TEMEL DİNÎ BİLGİLER (Peygamberimizin Hayatı) PDF

Summary

Bu doküman, Hz. Muhammed'in hayatını ve İslam öncesi Arabistan'ın durumunu anlatıyor. Hz. Muhammed'in doğumunu, çocukluğunu, ailesini, çevresini ve hayatını detaylı bir şekilde ele alıyor. Ayrıca, Kâbe'nin önemi ve korunmasıyla ilgili bilgiler de yer alıyor. Bu konu hakkında detaylı bir metin.

Full Transcript

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM SİYER (Peygamberimizin Hayatı) TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 253 08.10.2015 11:40:58 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 254 08.10.2015 11:40:58 ÜNİTE HZ. MUHAMMED (S.A.S.)...

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM SİYER (Peygamberimizin Hayatı) TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 253 08.10.2015 11:40:58 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 254 08.10.2015 11:40:58 ÜNİTE HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN DOĞUMU VE I ÇOCUKLUĞU Konular: İslamiyetten Önce Arabistan’ın Durumu Hz. Muhmammed (s.a.s.)’in Nesebi Hz. Muhmammed (s.a.s.)’in Doğumu Hz. Muhmammed (s.a.s.)’in Çocukluğu Kâbe’nin Allah Tarafından Korunması (Okuma) İSLAMİYETTEN ÖNCE ARABİSTAN’IN DURUMU İslamiyetten önce Araplar koyu bir cehalet içinde idiler. okuma-yazma bilenler yok denecek kadar azdı. İnsan haklarına riayet yoktu. Güçlü olanlar zayıfları eziyordu. Haklarının bir çoğundan mahrum olan kadın, sanki bir eşya gibi alınıp satılıyordu. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömerek öldür- mek âdet hâline gelmişti ve yürekler acısı bu duruma kimse dur demiyordu. Tek Allah inancı unutulmuş, insanlar kendi elleriyle yaptıkları putlara tapıyorlardı. Kâbe’nin içinde 360’dan fazla put vardı. Hâlbuki Kâbe, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından Allah’a ibadet için yapılmıştı. Ayrı- ca her evde de bir put bulunur, aile fertleri ona tapardı. İçki, kumar ve her türlü ahlaksızlık toplumu sarmış, insaf ve merhamet duyguları kalplerden silinmişti. Dünyanın diğer ülkelerinde yaşayan insanların durumu ise daha kötü idi. Karanlıklar içinde kalan insanlığı bu korkunç durumdan kurtaracak, in- sanlara dünyada ve ahirette mutlu olmanın yollarını gösterecek olan son Peygamberin gelmesine büyük ihtiyaç vardı. HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN NESEBİ (SOYU) Hz. Muhammed (s.a.s.)’in babası Abdullah’tır. Abdullah’ın babası, Ku- reyş kabilesinin Haşimoğulları kolundan ve Mekke’nin ileri gelenlerin- den Abdülmuttalip’tir. Annesi, Kureyş kabilesinin Zühreoğulları kolundan Vehb’in kızı Âmine’dir. Hem baba hem de ana tarafından temiz ve şerefli bir aileye mensup olan Hz. Muhammed’in soyu Hz. İbrahim’e dayanır. 255 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 255 08.10.2015 11:40:58 T EMEL D İNÎ B İLGİLER HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN DOĞUMU Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), 571 yılı Nisan’ın 20’sine rastla- yan Rebiu’l-evvel ayının 12. Pazartesi gecesi tan yeri ağarırken Mekke’de dünyaya geldi. Hilkatın en cazibeli en güneşli bir gecesi! Bu gecede doğacaktır, doğanların en Yücesi! Dağlar, taşlar, ağaçlar... Hep dikildiler selam için! Salat, selam, getirmeye koyuldular için için! Yerde gökte beklenilen, doğmayan hiç dengi eşi, Doğdu böyle bir gecede Yaratanın tek Güneş’i. M. Asım Köksal O’nun doğduğu sabah dünya nurla doldu. Babası Abdullah O’nun doğu- mundan iki ay kadar önce öldüğünden biricik oğlunu göremedi. Hz. Âmine böyle nur topu gibi bir çocuk dünyaya getirince, dedesi Ab- dülmuttalip büyük bir ziyafet vererek sevgili torununa Muhammed adını koydu. – Torununa ne ad koydun? diye soranlara: – Muhammed, adını koydum, dedi. Onlar: – Ataların arasında böyle bir ad yoktu. Bu adı koymaktan maksadın ­nedir? deyince, Abdülmuttalip: Umarım ki O’nu gökte Hak, yerde halk övecektir, diye cevap verdi. Peygamberimizin doğduğu gece dünyada olağanüstü bir çok olaylar meydana geldi. O gece İran’da Hükümdar (Kisra) sarayının on dört sütu- nu yıkılmış, Sava Gölü kurumuş, bin yıldan beri yanan mecusiler (ateşe tapanlar)’in tapındıkları ateşler birdenbire sönmüştü. Bu olaylar, gelecek- te İran saltanatının yıkılacağına. Bizans İmparatorluğu’nun çökeceğine ve putperestliğin ortadan kalkacağına işaret ediyordu. Gerçekten de öyle oldu. 256 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 256 08.10.2015 11:40:58 4.B ÖLÜM : SİYER HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN ÇOCUKLUĞU Mekke ileri gelenlerinin bir âdeti vardı. Yeni doğan çocuklarını Mek- ke civarında yaşayan kabilelerdeki sütannelere verip baktırırlardı. Çünkü, Mekke’nin havası ağır ve sıcak olduğundan çocuklara iyi gelmezdi. Peygamberimizi Hz. Âmine üç gün, Süveybe Hatun da iki gün emzirdi. Daha sonra Hz. Muhammed (s.a.s.) Sa’d kabilesinden Halime adında bir sütanneye verildi. Halime O’nu öz evladından çok sever, esen rüzgârdan bile sakınırdı. Halime’nin küçük kızı ve Hz. Muhammed’in süt kardeşi olan Şeyma da O’nu çok sever, daima onunla beraber oynardı. Bu yetim çocuk aileye büyük uğur getirdi. Halime’nin kocası bir gün şöyle demişti: “Halime, bu çocuğun ayağı bize çok uğurlu geldi. O, evimize ayak bas- tığı günden beri hayvanlarımızın sütü, sütümüzün yağı çoğaldı. Evimize be- reket doldu. Elimiz genişledi. Ben bu çocukta bir başkalık seziyorum.” Hz. Muhammed (s.a.s.) bu ailenin yanında beş yıl kaldıktan sonra Mekke’de ailesinin yanına getirildi. Hz. Muhammed (s.a.s.)’in annesi Âmine’nin Medine’de akrabaları var- dı. Hem onları görmek, hem de oğluna babasının mezarını ziyaret ettirmek maksadıyla Âmine, çocuğu ile beraber Medine’ye gitti. Medine’de bir ay kaldılar. Peygamberimizin babası Abdullah’ın mezarını ziyaret ettiler. Hz. Âmine, çocuğu ve yanında hizmetçisi Ümmü Eymen ile birlikte Mekke’ye dönmek üzere yola çıktı. Akşam üzeri Ebva köyüne ulaştılar ve geceyi bu- rada geçirdiler. Hz. Âmine, burada hastalandı. Yanıbaşına oturttuğu biricik yavrusunu şefkatle öptü, hasretle bağrına basarak okşadı. Öleceğini ve oğlundan ay- rılacağını hisseden anne, bir daha dünya gözüyle göremeyeceği oğlunun yüzüne bakarak şunları söyledi: “Her yeni eskiyecek ve her şey yok olacaktır. Ben de öleceğim. Fakat gam yemem. Çünkü temiz bir çocuk doğurdum. Dünyaya büyük, hayırlı bir varlık bırakıyorum.” Bu sözlerden sonra Âmine gözlerini hayata yumdu. O sırada Hz. Mu- hammed (s.a.s.) altı yaşında idi. Ümmü Eymen çocuğu alarak Mekke’ye döndü. Baba ve anneden öksüz kalan Hz. Muhammed’i dedesi Abdülmuttalip yanına aldı. Peygamberimiz iki sene onun yanında kaldı. Adülmuttalib’in ölümü yaklaşınca torununu, Peygamberimizin amcası Ebû Talib’e teslim 257 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 257 08.10.2015 11:40:58 T EMEL D İNÎ B İLGİLER ederek O’na çok iyi bakmasını vasiyet etti. Peygamberimiz o zaman sekiz yaşına gelmişti. Ebû Talip ve eşi Fatma Hanım çocuğu iyi baktılar. O’nu öz çocukları gibi sevdiler. OKUMA: Kâbe’nin Allah Tarafından Korunması... Kâbe, Allah’a ibadet maksadıyla yeryüzünde yapılan ilk ibadetha- nedir. Allah’ın emri ile Hz. İbrahim ve Hz. İsmail tarafından yapılmıştır. Arabistan’ın Mekke şehrinde bulunan Kâbe, tarih boyunca kutsallığını de- vam ettirmiş, insanların ilgisini çekmiştir. İslam’dan önce Kâbe, puta tapan araplar tarafından putlarla doldurul- muş ve yapılış amacının dışında kullanılmıştır. Peygamberimizin 630 yılın- da Mekke’yi fethetmesi ile Kâbe putlardan temizlenmiştir. İslamiyetten önce Mekke, arapların ticaret merkeziydi ve Kâbe’yi ziyaret amacıyla bir çok insan her sene Mekke’ye gelirdi. Habeşistan’ın Yemen Valisi Ebrehe, akın akın Kâbe’yi ziyarete giden halkı kendi ülkesine çekmek için San’a şehrinde büyük bir tapınak yaptırdı. Fakat halkı Kâbe’den vazgeçiremedi. Bunun üzerine Ebrehe Kâbe’yi yıkıp ortadan kaldırmaya karar verdi ve fillerle de kuvvetlendirdiği bir ordu ile harekete geçerek Mekke yakınlarına geldi. Ordunun önünde büyük bir fil bulunuyordu. Mekkelilerin bu orduya koyacak güçleri yoktu. Ebrehe’nin adamları Araplara ait malları ve hayvanları yağma edip Ebrehe’ye getirdiler. Yağma edilen mallar arasında Peygamberimizin dedesi Abdülmuttalib’in de 100 devesi vardı. Mekke halkından bir heyet ricada bulunmak üzere Ebrehe’nin yanına gitti. Heyette, Abdülmuttalip de vardı. Ebrehe, niçin geldiklerini sor- du. Abdülmuttalip develerinin geri verilmesi için geldiklerini söyledi. Bu- nun üzerine Ebrehe: “Ben sandım ki Kâbe’yi yıkmayayım diye yalvarmaya geldiniz. Siz ise develerinizin derdindesiniz.” Abdülmuttalip Ebrehe’ye şu cevabı verdi; “Ben develerin sahibiyim, onları istiyorum. Kâbe’nin sahibi var, onu sahibi korur.” 258 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 258 08.10.2015 11:40:58 4.B ÖLÜM : SİYER Ebrehe develeri Abdülmuttalib’e geri verdi, sonra da Kâbe’yi yıkmak üzere harekete geçti. En önde büyük bir fil vardı. Kâbe’ye yaklaşınca bu fil bir adım ileri gitmedi. Geri çevrilince yürüyor fakat Kâbe’ye çevrilin- ce yürümüyordu. Bütün uğraşmalara rağmen fili Kâbe tarafına yürütmek mümkün olmadı. Tam bu sırada beklenmedik bir olay oldu. Gruplar hâlinde gelen kuş- lar havayı kapladı ve fil ordusunun üzerinde uçmaya başladılar. Bu kuşlar, ağızlarında ve ayaklarında taşıdıkları ufak taşları bir bomba gibi askerle- rin üzerine yağdırdılar. Taşların isabet ettiği askerlerin vücutları delik deşik oldu ve böylece ordu kısa zamanda perişan olup dağıldı. Kâbe yıkılmaktan kurtuldu. Ebrehe canını zor kurtarıp ülkesine döndü ve bir süre sonra orada öldü. Abdülmuttalib’in dediği gibi Kâbe’yi onun sahibi Allah korudu. İnsanlar tarafından savunmasız kalan Kâbe’yi yıkmak ve batıl inançla- rını devam ettirmek isteyenleri Yüce Allah böyle cezalandırdı. Kâbe’yi yık- malarına izin vermedi. Çünkü yakında Allah’ın sevgili kulu Hz. Muhammed (s.a.s.) dünyaya gelecekti. 