Gastrointestinal System Diseases PDF

Document Details

Uploaded by Deleted User

İstanbul Medipol University

Doç. Dr. Nihal Zekiye Erdem

Tags

Gastrointestinal diseases medical notes diet therapy

Summary

This document includes information about gastrointestinal system diseases, including esophageal diseases, oral and throat diseases, and dietary recommendations. It also details diseases such as hiatus hernia, gastroesophageal reflux, and nutritional considerations. The document appears to be lecture notes or study material.

Full Transcript

DOÇ. DR. NİHAL ZEKİYE ERDEM İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BLİMLERİ YÜKSEKOKULU BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜ GASTROİNTESTİNAL SİSTEM HASTALIKLARI Ağız, Yutak -Özefagus -Mide -Barsak -Karaciğer-Safra ÖZEFAGUS HASTALIKLARI Akalazya Reflaks Özafajitis =Peptik Özafajitis=Reflü Özafajit=Peptik Ö...

DOÇ. DR. NİHAL ZEKİYE ERDEM İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BLİMLERİ YÜKSEKOKULU BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜ GASTROİNTESTİNAL SİSTEM HASTALIKLARI Ağız, Yutak -Özefagus -Mide -Barsak -Karaciğer-Safra ÖZEFAGUS HASTALIKLARI Akalazya Reflaks Özafajitis =Peptik Özafajitis=Reflü Özafajit=Peptik Özafajitis=Gastroözafajial Reflü Hiatus Hernia Özefagus CA(Kanseri) Divertiküller AĞIZ, YUTAK Diş Çürüğü Sorun: Yemek yerken ağrı, diş kaybına bağlı çiğneme güçlüğü. Tedavi: Diş tedavisi, ağız temizliği, diyet tedavisi (şeker ve şekerli yiyecekler azaltılır, ara öğünlerde karbonhidratlı yiyecek yenmez). Diş Eti Bozuklukları Sorun: Ağrı, diş kaybı, kanama. Tedavi: Ağız temizliği, diş eti tedavisi, diyet tedavisi (şeker ve şekerli yiyecekler azaltılır, sulu ve yumuşak yiyecekler alınır). Tükrük Bezi Hastalıkları Sorun: Ağrı. Tedavi: Cerrahi tedavi, ilaç tedavisi ve diyet tedavisi (sulu, az posalı yiyecekler alınır, yeterli dengeli beslenme önerilir). Ağız, Farinks, Larinks Kanserleri Sorun: Ağrı, iştahsızlık, çiğneme, yutma güçlüğü Diyet Tedavisi: - Enteral beslenme - Ağızdan: o Sulu, yumuşak, az posalı yiyecekler. o Sigara, alkol, acı baharat tüketilmez. o Enerji ve proteinden zengin diyet önerilir. Ağız veya Boğaz Hastalıklarında Genel Olarak Önerilen Diyet İlkeleri - Öğün sayısı fazla, azar azar, sık, sık beslenme - Yumuşak, sulu veye tam sıvı (koyu sıvı) diyet - Çok sıcak ve soğuk yiyecekler alınmamalı 1 - Kuru yiyecekler, acı, tuzlu besinler, asitli, alkollü içecekler alınmamalı - Yemek sonrası ağız bakımı yapılmalı - Yutma, çiğneme güçlüğü olanlar için özel araçla (pipet vb) beslenme - Enerji ve besin öğeleri, yeterli ve dengeli verilmeli, gerekirse total parenteral beslenme uygulanmalı - Sigara içilmemeli. ÖZEFAGUS HASTALIKLARI - AKALAZYA Normalde özefagusun düz kasları arasında bir sinir ağı bulunur. Bu sinir ağının herhangi bir nedenle bozulması sonucu özefagusun peristaltik hareketleri kaybolur ve özefagusa gelen yiyecekler özefagusta toplanarak mideye gönderilemez. Aynı zamanda kişinin şiddetli ağrıları da olduğu için kişi tam olarak beslenemez. Zayıflama görülür. Hasta ameliyat edilerek bozukluk ortadan kaldırılır. Ameliyat sonrası hasta azar azar sık sık beslenir (6 öğün vb). Yemekler genellikle sulu, posasız, ezme-püre şeklinde verilir. Yetrli sıvı olacak şekilde, gerekirse tüple beslenme. Mukozayı irrite eden yiyecekler yasaklanır (sirke, hardal, çay, kahve, alkol). Sıvı veye soğuk içeceklerin alımıyla yutma zorluğu artabilir. Yiyecekler iyi çiğnenmeli, yemekten sonar bir miktar su alınmalıdır. - REFLAKS ÖZAFAJİTİS=REFLÜ ÖZAFAJİT=PEPTIK ÖZAFAJITIS=GASTROÖZAFAJİAL REFLÜ Alınan yiyeceklerin ve mide suyunun tekrar ağıza gelmesidir. Genellikle gece görülür. Şiddetli yanma şeklinde belirti verir. Genellikle mide ile özefagus arasındaki gastro –özefageal sfinkterin tam fonksiyon görmemesi sonucu görülür. Reflaks özafajitis şişman kişilerde daha sık görülür. Bazı yiyeceklerin koyu çay, kahve, alkollü içecekler, sirke, hardal, ketçap, asitli meyve suları, çikolatanın reflaks özafajitise neden olduğu saptanmış. Genellikle reflaks özafajitis kişilere önerilen beslenme şekli. Azar azar ve sık sık yemedir. Yukarıdaki yiyeceklerden dokunan varsa diyetinden çıkarması söylenir. Eğer hasta şişman ise olması gereken ağırlığa gelecek şekilde düşük enerjili diyet önerilir. Yukarıdaki yiyecekler özefagusun basıncını artırdığı için her kişide olmamakla birlikte bireylerde sıkıntı yaratır. Diyet önerileri: - Alt sfinkter basıncının azalmasını önlemek için proteinler arttırılır. - Yağ ve yağlı yiyecekler, koyu çay, kahve, çikolata, nane ve soğan azaltılır. - Özefagus irritasyonunu azaltmak ve mide uyarılmasını önlemek için acı baharatlar, karbonatlı içecekler, domates, turunçgiller, kahve, alkol, çok sıcak ce soğuk yiyecekler verilmez. - Sık sık, azar azar beslenilir. - Sıvılar, öğün aralarında alınır. - Şişmansa zayıflatılır. - Alkol, kafein içeren içeceklerin azaltılması mide asit salgısını da azaltır. - HİATUS HERNİA 2 Hiatus, özefagus ile diyafram arasındaki kısımdır. Hiatus hernia ise midenin üst kısmının özefagus boşluğuna çıkıntı yapmasıdır. Bu çıkıntıya fıtık denir. Fıtık midenin dolgunluğuna vücudun pozisyonuna göre aşağı-yukarı kayabilir. Özefagusta kanamalara yol açabilir. Bu hastalara da genellikle yemekler azar azar sık sık (6 öğün vb), sulu, az posalı ve uyarıcı olmayan yiyecekler verilir. Baharatlar turşu, sirke, ketçap, asitli yiyecekler diyetten çıkarılır. Turunçgil, domates gibi yiyecekler ve aşırı sıcak yemekler yenilmemelidir. Şişmansa zayıflatılır. Kahve, karbonatlı içecekler, çikolata, aşırı yağlı yiyecekler, asitli meyve