş aşamasıdır ve komünist toplum tam anlamıyla sınıfsız, devletsiz ve çatışmalar, çelişkiler var. Kölesel sistemle karşılaştırıldığında sömürüsüz bir düzeni temsil eder. Komünist aşamada, tüm üretim araçları serfler daha toktu, kısmi mülkiyetleri vardı ve merkezi ortak mülkiyet haline gelir ve üretim fazlası toplumun genel ihtiyaçları için yönetim bir tık daha azalmıştı. Yerel yönetimlerce yürüyordu. kullanılır. Bu noktada, tarihin diyalektik ilerlemesi sona erer ve insanlar özgür, eşit ve ortak bir üretim süreci içinde yaşar. Sonra lordlar vergi koyup serfleri sömürüyorlar ordan da kapitalist sisteme geçiliyordu. SOSYALİZM MARKSİSTELERE GÖRE CENNET, ORADA SINIF (a) İlkel komünal toplum, insanlık tarihinin en eski üretim biçimi olup, avcı- ÇATIŞMASI YOK, SINIF YOK, DEVLET YOK SÖMÜRÜ YOK toplayıcı toplumların üretim yapısını yansıtır. Bu dönemde özel mülkiyet ORTAK MÜLKİYET VARDIR VE BU NOKTADA TARİHİN bulunmaz, üretim araçları ve üretilen ürünler ortak bir şekilde kullanılırdı. DİYALEKTİK İLERLEMESİ SONA ERER VE İNSANLAR ÖZGÜR, Toplumsal işbölümü basit düzeydeydi ve sınıf ayrımı mevcut değildi. Üretim, EŞİT BİR ORTAK ÜRETİM SÜRECİ İÇİNDE YAŞAR. temel hayatta kalma ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapılır ve herkes üretim sürecine katılırdı. Çelişkiler; İlkel komünal toplumda sınıfsal bir çatışma Markist yaklaşımda ALT YAPI - ÜST YAPI ilişkisi var. bulunmaz, ancak üretici güçlerin gelişmesiyle birlikte bu toplum yapısında da çelişkiler ortaya çıkar. Tarımın ve hayvancılığın gelişimi, üretimin fazlalaşmasını Toplumların ekonomik ve toplumsal düzenini anlamak için ve buna bağlı olarak mülkiyet ilişkilerinin doğmasını sağlar. Bu da özel kullanılır. Karl Marx’a göre toplumların yapısını 2 bileşenle mülkiyetin ortaya çıkması ve sınıf farklılıklarının belirginleşmesiyle köleci şekillenir. topluma geçişi tetikler. (b) Köleci toplum, ilkel komünal toplumdan sonraki aşamadır ve ilk sınıflı toplum olarak kabul edilir. Bu dönemde üretim, köle emeği üzerine kuruludur ve köleler, üretim araçlarıyla birlikte sahibinin mülkü sayılır. Üretim fazlası ile ÜST YAPI birlikte, köle sahipleri üretim araçlarına ve kölelere sahip olan egemen sınıfı oluştururken, köleler alt sınıfı oluşturur. Çelişkileri; köleci toplumda temel çelişki, köle sahipleri ile köleler arasındaki sınıfsal çatışmadan kaynaklanır. Köleler, üretim sürecinde en düşük haklara sahiptir ve bu durum, üretim verimliliğinin düşmesine neden olur. Kölelerin verimsizliği ve köle emeğinin ekonomik açıdan sürdürülemez hale gelmesi, bu sistemin çöküşüne yol açar. Ayrıca, köle ayaklanmaları ve iç savaşlar bu çelişkileri daha da derinleştirir. Sonuç olarak, köleci sistem yerini feodal üretim ilişkilerine bırakır. Altyapı toplumun ekonomik temelidir, üretim araçları ve (c) Feodal toplum, tarıma dayalı bir üretim biçimine sahip olup, köleci üretim ilişkileridir. toplumun çözülmesi sonucunda ortaya çıkar. Feodal düzende üretim, toprak sahipleri (feodal beyler) ile toprağı işleyen serfler arasındaki ilişkiye dayanır. Üstyapı ekonomik altyapı üzerine inşa edilen siyasi, hukuki, Toprağı işleyen serfler, feodal beylere bağlıdır ve onların koruması altında ideolojik ve kültürel yapıdır. yaşam sürerken ürettiklerinin bir kısmını beylere vermek zorundadırlar. Bu sistemde özel mülkiyet devam eder ve toprak mülkiyeti egemen sınıfın **SS** ALYAPIDA ORTAYA ÇIKAN ÇATIŞMA TÜM EKONOMİK elindedir. Çelişkileri; Feodal toplumda ortaya çıkan temel çelişki, feodal beyler DÜZENİ BELİRLER. ALT YAPI ÜST YAPIYI BELİRLER VE ALT ile serfler arasındaki çıkar çatışmalarıdır. Serfler, toprak üzerinde bağımsızlık elde edemediklerinden ve büyük oranda üretim fazlasına el konulduğundan YAPI İLE ÜST YAPI ARASINDA DİYALEKTİK İLİŞKİ VARDIR. ekonomik özgürlükten yoksundur. Ancak, ticaretin ve şehirleşmenin gelişmesiyle birlikte burjuvazi adı verilen yeni bir sınıf ortaya çıkar. Bu