Deniz Özel Hukuku LAW 405 Sınav İçin PDF
Document Details
Uploaded by Deleted User
Pîrî Reis Üniversitesi
2024
Prof. Dr. A. Samim Ünan
Tags
Summary
Bu belge, Deniz Özel Hukuku dersinin 2024-2025 Güz dönemi için kaynakları, konuları ve bazı maddeleri içeriyor. Konular arasında gemi kavramı, gemilerin hukuksal niteliği, denize, yola, yüke elverişlilik, ve geminin ayırıcı unsurları yer alıyor. Özetle, Deniz Ticaret Hukuku ve ilgili mevzuat hakkında bilgi sunan akademik bir belge.
Full Transcript
Deniz Özel Hukuku LAW 405 Pîrî Reis Üniversitesi Hukuk Lisans 2024-2025 Güz Dönemi Prof. Dr. A. Samim Ünan Kaynaklar Bülent Sözer, Deniz Ticareti Hukuku I, 6. baskı, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2022. Emine Yazıcıoğlu, Kender – Çetingil Deniz Ticareti Hukuku...
Deniz Özel Hukuku LAW 405 Pîrî Reis Üniversitesi Hukuk Lisans 2024-2025 Güz Dönemi Prof. Dr. A. Samim Ünan Kaynaklar Bülent Sözer, Deniz Ticareti Hukuku I, 6. baskı, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2022. Emine Yazıcıoğlu, Kender – Çetingil Deniz Ticareti Hukuku, 17. baskı, İstanbul, Filiz Kitabevi, 2022. Kerim Atamer, Deniz Ticareti Hukuku, Cilt 1, İstanbul, On İki Levha Yayınları, 2017. Konular Gemi Kavramı Gemilerin Hukuksal Niteliği Denize, Yola, Yüke Elverişlilik Tamir Kabul Etmez Gemi, Tamire Değmez Gemi Geminin Kimliği Geminin Klası Gemi Sicilleri Gemi Mülkiyeti Gemi Üzerindeki Ayni Haklar Donatan Kavramı Donatanın Sorumluluğu Kılavuz Donatanın Sorumluluğunun Sınırlandırılması TTK’nın Uygulama Alanı Hükümlerin uygulama alanı MADDE 935 (1) Aksini öngören kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun deniz ticaretiyle ilgili hükümleri ticaret gemileri hakkında uygulanır. Gemi Kavramı 1 MADDE 931- (1) Tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan her araç, kendiliğinden hareket etmesi imkânı bulunmasa da, bu Kanun bakımından “gemi” sayılır. Gemi Kavramı 2 TTK m. 931’deki gemi tanımının unsurları: 1) Pek küçük olmamak 2) Tahsis edildiği amacın suda hareketi gerektirmesi 3) Yüzme özelliği bulunması 4) Aracın kendiliğinden hareket etme imkânına sahip olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. Gemi Kavramı 3 4922 sayılı Denizde Can ve Mal Koruma Hakkında Kanunda gemi şöyle tanımlanmıştır: m. 1(A): “Denizde kürekten başka aletle yola çıkabilen her araca, adı, tonilatosu ve kullanma amacı ne olursa olsun “gemi” denir.” Geminin Bütünleyici Parçaları ve Eklentileri Gemi, özelliği gereği pek çok parçanın birleştirilmesiyle oluşturulur. Yüzme özelliği kazanabilmesi için gövdeye birçok parça eklenir. Bu parçalar: a) Bütünleyici parça, b) Eklenti, c) Bütünleyici parça/eklenti olmayan: yakıt ve kumanya da olabilir. Bütünleyici parça (TMK m. 684 f. 2) : Gemi yok edilmediği, zarara uğratılmadığı, yapısı değişmediği takdirde gemiden ayrılması mümkün olmayan parçadır. Eklenti (TMK m. 684 f. 1): Asıl şeyin malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel adetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka biçimde asıl şeye tabi kılınan taşınır maldır. Hukuksal Nitelik C) Gemilerin hukuksal niteliği I- Genel olarak MADDE 936- (1) Sicile kayıtlı olup olmadıklarına bakılmaksızın bütün gemiler bu Kanunun ve diğer kanunların uygulanmasında taşınır eşyadandır. II- Taşınmazlarla ilgili hükümlerden gemilere uygulanacak olanlar MADDE 937- (1) Bu Kanunda, İcra ve İflas Kanununun taşınmazlara ilişkin hükümlerine tabi olacağı açıkça bildirilen gemiler hakkında 936ncı madde hükmü uygulanmaz. (2) Türk Medenî Kanununun 429 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile 444üncü, 523üncü ve 635inci maddelerinin uygulanmasında, “taşınmaz” terimine yapı hâlinde veya tamamlanmış olan bütün gemiler ve “tapu sicili” terimine “gemi sicilleri” de dâhildir. Denize, yola, yüke elverişlilik Denize, yola ve yüke elverişli gemi MADDE 932- (1) Gövde, genel donatım, makine, kazan gibi esas kısımları bakımından, yolculuğun yapılacağı sudan ileri gelen (tamamıyla anormal tehlikeler hariç) tehlikelere karşı koyabilecek bir gemi “denize elverişli” sayılır. (2) Denize elverişli olan gemi, teşkilatı, yükleme durumu, yakıtı, kumanyası, gemi adamlarının yeterliği ve sayısı bakımından, (tamamıyla anormal tehlikeler hariç) yapacağı yolculuğun tehlikelerine karşı koyabilmek için gerekli niteliklere sahip bulunduğu takdirde “yola elverişli” sayılır. (3) Soğutma tesisatı da dâhil olmak üzere, eşya taşımada kullanılan kısımları eşyanın kabulüne, taşınmasına ve muhafazasına elverişli olan bir gemi “yüke elverişli” sayılır. (4) Denizde can ve mal koruma ile ilgili mevzuat hükümleri saklıdır. Tamir kabul etmez gemi, Tamire değmez gemi Tamir kabul etmez gemi, tamire değmez gemi MADDE 933 (1) Denize elverişsiz hâle gelmiş olan bir gemi bu Kanunun uygulanması bakımından; a) Tamiri hiç veya bulunduğu yerde mümkün değilse ve tamir edilebileceği bir limana götürülemezse, “tamir kabul etmez gemi”, b) Tamir giderleri geminin, eski ve yeni farkı gözetilmeksizin, önceki değerinin dörtte üçünü aşacaksa, “tamire değmez gemi”, sayılır. (2) Önceki değer, denize elverişsizlik bir yolculuk sırasında meydana gelmişse, geminin yolculuğa çıkarken sahip olduğu değerden; diğer hâllerde ise, gemi denize elverişsiz hâle gelmeden önce sahip olduğu veya gereği gibi donatılmış olması hâlinde sahip olacağı değerden ibarettir. Geminin Ayırıcı Unsurları 1 1. Geminin Adı 2. Tanınma (Çağrı) İşareti 3. Bağlama Limanı 4. Geminin Tonajı 5. Geminin Milliyeti 6. IMO Gemi Tanıtım Numarası Geminin Ayırıcı Unsurları 2 Bir gemiyi diğer gemilerden ayırt edici temel unsur, geminin adıdır. Geminin ilk maliki, gemiye dilediği adı vermekte serbesttir. Ancak seçilen ad, karıştırılmaya yol açmayacak şekilde başka gemilerin adlarından farklı olmalıdır (TTK m. 938) Sicile kayıtlı bir geminin bordasının her iki tarafına adı, kıçına da adı ile bağlama limanı; silinmez, bozulmaz ve kolayca okunacak harflerle yazılır (TTK m. 939 f. 1 ). Geminin Ayırıcı Unsurları 3 A) Geminin adı I- Seçme serbestisi MADDE 938- (1) Geminin ilk Türk maliki, gemiye dilediği adı vermekte serbesttir. Şu kadar ki, seçilen ad karıştırılmaya yol açmayacak şekilde başka gemilerin adlarından farklı olmalıdır. (2) Gemi tasdiknamesi verilmiş olan bir geminin adı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın izniyle değiştirilebilir. II- Gövde üzerine yazılma zorunluluğu MADDE 939- (1) Sicile kayıtlı bir geminin bordasının her iki tarafına adı, kıçına da adı ile bağlama limanı; silinmez, bozulmaz ve kolayca okunacak harflerle yazılır. Geminin Ayırıcı Unsurları 4 2. Tanınma (Çağrı) İşareti Milli Gemi Sicili’ne veya Türk Uluslararası Gemi Sicili’ne tescil edilen gemilere, telsizle haberleşmede kullanılmaları için verilen işarettir. Tanınma işaretleri, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından TUGS Müdürlüğü ve gemi sicil müdürlüklerine gönderilir; sicil müdürlükleri kendilerine gönderilen tanınma işaretlerinin alfabetik listesini yapıp listedeki sıraya göre gemilere tanınma işareti verir. Geminin Ayırıcı Unsurları 5 3. Geminin Bağlama Limanı Bağlama limanı (TTK m. 946) = Geminin seferlerinin idare edildiği liman. Uygulamada malikin yerleşim yeri. Bağlama limanının hukuki önemi? Geminin Ayırıcı Unsurları 6 4. Geminin Tonajı Gemilerin ölçüm sonucu, tonaj ile gösterilir. Geminin tonajına bağlanan hukuki sonuçlar? 23.6.1969 tarihli Gemilerin Tonilatolarını Ölçme Milletlerarası Sözleşmesi (yürürlük tarihi: 18.7.1982) Gemi ve Su Araçlarının Tonilatolarını Ölçme Yönetmeliği Geminin Ayırıcı Unsurları 7 4. Geminin Tonajı Tanımlar: - tonilâto: gemilerin iç hacmini ifade eden ölçü (2,83 m3 = 1 t) - GRT (gros t): bütün kapalı yerlerin toplam hacmi - NT (net t): ticari kullanılabilen yerlerin toplam hacmi - DWT (deadweight t): geminin taşıyabileceği toplam ağırlık Geminin Ayırıcı Unsurları 8 5. Geminin Milliyeti (TTK m. 940 f. 2-5) B) Geminin bayrağı I- Türk Bayrağını çekme hakkı ve yükümlülüğü MADDE 940- (1) Her Türk gemisi Türk Bayrağı çeker. (2) Yalnız Türk vatandaşının malik olduğu gemi, Türk gemisidir. (3) Birden fazla kişiye ait olan gemiler; a) Paylı mülkiyet hâlinde, payların çoğunluğunun, b) Elbirliğiyle mülkiyet hâlinde, maliklerinin çoğunluğunun, Türk vatandaşı olması şartıyla Türk gemisi sayılırlar. Geminin Ayırıcı Unsurları 9 (4) Türk kanunları uyarınca kurulup da; a) Tüzel kişiliğe sahip olan kuruluş, kurum, dernek ve vakıflara ait olan gemiler, yönetim organını oluşturan kişilerin çoğunluğunun Türk vatandaşı olması, b) Türk ticaret şirketlerine ait olan gemiler, şirketi yönetmeye yetkili olanların çoğunluğunun Türk vatandaşı olmaları ve şirket sözleşmesine göre oy çoğunluğunun Türk ortaklarda bulunması, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde ayrıca payların çoğunluğunun nama yazılı ve bir yabancıya devrinin şirket yönetim kurulunun iznine bağlı bulunması, şartıyla Türk gemisi sayılırlar. (5) Türk ticaret siciline tescil edilen donatma iştiraklerinin mülkiyetindeki gemiler, paylarının yarısından fazlası Türk vatandaşlarına ait ve iştiraki yönetmeye yetkili paydaş donatanların çoğunluğunun Türk vatandaşı olması şartıyla Türk gemisi sayılırlar. Geminin Ayırıcı Unsurları 10 II- İstisnaları MADDE 941- (1) Bir Türk gemisi, kendilerine ait olduğu takdirde Türk Bayrağı çekme hakkını kaybedeceği kişilere, en az bir yıl süreyle kendi adlarına işletilmek üzere bırakılmış olursa, malikin istemi üzerine Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, bırakma süresince, o ülke kanunları buna imkân sağlıyorsa geminin yabancı bayrak çekmesine izin verebilir. Bu izin sona ermedikçe veya kanuni sebeplerle geri alınmadıkça gemi Türk Bayrağı çekemez. (2) Türk gemisi olmayan bir gemi, ona Türk Bayrağı çekebilecek kişilere en az bir yıl süreyle kendi adlarına işletilmek üzere bırakılmışsa, malikin rızası alınmış olmak, Türk mevzuatının kaptan ve gemi zabitleri hakkındaki hükümlerine uyulmak ve yabancı kanunda da bunu engelleyen bir hüküm bulunmamak şartıyla, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı geminin Türk Bayrağı çekmesine izin verebilir. Şu kadar ki, izin alan kişi, her iki yılda bir, izin için gerekli şartların varlığını sürdürdüğünü ispatlamakla yükümlüdür. (3) İkinci fıkrada belirtilen gemiler, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca tutulacak özel bir sicile kaydolunur. Geminin Ayırıcı Unsurları 11 IV- Hakkın ispatı 1. Gemi tasdiknamesi 2. Bayrak şehadetnamesi 3. Muaf Olma Geminin Ayırıcı Unsurları 12 IV- Hakkın ispatı 1. Gemi tasdiknamesi MADDE 943- (1) Geminin Türk Bayrağını