571 yılında meydana gelen bu olaydan 50 gün kadar sonra Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) doğdu. SORULAR: 1) İslamiyetten önce Arabistan’ın durumu nasıldı? 2) Hz. Muhammed’in ana ve babasının adları nedir? 3) Hz. Muhammed nerede ve ne zaman doğdu, süt annesi kimdir? 4) Hz. Muhammed’in doğduğu gece dünyada ne gibi olaylar meydana geldi, bunlar neye işaret ediyordu? 5) Hz. Muhammed’e bu ismi kim ne maksatla koymuştur? 6) Hz. Muhammed’in babası ve anası ne zaman ölmüştür? 7) Hz. Muhammed anasının ölümünden sonra kimlerin yanında büyüdü? 259 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 259 08.10.2015 11:40:59 ÜNİTE HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN GENÇLİĞİ VE EVLİLİĞİ II Konular: Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Seyahatleri Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Ticaret Hayatı Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Hz. Hatice İle Evlenmesi ve Çocukları Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Kâbe’nin Onarımı Esnasındaki Hakemliği HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN SEYAHATLERİ Amcası Ebu Talip ticaretle uğraşırdı. Bir seferinde Hz. Muhammed’i be- raberinde götürdü. Şam yakınında Busra kasabasına uğradılar. Orada Bahi- ra adında bir papaz ile karşılaştılar. Bahira, Tevrat ve İncil’de adı ve sıfatları yazılı olan son peygamberin alametlerini bu çocukta gördü. Bunun üzerine onu Mekke’ye geri götür- mesini, çünkü Yahudiler tarafından çocuğa bir kötülük gelebileceğini Ebu Talib’e söyledi. Ebu Talip, Bahira’nın bu tavsiyesine uyarak Şam’a gitmek- ten vazgeçti ve alışverişini burada tamamlayarak geri döndü. Hz. Muhammed (s.a.s.) 17 yaşında iken de amcası Zübeyr ile birlikte Yemen’e gidip gelmişti. HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN TİCARET HAYATI Kureyş’in ileri gelenlerinden dul ve zengin Hatice adında bir kadın, bazı kimselere sermaye verip ticaret ortaklığı yapıyordu. Hatice, Hz. Muhammed’e sermaye vererek onu bir ticaret kervanı ile Suriye’ye ­yolladı. Hz. Muhammed (s.a.s.) ticaret hayatında da doğruluk ve dürüstlüğü sa- yesinde üstün başarı sağladı. Bu sebepledir ki, düzenlediği her ticaret ker- vanından, beklendiğinden daha çok kârla döndü. Hatice, Hz. Muhammed (s.a.s.)’le yaptığı ticaret ortaklığından çok memnun kaldı. 260 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 260 08.10.2015 11:40:59 4.B ÖLÜM : SİYER HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN HZ. HATİCE İLE EVLENMESİ VE ÇOCUKLARI Şam seferinden döndükten sonra Peygamberimiz, Kureyş kabilesinin bu asaletli ve zengin kadını Hatice ile evlendi. Hz. Muhammed o zaman yirmi beş yaşında idi. Hatice ise kırk yaşına gelmişti. Mutlu bir aile yuvası kurul- du. Hz. Muhammed’in üçü erkek, dördü kız olmak üzere yedi çocuğu dün- yaya gelmiştir. Bunlardan altısı Hz. Hatice’den, biri Mariye’den doğmuştur. Erkek evlatları Kasım, Abdullah ve İbrahim’dir. Kız çocukları Zeynep, Rukiye, Ümmügülsüm ve Fatıma’dır. Kasım ile Abdullah peygamberlik gelmeden önce küçük yaşta Mekke’de öldüler. İbrahim ise hicretten sonra Medine’de doğdu ve küçük yaşta orada vefat etti. Kızlarının hepsi büyüdü ve evlendiler. Hz. Fatıma’dan başka üç kızı Peygamberimizden önce ve- fat etti. Peygamberimizin nesli Hz. Ali ile evlenen Hz. Fatıma ile devam ­etmiştir. HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN KÂBE’NİN ONARIMI ESNASINDAKİ HAKEMLİĞİ Bazı yerleri selden yıkılan Kâbe’yi Mekkeliler tamir etmeye başladılar. Duvarlar yükselip sıra “Hacerü’l-Esved” adı verilen kutsal siyah taşı, Kâbe duvarındaki yerine koymaya gelince, her kabile bu şerefi kazanmak için âdeta birbirleriyle yarışa koyuldular. Hatta bu yüzden aralarında anlaşmaz- lık ve kavga çıktı. Sonunda gerçekten güvenilir ve doğru bir kişi olduğuna inandıkları Hz. Muhammed’i hakem yapmaya ve onun vereceği hükme razı olmaya karar verdiler. Hz. Muhammed “Hacer’ül-Esved”i bir yaygı üzerine koydu. Yaygının uçlarından kabile başkanlarına tutturdu. Hep birlikte taşı yukarı kaldırdılar. Hz. Muhammed taşı mübarek elleriyle duvardaki yerine koydu. Onun bu uzlaştırıcı davranışı herkesi memnun etti. Böylece büyük bir anlaşmazlık ortadan kalkmış oldu. Bu olayın meydana geldiği sırada Hz. Muhammed otuz beş yaşında idi. Hz. Muhammed (s.a.s.) peygamberliğinden önce de son derece doğru ve güvenilir bir kişiliğe sahipti. Bu özelliğinden dolayı halk arasında kendisine “Muhammedü’l-Emin” yani “Güvenilir Muhammed” deniliyordu. Herke- sin sevgi ve saygısını kazanmıştı. Temiz ve örnek yaşayışı ile toplumda bir 261 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 261 08.10.2015 11:40:59 T EMEL D İNÎ B İLGİLER yıldız gibi parlıyordu. Yüce Allah, onu en iyi bir şekilde terbiye etti. Ahlak ve faziletle donattı. Çünkü insanlığın kurtuluşu için onu peygamber olarak görevlendirecekti. SORULAR: 1) Hz. Muhammed çocukluğunda ve gençliğinde nerelere seyahat yap- mıştır? 2) Hz. Muhammed kiminle ne zaman evlendi? 3) Hz. Muhammed’in kaç çocuğu olmuştur? 4) Hz. Muhammed’in Kâbe’nin onarımı esnasındaki hakemliğini ­anlatınız? 5) Hz. Muhammed’e “Muhammedü’l-Emin” denilmesinin sebebi nedir? 262 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 262 08.10.2015 11:40:59 ÜNİTE HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN PEYGAMBER OLUŞU III VE GİZLİ DAVET Konular: İlk Vahiy Fetret Devri İslam’da Davetin Başlaması İlk Müslümanlar Habeşistan’a Yapılan İki Hicret Habeşistan Kralı Necaşi’nin Müslümanlara Karşı Tutumu İLK VAHİY (M. 610) Hz. Muhammed (s.a.s.) 40 yaşına geldiği zaman kendisinde bazı deği- şiklikler görülmeye başladı. Yanına azığını alıp Mekke yakınında Hira da- ğındaki mağaraya çekilir, burada yalnız başına günlerce kalır, kâinatı yara- tan Allah’ın büyüklüğünü düşünürdü. Rüyada ne görürse gördükleri aynen çıkıyor. Kimsenin göremediği ve bilemediği bir çok gerçekleri apaçık görü- yordu. Bu durum altı ay kadar devam etti. Yüce Allah böylece onu terbiye ederek peygamberliğe hazırlıyordu. Hz. Muhammed (s.a.s.) miladi 610 yılının ramazan ayında bir pazartesi gecesi yine Hira dağındaki mağaraya çekilmiş, bütün varlığı ile Allah’a yö- nelmişti. Bu sırada Cebrail (s.a.s.) kendisine göründü ve: – Oku, dedi. Hz. Muhammed (s.a.s.): – Ben okuma bilmem, dedi. Cebrail ikinci defa “Oku” dedi Hz. Muhammed (s.a.s.) yine “Ben oku- ma bilmem” dedi. Cebrail (s.a.s.) üçüncü defa “Oku” deyince, Hz. Muhammed “Ne oku- yayım” diye sordu. O zaman Cebrail (s.a.s.) Kur’an-ı Kerim’de Alâk sure- sinin başında yer alan şu anlamdaki ayetleri bildirdi: “Yaratan Rabbının adıyla oku. O, insanı kan pıhtısından yarattı. Oku, Rabbin nihayetsiz kerem sahibidir. 263 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 263 08.10.2015 11:40:59 T EMEL D İNÎ B İLGİLER Kalemle yazmayı öğreten O’dur. İnsana bilmediğini O öğretti.” Böylece Hz. muhammed (s.a.s.)’e ilk vahiy gelmiş, Kur’an ayetleri in- meye başlamıştı. Bundan sonra Melek kayboldu. Okunan ayetler Peygam- berimizin kalbine yazılmış gibi kendisi de bunları okumaya başladı. İlk vahyin ağırlığı, aldığı vazifenin büyüklüğü ve duyduğu sorumluluk duygusunun tesiriyle eve döndü. Başından geçenleri Hz. Hatice’ye anlattı. Hz. Hatice onu teselli ederek şöyle dedi: “Müjdeler olsun! Sebat et. Hayatımı elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki sen bu ümmetin peygamberi olacaksın, Yüce Allah seni asla bı- rakmaz. Çünkü sen akrabalık haklarına riayet edersin, sözünde doğrusun, güçlüklere dayanırsın, misafirleri ağırlarsın, felakete uğrayanların yardı- mına koşarsın. Böyle olan kulunu Allah yalnız bırakmaz.” FETRET DEVRİ Alâk suresinin ilk beş ayeti indikten sonra vahiy bir müddet kesildi. Ceb- rail (s.a.s.) görünmez oldu. Aradan geçen bu müddet, Hz. Muhammed’in vahyi karşılamaya iyice hazırlanması içindi. Nitekim Peygamberimiz İlahî vahyin tekrar gelmesini bütün gönlü ile istemiş ve onu kabule hazır duruma gelmişti. Bunun üzerine Cebrail (s.a.s.) ona göründü ve Müddessir suresinin ilk ayetlerini getirdi. Bu ayetlerin anlamı şöyledir: “Ey örtüsüne bürünen (Muhammed). Kalk da uyar. Rabbini yücelt. Giydiklerini temiz tut. Kötü şeyleri terke devam et.” Bundan sonra vahyin gelişi aralıksız devam etmiş ve Kur’an-ı Kerim 23 senede tamamlanmıştır. Yukarıda belirtildiği üzere ilk vahiyden sonra geçici bir müddet vahyin kesildiği bu döneme “Vahyin Fetreti Dönemi” denir. 