sınıf, şehirlerde ticaret ve zanaatla uğraşarak feodal toplumun katı toprak mülkiyeti yapısına meydan okur. Feodalizmin içindeki bu çelişkiler, devrimci hareketlere ve kapitalist üretim biçimine geçişe yol açar. (d). Kapitalist toplum, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve serbest piyasa ekonomisine dayalı bir sistemdir. Bu dönemde üretim araçları kapitalistlerin elindedir ve işçiler, emek gücünü satarak yaşamlarını sürdürebilirler. Kapitalist sistem, meta üretimine ve kar maksimizasyonuna dayanır. Bu süreçte sermaye birikimi esastır ve üretim araçlarına sahip olanlar kar elde etmek için işçi sınıfının emeğini kullanır. Çelişkileri, Kapitalist toplumda ana çelişki, burjuvazi (üretim araçlarına sahip olan kapitalistler) ile proletarya (işçi sınıfı) arasındaki **SS** sınıfsal çatışmadan doğar. Kapitalistler, kar elde etmek için işçilerin emek gücünü sömürürken, işçiler de daha iyi çalışma koşulları ve ücretler için Kapitalist sistemin toplumsal piramidi yukarıdan aşağıya: mücadele ederler. Ancak, kapitalist sistemde üretim araçlarına sahip olmayan işçi sınıfı sürekli olarak sömürülür ve yoksulluk içinde yaşar. Bu çelişkiler -Bir avuç kapitalistin sahip olduğu sermaye -Yönetenler -Marksistlerde devlet bu elit sınıfın çıkarlarını koruyan, kapilatistlerin çıkarlarını arttırmaya çalışan kurumdur -Sistemi kutsayanlar gözüyle bakıyor. Devlete olumsuz bakış açısı söz konusu. -Otorite düzenini sağlayanlar Devlet sermaye birikimini sağlayan ve kapitalizmi sürdüren olgu UPE’de önemli der ama öyle. -Gününü gün eden burjuvazi -uluslarası firmalara ise marksistler şöyle bakar; sermayeyi -Herkes için çalışan emekçiler şeklinde sıralanabilir. yoğunlaştırıp emperyalizme yol açar. Hegomanya SINIF KAVRAMI: aynı istek ve ihtiyaçları paylaşan insan sürdürülmesi aracıdır, serbest ticaret sömürücüdür der. (kötü toplulukları. Marksistlere göre insanlar tek tek bireyler bakıyorlar) olarak değil SOSYAL SINIFLAR olarak ele alınırlar. 3 tane -marksistler de 0 toplamlı oyun kavramına sahipler (serbest ölçütü vardır; ticaret) 1)üretim sürecinde aynı konumda olan ve aynı payı -çatışmayı da barındırırlar. Kapitalistlerle hem ulusal hem alanlar (objektif unsur) uluslararası düzeyde 2)üretim araçlarının sahibi olup olmaması (objektif -çatışma vardır der unsur) -kapitalizm yayılmasını sağlar der serbest ticaret. 3) kişinin ait olduğu sınıfın bilincinde sahip olup olmaması (subjektif unsur) 6. hafta ve 7. hafta Bu çerçevede tarihin her döneminde, ilkel komünal olarak Hegomonya Türleri adlandırılan dönem hariç, bir yanda emeğinden başka Hollanda Hegomanyası, İngiliz H. , ABD H. sermayesi olmayan ezilen sınıf, öte yandan da üretim araçlarını mülkiyetinde tutarak o mülkiyetten yoksun olanları Hegomonik İsitkrar Teorileri, Uluslararası Ticaret Modeli sömürenler olmak üzere iki sınıf insan vardır. Kapitalist Uluslararası Rejim Teorisi dönemde bu işçi sınıfı ve burjuvazidir. -- Marks’a göre de liberallerin dediği gibi işçi ile işveren arasındaki ilişki karşılıklı güven ve anlaşmayla değil, egemen Eski yunanda, bir şehir devletinin diğer şehir devletleri sınıfın sermaye, dolayısıyla iş tekeli sayesinde tek taraflı üzerinde siyasi, askeri gücünü kullanarak otorite oluşturması baskısıyla oluşturulmaktadır. anlamında hegomanya kullanılmıştır. KAPİTALİZMİN SONUNU GETİREN ŞEYLER, ÇELİŞKİLERİ modern anlamda ilk kez 17. yüzyılda İngiltere'nin denizlerdeki üstünlüğü ile anılmaya başlanmıştır 1)AZALAN KAR ORANLARI YASASI: e emek sömürücüleri bu (Wallerstein,) 19. yüzyılda İngiltere, hem sanayi devrimindeki kapitalistler ama gel gör ki emek azaltıcı teknolojiler öncü rolü hem de deniz ticaretindeki üstünlüğü nedeniyle üretiyorlar bu da işçi başına kar marjını azaltıyo. E işsizlik küresel bir hegemon haline geldi. artacak bu yasa sayesinde sistem çökecek 20. yüzyılda hegemonya kavramı, ABD'nin İkinci Dünya 2)ORANTISIZLIK YASASI(YETERSİZ TÜKETİM): say