Çocuğun Gelişim Aşamaları ve Değerlendirilmesi PDF

Document Details

SmilingCharoite

Uploaded by SmilingCharoite

Biruni Üniversitesi

Mehmet Emrah CANGİ

Tags

child development developmental stages education human development

Summary

This document presents an overview of life-long development, focusing on the stages of child development from conception to the later stages and their characteristics.

Full Transcript

YAŞAM BOYU GELİŞİME GENEL BAKIŞ DKTI57 Çocuğun Gelişim Aşamaları ve Değerlendirilmesi Doç. Dr. Mehmet Emrah CANGİ YAŞAM BOYU GELİŞİMİ İNCELEMENİN ÖNEMİ Pek çok gelişme büyümeyi, fakat aynı zamanda bozulmayı (ölüm sürecinde olduğu gibi) da içerir. Gelişim...

YAŞAM BOYU GELİŞİME GENEL BAKIŞ DKTI57 Çocuğun Gelişim Aşamaları ve Değerlendirilmesi Doç. Dr. Mehmet Emrah CANGİ YAŞAM BOYU GELİŞİMİ İNCELEMENİN ÖNEMİ Pek çok gelişme büyümeyi, fakat aynı zamanda bozulmayı (ölüm sürecinde olduğu gibi) da içerir. Gelişimi incelerken yaşam uzamını, döllenmeden başlayarak hayatın son zamanına kadar ele alacağız. YAŞAM BOYU GELİŞİMİ İNCELEMENİN ÖNEMİ Pek çok gelişme süreci; büyümeyi fakat aynı zamanda bozulmayı da (örn., ölüm) içerir. Gelişimi incelerken yaşam uzamını, döllenmeden başlayarak hayatın son zamanına kadar ele alacağız. YAŞAM BOYU GELİŞİMİ İNCELEMENİN ÖNEMİ Gelişim Sürekliliği ve Değişim Kritik Dönemlerin Ötesinde Gelişim Çevresel ve Kültürel Faktörler Dönüm Noktalarının Tanınması Esneklik ve Adaptasyon Yaşam Boyu Öğrenme ve Kişisel Gelişim BAZI ÇAĞDAŞ KONULAR Yaşam boyu bakış açısını kullanan araştırmacılar bunları ve pek çok diğer çağdaş konuyu incelemektedir. Yaşam boyu gelişim; sağlığın ve iyi olmanın, ebeveynliğin, eğitimin ve sosyokültürel bağlamların oynadığı roller ve ayrıca bu konularla sosyal politikaların nasıl ilişkili olduğu gibi konuları içerir. BAZI ÇAĞDAŞ KONULAR 1. SAĞLIK VE İYİ OLMA Günümüzde sağlık otoriterleri, sağlık ve iyilikte yaşam stilinin ve psikolojik durumun gücünü kabul ediyorlar. BAZI ÇAĞDAŞ KONULAR 2. EBEVEYNLİK VE EĞİTİM Çocuk bakımı, boşanmanın etkilerini, ebeveynlik stillerini, çocuğa kötü muameleyi, kuşaklararası ilişkileri, erken çocukluk eğitimini ve çocukluktaki yoksulluk ile eğitim arasındaki ilişkiyi, çift dilli eğitimi, yaşam boyu öğrenmeyi geliştiren yeni eğitsel çabaları ve ebeveynlik ve eğitimle ilişkili diğer birçok konu ele alınır. BAZI ÇAĞDAŞ KONULAR 3. SOSYOKÜLTÜREL BAĞLAMLAR VE ÇEŞİTLİLİK Sağlık, ebeveynlik ve eğitim, gelişimin kendisi gibi kendi “Sosyokültürel bağlamı’’ tarafından şekillendirilmektedir. Bu bağlamı analiz etmek için dört kavram özellikle yararlıdır: -Kültür -Etnik köken -Sosyoekonomik düzey -Toplumsal cinsiyet BAZI ÇAĞDAŞ KONULAR 3. SOSYOKÜLTÜREL BAĞLAMLAR VE ÇEŞİTLİLİK Kültür, davranış örüntülerini, inançları ve belirli bir grup insanı, bir kuşaktan diğerine geçen tüm diğer ürünlerini kapsar. Etnik köken, din, dil, ırk, milliyet ve kültürel mirası içine alır. Sosyoekonomik düzey, bireyin toplum içindeki mesleki, eğitimsel ve ekonomik özelliklerine göre pozisyonunu ifade eder. Toplumsal Cinsiyet, insanları erkekler ve kadınlar olarak tanımlayan özelliklere