Kemoterapötiklere Giriş PDF

Loading...
Loading...
Loading...
Loading...
Loading...
Loading...
Loading...

Summary

Bu belge, kemoterapi, antibiyotiklerin çeşitleri ve sınıflandırmaları, etki mekanizmaları, bakterilerin direnç kazanma mekanizmaları, kemoprofilaksi gibi konuları kapsamaktadır.

Full Transcript

Kemoterapötiklere Giriş Dr.Öğr.Üyesi İ.Çağrı AYDIN Kemoterapötiklere Giriş İlk kez Alman bakteriyolog Kemoterapi nedir? Paul EHRLICH Vücudu istila eden tarafından ortaya atılmış mikroorganizmaları veya latince kökenli bir paraz...

Kemoterapötiklere Giriş Dr.Öğr.Üyesi İ.Çağrı AYDIN Kemoterapötiklere Giriş İlk kez Alman bakteriyolog Kemoterapi nedir? Paul EHRLICH Vücudu istila eden tarafından ortaya atılmış mikroorganizmaları veya latince kökenli bir parazitleri konakçıya zarar kelimedir. vermeksizin öldürebilen ilaçlarla yapılan tedavi şekline KEMOTERAPİ denir. Bu amaçla kullanılan kimyasal bileşiklere KEMOTERAPÖTİKLER denir. Kemoterapötik ilaçların sınıflandırılması 1.Mikroorganizmalar  Bakteriostatik 4.Kullanım zamanına  Kemoproflaktik üzerindeki etki  Bakterisid göre  Kemoterapötik derecelerine göre  Antibakteriyel  Antifungal  Antiviral 5.Hastalık etkenine  Antitüberküloz 2. Orijinlerine göre  Doğal  Antihelmintik göre  Sentetik  Antineoplastik  Antimalaryal  Antiseptikler 3. Kullanılışlarına 6.Etki göre (haricen) mekanizmalarına  Sistemikler göre  Bugün!!!!!! Kemoterapötik ilaçların ortaya çıkış tarihleri (1820-1972) Robert Koch (1843-1910) NOBEL Ödülü1905 Fizyoloji/Tıp Paul Erlich(1854-1915 streptomisin NOBEL Tıp Ödülü1908 Alexander Fleming (1881-1955) NOBEL Ödülü1945 Ernst Boris Chain Howard Walter Florey NOBEL Tıp Ödülü1908 Antibiyotiklerin tarihsel gelişim serüveni KEMOTERAPİNİN ANA İLKESİ  Kemoterapide ana ilke, konakçıda hiç veya çok az toksik etki yapan bir kimyasal madde ile hastalık etkeni organizma üzerinde yeteri kadar toksik veya letal etki oluşturmaktır.  SELEKTİF TOKSİSİTE!!! Konakçıya zarar vermeden zararlı mikrobu öldürmesidir  Selektiflik kemoterapötikler arasında farklılık gösterir.  Penisilinler en çok selektiflik gösteren ilaçlardır. Güçlü bakterisid etki gösterdikleri halde memeli hücresi üzerindeki yalın toksik etkileri çok zayıftır. Ne Nedir???? Antibiyotik nedir? Antimikrobial ajan nedir? Anti(karşı)-Biyos (yaşam)  Çeşitli mikroorganizma türleri  Antibiyotik ile antimikrobiyal arasındaki en temel tarafından biyosentez edilen ve fark etki ettikleri mikroorganizmanın türüdür. diğer mikroorganizmaların  Antibiyotik ya da antibakteriyel dediğimiz gelişmesini önleyen ya da öldüren ürünler bakterilerin gelişimini engeller kimyasal maddelerdir.  Antimikrobiyallerin gördüğü iş antibiyotiklerin  Antibiyotik ve antibakteriyel gördüğü işten çok daha geniş kapsamlıdır. eşanlamlı olarak kullanılmaktadır. Antiseptik & dezenfektan?  