İletişim Kuramları 1 REVİZE.pptx PDF
Document Details
Uploaded by Deleted User
İstanbul Medipol Üniversitesi
Asena Temelli Coşgun
Tags
Summary
This document is a presentation, likely part of a lecture on communication theories at İstanbul Medipol Üniversitesi. It covers topics such as communication, mass communication, and the evolution of communication over time.
Full Transcript
İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ İLETİŞİM KURAMLARI Arş. Gör. Dr. Asena TEMELLİ COŞGUN [email protected] 1 İlgili slayt, dersin öğretim elemanı tarafından ders için önerilen kaynak kitaplardan...
İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ İLETİŞİM KURAMLARI Arş. Gör. Dr. Asena TEMELLİ COŞGUN [email protected] 1 İlgili slayt, dersin öğretim elemanı tarafından ders için önerilen kaynak kitaplardan doğrudan alıntılarla hazırlanmıştır. Ders dışında başka bir amaç için kullanılamaz. Çoğaltılamaz. 2 Toplum ve İletişim İnsanlık tarih boyunca var olma, fiziksel varlığını sürdürme mücadelesi göstermiştir. Bu mücadele farklı bakış açılarıyla değerlendirilir. İdealizm Materyalizm Olay ve olgular insan İnsanın kendini üretiş bilincinden ve ve yeniden üretiş düşüncesinden hareketle sürecinden hareketle açıklanmaktadır. açıklamaktadır. 3 Toplum ve İletişim: Yüz Yüze İletişimden Kitle İletişimine Tarihsel materyalizm insan toplumunun gelişim yasalarını inceler. Her insan belirli bir tarihsel çağda ve belirli bir üretim biçiminin içerisinde dünyaya gelir. İnsanlar her zaman topluluk halinde yaşamışlardır. Hem üretim faaliyetlerinin devamlılığı hem insani ilişkilerin devamlılığı ancak iletişim sayesinde mümkün olabilmektedir. İnsan üretim süreci içerisinde doğada hazır bulduğu ya da kendisinin ürettiği araçları kullanmakta, yüz yüze iletişim biçimi ya da teknolojiyle birlikte gelişme imkanı bulan kitle iletişim araçlarından faydalanmaktadır. 4 Toplum ve İletişim: Yüz Yüze İletişimden Kitle İletişimine İletişim, toplumsal hayatı üretmenin ve birlikte yaşamın temel koşuludur. İletişim bir anlam yaratma faaliyetidir. Bu süreç belirli bir tarihsel ve toplumsal bağlam içerisinde gerçekleşir. Yani iletişim aracılığıyla üretilen her anlam toplumsal olarak üretilir. Dil, iletişimin temel araçlarındandır. İnsan dil aracılığıyla iletişim kurar. Çevresini algılar. Anlam oluşturur. Nesnel gerçeklikler inşa eder. Duygu ve düşüncelerini ifade eder… Dil, toplumsal yaşamın kaçınılmaz bir arada olma ve çalışma zorunluluğu ile gelişmiştir. İnsanlar bir arada bulunabilmek, üretebilmek için iletişim kurmak, dilden, düşünceden faydalanmak zorundadır. 5 Toplum ve İletişim: Yüz Yüze İletişimden Kitle İletişimine Yaşanan teknolojik gelişmelerle iletişimin yeni formları toplumları şekillendirmeye başlamıştır. İletişimin araçları olan söz, anlam, dil ve bu anlamların aktarılmasına imkan tanıyan çeşitli teknolojik araçlar toplum içerisindeki materyalist ilişkileri sürdürmek için kullanılmaktadır. Hiçbir araç kendiliğinden bir varlığa sahip değildir. Dil, söz, anlam, gazete, radyo, sinema, televizyon, internet… her biri kendilerini biçimlendiren yere ve zamana, oradaki egemen üretim ve mülkiyet ilişkilerine bağlıdır. 6 Toplum ve İletişim: Yüz Yüze İletişimden Kitle İletişimine Kitle iletişimi kapitalizmin tekelci sınırlara ulaştığı 19. yüzyıldan itibaren ortaya çıkmış, yaşanan teknolojik gelişmelerin etkisiyle toplumları giderek etkisi altına almıştır. Kitle iletişimi insanın kendisiyle kurduğu iletişimden, kişilerarası gerçekleştirilen iletişimden farklıdır. Kitle iletişim araçlarında hazırlanan içerik büyük sermaye yatırımı ve işbölümüne dayanmaktadır. Bu yapının sonucunda gazete, radyo, televizyon vb. araçlarla belirli iletiler kitleye yani topluma iletilir. 