karşılıktır. Gelişimimizin bazı yönleri, kimliğimiz ve sosyal ilişkilerimiz toplumsal cinsiyetten daha önemlidir. Biyolojik, Bilişsel ve Gelişim Sosyo-Duygusal Süreçler Dönemleri GELİŞİMİN DOĞASI Yaşın Gelişimsel Önemi Konular 1. BİYOLOJİ, BİLİŞSEL VE SOSYO-DUYGUSAL SÜREÇLER Biyolojik süreçler, Bireyin fiziksel yapısında değişme yaratan süreçlerdir. Ebeveynlerden gelen genler, Beyin gelişimi, Boy ve ağırlıkta artış, Motor becerilerde değişim, Beslenme, Egzersiz Ön ergenlikteki hormonal değişiklikler ve Kalp damar sistemindeki bozulmalar biyolojik süreçlere örnek verilebilir. 1. BİYOLOJİK, BİLİŞSEL VE SOSYO-DUYGUSAL SÜREÇLER Bilişsel süreçler, Bireyin dil, düşünce ve zekasındaki değişiklikleri ifade eder. Karyolanın üzerinde asılı olan hareketli oyuncağı izleme, İki sözcüğü bir araya getirerek bir cümle oluşturma Bir şiiri ezberleme Bir film yıldızı olmanın nasıl bir şey olacağını hayal etme Bulmaca çözme gibi beceriler bilişsel süreçleri içerir. 1. BİYOLOJİK, BİLİŞSEL VE SOSYO-DUYGUSAL SÜREÇLER Sosyoduygusal süreçler, Bireyin diğer insanlarla ilişkilerindeki, duygularındaki ve kişiliğindeki değişimleri içerir. Bir bebeğin ebeveyninin dokunuşuna gülümseyerek karşılık vermesi, Bir çocuğun oyun arkadaşına saldırganca bir davranışı, Okul çağındaki çocukta girişkenliğin gelişimi, Bir ergenin mezuniyet balosundaki neşesi ve Yaşlı bir çiftin duygusal yakınlığı (muhabbeti) gelişimi sosyoduygusal süreçlerin rolünü yansıtır. 2. GELİŞİMSEL DÖNEMLER Doğum Öncesi Dönem, Döllenmeden doğuma kadar olan zamandır. Tek bir hücreden beyni ve davranışsal yetileri olan bir organizmaya doğru hızlı bir büyümeyi içerir ve yaklaşık 9 aylık bir dönemdir. Tek hücreli bir organizma, onu çevreleyen dünyadaki yaşama dikkate değer bir uyum becerisi gösteren bir insan yavrusuna dönüşür. 2. GELİŞİMSEL DÖNEMLER Bebeklik Dönemi (Doğum- 2 Yaş); 18 veya 24. aya kadar olan dönemdir. Bebeklik, yetişkinlere aşırı bağımlılığın olduğu dönemdir. Bu dönem boyunca dil, sembolik düşünce, duyusal motor eşgüdüm ve sosyal öğrenme gibi birçok psikolojik aktivite yeni yeni başlar. Yeni doğmuş bebeklerin başları, vücutlarının diğer bölümlerine oranla daha büyüktür bu yüzden boyunlarında çok az güç olduğu için başlarını tutamazlar 2. GELİŞİMSEL DÖNEMLER İlk Çocukluk Dönemi (2-6 Yaş); Bebeklik döneminin bitiminden 5 veya 6 yaşına kadar olan gelişimsel dönemdir ve bazen “Okul öncesi yılları” da denir. Bu dönemde küçük çocuklar yeterliklerini arttırırlar ve kendilerine bakmayı öğrenirler, okula hazır olmayı sağlayan becerileri (yönergeleri takip etme, harfleri tanıma gibi) geliştirirler ve akranlarla oyunda daha çok zaman harcarlar. İlk öğretim birinci sınıf, tipik olarak erken çocukluğun sonuna işaret eder. 2. GELİŞİMSEL DÖNEMLER İlk Çocukluk Dönemi (2-6 Yaş); Bu dönemde özellikle koşma, atlama, sıçrama, yakalama, fırlatma ve topa vurma gibi hareket becerilerinin yanı sıra yemek yeme, giyinme, yüzünü yıkama gibi öz bakım becerileri de kazanılır. 