suları, nane, acılı baharatlar verilmemelidir. Bol proteinli, az yağlı diyet, sık aralıklı (2 saat) önerilir. Koyu çay, kahve, çikolata, soğan, kükürtlü sebzeler, çok sıcak, çok soğuk yiyecekler yasaklanır. Bir öğünde fazla yemek tüketilmemeli, sıvı alımı azaltılmalı - ÖZAFAGUS CA Erkeklerde orta yaş üstünde görülür. Hastalık önce yutma güçlüğü ile başlar. Yavaş yavaş gelişir ve birden bire daha ağır bir tablo ile ortaya çıkar. Bireyin yutması güçleşir. Bu uzun sürede geliştiğinden zayıflama görülür. Beslenme bozukluğuna, yetersiz beslenmeye bağlı hastalıklar ortaya çıkar. Bu dönemde yiyecekler ezme-püre şeklinde verilir. Hastanın tedavisi mümkün olmadığından ölümle sonuçlanır. - DIVERTIKÜLLER Divertikülozisin, kolonik baskıyla arttığı ve uzun dönem konstipasyonun sonucu olduğu düşünülen, kolon duvarının kese benzeri hernileşmesidir (divertikül). Mukozayı besleyen damarların kas tabakasına penetre olduğu bölgelerdeki zayıflık nedeniyle, kolon divertikülleri bu alanlarda daha sık görülür. Kolonun divertiküler hastalığının etiyolojisi ile ilgili etkenler, kolon duvar direncindeki değişiklikler, kolon motilite bozuklukları ve diyette lifli besinlerin yetersizliği şeklinde sıralanabilir. Düşük lif içerikli diyet, düşük hacimli ve daha az su tutan gaita oluşumuna ve GİS çalışmasında yavaşlamaya neden olur. Tüm bu faktörler de kolon içi basıncı arttırır ve kolon içeriğinin dışarı atılmasını zorlaştırır. Divertikülozisi olan hastalarda, kolonda artmış intraluminal basınç olduğu gösterilmiştir. Fiziksel inaktivite, konstipasyon, obezite, sigara ve nonsteroidal antiinflamatuar ilaç (NSAİİ) kullanımının da divertiküler hastalık geliştirme riski ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Divertiküler hastalık patogenezinde rol oynayan bir diğer etken, kolon duvarındaki kas liflerinin gerilme gücünün yaş arttıkça azalmasıdır. Son dönemlerde inflamasyonun da divertiküloziste etiyolojik faktörler arasında yer alabileceği öne sürülmektedir. Diyet tedavisi: Yüksek posalı diyetin, yumuşak ve iri dışkıyı ve dışkının geçişini artırdığı ve defekasyon için daha az bir gücün harcanmasını sağladığı bilinmektedir. Bu durum de kolon içi basıncında azalma sağlamaktadır. Yüksek posa alımının çoğu hastada semptomları rahatlattığı ve egzersizin, konstipasyonun önlenmesinde yardımcı olduğu; böylelikle de divertikülozisin önlendiği belirlenmiştir. Abdominal distansiyon veya gazdan dolayı posa alımının adım adım artırılması gerekmektedir. Bu etkiler ise genellikle 2-3 hafta içerisinde kaybolmaktadır. Önerilen diyet posası, yetişkin kadınlar için günlük 25, erkekler için 38 gramdır. Bireysel olarak yeterli posa tüketilmediği takdirde, metilselüloz 3 ve fisilyum, posa suplemanları olarak kullanılır. Yeterli sıvı tüketimi de yüksek posa tüketimi ile beraber olmalıdır. Divertikülozisin alevlendiği akut dönemdeki hastalar için düşük rezidü diyeti, elemental diyet; daha ciddi vakalar için total parenteral nütrisyon öncelikli olarak önerilebilir. Bu diyeti takiben yavaş yavaş yüksek posalı diyete geri dönüş yapılır. Yağlı bir öğünün ardından şiddetlenen kolon düz kas kontraksiyonları, Divertikülozis hastalığına sahip bireylerin rahatsızlık hissini daha da arttırabilmektedir. Bu yüzden ilk anda bu hastalar için az yağlı diyet önermek uygun olacaktır. Yağlı tohumlar yada posalı materyallerin semptomların başlamasında rol alıp almayacağı ya da divertiküle zarar verip vermeyeceği belirlenmiş değildir. Genel olarak perforasyon ve obstrüksiyonu olan hastalarda fındık, ayçekirdeği, kabak çekirdeği, mısır kabuğu, çörekotu, susam tohumu gibi besinler sınırlandırılır. Domatesi salatalık, çilek, frambuaz ve haşhaş tohumu ise sorun oluşturmamaktadır. Sık sık, azar azar beslenme, yiyeceklerin iyi çiğnenmesi önerilir. MİDE HASTALIKLARI - Hazımsızlık (Dispepsi) - Gastrit - Ülser - Dumping sendromu - Mide kanseri HAZIMSIZLIK (DISPEPSI) Sağlıklı kişilerde de görülebilir. Yemek alımından sonra şişkinlik, dolgunluk hissi ve her an aşırı basınç hissedilir. Organik bir bozukluk olmayabilir. Bireyin yemek yediği andaki ruhsal durumu hazımsızlık oluşturabilir. Gaz şikayetleri de olabilir. Önlemek için mümkün olduğu kadar yemeklerin yavaş yenilmesi, gaz yapıcı yiyeceklerin yenilmemesi ve yemek miktarlarının azaltılması öneriliyor. Asitli yiyecekler de diyetten çıkarılmalıdır. GASTRİT Mide mukozasının iltihaplanması 1-Akut 2-Kronik şeklinde görülür. Akut gastrit ani başlar ve kısa sürede hastalık tedavi edilir. Akut gastritin nedenleri: - Kimyasal uyarıcılar (Salisilat grubu ilaçların alınması, alkol tüketimi vb.), - Şua (X) ışınlarının etkisi, - Demir ve bromür tuzlarının alınması, - Besin zehirlenmesi, - Bazı enfeksiyonel hastalıklar, bakteriyal enfeksiyonlar veya toksinler. Viral enfeksiyonlar. - Yemek yeme alışkanlığının bozuk olması (çabuk yeme, iyi çiğnememe) gibi durumlar akut gastrite neden olur. Kronik gastrit. Akut gastritin tedavi edilmemesi kronik gastrite neden olabilir. 