Vitaminler-Yapı (1) PDF

Loading...
Loading...
Loading...
Loading...
Loading...
Loading...
Loading...

Document Details

JovialChalcedony4763

Uploaded by JovialChalcedony4763

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi

Dr. Lülüfer Tamer

Tags

vitaminler vitamin yapıları tıbbi biyokimya tıbbi

Summary

Bu belge, vitaminlerin yapısı ve özelliklerini ele alan bir akademik doküman örneğidir. Tıbbi biyokimya ders notları veya bir araştırma makalesi olabilir.

Full Transcript

Vitaminlerin; Yapı Dr. Lülüfer Tamer MEÜ Tıp Fak Tıbbi Biyokimya AD 1 Amaç: Vitaminlerin yapıları hakkında bilgi sahibi olmak. Öğrenim Hedefleri: • Vitaminlerin genel özelliklerini tanımlayabilecek • Vitaminleri sınıflandırabilecek • Suda ve Yağda eriyen eriyen vitaminleri sayabilecek • Vitaminler...

Vitaminlerin; Yapı Dr. Lülüfer Tamer MEÜ Tıp Fak Tıbbi Biyokimya AD 1 Amaç: Vitaminlerin yapıları hakkında bilgi sahibi olmak. Öğrenim Hedefleri: • Vitaminlerin genel özelliklerini tanımlayabilecek • Vitaminleri sınıflandırabilecek • Suda ve Yağda eriyen eriyen vitaminleri sayabilecek • Vitaminleri yapılarını tanımlayabilecek 2 Vital- Amin ( Vital; Yaşam için gerekli yani hayati-Amin) • Vitamin kelimesi 1911 yılında Funk tarafından B1 vitamin'in (Tiamin) kristalize formunun sentezlenmesi ile sonucu belirlenmiştir. – Tiamin (B1 vitamini) ilk keşfedilen vitamindir. – B1 vitamini, kimyasal formülü C12H17ClN4OS olan renksiz bir bileşiktir. "Thio-vitamine" ("sülfür-içeren vitamin") anlamına gelmektedir. • Bu keşif ile kalori veren besinler, su ve mineraller dışında, insanların besinlerle çok az miktarda olsa da almalarının zorunlu başka maddelerin de varlığı belirlenmiştir. – Yaşam için gerekli olduğu (Vital-amin) 3 • Christiaan Eijkman tarafından yapılan dikkatli gözlemlerle eksikliğine ait tanımlamalar yapılmış (Beriberi) (antineuritic vitamin) ve daha sonra bu gözlemler hekime Nobel Ödülü kazandırmıştır. 4 Vitaminler; Genel Özellikleri • Biyolojik dokularda oldukça çeşitli fonksiyonları olan organik moleküllerdir •Özel hücresel fonksiyonların yerine getirilmesinde vücudun eser miktarda gereksinim duyduğu bileşiklerdir. –Esansiyel besinlerdir—diyetle alınmalıdır. • Kalorisi yoktur. • Direkt olarak hücre bileşeni değildir. 5 • Regülatör olarak işlevleri vardır. – Bir çoğu enzimatik reaksiyonlarda koenzim olarak rol oynarlar ve bu koenzimlerin eksikliğinde birçok enzim inaktif haldedir. • Vitaminler veya inaktif prekürsörleri, diyetle alınabilmekle birlikte bazı durumlarda bazıları intestinal bakterilerce de sentezlenebilmektedir. • Tam sağlık için önemlidirler • Eksiklikleri – Diyette yetersiz alınımları, – Kronik alkol kullanımı – Kronik malabsorbsiyon durumlarında emilim eksikliğine bağlı eksiklikleri görülebildiği gibi, – Gebelik, – Kanser ve 6 – Enfeksiyon gibi durumlarda aşırı kullanımı sonucu da ortaya çıkar. • Fazlalığı (Hipervitaminozis) zararlı (toksik) olabilir. Özellikle yağda çözünen vitaminler • Herhangi birinin eksikliğinde (Hipovitaminozis) spesifik bir bozukluk ve hastalık görülür. Ör Folik asit eksikliğinde Megaloblastik anemi – Eksiklikleri vitaminlerle düzelir. 7 Vitaminlerin sınıflandırılmaları 2. Yağda Çözünen Vitaminler (4 Vit) 1. Suda çözünen vitaminler • Vitamin A a) B Kompleks (8 Vit) • Vitamin D • Tiyamin (B1) • Vitamin E • Riboflavin (B2) • Vitamin K • Niasin (B3) • Pantotenik asit (B5) Vitamin benzeri bileşikler • Pridoksin (B6) • Kolin (B4) • Biyotin (B7-Vit H) • Karnitin • -lipoik asit • Folik asit (B9) • PABA (p-aminobenzoat) (B10veya Bx) • Kobolamin (B12) • İnozitol (B8) a) B kompleks olmayan (1 Vit) •Vitamin B13 (Orotik asit) •B14 vitamini (Xanthopterine) Askorbik asit (Vit C) •B15 (Pangamik asit) • Koenzim Q • Biyoflavonoidler (Vitamin P) •Vit 15,16,17,18 8 Suda Çözünen Vitaminlerin Genel Özellikleri • Polar (Hidrofilik) bileşiklerdir • Aktif formları ara metabolizma enzimlerinin fonksiyonunda rol alan koenzimlerin öncüleridir. Ve Aldehid Keton C vitamininin, Triptofandan Serotonin ve Melatonin Sentezinde Tirozin Hidroksilaz, Kollajen sentezinde Prolin ve Lizin hidroksilaz, Safra asidi sentezinde 7 alfa hidroksilaz, Tirozinden Epinefrin Sentezinde Dopamin Hidroksilaz, , Lizin’den karnitin sentezinde trimetil Lizin Beta oksidaz ve Tirozin yıkımında Tirozin Hidroksilaz enzimlerininin organik kofaktörüdür (Koenzim) • Vücutta Vit B12 hariç depolanmaları sınırlıdır Bu nedenle düzenli alımları gereklidir. – Vit B12 uzun yıllar yetecek kadar karaciğerde depolanabilmektedir. – B6, Beyin, karaciğer ve kas dokusunda sınırlı depo edilir – C vit 3-4 aya yetecek kadar • Bazıları barsak bakterileri tarafından sentezlenebilmektedir – Ör Tiamin, Biyotin (Vit H), Pridoksin, Kobalamin • Sadece Niasin, nikotinik asitten endojen sentezlenebilir • Yeterli değildir • Vücudun gereksinimlerinden fazla alındıklarında suda çözünebildiklerinden kolaylıkla idrarla atılırlar ve nadiren 10 toksisiteye neden olurlar. Yağda Çözünen Vitaminlerin Genel Özellikleri • Apolar (hidrofobik) bileşiklerdir • İzopren türevidirler CH3 ı -CH2 = C - CH = CH – (İsopren birimi) 2-Metil 1,3 bütadien • Aynı isopren biriminden sentezlenmelerine rağmen • D vitamini sterol (steroid) iken, • A,E ve K sterol değil İsoprenoid birimlerden sentezlenen terpenoid’lerdir, Poliprenoid İsopren 11 • Vücutta yeter derecede sentezlenemezler ve diyetle alınmaları zorunludur. – K3 bakteriler tarafından sentezlenebilr • Suda çözünen vitaminlerin aksine koenzim fonksiyonları yoktur – Sadece K vitamininin koenzim formu mevcuttur. • Emilimleri için normal lipid sindirim ve emilimi gereklidir. – Şilomikron kompleksleri içinde emilirler ve emilimleri için yeterli safra tuzu, pankreas sekresyonu ve normal intestinal mukoza gerekmektedir. • Kronik malabsorbsiyon durumları eksikliklerine yol açar. • Emilim sonrası kanda  Diğer apolar lipidler gibi lipoproteinlerle veya  Spesifik bağlayıcı proteinlere bağlanarak taşınırlar. 