🎧 New: AI-Generated Podcasts Turn your study notes into engaging audio conversations. Learn more

Plasenta - Göbek Kordonu - Fötal Membranlar.pdf

Loading...
Loading...
Loading...
Loading...
Loading...
Loading...
Loading...

Full Transcript

Plasenta Göbek Kordonu Fötal Membranlar Plasenta anne ve embriyo arasında ortak olarak oluşturulan bir organdır. Bu organın bazı katmanları embriyo tarafından oluşturulurken bazı katmanları anne tarafından oluşturulur. Plasenta tarafından sentezlenen hormonlar; 1. İnsan koryonik gonadotropin (hCG) 2...

Plasenta Göbek Kordonu Fötal Membranlar Plasenta anne ve embriyo arasında ortak olarak oluşturulan bir organdır. Bu organın bazı katmanları embriyo tarafından oluşturulurken bazı katmanları anne tarafından oluşturulur. Plasenta tarafından sentezlenen hormonlar; 1. İnsan koryonik gonadotropin (hCG) 2. İnsan koryonik somatomammotropin (insan plasental laktojen) 3. İnsan koryonik tirotropin 4. İnsan koryonik kortikotropin 5. Östrojen, progesteron Koriyon Koriyon frondozum (Çalı koriyon) Koriyon leve (Düz koriyon) Gebelik ilerdikçe embriyonik kutuptaki villuslar büyüyüp gelişerek Koriyon frondozumu oluşturur. Embriyonal kutup dışındaki villuslar dejenere olurlar. Bu nedenle 3. ayda koriyonun bu kısmı iyice düzleşir ve koriyon leve adını alır. İmplantasyondan sonra anne uterusuda farklılaşma gösterir. Embriyonun etrafındaki endometrium bağ dokusunda embriyoyu besleyecek olan desidua reaksiyonu gerçekleşir. İmplantasyon halindeki endometriyum çeşitli bölgelere ayrılır: Desidua bazalis: Plasentanın anneye ait kısmını oluşturan tabakadır. Desidua kapsularis: Embriyoyu kuşatan desidua katmanıdır. Desidua parietalis: Gelişim ilk evrelerinde embriyonal keseler dışında kalan desidua parçasıdır. Embriyonun büyümesiyle kapsülaris ve parietalis kaynaşır. Embriyo/Fetüs büyüdükçe uterus, koriyonik kese ve plasentada paralel olarak büyür. Plasenta enson büyüklüğüne fetüs 18 haftalık olana kadar ulaşır. Gelişmiş plasenta fetüsün 6’da 1 ağırlığındadır. Endometriumun %30’na kadar kaplayabilir. Dördüncü ayın başında plasenta iki parçadan oluşur. PLASENTA Koriyon frondozum (Fetal parça) Desidua bazalis (Maternal parça) Plasenta fetal tarafta koriyon plağı, maternal tarafta ise desidua bazalisten oluşam desidual plakla sınırlandırılmıştır. Göbek kordonundan gelen kan damarları koriyonik plak içerisinde ilerleyerek villusların içerisine dağılır. Villusların iç kısımları gevşek bir bağ dokusuyla doludur. Bu bağ dokusunun içinde fetal damarlar bulunur. Desidual plak içerisinden köken alan bağ dokusu kariyonik plağa doğru büyüme gerçekleştirir ama koriyonik plakla temas etmez bunlara desidual septum denir. Bu septumlar intervillöz boşlukları kompartmanlara böler. Bu kompartmanlara kotiledon denir. Her bir kotiledonun içerisinde birkaç tane ana koriyonik villus bulunur. 