Canlı yüzeylere ve canlılara dıştan uygulana antimikrobial ilaçlara antiseptik denir.  Cansız yüzey, cerrahi malzeme, hasta eşyaları ve hasta çıkartıları (idrar,balgam vb.) üzerine uygulanan antimikrobial ilaçlara dezenfektan denir.  Antiseptik ve dezenfektan ilaçlar jermisid olarakta adlandırılırlar. Antibakteriyel Kemoterapötikler Kemoterapötikler, mikroorganizmalar üzerindeki etki derecelerine göre iki gruba ayrılırlar. Bakteriyostatik Bakterisid Bakteri hücrelerinin Bakteri hücresini dolaysız gelişmesini ve üremesini olarak öldürürler. önlerler, bakteriyi doğrudan Antimikrobik ilacın bakterisid doğruya öldüremezler. etki gücünün kantitatif Antimikrobik ilacın göstergesi MBK dır (Minimum bakteriyostatik etki gücünün bakterisid konstr) kantitatif göstergesi MİK dır (Minimum inhibitör konstr) Bu değer ne kadar küçükse bakteriostatik etki gücü o kadar fazladır. Antibakteriyel Kemoterapötikler Kemoterapötikler, mikroorganizmalar üzerindeki etki derecelerine göre iki gruba ayrılırlar. Antimikrobik spektrum Belirli bir kemoterapötiğe duyarlı olan mikroorganizma türlerinin tümüne o ilacın antimikrobik spektrumu adı verilir. Bir kısım dar spektrumlu kemoterapötik kemoterapötikler ilaçlar sadece  sadece mikobakterilere karşı etkili olan izoniazid bir bakteri  sadece maya mantarlarına türüne veya etkili olan nistatin. birkaçına karşı etkilidirler Bazı geniş spektrumlu kemoterapötikler kemoterapötikler fazla sayıda bakteri ve diğer Tetrasiklinler, kloramfenikol mikroorganizma ureidopenisilinler ve imipenem türlerine karşı tesirlidirler Antimikrobik spektrum Antibakteriyel Kemoterapötikler ANTİBAKTERİYEL KEMOTERAPÖTİKLERİN ETKİ MEKANİZMALARI Bakteri Hücre Duvarı İnhibitörleri (Bakteri Hücre Duvarı Sentezinin İnhibe Edilmesi) Protein Sentezi İnhibitörleri (Ribozomlarda Protein Sentezinin İnhibe Edilmesi) Nükleik Asit İnhibitörleri (Bakteri Genetik Materyali Üzerine (DNA/RNA Sentezini Bozarak) Etki Edilmesi) Antimetabolikler, Folik Asit Sentezi İnhibitörleri (İntermediyer Metabolizmayı Bozarak Etki Edilmesi) Plazma Membran Yapılarını Bozanlar (Sitoplazma Membranının Geçirgenliğini Artırarak Etki Edilmesi) ANTİBAKTERİYEL KEMOTERAPÖTİKLERİN ETKİ MEKANİZMALARI Bakteri Hücre Duvarı İnhibitörleri (Bakteri Hücre Duvarı Sentezinin İnhibe Edilmesi) Bakteri hücresi sitoplazma membranına ilave olarak hücre duvarına sahiptir. Bu gruba giren ilaçlar bakteri hücre duvarının ana maddesi olan murein sentezini bozarlar Bu gruptaki ilaçlar bakterisid etki gösterirler Gelişimini tamamlamış bakterilere etkisizdirler!!!. Bakteri Hücre Duvarı İnhibitörleri (Bakteri Hücre Duvarı Sentezinin İnhibe Edilmesi) Bakterilerin hücre duvarları uzun peptidoglikan(Mürein) zincirlerinden oluşur. Peptidoglikan; uzun paralel polisakkarit zincirlerine kovalent çapraz bağlarla bağlanmış kısa peptit zincirlerinden meydana gelen büyük moleküllerdir. Gram- Gram- pozitif