12 • Fazlalıkları toksik olabilir. • Yağ dokusu ve karaciğerde depolanabilirler. Vücutta depolanabildikleri için eksiklikleri yavaş gelişir. – A vitamini Karaciğer parankim hücrelerinde 1 yıl süreyle yetecek kadar depolanabilir – Vit E yağ dokusunda birkaç ay depolanabilir. – K ve D vitaminleri yağda eriyen vitamin olmalarına rağmen ancak birkaç hafta depolanabilirler. 13 Suda Eriyen Vitaminler; Yapı 14 B1 Vitamini (Tiamin); Yapı • B1 vitamini ilk keşfedilen vitamindir. • Kimyasal formülü C12H17ClN4OS olan renksiz bir bileşiktir. "Thio-vitamine" ("sülfür-içeren vitamin") anlamına gelmektedir • Yapısında metilen köprüsü ile birbirine bağlanmış bir Tiyazol halkası ve bir pirimidin halkası içerir Metilen Köprüsü Doğada Tiyamin hidroklorür olarak bulunur 15 • Aktif şekli Tiyamin pirofasfattır (TPP) Tiyamin pirofosfat Tiyamin Pirimidin halkası Tiyazol halkası •TPP karaciğer, kas ve beyinde Tiyamin difosfotransferaz (Tiamin Pirofosfokinaz) enzimi ile ATP’den fosfat grubunun tiamine aktarılması ile sentezlenir. Tiamin ATP ve Mg TPP+ Tiyamin difosfotransferaz (Tiamin Pirofosfokinaz) AMP 16 Tiyaminin Fonksiyonları • CHO ve aa metabolizmasında önemli rol oynamaktadır. • Dallı zincirli aa’lerin katabolizmasında • Piruvatın Asetil CoA’ya • KG’ın Süksinil CoA’ya dönüşümününde ve • Bu üç enzim; TPP, CoA, Lipoik asit NAD ve FAD kullanır. • Keton grubunun aktarıldığı enzimsel tepkimelerin koenzimidir (Pentoz Fosfat Yolu;Transketolaz) koenzimidir. • CHO ağırlıklı beslenenlerde gereksinim artmaktadır Ayrıca • Asetil kolin sentezi için gerekli olduğu kadar • Sinir hücrelerinin membranlarından sodyum geçişini de sağlamaktadır. 17 TİYAMİN KAYNAKLARI: •Bütün hayvansal ve bitkisel gıdalarda yaygın olarak bulunur. •Krc, et, yumurta, süt, • Fındık, ceviz •Taneli yiyecekler (Buğday, pirinç, arpa, baklagiller, nohut, fasulye gibi hububatlarda) . Özellikle kabuklarında. • Ör; Beri-beri özellikle kabuğu soyulmuş pirince dayalı beslenenlerde görülen ciddi bir tiamin eksikliği sendromudur •Bu nedenle beyaz ekmekten çok kepekli ekmekte tiamin daha fazladır 18 Tiyaminin Efektif Kullanımı •Sebze ve etler bol su ile haşlanıp daha sonra bu su kullanılmazsa B1 vitaminini büyük ölçüde yitirirler. •Alkali ortamda ısıtmaya dayanıksızdır. •Bu açıdan yemeklere kabartma tozu ve karbonat katılırsa pişirirken vitamin harap olur. •Dondurma, kaynatma ve kurutmaya dayanıklıdır. •Isıya dayanıklı olduğundan un, ekmek, makarna gibi yiyecekler içerisine tiamin katılabilir. 19 Tiyaminin Emilim, Taşınım ve Atılımı • Besinler ile alınan tiamin ince barsaklar tarafından taşıyıcı sistem ve sodyum varlığında kolayca absorbe edilir. • Endojen olarak barsak bakterileri tarafından da sentez edilir. •İnsanlarda yeterli değildir •Dolaşımda temel olarak tiamin büyük oranda albumine bağlı olarak taşınır. •TPP, böbreklerde fosfatını kaybederek Tiamin’e dönüşür ve • Serbest olarak veya sülfat esteri olarak vücuttan atılır. 20 B2 Vitamini (Riboflavin) • Riboflavin, 7. ve 8. pozisyonlarda metil grupları içeren ve N- 10 pozisyonda Ribozun indirgenmiş şekli olan bir ribitol yan zincirleri içeren heterosiklik izoalloksazin halkasından oluşur. • Riboflavin, sarı portakal renginde, kristal bir maddedir. Molekül yapısında riboz bulundurduğundan “Ribo” ön ekini • Kristal hali sarı olduğundan “Flavus : sarı” sonekini almıştır. İzoalloksazin halkası • • Suda kolay çözünen, – Isıya dayanıklı ancak – Işığa duyarlı olan renkli floresan bir pigmenttir. Ribitol (Şeker alkolü) Kan örneğinde Riboflavin 21 bakılacaksa ışıktan korunarak Lab ulaştırılmalıdır Biyolojik aktif şekli: • FMN (Flavin Mono Nükleotid veya • FAD (Flavin Adenin Dinükleotid) Riboflavin 5’ fosfat) •FMN, Riboflavine Kinaz enzimi etkisi ile fosfat aktarımı sonucu ( Riboflavin 5’P) •FAD ise, ATP den den FMN ye Pirofosfarilaz enzimi ile bir AMP (Adenozin Mono Fosfat) biriminin transferi ile oluşur. FMN AMP FMN FAD 22 •FMN ve FAD, her ikisi de geriye dönüşümlü olarak iki hidrojen atomu ve 2 elektron alma yeteneğindedir ve böylece •FMNH2 ve •FADH2 oluşur •Elektron transport sisteminde önemli işleve sahiptir. 23 Riboflavin; Fonksiyon • Riboflavinin aktif şekli olan FMN ve FAD genel olarak dehidrojenazların koenzimidir ve oksidasyon-redüksiyon reaksiyonlarında oksidoredüktaz enzimlerinin prostetik grubunu oluşturur. • Bu enzimler flavoproteinler (flavoenzimler) olarak bilinir • Bir çok flavoprotein kofaktör olarak molibden ve demir içerir ve bunlar da metaloflavoproteinler olarak adlandırılır. 