Nureddin Zengi'nin Hayatı ve Devri (PDF)
Document Details
Uploaded by PoisedVigor
2024
Tags
Summary
Bu belge, Nureddin Zengi'nin hayatı ve önemli olaylarını ele almaktadır. Zengi'nin yönetim anlayışı ve Haçlı seferleri bağlamındaki rolü vurgulanmaktadır. Özellikle adil ve merhametli bir yönetici olarak tanınan Zengi'nin, döneminin önemli bir figürü olduğu ortaya konmaktadır.
Full Transcript
Nureddin Zengı insanlara zulmetmekten çok korkar. Mütevazı bir hayat sürer. İlim yuvalarını destekler, hayır ve hasenatı çok sever. Düşmanına bile yiğit ve dürüst davrandığından Haçlılar', kendisine hayran bırakır ve kendisine "şövalyelik" unvanı verilir. 11 ski asırlarda olduğu gibi, geçtiğimiz yüz...
Nureddin Zengı insanlara zulmetmekten çok korkar. Mütevazı bir hayat sürer. İlim yuvalarını destekler, hayır ve hasenatı çok sever. Düşmanına bile yiğit ve dürüst davrandığından Haçlılar', kendisine hayran bırakır ve kendisine "şövalyelik" unvanı verilir. 11 ski asırlarda olduğu gibi, geçtiğimiz yüzyılda da insanlık, derin parçalan maların, çöküntülerin ve yıkımların acı sahnelerine şahitlik etti. İlme ihtiyaç duyuldu, ahlaki pusula sarsıldı ve siyasi istikrar kaybı yaşandı. Ancak bu düşüşün nereye kadar uzandığı hala netlik kazanmış değil. Bu hadiseler, bazı dertli ve hamiyetperver insanımızı düşüncelere ve arayışlara sevk etti. Bu arayış hala devam etmektedir. Kur'an-ı Kerim'in "Hele dünyayı bir dolaşın da mücrimlerin akıbet leri nasıl olmuş görün!" (Nemi, 27/69) emri, bize bu hususta rehber olur. Biz de bu tarih helezonu içerisindeyiz. Yeryüzünde gezmek; okuyarak ve inceleyerek gezmektir. İnişlere ve çıkışlara sah ne olmuş kendi geçmişimize bakmak da ibret vesilesidir. Orta Çağ'da, özellikle Orta Doğu farklı bir kar maşanın içinde yol aldı. Dağınık ve birbiriyle mücadele eden emirlerin hükmettiği bu coğrafya, parçalanmışlığın ve iç çekişmelerin resmini taşı yordu. Müslümanlar Urfa'yı, Filistin'i ve Kudüs'ü kaybettiler; fakat tuhaf bir şekilde, hala kendi aralarında birbirleriyle çekişiyorlardı. Ancak bu çirkin döngüye mola verdirme istidadına sahip olan güçlü el, Zengi Hanedanlığı'nın eliydi.1 Devrin tarihçisi İbnü'l-Esir (ö. 1233), bu dö nem için "Zengi ailesi Allah'ın Müslümanlara bir lütfudur." der. Tarihçiler, "Musulatabeyi İma deddin Zengi (1146), Haçlılar'ı durdurduğu gibi, Urfa Haçlı Kontluğu'nu yıkarak da Haçlılar'a ilk geri adım attıran dır." tespitinde bulunurlar. Ata bek (veya Atabey) Zengi, şehit olduğunda salih bir insan rüyasında onu görür ve "Allah Urfa'nın 10 ÇAĞLAYAN OCAK 2024 J kurtarılmasına vesile olduğumdan beni azat etti." ifadesine muhatap olur.2 Dönemin manevı şahsi yetlerinden Ebu Abdullah b. Ali eş-Şaftı, Urfa Haç lılar'dan alınınca Atabek'e "Ey Zengı, bugünden sonra yaptığın şeyler sana zarar vermeyecektir."3 ifadesiyle mücadelenin önemini vurgular. Ta rihçi Philip