çekme hakkı, gemi tasdiknamesi ile ispat olunur. (2) Gemi tasdiknamesi alınmadıkça, Türk Bayrağını çekme hakkı kullanılamaz. (3) Gemi tasdiknamesi veya bunun sicil müdürlüğünce onaylanmış bir özeti veya bayrak şahadetnamesi yolculuk sırasında devamlı olarak gemide bulundurulur. Geminin Ayırıcı Unsurları 13 2. Bayrak şahadetnamesi MADDE 944- (1) Türkiye dışında bulunan bir gemi Türk Bayrağını çekme hakkını elde ederse, geminin bulunduğu yerdeki Türk konsolosu tarafından Türk Bayrağını çekme hakkına dair verilecek “bayrak şahadetnamesi” gemi tasdiknamesi yerine geçer. Bayrak şahadetnamesi, düzenlendiği günden itibaren ancak bir yıl için geçerlidir; yolculuk, mücbir sebep yüzünden uzadığı takdirde süre de uzar. (2) Türkiye’de yapılmış olup da 940 ıncı madde gereğince Türk Bayrağını çekme hakkına sahip bulunmayan gemilere, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca, teslim edilecekleri yere kadar geçerli olmak üzere bir bayrak şahadetnamesi verilebilir. (3) 941 inci maddenin ikinci fıkrası ile 942 nci maddede yazılı hâllerde, bayrak şahadetnamesi, izin süresi için geçerli olmak üzere Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca düzenlenir. Geminin Ayırıcı Unsurları 15 3. Muaf olma MADDE 945- (1) Onsekiz gros tonilatodan küçük gemilerle 935 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde yazılı gemiler, gemi tasdiknamesine ve bayrak şahadetnamesine ihtiyaç olmaksızın Türk Bayrağı çekebilirler. Geminin Ayırıcı Unsurları 14 III- Türk Bayrağı çekme hakkının kaybedilmesi MADDE 942- (1) 940 ıncı madde ile 941 inci maddenin ikinci fıkrasında yazılı şartlardan birinin ortadan kalkmasıyla gemi Türk Bayrağı çekme hakkını kaybeder. Bu durum gecikmeksizin Ulaştırma, Denizcilik ve Altyapı Bakanlığına bildirilir. Bakanlık en çok altı ay için daha geminin Türk Bayrağı çekmesine izin verebilir. Geminin Ayırıcı Unsurları 16 6. IMO Gemi Tanıtım Numarası Deniz emniyetinin artırılması, kirlenmenin ve denizcilik alanındaki dolandırıcılıkların önlenmesi amacıyla gemilerin uluslararası alanda kolaylıkla birbirinden ayırt edilmesini sağlamak amacıyla IMO Genel Kurulu tarafından alınan 19.11.1987 tarih ve A.600(15) sayılı karar uyarınca oluşturulan sistem kapsamında gemilere verilen 7 haneli numaradır. Geminin Sınıfı 1 Geminin sınıfı (klası) geminin bir sınıflama kuruluşu nezdinde sınıflanmış olduğunu, sınıflanmış olma da sınıflama kuruluşu tarafından herkese açık sınıflama kurallarına göre yapılan denetim sonucunda geminin yapısı ve teknik donanımı itibarıyla asgari güvenlik gerekliliklerine uygunluğunun tespit edildiğini ifade eder. Geminin Sınıfı 2 Geminin sınıfı, gemiyi diğer gemilerden ayırt edici unsurlardan (adı, tonajı, milliyeti vb.) DEĞİLDİR. Ancak gemilerin sınıflanması, güvenli seyir için asgari gereklerin belirlenmesi, gemilerin bu gereklere uygunluğunun sağlanması, sürdürülmesi ve denetlenmesi açısından son derece önemlidir Geminin Sınıfı 3 Sınıflama faaliyetleri, gemilerin inşası aşamasında başlar, kullanıldıkları süre boyunca devam eder. Sınıflama kuruluşu: --Denetim ve değerlendirme aşamalarından oluşan sınıflama faaliyetleri dışında, bir bayrak devleti tarafından yetkilendirilmiş olması halinde «belgeleme faaliyetinde» de bulunur. --Yetkilendirildiği hususlarda ulusal ve uluslararası düzenlemelerde öngörülen denetimleri bayrak devlet adına yapar; bu denetimlerin sonucuna göre «ulusal ve uluslararası belgeleri düzenler». Geminin Sınıfı 4 Sınıflama kuruluşlarına örnekler 1: American Bureau of ABS Houston Shipping DNV (Det Norske DNV Oslo Veritas) Germanischer Lloyd GL Hamburg Nippon Kaiji Kyokai NK Tokyo (ClassNK) Geminin Sınıfı 5 Sınıflama kuruluşlarına örnekler 2: Lloyd’s Register LR Londra Bureau Veritas BV Paris Türk Lloyd’u TL Istanbul Geminin Sınıfı 6 Sınıflama Kuruluşunun Sorumluluğu 1. Sözleşmeden Doğan Sorumluluk 2. Sözleşme Dışı Sorumluluk Geminin Sınıfı 7 1. Sözleşmeden Doğan Sorumluluk --Sınıflama sözleşmesinde, tarafların hakları ve yükümlülükleri sınıflama kurallarını da içeren sözleşme şartları ile belirlenmekte; --Sınıflama kuralları kapsamında sınıflama kuruluşunun sorumluluğunu kaldıran veya sınırlandıran kayıtlara yer verilmektedir. Geminin Sınıfı 8 1. Sözleşmeden Doğan Sorumluluk --Türk hukukunda sınıflama sözleşmesi hakkında özel bir düzenleme mevcut olmadığından, sınıflama kuruluşunun sözleşmeden doğan sorumluluğu ile sorumsuzluk kayıtlarının geçerliliği hakkında uygulanacak kurallar, sözleşmenin niteliğine, nitelik ise sınıflama kuruluşunun edimine göre belirlenebilir. Geminin Sınıfı 9 1. Sözleşmeden Doğan Sorumluluk --Türk hukukunda tarafların sınıflama sözleşmesinden doğan hakları ve yükümlülüklerine öncelikle sözleşme hükümleri, sözleşmede düzenlenmeyen hususlarda ise genel hükümler ve kıyasen vekâlet hükümleri uygulanmalıdır. Geminin Sınıfı 10 1. Sözleşmeden Doğan Sorumluluk --Organlarının üyelerinin görevlerini ifadaki kusuru, sınıflama kuruluşunun kusuru (TMK m. 50 f. 2) olduğundan, organ üyelerinin sınıflama ve belgeleme faaliyeti kapsamındaki işlerin icrasında gereken özeni gösterdiğini, dolayısıyla kusuru bulunmadığını ispat eden sınıflama kuruluşu sorumluluktan kurtulur. Geminin Sınıfı 11 1. Sözleşmeden Doğan Sorumluluk --Sınıflama sözleşmelerinde neredeyse istisnasız bir şekilde sınıflama kuruluşunun sorumsuzluğuna ve/veya sorumluluğun sınıflama ücretinin belirli katı ile sınırlı olduğuna dair kayıtlar yer almaktadır. --Ancak Türk bayraklı gemiler için İdare tarafından yetkilendirilmiş kuruluş sıfatıyla sınıflama ve belgeleme faaliyetinde bulunan sınıflama kuruluşlarının sorumluluğunu kaldıran veya sınırlandıran bu tür sözleşme şartları TBK m. 115 ve m. 116 f. 3 hükümleri uyarınca kesin olarak geçersizdir. Geminin Sınıfı 12 2. Sözleşme Dışı Sorumluluk -Sınıflama kuruluşlarının düzenledikleri belgeler ile sınıflanmış gemilere ilişkin üçüncü kişilerin erişimine açık kayıtlar «gerçeğe uygun» olmaldır. -Bu belgelerin gerçeğe uygun olmamaları/yanlış veya yanıltıcı bilgi içermeleri yüzünden üçüncü kişiler zarara uğrarsa? -Bu durumda, hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verilmişse, TBK m. 49 vd. uyarınca haksız fiil hükümlerine göre sorumlu tutulabilecekleri açıktır. Geminin Sınıfı 13 2. Sözleşme Dışı Sorumluluk -Sınıflama kuruluşunun istihdam ettiği adamların üçüncü kişilere verdikleri zarardan da TBK m. 66 uyarınca sorumluluğu doğabilir. Geminin Sınıfı 14 2. Sözleşme Dışı Sorumluluk (Bilgi Vermeden Sorumluluk) --Günümüzde bilgi veren sınıflama kuruluşunun üçüncü kişilerin saf malvarlığı zararlarından sorumlu tutulup tutulamayacağı TARTIŞMALIDIR. Geminin Sınıfı 15 2. Sözleşme Dışı Sorumluluk (Bilgi Vermeden Sorumluluk) --Bir görüşe göre: Bilgi verenin bilgiyi kullananla doğrudan temasta bulunması halinde bilgi veren ile kullanan arasında zımnen bilgi verme sözleşmesi kurulduğu kabul edilmelidir. --Bu görüşün eleştirisi: Sınıflama kuruluşları, üçüncü kişilerle doğrudan veya dolayılı temas kurmaktan kaçınmaktadır dolayısıyla zımnen böyle bir sözleşmenin kurulduğunu kabul etmek mümkün görünmemektedir. Geminin Sınıfı 16 2. Sözleşme Dışı Sorumluluk (Bilgi Vermeden Sorumluluk) --Başka bir görüşe göre: Bilgi verenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğu, güven sorumluluğudur (Alman Hukuku). --Bir sonraki yansıdaki koşullar gerçekleşirse bilgi veren, kusurlu olarak yanlış veya hatalı bilgi vermesinden oluşan üçüncü kişilerin saf malvarlığı zararlarından sorumlu olur: Geminin Sınıfı 17 2. Sözleşme Dışı Sorumluluk (Bilgi Vermeden Sorumluluk) 1. Bilgi verenin kendisine özel ölçüde güven duyulmasını sağlaması ile güven ilişkisi kurulması 2. Verilen bilginin üçüncü kişinin tarafı olduğu hukuki ilişkiyi önemli ölçüde etkilemesi 3. Bilginin başkaları tarafından kullanılacak olduğunun bilgi veren tarafından öngörülebilir olması 4. Bilgi verenin bilgi karşılığında doğrudan veya dolaylı karşılık elde etmiş olması Geminin Sınıfı 18 2. Sözleşme Dışı Sorumluluk (Bilgi Vermeden Sorumluluk) --Bu konuda üçüncü görüş: Üçüncü kişiyi koruyucu etkili sözleşme görüşü esas alınmalıdır. Hukuki dayanağı tartışmalı olan bu görüşe göre ise: ---Sözleşme görüşmelerine başlandığı andan itibaren taraflardan her biri diğerinin şahıs ve malvarlığı haklarını korumakla yükümlüdür, ---Bu yükümlülük, edime yakın üçüncü kişileri de kapsar, ---Borçlunun borcunu gereği gibi ifa etmemesi, edime yakın olan üçüncü kişilerin şahıs ve malvarlığı haklarını tehlikeye sokacak nitelikte ise, bu kişiler de sözleşmenin tarafı gibi borçludan sözleşmeye dayalı tazminat talep edebilir. Geminin Sınıfı 19 2. Sözleşme Dışı Sorumluluk (Bilgi Vermeden Sorumluluk) Tartışmalı bu konuya kaynak önerisi: -Pınar Çağlayan Aksoy, Hukuka ve Ahlakâ Aykırılık Unsurları Çerçevesinde Salt Malvarlığı Zararlarının Tazmini, İstanbul, On İki Levha Yayınları, 2016. -Serap Amasya, Mukayeseli Hukukta Gemi Tasnif Kuruluşlarının Bilgi Vermeden Dolayı Üçüncü Kişilere Karşı Sorumluluğu ve Türk Hukuku Bakımından Genel Bir Değerlendirme, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2009/1, s. 65-141. Gemi Sicilleri 1 Milli Gemi Sicili Yapı Sicili Türk Bağlama Kütüğü Uluslararası Gemi Sicili TTK m. 954-985 TTK m. 986- Türk Uluslararası Bağlama Kütüğü Gemi Sicili Uygulama 992 (“TUGS”) Yönetmeliği Kanunu (RG: 25.9.2014/29130) (RG T: 16/12/1999, S: 4490) ve DŞK (T: 2/12/2004, S: 5266) TUGS Yönetmeliği (RG: Gemi Sicilleri 2 a) Hangi Sicil? → “Türk gemileri” için “gemi sicilleri” tutulur TTK m. 954) = “ulusal sicil”, “milli sicil” → Diğer siciller: Türk Uluslararası Gemi Sicili, Bağlama Kütüğü → Çeşitli liman şehirlerinde kuruldu → Türk Bayrağı çeken gemi, Türk Siciline tescil edilir (TTK m. 956-958) Gemi Sicilleri 3 b) Tescil zorunlu mu? (TTK m. 957) → 18 GRT (=geminin toplam hacmi) ve üstü ticaret gemisi için tescil zorunlu (Ölçü: 1969 Tonilato Ölçme Sözleşmesi) → 47 ayak (14 metre) yelkenli, yolcu motoru → 18 GRT’den küçük gemilerin ve tonajı ne olursa olsun TTK m. 935 f. 2(a) ve (c)]’de sayılan gemilerin tescili malikin isteğine bağlı Gemi Sicilleri 4 c) Hangi sicil (TTK m. 955 f. 1) → Bağlama limanının tâbi olduğu sicil dairesine tescil yapılır. Milli Gemi Sicili 1 Tescil edilemeyen Tescili zorunlu gemiler Tescili ihtiyari gemiler gemiler → 18 gros tonilâto ve → 18 gros tonilâtodan Türk gemisi olmayan daha büyük ticaret küçük ticaret gemileri gemilerle, yabancı bir gemi siciline kayıtlı bulunan Türk gemileri gemileri, donanmaya bağlı (2011 tarihli TTK m. 957) → Tonilâtosu ne olursa harp gemileri, yardımcı gemiler ve Devlet, il özel olsun 2011 tarihli TTK idaresi, belediye ve köy ile m. 935 f. 2 b.