ALLAH’A ÝNANIYORUM PDF
Document Details
Uploaded by ImportantResilience
2007
Osman ORAL
Tags
Summary
This PDF is a religious text, focused on the theme of believing in God (Allah) and the essence of Islam. It contains many accounts, stories, and verses from the scriptures.
Full Transcript
ALLAH’A ÝNANIYORUM a b ALLAH’A ÝNANIYORUM Hazýrlayan Osman ORAL c ALLAH’A ÝNANIYORUM Ýman Serisi - 1 Copyright © Muþtu Yayýnlarý, 2007 Bu eserin tüm yayýn haklarý Iþýk Ltd. Þti.’ne aittir. Eserde yer alan metin ve resimlerin Iþýk Ltd. Þti.’nin önceden yazýlý izni olmaksýzýn, elektronik, me...
ALLAH’A ÝNANIYORUM a b ALLAH’A ÝNANIYORUM Hazýrlayan Osman ORAL c ALLAH’A ÝNANIYORUM Ýman Serisi - 1 Copyright © Muþtu Yayýnlarý, 2007 Bu eserin tüm yayýn haklarý Iþýk Ltd. Þti.’ne aittir. Eserde yer alan metin ve resimlerin Iþýk Ltd. Þti.’nin önceden yazýlý izni olmaksýzýn, elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayýt sistemi ile çoðaltýlmasý, yayýmlanmasý ve depolanmasý yasaktýr. Editör Aslý KAPLAN Görsel Yönetmen Engin ÇÝFTÇÝ Kapak Ali ÖZER Sayfa Düzeni Bekir YILDIZ ISBN 978-9944-138-61-1 Yayýn Numarasý 304 Basým Yeri ve Yýlý Çaðlayan Matbaasý Sarnýç Yolu Üzeri Nu: 7 Gaziemir / ÝZMÝR Tel: (0232) 252 20 96 Mayýs 2007 Genel Daðýtým Gökkuþaðý Pazarlama ve Daðýtým Merkez Mah. Soðuksu Cad. Nu: 31 Tek-Er Ýþ Merkezi Mahmutbey / ÝSTANBUL Tel: (0212) 410 50 00 Faks: (0212) 444 85 96 Muþtu Yayýnlarý Emniyet Mahallesi Huzur Sokak Nu: 5 34676 Üsküdar / ÝSTANBUL Tel: (0216) 522 09 99 Faks: (0216) 328 35 89 www.mustu.com ç ÝÇÝNDEKÝLER ALLAH’A ÝMAN O Cebrail’dir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .5 Ateþten Kurtaran . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .8 Herþeyden Daha Çok . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .9 Kalbini Yarýp da mý Baktýn . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .10 Beþ Emri Ben de Emrediyorum . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .12 Sözünde Durursa . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .16 Kulumun Zannýna Göreyim . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .18 Benden Alacaðýn Birþey Yok . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .19 Bunun Sebebi Nedir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .21 Üç Kiþi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .23 Bir Kulu Sevdi mi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .24 Devletin Mumu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .25 Allah’a Ýtaat Edene . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .27 Allah’ýn Rýzasý Ýçin Olursa Baþka . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .28 Rýzký Ancak Allah Verir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .31 Üç Soru Üç Cevap . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .33 d Seni Kürsüden Ýndirmekle Meþgul . . . . . . . . . . . . . . . . . . .35 Kaptansýz Gemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .38 Taptýklarýnýz Ayaðýmýn Altýndadýr . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .40 Hükümdar Deðil Hizmetçi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .43 Sen Bizi Kiminle Sanýyorsun . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .45 ALLAH’IN ÝSÝMLERÝ ve SIFATLARI Ne Yerlere Ne Göklere . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .49 Her Ýþe Allah’ýn Adýyla Baþlanýlmalý . . . . . . . . . . . . . . . . .52 Allah’ýn Güzel Ýsimleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .53 Rabbini Bize Tanýt . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .54 Emaneti Ehline Verin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .55 Kýyamet Gününde . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .57 Ne Zaman . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .59 Hak . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .60 Daha Merhametli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .62 Merhamet Edesin Diye . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .63 Rahmet . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .65 Sana Sorduklarý Vakit . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .66 Ayý Gördüðünüz Gibi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .67 Þeytandan Allah’a Sýðýnýn . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .68 Bütün Ýhtiyaçlarý Bilen . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .69 Bana Kim Ýlâh Olur . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .70 Hakkýyla Hayâ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .72 Ýki Söz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .73 e Allah’ýn Arþ’ý ve Kürsü’sü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .74 Arþ’ý Taþýyan Melek . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .75 Allah’ýn Adaleti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .76 Allah’ýn Gölgesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .82 Hapþýrma ve Esneme . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .83 Allah’a Mahsus . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .85 Süte Biraz Su Kat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .86 Sanem Ýle Samed’in Farký . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .88 Herkese Nasip Olmaz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .90 Ýsmimi Temizlediði Gibi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .92 Akrep Kurbaða ve Yýlan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .93 Kimse Görmeden . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .95 Kayýktaki Besmele . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .97 YÜCE ALLAH’A DUA Kimin Ýhtiyacý Olursa . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .101 Biraz da Katran . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .102 Allah’ým . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .104 Akþam Olduðunda . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .105 Gecenin Üçte Biri Girince . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .106 Reddedilmeyen Dualar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .107 En Yakýn An . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .108 Her Çeþit Kusurdan Uzak . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .109 Ýnþallah Ben Geldim . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .110 Günahlardan Tövbe Ýlacý . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .112 f On Ýki Evlât . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .114 Kaynaklar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .115 Sözlük . