Tutumlar ve Tutum Değişimine Kuramsal Yaklaşımlar Öğrenci Notu
Document Details
Uploaded by Deleted User
Tags
Summary
Bu belge, tutumların öğeleri, tutumların gelişimi ve kalıplaşması, tutum-davranış ilişkisi, tutum ölçüm teknikleri ve tutum değişimine kuramsal yaklaşımları gibi konuları içermektedir.
Full Transcript
27.12.2024 TUTUMLAR VE TUTUM u Tutumun öğeleri u Tutum ve davrnaış DEĞİŞİMİNE KURAMSAL u Planlanmış davranış kuramı...
27.12.2024 TUTUMLAR VE TUTUM u Tutumun öğeleri u Tutum ve davrnaış DEĞİŞİMİNE KURAMSAL u Planlanmış davranış kuramı YAKLAŞIMLAR u Tutumların gelişmesi ve kalıplaşması 2 «Tutum bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan eğilimdir.» u Tutum bir bireye aittir. u Tutum bir bireye atfedilen eğilimdir. Doğrudan u «Tutum bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile gözlenebilen bir özellik değildir; davranışlarından ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde çıkarsama yaparak tutumunu, eğilimini anlarız. Tutum, oluşturan eğilimdir.» gözlenebilen, ortaya konan bir davranış değil, davranışa u Objeye olumlu ya da olumsuz yaklaşıma şeklinde ortaya hazırlayıcı bir eğilimdir. çıkar. u Psikolojik obje: à 3 4 1 27.12.2024 «Tutum bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan eğilimdir.» u Psikolojik obje: birey için bir anlam taşıyan bireyin farkında olduğu herhangi bir obje demektir. u örn Ali’nin maması ve Mehmet’in yadigar masası u Herhangi bir şey bir kişi için bir tutum objesi olup, başka bir kişi için olmayabilir. u Her şey psikolojik obje olabilir. Sevdiği kişiler, tahammül edemediği kişiler, hızlı nüfus artışı, milliyetçilik… u Düşünce, duygu ve davranışların düzenliliği: tutumun meydana getirdiği sadece bir davranış eğilimi ya da sadece bir duygu değil, düşünce-duygu-davranış eğilimi bütünleşmesidir. 5 6 Tutumun Öğeleri u Bir tutum, bireyin düşünce, duygu ve davranış eğilimlerini birbiriyle uyumlu kılar. u Tutumun öğeleri: düşünce, duygu, davranış u Güncel araştırmalar bu üç öğenin yeri ve önemi konusunda kararsız durumdadır. Başlangıçta üç öğenin de bulunması tutum için şart olarak u Örneğin: Yere çöp atılmasıyla ilgili katı bir tutuma görülüyordu. Günümüzde sadece bilişsel öğeye ağırlık, önem verenler de sahipsem; var. u Düşünce: yerlere çöp atılması çevre kirliliğine yol açabilir; u Bir eğilimin tutum olarak kabul edilebilmesi için asgari şart, bir zihinsel belediye çalışanlarının iş yükünü artırır; verilebilecek diğer değerlendirmedir. hizmetlerin önüne geçebilir; yangın çıkmasını tetikler; çöp atanlar bilinçsiz ve cahildir; çöpler mikrop saçar, kötü kokar… u Yani bir tutumun var olması halinde öğelerin tümünün bulunması şart değildir. u Duygu: öfke, tiksinme u Örn reklamlarda gördüğümüz bir ürünle ilgili tutumumuz olumlu olabilir; u Davranış: yere çöp atmam; atanları uyarırım; atanlarla kavga duygu ve düşüncede olumlu bir yerde olsak da satın almayabiliriz. ederim; atanları şikayet ederim; belediyeye temizlenmesi için talepte bulunurum; bilinçlendirmeye çalışırım… u Yerleşmiş ve güçlü tutumlarda bu öğelerin hepsi tam olarak bulunur. Ancak daha zayıf olan tutumlarda özellikle davranışsal öğe zayıf kalabilir. u Örneğin: Sağlıklı yaşam konusunu önemseyen bir tutuma sahipsem ??? 7 u Tam gelişmiş bir tutum yalın değil, karmaşıktır. 8 2 27.12.2024 Tutum ve Davranış u La Piere (1934) yaptığı deney: u Tutumlar davranışlarımız üzerinde ne ölçüde etkilidir? u Amerika’daki Çinlilere yönelik ayrımın olduğu dönemler u Tutum, tek başına davranışı meydana getirir mi? u Çinli karı koca haber vermeden 66 otel ve 184 lokantaya gidiyor. 