24 Riboflavin Kaynakları ve Efektif Kullanımı ve Emilim • Badem, Soya fasülyesi, Mantar, Ispanak, Buğday, Süt, ve süt ürünleri, Yumurta, Böbrek, Karaciğer, Balık, Karaciğer, Yeşil yapraklı sebzeler • Normal pişirmeden etkilenmez. •Işığa maruz kalmakla bozulabilir. •Yiyecekler bol su ile kaynatılıp su atılırsa vitamin suya geçerek kaybolur. •Bağırsağın fırçamsımsı kenarında sodyum varlığı gerektiren aktif yolla taşınır ve bu mekanizma safra asitleri tarafından hızlandırılır. 25 Niasin ( B3 Vitamini)- PP (Pellegra preventive) Faktör • Niyasin, diyetteki vitamin kaynağı olarak rol oynayan nikotinik asit ve nikotinamidin genel adıdır. – – – – – 4. C Niasin B3 Vit Nikotinik asit, Nikotinamid (Niasinamid), PP (Pellegra preventive) faktör adları ile de bilinir • Eksikliğinde Pellegra hastalığı • Piridin türevidir. • Piridin halkasının 4. pozisyonunda yer alan C atomu aracılığıyla elektron çifti aktarımı sağlarlar. 26 Niasin Aktif şekli; NAD+ ve NADP+ Biyolojik olarak aktif olan koenzim şekilleri • Nikotinamid adenin dinükleotid (NAD+; Nikotinamid-Riboz –ADP) ve • Onun fosforile şekli olan nikotinamid adenin dinükleotid fosfattır (NADP+; NikotinamidRiboz –ADP ). İndirgenmiş şekilleri ise • NADH • NADPH 27 Niasin; Fonksiyonları • NAD+ ve NADP+; hem sitozolik hem de mitokondrial oksido-redüksiyon reaksiyonlarında koenzim olarak iş görürler. – NAD bağımlı dehidrogenazlar oksidatif yollardaki (Ör:TKA Döngüsü) oksidasyon-redüksiyon reaksiyonlarında – NADP bağımlı dehidrogenazlar ise sentez ile ilişkili yollarda (ör: Pentoz fosfat, Yağ asidi sentezi) yer alırlar. – Bu nedenle NAD ve NADP karbonhidrat, yağ ve aminoasid metabolizmasını etkileyen bir çok metabolik yolun kilit yapı taşıdır. • Karaciğerde NADP, sitokrom P450 ile beraber bulunur. 28 Niasin Kaynakları •Rafine edilmemiş hububat ve tahıllarda •Süt, maya, •Ceviz, fıstık, yağlı tohumlar, •Et,Sakatat (Öz karaciğer), balık, •Çay, kahve, bira zengin kaynaklardır. •Işığa ve ısıya dayanıklıdır. •Niasin veya Niasin amid barsaktan, Na varlığında aktif transport ile emilir ve Vücutta birçok dokuda plazmada eritrositler içerisinde bulunur. •Deposu kısıtlıdır 29 •Diğer B grubu vitaminlerin aksine sınırlı miktarda niasin, triptofan metabolizmasından sağlanır. Ancak bu yol yeterli değildir. 60 mg triptofandan sadece 1 mg kadar nikotinik asit oluşur. 30 Pantotenik Asit (B5 Vitamini) Adını doğada çok yaygın bulunmasından almıştır. Pantohen: Her yer Pantoik asit ve -alaninin biraraya gelmesinden oluşur 31 Pantotenik Asit; Fonksiyon • • • • Koenzim A (CoA, CoA-SH veya CoA-S olarak kısaltılır) ACP’nin (Açil Taşıyıcı Protein) yapında yer alır Kolin asetilasyonu Steroid hormon sentezinde gereklidir 32 Pantotenik asit; Kaynakları, Emilim ve Efektif Kullanımı • • • • • • • • • Et, balık Yumurta Karaciğer, böbrek Bira mayası Tahıl Baklagiller İnsan ve inek sütünde yeterli miktardadır. İnce barsasktan Na varlığında aktif transport ile emilir. İnsanlarda besinlerde yaygın olarak bulunduğu için pantotenik asit eksikliği pek görülmez. Efektif Kullanımı • Normal pişirmede bozulmazken 100 oC üzerinde harap olur. • Dondurulan yiyeceklerde erime sırasında akan suyla birlikte yitirilmektedir. 33 Pridoksin; ( Vitamin B6) •Vitamin B6 •Pridoksal •Pridoksamin •Pridoksin için kullanılan ortak bir terimdir. •B6 vitamini, piridoksin, piridoksal ve piridoksamin gibi üç piridin türevi ve bunların fosfatlarından oluşur. •Vücutta birbirlerine dönüştürülebilmeleri dolayısıyla üçünün de eşit vitamin etkinliği vardır. 34 Piridoksin; Aktif formu •Diyetteki vitaminin ana temsilcileri Pridoksin Pridoksal fosfat Pridoksamin fosfat •Biyolojik olarak aktif şekli piridoksal fosfattır (PP). 35 • Vitamin B6 nın bütün formları barsaktan emilir ancak sindirim sırasında fosfat esterlerinde bir kısım hidroliz görülür. • Pridoksal fosfat plazmada taşınan ana formudur. • Dokuların bir çoğu vitaminin fosforlanmamış şekillerinin karşılıkları olan fosfat esterlerine ATP ile fosforlanmasını kataliz edebilen pridoksal kinaz içerir. Pridoksal kinaz Pridoksal  Pridoksal fosfat 36 Pridoksal fosfatın yer aldığı reaksiyonlar: Aldehid Grubu Transferi Transaldolaz 37 Piridoksin; Kaynakları • Bitkisel kaynakları; Bira mayası, bezelye, ceviz, yerfıstığı, ay çekirdeği, havuç, buğday ve birçok tahılda (Buğday, mısır) • Hayvansal kaynakları; Tavuk, sığır ve dana etleri, karaciğer, böbrek, balık ve yumurta sarısında – Piridoksin başlıca sebzelerde bulunur – Piridoksal ve piridoksamin ise hayvansal gıdalardan alınır. • Barsak bakterileri sınırlı da olsa sentez yapabilir. • Gebelik ve oral kontraseptif kullananlarda gereksinim artar. 38 Piridoksal Fosfat; Emilimi ve taşınması • Besinlerle alınan serbest şekli ince barsaktan emilir. • Emildikten sonra beyin, karaciğer ve böbreklerde Piridoksal kinaz ve ATP yardımı ile ester şekle dönüşür. • Beyin, karaciğer ve kas dokusunda sınırlı olarak depo edilebilir. • Vücuttaki Piridoksal fosfatın yarısı kas glikojen fosforilazına bağlıdır. • Kolaylıkla metabolize olur. İdrar ile atınan başlıca metaboliti Piridoksik asiddir. 39 Biotin; Vit B7 (Biotin-D, H Vitamini, Koenzim R veya W- Factor ) • “H” harfi, Almanca “Haar” (saç) ve “Haut”tan (cilt) gelmektedir. Bu nedenle “güzellik vitamini” olarak bilinir. • İmidazol türevidir • İmidazol halkasına; – Valerik asit bağlanmışsa Biyotin – Amid bağıyla Lizin bağlanmışsa Biyositin oluşur. 40 Biyotin; Fonksiyon • Biyotin; Karboksilasyon reaksiyonlarında bir koenzimdir. • Aktive edilmiş Karbondioksidin taşıyıcısı olarak görev yapar. • Biyotin, biyotin bağlı enzimlerin lizil birimlerinin -amino gruplarına bağlanır. 