Ortaçağ Avrupa Tarihi PDF

Document Details

Uploaded by Deleted User

Selin Ortaç

Tags

Ortaçağ Tarihi Avrupa Tarihi Hristiyanlık Tarihi Gelişim

Summary

Bu belge Selin Ortaç tarafından hazırlanmış ortaçağ Avrupa tarihi hakkında bir makale. Avrupa'nın kökeninden, Hristiyanlığın yayılışına ve kavimler göçü etkilerine kadar detaylı bir inceleme sunuyor. Ayrıca erken, yüksek ve geç orta çağ dönemleri hakkında bilgiler paylaşıyor.

Full Transcript

ORTAÇAĞ AVRUPA TARİHİ Selin Ortaç @selinhoca_tarih Selin Ortaç Avrupa kelimesinin kökeni  Avrupa kelimesi’nin kökeni Grekçe (Yunanca) «Europe» terimine dayanmaktadır....

ORTAÇAĞ AVRUPA TARİHİ Selin Ortaç @selinhoca_tarih Selin Ortaç Avrupa kelimesinin kökeni  Avrupa kelimesi’nin kökeni Grekçe (Yunanca) «Europe» terimine dayanmaktadır. Europa bir Fenike prensesi olup, bu isim «Eurys»(geniş) – «Ops» (yüz,göz) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur.  Europa tabirine ilk kez Homeros’un Apollon’a yazdığı bir ilahide rastlanmıştır.  Coğrafi ad olarak Europa kelimesi Strabon’un ünlü eseri Geographika’da yer almaktadır. Strabon, Balkan dağlarının güneyini Avrupa olarak adlandırmış, Romalılar da Trakya Eyaleti’ne Avrupa demişlerdir. Romalılar, denizin diğer tarafını ise Asia Eyaleti olarak adlandırmışlardır. Strabon (MÖ 64 - MS 24), Roma İmparatorluk döneminde yaşamış Yunanlı tarihçi, coğrafyacı, gezgin ve filozoftur. Strabon dünyanın ilk coğrafyacısıdır. Antik Dünya hakkındaki coğrafya kitabı ile tanınmıştır. Amasya’da doğmuş ve burada ölmüştür. Selin Ortaç  Orta Çağ’da Charlamagne’nin idaresinde kalan Katolik Hristiyanların yaşadığı kilise bölgesi Avrupa olarak bilinmekteydi. Karolenj Avrupası olarak bilinen bu kısım aynı zamanda «Çekirdek Avrupa» ( Benelüks ülkeleri (Belgie, Nederland, Lüxemburg) , Almanya, Fransa ve İtalya) olarak nitelendirilmiştir.  XVII. yüzyıldan sonra ise Avrupa, ayrı bir coğrafi kavram olarak kabul edilmiştir. Hristiyanlığın Avrupa’da Yayılması Hristiyanlık köken olarak Ortadoğu menşeili bir dindir. Hz.İsa Beytüllahim’de dünyaya gelmiş, ömrünü Kudüs ve civarında geçirmiştir. Hz. İsa’dan sonra onun inancını 12 havarisi yaymıştır. Hristiyanlığın ortaya çıktığı dönemde Roma altın çağını yaşamakta ve Pagan inancını benimsemektedir. Pagan Romalılar diğer inançları hurafe olarak görüyor hatta Hristiyanlığı sapkın inanç anlamına gelen «superstitio» olarak tanımlıyor,Hristiyanlara zulmediyorlardı. İlk olarak İmparator Neron 64 yılındaki büyük Roma yangınından sonra Hristiyanları çok sıkı takibata aldı ve onlara türlü işkencede bulundu. Özellikle Marcus Aerellius döneminde en sert tedbirler almış yine de Hristiyanlığın hızla yayılmasını önleyememişlerdir. Selin Ortaç  İlk yumuşama İmparator Galerius döneminde görülür. 311’de yayınladığı Sofya Fermanı ile Hristiyanlara takibatı durdurmuş böylece 313’de ilan edilecek Milano Fermanı’nın önü açılmıştır.  