Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi-5.Hafta II. Meşrutiyet ve Fikir Akımları PDF
Document Details
Uploaded by QuickerNeodymium363
İskenderun Teknik Üniversitesi
2021
Tags
Related
- Tarih Notlarım ve Sorular (Ben İçin) PDF
- İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları (5. Hafta)
- Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I (1. Hafta) PDF
- ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ-I Ders Notları
- Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-4. Hafta Osmanlıda Yenileşme Hareketleri PDF
- ATA 101 ST NV-2 PDF - Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I
Summary
Bu belge, İskenderun Teknik Üniversitesi'nde verilen Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersi için 5. haftanın konusu olan II. Meşrutiyet ve fikir akımlarını özetlemektedir. Belgede Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük, Batıcılık ve Adem-i Merkeziyetçilik gibi farklı fikir akımları ele alınmaktadır. 2020-2021 eğitim-öğretim yılı Güz dönemine aittir.
Full Transcript
İskenderun Teknik Üniversitesi Ders: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I Dönem: 2020 – 2021 (GÜZ) Öğretim Görevlisi: Fevziye ÇELİK 5. Hafta 2 5.HAFTA KONULARI 20. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI...
İskenderun Teknik Üniversitesi Ders: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I Dönem: 2020 – 2021 (GÜZ) Öğretim Görevlisi: Fevziye ÇELİK 5. Hafta 2 5.HAFTA KONULARI 20. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ’NİN DURUMU 1-II. Meşrutiyetin İlanı (23 Temmuz 1908) 2-Osmanlı Devleti’ni Kurtarma Çabaları-Fikir Hareketleri a.Osmanlıcılık (İttihad-ı Anasır) b.İslamcılık c.Türkçülük d.Batıcılık e.Adem-i Merkeziyetçilik (Federal Yönetim) 20. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ’NİN DURUMU 1-II. Meşrutiyetin İlanı (23 Temmuz 1908) Osmanlı Devleti’nde padişahın yetkilerinin ve yönetimin Anayasa ile ikinci kez düzenlendiği dönemdir. Bu dönemde II. Abdülhamid’in sıkı takibine rağmen devlet içinde bazı gizli faaliyetler devam etmiş ve farklı görüşte pek çok cemiyet kurulmuştur. Sultan II. Abdulhamid Bu cemiyetlerden biri İbrahim Temo ve beş arkadaşı tarafından 21 Mayıs 1889’da kurulan İttihad-ı Osmanî Cemiyeti’dir. Bu cemiyet daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti adını almıştır. II. Meşrutiyetin İlan Edilme Sebepleri: 1-İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin çalışmaları, 2-Meşrutiyet yönetimini uygulatmak isteği, 3-İttihatçıların «İttihad-ı Anasır» anlayışıyla Osmanlıcılık Fikri etrafında bütünleşmeyi gerçekleştirme isteği, 4-Osmanlıyı parçalanmaktan kurtarma isteği, 5-Reval görüşmeleri; (II. Meşrutiyet’in ilanı için İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni harekete geçiren olay 1908 yılında İngiltere ile Rusya’nın Talin (Reval) şehrinde yaptıkları gizli «Reval Görüşmesi»dir.) -Bu görüşmelerde Makedonya’nın Osmanlı Devleti’nden alınacağı konusunda anlaştıkları öğrenilince, İttihat ve Terakki’nin güçlü olduğu Resne, Ohri ve Selanik gibi kentlerde II. Abdülhamid’e karşı 1327 (1911) kongresinde ayaklanma gündeme geldi. Bazı İttihat ve Terakki düzenlenen “Osmanlı İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin Cemiyeti mensublarıda Balkanlar’da dağlara çıkarak nizamnâmesi” kapağı ayaklandılar. İttihat ve Terakki, II. Meşrutiyetin ilan edilmesi için II. Abdülhamit’e baskı yaparak meşruti monarşinin tesisini talep etmiştir. Baskılar sonunda ayaklanmanın genişlemesinden çekinen II. Abdülhamit, 24 Temmuz 1908 ‘de Kanun-ı Esasi’yi yürürlüğe koyarak meşrutiyeti ikinci kez ilan etti. II. Meşrutiyet Propaganda Kartları II. Meşrutiyet’in İlanından Sonra (24 Temmuz 1908) Kasım-Aralık 1908’de Meclis-i Mebusan seçimleri yapıldı. 