BiyoFizik - Temel Elektriksel Kavramlar ve Elektrik Akımının Etkileri PDF

Loading...
Loading...
Loading...
Loading...
Loading...
Loading...
Loading...

Summary

Bu belge, temel elektriksel kavramlar ve elektrik akımının etkilerini ele alan biyofizik konularını içeren bir ders notu veya sunumdur. Biyoelektriksel olaylar, elektrik alanı ve elektrik potansiyeli gibi temel kavramlar açıklanmaktadır.

Full Transcript

BİYOFİZİK Dönem-1/1.Kurul Temel Elektriksel Kavramlar ve Elektrik Akımının Etkileri ELEKTRİK? Biyoelektriksel Olaylar Evrende elektrik bir kuvvet olduğu deneysel olarak ilk defa M.Ö. 625-545 yılları arasında yaşayan Thales ad...

BİYOFİZİK Dönem-1/1.Kurul Temel Elektriksel Kavramlar ve Elektrik Akımının Etkileri ELEKTRİK? Biyoelektriksel Olaylar Evrende elektrik bir kuvvet olduğu deneysel olarak ilk defa M.Ö. 625-545 yılları arasında yaşayan Thales adlı bir Yunan filozofu tarafından gösterilmiştir. Thales, kehribarın yünle ovulduğunda tüy, saman gibi hafif nesneleri kendine doğru çektiğini ve uzun süre ovulduğunda ise küçük kıvılcımlar oluşturduğunu gözlemlemiştir. Eski Yunanca'da "kehribar" anlamına gelen elektron sözcüğü, Latince'ye electro veya electrica olarak geçmiştir. 1600 yılında İngiliz fizikçi William Gilbert, "De Magnete" adlı eserinde electricus kelimesini "kehribar gibi cisimleri kendine çeken" anlamında kullanmıştır. Biyoelektriksel Olaylar İtalyan bilim adamı Galvani 18. Galvani, kurbağanın siyatik yüzyıl da canlılarda da elektrik sinirini hayvanın çıplak bir olduğunu yani biyoelektriği kasına değdirdiğinde o kasın bilimsel olarak kanıtlamıştır. kasıldığını göstermiştir. 19. Yüzyılda elektronik cihazların gelişmesiyle canlı elektriğin özellikleri daha iyi anlaşılmaya başlandı. Hodgkin ve Huxley mürekkep Ancak 20. yüzyılda, tüm yaşayan balığının dev sinir lifinin (yaklaşık hücrelerin zarlarında bir elektrik 1000 μ çaplı) içerisine elektrot potansiyel olduğu ve bazı hücrelerin sokarak ilk defa hücre zarında bu potansiyeli değiştirerek bir aksiyon bulunan zar potansiyelin varlığını potansiyeli yarattıkları ispatlanabildi. ispatladılar. Biyoelektriksel Olaylar Daha sonra başka araştırıcılar başka hücrelerde de buna benzer potansiyeller gösterdiler. Bugün bilmekteyiz ki, tüm yaşayan hücrelerde bir zar potansiyeli vardır ve bu potansiyel hücre fonksiyonları için bir batarya görevi görmektedir. Uyarılabilir hücrelerde ise zar potansiyeli değişim göstererek aksiyon potansiyeli denilen ve iş yapabilme özelliği olan bir potansiyel haline dönüşmektedir. Aksiyon potansiyeli sinir hücrelerinde bilgi iletimi işlevini yaparken ve kas hücrelerinde ise kas kasılmasını sağlamaktadır. Elektrik Tüm maddeler atomlardan oluşmaktadır. Atomda İşte bu serbest hale bulunan elektronlar dış gelen elektronların bir olaylardan ( sıcaklık, iletken bir ortam basınç gibi) çabuk üzerinde ilerlemesi ile etkilenir ve serbest hale bir enerji çeşidi olan gelir. elektrik oluşur. Elektrik iki türdür: Statik elektrik, Dinamik elektrik Statik elektrik: Durgun, pratik olarak iş Dinamik elektrik: Hareketli elektriktir. Bu yapmayan elektrik türüdür, kontrolsüz elektrik