264 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 264 08.10.2015 11:40:59 4.B ÖLÜM : SİYER İSLAM’A DAVETİN BAŞLAMASI Vahyin gelmesi ile peygamberlikle görevlendirilen Hz. Muhammed (s.a.s.) peygamberliğini önce güvendiği kişilere söylüyor ve onları İslam’a davet ediyordu. İlk Müslümanlar ibadetlerini gizli yapıyorlardı. Bu durum üç yıl kadar devam etti. Bu arada Müslümanlığı kabul edenlerin sayısı da otuzu geçti. İLK MÜSLÜMANLAR Peygamberimize önce sadık eşi Hz. Hatice, ondan sonra çocuklardan Hz. Ali, köle iken hürriyetine kavuşmuş olan Zeyd b. Harise ve büyükler- den Hz. Ebu Bekir iman ederek Müslüman oldular. HABEŞİSTAN’A YAPILAN İLK HİCRET Müşriklerin Müslümanlara yaptıkları eziyet her geçen gün artıyordu. Müslümanlar ibadetlerini serbestçe yapamıyor, açıktan Kur’an okuyamı- yorlardı. Bu sebeple Hz. Peygamber, Müslümanların daha emin bir yer olan Habeşistan’a hicret (göç) etmelerine izin verdi. On bir erkek ve dört kadından oluşan ilk kafile, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in peygamberliğinin beşinci yılında Mekke’den gizlice çıkarak Kızıldeniz yo- luyla Habeşistan’a gitti. İçlerinde Hz. Osman ve eşi Peygamberimizin kızı Rukiye de vardı. Orada çok iyi karşılanan Müslümanlar, güvenli ve huzurlu bir hayata kavuştular. İlk giden kafilenin iyi karşılandığını duyan Müslümanlardan 80 kişilik ikinci bir grup daha bir yıl sonra oraya hicret ettiler. Bunların başında Hz. Ali’nin kardeşi Cafer-i Tayyar bulunuyordu. HABEŞİSTAN KRALI NECAŞİ’NİN MÜSLÜMANLARA KARŞI TUTUMU Mekkeli Müşrikler, Müslümanların Habeşistan’da huzura kavuşmasın- dan rahatsız oldular. Onları geri çevirmek için Habeş Kralı Necaşi’ye bir çok hediyelerle birlikte iki elçi gönderdiler. Elçiler Müslümanları kendile- rine teslim edip geri göndermesini Necaşi’den istediler. Hristiyan olan Ne- caşi, Müslümanları çağırarak İslamiyet hakkında bilgi aldı. Her iki tarafı 265 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 265 08.10.2015 11:40:59 T EMEL D İNÎ B İLGİLER dinledikten sonra Müslümanları haklı buldu ve elçiler eli boş olarak geri dönüp Mekke’ye geldiler. Bundan sonra Necaşi Müslümanları eskisinden daha çok himaye etmeye başladı. Müslümanlarla Habeşistan’ın yerli halkı çok iyi geçindiler. SORULAR: 1) Hz. Muhammed’e ilk vahiy kaç yaşında iken, ne zaman ve nerede geldi? 2) Fetret devri ne demektir? 3) İslam’a ilk davet nasıl başladı? 4) İlk Müslümanlar kimlerdir? 5) Müslümanlar Habeşistan’a niçin hicret ettiler? 6) Müslümanlar Habeşistan’da nasıl karşılandılar? 266 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 266 08.10.2015 11:40:59 ÜNİTE IV DAVETİN AÇIKLANMASI Konular: İslam’a Davetin Açıktan Yapılması Müşriklerin Müslümanlara Yaptıkları Zulümler Hz. Muhammed (s.a.s.)’e En Çok Düşmanlık Yapanlar Kureyş’in İslam’a Düşman Olmasının Sebepleri Müşriklerin Ebu Talib’e Başvurmaları ve Peygamberimizin Cevabı Hz. Hamza ve Hz. Ömer’in Müslüman Olmaları İSLAM’A DAVETİN AÇIKTAN YAPILMASI Peygamber Efendimiz, İslam’a daveti üç yıl gizlice yaptıktan sonra şu anlamdaki ayetlerin nazil olmasıyla halkı açıktan İslam dinine çağırma dö- nemi başladı: “Sen, en yakın akrabalarını uyar, müminlerden sana uyanlara rah- met ve hidayet kanatlarını indir. Şayet sana âsi olup karşı dururlarsa, Onlara: – Ben sizin işlediklerinizden tamamen uzağım, de.”1 “Şimdi sen ne ile emrolunuyorsan apaçık bildir. Müşriklerden yüz çevir.”2 Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.s.), önce yakınlarını evinde toplayıp bir ziyafet verdi. Allah’tan aldığı emirleri tebliğ ederek onları İslam dinine davet etti. Amcası Ebu Leheb Peygamberimize karşı çıkarak toplananları dağıttı. Bundan bir müddet sonra Peygamberimiz davetini genişletmek amacıyla Safa tepesine çıktı. Buradan bütün Mekke halkına seslendi. Onun sesini duyanlar etrafında toplandılar. Peygamberimiz (s.a.s.) orada toplananlara: – Size şu tepenin arkasında bir düşman ordusunun bulunduğunu haber versem bana inanır mısınız? diye sordu. Hepsi birden: – Evet inanırız. Çünkü senin yalan söylediğini hiç duymadık, dediler. 1 Şuarâ suresi, 26/214-216 2 Hicr suresi, 15/94 267 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 267 08.10.2015 11:40:59 T EMEL D İNÎ B İLGİLER Bunun üzerine Peygamberimiz onlara şöyle dedi: – “Öyleyse biliniz ki Allah beni Peygamber olarak seçti. Bana melek aracılığıyla kendi kelamını gönderdi. İnsanları Hak din olan İslam’a davet etmemi emretti. Allah birdir. O’ndan başka Tanrı yoktur. Ben de size ve bütün insanlara gönderilen O’nun Peygamberiyim.” Orada bulunan Ebu Leheb ayağa kalkarak Peygamberimize karşı kırıcı sözler söyledi. Bunun üzerine toplantıya katılanlar dağıldılar. Böylece bu toplantıdan da bir sonuç elde edilemedi. MÜŞRİKLERİN MÜSLÜMANLARA YAPTIKLARI ZULÜMLER Müslüman olanları dinden çevirmek, İslam nurunu söndürmek için müş- rikler, Müslümanlara eziyet ediyor, çeşitli zulüm ve işkencelerde bulunu- yorlardı. İslam’ın en büyük düşmanlarından Ümeyye b. Halef, Bilâl-i Habeşi’yi kızgın kumlara yatırıp göğsüne de taşları yığarak saatlerce güneşin altında tuttuktan sonra: – Eğer Müslümanlıktan vazgeçmezsen seni böyle öldüreceğim, diyor, bundan sonuç alamayınca Bilâl’in boynuna ip takarak Mekke’nin bir ta- rafından öbür tarafına sürüklüyordu. Bu vahşice işkenceler altında ezilme- sine rağmen Hz. Bilâl, “Allah birdir, Allah birdir” diye haykırıyordu. Ni- hayet Hz. Ebu Bekir, Bilâl’i satın alarak hürriyetine kavuşturdu ve zalim Ümeyye’nin elinden kurtardı. İlk Müslümanlardan Ammar bin Yasir, kızgın kumlara yatırılarak bayı- lıncaya kadar dövülmüş, anası Sümeyye, Ebu Cehil tarafından mızrak dar- besiyle kanlar içinde yere serilerek öldürülmüş, babası Yasir de müşriklerin işkenceleri ile can vermişti. Yasir ile eşi Sümeyye Hatun ilk İslam şehitleri ünvanını almışlardır. Yine Habbab bin Eret, yanmakta olan kıpkırmızı kömürlerin üzerine yatırılarak, Ebu Fukayha ise ayağına bağlanan iple kızgın kumların üze- rinde sürüklenerek inançlarından dolayı dayanılmaz eziyetler çekiyorlardı. Bunlardan başka daha bir çok Müslüman, müşriklerin zulmüne uğramış- tı. Buna rağmen gerçek iman sahipleri işkencelerden yılmadılar. İslam’dan ­dönmediler. 268 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 268 08.10.2015 11:40:59 4.B ÖLÜM : SİYER Hz. Ebu Bekir’in İslam’a büyük hizmetlerinden biri de; Müslümanlığı kabul ettiği için zulme uğrayan bir çok köle ve cariyeyi satın alarak kurtar- mış olmasıdır. HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’E EN ÇOK DÜŞMANLIK YAPANLAR Müşrikler, gerek Peygamberimize gerekse Müslümanlara eziyet etmek- ten geri durmuyorlardı. Peygamberimize en çok düşmanlık yapanlar şunlardır: 1– Ebu Leheb: Peygamberimizin öz amcası olmasına rağmen İslam’ın en büyük düşmanı idi. Daha ilk günden itibaren Peygamberimize karşı çık- mıştı. Karısı da Peygamberimizin geçeceği yollara her fırsatta diken koyar- dı. Tebbet suresi bu ikisi hakkında inmiştir. Ebu Leheb, Bedir Savaşı’nda Müslümanların zafer kazandığını öğrenince kahrından ölmüştür. Ebu Leheb’in oğlu Uteybe bir defasında Peygmaberimize hücum etmiş, yakasından tutarak gömleğini yırtmıştı. Peygamberimiz onun bu hareketin- den son derece üzülmüş ve: “Ya Rab. Uteybe’nin üzerine canavarların- dan birini musallat et” diye dua etmişti. Allah Sevgili Peygamberinin du- asını kabul etti. Uteybe Şam’a giderken yolda bir arslan çıkıp onu parçaladı. Böylece Peygambere yaptığı hakaretin cezasını bulmuş oldu. 2– Ebu Cehil: Peygamberimize en çok düşmanlık edenlerin başında ge- lir. Müslümanlara çok eziyet etmiş. Ammar b. Yâsir’in annesini inancından dolayı öldürmüştür. O da, Bedir Savaşı’nda öldürülerek cezasını bulmuştur. 3– As b. Vail: Peygamberimize düşmanlıkta ileri giden bu adam, Pey- gamberimizin oğlu Kasım öldüğü zaman, “Muhammed’in soyu kesildi” di- yerek alay etmiş, evlat acısıyla yüreği yanan Peygamberimizi çok üzmüştü. Kevser suresindeki, “Asıl soyu kesilen, ismi unutulan, sana kin ve düşmanlık eden kimsedir” ayeti bunun hakkında nazil olmuştur. As b. Vail, Mekke civarında bir dağ geçidinden geçerken bindiği hayvan onu yere düşürerek bacağını ısırmış ve bu yaradan ölmüştür. 4– Velid b. Muğire 5– Ümeyye İbni Halef 269 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 269 08.10.2015 11:40:59 T EMEL D İNÎ B İLGİLER 6– Utbe b. Rebia da Paygamberimize düşmanlık yapanların başında ge- lenlerdendir. KUREYŞ’İN İSLAM’A DÜŞMAN OLMASININ SEBEPLERİ 1– İslam dini sınıf farklarını ortadan kaldırıyor, insanların bir tarağın dişleri gibi eşit olduğunu, köle ile efendinin Allah katında bir olduğunu ilan ediyordu. Kureyş’in ileri gelenleri, bu eşitliği kabul etmemiş, mevkilerinin ellerinden gideceğinden korktukları için İslam’a düşman olmuşlardı. 2– Arapların ticaret merkezi Mekke idi. Mekke’de bulunan Kâbe’nin içinde 360 kadar put vardı. Arapları oraya çeken şeyin putlar olduğunu, İslamiyet putları kaldırınca Mekke’ye kimsenin gelmeyeceğini, dolayısıyla geçimlerini sağladıkları ticaretin ortadan kalkacağını sanıyorlardı. 3– Arabistan’da yüzyıllardan beri putlara tapma kökleşmişti. İyi ile kö- tüyü birbirinden ayırdetmekte güçlük çeken ilkel milletler, atalarından gör- dükleri şeylerden kolayca vazgeçmezler, yeniliklere düşman olurlar. İşte İs- lam dini Arapların alışageldikleri puta tapmayı ortadan kaldırıyor, tek Allah inancını getiriyordu. 