Summary

This document is an introduction to physiology, detailing the functions of cells, tissues, and organs, and their interactions with the environment. It also discusses metabolic processes and control systems in the human body.

Full Transcript

Fizyolojiye Giriş Dr. Öğr. Üyesi E. Merve Kalınlı FİZYOLOJİ Yaşayan organizmanın, onu meydana getiren bölümlerinin çeşitli fonksiyonlarını inceleyen, Vücudun çeşitli kısımları arasındaki karşılıklı ilişkileri, Onların çevre ile etkileşimlerini anlatan bi...

Fizyolojiye Giriş Dr. Öğr. Üyesi E. Merve Kalınlı FİZYOLOJİ Yaşayan organizmanın, onu meydana getiren bölümlerinin çeşitli fonksiyonlarını inceleyen, Vücudun çeşitli kısımları arasındaki karşılıklı ilişkileri, Onların çevre ile etkileşimlerini anlatan bilim dalıdır. Fonksiyon bilimi Fizyolojik: normal; patolojik olmayan; organ, doku yada vücudun normal fonksiyonuna uyan özellikler Fizyoloji, canlı vücudunun normal işleyişini, hücre-doku ve organların görevlerini ve karşılıklı ilişkilerini konu edinen bir bilimdir Aynı işi yapmak üzere farklılaşarak bir araya gelen hücre grubuna doku denir. Dokular organları meydana getirirler. Birlikte çalışacak doku ve organlarda sistemleri yapar ORGANİZMADAKİ YAPISAL DÜZEN Organ Sistemleri ORGANİZMADAKİ YAPISAL DÜZEN  Belirli dokular ve organlarda birlikte çalışarak vücut sistemlerini oluştururlar.  Hareket sistemi-Systema Locomotorium  İskelet sistemi-Systema skeletale  Kas sistemi-Systema musculare  Eklem sistemi- Systema articulatio  Sinir sistemi –Systema nervosum  Dolaşım sistemi-Systema circulatorium  Solunum sistemi –Systema respiratorium  Sindirim sistemi-Systema digestorium  Urogenital sistem  Boşaltım sistemi-Systema renale  Üreme sistemi-Organa genitalia  Duyu organları-Organa sensuum  Endokrin sistem-Glandulae endocrinae  Bu sistemlerin hepsi birlikte çalışarak insan organizmayı meydana getirirler. Hareket sistemi, vücudun hareketini sağlayan sistemdir. Aynı zamanda vücut şeklinin ortaya çıkmasını ve hayati öneme sahip organların korunmasını sağlar. İskelet sistemi-Systema skeletale Kas sistemi-Systema musculare Eklem sistemi- Systema articulatio den oluşmaktadır. Sinir sistemi, vücudumuzun iç ve dış değişkenliklere karşı uyum sağlaması için gerekli kontrol işlevlerini yürütür. Vücudumuzun en karmaşık şekilde yapılanmış sistemidir. Dolaşım sistemi, Kalp-damar sistemi (kardiyovasküler sistem) vücudumuzun ihtiyaç duyduğu besin maddelerini dokulara taşırken, artık maddeleri de vücut dışına atılmak üzere ilgili organ ve dokulara ulaştırır. Solunum sistemi, vücudun ihtiyaç duyduğu oksijen gazını sağlarken, karbondioksit gibi zararlı artıkları vücuttan uzaklaştırır; ayrıca vücudun asitliğinin düzenlenmesinde de rol oynar. Sindirim sistemi, vücuda dışarıdan alınan maddeleri parçalamak ve kan dolaşımına vererek ihtiyaç duyan dokulara ulaştırmakla yükümlüdür. Aynı zamanda dış ortamdan vücuda giren maddelerin zararlı etkenlerden temizlenmesi gibi işleri de yürütür. Boşaltım sistemi, böbrekler aracılığıyla kanın süzülmesi, vücudun sıvı ve elektrolit dengesinin sağlanması, kan basıncının ve asitliğin düzenlenmesi gibi işlevleri yürütür. Üreme sistemi canlıların neslini devam ettirmesi için gereken hücrelerin üretildiği ve bazı üreme ile ilgili hormonların salgılanıp etki ettikleri yerlerdir. Duyu organları Endokrin (iç salgı) sistem, tüm vücudun uyum içinde çalışması