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .121 g ÖNSÖZ Her insan doðarken Allah duygusu ile doðar ve sonra da Allah’ýn varlýðýný, birliðini hisseder. Her þeyi bilen ve her þeye gücü yeten bir Allah’a inanmak, ergenlik çaðýna gelmiþ ve akýllý her insanýn ilk ve aslî sorumluluðudur. Ýnsan bizzat kendisine ve etrafýna dikkatle bakacak olursa, Yüce Yaratýcýnýn varlýðýný kolayca kavrar ve iman eder. Allah’ý bildiði ölçüde de sever. Allah inancý olmadan melek, kitap, peygamber, kaza ve kader, ahiret inançlarý düzgün olamaz. Bütün inançlarýn temeli Allah inancýdýr. Yaptýðýmýz ibadetlerimizden fayda saðlamamýz da inançlarýmýzýn düzgün, temiz ve saðlam olmasýna baðlýdýr. “ALLAH’A ÝNANIYORUM” adlý bu kitapla; bizzat Yüce Allah’ýn, O’nun Sevgili Resûlünün ve Allah dostlarýnýn dilinden Cenâb-ý Hakk’a dair bir h gül demeti sunduk. Yüce Yaratýcý’nýn layýkýyla bilinmesi ve sevilmesi temennisiyle. Osman ORAL Kayseri 2007 ý Ben; Allah’a, meleklerine, kitaplarýna, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayýr ve þerrin Allah’tan olduðuna inandým. Öldükten sonra diriliþ haktýr. Allah’tan baþka ilâh olmadýðýna, Hazreti Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduðuna þahitlik ederim. ALLAH’A ÝMAN O CEBRAÝL’DÝR Hazreti Ömer (radýyallahu anh) þöyle anlatmýþtý: “Bir gün biz Allah Resûlünün yanýnda iken birden elbisesi bembeyaz, sakalýnýn kýllarý ile saçlarý kapkara, üzerinde yolculuk eseri görünmeyen, hiçbirimizin tanýmadýðý bir adam geliverdi. Peygamberimizin yanýna oturdu. Diz kapaklarýný O’nun diz kapaklarýna dayadý. Ellerini dizlerine koydu ve: – Ey Muhammed! Bana Ýslâm’dan haber verir misin, dedi. Bunun üzerine Resûlullah: – Ýslâm, Allah’tan baþka ilâh olmadýðýna ve Muhammed Aleyhisselâmýn Allah’ýn Resûlü olduðuna þehadet etmen, namaz kýlman, zekât vermen, Ramazan ayýnda oruç tutman, yol bakýmýndan gücün yettiði takdirde haccetmenden ibarettir, buyurdu. Allah’a Ýnanýyorum 5 Adam: – Doðru söyledin, dedi. Biz buna hayret ettik. Hem soruyor hem de Peygamberimizi tasdik ediyordu. Adam devam ederek: – Bana iman nedir anlatýr mýsýn, dedi. Allah Resûlü de: – Ýman; Allah’a, meleklerine, kitaplarýna, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kaderin, hayýr ile þerrin Allah’ýn takdiri ile olduðuna inanmandan ibarettir, diye cevap verdi. Adam yine: – Doðru söyledin, dedi ve bu sefer: – Ýhsan nedir, diye sordu. Peygamberimiz: – Ýhsan, Allah’ý görür gibi kendisine ibadet etmendir. Çünkü sen, O’nu görmesen de O seni görür, buyurdu. Adam: – Kýyamet ne zaman kopacak, deyince Allah Resûlü: – Bu konuda kendisine sorulan kiþi, sorandan daha bilgili deðildir, dedi. 6 Allah’a Ýnanýyorum Adam son olarak: – Kýyametin alâmetlerinden bana haber verir misin, deyince Resûlullah: – Hizmetçinin efendisini doðurmasý; yalýn ayaklýlar, fakirler ve koyun çobanlarýný, yaptýklarý yüksek binalarla övünür ve yarýþ eder olduklarý hâlde görmendir, buyurdu. Sonra bu adam gitti. Biraz sonra Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): – Ey Ömer, soranýn kim olduðunu biliyor musun, deyince ben: – Allah ve Resûlü en iyi bilir, dedim. Bunun üzerine Efendimiz Aleyhisselâm: – O, Cebrail’dir. Dininizi öðretmek üzere size geldi, buyurdu.1 Allah’a Ýnanýyorum 7 ATEÞTEN KURTARAN Bir Yahudi’nin oðlu, Peygamber Efendimizin hizmetinde bulunmuþtu. Bu çocuk bir gün hastalandý, Allah Resûlü de onun ziyaretine gitti. Baþucunda oturduktan sonra çocuða: – Müslüman ol, buyurdu. Bunun üzerine çocuk babasýna baktý. Babasý da: – Ebu’l Kasým’a itaat et, deyince çocuk Müslümanlýðý kabul etti. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) çocuðun hak dini kabul etmesi üzerine: – Bu çocuðu ateþten kurtaran Allah’a hamd olsun, diyerek kalktý ve gitti.2 8 Allah’a Ýnanýyorum HERÞEYDEN DAHA ÇOK Peygamberimiz buyurdular ki: – Üç özellik vardýr ki bunlar kimde varsa o kimse imanýn tadýný duyar: Allah ve Resûlünü, bu ikisi dýþýnda kalan her þeyden daha çok sevmek. Bir kulu sýrf Allah rýzasý için sevmek. Allah, imansýzlýktan kurtarýp Ýslâm’ý nasip ettikten sonra tekrar küfre inançsýzlýða düþmekten, ateþe atýlmaktan korktuðu gibi korkmak!3 Allah’a Ýnanýyorum 9 KALBÝNÝ YARIP DA MI BAKTIN Üsâme bin Zeyd þöyle anlatmýþtý: “Allah Resûlü, Ýslâm’ý tanýtmak için bir seriyye hâlinde bizi bazý kabilelere gönderdi. Biz de onlara Ýslâm’ý anlattýk. Bazýlarý Ýslâm’ý kabul etmediler. Bizi Medine’de yaþatmayacaklarýný söyleyip kaçýþtýlar. Biz de o kaçanlardan birisine yetiþtik. Onu yakalayýnca ‘La ilâhe illallah.’ deyiverdi. Fakat biz kendisini öldüresiye dövdük. Medine’ye dönünce bu olayý Resûlullaha anlattým. Allah Resûlü: – Kýyamet gününde bu tevhid kelimesi karþýlýðýnda sana kim yardýmcý olacak, dedi. Ben: – Ey Allah’ýn Resûlü! O adam bunu silâhtan korktuðu için söyledi, diye cevap verdim. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): 10 Allah’a Ýnanýyorum – Kalbini açýp da mý baktýn? Ya gerçekten samimiyetle söylediyse! Kýyamet gününde ‘La ilâhe illallah’ karþýsýnda kim senin yardýmcýn olacak, buyurdu. Bu sözü o kadar tekrar etti ki Müslümanlýða o günden evvel girmemiþ olmayý arzu ettim.”4 Allah’a Ýnanýyorum 11 BEÞ EMRÝ BEN DE EMREDÝYORUM Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) þöyle anlatmýþtý: “Allahu Tealâ, Hazreti Zekeriyya Aleyhisselâmýn oðlu Hazreti Yahya Aleyhisselâma beþ þeyi yapmasýný ve ümmeti olan Ýsrail oðullarýnýn da bunlarla amel etmeleri için onlara emirde bulunmasýný emretti. Ancak Hazreti Yahya Aleyhisselâm, bu emri yerine getirmekte biraz gecikmiþti. Bunun için Ýsa Aleyhisselâm kendisine: – Allahu Tealâ sana beþ þeyi yapmaný ve Ýsrail oðullarýnýn da bunlarla amel etmeleri hususunda kendilerine emirde bulunmaný emretti. Ya sen, onlara bunu emredeceksin ve ya sen emretmezsen ben emredeceðim, dedi. Bunun üzerine Yahya Aleyhisselâm: 12 Allah’a Ýnanýyorum – Eðer sen bunu, benden önce yapacak olursan Allahu Tealâ’nýn beni mahvetmesinden korkuyorum, dedi ve Ýsrail oðullarýný Beyt-i Mukaddes’de topladý. Mescit o kadar doldu ki insanlarýn bir kýsmý duvarlardaki burçlarda oturdular. Yahya Aleyhisselâm kendilerine dedi ki: – Allah bana beþ þeyi yapmamý ve size de bunlarýn yapýlmasýný emretmemi, emir buyurdu. Bu beþ þeyin birincisi; Allah’a ibadet edip kendisine hiçbir þeyi ortak koþmamaktan ibarettir. Allah’a þirk koþan kimselerin misali þudur: Þirk koþan kimse, o adama benzer ki öz malýndan altýn veya gümüþ karþýlýðýnda bir köle satýn almýþ ve bu köleye “Ýþte yurdum bu, çalýþmak da bu! Çalýþ ve bunu bana öde!” demiþtir. Ancak köle çalýþýp, bunun karþýlýðýný baþkasýna ödemiþtir. Þimdi siz, söyleyin hanginiz kölesinin böyle olmasýna razý olabilir? Ýkincisi; Allahu Tealâ size namaz kýlmanýzý emretmiþtir. Namaz kýldýðýnýz zaman, saða ve sola bakmayýn. Çünkü Allah, ancak namazda þuraya buraya bakmayan kulunun yüzü karþýsýnda yüzünü kaldýrýr, yani ancak onun namazýný kabul buyurur. Üçüncüsü; Allahu Tealâ oruç tutmanýzý emir buyurmuþtur. Bunun da misali þöyledir ki oruçlu Allah’a Ýnanýyorum 