4 Kronik gastritin nedenleri: - Protein, demir, A Vit, B vit, C vitamininin yetrsiz tüketimi - Genetik faktörler - Alkol ve sigara - Immünolojik yetersizlikler. Klinik Bulgular: Yemeklerden sonra ağrı, epigastrik dolgunluk hissi, basınç, mide bulantısı, kusma, iştahsızlık, bunlara bağlı kilo kaybı, hipoalbüminomi, anemi görülür. Diyet Tedavisi: Gastrite neden olan etmen ortadan kaldırıldıktan sonra bireyin beslenme alışkanlığına göre öğün sayılarının düzenli olması sağlanır. Öğün aralarında alabiliyorsa önermek mümkün. Ara öğün alışkanlığı yok ise herhangi birşey önerilmez. Bir öğünde verilecek yiyecek miktarı sınırlanır. Aşırı yemek yemesi önlenir. Az posalı yiyecekler olmalı. Uyarıcı olmamalı. Genel olarak yemek pişirme şekli haşlama, ızgara, fırında pişirilmiş olmalı. Mümkün olduğu kadar yeterli ve dengeli beslenme önerilir. Enerji ve besin öğelerinden (özellikle protein, ACE vitaminleri, demirden zengin olmalı). Yemekler çok iyi çiğnenmeli ve yavaş yavaş yenilmeli. Yiyecekler çok sıcak ve çok soğuk olmamalı. Bu arada eğer hastaya kesin dokunduğu yiyecekler varsa diyeti ona göre düzenlenmeli. Uyarıcı yiyecekler: - Koyu çay, kahve, - Et suyu, - Asitli meyveler ve suları, meşrubatlar, - Taze ekmek - Kurubaklagiller, - Ketçap, salça, sirke vb., - Zeytin, - Kuruyemişler, - Soğan, sarımsak, - Ekşi yoğurt, - Alkol ve sigara. ÜLSER Mide suyundaki peptik etkilerle sindirim kanalının çeşitli kısımlarında oluşan yaralara ülser denir. Genelde mide ve duedonumda görülür. Midede görülen → Gastrit ülser Duedonumda görülen → Duedonal ülser Genel olarak hastalığın seyri aynıdır. Peptik ülser adı altında anlatılacak. Peptik ülserin görülme sıklığı ortalama 2 milyon civarındadır. Aktif; yaranın normal halde olması. İnaktif; yaranın kaybolmuş halde olmasıdır. Her yaşta görülür. Duedonal ülser 30-60’lı yaşlarda, Gastrik ülser 20-40’lı yaşlarda görülmektedir. Erkeklerde kadınlara oranla ve düşük sosyo-ekonomik gruplarda daha fazla görülmektedir. 5 Midede bulunan etmenler arasında bir denge mevcuttur: - Saldırgan (agresif) etmenler - Koruyucu etmenler. Saldırgan etmenlerin artması sonucu ülser oluşumu hızlanıyor. Saldırgan (agresif) etmenler: 1- Asit salgısı (HCL): Normalde erkeklerde 1 saat içinde 10 mEq/saat, Kadınlarda 1 saat içinde 15 mEq/saat civarındadır. Asit salgısının artmasına neden olan etmenler: -Vagüs tonusunun artması -Paryetel hücre kitlesinin artması -Gastrin hormonunun artması 2- Pepsin yapımının artması. Pepsinojen inaktif maddedir. Asit ortamda Ph: 8 ‘de pepsine dönüşür. Pepsin mide mukozasını tahriş eder. 3- Mukozadaki kan akımının bozulması ; midede muscularis mukoza tabakasında arterio-venöz anastamoz bulunur. Bunların açılması sonucu kan mukozasından uzaklaşarak mukozada iskemiye neden olur. Mukozanın beslenememesine neden olur. Koruyucu etmenler: 1- Müküs salgısı Gliko prorein özelliğinde bir maddedir. Mide mukozasının üzerini 1/2-1 cm kalınlığında örterek mukozanın asit ve pepsinle temasını önler. Müküs salgısının mide asit salgısını nötralize edici özelliği bulunuyor. 2- Mukoza bariyeri Mukoza bariyeri normalde şöyle sağlanır. Lümende bulunan hidrojen iyonu ile hücrede bulunan sodium iyonu arasında bir denge mevcuttur. Bariyer bozulduğunda H hücre içine, Na lümen içine geçer. Bu değişim histaminin açığa çıkmasına neden olur. Histamin de asit ve pepsin yapımını artırıcı bir maddedir. Mukoza bariyerini bozan etmenler: -Sigara -Alkol -Safra asitleri -Beslenme yetersizliği -Kahve -Salisilatlar (Aspirin) 3- Mukozadaki kan akımının normal olması Herhangi bir nedenle (spazm, tromboz, arterio-sklerotik plak) midedeki kan akımının azalması o kısımdaki doku direncinin azalmasına neden olur ve bu kısımlarda kolaylıkla yaralar oluşabilir. 4- İnhibe edici mekanizmalar Midede antrumdaki Ph=1.5 olduğunda buradan salgılanan bir madde, antrumdan salgılanan gastrin hormonunu inhibe eder. Duedonumun Ph’sı 6 asit olduğunda duedonumdan salgılanan enterogastron hormonu mide salgısını inhibe eder. Koruyucu ve saldırgan etmenler arasında bir denge vardır. Bu dengenin bozulması sonucu ülser oluşur. Şu nedenlerle ülser oluşturabilir. 1- Kalıtım. Ailede ülser varsa, görülmeyenlere göre %5-8 oranında yakalanma riski arttığı saptanmıştır. 2- İklim. İlk ve sonbahar aylarında ülser tekrarlayabilir veya yeniden olabilir. 3- Yaşanılan ortam, stres, hızlı yaşam ve bazı hormonal değişim sonucu oluşabilir. 4- 0 Rh- grubunda ülser sık görülür. 5- İç salgı bezleri; i. Paratroid hormon. Bu hormonda serum kalsiyum düzeyi. Hiperparatroidde kemiklerden fazla miktarda kalsiyum çekilerek serum Ca düzeyi yükselir. Serum Ca düzeyinin yükselmesi gastrin hormonunun yapımını artırır. ii. Steroid grubu hormonlar. Genellikle tedavi amacıyla steroid grubu ilaçların alınması sonucunda midenin asit salgılanması artar ve mide mukozasının direnci azalır. Bu dönemde ’’4 Nolu Ülser Diyeti’’ verilebilir (koruyucu olarak). Kadınlarda menopoz öncesi ve gebelik döneminde, ülserin görülme sıklığı daha az olur. Bu dönemden sonra östrojen hormonunun azalması nedeni ile ülser sıklığı arasında bağlantı kurulur. Östrojenlerin mide mukus salgısını artırıcı etkileri bulunuyor. 6- Kahve, alkol, sigara ve bazı ilaçların alınması, mide mukoza bariyerini bozduğu için ülser oluşumuna neden olabilirler. Ülser oluşumunda beslenmeye bağlı nedenler: - Kronik, yetersiz beslenme. Enerji-protein yetersizliği. Protein ve niasin yetersizliğinde asit salgılayan hücreler aşırı çalışır. Protein yetersizliğinde hücre yapımı ve onarımı engellendiği için GİS mukozalarında bozukluklar oluşur. B grubu vitaminlerinin yetersiz alınımı. - A, E, C vitamini yetersizliği. E vitamini antioksidan özelliği nedeniyle hücre zarının bozulmasını önleyerek koruyucu etki yapar. C vitamini fibroblastların ve kollojenin yapımında rol alır, kapiller endotel hücreleri arasındaki yapıştırıcı maddenin sürekliliğini sağlar. - B2, B6, B12 eksikliğinde mukozal atrofiler oluşur. - Yemek yeme alışkanlığı; o Öğün aralıklarının belirli olması, o Fazla yeme o Az-hızlı yeme o Çabuk yeme - Diş problemleri; çiğneme yetersizlikleri Son yıllarda ülsere yol açan en önemli etkenin ‘’Helikobakter Pylori’’ adlı bakteri olduğu ortaya çıkmıştır. 