İslam Tarihi - Benî Mustalık Gazvesi (Müreysi Savaşı) PDF
Document Details
Uploaded by Deleted User
Tags
Summary
Bu belge, İslam tarihinin önemli bir olayı olan Benî Mustalık Gazvesi (Müreysi Savaşı)'nı anlatıyor. Olayın arka planı, nedenleri ve sonuçları hakkında genel bir bilgi sağlıyor. Anahtar kelimeler: İslam tarihi, Hz. Muhammed
Full Transcript
V - HİCRETİN BEŞİNCİ YILI (626-627 M.) 1- Benî Mustalık Gazâsı (Müreysi' Savaşı) (2 Şabân 5H./17 Aralık 626 M.) Mustalikoğulları Huzâa kabilesindendir. Necid bölgesinde, Medine'ye 9 günlük bir yerde yerleşmişlerdi. Müslümanlarla iyigeçiniyorlardı. Fakat, Kureyşlilerin teşvikiyle kabîle reisi EbûDı...
V - HİCRETİN BEŞİNCİ YILI (626-627 M.) 1- Benî Mustalık Gazâsı (Müreysi' Savaşı) (2 Şabân 5H./17 Aralık 626 M.) Mustalikoğulları Huzâa kabilesindendir. Necid bölgesinde, Medine'ye 9 günlük bir yerde yerleşmişlerdi. Müslümanlarla iyigeçiniyorlardı. Fakat, Kureyşlilerin teşvikiyle kabîle reisi EbûDırâr oğlu Hâris çevrede yaşayan bedevi kabîlelerle birleşerekMedine'ye baskın için hazırlığa başladı. Rasûlüllah (s.a.s.) durumu öğrenince, Medine'de Zeyd b. Hârise'yi kaymakam bıraktı.30'u atlı, 1000 kişilik bir kuvvetle Benî Mustalık üzerine yürü-dü. (2 Şabân 5 H./17 Aralık 626 M.) Bedevîler, Müslümanların üzerlerine geldiğini duyunca, korkupdağıldılar. Hâris'in etrafında sâdece kendi kabilesi kaldı. Benî Mustalık Müreysi' suyu yanında toplanmış henüz hazırlıklarını tamamlayamamıştı. Müslüman olmaları teklif edildi, kabûl etmediler. Fakat Müslümanların düzenli hücûmlarına karşıduramayıp bir saat içinde dağıldılar. Savaş sonunda, Müslümanlardan bir kişi şehid oldu, müşrikler ise 10 ölü verdiler. Ayrıca, Müslümanlar ganimet olarak 700esir, 5000 koyun, 2000 deve ele geçirdiler. 2- Rasûlüllah (s.a.s.)'in Cüveyriye ile Evlenmesi Esirler arasında, kabile reisi Hâris'in kızı Cüveyriye de vardı.Kocası Safvan oğlu Müsâfî savaşta ölmüş, kendisi de esir düş-müştü. Ganimetlerin taksiminde, Sâbit b. Kays'ın payına ayrılmıştı. Babası Hâris, Hz. Peygamber (s.a.s.)'e başvurarak kızınınşerefinin korunmasını istedi. Hz. Peygamber (s.a.s.), Cüveyriye'nin bedelini Sâbit b. Kays'aödeyerek onu serbest bıraktı. Cüveyriye kabîlesine dönmedi,kendi isteği ile Rasûlüllah (s.a.s.)'la evlendi. Bunun üzerineashâb: \- "Rasûlüllah (s.a.s.)'in eşinin yakınları esir tutulmaz" diyerek ellerindeki bütün esirleri serbest bıraktılar. Bu sebeple Hz. Âişe: \- Kavmi için, Cüveyriye kadar hayırlı başka bir kadın bilmiyorum, demiştir.185 Görüldüğü üzere Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimizin Cüveyriye ile evlenmesinin amacı siyâsî idi. Bu evlilik sebebiyle,bütünesirler fidye ödemeden serbest bırakıldılar. Mustalıkoğullarıdaha sonra toptan Müslüman oldu. 3- Teyemmümün Meşrû Kılınması Rasûlüllah (s.a.s.) her sefere çıkışında, aralarında kur'a çekerekhanımlarından birini yanında götürürdü. Benî Mustalık Gazâ-sında, Hz. Âişe'yi götürmüştü. Dönüşte, bir gece konak yerinden hareket edileceği sıra Hz. Âişe'nin gerdanlığının kayboldu-ğu anlaşıldı. Rasûlüllah (s.a.s.), aranmasını emretti, bu yüzdenhareket gecikti. Derken sabah namazı vakti oldu. Oysa abdestiçin yanlarında yeterli su yoktu. Zamanında hareket edilebilseydi, su başına yetişilecekti. Namaz vakti çıkacak, diye herkestelâş içindeydi. Hz. Ebû Bekir, bu hâle sebep olan kızı Âişe'yiazarlamış hatta hırpalamıştı. İşte Müslümanlar böyle bir sıkıntıiçindeyken, su bulunmadığında temiz toprakla teyemmüm yapılacağını bildiren âyet indi.186 Müslümanlar son derece sevindiler, hemen teyemmüm yaparak namazlarını kıldılar. Hareket edileceği sırada, gerdanlık bulundu. Hz. Âişe'nin çökmüş olan devesinin altında kalmıştı.187 185 İbn Hişâm, 3/308; İbn Sâd, Tabakat, 8/ 177; İbn Hacer, el-İsâbe, 7/565. 186 Bkz. en-Nisâ Sûresi, 43 ve el-Mâide Sûresi, 6. 187 Bkz. el-Buhârî, 1/86); Tecrid Tercemesi, 2/201-204 (Hadis No: 222). PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 132 17.11.2015 16:20:30133 Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamberlik Devri (610-632) 4- İfk (İftira) Olayı188 Mureysi' Savaşı dönüşünde, bir konaklama sırasında Hz. Âişekazâ-i hâcet için mahfesinden189 çıkarak, konaklama yerindenuzaklaşmıştı. Bu sırada Yemen boncuğundan yapılmış gerdanlığı düşmüş, onu ararken gecikmişti. Dönüşünde, kafileyi yerinde bulamadı. O'nu mahfesinde sandıkları için, beklemeyiphareket etmişlerdi. Hz. Aişe, -mahfede olmadığım anlaşılınca,- beni ararlar, diyeolduğu yerde beklerken, arkadan askerin bıraktığı şeyleri toplamakla görevlendirilen Safvân b. Muattal geldi. Hz. Âişe'yi gö-rünce, devesini çöktürdü; Hz. Âişe bindi. Safvân deveyi önünden çekerek ilerledi. Öğle sıcağında başka bir konak yerindekafileye yetiştiler. Münâfıklar bu olayı fırsat bildiler. Hz. Âişe tamâmen örtülü olduğu ve Safvân ile aralarında konuşma bile geçmediği hâlde,Hz. Âişe'nin iffetine iftirâ etmekten çekinmediler. Rasûlüllah(s.a.s.) son derece üzüldü. Hz. Âişe kederinden hastalandı. Sonunda masûm olduğu âyetle bildirildi.190 İftirâcılara da "hadd-ikazf" (iffetli kimselere iftira cezâsı) uygulandı. Her birine 80'erdeynek vuruldu.191 5- Hendek Savaşı (Şevval 5 H./Şubat 627 M.) Mü'minler, müttefik düşman birliklerini gördüklerinde, "İşte Allah ve Rasûlünün bize vâdettiği şey budur. Allah ve Peygamber doğru söylemiştir" dediler. Bu, onların imân ve teslimiyetlerini artırmaktan başka bir şey yapmadı." (el-Ahzâb Sûresi, 22) Bir taraftan karşı tarafa geçmeyi engelleyen derin ve uzun çukara "hendek" denir. Medine'yi savunmak üzere, çevresine hen- 188 Olay hakkında geniş bilgi için bkz. el-Buhârî, 3/154, Tecrid Tercemesi, 8/85- 112 (Hadis No: 1151); İbn Hişâm, 3/309-321; İbnü'l-Esîr, a.g.e., 2/195-199. 189 Mahfe: Deve ve fil gibi hayvanların üzerinde seyahat edenlerin içine oturdukları kafesli çadır veya sepet. 190 En-Nûr Sûresi, 11-13. 