(a) ve b. diğer kamu tüzel kişilerine ait (c)’de sayılan gemiler münhasıran bir kamu hizmetinin görülmesine (2011 tarihli TTK m. 958) özgülenmiş gemiler Türk Gemi Siciline tescil olunamaz (2011 tarihli TTK m. 958) Milli Gemi Sicili 2 → Gemiler bağlama limanlarının tabi olduğu sicil dairesinde tescil olunurlar (2011 tarihli TTK m. 955 f. 1) → Bağlama limanı yurt dışındaysa ya da mevcut değilse, malik gemisini istediği bir sicil dairesinde tescil edebilir (2011 tarihli TTK m. 955 f. 2) Milli Gemi Sicili 3 I- Sicilin açıklığı MADDE 973- (1) Gemi sicili açıktır. Herkes sicil kayıtlarını inceleyebilir ve giderini ödemek şartıyla onaylı veya onaysız örneklerini alabilir. (2) Haklı bir menfaatinin olduğunu inandırıcı bir şekilde ortaya koyan bir kişi, sicil dosyalarını, bir kaydın tamamlanabilmesi için gemi sicilinde kendilerine gönderme yapılan belgeleri ve henüz sonuçlanmamış tescil istemlerini de incelemeye ve onların örneklerini almaya yetkilidir. Milli Gemi Sicili 4 Kayıtların hukuki önemi Açıklayıcı Kayıtlar Yaratıcı Kayıtlar → Mevcut hukuki durum veya hakkı açıklayan kayıtlar → Ancak sicile kayıt ile doğan haklar → Ör: geminin adı, bağlama limanı → ipotek hakkı, intifa hakkı → Dikkat: Mülkiyet hakkının kazanılması Milli Gemi Sicili 5 II- Sicil karineleri MADDE 974- (1) Gemi sicilinde malik olarak kayıtlı bulunan kişi, geminin maliki sayılır. (2) Gemi sicilinde lehine bir gemi ipoteği veya ipotek üzerinde bir hak yahut bir intifa hakkı tescil edilmiş olan kişi o hakkın sahibi sayılır. (3) Tescil olunmuş bir hak sicilden silinirse o hakkın artık var olmadığı kabul edilir. (4) Türk Medenî Kanununun 992 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü saklıdır. Milli Gemi Sicili 6 VII- Sicile güven ilkesi MADDE 983- (1) Hukuki bir işlem ile bir geminin mülkiyetini, intifa hakkını, gemi ipoteğini veya ipotek üzerindeki bir hakkı iktisap eden kişi lehine gemi sicilinin içeriği, bu haklarla ilgili olduğu ölçüde doğru sayılır; meğerki, iktisap eden kişi kaydın doğru olmadığını bilmiş veya bilmesi gerekmiş olsun. Hak sahibinin kayıtlı bir hak üzerindeki tasarruf yetkisi belli bir kişi lehine sınırlanmış ise, bu sınırlama iktisap eden hakkında ancak gemi sicilinde yazılı olması veya onun sicil kaydının doğru olmadığını bilmesi veya bilmesinin gerekmesi şartıyla hüküm ifade eder. (2) Hakkın iktisabı için tescil şart olan hâllerde, kaydın doğru olmadığının bilinmesi bakımından tescili istem tarihi asıldır. (3) Gemi sicilinde lehine bir hak tescil edilmiş olan bir kişiye bu hakkı sebebiyle bir edimde bulunulması veya bu kişinin üçüncü bir kişi ile, sicile kayıtlı bir hak üzerinde birinci fıkrada yazılı olanlar dışında bir tasarruf işlemi yapılması hâllerinde de birinci ve ikinci fıkra hükümleri uygulanır. Milli Gemi Sicili 7 Sicile Güven İlkesi Şartları I. Gemi üzerinde ayni hakların hukuki işlem ile kazanılması Hukuki işlem dışındaki aynî hak kazanımlarında sicile güven ilkesi uygulanmaz. Ör: kanun hükmü, mahkeme kararı, kamulaştırma veya cebrî icra, iflas, ölüm, el koyma vb. II. Sadece mülkiyet, ipotek, ipotek üzerindeki bir hak ve intifa hakkı bakımından geçerlidir. Bu kapsamda sicil kaydı sadece ayni hakkın varlığı ve doğruluğuna karine teşkil eder, bu kayıtla teminat altına alınan alacağın varlığına karine teşkil etmez. III. Üçüncü kişinin iyi niyetli olması: gemi sicilinin gerçek hukuki duruma uymadığını bilen veya sicil kaydının yanlış olduğunu kendisinden beklenen özeni göstermemiş olması sebebiyle bilmeyen kişi iyiniyet iddiasında bulunamaz. Milli Gemi Sicili 8 Sicile Güven İlkesi / Örnekler Geminin adı, cinsi, tonajı gibi gemi ile ilgili özellikler bakımından sicile güven ilkesi işletilmez. İpotek hakkının yanlışlıkla gemi sicilinden silinmesi üzerine gemiyi iktisap eden kişi gemiyi ipoteksiz olarak elde eder. Olumlu etkisi: Aslında malik olmamakla birlikte sicilde geminin mülkiyeti kendisine aitmiş gibi gözüken kişiden gemi mülkiyetini devralan veya bu kişi ile anlaşarak gemi üzerinde ipotek hakkı tesis eden kişinin söz konusu ayni hakkı korunur. Olumsuz etkisi: Sicilde kayıtlı olmayan veya kayıtlı iken silinmiş bulunan bir ayni hakkın mevcut olmadığı karinesi. Sicilde yanlış bir şekilde ipotekli alacaklı diye kayıtlı bulunan kişiye iyiniyetle yapılan ödeme geçerlidir. Sicilde yanlış bir şekilde malik olarak görülen kişi ile iyiniyetli alacaklı arasında yapılan ipoteğin derecesinin değiştirilmesi anlaşması geçerlidir. Yapı Sicili Yapı halindeki gemilere özgü sicil, TTK m. 986 - 994 arasında düzenlenmiştir. Hedef: Yapı üzerinde teminat sağlama -Malikin istemi -Yapı üzerinde gemi ipoteği kurulması -Yapının ihtiyati / kesin haczi -Tersane sahibinin gemi ipoteği kurulmasına yönelik istem hakkı [TTK m. 986] Türk Uluslararası Gemi Sicili (“TUGS”) - 1 Sorun: Elverişli (ucuz) Bayrak/Sicil Çözüm: Türk Uluslararası Gemi Sicili (“TUGS”) Kanunu (T: 16/12/1999, S: 4490) ve DŞK (T: 2/12/2004, S: 5266) YÖN (RG T: 23/6/2000, S: 24088), DŞK (RG T: 22/8/2002, S: 24854, T: 19/1/2005, S: 25705, T: 17/9/2006, S: 26292) TUGS 2 Ayrıcalıklar Türkiye’de yerleşik yabancı gerçek kişilere ve 1956 tarihli TTK m. 823 ve 2011 tarihli TTK m. 940 dışında kalan Türkiye’de kurulmuş tüzel kişilerin gemilerine tescil hakkı (TUGSK m. 5. f. 1; YÖN m. 7 f. 1) 1956 tarihli TTK m. 823 ve 2011 tarihli TTK m. 940 şartları oluşmadan Türk Bayrağı çekme olanağı (TUGSK m. 7 f. 1) Dikkat: 1956 tarihli TTK m. 823 ve 2011 tarihli TTK m. 940 şartları gerçekleşmemişse Türk bayrağı çekse de “kabotaj” hakkına sahip olmaz TUGSK m. 7 f. 2; YÖN m. 18-19) “Kaptan hariç”, yabancı gemi adamı çalıştırma hakkı (TUGSK m. 9 c. 2; YÖN m. 21) Mali avantajlar TUGS 3 Hangi araçlara uygulanır? Gemi Yat Özel Amaçlı Özel Maksatlı → (TUGSK m. 2 b. (b); Gemi →(TUGSK m. 2 b. (a); YÖN m. 4 b. (a)) → (TUGSK m. 4 b. (c), YÖN m. → Yat tipinde inşa edilmiş, 4 b. (d)) YÖN m. 4 b. (a)) →gezi ve spor amacıyla yararlanılan, → Yukarıda belirtilen gemi ve → Ticari amaçla → taşıyacakları yatçı sayısı yat tanımına girmeyen tipleri kullanılan her türlü 36’yı geçmeyen, ve evsafları İdare tarafından yük, yolcu ve açık deniz yük ve yolcu gemisi niteliğinde belirlenen gemiler. olmayan, → Liste, www.denizcilik.gov.tr balıkçı gemisi → turizm şirketi envanterlerinde kayıtlı → tonilato belgelerinde “Ticari Yat” olarak belirtilen deniz araçları. TUGS 4 Tescil (1) Milli Gemi (2) Yurt içinde (3) Yurt dışından Siciline Kayıtlı Olan inşa edilen: ithal edilen: Gemiler (a) 3.000 DWT'nin (a) “Gemiler” üzerindeki “yük ve açık 21/12/1999 deniz balıkçı gemileri” tarihinde TTK m. (b) “Yatlar” (b) 300 GRT’nin 816 anlamındaki üzerindeki “yolcu gemiler (c) “Özel Maksatlı gemileri” ve özel yapılı (c) 300 GRT’nin bütün gemiler” üzerindeki “özel maksatlı, özel yapılı gemiler”. Bağlama Kütüğü Ayni Haklar Mülkiyet Sınırlı Ayni Haklar Yararlanma İrtifak Teminat (Rehin) Hakları Hakları Kanuni Akdi Rehinler Rehinler Taşınır Rehni Tersanecinin Gemi İpoteği kanuni ipoteği Yapı İpoteği Hapis Hakkı Gemi Alacaklısının Kanuni Rehin Hakkı Mülkiyet ve Diğer Ayni Haklar DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: Mülkiyet ve Diğer Ayni Haklar BİRİNCİ AYIRIM: Uygulanacak Hükümler A) Sicile kayıtlı gemilere MADDE 996- (1) Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, bu Bölüm hükümleri yalnız Türk Gemi Siciline kayıtlı bulunan gemiler hakkında uygulanır. B) Sicile kayıtlı olmayan gemilere MADDE 997- (1) Türk Gemi Siciline kayıtlı bulunmayan Türk gemileri üzerindeki mülkiyet ve sınırlı ayni haklara, Türk Medenî Kanununun taşınırlara ilişkin hükümleri uygulanır. (2) Gemi veya payının devri hâlinde, taraflardan her biri, giderleri karşılamak şartıyla, kendisine devre ilişkin resmî veya imzası noterce onaylı bir senet verilmesini isteyebilir. Mülkiyet 1 İKİNCİ AYIRIM Mülkiyet A) İktisabı I- Aslen iktisabı 1. Sahiplenme MADDE 998- (1) Sahipsiz bir gemiyi sahiplenme hakkı sadece Devletindir. Sahipsiz gemi, sicil kayıtlarından malikinin kim olduğu anlaşılamayan veya usulüne uygun olarak mülkiyeti terk edilmiş olan gemidir. (2) Devlet kendisini gemi siciline malik olarak tescil ettirmek suretiyle gemi üzerindeki mülkiyeti iktisap eder. Mülkiyet 2 2. Olağan zamanaşımı MADDE 999- (1) Sicile kayıtlı bir geminin maliki olmadığı hâlde, gemi siciline malik olarak tescil edilmiş bulunan bir kişi, tescilin en az beş yıl sürmesi ve bu süre içinde gemiyi davasız ve aralıksız bir şekilde asli zilyet sıfatıyla elinde bulundurması şartıyla, geminin mülkiyetini iktisap eder. Bu süre, malik olmayan kişinin sicile tescil edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Sürenin hesabı, kesilmesi ve durması, Türk Borçlar Kanununun alacak zamanaşımına ilişkin hükümlerine tabidir. Gemi siciline kaydın doğru olmadığı yolunda bir itirazın tescil edilmesi hâlinde itiraz kayıtlı olduğu sürece zamanaşımı işlemez. (2) Zamanaşımı için öngörülen şartların gerçekleşmesiyle sicilde geminin maliki olarak gözüken kişi onun mülkiyetini iktisap eder. Mülkiyet 3 3. Olağanüstü zamanaşımı MADDE 1000- (1) Sicile kaydı gerekirken kaydedilmemiş olan bir gemiyi en az on yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak asli zilyet sıfatıyla elinde bulunduran bir kişi, geminin, sicile kendi malı olarak tescil edilmesini isteyebilir. (2) En az on yıl önce ölmüş veya gaipliğine karar verilmiş bir kişinin adına kayıtlı bulunan ve hakkında on yıldan beri malikin onayına tabî bir husus kaydedilmemiş olan bir gemiyi birinci fıkrada yazılı şartlarla elinde bulunduran kişi de o geminin maliki olarak tescil edilmesini isteyebilir. Zilyetlik süresinin hesabı, kesilmesi ve durması Türk Borçlar Kanununun alacak zamanaşımına ilişkin hükümlerine tabidir. (3) Tescil ancak mahkeme kararıyla olur. Tescil davası, geminin kayıtlı olduğu veya kaydedilmesi gereken sicil müdürlüğüne karşı açılır. Mahkeme, ilgilileri, en fazla üç aylık bir süre belirleyerek itirazlarını bildirmeye tirajı ellibinin üstünde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan bir gazetede yapılacak ilanla çağırır. İtiraz edilmez veya itiraz reddolunursa tescile karar verilir. (4) Tescile karar verilmeden önce, üçüncü bir kişi malik sıfatıyla tescil edilir veya üçüncü kişinin mülkiyeti dolayısıyla sicile, gemi sicilinin doğru olmadığı yolunda bir itiraz şerhi verilmiş olursa, tescil kararı üçüncü kişi hakkında hüküm ifade etmez. (5) Mahkemece verilen tescil kararına dayanarak kendisini sicile kaydettirdiği anda asli zilyet, geminin mülkiyetini iktisap eder. Mülkiyet 4 II- Devren