1-Hastanın hikayesi 2-Fiziksel muayene 7 3-Röntgen 4-Biyopsi alınıp incelenmesi 5-Mide sıvısının incelenmesi. Mide asit salgısı ölçülür. 6-Aynaya tutulur. Ülserin klinik bulguları: Ağrı orta düzeyde, kramp ve yanma hissi şeklindedir. Eğer hasta aç iken ağrı oluyorsa duedonal ülserdir. Geceleri hissediliyorsa gastrik ülserdir. Ülserin yeri, büyüklüğü, hastanın ağrıya karşı duyarlılığı, ülser komplikasyonlarının olup olmamasına göre ağrının şiddeti değişebilir. Ağrı ilk- sonbahar aylarında tekrarlayabilir. Bazen 2-3 yıl aradan sonra da başlayabilir. Yemekler yenildikten bir saat sonra ya da geceleri yattıktan sonra ortaya çıkabilir. Ağrı karın kısmından göğüs kısmına kadar olan kısımda hissedilir. Yemek yenilmesi ya da ilaç alınmasıyla ağrı geçebilir. Midede dolgunluk, yanma hissi, bulantı, kusma, yenilen yiyeceklerin ağıza gelmesi, iştah azalması, geğirme, kabızlık, zayıflama, anemi gibi belirtiler görülür. Ülserin komplikasyonları: 1- Kanama; genellikle yorgunluk, stres, aspirin, kortizon tipi ilaçların alınımı sonucu ortaya çıkar. İki şekilde olur. Birisi ağızdan olan kanama şekline ‘’Hematemez’’ denir. Burada, genellikle kan ile mide suyu karıştığından miktar olarak fazla olur. Kanamadan sonra hemen kusulmuş ise kan açık renkte, midede bir süre kalmışsa, biraz daha koyu renkte olur. Genellikle de kahve telvesi gibi olur. Diğerine, dışkıda görülene ‘’Melena’’ denir. Dışkı koyu siyaha yakın renkte olur. Kan sindirildiği için koyu renkli dışkı görülür. 2- Ülserin olduğu yerden organın delinmesine ‘’perforasyon’’denir. 3- Penetrasyon. Ülserin bir başka organa geçmesidir. Pankreas karaciğer ve safra yollarına penetre olabilir. 4- Ülserin olduğu kısımdan organın kapanması obstrüksiyondur. Genellikle duodenal ülser ve pilor kanalında oluşan ülserlerde görülür. Obstrüksiyonda yenilen yiyecekler ilerleyemediği için kusma şeklinde dışarıya atılır. ÜLSERİN TEDAVİSİ 1- İlaç 2- Diyet 3- Cerrahi yöntem 4- İstirahat. İstirahatle mukoza direnci artırılıyor. Sigara, alkol, kahve mukoza bariyerini azaltan, asit salgısını artıran bu grubun tüketilmemesi gerekir. Sigaranın mide hareketlerini artırdığı için, midedeki kan dolaşımını bozduğu ve hücrelerin yetersiz beslenmesine ve yaralara neden olduğu bilinmektedir. Ruhsal sorun varsa tedavi edilmelidir. ÜLSERİN DİYET TEDAVİ İLKELERİ 1- Yeterli ve dengeli beslenme. Enerji ve besin öğeleri yeterli olmalıdır. 2- Kişinin beslenme alışkanlığına göre öğün sayısı düzenlenmeli. Üç-altı öğün olabilir. 3- Ülserin tekrar oluşunu ve komplikasyonlarını önleyecek şekilde diyet düzenlenir. 4- Düzenlenen diyet mide asitinin zararlı etkisini önleyecek şekilde düzenlenir. 8 5- Doğru yemek yeme alışkanlığı edinilmeli. Yemekler ağır, ağır ve sakin şekilde yenilmelidir. 6- Diyet posa açısından yeterli olmalıdır (20-25 g/gün). 7- Şeker ve şekerli yiyecekler azaltılmalı. 8- Yağlar enterogastron salgısını uyarır (asidi azaltır). Tekli ve çoklu doymamış yağlar diyette yer almalıdır. PGE yapımını sağlayarak asit sekresyonunu azaltır ve mukozal bariyeri arttırır. %30 yağ bitkisel sıvı yağ olarak önerilir. 9- Yeterli çinko olmalıdır (12-15 mg/gün). 10- Antioksidan vitaminlerden zengin olmalıdır. Protein Proteinin mide asit salgısını artırıcı etkisi vardır. Ancak protein içeren yiyeceklerde araştırma yapıldığında et verildiğindeki asit salgısı süt verildiğindekine göre fazla olduğu bulunmuştur. Süt; protein ve kalsiyum içerir. Kalsiyumun mide asit salgısını artırıcı etkisi vardır. Gastrin hormonunun yapımı artar. Bu da HCL asidi artırır. Bu olumsuz bir etkidir. Bu nedenle gece ve öğün aralarında hastalara süt verilmemelidir. Karbonhidrat Genellikle diyette bol miktarda olabilir. Yağ Normal şekli serbest. Yağlı yiyecekler önerilebilir. Olumsuz etkisi yok. Demir Ülserli hastaların serum demir düzeyleri, demir bağlama düzeyi, demir doygunluk düzeyi düşük görülmüş. Anemi olabilir. O nedenle demir yönünden diyetler zengin olmalı. C vitamini C vitamini ile yapılan çalışmalarda, serum askorbik düzeylerinin normalin altında olduğu saptanmıştır. Yüksek dozda C vitamini verildiğinde ağrılarının azaldığı ve mukozadaki yaraların düzeldiği görülmüştür. Posa Posanın iki türlü etkisi vardır. 1- Çiğneme ile tükrüğün artmasına ve tükrük yolu ile mukoza üzerindeki yaranın mekanik etki ile ortadan kalkması. 2- Posa safra asitlerini bağlayarak, mukoza bariyerini koruyor. Posanın ülserin oluşumunda ve tekrarlamasında önleyici etkisi vardır. Prostaglandinler Prostaglandinlerin mide mukozasını (mide-gastrik mukozasını) koruyucu özelliği vardır. Doymamış yağ asitleri yönünden diyetin zengin olması gerekir. Aspirinin prostaglandinin fonksiyonunu azalttığı bulunmuştur. Peptik Ülser- Besin Etkileşimleri 9 - Sütteki Mg ve P iyonları asidi tamponlar. Ca iyonları ise gastrin salgısını arttırır. Asetil kolin ve histamin salgısını uyararak dolaylı olarak da HCL asit salgısını artırır. Normal miktarlarda süt (1-2 su bardağı) diğer yiyeceklerle verilmelidir. Gece yatarken içilmemelidir. - Baharatlar mide mukozasında eritem, ödem ve harabiyet yapmakta, o nedenle sakınılmalıdır. - Kahve gastrik mukozal hücrelerdeki fosfodiesteraz aktivitesini inhibe ederek asit-pepsin salgısını arttırır. - Tuz gastrik mukozayı olumsuz etkiler - Alkol mukozal direnci azaltır, gastrik asit salgısını uyarır. - Asitli meyve suları dispepsi ve gastrik reflüye yol açabilir. - Uzun süre aç kalma glikoprotein içeriğini % 50 düşürerek mukozal direnci azaltır. - Diyetin hastaya özgü olması gerekir. Kendisine dokunan yiyeceklere dikkat ederek yeterli-dengeli diyet hazırlanması önerilir. ÜLSER DİYETLERİ SİPPY DİYETİ Kanama, şiddetli ağrısı, pilor obstrüksiyonu olan yada kanama geçiren hastalara veriliyor. Diyette tek süt verilir. 