1909 başında Meclis açıldı. Meclise İttihat ve Terakki ile Ahrar Fırkası girebildi. II. Meşrutiyet’te Yapılan Anayasa Değişikliği ile; Hükümet padişaha değil Meclise karşı sorumlu oldu. Padişahın meclisi açma kapatma yetkisi devam etti. Milletler arası antlaşmalar meclise sunulacaktır. Sansür kaldırıldı. Padişahın sürgün yetkisine son verildi. II. Meşrutiyet Dönemi Dış Politikada olan gelişmeler ise; Bulgaristan bağımsızlığını ilan etti. Bosna-Hersek Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından ilhak edildi. Girit’in Yunanistan’a katılması meselesi yeniden gündeme oturdu. 31 Mart Olayı Dış politikada bu tür olayların meydana gelmesi ve II. Meşrutiyet’ten beklediğini bulamayan hoşnutsuz bir takım kimselerin kışkırtması ile 13 Nisan 1909 tarihinde Meşrutiyet yönetimine karşı olanlar büyük bir ayaklanma yaptılar. (31 Mart Olayı) 31 Mart Vak‘ası’nda Ayasofya Meydanı’nda toplanan halk ve askerler 31 Mart Olayının Bastırılması Ayaklanmayı, İttihatçıların oluşturduğu ve Mustafa Kemal’in Kurmay Başkanlığını yaptığı Hareket Ordusu bastırdı. Not:Mustafa Kemal’in askeri sahaya çıktığı ilk olaydır. Mustafa Kemal’in içerideki ilk askeri başarısıdır. Türk tarihinde ki ilk rejime karşı ayaklanmadır. İttihatçılar bu ayaklanmadan II. Abdülhamit’i sorumlu tutarak 27 Nisan 1909 tarihinde onu Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) tahttan indirdiler ve yerine küçük kardeşi Mehmet Mustafa Kemal Reşat’ı tahta çıkardılar. 2-Osmanlı Devleti’ni Kurtarma Çabaları-Fikir Hareketleri Gittikçe şiddetlenen isyanlar Osmanlı Devletini dağılma noktasına getirdi. Devleti dağılmaktan kurtarmak isteyen bazı yönetici ve aydınlar çeşitli fikirler geliştirdiler. Bu fikir akımları; 1-Osmanlıcılık (İttihad-ı Anasır) 2- İslamcılık 3-Türkçülük 4-Batıcılık 5-Adem-i Merkeziyetçilik (Federal Yönetim) 1-Osmanlıcılık (İttihad-ı Anasır) 1. Osmanlıcılık: Fransız İnkılâbından sonra milliyet fikirlerinin Osmanlı gayrimüslim tebaası arasında yayılması, onların Müslümanlara nazaran daha müreffeh bir hayat seviyesine ulaşmaları, yabancı devletlerin sürekli gayrimüslim tebaayı isyana teşvik etmesi Osmanlı Devleti’ni ciddi bir bunalıma sürükledi. Dış müdahaleler sonunda gayrimüslim unsurlardan bazıları muhtariyet kazandı, bazıları da bağımsız devlet haline geldi. Jön Türklerin (Genç Osmanlılar) lider kadroları, (soldan sağa: Ahmet Rıza Bey, Nazım Efendi, M. Ali Paşa, Sezayi Bey, Ahmet Saib Bey) Batılı devletlerin tebaa eşitliği telkinlerinden etkilenen Padişah II. Mahmut, “Ben tebaamın Müslümanını camide, Hristiyan'ını kilisede, Musevisini havrada fark ederim. Aralarında başka bir fark yoktur. Cümlesi hakkındaki muhabbet ve adaletim kavidir ve hepsi hakiki evladımdır.” diyerek padişah sıfatıyla şahsi haklar yönünden tebaa eşitliği fikrini benimsemiş oldu. Daha sonra bu yaklaşım bir grup Osmanlı aydını tarafından benimsenen temel bir politika haline geldi. Osmanlıcılığın; Savunucuları: Genç Osmanlılar Amaç: -Milliyet isyanlarını durdurup ülkenin bütünlüğünü korumak ve eski görkemli günlere dönmek için tüm ulusları Osmanlıcılık düşüncesi etrafında toplamak. Fikrin temeli; tebaalar arasında dil, din ve ırk farkı gözetmeksizin Genç Osmanlılar herkesin eşit haklara sahip olmasıdır. Genç Osmanlılar Cemiyeti ve Bu durumda ancak Meşrutiyet ile Osmanlıcılık fikrini benimseyenler gerçekleşir. 