Batı Roma İmparatoru I. Konstantin ve Balkanları kontrol eden imparator Licinius Milano’da buluştu ve diğer şeylerin yanında Hristiyanlara karşı politikaları değiştirmek konusunda fikir birliğine vardılar. Ferman ile Hristiyanlık kesin bir şekilde legal statüye kavuşuyor ve daha önce malları müsadere edilen Hristiyanlara tüm hakları geri veriliyordu. Milano Fermanı Hristiyanlara yasal bir statü kazandırmış fakat Hristiyanlığı Roma İmparatorluğu'nun devlet kilisesi yapmamış; bu, imparator I. Theodosius döneminde 380 yılında Selanik Fermanı ile gerçekleşmiştir.  Bu fermanla İznik konsili kararıyla İznik Hristiyanlığı imparatorluğun resmi inancı haline gelmiştir. İmparator Teodasios 389-392 arasında yayınladığı bir dizi kararla İznik Hristiyanlığı dışındaki dini yorumları, Roma’da bulunan Vesta tapınağını ve her türlü pagan kültürünü yasaklamıştır. Selin Ortaç  Hristiyanlık, Roma toprakları dışında yer alan Avrupa topraklarında daha geç yayılmıştır. Kavimler göçü sonrası Avrupa’ya gelen Germen, Slav ve Turanî kavimler peyderpey Hristiyanlığa geçmiştir.  864’te Bulgar Kralı Boris Han, Bizans etkisiyle Hristiyanlığı kabul etmiştir. Sırplar, Romenler, Ukrein ve Ruslar da Bizans misyonerlerinin etkisiyle Ortodox mezhebini benimsemişlerdir. Bizans kendi alfabesinin ( Grek )bir benzeri olan Kiril alfabesini de Ortodoxluk ile beraber Slav kökenli milletlere ihraç etmişti.  Ortodox ve Katolik misyonerlerin mücadele alanında kalan Macar topraklarında Katolik mezhebi üstün gelmiş, kendi de sonradan vaftiz olan I.İstvan ( Aziz ) 1000 yılında taç giymiş ve Hristiyanlığı resmen kabul etmiştir. 1000 yıl bittikten 30 yıl sonra gerçekleşen olaylardan söz ederken sert hava István en az bir başpiskoposluk, altı piskopos ve üç koşullarının yol açtığı bir kıtlık döneminden bahseder ve ; Açlıktan dolayı fakir, zengin, herkes bitkin düşmüş ve yenecek hayvan kalmayınca her Benedictine manastırı kurdu; böylece Macaristan'daki Kilise, tür leş ve "sadece söz edilmesi bile tiksinti yaratan her türlü şey" yenmeye başlamış, Kutsal Roma İmparatorluğu başpiskoposlarından bağımsız hatta bazıları insan eti yemek zorunda kalmıştı. Seyyahlar saldırıya uğrar, öldürülür, olarak gelişti. parçalara ayrılır ve pişirilirdi ve kıtlıktan kaçmak umuduyla yola çıkanlar, onları misafir edenler tarafından geceleri boğazlanır ve yenirdi. Öldürüp yiyebilmek için çocukları bir Hristiyanlığın yayılmasını Hristiyan geleneklerini görmezden meyve veya bir yumurtayla kandıranlar bile vardı. Birçok yerde toprak altından gelenler için ağır cezalarla teşvik etti. Yerel yönetim sistemi, çıkarılmış cesetler yeniyordu: Pişmiş insan etini Toumus pazarında satmaya kalkan bir kalelerin etrafında örgütlenen ve kraliyet yetkilileri adam yakalanıp yakılmış, ardından da o gece o etin gömüldüğü yeri arayıp bulmaya çalışan adam da yakılarak öldürülmüştü. tarafından yönetilen ilçelere dayanıyordu. Saltanatı boyunca kalıcı bir barış döneminin yaşandığı Endemik hastalıklar (tüberküloz, cüzam, çıban, egzama, tümör) ve veba gibi korkunç Macaristan, Batı Avrupa ile Kutsal Topraklar veya salgınlar, giderek sayısı azalan ve güçten düşen halkı kırıp geçiriyordu. Geçmiş bin yıllarla ilgili demografik hesaplamalar yapmak daima