4– Araplarda millete başkan olabilmek için liyakat, fazilet, yetenek gibi nitelikler aranmazdı. Sadece iki şart aranırdı. Bunlardan biri zenginlik, di- ğeri de çok evlat sahibi olmaktı. Hz. Muhammed’de bunlar yoktu. Öyleyse onu kendimize önder kabul edemeyiz diyorlardı. Ayrıca Haşimiler ile Emeviler arasında eskiden beri devam eden kabile reisliği rekabeti vardı. Hz. Muhammed (s.a.s.), Kureyş’in Haşimi kolundan olduğu için kendisine düşmanlık edenlerin çoğu Emevi- lerdendi. MÜŞRİKLERİN EBU TALİB’E BAŞVURMALARI Amcası Ebu Talip, Peygamberimizi çok severdi. İslam’ın yayılmasında yeğenine daima yardımcı oluyor ve onu himaye ediyordu. Müşriklerin ileri gelenleri Ebu Talib’e başvurarak, “Ya yeğenini İslam davasından vazgeçir, ya da himaye etmekten vazgeç” dediler ve onu tehdit ettiler. Ebû Talip, durumu yeğeni Hz. Muhammed (s.a.s.)’e anlatınca O, şöyle cevap verdi: “Ben Allah tarafından Hak dini tebliğ etmekle görevliyim. 270 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 270 08.10.2015 11:40:59 4.B ÖLÜM : SİYER Ben kendiliğimden bir şey yapmıyorum. Ben Allah elçisiyim. Ey amca- cığım, bu işten vazgeçmem için güneşi sağ elime, ayı sol elime verseler yine de bu vazifeyi bırakmam.” Ebu Talip, bu cevabı dinleyince, “Sen işine bak oğlum, ben sağ oldukça onlar sana birşey yapamazlar” diyerek Peygamberimizi korumaya devam edeceğine dair teminat verdi. HZ. HAMZA’NIN MÜSLÜMAN OLMASI Peygamberimiz (s.a.s.) bütün güçlüklere rağmen vazifesine devam edi- yor, Müslümanların sayısı da günden güne artıyordu. Peygamberliğinin altıncı yılında idi. Birgün Safa tepisinde otururken oradan geçmekte olan Ebu Cehil, Peygamberimize küfretti. Onun bu ter- biyesiz davranışına Peygamberimiz cevap vermedi. Bu üzücü olayı gören bir kadın, bu durumu Peygamberimizin amcası Hamza’ya anlattı. Hamza henüz Müslüman olmamıştı. Fakat kardeşinin oğluna yapılan bu hakarete çok kızdı. Derhal Kureyş müşriklerinin toplandığı yere giderek Ebu Cehil’e hitaben: – Benim kardeşimin oğluna sövüp onu inciten sen misin? dedi ve yayını Ebu Cehil’in başına vurdu. Bu olaydan sonra Hz. Hamza, Müslümanlığı kabul ederek Peygamberi- mizin yanında yer aldı. HZ. ÖMER’İN MÜSLÜMAN OLMASI Hz. Hamza’nın Müslüman oluşu ve Müslümanların günden güne kuv- vetlenmesi Kureyş müşriklerini telaşa düşürdü. Bu duruma bir çare bulmak için “Daru’n-Nedve” denilen yerde toplandılar. Durumu gözden geçirdik- ten sonra Ebu Cehil’in teklifi üzerine Hz. Muhammed’i öldürmeye karar verdiler. Bu korkunç kararı uygulamak üzere içlerinde en cesur olan Ömer’i görevlendirdiler. O zaman 33 yaşında olan Ömer, kılıcını kuşandı. ve Hz. Muhammed’i öldürmek üzere yola çıktı. Müslümanlar, Erkam’ın evinde toplanmışlardı. Peygamberimiz de orada idi. Ömer yolda Nuaym’a rastladı. Nuaym, “Nereye ya Ömer?” diye sordu. Ömer: 271 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 271 08.10.2015 11:40:59 T EMEL D İNÎ B İLGİLER – Milleti birbirine düşüren Muhammed’in vücudunu ortadan kaldırmaya gidiyorum, cevabını verdi. Nuaym Ömer’e: – Zor bir işe kalkıştın, deyince Ömer: – Sen de mi Muhammed’den yana oluyorsun? diye çıkıştı. Nuaym: – Ya Ömer, sen beni bırak, kendi ailene bak, Enişten Said ile kızkardeşin Fatma Müslüman oldular, deyince Ömer: – Önce onların işini bitireyim, diye yolunu değiştirip kızkardeşinin kapı- sını çaldı. O sırada kızkardeşi ile eniştesi, Peygamberimize yeni nazil olan “Tâ-Hâ” suresindeki ayetleri okuyorlardı. Ömer’in silahlı geldiğini görünce korkup Kur’an sayfalarını sakladılar. Ömer içeri girince, ne okuduklarını sordu. Onlar da “Bir şey yok” dedi- ler. Ömer’in öfkesi daha da arttı “Demek işittiklerim doğru imiş” diyerek eniştesini yakasından tutup yere çarptı ve döğmeye başladı. Kocasını kur- tarmak isteyen kızkardeşi Fatma’nın yüzüne de bir tokat attı. Zavallı kadın ağzından burnundan kanlar akarak yere serildi. Fatma, imanının verdiği ce- saretle Ömer’e şu sözleri söyledi: – Allah’tan kork. Bir kadına yaptıklarına bak. Ben ve eşim Müslüman olduk. Başımızı kessen bundan dönmeyiz. Ömer: – Okuduğunuz şeyi bana getirin, dedi. Kız kardeşi çıkarıp verdi. Ömer, dikkatle okumaya, okudukça kalbi yumuşamaya başladı. Kur’an-ı Kerim’in eşsiz ahengi, manasındaki yükseklik, okunuşundaki tatlılık ve güzellik Ömer’in kalbini fethetti. Artık Ömer’in kalbi İslam’a açıktı. Hz. Peygambe- rin yanına gitti. Önünde diz çöktü ve Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman oldu. Orada bulunanlar buna çok sevindiler. Hep birlikte Kelime-i şehadet getirdiler. Ömer’in İslam’a girmesiyle Müslümanlık kuvvetlendi. Ömer: – Yâranımız kaç kişidir? diye sordu. – Seninle beraber kırk kişi, dediler. Ömer’in isteği üzerine, önde Peygamberimiz olduğu halde Müslüman- ların hepsi doğru Kâbe’ye gittiler. Orada toplu olarak ve açıkta namaz kıl- dılar. Öte yandan müşrikler, Peygamberi öldürmeye gönderdikleri Ömer’in Müslüman olduğunu öğrenince şaşkına döndüler. 272 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 272 08.10.2015 11:40:59 4.B ÖLÜM : SİYER Peygamberimizi öldürmek için yola çıkan Ömer’in, merhametsiz ve taştan daha katı kalbini kızkardeşinin evinde okuduğu Kur’an ayetleri yu- muşatmış, karanlık gönlünü nurla doldurmuş. Peygambere olan düşmanlık duygularını dostluğa çevirmiştir. SORULAR: 1) Hz. Muhammed, insanları neden ve nasıl açıktan İslam’a davet etti? 2) Müşriklerin Müslümanlara eziyetlerini ve Müslümanların bu eziyetler karşısında ne yaptıklarını anlatınız? 3) Hz. Muhammed’e en çok düşmanlık edenler kimlerdir? 4) Kureyş’in Hz. Muhammed’e düşman olmasının sebepleri nelerdir? 5) Ebu Talip kimdir? Hz. Muhammed’i nasıl korumuştur? 6) Hz. Hamza ve Hz. Ömer nasıl Müslüman oldular? 273 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 273 08.10.2015 11:40:59 ÜNİTE V BOYKOT VE HÜZÜN YILLARI Konular: Müşriklerin Müslümanları Boykotu Ebu Talip ve Hz. Hatice’nin Vefatları Taif Yolculuğu Akabe Biatları Miraç Mucizesi Miraç Hediyesi Namaz MÜŞRİKLERİN MÜSLÜMANLARI BOYKOTU Hz. Hamza ve Hz. Ömer’in Müslüman olmaları ve İslam’ın günden güne yayılması müşrikleri iyice korkuttu. Bunun üzerine toplanıp Müslümanlara karşı şu boykot kararlarını aldılar: “Bundan sonra Müslümanlarla ve onları himaye edenlerle, Muhammed’in akrabası olan Haşimoğulları ile hertürlü alakayı kesecekler, Onlarla hiç kimse görüşmeyecek, alışveriş etmeyecek, kız alıp-vermeyecektir.” Müşriklerden Mansur b. İkrime bu anlaşmayı yazdı ve Birlikte Kâbe’nin duvarına astılar. Boykot kararı üç sene devam etti. Bu süre içinde Müslümanlar çok sıkın- tı çektiler. Müşrikler, Müslümanların toplu olarak sığındığı mahalleye yiye- cek, içecek sokmamak için ellerinden geleni yaptılar. Müslümanlar, İslam uğruna her türlü sıkıntıya, açlığa ve susuzluğa katlandılar. Ağaç yaprakları yiyerek yaşamak zorunda kaldılar. Açlıktan feryat eden çocukların durumu ise yürekler acısı idi. Bu insanlık dışı davranışlarla da müşrikler bir sonuç alamadı, İslam nu- runun yayılmasını engelleyemediler. Bu arada bir güve Kâbe’nin duvarına asılan anlaşma metnini yiyerek “Allah” adından başka diğer yazıların tama- mını yok etmişti. Ayrıca Mansur İbn İkrime’nin anlaşmayı yazdığı eli ku- rumuş ve çolak kalmıştı. O zaman “Besmele” yerine “Bismikellahümme” kullanılırdı. Sonunda Müşriklerden bir kaç kişi insafa gelerek zalim anlaşmayı indi- rip yırttılar. Böylece boykot kalkmış ve Müslümanlar da büyük bir sıkın- 274 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 274 08.10.2015 11:40:59 4.B ÖLÜM : SİYER tıdan kurtulmuş oldular. Müslümanlara uygulanan boykot Peygamberliğin yedinci yılından onuncu yılına kadar üç yıl devam etti. EBU TALİP VE HZ. HATİCE’NİN VEFATLARI Boykotun kalkması ile Peygamberimiz ve Müslümanlar biraz rahat nefes aldılar. Fakat aradan çok geçmeden Peygamberimizin amcası Ebu Talip, bir kaç gün sonra da hanımı Hz. Hatice vefat ettiler. Ebu Talip, Peygamberimizi öz evladı gibi sever ve korurdu. Hz. Hatice ise Peygamberimize ilk inanan, en sıkıntılı zamanlarda onu teselli eden, yardımcı olan sadık ve vefakâr bir eş idi. Peygamberimiz, kendisine daima destek olan bu iki değerli varlığı kaybetmekten büyük üzüntü duydu. Bu sebepten bu yıla, üzüntülü yıl anlamına gelen “Hüzün yılı” denilmiştir. Ebu Talip ve Hz. Hatice’nin ölümünden sonra müşrikler, Peygamberimi- ze eziyeti artırdılar. Bir gün sokaktan geçerken alçağın biri Peygamberimi- zin başına toprak atmış, Peygamberimiz o hâliyle evine gitmişti. Kızı Hz. Fatıma babasını böyle görünce içi sızlamış ve üzerine atılan toprakları te- mizlerken ağlamıştı. Kızının ağladığını gören Peygamberimiz (s.a.s.) “Ağ- lama yavrum, Yüce Allah Babanı koruyacaktır” diyerek Allah’a olan güvenini dile getirmişti. TAİF YOLCULUĞU Ebu Talib’le Hz. Hatice’nin vefatından sonra müşriklerin Peygamberi- mize eziyeti artırmaları üzerine Peygamberimiz Taif halkını İslam’a davet etmek için ilk Müslümanlardan Zeyd İbni Harise’yi yanına alarak Taif’e gitti. Taifliler İslam’ı kabul etmedikleri gibi Peygamberimizin oradan çı- kıp gitmesini istediler. Bununla da kalmayıp Peygamberimizi taşa tuttular. Atılan taşlardan ayakları yaralandı, kan içinde kaldı. Yürüyemeyecek hâle geldi. Zeyd ise vücudunu Peygamberimize siper ederek atılan taşlardan ko- rumaya çalışıyordu. Yol kenarında bir bağa sığınan Peygamberimiz burada biraz dinlendikten sonra üzüntü içinde Mekke’ye döndü. Peygamberimiz hayatının en büyük eziyeti ile bu yolculuk sırasında karşılaşmıştır. Ama bu olanlardan ümitsiz- liğe düşmedi. Asla yılmadı. Vazifesine devam etti. 275 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 275 08.10.2015 11:40:59 T EMEL D İNÎ B İLGİLER AKABE BİATLARI Peygamber Efendimiz yıllarca Mekke halkını İslam’a davet etmiş, an- cak Mekkelilerin inatçı tutumu yüzünden büyük zorluklarla karşılaşmıştı. Ne varki, onların bu