41 • Bikarbonattan aldığı karbondioksit grubunu bir substrata aktarır. Ör; Pyruvate Carboxylase PEP Carboxykinase O O C O O C C ATP ADP + Pi C O CH3 C O pyruvate O GTP GDP CH2 HCO3 O O C CO2 O oxaloacetate C OPO32 CH2 PEP 42 Biyotin; Kaynakları • Hemen hemen bütün gıdalarda bulunur • Yumurta sarısı, karaciğer, sütte en fazla • Ayrıca insanlarda biyotin gereksiniminin büyük kısmı barsak bakterileri tarafından sağlanır. Barsak bakterileri biyotin sentezler. • Emilim; İnce barsaktan taşıyıcı protein ve Na varlığında 43 Folik Asit (Piteroilglutamik asid,Vitamin B9) • Yeşil yapraklarda yaygın olarak bulunduğundan latince “Folium = yaprak” kelimesinden türetilmiştir. • FOLASİN, folik asit ve biyokimyasal etkinliğine sahip benzer bileşikler için kullanılan kök isimdir. • Folik asit – Bir piteridin halkasına p-amino benzoik asid (PABA) eklenmesi ( Pteroil/Pteroik asit) ve – Bir veya daha fazla sayıda glutamik asidin konjuge edilmesi ile oluşur (Piteroilglutamik asid) Folik Asit (Piteroilglutamik asid,Vitamin B9) 44 Folat; Emilim • Diyetteki poliglutamil şeklindeki folat türevleri emilim için özgül barsak enzimleri tarafından (Karboksipeptidaz) monoglutamil folata çevrilir. RFC: The Reduced Folate Carrier PCFT: The proton-coupled folate transporter 45 •Özgün taşıyıcı protein ile PCFT (The protoncoupled folate transporter) ince barsak hücresine alınır. RFC: The Reduced Folate Carrier PCFT: The proton-coupled folate transporter NHE; Na/H Exchanger 46 MRP; Multidrug resistance-associated protein • Folat, barsak hücreleri içinde NADPH kullanan Dihidrofolat redüktaz (DHFR) enzimi ile tetrahidrofolata (THF) indirgenir. •THF dokulardaki işlevsel koenzimdir. •THF ayrıca, N-metil-H4 folata dönüşür. •Dolaşımdaki temel form N5metil THF’dır (N5MTHF). 47 •Plazmada proteinlere bağlanır. •Hücrelere ise folat transporter ( PCFT; The proton-coupled folate transporter) ile alınır •Büyük ölçüde KC’de depolanmaktadır. Dolaşımdaki temel form N5metil THF (N5MTHF). 48 Folik asid; Aktif şekli THF Folatın aktif formu THF olup; Fonksiyonları • Tek C’lu birimlerin taşıyıcısıdır. •Tek karbonlu birimler: •Metil (-CH3), •Hidroksimetil (-CH2OH), •Metilen (-CH2-), •Metenil (-CH=), •Formimino (-CH=NH), ve •Formil (-CHO) olup •THF, bu gruplarının transferini gerçekleştiren enzimlerin koenzimidir. 49 Tek karbonlu atomlar tetrahidrofolatın 5.(N5-) veya 10.(N10-) N atomuna ya da her ikisine birden (N5,N10-) bağlanarak taşınır 50 Folik Asit; Kaynakları ve Efektif Kullanımı • Yeşil yapraklı sebzeler, taneli hububat, karaciğer, böbrek Folik Asit: Efektif Kullanımı • 100 oC de 15 dakikada yıkıma uğrar. • Dolayısıyla taze veya taze iken dondurulmuş ve pişirilmemiş meyve/sebzelerin diyette bulunması gereklidir. • Besinlerde yer alan C vitamini folatın tahrip olmasını engelleyici rol oynamaktadır. 51 Folat Eksikliği; Megaloblastik anemi • En ciddi sonucu DNA sentezinin azalmasına bağlı hücre bölünmesinin etkilenmesidir 52 • Özellikle hızlı bölünen hücrelerde değişiklikler olur – Büyümenin gecikmesi – Megaloblastik anemi ile karekterize Makrositer Anemi Genel olarak günde bir öğün taze sebze ve meyve yiyenlerde folat eksikliği görülmemektedir. 53 Kobolamin ( Vitamin B12) Vit B12 • Bir porfirin halkasına benzer korrin halkasına sahiptir ve •Bu halkanın merkezinde kobalt atomu içerir. ( B12 ) 54 R grubuna bağlı grup; -CN = Siyanokobolamin -OH = Hidroksikobolamin -CH3 = Metilkobolamin - Adenozin = Adenozilkobolamin olarak adlandırılır. Ticari preparat SİYANOKOBOLAMİN dir. Aktif B12 koenzimleri • Metilkobalamin • Dezoksiadenozilkobalamin 55 B12 emilimi; Emilim için IF gereklidir IF, mideden salgılanır ve diyetsel B12 ile kompleks oluşturur B12 vitamini, IF-B12 komleksi halinde ince barsak hücresine taşınır IF-B12 komleksi ince barsak hücresinde hidroliz olur ve B12 vitamini Transkobalamin II’ye bağlanarak krc ve kemik iliğine taşınır 56 -I • Kanda taşındıktan sonra serbest kobalamin, hücrelerin sitozolüne hidroksikobalamin olarak salınır veya • Deoksiadenozilkobalamine dönüşmek üzere mitokondrilere57 salınır. B12; Fonksiyonu Vitamin B12 insanlarda temel enzimatik reaksiyonlarda gereklidir. 1. Metiyonin sentezi 2. Valin, İsolosin, Metiyonin (Dallı zincirli aa’ler), Treonin ve Tek sayıda karbon atomu içeren yağ asitlerinin katabolizması sonucu oluşan metilmalonil CoA’nın izomerizasyonu Ör eksikliğinde ; Valin, İsolosin, Metiyonin (Dallı zincirli aa’ler) katabolizması bozulur (Maple syrup Disease; Akçaağaç şurubu hastalığı) 3. N5-metil tetrahidrofolatın diğer THF şekillerine dönüştürülmesi 58 Vitamin B12 Eksikliği ve Emilim Bozukluğu; Megalablastik ve Pernisiyöz anemi • Folik eksikliğine ilave olarak B12 vitamini eksikliği sonucu da Megaloblastik anemi gelişirken •(N5-metil tetrahidrofolatın diğer THF şekillerine dönüştürülmesine görev aldığı için; THF metabolizması bozulur) • Pernisiyöz anemi, İF veya paryetal hücrelere karşı gelişen antikor nedeni ile gelişir • Megaloblastik veya makrositik anemi türü 59 Kobolamin; Kaynakları • Esas kaynaklar hayvansal gıdalar olup, Karaciğer, Tavuk, Balık, Süt, Yumurta – Yalnızca mikroorganizmalar tarafından sentezlenir, MO tarafından kirletilmedikce bitkilerde bulunmaz. Esas kaynaklar hayvansal gıdalar olduğundan vitamin eksikliği yalnızca katı vejeteryanlarda gözlenir. – İnsanlarda barsak bakterilerince kalın barsaklarda sentezlenebilir ancak emilim ileumda olduğundan bu ürünün aktivitesi yoktur. • Pişirme ve kaynatmaya dayanıklıdır. 