negatif Hücre duvarını Hücre duvarını bakteriler oluşturan murein bakteriler oluşturan murein maddesi 50-100 maddesi 1-2 peptidoglikandan peptidoglikandan oluşur oluşur Bakteri Hücre Duvarı İnhibitörleri Bakteri hücre duvar sentezinin inhibe edilmesi  4 basamakta gerçekleşir; PBP Penisilin bağlayan Penisilin PBP’yi bağlar protein Bakteri hücre duvarı (Transpeptidaz) sentezini engeller Ne yapar? Bakteri hücre duv- varındaki peptik zincirleri birbirine bağlar Hücre duvarı Bakteri gelişmek ister ölür oluşmaz Bakteri Hücre Duvarı İnhibitörleri Penisilinler ve sefalosporinler D-alanil D-alanin grubunun yapısal analoğu olarak traspepditaz enzimlerini geri dönüşsüz olarak inhibe ederler. HÜCRE DUVARI SENTEZİ İNHİBİTÖRLERİ -LAKTAM DİĞER ANTİBİYOTİKLERİ ANTİBİYOTİKLER - Vankomisin -Basitrasin PENİSİLİNLER SEFALOSPORİNLER KARBAPENEMLER MONOBAKTAMLAR - Penisilin G - Penisilin V -İmipenem/silastatin- Aztreonam - Metisilin - Nafsilin Oksasilin 1.KUŞAK 2.KUŞAK 3.KUŞAK - Kloksasilin - Dikloksasilin - Sefazolin - Sefaklor - Sefiksim - Ampisilin - Sefadroksil - Sefamandol - Sefoperazon - Sefaloksin - Sefonisid - Sefotaksim - Amoksisilin - Sefmetazol - Seftazidim - Sefalotin - Karbenisilin - Sefapirin - Sefotetan - Seftizoksim - Tikarsilin - Sefadrin - Sefoksitin - Seftriakson - Piperasilin - Sefuroksim - Mokzalaktam - Mezlosilin - Azlosilin BAKTERİ HÜCRE DUVARI İNHİBİTÖR ETKİLİ ANTİBAKTERİYEL KEMOTERAPÖTİKLER ANTİBAKTERİYEL KEMOTERAPÖTİKLERİN ETKİ MEKANİZMALARI Protein Sentezi İnhibitörleri (Ribozomlarda Protein Sentezinin İnhibe Edilmesi) Çoğu bakteriyostatiktir, bazıları ise bakterisid etki yapabilirler (aminoglikozidler gibi). Bakteri ribozomları Çoğunlukla geniş [70S], memeli spektrumludurlar. ribozomlarından Gerek Gram-negatif, [80S] farklıdır. gerekse Gram- Dolayısı ile ökoryatik pozitiflerin (Memeli) gelişmesini hücresindeki protein engellerler. sentezini bozmazlar. ANTİBAKTERİYEL KEMOTERAPÖTİKLERİN ETKİ MEKANİZMALARI Protein Sentezi İnhibitörleri (Ribozomlarda Protein Sentezinin İnhibe Edilmesi) Bu gruptaki antibiyotikler protein sentezini, çeşitli basamakları (inisiasyon ve elongasyon basamağı) etkileyerek bozarlar. 70S ribozomu 30S ve 50S alt birimden oluşur. Bazı ilaçlar 30S alt birime bağlanarak etkili olurlar. Bunlar; aminoglikozidler, tetrasiklinler ve spektinomisindir. Aminoglikozidler, 30S ribozomuna irreversibl bağlanırlar ve mRNA’nın 30 S ribozomuna bağlanmasını bozarlar. Bu gruptaki antibiyotikler memeli hücrelerinin mitokondrilerinde 55S ribozomları tarafından yapılan protein sentezinide inhibe edebilirler; fakat stoplazmada bulunan 80S ribozomlardaki protein sentezine dokunmazlar. ANTİBAKTERİYEL KEMOTERAPÖTİKLERİN ETKİ MEKANİZMALARI Protein Sentezi İnhibitörleri (Ribozomlarda Protein Sentezinin İnhibe Edilmesi) 50S alt birime bağlanarak etkili