3 motel hariç hepsine kabul ediliyorlar. u Bir kimsenin bir konuda tutumu biliniyorsa, o konudaki davranışı u 6 ay sonra mektup yazarak rezervasyon yaptırmaya çalışıyorlar. önceden tahmin edilebilir mi? Yarısından cevap geliyor; %92 red; %8 belirsiz cevap; %1 kabul u Yani önyargılı tutum bazen red, belirsizlik ya da cevapsızlık olarak davranışa dönüşüyor, ama her zaman, her durumda değil. u Tutum hakkında bilgi sahibi olmakla bireylerin davranışlarını önceden tahmin etme olasılığı ortaya çıkıyor. u Mektupla, telefonla ya da yüz yüze cevap vermek reddetme durumunu etkiliyor. Yüz yüzeyken reddetmek; ayrımcı tutumu u Tutumların ölçülmesi sosyal bilimler açısından önemli hale davranışa dökmek daha zor. gelmektedir. u Kutner, Wilkins ve Yarrow, 1952; Minard, 1952 à sonuçlar benzer 9 10 Tutum-Ortam-Davranış İlişkisi u Minard, 1952 u ABD’de bir maden ocağında beyaz ve siyahiler birlikte çalışıyor. Maden ocağının konuşmalarını gerektiren iş kuralları var. Peki konuşmaları ne durumda? TUTUM u %20 madende de şehir merkezinde de konuşmuyor. u %20 madende de şehir merkezinde de konuşuyor. DAVRANIŞ u %60 madende konuşup şehir merkezinde konuşmuyor. u %40’ın tutumunu tahmin edebiliriz. Peki %60? ORTAMSAL ETMENLER u Ortam, davranışı belirlemede tutumdan daha etkili olabiliyor. Ancak, güçlü tutumlar ortamsal engelleri aşıp her durumda davranışa yol açabilir. 11 12 3 27.12.2024 a) Tutumların ve davranışların ölçülmesindeki uyumsuzluk u Özellikle başlangıç araştırmalarında ölçümle ilgili zorluklar bulunmaktaydı. Hangi durumlarda, koşullarda tutumlar davranışı belirleyebilir ya da belirleyemez? u Tutum çok genel ve ölçülen davranış ise çok belirgindi; böylece bir uyumsuzluk ortaya çıkıyordu. u Tutumların ve davranışların ölçülmesindeki uyumsuzluk u Zaman faktörü u Örn. Sadece otele kabul durumundan önyargılı tutumları ölçülüyordu. Ama otellere gidenler Çinli çift çok iyi İngilizce konuşuyordu, iyi giyimlilerdi ve u Tutumun güç derecesi yanlarında bir beyaz Amerikalı ile seyahat ediyordu. à tutumun çok genel davranışın çok belirli ve dar alanlı olması sorundu. u Tutumun ulaşılabilirliği u Örn. Üniv öğrencilerinin savaşla ya da nükleer savaşla, santrallerle ilgili tutumları sorgulanmış; daha sonra son aylarda ne kadar nükleer protestoda yer u Farkındalık aldıkları sorulmuş. Protesto davranışı, nükleer konulardaki tutumlarıyla daha fazla örtüşmüş; çünkü savaş daha geniş kalıyor. 13 14 c) Tutumun güç derecesi b) Zaman faktörü u Bir tutumun gücü (şiddeti), her üç öğesinin (zihinsel, duygusal, davranışsal) gücünün toplamı olarak düşünülebilir. u Tutum ile davranışı ölçme arasında geçen zaman ne kadar uzun olursa, o kadar çok tutum-davranış ilişkisini etkileyecek değişkenler işin içine girebilir; dolayısıyla tutumla davranış u Hem tutumlar, hem de öğeleri, güç bakımından farklılıklar arasında tutarlık gözlenme olasılığı düşer. gösterir. u Genellikle yerleşmiş, köklü tutumların hem bir bütün u Örneğin seçimlerden 1 ay önceki seçim anketlerinin seçim olarak gücü, hem de tek tek öğelerinin gücü yüksek olur. sonucuyla, 1 hafta önceki sonuçların sonuçlara benzerliğinden azdır. u Bir tutum ne kadar aşırı ve güçlüyse, onu değiştirmek de o kadar zordur. 15 16 4 27.12.2024 d) Tutumun ulaşılabilirliği Tutumun Ulaşılabilirliği Modeli Güçlü tutumlar, davranışın tahmin edilmesinde daha yani Ulaşılabilirliğe Dayanan Zihinsel Kestirme Yöntemi belirleyicidir. u Bazı tutumlar bellekten daha çabuk çağırılabilir ve Bir tutumu güçlü kılan nedir? böylece daha kolay bilinç düzeyine ulaşır, farkına varılır ve u Bir tutum objesi hakkında bilgi sahibi olmanın, o davranışı etkiler. objeyle ilgili tutumların güçlenmesine neden olur u Kişinin tutum objesiyle olan ilişkisi, bazı konular u Modele göre, tutumun