191 En-Nûr Sûresi, 40. dek kazıldığı için bu savaşa, "Hendek Gazvesi" denildiği gibi,bir çok müşrik ve Yahûdî kabîlesi, Müslümanlara karşı birleştiğiiçin "Ahzâb Harbi" de denilmiştir. "Ahzâb", "hızb" kelimesinin çoğuludur. Hizb, aynı düşünce,inanç ve kanaatı paylaşan insan topluluğu demektir. a\) Yahûdîlerin Müşriklerle İşbirliği Medine'den sürülen Benî Nadîr Yahûdîlerinin reisleri, Hayber'esağınmışları. Müslümanlardan öc almak istiyorlardı. Başta Ahtaboğlu Huyey olmak üzere, 20 kadar Yahûdî lideri 70 kişilik birhey'et ile Mekke'ye gittiler. -Müslümanlar gün geçtikçe kuvvetleniyor. Onlara kırşı birlikte hareket etmeliyiz. Biz savaş için hazırız. Medine'deki BenîKurayzalı kardeşlerimiz de savaşta Müslümanları arkadan vuracak\... diye müşriklere işbirliği teklif ettiler. Kendileri "ehl-ikitab" ve tek tanrı inancında oldukları hâlde, putperest müşriklere hoş görünmek için: \- "Sizin tuttuğunuz yol, (sizin dininiz) Müslümanlarınkindendaha doğru\..."192 dediler. Daha sonra Mekke dışındaki Gatafan,Esed, Kinâne, Süleym, Fezâre, Mürre, Eşca ve Eslem\... gibibedevi Arap kabileleriyle görüştüler. Hayber'in bir yıllık hurmamahsûlünü vermeği va'd ederek, onların da savaşa katılmalarınısağladılar. Mekke'liler 300'ü atlı, 1500'ü develi 4000 kişilik bir kuvvethazırladılar. Mekke dışındaki bedevî kabîlelerin katılmasıylaordunun sayısı 10 bine ulaştı. Şimdiye kadar böyle bir kuvvettoplanmamıştı. Medine'yi basıp Müslümanlığı yok edeceklerdi.Ordunun başkomutanı Ebû Süfyân idi. b\) Medine Çevresine Hendek Kazılması Rasûlüllah (s.a.s.) Mekke'deki hazırlıkları, Kureyş ordusu henüz hareket etmeden haber aldı. Ashâbını toplayarak, bu kor- 192 Bkz. en-Nisâ Sûresi, 51-52. PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 134 17.11.2015 16:20:30135 Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamberlik Devri (610-632) kunç saldırıya nasıl karşı koyacaklarını istişâre etti. Müzâkeresırasında, aslen İranlı olan Selmân (Selmân-ı Fârisî): \- Yâ Rasûlallah, İran'da düşman saldırısından korunmak için, şehrin etrâfına, hendek kazarlar. Biz de öyle yapalım, dedi. Esâsen Medine'nin üç tarafı, evlerin yüksek dış duvarları, yalçın kayalıklar ve sık hurmalıklarla çevrilmişti. Düşman saldırısına karşı, sadece kuzey yönü açıktı. Bu tarafa da, düşmanın geçemeyeceği derinlikte bir hendek kazılırsa, savunma kolaylaşırdı. Arablarca bilinmeyen bu savunma şekli uygun görüldü. Saldırı- ya elverişli olan kuzey tarafda hendek kazılacak yer işâretlendi. Rasûlüllah (s.a.s.), ashâbını 10'ar kişilik gruplara ayırdı. Her grubun kazacağı kısmı belirledi. Mevsim kış, hava soğuktu. Esen rüzgâr, hendekte çalışanların ellerini ayaklarını âdeta donduruyordu. Medine'de kıtlık vardı. Müslümanlar üç gün bir şey yemeden aç çalıştılar.193 Rasûlüllah (s.a.s.) bile açlıktan karnı üzerine taş bağlamıştı.194 Ashâbla birlikte Hz. Peygamber (s.a.s.) bizzât toprak kazıyor, açlığa, soğuğa, yorgunluğa karşı gayretlerini artırıcı sözler söylüyordu. Bir ara, sert bir kaya çıkmış, kimse parçalayamamıştı. Rasûlüllah (s.a.s.) hendeğe indi, ilk vuruşta, kayanın üçte biri koptu. Hz. Rasûlüllah (s.a.s.): \- Allâhü Ekber, bana Şam'ın anahtarları verildi. Şu anda Şam'ın kırmızı köşklerini görmekteyim, dedi. İkinci vuruşta kayanın yarısı daha koptu. Rasûlüllah (s.a.s.): \- Allâhü Ekber, bana Fars ülkesinin anahtarları verildi. Şu anda, Kisrânın beyaz köşklerini görmekteyim, buyurdu. Üçüncü darbede kaya, tamâmen parçalandı. Rasûl-i Ekrem (s.a.s.): \- Allâhü Ekber, bana Yemen'in anahtarları verildi. Şimdi ben San'a'a'nın kapılarını görüyorum, buyurarak bütün bu ülkelerin 193 bk. Riyâzü's-Sâlihîn, 1/543-548 Hadis No: 522. 194 El-Buhârî, 5/45; Tecrid Tercemesi 10/227 (Hadis No: 1588). PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 135 17.11.2015 16:20:30136 Peygamberimizin Hayatı pek yakında Müslümanların olacağını müjdeledi.195 Münâfıklar,Rasûlüllah (s.a.s.)'in bu müjdelerini, hayal sayıyorlardı. "Münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar: Allah ve Rasûlü bize sâdece kuru vaadlerde bulundular, diyorlardı." (Ahzâb Sûresi, 12) Açlığa, soğuğa ve her türlü sıkıntıya rağmen, yaklaşık 5,5 km,uzunlukta bir atın karşıya sıçrayamayacağı genişlik ve derinlikte kazılan hendek, düşman gelmeden önce, iki hafta içindetamamlandı. c\) Müşriklerin Medine'yi Kuşatması Müşrikler, Medine önünde, şimdiye kadar benzerini görmedikleri derin bir hendekle karşılaşınca, şaşırdılar. Bir hamlede Medine'yi alt üst edip, Müslümanları yok edeceklerini hayâl etmiş-lerdi. Bunun kolay olmayacağını gördüler. Hendek boyunca,aşağı-yukarı ilerlediler, geçecek bir yer bulamadılar. Sonunda,Kureyşliler hendeğin batı kısmına, Bedevî kabîleler de doğu kısmına karargâh kurdular. Böylece Medine'yi kuşattılar. (Şevvâl 5H./Şubat 627 M.) d\) Sıkıntılı Günler 10 bin kişlik müşrik ordusu karşısında, Müslümanların sayısı 3 bin kadardı.Yalnızca 36 atları vardı. Önlerinde hendek, arkalarında ise Sel' Dağı bulunuyordu. Ancak Benî Kurayza anlaş- mayı bozar da müşriklerle işbirliği yaparsa, Müslümanlar çok tehlikeli bir duruma düşeceklerdi. Bu takdirde, Müslümanlar Hendek önünde düşmanla uğraşırken, Yahûdîlerin Medine'yi basıp, kadınları ve çocukları kılıçtan geçirmeleri mümkündü. Karşılıklı ok ve taşların atılmasıyla başlayan kuşatma, aralıksız 27 gün sürdü. Müslümanlar açlık ve sefâlet içinde, zor ve sıkıntılı günler geçirdiler. Savaşın en tehlikeli bir ânında, Benî Nadir Reisi Ahtab oğlu Huyey'in teşvikiyle Benî Kurayza Yahûdîleri de anlaşmayı bozup, müşriklerle işbirliğine başladılar. Rasûlüllah 195 İbn Hişâm, 3/230; İbnü'l-Esîr, a.g.e., 2/179; Tarih-i Din-i İslam, 3/258-259. PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 136 17.11.2015 16:20:30137 Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamberlik Devri (610-632) (s.a.s.)'in nasihat için kendilerine gönderdiği Evs kabilesi ReisiSa'd b. Muâz'ı dinlemediler. Düşmanlıklarını açıkça bildirdiler. Müslümanlar, hendek önünde 10 bin kişilik müşrik ordusunakarşı durmağa çalışırken, bir yandan