zordur, ama bazılarına göre III. Konstantinopolis arasında seyahat eden hacılar ve tüccarlar yüzyılda 30-40 milyon civarında olan Avrupa nüfusu VII. yüzyılda 14-16 milyona için tercih edilen bir rota haline geldi. düşmüştü. Ortaçağ- Umberto Eco-Alfa Yayınları ERKEN ORTA ÇAĞ YÜKSEK ORTA ÇAĞ GEÇ ORTA ÇAĞ (v-xı) (xı-xıv) (xıv-xv) Selin Ortaç Bu dönemde yaşam sadeleşti,bazı Roma Bu dönemde Avrupa’nın nüfusu büyük Geç Dönem Orta Çağ felaketler ve zorluklar şehirleri terk edildi; şehirlerde yaşamayı miktarda artış göstermiştir. Nüfus şehirlerde dönemidir. tarım iklim değişiminden oldukça yoğunlaştı ve buradaki insanlar uzaklardaki etkilendi ve 1315-1317 yılları arasında kıtlığa sürdürenler, güvenliği, güçlü tarım alanlarını işgal etmeye çalıştılar. neden oldu. Bakteriyel hastalık olan ‘veba’ iyi geçmişlerinin taş duvarları arasında 1) Antik şehirler Akdeniz kıyısında toplandı. beslenemeyen nüfusa söndürülemeyen bir ateş aradı; imparatorluğun bir zamanlar işlek 1200’de gelişmekte olan merkez şehirler gibi yayıldı ve 14. yüzyıldaki nüfusun neredeyse olan ticaret yolları kullanılmaz oldu. yollar ve nehirlerle birbirlerine bağlı ve dörtte üçünü hatta bazı bölgelerde yarısını 1) Örgütçü ve merkeziyetçi Roma kıtanın ortasında bulunuyorlardı. öldürdü. Büyük miktarda toprak terk edildi ve bürokrasisinin yerini, iptidai yerel 2) Baltık kıyısındaki ticaret şehirleri Hansa buradaki ürünler işlenmeden kaldı. Birliği olarak bilinen anlaşmayı yaptılar ve 1) Ağır vergiler sebebiyle İngiltere ve Fransa’da yönetimler aldı; bu antlaşmada Venedik, Ceneviz ve Pisa gibi köylü isyanları yaşandı. 2) Kilise yetkilileri veya piskoposlar pek İtalyan şehir-devletleri yer aldı ve ticaret 2) Bu dönem Katolik kilisesinin de kendi içinde çok yerde yönetim sorumluluğu alanlarını Akdeniz boyunca genişlettiler. Bu bölünmeye başladığı dönemdir. Bu bölünme üstlendi. dönem Fransa, İngiltere ve İspanya kralları döneminde Kilise üç farklı papa tarafından 3) İdari üstünlük Germenlerde, Kültürel için şekillenme dönemidir. aynı zamanda yönetildi. Kilise papalığın üstünlük Romalılarda kaldı. 3) Tarihçilerin Papazlık Monarşisi dedikleri otoritesini yitirdi ve ulusal kiliselerin düşünce 13. yüzyılda, III. Innocent’in oluşmasına neden oldu. Roma 4) Viking saldırıları Feodalizmi papalığı döneminde en yüksek noktasına İmparatorluğunun son düşüşü güçlendirdi. ulaştı. Kuzey Haçlı Seferleri, Baltık ve Konstantinopolis’in 1453’te Osmanlı 5) Frank Krallığı bu dönemde oluştu. Finlerdeki pagan bölgelerdeki Hristiyan Türkleri egemenliği altına girmesidir. Bu 6) Papa I.Otto’ya taç giydirdi.Böylece krallıklardaki ve askeri düzedeki gelişmeler olay Avrupa’nın ekonomisi, kültürü ve Kutsal Roma Germen İmp. Temeli Avrupa’daki birçok yerli halkı asimile dininde büyük etkiye sahiptir. atıldı (962) Otto Papalık devletini olmaya zorladı. Moğol istilaları dışında 3) Dönemin en önemli olaylarından biri de barbar saldırıları durdu. 