ulaşılabilirliği, tutum-davranış ilişkisinde anahtar rol oynar. kişileri çok fazla ilgilendirmezken, diğerleri çok fazla önem taşıyabilir 17 18 d) Tutumun ulaşılabilirliği Tutumun Ulaşılabilirliği Modeli e) Farkındalık yani Ulaşılabilirliğe Dayanan Zihinsel Kestirme Yöntemi u Farkındalık, kişilerin kendi tutum ve davranışlarının ne ölçüde farkında olduklarıdır. Tutum Objesi ve Bellekten Durumun Tutum Objesi Çağırılan Tutum Algılanışının Değişmesi u Yüksek farkındalık tutum–davranış ilişkisini güçlendirir. u Farkındalık neden tutum-davranış ilişkisine etki Tutum Objesine eder? Sizce? Karşı Davranışın Değişmesi 19 20 5 27.12.2024 Planlanmış Davranış Kuramı u Tutumların davranışları nasıl ve ne zaman etkilediği ile ilgili son u Farkındalık neden tutum-davranış ilişkisine etki eder? yıllarda gerçekleştirilen çalışmaların çoğu Ajzen’ın oluşturduğu “Planlanmış Davranış Kuramı”ndan etkilenmiştir. 1. Farkındalık, tutumlara ulaşmayı kolaylaştırır; u Bu kuram “Mantıksal Eylem Kuramı”nın bir uzantısıdır. u farkındalığımız yüksek olduğunda herhangi bir konudaki tutumumuzun ne olduğunu daha iyi biliriz ve tutumlar u Her iki kuram da, davranışların belli bir nedene dayandığı varsayımı üzerine kuruludur. belleğe daha kolay çağırılır, dolayısıyla davranışları daha kolay etkiler 2. Bir davranışta bulunmamızı gerektiren durumlarda, o u «insanlar davranışlarının sonuçları hakkında önceden düşünürler, seçtikleri bir sonuca ulaşmak için bir karara varırlar durumla ilgili tutumumuza odaklanırız (dikkat ederiz) ve ve bu kararı uygularlar. Başka bir deyişle davranışlar belli bir bu tutumun davranışımıza öncülük etmesine izin veririz. niyet sonucu olmuştur.» 21 22 u Bir davranışı oluşturan doğrudan tutum değil, niyettir. Tutum niyeti, niyet de davranışı etkiler. u Niyete etki eden 3 öğe: u Niyete etki eden üç öğe, farklı durumlarda farklı ağırlıklara sahip olarak tutumu etkiler. u Kişinin davranışa yönelik tutumu: davranışın sonuçlarıyla ilgili düşünceler ve olası sonuçların değerlendirilmesi. örn haftada 10 saat fazladan çalışmak: not yükseltmek & daha az u Tutumların farkında olan başkalarının ne düşündüğünü çok sosyalleşmek à farklı tutumlar fazla önemsemeyen kişiler, kendi tutum öğesinden daha çok u Öznel değerler (normlar): başkalarının onun davranışları ile ilgili ne düşüneceğine inancı ve bu beklentilere ne kadar uyacağı etkilenir (kendini denetlemeye eğilimi olmayan ya da örn 10 saat çalışmasıyla ilgili aile, ark beklentileri; mutlu olurlar, bağımsız kişiler) onları mutlu etmeyi de önemsiyorsa tutumu çalışmaktan yana olur u Başkaları üstünde nasıl bir izlenim bıraktığı, başkalarının u Fark edilen davranışsal kontrol: durumun kontrolüne sahip olmayla onun hakkında ne düşündüğü önemli kişiler (denetleyen ilgili inançlar kişiler). Başkalarının beklentilerine ve normlara göre örn çalışınca yüksek not alacağına, kontrolü olduğuna inanıyor davranır, kendine çeki düzen verir. mu? 23 24 6 27.12.2024 Tutumların Gelişmesi ve Kalıplaşması Planlanmış davranış kuramına yöneltilen eleştiriler; u Tüm davranışları açıklayamaz. Çünkü u İnsanlar tutumlara sahip olarak doğmazlar, tutumları sonradan öğrenirler. 1. Planlanmış davranış kuramına yöneltilen eleştirilerin bir u Peki, insanlar belli konular, objeler ya da kişiler hakkındaki kısmı, kuramın dayandığı ‘insanların rasyonel davrandıkları’ tutumlarını nasıl oluştururlar? tezini sorguluyor. u Öne sürülen, bazı davranışların planlanmamış, düşünülmeden yapılan davranışlar olduğu bir kısmının da u Bazıları insanların kendi deneyimlerine dayanırken, bazıları alışkanlıklara dayandığıdır. başka kaynaklardan elde edilir. 