7 Kitle İletişimi İletişim yalnızca mesaj iletiminin gerçekleştiği bir süreç değil, sembolik ürünlerin, anlam dünyalarının inşa edildiği, etkileşimin mümkün kılındığı çok boyutlu bir süreçtir. İnsanların algılarını belirleyen en önemli unsurlardan biridir. İletişimin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Kitle iletişiminin varlığı ise baskı teknolojisinin gelişmesi ile okuryazarlık kabiliyetinin mevcudiyetiyle başlamıştır. 8 İnsanlar uzun yıllar yüz yüze iletişim kanallarını kullanmıştır. Yüz Yüze Teknolojik gelişmelerle birlikte yanı sıra kitle İletişimden Kitle iletişim araçları kullanmaya başlanmıştır. İletişimine Teknoloji toplumdan bağımsız bir değişken olarak değerlendirilemez. Kitle iletişim araçları belirli tarihsel ve toplumsal koşulların ürünleridir. Kitle iletişim araçları mülkiyet ilişkilerinin önemli bir parçasıdır. Kitle iletişim araçları devamlılık arz eder. Gelişim süreci düz ve çizgisel değildir. İngiltere’de bir endüstri olarak 1890’lardan itibaren ticari basın ortaya çıkmıştır. 9 1910 ve 20’li yıllarda sinema, 1920’lerin ikinci yarısında radyo, 1940’larda televizyon yaşamın Yüz Yüze ayrılmaz parçası haline gelmiştir. İletişimden Kitle İletişim faaliyetlerinde kullanılan araçlar kendiliğinden bir anlam ifade etmezler. Her biri İletişimine kapitalist toplumun birer çıktısı olarak işlev görürler. Kapitalizmin geliştiği 19. yüzyılla birlikte kitle denen kalabalıklar ortaya çıktı. Ekonomik ve siyasi amaçlarla kitlelerin kontrol edilmesi gerekliydi. (İş gücü- oy) İletişim özellikle kapitalist toplumda işbölümünde ve üretimin örgütlenmesinde işlevseldir. Organizmacı yaklaşım: vücudu oluşturan organlar arasında damarlar, toplumu oluşturan kurumlar arasında iletişim. 10 Kitle, kitle toplumu, kitle kültürü, kitle kültürü kuramları, kitle iletişimi, kitle iletişim kuramları gibi kavramlar 19. yüzyılda ilgi çekmeye başlamıştır. 11 Kitle Toplumu ve Kitle Kültürü Batı’da 16. yüzyılda feodal yapıda çözülme süreci başlar. 19. yüzyılda köklü değişim ve dönüşüm süreci başlar. Sanayi Devrimi’nin yol açtığı toplumsal dönüşümler, Kapitalist iş bölümünün gelişmesi, Meta üretimi, Modern şehirlerin ortaya çıkışı ve nüfusun burada yoğunlaşması, Köyden kente göç olgusu, Kitlesel siyasal hareketlerin büyümesi, Basında yaşanan gelişmeler, 12 Kitle Toplumu ve Kitle Kültürü Özellikle 19. yüzyılda kapitalizmin gelişmesiyle birlikte kentlerde kitle denilen kalabalıklar ortaya çıkmıştır. Kitleler aynı yıllarda bir bilim haline gelmeye başlayan sosyolojinin öncüleri tarafından yıkıcı bir güç olarak değerlendirilmiştir. (Kitle Toplumu Kuramı) Kültürel Çözülme- Siyasi Yönelimsizlik Geleneksel toplumlar homojen, basit, farklılaşmamış yapıda Modern toplumlar işte uzmanlaşma ile heterojen, karmaşık. Merkezileşen devlet ile aradaki bağ yok olmuş durumda. 13 Kitle Toplumu ve Kitle Kültürü Modern öncesi- Endüstrileşme öncesi toplumlarda toprak sahipliği yüksek sınıfı (aristokrasi) oluştururken modern toplumda sermaye sahipliği (burjuvazi) Bu dönemde toplumsal yapı 2’ye ayrılmaktadır: Elitler Kitle Vasıflı Vasıfsız Yaratıcı Kaba Seçkin Entelektüel Olmayan Yüksek kültürün yerine yüksek kültürü ve geleneksel toplumların halk(folk) kültürünü yıkan kitle kültürü gelmiştir. 14 Kitle Kültürü Her toplumsal ortamın kendine özgü bir kültürü vardır. 19. yüzyılın ortalarından itibaren beliren kitle toplumunun kültürü ise kitle kültürüdür. Düşük beğeni düzeyine sahip bu kitle kültürü, sıradanlığın, konformizmin, pasifliğin ve kaçışın kültürüdür. Kitle kültürü standartlaşmış kitle üretim biçiminin ve tekniklerinin sonuçlarındandır. Kitle kültürü kitle toplumundan önce var olmamıştır. Kitle toplumunun ticarileşmiş kendisidir. Kitle kültürü kitle iletişim araçları ve bu araçların desteklediği küresel pazarın mal, hizmet ve ideolojisiyle birlikte düşünülür. Kitle kültürüyle biçimlendirilen dünya kapitalist üretim tarzının egemenliğinde bir uygarlığı temsil eder. 15 Kitle Toplumu Kitle iletişim araçları kitle toplumu ve kitle kültürü eleştirmenlerinin ilk hedeflerindendir. Onlara göre medya dış dünyanın algılanış biçimini sistem lehine manipüle etmektedir. Bu sebeple kontrol altına alınmalıdır. 