Summary

Bu belge, ahlaki davranışlar ve İslam'daki yeri hakkında bilgiler sunmaktadır. Ahlakın önemine, insan ilişkilerindeki rolüne ve toplumdaki önemine değinilmektedir. Kur'an ve Hz. Peygamber'in ahlaki tavsiyeleri örnek olarak verilmektedir.

Full Transcript

3. Ünite: Ahlaki Davranışlar 1. GÜZEL AHLAKİ TUTUM VE DAVRANIŞLAR DÜŞÜNELİM, HAZIRLANALIM Sizce güzel ahlaki tutum ve davranışlar nelerdir? Düşünüp örnek veriniz. Günümüz dünyasında oluşan rekabet kültürü, moda tutkusu, gençlik heyecanı ve israf alışkanlığı neticesi...

3. Ünite: Ahlaki Davranışlar 1. GÜZEL AHLAKİ TUTUM VE DAVRANIŞLAR DÜŞÜNELİM, HAZIRLANALIM Sizce güzel ahlaki tutum ve davranışlar nelerdir? Düşünüp örnek veriniz. Günümüz dünyasında oluşan rekabet kültürü, moda tutkusu, gençlik heyecanı ve israf alışkanlığı neticesinde insanın ahlakını ve özünü koruması oldukça zordur. Dünyadaki baş döndüren hızlı gelişme- ler karşısında insanın kendi öz benliğini koruması ve ahlaki değerlere sımsıkı tutunması kolay değildir. Bunun için Müslümanların Hz. Peygamber’in yolundan gidip Allah’a (cc) itaati merkeze alan ahlaki dav- ranışlar oluşturmaları gerekmektedir. Güzel ahlaki tutum ve davranışların daha iyi anlaşılması için bazı kavramlar şu şekilde açıklanmaktadır: Ahlak, insanın yaratılışından gelen özellikleri ile insanların iyiliğini ve mutluluğunu hedef alan ku- ralların hayata geçirilmesi ile kazanılan iyi ve güzel davranışlara denir1. İnsanın iyi veya kötü davranış olarak nitelendirdiği huyların ve manevi değerlerin etkisiyle geliştirdiği tutumlar ahlakı oluşturmak- tadır. Ahlak ilkeleri, insanlar arasındaki iletişimde ve toplumların birbirleriyle ilişkilerinde önem arz etmektedir. Ahlaki değerlere bağlı bir ailede mutlu ve başarılı bireyler yetişir. Mutlu bireylerden oluşan toplumlar, refah seviyesi yüksek, kültürlü ve mede- ni devletleri oluştururlar.2 Görsel 3.1: İhtiyacı olana yardım etmek en güzel ahlaki Kur’an-ı Kerim, insanlara ahlaki değerler ka- davranışlardan biridir. zandırmayı amaçlamaktadır. Allah (cc), insanların örnek alması için “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.”3 dediği Hz. Muhammed’i (sav) peygamber olarak göndermiştir. İslam dininin güzel ahlaka verdiği önemi Hz. Peygamber şöyle ifade etmiştir: “Müminlerin iman ba- kımından en üstünü, ahlakı en güzel olandır.” 4 Bu hadisten güzel ahlak ile iman arasında ilişki olduğu anlaşılmaktadır. Ahlakı güzel olan Müslüman’ın imanı da üstündür. Hz. Peygamber, “Ben ancak ahlaki güzellikleri tamamlamak için gönderildim.” 5 buyurarak Müslümanların güzel ahlaka sahip olması gerek- tiğini belirtmiştir. Değer; insanın veya toplumun üstün nitelik, meziyet ve kıymetlerine denir.6 Toplumların veya on- ları oluşturan bireylerin değerlerinin oluşturulması gerekir. Toplumun benimsediği doğru, güzel ve iyi değerlerin artırılması esastır. Toplumsal değerleri de en iyi şekilde Kur’an-ı Kerim’den öğreniriz. Değer anlayışımızın gelişmesinde de Hz. Peygamber’in sünnetini kendimize örnek almalıyız. 1 bk. MEB, Dinî Terimler Sözlüğü, s. 9. 2 bk. Mustafa Çağrıcı, “Ahlak”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 2, s. 13-14. 3 Kalem suresi, 4. ayet. 4 Ebu Davud, Sünnet, 15. SUNU 5 Malik bin Enes, Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 8. 6 bk. https://sozluk.gov.tr/E.T.18.11.2020. 62 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar Tutum; insanın karşılaştığı bir durum karşısında izlediği yol, davranış şekli ve me- seleyi ele alış biçimine denir.1 Müslümanların değişen ve gelişen dünyadaki tutumları çok önemlidir. Günümüzde şartlar ne olursa olsun Müslümanların, tutumlarını Kur’an-ı Kerim ve sünnete göre belirlemeleri gerekir. Davranış; insanın dıştan gözlemlenebi- len tutum, muamele ve hareketlerinin toplamı- na denir.2 İslam dini, Müslümanların toplumda örnek olacak davranışlar sergilemesini, tek başınayken dahi hâl ve hareketlerini belirli ahlaki kurallara göre ortaya koymasını ister. Görsel 3.2: Büyüklerimize saygı göstermek toplumdaki örnek İslam dininin insanları iyiye ve doğruya davranışlardan biridir. yöneltmek için ortaya koyduğu güzel ahlaki tutum ve davranışları vardır. (Görsel 3.2) Bu davranışların daha iyi anlaşılması için dinî değerlerin ne olduğunun bilinmesi gerekir. Bu konuda iki temel kılavuz bulunmaktadır: Biri Kur’an-ı Kerim, öteki de Hz. Peygamber’in ahlak, tutum, davranış ve uygulamalarıdır. BİLGİ KUTUSU İslam dininin ahlak ilkelerini oluştururken dayandığı iki temel kaynak vardır. 1. Kur’an-ı Kerim 2. Hz. Peygamber’in sözleri, davranışları, tutum ve değerleri (sünnet) Adalet Saygı Dostluk Sevgi Güzel Ahlaki Dürüstlük Tutum ve Sorumluluk Davranışlar Öz Denetim Vatanseverlik Sabır Yardımseverlik 1 https://sozluk.gov.tr/ E.T.21.11.2020. 2 https://sozluk.gov.tr/ E.T.21.11.2020. 63 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar Adalet, insanlar arası ilişkilerde ve toplum- lar arasındaki münasebetlerde çok önemli bir BİLGİ KUTUSU değerdir. Doğruluk, eşitlik, denklik, aşırılıktan Hak: Hak, kişiler arasında ve toplumsal yapı- uzak ve dengeli olmaya, her şeye hakkını ver- da mutluluk ve düzeni oluşturmada adalet ve eşitlik meye adalet denir.1 ilkelerine uygun tutumlar sergilenmesidir. İnsan sosyal bir varlıktır ve toplum içinde (MEB, Dinî Terimler Sözlüğü, s. 114.) yaşamaktadır. İnsanlar arası ilişkilerde düzenin hâkim olması için belli başlı kuralların olması gerekir. Toplumun devamı için kişisel menfaat sağlama, akrabalık, düşmanlık gibi hissî durumlar, taraflardan birinin asil veya alt tabakadan olması, bedensel veya ruhsal açıdan kusurlu bulunması gibi ahlaki yönden bir değeri olmayan sebeplerle hakkın örtbas edilmesi ve adaletten sapılması kabul edilemez.2 Hakkın kişi- lerin arzu ve isteklerine göre olmayacağı hususunda Kur’an-ı Kerim’de “Eğer hak onların arzularına uy- saydı gökler ile yer ve onlarda bulunanlar elbette bozulur giderdi…”3 buyrulmaktadır. Allah (cc), Dünya’ya her yönüyle bir düzen koy- Görsel 3.3: Gelir dağılımındaki adaletsizlik toplum düzenine zarar verir. muştur. Bu düzenin, doğası gereği medeni varlık sa- yılan insanların birbirleri arasındaki münasebetlerde de var olması gerekir. Buna göre sosyal hayat, mecburi olarak kişiler arasında ortak münasebetler kurulmasıyla gerçekleşir. Sağlıklı toplum yapısının oluşması ve düz- gün bir şekilde işleyebilmesi, adalet ilkelerinin uygun dü- zenlenmesine bağlıdır. Ölçü ve tartı işlerinde de adaletin önemi büyüktür. Özellikle esnaf ve tüccarlar satış yaparken hak yememe- ye özen göstermelidir. (Görsel 3.4) Bu konuda Allah (cc) “… Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz herke- si ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. Görsel 3.4: Hüküm verirken adaletli davranmak (Birisi hakkında) konuştuğunuz zaman yakınınız bile İslam dininin bir emridir. olsa adil olun…”4 buyurmuştur. KONUŞALIM “Eşitliği gözetmek adaletin gereğidir.” özdeyişini sınıfta arkadaşlarınızla tartışınız. 1 MEB, Dinî Terimler Sözlüğü, s. 4. 2 bk. Mustafa Çağrıcı, “Adalet”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 1, s. 344. 3 Müminun suresi, 71. ayet. 4 Enam suresi, 152. ayet. 64 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar Toplumda insanlar arasında anlaşmazlıklar ve uyuşmazlıklar yaşanabilir. Bu anlaşmazlıkların gi- derilmesinde önemli etkenlerden biri de olayın şahitlerinin ifadeleridir. Eğer şahitlik yapan kişi taraf tu- tup gerçeği söylemezse adaletin yerini bulmasına engel olabilir. Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. (Onları sizden çok kayırır.) Öyle ise adaleti ye- rine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”1 buyrularak insanların yalan yere şahitlik yapması yasaklanmıştır. Başka bir ayette “Ey iman edenler! Allah için hakkı titiz- likle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”2 buyrularak şahsi duyguların gerçe- ği söylemeye engel olmaması gerektiği belirtilmiştir. Adaletin sağlanmasında en önemli görev, yaşanan anlaşmazlıkta hüküm verecek kişiye düşmekte- dir. Bu kişi her ne pahasına olursa olsun haklıya hakkını teslim etmelidir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de, “… Eğer hükmedecek olursan aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah, âdil davrananları sever.”3 buyrularak adaletin önemi belirtilmiştir. Başka bir ayette Allah (cc) adaletli olmayı şöyle emretmektedir: “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”4 Toplumda adaletin sağlanması için önce aile içinde adaletin yaşatılması gerekmektedir. Ebeveyn- lerin çocukları arasında ayrım yapmadan, adaletli kararlar alarak çocuklarına örnek olmaları gerekir. Bu konuda Hz. Peygamber, “Allah’tan korkun, çocuklarınız arasında adaleti gözetin.” 5 buyurmuştur. OKUMA PARÇASI Bir gün Kureyş’in en saygın kabilelerinden Mahzumoğulları koluna mensup bir kadın bu saygınlığı kullanarak kabilesinden tanınmış kişilerin isimlerini vererek borç istemiş fakat borçlarını geri ödeme- mişti. Bu durum Peygamberimize iletildiğinde, o bu işin hırsızlık olduğuna hükmetmiş ve cezalandı- rılmasını emretmişti. Kadının mensubu olduğu Mahzumoğulları, kendi isimlerini taşıyan birinin ceza- landırılmasını istemedi ve kadını cezadan kurtaracak bir yol aradılar. Bunun için Hz. Peygamber’in çok sevdiği Üsame’yi (ra) Peygamberimize gönderdiler. Bu durumun adaletsizlik olduğunu söyleyerek kızan ve üzülen Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Nasıl oluyor da bazı kimseler, Allah’ın koyduğu ce- zalardan birinin uygulanmaması için aracı olmaya kalkışıyorlar?” Sonra ayağa kalkarak orada bulu- nanlara şöyle hitap etti: “Sizden öncekilerin helak olmasının sebebi şudur: İçlerinden soylu, mevki ve makam sahibi biri hırsızlık yapınca onu serbest bırakıyor; zayıf ve kimsesiz bir kimse hırsızlık yapınca onu cezalandırıyorlardı. Allah’a yemin ederim ki Muhammed’in kızı Fatıma hırsızlık yapsaydı muhak- kak onu cezalandırırdım.” (Buhari, Megazi, 55; Buhari, Hudûd, 12) 1 Nisa suresi, 135. ayet. 2 Maide suresi, 8. ayet. 3 Maide suresi, 42. ayet. 4 Nahl suresi, 90. ayet. 5 Buhari, Hîbe, 12, 13. 65 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar Dostluk; sevilen, güvenilen, iyi anlaşılan kimselerle kurulan bağdır. Bu bağın güvenilir kişilerle oluş- turulması gerekir. Sosyal bir varlık olan insan sürekli başkalarıyla etkileşim hâlindedir. İnsan iyi, mutlu ve başarılı olduğu gün yanında sevdiklerini görmek ve bu mutluluğu onlarla paylaşmak ister. Aynı şekilde sıkıntılı zamanlarında da sevdiklerinden destek ve yardım bekler. Dost, birinin iyiliğini isteyen ve onu gönülden seven demektir.1 Dostluk, sadakat ve sevgiyi içinde barındırmaktadır.2 İslam dini, toplumu oluşturan fertler arasın- da sıkı bir bağ oluşması için insanlara dostluk ve kardeşliği güçlendirecek davranışları emretmiştir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.”3 buyrularak Müslüman- ların birbiriyle kardeş olduğu belirtilmiştir. Hz. Peygamber kimlerin dost edinilmesi ge- rektiği konusunda önemli uyarılarda bulunmuştur. Arkadaş seçiminin kişinin ahireti üzerinde de et- kili olacağını şöyle belirtmektedir: “Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk Görsel 3.5: Çürük meyvenin yanında sağlam meyvenin kuracağına dikkat etsin.” 4 (Görsel 3.5) çürümesi gibi kötü dost da insana zarar verir. İslamiyet, dostluğa ve din kardeşliğine önem verir. İnsanların dünyada dostça yaşamalarını, birbirlerine iyiliği ve hayrı öğütlemelerini ister. İn- sani ilişkilerde iyi huylu, yapıcı, samimi ve güveni- lir davranışlar sergilemesini ister. (Görsel 3.6) Bu konuda Hz. Peygamber “Allah katında arkadaş- ların en hayırlısı, arkadaşına karşı hayırlı davra- nandır. Allah katında komşuların en hayırlısı ise komşusuna karşı hayırlı davranandır.” 5 buyura- rak hayırlı dostun Allah (cc) katındaki değerini belirtmiştir. Müslüman, Müslüman’ın iyiliğini ister. Birbi- Görsel 3.6: Dost güvenilir ve samimi olmalıdır. rini gönülden sever. Kardeşinden, güzel ahlaki davranışlarını kendisine kazandırmasını umar. Kendisi de kardeşine güzel ahlaki davranışlarda örnek olmaya çalışır. Bu konuda Hz. Peygamber, “Mü- min müminin aynasıdır, mümin müminin kardeşidir, (ihtiyaç duyduğunda) onun geçimini temin eder / za- rardan-ziyandan korur ve arkasından da / gıyabında da elinden geldikçe onu savunur.” 6 buyurmaktadır. 1 MEB, Dinî Terimler Sözlüğü, s. 61. 2 bk. Mustafa Çağrıcı, “Dostluk”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 9, s. 511-513. 3 Hucurat suresi, 10. ayet. 4 Ebu Davud, Edeb, 19. 5 Tirmizi, Birr, 28. 6 Ebu Davud, Edeb, 49. 66 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar DOLDURALIM “Mümin cana yakındır. (İnsanlarla) yakınlık kurmayan ve kendisiyle dostluk kurulamayan kimse- de hayır yoktur.” (İbn Hanbel, II, 400) Bu hadisi de göz önünde bulundurarak aşağıdaki tabloda boş bırakılan yerleri hayırlı bir dostun özelliklerini yazarak doldurunuz. Cana yakındır...................................................................................................................... Hayırlı Dostun....................................... Özellikleri....................................... Nelerdir?.............................................................................. İslam dini, insanların birbirleriyle ilişkilerinde arkadaşlığa zarar verecek tutum ve davranışlardan uzak durmayı emreder. (Görsel 3.7) Özellikle dedi- kodu yapmayı, arkadaşının arkasından konuşmayı, iftira etmeyi, lakap takmayı, alay etmeyi, kıskançlı- ğı yasaklar. Allah’a (cc) inanan insan, bu tür doğru olmayan davranışlardan uzak durmalıdır. Hz. Pey- gamber, bir hadisinde “Birbirinizden nefret etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun…” 1 buyurarak bizle- ri yanlış tutumlara karşı uyarmıştır. Arkadaşımızla Görsel 3.7: Dostluk sevgi ve saygıdan oluşur. aramızın bozulması durumunda yine de ölçülü dav- ranmayı öğütlemiştir. Olumsuz durumun geçici olma ihtimaline şöyle dikkat çekmiştir: “Sevdiğini ölçüyle sev, belki bir gün düşmanın olur. Nefret ettiğinden de ölçülü nefret et, belki bir gün dostun olur.” 2 Dürüstlük, Müslümanların edinmesi gereken temel ahlaki değerlerden biridir. İslam dini, toplumda güven duygusunun ve huzurun sağlanmasına önem vermiştir. Dürüstlük, hakikati konuşmak, gerçeğe uygun bilgi vermek, güvenilir olmak ve sözünde sadık olmaktır.3 Dürüst bir Müslüman, yaptığı hareket ve tavırda kısaca yaşamın her alanında doğruyu yansıtmalıdır. Dürüst insan, hiçbir zaman yalan söyle- meyen ve yerine getiremeyeceği sözü vermeyen, sözünde duran kimsedir.4 1 Buhari, Edeb, 62. 2 Tirmizi, Birr, 60. 3 bk. Mustafa Çağrıcı, “Sıdk”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 37, s. 98-100. 4 MEB, Dinî Terimler Sözlüğü, s. 330. 