2. GELİŞİMSEL DÖNEMLER Orta ve İleri Çocukluk Dönemi (6-12 Yaş); Yaklaşık olarak 6 - 11 yaşları arasındaki döneme, hemen hemen ilkokul yıllarına denk gelir. Bu dönemde temel okuma, yazma ve aritmetik becerileri tam olarak öğrenilir. Çocuk, formel olarak daha geniş bir dünyaya ve kültüre maruz kalır. Bu dönemde fiziksel, motor, bilişsel ve sosyal becerilerin artması, çocukların daha da bağımsız olmalarını sağlar. Başarı, çocuğun dünyasının daha merkezi bir teması haline gelir ve kendilik kontrolü (öz kontrol) artar. 2. GELİŞİMSEL DÖNEMLER Ergenlik Dönemi (18-21 Yaş); Gelişimin çocukluktan ilk yetişkinliğe geçiş dönemidir ve yaklaşık 10 - 12 yaşlarında başlayıp 18 - 21 yaşlarında biter. Ergenlik, kilo ve boydaki artış, vücut ve yüzde tüylerin çıkması ve sesin kalınlaşması, cinsel özelliklerin gelişimi gibi hızlı fiziksel değişimlerle başlar. Gelişimin bu noktasında bağımsızlık ve kimlik arama belirgindir. Düşünce daha mantıksal, soyut ve idealisttir. 2. GELİŞİMSEL DÖNEMLER İlk Yetişkinlik (20-30 Yaş); 20'li yaşların başında başlar ve 30’lu yaşlar boyunca devam eder. Kişisel ve ekonomik bağımsızlık kazanma, kariyer geliştirme ve pek çok kişi için eş seçme, biriyle yakın ilişki içinde yaşamayı öğrenme, bir aile oluşturma ve çocuklara bakma zamanıdır. 2. GELİŞİMSEL DÖNEMLER Orta Yetişkinlik (40-60) Yaş; Yaklaşık 40 yaşından 60 yaşına kadar olan gelişim dönemidir. Kişisel ve sosyal sorumluluk ve katılımı genişletme, yetkin ve olgun bireyler olmaları için sonraki kuşağa yardım etme ve bir meslekte doyuma ulaşma ve sürdürebilme zamanıdır. 2. GELİŞİMSEL DÖNEMLER İleri Yetişkinlik (60-70 Yaş); 60'lı veya 70'li yıllarda başlayan ve ölüme kadar süren dönemdir. Hayatı gözden geçirme, emeklilik ve azalan güç ve bozulan sağlık nedeniyle beliren yeni sosyal rollere uyum sağlama zamanıdır. İleri yetişkinlik gelişim dönemleri içinde en uzun zaman dilimini kapsar. Önemli Not: Farklı kaynaklarda gelişime ilişkin bu yaş dilimleri ve/veya tanımlar değişebilmektedir. 3. YAŞIN ÖNEMİ Yaş Kavramları; Bazı yaşam boyu gelişim uzmanlarına göre takvim yaşı, bir kişinin psikolojik gelişimini anlama açısından çok da uygun değildir. Takvim yaşı, doğumdan başlayarak geçen yılların sayısıdır. Zaman deneyimin “kaba bir göstergesi” olduğu için herhangi bir şeyin nedeni olarak gösterilemez. Yaş sadece takvim yaşı olarak değil, aynı zamanda biyolojik yaş, psikolojik yaş ve sosyal yaş olarak da kavramlaştırılmaktadır. 3. YAŞIN ÖNEMİ Yaş Kavramları; Biyolojik yaş, kişinin biyolojik sağlığının yaşıdır. Biyolojik yaşı belirlemek, kişinin hayati organlarının işlev görme kapasitelerini bilmeyi gerektirir. Kişinin biyolojik yaşı ne kadar küçükse, kronolojik yaşı önemli olmaksızın daha uzun yaşayacağı beklenir. 3. YAŞIN ÖNEMİ Yaş Kavramları; Psikolojik yaş ise aynı kronolojik yaştaki diğer bireylere kıyasla bir bireyin uyum sağlama kapasitesidir. Bu nedenle öğrenmeyi sürdüren yaşlı erişkinler, öğrenmeye devam etmeyen yaşıtlarına göre daha esnek, daha güdülü ve olumlu kişilik özelliklerine sahip oldukları ve ayrıca duygularını kontrol edebildikleri ve sağlıklı düşünebilecekleri için daha uyumlu davranışlar gösterirler. 