16 17 «Medya size göstermek istediğini gösterir.» 18 Kitle Toplumu Kitle toplumu kuramcılarına göre medya toplumdaki tüm kötülüklerin, olumsuzlukların sembolik ifadesidir. Baran ve Davis kitle toplumu kuramının temel varsayımlarını şu şekilde özetler: 1. Kitle iletişim araçları toplumdaki temel değerleri bozabilecek güçtedir. Medyanın kontrol edilebilmesi ancak seçkinlerin tekelinde olmasıyla mümkün olabilir. 2. Medya ortalama insan zihnini doğrudan manipüle edebilir. 3. İnsanların fikirleri değiştikten sonra bireysel yaşamdan bir adım daha ötede toplumsal sorunlar ortaya çıkacaktır. 4. Ortalama insan medyaya karşı savunmasızıdır. Çünkü medya baş etmeye müsaade edecek geleneksel bağlılıkları hali hazırda yok etmiştir. 19 Kitle Toplumu 5. Medyanın yol açtığı olumsuzluklar totaliter bir rejimle sonuçlanacaktır. 6. Kitle iletişim araçları yüksek kültürel formları bozar, uygarlıkta bir gerilemeye yol açar. 20 Kitle Toplumu Eleştirileri Tocqueville, Nietzsche, Tönnies, Le Bon, Eliot, Gasset… Modernite, kitle, kitle kültüründen duyulan rahatsızlığı kuramsallaştırmaktadır: Nietzsche, modern kültürü bir dekadans olarak değerlendirir. Tönnies, modern sanayi toplumunda insanların birbirlerine gelenek dolayısıyla değil ihtiyaçlarla bağlı olduğunu ifade eder. Gesellschaft- Gemeinschaft ayrımı. Gustave Le Bon, kitleyi yan yana gelmiş insanlardan öte bir kavram olarak tanımlar. Kitle bireylerin toplamından daha fazla anlam ifade etmektedir. Le Bon’un alameti farikası bu farklılığa dair sunduğu nedenlerdir: 21 Kitle Toplumu Eleştirileri Le Bon’un alameti farikası bu farklılığa dair sunduğu nedenlerdir: 1. Bireyler kendilerini kalabalıkların içerisinde sayıca üstünlüğün verdiği cesaretle güçlü hissederler. Birey kalabalığa karışır ve sorumsuzca davranır. 2. Kalabalık içerisindeki tüm duygu ve eylemler bulaşıcıdır. 3. Kalabalık içerisindeki birey yalnızken olduğundan daha farklı bir karaktere bürünmektedir. 22 Kitle Toplumu Eleştirileri Le Bon buradan hareketle kitle psikolojisini şöyle açıklar: - Fevri, hareketli ve asabidirler. Bilinçdışı güdüleriyle hareket ederler. - Düşünceleri kolaylıkla manipüle edilebilir. - Basit ve abartılı duygulara sahiptirler. - Basit ve aşırı duyguları anlayabilirler. Onlar için siyah ve beyazlar vardır. - Farklı bir ahlak anlayışları vardır. Kahramanlık, onur, vatanseverlik gibi duygulara kendilerini kolaylıkla kaptırırlar. 23 Kitle Toplumu Eleştirileri Ortega Gasset, yeni dünyayı tıklım tıklım «doluluk» olarak tanımlamaktadır. Kentler, caddeler, kafeler, plajlar, gösteriler, hastaneler, her yer insanlarla doludur… Ona göre toplum azınlıklar ve kitleler olmak üzere iki dinamik kısımdan oluşur. 1) Azınlıklar: Özelliklerle nitelenmiş gruplar. 2) Kitleler: Özel niteliklerle donanmamış kişiler. «Kitle vasat adamdır.» 24 İletişim Çalışmalarının Tarihsel Gelişimi Bu alanda yapılan çalışmalar eklektik bir yapıdadır. Kuramsal, metodolojik, epistemolojik olarak ortak bir zemin bulunmaz. İletişim çalışmalarında daha çok diğer disiplinlerin terminolojisi ve metodolojisi kullanılır. İletişim alanındaki çalışmalar 1920-1930 yıllarında ABD’de başlamıştır. Bu çalışmalar doğrudan iletişim alanında değil iletişim konusunda gerçekleştirilmiştir. 25 İletişim Çalışmalarının Tarihsel Gelişimi İlk dönem çalışmaları daha çok siyasi ağırlıktadır: Radyo-basın izleyici üzerindeki etkiler, propaganda. Temel soru: Kitle iletişim araçları insanları nasıl etkiler? (Psikoloji-Sosyal Psikoloji) Aynı yıllarda Chicago Okulu modernleşme ve kentleşme. İletişim çalışmalarına yıllarca Laswell’in modeliyle yaklaşılmıştır. Sınıflı toplumlarda üretim araçlarına sahip olanlar düşünce üretim araçlarını da kontrol ederler. Burjuva sınıfı işçi hakimiyeti için, iletişim bilimlerindeki araştırma çabaları kitleleri yönlendirmek, etkilemek ihtiyacından kaynaklanır. 