kaynakları elektron devinimi sağlarlar. bir enerji şeklidir ve zaman zaman Elektronlar negatif kutuptan pozitif kutba boşalmalar yapar. doğru hareket ederler. Şekil (a) da, içinde ve yüzeyindeki her noktanın aynı potansiyelde olduğu bir iletken verilmiştir. İletkenin içindeki serbest elektronlar gelişigüzel hareket ettiklerinden, herhangi bir yönde net yük akışı yoktur. Şekil (b) de İletkenin belirli bir noktadan kesilip araya bir batarya koyduğumuzu varsayalım. Bu son durumda A ve noktaları arasında, batarya gerilimine eşit, potansiyel farkı oluşmuştur. statik değildir ve iletkenin içinde belirli bir doğrultuda net bir yük akışı vardır. İletkendeki bu net yük akışına, elektrik akımı denir. Elektrik Alanı Elektrik yüklerinin etkisini gösterdiği alanlar, elektrik alanı olarak adlandırılır. Elektrik alanı içerisindeki yüklü cisimlere elektrik alanı tarafından bir kuvvet uygulanır, ancak bu kuvvet gözle görülemez, sadece etkileri görülebilir. Elektrik alanının bir değeri, yönü ve doğrultusu vardır. Bu nedenle elektrik alanı vektörel bir büyüklüktür. Tıpta Uygulama Alanı: ELEKTROFOREZ?! Yüklü makromoleküllerin elektriksel alan etkisi ile birbirlerinden ayrılması Hız mobilitiye ve elektrik alanına bağlıdır. v = µE (Mobilite : Sıcaklık, Yük (değerlik), Tanecik yarıçapı, Ortamın çözücü özelliğine bağlıdır) Her iyon ve her molekül farklı mobiliteye sahiptir. Dolayısıyla belirli bir elektrik alanında farklı hızlarla hareket ederler. Ortamın belirli bir bölgesine konulan bir karışıma bir E alan t süresince uygulanır. Karışım içindeki yüklü taneciklerin hızları farklı olduğu için x=vt bağıntısı gereğince farklı yol alırlar. Dolayısıyla birbirlerinden ayrılmış olurlar. Elektrik Potansiyeli Yüklü bir cisim bir elektrik potansiyeline sahiptir. Elektrik potansiyeli olan bir cisim, potansiyelinin miktarına bağlı olarak çevresine bir elektrik alanı uygular. Elektrik potansiyeli, bir elektrik alanının etkisindeki bir noktanın sahip olduğu elektrik yükü miktarına denir. Potansiyel fark ya da gerilim ise bir noktanın ya da bir cismin yükünün başka bir nokta ya da cismin yüküyle olan farkına denir İki nokta arasındaki potansiyel fark, bu iki nokta arasındaki bir yükün taşınması için gerekli olan kuvveti tanımlar. Volt birimiyle ölçülür. Elektrik akımı yüksek elektrik potansiyele sahip bir noktadan düşük elektrik potansiyele sahip bir noktaya doğru akar. Şimşek ve Yıldırım Şimşek, bulutlar arasında gerçekleşen yük deşarjlarına, yıldırım ise yer ile bulutlar arasında gerçekleşen yük deşarjlarına denir. Bulutlar yüklenince ne olmaktadır? Yalıtkanlık? Potansiyel farkı? Yüksek gerilimlerde (potansiyel farklarda) yalıtkanlık kalitesine bağlı olarak yalıtkanlar da elektrik akımını iletirler. Yağmurlu bir havayı düşündüğünüzde hava normalde yalıtkan olmasına rağmen yağmur suyundaki iyonlar vasıtasıyla kısmen iletken olur. Buna yer ile bulutlar arasındaki yüksek potansiyel farkı (yük farkı) da eklenince oluşan elektrik alanı doğrultusunda havanın bir kısmı bir koridor boyunca delinir ve yük deşarjına engel olamaz. Elektrik Akımı Bir iletkenle birleştirilen iki nokta arasındaki, potansiyel farktan kaynaklanan elektron akışına elektrik akımı (akım) denir. Elektrik akımı kısaca elektron akımıdır. Şekilde, bir bataryaya bağlı ve içinden akım geçen iletkenin bir parçası görülmektedir. Elektrik akımı, ilgili kesitten birim zamanda geçen yük miktarı olarak tarif edilir. 