3. YAŞIN ÖNEMİ Sosyal yaş bir kişinin yaşı ile bağlantılı olan sosyal rolleri ve beklentileri ifade eder. Anne rolünü ve o role eşlik eden davranışları düşünün. Yetişkin bir kadının davranışını önceden tahmin etmede, onun üç yaşında bir çocuğunun olduğunu bilmek, 20 ya da 30 yaşında olduğunu bilmekten çok daha önemli olabilir. 4. GELİŞİMSEL KONULAR Kalıtım ve Çevre Kalıtım yani doğuştan getirdiğimiz donanım, bir organizmanın biyolojik mirasını; çevre yani edindiğimiz donanım ise organizmanın çevresel deneyimini ifade eder. Psikologlar gelişimde çevrenin veya çevresel deneyimlerin önemini vurgularlar. Deneyimler, kişinin biyolojik çevresinden (beslenme, tıbbi bakım, ilaçlar ve fiziksel kazalar) sosyal çevresine (aile, akranlar, okullar, toplum, medya ve kültür) kadar her şeyi içine alır. 4. GELİŞİMSEL KONULAR Durağanlık ve Değişme Gelişimde durağanlığı vurgulayan bir çok gelişimci, durağanlığın kalıtımın ve yaşamın erken dönemlerindeki deneyimin bir sonucu olduğunu öne sürer. Örneğin, eğer bir birey, tüm yaşamı boyunca utangaçsa bu durağanlık, muhtemelen bebek veya küçük bir çocukken insanlarla etkileşiminde durağanlık yaşadığı büyük strese ve kalıtıma bağlıdır. 4. GELİŞİMSEL KONULAR Durağanlık ve Değişme Değişimi vurgulayan girişimcilerse ‘daha sonraki deneyimlerin bireyde değişme yaratabileceği’ yönünde daha iyimser bir görüşe sahiptirler. Yaşam-boyu bakış açısında esnekliğin, diğer bir deyişle değişme potansiyelinin, yaşam boyunca mümkün olduğunu hatırlayalım. Ama yaşla birlikte ve yaşlılıkta yeni bilgiler öğrenme anlamında değişim gösterme kapasitesinin daha az olduğu kabul edilir. 4. GELİŞİMSEL KONULAR Süreklilik ve Süreksizlik Gelişimin ne ölçüde derece derece ve birikimli (süreklilik) veya ne ölçüde dönemler halinde (süreksizlik) bir değişim içerdiği ile ilgilidir. Sürekliliği ele alırsak, bir meşe fidanının kocaman bir meşe ağacı olarak büyümesi bir örnektir. Benzer şekilde, çocuğun ilk sözcüğü, her ne kadar ani beliren ve süreksiz bir olay gibi görünse de gerçekte haftalar ve aylarca süren büyüme ve alıştırmaların bir sonucudur. Ön ergenlik de ani gibi görülebilir, fakat birkaç yıl devam eden derece derece bir sürecin sonucudur. 4. GELİŞİMSEL KONULAR Süreklilik ve Süreksizlik Süreksizlik ise, bir böceğin önce tırtıldan bir kozaya ondan da kelebek haline gelişi gibi değişim, niceliksel olmaktan çok niteliksel olarak farklı evreler dizisi şeklinde gerçekleşir. Benzer şekilde bir çocuk dünya hakkında soyut düşünemezken birdenbire bunu yapabilir hale gelir. Bu, niceliksel ve sürekli bir değişimden ziyade niteliksel ve süreksiz bir gelişimsel değişimdir. Davranışsal ve Psikanalitik Bilişsel Sosyal Bilişsel Kuramlar Kuramlar Kuramlar GELİŞİM KURAMLARI Eklektik Etolojik Ekolojik Kuramsal Kuramlar Kuramlar Yönelim Bilimsel yöntem esas olarak dört aşamalı bir süreçtir 1. İncelenecek olan problem veya süreci kavramlaştırma, 2. Araştırma bilgisini toplama, 3. Veriyi analiz etme ve 4. Sonuç çıkarmadır. İlk adımda araştırmacılar incelenecek problemi formüle etmek için genellikle kurallardan yararlanırlar ve hipotezler geliştirirler. Kuram, bir olayı açıklamaya ve yordamalar yapmaya yardımcı olan birbirleriyle uyumlu ve bağlantılı fikirler topluluğudur. Kuram, sınanabilir belirli iddialar