1337-1453 Yüzyıl savaşlarıdır. korudu ve koruma altına aldı. Selin Ortaç Selin Ortaç Selin Ortaç Selin Ortaç  Kavimler Göçü Avrupa’nın sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi yapısını kökten değiştirmiştir.. Karadeniz’in kuzeyi ile Doğu Avrupa’da IV. yüzyılda Ostrogotlar, Vizigotlar, Gepitler ve Vandallar gibi birçok Germen kavmi bulunmaktaydı. Hunların itil (Volga) Nehri’nin batısına geçerek Karadeniz’in kuzeyine gelmeleri, bu bölgede bir göç hareketini başlatmıştır (375) Selin Ortaç Kavimler Göçü  Büyük Hun Devleti’nin dağılmasının ardından, çoğalan nüfus ve kabileler arası rekabetin artması.  Hunların, Asya’nın batısından kendilerine katılan kabileler ile beraber batıya doğru akınlar düzenlemeleri.  Bu akınlar sonucunda baskıya uğrayan kabilelerin yurtlarından ayrılması ve diğer kabilelerle olan çatışmaları.  Hunlar, Ostrogot ve Vizigotlar Roma İmparatorluğu arazisine doğru harekete geçti.  410’da Got Kralı Alaric Roma’yı yağmaladı.  451-453 Katalon Savaşı ile Atilla, İtalya’yı istila etti.  476’da Ostrogotlu Odavakar Roma imparatoru Augustus’u tahttan indirerek Batı Roma imparatorluğuna son verdi.  Karadeniz’in kuzeyindeki Alanlar Portekiz’e kadar ilerledi.  Germenler Roma imparatorluğunun batısını,  Hunlar Macaristan’ı işgal etti. Selin Ortaç 451 Katalon Savaşı Roma İmparatorluğu generali Aetius ve müttefiki Vizigotlar ile, Attila arasında Galya'da 451 yılında gerçekleşen Katalon Muharebesi, Romalı prenses Honoria’nın, Attila'ya karısı olmasını bildiren bir mektup ve nişan yüzüğü gönderir. Attila ise ne zamandır aradığı fırsatı bulduğunu düşünerek bunu Batı Roma'ya bir saldırı bahanesi olarak değerlendirir ve çeyiz olarak imparatorluğun yarısını istemesi ve tabi ki bu isteğinin reddedilmesiyle başlar. 451 şubat sonlarında Attila, Roma imparatorluğunun sınırlarından içeri girer ve bir yıldırım gibi aniden yumruğunu indirir. şehirler birer birer düşer ve yıkılırlar. Tüm ülke bu Gotlu tarihçi Jordanes : "bu çok yıkım karşısında, başkentin yardımını ister ve Attila'nın eski arkadaşı olan Aetyüs büyük, korkunç, bugüne kadar ordusuyla "barbar"lara karşı koyacaktı. duyulmamış bir savaştı. ilkçağ Attila gece olduğunda eski bir taktik uygular: yük arabalarını arkasına gizlenebileceği bir bunun benzerini görmemiştir... siper olarak daire biçimimde dizdirir ve düşmanın zayıf yerlerine saldırılar düzenletir küçücük bir dere bir sele daha sonra da yavaşça çekilir. Aetyüs ise savaş alanında yalnız kaldığı için Attila'yı dönüşüp kan olup akmıştır. yendiğini sanar. ama Tanrı'nın kırbacı bir yıl sonra geri döndüğünde, bu kez Galyaya dünyanın en büyük uluslarının değil, doğrudan İtalya'ya gider ve Roma'yı işgal etmek ister, bu sefer sırasında karşısına bu büyük savaşında tam yüz bir ordu çıkmayışı, aslında Catalaunum'da kimin kazandığını bir anlamda atmış beş bin adam telef göstermektedir. olmuştur." Selin Ortaç Kavimler Göçü’nün Sonuçları 1. Roma imparatorluğu 395 yılında Doğu ve Batı Roma olmak üzere ikiye ayrılmıştır. MS 395 yılında I. Teodosios’un (379-395) ölümünün ardından Roma İmparatorluğu, doğu ve batı olmak üzere ikiye bölünür. Sonradan Bizans İmparatorluğu olarak adlandırılacak olan Doğu Roma İmparatorluğu, 1453 yılında İstanbul’un Türkler tarafından fethedilmesine kadar bin yıldan fazla bir süre ayakta kalırken, Batı Roma İmparatorluğu yüzyıl dahi varlığını devam ettiremez. 