için gerekli olan hormonları salgılayan ve hedef dokulara kan yoluyla ulaştırarak vücudun eşgüdümünü sağlanmasına katkı yapan sistemdir. Vücudumuzda temel fonksiyonları gerçekleştiren sistemler Temel Fonksiyon Sistem Koruma, destekleme, ve hareket Hareket sistemi İskelet sistemi Kas sistemi Kontrol, iletişim ve koordinasyon Sinir sistemi Duyu sistemi Endokrin sistem Taşıma ve süreklilik, homeostaz Dolaşım sistemi Solunum sistemi Sindirim sistemi Boşaltım sistemi Üreme ve gelişme Üreme sistemi Metabolizma Vücutta meydana gelen kimyasal olayların hepsine birden metabolizma denir. Metabolizma katabolizma ve anabolizma diye ikiye ayrılır. Katabolizma, kimyasal maddelerin yıkılarak daha basit yapı taşlarına ayrıldığı ve enerjinin açığa çıktığı safhadır. Açığa çıkan enerji kas kasılması, salgı, sinir impulslarının taşınması gibi hücre olayları için kullanılır. Anabolizma sentezin yapıldığı metabolizma safhasıdır. Vücudun büyümesi, gelişmesi ve tamiri için gereken maddeler bu safhada üretilir. Üretim için enerji ve besinler yoluyla alınan maddeler kullanılır. -İnsan vücudunun %60’ını sıvıdır. Organizmayı meydana getiren hücrelerin içinde bulunduğu ortama iç ortam denir -İnsan vücudunda bulunan sıvının 2/3’ü hücre içindedir. Bu sıvıya hücre içi-intrasellüler sıvı denir. -İnsan vücunda bulunan sıvının 1/3’ü ise hücre dışındadır. Bu sıvıya hücre dışı-ekstrasellüler sıvı denir. Vücut Sıvı Bölmesi Vücut Ağırlığı (%) Hücre içi sıvı 40 Hücre dışı sıvı 20 Hücre dışı sıvı interstisyel sıvı (%15) ve plazma (%5) olarak ikiye ayrılır Vücut su miktarları Vücut ağırlığının %60’ı sudur. 70 kilo insanda 42 litre Vücuttaki suyun 2/3 ü hücre içi sudur. 28 litre Vücuttaki suyun 1/3 ü hücre dışı sudur.14 litre Hücredışı sıvının dörtte biri intravasküler sıvı. 3,5 litre Hücredışı sıvının dörtte üçü hücrelerarası sıvıdır. 10,5 litre İnterstisyel sıvı Ekstrasellüler sıvı Plazma İntrasellüler sıvı Tıbbi Fizyoloji, Guyton and Hall, Elsevier, 2017 İntrasellüler: hücre içindeki sıvı Ekstrasellüler: hücre dışındaki sıvı İnterstisyel: doku hücrelerini çevreleyen sıvı Plazma: kanın sıvı kısmı Fizyolojik Sistemlerin Değerlendirilmesi Hücre Hücre içi sıvı Hücre dışı sıvı Organizma Koruyucu hücreler Aktarıcı hücreler Dış çevre Homeostazis Nihai özellikler Hücreler ve kan arasındaki madde alışverişine kadar her şey homeostazis durumunun gerekliliklerine göre belirlenir. Homeostazis Dış dünyanın değişimleri içerisinde iç çevrenin sabitliğinin sürdürülmesi Organizmanın iç çevresinin dinamik dengesi Homeostazis; kimyasal, ısısal ve sinirsel faktörler ile sürdürülür Homeostazis Homeostazis ve kontrolü Başarılı telafi Homestazis tekrar sağlanır Telafi başarısızlığı Patofizyoloji Hastalık Ölüm Homeostatik Kontrol Mekanizmaları Organizmayı etkileyen faktörler değişkendir! Reseptörler çevreyi izler ve değişimlere (uyarım) cevap verir Kontrol merkezleri, değişim sürerken ayar noktasını belirler Oluşan cevap, uyaranı etkiler Geribildirim (feedback) prensipleri Negatif geribildirim Yanıt; kendini oluşturan uyaranı azaltır Örnek: Kan glukoz düzeyinin düzenlemesi Kan oksijen-karbondioksit düzeylerinin düzenlenmesi Kan sodyum ve sıvı bileşiminin düzenlenmesi Vücut ısısının düzenlenmesi Vücut sıvıları asitliğinin düzenlenmesi Beden ağırlığının düzenlenmesi Vücut “termostat” mekanizmasının çalışama prensibi. Negatif geri bildirim sistemleri sayesinde