13 kimse, insanlarýn arasýnda içinde misk dolu kutusu olan kimseye benzer. Halkýn hepsi bu kokuya hayran kalýrlar. Ýþte oruçlunun aðýz kokusu, Allah nezdinde bu misk kokusundan daha güzeldir. Dördüncüsü; Allah sadaka vermenizi emretmiþtir. Sadakanýn misali þöyledir: Bir adama benzer ki düþman kendisini esir alýp baðýþlamýþ, boynunu vurmak üzere getirmiþlerdir. Bunun üzerine adam “Ben, az çok ne varsa boynumun kurtulmasý için fidye olarak vermeye hazýrým.” diyerek kendini onlarýn elinden kurtarmýþtýr. Beþincisi; Allahu Tealâ Rabbinizi zikretmenizi emir buyurmuþtur. Bunun da misali þudur: Bu, bir adama benzer ki düþman süratle kendisini takip etmeye baþlamýþtýr. Ancak adam, sonunda saðlam bir kaleye gelmiþ ve oraya sýðýnarak canýný takipçilerden korumuþtur. Ýþte kul da böyledir. Kendisini ancak, Allahu Tealâ’nýn zikri ile düþmaný olan þeytandan muhafaza eder.” Allah Resûlü, bunlarý anlattýktan sonra buyurdu ki: – Ben de size, Allah’ýn bana emrettiði beþ þeyi yapmanýzý emrediyorum. Allah’ýn emir ve yasaklarýný dinleyip kabul ediniz. Baþýnýzda sizden olan yetkililere itaat ediniz. Allah yolunda malýnýzla ve 14 Allah’a Ýnanýyorum canýnýzla cihat ediniz. Hicret ediniz ve bir de cemaat hâlinde bulununuz, ayrýlýða düþmeyiniz. Çünkü kim Müslüman toplumundan bir santim kadar ayrýlýrsa, geri dönünceye kadar Ýslâm dairesinden kendini çýkarmýþtýr. Toplumu beðenmeyip isyankâr hareketler cahiliye âdetidir. Kim bir cahiliyet davasýnda bulunursa, o cehennem çukurlarýndan birinde kendini bulur.5 Allah’a Ýnanýyorum 15 SÖZÜNDE DURURSA Allah Resûlü sahabileriyle birlikte mescitte otururken bir adam geldi ve Efendimize þöyle dedi: – Bizim oraya senin gönderdiðin bir elçi geldi ve senin Allah tarafýndan gönderildiðini söyledi. Peygamberimiz de: – Evet, doðru söylemiþ, dedi. Adam tekrar sordu: – Öyleyse gökyüzünü kim yarattý? – Allah! – Anladým. Gökyüzünü yaratan, yeryüzünü yaratan ve daðlarý diken Zat adýna söyler misin, seni peygamber olarak gönderen Allah mýdýr? – Evet! – Gönderdiðin elçi iddia ediyor ki biz, gece ve gündüz beþ vakit namaz kýlmalýyýz. Bu doðru mudur? – Doðru söylemiþtir! 16 Allah’a Ýnanýyorum – Seni gönderen adýna doðru söyle. Bunu sana Allah mý emretti? – Evet! Adam arkasýndan zekâtý, orucu, daha sonra da haccý sordu. Peygamberimiz de her seferinde “Doðru söylemiþtir.” dedi. Sonra adam: – Seni gerçekle gönderen Allah’a yemin ederim ki bunlarýn üzerine hiçbir þey ilave etmem, bunlarý eksiltmem de. Peygamber Efendimiz bunun üzerine þöyle buyurdu: – Bu kimse sözünde durursa cennetliktir!6 Allah’a Ýnanýyorum 17 KULUMUN ZANNINA GÖREYÝM Allahu Tealâ þöyle buyurdu: – Ben, kulumun Benim hakkýmda yaptýðý zanna göreyim. O, Beni zikretti mi onunla beraberim. Eðer o, Beni nefsinde zikrederse Ben de onu nefsimde zikrederim. Eðer o, Beni bir cemaat içerisinde zikrederse Ben de onu onunkinden daha hayýrlý bir cemaat içerisinde zikrederim. O, Bana bir karýþ yaklaþýrsa Ben ona bir zira’ yaklaþýrým, o Bana bir zira’ yaklaþýrsa Ben ona bir kulaç yaklaþýrým. O Bana yürüyerek gelirse Ben ona koþarak gelirim.7 18 Allah’a Ýnanýyorum BENDEN ALACAÐIN BÝRÞEY YOK Allah Resûlü þöyle buyurdu: “Kýyamet gününde üç kiþi ilk olarak sorguya çekilir. Birincisi; cihat esnasýnda ölen kimsedir ki Allah’ýn huzuruna getirilir ve Allah, kendisine verilmiþ olan nimetleri önüne serer. O da bunlara sahip olduðunu itiraf eder. Bunun üzerine Allah kendisine: – Bu nimetler içerisinde ne yaptýn, diye sorar. O da: – Senin yolunda þehit oluncaya kadar savaþtým, cevabýný verir. Allahu Tealâ: – Yalan söylüyorsun, sen ‘Yiðit’ desinler diye savaþtýn ve sana ‘Yiðit’ dediler de. Benden alacaðýn bir þey yok, der. Ýkincisi; ilim tahsil edip baþkasýna da öðreten ve Kur’ân okuyan kimsedir ki bu da Allah’ýn huzuruna getirilir ve Allah, kendisine verilmiþ olan nimetleri Allah’a Ýnanýyorum 19 bir bir sayar ve önüne serer. O da bunlarý tasdik eder. Sonra Allah kendisine: – Bu eriþtiðin nimetler içerisinde ne yaptýn, diye sorar. O da: – Ýlim tahsil ettim, ilmi baþkasýna öðrettim ve senin rýzan için Kur’ân okudum, diye karþýlýk verir. Allahu Tealâ: – Yalan söylüyorsun, sen ilmi, ‘Âlim’ desinler diye öðrendin. Kur’ân’ý da ‘Güzel Kur’ân okuyan kiþi’ desinler diye okudun. Ve sana böyle dediler de. Benden alacaðýn bir þey yok, der. Üçüncüsü de Allah’ýn kendisine bolluk verdiði, mallarýn her çeþidini ihsan ettiði kimsedir ki Allah’ýn huzuruna getirilir ve Allah, kendisine verilen nimetleri karþýsýna çýkarýr. O da bütün bunlarýn kendisine verildiðini kabul eder ve Allah sorar: – Þu nail olduðun nimetlerle ne yaptýn? O da: – Verilmesini istediðin ne kadar yer varsa, hep o yerlerde ve o yolda daðýttým, diye cevap verir. Allahu Tealâ: – Yalan söylüyorsun. Sen bütün bunlarý kendine ‘Ne cömert adam!’ dedirtmek için yaptýn. Ve sana böyle dediler de. Benden alacaðýn bir þey yok, der.”8 20 Allah’a Ýnanýyorum BUNUN SEBEBÝ NEDÝR Bir savaþta Hazreti Ali bir kâfirle çarpýþýyor ve kâfir, usta bir savaþçý olduðu için onu bir türlü yenemiyordu. Tam karþý karþýya geldikleri bir sýrada Hazreti Ali: – Ya Allah, diyerek kâfirin üzerine hücum edip onu yere yatýrdý. Çýkýp göðsü üzerine oturduktan sonra hançerini çýkarýp onu öldüreceði sýrada kâfir, Hazreti Ali’nin yüzüne tükürdü. Kâfir, bunu Hazreti Ali gazaba gelsin de kendisini daha çabuk öldürsün diye yapmýþtý. Hazreti Ali, hemen kâfirin üzerinden kalktý ve onun da ayaða kalkmasýna müsaade etti. Kâfir þaþýrmýþtý: – Ya Ali! Ben seni kýzdýrmak için yüzüne tükürdüm, sense beni tam öldüreceðin sýrada serbest býraktýn. Bunun sebebi nedir, diye sordu. Hazreti Ali kâfire þu cevabý verdi: Allah’a Ýnanýyorum 21 – Ben, bu savaþ meydanýnda Allah rýzasý için çarpýþýyorum. Sen yüzüme tükürdüðün zaman içimde sana karþý bir nefret hissi belirdi. Seni öldürmüþ olsaydým, Allah için deðil de nefsime yapýlan hakaretten dolayý öldürmüþ olacaktým. Bundan dolayý seni öldürmekten vazgeçtim. Kâfir, Hazreti Ali’nin bu sözüne hayran kalarak Ýslâmiyet’i kabul edeceðini ve Ýslâm dinini tarif etmesini istedi. Hazreti Ali de ona Ýslâm’ý anlattý ve adam þehadet getirip Müslüman oldu. Zira Allah Resûlü þöyle buyurmuþtu: – Senin elinde bir kiþinin Ýslâm’ý kabul etmesi, dünya dolusu verilen sadaka ve zekâttan daha hayýrlýdýr.9 22 Allah’a Ýnanýyorum ÜÇ KÝÞÝ Allah Resûlü, sahabileriyle birlikte mescitte otururken yanýna üç kiþi geliverdi. Bunlardan ikisi Peygamber Efendimizin huzuruna doðru yürüdü. Birisi ise dönüp gitti. Bu ikisi Peygamberimizin huzuruna gelince bunlardan biri, cemaat arasýnda bulduðu boþ yere oturdu. Ýkincisi cemaatin arkasýna oturdu. Üçüncüsü de oturmayýp döndü ve gitti. Bunun üzerine Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), mescitten ayrýldýktan sonra: – Bu üç kiþiyi size anlatayým mý, dedi. Ve ilâve etti: – Birincisi, Allah’a