iktisabı 1. Devrin şekli MADDE 1001- (1) Gemi siciline kayıtlı olan bir geminin devri için, malik ile iktisap edenin, mülkiyetin iktisap edene devri hususunda anlaşmaları ve geminin zilyetliğinin geçirilmesi şarttır. (2) Mülkiyetin devrine ilişkin anlaşmanın yazılı şekilde yapılması ve imzaların noterce onaylı olması gerekir. Bu anlaşma gemi sicil müdürlüğünde de yapılabilir. (3) 11 inci maddenin üçüncü fıkrası hükmü saklıdır. Mülkiyet 5 Ticari işletme devri: TTK m. 11 f. 3 c. 1: “tasarruf işlemleri için aranan şekil” ticari işletme devri halinde gereksiz; Bu sebeple TTK m. 1001’e yeni f. 3 eklendi ve TTK m. 11 f. 3 saklı tutuldu. Mülkiyet 6 1. Devrin kapsamı MADDE 1002 (1) Taraflarca aksi kararlaştırılmış olmadıkça, iktisap eden, geminin mülkiyeti ile birlikte, iktisap anında varolan ve devredene ait eklentinin mülkiyetini de kazanır. (2) Devir sonucunda, devredene ait olmayan veya üçüncü kişilere ait haklarla sınırlandırılmış bulunan eklenti de iktisap edenin zilyetliğine geçerse, Türk Medenî Kanununun 763, 988, 989 ve 991 inci maddeleri uygulanır. İktisap edenin iyiniyeti hususunda zilyetliği elde ettiği an esas alınır. (3) Gemi yolculukta bulunduğu sırada devredilirse, devredenle iktisap eden arasındaki ilişkilerde bu yolculuğun kâr ve zararı, aksine sözleşme bulunmadıkça iktisap edene aittir. Mülkiyet 7 B) Zıya I- Geminin zıyaı MADDE 1003 (1) Sicile kayıtlı bir geminin kurtarılamayacak şekilde batması, yararlanılabilir enkaz bırakmaksızın harap olması, patlaması ve tahrip edilmiş olması gibi sebeplerden zâyi olmasıyla gemi üzerindeki mülkiyet hakkı sona erer. Şu kadar ki, malikin; yararlanılabilir enkaz üzerindeki taşınır mülkiyeti ile her türlü enkazın kaldırılmasına, çevrenin korunmasına ve benzer hususlara ilişkin yükümlülük ve borçları devam eder. II- Terk MADDE 1004- (1) Sicile kayıtlı bir geminin maliki, gemi üzerindeki mülkiyet hakkından vazgeçtiğini sicil müdürlüğüne bildirerek ve bunu gemi siciline tescil ettirerek geminin mülkiyetini terk edebilir. Mülkiyet 8 III- Zamanaşımı MADDE 1005- (1) Gemiyi elinde bulunduran asli zilyet lehine olağan zamanaşımı şartlarının gerçekleşmesi ile önceki malikin mülkiyet hakkı sona erer. (2) Olağanüstü zamanaşımında gemiyi asli zilyet sıfatıyla elinde bulunduranın, 1000 inci maddenin üçüncü fıkrasına göre açtığı tescil davası sonucunda tescile karar verilmesiyle, önceki malikin mülkiyet hakkı sona erer. Mülkiyet 9 C) Sicile kayıtlı gemi payı ve iştirak payı üzerinde mülkiyet I- İktisabı 1. Aslen MADDE 1006- (1) Sicile kayıtlı gemi payı veya iştirak payı üzerindeki mülkiyetin aslen iktisabı, sicile kayıtlı gemiler hakkındaki hükümlere tabidir. Mülkiyet 10 C) Sicile kayıtlı gemi payı ve iştirak payı üzerinde mülkiyet I- İktisabı 2. Devren a) Devir yoluyla MADDE 1007- (1) Sicile kayıtlı gemi payının mülkiyeti, malik ile iktisap edenin bu hususta anlaşmaları ile devralana geçer. Anlaşmanın yazılı şekilde yapılması ve imzaların noterce onaylanması şarttır. Bu anlaşma gemi sicil müdürlüğünde de yapılabilir. (2) Donatma iştirakinde paydaş donatanların her biri, iştirak payını dilediği anda diğer paydaşların onayı olmaksızın tamamen veya kısmen başkasına devredebilir. Sicile kayıtlı gemi üzerindeki iştirak payının devri, gemi payının devri ve sicile tescili ile olur. (3) Gemi payı veya iştirak payının devri sonucunda gemi Türk Bayrağı çekme hakkını kaybedecekse, devir yalnız bütün paydaşların veya paydaş donatanların onaylarıyla geçerli olur. (4) Gemi payı, gemi yolculukta bulunduğu sırada devredilirse, devrin kapsamı 1002 nci maddenin üçüncü fıkrasına göre belirlenir. Mülkiyet 11 C) Sicile kayıtlı gemi payı ve iştirak payı üzerinde mülkiyet I- İktisabı b) İştirak payının bırakılması yoluyla MADDE 1008- (1) Donatma iştirakinde, yeni bir yolculuğa veya bir yolculuk sonunda gemiyi tamir ettirmeye yahut donatma iştirakinin sorumlu olduğu bir gemi alacağının ödenmesine karar verilirse, karara iştirak etmeyen paydaş donatanlardan her biri, herhangi bir karşılık istemeksizin iştirak payını bırakmak suretiyle, kararı yerine getirmek için gereken ödemelerde bulunmaktan kurtulabilir. (2) Bu hakkını kullanmak isteyen paydaş donatan, kararın verildiği tarihten, eğer karar verilirken kendisi veya temsilcisi hazır bulunmadı ise, kararın bildirilmesinden itibaren üç gün içinde, noter aracılığıyla, paydaş donatanlara veya gemi müdürüne bildirimde bulunmak zorundadır. (3) Bırakılan iştirak payı üzerindeki mülkiyet hakkı, ikinci fıkra uyarınca yapılacak bir bırakma bildirimi ile iştirak payları ölçüsünde öteki paydaş donatanlara geçer. Mülkiyet 12 C) Sicile kayıtlı gemi payı ve iştirak payı üzerinde mülkiyet II- Zıyaı MADDE 1009- (1) Sicile kayıtlı gemi payı ile iştirak payı üzerindeki mülkiyetin zıyaı, sicile kayıtlı gemiler hakkındaki mülkiyetin zıyaı hükümlerine tabidir. (2) İştirak payının 1008 inci madde uyarınca bırakılması hâlinde, usulüne uygun olarak yapılan bırakma bildiriminin gönderildiği anda paydaş donatanın iştirak payı üzerindeki mülkiyet hakkı sona erer. Mülkiyet 13 D) Yapı hâlinde bulunan gemiler ve yapı payları üzerindeki mülkiyet I- Yapı hâlindeki gemilere özgü sicile kaydolunmayan yapılar ve yapı payları MADDE 1010- (1) Yapı hâlindeki gemilere özgü sicile kayıtlı olmayan yapılar ve yapı payları üzerindeki mülkiyetin iktisabı ve zıyaı, sicile kayıtlı olmayan gemiler ve gemi payları üzerindeki mülkiyetin iktisabı ve zıyaı ile ilgili hükümlere tabidir. II- Yapı hâlindeki gemilere özgü sicile kaydolunan yapılar ve yapı payları MADDE 1011- (1) Yapı hâlindeki gemilere özgü sicile kayıtlı yapılar ve yapı payları üzerindeki mülkiyetin iktisabı ve zıyaı, sicile kayıtlı gemiler ve gemi payları üzerindeki mülkiyetin iktisabı ve zıyaı ile ilgili hükümlere tabidir. Gemi Üzerinde Diğer Aynî Haklar Gemilerin rehin konusu olmaları, sicile kayıtlı olup olmadıklarına göre farklılık arz eder: (i) Sicile kayıtlı olan ve olmayan (ticari ve gayri ticari) bütün gemiler üzerinde TTK m. 1320 hükmünde belirtilen alacaklar için «gemi alacaklısı hakkı» olarak adlandırılan rehin hakkı kanundan doğar. (ii) Gemi siciline kayıtlı gemiler ve payları üzerinde tesis edilebilecek akdî rehin hakkı, sadece «gemi ipoteği»dir ve sicile tescil ile tesis edilir. (iii) Sicile kayıtlı olmayan gemiler TMK m. 939 vd. maddeleri gereğince «teslime bağlı rehin» yoluyla rehnedilebilir. Donatma iştiraki şeklinde sicile kayıtlı olmayan gemilerde paydaş donatanların iştirak payının rehni TTK m. 1012’de düzenlenmiştir. Gemi Alacaklısı Hakkı 1 TTK m. 1320-1327 hükümlerinde düzenlenmiştir. Gemi alacaklısı hakkı, gemi ve eklentisi üzerinde gemi alacağı olarak adlandırılan alacak doğduğu anda tescile ya da geminin zilyetliğinin devrine gerek olmaksızın kanundan doğan rehin hakkıdır (TTK m. 1321 f. 1) Gemi Alacaklısı Hakkı 2 Özellikleri: 1. Gemi alacaklısı hakkı, sicile kayıtlı olsun olmasın bütün gemiler ve eklentileri üzerinde kendiliğinden doğar. 2. Gemi alacaklısı hakkı, sınırlı sayıda alacak için kabul edilmiştir (TTK m. 1320’de belirtilen alacaklar). 3. Gemi alacaklısı hakkı, gemiyi takip eder. 4. Gemi alacaklısı hakkı (müşterek avarya garame payı hariç) akdi ve kanuni diğer bütün rehin haklarından önce gelir. 5. Gemi alacaklısı hakkı, hak düşürücü süreye tâbidir (TTK m. 1326). Gemi Alacaklısı Hakkı 3 GAH’ın Borçlusu - TTK m. 1320 f. 1: -Malik -Kiracı -İşleten (kiracı dışında kalan zilyet) -Yönetici (malik, kiracı veya işleten temsilcisi) Gemi Alacaklısı Hakkı 3 Gemi Alacaklısı Hakkı Veren Alacaklar (Gemi Alacakları): Gemi alacaklısı hakkı veren alacaklar, deniz alacağıdır (TTK m. 1352); fakat her deniz alacağı, gemi alacaklısı hakkı vermez. Alacaklısına gemi alacaklısı hakkı veren alacaklar, TTK m. 1320 f. 1 hükmünde sınırlı şekilde sayılmıştır: Gemi Alacaklısı Hakkı 4 1. Ülkelerine getirilme giderleri ve onlar adına ödenmesi gereken sosyal sigorta katılma payları da içinde olmak üzere, gemi adamlarına, gemide çalıştırılmakta olmaları dolayısıyla ödenecek ücretlere ve diğer tutarlara ilişkin istem hakları (TTK m. 1320 f. 1 bent a) 2. Geminin işletilmesi ile doğrudan doğruya ilgili olarak karada veya suda meydana gelen can kaybı veya diğer bedensel zararlardan doğan alacaklar (TTK m. 1320 f. 1 bent b) 3. Kurtarma ücreti (TTK m. 1320 f. 1 bent c) 4. Liman, kanal, diğer su yolları, karantina ve kılavuzluk için ödenecek resimler (TTK m. 1320 f. 1 bent d) Gemi Alacaklısı Hakkı 5 5. Gemiden taşınan eşya, konteynerler ve yolcuların eşyalarına gelecek olan zıya ve hasar dışında geminin işletilmesinin sebep olduğu maddi zıya veya hasardan doğan ve haksız fiile dayanan alacaklar (TTK m. 1320 f. 1 bent e) 6. Müşterek avarya garame payı alacakları (TTK m. 1320 f. 1 bent f) Gemi Alacaklısı Hakkı 6 TTK m. 1320 f. 2: Bir istisna hükmü. a. Eğer bir milletlerarası sözleşme, kusursuz sorumluluk öngörmüşse + zorunlu sigorta varsa, GAH doğmaz ÖR? b. Radyoaktif zarar Gemi İpoteği 1 → Gemi büyük bir ekonomik değere sahiptir. → Kredi olmadan gemi edinmek hemen hemen imkansızdır. → Gemi işleteninin teminat olarak göstereceği en önemli varlığı gemidir. → Gemi taşınırdır ancak deniz ticaretinde gemilerin taşınırlar gibi rehnedilmesi uygun değildir. → Bunun nedenleri geminin alacaklıya teslim edilmesi halinde donatanın ticaret yapamayacak ve dolayısıyla borcunu ödeyemeyecek duruma gelmesi ile gemiyi teslim alan alacaklının geminin muhafazası için ağır masraflara katlanmasının gerekecek olmasıdır. → Bu sebeple sicile kayıtlı gemiler için teslim mecburiyeti olmadan, yalnızca gemi siciline kaydetmek suretiyle rehin tesisi mümkün hale getirilmiştir. Gemi İpoteği 2 1. Niteliği MADDE 1014- (1) Bir alacağı teminat altına almak için gemi üzerinde ipotek kurulabilir. Gemi ipoteği alacaklıya, alacağını, geminin bedelinden alma yetkisini verir. Sicile kayıtlı gemilerin sözleşmeye dayalı rehni sadece gemi ipoteği yolu ile sağlanır. İleride doğabilecek veya şarta ya da kıymetli evraka bağlı bir alacak için de ipotek kurulabilir. (2) Alacaklıların gemi ipoteğinden doğan hakkı, sadece alacağa göre belirlenir. (3) Bir geminin payı ancak gemiye paylı mülkiyet esaslarına göre malik olan paydaşlardan birinin payından ibaret olmak şartıyla gemi ipoteği ile sınırlandırılabilir. (4) Bir geminin bütün payları bir malikin elinde bulunduğu sürece, ayrı ayrı paylar üzerinde ayrı ayrı kişilere gemi ipoteği kurulamaz. Gemi İpoteği 3 2. Kurulması MADDE 1015- (1) Gemi ipoteğinin kurulması için geminin maliki ile alacaklının gemi üzerinde ipotek kurulması hususunda anlaşmaları ve ipoteğin gemi siciline