da, Medine'yi Yahûdîlerinbaskınından korumak zorunda kaldılar. Böyle tehlikeli bir anda,münâfıklar da bozgunculuğa başladılar. Hem savaşı bıraktılar,hem de askerin mâneviyâtını sarsıcı propaganda yaptılar.196 Kuşatmanın uzayıp gitmesi, müşrikleri de usandırdı. Mevsimkış, havalar soğuktu. Esâsen onlar, böyle günlerce sürecek birkuşatma için değil, bir kaç saatte sonuca ulaşılacak bir zafer içingelmişlerdi. İşi bir an önce bitirmek için bütün güçleriyle genel bir hücûma geçtiler. Bir taraftan Müslümanların üzerine okyağmuru yağdırırken içlerinden (Dırâr, Cübeyre, Nevfel, Amr b\. Abdivedd gibi) bir kaç tanesi de, elverişli bir yerden atlarıyla hendeği geçtiler. Bunların her biri, Araplar arasında bin kişiye denk sayılıyordu. En meşhûrları olan Amr b. Abdivedd mübâreze sonuda Hz. Ali tarafından öldürüldü; diğerleri kaçtılar. Nevfel kaçarken hendeğe düştü ve Hz. Ali'nin kılıcıyla can verdi. Ertesi gün, savaşın en çetin günü oldu. Bir taraftan müşrikler, diğer taraftan Benî Kurayza Yahûdîleri hücûma geçtiler, aralıksız akşama kadar ok yağmurunu sürdürdüler. Rasûlüllah (s.a.s.) ve Müslümanlar, o gün namaz kılmak için bile fırsat bulamadılar. Öğle, ikindi ve akşam namazlarını, yatsıdan önce, tek ezanla, tertip üzere kazâ ettiler.197 196 İçlerinden bir güruh (münâfıklar), ey Medineliler, tutunacak yeriniz yok, hemen geri dönün, demişlerdi. Bir kısmı da Peygamber (s.a.s.)'den evlerimiz düşman saldırısına açık diye izin istemişlerdi. Oysa evleri açık değildi, sadece savaştan kaçmak istiyorlardı. (el-Ahzâb Sûresi, 13). 197 Bu savaştan başka, hiçbir olayda Rasûlüllah (s.a.s.)'ın namazını geçirdiği nakledilmemiştir. Burada üç vakit namazını kazaya bırakması, Hendek savaşının ne derece sıkıntılı ve meşakkatli geçtiğinin en büyük delilidir. Bu yüzden Hz. Peygamber (s.a.s.): \- "Allah onların dünyada evlerini, âhirette kabirlerini ateşle doldursun. Bize ikindiyi kılacak fırsat vermediler, nihâyet güneş battı" diye beddua etmiştir. (elPEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 137 17.11.2015 16:20:30138 Peygamberimizin Hayatı e\) Harb Hiledir Gatafan Kabilesinden Nuaym b. Mes'ûd, bu sırada Müslümanolmuştu. Bundan kimsenin haberi yoktu. Rasûlüllah (s.a.s.)'lagizlice görüşerek, müşriklerle Yahûdîlerin arasını açmak içinizin istedi. Rasûlüllah (s.a.s.): \- Harp hiledir198, yapabilirsen yap, buyurdu. Nuaym önce Benî Kurayza'ya gitti. \- Benim size olan dostluğumu bilirsiniz. Sizin için endişe ediyorum. Mekkeliler bu işten usandı, bırakıp giderlerse, Müslümanlar karşısında yapayalnız kalacaksınız. O zaman hâliniz nice olur? Onlardan bir kaç rehin isteyin, aksi hâlde yardım etmeyin\... dedi. Sonra Ebû Süfyân'a geldi: \- Duydun mu, Benî Kurayza anlaşmayı bozduğuna pişman olmuş. Sizi bırakıp giderler diye, Müslümanlarla yeniden anlaş- maya başlamış. Sizden rehin alıp, onlara teslim etmeği vadetmiş, dedi. Ebû Süfyân esâsen Yahûdîlere pek güvenemiyordu. Ertesi gün, denemek için Yahûdîlerden yardım istedi. Yahûdîler hemen rehin istediler. Ebû Süfyân isteklerini kabûl etmeyince, her iki taraf da: \- Nuaym doğru söylemiş, dediler. Aralarında güven kalmadı.199 f\) Rasûlüllah (s.a.s.)'in Duâsı ve Kuşatmanın Sona Ermesi Rasûlüllah (s.a.s.), o sıkıntılı gün: \- Allah'ım, ey Kur'an'ı indiren ve hesâbı tez gören Rabbim; Şu Arap kabîlelerini dağıt, topluluklarını boz, iradelerini sars.200 diye dua etti. Duâsı bitince, Rasûlüllah (s.a.s.)'in yüzünde sevinç eseri görüldü. Rabb'imin yardım va'dini size müjdelerim, buyurdu. İşte o akşam, âyet-i celîle ve hadis-i şerifte bildirilen Buhârî, 5/48 ve 3/233; Tecrid Tercemesi, 2/238 (Hadis No: 353) ve 8/396,(1233 numaralı hadisin izâhı). 198 El-Buhârî, 4/24 (K. el-Cihad, B. 157). 199 İbnü'l-Esîr, a.g.e., 2/182-184. 200 El-Buhârî, 3/234 ve 5/49; Tecrid Tercemesi, 8/395 (Hadis No: 1233). PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 138 17.11.2015 16:20:30139 Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamberlik Devri (610-632) "sabâ rüzgârı" esmeğe başladı.201 Fırtına ve kasırga çadırları sö-küp uçurdu, yemek kazanları devrildi, ocaklar söndü, develerve atlar birbirine karıştı. Müşriklerin ağızları, burunları, gözleri toz-toprakla doldu. Karargâhları alt üst oldu. Ortalığı dehşetkapladı. Neye uğradıklarını bilemediler. Müşriklerin mâneviyâtı iyice bozulmuştu. İçlerine korku düştü.Uzun süren ve hiç bir sonuç alınamayan kuşatmadan usanıpbezmişlerdi. Ebû Süfyân: \- "Ben dönüyorum, siz de gelin, diyerek devesine bindi. Mekke'nin yolunu tuttu. Diğerleri de onu izlediler. Panik pek âni ve şuursuzca olmuştu. Bu yüzden, müşrikler pekçok techizât, gıda maddesi ve eşyayı toplayamadan çekildiler.Sabah olunca, Müslümanlar düşmandan kalan eşyâyı ve sa-ğa-sola dağılan develeri toplayıp ordugâhlarına getirdiler. EbûSüfyân'ın Yahûdîlerden aldığı 20 deve yükü hurma da ele geçenganimetler arasındaydı. Böylece, Müslümanlar hem kuşatmadan, hem de açlık sıkıntısından kurtuldular. Kur'an-ı Kerim'de bu durum şöyle anlatılmaktadır: "Ey inananlar, Allah'ın size olan nimetlerini hatırlayın. Üzerinize ordular gelmişti, Biz de onların üzerine rüzgâr ve sizin gö- remediğiniz ordular (Melekler) göndermiştik." (el-Ahzâb Sûresi, 9) "Allah, kâfirleri hiçbir zafer elde edemeden, kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. Savaşta mü'minlere Allah'ın yardımı yetti. Allah yegâne kuvvetli ve galib olandır." (el-Ahzâb Sûresi, 25) Bu savaşta, müşriklerden 4 kişi ölmüş, Müslümanlardan 5 kişişehid düşmüştür. Savaştan sonra Rasûlüllah (s.a.s.): 201 Bkz. el-Buhârî, 5/47 "Ben sabâ rüzgarıyle yardım olundum, Ad kavmi ise debur (lodos) rüzgârıyla helâk edildi." (bkz.el-Hakka Sûresi, 6). PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 139 17.11.2015 16:20:30140 Peygamberimizin Hayatı \- Bundan sonra sıra bizde. Müşrikler artık üzerimize gelemeyecek, biz onların üzerine gideceğiz." buyurdu.202 Gerçekten de öyle oldu. 6- Kurayzaoğulları Gazvesi (Zilkade 5 