1876’da I. Meşrutiyet ve 1908’de II. 23 Aralık 1876 da ilan edilen Kanun-u Meşrutiyetin ilanı ile hedeflerine Esasi Osmanlıcılık düşüncesini ulaştılar ama ülkedeki milliyet temel almıştır. isyanlarının durmaması, Böylece temsil hakkı alan Osmanlıcılık düşüncesinin Gayrimüslimler Osmanlı’ya isyan başarısız olarak etkinliğini etmeyeceklerdi. kaybetmesine sebep oldu. 2- İslamcılık: Özellikle 93 Harbi yenilgisi nedeniyle Sultan II. Abdülhamit ile Meşrutiyetçiler arasında meydana gelen çatışma sonucunda Meclis-i Mebusan kapatıldı. Halifelik kurumu ilk kez oldukça ön plana çıkarılarak İslam dünyasından destek sağlanma çabasına girişildi. En azından Müslüman olan toplulukları bir arada tutabilmeyi amaçlayan bu akım, her taraftaki Müslümanlara önem vererek, tüm dünya Müslümanları arasında bir birliğin gerçekleşmesini hedeflemiş ve Osmanlı Devleti’nin sosyal bağlarını din birliğine dayandırmaya çalışmıştır. Tanzimat ve Islahat Fermanlarını eleştiren bu fikir hareketi, özellikle II. Abdülhamit zamanında güçlü bir akım olmuştur. O, İslamcılık akımını kabul etmiş ve devrinde iç idarede ve dış siyasette bu fikri destekleyip, geliştirmiştir. Ancak bu akım da devleti yıkılmaktan kurtaramamıştır. II. Meşrutiyetin ilanıyla etkisini kaybetmiştir. İslamcılık: II. Abdülhamit bu düşünceyi savunmuştur. Padişahın bunda iki amacı vardı: -Dar anlamda: İmparatorluğu korumak ve devam ettirmek. -Geniş anlamda: Hilafet çatısı altında dünya İslam birliğini sağlamaktı. Bu düşünceyi savunanlara göre din ile millet birdir. Devletin temel direği de dindir. Devletin geri kalmasını şeriat esaslarından uzaklaşmada bulurlar. Hangi milletten olursa olsun Müslümanların Mehmet Akif Ersoy İslamcılık fikrinin önemli temsilcilerinden biri. halifenin etrafında birleşmesi gerekir 3- Türkçülük Türkçülük, II. Abdülhamit devrinde bir fikir hareketi olarak gelişmiştir. Osmanlıcılık veya İslamcılık gibi bir idare ve siyaset sistemi haline getirilmemiştir. Bu sebeple Türkçülük hareketi bir siyasi partinin veya muayyen bir grubun malı değildir. Türkçülük fikrinin ortaya çıkmasında; Ülkedeki Hıristiyan tebaanın isyanlarına zamanla Türk olmayan Müslüman toplulukların da katılması, Balkanlardan Anadolu’ya Türk göçleri, Avrupa’nın Türkler üzerindeki olumsuz propagandaları etkili olmuştur. Bu hareket bir kültür hareketi olarak başlamış, zamanla siyasî bir cereyan Yusuf Akçura Türkçülük fikrinin önemli temsilcilerinden biri. haline getirilmiştir. Türkçülük Fikrinin; Çıkış Noktası: Devletin kurucu unsuru Türk olmasına rağmen Türk sözü aşağılayıcı anlamda kullanılmıştır, Öze dönüş hareketidir, Osmanlıcılık ve İslamcılık fikirlerinin etkisinin azalmasıyla etkin olmaya başlamıştır. Avrupa’daki Türkoloji konusundaki çalışmaların yapılmasının etkisi, Rusya’da yaşayan Türklerin Milliyet bilinci etkili olmuştur. Fikirleri: Devletin; Dili, dini, soyu ve ülküsü bir olan topluma dayanarak ayakla kalacağını savunurlar. Amaç: Osmanlı yönetimi altında şuursuzca yaşayan Türkler’in ulusal bilince ulaşmasını sağlamak. Ziya Gökalp’in katkılarıyla Türkçülük ilmi bir boyut kazanmıştır. 1912-1913 Balkan Harbi faciasından sonra Osmanlı Devletinin Balkanlardaki varlığı sona erdi. Bu tarihten itibaren gelişen hareketin en önemli dinamiği Ziya Gökalp’tir. Ziya Gökalp’e Göre Osmanlı’nın kurtulması için Yeni Hayat’a (Yeniden yapılanma) ihtiyaç vardır. Bu Yeni Hayatın 3 temeli vardır. 1.Türkçü olmak: Dilde, güzel sanatlarda, ahlakta ve Hukukta Türk Kültürüne bağlanmak gerekir. Ziya Gökalp Türkçülüğün fikir babası. 2.