tescil edilmesi şarttır. (2) İpoteğin kurulmasına ilişkin sözleşmelerin yazılı şekilde yapılması ve imzalarının noterce onaylanması gerekir. Bu anlaşma gemi sicil müdürlüğünde de yapılabilir. Bu şekillerden birine uygun olarak yapılmadıkça ipoteğin kurulmasına dair anlaşma geçerli olmaz. (5) Yabancı bir ülkede iktisap edilip, henüz Türk Gemi Sicili veya Türk Uluslararası Gemi Siciline tescil edilmemiş olan gemilerde bayrak şahadetnamesine şerh tescil hükmündedir. Geminin tescilinde bu gibi ipotekler resen sicile geçirilir. Gemi İpoteği 4 4. İpoteğin derecesi MADDE 1017- (1) Gemi üzerindeki ipoteklerin dereceleri, Türk Medenî Kanununun taşınmaz rehni hakkındaki hükümlerine göre belirlenir. TMK sabit derece sistemi Boşalan dereceye yükselme ancak bu yönde bir sözleşme yapılıp bunun gemi siciline tescil edilmesi hâlinde geçerlidir. Gemi İpoteği 5 6. İpoteğin kapsamı Gemi, gemi payı, bütünleyici parça, eklenti, gemi yerine geçen satış veya kamulaştırma bedeli ve tazminat istemleri [2011 tarihli TTK m. 1020] Gemi ipoteğinin kapsamına giren hususlarla ilgili olarak malikin menfaatinin, malik veya onun lehine bir başkası tarafından sigorta ettirilmiş olması hâlinde, ipotek, sigorta tazminatını da kapsar. [2011 tarihli TTK m. 1022] Gemi İpoteği 6 İpotekli alacağın yerine başka bir alacak konulması: cc) İpotekli alacağın yerine başka bir alacağın konulması Kural: İpotekle teminat altına alınmış alacak yerine başkası konulabilir. (2011 tarihli TTK m. 1043 f. 1 c. 1) Kuruluşu: Alacaklı ile malikin imzaları noterce onaylı bir sözleşme yapmaları veya gemi sicil müdürlüğünde anlaşmaları ve durumun gemi siciline tescili şarttır. İpotek üzerinde hak sahibi üçüncü kişiler varsa, onların da onayları gerekir. (2011 tarihli TTK m. 1043 f. 1 c. 2) Yeni alacağın sahibi, eski ipotekli alacaklı değilse, anlaşmaya onun da katılması gerekir. (2011 tarihli TTK m. 1043 f. 2) Gemi İpoteği 7 9. Gemi ipoteğinin sona ermesi a) Alacakla birlikte ipoteğin de düşmesi sonucunu doğuran sebepler: aa) Alacağın düşmesi [2011 tarihli TTK m. 1044] Alacağın sona ermesi ile ipotek de düşer. [ m. 1044 f. 1 c. 1] Alacaklı ve borçlu sıfatlarının aynı kişide birleşmesi, alacağın ödenmesi hükmündedir. [m. 1044 f. 2] Gemi İpoteği 8 bb) Alacaklı ve malik sıfatlarının birleşmesi [2011 tarihli TTK m. 1045] Gemi ipoteği ile mülkiyetin aynı kişide birleşmesi ile ipotek düşer. [m. 1045 f. 1] Borçlu, gemi malikinden başka bir kişi olduğu veya alacak üzerinde bir rehin veya intifa hakkı bulunduğu takdirde ipotek devam eder. Şu kadar ki, gemi maliki alacaklı sıfatı ile geminin paraya çevrilmesini isteyemez ve faiz alacakları için gemi teminat oluşturmaz. [m. 1045 f. 2] Gemi İpoteği 9 cc) Alacaklının gemi malikine karşı sahip olduğu istem hakkının zamanaşımına uğraması [2011 tarihli TTK m. 1048] Gemi sicilinden: [a] haksız yere silinmiş akdî ipoteklerle [b] tescil edilmemiş bulunan kanunî ipotekler, alacaklının gemi malikine karşı sahip olduğu istem hakkının zamanaşımına uğraması ile düşer. Gemi İpoteği 10 b) Sadece ipoteğin düşmesi sonucunu doğuran sebepler: aa) Tarafların anlaşması (2011 tarihli TTK m. 1049) bb) Alacaklının feragati (2011 tarihli TTK m. 1050) cc) İpoteğin süresinin dolması (2011 tarihli TTK m. 1051) Gemi İpoteği 11 Gemi İpoteğinin Paraya Çevrilmesi: 1956 tarihli TTK: Kural: Madde 917 - Alacaklı, gemi ve gemi ipoteğinin şümulüne giren eşya üzerinden alacağını ancak cebri icra yolu ile alabilir. İstisna: ALACAKLININ GEMİYE MALİK OLABİLMESİ HAKKINDA ŞART: Madde 919 - Alacak malike karşı muacceliyet kesbetmedikçe, malik alacaklıya alacağını tahsil maksadiyle gemiyi temlik etmek yahut cebri icra yolundan başka bir şekilde elden çıkarmak hakkını bahşedemez. Gemi İpoteği 12 TMK Rehnin paraya çevrilmesi 1. Paraya çevirme şekli MADDE 873.- Borç ödenmezse alacaklı, alacağını rehinli taşınmazın satış bedelinden elde etme hakkına sahiptir. Borcun ödenmemesi hâlinde rehinli taşınmazın mülkiyetinin alacaklıya geçeceğine ilişkin sözleşme hükmü geçersizdir. Aynı alacak için birden çok taşınmazın rehnedilmiş olması hâlinde, rehnin paraya çevrilmesi istemi, taşınmazların tamamı hakkında yapılır. Bununla birlikte, icra dairesi onlardan ancak gerektiği kadarını paraya çevirir. Gemi İpoteği 13 2011 tarihli TTK Deniz alacakları MADDE 1352 - (1) “Deniz alacağı”; aşağıda sayılan hususların birinden veya birkaçından doğan istem anlamına gelir: v) Gemi rehni, gemi ipoteği veya gemi üzerinde aynı nitelikteki aynî bir yükümlülük Sonuç = Gemi İpoteği = Deniz Alacağı Gemi İpoteği 14 MADDE 1353: Deniz alacaklarının teminat altına alınması için, geminin sadece ihtiyatî haczine karar verilebilir (c. 1). Bu alacaklar için gemi üzerine ihtiyatî tedbir konulması veya başka bir surette geminin seferden menedilmesi istenemez (c. 2). Gemi İpoteği 15 Kural: Fer’ilik ilkesi MADDE 1377 - (1) Gemi üzerinde, kanun veya sözleşme uyarınca doğan veya mahkemece tesciline karar verilen bütün rehin ve hapis hakları, teminat altına alınan alacaktan ayrı ve bağımsız olarak yargılama veya icra konusu yapılamaz. Gemi İpoteği 16 4. Rehinli alacaklıların takip hakkı b) İpotek sahiplerinin MADDE 1381 - (1) Akdî veya kanunî gemi ipoteği alacaklıları, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilirler. (f. 1 c. 1) (2) Bu hüküm, Türk ve yabancı bayraklı bütün gemilere uygulanır. (f. 1 c. 2) Gemi İpoteği 17 Bu kapsamda: (a) İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip (b) İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip = dayanak 2011 tarihli TTK m. 1377 f. 2 = rehin ve hapis haklarının, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takip konusu yapılabilmeleri için, hem alacağın hem de rehin veya hapis hakkının, ilâm veya ilâm niteliğindeki belgelerde veya gemi sicil müdürlüğünde düzenlenmiş gemi ipoteği sözleşmesinde tespit edilmiş olması şarttır. Gemi İpoteği 18 Türkiye’de Gerçekleşen Cebrî İcra Sonucu: 7. Satış ve ihalenin sonucu MADDE 1388 - (1) Alıcı, icra dairesi tarafından gemi kendisine ihale edildiği veya satıldığı anda, geminin mülkiyetini iktisap eder. (2) (1) Satış bedeli icra dairesine ödendiği anda, ipotek alacaklısının rızasıyla alıcı tarafından yüklenilenler dışında, gemi üzerindeki bütün aynî ve kişisel haklar, külfetler ve sınırlandırmalar sona erer. Yabancı Gemiler Bakımından 2011 tarihli TTK m. 1384’deki bildirim şartı yerine gelmeli. [Türk Bayraklı gemilerin yurtdışında cebrî icra yoluyla satılması bakımından bildirim = m. 1350] İntifa Hakkı 1 2011 tarihli TTK ile serbest bırakıldı İntifa Hakkı A) Kurulması MADDE 1059- (1) Sicile kayıtlı gemiler üzerinde intifa hakkı kurulabilir. (2) İntifa hakkı, aksi kararlaştırılmadıkça, sahibine üzerinde kurulduğu gemiden tam yararlanma yetkisini sağlar. (3) Akdî intifa hakkının kurulmasında 1015 inci madde hükmü uygulanır. İntifa Hakkı 2 B) Uygulanacak hükümler MADDE 1060- (1) Sicile kayıtlı gemi üzerindeki intifa hakkı Türk Medenî Kanununun taşınmazlar üzerindeki intifa hakkı hükümlerine tabidir. (2) İntifa hakkı ile gemi ipotekleri arasındaki ilişkiler Türk Medenî Kanununun 869 uncu maddesi hükmüne tabidir. Aynı tarihle kaydedilmiş bulunan haklar aynı derecededir. Gemi ipoteğinin derecelerinin değiştirilmesi ve ipoteğin malike karşı alacaklıya sağladığı hakların zamanaşımına uğraması ile ilgili hükümler burada da uygulanır. Deniz Ticareti Hukuku’nda Kişiler 1 Gemi Adamları: “Gemi adamları”; kaptan, gemi zabitleri, tayfalar ve gemide çalıştırılan diğer kişilerdir (TTK m. 934 f. 1). Donatan: gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi malikine denir (TTK m. 1061 f. 1). Donatan Sayılan Kendisinin olmayan bir gemiyi menfaat sağlamak amacıyla suda kendi adına Kişi [«Gemi İşletme bizzat veya kaptan aracılığıyla kullanan kişi, üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde Müteahhidi»] donatan sayılır Gemi İşletme bir devletin mülkiyetinde olup da bu devlette donatan veya gemi işletme Müteahhidi müteahhidi olarak müseccel bulunan bir şirket tarafından işletilmekte ise bu şirketi [Deniz Alacaklarına İlişkin Gemilerin Sigortalandırılması ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik, m. 4 f. 1 b. (b)] Deniz Ticareti Hukuku’nda Kişiler 2 Donatan: gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi malikine denir [TTK m. 1061 f. 1] Donatan Sayılan Kişi [«Gemi İşletme Müteahhidi»]: Kendisinin olmayan bir gemiyi [ekonomik] menfaat sağlamak amacıyla suda kendi adına bizzat veya kaptan aracılığıyla kullanan kişi, üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde donatan sayılır [TTK m. 1061 f. 2 c. 1] Deniz Ticareti Hukuku’nda Kişiler 3 Donatma İştiraki-TTK m. 1064: Birden çok kişinin [gerçek kişi de olabilir tüzel kişi de] paylı mülkiyet şeklinde [el birliği mülkiyet değil, sermaye şirketi değil] malik oldukları bir gemiyi, menfaat sağlamak amacıyla aralarında yapmış oldukları sözleşme gereğince, hepsi adına ve hesabına suda kullanmaları hâlinde donatma iştiraki vardır. Deniz Ticareti Hukuku’nda Kişiler 4 -Kaptan- Gemi Adamı [TTK m. 934 f. 1] Türk vatandaşı olmalı [Türk bayraklı gemide çalışıyorsa] [Kabotaj K. m. 3, TUGSK m. 9]. Kaptan, kusuruyla yol açtığı zararlardan, özellikle bu Kısım ile diğer Kısımlarda belirtilen görevlerini yapmamasından doğacak zararlardan dolayı, yolcular da dâhil, gemi ve eşyayla ilgili herkese karşı sorumludur [TTK m. 1089 f. 1] Donatanın emrine uyması kaptanı sorumluluktan kurtarmaz [TTK m. 1089 f. 2] Donatan 1 Tanımı MADDE 1061- (1) Donatan, gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi malikine denir. 