H, /Mart 627 M.) a\) Savaşın Sebebi Rasûlüllah (s.a.s.) Medine'deki Yahûdî kabîleleriyle ayrı ayrıanlaşmalar yapmıştı. Bunlardan Kaynuka ve Nadîroğullarının,anlaşma hükümlerine uymadıkları için Medine'den çıkarıldıklarını daha önce görmüştük. Kurayza oğulları ise, Uhud Savaş'ından sonra anlaşmayı yeniledikleri için yerlerinde kalmışlardı. Hendek Savaşında, Benî Kurayza Yahûdîleri önce anlaşmayabağlı kaldılar. Hendek kazılırken, kazma, kürek gibi âletler vererek Müslümanlara yardımcı oldular. Ancak, savaşın en tehlikeli bir ânında, Benî Nadîr Reisi Huyey b. Ahtab'ın teşvikiyleanlaşmayı bozdular. Müslümanlarla birlikte Medine'yi savunmaları gerekirken, müşriklerle birlikte, Müslümanlara karşısavaşa girdiler.203 Böylece vatana ihânet suçu işlediler. Rasûlüllah (s.a.s.)'in nasihat için gönderdiği Evs Kabilesi Reisi Sa'd b.Muâz'ın sözlerine de kulak asmadılar. Hz. Peygamber (s.a.s.)hakkında çirkin sözler söyleyerek düşmanlıklarını açıkça ilânettiler. Ancak, Benî Kurayza'dan yaptıklarının hesâbı sorulacaktı. Bu sebeple, Hendek Savaşından Medine'ye döner dönmez,Benî Kurayza üzerine sefer emri verildi. Rasûlüllah (s.a.s.) Hendek Savaşı'ndan dönmüş silahlarını çı-karmış, üzerindeki toz-toprağı temizlemek için, gusletmek istemişti. Bu esnâda Cibrîl (a.s.) at üstünde ve toz-toprak içindegeldi: \- "Aa, silahını çıkardın mı; vallâhi biz melekler çıkarmadık.Haydi, şunların üzerine yürü", diye Kurayzaoğullarını işâret et- 202 El-Buhârî, 5/48; Tecrid Tercemesi, 10/230 (Hadis No: 1589); İbnü'l-Esîr, a.g.e., 2/184. 203 El-Ahzâb Sûresi, 26. PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 140 17.11.2015 16:20:31141 Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamberlik Devri (610-632) ti.204 Rasûlüllah (s.a.s.) derhal Benî Kurayza'ya sefer ilân etti.Ashâbın sür'atle yola çıkmalarını sağlamak için, \- Hiç kimse ikindi namazını sakın başka yerde kılmasın, ancak BenîKurayza yurdunda kılsın, buyurdu. Ashâbın bir kısmı bu emrin zâhirine uyarak, namazlarını BenîKurayza yurduna varınca kıldılar. Bir kısmı da Peygamber(s.a.s.)'in maksadı, acele etmemizi sağlamaktır, diyerek, vakitçıkmadan yolda kıldılar. Hz. Rasûlüllah (s.a.s.) her iki zümreninyaptığını da hoş gördü.205 Müslümanların toplanması yatsıya kadar devâm etti, sayıları 3 bini buldu. Müslümanların üzerlerine geldiğini görüncesövüp-sayarak kalelerine çekilen Beni Kurayza'nın sayısı 900kadardı. b\) Benî Kurayza'ya Verilen Cezâ Kuşatma 25 gün sürdü. Kurayzaoğulları anlaşmayı bozduklarına pişman oldular. Diğer Yahudî kabileleri gibi Medine'dençıkıp gitmek için izin istediler. Fakat Hz. Rasûlüllah (s.a.s.)kayıtsız şartsız teslim olmalarını istedi. Reisleri Ka'b b. Esed'inbaşkanlığında toplandılar. Ka'b: \- "Tevratta bildirilen son peygamberin bu olduğu anlaşıldı. Müslüman olup kurtulalım, dedi Yahûdîler: \- Biz Tevrat üzerine başka kitab kabul etmeyiz, dediler, Ka'b: \- Öyleyse,kadınları ve çocukları öldürelim. Sonra kaleden çıkıp çarpışalım, belki başarırız, dedi. Onlar: \- Çoluk-cocuğumuz öldükten sonra, yaşamanın ne önemi var, diye cevâp verdiler. Ka'b: \- O hâlde, yarın cumartesi, Müslümanlar bizden emîndir. Ansı- zın hücûm edelim, onları gafil avlayalım, dedi. 204 El-Buhârî, 5/49-51; Tecrid Tercemesi, 8/325 (Hadis No: 1191). 205 El-Buhârî, 5/50; Müslim, 3/1391 (Hadis No: 1770). PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 141 17.11.2015 16:20:31142 Peygamberimizin Hayatı \- Biz cumartesinin hürmetini bozamayız, diye reddettiler. Sonunda kayıtsız şartsız teslim oldular. Ancak haklarında Evs Kabilesi Reisi Sa'd b. Muâz'ın hüküm vermesini istediler. Benî Kurayza, Evs kabilesinin himâyesindeydi. Bu yüzden, Sa'd b\. Muâz'ın hakemliğini istiyorlardı. Sa'd, hastaydı. Hendek Savaşı'nda kolundan okla yaralandığı için tedâvi görüyordu. Haberi alınca geldi. \- Kur'an-ı Kerim'e göre mi, yoksa kendi kanunlarına göre mi hüküm vermemi istiyorlar, diye sordu. Yâhudîler, kendi kanunlarına göre hüküm verilmesini istediler. Sa'd da Tevrât'a göre karar verdi.206 a\) Savaşabilecek durumdaki erkeklerin öldürülmesine, b\) Kadınların ve çocukların esir edilmesine, c\) Bütün mallarının da zaptedilmesine hükmetti. Rasûl-i Ekrem (s.a.s.): "Ey Sa'd, Allah'ın rızâsına uygun hükmettin" buyurdu.207 Yahudiler de karârın Tevrât'a uygun olduğunu itirâf ettiler. Sa'd'inbu hükmü, Tevrât'ın Tesniye kitabının 20. Babının 10-14 üncüâyetlerine uygun düşmüştü. Bu gün de vatana ihânet edenlereölüm cezâsı verilmektedir. Benî Kurayza hakkındaki hükmü Hz. Ali ve Hz. Zübeyr icrâettiler. Kazılan büyük bir hendeğin kenarında 600 kadar Yahû-dînin birer birer boyunlarını vurup hendeğe attılar. İçlerinden 4tanesi Müslüman olup hayatlarını kurtardılar. Benî Nadîr ReisiHuyey b. Ahtab ile Benî Kurayza Reisi Ka'b b. Esed de öldürü-lenler arasındaydı. Benî Kurayza'nın malları, mücâhidlere paylaştırıldı. Arâzisi ise,ensarın rızâsiyle muhâcirlere verildi. 206 Bkz. Tevrât, Tesniye Kitabı, Bab: 20, ayet: 10-14. 207 Bkz. el-Buhârî, 5/50; Tecrid Tercemesi, 10/245 (Hadis No: 1591). PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 142 17.11.2015 16:20:31143 Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamberlik Devri (610-632) "Allah, Ehl-i Kitab'dan müşrikleri destekleyen (Benî KurayzaYahûdî)lerini kalelerinden indirmiş, kalblerine korku salmıştı.Onların kimini öldürüyor, kimini de esir alıyordunuz. Yerleriniyurtlarını, mallarını ve henüz ayağınızı bile basmadığınız toprakları Allah size mirâs olarak verdi. Allah her şeye kadirdir." (el-Ahzâb Sûresi, 26-27) 7- Rasûlüllah (s.a.s.)'in Cahş Kızı Zeyneb'le Evlenmesi Zeyneb, Rasûlüllah (s.a.s.)'in öz halası Ümeyme'nin kızıdır.Abdülmuttalib'in torunudur. Hz. Peygamber (s.a.s.), Zeyneb'iazadlısı Zeyd b. Hârise'yle evlendirmişti. Dindar olmasına rağ-men, azadlı bir kölenin eşi olmak Zeyneb'e ağır geldi. Asâlet vegüzelliğini ileri sürerek, dâima Zeyd'in kalbini kırdı. Bu yüzden,Rasûlüllah (s.a.s.)'in: \- "Eşini tut, Allah'tan kork"208 emrine rağmen, sonunda ZeydO'nu boşadı. Esâsen gerek Zeyneb, gerek kardeşi Abdullah bu evliliği başlangıçta istememişler, "halanızın kızını azadlınıza mı lâyık görü-yorsunuz?" demişlerdi. Fakat: \- "Allah ve Rasûlü, bir şeye hükmettiği zaman, mü'min erkek ve mü'min kadın için muhayyerlik yoktur." (el-Ahzâb Sûresi, 36) anlamındaki âyet inince, istemeyerek rızâ göstermişlerdi. Çünkü Zeyneb, Kureyş'in Hâşimî kolundandı. Soylu bir kadındı. İslam'dan önceki Arap örfüne göre soylu bir kadın, azadlı da olsa, bir köleyle evlenemezdi. Onlar, Zeyneb'in Rasûlüllah (s.a.s.)'la evlenmesini istiyorlardı. Oysa İslam Dini bütün insanları, yaratılış bakımından eşit saymıştı.209 208 Bkz. el-Ahzâb Sûresi, 37. 