kanunu Savaşı'ndan sonra uluslararası sistemdeki rolü ile daha reddeder. Orantısızlık (yetersiz tüketim) kanununa göre kurumsal bir hale gelmiştir. Bretton Woods kurumlarının kapitalizm, anarşik, plansız yapısı sebebiyle istikrarsızlığa kurulması ve serbest ticaret rejiminin yayılması, ABD'nin eğilimlidir. Daha fazla artık-değer peşindeki kapitalist işçilere hegemonik gücünü pekiştirmiştir (Kindleberger,) daha az ücret öder. İşçilerin çok sayıda olması üretim Hegemonya kavramı akademik bir çalışma olarak iki dünya sürecinde buna imkan tanırken, satış kısmında sorun çıkarır. savaşı arası dönemde ilk kez İtalyan Komünist parti lideri Çünkü artık-değerin kâr olarak gerçekleşmesi için üretilmiş Antonio Gramsci tarafından kullanılmıştır.1971 malların da satılması gerekir. Oysa düşük ücretler düşük talebe neden olurken, piyasada üretilmiş ama satılamamış mallar ANTONİO GRAMSCHİ ŞÖYLE BİR AYRIM YAPMIŞ: olacaktır. Kapitalizmin bu plansız ve anarşik yapısı kaçınılmaz 1) ZORLAYICI HEGEMONYA ve 2) RIZAYA DAYALI HEGEMON olarak krizler üretecek ve nihayetinde çökecektir. Böyle ayrım yapma temel nedeni hegemonik güçlerin 3)TEMELKÜS(SERMAYEBİRİKİM,TEKELLEŞME) YASASI: nüfuzlarını nasıl sağladıklarını analiz etmek için. Sermaye birikip daha verimli hale geldikçe, getiri oranı Zorlayıcı hegemonya, hegemonik iktidarın (devletin) azalcaktır. gücünü baskı, yaptırım veya doğrudan tehdit yoluyla MERKANTALİSTLERDE DEVLET, LİBERALDE BİREY, uyguladığı hegemon türüdür. Askeri güç kullanabilir. MAKRSİSLERDE SINIF !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! Ekonomik ambargolar, siyasi yaptırımlar gibi zorlayıcı araçlar kullanabilir. Hegemon gücün hedeflediği ülke bunlar karşısında tehtit altında hissedebilir ve onun dediğine göre hareket etmek **antonio gramsci’ye göre hegemonya, bir grubun ya da zorunda kalır. Kısa vadede etkin olabilir, uzun vadede sınıfın, zorla değil aynı zamanda rıza yoluyla da diğer gruplar sürdürebilirliği zordur, direnişler , tepkiler olabilir. Devletin üzerinde kurduğu egemenlik biçimidir. gücünü maksimize etmek için kullandığı güçtür. Örn: soğuk **SS%100** ANTONİO GRAMSCHİ HEGEMONYA TANIMINA savaş dönemi amerika hegemonyası ve sovyet h.sı HANGİSİ UYMAKTADIR? HEM RIZA, HEM ZORLAYICI AYNI Rıza yoluyla hegemonya (düzen için): hegemon devlet ANDA BULUNMALIDIR. hegemon gücünün etkisini ve üstünlüğünü zorlayıcı araçlar ANTONİO GRAMSCİ HEGEMONYA KAVRAMI OLUŞMASI İÇİN kullanmak yerine rıza, ikna gücü ya da kültürel üstünlük GEREKLİ UNSURLARI, TEMEL NOKTALARI: yoluyla diğer devletlere gösterir. Hegemon devlet kendi 1)RIZAYA DAYALI EGEMENLİK: eğitim, medya, din gibi varlığının doğal ve meşru olduğu algısını yaratır ve diğer ideolojik aygıtlar aracılığıyla rızayı oluşturabilir. Bu aygıtlar toplulukların kendi istekleriyle bu düzene uyum sağlamasını hakim sınıf kültür, değer, inançları toplum geneline yaymak sağlar. Bu modelde hegemon gücünü ideolojik araçlarla için kullanılır. Ve böylece egemen devlet (sınıf) çıkarlarının tüm destekleyerek, değerlerini ve normlarını diğer devletlere toplum çıkarlarıyla uyumlu olduğu fikri yaygın olmuş olur. kabul ettirir. Düzen için hegemonya yaklaşımı temel argümanı, uluslarası anarşik sistemi düzenleyecek bir güç olmaksızın sistemin 2)HEGEMONYA ORTAYA ÇIKMASINDA SİVİL TOPLUM ROLÜ: istikrarı sağlanamayacaktır. Uluslararası sistemde hegemon antonio’ya göre hegemonya öncelikle sivil toplumda inşa devlet olmaması anarşiye yol açar der. Hegemon liberal edilir. Sivil toplum içinde aile, medya, okul... var. Burada dünya ekonomik düzeninin iyi işleyişi için, kural tanımaz egemen sınıf görüşleri toplum genelinde kabul gören dünya devletlerin istismarına karşı sistemi koruyacaktır der. görüşü haline gelir. Uluslararası alanda yoğun ekonomik faaliyetlerin yürütülebilmesi için bir 3)ZOR VE RIZANIN BİRLİKTELİĞİ: hegemon devlet devletin siyasal gücün varlığı şarttır. Bu merkezi siyasal güç, uluslararası sistemin çeşitli konularını koyduğu kurallarla düzenleyecek ve bu kuralların işleyişini baskı aygıtı (askeri güç) ile rıza aygıtı (medya) arasında denge gözetecektir. Söz konusu merkezi siyasal güç ve onun koyduğu kurallara, kurması gerekir. kural tanımaz devletlerin (free riders) varlığı nedeniyle ihtiyaç vardır. 