67 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar Doğruluk, Müslüman’ın konuştuğunda gerçeği söylemesi, yalan söylememesidir. Gerçeğe aykırı beyanda bulunmamasıdır. Konuşmalarına hiçbir şekilde, şartlar ne olursa olsun yalan karıştırmama- sıdır. İslam dini insanlara yalan söylemeyi kesin bir dille yasaklayarak yalancılığı reddetmiştir. (Görsel 3.8) İslam dini kişinin söylediği sözle uygulama- larının örtüşmesini yani kişinin güvenilir olmasını istemiştir. Konuştuğunda yalan söylemeyen ve davranışlarında dürüst olan Müslüman, toplumda güvenilir olarak kabul edilir. Kısaca dürüstlük ile Görsel 3.8: Hz. Peygamber, doğruluk ve yalancılığın in- doğruluğun meyvesi güvenilirliktir. Zaten İslam’ın sanın kalbinde aynı anda bulunamayacağını bildirmiştir. da amacı güvenilir bir toplum oluşturmaktır. BİLGİ KUTUSU Sıdk: Doğruluk, doğru sözlülük, samimi davranış, içtenlik. (MEB, Dinî Terimler Sözlüğü, s. 330.) YORUMLAYALIM Kul hakkı, insanların birbirlerine geçen hak ve emeklerine denir. Sizce kul hakkı yememenin dürüstlükle ilgisi var mıdır? Yorumlayınız. ………………….………….………….………….………….................…….………….………….…..... ………………….………….………….………….………….................…….………….………….…..... ………………….………….………….………….………….................…….………….………….…..... Doğruluk ve dürüstlük insanların birbirine karşı güvenini artırır. Toplumda emniyetli birliktelik sağlar. (Görsel 3.9) Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve Resülüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaş- mıştır.”1 buyrularak doğru söz söylemenin işlerimizin düzelmesine ve bağışlanmamıza vesile olacağı belir- Görsel 3.9: “Müslüman, Müslümanların emin oldu- ğu kimsedir.” (Tirmizi, İman, 12) tilmektedir. Hakkın yerini bulması, adaletin hâkim olması için doğruluğun önemi konusunda Allah (cc) “Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O yaptıklarınızı hakkıyla görür.”2 buyurmuştur. Allah (cc), bu dünyada doğru ve dürüst davrananlara ahirette vereceği ödülleri şöyle müjdelemektedir: “Allah şöyle 1 Ahzab suresi, 70-71. ayetler. 2 Hud suresi, 112. ayet. 68 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar diyecek: ‘Bugün, doğrulara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gündür.’ Onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler vardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu büyük başarıdır.”1 Güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen Hz. Peygamber, bize hayatı boyunca mükemmel bir şekil- de örnek olmuştur. Doğruluktan asla ayrılmamış, dürüst davranmıştır. Kime ne söz vermişse onu mutlaka yerine getirmiştir. Kendisine verilen emaneti de en iyi şekilde korumuştur. Peygamberliğinden önce bile yaşadığı toplumda “Emin” olarak adlandırılması onun ne kadar güvenilir olduğunu göstermektedir. Hz. Peygamber, her fırsatta Müslümanların dürüst olmaları gerektiğini vurgulayarak inananları doğ- ru davranışlarda bulunmaya yönlendirmiştir. O bir hadisinde “Dürüst ve güvenilir tüccar; (ahirette) pey- gamberler, sıddıklar (güvenilirler) ve şehitlerle beraberdir.” 2 buyurarak dürüst insanların ahiretteki yerini belirtmiştir. O, yalan söylememek ve emanete ihanet etmemekle alakalı olarak şöyle buyurmuştur: “Bir kişinin kalbinde aynı anda iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulun- maz.” 3 Hz. Peygamber, şaka amaçlı da olsa yalan söylemeyi, “Yalancılıktan kaçının. Çünkü ister ciddi olsun ister şaka yollu olsun yalan söylemek Müslüman’a yakışmaz.” 4 diyerek yasaklamıştır. DOLDURALIM “Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur. Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı, sonuç bakımından daha güzeldir.” (İsra suresi, 34-35. ayetler) Sizce bu ayete göre dürüst insan nasıl olmalıdır? Dürüst İnsan: Ölçü ve tartıda hile yapmaz................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................... YORUMLAYALIM “Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk (insanı) iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında ‘doğru’ olarak tescillenir. Yalandan sakının! Çünkü yalan (insanı) kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür. Kişi devamlı yalan söyler, yalan pe- şinde koşarsa Allah katında ‘yalancı’ olarak tescillenir.” (Müslim, Birr, 103-105) Yukarıda geçen hadise göre doğruluk insana ne kazandırır? Yorumlayınız. 1 Maide suresi, 119. ayet. 2 Tirmizi, Büyû, 4. 3 Ahmed bin Hanbel, Müsned, C 2, s. 349. 4 İbni Mace, Sünnet, 7. 69 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar Öz denetim, İslam dininin insanın kazanmasını istediği önemli ahlaki değerlerden biridir. Öz dene- tim, daha önemli bir amaca ulaşabilmek için kişinin tepkilerini, davranışlarını veya başka amaca yönel- me eğilimini denetleyip kısıtlamasına denir.1 Öz denetimin diğer bir adı da otokontroldür. İnsanın başkası tarafından yönlendirilmeye ihtiyaç duymadan, kendi iradesini ortaya koyarak ahlaki olmayan davranış ve tutumlardan sakınmasıdır. (Görsel 3.10) Bütün canlılar arasında iradesi olan tek canlı insandır. İrade, bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücüdür. Aslında kişi kendi aklı sayesinde neyin iyi neyin kötü olduğunu bulabilir. İradesini de ortaya koyarak iyiyi tercih edip kötüden uzak durabilir. İnsan aklı ile iradesini birleştirerek ahlaki davranışları kazanabilir. Asıl olan insanın öz denetimini BİLGİ KUTUSU güçlendirerek ahlaki olmayan davranışlar- dan uzak durmasıdır. Otokontrol: Kişinin kendi hareketlerini, iradesini kullanarak denetim altına alması. Öz denetim kazanılması gereken bir değerdir. Kişi hareketlerini kontrol altına alarak zararlı ve yanlış davra- nışlardan uzak durabilir. Güçlü iradesi olan insanlar bu ira- desini iyiye ve doğruya yönlendirebilir. Nefsine ağır gelse de iyiden yana duruş sergileyebilir. Öz denetimi olmayan insanlar yani iradesi zayıf kişiler kötüye yönelebilir. Nefislerinin hoşuna giden ancak zararlı tavırlar sergileyebilir. Müslümanlar, İslam dini tarafından ortaya konulan değerleri yaşamada iradelerini kullanarak yüksek ahlaklı bireyler olabilir. Allah (cc), “Kendi nefsinin Görsel 3.10: Öz denetime sahip kişi davranış- arzusunu kendisine ilah edineni gördün mü? Ona sen larının muhasebesini yapar. mi vekil olacaksın?”2 buyurarak insanın nefsinin kötü is- tek ve arzularına esir olmamasını istemiştir. İslam dinini benimsemiş bir kişi Kiramen Kâtibin meleklerinin farkındadır. Allah’a (cc) inananlar, her an yapıp ettiklerinin melekler tarafından kaydedildiğini bilir. Kur’an-ı Kerim’de “İnsan kendisinin başı boş bırakılacağını mı sanır?”3 buyrularak insanın amaçsız ve kontrolsüz olmadığı belirtilmektedir. Bu- nun yanında Allah’a (cc) inanan insan ahiret inancına da sahiptir. Bu dünyada ortaya konulan tavır ve davranışların hesabını öbür dünyada vereceğinin farkındadır. Çünkü Allah’ın (cc) her şeyi gördüğünün ve bildiğinin bilincindedir. Hiç kimsenin görmediği, tek başına olduğu yerde bile öz denetimini sağlayarak kötülük işlemekten sakınır, çalmaz, kul hakkı yemez, her türlü haksızlıktan uzak durur. DÜŞÜNELİM “Güçlü kimse, insanları güreşte yenen değil, bilakis öfke anında kendisine hâkim olandır.” (Müslim, Birr, 107) Yukarıdaki hadisi öz denetim açısından düşünüp değerlendiriniz. 1 bk. https://sozluk.gov.tr/ E.T. 05.06.2022. 2 Furkan suresi, 43. ayet. 3 Kıyamet suresi, 36. ayet. 70 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar İslam dini insanın iradesini kullanarak iyiyi tercih etmesini, nerede olursa olsun her zaman sorum- luluk bilinciyle hareket etmesini ister. Hz. Peygamber “Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın, yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.” 