olanlar; kloramfenikol, linkozamidler, makrolidler, streptogramin türevleri ve oksazolidinon türevleri. Tetrasiklinler 30 S ribozomuna bağlanarak t RNA bağlanmasını ve peptid zincirinin uzamasını engellerler. Eritromisin ve klindamisin 50 S ribozomlarına bağlanıp tRNA’nın bağlanmasını ve translokasyonunu kompetetif olarak engeller. Kloramfenikol 50 S ribozomunu etkileyerek pep- tidil transferaz etkinliğini azaltır. Peptid bağı oluşamaz. Protein Sentezi İnhibitörleri (Ribozomlarda Protein Sentezinin İnhibe Edilmesi) Protein Sentezi İnhibitörleri (Ribozomlarda Protein Sentezinin İnhibe Edilmesi) Protein Sentez İnhibitörleri Kloramfenikol Tetrasiklinler -Demeklosiklin Linkozamidler -Doksisiklin -Klindamisin -Minosiklin -Linkomisin -Tetrasiklin Makrolidler -Azitromisin -Klaritromisin Aminoglikozidler -Eritromisin -Amikasin -Roksitromisin -Gentamisin -Neomisin -Netilmisin -Streptomisin -Tobramisin ANTİBAKTERİYEL KEMOTERAPÖTİKLERİN ETKİ MEKANİZMALARI Nükleik Asit İnhibitörleri (Bakteri Genetik Materyali Üzerine (DNA/RNA Sentezini Bozarak) Etki Edilmesi) Bakteri genetik materyal içinde DNA sentezini veya DNA kontrolü altında yapılan RNA sentezini bozmak suretiyle etki gösterirler. Bu ilaçlar memeli hücresine de etkili olduklarından sitotoksiktirler. Yani seçici etki göstermezler, bu nedenle de çoğu antibakteriyel amaçla kullanılmaz, Antineoplastik, Antiviral olarak kullanılırlar. Memeli hücresine etkili olmayan kinolonlar ve rifamisinler antibiyotik olarak kullanılırlar. ANTİBAKTERİYEL KEMOTERAPÖTİKLERİN ETKİ MEKANİZMALARI Nükleik Asit İnhibitörleri (Bakteri Genetik Materyali Üzerine (DNA/RNA Sentezini Bozarak) Etki Edilmesi) RNA İnhibitörleri(DNA kontrolü altındaki RNA polimeraza etki ederek)  Rifamisinler DNA’ya bağımlı RNA polimeraz enzimini inhibe ederek transkripsiyonu inhibe eder. DNA İnhibitörleri(DNA giraz, Topoizomeraz inhibitörleri)  Kinolonlar bakterinin türüne göre DNA jiraz (topoizomeraz II) veya topoizomeraz IV enzimlerini inhibe ederler. Mitomisin, DNA çift zinciri arasında çapraz bağlanma ile DNA replikasyonunu engeller. Nükleik Asit İnhibitörleri (Bakteri Genetik Materyali Üzerine (DNA/RNA Sentezini Bozarak) Etki Edilmesi) ANTİBAKTERİYEL KEMOTERAPÖTİKLERİN ETKİ MEKANİZMALARI Antimetabolikler, Folik Asit Sentezi İnhibitörleri (İntermediyer Metabolizmayı Bozarak Etki Edilmesi)  Bunlar bakteri metabolizması için gerekli olan bazı maddelerin [folik asid gibi] sentezini önlerler.  Böylece, DNA, RNA, Amino asit sentezlenemez ve bakteri ölür.  Bakteri, kendisi için gerekli folik asidi dışardan alamaz, kendisi sentezlemek zorundadır (Memeli folik asidi dışardan alır, kendisi sentezlemez).  Folik asidin ön bileşiği PABA (p-amino benzoikasit) dir.  