60 Askorbik Asit ( C vitamini) • Askorbik asit yapısı glukoza benzerlik gösteren, gulonik asidin enediol laktonudur. 61 Askorbik Asit; Emilim •Askorbik Asit emilimi basit difüzyonla gerçekleşir. • Emilimi mide ve ince barsakta olur. •İnce barsak hücre zarını geçmesi, lipidde çözünebilir dehidroaskorbik asit şeklinde olur. •Dehidroaskorbik asit hücre içine girdikten sonra askorbik asit şekline indirgenir. •Askorbik asit oksalata dönüşerek idrar ile atılır. Uzun süre kullanıldığına oksalat atılımı artar ve böbrek taşlarına neden olur. 62 Askorbik Asit; Kaynakları ve Efektif Kullanımı • Domates, patates, meyve, yeşil yapraklı sebzelerde bol bulunur. • Taze meyve ve sebzelerde bulunur. Askorbik Asit; Efektif Kullanım • Besin maddelerindeki askorbik asit hava ile temas halinde olduğunda oksidasyona uğrar ve vitamin etkisini kaybeder. • Isıya dayanıklı değildir ,Fazla pişirme C vitaminini tahrip eder. • Dondurulmuş yiyeceklerde aktif kalabilir. 63 •Vitamin C’nin çatısı gukoza benzemekte olup memelilerin büyük bir kısmında Glukozdan sentezlenen Glukuronik asidden L-glunolakton oksidaz enzimi varlığında askorbik asid sentezi gerçekleşebilir. •Ancak insanlar dahil primatlar ve bir grup diğer hayvanlar ( kuş, balık, yarasa...) L-gulanolakton oksidaz enzimi bulunmadığından Vit C sentezleyemezler. 64 Askorbik Asit; Fonksiyon •Moleküler oksijen, nitrat ve sitokrom a ve c gibi bileşiklerin indirgenmesini sağlayan indirgeyici bir ajandır (Antioksidan). •B grubu vitaminlerin aksine koenzim rolü yoktur. C vitamininin, Triptofandan Serotonin ve Melatonin Sentezinde Tirozin Hidroksilaz, Kollajen sentezinde Prolin ve Lizin hidroksilaz, Safra asidi sentezinde 7 alfa hidroksilaz, Tirozinden Epinefrin Sentezinde Dopamin Hidroksilaz, , Lizin’den karnitin sentezinde trimetil Lizin Beta oksidaz ve Tirozin yıkımında Tirozin Hidroksilaz enzimlerininin organik kofaktörüdür (Koenzim) 65 Askorbik Asit; Eksiklik Nedenleri • Eksikliği ancak yetersiz alınım sonucu olur. • İnsanlarda yaygın olarak 3-4 ay yetecek kadar bütün dokularda depo edilebilir. • Sigara içmek, aspirin, oral kontraseptifler ve steroidler, C vitaminini azaltıcı etki oluştururlar 66 Askorbik Asit Eksikliği; Skorbüt • Skorbüt; Kollajenin hidroksilasyon eksikliği sonucu (C vit, Lizin ve Prolin Hidroksilaz enziminin kofaktörüdür) • Kollajenin hidroksilasyon eksikliği bağ dokuda zayıflıkla sonuçlanır – Yaralar, süngerimsi diş etleri, diş kaybı, kan damarlarının kolay zedelenmesi – Eklemlerde şişme, subperiostal kanamalara bağlı kolay kırılan kemikler, kostakondral eklem şişliği – Derialtı kanamaları ve anemi ile karakterizedir 67 Askorbik Asit; Toksisite • Akut toksisite gözlenmemiştir. • Ancak askorbik asitin okside olmuş şekli dehidroaskorbik asit toksiktir. • Bu nedenle, yüksek dozda C vitamini alınması, özellikle dehidroaskorbatı askorbata tekrar okside eden enzim sisteminde eksiklik olan kişilerde dehidroaskorbik asit birikimine yol açabilir. • Uzun süre kullanıldığına oksalat atılımı artar ve böbrek taşlarına neden olur. • Yüksek dozda yalancı glukozüri görülür. • Demir emilimini artırdığı için hemokromatozisde kullanılmamalıdır. 68 Yağda Eriyen Vitaminler; Yapı 69 Vitamin A (Büyüme Faktörü) • Antik çağlarda gece körlüğünün tedavisi karaciğerin göze uygulanması ve karaciğer diyeti • 1913 yılında 2 grup sıçanın büyümesi için gerekli faktör olduğunu; Büyüme faktörü (A vit) • Mc Collum ve arkadaşları yumurta sarısı ve tereyağından • Osborn ve Mendel karaciğer ve tereyağından bu büyüme faktörünü izole etmişler. • 1930 yılında Vitamin A’nın yapısı belirlenmiş • 1968 yılında rodopsinin (Opsin+ Vit A) görme mekanizması üzerindeki etkisini ortaya çıkarması ile G. 70 Ward Nobel ödülünü kazanmıştır. • Vitamin A biyolojik olarak aktif üç molekülü kapsamaktadır: – Retinol; Primer alkoldür – Retinal veya Retinaldehit; Retinolün oksidasyonu ile oluşan aldehit türevi 3-Dehidroretinol (Vit A2) gibi suda eriyebilen türevleri vardır. Ancak daha az aktiftirler. – Retinoik asit; Retinalin oksidasyonuyla oluşan asit türevidir 71 Vitamin A’nın provitamini -karotendir • A vit. sebzelerde sarı bir pigment olarak -karoten halinde olarak bulunur • -karoten Vitamin A’nın provitamini olarak kabul edilmektedir. • -karoten, aldehit uçlarından bağlı iki retinal molekülü içerir. • Yeşil sebzelerde klorofille birlikte yaygın olarak bulunmaktadır. 72 Metabolizmada önemli terpenler arasında yer alır ve Asetil CoA’dan kolesterol sentezine giden ara ürünlerden (İsoprenoid birimlerden ) sentezlenirler. 73 • -karoten benzeri bileşikler karotenoidler olarak bilinir ve retinolün sadece 1/6 sı kadar etkindir • Karotenoidler tetraterpendir (C40). • Açık sarıdan kırmızı-menekşeye kadar değişen renkte maddelerdir. • Karotinoidlere bu renkleri veren faktör taşıdıkları çift bağlardır. • Domates ve havucun renkleri İsopren birimlerinden (karotenoidler) gelir. • Bu karotenoidler sırasıyla lycopene ve -karotendir. • 600 çeşit karotenoid vardır ve 50’sinin provitamin A etkisi söz konusudur. 