2. Alışkanlık haline gelen ve düşünülmeden yapılan bazı davranışlarda tutum yoktur. Dolayısıyla bu kuram da Doğrudan deneyim, pekiştirme, taklit, sosyal öğrenme ve açıklayamaz. medya aracılığıyla. 25 26 a) Tutum objesiyle doğrudan deneyim Tutumlar, u Bir konu ya da objeyle ilgili tutum sahibi olmanın en açık yolu, o konu ya da objeyle ilgili bir deneyim geçirmiş olmaktır. u Çok erken yaşlarda oluşur. u Kendisini ve diğerlerini nasıl göreceklerini etkiler. u Bazen hakkında bir tutum geliştirmemiş olduğumuz bir objeyi, hakkında tutum sahibi olduğumuz bir objeyle u Sosyal norm ve kültürel değerleri yansıtır. bağlantılandırınca, bu tutumumuzu diğer objeye de taşırız. u Erken yaşlarda öğrenilen tutumlar, önemli yaşantı ve u Örneğin ‘güvenilmez’ kelimesinin bizde uyandırdığı düşünce ve olaylar olmadığı sürece durağandır ve kolay değişmez. duyguları u Ancak, yeni yaşantılar ve yeni öğrenmelerle bazı u Bir politikacının sürekli ‘güvenilmez’ biri olarak tanınması, o kelimeyle değişikliklere uğrayabilirler. Yani, imkansız değildir. örn bir politikacı arasında bir bağlantı kurmamızı ve ‘güvenilmez’ liğe karşı olan süre başka bir ülkede yaşamak, aileden ayrılıp olumsuz tutumumuzun politikacıya karşı olan tutumumuzu üniversiteye gelmek… olumsuzlaştırmasına yol açabilir. 27 28 7 27.12.2024 b) Ana-babalar, arkadaşlar ve sosyal çevre c) Medyanın etkileri u Tutumlarımızın çoğunu başka insanlardan ediniriz. u Araştırmalar medyanın hem tutum oluşumuna hem de var Müziğe, giyim ve saç biçimine, davranış tarzına ve bunun gibi olan tutumların pekişmesine etki ettiğini göstermektedir. birçok tutum objesine yönelik tutumlarımız arkadaş çevresinden u Örneğin çocukların yeme davranışı, yiyecek seçimi… etkilenir. u Sadece reklamlar değil tw.deki her program tutumu u Tutumlar, sosyal alanda oynadığımız roller sonucu da etkilemektedir. oluşur. (işçilerin yönetici olunca yönetim yanlısı olması) u Güncel araştırmalar medyanın yeni bir tutum geliştirmekte u Genetik faktörler ve kişilik özellikleri etkili: tek yumurta ve var olan tutumu güçlendirmekte etkili olduğu; ancak ikizleri çiftlerden daha fazla benzer politik görüşte. tutumu değiştirmekte yetersiz kaldığını gösteriyor. 29 30 Kalıplaşmış Tutumlar (Kalıp yargılar / stereotipler) u Kalıplaşmış tutumlar «belli grup hakkında sahip olduğumuz bilgilerin bir özetidir» u Az bildiğimiz bir grup hakkında tutum geliştirmek için u Özellikle belirli gruplar hakkında neden kalıplaşmış başkalarından duyduğumuz okuduğumuz bilgileri bir araya tutumlar gösteriliyor? getiririz. u Kalıp halindeki bir tutum o grup hakkında kestirme yoldan bir fikir verir. u Yani insanlar niçin başka grupları tipleştirme eğilimi u Bir grup üyesi ile karşılaştığımda beklentimi ve ona karşı göstererek onlar hakkında kalıp yargılar davranışımı önceden ayarlayabilirim. geliştiriyorlar? u Çevremizi kendi gözümüzde bir düzene sokar, çevremize karşı önceden tepki geliştiririz 31 32 8 27.12.2024 Ayrımcılık u «bir grubun üye veya üyelerine, sadece o gruba karşı sahip olduğumuz olumsuz tutum nedeniyle, olumsuz davranışlarda u Önyargı, bir grup kişiye dair sadece ait oldukları gruptan bulunmak» ötürü negatif tutumlara sahip olmaktır. u Olumsuz bir tutum her zaman davranışa yansımayabilir. u Görünür önyargı, çok daha açık, saklamaya gerek duyulmayan, kontrolsüz ve direkt önyargıdır ve bunun dışavurumu çok daha u LaPiere’in Çinli çiftle olan lokanta deneyinde yüz yüzeyken kolaydır reddeden sayısı oldukça azdı. Oysa rezervasyon için u Gizil önyargı, sessiz ve gizlenmiş önyargıdır. Kendini kolayca belli arandıklarında sayının arttığını dolayısıyla tutumlarının etmez, bakıldığında hoşgörülü davranış göze çarpabilir. olumsuz olduğunu görüyoruz. u Önyargı ve ayrımcılığın inkarı