tutumu İslam Peygamberini vazifesinden alıkoyacak değildi. İslam’ın nuru insanlığı aydınlatmaya devam edecekti. Bunun için Yüce Allah yeni bir ufuk açtı. İslam’ın yayılması için daha elverişli bir çev- re hazırladı. Bu çevre Medine idi. Peygamberliğinin on birinci yılı hac mevsiminde Hz. Muhammed (s.a.s.) Mekke dışına çıktı. Medine’den gelen altı kişilik bir toplulukla karşılaştı. Onlara Peygamber olduğunu söyledi. Kur’an okudu. Allah’ın emirlerini an- lattı. Onları Müslüman olmaya davet etti. Medineliler iyi düşünceli insanlardı. Peygamberimizin söyledikle- rinin akla uygun ve doğru olduğuna kanaat getirerek Müslüman oldular. Medine’ye dönünce orada İslam’ın yayılmasına çalıştılar. I. Akabe Biatı: (Peygamberliğin 12. yılı) Ertesi yıl Mekke’ye gelen Medinelilerden 12 kişilik bir grup, Mekke yakınında Akabe denilen yerde Peygamberimizle görüştü. Reisleri Esad b. Zürare idi. Aralarında bir yıl önce Müslüman olmuş beş kişi de vardı. Bun- lar. “Allah’a şirk koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, yalan ve iftiradan sakınmak, Peygambere karşı gelmemek” hususunda Peygamberi- mize biat ettiler, söz verdiler. Buna I. Akabe Biatı denir. Medineliler kendilerine İslamiyeti öğretecek bir kimse istediler. Pey- gamberimiz de bu görevi yürütmek üzere Mus’ab’ı gönderdi. Mu’sab, Medine’de İslam’ın öğretilmesi ve yayılmasında büyük hizmetler gördü. II. Akabe Biatı: (Peygamberliğin 13. yılı) Bu yıl Medine’deki Müslümanlardan 75 kişilik bir grup Mekke’ye geldi. Bunların ikisi kadındı. Akabe denilen yerde Peygamberimizle görüştükten sonra II. Akabe Biatı gerçekleşti. Buna göre, Medineliler; kadınlarını, kız- larını nasıl koruyorlarsa Peygamberimizi de öyle koruyacaklarına söz ver- diler. Hepsi ellerini peygamberimize uzatarak biat ettiler. Bundan sonra Peygamberimiz aralarından 12 kişiyi temsilci seçmelerini istedi. Onlar da 12 kişiyi temsilci olarak seçtiler. Hepsi de Hz. Peygambere: “Darlık ve genişlik zamanında, her hâl ve durumda itaate, sözün daima 276 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 276 08.10.2015 11:40:59 4.B ÖLÜM : SİYER doğrusunu söylemeye ve Allah yolunda herhangi bir şeyden korkmamaya” söz verdiler. Akabe biatları İslam’ın yayılmasında önemli bir dönüm noktası oldu. MİRAÇ MUCİZESİ Miraç sözlükte; Yükseğe çıkmak, İsra da; Geceleyin yürümek demektir. Peygamber Efendimiz hicretten bir buçuk yıl önce recep ayının 27. gecesi Mekke’deki Mescid-i Haram’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürül- müş, oradan da göklere yükselmiş, Melekût alemini seyretmiştir. Allah’ın sonsuz kudretinin bir eseri ve Peygamberimizin en büyük mu- cizelerinden biri olan Miraç hadisesine müşrikler inanmadılar. Çünkü onlar, Yüce Allah’ın büyüklüğünü, kudretinin genişliğini anlamaktan acizdiler. Onlar, sınırlı bir düşünce ve batıl bir inanca sahip olduklarından Miraç mu- cizesini kavrayacak seviyede değildiler. Müminler hiç tereddüt etmeden Mi’racı kabul ettiler ve inandılar. Hz. Ebu Bekir’e Miraç olayı anlatıldığı zaman O; “Bunu Muhammed söylüyor- sa doğrudur” dedi ve Peygamberimizi tasdik etti. Bundan sonra kendisine “Tasdik edici” manasına gelen “Sıddık” ünvanı verildi. MİRAÇ HEDİYESİ NAMAZ Herhangi bir seyahatten dönen kimse yakınlarına hediyeler getirdiği gibi, Peygamberimiz de mukaddes Miraç yolculuğundan önemli müjdeler ve hediyelerle dönmüştür. Miraç gecesi Peygamberimiz (s.a.s.) yükseldiği yüce makamda Allah’a kavuşmuş, arada hiç bir vasıta olmadan İlahî Vahye (hitaba) mazhar olmuş- tur. Bu makamda kendisine üç şey verilmiştir: 1– Bakara suresinin son iki ayeti, (Âmenerresûlü) 2– Ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların cennete gireceği ­müjdesi. 3– Miraç hediyesi olarak beş vakit namaz. İslam’ın şartlarından biri ve dinin direği olan namaz. Miraç gecesinde farz olmuştur. 277 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 277 08.10.2015 11:40:59 T EMEL D İNÎ B İLGİLER SORULAR: 1) Müşrikler Müslümanlara nasıl bir boykot kararı aldılar? Boykot kaç yıl sürdü? 2) Ebu Talip ve Hz. Hatice ne zaman vefat etti? Bu yıla ne ad verildi? 3) Peygamberimizin Taif yolculuğunu anlatınız? 4) Birinci ve İkinci Akabe Biatlarını anlatınız? 5) Peygamberimiz ne zaman Miraç’a çıkmıştır? 6) Miraç hediyeleri nelerdir? 278 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 278 08.10.2015 11:40:59 ÜNİTE VI HİCRET VE MEDİNE’DE İLK YILLAR Konular: Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye Hicreti Hz. Peygamberin Medine’de Karşılanışı Mescid-i Nebevi’nin İnşası Ensar ve Muhacirler Arasındaki Kardeşlik Peygamber Mektebi ve Ashab-ı Suffa PEYGAMBERİMİZİN MEKKE’DEN MEDİNE’YE HİCRETİ (M. 622) İslam tarihinde Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye göç etmesine “Hicret” denir. Müşriklerin baskı ve zulümlerinin devam etmesi üzerine Peygamberi- miz, Müslümanların Mekke’den Medine’ye hicret etmelerine izin verdi. Müslümanlar gruplar hâlinde Medine’ye göç etmeye başladılar. Din uğrun- da, doğup büyüdükleri yurtlarını, mal ve mülklerini bıraktılar. Medine’de yanan ümit ışığına koştular. Mekke’de Peygamberimizle birlikte Hz. Ebu Bekir, Hz. Ali ve bir kaç Müslümandan başka kimse kalmamıştı. Peygamberimiz bütün güçlüklere rağmen görevini yapmış, peygamberliğinin 13 yılını Mekke’de tamamlamış bulunuyordu. Müşrikler, Medineliler’in Müslüman olması ve Mekke’deki Müslüman- ların da Medine’ye göç etmesiyle kuvvetli bir İslam topluluğunun oluşma- sından korktular. İslamiyeti kökünden yoketmek için “Dâru’n-Nedve” de- nilen yerde gizlice toplandılar Ebu Cehil’in teklifi üzerine Peygamberimizi öldürmeye karar verdiler. Bu korkunç kararı uygulamak üzere her kabileden birer genç seçtiler. Seçilen bu silahlı gençler, Peygamberimizin evini kuşat- tılar ve dışarı çıkmasını beklemeye başladılar. Müşriklerin gizlice aldığı bu ölüm kararı, Allah tarafından Cebrail aracı- lığıyla Peygamberimize bildirildi ve hicret etmesine izin verildi. Peygam- berimiz, kendi yatağına Hz. Ali’yi yatırarak, evini saran müşriklerin arasın- dan çıktı ve Hz. Ebu Bekir’in evine gitti. Allah, Peygamberini korudu. Eli silahlı müşrikler onu göremediler. 279 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 279 08.10.2015 11:40:59 T EMEL D İNÎ B İLGİLER Yol hazırlıkları yapıldıktan sonra, Peygamberimiz Hz. Ebu Bekir’le bir- likte, geceleyin Mekke’ye bir buçuk saat mesafede olan Sevr dağına gittiler ve orada bir mağarada gizlendiler. Sabah olunca Peygamberimizin evden çıktığı anlaşıldı. Bunun üzerine Müşrikler her tarafı aramaya başladılar. Muhammed’i kim bulursa ona yüz deve mükâfat verileceğini vadettiler. Peygamberimizi arayanlar yoldaki izleri takip ederek mağaranın önüne kadar geldiler. Mağaranın girişine bir örümceğin ağ germiş olduğunu gör- düler. Mağaranın içine girip aramak istediler ise de içlerinden biri; “içeriye insan girseydi, burada örümceğin ağı ve güvercinin yuvası olmazdı” deyin- ce dönüp gittiler. Müşrikler mağaranın önüne geldikleri sırada Hz. Ebu Bekir en­ dişelenerek; – Bizi görecekler Ya Resûlellah, dedi. Peygamber Efendimiz: – Üzülme, Allah bizimle beraberdir, diye karşılık verdi. Mağaranın ağzına örümceklerin ağ germesi, orada biten bir ağacın dal- larına güvercinlerin yuva yaparak yumurta bırakması birer mucizedir. Yüce Allah, Sevgili Peygamberini bu mucizelerle korumuş, mağaranın ağzına ka- dar gelen düşmanları gizli bir kuvvet geri çevirmiştir. Peygamberimiz ve Hz. Ebu Bekir mağarada üç gün kaldıktan sonra Medine’ye gitmek üzere yola çıktılar. Onları takip etmekte olan Süraka adında bir pehlivan izlerini buldu. Bütün gücüyle atını üzerlerine sürdü. Onlara iyice yaklaştı. Tam bu sırada atının ayakları sürçtü. Kendisi de yere yuvarlandı. Yeniden toparlanarak var kuvvetiyle atını tekrar ileri sürdü. Fa- kat bu defa atının ayakları dizlerine kadar kuma battı. Olduğu yerde çakı- lıp kaldı. Gizli bir kuvvet atını geri çekiyordu. Süraka bu durumu görünce korktu. Yaptığına pişman oldu. Peygamberimizden af diledi ve geri döndü. Arkadan gelenlere de: “Ben buraları aradım kimse yoktur” diyerek onları geri çevirdi. Süraka daha sonra Müslüman olmuştur. Sevgili Peygamberimiz bir hafta süren tarihî yolculuğunu tamamlayarak bir pazartesi günü Medine yakınındaki Kuba köyüne ulaştı. Burada büyük bir sevgi ile karşılandı. Peygamberimiz burada on günden fazla kaldı. Kuba Mescidi’ni yaptır- dı. Mescid yapılırken mübarek elleriyle taş taşıdı. Bir işçi gibi çalıştı. İs- 280 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 280 08.10.2015 11:40:59 4.B ÖLÜM : SİYER lam tarihinde yapılan ilk mescit budur. Peygamberimizden üç gün sonra Mekke’den ayrılan Hz. Ali’de burada Peygamberimize yetişti. PEYGAMBERİMİZİN MEDİNE’DE KARŞILANMASI Beraberindeki Müslümanlarla birlikte Peygamber Efendimiz bir cuma günü Kuba’dan Medine’ye hareket etti. Salimoğulları yurduna geldikleri zaman öğle vakti olmuştu. Peygamberimiz cuma namazının farz kılındığını Müslümanlara bildirdi. Orada ilk cuma namazını kıldılar. Peygamberimiz namazdan sonra Medine’ye doğru yoluna devam etti. Medineliler bir bayram sevinci içinde bu şerefli misafiri karşılamak için yolun iki tarafına sıralanmışlardı. Peygamberimiz geçerken “Buyurun Ya Resûlellah” diyorlar, mini mini yavrular da “Allah elçisi geldi” diye sevinç çığlıkları atıyorlardı. Medine’de büyük bir sevgi ile karşılanan Peygamberimiz, Halid b. Zeyd, yani Ebu Eyyüb Ensari Hazretleri’nin evinde misafir oldu ve burada yedi ay kadar kaldı. MESCİD-İ NEBEVİ’NİN İNŞASI Ebu Eyyüb Ensari’nin evinin yanında boş bir arsa vardı. Peygamber Efendimiz bu arsayı satın alarak üzerinde bir mescit ve etrafında da ken- disinin oturması için odalar yaptırdı. Sonra da misafir olarak kaldığı evden buraya taşındı. Bugün, Müslümanlar tarafından ziyaret edilen Medine’deki “Mescid-i Nebevi” işte burasıdır. Bu mescit yapılırken de Peygamberimiz sırtında ker- piç taşımış ve bizzat çalışmıştır. ENSAR VE MUHACİRLER ARASINDAKİ KARDEŞLİK Mekke’den göç ederek Medine’ye gelen Müslümanlara “Muhacir”; Medine’nin yerli halkına da, muhacirlere yardım ettiklerinden dolayı “En- sar” denildi. Mallarını, mülklerini bırakarak gelen Muhacirlere, Medineliler her türlü yardım yaptılar. Onları bağırlarına bastılar, evlerinde barındırdılar, ekmek- lerini onlarla paylaştılar. 