ve yordamlar yani hipotezler öne sürebilir. PSİKANALİTİK KURAMLAR Psikanalitik kuram, gelişimi esas olarak bilinçdışı ve büyük ölçüde duygu ağırlıklı bir içerikle tanımlarlar. Psikanalitik kuram, davranışın yüzeysel bir özellik olduğunu gelişimi gerçek şekilde anlamının davranışın sembolik anlamlarına ve zihnin derinliklerindeki işleyiş analiz etmeyi gerektirdiğini vurgularlar. Bu kuramlar ayrıca ebeveynlerle erken dönemdeki etkileşimin, gelişimi büyük ölçüde şekillendirdiğini vurgular. Psikanalitik kuramların temeli, Singmund Freud‘un kuramıdır ve bu kuram da bu özelliklerin altı çizilmektedir. PSİKANALİTİK KURAMLAR FREUD’UN KURAMI Freud, hastalarını dinledikçe, sorguladıkça ve analiz ettikçe onların sorunlarının hayatlarının ilk yıllarındaki deneyimlerin sonucu olduğuna inandı. Çocuklar büyüdükçe haz odaklarının ve cinsel dürtülerinin ağızdan anüse ve en sonunda genital organlarına kaydığını düşündü ve bu süreçte psikanalitik gelişimin beş evresinden geçtiğimizi öne sürdü; oral, anal, fallik, latent ve genital. Freud’a göre bizim yetişkin kişiliğimiz her bir dönemdeki haz kaynakları ve gerçeğin talepleri arasındaki çatışmaları nasıl çözdüğümüze göre belirlenir. PSİKANALİTİK KURAMLAR FREUD’UN KURAMI FREUD EVRELERİ ERIKSON’UN PSİKOSOSYAL KURAMI Erikson, Freud‘un savunduğu gibi psikoseksüel dönemler yerine psikososyal dönemler içinde geliştiğimizi öne sürmüştür. Freud’a göre, insan davranışının asıl güdüsü, cinsel doğada iken Erikson‘a göre sosyal doğadadır ve diğer insanlarla birlikte olma isteğini yansıtır. Freud‘a göre bizim temel kişiliğimiz yaşamın ilk beş yılında şekillenirken, Erikson’a göre gelişimsel değişim tüm yaşam boyunca devam eder. Freud erken deneyimleri, sonraki deneyimlerden çok daha önemli görürken Erikson, hem erken hem de geç deneyimlerin önemini vurgulamıştır. ERIKSON’UN PSİKOSOSYAL KURAMI Erikson‘ın kuramında gelişim, yaşamımız boyunca 8 dönemde ortaya çıkar. Her dönemde, o döneme özgü gelişimsel bir görev kişiyi çözmesi gereken bir krizle yüzleştirir. Erikson‘a göre bu kriz bir felaket değildir fakat hem potansiyelin genişlemesi, hem de kırılganlığın artmasıyla kendini gösteren bir dönüm noktasıdır. Birey krizleri ne kadar başarılı bir şekilde çözerse o kadar sağlıklı bir gelişim gösterecektir. ERIKSON’UN PSİKOSOSYAL KURAMI Güvene Karşı Güvensizlik, Erikson‘ın ilk psikososyal dönemidir ve yaşamın ilk yılında deneyimledir. Bebeklikte güven, dünyanın iyi ve yaşanası bir yer olduğu şeklinde yaşam boyu süren bir beklentiye yol açar. ERIKSON’UN PSIKOSOSYAL KURAMI Özerkliğe Karşı Utanç ve Kuşku, Erikson‘ın ikinci gelişim dönemidir. Bu dönem bebekliğin sonuyla okul öncesi dönemin başı arasında yer alır (1-3 yaş). Bebekler, bakıcılarından güven kazandıktan sonra kendi davranışlarının kendilerine ait olduğunu keşfetmeye başlarlar. Bağımsızlık veya özerklik duyguları göstererek iradelerini ortaya koyarlar. Eğer bebekler ve yeni yürümeye başlayan çocuklar, çok fazla engellenir veya çok sertçe cezalandırılırsa, büyük olasılıkla bir kuşku ve utanç duygusu geliştirirler. ERIKSON’UN PSİKOSOSYAL KURAMI Girişimciliğe Karşı Suçluluk, Erikson’ın