2. Batı Roma imparatorluğu’nun 476 yılında yıkılmasından sonra toprakları üzerinde birçok Germen Devleti ortaya çıkmıştır. 410 yılında Roma’nın Vizigotlar tarafından yağmalanması Batı Roma İmparatorluğu açısından sonun başlangıcıdır. Bu tarihten sonra imparatorluk 476 yılına kadar varlığını şeklen devam ettirir. 476 yılı Eylül ayında son İmparator Romulus Agustulus’un (475-476) Germen asıllı komutan Odoaker tarafından tahttan indirilmesi ile Batı Roma İmparatorluğu tarihe karışır. Böylece İlk Çağ sona erer ve Orta Çağ başlar. 3. Roma İmparatorluğu’nun parçalanmasıyla Hristiyanlık, Katolik ve Ortodoksluk mezhepleri olarak ikiye ayrılmıştır. Selin Ortaç 4. Avrupa’nın etnik yapısı değişmiştir.  Atilla’nın ölümüyle Ostrogot Krallığı kuruldu ve İtalya işgal edildi.  Fransa’da Clovis Krallığı kuruldu.  Slavlar Balkan coğrafyasına yerleşti.  Jüstinyen’in Roma’yı birleştirme çabaları sonuçsuz kaldı. 5. Barbar kavimlerin Avrupa'daki yerli kavimlerle kaynaşması sonucu yeni milletler ortaya çıkmıştır. Kavimler Göçü sırasında Vandallar, Vizigotlar, Ostrogotlar, Süevler, Germenler, Burgontlar, Lombartlar, Angıllar, Saksonlar ve Franklar Avrupa içlerine ilerledi. Vandallar İspanya’ya kadar geldi, İspanya’nın Vizigot istilasına uğraması üzerine Cebelitarık Boğazı’nı geçerek Kuzey Afrika’ya göç etti. Vizigotlar İspanya’ya, Ostrogotlar İtalya’ya, Franklar Fransa’ya yerleşti. Angıl ve Saksonlar Büyük Britanya’da İngiltere Krallığı’nın temelini attı Germen kavimleri Ren Nehri kıyısına yerleşerek Almanların oluşmasını sağlamıştır. Selin Ortaç 6. İngiltere, Fransa gibi Avrupa ülkelerinin temelleri Kavimler Göçü sonucunda atılmıştır. 7. Avrupa’da Feodalite(derebeylik) adı verilen yeni bir rejim ortaya çıkmıştır. 8. Avrupa’da antik kültür ortadan kalkarak kilise merkezli skolâstik düşüncenin egemenliği başlamıştır. 9. Türkler Avrupa’da Batı Hun Devleti’ni kurmuştur. 10. Türk Kültürü Avrupa’da hızlıca yayılmaya başlamıştır. KAVİMLER GÖÇÜ SONRASINDA AVRUPA’NIN GENEL GÖRÜNÜMÜ Selin Ortaç SOSYAL DURUM  Kavimler göçü sonrası Avrupa’da krallıklar güçlerini kaybettiler.  Soyluların güç kazanmalarıyla birlikte tüm ortaçağ boyunca Avrųpa’da etkili olacak olan siyasi yönetim biçimi "Feodalite (Derebeylik)" ortaya çıktı.  Toplumsal eşitsizlik üzerine kurulan bu düzen içinde halk, farklı toplumsal sınıflara ayrılmıştır: 1. Soylular (Senyörler): Soylular/ oturdukları toprakların sahibiydiler. Her türlü hakka sahip olan ve şatolarda oturan soylular, yönetim ve askerlik işleri ile ilgilenirlerdi. Soyluluk babadan oğula geçerdi. Soyluların en üstünde senyör denilen derebeyler yer alırdı. Senyörlerin en büyüğü kral. Bundan sonra sırasıyla dük, kont, baron ve şövalyeler gelirdi. 2.Rahipler: Rahipler, kiliselerin sahip olduğu toprakların geliriyle rahat bir yaşam sürerlerdi. Dinin toplum üzerindeki etkilerinden dolayı halk üzerinde söz sahibiydiler. 