1 buyurarak insanların her şart- KONUŞALIM ta ve durumda güzel ahlakı tercih etmesini “Medeni insan, karanlıkta dahi esnerken ağzını istemiştir. kapatandır.” sözünü öz denetim açısından sınıfta ar- İnsanın tavır ve davranışlarında öz de- kadaşlarınızla tartışınız. netimde bulunması, bilgisayarına antivirüs programı yüklemesine benzer. Antivirüsün bilgisayarı zararlı programlara karşı koruduğu gibi öz denetim de insanı ahlaki olmayan davranışlardan korur. Kur’an-ı Kerim’de “Nefsini arındıran elbette kurtuluşa ermiştir.”2 buyrularak insanın kendini kötülüklerden koruması istenmiştir. Öz denetim, Müslümanların her zaman edinmesi gereken güzel bir davranıştır. Öz denetimli insanlar güvenilir ve saygın insanlardır. Otokontrolü olmayan insanlar, ne yapacakları belli olmadığından güvenilmezlerdir. Toplum içinde güvenilir bir in- san olarak yer almak isteyen bireyler hareketlerine çekidüzen vermeli yani öz denetimli olmalıdır. Bunun için de en başta sa- bırlı olmayı öğrenmelidir. Sabır, İslam dininin temel ahlaki özelliklerinden biridir. Hoşa gitmeyen olaylar, kişiye ağır gelen davranışlar ve nefsi Görsel 3.11: Hastalıklara karşı sabırlı zorlayan durumlar karşısında insanın özünü bozmadan daya- olunmalıdır. nabilme kuvvetine sabır denir. Sabır, Allah’a (cc) sığınıp güve- nerek bela ve felaketlere direnç göstermektir.3 Öte taraftan üzüntü, başa gelen sıkıntı ve belalar karşı- sında direnme; olumsuzlukları olumlu kılmak için gösterilen olgunluktur.4 Dünyada insanlar eşit şartlarda yaşamamaktadır. Her insanın durumu farklıdır. Kimi refah ve huzur içinde yaşarken kimi de sıkıntı ve musibetlerle mücadele etmektedir. Varlıklı ve huzur içinde yaşayanlar; bu nimetlerin şükrünü eda etmede, fakiri ve yoksulu gözetmede ve Allah’a (cc) şükretmede kararlı olma- lıdır. Yokluk ve zorluklarla mücadele etmek zorunda olanlar da bir an önce bu sıkıntılardan kurtulmak için yılmadan sabır göstermelidir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.”5 buyrulmaktadır. Bu konuda Hz. Peygamber de “Müminin her hâline hayret edilir. Çünkü müminin başına sevinçli bir durum gelirse şükreder. Dert, bela gelirse sabreder. Her ikisinde de sevap kazanır.” 6 buyurarak Allah’a (cc) inananların olaylar karşısında takınması gereken tavrı belirtmiştir. Sabır; pasif bir bekleyiş, dişini sıkıp metanet gösterme değildir. Bilakis kişinin elinden geleni yap- ması, o sıkıntıdan kurtulmak için tüm yapılacakları eksiksiz olarak yaptıktan sonra usanmadan şartların değişmesini beklemesidir. (Görsel 3.11) Müslüman önce iradesini ortaya koyarak, öz denetimini yaptıktan 1 Tirmizi, Birr, 55. 2 Şems suresi, 9. ayet. 3 MEB, Dinî Terimler Sözlüğü, s. 314. 4 bk. Mustafa Çağrıcı, “Sabır”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 35, s. 337-339. 5 Bakara suresi, 155. ayet. 6 Müslim, Züht, 6. 71 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar sonra eğer sorunların çözümü için bir süre beklemesi gerekiyor- sa direnerek beklemelidir. Elinden geleni yapmadan, sorunların çözümü için gayret göstermeden, miskince oturup beklemek asla sabır değildir. Allah’a (cc) inanan insanlar bir musibetle karşılaştıklarında yapacakları ilk iş sabretmek değildir. Önce bu sıkıntının ortadan kalkması için elinden geleni sonuna kadar yapmalıdır. Daha dik- katli ve uyanık davranarak bela ve musibetlerden uzak durmalı, yaklaşan bir sıkıntı varsa onu önceden görüp önlem almalıdır. Musibetlerin ortadan kalkması için sabretmeyi bilmek gerekir. Görsel 3.12: Müslüman ailesinin rızkı- Sabrederken de yılgınlık göstermeden şikâyet etmeden dua ede- nı kazanırken sabretmelidir. rek Müslümanca bir tavır sergilemek gerekir. Olaylar karşısında asla ümitsizliğe ve karamsarlığa kapılmamalıdır. Allah (cc), “Rab- binin rızasına ermek için sabret.” buyurarak rızasını kazanma- 1 nın yolunun sabretmek olduğunu belirtmiştir. Sabretmek, Allah’a (cc) inanan insanların kazanması gereken temel tutumlardan biridir. (Görsel 3.12) Sabırlı insan öfkeyle ha- reket etmez, tepkilerinde ölçülü olur ve sonradan pişman olacağı davranışlardan kaçınır. Allah’a (cc) kulluk edip onun emir ve yasaklarına uyarken sab- retmek ve devamlılık göstermek bir erdemdir. Yılgınlık göstermeden ibadetlere en iyi şekilde devam etmek, en güzel sabrı göstermek gerekir. İnsanı olgunlaştıran ve mutlu eden, ibadetlerde devamlılık- tır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Sabrederek Görsel 3.13: Sabır başarının anahta- ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah rıdır. sabredenlerle beraberdir.”2 buyrulmaktadır. Hz. Peygamber de “Oruç sabrın yarısıdır.” 3 buyurarak ibadetlerde sabrın önemine işaret etmiştir. Öğrenciler derslerinde başarılı olmak için sabırla, yılmadan, düzenli bir şekilde çalışmalıdır. Ça- lışmalarının başarıyla sonuçlanması için sabretmelidir. (Görsel 3.13) Allah’ın (cc) çalışanı ve sabredeni sevdiğini unutmamalıdır. Yüce Allah gerektiğinde sabretmeyi bilen Müslümanları cennetiyle ödüllendireceğini şöyle müjdelemiş- tir: “İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin yüksek makamlarıyla mükafatlandırılacaklar ve orada esenlik dileği ve selamla karşılanacaklardır.” Hz. Muhammed (sav), hayatı boyunca karşılaştığı zorluklar karşısında sabrederek sorunların çö- zümü için mücadele etmiştir. Müşriklerin baskı ve zorbalıkları karşısında Müslümanlara sabrı tavsiye etmiştir. Hz. Peygamber bir hadisinde “…Kim sabrederse Allah ona dayanma gücü verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ikram verilmemiştir.” 5 buyurmuştur. 1 Müddessir suresi, 7. ayet. 2 Bakara suresi, 153. ayet. 3 Tirmizi, Deavat, 86. 4 Furkan suresi, 75. ayet 5 Müslim, Zekât, 124. 72 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar Saygı, İslam dininin insanlarda bulunmasını istediği değerlerden biridir. Saygı; değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya denir.1 Sosyal bir çevrede yaşayan bizlerin, insanlar arasında takınacağı tavırlardan biri saygıdır. Saygı en başta Allah’ın (cc) emirlerine karşı gösterilmesi gereken bir durumdur. Saygı, riayet edilmesi, yerine getirilmesi gereken, ihlali yasak olan bir ödev ve haktır.2 İslam kültüründe saygılı olmak önemli bir değerdir. Müslümanlar günlük hayatlarında ve sosyal ilişkilerinde insanlara ve onların kutsalları- na karşı saygılı davranmayı başarmalıdır. BİLGİ KUTUSU İnanan insan aile büyüklerine, komşuları- Hürmet: Üstünlüğü, yaşlılığı veya kutsallığı dolayı- na ve çevresindeki kişilere rahatsızlık ve- sıyla bir kimseye veya bir şeye karşı derin saygı duyma. recek, taşkınlık yapacak davranışlarda bu- (TDK Güncel Türkçe Sözlük) lunmamalıdır. Saygılı olan bir Müslüman, İhtiram: Değeri, üstünlüğü ve yararlılığı dolayısıyla büyüklerine selam vermeli, onlarla nazik bir kimseye veya bir şeye karşı dikkat ve özen göster- bir dille konuşmalıdır. Sohbet ederken on- me. (TDK Güncel Türkçe Sözlük) ları dikkatlice dinlemeli ve onların sözlerini kesmemelidir. Annemize, babamıza, yaşlılarımıza ve çevremizdeki büyüklerimize karşı takınmamız gereken tavır saygı çerçevesinde olmalıdır. Onlara saygıda kusur etmemek bizi küçültmez bilakis yüceltir. Müslü- man aldığı terbiye gereği büyüklerine saygı göstermeli, onlara hürmet etmelidir. (Görsel 3.14) Allah (cc) bizlere anne ve babalarımıza saygı göstermeyi şöyle emretmiştir: “Biz insana, ana-babasına iyi- lik etmesini emrettik…”3 Bu konuda Hz. Muham- med (sav), “İyilik yaparak anne ve babasını memnun eden kimse Allah’ı memnun etmiş olur. Anne babası- nı kızdıran kimse Allah’ı kızdırmış olur.” 4 buyurmak- tadır. Yine başka bir hadiste “Küçüklerimize merha- met etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen, onların hakkını tanımayan kimse bizden değildir.” 