üzerine yoğunlaşır, toplumdaki eşitsizliği çözebilecek müdahalelere karşı çıkarlar. Örn mecliste kadınlar lehine u Çevreden gelen baskı ve ayrımcılığın onaylanmaması, tutumun kota konulması davranışa dönüşmesini engeller. Yani, tutum olarak kalıyorsa à önyargı davranışa dönüşüyorsa à ayrımcılık 33 34 Ortam Engelinin Önyargılı Tutumunum Gücü İle Etkileşimi Ortam eşiği: Campbell, 1963 u Ayrımcılık gösteren birinin, o kişiye veya gruba karşı olumsuz tutumlara sahip olduğunu söylemek de geçerli olmayabilir. u Bazen ayrımcı davranışın sebebi olumsuz tutumlar değil, sosyal baskı ya da kurallar olabilir. u Maden ocağında konuşup şehirde konuşmayan işçilerin bir kısmı sosyal baskıdan çekiniyordu. u Bazılarının farklı otobüsler kullanmalarının sebebi kurallardı. 35 36 9 27.12.2024 Tutum-Ortam-Alışkanlık-Beklenti-Davranış İlişkisi Tutum-Ortam-Alışkanlık-Beklenti-Davranış İlişkisi v Tutum ve ortamsal etkenlerden başka alışkanlıklar ve sonuç v Davranışın ortaya çıkışını etkileyen bu dört etken aynı yönde, hakkındaki beklentiler de kuşkusuz davranışı etkileyen etkenlerdir. doğrultudaysa, davranış tahminimiz geçerli olacaktır. v Çinlilerle olan deney: v Yüz yüze: iyi giyimli insanları kabul etme alışkanlığı; kabul v Doğrultular farklıysa tutarsızsa tahmin gücümüz de azalır. etmezse tatsızlık çıkabileceği beklentisi v Mektup: mektup yazan Çinliyi kabul etme alışkanlığı azdır; kabul edildiğini duyup daha fazla başvuru olabileceği beklentisi 37 38 doğabilir. Kalıplaşmış Tutumların Kalıcılığı özet u Kalıplaşmış tutumların gelişmesi ve durağanlığıyla ilgili: u Var olan kalıp yargı, işimize yarıyorsa ve tersini u Kalıplaşmış tutumların küçük yaşlarda gelişmeye başladığını, düşündürecek önemli bir yaşantımız olmazsa devam u Bu gelişmede politik, tarihsel, ekonomik, kültürel çeşitli eder. etkenlerin rol oynadığı, u Kolay değişebilen sağduyulu tutumlar değildir. u Kalıplaşmış tutumların başkalarından kulaktan dolma edinilen bilgilerle beslendiğini ve gerçek bilgi eksikliğini kapatma ve u Bilişsel öğe bakımından eksiklikleri olan ve bu bilgi sağlayacağı kişi için gerçeği tanımlama görevini yüzden kalıp haline gelmiş olumsuz tutumlar, gördüğünü, çeşitli propaganda ve duygusal etkilere açıktır. u Dolayısıyla, çoğu zaman akılcı olmaktan çok duygusal nitelik gösterdiğini, u Nihayet bu özelliklerin sonucu olarak kalıplaşmış tutumların kolay değişmeyip zaman içinde oldukça durağan olduğunu 39 söyleyebiliriz. 40 10 27.12.2024 Tutumların Ölçülmesi 1. Doğrudan Ölçümler u Bir tutum doğrudan ölçülemez, ancak dolaylı olarak u Bu ölçümlerde kişilerin bir obje ile ilgili görüşleri davranış yoluyla ölçülebilir. onlara doğrudan yönlendirilen sorulara verdikleri cevaplarla belirlenmektedir. u Ölçüm, sorulara cevap vermek ya da fikir belirtme u Örn. Kürtaja yönelik tutumunuz/görüşleriniz nedir? şeklinde beliren sözel davranıştır. u Çeşitli tutum ölçme tekniklerini iki bölümde toplayabiliriz: a) Likert Ölçekleri (Toplamalı Sıralama Tekniği) u doğrudan ölçümler ve b) Duygusal Anlam Ölçeği u dolaylı ölçümler c) Thurstone ölçekleri d) Guttman ölçekleri 41 42 Likert Ölçekleri (Toplamalı Sıralama Tekniği) Duygusal anlam ölçeği: 1. Belli bir tutumla ilişkili olduğu tahmin edilen çok sayıda tutum u Pek çok sayıda sıfattan belirli sıfat çiftleri cümlesi (madde) bir araya toplanır. oluşturulmuştur. 2. Bu maddeler bir denek grubuna verilir. Beş kategori üzerinden u Faktör analizi sonucunda üç ayrı faktör (değerlendirme, tepki göstermeleri istenir. (Kesinlikle katılıyorum < --- > güç, faaliyet) ortaya çıkmıştır. Kesinlikle katılmıyorum) 3. Her denek için toplam puan hesaplanır. u Örneğin; iyi-kötü, temiz-pis, güzel-çirkin gibi 4. En ayırıcı maddeler madde analizi ile seçilir. (toplam puanla korelasyonuna göre) Not: Tüm maddelerin aynı tutumu ölçmesi önemlidir. Not 2: Ters madde ile evet deme yanlılığının önüne geçmek gerekir. 