3 unsur mevcuttur: (1) Ticaret gemisi: (2011 tarihli TTK m. 931 f. 2) (2) Mülkiyet hakkı: Ticaret gemisinin maliki olmak gereklidir. Donatan birden çok kişi, tüzel kişiler, ticaret şirketleri veya devlet olabilir. (3) Kazanç elde etme amacıyla kendi adına işletme: Malik gemisini menfaat ve riskleri kendisine ait olmak üzere deniz ticaretinde kendi adına işletmelidir. Gemisini başkasına kiraya veren gemi sahibi donatan sayılmaz. Donatan 2 Donatan Sayılan Kişi [Gemi İşletme Müteahhidi] Kendisinin olmayan bir gemiyi menfaat sağlamak amacıyla suda kendi adına bizzat veya kaptan aracılığıyla kullanan kişi, üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde donatan sayılır (TTK m. 1061 f. 2 cümle 1). Malik, geminin işletilmesinden dolayı gemi alacaklısı sıfatıyla bir istemde bulunan kişiyi, bu işletilme malike karşı haksız ve alacaklı da kötüniyet sahibi olmadıkça, hakkını istemekten engelleyemez (TTK m. 1061 f. 2). Donatan 3 Doktrinde bu kişi “gemi işletme müteahhidi” (“GİM”) olarak tanımlanmaktadır. Bu kişinin; [a] başkasına ait gemiyi kendi adına suda kullanması [b] gemiyi kendi emir ve idaresi altında bulundurması gerekir. Donatanda sermaye ve girişim unsurlarının ikisi birlikte mevcutken, gemi işletme müteahhidinde yalnızca girişim unsuru vardır. Donatan 4 - GİM kimdir? - Başkasına ait gemiyi çıplak olarak kiralayıp kaptan ve gemi adamlarını istihdam eden; veya kaptan ve gemi adamlarının iş sözleşmelerini devralan (bareboat charter, demise charter) - Geminin zilyedi olan kişi - GİM kim değildir? - Geminin zilyedi olmayıp, ticari işletmesi kendisine ait olan kişi (Time charterer) Donatan 5 GİM’nin 3. kişilerle olan ilişkilerde donatan sayılmasının sonuçları: Bu kişilere karşı donatanın hak ve borçlarına sahip olması Geminin kullanılmasından doğan hak ve alacakların kendisine ait olması, ve fakat mülkiyet hakkının sonucu olan yetkilere sahip olmaması Geminin kullanılmasından doğan borçların kendisine ait olması Kaptanın gemi malikini değil, GİM’yi temsil etmesi; kaptanın yetkisi dahilinde yaptığı işlemlerden GİM’nin sorumlu olması Geminin deniz ticaretinde kullanılmasının sonucu olarak kullanan kişi donatan imişçesine gemi üzerinde gemi alacaklısı hakkı, rehin hakkı gibi haklar doğurabilmesi Donatan 6 TTK m. 1062 f. 1 TBK m. 66 II. Özen sorumluluğu 1. Adam çalıştıranın sorumluluğu MADDE 66- Adam çalıştıran, çalışanın, Donatan, gemi kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle adamlarının, … yükümlüdür. görevlerini yerine Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde getirirken bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, işledikleri kusur sorumlu olmaz. Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin sonucunda çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye üçüncü kişilere verdiği elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep zararlardan sorumludur. olunan zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir. Donatan 7 Donatan, gemi adamlarından birinin görevlerini yerine getirirken işlediği kusur neticesinde üçüncü kişilere verdiği zararlardan dolayı mesuldür; 2011 tarihli TTK m. 1062 sorumluluğu GİM için de geçerlidir. Şartları: Zarar veren gemi adamı veya kılavuz olmalı, Gemi adamı → 2011 tarihli TTK m. 934 → kaptan, gemi zabitleri, tayfalar ve gemide istihdam edilen diğer kimselerdir. Her türlü kılavuz mu? Donatan 8 Kılavuz Zorunlu Kılavuz İsteğe Bağlı Kılavuz a) Zorunlu sevk ve idare a) İsteğe bağlı sevk ve kılavuzu idare kılavuzu b) Zorunlu danışman b) İsteğe bağlı danışman kılavuz kılavuz Donatan 8-a Kılavuz / Yargıtay Yargıtay Temyiz Dairesi, 22/3/1960, ? E., 3018 K. “Mecburi kılavuzluk, biri kılavuz almak, diğeri, geminin idaresini kılavuza terk etmek gibi iki mecburiyeti gerektiren sistemdir. Mecburi kılavuzluk sisteminin tatbik edilmesi bu iki mecburiyeti tesis eden mevzuat hükmünün bulunmasına bağlıdır. Mevzuatımızda…böyle bir hükme rastlanmadığına göre mecburi kılavuzluk değil, kılavuz alma mecburiyeti kabul edilmiştir. Gerek kılavuz alma mecburiyetine uyarak ve gerekse ihtiyari olarak alınan kılavuzun mütalaaları istişari nitelikte olup kaptanın sorumluluğunu ref etmez. Gemi hiçbir zaman bunların idaresine terk olunamaz…kılavuzluk ehliyeti olmayan bir kişinin mütalaaları…istişari mahiyette de olsa bu sularda ilk defa seyir yapan kaptanı yanıltabileceği gibi…Ancak… geminin idaresinin kılavuza terk edilmesi…gemi süratini yanlış belirlemesi…müterafık kusura ilişkin iddianın incelenmesi gerekir. Donatan 8-b Kılavuza ilişkin 16.3.1955 tarihli YİBK (1954/26 E., 1955/4 K.) --2011 tarihli TTK m. 1341 gerekçesinde de bu karara yer verilmiştir. --Dava konusu olayda içinde kılavuz bulunan Mısır bandıralı «Muhammed Ali Elkebir» gemisi 27.9.1948’de Galata rıhtımına yanaşırken hareketsiz halde rıhtımda bulunan Deniz Yollarına ait «Etrüsk» vapuruna çarpmıştır. Gemi ve rıhtım hasarı sebebiyle Deniz Yolları İdaresi «Muhammed Ali Elkebir» gemisi donatanı aleyhine tazminat davası açmıştır. --Hangi tür kılavuzların kusurundan ötürü donatanın sorumlu tutulması gerektiği bu kararda somutlaştırılmıştır. Buna göre kılavuzlar, yararlanma olanakları bakımından yansı 16’daki gibi sınıflandırılmaktadır. TTK m. 1062 f. 1 c. 1 bu ayrım dikkate alınarak tanımlanmış ve zorunlu danışman kılavuzun, isteğe bağlı danışman kılavuzun ve isteğe bağlı sevk kılavuzunun kusurundan ötürü donatanın sorumlu tutulacağı bildirilmiştir. Buna karşılık zorunlu sevk kılavuzunun kusuru hâlinde donatanın sorumlu tutulmayacağı kabul edilmiştir. Donatan 8-c TTK m. 1062 f. 1: Donatan, gemi adamlarının, zorunlu danışman kılavuzun ve isteğe bağlı kılavuzun görevlerini yerine getirirken işledikleri kusur sonucunda üçüncü kişilere verdikleri zarardan sorumludur. Donatanın eyleminden sorumlu olduğu kılavuz hangisi? (Kaynak: Yazıcıoğlu, «Kender Deniz Ticareti Hukuku») Zorunlu danışman kılavuz ve isteğe bağlı kılavuz (danışman veya sevk ve idare). Başka bir ifadeyle donatan, zorunlu sevk ve idare kılavuzunun eylemlerinden sorumlu değildir. Donatan, zorunlu sevk ve idare kılavuzunun görevini ifa ederken kusuruyla sebebiyet verdiği zarardan kılavuzu istihdam eden idare veya işletme sorumlu olur. Uygulamada artık sevk ve idare kılavuzunun görevine ihtiyaç duyulmamaktadır. Danışman kılavuzlar ise faaliyetlerine devam etmektedir. Donatan 9 Vazifesini yaparken - BK m. 66; kendisine verilen işin yapılması sırasında, - Gemi adamının münakaşaya tutuştuğu bir yolcuyu yaralaması vazifesi ile bağlantılı bir durum değildir. Kusurlu olması - BK m. 66’dan farkı - Gemi adamı kusurlu değilse, Donatan da sorumlu değil. Donatan 10 Zarar - 3. kişi için bir zarar doğmuş olmalı - gemi adamının kusurlu ve hukuka aykırı fiil veya ihmali ile zarar arasında uygun illiyet bağı bulunmalı - 3. kişi donatan ve zarar veren gemi adamı dışındaki zarar gören her kişidir. Donatan - 11 - BK m. 66 uygulama alanı bulur mu? - 1956 tarihli TTK m. 947 özel hüküm mü? (yarışan talep uygulaması) - Öncelikle 1956 tarihli TTK döneminde ileri sürülen konuyla ilgili farklı görüşleri inceleyelim: Donatan 11-a Birinci Görüş İstanbul Boğaziçi Kanlıca mevkiinde Peter Zoraniç tankeri ile Yunan bayraklı World Harmony tankeri çatışır. Zoraniç tankeri Beykoz Servi burnu açıklarında yanar vaziyette sahildeki akaryakıt depolarında (Mobil Oil TAŞ) zarar meydana getirir (8/4/1965 T., 963/5865 E., 965/1808 K. Kararın yayımlandığı yer BATİDER, Y. 1966, S. 3/592). Çatmaya ilişkin bu dava, Mobil Oil TAŞ uğradığı zararların tazmini için açılır. Kararın donatanın sorumluluğuna ilişkin kısmı ise, «1956 tarihli TTK m. 947 özel hüküm mü?» tartışmasına ilişkindir. Bu kararda Yargıtay, 1956 tarihli TTK m. 947, BK m. 55’e göre özel kanun olduğundan, TTK m. 947 uygulanmalıdır görüşünü benimsemiştir. Yarışan taleplerle ilgili bir görüş bu şekildedir. BK m. 55 genel hüküm, 1956 tarihli TTK m. 947 özel hükümdür. Bir an için Türk Ticaret Kanununun yokluğu farz edildiği takdirde, haksız fiil sebebiyle genel ve temel hükümleri ihtiva eden BK m. 55 (yürürlükte olan hüküm: TBK m. 66) uyarınca istihdam eden sıfatı ile davalı donatanların kusursuz mesuliyet esasına göre sorumluluklarının kabulüne şüphe yoktur. Ancak bu hususta hususi hükümleri ihtiva eden Türk Ticaret Kanunu mevcut iken, hadisede Borçlar Kanununun uygulanması mümkün değildir. Donatan 11- b İkinci Görüş Yargıtay TD 2/11/1971 tarihli kararında: «…1956 tarihli TTK’nın 947. (TTK 1062.) maddesi kapsamına giren hususlarda Borçlar Kanununun haksız fiillere ait hükümlerinin uygulanması mümkün bulunmamakta ise de…947nci maddenin (TTK 1062) kapsamı dışında kalan hususlarda… (mesela gemi adamında kusur bulunmayan hallerde) BK’nın 55. (TBK 66.) maddesinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına…» Donatan 11-c Yargıtay 30/12/1985 tarihli kararında; «…1956 tarihli TTK’nın 947. (TTK 1062.) maddesi hükmünün uygulanabilmesi için gerekli şartların tekevvün etmemiş olması (gerçekleşmemesi) halinde BK’nun umumî hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda öğretide çeşitli görüşler mevcuttur: Birinci görüşe göre, 1956 tarihli TTK’nın 947. (TTK 1062.) maddesi; BK’nun 55. (TBK 66.) maddesine nazaran yeni tarihli olup, özel hüküm niteliğini taşır….BK m. 55 (TBK m. 66) inci maddesine başvurma olanağı ortadan kalkmıştır (T. Kalpsüz, Donatanın Akit Dışı Mesuliyeti ve Bunun Sınırlandırılması, Türkiye’de Deniz Kazaları Sempozyumu, s. 74; S. Okay, Deniz Ticareti Hukuku, İstanbul, 1970, s. 229). Donatan 11-d İkinci görüş, -1956 tarihli TTK’nın 947. (TTK 1062.) maddesi hükmünün, BK’nın 55inci (TBK’nın 66ncı) maddesini tamamlayıcı olarak uygulanabileceği, ancak gemi adamının kusuru olmadan donatan sorumlu tutulsa bile TTK’nın 948 inci maddesinin 3 üncü bendine göre sorumluluğun gemi ve navlunla sınırlı olacağıdır (Y. Karayalçın, Mesuliyet ve Sigorta Hukuku Bakımından Başlıca İşletme Kazaları 1960, s. 112; Barbaros Çağa, Gemi Adamlarının Üçüncü Kişiye Verdikleri Zararlardan Donatanın Sorumluluğu, Batider, 1973/3, s. 461). Donatan 11-e Üçüncü görüş ise BK’nın 55. maddesinin (TBK m. 66) 1956 tarihli TTK’nın 947. (TTK m. 1062) maddesini tamamlayıcı ve onunla seçime bağlı olarak uygulanabileceği biçimindedir. (E. Hirş, Ticaret Hukuku Dersleri, s. 798; Tahir Çağa, Deniz Ticareti Hukuku, «1982, C/1; Halûk Tandoğan, Karadaki Zararlardan Donatanın Sorumluluğu, Türkiye’de Deniz Kazaları Sempozyumu, s. 177-179). …Kanun koyucu, 1956 tarihli TTK’nın 947. (TTK 1062) maddesini koyarken (mehaz Almanya’da HGB 485’te olduğu gibi) genel hükümlerden ayrı bir düzenlemeye gitmek istememiş, deniz kazalarının yüksek olan tehlike ihtimallerini ve meydana gelen zararların çoğu zaman büyük çapta oluşunu göz önünde tutarak sırf zarar gören üçüncü şahsı korumak amacı ile mal varlığı az olan kusurlu gemi adamının yanında mali kudreti büyük olan donatana müracaat edebilme olanağı sağlamak istemiştir. O halde, TTK m. 947’nin müstakil bir sorumluluk halini düzenlediği kabul edilemez. Donatan 11-f …Diğer taraftan her iki madde hukuka aykırılık ve uygun nedensellik unsurlarını içermektelerse de «kusur» olgusu ve «kurtuluş beyyinesi» ile birbirlerinden ayrılmaktadır. BK’nın 55. (TBK 66.) maddesinin uygulanması halinde 1956 tarihli TTK’nın 947. (TTK 1062.) maddesinin konuluş amacını engelleyen bir durum söz konusu değildir. Bir hukuk kuralının yorumunda karşıt anlama, hukukta bir boşluk olduğu takdirde yer verilebilir. Bu itibarla, 1956 tarihli TTK’nın 947. (TTK 1062.) maddesinin karşıt anlamından hareket edilerek BK’nın 55. (TBK 66.) maddesinin uygulanamayacağı sonucu çıkarılamaz….» Donatan 11-g SONUÇ: TTK m. 1062 hükmünde öngörülen sorumluluk ile TBK m. 66 hükmünde öngörülen sorumluluk arasında özel hüküm genel hüküm ilişkisi bulunmamaktadır görüşünü benimsiyoruz (yarışan talep uygulaması). 