İslam Ümmetinden olmak: Dini Devletten ayırmak şartıyla İslam dininin en kutsal din olduğuna inanmak gerekir. 3. Batı Uygarlığını Benimsemek: Bilimde, Felsefede, teknikte tam bir Batılı kafaya sahip olmak gerekir. Türkçülük; Kurtuluş savaşıyla kendini gösteren Anadolu Milliyetçiliğine temel olmuştur. İttihat ve Terakki Fırkası’nın iktidarında Türkçülük düşüncesi güçlenmiştir. Bu düşüncenin halka yayılması amacıyla Türk Ocakları kurulmuştur. Türk birliği özlemini çeken Türkçüler, Asya’da yaşayan tüm Türkleri Osmanlı padişahının yönetimi altında birleştirmeyi amaçlayan Pantürkist (Turancı) bir düşünceyi benimsemişlerdir. Ancak bu hayal olarak kalmış ve I. Dünya Savaşı sonrasında Atatürk tarafından daha gerçekçi temellere oturtulan Anadolu Türkçülüğü fikri hayata geçirilmeye çalışılmıştır. 4.Batıcılık: Temelini Tanzimat ve ondan önceki yenilikçi padişah ve devlet adamlarından alan düşüncedir. Bu düşünce Gerileme Dönemi’nde Padişahlar, Dağılma Dönemi’nde Aydınlar tarafından benimsenmiştir. İçtihat isimli dergide Batıcılık düşüncesinin programı açıklanmıştır. Bu fikir akımının savunucuları arasında; Abdullah Cevdet, Celal Nuri ve Süleyman Nazif adlı aydınlar da vardır. Abdullah Cevdet Celal Nuri İleri Süleyman Nazif Batıcılık; Devletin kurtuluşunu, Batı’nın ilerlemiş teknolojisini ve felsefi düşüncesindeki gelişmişliğini Osmanlı ülkesine getirmekte görmüştür. Bu amaçla II. Mahmut Dönemi’nden itibaren Avrupa’ya öğrenciler gönderilmiştir. Amaç; Batı’dan bilimsel ve teknolojik gelişmelerin transfer edilmesidir. Osmanlı’nın askeri alanda batılılaşma hareketi daha sonraları tüm devlet kurumlarını içine almıştır. II. Meşrutiyet’ten sonra daha etkin bir hale gelmiştir. Savunucularına göre, Osmanlı’nın ayakta kalması Batılılaşmasına bağlıdır. Eğer Osmanlı Avrupa’ya gitmezse, Batı Osmanlı’ya gelecektir, buda işgalle olacaktır. Batıcılar ikiye ayrılır Birinciler; Celal Nuri’nin önderliğinde Batının sadece teknolojisi alınmalı, kültürü alınmamalıdır. İkinciler; Abdullah Cevdet’in öncülüğündekiler, ikinci medeniyet yoktur, tek bir medeniyet vardır oda batı medeniyetidir. Onun için gülü ile dikeni ile alınmalıdır düşüncesindedir. Not: Milli Mücadele’de sonrası Türk ulusu batıcılıktan geniş ölçüde yararlanmıştır 5.Adem-i Merkeziyetçilik (Federal Yönetim) Ahrar (Hürler) Partisi’nin temel düşüncesi olan bu görüşte, azınlıkların, içişlerinde serbest dışişlerinde Osmanlı yönetimine bağlı kalması savunulmuştur. Ayrıca bu görüşe göre liberal ekonomiye geçilmesi gerektiği de belirtilmiştir. Prens Sabahattin (Ahrar Fırkası’nın kurucusu) tarafından savunulan bu düşünce fazla etkili olamamış ve uygulanamamıştır. Prens Sabahattin (Ahrar Fırkası’nın kurucusu) tarafından savunulan bu düşünce fazla etkili olamamış ve uygulanamamıştır. Prens Sabahattin KAYNAKÇA BATMAZ, Şakir vd., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, (Ed. Şakir Batmaz, Serdar Sakin), Not Yayınları, Kayseri 2013. GÜNDÜZ, Ahmet, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Pozitif Matbaası, Ankara 2014. HAYTA, Necdet, ÜNAL Uğur, Osmanlı Devleti’nde Yenileşme Hareketleri (XVII. Yüzyıl Başlarından Yıkılışa Kadar), Gazi Kitabevi, Ankara 2005. TURAN, Refik vd., Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Gazi Kitabevi, Ankara 2005. TURAN, Refik vd., Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Okutman Yayıncılık, Ankara 2011. YALÇIN, Durmuş vd., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi-I, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 2000. https://islamansiklopedisi.org.tr