74 A vitamin Emilimi • Diyetsel Kaynakları – Retinil ester ( Bazı hayvansal dokularda) – Retinol ( Bazı hayvansal dokularda) – -karoten (-karoten ve diğer karatoneoidler bitkilerde bulunur) şeklindedir 75 Beta-karoten’in Sindirim ve Emilimi • Diyetsel Beta-karoten ince barsak lümeninde -karoten dioksijenaz enzimi ile safra tuzları varlığında yarılmakta ve 2 ratinal oluşmaktadır. -karoten dioksijenaz 76 • Retinal, Retinol dehidrogenaz (RDH) ile retinole çevrilir. • Retinal, NAD ve NADPH gerektiren Retinaldehid dehidrogenazlarla da (RALDH) Retinoik asit’e dönüşür. 7777 • Retinol ve retinal, NAD ve NADPH gerektiren dehidrogenazlarla birbirine dönüşür • Retinal  Retinoik asit • Retinoik asit tekrar retinale dönüşmez. 78 • Retinal Retinole dönüştükten sonra, – Lecithin retinol acyltransferase (LRAT) veya – AcylCoA: Retinol acyltrans ferase (ARAT) ile esterifiye olur (Esterifikasyon) 79 •Retinil Esteri diyetsel yağlarla birlikte şilomikronlara dahil olurlar 80 Diyetsel Retinil Esterlerinin Sindirim ve Emilimi Retinil esterler, esteraz ile Retinol’e, Retinol, Lecithin retinol acyltransferase (LRAT) veya AcylCoA: Retinol acyltransferase (ARAT) ile esterifiye olur (Re-esterifikasyon) ; Retinil Esteri diyetsel yağlarla birlikte şilomikronlara dahil olurlar Pankreatik esteraz 81 Retinil Esterlerinin Karaciğer’e Alınımı ve Depolanması Ekstrahepatik doku Ekstrahepatik doku Şilomikronlar yağ dokuda trigliseridleri bıraktıktan sonra 8282 retinil esterlerini şilomikron kalıntıları olarak KC’e taşır • Karaciğerde lipositlerde Retinol, Retinilesterleri olarak depolanır. – Vit A karaciğer hücrelerinde 1 yıl kadar depolanabilir – Gerek duyulduğunda retinol karaciğerden salınır Çoğunlukla da Retinil palmitat olarak 83 Karaciğerden Dokulara Salınımı • • Retinil esterleri KC’de, retinil ester hidrolaz, lipaz ve diğer esterazlar ile hidrolize edilerek Retinolden yağ asitleri ayrıştırılır. • Retinol, karaciğerden dokulara plazmada Retinol bağlayıcı proteine (RBP) bağlanarak taşınır. • RBP, KC başta olmak üzere bir çok dokuda sentezlenir. • Retinol-RBP ise serumda prealbumine (Transtiretin Transtiretin karaciğer tarafından adıda verilir.) bağlanarak üretilen ve kan dolaşımında bulunan önemli proteinlerdendir. Temel dolaşır. görevi, kan dolaşımında tiroksin ve Retinol-RBP kompleksini taşımaktır. 84 Transtiretin: Trans-ti retin Pazmadan Dokulara Alınımı • Dokuların çoğu, retinolü çekirdek bölgesine taşıyan hücresel retinolbağlayıcı protein (CRBP) içerir • Hücre içinde, Retinol CRBP’den ayrışır ve retinol, retinoik asit’e okside olarak özgül reseptör proteinlere bağlanır ve steroid hormonlar gibi hareket eder (Reseptör hücre içinde) • Bağlanmayı takiben reseptör-vitamin kompleksi büyüme ve farklılaşmada yer alan bir çok spesifik genlerin ekspresyonlarını etkiler. • Retinoik asitin bu etkileri steroid/tiroid hormonlarınınki gibidir. • Vitamin D de benzer özelliğe sahiptir. -CRBP Retinoik Asit Res. 85 Retinol, Retinal, Retinoik asit Vitamin A ‘nın Biyolojik olarak aktif formlarıdır; Retinoidler Retinol Retinal Retinoik asit Üreme Üreme Görme Büyüme Hücresel farklılaşma Gen aktivasyonu Morfogenez Hematopoezis Epitelyal hücre proliferasyonunda rol alan genlerin ekpresyonlarını artırır Retinoik asid büyüme ve gelişmede etkilidir fakat A vitaminin görme ve üreme ile ilgili olan etkilerinde görevli değildir. 8686 Retinoik asit vücutta indirgenemez ve bu yüzden retinal ya da retinole dönüşemez. 87 Retinoik Asit; • Daha polardır • Portal sistemle KC’e ulaşır • Albümine bağlanarak taşınır • Depolanmaz ve • Glukronidlerle konjuge halde safra ile atılır. 88 Vitamin A eksikliği; Gece görme kusuru (Gece Körlüğü), • Aylarca gereksinimi karşılayabilecek bir şekilde KC’de depolanmaktadır – Vitamin eksikliği uzun süreli diyetle alım yetersizliği ile oluşur. • Eksikliğinde; (Serum <0.35 mmol/l (10 mg/dl)) kan retinol düzeyleri ancak depolar tükendikten sonra düşme eğilimi göstermektedir. • Vitamin A eksikliğine yol açabilen durumlar arasında: – – – – Lipid malabsorbsiyonları Alkolizm AIDS Uyuşturucu bağımlıları sayılabilir 89 • Vitamin A eksikliğinin en erken belirtisi gece körlüğüdür. – Ciddi A vit. Eksikliğinde Konjonktiva kurur, parlaklığı azalır (Kseroftalmi), – Konjuktivanın temporal kenarında kurumuş ve dökülmüş epitel birikintilerinden oluşan lekeler (Bitot lekeleri), – Korneanın ilerleyici keratinizasyonu, korneada erezyon ve yumuşamaya (Keratomalazi) ve • buna bağlı körlük gelişebilmektedir. 90 A Vitamin eksikliği ayrıca • Akciğer, sindirim sistemi, genitoüriner sistemde epitel dokularının keratinizasyonu ve mukus salgılanmasında azalmaya neden olur. • Böbrek ve mesanede keratin birikimi sonucu taş oluşumu. • Bazal hücreler prolifere olur ancak yüzeyel hücreler gelişemez. • Deri kepeklenir ve kurur. • Enfeksiyonlara yatkınlık, ishal ve emilim bozuklukları gibi bulgular da gözlenebilir. • Kanser ve anemi görülebilir. 91 ÖZET Transtiretin -CRBP Retinoik Asit Res. 92 Vitamin D (Antiraşitik faktör) • Eksikliğinde çocuklarda raşitzm, erişkinlerde osteomalazi görülür • Raşitizmin balık yağı ile tedavisi 1822’den bu yana bilinmesine rağmen D Vitamini antiraşitik faktör olarak 1925 yılında tanımlanmıştır. 93 Diyetsel D Vitamini Kaynakları •Diyetteki esas kaynağı süttür. • KC, • Somon, sardunya, ton balığı, • Yumurta sarısı ve • Tereyağı diğer kaynaklarıdır. 