9-12 saatte bir süt, 10 dk sonra antiasit verilir. Bu diyet yarım-bir gün sürer. Eski sippy diyeti: Saat başı bir su bardağı süt ve 1-2 adet bisküvi, saat aralarında antiasit verilirdi. Hastaya 24 saat boyunca süt-antiasit verilirdi. İLAÇLAR Antiasitler: Mucain, Dama, Siligel Antikolinerjik: Midenin boşalımını geciktirirler. Sedatif-Trankilizan: Sakinleştirici Tavegyl, Cimitedine 2 NOLU ÜLSER DİYETİ SERBESTLERİ İki nolu ülser diyeti 2 hafta uygulanmalı. İçecekler: Süt, salep, muzlu süt, ıhlamur. Yumurta ve peynir: Haşlanmış ve rafadan yumurta. Tahıllar ve kuru baklagiller: Beyaz ekmek, sade kraker, bisküvi, peksimet, beyaz pirinç, makarna, kuskus, erişte, şehriye. Sebze ve sebze suları: Püre şeklinde; havuç, kabak, semizotu, ıspanak, patates. Meyve ve meyve suları: Olgun muz, komposto şeklinde kabuksuz pişirilmiş elma, şeftali, kayısı. Çorbalar: Buğday unu, bezelye unu, mercimek unu, şehriye, sebze püreleri ile yapılmış çorbalar. Tatlılar: Şeker, süzülmüş bal, tanesiz reçel, sade lokum ve akide şekeri, muhallebi, kastırd, sütlaç, jöleli tatlılar, sade dondurma. Çeşni verici yiyecekler: Un, süt ve tuzdan yapılmış soslar. 3 NOLU ÜLSER DİYETİ SERBESTLERİ Üç nolu ülser diyeti bir ay uygulanmalı. İçecekler: Süt, salep, muzlu süt, ıhlamur, yoğurt, ayran, adaçayı. 10 Et, balık ve kümes hayvanları: Haşlama, fırında veya ızgarada pişirilmiş sığır, dana, koyun, kuzu, tavuk, balık, hindi ve sakatatlar. Yumurta ve peynir: Haşlanmış ve rafadan yumurta, beyaz peynir, kaşar peyniri, dil ve gravyer peyniri. Tahıllar ve kuru baklagiller: Beyaz ekmek, sade kraker, bisküvi, peksimet, beyaz pirinç, makarna, kuskus, erişte, şehriye, irmik, fırında pişmiş yufka böreği, sade şekerli kuru pasta, sade kekler. Sebze ve sebze suları: İyi pişmiş; havuç, havuç suyu, domates suyu, taze fasulye, pancar, bezelye, pazı, kabak, semizotu, ıspanak, patates, Meyve ve meyve suları: Olgun muz, komposto şeklinde kabuksuz pişirilmiş elma, şeftali, kayısı, armut, kırmızı erik. Çiğ olgun, kabuksuz olarak; tatlı elma, şeftali, kayısı. Çorbalar: Buğday unu, bezelye unu, mercimek unu, şehriye, sebze püreleri ile yapılmış çorbalara ek yayla çorbası. Tatlılar: Şeker, süzülmüş bal, tanesiz reçel, sade lokum ve akide şekeri, muhallebi, kastırd, sütlaç, jöleli tatlılar, sade dondurma, taneli reçel ve tavuk göğsü. Çeşni verici yiyecekler: Un, süt ve tuzdan yapılmış soslar. 4 NOLU ÜLSER DİYETİ SERBESTLERİ Dört nolu ülser diyeti bir ömür boyu uygulanmalı. İçecekler: + limonata, kakao. Tahıllar ve kuru baklagiller: + yarma, buğday, kurubaklagiller, mısır. 2 NOLU ÜLSER DİYETİ Sabah:1 su bardağı süt-1 çay bardağı ıhlamur 1 adet haşlama yumurta 1 yemek kaşığı tanesiz reçel veya süzülmüş bal 1 orta dilim ekmek Kuşluk: 1 büyük boy muz veya 1 çay bardağı süt+2 adet sade bisküvi Öğle: 1 porsiyon şehriye çorba 2 orta boy haşlama patates veya havuç püre 1 porsiyon muhallebi 1 orta dilim ekmek İkindi: 1 kase sütlaç Akşam:1 porsiyon sade makarna 1 porsiyon ıspanak püre 1 porsiyon elma komposto 1 orta dilim ekmek 2 Nolu ülser diyetinden 3 nolu ülser diyetine geçişte kıymalı patates veya kıymalı ıspanak verilebilir. 2 Nolu ülser diyetinde 15 gram et verilebilir. Makarnaya domates suyu konulabilir. 3 NOLU ÜLSER DİYETİ Sabah:1 çay bardağı ıhlamur 1 kibrit kutusu beyaz peynir 1 yemek kaşığı tereyağ 1 yemek kaşığı tanesiz reçel 11 1 orta dilim ekmek Kuşluk: 1 orta boy kabuksuz elma+1 kase muhallebi Öğle: 1 porsiyon kıymalı taze fasulye 1 porsiyon pirinç pilavı 1 porsiyon elma komposto 1 orta dilim ekmek İkindi: 1 çay bardağı süt 1 adet haşlama yumurta 1 orta dilim ekmek Akşam:1 porsiyon sebze çorba 1 porsiyon haşlama susuz tavuk 1 porsiyon sütlaç 1 orta dilim ekmek 4 NOLU ÜLSER DİYETİ Sabah:1 çay bardağı ıhlamur/açık çay 1 kibrit kutusu beyaz peynir 1 yemek kaşığı tereyağ 1 yemek kaşığı tanesiz reçel veya süzülmüş bal 1 orta dilim ekmek Öğle: 1 porsiyon mercimek unu çorba 1 porsiyon pirinç pilavı 1 porsiyon kıymalı patates 1 kase yoğurt 1 orta dilim ekmek İkindi: 1 çay bardağı süt 1 adet peynirli poğaça Akşam:3 adet ızgara köfte 1 porsiyon zeytinyağlı kabak 1 porsiyon revani 1 orta dilim ekmek NOT: Yiyecekler şişkinlik yapmıyorsa salata verilebilir. Öğün aralarında meyva da verilebilir. DUMPİNG SENDROMU Mide ameliyatı geçiren kişilerde görülür. Mide küçüldüğü için (3/4 veya tamamı rezeke edildiği için) yiyecekler uzun süre midede kalamadığından kısa süre içerisinde ince barsağa geçerler. Görülen bulgular: İnce barsağa geçen besinlerin yoğunluğu (karışımın yoğunluğu) sindirim salgılarının yetersiz olmasına bağlı olarak vücut sıvılarına göre daha yoğundur. Bu nedenle dolaşım sisteminden barsağın içine sıvı çekilir. Toplam kan hacmi azalır ve kan basıncı düşer. Buna bağlı olarak da baş dönmesi, mide bulantısı, terleme, yüzde solukluk sonra kızarıklık, halsizlik ve taşikardi görülür. Ayrıca hastada ince barsaklarda karbonhidrat emiliminin hızlı olması sonucunda kan şekeri yükselir. Hiperglisemi görülür. Kan şekerinin yükselmesi, pankreasın Langerhans adacıklarını uyararak insülin salgılanmasına yol açar. Aşırı salgılanan insülin kandaki glikozu kullanarak hipoglisemiye neden olur. Diyet tedavisi: 12 1- Karbonhidrat hızla emildiğinden özellikle karbonhidrat türü değiştirilir. Daha çok polisakkaritler kullanılır. Onların emilimi mono-disakkaritlere göre daha yavaş olur. Meyveler monosakkarit içerdiklerinden daha az kullanılır. 2- Proteinler, yağlar karbonhidratlara oranla daha geç hidrolize olduğu için diyet protein ve yağdan zengin düzenlenir. Bal, pekmez ve şekerli yiyecekler verilmez. 