sýðýndý. Allah da onu ilim mescidinde oturmakla mükâfatlandýrdý. Ýkincisi Allah’tan hayâ etti, Peygamberin meclisinde bulunanlarý sýkýþtýrýp rahatsýz etmekten kaçýndý. Allah da onu cezalandýrmaktan kaçýndý ve ona, ihsanda bulundu. Üçüncüsüne gelince, o yüz çevirdi. Allah da ondan yüz çevirdi, buyurdu.10 Allah’a Ýnanýyorum 23 BÝR KULU SEVDÝ MÝ Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah’ýn bir kulu sevmesini þöyle açýkladý: – Allah, bir kulu sevdi mi Hazreti Cebrail’e, “Allah falaný seviyor, onu sen de sev.” diye seslenir. O kulu Cebrail de sever. Sonra Cebrail, gökyüzü ehline, “Allah falaný seviyor, onu siz de sevin!” diye nida eder. Bütün gökyüzü ehli de onu sevmeye baþlar. Sonra onun için halký arasýna hüsn-ü kabul konur. Allah bir kula buðzetti mi, sevmedi mi Cebrail’e, “Ben falancaya buðzettim, sen de buðzet!” diye seslenir. Ona Cebrail de buðzetmeye baþlar. Sonra Cebrail gökyüzü ehline baðýrýr: “Allah (celle celaluhu) falan kimseye buðzetti, onu sevmedi. Siz de sevmeyin!” Sonra yeryüzüne onun için Allah tarafýndan sevilmeme kararý verilir.11 24 Allah’a Ýnanýyorum DEVLETÝN MUMU Ashabtan Abdurrahman bin Avf, Hazreti Ömer halife iken onu makamýnda ziyarete gelmiþti, selâm verip müsait bir yere oturdu. Hazreti Ömer, kendisiyle hiç meþgul olmamýþ, hatta selâmýný bile almamýþtý. Hazreti Abdurrahman, hayretle sonucu beklerken Hazreti Ömer, iþini bitirdikten sonra önünde yanan mumu söndürdü ve ayný onun gibi baþka bir mum yaktýktan sonra: – Ve aleyküm selâm, deyip onun selâmýný aldý. Sonra konuþmaya baþladýlar. Abdurrahman bin Avf, Hazreti Ömer’e niçin o mumu söndürüp baþkasýný yaktýktan sonra kendisiyle meþgul olmaya baþladýðýný sorunca halife: – Ya Abdurrahman! Evvelki mum devletin hazinesinden alýnmýþ mumdu. O yanarken þahsî iþlerimle meþgul olsaydým, Allah indinde mesul olurdum. Sizinle devlet iþi konuþmayacaðýmýz için kendi paramla almýþ olduðum mumu yaktým, ondan Allah’a Ýnanýyorum 25 sonra sizinle meþgul olmaya baþladým, deyince Abdurrahman bin Avf Hazretlerinin gözleri yaþardý. Ellerini kaldýrarak þöyle dua etti: – Ya Rabbi! Hattab oðlu Ömer’i bizim baþýmýzdan eksik etme!12 26 Allah’a Ýnanýyorum ALLAH’A ÝTAAT EDENE Sahabilerden Selman-ý Farisî Hazretleri, yanýnda bir misafir olduðu hâlde sahraya çýkmýþtý. Havada uçan kuþlar ve ovadan geçen ceylan sürüleri gördü. Kuþlara ve ceylanlara hitaben: – Yanýmda bir misafirim var. Ýçinizden biriniz buraya gelsin. Misafire ikram edeceðim, diye seslendi. Kuþlardan ve ceylanlardan birer tanesi süratle Hazreti Selman’ýn huzuruna geldiler. Misafir bu iþe çok þaþýrmýþtý: – Sübhânallah, diyerek hayretini belirtti. Selman-ý Farisî Hazretleri: – Bunda hayret edecek ne var? Sen Allah’a itaat edene, mahlûkatýn isyan ettiðine hiç þahit oldun mu, buyurdular.13 Allah’a Ýnanýyorum 27 ALLAH’IN RIZASI ÝÇÝN OLURSA BAÞKA Odunculukla hayatýný kazanan bir kiþi vardý. Allah’a karþý kulluk vazifesini yapar, kimsenin ekþisine tatlýsýna karýþmazdý. Bu kiþinin bulunduðu köyün yakýnýnda bir köy daha vardý. O köyün halký da daðda kutsal diye kabul ettikleri bir aðaca taparlar, ondan yardým beklerlerdi. Oduncu, bir gün: – Þunlarýn Allah diye taptýklarý aðacý kesip odun edeyim, pazarda satarak ekmek parasý kazanýrým hem de bir kavmi Allah’a isyandan kurtarmýþ olurum, diye düþünerek Allah rýzasý için aðacý kesmeye karar verdi. Daða doðru giderken karþýsýna acayip suratlý, pis bir adam çýkarak, nereye gittiðini sordu. Oduncu: – Halkýn, Allah diye taptýklarý aðacý kesmeye gidiyorum, dedi. Adam, oduncuya: 28 Allah’a Ýnanýyorum – Ben þeytaným. O aðacý kesmene müsaade etmiyorum, deyince oduncu þeytana çok kýzdý. Onu öldürmek için hücum ederek yere yatýrdý ve üzerine oturup hançerini boðazýna dayadý. Þeytan köylüye: – Sen beni öldüremezsin. Allah bana kýyamete kadar müsaade etmiþtir. Fakat gel o aðacý kesme, seninle anlaþalým. Ben sana her gün bir altýn vereyim, sen de aðacý kesmekten vazgeç. Hem insanlar aðaca tapýyormuþ, günah iþliyormuþ senin neyine gerek, altýnýný al iþine bak, dedi. Adam þeytaný býrakmýþtý. Þeytan adama, akþam yatýp sabahleyin yastýðýnýn altýna bakmasýný söyledi ve anlaþarak ayrýldýlar. Adam aðacý kesmekten vazgeçip, evine döndü. Akþam yatýp sabahleyin yastýðýnýn altýna baktýðýnda, altýný gördü. Memnun olmuþtu. Ýkinci gün oldu, fakat bu sefer þeytan altýný koymamýþtý. Adam kýzýp baltasýný aldýðý gibi daða aðacý kesmeye gitti. Fakat yolda yine þeytanla karþýlaþtýlar. Adam þeytana iyice kýzmýþtý. Onu görünce: – Seni sahtekâr seni, beni kandýrdýn deðil mi, diyerek üzerine hücum etti. Fakat evvelkinin tam tersine bu sefer þeytan, adamý tuttuðu gibi altýna aldý. Adam þaþýrmýþtý. Bu Allah’a Ýnanýyorum 29 nasýl hâl der gibi þeytanýn yüzüne bakýyordu. Þeytan: – Hayret ettin deðil mi? Niçin bana yenildiðinin sebebini söyleyeyim. Dün sen, Allah rýzasý için aðacý kesmeye gidiyordun. Seni deðil ben, dünyadaki bütün þeytanlar bir araya gelse yine yenemezdi. Lâkin þimdi Allah rýzasý için deðil de sana altýný vermediðim için kýzdýðýndan gidiyorsun. Ýþte bu sebeple bana maðlup oldun. Aðacý kesmene müsaade etmeyeceðim, dedi.14 30 Allah’a Ýnanýyorum RIZKI ANCAK ALLAH VERÝR Bir âlim zat yolculuða çýkacaktý. Hanýmýna: – Ben sefere çýkacaðým, sana ne kadar yiyecek býrakayým, dedi. Âlimin hanýmý Allah’a tam tevekkül edenlerdendi. Kocasýna: – Yaþayacaðým zamana yetecek kadar rýzk isterim, diye cevap verdi. Âlim: – Ben senin ne kadar yaþayacaðýný nereden bilebilirim, deyince haným: – Öyleyse rýzkýmý ne kadar yaþayacaðýmý bilene havale et, dedi. Bunun üzerine âlim zat, bir þey demeden sefere çýkýp gitti. Bu hâli duyan bazý kadýnlar, âlimin hanýmýna: – Kocan ne kadar yiyecek býraktý, diye sormaya baþladýlar. Allah’a Ýnanýyorum 31 Mübarek kadýn onlara þu cevabý verdi: – Benim kocam rýzk vermez, rýzk yer. Rýzký ancak Allah verir. Ýnsanlar bir aracýdýr, sebeptir.15 32 Allah’a Ýnanýyorum ÜÇ SORU ÜÇ CEVAP Allah’a inanmayan bir kiþi, âlimin birine þu üç soruyu sordu: “Allah varsa, O’nu bana gösterebilir misin? Her iþi Allah yaratýyor da neden suçlu ceza görüyor? Þeytan, ateþten yaratýldýðý hâlde cehennem ateþi ona nasýl tesir edecek?” Âlim, bu sorularý soðukkanlýlýkla dinledi. Sonra da yerden bir tuðla parçasý alýp inkârcýnýn baþýna hafifçe vurdu. Baþý acýyan adam soluðu hemen mahkemede aldý. Hâkim, âlime sordu: – Bunun baþýna tuðla ile vurmuþsun öyle mi? – Evet! Bana üç soru sormuþtu, ben baþýna tuðla ile birazcýk vurarak sorularýna cevap verdim. – Nasýl? – Anlatayým. “Allah varsa bana göster.” demiþti. Baþýnýn aðrýdýðýný iddia ediyorsa aðrýyý göstersin. Ýkinci olarak da “Her þeyi Allah yaratýyorsa, suçlu Allah’a Ýnanýyorum 33 neden ceza görsün?” dedi. Mademki böyle düþünüyor, niçin beni mahkemeye veriyor? Üçüncü olarak da “Ateþten yaratýlan þeytana cehennem