94 • Kalsiyum ve fosfat metabolizmasını düzenleyen steroid yapıda prohormondur (D3 ve D2). – Hormon; 1,25 - dihidroksi vitamin D2 ve 1,25 - dihidroksi vitamin D3 ; Kalsitriol) • Hayvanlarda, bitkilerde ve mantarlarda steroidler tarafından oluşturulur. • Ergokalsiferol (Vitamin D2),ise ergosterol’den, bitkilerde sentezlenmektedir, Bitkisel Vit D, D2 • Kolekalsiferol (Vitamin D3), 7-dehidrokolesterol’den, deride sentezlenmektedir, hayvansal Vit D, D3 95 • D2 ve D3 biyolojik olarak aktif değillerdir ve iki hidroksilasyon tepkimesiyle aktif şekline dönüştürülebilir • Vitamin D2 ve D3 sırasıyla vücutta aynı enzimatik yolla biyolojik olarak aktif formları (1,25 (OH)2) olan • 1,25 - dihidroksi vitamin D2 ve • 1,25 – dihidroksi vitamin D3’ dönüşür. • Her iki formun aktiviteleri eşit düzeydedir ve kalsitriol olarak ta adlandırılır 96 .Besinsel D2 ve D3’ün VDBP VDBP barsaktan emilimi Vit D bağlayan protein (VDBP) ile gerşekleşir ve emilim sonrası şilomikronlara dahil olur ve şilomikron kalıntısı ile karaciğere gelir. .Deriden sentezlenen proVit D3 (7Dehidrokolesterol) sentez sonrası Vit D bağlayan protein (VDBP) ile karaciğere taşınır. 97 •KC’de ER’da hız kısıtlayıcı basamağı oluşturan 25Hidroksilaz (CYP2R1) enzimi ile 25. pozisyonda hidroksillenir ve 25-OH-D3 oluşur. • 25-OH-D3 dolaşımda yer alan esas D vitamin formudur. 1  Hidroksilaz (CYP2R1) (CYP27B1)  Böbrek tübülleri  Kemik  Yağ doku  Meme  Pankreas  Beyin  Plasenta  Prostat’ta bulunur •Böbreklerde ise Mitokondriyal bir enzim olan 1-Hidroksilaz (CYP27B1) etkisi ile de 1. pozisyondan yeniden hidroksilenerek aktif metaboliti 1-25-dihidroksivitamin D3 (Kalsitriol) sentezlenir. 98 • Ayrıca 1,24- dihidroksivitamin D3 ve 25-hidroksivitamin D3 böbrek tübülleri, kıkırdak, kemik ve plasentada yer alan diğer bir mitokondriyal enzim tarafından (24 Hidroksilaz/CYP24A1) 24. pozisyondan hidroksillenerek 1,24,25 ve 24,25-hidroksivitamin D3 sentezlenebilir. • Ancak bu bileşiklerin biyolojik aktivitesi yoktur. CYP24A1 99 D Vitamini Taşınma • Normal fizyolojik şartlar altında, hemen hemen dolaşımdaki bütün D vitamini bileşikleri proteinlere bağlıdır. • D Vitamini Bağlayıcı Protein (VDBP) • Albümin • D Vitamini Bağlayıcı Protein (VDBP) ‘e : % 82-85 • Dolaşımdaki D vitamini taşınımının sadece % 12-15 albümin ile ilişkilidir. 100 D vitamini - Etkileri Barsak Ca ve P emilimi Böbrek Ca reabsorbsiyonu Paratiroid PTH baskılanması Lenfoid doku İmmun sistem uyarımı, İnfluenza,tbc sıklığı ▼ Kemik Osteoblastların uyarılması (osteoid oluşumu) Düşme ve kırık riskini ▼ Diğer • Hücresel proliferasyon baskılanması • İnsülin üretimi uyarılması • Anjiyogenezis , Kan P ▼ • Renin üretimi baskılanması 101 Emilim Bozuklukları • Şilomikron kompleksleri içinde emilmeleri gerçekleştiğinden emilimleri için; – Yeterli safra tuzu, – Pankreas sekresyonu ve – Normal intestinal mukoza gerekmektedir. • Kronik malabsorbsiyonlar eksikliklerine yol açar. 102 Vitamin D Eksikliği • Vitamin D eksikliğinin başlıca belirtisi – Çocuklarda Rikets (Raşitizm) ve – Yetişkinlerde Osteomalazidir. • Rikets kemik gelişmesi sırasındaki yetersiz mineralizasyonla sonuçlanan yumuşak kemiklerle karakterizedir. • Osteomalazi yumuşaklık artışı ve fraktür eğilimine yol açan daha önce oluşmuş kemiğin demineralizasyonu ile karakterizedir. 103 . D Vit; Özet VDBP Dolaşımda yer alan esas D vitamin formudur .Besinsel 1-25dihidroksivitamin D3 (Kalsitriol); Biyolojik olarak aktif formu VDBP 104 Biyolojik aktiviteleri yok Vitamin E; Tokoferol •Vitamin E, 1923 yılında Evans ve Bishop tarafından tanımlanmıştır. Kroman halka • Tokoferol, Yunanca doğum yaptıran anlamına gelmektedir bu nedenle • Üreme üzerine etkisinden dolayı, Vit E Tokoferol olarak adlandırılmaktadır Yan zincir • Vitamin E,Tokoferol olarak bilinen birçok bileşiğin bir karışımıdır ve tokoferoller •Fenolik aromatik Kroman halka ve •3 izopren biriminden oluşan yan zincir içerirler • Fenolik aramatik Krom halka biyolojik olarak aktif kısmı oluşturur. 105 Kroman halkasının farklı yerlerine farklı sayıda metil grubu eklenmesi ile farklı tokoferoller oluşur Kroman halka • • • • • • • • Alfa -tokoferol Beta -tokoferol Gama -tokoferol Delta -tokoferol Zeta -tokoferol Epsilon -tokoferol Eta -tokoferol -tokotrionel • -tokoferol molekülü tokoferollerin en yaygın ve biyolojik açıdan en aktif formdur. •Bu nedenle Vitamin E: Alfa tokoferol 106 KAYNAKLAR: • Hayvansal ve bitkisel kaynaklardan elde edilir. • Fıstık, yumurta sarısı, patlıcan, soya, badem, pamuk, zeytin ve mısır yağı, yeşil yapraklı sebzeler, margarin başlıca diyetteki kaynaklardır. – En çok çimlenmekte olan tohumlarda bulunur. • Isı, ışık, alkaliler ve +2 değerli katyonlara hassastır. • Kolaylıkla okside olur. 107 EMİLİM –TAŞINMA Vitamin E ince barsaktan şilomikronlarda paketlenerek emilmektedir •Herhangi bir taşıyıcı protein olmadan pasif diffüzyonla emilir ve sindirilen Vit E’nin ancak %40 kadarı emilebilmektedir. •Diyetteki doymamış yağ asitlerinin oranı Vit E emilimini etkiler. •Çoklu doymamış yağ alımı arttıkça Vit E ihtiyacı artar. • Lipid peroksidasyonunda zinzir kırıcı etkilidir 108 • Dolaşımda şilomikron yapısından E vitamininin bir kısmı trigliserid hidroliziyle (LPL) adipoz ve diğer dokulara transfer olur ve depolanır. – Başlıca vitamin E deposu adipoz dokusudur. • Geri kalan kısım, şilomikron kalıntıları ile KC’e taşınır ve KC’den VLDL yapısına katılarak salınır • VLDL-Vit E LDL-Vit E • LDL’den HDL’ye transfer edilir. • En fazla vitamin E 1 partikülde ortalama 6 tane olmak üzere LDL’de bulunmaktadır. Dolayısı ile Lipofilik doğası nedeniyle, vitamin E • Hücre zarlarında, • Yağ depolarında ve • Dolaşımdaki diğer lipoproteinlerde 109 birikmektedir. Vitamin E Eksikliği • İnce barsaktaki malabsorbsiyon benzeri bozukluklarda eksikliği görülebilmektedir • Vitamin E eksikliğinin başlıca belirtisi artmış eritrosit frajilitesidir (Kırılganlık, dirençsizlik) • Nörolojik bozukluklar da görülebilir. 