209 "Allah katında en üstününüz, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır". (Hucûrat Sûresi, 13) "Ey insanlar Rabb'iniz birdir, babanız birdir. Arabın Acem'e (Arab olmayana), Acemin Arab'a, beyazın siyaha, siyahın beyaza veya kızılderiliye üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir." (Müsned-i Ahmed b. Hanbel, 5/ 411; Mecmeu'z-Zevâid, 3/266 ve 8/84). PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 143 17.11.2015 16:20:31144 Peygamberimizin Hayatı Hz. Peygamber (s.a.s.), öz halasının kızı Zeyneb'i azadlısı ve evlâdlığı Zeyd ile evlendirerek, Arapların yanlış anlayışını yıkmışoldu. Diğer taraftan, Rasûlüllah (s.a.s.), peygamberliğinden önceZeyd'i evlâd edinmişti. Arabların örfüne göre, evlâdlık öz çocukgibi sayılır, evlâd edinen kişinin mirâsçısı ve mahremi olurdu.Bu sebeple, evlâdlığın boşadığı kadın, evlâd edinen kişiyle evlenemezdi. Kur'an-ı Kerim Arapların bu örfünü hükümsüz saymış, evlâdlık âdetini kaldırmıştır.210 Bu sebeple, evlâdlığın dulkalan eşiyle, babalığın evlenmesi helâldir. Rasûlüllah (s.a.s.)'in, Arapların bu örfünü de yıkması gerekiyordu. Bu sebeple Zeyd'den boşanan Zeyneb'i Allah'ın emriylenikâhladı.211 Böylece hem Zeyneb'i hem de yakınlarını memnûnetmiş oldu. Görüldüğü üzere, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bu evliliği, dinî hü-kümlerin uygulanması ile ilgilidir. VI- HİCRETİN ALTINCI YILI (627-628 M.) 1- Hudeybiye Barışı (Zilkade 6 H./Mart 628 M.) "Ey Muhammed, Biz sana apaçık bir zafer sağladık." (Fetih Sûresi, 1) a\) Müslümanların Kâbe'yi Ziyâret Arzusu Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), Medine'ye hicret edeli6 yıl olmuştu. Bu süre içinde Mekke müşrikleriyle, Medine'debulunan Müslümanlar arasında, sırasıyla Bedir, Uhud ve Hendek Savaşları oldu. Mekke müşrikleri Medine'yi basmak, Hz.Rasûlüllah (s.a.s.)'i öldürmek, Müslümanlığı yok etmek için her 210 "Allah evlâtlıklarınızı, oğullarınız gibi tutmanızı meşrû kılmamıştır". (el-Ahzâb Sûresi 4) 211 "\... Sonunda Zeyd, eşiyle ilgisini kestiğinde, onu seninle evlendirdik ki, evlâtlıkları eşleriyle ilgilerini kestiklerinde, onlarla evlenmek hususunda mü'minlere sorumluluk olmadığı bilinsin." (Ahzâb Sûresi, 37) PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 144 17.11.2015 16:20:31145 Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamberlik Devri (610-632) çâreye baş vurdular; bütün imkân ve güçlerini ortaya koydular; fakat amaçlarına ulaşamadılar. Müslümanların günden günegüçlenmelerine, sayılarının artmasına engel olamadılar. Ancak Medine dışındaki kabîleler, Müslümanlığın ne olduğunu yeterince bilmiyorlardı. Kâbe'nin komşusu ve koruyucusuolduğu için saygı duydukları Kureyş kabîlesi, kendi içlerindençıktığı hâlde Hz. Muhammed (s.a.s.)'in peygamberliğini kabûl etmemiş,hatta O'nu yurdundan çıkarmışlardı. Bu yüzden,Müslümanlığın Medine dışındaki kabîlelere tanıtılabilmesi vegeniş ölçüde yayılmasının sağlanabilmesi için, Mekke'lilerle barış yapılmasına ihtiyaç vardı. Rasûlüllah (s.a.s.), geçici de olsaMekkelilerle barış yaparak, diğer kabîlelerle serbestçe ilişkilerkurmayı arzu ediyordu. Diğer taraftan, Mekkeli Müslümanlar, doğup büyüdükleri veher şeylerini bırakıp ayrıldıkları yurtlarını çok özlemişlerdi.Her namazda yöneldikleri kutsal Kâbe'yi 6 yıldan beri ziyâretedemiyorlardı. Kâbe'yi ziyâret, bütün Müslümanların en büyükortak özlemleri olmuştu. b\) Rasûlüllah (s.a.s.)'in Rüyâsı Hicretin 6'ıncı yılı, Rasûlüllah (s.a.s.), gördüğü bir rüyâ üzerine212hep birlikte Kâbe'yi ziyâret edeceklerini ashâbına müjdeledi.213Hazırlıklar tamamlandı. Savaş yapılması yasak olan aylardanZilkade'nin ilk pazartesi günü (2 Zilkade 6 H./14 Mart 628 M.),yerine Mektûm oğlu Abdullah'ı vekil (kaymakam) bırakarak,ashâbından 1400 kişi ile214 Medine'den ayrıldı. HanımlarındanÜmmü Seleme de berâberinde bulunuyordu. Maksadı savaş ol- 212 "Andolsun ki, Allah peygamberinin rüyasının gerçek olduğunu tasdik etmiştir. Allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan, Mescid-i Haram'a gireceksiniz.." (el-Fetih Sûresi, 27). 213 Medine civârındaki henüz Müslüman olmayan Müzeyne, Cüheyne, Gıfâr, Eslem, Eşca', gibi kabileler de birlikte Kâbe'yi ziyâret için davet edilmişlerse de, bunlar Kureyş'ten çekindikleri için, Müslümanlara katılmadılar. (Tecrid Tercemesi, 8/177, 1164 numaralı hadisin izâhı). 