1 Amper, birim zamanda (1 saniyede) bir iletkenden geçen 1 C’luk elektrik yükü miktarına denir. Başka bir deyişle, bir devreden 1 saniyede 624.1016 adet elektron geçiyorsa o devrenin akımı 1 Amper’dir. I=Q⁄t I : Elektrik akım şiddeti – Amper (A) Q: Elektrik yükü miktarı – Coulomb (C) t : Elektrik yüklerinin geçtiği zaman – Saniye (sn) Akımın birimine amper ismi Elektrik alanında önemli çalışmalar yapmış bir Fransız fizikçi ve matematikçi André- Marie Ampère (1775 – 1836)’nin anısına verilmiştir. Elektrik Akımı Çeşitleri Doğru Akım Alternatif Akım (Direct Current) (Alternative Current) DC AC Doğru Akım (Direct Current) Doğru akım, zamana bağlı olarak yönü değişmeyen akıma denir. Doğru akımın yönü değişmese de şiddeti değişebilir. D.C. elektrik kaynağı piller, akümülatörler ve dinamolardır. Düzgün Doğru Akım Zamana göre şiddeti değişmeyen akıma düzgün doğru akım denir. Değişken Doğru Akım Zaman göre şiddeti değişen akımlara değişken doğru akım denir. Alternatif Akım (Alternative Current) Zamana bağlı olarak hem yönü hem de şiddeti değişen akımlara denir. Alternatif akım denince akla ilk olarak şebekeden çekilen akım gelir. Şebeke akımının dalga formu sinüs eğrisi şeklindedir. OHM YASASI Ohm yasası bir elektrik devresinde akım, potansiyel fark ve direnç arasındaki bağıntıyı ifade eder. Bir elektrik devresinde iletken üzerinde iki nokta arasındaki potansiyel farkın o iletkenden geçen akıma oranı sabittir ve bu değer iletkenin direncine eşittir. Alman fizikçi George Simon Ohm OHM YASASI Tanım olarak ohm yasası: "Bir iletkenden geçen akım, sabit bir sıcaklıkta, iletkenin iki ucu arasındaki potansiyel farkla doğru orantılıdır" Akım-gerilim (I-V eğrisi) karakteristiği denilen bu eğri, orijinden geçen bir doğrudur. Bu tür iletklenlere "ohmik" iletkenler adı verilir ve ohm yasasına uyarlar. Her iletken ohm yasasına uymaz. Bu tür iletkenlere "Ohmik olmayan" iletkenler diyoruz. Örnek olarak, şekil- c' de yarı-iletken bir diyotun akım-gerilim karakteristiği verilmiştir. Görüldüğü gibi V/I (=R) oranı sabit değildir. Üstelik, gerilim ters çevrildiğinde diyot akımı iletmez. Sığa (Kapasitans ): Kondansatör çeşitli elektrik devrelerinde kullanılan yük depolamaya yarayan bir devre elemanıdır. Kondansatörler yapısal olarak iki iletken levha arasına konulmuş bir yalıtkandan oluşur. Kondansatörlerin, kapasite, kapasitör, sığaç gibi isimleri vardır. Bir kondansatörün sığa’sı C, iletkenler üzerindeki yükün, bu iletkenler arasındaki potansiyel farkına (voltaj) oranı olarak tanımlanır ELEKTRiK AKIMLARININ DOKU ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Elektrik akımları, yaşantımızın son derece önemli enerji kaynağı olmasının yanı sıra, tıp alanında da gerek teşhis ve gerekse tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Elektrik akımı bildiğimiz gibi elektronların