26 İletişim Çalışmalarının Tarihsel Gelişimi İletişim bilimlerindeki araştırma çabaları kitleleri yönlendirmek, etkilemek ihtiyacından kaynaklanır. Bu nedenle ortak bir çıkar dolayısıyla ortak bir kuramdan bahsedilemez. İletişim alanında birçok çalışma yapılmasına rağmen temelde 2 paradigma hakimdir: Ana Akım (Eleştirel Olmayan) ve Eleştirel Yaklaşımlar. 27 Ana Akım (Eleştirel Eleştirel Yaklaşımlar Olmayan İnceledikleri konuyu evrimci bir İnceledikleri konuyu toplumu yaklaşımla ele alır. Konunun ve dönüştürebilecekleri hatta dönüştürmeleri toplumun kendine özgü değişme gerektiği düşüncesinden hareketle ele alır. dinamikleri vardır. Mevcut sistemi ve iletişimi eleştirel bir Var olan toplumsal düzeni korumak. tarzda inceler. Yönetim Araştırması: Dayanak noktası siyasi ve ekonomik Ekonomik ve siyasi kurumların ilişkilerin asimetrik yapısı. Toplumsal yapısını, iktidarın merkezileşmesini, çatışma, eşitsizlik, iktidar gibi kategorileri egemen bağımlı ilişkilerini ve sınıf dikkate alır. çıkarlarını analiz dışı tutar. 28 Ana Akım (Eleştirel Eleştirel Yaklaşımlar Olmayan Bütün bilgilerin kaynağını duyumsal İnsanı anlamak için deneyden fazlası tecrübeye dayandırır. Akıl ve gerekir. İnsanın etkinliği statik, değişmez bilimden bağımsız olan bilgiye karşı kanunlara ve doğrudan nedensel analizlere çıkar. indirgenemez. Araştırmacının değer yargılarını Araştırmacının kendisi de toplumsal araştırmaya katması istenmez. süreçlere müdahil olduğundan araştırmadan bağımsız olması mümkün değildir. Pozitif bilgi ve bilimin nihai Objektifliğin ideolojilerin üstünü örten bir amacının nesnellik olduğuna inanan pozitivist metot (nicel araştırmalar) maske olduğunu düşünürler. Amprik araştırmacıları sayılara gömülmüş olmakla eleştirirler. 29 Ana Akım (Eleştirel Eleştirel Yaklaşımlar Olmayan Eleştirel yaklaşımları öznel ve Objektifliğin mümkün olmadığını spekülatif bulurlar. belirtirler. Sınıflı toplumlarda nesnellik mümkün değildir. Kuramsal sorunlardan ziyade pratik Mevcut toplumsal sorunlara sorunlara çözüm üretmeyi odaklanırlar. amaçlarlar. Statükocudur. Toplumsal yapıda siyasi, ekonomik ve kurumsal yapılarda değişimi savunurlar. Statükoyu desteklediği için Köklü değişiklikleri savunduğu için ideolojiktir. ideolojiktir. 30 Ana Akım (Eleştirel Eleştirel Yaklaşımlar Olmayan Nicel Araştırmalar Nitel Araştırmalar Amacı finansör olan şirketler belirler. Bu tip araştırmalar Laswell’in İletişim sürecinin anlaşılması pozitivist araştırma modeli olan toplumsal yapının anlaşılmasıyla çizgisel formülasyona dayanır. mümkündür. Bu karmaşık bir süreçtir. Düz çizgisel modeller yetersizdir. Tek bir ekol değildir: Frankfurt Okulu-İngiliz Kültürel Çalışmalar … Kitle iletişim sürecini toplumdan soyutlamadan ele alırlar. Toplumsal eşitsizlik ve ideolojilerle ilgilenirler. 31 Erken Dönem Amerikan İletişim Araştırmaları: Chicago Okulu 19. Yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarından itibaren Amerika’da sosyoloji disiplini içerisinde kurulmuş temel amacı kentleşme ve modernleşme süreçlerini incelemek olan bir ekoldür. Toplum nedir? İnsanları birbirlerine bağlayan bağlar nelerdir? Bireylerin davranışlarına yön veren şeyler nelerdir? İnsanlar nasıl bir arada yaşarlar? Kişiler nasıl iletişim kurar? 32 Chicago Kenti 19. yüzyılın sonlarına doğru inanılmaz hızla büyürken nüfus binli rakamlardan 4.000.000’a yaklaşmıştır: Kente yönelik artan göç, Hızla gelişen sanayi, Farklı toplumsal kesimlerin varlığı, kenti araştırmalar için bir laboratuvar konumuna getirmiştir. 