43 44 11 27.12.2024 2. Dolaylı Ölçüm Teknikleri u Dolaylı ölçümlerde, ölçüm gizli tutulmaktadır ve kişi otomatik u Ölçekler ne kadar dikkatli şekilde geliştirilirse geliştirilsin, süreçlerle cevap vermektedir. tutum ölçmek için sadece insanlara soru sorma yoluna u Davranış Gözlemi ve Örtük Çağrışım testi dolaylı ölçüm teknikleri başvurulması yeterli olmayabilir. içinde en yaygın olarak kullanılan teknikler. u Sosyal beğenirlik, u Örn, homoseksüel bireylere ilişkin tutum araştırmasında kişilere u Soru-cevap ortamına dönüşmesi gibi nedenlerle doğrudan fotoğraflar gösterilir ölçümler gerçek tutumları yansıtmayabilir. u sıfatlarla fotoğrafları eşleştirmeleri istenir (duygusal anlam). Bu aşamada sosyal beğenirlik nedeniyle olumlu sıfatlarla u Bu nedenlerle araştırmacılar dolaylı ölçüm tekniklerine de eşleştirebilirler. başvurmaktadırlar. u ama bu eşleşmeyi yapmak için homoseksüel ve heteroseksüel bireylerde ihtiyaç duydukları süre aynı olmaz. Eğer önyargıları varsa daha fazla vakit harcarlar. (dolaylı ölçüm) 45 46 Tutum Değişimine Kuramsal Yaklaşımlar 1. İşlevsel Kuramlar: u «kişi bir tutumu belirli bir nedenle geliştirir, yani tutum onun u Tutum değişimine ilişkin 4 farklı kuramsal yaklaşım vardır bir gereksinimini karşılar» u Bu gereksinim ortadan kalkarsa tutuma da gerek kalmaz, yeni bir gereksinim söz konusu olursa, tutumda da aynı doğrultuda 1. İşlevsel Kuramlar bir değişme görülür. 2. Öğrenme Kuramları u Mesela, yetkeci (otoriteryen) kişilik kuramı, sevilmeyen, zor 3. Sosyal Yargı Kuramları çocukluk geçiren kişilerin kendisini değersiz hissettiğini; bu zorlu yaşantıyla başedebilmek için başa çıkma yolu olarak 4. Tutarlılık Kuramları kendisinin değerli, diğerlerinin değersiz olduğu inancını geliştirdiğini söyler. Değersiz gördüğü kişilere de nefret, saldırganlık ve ayrımcı tutum geliştirir. Böyle bir işlevi olan tutumu değiştirmek çok daha zor olacaktır; çünkü kaynağı bilgisizlik değil, bir nevi hayatta kalmaktır. 47 48 12 27.12.2024 İşlevsel kuramlar 4 ana işlevden söz eder: 2. Öğrenme Kuramları 1. Tutum objesiyle ilgili bilgi sağlayıcı işlev: daha az çaba harcayarak, başkalarının deneyimlerinden de Ø Davranışçılık ekolü etkisinde uyaran-tepki süreci yararlanarak bilgi edinmiş oluruz. açısından tutum değişimi inceleniyor: 2. Kişinin başkalarıyla olan iyi ilişkilerini destekleme işlevi: Ø Bağımsız değişken (uyaran): iletişim kaynağının Önemsediği kişi ve gruplarla benzer tutumlar sergileyerek ilişkilerini düzenleyebilir. özellikleri, iletişimin kendi özellikleri, ortamın 3. Dışa atma ya da ego savunma işlevi: Kişinin bilinçaltındaki özellikleri ve dinleyicinin özellikleri duygusal gereksinimlerinin karşılanmasını sağlar. Ø Bağımlı değişken (tepki): hedefteki tutum Otoriteryen tutum örneğindeki gibi Ø Öğrenme kuramı ile eski tutum nasıl değiştirilir, yenisi 4. Değer ifade etme işlevi: Kendi imaj ve kişisel değerlerini oluşturma ve ortaya koyma ihtiyacını karşılar. Örn. kazandırılır, bulunmaya çalışılıyor. gönüllü olarak evsizlere yardım etmek 49 50 4. Tutarlılık Kuramları 3. Sosyal Yargı Kuramı u Tutarlılık u Bir şeyi sevmek, sevmemek, ondan hoşlanmak, hoşlanmamak, o u Tutum öğeleri arasında şey hakkında bir yargıya sahip olmayı gerektirir. u Sahip olunan tutumlar arasında u Örn. Ahmet sağ politik görüşe sahip, Mehmetse ılımlı bir görüşte u Tutumla davranış arasında genellikle vardır. u sol fikirleri içeren iletişim, Ahmet’e, Mehmet’e göründüğünden u Genellikle insan düşünüşü ve davranışı