Bakteri, PABA yapısına benzer bir kimyasalla (sülfonamitle) karşılaştığında folik asit sentezinde PABA yerine sülfonamiti kullanır, folik asit sentezi yapılamaz, bakteri ölür. ANTİBAKTERİYEL KEMOTERAPÖTİKLERİN ETKİ MEKANİZMALARI Plazma Membran Yapılarını Bozanlar (Sitoplazma Membranının Geçirgenliğini Artırarak Etki Edilmesi)  Sitoplazma membranı seçici geçirgen özellikte olup aktif transport yapar ve bakteri için gerekli maddeleri içeri alır.  Ayrıca, besinleri parçalayıcı enzimleri hücre dışına atıp daha sonra dış ortamda parçalanan besinleri hücre içine alarak sindirim işlevini yürütür.  Üzerinde solunum enzimlerini taşıyarak solunum işlevi görür.  Hücre içi basıncı 5-20 atmosfer civarında tutulmasını sağlar. ANTİBAKTERİYEL KEMOTERAPÖTİKLERİN ETKİ MEKANİZMALARI Plazma Membran Yapılarını Bozanlar (Sitoplazma Membranının Geçirgenliğini Artırarak Etki Edilmesi) Deterjan özelliğe sahip yüzey aktif antibiyotikler sitoplazma membranının geçirgenliğini artırarak bakteri için fonksiyonel önemi olan bileşiklerin (amino asit, nükleotid, potasyum gibi) hücreden dışarı sızmasına neden olurlar ve bakterisid etki oluştururlar. Gelişmesini tamamlamış bakterileri de öldürürler!!!!. Plazma Membran Yapılarını Bozanlar (Sitoplazma Membranının Geçirgenliğini Artırarak Etki Edilmesi) Direnç (Rezistans) Duyarlı mikroorganizmaların zaman içinde etkilendikleri Eğer bir bakteriye karşı antibiyotiklerden antibakteriyel ilacın gözlenen MİK etkilenmemesi veya ve MBK değeri, ilaç için saptanan en daha az etkilenmesi yüksek serum ve doku demektir. konsantrasyonundan daha büyükse bakterinin bu ilaca karşı direnç Direnç, bir bakterinin kazanmış olduğunu gösterir. antibiyotiğin etkisine karşı koyabilme yeteneğidir. Direnç (Rezistans) Doğal Direnç Bazı bakteri türleri, belirli bir kemoterapötik ilaca doğal olarak rezistandır yani o ilaç tarafından etkilenmezler (doğal rezistans) Kazanılmış direnç Bakteri popülasyonunun kemoterapötik ilaç ile ilk temasa gelişinde (başlangıçta), ilaç bakteriler üzerinde etkilidir; ancak, temas süresi boyunca veya yinelenen temaslar sırasında bakteri popülasyonunda ilacın antibakteriyel etkisine karşı rezistans gelişir (kazanılmış rezistanstır). Direnç (Rezistans) Direnç (Rezistans) Bakterilerin direnç kazanma mekanizmaları Dirençli bakteri kemoterapötik ilacı parçalayan enzim salgılar  kloramfenikole karşı asetil transferaz salgılanması,  penisilin ve sefalosporinlere karşı beta-laktamaz salgılanması İlacın hücre içinde modifikasyonuyla etkinliğinin azalması  aminoglikozidler, belirli noktalarından asetilasyona, adenilasyona ve fosforilasyona uğraması Hücre çeper permeabilitesinin ilaca karşı azalması  penisilinler ve kloramfenikol İlacın ortamdan alınmasının azalması aminoglikozidler ve tetrasiklinler ortamdan aktif transportla alınırlar. Bu aktif transport sistemin bozulması Bakterilerin direnç kazanma mekanizmaları İlacın hücre içinde etki yerine bağlanmasının azalması Aminoglikozidler Enzim substitüsyonu İlacın etkilediği hedef enzimlerin