iletkenler üzerinde hareketiyle oluşur. Elektrik akımının yönü, elektron hareket yönünün tersi olarak tanımlanır. Elektrik akımları tıpta iki önemli alanda kullanılmaktadırlar: – Elektrodiyagnoz – Elektroterapi ELEKTRODİYAGNOZ Elektrik akımları yardımı ile teşhis anlamına gelir. Bu amaçla organizmaya dışardan uygulanan akımlara organizmanın verdiği cevaplar veya organizmanın kendisinde meydana gelen akımların kaydedilerek çeşitli organ ve dokuların durumu incelenir. Elektromiyografi (EMG) Elektrokardiyografi (EKG) Elektroensefalografi (EEG) Elektromiyografi (EMG) Elektromyografi (EMG) kas ve periferik sinirlerin elektriksel aktivitesinin kaydedildiği, fonksiyonlarının ölçüldüğü bir teşhis yöntemidir. Elektromiyografide, bir elektrodla seçilen kastaki elektriksel aktivite araştırılır. Elektrod çevresinde bulunan yaklaşık 12 motor ünit aksiyon potansiyelini (MÜAP) kaydedebilir. Elektromiyografi (EMG) Normal bir kastan elde edilen MÜAP 3-15 msn süreli, 300µV-3mV amplitüdlü 2-3 fazlı dalgalardır. MÜAP’lerin süresi yaşa ve kasa göre değişir. Elektromiyografi (EMG) EMG Hangi Durumlarda Yapılır? ‒ Kas hastalıkları, ‒ Periferik sinir hastalıkları (nöropati), ‒ Sinir lezyonları ‒ ALS (amiyotrofik lateral skleroz), ‒ Diyabet, B12 vitamini, folik asit eksikliği gibi metabolik şikayetler ‒ Romatizmaya bağlı hastalıklar ‒ Toksik maddelerle ilgili işlerde çalışması ‒ Bağışıklık sistemi hastalıkları ‒ Çocuk Felci Elektroensefalografi(EEG) Beyin elektriksel etkinliğinin değerlendirilmesi amacıyla yapılan bir işlemdir. Uluslararası kabul edilen haritalandırma işlemine uyarak belirli standartlarda yazdırma ile yapılır. Beyin devamlı elektriksel faaliyet içerisinde olup, günlük yaşamın belirli evrelerinde de (uyku ve uyanıklık gibi) belirli standartlarda elektriksel faaliyetini devam ettirmektedir. Elektroensefalografi(EEG) Beyne açılan pencere Elektroensefalografi(EEG) EPİLEPSİ Elektroensefalografi(EEG) EEG Hangi Durumda Yapılır? -Sara hastalığı -Bilinç ve algı bozuklukları -Unutkanlık ,dikkat bozukluğu -Bazı psikiyatrik hastalıklar -Uyku bozuklukları Elektrokardiyografi (EKG) Kalbin çalışmasını sağlayan elektrik sistemi mevcuttur. Kalbin ritmi öncelikle Sinüs düğümünden çıkan elektrik uyarıları ile oluşur. Bu nedenle kalp kası (myokard) kendi başına kasılma özelliğine sahiptir. Kalbin elektrik faaliyeti ile meydana gelen akım değişiklikleri bütün vücuda aynı anda yayılır. Vücudun çeşitli yerlerine konan elektrotlar vasıtasıyla bu elektrik değişiklikleri yükseltilerek kaydedilir. Elektrokardiyografi (EKG) EKG Ne için Kullanılır? Elektrokardiyografi kalbin işlevinin değerlendirilmesinde kullanılan en önemli yöntemlerden biridir. EKG ile kalbin ritim ve iletim bozuklukları taşikardi veya bradikardi ile seyreden hastalıkları (atrial fibrilasyon, SVT) belirlenebilir. Kalp damar hastalığı tanısında Kardiyomiyopatiler (kalp kasının hastalıkları), Perikarditler (kalp zarının iltihapları), Miyokarditler (kalp kasının iltihapları). Sigara içen bireye ait elektrokardiyogramın S-T segmenti yükselmesi ile beliren erken repolarizasyon Normal EKG Sigara içen bireylerde sıklıkla görülen