tutarsızlıktan kaçıp tutarlı daha aşırı sol olarak görünecek (kontrast) olmaya yönelir. u Tutarsızlık ise beklenmeyen bir durum ya da ortamsal etkenler u aynı iletişim Mehmet tarafından kendi görüşüne daha benzer olarak neticesinde ortaya çıkabilir. görülecektir (benzetme) u 3 temel tutarlılık kuramı: u Kuvvetle bağlanılan bir tutumun kendinden farklı görüşleri red u Denge alanı, kabul alanından daha geniştir. u Bilişsel dengeleme ve u Yani Mehmet’in (benzetme) tutumunun değişme olasılığı u Bilişsel çelişki kuramlarıdır. Ahmet’inkinden (kontrast) daha yüksektir. 51 52 13 27.12.2024 a) Heider’in Denge Kuramı a) Heider’in Denge Kuramı u Denge kuramı, özellikle kişiler arası algı çerçevesinde u K-d-o üçlüsündeki her üç ilişki de (k ye göre) geliştirilmiştir. değerlendirildiğinde… u Heider, bir kişinin (k), bir diğer kişi (d) ve bir tutum objesi (o) u k’nin zihnindeki denge durumu: ile ilişkilerini incelemiştir. u her üç ilişki de olumluysa ya da u Bu incelemede, durum söz konusu olan kişinin görüş u ilişkilerin ikisi olumsuz biri olumluysa oluşur. açısından ele alınmaktadır. u dengesizlik durumu: u Bu üç birim arasında iki tür ilişki olabilir: u iki ilişki olumlu bir ilişki olumsuzsa ya da u Sevme - sevmeme (tutum) ilişkisi u her üç ilişki olumsuzsa oluşur. u Birlikte olma (ait olma) - olmama ilişkisi u Dengesizlik rahatsız edicidir ve kişi bundan kurtulmak ister. u Her iki ilişki de olumlu (+) ya da olumsuz (-) olabilir. 53 54 b) Rosenberg ve Abelson’un Bilişsel Dengeleme Kuramı Denge durumu örneği: u Heider’in (1946, 1958) denge kuramını biraz daha geliştirerek uygulamışlardır. u Bu kuramda ilişkilere ek olarak birbirleriyle ilişki halinde olan üç öğe olumlu ya da olumsuz olarak da nitelendirilmektedir. u Bu durumda, Heider’inkinde olduğu gibi kişi (k), diğer kişi (d), obje (o) ilişkisini üçlü olarak gösterme gereği ortadan kalkmıştır. u Ayrıca öğeler, olumlu (+), olumsuz (-) ve nötr (0) bağlarla bağlı olabilirler. 55 56 14 27.12.2024 b) Rosenberg ve Abelson’un Bilişsel Dengeleme b) Rosenberg ve Abelson’un Bilişsel Dengeleme Kuramı Kuramı u Ahmet, Mehmet ve yalan örneğini ele alalım: u Ahmet Mehmet’e ve yalan söylemeye olan tutumlarını u Dengesiz durumda yapılabilecek bir diğer şey: değiştirmeden, ayrıştırmaktır. u Mehmet’in yalan söylemediğine inanarak u Bu konu hakkında düşünmeyerek u Ahmet, Mehmet ve yalan söylemek u Mehmet ve yalan arasındaki olumlu ilişkiyi nötr hale getirebilir. u Mehmet’in yalan söylediğini öğrendi denge bozuldu. u Bu haliyle tutum öğelerinin değerini değiştirmedi u Mehmet’in kişilik özelliklerini ayrıştırdı, yardımsever, u Mehmet’e hala + güler yüzlü, sıcakkanlı, yalan söylüyor. u Yalan söylemeye hala - u Bu ayrıştırmayı yaptı; olumsuz olanları ilişkinin dışında tutup dengeye kavuştu. 57 58 b) Rosenberg ve Abelson’un Bilişsel Dengeleme Kuramı u Dengesiz durumda yapılabilecek bir diğer şey: Özetle güçlendirmedir. u Rosenberg ve Abelson dengeyi sağlamak için u tutumu değiştirmek, u Ahmet, Mehmet’in bazen yalan söylediğini bilmektedir ve u dengesiz ilişkiyi reddetmek, bu durum dengesizlik yaratmaktadır. u ayrıştırmak ve u Mehmet’le olan ilişkisinde olumlu olan noktalara odaklanır. u güçlendirme gibi yollar, seçenekler olduğunu ortaya koymuştur. Ödevlerde yardım etmesi, notlarını paylaşması, onunla birlikte ortak çevrelerinin olması… u Seçeneklerden hangisi daha kolay gelirse, daha az değişim gerektirirse, kişi onu seçer. u Böylece dengesizlik daha az rahatsız eder. Dengesizliğin u Heider yalnızca tutum değiştirmekten bahsediyordu; boyutu azalır, daha az gözüne batar. Durum önemini hatırlayalım J kaybeder. 