5 buyrulmuştur. Saygı göstermemiz gerekenlerden biri de öğret- menlerdir. İslam dini öğreteni yüceltmiştir. Bizlere ilmi Görsel 3.14: Büyüklerimize saygı göstermek önemli bir değerdir. öğretene karşı saygılı olmayı emretmiştir. Kur’an-ı Kerim’de “…De ki: ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?’ Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.”6 buyrularak bilenlerin üstün olduğu belirtilmiştir. Başka bir ayette, “…Allah’a karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”7 buyrulmaktadır. 1 https://sozluk.gov.tr/ E.T.09.12.2020. 2 bk. Mustafa Çağrıcı, “Saygı”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 36, s. 211-212. 3 Ankebut suresi, 8. ayet. 4 Camiü’s-Sağir, 3, 3553. 5 Ebu Davud, Edeb, 58. 6 Zümer suresi, 9. ayet. 7 Fatır suresi, 28. ayet. 73 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar Müslümanların saygı göstereceği en önemli değeri kut- sallarıdır. Rabbimize, Kur’an-ı Kerim’e ve Hz. Peygamber’e karşı saygılı olmak gerekir. (Görsel 3.15) Kur’an-ı Kerim’de de “(O takvâ sahipleri ki) görmedikleri hâlde Rablerine candan saygı gösterirler…”1 buyrulmaktadır. Bu konuda Hz. Muhammed (sav) “Şu üç özellik kimde bulunursa o kişi imanın tadına erer: Allah ve Resulu’nü herkesten çok sev- mek, sevdiği kimseyi sadece Allah için sevmek, imandan sonra küfre dönmekten, ateşe atılmaktan çekindiği gibi çe- kinmek.” 2 buyurarak kutsal değerlerimize saygı gösterme- nin imana ait bir konu olduğunu belirtmiştir. Görsel 3.15: Kur’an-ı Kerim’e saygı göstermek ahlaki bir davranıştır. Hz. Peygamber, bize her alanda örnek olduğu gibi bü- yüklerimize saygı gösterme konusunda da öncülük etmiştir. Cabir bin Abdullah’ın (ra) bize bildirdiğine göre kendileri bir gün Hz. Peygamber’le beraber otururlarken yanlarından bir cenaze geçer. Hz. Peygamber cenazeyi görünce hemen o cenaze için ayağa kalkar. Cabir bin Abdullah (ra) da Hz. Peygamber’e uyarak ayağa kalkar. Onlar “Ey Allah’ın Resulu, bu bir Yahudi kadınının cenazesidir.” der. Bunun üzerine Hz. Peygamber “O da bir insandı. Cenazeyi gördüğünüzde hemen ayağa kalkınız.” 3 buyurur. Günlük hayatımızda yaşça bizden büyüklere, yaşlıla- ra yardım ederek onlara saygımızı gösterebiliriz. Otobüste ve sokakta büyüklerimize yer, yol vermeli; onlara saygıda kusur etmemeliyiz. Onları kırmayarak kendilerine değer verdiğimizi göstermeliyiz. Hz. Peygamber, “Allah Teâlâ, yaşından ötürü bir ihtiyara saygı gösteren gence, yaşlılı- Görsel 3.16: Yolda yayalara öncelik vermek ğında hizmet edecek kimseler lütfeder.” 4 buyurarak büyük- insana saygı göstermektir. lere saygı göstermemizi emretmiştir. Günlük hayatta karşılıklı saygının en çok ihlal edildiği alanlardan biri trafiktir. Trafikte sürücüler hem birbirlerine hem de yayalara saygılı olmalıdır. (Görsel 3.16) RÖPORTAJ Sınıfınızdan bir arkadaşınızla beraber yakınınızda bulunan bir caminin imamını ziyaret ediniz. İmam ile tanıştıktan sonra ona rica ederek onunla bir röportaj yapınız. Gerçekleştirdiğiniz röportajdan öğrendiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız. Röportajda imama şu soruları yöneltiniz: 1. Allah’ın (cc) evi olan camilere saygımızı nasıl göstermeliyiz? 2. Hz. Peygamber’in yaşlılara gösterdiği saygıdan bize bahseder misiniz? 3. İnsanlar arasında saygılı tutum ve davranışlar sergilemenin önemi nedir? 1 Enbiya suresi, 49. ayet. 2 Buhari, İman, 9. 3 Müslim, Cenâiz, 78. 4 Tirmizi, Birr, 75. 74 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar OKUMA PARÇASI FATİH’İN HOCASINA SAYGISI İstanbul’un fethedileceği 29 Mayıs 1453 sabahı son hücum emri ile birlikte İstanbul, Osmanlı’ya teslim olmuştu. Fatih, hocası Akşemsettin Hazretleri ile birlikte, coşkulu bir törenle İstanbul’a giriyordu. Bizans halkı ve kadınlar yollara dökülmüş, genç Fatih’i selamlıyor, üzerine çiçekler atarak onu tebrik ediyorlardı. Hatta Fatih, İstanbul’a girerken, yer yer Bizans halkı öndeki “Akşemsettin”i padişah zan- nediyor, Akşemsettin “hükümdar arkada” işaretini yapınca, Fatih de edep, terbiye ve inceliği ile şöyle karşılık veriyordu: “Evet, hükümdar benim lakin o da benim hocamdır!” (Genel ağdan alınmıştır.) BİLİYOR MUSUNUZ? BAYRAĞA SAYGI Ordumuz İzmir’e girmişti. Düşman, gemilere binmiş kaçıyordu. Atatürk, hükûmet binasına girince ayaklarının altına düşman bayrağını serdiler. Çiğneyip geçmesini istediler. Atatürk: “Kaldırın bu bayrağı yerden.” dedi. İtiraz edenler oldu: “Ama, düşman bizim bayrağımızı çiğnedi.” Atatürk: “Onlar bayrağa saygı göstermemiş olabilirler. Bayrak, bir milletin en kutsal varlığıdır. Onlar öyle yaptı diye, bizim de öyle yapmamız gerekmez. Biz bayrağa, hangi millete ait olursa olsun, saygı gösteririz. Herkesin de saygı göstermesini isteriz.” dedi. (Genel ağdan alınmıştır.) Sevgi, kişinin bütün canlılara karşı göstermesi gereken davranışlardan biridir. Sevgi, insanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duyguya denir.1 Başka bir ifadeyle sev- gi, kişinin iyi olduğunu bildiği veya benimsediği şeyi istemesidir.2 Müslüman’da olması gereken tutumlardan biri sevgidir. Sevgi canlıları korumamızı, onlara merha- met ve şefkat göstermemizi sağlar. Sevgi toplumda insanları birbirine bağlar. İnsanların kenetlenmesini sağlayan önemli bir değerdir. Bu konuda Hz. Peygamber, “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.” 3 buyurmuştur. Başka bir hadiste “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” 4 buyurarak insanları birbirine bağlayan şeyin sevgi olduğunu belirtmiştir. İnsanlar sevgi sayesinde birbirleriyle yakın- lık kurarak dost olurlar. Sevgi insanların mutlu- BİLGİ KUTUSU luğunu ve barış içinde yaşamalarını sağlayan önemli bir değerdir. Bizler sevgi sayesinde bağ- Şefkat: Acıyarak ve koruyarak sevme, seve- lanırız. Ayrılmaz dostluklar, tükenmez mutluluk- cenlik. lar hep sevgi sayesinde oluşur. Hz. Peygamber, Merhamet: Şefkat gösterme, acıma. insanları birbirlerine yaklaştıran ve aradaki sevgi Muhabbet: Sevgi. 1 https://sozluk.gov.tr/ E.T.13.06.2022. 2 Süleyman Uludağ, “Muhabbet”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 30, s. 388-389. 3 Müslim, Birr, 66. 4 Tirmizi, Zühd, 50. 75 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar bağını kuvvetlendiren tutumları tavsiye etmiştir. Müslümanların hediyeleşmelerini, selamlaşmalarını, birbirlerine isimleriyle seslenmelerini isteyen Hz. Peygamber, tebessüm etmenin de sadaka olduğu- nu belirtmiştir. Ayrıca bir kişiyle konuşurken ona doğru yönünü dönerek değer verdiğini göstermiştir. Unutulmamalıdır ki sevgi paylaşmayı, el ele vermeyi ve sevdiğini kendine tercih etmeyi gerektirir. Bu konuda Hz. Peygamber “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Bir- birinizi sevmedikçe de (gerçek manada) iman etmiş ol- mazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz şeyi size haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız.” 1 bu- yurmuştur. Sevgi, aileleri bir arada tutan en güçlü duygudur. (Görsel 3.17) Aile içinde eşler ve çocuklar birbirine kar- şı sevgiyle yaklaşır. Anne ve baba, çocuklarına sevgi ve merhamet duygularını gösterirler. Çocuklar her zaman anne ve babasına saygı gösterirken onlar da çocukları- Görsel 3.17: Aile içinde sevgi varsa o aile mut- ludur. na sevgi kanatlarını açarlar. Allah (cc) insanların kalbine anne ve baba, kardeş, eş ve çocuk sevgisini yerleştirmiş- tir. Sevgi ailenin mutlu ve huzurlu olması için önemli bir değerdir. Bu duyguyu içimize yerleştiren Allah (cc), birbirimizi sevmemizi, birbirimize değer vermemizi emrederken kötü davranışlardan uzak durmamı- zı istemiştir. Bunları yerine getirme gayreti içinde olan Müslümanlar hem Allah’ın (cc) rahmetine vesile olur hem de toplum tarafından sevilen ve değer verilen bireyler olur. Allah’ın (cc) yarattığı her şey güzeldir. Kur’an-ı Kerim’de “O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı…”2 buyrulmaktadır. Allah (cc) kâinatı aynı sevgiy- le yaratmıştır. Bu nedenle Hz. Muhammed (sav), Allah’ın (cc) yarattığı her şeye sevgiyle bakmış ve onlara karşı merhametli davranmıştır. Bu konuda Hz. Peygamber, “Merhametlilere Rahman olan Allah merhamet eder. Siz yerde olanlara acıyın ki göktekiler de size acısın…” 3 buyurmuştur. Atalarımız hayvanlara karşı olan sevgi ve mer- hametlerini en iyi şekilde göstermişlerdir. Kuş evle- ri yapmış, hayvan hastaneleri kurmuşlardır. Hay- vanları korumaya yönelik çeşitli vakıflar kurarak Görsel 3.18: Hayvanlara yumuşak davran. Çünkü yumu- şaklık nerede bulunursa orayı güzelleştirir. Yumuşaklığın onları korumuşlardır. Yunus Emre’nin, “Yaratılanı bulunmadığı her davranış çirkindir. (Müslim Birr, 78,79) sev, yaratandan ötürü” 4 şeklindeki sözü, atalarımı- zın çevrede yaşayan her türlü canlıya karşı gösterdikleri sevgiyi ortaya koymaktadır. (Görsel 3.18) 1 Ebu Davud, Edeb, 130. 