S-T segmentinin izoelektrik çizginin üzerine kayması ile karekterize “erken repolarizasyon” akut perikarditis,koroner arter spazmı ve akut miyokardial enfarktüsün EKG bulgusudur. Görsel Uyarılma Potansiyelleri (VEP:Visual Evoked Potentials) Görsel uyarılma potansiyelleri, görsel bir uyarana karşı, korteksin oksipital bölgesinde oluşan belirgin potansiyellerin kaydedilmesi yöntemidir. Görsel uyaran kaynağı olarak aralıklı parlayan ışık (flaş) ya da şekilli (patern) uyarıcılar kullanılır. Patern VEP de hasta ekranda siyah beyaz renkte bir dama tahtası şekli ve merkezde renkli (genellikle kırmızı) bir odak noktası görür. Saniyede 1-2 kez bu şeklin siyah kareleri beyaza, beyazları siyaha döner ve bu değişimlere beynin verdiği cevap hastanın başına yerleştirilen yüzeysel elektrotlardan kaydedilir. İnceleme ortalama 20 dakika sürer. Görsel Uyarılma Potansiyelleri (VEP:Visual Evoked Potentials) Gözün arkasında bulunan ağ tabakadan (Retina) beyindeki görme merkezine (oksipital kortekse) kadar görme yollarının iletim bozukluğunu göstermek için kullanılır. VEP’ler ön görme yolarındaki lezyonları göstermekte son derece duyarlıdır. VEP’lerin optik sinir lezyonlarını göstermekte MR görüntüleme yöntemine oranla daha duyarlı ve daha ucuz olduğu söylenebilir. Somatosensoryal Uyarılma Potansiyelleri SEP:Somatosensory-evoked Potentials) Duyusal sinirlerin uyarılmasına karşı merkezi sinir sisteminin elektriksel aktivitesinde ortaya çıkan değişim kaydedilir. Bu inceleme ile derin ve yüzeysel duyu yolları uyarılarak, çeşitli seviyelerden kayıt yapılır. SEP ile periferik sinirlerden başlayıp omurilik içinde seyredip beynin duyu merkezine (parietal korteks) ulaşan duyu yollarının işlevleri test edilir. Bulgular somatosensoriyal sistemde lezyonun varlığını göstermek için kullanılır. Ayrıca prognoz için rehberlik sağlar ancak spesifik tanı koydurmaz. Bu işlemde hasta sırtüstü yatar, sırayla sağ-sol el bileği, sağ-sol ayak bileğinden çok hafif şiddette elektriksel uyarı verilir. Ortalama 45-60 dk sürer. ELEKTROTERAPİ Elektrik akımının fiziksel etkilerinden tedavi amacıyla yararlanılması elektroterapi adını alır. Elektroterapinin tarihçesi Galen (M.Ö. 200-130)’in torpido balığı ile yaptığı çalışmalarla başlamıştır. Ağrıyı ve kas güçsüzlüğünü ortadan kaldırmak, vücut fonksiyonlarını iyileştirmek amacıyla değişik frekanslarda elektrik akımlarının kullanılmasıdır. Elektroterapinin oluşturduğu etkiyle vazodilatasyon (kılcal damarların genişletilmesi) ve lipoliz (yağ yakımı) gerçekleştirilir. Dokularda oluşturulan yüzeyel ısınma ile metabolizmanın hızlanması, kan dolaşımının artması ve lenfatik dolaşım sağlanır. Tıpta tanı ve tedavi amacıyla kullanılan akımları frekansları bakımından üçe ayırabiliriz: 1.Alçak Frekanslı Akımlar: Frekansı 1000 Hz' den aşağı olan akımlardır. Sinir ve kas liflerini uyarabilirler ve kas kontraksiyonu veya ağrının giderilmesi amacıyla kullanılırlar. 2.Orta Frekanslı Akımlar : Frekansı 3000 – 10.000 Hz arasında olan akımlardır. Frekansı oldukça yüksek olduğu için cildin direncini kolaylıkla yenebilirler. Uygulamada genellikle 3900 -4000 arasında bulunan iki orta frekanslı akım kullanılır. 