59 60 15 27.12.2024 c) Festinger’in Bilişsel Çelişki Kuramı v«Kişinin sahip olduğu bir inanç, bilgi ya da tutum yine o kişinin sahip olduğu bir başka inanç, bilgi ya da tutumla çelişirse, bu iki inanç, bilgi u Bilişsel çelişki kuramı da bir tutarlılık kuramıdır; ya da tutum arasında bilişsel çelişki vardır.» u Bu kuramın üstünde çok çalışılmış, tartışılmış ve bu vÖrn. «sigara akciğer kanseri yapar» ve «ben bir sigara tiryakisiyim» kuram çerçevesinde yüzlerce araştırma gerçekleşmiştir. bu tür bilişsel çelişkiler kişiye sıkıntı verir, çelişkiden kurtulmak için bir Bu bakımdan üstünde önemle durulması gerekir. güdülenme meydana gelir. Çelişkiyi azaltmak için (a)çelişen bilginin sayısını/önemini azaltmak ya da (b)uyuşan bilgilerin sayısını/önemini arttırmak gerekir. (a) Doktorlar da içiyor. Kirli hava da yol açıyor. (b) Sinirlerimi yatıştırıyor. Sosyalleşiyorum. 61 62 2. Davranışa gerekçe bulma ihtiyacı 1. Karar verme sonucu meydana gelen bilişsel çelişki: u Şuana kadarki tutarsızlık ve yarattığı huzursuzluk kişinin tercihini u Bir karar verdiğimizde, söz söylediğimizde, tercihte ya da davranışını serbestçe, zorlanmadan yapmış olduğunu düşünmesi ile ortaya çıkar. Yani, kendi iradesini ortaya bulunduğumuzda yani geri döndürülemez bir durum söz konusu koyduğuna inandığı durumlardan söz ettik. olduğunda, ters düşen bir tutum varsa tutarsızlık yaşarız. u Eğer kişi zorlanma sonucu bir davranışı yaptığını düşünürse, bu u Bu durumda kişi uyuşmazlığı (kararı değiştirememe), tutumunu davranışı tutumundan farklı olsa dahi, bu farklılık bilişsel çelişki kararı doğrultusunda değiştirerek azaltır. Verdiği kararın yaratmayacak ve dolayısıyla, kişinin tutumunu davranışına akıllıca bir karar olduğuna kendisini inandırır. uyacak şekilde değişmesine gerek olmayacaktır. u Örn, kişi kendi kararıyla ürünleri satın alır. Bu geri u Kişi burada davranışının akıllıca olduğuna kendini inandırma döndürülemez bir şey olduğu için artık aldığı markanın gereği duymayacaktır. diğerlerinden daha iyi olduğuna dair tutum geliştirir; bunun u Başkasının zoruyla yapmak, başkalarını incitmemek için için de reklamları izlerken, yorumları okurken olumlu olanlara yapmak, alay edilmekten endişe etmek, kazanç elde etmek… dikkatini verir… tüm bunlar dışsal gerekçelere örnek olabilir. 63 64 Festinger ve Carlsmith, 1959 deneyi 16 27.12.2024 3. İtaat, Benimseme ve Bilişsel Çelişki Bilişsel Çelişki Evrensel midir? A. Bilişsel çelişkinin olduğu durumda, dışsal bir gerekçeye u Araştırmalara göre bilişsel çelişki bağlayabiliyorsa à tutum değişmesi görülmeden çelişki çözülür ve u Her kültürde aynı oranda yaşanmamaktadır ve huzura kavuşulur. u İtaat da benzer şekilde dışarıdan gelen baskı, ceza durumunda u Her kültürde aynı oranda rahatsız edici bulunmamıştır. uyum sağlanır; ama içsel bir değişim yoktur. Baskı olmadığı u Bireyci kültürde çelişki halinde daha fazla rahatsızlık; anda davranış da değişir. toplulukçu kültürde uyum yani çelişkisizlik daha az B. Bilişsel çelişkinin olduğu durumda, dışsal, objektif bir gerekçeye bildirilmiş. bağlanamıyorsa à tutum değişir; bunun kendi kararı olduğunu düşünür böylece çelişki çözülür ve huzura kavuşulur. u Benimseme benzer bir işleyiştedir. Olup biteni kendine mal eder, fikrin doğru olduğuna inanır ve yalnızken de buna uygun hareket eder. 65 66 Bilişsel Çelişki Kuramına Eleştiriler u Benlik algısı kuramı (Bem, 1967); u Tutum değişiminin sebebi hissedilen bilişsel çelişki ya da rahatsızlık değildir, aksine çoğu zaman tutumlarımızın farkında olamayız ve davranışlarımıza bakarak tutumlarımız hakkında çıkarımda bulunuruz. u Bu kuram bilişsel çelişki kuramına karşı çıkarak tutumların davranışlara değil davranışların tutum oluşumuna yol açtığını savunur. 67 17