2011 tarihli TTK m. 1062 döneminde durum nedir? Donatan, gemi adamının eylemi sonucu üçüncü kişinin uğradığı zarardan, koşulları gerçekleştiği takdirde TTK m. 1062 uyarınca sorumlu tutulabileceği gibi, TBK m. 66 uyarınca da sorumlu tutulabilir (Aksi görüş: Kübra Var Türk/Hakan Karan, s. 128 vd.) LLMC sorumluluğun sınırlanabileceği alacaklar hakkındaki m. 2 f. 1’de «whatever the basis of the liability may be» (sorumluluğun temeli ne olursa olsun) ifadesi yer aldığından, sorumluluğun sınırlandırılması bakımından tazminat talebinin TBK m. 66 ya da TTK m. 1062 hükmüne dayandırılması arasında bir fark yoktur. Zarar görenin TBK m. 66 uyarınca tazminat talep etmesi halinde de, donatan LLMC uyarınca sorumluluğunu sınırlandırabilir (Aksi görüş: Sözer, s. 197 ve Var Türk/Karan, s. 130; Sözer’e göre TBK m. 66 uyarınca sorumlu tutulması halinde donatanın sorumluluğu sınırsızdır). Donatan 12-a - Şimdiye kadar 2011 tarihli TTK m. 1062 f. 1 c. 1’de düzenlenen donatanın sorumluluğu konusunu ele aldık. Hükmün devamındaki düzenleme ise şöyledir: 2011 tarihli TTK m. 1062 f. 1 c. 2: Ancak, donatan, yolculara ve yükle ilgili kişilere karşı, taşıyanın gemi adamlarının kusurundan doğan sorumluluğuna ilişkin hükümlere göre sorumlu olur. Donatanın yük ilgilisine karşı sorumluluğunu belirlemek için öncelikle taşıyana bakılır. Eğer taşıyanın sorumluluğu mevcut denilebiliyorsa, donatan da sorumlu olacaktır. Donatan 12-b Konu: «Yük İlgilisine karşı sorumluluk» Genel Gerekçe’deki ifade şöyle: «fiili taşıyan hakkında hükümlerin sevk edilmiş olması sebebiyle TTK m. 1062 f. 1 c. 2’ye gerek kalmadığı düşünülebilirse de, filli taşıyan olarak donatandan başka bir kimsenin sayılması ihtimali dikkate alınarak hükmün muhafaza edilmesi uygun görülmüştür.» Donatan 12-c Gerekçedeki ifade yerinde mi? TTK m. 1062 f. 1 c. 2’de aslında fillî taşıyanın sorumluluğu düzenlenmiştir. Dolayısıyla FTY ayrıca düzenlendiğine göre bu düzenlemeye gerek yoktur. İhtiyaç nedir? Gerekçede ihtiyaç olarak, FTY olarak donatandan başka bir kimsenin sayılması ihtimali öne sürülmüştür. Ancak m. 1062, «donatanın» gemi adamlarının kusurlarında doğan sorumluluğu hakkındadır. Donatandan başka kişilerin FTY olup olmayacağı sorusu olumlu yanıtlansa dahi, 1062. maddenin bunlarla ilgisi yoktur. Şu halde, donatan da dahil bütün fiili taşıyanlara ilişkin genel bir düzenleme getirildikten sonra, «donatandan başka kişiler de fiili taşıyan olabilir.» gerekçesiyle yükle ilgililere ve yolculara karşı her zaman fiili taşıyan sıfatıyla sorumlu olan donatanın yükle ilgililere ve yolculara karşı sorumluluğu bakımından taşıyanın sorumluluğuna atıf yapılarak düzenleme yapılması son derece anlamsız ve gereksizdir. Donatan 12-d Taşıyanın sorumsuzluk sebepleri, 2011 tarihli TTK m. 1179 vd. 2. Teknik kusur ve yangın MADDE 1180- (1) Zarar, geminin sevkine veya başkaca teknik yönetimine ilişkin bir hareketin veya yangının sonucu olduğu takdirde, taşıyan yalnız kendi kusurundan sorumludur. Daha çok yükün menfaati gereği olarak alınan önlemler, geminin teknik yönetimine dâhil sayılmaz. (2) Tereddüt hâlinde zararın, teknik yönetimin sonucu olmadığı kabul edilir. Donatan 13 Donatanın Sorumluluğunun Hukuki Niteliği: - Donatan kusurlu gemi adamının yanında, onunla birlikte sorumludur. - “Ek” sorumluluktur, başkasının sorumluluğuna katılma söz konusudur. Donatan 14 - Sorumluluğun sınırı (1956 tarihli TTK’daki düzen) Sınırlı Aynî Sorumluluk Sınırlı Şahsi Sorumluluk - 1956 tarihli TTK m. 948 - Alacaklı borçlunun bütün Alacaklı, alacağın tamamı için ve mallarına ve fakat belirli bir fakat borçlunun ancak belirli bazı meblağa kadar el uzatabilir aktiflerine el uzatabilir. - Ör: Gemi ve navlun Yeni düzende bu sistem tamamen ortadan kalkıyor. Özellikle deniz servetiyle sorumluluk artık, yok. Donatan 15 1956 tarihli TTK 2011 tarihli TTK 2. MESULİYETİN MAHİYETİ: A) Deniz alacaklarına karşı sorumluluğun sınırlanması I- Kural A - MAHDUT AYNİ MESULİYET: MADDE 1328 - (1) Deniz alacaklarından doğan Madde 948 - Aşağıdaki hallerde donatan üçüncü şahsın sorumluluk, 4/6/1980 tarihli ve 17007 sayılı Resmî Gazetede alacağından dolayı ancak gemi ve navlun ile mesuldür: yayımlanan 19/11/1976 tarihli Deniz Alacaklarına Karşı 1. Alacak; kaptanın hususi bir vekaletle değil sırf kaptan Mesuliyetin Sınırlanması Hakkında Milletlerarası Sözleşme ile sıfatiyle haiz olduğu kanuni salahiyete istinaden yaptığı hukuki bu Sözleşmeyi değiştiren 2/5/1996 tarihli Protokol veya onun muamelelerden doğmuş ise; yerine geçmek üzere hazırlanarak Türkiye Cumhuriyeti 2. Alacak; donatan tarafından akdedilmiş olup da ifası tarafından kabul edilen milletlerarası sözleşmelere göre kaptana düşen bir mukavelenin yerine getirilmemesinden yahut sınırlanabilir. noksan veya fena ifasından doğmuş ise; (2) 1976 tarihli Deniz Alacaklarına Karşı 3. Alacak; gemi adamlarından birinin kusurundan doğmuş Mesuliyetin Sınırlanması Hakkında Milletlerarası Sözleşmenin ise. 20 ve 21 inci maddeleri ile 1996 tarihli Protokolün 8 inci İkinci bentte yazılı hallerde; mukavelenin ifa edilmemesinin maddesi uyarınca yapılacak değişikliklerin, Türkiye Cumhuriyeti yahut noksan veya fena ifa edilmesinin gemi adamlarından bakımından yürürlüğe girdikleri tarihten başlayarak, bu madde, birinin kusurundan mütevellit olup olmadığına bakılmaz. anılan değişiklikleri de içine alacak şekilde uygulanır. Birinci fıkranın 1 ve 2 numaralı bentlerinde yazılı hallerde; (3) Bu Kısımda geçen “1976 tarihli sözleşme” donatan mukavelenin ifasında bizzat kusurlu olur veya ibaresi, “19/11/1976 tarihli Deniz Alacaklarına Karşı mukavelenin ifasını ayrıca tekeffül etmiş bulunursa birinci Mesuliyetin Sınırlanması Hakkında Milletlerarası Sözleşme”yi, fıkranın hükmü tatbik olunmaz. 2/2/1996 tarihli Protokolü ve bu Sözleşmeye ilişkin değişikliklerden Türkiye Cumhuriyeti bakımından yürürlüğe girmiş olanları topluca ifade eder. Donatan 16-a Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlanması Hakkında 19 Kasım 1976 tarihli Milletlerarası Sözleşme (“LLMC”) Bakanlar Kurulu Kararnamesi T: 28/2/1980, Sayı: 8/495 (RG T: 4/6/1980, Sayı: 17007) Yürürlük: 1/7/1998. Tartışmalı. Neden? Donatan 16-b Geçmişteki tartışmaya benzer sorunların ortaya çıkmaması amacıyla TTK m. 1328 f. 1 ile 6103 sayılı TTK Yürürlük Kanunu m. 37 f. 1 kabul edilmiştir. TTK m. 1328 f. 1: ileriye etkili. 6103 sayılı TTK Yürürlük Kanunu m. 37 f. 1: 1/7/1998, onay belgesinin tevdinden itibaren geçerli (yani geriye etkili) LLMC’yi Tadil Eden Protokol” (Londra, 2/5/1996) - Kısaca: “1996 Protokolü”: TC bakımından 17/10/2010 tarihinde yürürlük kazandı. 1996 Protokolünü Tadil Eden, 19.04.2012’de kabul edilen ve milletlerarası alanda 8.6.2015’te yürürlük kazanan 2012 Protokolü’ne Türkiye’nin taraf olmadığı yönünde Devletler Genel Hukukçuları görüş bildirdi: Bkz. Tütüncü/Arıkoğlu, PRÜ DHD Cilt 2, S. 1, s. 1-21. Donatan 16-c TTK m. 1328 (1) Deniz alacaklarından doğan sorumluluk, 4/6/1980 tarihli ve 17007 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 19/11/1976 tarihli Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlanması Hakkında Milletlerarası Sözleşme ile bu Sözleşmeyi değiştiren 2/5/1996 tarihli Protokol veya onun yerine geçmek üzere hazırlanarak Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul edilen milletlerarası sözleşmelere göre sınırlanabilir. Donatan 16-d 6103 sayılı TTK Yürürlük Kanunu H) 1976 ve 1992 tarihli Sözleşmeler MADDE 37 – (1) Türk Ticaret Kanununun 1328 ilâ 1349 uncu maddeleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanır. Şu kadar ki, 4/6/1980 tarihli ve 17007 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 19/11/1976 tarihli Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlanması Hakkında Milletlerarası Sözleşmenin Türkiye bakımından yürürlüğe girdiği 1/7/1998 tarihinden başlayarak, 24/7/2001 tarihli ve 24472 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 1992 Petrol Kirliliğinden Doğan Zararın Hukuki Sorumluluğu ile İlgili Uluslararası Sözleşmenin ve 18/7/2001 tarihli ve 24466 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 1992 Petrol Kirliliği Zararının Tazmini İçin Bir Uluslararası Fonun Kurulması ile İlgili Uluslararası Sözleşmenin Türkiye bakımından yürürlüğe girdiği 17/8/2002 tarihinden başlayarak uygulanması bundan müstesnadır. Donatan 17 Gerekçe: 19/11/1976 tarihinde Londra’da “Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlanması Hakkında Milletlerarası Sözleşme” (kısaca “1976 tarihli Sözleşme”) olarak tercüme edilen “Convention on Limitation of Liability for Maritime Claims” (kısaca “LLMC”) kabul edilmiştir. 1976 tarihli Sözleşmenin hazırlık çalışmaları, 1-19/10/1976 tarihlerinde Londra’da yürütülen müzakereleri ve kabul edilen nihai metni, Türkiye’nin üyesi olduğu Milletlerarası Denizcilik Teşkilatı (International Maritime Organization) tarafından yayınlanmıştır (Official Records of the International Conference on the Limitation of Liability for Maritime Claims, London 1983 - kısaca “LLMC Tutanakları”). Bu Sözleşme, 1924 ve 1957 yıllarında Brüksel’de akdedilmiş olan aynı nitelikteki iki Sözleşmenin (25/8/1924 tarihli “Gemi Sahiplerinin Sorumluluklarının Tahdidi ile ilgili Bazı Kaidelerin Tevhidi Hakkında Milletlerarası Sözleşme” ve 10/10/1957 tarihli “Deniz Gemileri Maliklerinin Sorumluluklarının Sınırlandırılması Hakkında Uluslararası Konvansiyon”) yerine geçmek üzere hazırlanmıştır. Türkiye, 1924 tarihli Sözleşmeye taraf olmuştu; 1976 tarihli Sözleşmenin 17nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Türkiye’nin âkit statüsü sona ermiştir. Nitekim 28/2/1980 tarihli ve 8/495 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, 1976 tarihli Sözleşmeye katılma yoluyla taraf olunması kararlaştırılmıştır (Resmi Gazete tarihi 04/6/1980, sayısı: 17007). Katılma işlemleri 06/3/1998 tarihinde tamamlanmıştır; dolayısıyla 1976 tarihli Sözleşme, 01/7/1998 tarihinde Türkiye açısından yürürlüğe girmiştir. Böylece, 6762 sayılı Kanunun 948 inci maddesi zımnen yürürlükten kalkmıştır. (...) Donatan 18 Hem 1976 tarihli Sözleşme, hem de 1992 tarihli Sözleşmeler, millî hukuk olarak doğrudan uygulanacaktır. Bu Sözleşmelerin uygulanması için, 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 1 inci maddesi anlamında “yabancılık unsuru” aranmaz. Dolayısıyla mahkemeler, herhangi