3- Yemekler çok sıcak ve soğuk olmamalı. 4- Mide hacmi azaldığından yada tamamen ortadan kaktığından öğün sayısını artırarak, yemekler az-az, sık-sık verilir. Ana öğünleri hafifletilip, ara öğünler zenginleştirerek yapılmalı. 5- Yemek sırasında su-sıvı alımı kısıtlanır. Su-sıvı kısıtlaması 45 dk önce başlanır ve 45 dk sonra biter. Su-sıvı 45 dk önce ve sonra alınmaz. Yemeklerin susuz olması gerekir ve yemek sırasında bol sıvılı yiyeceklerden kaçınılmalı. DUMPİNG SENDROMU DİYETİ Sabah:1 kibrit kutusu beyaz peynir 1 yemek kaşığı tereyağ 1 orta boy pişmiş domates 1 orta dilim ekmek Kuşluk: 1 küçük boy elma 1 çay bardağı süt (elmadan 45 dk sonra içilmeli) Öğle: 1 porsiyon etli sebze yemeği (susuz) Yarım porsiyon pirinç pilavı Yarım kase yoğurt 1 orta dilim ekmek İkindi: 1 kibrit kutusu beyaz peynir+ 1 orta boy pişmiş domates 1 orta dilim ekmek Akşam:2 adet ızgara biftek 1 porsiyon zeytinyağlı sebze yemeği 1 orta boy portakal 1 orta dilim ekmek KÖFTE- HAMBURGER DİYETİ Anastomoz yapılan yerlerden yerlerden kıyma çok ufak parçalara ayrılamadığı için rahatlıkla geçebiliyor. Böylece o kısmın daralması önleniyor. Bazı durumlarda özefagus doğrudan jejunuma bağlanabilir. Bu durumda yemekler püre-ezme şeklinde verilebilir. 2 nolu ülser ve dumping diyeti hastanın durumuna göre ortak kullanılabilir. BARSAK HASTALIKLARI 1-Fonksiyonel bozukluklar a. Diyare (ishal) b. Konstipasyon (kabızlık) c. Obstrüksiyon 13 d. Atonik e. Spastik 2-Organel bozukluklar a. Malabsorbsiyon (suprue, çölyak) b. Enfeksiyonel, mukozal değişiklikler (regional enteritis, ülseratif kolit, crohn’s hastalığı) c. Anatomik bozuklar (divertikülozis) DİYARE Dışkının sulu şekilsiz olması ve günlük dışkılama sayısından fazla olması olarak tanımlanır. 1- Akut diyare a. Sinirsel olabilir. Sinirlenme, heyecanlanma sırasında salgılanan hormonlar barsak hareketlerini artırır. Bu da ani dışkılanma hissi olabilir. b. Bazı yiyeceklerin allerjik etki yapmasına bağlı olarak akut ishal gelişebilir. Bunlarda bireyden bireye değişmekle genellikle alerjik etki yapar. Keçi eti, çilek, taze fasulye, bezelye gibi besinler sayılır. c. Enfeksiyonlar. Yiyecekler emilmeden dışarı atılır. Ateş yükselmesi, bazal metabolizmanın artması sonucu barsak hareketleri de artar ve yiyecekler emilmeden atılır. d. Kimyasal bazı toksik maddelerin istenmeden vücuda alınması sonucu akut ishal ortaya çıkabilir. e. Bazı bireylerde aşırı yorgunluk ishale neden olur. f. İklim değişiklikleri 2- Kronik diyare nedeni a. Emilim bozuklukları b. Barsak tüberkülozu c. Dizanteri, kolera, bazı pankreas ve safra kesesi hastalıkları, bazı böbrek hastalıkları, bazı psikiatrik hastalıklar. Diyare, aşırı sıvı kaybı daha ileride dehidratasyon, su kaybı yanısıra elektrolit kaybı olur. Suyun yanısıra elektrolit dengesi bozulur. Yiyecekler emilmeden vücuttan atıldığı için zayıflık anemi ve bazı vitamin yetersizlikleri ortaya çıkabilir. Vücut sıvısının azalmasına bağlı olarak kan hacmi azalır. Kan hacminin azalması, kandaki toksik maddelerin de miktarı artar. Bulguları: - Su ve elektrolit kaybı - Dehidratasyon - Deri tonusunda azalma - Zayıflık, halsizlik - Kansızlık, kan hacminde azalma ve kandaki artık maddelerinde artma. Tanı: Hastanın hikayesi alınır. Dışkı incelenir. Çıplak gözle bakıldığında dışkıda çok küçük besin parçacıkları varsa daha çok ince barsağa ait bir ishal, dışkı kanlı, müküslü ve katı ise daha çok kalın barsağa ait bir ishaldir denir. Mikroskopik 14 incelemede, dışkıda yağ partikülleri varsa steatöre tipi ishal denir. Dışkıda eğer nişasta parçacıkları varsa fermantatif tip, dışkıda lifler varsa pütrefaktif tip diyare adı verilir. İshal kronik değilse bu tür inceleme mümkün değil. Diyarenin Diyet Tedavisi 1- Hastanın tuz ve su gereksiniminin karşılanması gerekir. Bol su ve elektrolit içeren sıvılar verilir. Bunların başında tuzlu ayran, bazı meyve suları (nar, elma, havuç, şeftali suyu) kullanılır. Bu meyvelerin suyu pektin yönünden zengin maddeler olduğu için su tutucu özellik gösterir. Çay da verilir. Yoğurt, pirinç lapası, haşlama patates vb yiyeceklere yer verilir. 2- Barsak hareketini azaltmak için az posalı diyet verilir. Böylece kitlenin barsaktan geçişi yavaşlar. 3- Hastanın her yönden yeterli ve dengeli beslenmesi sağlanmalı. Enerji ve besin öğeleri gereksinimleri sağlanmalı. Sadece yağ miktarı biraz azaltır. Amaç, yağın barsaktaki kitlenin ilerlemesini sağlayarak önlemesinin sağlanmasıdır. Bazı su tutucu yiyeceklere yer verilir. Nişasta, pektin yönünden zengin yiyecekler. 4- Posa azaltılır. Kayısı, incir, üzüm,erik, kavun, karpuz vb laksatif etki yapan meyveler azaltılır. İshal diyetinde şeker azaltılır, gereğinde verilmeyebilir de. Ancak çok kısıtlama yapılmaz. Çünkü şekerin su tutucu özelliği vardır. ÖRNEK İSHAL DİYETİ Sabah: Az şekerli çay 1 kibrit kutusu beyaz peynir 1 orta boy haşlama patates 1 orta dilim ekmek Kuşluk: 1 su bardağı ayran 2 adet tuzlu bisküvi Öğle: 1 porsiyon az yağlı pirinç çorba 2 orta boy haşlama patates Yarım porsiyon pirinç pilavı Bir kase yoğurt 1 orta dilim ekmek İkindi: 1 su bardağı ayran 1 adet muz Akşam: 1 porsiyon az yağlı un çorbası 1 porsiyon az yağlı peynirli makarna Bir kase yoğurt 1 orta boy kabuksuz elma 1 orta dilim ekmek ATONİK KABIZLIK Dışkının aşırı derecede sert ve kuru olması. Dışkılama sayısının normalden az olmasıdır. Kabızlık şişmanlarda sık görülür. Nedeni az posa tüketimidir. Atonik kabızlığın nedenleri: 15 1-Az posalı yiyeceklerin tüketilmesi. Posa barsaktaki bakteriler tarafından kullanılarak asit ve gaz oluşturuyor. Asit ve gaz barsak hareketlerini artırarak dışkının ilerlemesini kolaylaştırıyor. Böylece az posa alınımında barsak hareketleri yavaşlıyor. 