33 Chicago Okulu’nun temel felsefesi pragmatizmdir: Pragmatizm, «bir ideoloji ya da önerme ancak tatmin edici bir şekilde işliyorsa doğrudur; bir önerme ancak doğuracağı pratik sonuçlara göre kabul edilebilir ya da reddedilebilir. Başka bir ifadeyle herhangi bir konu ile ile ilgili olarak ortaya konan kuram ya da modeller pratik olarak sağlayacakları faydaya, çözebilecekleri sorunlara paralel olarak olumlu biçimde değerlendirilmektedir. Pragmatizm eşittir fiziki, maddi faydadır. 34 Chicago Okulu 1899 yılında Albion Small tarafından Chicago Üniversitesi Sosyoloji Bölümü kurulmuştur. Bu okulun en önemli temsilcilerinin başında William Thomas, Edward Ross, Robert E. Park, C. Cooley, John Dewey gelmektedir. 35 Chicago Okulu ana akım kuramların başvurduğu pozitivist/ampirik gelenekten farklılaşmaktadır. Chicago Okulu aynı yıllarda Lazarsfeld öncülüğünde Colombia Üniversitesi bünyesinde gerçekleştirilen araştırmalarla İLETİŞİMİN MERKEZİLİĞİ noktasında benzeşse de metodolojik olarak farklılaşmaktadır. Chicago Okulu büyük çaplı istatistiksel ve sayısal analizlerin yanı sıra yereldeki insanların ve küçük grupların yaşamlarına, iletişim kurma biçimlerine ve topluluk oluşturma şekillerine odaklanmaktaydı. (Etnografik Araştırmalar) Okul için iletişim sosyal teorinin pratik halidir. İletişim insan bağlarının oluştuğu birincil değerdir. Bu haliyle toplumsal yaşamın birincil elementidir. (Katz’ın değerlendirmesi) 36 Chicago Okulu’nun Metodolojisi W. Thomas Polonyalı Göçmenler Üzerine gerçekleştirdiği araştırmada nitel veriler üzerinden ilerlemiştir. Etnografik Araştırmalar kapsamında derinlemesine görüşmeler, yaşam öyküleri, gözlemler, soru formları üzerinden kuram temelli araştırmalar gerçekleştirilmiştir. Etnografide emik ve etik yaklaşım. Tümevarımsal yaklaşımlar. Chicago Ekolü’nü ayıran iki yön vardır: 1) Nitel Çözümlemeler 2) Farklı Disiplinlerden faydalanmaları: Felsefe, Antropoloji, Sosyoloji … 37 Chicago Okulu Sosyologları Antropolojik ve etnografik ruhla şehir hayatını incelerler: Suç, suçlular, evsizler, siyahiler, göçmenler, gecekondular, kafeler, gece kulüpleri, oteller… Hangi konu çalışılırsa çalışılsın iletişim merkezi bir roldedir. İletişim süreçleri, teknolojileri, kurumlar modern toplumun inşasında yapı taşıdır. Kültür ve iletişim kesişen iki olgu olarak ele alınmaktadır. 38 İletişimin Merkeziliği R. Park öncülüğünde şehir yaşamındaki insan üzerine araştırmalar gerçekleştirilmiş. Şehirler fiziksel değişikliklerinin yanı sıra yeni bir geleneğe, eğilimlere, adetlere, davranış kalıplarına, esasen yeni bir ruha sahip olmalarıyla incelenmişlerdir. Şehir modern insanın evi, habitatıdır. Park yeni dünyanın iki sınıftan oluştuğunu iddia eder: 1) şehre ulaşanlar, 2) şehre henüz ulaşamayanlar. Bir antropoloğun ilkel insanı incelemesi gibi modern insanın incelenmesi gerektiğinin altını çizerler. 39 İletişimin Merkeziliği Chicago Okulu iletişime psikolojik ve sosyolojik perspektiften yaklaşmış, «insanlar nasıl iletişime geçer?» sorusuna cevap aramıştır. Park’a göre şehir yaşamında ortak eylemlerin başlamasında iletişim merkezi bir rol üstlenmektedir. Modern şehirlerde kitle iletişim araçları ve özellikle reklam faaliyetleri toplumsal kontrolün meşru bir yoludur. Basın kamuoyunu kontrol etmenin en önemli aracıdır. 40 İletişimin Merkeziliği Okul için iletişim, bir noktadan bir noktaya, kaynaktan alıcıya basitçe mesaj iletimi meselesi değil tüm toplumsal ilişkilerin inşasında ve devamında önemli unsurlardan biri olarak ele alınmaktadır. Başka bir ifadeyle iletişim aktif bir topluluğu oluşturma ve devam ettirmenin anahtarı olarak görülmektedir. Amerika’da iletişim geleneğini almıştır. Miras alınmış bir kültür ve gelenekler olmadığı için toplumsal bütünlük iletişim aracılığıyla sağlanmaktadır. John Dewey’e göre iletişim toplumsal özgürlüğün, demokrasinin sağlanmasında önemli bir araçtır. 