değişikliğe uğratılması [sülfonamidlerin etkilediği dihidropeptidaz sentaz ile trimetoprimin etkilediği dihidrofolat redüktaz enziminin yerini izoenzimlerin alması] İlacı bakteri hücresi içinden dışarı pompalayan bir aktif eflüks proteininin (p-glikoprotein gibi) oluşması penisilinler, tetrasiklinler, florokinolonlar Direnç gelişiminin sakıncaları Mutad ilaçlarla yapılan tedavinin başarısız kalmasına, Hastaneye yatırılmaya ve hastanede kalma süresinin uzamasına, Mortalitede artışa, Dozun artırılmasına, yan tesir sıklığının artmasına, tedavi süresinin uzamasına ve maliyet artışına, Direnç gelişmemiş, pahalı veya toksik ilaçların kullanılmasına, kombine ilaç kullanımına neden olur. Direnç gelişimini azaltmak için: Enfeksiyon etkeni ilaca duyarlı veya duyarlı olacağına inanılıyorsa antibiyotik kullanılmalı İlaç yeterli dozda ve mümkün olduğunca kısa bir süre kullanılmalı İlacın duyarlılığını saptamak için mümkünse antibiyogram testi (Belli bir mikrop veya bir kaç türünün gelişmesini ve üremesini hangi antibiyotiğin önleyeceği veya hangi oranda azaltacağını ortaya koyan biyolojik metod) yapılmalı Bölgedeki bakterilerin rezistans prevelansı iyi bilinmeli, Kemoterapotik ilaçların yoğun olarak kullanıldığı ve rezistans oluşumuna katkıları fazla olan yerler olan hastanelerde bu ilaçların kullanılışı titiz bir şekilde uygulanmalı Mümkün olduğu kadar dar spektrumlu antibiyotikler tercih edilmeli Dozlam ve tedavi süresi Seçilen antibiyotiğin istenen etkiyi gösterebilmesi için; 1)Yeterli dozda 2)Uygun aralıkta 3)Yeterli süre verilmesi gerekir. Enfeksiyon hastalıklarında kural olarak antibiyotik ateş düştükten sonra 3 gün daha verilir. Ancak geç ve sık nüks yapan hastalıklar( tüberküloz, tifo, endokarditler, bruselloz gibi) bu kuralın dışında kalır. ANTİMİKROBİK TEDAVİDE BAŞLICA BAŞARISIZLIK NEDENLERİ 1. Yalancı başarısızlık : Bu durumda, uygulanan ilacın başarısızlığı gerçekte sözkonusu değildir, sanal olarak başarısızlık vardır. i)Tanı yanlıştır ii)Hastada ikinci bir hastalık vardır iii)Hekim sabırsızlık göstermektedir iv)İlacın, infeksiyon belirtilerini taklit eden yan tesirleri vardır v)İlacın miadı geçmiştir ANTİMİKROBİK TEDAVİDE BAŞLICA BAŞARISIZLIK NEDENLERİ 2. Hasta ile ilgili başarısızlık durumları: i)Hastada ilacın biyoyararlanımı bozulmuştur ii)Hastada immün yetmezlik durumlarının bulunması (nötropeni ve AİDS gibi) iii)İnfeksiyonun protez veya yabancı cisim çevresinde oluşması iv)İnfeksiyonun bulunduğu yerle ilgili tıkanıklık bulunması ANTİMİKROBİK TEDAVİDE BAŞLICA BAŞARISIZLIK NEDENLERİ 3. İlaçla ilgili (farmakolojik) başarısızlık durumları: i)İlacın etki yerine penetrasyonunun azlığı : ufak moleküllü ve lipofilik nitelikteki ilaçların dokular ve vücut sıvıları içine nüfuz etme yeteneği yüksektir ve BOS içine yeterince geçerler. Bunlara