22-24 haftalar arası desidua kapsülarisin kan dolaşımı düştüğünden dejenere olarak kaybolur. Embriyonun büyümesiyle koriyon leve desidua paryetalis ile birleşir. Oluşan memebrana amniyokoriyonik membran denir. Doğum esnasında yırtılan membran bu membrandır. Bu membran yırtılınca amniyon sıvısı vajinadan dışarı akar. Amniyon kesesi hızlı bir şekilde büyüyerek koriyonik boşluğu kapatır ve koriyon boşluğu fetal membranların birleşmesiyle artık kaybolmuş olur. Fetal-plasental Dolaşım Düşük oksijenli kan umlikal arterle plasentaya gelir. Burada koriyonik arterlere dönüşür. Koriyonik arterler koriyonik plakta seyreder. Bu arterler daha sonra koriyonik villuslar içerisine girerek daha küçük dallara ayrılır. Anne kanı ila fetüsün kanı hiçbir zaman birbirlerine karışmaz arada bariyer vardır. Oksijenlenmiş kan venüllerden venlere oradanda umlikal venle fetüse taşınır. Maternal-Plasental Dolaşım Desidua bazalisten gelen 80-100 arası spiral arter intervillöz aralığa boşalır. Spiral arterlerden kan basınçlı ve pulsatil bir şekilde karşı tarafa hızlıca fışkırır. Kan akımı durduğunda koriyonik plak tarafına geçmiş kan yavaş yavaş villusların dalları üzerinden akarak bazalise doğru süzülür. Kan daha sonra endometrial venler tarafından anne dolaşımına dönmüş olur. Plasentanın intervillöz boşluklarında dakikada 3-4 defa yenilenen 150 ml kadar kan bulunur. Plasental membran 20. haftaya kadar plasental membran dıştan içe doğru; Sinsityotrofoblast Sitotrofoblast Villus bağ dokusu Fetal kapiller endoteliyumundan oluşur. 20. haftadan sonra sitotrofoblast katmanı yok olur. Dolayısıyla plasental membran üç katmandan oluşur. Plasental membran aynı zamanda plasental bariyeride oluşturur. Plasenta previa Normal plasenta Plasenta akreta Plasenta inkreta Plasenta perkreta Göbek Kordonu (Umlikal Kord) 3. haftanın sonuna doğru embriyo bir bağlantı sapıyla koriyon boşluğunda bulunur. Bu bağlantı sapı ekstraembriyonik mezodermin kalınlaşmış bir parçasıdır. Embriyonun hızlı büyümesiyle embriyo daha fazla besin maddesine ve oksijene ihtiyaç duyar dolayısıyla gelişmiş bir besin gaz taşınım yoluna ihtiyaç duyar ve geliştirmeye başlar. Bu yapılar gelişmiş bir göbek kordonu ve plasentadır. Bağlantı sapı içerisinde meydana gelen damarlar embriyo içerisindeki damarlarla bağlantı kurar. Göbek kordonu içerisinde 2 arter ve bir adet ven bulunur. Dördüncü hafta civarında fetal kalbin kan pompalamaya başlamasıyla umbilikal arterler deoksijenize kanı plasentaya taşırken umbilikal ven oksijenize kanı plasentadan fetusa taşımaya başlar. Bağlantı sapı içerisindeki ekstraembriyonik mezoderm hücreleri etraflarına ekstraselüler matriks salgılayarak Wharton jelini (peltesi) oluşturur. Wharton peltesi müköz bağ dokusu yapısındadır. Umbilikal kordonun uzaması esas olarak ikinci trimesterde gerçekleşir. Terme gelindiğinde umbilikal kordon ortalama 50-60 cm uzunluğunda, 2 cm çapında ve yaklaşık 40 helikal tur yapısındadır. Normalin uzunlukta olmayan kısa plasenta fetüs büyüdükçe erken ayrılma eğilimindedir. Uzun göbek kordonlarında sarkma veya fetüsü dolanma riski bulunmaktadır. Umlikal damarlar göbek kordonundan uzun olmasına rağmen heliks yapmalarından dolayı problem çıkarmazlar. Bazen bu ilmikler gerçek ilmik olur, bu ilmik bölgelerinden kan akımı yavaşlayıp durduğu zamanlarda fetüs ölümleri gerçekleşebilir. Amnion Amnion fetüsün dışındaki kesenin iç yüzünü döşeyen membranöz yapıdır. Bu kesenin içerisinde amniyotik sıvı bulunur. Amniyon büyüdükçe yavaş yavaş koryon boşluğunu yok eder ve göbek kordonunun epitel yüzeyini oluşturur. Amniotik Sıvı Kaynağı Amniyotik sıvı