3.Burjuvalar: Ticaret ve sanatla uğraşırlardı. Bağlı bulundukları derebeylerine vergi verirlerdi. 4.Köylüler: Bunlar ikiye ayrılırlardı: A: Özgür Köylüler: Üzerinde yaşadıkları toprakları, istedikleri gibi ekip biçme hakkına sahip olup bağlı oldukları soyluya, vergi vermek zorundaydılar. Ayrıca topraklarını satabilme, çocuklarına bırakma hakları vardı. B: Serfler(Köle Köylüler): Hiçbir hakka sahip değildiler. Soyluların malı sayılırlardı. Toprakla birlikte alınır ve satılırlardı. Selin Ortaç  Ortaçağ’da Senyörler savunmanın kolay olması sebebiyle Şato ve malikanelerde otururdu. Kendilerini halkın yegane koruyucusu olarak addetmişler ve böylece bir nevi halka yaslanmışlardır. Gariban halk da « Bizi derebeyler tehlikelere karşı koruyor « diye düşünmüştür. Bu dönemde elbette sınıfsal çelişkiler, adaletsizlik ve yoksulluk had safhadadır.  Ortaçağ Avrupası’nda Derebeylik rejiminin etkin olmadığı yerlerden birisi, İtalyan şehir devletleridir. İtalya’da siyasi birliğin olmaması yönetimde belirli bir sınıfın seçme ve seçilme hakkı bulunsa da «Aristokratik Cumhuriyet» diyebileceğimiz kısmen daha özgür bir yönetim anlayışı vardır.  Ortaçağ Avrupası’nda zaman içinde kentleşmeye bağlı nüfus da artmıştır bu durum serflerin haklarının iyileştirilmesine yol açmıştır çünkü köyden kente göç başlamış, Lordlar bunu engellemek için serflere yeni haklar tanımıştır. Yine de serflerin göçleri durdurulamadı ve Serf göçü Ortaçağ kentlerinde «Tacirleri» yarattı. Bu da Tarım ekonomisinin değişmesine sebep oldu.  Kentlerin gelişmesi ve krallara destek vermeleri Geç Ortaçağ’da feodal toplumdan ulusal monarşiye geçişi hızlandırmıştır. Selin Ortaç Feodalite Sistemi’nin Özellikleri: SİYASİ DURUM Temel siyasi yapı FEODALİTE.  Kralların ve merkezi devletlerin otoritesi zayıftır. Batı Roma imp. Yıkılmasıyla Avrupa’nın da  Sosyal sınıflaşmalar ortaya çıkmıştır. siyasi yapısı bozulmuş oldu. Derebeylik başladı ancak Topun icadıyla da feodalite son  Toprağa bağlı köleci bir düzen ortaya çıkmış, siyasi birlik parçalanmıştır. bulmuş, merkezi krallıklar yeniden Feodalitenin Zayıflaması: yükselmiştir. Feodal yöneticilere SÜZEREN, *Coğrafi Keşifler yönetilen halka VASSAL denilmiştir. *Barutun ateşli silahlarda kullanılması Orta Çağda topraklar ve kullanım hakları Kral’a (süzeren) aitti. “Soylular” sınıfında yer alan senyörlerin (vassal) ise topluma ve krala olan yararlı hizmetlerinden dolayı Kral tarafından toprak hediye edilme imkânları vardı. Kral tarafından *haçlı seferleri senyörlere hediye edilen bu toprak parçalarına “Fief” adı verilmekteydi. Fief genel olarak tanımı ise hizmet karşılığı verilen mülk’tür. Hediye edilen bu toprak parçaları yeni sahipleri tarafından *Yüzyıl Savaşları ( 1337- 1453 ) isterse tarım yapması isterlerse ekonomik kaynak olarak kullanmaları için tahsis edilirdi, ancak bir takım şartları da bulunmaktaydı. *Çiftegül Savaşları (1453- 1483 ) Kral tarafından devredilen fieflerin senyörlere geçmesi için yapılan sözleşmeye “Fief Sözleşmesi” adı verilirdi. Danışma (concilium): Fiefler için kişiler belirli dönem ve belirlenen miktarlarda altını senyöre ödemek zorundaydılar, Yardım (auxilium): Belirli sayıda asker besleyerek Krala sunmak gibi yükümlükleri vardı. Selin Ortaç DİNİ YAPI Hıristiyanlık dininde iki büyük mezhep Ortaya çıkmıştır: Katoliklik ve Ortodoksluk.  