2 Secde suresi, 7. ayet. 3 Müslim, Birr ve Sıla, 23. 4 Komisyon, Yunus Emre Kitabı, s. 7. 76 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar DOLDURALIM “Amellerin en faziletlisi Allah için sevmek ve Allah için nefret etmektir.” (Ebu Davud, Sünnet, 2) Aşağıdaki tabloda boş bırakılan yerleri Allah (cc) için sevdiğiniz birine, sevginizi göstermek için neler yapabileceğinizi yazarak doldurunuz. Sevgimi Göstermek İçin Hediye alırım.................................................................................................................................................................................................... Allah’ın (cc) emirleri, Hz. Peygamber’in örnek tutum ve davranışları ve atalarımızın yaptıkları bize sevginin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bizler dünyada ancak insanlara saygı ve sevgi gös- tererek mutlu olabiliriz. Sonraki kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmayı sevgi sayesinde başarabiliriz. ARAŞTIRALIM Günümüzde sosyal medya ortamlarında araştırma yapmak yaygınlaştı. Sosyal medyada bir ko- nuyu araştırırken dikkatli olmalıyız. İnsanların haklarına saygı göstermeliyiz. Başkalarının özel bilgile- rini, fotoğraflarını, sırlarını sanal ortamlarda paylaşmamalıyız. İnsanları küçük düşürücü, rencide edici paylaşımları sosyal ortamlarda yapmamalıyız. İnsanlara asla hakaret etmemeliyiz. Başkalarıyla alay etmek gibi yanlışlardan uzak durmalıyız. Tüm bunları dikkate alarak internetten “atalarımızın hayvan sevgisine yönelik yaptıkları çalışma- lar” konulu bir araştırma yapıp araştırmanızı sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız. Sorumluluk, kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuç- larını üstlenmesidir.1 Sorumluluk bilinci insanda olması gereken ve kişinin hayatına yön veren önemli bir tutumdur. İnsan bu bilinçle görevlerini yapar. Sorumluluk bilinci taşımak, insanı daha dikkatli ve gü- venilir biri yapar. Canlılar arasında akıl sahibi tek BİLGİ KUTUSU varlık insandır. İnsan, iradesi olan, seç- me hakkı bulunan ve düşüncesi olan Mesuliyet: Kişinin yapması gereken yükümlülükler. yegâne varlıktır. Allah (cc), insanı akıl İnsanın yetki alanı. Uygulaması gerekenleri yapma sorum- ve irade sahibi bir birey olarak yaratmış- luluğu. tır. Kişi kendi davranışlarına veya kendi Yükümlülük: Yapılması zorunlu olan iş veya bir işi yetki alanına giren herhangi bir olayın yapma zorunluluğu. sonuçlarına katlanmak durumundadır. Mükellefiyet: Sorumluluk. Allah (cc), insanı başıboş yaratmamıştır. 1 https://sozluk.gov.tr/ E.T.10.12.2020. 77 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar Allah (cc) insanı akıllı bir varlık olarak yaratmış ve bunun sonucunda insana bazı sorumluluklar yükle- miştir. İnsana verilen sorumluluklar da peygamberler aracılığıyla iletilmiştir. Böylece insanın yapması gere- kenler kendisine haber verilmiştir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de “Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi...”1 buyurmuştur. Bu ayette bahsedilen emanet, insana yüklenen sorumluluktur. Başka bir ayette “Sizi boşu- na yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?”2 buyrularak insanın sorumlulu- ğu olan, yapması gereken ödevleri bulunan bir varlık olduğu belirtilmektedir. İnsanın bu dünyada yaptık- larından dolayı hesap vereceği şu ayetle belirtilmektedir: “…Yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz.”3 Hesap verme bilinci, insana sorumluluklarını hatırlatır. Şimdi insanın bu dünyadaki başlıca sorum- luluklarını görelim: İnsanın en temel sorumluluğu Allah’a (cc) karşıdır. (Görsel 3.19) İnsan Allah’ı (cc) tanımak ve O’na iman etmekle yükümlüdür. İnsanın yaratılışının tek sebebinin Allah’a (cc) kulluk etmek olduğu Kur’an-ı Kerim’de şöyle buy- rulmaktadır: “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”4 Böylece insan en önemli sorumluluğunun Allah’ın (cc) emir ve yasaklarına uymak olduğunu bilmelidir. Allah’ın (cc) emrettiği ibadetleri yapmada titizlik göstermelidir. Dinin emir ve yasaklarına göre ha- yatını yaşamalıdır. İslam dinine karşı sorumluluklarımızın ne Görsel 3.19: İnsan en başta Allah’a (cc) karşı sorumludur. olduğunu en iyi Hz. Peygamber’den öğreniriz. Allah (cc), onu bize sorumluluklarımızı öğretmesi için elçi olarak göndermiştir. Hz. Peygamber, Allah’ın (cc) emir ve yasaklarını bizlere yaşayarak ve açıklayarak öğretmiştir. Yaşantısıyla bize örnek olmuştur. O; ahlakıyla, ibadetleriyle, sosyal ilişkileriyle ve aile hayatıyla bize örnektir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de “Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse (bilsin ki) biz seni onla- ra bekçi göndermedik.”5 buyrularak Allah’a (cc) itaat etmenin yolunun Hz. Peygamber’e itaat etmekten geçtiği belirtilmektedir. Kendilerine karşı sorumlu olduğumuz kişilerden biri de anne ve babamızdır. Onlar bizim varlık se- bebimizdir. Anne ve babamız bizi yetiştirip büyütene kadar çok büyük emekler harcarlar. Bizim için hiçbir fedakârlıktan kaçınmazlar. Bizim sağlığımız ve mutluluğumuz için ellerinden geleni en iyi şekilde ve karşılık beklemeksizin yaparlar. O zaman bizim de onlara karşı yapmamız gerekenler vardır. Ailemizin mutluluğu için elimizden geleni yapmalıyız. Derslerimizde başarılı olup onların emeklerini boşa çıkarma- 1 Ahzab suresi, 72. ayet. 2 Müminun suresi, 115. ayet. 3 Nahl suresi, 93. ayet. 4 Zariyat suresi, 56. ayet. 5 Nisa suresi, 80. ayet. 78 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar malıyız. Onlara itaatte kusur etmemeliyiz. Onlara saygı göstermek bizim en büyük sorumluluğumuzdur. Anne ve babamızı üzen tavır ve davranışlardan uzak durmalıyız. Hz. Peygamber, “Allah’ın rızası, anne babanın rızasın- dadır. Allah’ın gazabı da anne babanın gazabındadır.” 1 buyurarak anne ve babamızın takdirini kazanmamız ge- rektiğini belirtmiştir. (Görsel 3.20) Allah (cc) bize mükemmel bir beden vermiştir. Biz- leri en güzel şekilde yaratmıştır. Her bir uzvumuzun ayrı ayrı önemi vardır. Dolayısıyla kendimize karşı da so- rumluluklarımız bulunmaktadır. Bedenimiz Allah’ın (cc) Görsel 3.20: Sorumluluklarımızdan biri de düzenli bize emanetidir. Bu nedenle temizliğimize dikkat ederek ve gayretli çalışmaktır. bedenimizi hastalıklardan korumalı, sağlığımıza dikkat etmeliyiz. Kötü alışkanlıklardan uzak durmalıyız. Haram lokma yememek ve harama el uzatmamak da sorumluluklarımız arasındadır. Bu konuda Hz. Peygam- ber, “…Senin üzerinde, nefsinin hakkı vardır.” 