4) ORGANİK AYDINLARIN VARLIĞI VE KARŞI HEGEMONYA Uluslararası sistemin genel anarşik yapısından faydalanmaya çalışacak kural tanımaz devletler, diğer devletlerin kurallara uyması koşullarını ortadan ÇIKMASI: Hegemonik devlet çıkarlar yaymak için aydınlar sınıfı kaldırır. Bu tür bir ortamda ekonomik faaliyetlerin gelişmesi beklenemez. Bu kullanılır. Sermaye sınıfında yetişen Ali Koç, İşçi sınıfından da nedenle hegemon, kural tanımaz bencil devletlere karşı tek güvencedir. birisi işte. Bu temsilciler sınıflarının sorunlarını en iyi temsil Gilpin bu olguyu, "Açık bir dünya ekonomik düzeni kural tanımaz devletlerin eder, anlatır, anlar. Bu aydınlar o toplum değerlerini inşa eder. tehdidi altındadır" şeklinde ifade etmiştir ---Hegemonik döngü: bu hegemon devlet güç ve rıza dengesini yitirirse, bozulursa o hegemon devlet gücünü kaybeder. Ve Rıza yoluyla hegemonya genellikle ekonomik işbirliği, kültürel yeni bir hegemon güç ortaya çıkar. Bu döngüye denir işte. Bu etki ve norm oluşturma süreçleri ile kurulur. Örneğin, ABD’nin 20. yüzyılın ikinci yarısında liberal demokrasi ve serbest piyasa ekonomisi gibi döngü güç-rıza bozulması ile meşruiyeti zayıflatır. değerleri dünya çapında yayması, rıza yoluyla hegemonya örneğidir. ABD, UPE bağlamında hegemonya 4 farklı biçimde Hollywood filmleri, medya, eğitim ve diğer kültürel araçlarla kendi değerlerini kavramsallaştırılarak analiz edilebilir. Bak bunu biz diyoz işte 4 cazip hale getirerek, bu değerlerin "evrensel" olduğu algısını yaratmıştır. Bu sayede birçok ülke, zorlanmadan ABD liderliğindeki liberal düzene uyum farklı hegemonya ortaya çıkabilir. sağlamıştır. 1)ULUSLARASI HAKİMİYET OLARAK HEGEMONYA: bir Antonio Gramschi diyor ki uzun vadeli hegemonya kurmak devletin ekonomik ya da teknolojik üstünlüğünü kullanarak istiyorsan bu büyük ölçüde rızaya dayalı olmalıdır. Çünkü diğer devletler üzerinde üstünlük kurmasıdır. Örn:amerika diğerlerinin kanul etmesi daha kolay, zaman zaman güç de 2)DEVLET HEGEMONYASI OLARAK HEGEMONYA: bir devletin kullabilir tabiiki. kendi içerisindeki farklı sosyal gruplar üzerinde hegemonya *ZORLAYICI HEGEMONYA VS RIZAYA DAYALI HEGEMONYA* inşa etmesidir. Burada devlet kendi sınırları içerisinde siyasi ya Zorlayıcı hegemonya doğrudan yaptırıma dayalı, çatışma söz da sosyal düzeni korumak amacıyla hegemonya inşa eder. Örn: konusu ; rızaya dayalı hegemonya daha uzun vadeli, inceliğe çin teknolojik gözetim ve ideolojik eğitim yoluyla toplum dayalı. üzerinde kontrol kurarak hegemonya yapmaya çalışıyor. Zorlayıcı hegemonya direnç ve karşıtlık yaratabilirken ; rıza 3)RIZAYA DAYALI EGEMENLİK VEYA İDEOLOJİK EGEMENLİK yoluyla hegemonya daha istikrarlı uyum ve meşruiyet OLARAK HEGEMONYA: bir devlete veya toplumsal sınıfın sağlayabilir. ideolojik araçları kullanarak diğer devletleri ya da toplumları kendi hegemonyasına razı etmeleridir. Örn: avrupa birliği Zorlayıcı hegemonya kısa vadeli sonuçlar üretirken ; rızaya dayalı hegemonya uzun vadede daha sürdürelebilir kabul 4)BELİRLİ BİR DÜNYA DÜZENİNDE TARİHSEL BLOKLAR mekanizmaları yaratabilir. İÇİNDEKİ LİDERLİK UYGULAMASI OLARAK HEGEMONYA: tarihsel blok belirli bir hegemonik gücün ekonomik ve ideolojik unsurları uyumlu bir şekilde birleştirerek kendi hegemonyasını sürdürebilecek düzeni oluşturmasına denir. ABD kurduğu birimi olup Londra küresel finans merkezi olmuştur. Sonuçta Bretton Woods tarihsel bloku ifade eder. Bu kurum sayesinde küresel ticaret ve sermaye finansman akışlarının merkezi hegemonyasını sürdürmüş, kurmuş. olmuş. NİYE ÇÖKTÜ? ----TARİHSEL HEGEMONİK DEVLETLER -ALMAN VE AMERİKAN GÜÇLERİNİN YÜKSELİŞİ: 20.yy -HOLLANDA başlarında alm ve amerika askeri olarak ingye meydan okur hale gelmiş. 