fetal büyümede ve embriyo/fetal gelişimde önemli bir rol oynar. Başlangıçta amniyon hücreleri tarafından bir miktar amniyotik sıvı salgılanır. Sıvının çoğu, anne dokusundan ve interstisyel sıvıdan, desidua parietalis'ten amniyokoriyonik membran boyunca difüzyonla elde edilir. Daha sonra plasentanın intervillöz boşluğundaki kandan koryonik plak yoluyla sıvı difüzyonu olur. Sıvı ayrıca fetal solunum ve gastrointestinal sistem tarafından da salgılanır ve amniyotik boşluğa girer. Sıvının solunum yolundan amniyotik boşluğa günlük katkı oranı 300 ila 400 ml'dir. 11. haftadan itibaren fetus, amniyotik boşluğa idrar atarak amniyotik sıvıya katkıda bulunur. Hamileliğin sonlarına doğru günde yaklaşık 500 ml idrar eklenir. Amniyotik sıvının hacmi normalde yavaşça artar, 10. haftada yaklaşık 30 ml'ye, 20. haftada 350 ml'ye ve 37. haftada 700 ila 1000 ml'ye ulaşır. Amniyon sıvısının büyük bir kısmı amniokoriyonik membrandan anne tarafına geçer. Bir kısmıda fetüsün amniyon sıvısını yutması kana geçmesi ve kanla plasentaya taşınarak anneye aktarılmasıyla sirkülasyon sağlanır. Gebeliğin ilerlemesiyle amniyon sıvısının içeriği değişse de genel olarak kan plazması gibidir. İçerisinde ayrıca fetüsten dökülmüş epitel hücreleri de bulunabilir. Amniyon sıvısı içerisinde fetüsün hücreleri bulunduğundan bu hücreler izole edilerek genetik tanıda kullanılabilir. Oligohidroamnios Polihidramniyoz Amniotik Sıvının Görevleri 1. Embriyo/fetüsün simetrik dış büyümesine izin verir. 2. Enfeksiyona karşı bariyer görevi görür. 3. Normal fetal akciğer gelişimine izin verir. 4. Amniyonun embriyoya/fetüse yapışmasını önler. Amniotik Sıvının Görevleri 5. Annenin aldığı darbeleri dağıtarak embriyoyu/fetüsü yaralanmalara karşı korur. 6. Nispeten sabit bir sıcaklığı koruyarak embriyonun/fetüsün vücut sıcaklığının kontrol edilmesine yardımcı olur. 7. Fetüsün serbestçe hareket etmesini sağlar, böylece kas gelişimine yardımcı olur (örneğin uzuvların hareketleri ile). 8. Sıvı ve elektrolit homeostazisinin korunmasına yardımcı olur. AMNİYOTİK BAND SENDROMU Amniosentez VİTELLUS KESESİ İlk olarak primer vitellüs kesesi oluşur daha sonra bu kese boğumlanıp küçülerek sekonder vitelllus kesesini oluşturur. Vitellus kesesi erken embriyonik dönemde embriyonun beslenmesine yardımcı olur. Vitellus kesesi duvarında kan damarları ve kan hücreleri oluşur. Bunlar dolaşım sitemine katkı sağlar. Karaciğer kan hücresi üretimin ele alana kadar kan hücreleri burada üretilir. VİTELLUS KESESİ 2. ve 3. haftalarda vitellüs kesesinde bir kısım hücre gonadlara göç ederek primordial germ hücrelerini oluşturur. Genelde gebeliğin ikinci trimesterinin sonuna doğru kaybolur. Bazı erişkinlerde meckel divertukulu olarak kalıntı kalır. Allantois Üçüncü haftada vitellüs kesesinin kaudal duvarından bağlantı sapına kadar uzanan sosis benzeri bir divertikül olarak ortaya çıkar. Endoderm kökenlidir. İkinci ayda allantoisin ekstraembriyonik kısmı dejenere olur. Allantois neden önemli Üçüncü ila beşinci haftalar arasında duvarında kan hücresi oluşumu meydana gelir. Allantoisin intraembriyonik kısmı mesanenin yapısına katılır. Diğer intraembriyonik kısımları ise urakus olarak kalıntı haline dönüşür.

Use Quizgecko on...
Browser
Browser