214 El-Buhârî, 5/62-63; Tecrid Tercemesi, 8/264 (Hadis No: 1599). PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 145 17.11.2015 16:20:31146 Peygamberimizin Hayatı mayıp, yalnızca Kâbe'yi ziyâret etmekti. Mekkelileri telâşlandırmamak için, ashâbının silah taşımalarına izin vermemiş, sadeceyolcu silâhı olarak birer kılıç almışlardı.215 Hac için Mekke'yegelecek düşman kabîlelerle yolda karşılaşmamak için, Kâbeziyâretini hac günlerinden önce yapmayı uygun görmüştü. Yanlarındaki 70 kurbanlık deveyi kıladelediler ve Zülhuleyfe'de"umre" niyetiyle ihrama girdiler.216 Yol güvenliğini sağlamakiçin 20 kadar süvâriyi öncü olarak gönderdiler. c\) Mekkelilerin Tepkisi Mekkeliler, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Kâbe'yi ziyâret için yolaçıktığını duyunca telâşlandılar. Müslümanları Mekke'ye sokmamağa karar verdiler. Velîd oğlu Hâlid ve Ebû Cehil'in oğlu İkrime'yi 200 süvâri ile öncü olarak gönderdiler. Resûlullah (s.a.s.), Mekkelilerin bu kararını önden gönderdiğigözcüleri vasıtasiyle öğrendi. Sağ tarafa sapıp, yol güzergâhınıdeğiştirerek, Hudeybiye'ye kadar ilerledi.217Rasûlüllah (s.a.s.)'inbindiği "Kasvâ" adlı deve burada çöktü, bütün gayretlere rağ-men kalkmadı. Müslümanlar: \- Kasvâ harin oldu, çöktü kalkmıyor, diye söylenmeğe başladı- lar. Rasûlüllah (s.a.s.): \- "Kasvâ harinleşmez, onun çökme huyu da yoktur. Fakat vaktiyle Fil'in Mekke'ye girmesine engel olan ilahi kudret, şimdi de Kasvâ'yı ilerletmiyor. Allah'a yemin olsun ki, Kureyş Cenâb-ı Hakk'ın kutsal kıldığı şeylere hürmet ve tâzim kasdıyle benden 215 O devirde, çölde yırtıcı hayvanlara ve çapulculara karşı her yolcunun bir kılıç bulundurması âdet ve zarûri idi. 216 Umre, ihrâmlı olarak Kâbe'yi tavâf ve ziyâret etmek, Safâ ile Merve arasında Sa'y yaptıktan sonra tıraş olarak ihramdan çıkmaktan ibârettir. Umre için belirli bir zaman yoktur, her zaman yapılabilir. Hac ise belirli zamanda (ancak hac mevsiminde) yapılır. 217 Hudeybiye, Medine'ye 9 konak, Mekke'ye ise 1 günlük mesâfede küçük bir köydür. Adını, buradaki aynı adı taşıyan bir kuyudan almıştır. (Tecrid Tercemesi, 10/258). PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 146 17.11.2015 16:20:31147 Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamberlik Devri (610-632) her ne isterse, ne kadar ağır olursa olsun, istediklerini kabûledeceğim." buyurdu.218 d\) Barış Müzakereleri Bu sırada Huzâa kabîlesi reisi Büdeyl çıkageldi. Kureyşin, Müslümanları Mekke'ye sokmamak için müşrik kabilelerle anlaştı-ğını ve savaş hazırlığı içinde olduklarını haber verdi.219 Rasûlüllah (s.a.s.) savaş maksadiyle değil, sâdece Kâbe'yi ziyâretiçin geldiklerini, daha önce yapılan savaşlarda Kureyş'in uğradığı kayıpları anlattı. \- İsterlerse belirli bir süre onlarla barış yapalım. Benimle diğerkabîlelerin arasını serbest bıraksınlar, (karışmasınlar). Eğer benüstün gelir de, Araplar İslamiyeti kabûl ederlerse, Mekkelilerde isterlerse bu dine girebilirler. Şayet Araplar bana üstün gelirlerse, Kureyş savaş külfeti çekmeden istediğini elde etmiş olur.Aksi hâlde, Allah'a yemin ederim ki, O'nun yolunda ölünceyekadar onlarla savaşırım, Allah da yardımını gerçekleştirir, dininiüstün kılar, buyurdu.220 Büdeyl, Rasûlüllah (s.a.s.)'den duyduklarını Kureyş'e iletti. Kureyş ileri gelenleri de savaşa taraftar değildi. Sakif kabilesi reisiTâifli Mes'ûd oğlu Urve'yi Hz. Peygamber (s.a.s.)'e gönderdiler. Rasûlüllah (s.a.s.) Büdeyl'e söylediklerini Urve'ye de anlattı.Urve hem Rasul-i Ekrem (s.a.s.)'le konuşuyor, hem de Müslü-manların durumunu ve bütün davranışlarını dikkatle tâkip ediyordu. Dönüşünde gördüklerini özetle şöyle anlattı: 218 Bkz. el-Buhârî, 3/178; Tecrid Tercemesi, 8/178 (Hadis No: 1164) Müslümanların indiği yerdeki "Samed" adlı kuyuda çok az su vardı. Herkes almaya baş- layınca, bir anda suyu tükeniverdi. Susuzluktan şikâyet başladı. Rasûlüllah (s.a.s.) ok torbasından çıkardığı bir oku, kuyunun dibine koymalarını emretti. Artık oradan ayrılıncaya kadar su sıkıntısı çekmediler. (bkz. el-Buhârî 3/178 ve 5/62; Tecrid Ter. 8/179 Hadis No: 1164 ve 10/261 Hadis No:1598) 219 Bkz. el-Buhârî, 3/79; Tecrid Tercemesi, 8/181 (Hadis No: 1164). 220 Bkz. el-Buhârî, 3/79; Tecrid Tercemesi, 8/181 (Hadis No: 1164). PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 147 17.11.2015 16:20:31148 Peygamberimizin Hayatı \- Bilirsiniz ki ben birçok devlet başkanını ziyâret ettim, RumKayseri, Fars Kisrâsı, Habeş Necâşi'sinin huzurunda elçi olarak bulundum. Yemin ederim ki, Müslümanların Muhammed(s.a.s.)'e gösterdikleri hürmet, sevgi ve bağlılığı bunların hiç-birinin sarayında görmedim\... Sözlerini dikkatle dinliyorlar.Bir şey sorunca, alçak (hafif) sesle cevâp veriyorlar. İstekleriniderhal yerine getiriyorlar. Saygılarından yüzüne dikkatle bakamıyorlar. Abdestinden artan suyu bile,-teberrük için-aralarında paylaşıyorlar\... Madem ki, bize barış teklif ediyor, kabûledelim, dedi. Mekkeliler, Urve'nin sözlerinden hoşlanmadılar. Bir iki elçidaha gidip geldi, fakat hiç bir sonuca varılamadı. Rasûlüllah (s.a.s.), Kureyş'ten gelen elçilerle sonuca ulaşılamadığını gördü. Kureyş'le görüşmek üzere Hz. Ömer'i Mekke'yegöndermeyi düşündü. Ömer: \- Yâ Rasûlallah, Mekkeliler benim kendilerine olan düşmanlı-ğımı bilirler, himâyesine sığınabileceğim bir yakınım da yok.Osman'ın Mekke'de akrabası çok, Ebû Süfyân ile amcazâde. Osman bu işi benden daha iyi başarır, dedi. Hz. Osman Mekke'ye gitti. Ebû Süfyân ve diğer Kureyş ileri gelenleriyle görüştü. Maksatlarının sâdece Kâbe'yi ziyâret olduğunu anlattı. Mekkeliler: \- Hepinizi Mekke'ye bırakırsak, Araplar, "Kureyş Müslümanlardan korktu," derler. Fakat istersen Kâbe'yi sen tavâf et, hepinizbirden olmaz, dediler. Hz. Osman, Kâbe'yi Müslümanlardanayrı olarak ziyâret etmeği kabûl etmedi. \- Rasûlüllah (s.a.s.) tavâf etmedikce, ben de etmem, diyerek tekliflerini reddetti. O'nun bu davranışı Mekkelileri kızdırdı, gözhapsine aldılar ve dönmesine izin vermediler. 