1. dünya savaşı sonrası abd ekonomik güç -İNGİLTERE kazanmaya başlaması hegemonik gücünü yitirmesini sağlamış -ABD -1. VE 2. DÜNYA SAVAŞI SONUCU İNGİLİZ EKONOMİSİNİN ----------HOLLANDA HEGEMONİK DEVLETİ------------ VEA ASKERİ GÜCÜNÜN YIPRANMASI HOLLANDA 17.yyda ekonomik, siyasi ve politik açıdan üstün -KOLONYOL İMPARATORLUĞUNUN DAĞILMASI: bu koloniler konuma gelerek İLK MODERN HEGEMONİK DEVLETlerden biri savaş sonrası bağımsızlık mücadeleri yapmış. olmuştur. İNGİLTERE- HOLLANDA HEGEMONYASI FARKI UNSURLARI, İNŞASINDA YARDIMCI OLAN GÜÇLER 1- hollanda ekonomisi ticaret-finans üzerine kuruluyken ingiliz -TİCARET VE DENİZCİLİK GÜCÜ: 17.yyda gelişmişliği ile küresel ekonomisi sanayi üretimi kapitalizmi üzerine yükselmiştir. ticaret hakimiydi ve bu gücü hegemonya inşasında etkili oldu. 2- hollanda hem ticaret yollarını kontrol ederek hem de -FİNANSAL ÜSTÜNLÜK VE SERMAYE BİRİKİMİ: avrupa’nın ilk korumacı politikalar ile küresel ticareti kontrol altına almaya modern finans merkezlerinden biri olan Amsterdam’da çalışmış. Ingiltere ise serbest ticareti savunmuştur. gelişmiş bankacılık ve finans sistemi kurmuş. Küresel sermaye 3- ingiltere para birimi sterlin küresel para birimi olmuşken, akışlarının merkezi haline gelmiş ve bu da hegemon etmiş. hollanda para birimi olamamış. -KÜLTÜREL ETKİ VE RIZA OLUŞTURMA: Hollanda kendi İNGİLTERE HOLLANDA HEGEMONYASI BENZERLİKLERİ modelini diğer devletlere benimsetmeye çalışmış. Kendi 1- her iki devlet kendi döneminde finans merkezi olmuş. sistemini evrensel bir modelo olarak sunmuş. Liberealmiş ideolojik ve kültürel olarak ona benzemeye çalışmış diğer devletler. --AMERİKAN HEGEMONYASI KURULUŞUNDAKİ UNSURLAR-- ÇÖKÜŞÜ NEDENLERİ -BRETTON WOODS SİSTEMİ VE EKONOMİK ÜSTÜNLÜK: -İNGİLTERENİN YÜKSELİŞİ VE ASKERİ REKABET: ing sanayileşti uluslararası para birimini inşa ederek uluslararası düzeyde ve güçlü donanma kurmuş dolar bazlı bir düzen inşa etmiştir. Doların altına bağlı diğer paraların buna bağlı olması sayesinde küresel düzeni kontrol -HOLLANDA’DA YAŞANAN EKONOMİK GERİLEME, FİNANSAL etmiş. GERİLİMLER (hollanda-hindistan şirketi geriledi) -ASKERİ GÜCÜ VE NATO’NUN ROLÜ: natoda lider olmasının -KÜRESEL SİSTEMDEKİ DEĞİŞİM VE YENİ HEGEMONİK DÜZEN: gücü. Kendi hegemonyasına dahil etmek için amerika kurumlar hollanda çöküşü uluslararası sistemde ingilterenin liderliğinde kuruyordu. Dünya güvenliği bakımından güç oldu bu durum yeni bir hegemonik düzen ortaya çıkmasına yol açtı. Ing sanayi hegemon olmasını güçlendirdi. devrimi ile birlikte küresel ticaret ağını kontrol etmeye başladı. -KÜLTÜREL VE İDEOLOJİK HEGEMONYA: ABD, Hollywood, ÖZELLİKLERİ hegemonya olması için cazibeli kıldı hollandayı medya ve küresel markalar aracılığıyla kültürel üstünlüğünü -TİCARET MERKEZLİ EKONOMİ pekiştirmiştir. Amerikan kültürü, kapitalist değerleri yayarak ve -GELİŞMİŞ FİNANSAL YAPI tüketim odaklı bir yaşam tarzını özendirerek ideolojik bir hegemonya kurmuştur. -İDEOLOJİK VE KÜLTÜREL ETKİ ABD HEGEMONYASI ÇÖKÜŞÜ -EKONOMİK REKABETİN ARTIŞI: JAPONYA VE AB: -İNGİLİZ HEGEMONYASI KURULUŞU ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER- -BRETTON WOODS SİSTEMİNİN ÇÖKÜŞÜ VE PETROL KRİZİ: -SANAYİ DEVRİMİ VE BUNLAR SONUCU KAZANDIĞI bretton woods çöküşü sebebi kore ve vieatnam savaşında YENİLİKLER karşılıksız -altınyerineparakoymadan- para basması -DENİZCİLİK ve ASKERİ GÜCÜ: donanmasıyla ticaret yerlerini -ASKERİ VE SİYASİ İTİBAR KAYBI: vietnam savaşı ile belli oldu alması ve deniz aşırı yerlere ticaret yapması. Koloniler kurmuş askeri gücünün bir sınırı olduğu. bu da hammadeye ulaşmasını kolaylaştırmış bu da üretim- tüketim dengesini sağlamış ABD VE HOLLANDA HEGEMONYALARININ KARŞILAŞTIRIMI -LİBERAL TİCARET POLİTİKALARI VE FİNANSAL KONTROL: Hollanda'dan farkı sanayi gücüne dayalı