ateþi nasýl tesir eder?” diye sordu. Cevabýný aldý. Topraktan yaratýlan kendisine, yine topraktan olan tuðla nasýl tesir ediyorsa öyle. Bu cevaplardan sonra adam davayý geri çekti, hâkim ikna oldu, âlim de beraat etti.16 34 Allah’a Ýnanýyorum SENÝ KÜRSÜDEN ÝNDÝRMEKLE MEÞGUL Ýmam-ý Azam Ebu Hanife Hazretleri delikanlý yaþlarýndayken, Basra þehrine tüccarlýk sebebiyle bir Mecusî (ateþe tapan) gelmiþti. Adam “Ben ateþe Allah diye tapýyorum. Var ki tapýyorum, sizin taptýðýnýz Allah’ý bana gösterin, bak gösteremiyorsunuz. Yok ki gösterebilesiniz, hocalarýnýzý getirin ispat edeyim.” diye halký tahrik ediyordu. Halk Mecusî’ye: – Ebu Hanife ile tartýþmanda onu yenersen hocalarýmýzý çaðýrabiliriz, diye karþýlýk verdi. Ebu Hanife’nin genç bir delikanlý olduðunu öðrenen Mecusî, “Benim çocukla iþim yok.” deyince halk ýsrarcý oldu ve ertesi gün mescitte buluþmak üzere ayrýldýlar. Ertesi gün buluþma vakti geldiðinde Mecusî kürsüde, halk da mescide toplanmýþ Ebu Hanife’yi Allah’a Ýnanýyorum 35 beklemeye baþladýlar. Ebu Hanife biraz gecikmiþti. Mecusî bu durumu fýrsat bilerek: – Gördünüz mü? Sizin delikanlý korktu, gelemiyor. Benim çoluk çocukla iþim yok. Âlimlerinizi çaðýrýn bana, dedi. Bu arada halk da tedirgin olmuþtu. Biraz sonra Ebu Hanife, kan ter içinde nefes nefese mescide girerek: – Aðalar, beyler, geciktim özür dilerim. Nehrin öbür tarafýndaydým. Bu tarafa geçecek bir vasýta bulamadým. Nehrin kýyýsýndaki aðaçlara “Aðaçlar! Derhâl sandal gemi olun, köprü olun da karþýya geçeyim.” dedim. Onlar da hemen sandal, köprü oldular, ben de bu tarafa geçtim. Bu sebeple geciktim. Kusura bakmayýn, dedi. Kürsüde oturan Mecusî bir kahkaha patlatarak: – Gördünüz mü sizin deli çocuðun dediðini! Hiç aðaçlar, kendi kendine sandal, köprü olur mu, deyince genç delikanlý Ebu Hanife: – Aðaçlar kendi kendine gemi, köprü olamaz da þu koskoca kâinat ustasýz, kendi kendine olur mu, diye karþýlýk verdi. Cemaat de büyük bir sevinçle tekbir getirdi. Mecusî, kürsüden: 36 Allah’a Ýnanýyorum – O zaman sizin Allah’ýnýz niçin görünmüyor? Var olan þeyler görünür, yok ki görünsün, deyince Ebu Hanife Mecusî’ye: – Sizin aklýnýz var mý, diye sordu. Adam: – Tabiî ki var, deyince Ebu Hanife: – Gösterin bakalým, dedi. Mecusî: – Onu gösteremem, deyince Ebu Hanife: – Yok mu acaba, deyip ekledi. Ýþte ruh ve akýl gibi þeylerin de varlýðý bilinir ama kendileri gösterilemez. Demek ki her var olan þey görünmez. Onun bu sözlerinin ardýndan cemaat tekrar tekbir getirdi, Mecusî biraz sinirlenmiþti. Bu sefer: – Sizin Allah’ýnýz þu anda ne ile meþguldür, diye sorunca Ebu Hanife: – Sen kürsüden in, ben çýkayým oraya. Ondan sonra cevap vereyim, dedi ve sonra da kürsüye çýkýp: – Þimdi Allah, senin gibi cahil birisini kürsüden indirip, benim gibi bir çocuðu ibret alýnmasý için kürsüye çýkarmakla meþguldür, dedi. Mecusî, Ebu Hanife’nin parlak ve pratik zekâsý karþýsýnda maðlup olmuþtu. Ona teþekkür etti ve hemen oracýkta kelime-i þehadet getirerek cemaatin tekbirleri arasýnda Müslüman oluverdi.17 Allah’a Ýnanýyorum 37 KAPTANSIZ GEMÝ Bir grup Mecusî, Ýmam-ý Azam Ebu Hanife Hazretleri’ne bazý sorular yöneltmiþ, ondan ikna edici cevaplar istemiþ ve “Biz Allah’a inanmýyoruz.” demiþlerdi. Aralarýndan biri: – Ey Ýmam, görmediðin Allah’a nasýl ibadet ediyorsun, diye sordu. Ýmam-ý Azam Ebu Hanife Hazretleri þöyle cevap verdi: – Deniz içindeki bir vapurun, yüzlerce dalga arasýnda rahatlýkla bir sahile doðru gittiðini ve bu dalgalarýn onun yönünü deðiþtirmediðini görseniz, bu ustaca yüzdürülen vapuru bu deryada yüzdüren ve fevkalade bir maharetle onu idare eden bir zatýn yani kaptanýn var olduðunda tereddüt eder misiniz, deyince Mecusîler hep bir aðýzdan: – Hayýr, dediler. Ýmam-ý Azam bunun üzerine devam etti: 38 Allah’a Ýnanýyorum – Öyle ise þu yýldýzlar, þu koca kâinat, þu küre-i arz âdeta bir denizin içinde hem de ahengi bozulmadan yüzüyor; bunun kendi kendine olmasýna nasýl ihtimal verebiliyorsunuz? O hâlde bütün âlemlerin seyrini idare eden ve onlarý düzen içinde yürüten büyük bir kaptan vardýr. Bunun üzerine Mecusîler: – Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah, dediler.18 Allah’a Ýnanýyorum 39 TAPTIKLARINIZ AYAÐIMIN ALTINDADIR Herkesin sevdiði büyük âlim, Muhyiddin Arabî hazretleri bir daða çýkýp: – Sizin taptýklarýnýz benim ayaðýmýn altýndadýr, diye baðýrmaya baþladý. Bu söz üzerine zamanýn âlimleri, Muhyiddin Arabî’nin “Allah benim ayaðýmýn altýndadýr.” dediðine hükmederek küfre girdiðini söylediler ve idamýna hükmedip onu idam ettiler. Kabrini de bir daðýn baþýna yaptýlar. Fakat Muhyiddin Arabî Hazretleri bir sözünde: – Sin harfi þýn harfine girdiði zaman, Muhyiddin’in kabri ve isteði anlaþýlýr, demiþti. Aradan asýrlar geçti. Yavuz Sultan Selim, Þam’ý fethetti. Orada yýllar önce yaþanan bu hadiseyi duyup Muhyiddin Arabî’nin kabrinin nerede olduðunu 40 Allah’a Ýnanýyorum sordu. Kimse Muhyiddin Arabî’nin kabrinin nerede olduðunu bilmiyordu. Padiþah, daðda koyun otlatmakta olan çobanlara kadar Muhyiddin Arabî’nin kabrinin nerede olduðunu soruyor, fakat kimseden tatmin edici bir cevap alamýyordu. Sadece çobanýn bir tanesi: – Efendim dedi, ben kabrin nerede olduðunu bilmiyorum. Fakat þurada bir yer var ki oradan ne koyunlarýn birisi bir ot yer ne de oraya bir hayvan basar. Oranýn otlarý, kendi hâlinde büyür ve zamaný gelince de kurur gider, dedi. Bunun üzerine Sultan Selim, oranýn Muhyiddin Arabî’nin kabri olduðuna karar verip orayý kazdýrdý. Baktýlar ki cesedi olduðu gibi çürümeden duruyor. Oraya büyük bir türbe yaptýran Yavuz, sonra onun niçin idam edildiðini sordu. Oradakiler “Sizin taptýðýnýz, benim ayaðýmýn altýndadýr.” dediði için idam edildiðini söylediler. Bu defa Sultan Selim Han, onun bu sözü nerede söylediðini araþtýrýp orayý da buldu. Orayý kazmalarýný emretti. Kazdýklarýnda oradan bir küp altýnýn çýktýðýný gördüler. Yavuz Sultan Selim þöyle söyledi: – Muhyiddin Arabî “Taptýðýnýz ayaðýmýn altýnda.” diyerek benim ayaðýmýn altýnda altýn var demek Allah’a Ýnanýyorum 41 istemiþ, ama o zaman bunu kimse anlayamamýþ. Muhyiddin’i haksýz yere idam etmiþler, dedi. Böylece Muhyiddin Arabî’nin iki kerameti birden ortaya çýkmýþ oluyordu: Biri, paranýn yerini bildirmesi, biri de Yavuz’un gelip hadiseyi aydýnlýða kavuþturmasý.19 42 Allah’a Ýnanýyorum HÜKÜMDAR DEÐÝL HÝZMETÇÝ Yavuz Sultan Selim, Mýsýr’ý fethetmiþ ve hilâfet, 1516 yýlýnda Abbasilerden Osmanlýlara geçmiþti. Bir cuma günü Ümeyye Camii’nde cuma namazý kýlýnacaktý. Yavuz Sultan Selim de camide idi. Þam valisi, hükümdarýn namaz kýlacaðý yere yeþil atlastan bir seccade sererek onun yerini ayýrmýþtý. Yavuz, namaz kýlacaðý yerde cemaatten ayrý olarak serilmiþ seccadeyi görünce hiddetlenerek: – Burasý ibadet yeridir, padiþah sarayý deðildir, dedi ve atlas seccadenin kaldýrýlmasýný