2 buyura- rak bedenimize karşı sorumluluğumuzu hatırlatmıştır. Sorumlu olduğumuz alanlardan biri de çevremizdir. Allah (cc), bizlere mükemmel bir dünya vermiştir. Çev- remize baktığımızda ormanlarıyla, ovalarıyla ve akarsu- larıyla eşsiz güzellikler görmekteyiz. Dünya bizlere her türlü meyve ve sebzesiyle enfes lezzetler sunmaktadır. Öyleyse çevremizi korumalıyız, Allah’ın (cc) bize verdiği nimetleri israf etmemeliyiz, doğal kaynaklarımızın de- Görsel 3.21: Çöplerimizi yere atmamak bizim çev- ğerini bilmeliyiz ve yaşadığımız yerleri temiz tutmalıyız. remize karşı sorumluluklarımızdan biridir. (Görsel 3.21) DOLDURALIM Sorumluluk bilincine sahip bir insan nelere karşı sorumluluk duyar? Sorumluluklarımız Allah’a (cc) karşı sorumluluklarımız................................................................................................................................................................................................... 1 Tirmizi, Birr, 3. 2 Müslim, Sıyam, 186. 79 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar Vatanseverlik, Müslümanların kazan- ması gereken ahlaki tutumlardan biridir. Va- BİLGİ KUTUSU tan, doğup büyüdüğümüz, üzerinde yaşadığı- Şehit: Allah’ın (cc) dininin tüm insanlığa ulaştı- mız, maddi, manevi olarak değer verdiğimiz rılması, adaletin tesisi, zulmün ve haksızlıkların son ve huzur bulduğumuz toprak parçasına denir. bulması için Allah (cc) yolunda ölen veya öldürülen Vatan sevgisinin Allah’a (cc) imanla ilgisi bu- Müslüman. lunmaktadır. Müslüman’ın dinini, namusunu, Gazi: Din uğrunda mücadele eden, vatan için şerefini, canını ve malını koruması için ba- düşmanla savaşan veya savaş yapmış kimse. ğımsız bir toprağa ihtiyacı vardır. İnsanın hu- zur ve güven içinde yaşayarak mutlu olması için bağımsız bir vatana sahip olması gerekir. İslam dini, vatanın korunmasına büyük önem vermiştir. Vatanseverlik, ülkemizin değerini bilip onu sevmek, dâhilî ve haricî düşmanlara karşı korumaktır. Vatanı sevmek, her şeyden öte onu birlik ve beraberlik içinde kalkındırmak için çalışmamız ve mücadele etmemizdir. (Görsel 3.22) Canımızdan çok sevdiğimiz bayrak ve ezan sevgisini yeni nesillere aktarmak, onlarda vatan ve millet bilinci oluşturmak en önemli görevimizdir. (Görsel 3.23) Vatanımızı korumanın ve onu sevmenin yolu başarılı, medeni ve ahlaki değer bilinciyle yetişmiş nesillere sahip olmaktan ge- çer. Ülkemizi ilerletmek ve kalkındırmak için çalışmalıyız. Vatanımızı sevmeli, ülkemize ihanet etmemeli ve ona zarar verecek herhangi bir davranışta bulunmamalıyız. Vatanını seven kimse sorumluluklarını yerine getirir. Atalarımız dünyanın en güzel ve bereketli topraklarını, vatan olarak bize emanet etmişler. Bu cen- net vatan iklimiyle, coğrafyasıyla, insanıyla, inancıyla ve değerleriyle bizimdir. Onu çağın gerektirdiği se- viyeye çıkararak bilimde ve teknolojide başarılı kılmalıyız. Birlik ve beraberlik içinde kardeşçe yaşayarak mutlu bir toplum oluşturmalıyız. Ayrıca vatanımızı sevdiğimiz için çevreyi kirletmemeli, ağaç dikmeye önem vermeli, toprağı ekip biçmeli, israf etmekten kaçınmalıyız. İslam dini, vatanı sevip korumaya önem vermiştir. Vatan, bayrak, ezan gibi mukaddes değerleri korumamızı emretmiştir. Mukaddes değerlerimiz atalarımızın bize emanetidir. Onlar bizim şerefimizdir, Görsel 3.23: Vatan, bayrak ve ezan bizim mukad- Görsel 3.22: Vatanını seven kişi ülkesi için çalışır. deslerimizdendir. 80 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar namusumuzdur ve bağımsızlığımızdır. İslam dininde vatan, bayrak, namus gibi kutsal değerleri korumak farzdır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de “Size karşı savaş açanlara, siz de Allah yolunda savaş açın. Sakın aşırı gitmeyin, çünkü Allah aşırıları sevmez.”1 buyrularak Müslümanların vatanına ve mukad- desatına saldıranlarla mücadele etmesi emredilmiştir. Vatanımızı düşmanlardan, topraklarımızı düşman istilasından korumak bizim vatandaşlık görevi- mizdir. İslam dininde vatanını korurken ölen ve yaralananlara özel mertebeler verilmiştir. Allah (cc), din, vatan, namus, mal ve can uğrunda ölenlere şehitlik mertebesi; Allah (cc) için gittiği savaşlarda büyük yararlılıklar gösteren ve sağ olarak dönen Müslümanlara ise gazilik mertebesi verilmiştir. Şehitler için Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma! Bilâkis onlar diridirler; Rableri katında Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşa- yarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kim- selere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.”2 Başka bir ayette “Allah yolunda öldürülenler için ‘ölüler’ demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.”3 buyrulmaktadır. Ülkesini düşmanlardan korumak için sınır boylarında nöbet tutan Mehmetçikle ilgili ola- rak Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır: “Biri Allah korkusundan ağlayan, diğeri de Allah rızası için (vatanı savunmak üzere) nöbet bekleyen iki gözü cehennem ateşi yakmaz.” 4 Bizler vatanseverliğin gereği olarak ülkemizin huzur ve mutluluğunu artırmak için çalışmalıyız. Derslerimizde başarılı olup vatana ve millete faydalı bireyler olmalıyız. Yurdumuzun her karış toprağını mukaddes bilip korumalıyız. Birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyen içerideki ve dışarıdaki düşmanlara karşı uyanık olup onlara fırsat vermemeliyiz. KONUŞALIM Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü, Işık ışık, dalga dalga bayrağım! Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. Sana benim gözümle bakmayanın Mezarını kazacağım. Seni selamlamadan uçan kuşun Yuvasını bozacağım. Dalgalandığın yerde ne korku ne keder... Gölgende bana da bana da yer ver. Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar: Yurda ay yıldızının ışığı yeter. Arif Nihat Asya Arif Nihat Asya’nın Bayrak adlı şiirinin yukarıdaki mısralarında bize hangi mesajlar verilmektedir? Arkadaşlarınızla konuşunuz. 1 Bakara suresi, 190. ayet. 2 Al-i İmran, suresi, 169-170. ayetler. 3 Bakara suresi, 154. ayet. 4 Tirmizi, Fezâilü’l-Cihad, 12. 81 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar YAZALIM Vatanını seven bir öğrencinin yurduna karşı sorumlulukları nelerdir? Bu konuda bir kompozisyon yazınız. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. YAZALIM Aşağıya vatan sevgisini anlatan bir şiir yazınız. Şiirinizde “Vatan sana canım feda.” ifadesinin yer almasına özen gösteriniz. ………….……….……….……………….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. ………….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….….. 82 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar Yardımseverlik, İslam dininde merhamet ve sevgi duygularını ortaya çıkaran güzel ahlaki tutum ve davranışlardan biridir. Yardımsever; yoksullara, yardıma muhtaç olanlara ve düşkünlere maddi ve ma- nevi yardım etmeyi benimseyen kişidir. İslam dini yardımlaşmaya büyük önem BİLGİ KUTUSU vermiştir. Dinimiz yardımsever insanla- rı cennetle müjdelemiştir. Her ibadette Cömertlik: Elindeki maddi ve manevi imkânları meşru olduğu gibi yardımlaşma davranışı da ölçüler içinde gönüllü olarak ve karşılık beklemeden başka- sadece Allah’ın (cc) rızasını kazanmak larının yararına sunma. için yapılır. İhsan: İyilik yapma, iyi ve güzel davranma, bağışta bu- İslam dini çalışmayı, kazanmayı, lunma, ikram etme. başkalarına muhtaç olmadan yaşamayı İsar: Kişinin, kendi ihtiyacı varken başkalarına yardım- emretmiştir. Hz. Peygamber, “Veren el, da bulunarak özverili davranması, onları kendisine tercih alan elden hayırlıdır.” 