Hitti, "Atabek Zengı'nin, Haçlılar'a karşı sürdürdüğü mücadelenin, art arda gelen kahramanlıklar zincirinin ilk halkası olduğunu belirtir. Selahaddin ile zirveye ulaşır ve Mem luk Sultanı Baybars ile düşmanlarına ölümcül darbeyi vuran kahramanlardandır." hükmüyle tarihıdeğeri ifade eder.4 Urfa Haçlı Kontluğu'nun yıkılması üzerine, il. Haçlı Seferi'nde Zengı de hedef haline gelir. Bu arada Atabek Zengı şehit olur ve Nureddin Zengı Halep'i merkez edinerek mücadeleye devam eder. Özellikle son yıllarda, Arap dünyasında, Zengı Hanedanlığı hakkında yoğun araştırmalar ya pıldı. Kudüs fatihi Selahaddin Eyyubı'nin Zengı tarafından yetiştirilip Sultan Tuğrul'un (ö. 1063) Mısır'ı fetih idealinin Zengı tarafından gerçekleş tirilmesi, dikkatleri çekti. Özellikle Mısırlı Ahmet Tuleymat ve Hüseyin Munis, Libyalı Muhammed Sallabi, Suriyeli Muhammed Süheyl Takkuş ve Musullu İmadeddin Halil gibi tarihçiler ve ilim adamları, bu konuda ciddi araştırmalar yaptı lar ve bilhassa Zengı'nin bu birliği nasıl tesis ettiği üzerinde durdular. Zengı bu birliği nasıl sağlamıştı? Genel olarak şu tespitleri yapmak mümkün dür: Aksungur'un soyundan gelen Zengı ailesi; ilmı faaliyetlere önem vermiş, adil bir yönetim uygulamış, saltanat hırsından uzak kalmış, ku caklayıcı ve makul kararlar vermiştir. Bu değerler, Mülkün Sahibi'nin yaratılış ve fıtrat kanunlarına dayanır. Mülk, bu sıfatlara sahip olanlara verilir; bu sıfatlardan mahrum olanlardan alınır. Tarihçi Hüseyin Munis, Nureddin Zengı'nin kendisine Halife Ömer bin Abdulaziz'i örnek aldığını söyler. Hatta tarihçiler, İslam yönetim tarihinde, hakkını vererek dini yaşama ve adalete önem verme açısından ilk dört halife ve Ömer bin Abdulazız'den sonra Nureddin Zengı'nin ge lebileceğini ifade ederler.5 Nureddin Zengı insanlara zulmetmekten çok korkar. Mütevazı bir hayat sürer. İlim yuvalarını destekler, hayır ve hasenatı çok sever. Düşmanına bile yiğit ve dürüst davrandığından Haçlılar'ı kendisine hayran bırakır ve kendisine "şövalye lik" unvanı verilir.6 111111111111111111111111111111111111111111111111111111111111111 Genel olarak şu tespitleri yapmak mümkündür: Aksungur'un soyundan gelen Zengı ailesi; ilmı faaliyetlere önem vermiş, adil bir yönetim uygulamış, saltanat hırsından uzak kalmış, kucaklayıcı ve makul kararlar vermiştir. Nureddin Zengi Camii Hama, Suriye OCAK 2024 i ÇAĞLAYAN 11 Ülkenin sınırları genişler ve yeni yerlere ida reciler atanır. Yöneticilerin yapabileceği zulüm lerden sorumlu olmaktan endişe duyan Zengi, adalet ve huzurun hakim olması için gayret eder. Hukuk; yönetimin ve siyasetin de üstündedir, ama ihtiraslar ortaya çıkınca bu düstur ihlal edi lir. Hakimler, vali ve komutanların etkisi altında kalabilir veya aralarında anlaşıp zulümde bir leşebilirler. Bunları gözlemleyen Zengi, bir gün bazı yöneticilerin konumlarını kullanarak haksız kazanç elde ettiklerini