sıcaklık düştüğünde ısıtıcı mekanizmalar devreye girerken, sıcaklık arttığında bu mekanizmalar durdurulur. Kan şekeri düzenlenmesinde görev alan insülin ve glukagon hormonlarının negatif geribildirim ile düzenlenmesi. Kan basıncı düşer Beyin sinyalleri Kalbin etkisiyle ile kalbin kan kasılması damarlarında yavaşlar basınç artar Karotid arterde bulunan baroreseptörler beyne kan basıncının arttığına dair bilgi iletir Kan basıncının düzenlenmesi Pozitif geribildirim Yanıt; başlangıç uyaranını daha da artırır (abartır) Örnek: Kanın pıhtılaşmasının düzenlenmesi Doğum eylemi “Aksiyon Potansiyeli” oluşumu Kan pıhtılaşması vücutta nadir rastlanan pozitif geri bildirim mekanizmalarına örnektir. Kanamaları durduran trombosit tıkacı, pozitifi geri bildirim sayesinde oluşur. Kanın pıhtılaşması pozitif geri bildirimin işe yarayacak biçimde kullanılmasına bir örnektir. Bir kan damarı yırtıldığı ve bir pıhtı oluşmaya başladığı zaman pıhtılaşma faktörleri adı verilen bir dizi enzim pıhtının kendi içinde aktive edilir. Bu enzimlerden bazıları diğerleri üzerinde etki ederek pıhtının hemen yakınındaki bölgede bulunan aktifleşmemiş enzimleri aktifler ve pıhtının büyümesini sağlar. Bu süreç damardaki delik kapanıp kanama duruncaya kadar devam eder. Pozitif geri bildirim sistemi doğum eylemi süresince işler. Bebeğin başı annenin rahim ağzını zorlarken bir refleks hareketi rahimin kasılmasına yol açar. Kasılma bebeğin başını tekrar rahim ağzına doğru zorlar. Bu bir diğer kasılma ile sonuçlanır ve pozitif geri bildirim bebek doğana kadar sürekli olarak tekrarlanır. Uyumlanan (adaptif) kontrol sistemi İleri beslemeli (feed-forward) kontrol: Hareketin kontrolü Dış çevrenin izlenmesi Öğrenme İleri beslemeli kontrol, vücudun gelecek bir durum değişikliğine göre hazırlanmasıdır (karanlıkta merdiven çıkarken görmediğiniz bir basamak için vücut durumunun ayarlanması gibi). Bu kontrol mekanizması öğrenme ile yakından bağlantılıdır. Homeostatik Dengesizlik Homeostazisin yada organizmanın dengesinin bozulması hastalıklara neden olur. Yıkıcı pozitif geribildirimler güçlü negatif geribildirimler ile durdurulabilir. Canlılarda fonksiyonel yapı taşı hücredir Hücre (100 trilyon) ve organeller Doku Organ Sistem (iskelet, deri, kas, sinir, endokrin, dolaşım, solunum, sindirim, üriner ve üreme) Organizma Vücutta Organik Ve İnorganik Maddeler Vardır İnorganik maddeler nispeten küçük ve basit bileşiklerdir. Su, Tuzlar, Hidroklorik asit gibi basit asitler, bu gruptandır. Organik bileşikler: Karbon ihtiva eden büyük karmaşık yapılardır. Ancak karbonat karbon ihtiva eder fakat inorganiktir. Organik bileşikler hem vücudun yapı taşı hem de enerji kaynağı olarak görev yaparlar. Organik bileşikleri 4 büyük gruba ayırabiliriz: Karbonhidratlar Lipitler Proteinler Nükleik asitler Karbonhidratlar Genel formülleri Cn(H2O)n dir(n: 3, 5, 6 ) Enerji depo ederler Yapı elemanı olarak kullanılırlar (purin ve pirimidinlerde, hücre zarı) Monosakkarit, disakkarit ve polisakkarit Glikojen şeklinde depo edilir. Lipitler Enerji depo ederler Hücre membranının yapısına katılır (fosfolipitler) Erkek ve dişi üreme hormonları, kortizol gibi bazı hormonlar lipid yapıdadır. Suda çözünmezler. Kloroform, eter gibi organik çözücülerde çözünürler. Trigliserid şeklinde depo edilir. Proteinler Amino asitlerden meydana gelen yapı elemanıdır. 