2- Rıdvân Bîatı "Allah, mü'minlerden ağacın altında sana bîat ederlerken hoş-nud olmuştur. Gönüllerindekini bilerek onlara güvenlik vermiş, PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 148 17.11.2015 16:20:31149 Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamberlik Devri (610-632) onlara yakın bir zafer ve ele geçirecekleri bol ganimetler bahşetmiştir." (el-Fetih Sûresi, 18-19) Hz. Osman'ın gecikmesi, Müslümanları telâşlandırdı. Öldürüleceğine dâir söylentiler çıktı. Böyle bir ihtimâle karşı Resûlullah(s.a.s.) gereken tedbirleri aldı. Müslümanları Allah yolunda yapacakları savaşta, canlarını fedâ etmekten çekinmeyeceklerinedâir, kendisine bîat etmeğe çağırdı. "Artık bunlarla vuruşmadanburadan ayrılamayız," buyurdu. İlk biat eden Ebû Sinan el-Esedî oldu. "Rasûlüllah (s.a.s.)'ingönlündeki muradı ne ise, onun gerçekleşmesi üzerine biat ediyorum." dedi. Hudeybiye'de bodur bir ağacın altında,221 bütün Müslümanlarsırayla Rasûlüllah (s.a.s.)in ellerini tutarak bîat ettiler. Allah yolunda ölünceye kadar savaşmağa, düşmandan kaçmamaya sözverdiler. Hz. Peygamber (s.a.s.), Hz. Osman adına da bir elinidiğeriyle tuttu, onu da böylece bîata kattı. Yalnızca Cedd b. Kaysadlı münâfık, devesinin arkasında gizlendi, bîata katılmadı. Cenâb-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de, Hudeybiye'de Rasûlüllah(s.a.s.)'e bîat eden mü'minlerden hoşnud olduğunu bildirmiş-tir.222 Bu sebeple, İslam Târihinde bu bîata "Rıdvân Bîatı" adıverilmiştir. Müslümanların kararlılığını ve Rasûlüllah (s.a.s.)'e bağlılıklarını gösteren bu bîatın Mekkeliler üzerindeki etkisi büyükoldu. Derhal Hz. Osman'ı serbest bıraktılar ve Hz. Peygamber(s.a.s.)'le barış yapmak üzere Amr oğlu Süheyl başkanlığındabir hey'et gönderdiler. a\) Barış Şartları Uzun müzâkere ve tartışmalardan sonra kabûl edilen barış şartları şunlardır: 221 Bu ağaç, Müslümanlar arasında zamanla kutsal sayılabilir, düşüncesiyle halifeliği sırasında Hz. Ömer'in emriyle kesilmiştir. (Tecrid Ter., 10/260). 222 El-Feth Sûresi, 18. PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 149 17.11.2015 16:20:31150 Peygamberimizin Hayatı 1- Müslümanlar bu sene Kâbe'yi ziyâret etmeden dönecekler, bir yıl sonra ziyâret edecekler. 2- Müslümanlar Kâbe'yi ziyâret için geldiklerinde, Mekke'deüç günden çok kalmayacaklar ve yanlarında birer kılıçtanbaşka silah bulundurmayacaklar. 3- Müslümanların Mekke'de bulunduğu günlerde, Kureyşliler Mekke dışına çıkacaklar, Müslümanlarla temâs etmeyecekler. 4- Mekkelilerden biri Müslümanlara sığınırsa, Müslümanbile olsa, geri verilecek; fakat Müslümanlardan Mekkelilere sığınan olursa, geri istenmeyecek. 5- Kureyş dışında kalan diğer kabileler, iki taraftan istediklerinin himâyesine girmekte ve anlaşma yapmakta serbestolacaklar. 6- Bu anlaşma on yıl geçerli olacak, bu müddet içinde ikitaraf arasında tecâvüz ve savaş olmayacak. b\) Barış Anlaşmasının Yazılması Barış şartlarını Rasûlüllah (s.a.s.) Hz. Ali'ye yazdırdı. "Bismi'llâ-hi'r-rahmâni'r-rahîm. Bu anlaşma, Muhammed Rasûlüllah ile Kureyş elçisi Süheyl arasında yapılmıştır." diye yazılmasına Süheylitiraz etti. \- "Rahmân" sözünü anlamıyoruz, ayrıca senin Rasûlüllah oldu- ğunu kabûl etseydik, bu anlaşmaya gerek yoktu "Bismike'llâ- hümme (Allah'ım, senin adınla). Bu anlaşma Abdullah'ın oğlu Muhammed ile Kureyş elçisi Süheyl arasında yapılmıştır." diye yazılmasını istedi.223 \- Rasûlüllah (s.a.s.) mutlaka barışı sağlamak istiyordu. Daha işin başında, "Allah'a yemin olsun ki Kureyş benden Cenab-ı Hakk'ın kutsal kıldığı şeylere hürmet kasdiyle her ne isterse, ne kadar ağır olursa olsun, isteklerini kabûl edeceğim," buyurmuştu. Bu sebeple, bütün bu ağır şartları kabûl etti. 223 Bkz. Tecrid Tercemesi, 8/136-141 (Hadis No: 1158). PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 150 17.11.2015 16:20:31151 Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamberlik Devri (610-632) Fakat müslümanlar son derece üzgündüler. Büyük bir ümit veheyecanla gelmişlerdi. Oysa şimdi Kâbe'yi ziyâret edemedendöneceklerdi. Anlaşmanın yazılması henüz bitmişti ki, Süheyl'in oğlu EbûCendel, ayağındaki zinciri sürükleyerek çıkageldi. Babası onuMüslüman olduğu için, zincire vurarak hapsetmişti. Her nasılsakurtulmuş, bin bir güçlükle Mekke'den kaçmış, Müslümanlarasığınmağa gelmişti. Süheyl oğlunun geri verilmesinde isrâr etti. Aksi hâlde anlaş-mayı imzalamadan döneceğini söyledi. Bütün çabalara rağmen,inadından dönmedi. Barışın sağlanabilmesi için, Ebû Cendel'inmüşriklere teslimi gerekiyordu. Çektiği işkenceleri ve acıklı hâ-lini anlatarak müşriklerin elinde bırakılmamasını isteyen EbûCendel'i Rasûlüllah (s.a.s.): \- Ey Ebû Cendel, biraz daha sabret, pek yakında Yüce Rabbim sana ve senin gibilere kurtuluş yolunu açacaktır, diye teselli etti. c\) Ashâbın Üzüntüsü Fakat bu son durum, artık Müslümanların üzüntülerini dayanılmaz hâle getirmişti. Hepsinin sinirleri gergindi. Hz. Ömerdayanamadı. Rasûlüllah (s.a.s.)'ın huzuruna gelerek: \- Sen Allah'ın Peygamberi değil misin? Bizim dinimiz hak değil mi? Neden bu zilleti kabûl ediyoruz, neden? diye söylendi. Hz. Peygamber (s.a.s.): \- Evet ben Allah'ın Peygamberiyim. Bu yaptığım işlerde Allah'a isyan etmiş de değilim. O, benim yardımcımdır, diye cevap verdi. Fakat Ömer'in üzüntü ve öfkesi devâm ediyordu. \- Sen bize Kâbe'yi tavaf edeceğiz., demedin mi? diye sordu. Rasûlüllah (s.a.s.): \- Evet, dedim. Fakat bu sene ziyâret edeceğimizi söylemedim, Tekrâr ediyorum, Kâbe'yi hep beraber tavâf ve ziyaret edeceğiz, buyurPEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 151 17.11.2015 16:20:31152 Peygamberimizin Hayatı du.224 Anlaşmanın imzalanmasından sonra Rasûlüllah (s.a.s.)ashâbına: \- Haydi, artık kurbanlarınızı kesiniz, sonra tıraş olup ihramdan çıkı- nız, emrini üç defa tekrarladığı hâlde, hiç kimse yerinden kıpırdamamıştı.225 Hz. Peygamber (s.a.s.), ashâbının bu ilgisizliğine üzülerek, eşi Ümmü Seleme'nin yanına gitti. Ümmü Seleme: \- Yâ Rasûlallah, onlar üzüntülerinden ilgisiz görünüyorlar. Siz kimseyle konuşmadan kendiniz kurbanınızı kesin, tıraş olun. Onlar size uyacaklardır, dedi. Ashâb, Hz. Peygamber (s.a.s.) 'in kurbanını kesip tıraş oldu-ğunu görünce, hemen onlar da kurbanlarını kesip, birbirlerinitıraş etmeğe başladılar.226 d\) Hudeybiye Barışı Aslında Zaferdi Hudeybiye Barışı'nın hemen bütün şartları, Müslümanlarınaleyhine görünüyordu. Fakat barışın Müslümanların yararınave sonucun lehlerine olacağını Rasûlüllah (s.a.s.) biliyordu. Busebeple,barışı sağlamak için, aleyhlerinde görünen en ağır şartları kabûl etmişti. Rasûlüllah (s.a.s.) barış anlaşmasının imzalanmasından üç günsonra Medine'ye döndü. Böylece Müslümanlar Hudeybiye'de19-20 gün kalmış oldular. 