281 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 281 08.10.2015 11:40:59 T EMEL D İNÎ B İLGİLER Dünya tarihinde, birbirini böylesine candan seven, birbirine bu kadar iç- ten bağlanan başka bir topluluk gösterilemez. Bütün dünyaya örnek olan bu olay, İslam kardeşliğinin en güzel eseridir. Peygamberimiz, Muhacirlerden her birini, Ensar’dan biri ile kardeş yap- tı. Bu kardeşlik kan kardeşliğinden daha kuvvetli idi. İslam tarihinde her zaman saygı ile anılan Ensar ve Muhacirler, dinimize büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. PEYGAMBER MEKTEBİ VE ASHAB-I SUFFA Mescid-i Nebevi’nin bir tarafında üstü kapalı olarak yapılan yere “Suf- fa”, burada barınanlara da “Ashab-ı Suffa” denilmiştir. Burada, barınacak evi bulunmayan fakirler ve kimsesizler kalırdı. Bu kişiler iş buldukları zaman çalışır, geçimlerini sağlarlardı. İş bulamayınca da Peygamberimiz ve Ashabın zenginleri tarafından ihtiyaçları karşılanırdı. Bu gruptan evlenenler ayrı bir eve taşınır, yeni bir yuva kurardı. Burada bulunanlar, her zaman Peygamberimizle birlikte olur, onun il- minden faydalanırlardı. Günlerini ibadet ve ilim öğrenmekle geçirirlerdi. İslam’da ilk eğitim ve öğretim kurumu, Suffa okulu, ders gören Ashabın öğretmeni de Hz. Peygamber (s.a.s.)’dir. Peygamberimizden en çok hadis rivayet eden Ebu Hureyre bu okuldan yetişmiştir. Suffa okulundan yetişenler içinde; İslam dinini, Kur’an-ı Kerim’i ve ha- disi şerifleri çok iyi kavrayan, açıklayan büyük âlimler bulunmakta idi. Baş- ka yerlere İslamiyeti anlatmak için görevlendirilenler bunlardan seçilirdi. Bu sebeple, Suffa adını taşıyan bu yer, İslam tarihinde ilk defa kurulan okuldur. Bu okuldan yetişenler İslamiyetin yayılmasında ve dinin öğretil- mesinde önemli görevler yapmışlardır. SORULAR: 1) Hicret ne demektir? 2) Peygamberimizin ve Müslümanların Hicret etmelerinin sebebi nedir? 3) Hicret olayını ve Hicret esnasında Peygamberimizin gösterdiği muci- zeleri anlatınız? 4) İslam tarihinde yapılan ilk mescit hangisidir? 282 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 282 08.10.2015 11:40:59 4.B ÖLÜM : SİYER 5) Peygamberimiz Medine’de nasıl karşılanmıştır ve kimin evinde ­misafir kalmıştır? 6) Mescid-i Nebevî nedir? nereye yapılmıştır? 7) Ensar ve Muhacir kimlere denir? 8) Ashab-ı Suffa kimlere denir, bunların İslam’a ne gibi hizmetleri ­olmuştur? 283 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 283 08.10.2015 11:40:59 ÜNİTE VII PEYGAMBERİMİZ (S.A.S.)’İN SAVAŞLARI (I) Konular: Bedir Savaşının Sebepleri Bedir Savaşı ve Sonuçları Uhud Savaşının Sebepleri Uhud Savaşı ve Sonuçları Hendek Savaşının Sebepleri Hendek Savaşı ve Sonuçları Hudeybiye Antlaşması Hudeybiye Antlaşmasının Sonuçları Komşu Devlet Başkanlarına Gönderilen İslam’a Davet Mektupları Hayber’in Fethi Kâbe Ziyareti (Kaza Umresi) BEDİR SAVAŞININ SEBEPLERİ Peygamberimiz, Muhacirler ile Medine’ye yerleştikten sonra da, Mek- keli Müşrikler düşmanlıklarından vazgeçmediler. Medine yakınlarına kadar gelip Müslümanların otlamakta olan develerini alıp götürdüler. Müşrikler Abdullah İbni Übeyy’e haber göndererek, Muhammed’i öldürmesini veya Medine’den çıkarmasını istediler. Eğer bunu yapmazsa Medine’ye saldı- racaklarını bildirdiler. Diğer taraftan Müslümanlarla yapılacak bir savaşa hazırlık için büyük bir ticaret kervanını Şam’a gönderdiler. Müslümanların bu tehlikelere karşı uyanık olması ve tedbir alması gere- kiyordu. Kervanın hareketini önlemek amacıyla hicretin ikinci yılı ramazan ayında Peygamber Efendimiz 305 kişilik bir ordu ile yola çıktı. Bunu duyan Mekkeli Müşrikler, 1000 kişilik bir ordu ile Medine üzerine yürüdüler. Be- dir denilen yere gelince durdular ve buradaki suyu kontrolleri altına aldılar. Müslümanlar Medine’den savaş için değil, Müşriklere ait ticaret kerva- nının hareketini önlemek için çıkmışlardı. Mekke’den büyük bir düşman ordusunun gelmekte olduğu haber alındı. Bunun üzerine Peygamberimiz ashabı ile istişare ettikten sonra düşmanla karşılaşmaya karar verdi. 284 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 284 08.10.2015 11:40:59 4.B ÖLÜM : SİYER Bedir’e gelen İslam ordusu kumluk bir sahaya inmek zorunda kaldı. Burada su yoktu. Çünkü daha önce gelen müşrikler suyun bulunduğu yeri zaptetmişlerdi. Fakat Allah’ın yardımı yetişti. O gece bol yağmur yağdı. Müslümanlar su sıkıntısından kurtuldu. Peygamberimiz, İslam dinini güzel sözle ve irşat yoluyla yaymaya ça- lışmış, kimseyi zorlamamıştır. Ancak, Müşriklerin saldırılarına karşı Allah tarafından Müslümanların savaşmasına izin verilmiştir. BEDİR SAVAŞI VE SONUÇLARI (H. 2/M. 624) Müşrikler, İnsan (asker) sayısı ve silah bakımından Müslümanlardan çok üstün durumda idiler. Bu sebeple, savaşı kazanacaklarından emin görünü- yorlar, Müslümanların manevi gücünü hesaba katmıyorlardı. Burada Hak ile batıl, iman ile küfür çarpışacaktı. İslam’ın geleceği de bu savaşın sonu- cuna bağlı idi. Ertesi günün sabahında iki ordu karşı karşıya geldi ve savaş başladı. İşte o anda Peygamberimiz ellerini semaya kaldırarak; “Ya Rabbi! Bana vadettiğin yardımı bugün ver” diye dua etti. Daha sonra secdeye kapanarak Yüce Allah’a şöyle yalvardı; “Ya Rabbi! Bu bir avuç Müslüman bugün telef olursa, yeryüzünde sana ibadet edecek kimse kalmayacak.” Allah Teala Peygamberinin duasını kabul etti. Müslümanlar, imanlarından aldıkları güçle kahramanca çarpıştılar ve Allah’ın yardımıyla kendilerinden kat kat üstün olan düşman ordusunu bü- yük bir bozguna uğrattılar. Düşmanlar savaş alanında 70 ölü, 70’de esir bı- rakarak kaçtılar. İslam’ın en büyük düşmanı Ebu Cehil’de ölenler arasında idi. Böylece savaş Müslümanların kesin zaferi ile sonuçlanmış oldu. Bu savaşta Müslümanlardan 14 kişi şehit olmuştur. İslam ordusu zafer sevinci ile Medine’ye döndü. Peygamber Efendimiz esirlere iyi davranılmasını emretti. Esirlerin bir kısmı fidye (Belirli bir mik- tar para) karşılığında serbest bırakıldı. Bu miktar parayı bulamayan ve okuma-yazma bilen esirlerden her biri Müslümanlardan on kişiye okuma-yazma öğrettikten sonra salıverildiler. Peygamberimizin bu davranışı, İslam dininin okuma yazmaya ve bilgi sahi- bi olmaya ne kadar önem verdiğini göstermektedir. 285 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 285 08.10.2015 11:40:59 T EMEL D İNÎ B İLGİLER UHUD SAVAŞI’NIN SEBEPLERİ Müşriklerin Bedir Savaşı’nda yenilgiye uğramaları Mekke’de büyük üzüntü meydana getirdi ve müşrikler matem tutmaya başladılar. Peygam- berimize en çok düşmanlık yapanlardan Ebu Leheb bu üzüntünün tesiriyle öldü. Müşrikler, Bedir’deki ağır yenilginin intikamını almak için 3000 kişilik bir ordu hazırladılar. Bedir Savaşı’nda yakınları öldürülen bir çok kadın da orduya katılmıştı. Ebu Süfyan komutasındaki bu ordu, ansızın Mekke’den hareket ederek, Medine’ye yakın bir mesafede bulunan Uhud dağında karargâhını kurdu. Peygamberimizin amcası Abbas, o sırada henüz Müslüman olmamıştı ve Mekke’de bulunuyordu. Müşriklerin Medine üzerine yürüdüğünü bir mek- tupla gizlice Peygamberimize bildirdi. (Peygamberimizi çok seven amcası Abbas daha sonra Müslüman olmuştur.) UHUD SAVAŞI VE SONUÇLARI (H. 3/M. 625) Mektupta bildirildiği gibi gerçekten düşman ordusunun Uhud dağına ka- dar gelip burada karargah kurduğu anlaşılmıştı. Bunun üzerine, Peygambe- rimiz ashabı ile durumu görüştü ve 1000 kişilik bir kuvvetle düşman ordu- sunun bulunduğu Uhud dağına hareket ettiler. Yolda 300 münafık ordudan ayrılıp geri dönünce Müslümanların sayısı 700 kişi kaldı. Müslümanlar düşmanın bulunduğu yere varınca, arkalarını Uhud dağı- na vererek savaş düzenine girdiler, İslam ordusunun sol tarafında bir vadi vardı. Buradan gelebilecek bir düşman saldırısını önlemek amacıyla Pey- gamberimiz buraya elli kişilik okçu birliği yerleştirmiş ve onlara şu emri vermişti: “Düşman ister yensin, ister yenilsin, benden emir almadıkça buradan asla ayrılmayınız. Düşman süvarileri gelince ok atınız.” Müslümanların kahramanca çarpışması karşısında düşman ordusu boz- guna uğradı. Bu orduda bulunan kadınlar da dağlara doğru kaçışmaya baş- ladılar. Ancak, savaş tam olarak kazanılmış değildi. Düşmanın takip edile- rek kesin sonucun alınması gerekiyordu. Ne var ki; Müslümanlar, savaşı kazandıklarını zannederek, düşmanların bıraktıkları ganimet mallarını toplamaya başladılar. Bunları gören 50 kişilik okçu birliği de başlarındaki komutanlarını dinle- meyerek (bir kaç tanesi hariç) yerlerinden ayrıldılar. Hâlbuki, Peygamberi- 286 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 286 08.10.2015 11:40:59 4.B ÖLÜM : SİYER miz onlara; kendisinden emir almadıkça yerlerinden ayrılmamalarını tenbih etmişti. Okçu birliğinin yerinden ayrılması müşriklerin işine yaradı. Derhal to- parlanarak okçuların terkettiği vadiden hücuma geçtiler. Bu hücum karşı- sında Müslümanlar çok zor durumda kaldılar. Müslümanların bu gafleti, kazanılmış olan zaferin elden gitmesine, Peygamberimizin amcası Hz. Hamza ile birlikte bir çok İslam kahramanının şehit düşmesine sebep oldu. Peygamberimizin mübarek dişi kırıldı, yüzü yaralandı. Savaşın en şiddetli anında bile, Peygamberimiz, yüzündeki kanları silerken şöyle dua ediyor- du; “Ya Rabbi, Milletimi bağışla... Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.” İşte Peygamberimizin kalbindeki merhamet ve insan sevgisi... Uhud Harbi’nde Müslümanlar 70 şehit verdiler. Müşriklerden öldü- rülenlerin sayısı 22’dir. Savaş esnasında İslam ordusundaki kadınlar bü- yük fedakârlık göstermişler, askerlere su dağıtıp, yaraları sararak hizmet ­etmişlerdir. Peygamberimiz yıllar sonra Uhud Savaşı’nın yapıldığı yerden geçerken o acı günü hatırlayarak yanındakilere şöyle seslenmiştir: “Müslümanlar! Bundan sonra tekrar putlara tapmanıza imkân yoktur. Bundan zerre kadar endişe etmem. Korktuğum şey sizin dünyaya tapmanızdır.” Bu savaşta, müşrikler galip gelmekle bareber, bekledikleri sonucu elde edemeden Uhud’dan çekildiler. Yeniden toparlanan Müslümanlar bir süre düşmanı takip ettiler. Düşman tekrar savaşmayı göze alamadı. Mekke’ye doğru yoluna devam etti. Müslümanlar da Medine’ye döndüler. UHUD SAVAŞI’NDAN ALINACAK DERSLER Savaşın başında Müslümanlar zaferi kazanmış iken, daha sonra niçin ye- nilgiye uğradılar? Bunda Müslümanlar için alınacak önemli dersler vardır. Büyüklerin sözünü dinlememek, kumandanlara itaatsizlik etmek, çok kutsal bir görev olan nöbeti bırakıp şahsi menfaat peşinde koşmak, bir ordu- nun savaşı kaybetmesine sebep olur ve bundan sadece bu hatayı işleyenler değil, bütün millet zarar görür. Uhud Savaşı’nda böyle olmuştur. Vadiye yerleştirilen okçu birliğinin Peygamberimizin emrine itaat etmemesi ve nöbet yerini bırakıp ganimet 287 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 287 08.10.2015 11:40:59 T EMEL D İNÎ B İLGİLER toplamaya kalkması, İslam ordusunun yenilgiye uğramasına ve Müslüman- ların felakete düşmesine sebep olmuştur. Bu tarihi olay Müslümanlar için bir uyarıdır. HENDEK SAVAŞININ SEBEPLERİ Peygamberimiz, Medine’ye hicret ettikten sonra burada yaşayan Yahudi- lerle antlaşma yapmıştı. Kuba yakınında yaşayan Nadiroğulları Yahudileri, Uhud Savaşı’ndan sonra Müslümanları rahatsız etmeye başladılar. Müslü- manlarla yaptıkları antlaşmaları bozmaya yöneldiler. Bununla da kalmayıp Peygamberimizi öldürmek için suikast bile hazırladılar. Bunun üzerine Ya- hudiler yurtlarından çıkarılarak sürgün edildiler. Yahudilerin ileri gelenleri bunu bahane ederek Mekke’ye gittiler ve Müş- riklerle anlaştılar. Uhud Savaşı’ndan iki yıl sonra müşrikler, Ebu Süfyan’ın kumandasında on bin kişilik bir ordu ile Medine üzerine yürüdüler. Durumu haber alan Peygamberimiz, her zaman olduğu gibi ashabı ile bir durum de- ğerlendirmesi yaparak, düşmana karşı değişik bir savaş taktiği uygulamak suretiyle Medine’yi korumaya karar verdi. HENDEK SAVAŞI VE SONUÇLARI (H. 5/M. 626) Müşriklerin büyük bir ordu ile Medine üzerine yürüdüğünü haber aldık- tan sonra Peygamberimiz durumu ashabı ile görüştü. Medine’yi içeriden savunmak ve düşmanın içeri girmesini engellemek için, şehrin etrafına hen- dek kazılmasına karar verildi. Başta Peygamberimiz olmak üzere Müslü- manların sürekli çalışması sonucunda hendek altı günde kazıldı. Düşman ordusu Medine önüne geldiği zaman hendeği görünce şaşırdı. Geçecek yer aradılar, fakat bulamadılar. Müslümanlar gece gündüz nöbet bekleyerek düşman hücumlarını önlediler. Peygamberimiz de bizzat sabah- lara kadar nöbet beklerdi. Düşman ordusunun kuşatması uzadıkça Medine’de darlık ve kıtlık baş gösterdi. Müslümanlar büyük sıkıntı çektiler. Mevsim kış olduğundan so- ğuktan ve açlıktan iyice bunaldılar. Kuşatma başlayalı yirmi yedi gün olmuştu. Kuşatmanın son gününde Peygamberimiz Allah’a şöyle yalvardı: 288 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 288 08.10.2015 11:40:59 4.B ÖLÜM : SİYER “Allah’ım, Ey Kur’an gönderen Rabbim... Ey düşmanlarla hesabı tez gören Rabbim! Şu düşman topluluğunu kır... Onları hezimete uğ- rat... İradelerini sars Allah’ım...” Peygamberimiz duasını bitirince, yüzünde sevinç belirtileri görüldü. ­ uası kabul edilmişti. D Müslümanlara Allah’ın yardım edeceğini müjdeliyordu. Akşama doğru düşman tarafında çok şiddetli bir rüzgâr çıktı. Kısa süre- de büyük bir fırtınaya dönüşen bu rüzgâr; kumu, toprağı düşmanın yüzü- ne, gözüne çarpıyor, çadırları söküp atıyordu. Yemek tencerelerini devirip, ateşleri söndürüyordu. Tabiat kuvvetleri âdeta düşmanla savaşıyordu. Bu durum, düşmanı fena hâlde korkuttu. Daha fazla dayanamadılar. On bin kişilik ordu bozguna uğradı. O gece korku ve dehşet içinde bir çok yiyecek ve mal bırakarak kaçtılar. Sabah olunca, fırtına dinmiş, Medine ve çevresinde düşman kalmamıştı. Müslümanlar kendilerini kurtaran Allah’a hamdettiler. Bedir, Uhud ve Hen- dek savaşlarında hiç bir sonuç alamayan Mekkeli müşrikler, İslam’ın nuru- nu söndüremeyeceklerini anladılar ve bundan sonra bir daha Müslümanlara saldırmadılar. HUDEYBİYE ANTLAŞMASI (H. 6/M. 628) Mekke’den göç ederek Medine’ye gelen Müslümanlar, doğup büyü- dükleri yurtlarını özlemişlerdi. Mekke’deki kutsal Kâbe’yi ziyaret etmek istiyorlardı. Hz. Peygamber hicretin altıncı yılında Kâbe’yi ziyaret etmek üzere 1400 kişiyle birlikte Mekke’ye gitmek üzere yola çıktı. Mekkeliler durumu haber alınca Müslümanları Mekke’ye sokmamaya karar verdiler. Bunun üzerine Müslümanlar, Hudeybiye denilen yerde durdular. Pey- gamberimiz, Hz. Osman’ı elçi olarak Mekke’ye gönderip, Kâbe’yi ziya- ret etmek istediklerini bildirdi. Mekkeliler Müslümanların Kâbe’yi ziyaret etmesine izin vermediler ve bunu gelecek seneye bırakmalarını istediler. Uzun görüşmelerden sonra Müslümanlarla müşrikler arasında bir antlaşma yapıldı. Bu antlaşmanın şartları şu şekilde belirlendi: 1– Müslümanlar, bu yıl Kâbe’yi ziyaret etmeden Medine’ye geri döne- cekler. 289 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 289 08.10.2015 11:40:59 T EMEL D İNÎ B İLGİLER 2– Gelecek yıl Mekke’ye gelebilecekler, fakat burada üç günden fazla kalmayacaklar. 3– Müslümanlar, Mekke’ye silahsız gelecekler. 4– Müslümanlar, Mekke’deki Müslümanlardan hiç birini Medine’ye gö- türemeyecek, Medinelilerden Mekke’de kalmak isteyen olursa kalabilecek. 5– Mekkeli Müslümanlardan ve müşriklerden biri Medine’ye gidecek olursa geri çevrilecek, Müslümanlardan biri Kureyş tarafına geçerse o tes- lim edilmeyecek. 6– Arap kabileleri istedikleri tarafla birleşebilecek. Antlaşmadan sonra Peygamberimiz ve beraberindeki Müslümanlar Kâbe’yi ziyaret etmeden oradan geri dönüp, Medine’ye geldiler. HUDEYBİYE ANTLAŞMASININ SONUÇLARI Antlaşmanın şartları ilk bakışta Müslümanlar için çok ağır görünüyordu. Buna rağmen, Peygamberimiz bu şartları kabul etti. Çünkü bu antlaşma- nın ileride Müslümanlar için çok faydalı olacağını biliyordu. Gerçekten de böyle oldu. Medine’ye dönerken yolda “Fetih suresi” nazil oldu. Bu surede Yüce Allah, Müslümanlara büyük bir fetih ve zafer müjdeliyordu. Mekkeli müşrikler imzaladıkları bu antlaşma ile ilk defa Müslümanların varlığını tanımış oldular. Aradan çok geçmeden Mekkelilerden bazı kişiler Müslüman olup, Medine’ye geldiler. Ancak, antlaşma gereğince müşrikler onların geri gön- derilmesini istediler. Bundan sonra Müslüman olup, Mekke’den kaçanlar, Medine’ye gidemediklerinden Mekke ile Medine arasında bir yerde toplan- maya başladılar. Burası Mekkelilerin ticaret kervanlarının geçtiği önemli bir yerdi. Zamanla burada Müslümanlar kuvvetli bir topluluk meydana getirdiler. Bu durum karşısında Mekkeliler ticaret yollarının tehlikeye düşmesinden korkmaya başladılar. Peygamberimize elçi göndererek, arzu eden Mekkeli Müslümanların Medine’ye gidebileceklerini bildirdiler ve antlaşmanın bu maddesinin değiştirilmesini istediler. Peygamberimiz, bu isteği kabul etti. Böylece başlangıçta Müslümanlar için zararlı olan antlaşma maddesi müş- riklerin isteği ile değiştirilmiş, ortadan kalkmış oldu. 290 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 290 08.10.2015 11:40:59 4.B ÖLÜM : SİYER Hudeybiye Antlaşması ile Müslümanlarla müşrikler arasındaki gerginlik azaldı. Müşrikler tarafından gelebilecek tehlike ortadan kalkmış oldu. Müs- lümanlar huzura kavuştu. İslam’ın sesi çevrede duyulmaya başladı. Mek- ke’deki önemli kişiler, Medine’ye gelip Müslüman oldular. Bu antlaşma Müslümanların çoğalmasına ve kuvvetlenmesine sebep oldu. İslam’ın her tarafta yayılmasını sağladı. KOMŞU DEVLET BAŞKANLARINA GÖNDERİLEN İSLAM’A DAVET MEKTUPLARI Hz. Muhammed (s.a.s.) bütün insanlara Peygamber olarak gönderilmişti. Bu sebeple, Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra İslam dinini dünyaya tebliğ etme görevine başladı. Bizans imparatoruna, İran, Mısır, Habeşistan, Um- man ve Bahreyn Devlet Başkanlarına elçiler yolladı. İslam’a davet mektup- ları