duyar ve Şam'da "Divan-ı Adi" adlı bir kurum oluşturur. Bu kurum, Zengi de dahil olmak üzere, her devlet memurunun üstün de ve özellikle yöneticilerin şikayet edilip halkın hakkını arayabileceği bir makam olur. Zengi'nin adaletini ve hassasiyetini bilen yöneticiler ken dilerine çeki düzen vermeye başlarlar. Zengi'ye yakın olan bir idareci bile hoşuna giden bazı arazileri konumunu kullanarak halktan ucuza almıştıı: Bu mahkemenin kurulduğunu görünce durumu anlar ve hemen arazileri sahiplerine iade edip özür diler. Zengi, tebaasının gözünde ihtişamlı bir portre çizmişti. O, halkının arasında yaşardı. Şehirlere gezintilere çıktığında, gecelerini kulelerin burç larında geçirirdi. Hem askerin durumunu hem de savunma tedbirlerini teftiş ederken halkla birlikte cirit oynardı. Güçlü bir imanı olan bu insanın samimiyeti ve sağlam karakteri, ona halk nezdinde ayrı bir itibar kazandırıyordu. Bir gün yüksek mahkemeye Nureddin Zengi ile ilgili bir şikayet gelir. Halktan biri, kendisine ait olan arsayı Zengi'nin kendi üzerine aldığını iddia eder. Divan-ı Adl'ın başkanı, devrin önemli alimlerinden Kemaleddin Şehrizori'dir. Durum Zengi'ye haber verilince belirlenen günde mah kemeye gelir ve sanık sandalyesine oturur. Su nulan deliller ve karşılıklı itirazlar sonucunda arsanın Zengi'ye ait olduğu ortaya çıkar. Nured din Zengi şikayetçi olan adama dönüp "Kalbinde tatmin olmadığın bir itirazın var mı?" diye sorar: Şikayette bulunan kişi, kalbinin tatmin olduğunu ve hükme razı olduğunu söyler. Bunun üzerine Zengi "Ben de bu arsayı sana hediye ediyorum. Aslında bunu daha önce de yapabilirdim, ama 'Zaten benimdi, gasp edilmiş malımı aldın.' diye düşünebilirdin ve adalet tecelli etmezdi. Şimdi benim olduğu ortaya çıktı ve sana hediye edi yorum." der. Böyle bir idarede hangi devlet me muru usulsüzlük veya yolsuzluk yapmaya cüret edebilir? Kalbi erin tatmin olduğu ve huzurunun adaletle sağlandığı toplumlarda böyle bir birlik ve beraberlik sağlanır. Selahaddin Eyyubi de Zengi'den bahsederken, "Efendisinin yolunu takip ederek bölgeye yeniden huzuru getirdi:'7 ifadelerini kullanır. Devrin başka bir tarihçisi İbn Hallikan (ö. 1282), "Şam halkı arasında, Zengi'nin kabri ba şında yapılan dualar kabule şayandır anlayışı yaygındır. Ben tecrübe ettim ve oldu." der.8 a Dipnotlar 1. İbnü'l-Esir, Tôrihü'd-Devleti'I-Atabekiyye, s. 69-70. 2. Muharrem Germiyanlı, Erbil Selçuklu Medeniyeti, İsken derun: Color Ofset, 2014, s. 44. 3. Türkler Ansiklopedisi, Eskişehir: Türk Dünyası Vakfı, 2014, C. 6, S. 1 197. 4. Philip Hitti, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, Çev. Salih Tuğ, İstanbul: Bilge Kültür Sanat, 2021, s. 1036. 5. Hüseyin Munis, Nureddin Mahmud, Kahire, 1991, s. 15. 6. A.g.e. 7. Munis, a.g.e. s. 50. 8. İbn Halli kan Kadı Şemseddin, Tercüme-i Vefeyôtü'I-A'yôn, C. 5, 5. 187. 12 ÇAĞLAYAN I OCAK 2024