başka bir yasama tasarrufu gerekmeksizin, bu Sözleşmeleri Resmi Gazetede yayımlanan metinlere göre uygulamak zorundadır. Eğer yayımlanan tercüme ile Sözleşmenin resmi dili arasında bir çelişki saptanırsa, resmi dil esas alınacaktır. (...)” Donatan 19 “Bu maddenin (TTK 1328) birinci fıkrasında, deniz alacaklarından doğan sorumluluğun, 19/11/1976 tarihinde Londra’da kabul edilen “Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlanması Hakkında Milletlerarası Sözleşme” ile 02/5/1996 tarihinde Londra’da kabul edilen “1976 Sözleşmesinin Değiştirilmesi Hakkında Protokol” (“1996 tarihli Protokol”) hükümlerine göre sınırlandırılabileceği tasrih olunmuştur. Böylece, 1976 tarihli Sözleşmenin Resmi Gazetede yayımlanan hâliyle doğrudan uygulama alanı bulduğu açıklığa kavuşturulmuştur. Maddenin (TTK 1328) ikinci fıkrasında yer verilen ilke, daha önce 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanununun 124 üncü maddesinde de kabul edilmişti. Buna göre, doğrudan uygulanan bir Sözleşmede yapılan değişiklik Türkiye tarafından kabul edilip yürürlüğe girdiğinde, o sözleşmeye atıf yapan kanunda bir değişiklik yapılmasına gerek olmadan, sözleşmenin yeni metnine atıf yapılmış sayılmaktadır. Bu çözüm, 1976 tarihli Sözleşmede yapılacak değişiklikler için de kabul edilmiştir. Sözleşmenin tercümesinde “revizyon ve tadil” kavramları kullanıldığı için, hükümde de aynı terimlere yer verilmiştir. Buna karşılık, 1976 tarihli Sözleşmenin yerine geçmek üzere yeni bir sözleşme hazırlanır ve Türkiye bu sözleşmeye taraf olursa, bu hüküm uygulama alanı bulmaz, yeni bir sözleşmenin kabulü halinde, bu yeni sözleşmenin milli hukukta nasıl uygulanacağı hususu, ayrı bir kanunla yeniden ele alınacaktır.” Donatan 20-a LLMC’nin uygulama alanı Sorumluluğunu sınırlama hakkına sahip olan bir kişinin LLMC’ye taraf olan bir devlet mahkemesinde Sorumluluğunu sınırlamak veya mahcuz malı kurtarmak veya bir teminatı geri almak için müracaat etmesi Sonuç: Yabancılık unsuru aranmıyor! Donatan 20-b Yabancılık unsuru taşımayan hâller MADDE 1329- (1) 1328 inci madde, 27/11/2007 tarihli ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası anlamında yabancılık unsuru taşımayan hâllerde de uygulanır. Donatan 21 LLMC uyarınca sorumluluğunu sınırlama hakkına sahip olanlar m. 1 § 2 m. 1 § 3 m. 1 § 4 m. 1 § 6 Donatan, Kurtaran İfa Sorumluluk [çarterer, yardımcıları Sigortacısı yönetici, ve yardımcı işleten] kişiler Donatan 22 LLMC hangi istemler hakkında geçerli? (m. 2 § 1) (a) Can zararından (ölüm, yaralanma, sakatlık) ve mal zararından doğan istemler (örnek: yük zararı, yolcu zararı); (b) Gecikme zararından doğan istemler; (c) Sözleşme dışı hakların ihlalinden doğan istemler; (d) Enkaz kaldırmadan doğan istemler (e) Yükün imhası veya zararsız hale getirilmesinden kaynaklanan istemler [TTK m. 1331] (f) Sorumlu kişinin LLMC uyarınca sorumluluğunu sınırlandırabileceği bir zararı önlemek veya azaltmak için sorumlu kişi dışındaki bir kişi tarafından, alınan önlemlerle veya bu önlemlerin yol açtığı zararlarla ilgili istemler, [TTK m. 1331] Sözleşmenin (Türk Hukuku bakımından) uygulanmayacağı alacaklar (aşağıda ele alınacak) Donatan 23 LLMC’de sınırlandırmaya tâbi olmayan alacaklar (m. 3) a) Kurtarmadan kurtaran lehine doğan (1989 Kurtarma Sözleşmesi m. 14’te düzenlenen «özel tazminat alacağı» dahil) bütün alacaklar ile müşterek avarya alacakları b) 1992 CLC ile yürürlükte olan tadil ve ekleri anlamında petrol kirlenme zararından doğan alacaklar c) Nükleer zarardan sorumluluğu düzenleyen veya bu sorumluluğun sınırlanmasını yasaklayan bir uluslararası sözleşmeye veya ulusal düzenlemeye tabi alacaklar d) Nükleer gemi donatanına yönelik, nükleer zarardan doğan alacaklar e) İş sözleşmesiyle bağlantılı istemler Donatan 24 IV- Sözleşmenin (Türk Hukuku bakımından) uygulanmayacağı alacaklar MADDE 1331 - (1) 1976 tarihli Sözleşmenin 2nci maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (e) bentlerinde sayılan (enkaz kaldırma ve yükün imhası/ zararsız hale getirilmesine ilişkin) alacaklara karşı sorumluluk sınırlandırılamaz. Donatan 25 GEREKÇE: “1976 tarihli Sözleşmede, bazı alacakların, millî hukukta yapılacak bir düzenlemeyle uygulama alanı dışında bırakılmasına olanak tanınmaktadır. Tasarının 1331 inci maddesi, bu hususlarda düzenleme yapmak üzere hazırlanmıştır. 1976 tarihli Sözleşmenin uygulama alanı dışında bırakılabilecek ilk grup alacak, Sözleşmenin 1996 tarihli Protokol ile değişik 2nci maddesinde yer almaktadır. Bu maddede sıralanan alacaklardan (d) ve (e) bentlerinde belirtilenler için iç hukukta düzenleme yapılması hakkı tanınmıştır. Bu haktan, âkit devletlerin çoğu yararlanmıştır (CMI Raporu s, 497, 610). 1976 tarihli Sözleşmenin 18 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi uyarınca böyle bir düzenlemenin yapılabilmesi için, Sözleşmeye taraf olunurken çekince bildirilmesi gerekiyordu. Türkiye böyle bir çekince bildirmediği için, bugüne kadar bir düzenleme yapılamamıştı. Ancak 1996 tarihli Protokol ile yapılan değişiklik uyarınca çekincelerin herhangi bir aşamada bildirilmesi serbest bırakılmıştır. Böylece Türkiye bakımından da, Protokole katılma belgesi tevdi edilirken çekincenin bildirilmesi yolu açılmıştır. Türk karasularında ve limanlarında gemi ve yük enkazlarının sebep olduğu büyük zararlar dikkate alındığında, bu alacaklara karşı sorumluluğun sınırlandırılması olanağını kaldırma hakkı bahşeden bu çekincenin bildirilmesi ve buna göre millî hukukta düzenleme yapılması zorunludur. Dolayısıyla maddede, 1976 tarihli Sözleşmenin, enkaz kaldırma alacaklarına uygulanmayacağı tasrih edilmiştir. Bundan başka bir de «gemi yükünün imhası ve zararsız hale getirilmesinden doğan alacaklar» bakımından da Sözleşme uygulanmayacaktır (TTK m. 1331). Donatan 26 Sorumluluğu Sınırlama Hakkını Ortadan Kaldıran Hâl Zarara, böyle bir zarara sebep olmak kastıyla veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinci ile işlenmiş bir fiil veya ihmalin sebebiyet verdiği hususunun ispat edilmesi (1976 LLMC m. 4) Ör: Bir geminin denize ve yola elverişli hâlde bulunması için nitelikli bir kaptan istihdam edilmesi zorunluyken alkol problemi bulunan bir kaptanın işe alınması Donatan 27 Sorumluluğu sınırlama yöntemi Fon tesisi (m. 11) veya Def’i (m. 10) GRT: 1969 Tonaj MS (m. 6 § 5); Birim: ÖÇH = SDR (m. 8 § 1) http://www.tcmb.gov.tr/kurlar/today.html Sınırlar: m. 6 ve 7: GRT başına SDR Esnek barem yöntemi geçerlidir. Anlamı? Geminin tonajı dilimlere ayrılır. Başlangıçtaki dilimlerde çarpan yüksektir, izleyen dilimlerde çarpan azalır. Ör: Avukatlık ücret tarifesi. Kaptan 1 Beşinci Kitap, Üçüncü Kısım (m. 1088- 1118) 2011 tarihli TTK m. 934 → gemi adamıdır. IV- Gemi adamları MADDE 934- (1) “Gemi adamları”; kaptan, gemi zabitleri, tayfalar ve gemide çalıştırılan diğer kişilerdir. Kaptan 2 I. Özen Yükümlülüğü A) Özen yükümlülüğü MADDE 1088 - (1) Kaptan, bütün işlerinde, özellikle ifası kendisine düşen sözleşmelerin yerine getirilmesinde tedbirli bir kaptan gibi hareket etmek zorundadır. Kaptan 3 II. Görevleri A. Geminin elverişliliği ile ilgili olarak 1. Geminin denize ve yola elverişli olup olmadığına dikkat etme (TTK m. 1090) 2. Geminin yüklemeye ve boşaltmaya elverişli olup olmadığına dikkat etme (TTK m. 1091) B. Yabancı mevzuata uyma (TTK m. 1092) C. İlk elverişli fırsatta yola çıkma (TTK m. 1093) Ç. Gemide hazır bulunma (TTK m. 1094) D. Gemi jurnali tutma (TTK m. 1096) [Jurnalin içeriği TTK m. 1097] E. Deniz raporu isteme yetkisi (TTK m. 1098) F. Donatanın menfaatini koruma (TTK m. 1102) Kaptan 4 III. Temsil Yetkisi A. Donatanı Temsil Bağlama Limanında Bağlama Limanı Dışında MADDE 1103 - (1) Gemi henüz bağlama limanında MADDE 1104 - (1) Gemi bağlama limanı dışında bulunduğu bulunduğu sırada kaptanın yapmış olduğu hukukî sırada kaptan, bu sıfatla, geminin donatılmasına, yakıt ve kumanyasına, gemi adamlarına, geminin denize, yola ve yüke işlemler donatanı bağlamaz; meğerki, kaptan elverişli bir hâlde tutulmasına ve genel olarak yolculuğun kendisine ayrıca verilmiş özel bir yetkiye dayanarak güvenli bir şekilde sürdürülmesine ilişkin her türlü işlem ve hareket etmiş veya borç, diğer bir özel borçlandırıcı tasarrufları üçüncü kişilerle donatan adına yapmaya yetkilidir. sebepten doğmuş olsun. (2) Taşıma sözleşmeleri yapmak ve görevlerine (2) Kaptan bağlama limanında da gemi giren hususlarda dava açmak da kaptanın yetkisi kapsamındadır. adamı tutmaya yetkilidir. (3) Yabancı bayraklı gemilerde, geminin malikine veya kiracısına açılacak her türlü dava veya takip, onlar hakkında geçerli olmak üzere kaptana da yöneltilebilir. Kaptan 5 Temsil Yetkisinin Sınırlandırılması 2. Temsil yetkisinin sınırlandırılması MADDE 1106 - (1) Kaptanın kanundan doğan temsil yetkisini sınırlandırmış olan donatan, bu sınırlandırmalara kaptanın uymadığını, sadece bunları bilen kişilere karşı ileri sürebilir. Kaptan 6 Görevleri II. Kendi hesabına gemiye eşya yükleme yasağı (TTK m. 1111) III- Yükle ilgili olanların menfaatlerini koruma yükümlülüğü 1. Kaptan, yolculuk esnasında yükle ilgili olanların menfaati gereği eşyanın en iyi şekilde korunması için mümkün olan özeni göstermekle yükümlüdür. [TTK m. 1112 f. 1) 2. Kaptan, bir zararın önüne geçilmesi veya azaltılması için özel önlemlerin alınması gerektiğinde, yükle ilgililerin menfaatlerini göz önünde bulundurmaya ve mümkünse talimatlarını almaya ve durumun gereğine göre bu talimatları yerine getirmeye zorunludur. (TTK m. 1112 f. 2 c. 1) Talimat alınması mümkün olmadığı takdirde, kaptan kendi takdirine göre hareket eder; ancak yükle ilgili olanları, bu gibi durumlardan ve alınan önlemlerden gecikmeksizin bilgilendirmek için üzerine düşeni yapar (TTK m. 1112 f. 2 c. 2) Kaptan 7 IV. Yolculuğun devamı için zorunluluk bulunduğu takdirde, eşya üzerinde onu satmak, rehnetmek veya kullanmak suretiyle tasarrufta bulunabilir. (TTK m. 1114) V. Rotadan Sapma MADDE 1113 (1) Yolculuğun izlenen rota üzerinde sürdürülmesini umulmayan bir hâl engellerse, kaptan durumun gereklerine ve imkânlar çerçevesinde uygulamaya zorunlu olduğu talimata göre, yolculuğa, başka bir rota üzerinde devam edebileceği gibi kısa veya uzun bir süre için ara verebilir veya kalkma limanına geri dönebilir. Kaptan 8 B) Sorumluluğu MADDE 1089 - (1) Kaptan, kusuruyla yol açtığı zararlardan, özellikle bu Kısım ile diğer Kısımlarda belirtilen görevlerini yapmamasından doğacak zararlardan dolayı, yolcular da dâhil, gemi ve eşyayla ilgili herkese karşı sorumludur. (2) Donatanın emrine uyması kaptanı sorumluluktan kur