2-Günlük sıvı alınımının az olması. 3-Fiziksel aktivite yetersizliği. 4-Laktasif alışkanlığının olması. 5-Dışkılama alışkanlığı. 6-barsak kasının gücünün yetersiz olması. Kabızlığın bulguları 1-Baş ağrısı 2-Sinirlilik 3-Ağız kokusu 4-Hazımsızlık 5-Karında gerginlik 6-Şişkinlik 7-Paslı dil Atonik kabızlığın diyet tedavisinde: 1-Hastanın hergün ortalama 1200-1500 cc arasında sıvı alması öneriliyor. 2-Fiziksel aktivite artırılmalıır. 3-Bol posalı diyet öneriliyor. Kırmızı erikteki difenil izatin barsağın hareketini artırıcı etki gösterir ( laksatif etki). Bu yüzden kırmızı erik, kayısı, üzüm, incir, kavun, karpuzun barsakları çalıştırıcı etkisi vardır. Kırmızı erik, kayısı, üzüm ve incirin kompostaları yapılabilir. Sabahları aç karına alınan ılık su barsakların çalışmasına yardım ediyor. Inatçı kabızlıkta ağızdan zeytinyağda verilebiliyor. Egzersizler, yürüyüşler yapılmalıdır. Bol posalı diyet olmalı. Aralarda bol meyve alınmalı. Kurubaklagil tüketilmelidir. DİYET ÖRNEĞİ Sabah: 1 su bardağı süt 1 kibrit kutusu beyaz peynir 1 tatlı kaşığı tereyağ 1 yemek kaşığı reçel 1 orta dilim ekmek Kuşluk: 1 kase erik kompostosu Öğle: 1 porsiyon kıymalı kuru fasülye 1 porsiyon bulgur pilavı 1 kase cacık 1 orta dilim ekmek İkindi: 1 büyük boy mandalina 1 orta boy armut Akşam: 1 porsiyon mercimek çorba (taneli) 1 porsiyon kıymalı ıspanak 16 1 porsiyon salata 1 orta dilim ekmek NOT: En az 1.5 lt sıvı alınmalı. Buğday kepeği alınmalı. Çorbaya, yoğurda, su ve yemek sularına katılabilir. SPASTİK KOLON (İRRİTABLE KOLON) Barsağın normal fonksiyon çalışmasının bozulması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Kadınlarda 20-45 yaşlarında sık görülür. Nedenleri : 1-Ruhsal problemler: Kolonun normalde motor ve salgı faaliyetleri otonom sinir sistemi tarafından düzenlendiği için bunların bozulması sonucunda bu faaliyetler bozulur. 2-Laksatif alişkanlığı: Kolon mukozasının normal yapısı kaybolur. 3-Yiyecek allerjisi: Kolon faaliyetinde bozukluk yaratabiliyor. Spastik kolon oluşumunda genel kanı hastanın stres içinde olmasıdır. 4-Düzensiz yemek yeme. Bulguları: Üç farklı tabloda görülür. 1- Spastik kolon: Kronik kabızlık, karın ağrısı, abdominal gerginlik hissi, dispepsi. 2- Mukoz kolit: Kronik sulu diyare, genellikle karın ağrısı yoktur. 3- Spastik ve mukoz kolit: Değişimli olarak diyare ve kabızlık. Görülenler 1-Konstübasyon görülür. Kolon hareketlerinde azalma yada spazm görülmesi sonucunda kolon hareketleri yavaşladığı için kabızlık ortaya çıkabilir. Dışkı ufak parçalar halinde sert, bazan müküslü olabilir. 2-Diyare görülür. Barsak peristaltiziminin artmasına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Dışkı yumuşak ve bol müküslüdür. 3-Karın kısmında ağrı oluyor. Kıvrandırıcı ve şiddetli oluyor. Gaz şikayetleri çok fazla oluyor. Tedavi: 1-Psikolojik tedavi şart. 2- Diyet tedavisinde genelde az posalı, az yağlı diyet uygulanıyor. 3- Kabızlık sık görülürse posa arttırılır (günde 20 gram) İshal → az posa +kepek veya bol posa (sebze-meyve) Kabızlık → posa Irritable Colon=Spastik kolon 4- 3-4 öğün olabilir. 5- gaz yapıcı yiyecekler diyetten çıkarılır. 6- Spastik kolon semptomlarını artıran yiyecekler; tuzlanmış, tütsülenmiş etler, kabuklu deniz hayvanları, soğan, mısır, turunçgiller, buğday, yulaf, çavdar, çay, kahve, çikolata, sirke, katkı maddeleri. Eğer bu yiyeceklere karşı intolerans varsa diyetten çıkarılır. DİVERTİKÜLOZİS 17 Kolon mukoza ve submukozanın dışarıya doğru cepleşmesi ve enfekte olmasıdır. İnce barsaklarda bakterilerin faaliyeti sonucu oluşan gazla havanın yutulması, barsaktaki basıncın artmasına neden oluyor. Buda barsak duvarında ufak kesecikler yada torbalar oluşuyor. Bunlara divertikülim denir. Divertikülimler enfekte oluncaya kadar bir bozukluk ortaya çıkmıyor. Yaş ilerlemesi ile birlikte divertikülimin enfekte olması ile birlikte divertikülozis ortaya çıkıyor. Yaşlılarda, şişman ve kadınlarda sık görülüyor. Nedenleri: 1- Kolon duvarında zayıf bir odağın bulunması. 2- İntraluminal basınç. Şişmanlık, az posalı diyet, yaşlılık, kolon kaslarında dejenerasyon ve bakteriyel enfeksiyon nedenleri. 3- Oluşumunda en büyük neden posa tüketiminin yetersiz olması divertikülozise neden olur. Posanın az olması kabızlık, kabızlık olması da karın içi basıncın artmasına ve artık maddelerin barsakta uzun süre kalmasına neden oluyor. Bunun sonucunda divertiküllerin enfekte olmasına neden oluyor. Diyet tedavisine az posa ile başlanıyor ve sonra yavaş yavaş bol posalı diyete geçiliyor. Az posa verilmesinin nedeni başta mide şikayetlerinin çok sık görülmesi. 4- Ateş, ağrı, terleme, spazm, barsağın delinmesi gibi olaylar görülür. Bulguları: - Karnın sol alt tarafında ağrı, hassasiyet. - Kusma, bulantı, gaz, ateş, barsaklarda spazm. - Barsaklarda obstrüksiyon, perforasyon. Diyet tedavisi: Birey şişmansa zayıflatılır. Bol posalı (yavaş, yavaş artırılmalı) ve yeterli sıvı verilmeli. ÜLSERATİF KOLİT Kolonun iltihaplanmasıdır. Mukozoda ülserasyonlar görülür. Nedeni tam bilinmiyor. Sinirli, endişeli, hassas kişilerde daha sık görülür. 20-40 yaşlarında daha sıktır. Nedenleri: Anatomik bozukluklar sonucu, Dokusal değişikliklere bağlı olarak, Genetik eğilim. Bulguları: -Rektal kanama, kanlı, iltihaplı, müküslü diyare. Diyare krakteristiktir. Bazen günde 10-12 ve daha fazla sayıda olabilir. -Kramp şeklinde karın ağrıları. -Ağırlık kaybı. -Anemi. -Halsizlik. -Sıvı kaybına bağlı dehidratasyon. -Bazı ileri durumlarda dışkı ile protein atımı olabilir. 