model geliştirmesi ve küresel serbest ticaretin öncüsü olmuştur. Sterlin küresel para küresel üretim zincirlerinin kontrolünü elinin altına almıştır. Abd'de dolar küresel para olmuş, NewYork küresel finans 3-KÜRESEL KAMU MALLARININ SAĞLANMASI: uluslararası merkezi(benzerlik) güvenlik sağlanması, serbest ticaret işleyişi sağlanması Hollanda’nın hegemonyası ticaret ve finans temelli –sanayi 4-ORTAK VE İSTİKRARLI BİR DÖVİZ KURU SİSTEMİ TESİS kapitalizmi geçiş yapamamış- bir yapıya sahipken ABD, kültürel ETMELİDİR etkisini medya, sinema ve popüler kültür aracılığıyla yaymıştır. 5-FARKLI MAKROEKONOMİK POLİTİKALAR ARASINDA UYUM ABD hegemonyası, kapitalizmi ideolojik olarak dünya çapında SAĞLAMALI VE EKONOMİK KRİZ YÖNETİMİNDE GÖREV meşrulaştırarak geniş bir kültürel hegemonya inşa etmiştir. ALMALIDIR ABD- İNG HEGEMONYALARININ KARŞILAŞTIRIMI Bu 5 görevi ne kadar iyi yaparsa hegemonik devlet dünyada o Ing ve abd kendi dönemlerinde üretim güçleri yüksek ama abd farklı kadar başarılı olmuş olur der kindleberger. olarak bilgi teknolojisi, finans, teknoloji konusunda küresel hale 2) ULUSLARASI REJİM YAKLAŞIMI/ ROBERT KEOHANE/ geliyor. NEOLİBERAL HİT Ikisinde de paraları rezerv para olmuş. Neoliberal da hegemon devlet gücü yanında kurumlara Ingiltere askeri gücü deniz; amerika deniz,kara,havada üstünlüğe (uluslararası) önem verilir. Liberalde sadece ekonomik (mali sahip ve Nato’da ittifak gücünü pekiştirdi. düzen sağlamasına) bakıyorduk. Ing ideolojik olarak liberal ekonomi ve serbest ticaret dedi ve amerika buna karşı demokrasi, kapitalizm, serbest piyasa ideolojisi, Liberal yaklaşımda sorumluluğu ‘mali düzen’ iken yaygınlaştırdı. neoliberalde ‘mali düzen yanında kurum kurma’ gibi Ingiliz dili ve kültürü britanyada yaygın yani kolonilerinde; amerika sorumlulukları vardır. Bu tür hegemonya devlet arası çıkar tüm dünyayı etkilemiştir. farklılıklarını azaltarak iş birliğini teşvik eder. Ingiliz ekonomisi sömürgecilikte genişlemiştir ve doğrudan askeri Amerikan hegemonyası zayıfladığı 1970li yıllarda ortaya gücü yoluyla kolonilerle genişlerken; abd ise dünya savaşı sonrası çıkmış. Hegemon devlet olmasa dahi hegemon devlet güçlü marshall yardımları ile ideolojik ve ekonomik gücüyle buralara nüfus olduğu dönemde inşa ettiği kurumlar ve kurallar devam ettiği etmiş. için uluslararası düzen devam eder ve bunu da ‘uluslarası Ingiltere amerika gibi uluslarası kurumlar inşa edememiş. rejim’ olarak ifade eder. Keohane’ye göre, rejimler, devletler arasındaki belirsizliği azaltarak maliyetleri düşürür ve iş birliğini teşvik eder Bu 6. haftadan NET 4 SORU GELECEK. Hegemon devlet gücü azalması, çökmesinden sonra dahi HEGEMONİK İSTİKRAR TEORİLERİ uluslararası politik düzen devam eder der. Hegemonya Sonrası 1) LİBERAL HİT/ CHARLES KİNDLEBERGER/ DÜZEN İÇİN diye ünlü eseri var. HEGEMONYA : KLASİK HİT Koehane realistlerden şu konuda ayrılar hegemon olmasa dahi -kindleberger diyo ki: ekonomik hegemona ihtiyaç vardır. 1 ve karışıklığa sürüklenmez der uluslararası politik düzen. 2. dünya savaşı sırası yılları ekonomik istikrarsızlık olmasının Buna göre uluslararası örgütler, nedeni hegemonik güç, devlet olmamasına bağlar. 1929 buhranı da h. güç yok diye çıktı der. Son kredi mercii olmak: (a) işlem maliyetlerini azaltarak, ingiltere böyle olmadığı içindir der. Bu buhranla ekonomik (b) bilgi asimetrilerini ortadan kaldırır milliyetçilik olmuştur. Bu da siyasi milliyetçiliği pekiştirmiştir. (c)devletlerin taahhütlerinin inanılırlığını arttırarak Bu da savaşlara yol açmıştır. Bu savaşları engellemek için BM hegemonyanın yokluğunda dahi etkin küresel yönetişimi kurulmuş ama hegemonik devlet olmadığı için işe yaramamış. mümkün hale getirmektedir. Dünyada liberal politik bir sistem işlemesi için charles REJİMLERİN İŞLEVLERİ kindleberger der ki hegemonik bir devlet olmalıdır. Liberal düşüncelidir. Belirsizliği Azaltma: Rejimler, devletler arasındaki