224 Hz. Ömer, daha sonra Rasûlüllah (s.a.s.)'e karşı saygısız davrandım diye bu sözlerinden pişmanlık duymuştur. (el-Buhârî, 5/67; Tecrid Tercemesi, 10/267; Asr-ı Saâdet, 1/427). 225 Rasûlüllah (s.a.s.)'in emrini ashâbın hemen yerine getirmemesi, muhâlefet için değildi. Şartları ağır olan bu anlaşmanın vahiy ile kaldırılacağını, böylece Kâbe'yi ziyâret edebileceklerini ümit ediyorlardı. 226 İslam bilginleri bu olaydan, fiilî sünnetin, kavlî (sözlü) sünnetden daha kuvvetli olduğu sonucuna varmışlardır. PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 152 17.11.2015 16:20:31153 Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamberlik Devri (610-632) Dönüşte yolda "Fetih Sûresi" indi, Cenâb-Hakk Hudeybiye anlaşmasının Müslümanlar için zillet ve yenilgi değil, aksine zaferolduğunu bildiriyordu.227 Gerçekten Hudeybiye anlaşması, Müslümanlığın Medine dışında yayılmasına bir başlangıç oldu. Mekkeliler o zamana kadarMüslümanlara, dağılıp yok olmağa mahkûm, derme-çatma birtoplululk gözü ile bakıyorlardı. Bu anlaşma ile Müslümanlarıbir devlet olarak tanımış oldular. Anlaşmadan sonra Müslümanlarla müşrikler arasında görüşmeve temâslar arttı. Hz. Peygamber (s.a.s.) İslam'ı serbestçe yaymağa başladı. Hudeybiye musâlahasından Mekke'nin fethinekadar geçen 21 aylık devrede Müslüman olanların sayısı, İslam'ın doğuşundan, Hudeybiye Barışına kadar geçen 19 yıldaMüslüman olanların sayısından kat kat fazla oldu. Hayber'in veMekke'nin fethi gibi zaferler, Hudeybiye musâlahasını takibetti.Dört yıl sonra, Rasûlüllah (s.a.s.)'ın vefâtında Müslümanlık bü-tün Arab yarımadasına yayılmış bulunuyordu. e\) Barış Şartlarının Müslümanlar Lehine Dönmesi Hz. Peygamber (s.a.s.) anlaşmaya bağlı kaldı. Mekkeliler istemedikçe, hiç bir hükmünü tek taraflı kaldırmadı. Kısa bir süresonra, Kureyş'le aralarında anlaşma bulunan Sakîf kabîlesindenEbû Basîr adında biri, Medine'ye gelip Müslümanlara sığındı.Ebû Basîr de Ebû Cendel gibi işkence gören Müslümanlardandı. Mekkeliler, arkasından hemen iki kişi gönderip Ebû Basîr'iniâdesini istediler. Rasûlüllah (s.a.s.): \- Ey Ebû Basîr, biliyorsun ki, biz Kureyşle bir sözleşme yaptık, ahdimizi bozamayız. Biraz daha sabret, Rabb'im yakında birkurtuluş yolu açacaktır, diyerek Ebû Basîr'i Kureyşlilere teslimetti. 227 (Ey Muhammed, Hudeybiye anlaşmasıyla) Biz sana apaçık bir fetih (zafer) verdik. (el-Fetih Sûresi, 1). PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 153 17.11.2015 16:20:31154 Peygamberimizin Hayatı Ebû Basîr, Mekke'ye ölüme götürüldüğünü biliyordu. Bu sebeple, bu adamların elinden kurtulması gerekiyordu. Yolda,Zülhuleyfe'de228 yemek için oturdular. Ebû Basîr, bunlara saf vesamîmî göründü. Bir ara: \- Kılıcın ne kadar da güzelmiş, bakmama müsaade eder misin?diyerek, birinin elinden kılıcı aldı, hemen üzerine atılıp onuöldürdü; diğeri ise kaçıp kurtuldu. Ebû Basîr öldürdüğü Kureyşlinin atına bindi, silahını kuşandı,tekrar Medine'ye döndü. Rasûlüllah (s.a.s.)'ın huzuruna çıkıp: \- "Ey Allah'ın Rasûlü, siz sözünüzü yerine getirdiniz. Beni onlarateslim ettiniz. Fakat Allah beni kurtardı" dedi. Hz. Peygamber(s.a.s.) ona anlaşma şartlarına göre Medine'de kalmasının mümkün olmadığını anlattı. Ebû Basîr Medine'den çıktı. Mekke'yedönemezdi. Medine'de kalamıyordu. Deniz kıyısında, Mekke-Şam yolu üzerinde "İys" denilen bir yere yerleşti. Mekke'deMüslümanlıklarını gizleyenler ve işkence görenler, birer, ikişerkaçıp, Ebû Basîr'in yanında toplandılar. Ebû Cendel de kaçıpburaya geldi. Kısa zamanda sayıları 70'e yükseldi, daha sonra300 oldular. Mekkelilerin Şam ticâretini önleyecek bir kuvvethâline geldiler. Ebû Basîr'in yanında toplananlar, Hudeybiye anlaşması hükümlerine bağlı değildiler. Kureyşin Şam ticâret yolu tehlikeye girmişti. Mekkeliler telâşlandılar. Anlaşmanın, Medine'ye sığınanMekkelilerin geri verilmesiyle ilgili maddesini hükümsüz saymaktan başka çâre yoktu. Baskı ile Müslümanlığın önlenemeyeceğini anladılar. Hemen, Hz. Peygamber (s.a.s.)'e Ebû Süfyan'ıelçi olarak gönderip, bu maddenin kaldırılmasını ve Mekke'denkaçan bütün Müslümanların Medine'ye kabûlünü istediler. Anlaşma yapılırken en çok ısrar gösterdikleri bu madde, gene onların isteğiyle kaldırılmış oldu. 228 Zülhuleyfe Medine'ye bir konak, yaklaşık 10 km. mesâfede bir yerdir. Medineliler ve Medine'ye uğrayarak hac veye umre için Mekke'ye gidenler ihrama burada girerler. Şimdi bu yere "Abâr-ı Ali" denilmektedir. PEYGAMBERİMİZİN HAYATI-İRFAN YÜCEL.indd 154 17.11.2015 16:20:31155 Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamberlik Devri (610-632) Peygamber (s.a.s.), Ebû Basîr ve arkadaşlarını Medine'ye çağırdı. Bu sırada Ebû Basîr ölüm yatağında idi. Vefât edince oradadefnettiler. Arkadaşlarını Ebû Cendel toplayıp Medine'ye götürdü. Böylece Kureyşin Şam ticâret yolu açıldı. Müslümanlar daanlaşmanın en ağır hükmünden kurtulmuş oldular. Hudeybiye Barışı 2 yıl devâm etti. Anlaşmayı Kureyş bozdu. İkiyıl sonra Mekke, Müslümanlar tarafından fethedildi. (20 Ramazan 8 H./11 Ocak 630 M.) 3- Rasûlüllah (s.a.s.)'in Ümmü Habîbe'yle Evlenmesi Ümmü Habîbe Ebû Süfyân'ın kızıdır. Mekke Devrinde Müslüman olmuş ve kocası Ubeydullah b. Cahş'la birlikte Habe-şistan'a hicret eden ikinci kafileye katılmıştı. Alkolik bir adamolan kocası, Habeşistan'da Hristiyan oldu. Ümmü Habîbe Müslümanlıkta sebât edip kocasından ayrıldı. Bu yüzden, yabancıbir ülkede kimsesiz ve himâyesiz kaldı. Henüz müşrik olan babasının yanına da dönemezdi. Rasûlüllah (s.a.s.), Hicretin 6'ıncı yılı Habeşistan'a bir elçi gönderdi. Habeş Necâşi'sini vekil yaparak Ümmü Habîbe'yi nikâhladı.229 Nikâh merâsiminde Câfer Tayyar ve diğer Müslümanlarda bulundu. Nikâhtan sonra Necâşi Ümmü Habîbe'yi Medine'ye gönderdi. Bu evlilikten önce şu âyet inmişti: "Allah'ın, sizinle düşmanlık gösterdiğiniz kimseler arasında dostluk ve sevgi yaratması mümkündür." (el-Mümtehine Sûresi, 7) Gerçekten bu evlilikten sonra Ebû Süfyân'ın, Hz. Peygamber(s.a.s.)'e olan düşmanlığında bir yumuşama başlamıştır.