emretti. Sonra da cemaatle beraber camide namaz kýlmaya baþladý. Sýra cuma hutbesine gelmiþti ki imam çýkarak hutbeyi okumaya baþladý. Hutbenin giriþinde halifenin ismi zikredilirken imam Yavuz Sultan Selim’i kastederek: – Hakimü’l-Harameyni’þ-Þerifeyn (Mekke ve Medine’nin hükümdarý), dedi. Allah’a Ýnanýyorum 43 Ýmamýn bu sözlerini duyan Koca Yavuz hemen oturduðu yerden ayaða kalkarak: – Ýmam efendi! Okuduðunuz hutbedeki Hakimü’l-Harameyn (Mekke ve Medine’nin hükümdarý) lâfzýný, Hadimü’l-Harameyn (Mekke ve Medine’nin hizmetçisi) olarak deðiþtiriniz. Çünkü ben, Mekke ve Medine’nin hükümdarý deðil; olsa olsa o mübarek beldelerin ve Allah’ýn evinin hizmetçisi olabilirim, dedi.20 44 Allah’a Ýnanýyorum SEN BÝZÝ KÝMÝNLE SANIYORSUN Yavuz Sultan Selim Han, son günlerinde yanýndan ayýrmadýðý dostu Hasan Can’a hasta yataðýnda bulunduðu bir sýrada: – Hasan, beni nasýl görüyorsun, dedi. Hasan Can: – Sultaným Allah’a kavuþmak zamanýdýr. O’na yöneliniz, dedi. Yavuz Sultan Selim: – Ya Hasan, bunca zamandýr sen bizi kiminle sanýyorsun? Allah’a karþý bir kusurumuz mu var, deyince Hasan Can: – Sultaným hiçbir zaman sizin için öyle düþünmedim ve düþünmem. Yalnýz þu var ki her zamanki hâlinizle þimdiki hâliniz mukayese edilemez. Ben bu bakýmdan size hatýrlatmak istedim, demiþti ki Allah’a Ýnanýyorum 45 Yavuz’un son defa “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah” dediði duyuldu. Yavuz Sultan Selim Han, þehadet getirerek ruhunu sahibine teslim etti.21 46 Allah’a Ýnanýyorum ALLAH’IN ÝSÝMLERÝ ve SIFATLARI NE YERLERE NE GÖKLERE Musa Aleyhisselâmýn ümmeti bir gün ona: – Ey Musa! Rabbimizi yemeðe davet ediyoruz. Buyursun bir gün misafirimiz olsun. Neyimiz varsa ikram etmeye hazýrýz, dediler. Musa Aleyhisselâm, onlarý azarladý ve: – Nasýl olur, Allah (hâþâ) yemekten, içmekten ve mekândan münezzehtir, diyerek bir daha böyle bir þeyi akýllarýndan bile geçirmemelerini tembihledi. Fakat Musa Kelîmullah, Tur Daðý’na çýktýðýnda Allah tarafýndan þöyle nida olundu: – Ya Musa! Neden kullarýmýn davetini bana getirip söylemiyorsun? Bunun üzerine Musa Aleyhisselâm: – Ya Rabbi! Böyle bir daveti Sana gelip söylemekten hayâ ederim. Nasýl olur, zatý ulûhiyetiniz onlarýn söylediklerinden uzaktýr, dedi. Allah’a Ýnanýyorum 49 Cenâb-ý Hak: – Söyle kullarýma, onlarýn davetine cuma akþamý geleceðim, buyurdu. Musa Aleyhisselâm, gelip kavmini durumdan haberdar edince hazýrlýða baþlandý, koyunlar, sýðýrlar kesildi. Mümkün olduðu kadar çeþitli bir yemek sofrasý hazýrlandý. Hazýrlýklar tamamlandýktan sonra akþamüstü uzak yollardan geldiði belli, yorgun argýn, üstü baþý birbirine karýþmýþ bir ihtiyar gelip: – Ya Musa! Uzak yollardan geldim, açým, bana bir miktar yemek verin de karnýmý doyurayým, dedi. Hazreti Musa: – Acele etme, hele þu testiyi al da biraz su getir bakalým. Senin de bir katkýn bulunsun. Biraz sonra Allah gelecek, dedi. Zaten bitkin olan adam, fazla diretmeden çekip gitti. Yatsý vakti oldu, beklenen misafir hâlâ gelmedi. Sabah oluncaya kadar beklediler, hâlâ gelen giden yoktu. Neyse ümidi kestiler. Hazreti Musa hayretler içindeydi. Ýkinci gün Tur’a gidip: – Ya Rabbi, mahcup oldum. Ümmetim, “Ya sen bizi kandýrdýn, ya Allah sözünde durmadý.” diyorlar dediðinde, þöyle hitap olundu: 50 Allah’a Ýnanýyorum – Geldim ya Musa, geldim. “Açým!” dedim, beni suya gönderdin, bir lokma ekmek bile vermedin. Beni ne sen, ne kavmin aðýrladý. Bunun üzerine Hazreti Musa Kelîmullah: – Ya Rabbi! Bir ihtiyar geldi sadece, o da bir kuldu, Allah deðildi. Bu nasýl olur, dediðinde Cenâb-ý Allah: – Ýþte Ben o kulum ile beraberdim. Onu doyursaydýnýz, Beni doyurmuþ olacaktýnýz. Çünkü Ben, ne göklere ne yerlere sýðarým, Ben ancak aciz bir kulumun kalbine sýðarým. Ben o kulumla beraber gelmiþtim. Onu aç olarak geri göndermekle, Beni geri göndermiþ oldunuz, buyurdu.22 Allah’a Ýnanýyorum 51 HER ÝÞE ALLAH’IN ADIYLA BAÞLANILMALI Peygamberimiz Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün ashabýna þöyle tavsiye etti: – Sizden kim bir þey yerse “Bismillah” desin. Baþlangýçta söylemeyi unutmuþsa, sonunda þöyle söylesin: “Bismillahi fi evvelihi ve âhirihi (Baþýnda da sonunda da Allah’ýn adýyla.) Kiþi, evine döndüðü zaman içeri girerken ve yemek yerken Allah’ýn adýný söylerse þeytan yardýmcýlarýna, “Size burada gecelemek de yok, akþam yemeði de yok.” der. Ama kiþi eve girerken Allah’ýn adýný söyler, fakat akþam yemeðini yerken söylemezse þeytan yardýmcýlarýna, “Akþam yemeðine kavuþtunuz ama burada yatmanýz mümkün deðil.” der. Adam eve girerken ve yemeðe baþlarken “Bismillah” diyerek Allah’ý anmadýðý takdirde ise þeytan yardýmcýlarýna, “Yemeðe de yetiþtiniz, yatmaya da.” der.23 52 Allah’a Ýnanýyorum ALLAH’IN GÜZEL ÝSÝMLERÝ Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Allah’ýn güzel isimlerini tek tek saydý ve þöyle buyurdu: – Allah’ýn doksan dokuz ismi vardýr. Kim bunlarý ezberlerse cennete girer. Kim o isimleri sayarsa cennete girer. Allah tektir, teki sever. Kim Ýsm-i A’zam’la dua ederse Allah ona icabet eder, kim onunla talepte bulunursa Allah ona dilediðini mutlaka verir.”24 Allah’a Ýnanýyorum 53 RABBÝNÝ BÝZE TANIT Müþrikler, Peygamber Efendimize “Rabbini bize tanýt.” dediler. Bunun üzerine Ýhlâs sûresi nâzil oldu: “De ki: O; Allah’týr, gerçek ilâhtýr, birdir. Allah Samed’dir. (Hiçbir þeye muhtaç deðildir, her þey O’na muhtaçtýr.) Doðurmamýþtýr, doðrulmamýþtýr. Hiçbir þey O’nun dengi ve benzeri deðildir.” (Ýhlâs suresi, 1-4. âyetler)25 54 Allah’a Ýnanýyorum EMANETÝ EHLÝNE VERÝN Mekke-i Mükerreme fethedilmiþti. Peygamber Efendimiz Kâbe’ye girmek istedi. Anahtar ise henüz Müslüman olmamýþ olan Osman bin Talha’da idi. Allah Resûlü, anahtarý almasý için Hazreti Ali'yi ona gönderdi. Osman bin Talha: – Ben Muhammed’in hakiki peygamber olduðuna inanmýyorum ki Kâbe’nin anahtarýný teslim edeyim. Anahtar dedelerimden bana kalmýþtýr, dedi. Fakat Hazreti Ali, Resûlullahýn emrini yerine getirmek üzere anahtarý Osman bin Talha’nýn elini sýkarak zorla aldý ve Resûlullaha getirdi. Allah Resûlü, sahabeyle birlikte Kâbe’yi putlardan temizledi ve Kâbe’nin içinde iki rekât þükür namazý kýldýlar. Bu arada Peygamberimizin amcasý Hazreti Abbas, Kâbe’nin anahtarýnýn kendisine verilmesi için ricada bulunmuþtu. O esnada emanet ile ilgili âyet nazil oldu. Allah’a Ýnanýyorum 55 Bunun üzerine Efendimiz, anahtarý Hazreti Ali ile tekrar eski sahibi Osman bin Talha’ya gönderdi. Osman bin Talha: – Ya Ali, biraz evvel anahtarý elimden zorla aldýn, þimdi ise tekrar getirdin. Bunun sebebi nedir, diye sordu. Hazreti Ali: – Bu hususta âyet nazil oldu, dedi ve emanet hakkýnda nazil olan âyeti sonuna kadar okudu. “Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasýnda hükmettiðinizde adalete uygun tarzda hüküm vermenizi emreder. Allah bununla size ne