örnek; kloramfenikol, sülfonamidler, trimetoprim, rifampisin, doksisiklin, metronidazol, fluorokinolonlar, etambutol. Meninkslerin iltihaplı durumlarında BOS’a geçenler; ampisilin, penisilin G, metisilin, amikasin, 3. kuşak sefalosporinler,tetrasiklin, kanamisin. Bazı ilaçlar iltihap halinde bile BOS içine yeterince geçemezler bunlar; aminoglikozidlerin çoğu, eritromisin, 1. ve 2. kuşak sefalosporinler. Klindamisin, basitrasin ,amfoterisin B , polimiksin B ve kolistin ise hiç geçemez. ii)İlacın infeksiyonun bulunduğu bölgede inaktivasyonu iii)Absorpsiyonu azaltan etkileşmeler ANTİMİKROBİK TEDAVİDE BAŞLICA BAŞARISIZLIK NEDENLERİ 4. Mikropla ilişkili başarısızlık durumları i)Tedavi süresi içinde bakteride ve diğer etkenlerde nisbeten çabuk rezistans gelişmesi ii)Süperinfeksiyon ve flora substitüsyonu iii)Bakteride ilaca tolerans gelişmesi (bakterisid etkinliğin düşmesi) iv) İnokulum tesiri: İlk olarak in vitro testlerde farkedilmiştir. Sıvı kültür ortamlarında yapılan duyarlık testlerinde ekilen bakteri sayısı (inokulum) artarsa ilaca duyarlık azalır. v) persistant veya dormant bakterilerle olan infeksiyonlar KEMOTERAPÖTİKLERİN PROFİLAKTİK OLARAK KULLANILIŞI (KEMOPROFİLAKSİ) En sık başvurulan profilaksi yaklaşımı sağlam kişileri, maruz kaldıkları veya kalacakları infeksiyon etkenlerinden korumak ve bu etkenlerin vücuda yerleşmelerini önlemek amacıyla yapılanıdır. Diğer bir kemoprofilaksi yaklaşımı, başka bir hastalığı olan kişilerde sekonder bakteriyel infeksiyon gelişmesini önlemek amacıyla yapılanıdır. Cerrahi girişimlerle ilgili kemoprofilaksi: Belirli bazı girişimlerden hemen önce veya girişim sırasında, daha sonra gelişme potansiyeli olan postoperatif infeksiyonlan önlemek için kemoprofilaksiye başvurulabilir (perioperatif proflakside 1. kuşak parenteral sefalosporinler tercih edilir. Meningokoksik menenjitte rifampisin) Nazokomial infeksiyon (Hastane enfeksiyonu) Belirli bir organda veya bölgede gelişen ve hastaneden alınmış (hastanın hastaneye yatmasından 48 saat veya daha sonra gelişen) infeksiyonlardır. Farmakoloji-1 dersinde 5. ve 12. haftalar olmak üzere iki(2) adet kısa sınav yapılacaktır. 1. kısa sınav vizenin %10’ una etki edecektir. (vize %36+ 1.kısa sınav %4) 2. kısa sınav finalin % 20’sine etki edecektir. (final%48+ 2. kısa sınav %12 ) Bu ders süresince yararlanılacak kaynaklar; Öğretim üyesinin notları. Goodman & Gilman’nın Tedavinin Farmakolojik Temeli - / Laurence L.Brunton - John S.Lazo - Keith L.Parker Nobel Tıp Kitapevleri Yayınları, İstanbul, 2018 Katzung & Trevor's Pharmacology Examination and Board Review: Eighth Edition McGraw-Hill Medical Publishing USA, 2017. Rasyonel tedavi yönünden Tıbbi Farmakoloji 13. Baskı - Prof.Dr. Oğuz Kayaalp, Pelikan Yayınları, 2012. Farmakoloji - Lippincott Görsel Anlatımlı Çalışma Kitapları-Karen Whalen, Nobel Tıp Kitabevleri, 2020

Use Quizgecko on...
Browser
Browser