20 farklı amino asitten peptid bağlarıyla oluşur. Enzimler de proteindir Amino asitler Asidik aa (aspartat ve glutamat) Bazik aa (histidin, arjinin, lisin) (HAL) Yüksüz hidrofilik aa (glisin, glutamin, serin, treonin, ve asparajin) Hidrofobik aa (alanin, lösin, izolösin, fenilalanin, prolin, tirozin, triptofan, valin) Sülfür içerenler (sistein ve metionin) Nükleik Asitler DNA= deoksiriboz+adenin +fosfat guanin sitozin timin RNA= riboz+adenin +fosfat guanin sitozin urasil DNA çift zincir RNA tek zincirdir. GEN RNA tipleri m RNA, t RNA, r RNA HÜCRE Hücre, canlıların yapı ve fonksiyon birimidir. Hücrenin organelleri; Çekirdek( nukleus ) Sitoplazma Mitokondri Ribozom Lizozom Golgi Kompleksi Peroksizom Hücre Zarı Endoplazmik Retikulum Hücre Zarı Esas olarak fosfolipidler ve proteinlerden meydana gelmiştir.Bu iki madde ‘sıvı mozaik zar’ modeline göre düzenlenmiştir. Çeşitli maddelerin hücreye giriş çıkışını düzenler ve onu korur. Küçük, yüksüz ve yağda eriyen moleküller hücre zarından kolay geçerken, büyük yüklü ve suda eriyen moleküller daha zor geçer Hücre zarından dışa doğru uzanan belli proteinler reseptör olarak görev yapar, diğer hücrelerden gelen kimyasal mesajları kabul ederler. Plazma zarında bulunan lipidler – Fosfolipidler – Glikolipidler – Kolesterol Plazma zarında bulunan proteinler – Periferal – İntegral Endoplazmik Retikulum - Hücre zarı ile çekirdek zarı arasında bulunan, bu iki zar ile irtibatta olan kanalcıklardan ibarettir. - Çeşitli maddeleri hücre içinde dolaşımını sağlar Granüllü ve granülsüz olmak üzere ikiye ayrılır. - Granüllü ER’nin üzerinde ribozomlar bulunur. - Granülsüzde (düz) ribozom yoktur (steroid üretimi, detoksifikasyon, iskelet kasında Ca depolanması). Ribozom Protein sentezinde görev alırlar. Protein (%35) ve ribozomal RNA’ dan (%65) meydana gelmişlerdir. Bir kısmı Endoplazmik retikulumlara bağlı (yapısal proteinleri üretirler) iken bir kısmı sitoplazmada (sitoplazmik proteinleri üretirler) serbest halde bulunur. Yine bir kısmı çekirdek zarında bulunabildiği gibi bir kısmıda mitokondri içerisinde bulunur Mitokondri - Çift zarla çevrilidir. İç zar kıvrımlar yaparak yüzeyi genişletir. Kendi DNA sı ve ribozomu vardır. Hücrede gereken enerjinin %95’ ini üretir, üretilen enerji ATP şeklinde depolanır. Sitrik asit döngüsü plazmada ,Elektron taşıma sistemi yoluyla ATP sentezi iç zarda olur. Bir hücredeki mitokondri sayısı metabolik ihtiyaca göre sürekli değişir Golgi Kompleksi Nukleusa yakın yerleşim gösterir ve fonksiyon bakımından endoplazmik retikulumla ile ilişkili olan kanal ve keseciklerden oluşur. Hücrenin salgı işlevinden sorumludur. Glikoproteinlerin paketlenip salgılanması burada gerçekleşir. Lizozom sentezi Lizozom Asit hidrolaz adı verilen sindirim enzimleriyle dolu küçük keseciklerdir. Hücrenin savunma ve sindirim elemanlarıdır. Karmasık molekülleri, mikroorganizmaları ve zedelenmiş dokuları sindirirler Primer lizozom, Sekonder lizozom Peroksizomlar Membranlı yapılardır. Metabolik reaksiyonlarda oksijeni kullanırlar. İçerdikleri katalaz enzimi ile hücre için toksik olan H2O2’i parçalarlar. Böbrek ve karaciğerde sayıları fazladır. Nükleus (Çekirdek) Hücrenin yönetim ve denetim merkezidir. Çift katlı lipid zar ile çevrilidir. Mitoz ve mayoz bölünmede önemli görevi vardır. İçinde bir veya daha fazla sayıda, bol miktarda RNA içeren nukleolus (çekirdekçik) vardır Teşekkürler

Use Quizgecko on...
Browser
Browser