Ortodoks Mezhebi: Daha çok Balkanlılar ve Ruslar (Slavlar) bu mezhebi benimsemişti. Dini merkezi İstanbul, dini liderleri “Patrik” tir.  Katolik Mezhebi:Daha çok Orta, Kuzey ve Batı Avrupa’da yaşayanlar bu mezhebi benimsemişti. Charlemagne Frank Kralı ve Karolenj İmp. Dini merkezi Roma, dini lideri "Papa” dır.  Kilise Roma’yı istila eden kavimleri Hıristiyanlaştırdı.Böylece kavimler üzerinde nüfuz sahibi oldu. Lombardların baskısı üzerine Franklardan yardım isteyen Papa III. Leo, 800’de Frank Kralı Şarlman’a imparatorluk tacı giydirmesiyle Kutsal Roma Germen İmparatorluğu kuruldu. Şarlman’ın ölümünden sonra papalar siyasi olarak daha da güçlendi ve kilise adına geniş topraklara sahip oldu.  Krallar papadan taç giymeye, Papa gerektiğinde kralları aforoz ederek yönetimden almaya başladı. Böylece papalık siyasi bir güç oluşturdu. Selin Ortaç Papa’nın yetkileri de şunlardır: 1. KraIIara taç giydirme, 2. Kralları aforoz etme, 3. Kilisenin topraklarını yönetme, 4. Haçlı seferleri düzenleme, 5. Enterdi uygulama Notre Damme Katedrali ( Gotik) Durham Katedrali, (İngiltere 1093-1133) Ayrıca, Enginizasyon adlı kilise mahkemeleri de bulunmaktadır. Romanesk kelime olarak ‘Roma soyundan gelen’, ‘Romalılardan gelen’ anlamındadır. Ama genellikle  Ortaçağ kilise düşüncesine Skolâstik düşünce denir. “Roma tarzından gelen” anlamında da kullanılır. Romanesk sanatı; Avrupa’da Roman Üslubu, İngiltere’de  Skolastik düşünce Aristo Felsefesi’nin dine uyarlanmasıdır. ise daha geleneksel olarak Norman Üslubu olarak SANAT YAPISI adlandırılan Ortaçağ yapı sanatıdır. İsminden de anlaşılacağı gibi Roma mimarisinden etkilenmiştir. Ortaçağ Avrupa'sının iki önemli mimari sanatı bulunmaktadır. Bunlar: Gotik ve Romanesk sanatıdır. Roman sanatında binalar loş ve kasvetli iken; Gotik sanatında sütunlar ve geniş pencereler kullanıldığından binanın içi aydınlıktır Selin Ortaç Ortaçağ Avrupası’na Genel Bakış SÜZEREN (DEREBEYİ):Toprağın asıl sahibi, üstün güç sahibi. Derebeyi. VASSAL: Süzerenin koruyuculuğu altında bulunan ve emirleri doğrultusunda savaşan. SENYÖR: Senyör olan derebeyi, hem toprağın hem de çiftiçinin sahibidir. AFOROZ: Hristiyanlık dininde kişileri dinden atma. ENTERDİ: Klisenin dini görevlerini durdurması. Ülkeyi yöneticileriyle birlikte cezalandırma. FİEF: Vassal ile Süzeren arasındaki anlaşma. ENDÜLJANS: Hristiyanlara günahlarının affedilmesi için kilise tarafından para karşılığı verilen "AF KAĞIDI" SİMONİ: Papazlığın para karşılığı satın alınması İNVESTURE TÖRENİ: Curia meclisinde İmparatorun huzurunda Psikoposların resmi bir törenle makam sembolü olan yüzük ve asa ile donatılması. (Topraksız lord, Lordsuz toprak olmaz) “onun adamı” PONTİF MAXİMUS: Roma İmparatorları’nın taşıdığı en yüksek dini unvan.

Use Quizgecko on...
Browser
Browser