41 Sembolik Etkileşimcilik- Herbert Blumer İnsanlar arasındaki etkileşim semboller aracılığıyla gerçekleştirilen bir iletişim sürecidir. Sembolik etkileşimcilik G. Herbert Mead’in sosyal psikolojisini referans almaktadır: İnsan zihni, benlik ve toplumsallık arasındaki ilişki, iletişimin bu üçgen içerisindeki misyonunu analiz etmek Mead’in temel amacıdır. Mead, dil ve iletişim öğelerinin insani süreçler için önemli roller barındırdığını ifade eder. İnsan kendisiyle doğrudan ilgili olmayan durumlara tepki göstermekten çok daha öte bunu aşabilecek kabiliyettedir. İletişim süreçleri ve toplumsal eylemin doğasına odaklanır: Toplumsal ilişkiler kesinlik kazanmış tepkiler değil, tarihsel olarak süregelen ve karşılıklı kabullere dayanan eylemlerdir. Kendilik toplumsallığın bir ürünüdür. 42 Blumer’in sembolik etkileşimcilik kuramı buradan hareketle 3 önermeye dayanmaktadır: 1) İnsan şeylere kendisi için ifade ettiği anlamla doğru orantılı olarak yaklaşmaktadır: Psikolojik ve sosyolojik faktörlere odaklanılırken, eyleyici için var olan önem göz ardı edilir. 2) Bu şeylere verilen önem diğer insanlarla girilen toplumsal etkileşimden kaynaklanmaktadır: Nesneye verilen önem nesnenin yapısından değil, etkileşimden. Mahkum- Cezaevi Örneği 3) Bu anlamlar kişinin karşı karşıya kaldığı şeylerle başa çıkarken başvurduğu yorumlama süreci içerisinde inşa edilmekte ve revize edilmektedir. Başka bir ifadeyle aktör kendini içerisinde bulduğu herhangi bir durumda, durumun ve eylemin yönelimini göz önünde tutarak anlamları seçer, kontrol eder, askıya alır, yeniden tasnif eder, dönüştürür… 43 Ampirik yönü kuvvetli, teorik yönden Chicago zayıf eserler ortaya koyulduğu iddia edilmiştir., Okuluna Okulun çalışmaları betimleyici Yöneltilen düzeyde kalmakla, derin analizlerden Eleştiriler uzak olmakla eleştirilmektedir. Sembolik etkileşimcilik teorisi, bilinçaltı boyutunu göz ardı etmekle suçlanmaktadır. Sembolik etkileşimcilik kişilerarası süreçlere odaklanırken güç ve egemenlikle ilgili süreçlerin olası etkilerini ihmal etmekle eleştirilmektedir. 44 Ana Akım (Egemen) İletişim Çalışmalarının Gelişimi Medya çalışmalarından Amerikan tarzı egemen araştırma geleneği, işlevselci yaklaşıma dayanır. 1930 ve 1940’lı yıllarda ticari amaçlı olarak kitle iletişim araştırmalarına uygulanmıştır. Ana akım, hakim, başat, egemen, baskın iletişim çalışmaları medyanın amacını, mesajları, etkileri kültürel, toplumsal, ekonomik, siyasi süreçlerden soyutlayarak inceler. Bu araştırmaların temel amacı toplumsal kontrol, ikna ve davranış değişikliğine ilişkin veriler toplamaktır. 45 Ana Akım (Egemen) İletişim Çalışmalarının Gelişimi Bu araştırmaların eğilimi niceliksel, amprik, davranış bilimlerinin yöntemlerini kullanmaktır. Siyasi ve satın alma yönündeki eğilimleri belirlemek için finanse edilmektedir. Davranışçı gelenek iletişim araştırmaları içerisindeki en eski gelenektir. (Uyarıcı-Tepki): İnsan davranışı dış uyaranlara verdiği tepkiler gözlemlenerek anlaşılabilir. 20. Yüzyılın başlarında sosyal psikoloji insan davranışının nedenlerini tespit etmek amacıyla doğmuştur. 1920’lerde geniş tüketim endüstrilerinin ortaya çıkmasıyla modern reklam ve pazarlama sistemleri ile iletişim araştırmaları gelişmiştir. Kitleleri harekete geçiren güçleri tespit etmek amaçlanmaktadır. 46 Ana Akım (Egemen) İletişim Çalışmalarının Gelişimi Kitle iletişim kuramlarının temelinde 1910 ve 1920’li yıllarda savaş ve kriz yılları boyunca kitleleri yönlendirme ve denetleme ihtiyacından kaynaklanan propaganda ve kamuoyu oluşturma çalışmaları yer almaktadır. 1930 ve 1940’larda iletişim çalışmalarının amacı siyasiydi. Kitle hareketlerinin yükselmesiyle ortaya çıkan propaganda hareketleri iletişim çalışmalarına hız kazandırmıştır. Bu dönemde egemen kia basın ve radyodur. Ana akım iletişim araştırmaları muhafazakar yaklaşımlardan liberal çoğulcu yaklaşıma kadar bir dizi kuram ve model geliştirilmiştir. 