üçüncü gelişim evresidir ve okul öncesi yıllarda ortaya çıkar. Çocukların sosyal dünyaları genişledikçe, aktif, sorumlu ve amaca yönelik davranmayı gerektiren yeni güçlüklerle yüz yüze gelirler. Eğer çocuk sorumsuzsa ve çocukta çok fazla derecede kaygı yaratılmışsa suçluluk duygusu oluşabilir. ERIKSON’UN PSİKOSOSYAL KURAMI Çalışkanlığa Karşı Aşağılık Duygusu, Erikson’ın dördüncü gelişim evresidir ve yaklaşık olarak ilkokul yıllarını kapsar. Çocuklar, bu dönemde enerjilerini, bilgilerini ve zihinsel becerilerini geliştirmeye yönlendirilmelidirler. Olumsuz sonuçlar, çocukta aşağılık duygusu yani yetersizlik ve verimsizlik hissi geliştirebilir. ERIKSON’UN PSİKOSOSYAL KURAMI Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası, Ergenlik yıllarında, bireyler, kim olduklarını, ne olacaklarını ve yaşamda ne yöne gideceklerini bulmaya çalışırlar. Bu Erikson’ın beşinci gelişim döneminde gerçekleşir. Eğer ergenler sağlıklı bir şekilde rollerini keşfeder ve yaşamda izleyecekleri olumlu bir yörünge belirlerse, olumlu bir kimlik kazanırlar; eğer bunu başaramazlarsa, kimlik karmaşası egemen olur. ERIKSON’UN PSİKOSOSYAL KURAMI Yakınlığa Karşı Yalıtılmışlık, Erikson’ın altıncı gelişim dönemidir ve bireyin ilk yetişkinlik yıllarını kapsar. Bu dönemde bireylerin gelişimsel görevi, yakın ilişkiler kurmadır. Eğer genç yetişkinler, sağlıklı arkadaşlıklar ve biriyle yakın ilişki kurabilirse, yakınlık başarılmış olacak; değilse bu dönem yalıtılmışlıkla sonuçlanacaktır. ERIKSON’UN PSİKOSOSYAL KURAMI Üretkenliğe Karşı Verimlizlik, Erikson’ın yedinci gelişim dönemi orta yaşta gerçekleşir. Erikson’a göre üretkenlik, sonraki kuşağın yararlı bir yaşam geliştirme ve sürdürmesine yardımcı olma, bu konuya ilgi göstermedir. Bir sonraki kuşağa yardım için yapılan hiçbir şey olmadığını hissetme ise verimsizliktir. ERIKSON’UN PSİKOSOSYAL KURAMI Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk, Erikson’ın sekizinci ve son gelişim dönemidir ve bireyler bu dönemi ileri yetişkinlikte yaşarlar. Bu dönemdeki kişi geçmişi düşünür. Eğer kişinin gözden geçirdiği geçmişi iyi geçirilmiş bir hayatı ortaya koyuyorsa, benlik bütünlüğü başarılacaktır; eğer değilse, geriye doğru göz atmalar muhtemelen kuşku ve üzüntüyü yani her ikisinin tanımlandığı umutsuzluğu yaratacaktır. BİLİŞSEL KURAMLAR Psikanalitik kuramlar, bilinç dışının önemini vurgularken bilişsel kuramlar bilinçli düşünceyi vurgularlar. Üç önemli bilişsel kuram; Piaget’nin Bilişsel Gelişim Kuramı, Vygotsky’nin Sosyokültürel Bilişsel Kuramı ve Bilgi İşlemleme Kuramı’ dır. PIAGET’İN BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMI Piaget’nin kuramında çocuklar, aktif olarak dünyayı anlamaya ve anlamlandırmaya çalışırken bilişsel gelişimin dört döneminden geçerler. Dünyanın bilişsel olarak yapılandırılmasında iki süreç yer alır: örgütleme ve uyum sağlama (adaptasyon). Dünyayı anlamlandırırken deneyimlerimizi düzenleriz. Örneğin önemli düşünceleri daha az önemli olanlardan ayırırız ve bir düşünceyi diğeri ile ilişkilendiririz. Ayrıca gözlemlerimizi ve deneyimlerimizi organize ederken yeni çevresel koşullara kendimizi