110 Vitamin K; Antihemorajik Faktör • Normal kan pıhtılaşması (Koagülasyon) için gerekli olan bir kofaktör •Poliizopren ( Yan zincirde 4 izopren) yan zincirleri bulunan naftokinonlardır Naftakinon halka Vitamin K •Doğal olarak yeşil sebzelerde K1 (filomenakinon), •İntestinal bakterilerde K2 (multiprenilmenakinon) şeklinde bulunur ve •K3 te sentetik menadion olup tedavi amaçlı kullanılır. 111 111 Vitamin K Fonksiyonu : Pıhtılaşma faktörlerinden II, VII, IX ve X, Protein C ve Protein S sentezi için kofaktör olup bu faktörlerin posttranslasyonel modifikasyonlarında görev alır (Pıhtı) Koagülasyon 112 112 Postransyonel modifikasyon Gla Proteinler (Gama karboksi glutamat içeren proteinler) Faktör II İnaktif Pıh. Faktörü Faktör VII Faktör X Faktör IX Faktör X Protein C Protein S Matriks Gla Protein ( Kemik, kartilaj, Kalp, Böbrek) Osteokalsin ( Kemik Gama karboksi glutamat protein, Kemik minerilizasyonu) Aktif Pıh. Fak Faktörü Faktör Xa antagonistleri Antikoagülan ilaçlar 113 Vitamin K • 1934 yılında Dam tarafından antihemorajik faktör olarak bulunmuştur. – Koagülasyondaki rolünden dolayı vitaminin kısaltması olarak daha sonra Vit K adını almıştır. • Lahana, ıspanak, KC, soya fasulyesi ve bitkisel yağlar diyetteki esas kaynaklardır. 114 • Vit K, Yenidoğanlarda kolonda emilir ve en önemli kaynağı bakterilerdir. • Çocuk ve erişkinlerde bakteriyel sentezinin önemi azalır. – Vit K, ince barsak bakterilerince sentezlendiği ve diyetle yeterli alındığı sürece eksikliği nadirdir. • Şilomikron aracılıklı emilir. • KC’de sınırlı depolanma görülür. 115 Vitamin Benzeri Bileşikler 116 Kolin (B4) • Kolin, doğada serbest halde bulunmaz • Karaciğer, yumurta ve rüşeym (buğday tohumu) , süt • Metiyonin varlığında serin’den sentezlenir • Fosfatidilkolinin ve asetilkolinin yapısında yer alır; – Asetilkolin, beyin-sinir sistemi ve kaslarda oluşur; parasempatik sinir sistemi nörotransmitteri olarak işlev görür – Havıza vitamini 117 Karnitin • Karnitin, Lizin ve metiyonin amino asitlerinden sentez edilebilmektedir • Özellikle kaslarda boldur • Özellikle uzun zincirli yağ asitlerinin -oksidasyonla yıkılmak üzere sitoplazmadan mitokondri içine transportunda görev alır 118 α-Lipoik asit (Tiyoktik asit) • α-Lipoik asit, kükürtlü bir yağ asididir • Besinlerde yer alan alfa lipoik asidin proteine, özellikle lizin'e bağlı olduğunu belirtilmektedir. – Bu bağlı bileşiklere "lipoyllysine" adı verilir. • Kloroplastlar, bitkilerde enerji üretim hücreleridir. Alfa lipoik asit, hücrelerde enerji dönüşümünden sorumludur, bu nedenle yüksek miktarlarda kloroplast içeren gıdalar yüksek miktarda alfa lipoik aside sahiptirler. – Organ etleri (dalak, böbrek, ciğer, kalp, vb.). – Bitkisel besinler ; Brokoli, ıspanak, lahana, pazı, domates, bezelye ve brüksel lahanası, maya 119 2 1 3 4 5 1. 2. 3. 4. 5. TPP CoA NAD FAD ve Lipoik asit DZ aa Dehidrogenaz, Piruvat dehidrojenaz ve α ketoglutarat dehidrojenaz multienzim komplekslerinde 120 yer alan dihidrolipoil transasetilaz enziminin koenzimidir İnozitol (Miyoinozitol, mezoinozitol-B8) • İnozitol, kas şekeri olarak tanınır • Fosfatidilinozitol gibi fosfolipidlerin bileşiminde ve kas, kalp, karaciğer gibi dokularda serbest halde bulunur • İnozitolün bitkilerde bulunan ve fosforik asitle hekzafosfat halinde esterleşmiş şekline fitik asit denir • Fitik asidin en önemli özelliklerinden biri kalsiyum ve magnezyum iyonları ile suda çözünmeyen tuzlar oluşturmasıdır; bundan dolayı kalsiyum ve magnezyumun bağırsaklardan emilmesini azaltır 121 Koenzim Q (ubikinon) • Koenzim Q, mitokondriler içinde – Aerobik koşullarda okside kinon şeklinde ve – Anaerobik koşullarda redükte kinol şeklinde bulunur • Biyolojik oksidasyon zincirinde yer alır; solunum zinciri içinde, solunum zincirine bağlı bulunan başka substratlardan türeyen indirgeyici ekivalanlar için toplayıcı bir noktadır 122 Biyoflavonoidler (vitamin P; Rutin) • Doğada P vitamini etkisini gösteren rutin, kuersetin, hesperidin, eskülin, apijenin gibi birçok madde vardır ki içlerinde en etkili olanı rutindir • Suda çözünür ve C Vitaminine oldukça benzer özellikleri vardır. Genellikle aynı besinlerde bulunurlar. • At kestanesi kabuğu, marul, taze biber, yer fıstığı, başta Mersin portakalı olmak üzere turuçgiller ve bunların kabuklarındaki beyaz etsi dokuda, menekşe yaprağı, yumurta, frenk üzümünde, kivide, soğan, kuşburnu, limon, ıspanak, lahana, yeşil çayda bulunur. 123 P Vitamini Kaynakları • Vitamin C emilimini artırır • C vitaminini okside olmaktan korur • Kollajen stabilizasyonu • Vitamin C ile iyileşmeyen kapiller kanamalarının iyileşmesinde etkilidir • Antioksidan; Süperoksit radikalini temizler 124

Use Quizgecko on...
Browser
Browser