bilgi akışını sağlayarak karşılıklı anlaşılabilirliği artırır. Bilgi eksikliğinin yarattığı Hegemonik Gücün Başlıca Özellikleri ve Görevleri belirsizlikleri azaltarak iş birliği ortamını destekler (Keohane, 1984). Kindlebergere göre hegemon devletin uluslararası ekonomik Anlaşmazlıkları Çözme Mekanizması Sağlama: Uluslararası sistemde istikrarı sağlamak için 5 temel sorumluluğa sahip rejimler, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde rol oynar. Örneğin, Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumlar, ticari anlaşmazlıkların olduğunu öne sürmüş çözümünde etkili bir araç olarak kabul edilmektedir. 1-AÇIK PİYASA (PAZAR) SAĞLAMA İŞLEVİ: hegemon devlet Maliyetlerin Azaltılması: Uluslararası iş birliğinde, her devletin kendi diğer devletlerin kendi piyasasına erişimine izin vermeli ve başına yapması gereken harcamaları düşürerek maliyetleri azaltır. Bu kendi piyasasını açık tutmalı. Kendi zararına dahi olsa diğer iş birliği, özellikle ekonomik alanlarda ticari düzenlemeleri ve devletleri engellememeli kendi pazarına girerken sermaye ve maliyetleri yönetmek açısından önemlidir (Keohane, 1984). mal piyasa serbestleştirmeli Öngörülebilirliği Sağlama: Rejimler, devletlerin birbirlerinin davranışlarını tahmin etmelerine olanak tanır, böylece uzun vadeli iş 2-SON KREDİ MERCİİ OLMALI: son çare borç verici, kredi verici birliği fırsatları yaratır. olmalı. Özellikle küresel kriz dönemlerinde böyle -likitide 1)MAMUL MAL TİCARETİ 2)ULUSLARASI FİNANSAL İLİŞKİLER sağlayıcı- olmalı. 3)PETROL TİCARETİ 1-mamul mal ticaretinde bağımlılık ilişkisi var ve uluslararası gelebilir. Devletler arası işbirliği sağlanamadığı durumlarda düzen devam eder bazı kamusal malların üretimi zor hale gelir. 2-bretton woods çöktü ve bundan sağladığı sonuç uluslararası 4) ULUSLARARASI TİCARET MODELİ/ KRASNER/ DEVLET finansta hegemonik devlet çökünce uluslararası finansta MERKEZLİ YAKLAŞIM çökmüş. Tamamen değil ama devletler anlaşmalar yaparak Temel iddiası küresel serbest ticaret rejim oluşturulması ve düzenin tamamen çökmesini engellemiş. sürdürebilmesi için lider bir gücün uluslararası sistemde 3-amerika hegemonya zayıflayınca opec ortaya çıkmış. hegemon olması gerekir. Burdanki sonucu hegoman devlet yokluğunda dünya enerji Serbest ticaretin uluslararası sistem için faydalı olduğunu ve piyasalarında istikrarsızlık olabiliyor. Bu araştırmalar sonucu çatışmaları önlediğini varsayarak, böyle bir ticaret sistemi ve kararı ekonomik devlet yokluğunda rejimler farklı tepkiler hegemonun varlığı arasında kurduğu bağlantıyla, uluslararası verir der. Ama sonuç ise hegemonik gücü azaşdoğı istikrarın sağlanacağını ileri sürmektedir. Varsayımını dönemlerde uluslararası işbirliği sayesinde uluslararası doğrulamak için 1820-1879, 1879-1900, 1900-1913, 1918- rejimler devam edebilir. 1939, 1945-1970 yılları arasındaki dönemlerde uluslararası avrupa birliği, dünya ticaret örgütü uluslararası rejim ticaretin yapısını incelemiş ve bu yapıyı hegemon devletlerin örnekleridir. bu dönemlerdeki konumlarıyla ilişkilendirmiştir. BU 2 TEORİDEKİ FARKLILIKLAR (LİBERAL VS NEOLİBERAL) Dünya ekonomisinin açıklığını veya kapalılığını değerlendirmek için 3 ana ölçüt var demiş. Kindleberger tarafından ortaya konan hit’e karşı ortaya konulmuştur. 1)tarife düzeyleri (gümrük vergileri): t. oranı düşükse ticaret daha serbest, gümrük t. yükseldikçe korumacılık artar. Kindleberger tek bir hegemonik güç varken istikrar devam eder derken ; Koehane ise olmadan da istikrar devam eder demiş. 2)ticaret payları: ticaretin milli pay içersindeki yeri yüksekse açık ekonomidir der. BU 2 ANA YAKLAŞIM DIŞINDAKİ YAKLAŞIMLAR 3)bölgesel ticaret ortaklıkları: küresel ticaret belli bölgelerde 3) SNİDAL KÜRESEL KAMUSAL MALLAR yoğunlaştıysa bu durum küresel ticaretin kapalı hale geldiğini Hegemonsuz bir düzenin işleyebileceğini öne sürmüştür. söyler. Bunu da ‘’HEGOMONSUZ İŞBİRLİĞİ ‘’**SS** ile açıklar. Der Bu 3 kritere göre 5 tarihsel dönemi keşfetmiş. Bunu da 5 alt snidel mi bu diye. döneme bölmüş. Snidal eleştirileri 4 noktada toplayabiliriz. 