uydurarak uyum sağlarız. PIAGET’İN BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMI Piaget, dünyayı anlarken dört ayrı dönemden geçtiğimizi kabul eder. Her bir dönem yaşa bağlıdır ve dünyayı anlamının farklı yollarından ve farklı düşünce biçimlerinden oluşur. Bu yüzden Piaget’ye göre, çocuğun bir dönemdeki bilişi diğeriyle kıyaslandığında niteliksel olarak farklıdır. PIAGET’İN BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMI 1. DUYUMOTOR DÖNEM, Doğumdan başlayarak 2 yaşına kadar sürer ve Piaget’nin ilk dönemidir. Bu dönemde bebek, duygusal deneyimlerini (görme ve işitme gibi) fiziksel, motor eylemlerle koordine ederek dünyayı anlamaya çalıştığı için dönem, duyu motor terimi ile anılır. Doğumda var olan refleksler ve dürtüsel hareketlerden dönemin sonuna doğru beliren sembolik düşünceye doğru ilerler. PIAGET’İN BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMI İŞLEM ÖNCESİ DÖNEM, 2-7 yaşları arasındaki dönemlerdir ve Piaget’nin ikinci dönemidir. Bu dönemde çocuk basit biçimde duygusal bilgiyi fiziksel eylemle ilişkilendirirerek dünyayı anlamanın ötesine geçer ve dünyayı kelimelerle, imgelerle ve çizimlerle temsil eder. Ancak Piaget‘ye göre, okul öncesi çocuklar onun işlem dediği yetenekten yoksundur. İşlemler çocukların daha önce fiziksel olarak yaptıklarını zihinsel olarak yapmalarına imkan veren içselleştirilmiş zihinsel eylemlerdir. PIAGET’İN BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMI SOMUT İŞLEMLER DÖNEMİ, Yaklaşık olarak 7 yaşından 11 yaşına kadar sürer ve Piaget’nin bilişsel gelişim dönemlerinin üçüncüsüdür. Bu dönemde çocuklar, nesnelerle işlem yapabilirler, eğer belirli ve somut örnekler içeriyorsa mantıksal olarak yürütebilirler. Örneğin, somut işlerle düşünen çocuklar, çok soyut olduğu için bir cebir denkleminin çözümündeki gerekli adımları zihinlerinde imgeleyemezler. ERIKSON’UN PSIKOSOSYAL KURAMI SOYUT İŞLEMLER DÖNEMİ, Piaget’nin bilişsel gelişim dönemlerinin sonuncusudur; 11-15 yaş yaşları arasında görülür ve tüm yetişkinlik sürecinde devam eder. Bu dönemde bireyler somut deneyimlerin ötesine geçerek soyut ve daha mantıksal terimlerle düşünürler. Daha soyut düşünmenin bir parçası olarak ergenler ideal koşulların hayallerini kurarlar. İdeal bir ebeveynin ne olduğunu düşünür ve kendi ebeveynlerini bu ideal olanlar ile karşılaştırırlar. Gelecekteki olasılıkları düşünmeye başlarlar. Problemleri çözerken daha sistematik olurlar, bir şeyin niçin o şekilde gerçekleştiği konusunda hipotezler gerçekleştirebilirler ve bu hipotezleri test edebilirler. KAYNAKLAR Onur, B. (1979). Ahlak eğitiminin psikolojik temelleri. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 12 (1), 1-13. Ören, M. (2014). İlkokul yıllarında sosyal ve duygusal gelişim. Berrin Akman (Ed.), Erken Çocukluk Döneminde Gelişim içinde (s. 426- 462). Ankara: Çam, Z., Çavdar, D., Seydooğulları, S. ve Çok, F. (2012). Ahlak gelişimine klasik ve yeni kuramsal yaklaşımlar. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 12(2), 1211-1225. Berk, L.E. (2013). Çocuk gelişimi, Çev. A. Dönmez. Ankara: İmge.

Use Quizgecko on...
Browser
Browser