de güzel öðüt veriyor! Þüphe yok ki Allah Semî ve Basîr’dir.” (Nisa sûresi, 58. âyet) O zamana kadar iman nasip olmayan Osman bin Talha: – Dininizin emanete verdiði ehemmiyete hayran kaldým, dedi ve Resûlullahýn huzuruna götürülmesini istedi. Hazreti Ali ile beraber Peygamberimizin huzuruna geldiler ve Osman bin Talha, þehadet getirerek Müslüman oldu.26 56 Allah’a Ýnanýyorum KIYAMET GÜNÜNDE Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) þöyle anlatmýþtý: “Aziz ve Celil olan Yüce Allah, kýyamet gününde bazý insanlara þöyle seslenecek: – Ey insanoðlu! Hastalandým, beni ziyaret etmedin! Kul diyecek ki: – Ey Rabbim! Ben Seni nasýl ziyaret edeyim? Sen ki Âlemlerin Rabbisin! Hastalanmaktan uzaksýn, münezzehsin. Yüce Allah: – Ey Âdemoðlu! Bilmez misin falanca kulum hastalandý. Ancak sen onu ziyaret etmedin. Bilmez misin onu ziyaret etseydin, yanýnda Benim hoþnutluðumu bulacaktýn, buyuracak. Bazýlarýna da: Allah’a Ýnanýyorum 57 – Ey Âdemoðlu! Senden yiyecek istedim, fakat sen beni doyurmadýn, diye dikkat çekince o kul diyecek ki: – Ey Rabbim! Ben Seni nasýl doyururum? Sen ki Âlemlerin Rabbisin! Acýkmaktan uzaksýn. Yemeye, içmeye ihtiyacýn yoktur. Âlemlerin Rabbi Yüce Allah o kuluna hitaben: – Benim kullarýmdan biri aç kalmýþtý. Senden yiyecek istedi, ama sen vermedin. Bilmez misin sen ona yiyecek verseydin, Benim sevgimi, rýzamý ve hoþnutluðumu kazanacaktýn, buyuracak. Bazýlarýna da: – Ey Âdemoðlu! Senden su istemiþtim de sen Bana su vermedin, deyince kul diyecek ki: – Ey Rabbim! Nasýl olur? Sen ki Âlemlerin Rabbisin! Hiçbir þeye ihtiyacýn yoktur. Yüce Allah: – Ey insanoðlu! Kullarýmdan birinin suya ihtiyacý vardý. Sen ona su vermedin. Bilmez misin sen ona su verseydin, o davranýþýnla Benim rýzamý, hoþnutluðumu bulacaktýn, buyuracak.”27 58 Allah’a Ýnanýyorum NE ZAMAN Bir gün sahabileri Peygamber Efendimize: – Allahu Tealâ kulun yardýmýna ne zaman gelir, diye sordular. Allah Resûlü þöyle cevap verdi: – Müslüman Müslüman’ýn kardeþidir. Ona zulmetmez, onu tehlikede yalnýz býrakmaz. Kim, kardeþinin ihtiyacýný görürse Allah da onun ihtiyacýný görür. Kim bir Müslüman’ý bir sýkýntýdan kurtarýrsa, Allah da o sebeple onu kýyamet gününün sýkýntýsýndan kurtarýr. Kim bir Müslüman’ý örterse, Allah da onu kýyamet günü örter. Kul kardeþinin yardýmýnda olduðu müddetçe, Allah o kulun yardýmýndadýr.28 Allah’a Ýnanýyorum 59 HAK Hazreti Enes (radýyallahu anh) þöyle anlatmýþtý: “Resûlullah ile beraber bulunuyorduk. Bir ara azý diþleri görülecek þekilde gülümsedi. Sebebini sorduðumuzda þöyle açýkladýlar: ‘Ümmetimden iki kiþi Allah’ýn huzuruna gelirler. Birisi: – Ya Rabbi, benim bunda hakkým var; hakkýmý bundan al, bana ver, der. Allahu Tealâ da ötekine: – Hakkýný ver, buyurur. Adam: – Ya Rab, bende sevap namýna bir þey kalmadý, der. Allah: – Baksana, bu adamýn sevabý kalmadý, ne dersin, buyurur. Adam: – O hâlde benim günahlarýmdan alsýn, der. 60 Allah’a Ýnanýyorum Bunun üzerine Allahu Tealâ hak sahibine: – Baþýný kaldýr ve cennete bak, buyurur. Adam: – Ya Rab, inci ile iþlenmiþ, gümüþten apartmanlar ve altýndan köþkler görüyorum. Bunlar hangi peygamber, hangi sýddýk veya hangi þehitler içindir, der. Allahu Tealâ: – Bunlar, bana ücretini verenler içindir, buyurur. Adam: – Bunlarýn hakkýný kim ödeyebilir, der. Allah: – Sen istersen bunlara sahip olabilirsin, buyurur. Adam: – Nasýl olur, ya Rab, deyince Cenâb-ý Hak: – Hakkýný bu adama baðýþlamakla, buyurur. Adam: – O hâlde ben bunu affettim, der. Allahu Tealâ da: – Arkadaþýný al, beraberce cennete girin, buyurur. Sonra Resûlullah Efendimiz: – Allah’tan korkun, Allah’tan korkun ve siz de kendi aranýzý düzeltin. Bakýnýz, bizzat Allah müminlerin arasýný buluyor, buyurdular.”29 Allah’a Ýnanýyorum 61 DAHA MERHAMETLÝ Peygamberimize bir kýsým esirler getirilmiþti. Aralarýnda bir kadýn esir, bir þeyi arar hâlde telâþ içerisinde koþuyordu. Esirlerin arasýnda bir çocuðu bulur bulmaz onu baðrýna bastý ve hemen emzirmeye baþladý. Bunun üzerine Allah Resûlü: – Bu kadýnýn evlâdýný ateþe atmasýný düþünebilir misiniz, diye sordu. Sahabe: – Hayýr, vallahi, atmamaya gücü yettikçe atmaz, dedi. Peygamber Efendimiz: – Ýþte, Allahu Tealâ, kullarýna karþý bu kadýnýn çocuðuna karþý olan merhametinden daha merhametlidir, buyurdu.30 62 Allah’a Ýnanýyorum MERHAMET EDESÝN DÝYE Allah Resûlü þöyle anlatmýþtý: “Cehenneme giren iki kiþinin oradaki baðýrtýlarý þiddetlenince Allahu Tealâ Hazretleri: – Çýkarýn bunlarý, buyurur ve onlara: – Niçin baðýrýyorsunuz, diye sorar. Onlar da: – Bize merhamet edesin diye böyle yaptýk, derler. O zaman Cenâb-ý Hak: – Benim size rahmetim, gidip kendinizi ateþe atmanýz þeklindedir, buyurur. Onlardan biri kendisini hemen ateþe atar. Allah da ateþi ona soðuk ve selametli kýlar. Fakat adamlardan biri kendini ateþe atamaz. Allahu Tealâ: – Seni arkadaþýnýn attýðý gibi, kendini ateþe atmaktan alýkoyan nedir, diye sorunca adam: Allah’a Ýnanýyorum 63 – Ey Rabbim! Beni ondan çýkardýktan sonra oraya bir kere daha göndermeyeceðini ümit ediyorum, der. Allah Teâla da: – Haydi, ümidini verdim, buyurur. Ýkisi de Allah’ýn rahmetiyle cennete girerler.”31 64 Allah’a Ýnanýyorum RAHMET Peygamber Efendimiz buyurdular ki: – Allah mahlûkatýn olmasýna hükmettiði zaman yanýnda bulunan Arþ’ýn gerisindeki bir kitaba þunu yazdý: “Muhakkak ki rahmetim gazabýma galebe çalmýþtýr, gazabýmý geçmiþtir.”32 Allah’a Ýnanýyorum 65 SANA SORDUKLARI VAKÝT Sahabileri Allah Resûlüne: – Rabbimiz bize yakýn mý, uzak mý? Yakýnsa fýsýldayarak, uzaksa baðýrarak mý dua edelim, diye sordular. Bunun üzerine þu âyet nâzil oldu: “Kullarým Beni sana sorduklarý vakit, bilsinler ki Ben onlara yakýným. Dua edenin duasýný, Bana dua ettiði anda iþitir, ona karþýlýk veririm.” (Bakara sûresi,186. âyet)33 66 Allah’a Ýnanýyorum AYI GÖRDÜÐÜNÜZ GÝBÝ Sahabeden Cerir Ýbni Abdillah þöyle anlatmýþtý: “Resûlullah bir dolunay gecesi aya baktý ve þöyle dedi: – Allah’ýn yaratýklarý hakkýnda düþününüz. Fakat Allah’ýn zatý hakkýnda düþünmeyiniz. Gerçekten siz buna hiç güç yetiremezsiniz. Ama siz þu ayý gördüðünüz gibi Rabbinizi de cennette böyle perdesiz göreceksiniz ve O’nu görmede bir sýkýþýklýða düþmeyeceksiniz. Cennetliklerin Allah katýnda en kýymetli olanlarý, Allah’ýn yüzüne sabah akþam bakarlar. Sonra da þu mealdeki âyetleri okudu: “Nice yüzler vardýr ki o gün ýþýl ýþýl parlar. Rablerine bakarlar.” (Kýyâme sûresi, 22. ve 23. âyetler)”34 Allah’a Ýnanýyorum 67 ÞEYTANDAN ALLAH’A SIÐININ Allah Resûlü buyurdular ki: – Ýnsanlar sizlere ilimden sormaya devam ederken þunu demeye kadar gelirler: “Anladýk, Allah her þeyin yaratýcýsýdýr, peki Allah’ýn yaratýcýsý kimdir?” Bunu söyledikleri zaman siz: “Allah birdir, Allah Samed’dir. Ne bir yaratýcýya ne de bir baþka þeye muhtaç deðildir. Doðurmadý, doðrulmadý da. O’nun bir dengi