1 buyurarak Müs- ederek fedakârlık yapması. lümanların veren el yani varlıklı olmasını İnfak: Karşılıksız yardım, sadaka verme. istemiştir. Yüce dinimiz çalışmayı ibadet olarak kabul etmiş, bizleri çalışıp kazanmaya yöneltmiştir. Ancak hayatta her şey istendiği gibi gitmeyebi- lir. İnsanlar mallarını bir anda kaybedebilirler. Yangında, selde veya depremde insan tüm birikimini hatta sağlığını bile yitirebilir. Ayrıca insanın çalışmaya ve kazanmaya şartları her zaman elverişli olmayabilir. Bu durumda muhtaç insanlara yardım etmek gerek- mektedir. İmkânı ve şartları elverişli olanlar kazandık- ça kazanırken bu imkânları olmayanların da yokluk ve sefalet içinde yaşaması sosyal açıdan büyük sıkın- tılara sebep olmaktadır. Eğer varlıklı ve imkânı olan insanlar ihtiyaç sahiplerine yardım ederlerse onların da sıkıntıları azalacaktır. Böylelikle toplumda yardım- laşma ve dayanışma artacak, insanlar arasında huzur ve kardeşlik hâkim olacaktır. İslam dininde yardımlaşma ve dayanışma bir tavsiye durumunda kalmamış; zekât, sadaka, fitre ve kurban gibi ibadetlerle kurumsallaşmıştır. Bunlar Görsel 3.24: “...Sağ elin verdiğini sol el bilmesin.” dinimizin yardımlaşma ve dayanışmayı sağlayan en (Müslim, Zekât, 91) güzel unsurlarıdır. Yardımsever olmak iyi ve ahlaklı bir insan olmanın gereğidir. Mümin bir kimse, yardıma muhtaç kişilere karşı duyarsız kalamaz. Müslümanlar, ihtiyaç sahiplerine infak ederken en yakınından başlamalı ve yardım ettiği kimseyi incitmeden, mümkünse gizlice yardım etmelidir. (Görsel 3.24) İslam dini Müslümanlar arasında yardımlaşmanın devamlılığına büyük önem vermiştir. Yardımlaş- mayı engelleyen her türlü olumsuz davranışı da yasaklamıştır. Kur’an-ı Kerim’de iyilik ve hayırda yarış- ma, Allah (cc) yolunda harcamada bulunma ve toplumdaki kimsesiz, fakir ve yoksullara yardım etme sık sık teşvik edilmektedir. İnfak en çok üzerinde durulan ve teşvik edilen konulardan biridir. 1 Buhari, Zekât, 18. 83 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar Müslümanların sahip olması gereken davranışlardan biri olan yardımseverlik konusunda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “... İyilik ve takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir.”1 Başka bir ayette “Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.”2 buyrularak Allah’ın (cc) iyilik yapanları sevdiği belirtilmektedir. Hz. Peygamber de insanlara yardım edene Allah’ın (cc) yardım edeceğini şöyle ifade etmiştir: “Bir Görsel 3.25: Yardımlaşma toplumda birlik ve beraberliği arttırır. insan, kardeşine yardım ettiği müddetçe Allah da ona yardım eder…” 3 Başka bir hadisinde “…Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz ve onu hor görmez…” 4 buyurarak Müslümanların birbirlerine nasıl davranmaları gerektiğini öğretmiştir. (Görsel 3.25) Yardıma muhtaç insanların yardımına koşmak Müslümanlara büyük sevaplar kazandırır. Yaptı- ğı yardımlar günahlarına kefaret olur. Yardımsever insan Allah’ın (cc) rızasını kazanmış olur. Kur’an-ı Kerim’de “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimle- re, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındaki- lere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.”5 buyrularak kimlere iyilik yapmamız gerektiği ayrıntılı bir şekilde bildirilmiştir. Hz. Peygamber “Kim bir Müslüman’ın dünya sıkıntı- larından birini giderirse Allah da onun kıyamet sıkıntılarından birini giderir. Kim darda kalan bir kimsenin işini kolaylaştırırsa Allah da dünya ve ahirette onun işlerini kolaylaştırır. Kim bir Müslüman’ın ayıbını örterse Allah da dünya ve ahirette onun ayıplarını örter. Kul, kardeşinin yardımında olduğu sürece Allah da onun yardımcısı olur.” 6 buyurarak insanların sıkıntılarını giderme konusunda Müslümanlara çağrıda bulunmuştur. (Görsel 3.26) Herkesin başına her an bir olumsuzluk ve musibet ge- lebilir. Tüm imkânlarımızı kaybedebiliriz. Toplum olarak yar- dımlaşma duygumuzu hep canlı tutmalıyız. İnsanlar hasta- landığında, kaza geçirdiklerinde veya başlarına bir musibet geldiğinde hiçbir menfaat beklemeden onlara yardım etmeli, sıkıntılarına ortak olmalıyız. Yardımseverliği güzel bir ahla- ki davranış olarak benimsemeli, çevremizdeki ihtiyaç sahi- bi insanlara hiçbir menfaat beklemeden maddi veya manevi olarak yardım etmeyi davranış hâline getirmeliyiz. Yardımse- Görsel 3.26: Yardımseverlik küçük yaştan verlik insanı bencillikten ve cimrilikten uzaklaştırır. Toplumda itibaren edinilmesi gereken bir tutumdur. birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını pekiştirir. 1 Maide suresi, 2. ayet. 2 Al-i İmran, suresi, 134. ayet. 3 Müslim, Zikir, 38. 4 Müslim, Birr, 32. 5 Nisa suresi, 36. ayet. 6 Ebu Davud, Edeb, 60. 84 3. Ünite: Ahlaki Davranışlar YORUMLAYALIM 17,20 0,70 SED sonrası 50,50 Pekiyi SED sonrası 4,60 Hiç çocuk 23,40 çocuk 88,8 Ara sıra 3,1 İyi 7,50 Orta 1,10 Hr zaman SED öncesi 41,90 Zayıf SED öncesi 11,20 çocuk 7,5 çocuk 81,9 20,20 0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 Grafik 1: Okuldaki Başarı Durumu Grafik 2: Okula Devam Durumu SED sonrası 7,20 SED sonrası 2,40 Hiç 86,9 17,10 çocuk Hayır çocuk 74,6 Ara sıra Evet 3,20 Hr zaman SED öncesi 10,80 SED öncesi 83,3 25,50 çocuk çocuk 65,4 0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 Grafik 3: Üst Öğrenime Gitme İsteği Grafik 4: Ev Ödevlerini Yapma Durumu SED: Sosyal ve Ekonomik Destek. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetlerinin Değerlendirilmesi Projesi, Araştırma Sonuç Raporu 2015, s. 119 , 120, 123, 124. Yukarıda, desteğe muhtaç öğrencilerin, sosyal yardım sonrası ve öncesi eğitimdeki başarı du- rumlarına ait grafikler verilmiştir. Bu tabloyu yardımlaşma ve dayanışma açısından yorumlayınız. (Genel ağdan alınmıştır.) Adalet, dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik ve yardımse- verlik gibi ahlaki tutum ve davranışların bireyin ve toplumların ahlaki gelişimine katkısı büyüktür. İnsanla- rın tutum ve davranışları ahlaki değerlere göre oluşturulduğu sürece bireyler daha medeni ve mutlu olur- lar. İnsanlar arasında beğenilen, sevilen ve tercih edilen bireyler olurlar. Güzel ahlaki değerlere sahip insanları Allah (cc) da sever. Ahlaki değerlere sahip insanların oluşturduğu toplumlar da mutlu olurlar. Dinimizin önem verdiği güzel ahlaki değerlerin bireye ve topluma çok önemli katkıları vardır. Dolayı- sıyla güzel ahlaki özellikleri herkesin benimsemesi gerekir. Eğer toplumda insanlar bu özelliklere sahip olursa o toplumda sevgi ve saygı artar. Dostluk, kardeşlik, birlik ve beraberlik gibi güzellikler oluşur. Zor durumda olanların sıkıntıları kısa sürede giderilir. Toplumlarda herkes adalet önünde eşit olursa haksızlıklar yaşanmaz. Yapılan haksızlıkların kimse- nin yanına kâr kalmadığı görülür. Adaletin egemen olduğu toplumlarda herkes hakkına razı olur. İnsan- ların devlete güveni artar. İnsanlar haklarını aramak için yasa dışı yollara başvurmaz. Böylece millî birlik ve beraberlik sağlanır. Tutum ve davranışlarımızda ölçülü olmak da önemli bir değerdir. Aşırılık ve zorbalık topluma zarar verir. İnsanların hatalarını söylerken onları mahcup etmemeliyiz. İhtiyaç sahibine yardım ederken bunu gösteriş olsun diye yapmamalıyız. Yoksul insanın gururunu incitmememiz gerekir. Bir kişiyle dost veya düşman olduğumuzda aşırılıktan kaçınmalıyız. Çünkü dostumuz bir gün düşman, düşmanımız da bir gün dost olabilir. Sonuç olarak tutum ve davranışlarımızda ölçülü olmalıyız. Aşırılıktan kaçınmalıyız. 85

Use Quizgecko on...
Browser
Browser