18 -Negatif azot dengesi. -Ateş vb. Tedavi: Tıbbi – Psikolojik – Diyet Tedavisi Diyet Tedavisi: 1- Enerji yönünden yeterli ve zengin. 2- Protein, vitamin, mineral yönünden zengin. 3- Az posalı, az yağlı. 4- Bazı hastalarda süt intoleransı görülürse laktoz ve türevleri diyetten çıkarılır. Hastaların % 20’sinde laktoz intoloransı görülüyor. 5- Yağlı yiyecekler, alkollü içecekler, çay, kahve vb., uyarıcılar diyetten çıkarılır. 6- İleri durumlarda hastalara kan verilebiliyor. Hb düzeyleri 4-5 olduğunda kan veriliyor. REGİONAL ENTERİTİS=REGİONAL İLEİTİS=CROHN HASTALIĞI Bütün sindirim kanalında görülür. Daha çok immüno barsakta (terminal ileumda) yerleşen iltihaplı, kronik olarak seyreden bir hastalıktır. Daha çok ileumda görüldüğü için regional ileitis adını alıyor. 55-60 yaşlarında görülür. Bulguları: - İnce barsak mukozasında ödem, ülserasyon. Bazen bu yaralarda ülserleşme görülebilir. - Barsak lumeni daralabilir. - Sürekli hastalarda kanlı diyare, ağrı, ateş görülmesi söz konusu. - Mineral, vitamin emiliminin bozulmasına bağlı olarak anemi görülür. - Yağda eriyen vitaminlerde yetersizlik olabilir. - İleri durumlarda organda delinme (perforasyon), kanama, tıkanma gibi belirtiler ortaya çıkabilir. - İştahsızlık, anemi, ağırlık kaybı, protein kaybı, negatif azot dengesi, ateş, deri lezyonları, kas ağrıları, barsak perforasyonu, obstrüksiyon, rektal kanama. - Karbonhidrat ve B12 vitamin emiliminde bozukluk. Diyet Tedavisi: İlaç tedavi + Diyet tedavi Diyet Tedavisi: - Akut dönemde sıvı ve elektrolit kaybı karşılanır. - Daha sonra barsakların dinlenmesi için enteral veya parenteral beslenme uygulanır. - Semptomlar düzelmeye başladıkça oral yiyecek alımına başlanır. Genellikle bol enerjili, proteinli (100-125 g/gün), az posalı, az yağlı, vitamin ve minerallerden zengin diyet uygulanır. Diyet vitamin ve mineral yönünden dengeli olmalı. - Laktoz intoleransı varsa süt ve ürünleri verilmez. - Yağ malabsorbsiyonu olacağından diyet yağı azaltılır. - Uyarıcı yiyecekler diyetten çıkarılır. - Yemekler azar azar sık sık verilir. 19 AZ POSALI DİYET Sabah: 1 su bardağı süt 1 kibrit kutusu beyaz peynir 1 orta dilim beyaz ekmek Kuşluk: 1 su bardağı süt Öğle: 2 köfte kadar haşlanmış et 1 porsiyon pirinç pilavı Yarım kepçe yoğurt 1 orta dilim ekmek İkindi: 1 su bardağı süt Akşam: 1 porsiyon şehriye çorbası 1 köfte kadar haşlanmış et Bir kepçe yoğurt 1 orta dilim ekmek NOT: Sütler şekerli. Ülseratif kolit, diyare, spastik kolon, regional enterit hastalıklarında az posalı diyeti uygulayabiliriz. BOL POSALI DİYET Sabah: 1 su bardağı süt 1 haşlanmış yumurta 1 tatlı kaşığı yağ 1 yemek kaşığı reçel 1 orta dilim ekmek Kuşluk: 2 büyük boy mandalina Öğle: 1 porsiyon etli sebze yemeği 1 porsiyon makarna Salata 2 küçük boy elma 1 orta dilim ekmek İkindi: 2 küçük boy elma Akşam: 1 porsiyon zeytinyağlı sebze yemeği 1 kase sebze çorba 2 ızgara köfte Yarım kepçe yoğurt 1 orta dilim ekmek NOT: Spastik kolonda, kabızlıkta, divertikülozis de bol posalı diyet kullanılıyor. AZ POSALI DİYET Sabah: 1 su bardağı süt 1 haşlanmış yumurta 1 yemek kaşığı tanesiz reçel 1 orta dilim ekmek Kuşluk: 1 küçük boy kabuksuz elma Öğle: 1 porsiyon ızgara balık 1 porsiyon makarna 20 Yarım kepçe yoğurt 1 orta dilim ekmek İkindi: 1 su bardağı salep Akşam: 3 ızgara köfte 1 kase yayla çorba 1 orta dilim ekmek KOLON KANSERİ (CA) Epidomiyolojik araştırmalar diyeti bol posalı olan gruplarda kalın barsak hastalıklarının, düşük posalı diyetle beslenen gruplardan daha az görüldüğünü göstermiştir. Laboratuvar hayvanlarına karsinojen olan dimetil hidrazin verildiğinde DNA ve RNA moleküllerinin metilleşmesi sonucunda kanser oluşmaktadır. Bir çok çalışmada dimetil hidrazin verilen hayvanların diyetine tahıl kepeği eklendiğinde tümör oluşumunda azalma görülmüştür. Bunun sonucunda posanın tümör oluşumunu engellediği sonucuna varılmıştır. Diğer bazı araştırmalarda posayı oluşturan ögelerin tümörle ilişkisi tek tek incelenmiştir. Bazı araştırmalarda karsinojen dimetil hidrazinle birlikte selluloz verildiğinde kanser oluşum sıklığında düşme olurken, pektin verildiğinde bir değişim olmadığı gözlenmiştir. Deniz yosunundan elde edilen sülfürlenmiş polisakkarit yapısında olan ve katkı ögesi olarak kullanılan karragene’nin barsaklarda kanser oluşumunu artırdığı gözlenmiştir. İnsanlar üzerinde yapılan araştırmaların bazılarında diyet posası ile kolon kanserleri arasında pozitif ilişki, bazılarındada negatif ilişki bulunmuştur. Diyet posası ile kolon kanserleri arasındaki ilişki şu hipotezlere dayandırılmaktadır. 1- Posa su çekmesi ve hacim oluşturması nedeniyle karsinojen maddeleri azaltır. 2- Dışkılama hızını artırarak karsinojenin kolonda kalış zamanını azaltır. 3- Zararlı molekülle birleşerek, onun atılmasını sağlar. 4- Posa, bakterilerle kısa zincirli yağ asitleri oluşturarak barsak pH sını düşürür. Böylece kanser oluşumunda etkin olduğu düşünülen serbest amonyağın konsantrasyonunu azaltır. 5- Barsağın mikrobiyal florasını değiştirerek dimetil hidrazin ve aflotoksin B1 gibi karsinojenlerin metabolik aktivasyonunu azaltır. Kolon Kanserinin Diyet Tedavisi Kanser oluşumunu önlemek için bol posalı diyet önerilir. Yetersiz posa alınımı sonucu görülen hastalıklar: 1- Diskoli → Kolelitiasis (safra kesesi hastalığı) 2- Hiperkolesterolomi → Arteriosklerozis 3- Kronik konstipasyon a- Karın içi basıncın artmasına bağlı olarak. Hiatus Hernia. Hemoroid. Varisler b- Karın içi basıncın artması sonucu, barsaklarda dışkı ile temasın artması ve bakterilerin üremesi sonucu görülen hastalıklar.. Divertikülozis. Kolon Ca.Apandisit 21 4- Diyabet 22

Use Quizgecko on...
Browser
Browser