47 Ana Akım (Egemen) İletişim Çalışmalarının Gelişimi Ana akım iletişim çalışmalarının temelinde sanayi kapitalizminin gelişmesiyle ortaya çıkan işçi sınıfı ve bu sınıfın ortaya koyduğu ekonomik ve siyasi temelli kitlesel hareketler yer almaktadır. Kitleleri denetlemek ve kontrol altında tutmak temel amaçtır. 19. Yüzyılda Chicago Okulu, Walter Lipman ve Gustave Le Bon gibi bilim insanlarının çalışmaları bu çabaların örneklerindendir. İletişim sürecinde yer alan çeşitli unsurlar incelenmektedir. (İleti, etki) İletişim alanında 1930’lardan itibaren Lazarsfeld, Lasswell, Lewin, Hovland’ın araştırmaları ana akım yaklaşımların temeli sayılır. 48 Ana Akım (Egemen) İletişim Çalışmalarının Gelişimi II. Dünya Savaşı sonrasında kitle iletişim araştırmaları Avrupa ve Amerika’da kamuoyu oluşturulmasında iletişim araçlarının etkisi üzerine odaklanıyordu. İletişim bilimleri disiplinler arası bir çalışma alanı olarak sosyoloji, siyaset bilimi, psikoloji, ekonomi ve dilbilimi gibi alanları kapsamaktadır. İletişim sürecinin çeşitli parçalarına yönelik araştırmalar yapılsa da bütüncül bir iletişim kuramı üretilememiştir. Ana akım yaklaşımların geliştirdiği kuramlar çizgisel bir nedensellik ilkesine dayanmakta, tarihsel ve toplumsal gerçekliklere gereken özeni ve önemi göstermemektedir. 49 Ana akım yaklaşımlarda iletişim sadece bir enformasyon alışverişi olarak görülmektedir. Ana akım iletişim araştırmacıları toplumsal değişme, iş, endüstriyel ilişkiler, pazarlama ve ikna, siyasal iktidar, uluslararası ilişkiler gibi pek Ana Akım çok konu üzerinden araştırma yapmışlardır. Yaklaşımla Ana akım iletişim çalışmalarının kökeninde liberal burjuva ve çoğulcu ideolojisi ve onun bireyci rın Temeli yaklaşımı yer alır. Buna göre toplum bireylerden oluşmaktadır. İletişim bireyler arasındaki sembolik değişim sürecidir. Birey karmaşık ve tektir. Mesajların birey üzerindeki olası etkileri araştırılmaktadır. 50 Ana akım yaklaşımlar iletişim ve kitle iletişim sürecinin analizi, gönderici, mesaj ve alıcıdan oluşan çizgisel bir süreç anlayışına dayanmaktadır. Özellikle Ana Akım ilk dönem çalışmaları en önemli gücün gönderici olduğunu savunmaktadır. Çünkü gönderici kodladığı Yaklaşımla mesajla alıcının etki düzeyini belirlemektedir. Ancak rın Temeli daha sonraki çalışmalar alıcının alımlama ve yorumlama farklılıklarına dikkat çekerek bireyi medya karşısında pasif konumdan aktif konuma çekmektedir. 51 Ana Akım İletişim Çalışmalarında Üç Dönem McQuail’e göre ana akım iletişim çalışmaları üç dönem altında tasnif edilmektedir: 1) Güçlü Etkiler Dönemi: 1920-1940’lı yıllar 2) Sınırlı Etkiler Dönemi: 1940-1960’lı yıllar 3) Yeniden Güçlü Etkiler Dönemi: 1960’dan sonrası 52 Güçlü Etkiler Dönemi: Walter Lipmann ve Kamuoyu (1922) Modern iletişim çalışmaları Lipmann’ın Public Opinion (Kamuoyu) adlı kitabıyla başlamaktadır. Kitabın temel konusu kitle iletişim araçlarıdır. Lipmann insanların kendi kavrayışları ve fikirleri ile medyanın sunduğu düşünce ve kavrayışlar arasındaki ilişkiyi tartışmaktadır. İnsanların gerçek olarak algıladıkları şeyler esasen medyanın sunduğu imgelerin, medya tarafından sunulan içeriklerin meydana getirdiği örüntülerdir. 53 Walter Lipmann ve Kamuoyu (1922) Ona göre insan ve çevresi arasında bir sahte/sözde çevre bulunmaktadır. İnsanlar çevrelerinde olup bitenleri tüm karmaşıklığıyla, ayrıntılarıyla çözümleyemezler. Dolayısıyla bu sahte çevreye ihtiyaç duyarlar. Lipmann’ın değerlendirmesinde 2 ayrıntı dikkat çekmektedir: 1) Gerçek çevre kavranamayacak derecede karmaşıktır. 