de yoktur.” deyin. Sonra da solunuza üç kere tükürüp “Eûzu billahimineþþeytanirracim” ile þeytandan Allah’a sýðýnýn.35 68 Allah’a Ýnanýyorum BÜTÜN ÝHTÝYAÇLARI BÝLEN Mekke-i Mükerreme’de, Hasîn bin Ýmran isminde puta tapan bir þahýs vardý. Bir gün Peygamber Efendimizin sohbetlerinde hazýr bulunuyordu. Allah Resûlü ona sordu: – Ya Hasîn! Kaç ilâha inanýrsýn? – On ilâha inanýrým. – On ilâhýn nerededir? – Birisi gökte, dokuzu yerdedir. – Bir ihtiyacýn olsa hangisinden istersin? – Göklerdeki ilâhýmdan isterim. – Ya Hasîn! O dokuzunu terk edip, bütün ihtiyaçlarýný gören ve belâlarý def eden Hazreti Allah’a ibadet et. Senin için en hayýrlýsý budur! O þahýs, Peygamber Efendimizin bu mübarek sözüne uydu ve kalbi iman nuru ile doldu. Ýslâm dinine girip Müslüman oluverdi.36 Allah’a Ýnanýyorum 69 BANA KÝM ÝLÂH OLUR Bâli adýnda bir kimsenin çok sevdiði bir putu vardý. Putunu hiçbir zaman yanýndan ayýrmaz ve onunla diðer arkadaþlarýna karþý iftihar ederdi. Her ne zaman düþmanlarý ile harbe çýksa, putunu önüne koyarak secde eder, dua ve tazarruda bulunurdu. Bir gün yolculuk yapmasý gerekti. Bütün malýný hayvanýnýn üzerine yükleyip, onlarýn üzerine de putunu koydu. Yolda giderken hayvanýn ayaðý kaydý, put yere yuvarlandý, boynu ve ayaðý kýrýlarak parçalandý. Bâli puta bakarak: – Ben seni getirdim ki benden belâ ve ezalarý men edesin. Hâlbuki sen kendi nefsine gelen belâ ve ezalarý men etmeye bile kadir deðilsin, dedi. Ve putu, ayaðýndan tutarak yere çaldý. Daha sonra da Peygamberimize gitti, hâlini ve muradýný beyan ederek: – Ya Muhammed! Artýk puta tapmaktan yüz çevirdim. Bana kim ilâh olur, dedi. 70 Allah’a Ýnanýyorum Bunun üzerine Allah Resûlü: – Ey Bâli! Benim bir Rabbim vardýr ki dünyada belâyý ve ahirette azabý def edip, sayýsýz nimetler ve kendi cemali ile mükâfatlandýrýr, buyurdular. O zaman Bâli: – Ya Resûlullah! O Rabbinin karþýlýðý nedir? Yani ne verirsek Rabbine ulaþabiliriz, dedi. Resûlullah: – Ey Bâli! Benim Rabbim senin zannettiðin þeyden münezzehtir. Bir kimse kelime-i þehadet getirmek ile mümin ve Müslüman olur. Sen de kelime-i þehadet getir, buyurdular. Bâli de içtenlikle “Allah’tan baþka ilâh yoktur. Muhammed, Allah’ýn kulu ve Resûlüdür.”, deyip Müslüman oldu.37 Allah’a Ýnanýyorum 71 HAKKIYLA HAYÂ Ýbni Mesud (radýyallahu anh) þöyle anlatmýþtý: “Allah Resûlü bir gün: – Allah’tan hakkýyla hayâ edin, buyurdular. Biz: – Ey Allah’ýn Resûlü! Elhamdülillah biz Allah’tan hayâ ediyoruz, dedik. Ancak O, þu açýklamayý yaptý: – Allah’a karþý olabildiðince hayâlý davranýn. Allah’a karþý gerektiði ölçüde hayâlý olan kafasýný ve kafasýnýn içindekileri, midesini ve midesindekileri kontrol altýna alsýn! Ölüm ve çürümeyi de hatýrýndan çýkarmasýn. Ahireti dileyen, dünyanýn geçici güzelliklerini býrakýr. Ýþte kim böyle davranýrsa o Allah’tan hakkýyla hayâ etmiþ sayýlýr.”38 72 Allah’a Ýnanýyorum ÝKÝ SÖZ Ýki söz dile hafif, terazide aðýr, Rahman’a da sevgilidirler. Bunlar: – Subhanallahi ve bihamdihi (Allah’ým seni hamdinle tesbih ederim), Subhanallahil azim (Yüce Allah’ým seni eksikliklerden uzak tutarým) sözleridir.”39 Allah’a Ýnanýyorum 73 ALLAH’IN ARÞ’I VE KÜRSÜ'SÜ Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki: – Yedi sema, Kürsü içerisinde, bir kalkanýn içine atýlmýþ yedi adet dirhem (kuruþluk) gibidir. Nefsimi kudret elinde tutan Zat’a yemin ederim, yedi gökyüzü ve yedi yeryüzü, Kürsü’nün yanýnda çöl bir araziye atýlmýþ bir (demir) halkadan baþka bir þey deðildir. Arþ’ýn, Kürsü’ye olan üstünlüðü de týpký bu çölün o halkaya üstünlüðü gibidir. Hiçbir mahlûk yok iken Allah mevcuttu. Önce suyu ve su üzerinde Arþ’ý yarattý. Sonra gökleri ve yeryüzünü yarattý. Cereyan edecek yaratýlýþ fiillerini Kader Kitabý’nda yazdý.40 74 Allah’a Ýnanýyorum ARÞ’I TAÞIYAN MELEK Nebiler Nebisi Arþ’ý taþýyan meleði þöyle açýklamýþtý: – Allah’ýn meleklerinden olan Arþ’ýn taþýyýcýlarýndan bir melek hakkýnda açýklamada bulunmam için bana izin verildi. O’nun kulak yumuþaklýðý ile ensesi arasýndaki uzaklýk yedi yüz senelik mesafedir.41 Allah’a Ýnanýyorum 75 ALLAH’IN ADALETÝ Allah Resûlü þöyle anlatmýþtý: “Musa Aleyhisselâm hutbe okuduðu bir gün dinleyicilerden birisi kendisine: – Ýnsanlarýn en âlimi kimdir ey Musa, diye sordu. Musa Aleyhisselâm da “Ben!” diye cevap verdi. Bunun üzerine Allahu Tealâ kendisine þöyle vahyetti: – Benim iki denizin birleþtiði noktada bir kulum vardýr ki o senden daha âlimdir! Musa Aleyhisselâm: – Ey Rabbim, bu senin daha bilgili olan kuluna nasýl ulaþýrým, diye sorunca Cenâb-ý Hak: – Bir balýk alýp su dolu bir torbaya koyar ve beraber yola çýkarsýn. Balýk nerede torbadan çýkýp kaybolursa, o kimseyle buluþacaðýn yer iþte orasýdýr, buyurdu. 76 Allah’a Ýnanýyorum Musa Aleyhisselâm, su dolu torbaya bir balýk koyup kendisinin yardýmcýsý olan Yuþa bin Nün ismindeki genç ile beraber yola çýktý. Bir kayaya geldikleri zaman ikisi de o kayanýn gölgesinde yatýp uyudular. Balýk, torbadan çýkýp denize daldý ve denizdeki bir deliðe doðru yolunu tuttu. Allahu Tealâ da suyun akýntýsýný durdurdu. Balýðý takip ettiler ve kayaya vardýklarý zaman orada elbisesine bürünerek yatan bir adamla karþýlaþtýlar. Bu adam Hýzýr Aleyhisselâm idi. Hazreti Musa kendisine selâm verdi. – Ben Musa’yým, dedi ve arkadaþlýk etmek istediðini söyledi. Hýzýr Aleyhisselâm: – Fakat senin asla benimle arkadaþlýða sabretmeye gücün yetmez, ey Musa! Bende Allah’ýn bana verip de senin bilmediðin bir ilim vardýr. Sende de Allah’ýn sana öðretip benim bilmediðim bir ilim vardýr, diye karþýlýkta bulundu. Musa Aleyhisselâm: – Ýnþallah beni sabredenlerden bulacaksýn, sana hiçbir hususta itaatsizlik etmeyeceðim, diye cevap verdi. Hýzýr Aleyhisselâm: Allah’a Ýnanýyorum 77 – Eðer beni takip edeceksen, ben sana anlatýncaya kadar herhangi bir þeyden sormayacaksýn, dedi. Böylece ikisi, deniz kenarýnda yürüyerek yola çýktýlar ve bir gemiye rastladýlar. Gemiye binmek için gemidekilerle konuþtular. Gemidekiler, Hýzýr Aleyhisselâmý tanýyýnca ücretsiz olarak onlarý gemiye aldýlar. Gemiye biner binmez Hýzýr Aleyhisselâm bir keserle geminin dibinden bir parçayý keserek delik açtý. Bunun üzerine Hazreti Musa: – Bu adamlar bizi ücretsiz olarak gemilerine aldýlar. Sen ise gemilerine insanlar boðulsun diye delik açtýn, çok kötü bir iþ yaptýn, dedi. Hýzýr Aleyhisselâm: – Ben sana, benimle sabredemezsin, demedim mi, diye karþýlýk verdi. Musa Aleyhisselâm: – Unuttum, beni suçlama ve seninle olan arkadaþlýðýmýzda bana güçlük gösterme, diyerek af diledi. Musa Aleyhisselâmýn bu ilk itirazý, hakikaten unutmaktan dolayý meydana gelmiþti. Sonra bir serçe gelip geminin ucuna kondu ve gagasý ile denizden bir damla su aldý. Bunun üzerine Hýzýr Aleyhisselâm, Hazreti Musa Aleyhisselâma: 78 Allah’a Ýnanýyorum – Allah’ýn ilminde, benimle senin ilmin, þu serçenin ga