1. 1820–1879 (İngiliz Hegemonyasının Yükselişi): Bu dönemde İngiltere, hegemon olarak dünya ticaretinde serbestlik ve açıklığı teşvik etmiştir. Düşük 1)kollektif eylem ve kamu malları sağlaması: uluslararası tarife seviyeleri, yüksek ticaret payları ve geniş kapsamlı ticaret ortaklıkları, küresel kamusal mallar sağlaması için hegemonik güce gerek bu dönemin açık dünya ekonomisini yansıtır. İngiltere, sanayileşme ve deniz ticaretinde güçlü bir konumda olup ticareti kolaylaştıran kurallar koyarak yoktur devletler kendi çıkarlarını göz önünde tutarak kollektif hegemonik gücünü sağlamlaştırmıştır. 1880–1900 (İngiliz Gücünün Göreli Düşüşü): İngiltere’nin göreli güç şekilde kamusal malları sağlarlar. Finansal istikrar gibi vs. 2. kaybı, ticaretin önceki döneme göre daha sınırlı bir yapıya bürünmesine yol Anlaşmalar, işbirliği yapabilirler. Küresel düzen anarşik, açmıştır. Koruma önlemleri artmış ve ekonomiler nispeten kapanmıştır. Bu dönemde Almanya ve ABD gibi yeni sanayileşen güçlerin yükselmesiyle çatışmacı zorunlu olarak işbirliği yaparlar. birlikte, İngiltere’nin ticaret üzerindeki hâkimiyeti zayıflamaya başlamıştır. 3. 1900–1913 (İngiltere’nin Hegemonik Güç Olarak Zayıflaması): Bu 2)çok taraflılık ve ortak çıkar: hegemon devlet yokluğunda dönemde ticaret payları artmış ancak İngiltere hegemonik gücünü uluslar ortak çıkarları konusunda daha hassas hale geliyorlar ve kaybetmeye başlamıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın öncesindeki bu süreçte, İngiltere hâlâ en büyük ekonomik güç konumundadır ancak yeni güçlerle bunun sonucunda ise devletler arası çok taraflı anlaşmalar rekabet etmekte zorlanır. Ticaretin artışı, ülkelerin savaşa yönelik silahlanma ve diğer olağanüstü ekonomik faaliyetleriyle açıklanmaktadır. sağlanır. 4. 1919–1939 (Korumacılık ve Bölgeselleşme): Birinci Dünya Savaşı sonrası dünya ekonomisi, daha korumacı bir yapıya bürünmüş ve ticaret 3)kurumsal yapılar ve işbirliği dinamikleri: h.devlet olmasa bölgeselleşmiştir. Bu dönemde tarife seviyeleri dengesiz olup serbest ticaretin dahi devletler uluslararası örügtlerin faaliyetlerinin sürmesini sağlanması zorlaşmıştır. İngiltere hegemonik konumunu kaybederken, ABD hegemonik güç olmaya hazırlanmaktadır ancak bu rolü ancak İkinci Dünya sağlayabilirler. Savaşı sonrasında devralır. 5. 1945–1970 (ABD Hegemonyasının Güçlenmesi ve Açık Ekonomi): İkinci 4)hegemon olmadan işleyen düzenlerin varlığı: tarihe bak Dünya Savaşı sonrası ABD, dünya ekonomisinde yeni hegemon olarak ortaya hegemon yokken işleyen kurumlar vardı. çıkmış ve Bretton Woods sistemi aracılığıyla düşük tarife seviyeleri ve geniş kapsamlı serbest ticaret ağları kurarak açıklığı desteklemiştir. Bu dönem, düşük tarife seviyeleri ve yüksek ticaret oranları ile tam serbestliğin hâkim Son olarak hegemonik olmayanların dezevantaj ve avantajı olduğu bir dönemdir. Amerikan hegemonyası, ekonomik açıdan güçlü bir avanatajı, bütün devletler karar alma süreçlerine eşit katılır istikrar sağlayarak küresel ticaretin önündeki engelleri kaldırmış ve dünya ekonomisinin en açık olduğu dönemlerden birini yaratmıştır. bu yüzden uluslararası düzen daha kapsayıcı, demokratik olmaktadır. Ve yeni düzen hegemonik devlet çıkarlarına bağlı ANALİZ SONUCU HEGEMONİK İSTİKRAR TEORİSİ olmadığı için daha esnek ve işbirliğine yatkındır. Hegemon varlığı halinde uluslararası ticaret devam eder, serbest Dezevantajı ise karar alma süreçleri daha karmaşık hale gelir. ticaret ve hegemon varlığı arasında doğrusal ilişki yoktur. Dışsal H. devletin yönlendirmesi veya zorlaması olmadığı için nedenlerden dolayı etkilenebilir. Bu ilişki değerlendirilirken mutlaka devletlerarası problemlerin çözümü daha karmaşık hale dışsal nedenler dikkate alınmalı.