3.Yüksek Frekanslı Akımlar : Frekansları 300.000 Hz'den fazla olan alternatif akımlardır. Bu çeşit akımlar dokuların ısınmasına neden olurlar. ELEKTROKOTER??? Defibrilasyon Defibrilasyon Özel bir elektrik cihazı ile kalbe doğru akım vererek kalp kasındaki düzensiz titreşimleri giderip kalbin normal bir şekilde çalışmasını sağlamaya yönelik yapılan işleme denir. Kısaca myokardiyuma çok kısa bir süre içerisinde yüksek miktarda elektrik akımı vermektir. Defibrilasyon defibrilatör cihazı ile yapılır. Kısaca elektro şok cihazı olarak tanımlanabilir Defibrilasyon Amaç; ventriküler fibrilasyon ve nabızsız ventriküler taşikardi durumlarını normal sinüs ritmine çevirmektir. Pulslardan biri kalbin relatif refrakter devrine rastlarsa normal ritm baslar. Absolut refrakter devire rastlarsa etkisiz kalır Defibrilasyon “Defibrilatör şarj ediliyor, açılın.” Şarj sonrası şoklamadan önce kendin dahil kimsenin hastaya veya yatağına/sedyeye değmediğinden emin ol “Ben çekildim.” “Sizlerde çekilin.” “Herkes çekilsin.” Elektrokoter 200 kHz – 27 MHz arasında olan yüksek frekanslı elektrik akımı ile özel bir iletkenin yardımıyla, 15-400 Watt aralığında enerji üreterek dokuda yakarak kesme ve pıhtılaşma yapabilen cerrahi alanında kullanılan bir alettir. Elektrokoterler tarafından üretilen yüksek frekanslı akım, kesme işlemi için tam dalga veya koagülasyon için modülasyonlu dalga biçiminde olabilir. Elektrokoter cihazının ürettiği yüksek frekanslı akımın, tam dalga veya modüleli dalga olması, dokuda oluşacak etkinin de farklı olmasını sağlar. Elektrokoter Cihaz, tam dalga üreteci modunda (modülesiz tam filtre dalga) çalışıyorsa kesici uçta, voltaj ile güç arasındaki fark büyük değildir. Bunun anlamı, kesici uç dokuya dokunduğu zaman en az kıvılcımla en yüksek gücün uygulanmasıdır. Bu koşulda yapılan kesi, klasik bistüri kesisine benzer. Kesi bölgesinde bir miktar ısınma olduğu için kanama azalır, sıcaklık gereksiz yükselmediği için dokuda yanık oluşmaz, yara iyileşmesi hızlı olur ve doku büzüşmesi az olduğu için kesi yerinde skar kalmaz. Elektrokoter Modüleli dalgada; koterin çıkış voltajı yüksek olmasına rağmen etkin güç düşüktür. Ucunda bin volt civarında gerilim olan künt veya küresel uçlu prop dokuya yaklaştığında, dokuya atlama yaparak ark oluşabilir. Prop dokuya değdikten sonra pedala basılarak cihaz aktif hale getirilirse daha kontrollü bir koagülasyon sağlanır. Bu değim pıhtılaşması, kontakt koagülasyon, soft koagülasyon, (hemo, pin point veya forced coagulation) olarak adlandırılır. Tıpta tanı ve tedavi amacıyla kullanılan akım çeşitleri: 1.Doğru Akımlar (Galvanik Akımlar) 2.Progressif Akımlar (Eksponansiyel Akımlar) 3.Alternatif Akımlar 4.