gönderdi. Peygamberimiz gümüşten bir mühür yaptırmış, üzerine de “Muhammedü’r Resûlullah” cümlesini yazdırmıştı. Mektuplarının altını bununla mühürlüyordu. Habeşistan Hükümdarı İslam’a davet mektubunu alınca Müslümanlığı kabul etti. Bizans imparatoru ile Mısır hükümdarı Peygamberimizin elçile- rine iyi davrandılar, ancak Müslümanlığı kabul etmediler. İran hükümdarı ise, Peygamberimizin mektubunu okuyunca çok saygısız davrandı ve bü- yük bir öfke ile mektubu yırtıp attı. Bu hükümdar, aradan çok geçmeden oğlu tarafından öldürülmüş ve Peygamberimize yaptığı saygısızlığın ceza- sını bulmuştur. HAYBER’İN FETHİ (H. 6/M. 628) Hayber, Suriye yolu üzerinde Yahudilerin oturduğu bir yerdi. Burada yedi kale vardı. Medine’den sürülen Yahudilerin bir kısmı da burada ikâmet ediyordu. Hayber Yahudileri Medine’ye saldırmak için bir plan hazırlamış- lardı. Peygamberimiz bunlara elçi göndererek anlaşma teklif etti. Yahudiler, Peygamberimizin teklifini kabul etmediler. Müslümanlara hücum etmek için Gatafan Arapları ile anlaştılar. Onlar, saldırıya geçmeden, Müslüman- lar daha önce davranarak 1600 kişilik bir ordu ile yola çıktılar. Üç günde Hayber’e vardılar. Yahudiler Müslümanları görünce kalelerine kapandılar. Burada Peygamberimiz şöyle dua etti; 291 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 291 08.10.2015 11:41:00 T EMEL D İNÎ B İLGİLER “Ya Rab! Biz senden bu ülkenin, bu ülke ahalisinin, bu ülkedeki her şeyin iyiliğini isteriz. Onun halkının ve içindeki herşeyin şerrinden sana sığınırız.” Önce Peygamberimiz anlaşma teklif etti. Fakat Yahudiler teklifi reddet- tiler. Bunun üzerine savaş başladı. 10 gün devam eden şiddetli çarpışma sonunda kaleler birer birer alındı. Hz. Ali bu savaşta çok büyük kahraman- lıklar gösterdi. Bir ara kalkanı elinden fırlayıp düşünce orada bulunan bir kapıyı kalkan gibi kullanarak çarpışmaya devam etmişti. Savaşta Müslü- manlardan 10 kişi şehit oldu. Yahudilerden 93 kişi öldürüldü. Bazı Müslüman kadınlar da; örgü örerek kazandıkları ile askerlere yar- dım etmek, hastalara ilaç vermek, savaş alanında askere su dağıtmak üzere bu savaşa katılmışlardır. Çaresiz kalan Yahudiler, barış istediler. Topraklarında kalarak çiftçilik yapmayı ve elde ettikleri ürünlerinin yarısını Müslümanlara vermeyi teklif ettiler. İstekleri kabul edildi. Peygamberimiz Yahudilere iyi davrandı. Buna rağmen, Yahudiler bir ziyafet vererek Peygamberimizi zehirlemeye kalkış- tılar. Yemeğe zehir katıldığı Allah tarafından Peygamberimize bildirildi ve ağzına aldığı lokmayı dışarı atarak zehirlenmekten kurtuldu. KÂBE ZİYARETİ (KAZA UMRESİ) (H. 7/M. 629) Bir yıl önce yapılan Hudeybiye Antlaşması gereği bu yıl Müslümanlar Mekke’ye giderek Kâbe’yi ziyaret edeceklerdi. Peygamberimiz, 2000 Müs- lümanla birlikte Medine’den yola çıkarak Mekke’ye geldi. Kâbe’yi görün- ce, hep bir ağızdan tekbir getirdiler. Usulüne uygun olarak Kâbe’yi ziyaret ettiler ve ihramdan çıktılar. Ertesi gün Peygamberimiz Kâbe’ye girdi. Öğle vakti gelince Bilal-i Habeşi tatlı ve gür sesiyle öğle ezanını okudu. İki bin Müslüman cemaatle öğle namazını kıldılar. Müslümanlar, Mekke’de üç gün kaldıktan sonra geri döndüler. Bu ziya- ret sırasında Mekkeliler, Müslümanları dikkatle izlediler. Müslümanların temizliği, güzel ahlakı onların üzerinde olumlu etkiler bıraktı. İslam’a karşı içlerinde sevgi uyanmaya başladı. Kureyş’in ileri gelenlerinden Halid b. Velid ile Amr b. As Medine’ye giderek Müslüman oldular. 292 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 292 08.10.2015 11:41:00 4.B ÖLÜM : SİYER SORULAR: 1) Bedir Savaşı ne zaman ve kimler arasında oldu? 2) Bedir Savaşı’nın sebepleri nelerdir? Sonuç ne olmuştur? 3) Uhud Savaşı ne zaman ve nerede olmuştur? 4) Uhud Savaşı’nın sebepleri nelerdir, nasıl sonuçlanmıştır? 5) Bu savaştan Müslümanların nasıl bir ders alması gerekir? 6) Hendek Savaşı ne zaman olmuştur, sebepleri nedir, sonuç ne ­olmuştur? 7) Hudeybiye Antlaşması ne zaman, kimler arasında yapılmıştır, ne gibi sonuçlar doğurmuştur? 8) Peygamberimiz hangi devlet başkanlarına İslam’a davet mektupları göndermiştir? 9) Hayber ne zaman, nasıl fethedilmiştir? 10) Kâbe ziyareti ne zaman yapılmıştır? 293 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 293 08.10.2015 11:41:00 ÜNİTE VIII PEYGAMBERİMİZ (S.A.S.)’İN SAVAŞLARI (II) Konular: Mekke’nin Fethi Huneyn Savaşı Evtas Savaşı ve Taif Kuşatması Tebük Seferi Mescid-i Dırar’ın Yıkılması (Okuma) Peygamberimizin Savaşlarının Özellikleri Hz. Ebû Bekir’in Hac Emirliği Veda Haccı Veda Hutbesi Peygamberimizin Tarihi Veda Hutbesinden Bölümler (Okuma) Peygamberimizin Hastalanması ve Vefatı Peygamberimizin Vefatından Sonraki Olaylar Peygamberimizin Çocukları Aşere-i Mübeşşere Peygamberimizin Ashabı Peygamberimizin İnsanlığa Işık Tutan Yüksek Ahlakı MEKKE’NİN FETHİ (H. 8/M. 630) Mekkeliler Hudeybiye Antlaşması’nı bozdular. Peygamberimiz kendile- rine haber göndererek antlaşma şartlarına uymalarını istedi. Mekkeliler ant- laşma şartlarına uymamakta ısrar ettiler. Yapılan görüşmelerden de sonuç alınamayınca, Peygamberimiz (s.a.s.) Mekke’yi fethetmeye karar verdi ve 10.000 kişilik bir ordu hazırlayarak hicretin sekizinci yılı ramazan ayında Mekke üzerine yürüdü. Mekkelilerin Müslümanlara karşı koyacak güçleri yoktu. İslam ordusu dört koldan Mekke’ye girdi. Peygamber Efendimiz Mekke’nin kan dökül- meden alınmasını istiyordu. Bunun için askerlere şöyle dedi: “Kesinlikle kan dökmeyin, silahlı çatışmaya girmeyin.” 294 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 294 08.10.2015 11:41:00 4.B ÖLÜM : SİYER Dediği gibi de oldu. Mekke kan dökülmeden fethedildi. Peygamberimiz Harem-i Şerif’e giderek Kâbe’yi putlardan temizletti ve orada toplanan in- sanlara önemli bir hutbe irat etti. Peygamberimiz bu hutbesinde: Allah’ın birliğini, insanların eşit olduğunu, geçmişteki kan davalarının kaldırıldığını anlattıktan sonra şu anlamdaki ayeti okudu: “Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Tanışasınız diye sizi milletlere, kabilelere ayırdık. Sizin Allah katında en şerefliniz, O’ndan en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah bilir ve işitir.”1 Bu sözleri dinleyen Mekkeliler, vaktiyle Peygamberimizi öldürmeye kal- kışmışlar, ilk Müslümanlara dayanılmaz eziyetlerde bulunmuşlar, İslam’ın nurunu söndürmek için ellerinden geleni yapmışlardı. Şimdi boyunlarını bükmüş, haklarında verilecek kararı bekliyorlardı. Peygamberimiz (s.a.s.) kendilerine sordu: – Ey Kureyş topluluğu! Hakkınızda ne yapacağımı sanıyorsunuz? – Sen, asil ve şerefli bir kardeşsin, dediler. Peygamberimiz (s.a.s.) burada da büyüklüğünü gösterdi. – “Bugün sizi kınamak yok, hepiniz serbestsiniz” buyurdu ve hepsini affetti. Mekke’yi fetheden büyük Peygamber, engin merhameti ve bağışlayıcı- lığı ile de gönülleri fethetti. İnsanlığa en güzel ahlak ve fazilet dersi verdi. Mekke’nin fethedildiği gün öğle ezanını, Hz. Bilâl-i Habeşi Kâbe’in damı- na çıkarak okudu. Namaz kılındıktan sonra Peygamberimiz Safa tepesine çıktı. Yeni Müslüman olanlar da orada toplandılar. Önce erkekler, sonra da kadınlar biat ettiler. (Yani Peygambere itaat edeceklerine söz verdiler.) HUNEYN SAVAŞI (H. 8/M. 630) Mekke’nin alınması ile Kâbe putlardan temizlenmiş, müşriklerin çoğu Müslüman olmuştu. İslam’ın ışığı hızla dünyaya yayılıyordu. Mekke yakınlarında oturan Havazin kabilesi vardı. Bunlar putlara tapan kalabalık bir kabile idi. Mekke’deki putların kırılmasından sonra sıra ken- di putlarına geldiğini düşünerek Müslümanlarla savaşmaya karar verdiler. 1 Hucurat suresi, 49/13 295 TEMEL DİNİ BİLGİLER.indd 295 08.10.2015 11:41:00 T EMEL D İNÎ B İLGİLER Müslümanlara saldırmak üzere Mekke ile Taif arasında Huneyn denilen yerde 20.000 kişilik bir ordu toplandı. Peygamberimiz henüz Mekke’den Medine’ye dönmemişti. Düşmanın bu hazırlığını haber alınca 12.000 kişilik bir ordu toplayarak düşmanın bu- lunduğu Huneyn denilen yere hareket etti. Düşman dar bir vadide pusu kurmuştu. Müslümanlar çokluklarına güve- nerek düşmanı önemsemediler, gereken tedbirleri almadılar. Sabahın ala- cakaranlığında İslam ordusu vadiden geçerken, pusuda bekleyen düşmanın şiddetli hücumuna uğradı. Müslüman ordusu bozuldu ve dağılmaya başladı. Bu durum İslam’ın geleceği için çok tehlikeli idi. Düşman ordusunun şiddetli saldırılarına cesaretle karşı koyan ve savaş alanında dimdik ayakta duran tek bir kahraman kalmıştı. O da Hz. Muham- med (s.a.s.) idi. Peygamberimiz (s.a.s.) dağılan Müslümanları yanına çağırdı. Onun sesi- ni duyan İslam ordusu yeniden toparlandı. Düşman üzerine saldırıya geçti. Bu amansız saldırı karşısında düşman ordusu neye uğradığını şaşırdı. Da- ğılıp kaçmaya başladı. Müslümanlar savaşın başında kısa bir zaman yenik düştükten sonra tekrar zafer kazandılar ve buna çok sevindiler. Düşman sa- vaş alanında çok sayıda esir, binlerce deve, koyun ve çok miktarda gümüş bırakarak kaçtı. Bu savaş, Peygamberimiz (s.a.s.)’in cesareti, azim ve sebatı sayesinde kazanılmıştır. EVTAS SAVAŞI VE TAİF KUŞATMASI (H. 8/M. 630) Müslümanlar, Huneyn’den kaçan düşmanı Evtas denilen yere kadar ko- valadılar. Orada yeniden toparlanmakta olan düşmanı yakalayıp, yere ser- diler ve kesin bir galibiyet elde ettiler. Düşman bundan sonra bir daha to- parlanamadı. Bu savaşta Müslümanlardan 4 kişi şehit oldu. Düşm

Use Quizgecko on...
Browser
Browser