2) Gerçek çevrenin karmaşıklığı karşısında bireyler, analiz edebilecek, sınıflandırabilecek, anlamlandırabilecek niteliklerden yoksundur. Peki bu durumda kanaatler neye göre belirlenir? Lipmann’a göre bu sorunun cevabı streotiplerdir… 54 Walter Lipmann ve Kamuoyu (1922) Streotipler insanlar için güvenli sığınaklardır. Genellemelerle karmaşıklıktan kurtulur, normal ve «güvenilir» değerlendirmeler yaparız. Lipmann’a göre zihnimizdeki imge ve sahte çevrenin inşasında basının önemli bir rolü vardır: Hangi haberler basılacak? Hangi haberler basılmayacak? Kaçıncı sayfaya, hangi büyüklükte basılacak? Ne kadar vurgulanacak? Hepsi bir seçimin sonucudur… Lipmann aydınlanmış ve bilgilenmiş bir toplumun varlığına inanmaz. Toplumun büyük bir çoğunluğu toplumsal ve siyasal meselelerle ilgili yarım yamalak bilgilere sahiptir. 55 Propaganda/Uyarıcı-Tepki/Sihirli Mermi/Hipodermik İğne Modeli 19.Yüzyılda sosyolojinin temel meselesi burjuva-kitle toplumunun doğuşu ve işleyişidir. Atomize, birbirinden yalıtılmış, yabancılaşmış, kuralsızlaşmış kitle yıkıcı bir güç olarak görülüyordu. Kitle iletişim araçlarının bu vasıfsız yığın üzerinde büyük bir ikna gücü olduğu düşünülüyordu. Laswell’e göre kamuoyu kitle iletişim araçları vasıtasıyla yapılan propaganda ile oluşturulmaktadır. Kitle propagandaya direnecek, karşı çıkacak, eleştirel akıl ve bilgi birikiminden yoksundur. Kitleler çobanlar tarafından yönlendirilen sürüler olarak görülmektedir. Kitle iletişim araçlarını ellerinde bulunduran ekonomik, siyasal ve entelektüel seçkinler kitleleri istedikleri yönde manipüle edebilmektedir. 56 Propaganda/Uyarıcı-Tepki/Sihirli Mermi/Hipodermik İğne Modeli Hipodermik İğne modeli bu yaklaşımla gerçekleştirilmiştir. Ana akım iletişim çalışmalarının temeli sayılır. Doğrusal bir nedensellik anlayışına dayanmaktadır: Gönderici, İleti ve Alıcı birbirinden yalıtılmıştır. Bu yaklaşıma göre gönderici gönderdiği ileti ile alıcının davranışını etkiler. Kitle iletişim araçlarını ellerinde bulunduran seçkinler gönderdikleri mesajlar ile deri altına enjeksiyon yapan bir şırınga gibi anında bir etki yaratmaktadır. 57 Shannon ve Weaver’ın Enformasyon Kuramı (1949) Bu model ana akım pozitivist kitle iletişim anlayışının temelini oluşturmaktadır. İletişimi tek yönlü ve doğrusal bir süreç olarak kabul etmektedir. İletişim sürecine engelleyen olarak gürültü faktörünü dahil etmiştir. Matematiksel iletişim modeli olarak da isimlendirilmektedir. Kurama göre iletişim sürecinde yer alan ilk unsur mesaj üreten kaynaktır. 58 Shannon ve Weaver’ın Enformasyon Kuramı (1949) Kaynak mesajı sinyaller halinde alıcıya gönderir. Gürültü kaynağın hedefe ulaştırmak istediği mesajı bozabilir. Bunun sonucunda gönderilen ve alıcıya ulaşan mesajda farklılaşmalar yaşanabilir. Beklenen etkinin oluşmaması ile iletişim süreci başarısızlıkla sonuçlanabilir. 59 Laswell’in Genel İletişim Modeli Laswell iletişim sürecini açıklarken şu soruların cevabını aramaktadır: Kim: Kaynak Kime: Hedef Hangi Kanalla: Kanal, Araç, Ortam Ne Söylüyor: İleti, Mesaj Hangi Etki ile?: Laswell’in modelini temel alarak ana akım yaklaşım içerisinde çeşitli kuramlar geliştirilmiştir. 60 Laswell’in Genel İletişim Modeli Kim sorusu ile ilgilenenler kaynak ile ilgili araştırmalar, mesajla ilgilenenler içerik analizi ile ilgili, ortam ile ilgilenenler medya ve kanal ile ilgili, hedef ile ilgilenenler izleyici araştırmaları, etki ile ilgilenenler etki araştırmaları gerçekleştirmiştir. Laswell’in iletişim modeli hemen diğer ana akım yaklaşımla gerçekleştirilen kuramlar gibi tarihsel boyutu ve toplumsal bağlamı ihmal etmektedir. 61 İlgili slayt dersin öğretim elemanı tarafından ders için önerilen kaynak kitaplardan doğrudan alıntılarla hazırlanmıştır. Ders dışında başka bir amaç için kullanılamaz. Çoğaltılamaz. 62 Ders İçin Önerilen Kaynaklar Levent Yaylagül-Kitle İletişim Kuramları, Dipnot Yayınları, Burak Özçetin-Kitle İletişim Kuramları, İletişim Yayınları, Nazife Güngör-İletişim Kuramlar- Yaklaşımlar Dersle İlgili Makaleler 63