İndüksiyon Akımları (Faradik Akımlar) Doğru Akımlar (Galvanik Akımlar) Devamlı ve tek yönlü bir akımdır. Akımın devreden geçmesi sırasında akımın yönü ve şiddeti değişmez. Akımın süresi birkaç milisaniyeden birçok saniyeye kadar olmak üzere değiştirilebilir. Sadece elektriksel etkiye sahiptir ve akım yönünde iyon hareketine neden olur. İyonlara ayrışmayan moleküllerin transportunu sağlar (iyontoforez) Klinikte temel olarak ağrı tedavisi, kas tonusu ve güçlendirmesi ve iyontoforez amacıyla kullanılır. En önemli komplikasyon cilt yanıklarıdır. Doku bütünlüğünün bozulmuş olduğu yerlerde kullanılmamalıdır, yanıklar meydana gelebilir. Duyu bozukluğu olanlarda düşük akım şiddeti kullanılmalıdır. Kalp pili olanlarda kullanılmamalıdır Progressif Akımlar (Eksponansiyel Akımlar) Akım yoğunluğu periyodik olarak yavaş yavaş artar ve maksimal bir değere eristikten sonra çok daha yavaş bir hızla sıfır değerine döner. Bu nedenle progressif akımlara eksponansiyel akımlar da denir. Fizyolojik Etkileri: – Analjezik Etki: Eksponansiyel akımların analjezik etkileri eskiden beri bilinmektedir. Duyu sinirleri ile ilgili resptörlerin blokajı ve kan dolaşımında iyonların dokularda yayılısında olan değisiklikler analjezik etkiyi doğurur. – Trofik Etki: Biraz önce belirtildiği gibi kan dolaşımındaki etkisi ile dokuların beslenmesi de kolaylaşır. Motor sinir rejenere olana kadar kasın atrofisini azaltacak süre ve şiddete uygun eksponansiyel akım kullanılır. – Refleks Etki: Bu tür akımlarla bazı yararlı refleksler uyandırabiliriz. Böylece iç organlardaki mevcut ağrılar kaldırılabilir. Bazı araştırıcılara göre ise iç organların fonksiyonları da düzenlenebilir. Alternatif Akımlar Akım yönü periyodik olarak değişen elektrik akımlarıdır. Devre kapandığında akım yoğunluğu bir yönde gittikçe artar, maksimal bir değere ulaştıktan sonra tekrar azalır. Bu defa aksi yönde artıp azalmaya sinüzoidal bir şekilde periyodik olarak devam eder. Alternatif Akımın doku üzerindeki etkisi, akımın şiddet ve frekansına bağlıdır. Buna göre, alternatif akımlarla esik değeri bulmak için iki yöntem kullanılır. Ya frekans sabit tutulur ve eksitasyon başlayıncaya kadar şiddet arttırılır veya şiddet sabit bir değerde iken frekans değiştirilir. Apsise frekans ve ordinata şiddeti yazılarak şiddet - frekans eğrisi elde edilir. İndüksiyon Akımları (Faradik Akımlar) Yüksek voltajlı bir indüksiyon akımıdır. İmpuls genişliği 0.1-1 ms. Frekansı 30-100 Hz arasında değişir. Tek yönlü olabildiği gibi, bifazik de olabilir.tek yönlü kabul edilir. Çünkü açılış voltajı yüksek kapanış voltajı düşüktür İndüksiyon akımları, sağlam kasları 1) Motor sinirleri vasıtasıyla uyardığı gibi ciltteki 2) duyu sinirlerini de şiddetle uyarır. Bunun sonucu olarak ağrılar ortadan kalkar (Analjezik etki), kılcal damarlarda önce vasokonstrüksiyon sonra vasodilatasyona sebep olur. Ciltte kırmızılık ve kan dolaşımında hızlanma meydana gelir Faradik akımlar, uzun süre çalışmadığı için motor sinirlerle bağlantısı normal olmakla beraber, atrofik bir durum almaya başlayan kasların tekrar eski haline döndürülmesi için kullanılır. İndüksiyon (Faradik) akımları kas ve sinir hastalıklarının hem teşhis hem de tedavisinde kullanılabilir. KAYNAKLAR 1. Pehlivan F. Biyofizik. Pelikan Kitabevi, 2017 2. Guyton Tıbbi Fizyoloji, John E. Hall, Elsevier, 2017 3. Principles of Neural Science, 5th Edition by Eric R. Kandel 4. Fundementals of Physics.-8th Edition. Extended/David Halliday, Robert Resnick, Jearl Walker

Use Quizgecko on...
Browser
Browser