Solunum Sistemi Tıbbi Terimleri PDF
Document Details
Uploaded by SimplifiedNumber5507
Sağlık Bilimleri Üniversitesi
Minel YILDIRIM
Tags
Summary
This document provides information about the respiratory system, including its parts and functions. It details the medical terminology related to the respiratory system, along with its components: nose, trachea, bronchi, and lungs. The presentation delves into the mechanical properties and functions of each component. The keywords respiratory system, medical terminology, and anatomy are prominent.
Full Transcript
Solunum Sistemi Tıbbi Terimleri , Öğr. Gör. Minel YILDIRIM Solunum sistemi, kandaki karbondioksit (CO2) gazının oksijen gazı (O2) ile yer değiştirmesini sağlayan sistemdir. İnsanlarda solunum sistemi iki akciğer ve akciğerlere hava taşıyan borulardan oluşur. Yetişkin sağl...
Solunum Sistemi Tıbbi Terimleri , Öğr. Gör. Minel YILDIRIM Solunum sistemi, kandaki karbondioksit (CO2) gazının oksijen gazı (O2) ile yer değiştirmesini sağlayan sistemdir. İnsanlarda solunum sistemi iki akciğer ve akciğerlere hava taşıyan borulardan oluşur. Yetişkin sağlıklı bir insan dinlenme durumunda dakikada 12-15 kez solunum yapar. Her solukla 500 ml hava akciğerlere alınır ve Solunum verilir. Sistemi Çevresel koşullar ve metabolik gereksinimlerdeki değişiklikler, nöral ve kimyasal uyarı sistemini etkiler ve buradan çıkan uyarılar, solunumun istenilen şekliyle yeniden düzenlenmesini sağlar. Solunum Üst solunum yolları Sisteminin Burun, ağız, farinks (yutak) ve larinks’den (gırtlak) Bölümleri oluşur. Kemik ve kıkırdak dokudan oluşan, kas ve deri ile örtülü bir organdır. Burnun yumuşak kısmının iskeletini oluşturan kıkırdaklar nefes alırken Burun burun duvarının içe doğru çökmesini engeller ve burun deliklerinin açık kalmasını sağlar. (Nasus): Burnun içyapısı, havayı temizlemeye ve ısıtmaya uygun olduğu için, hava girişinde ağızdan daha önemlidir. Ayrıca uyurken nefes alıp verme çoğunlukla burun yoluyla olur. Burun boşluğunda girintiler, çıkıntılar ve kıllar bulunur. Bu yapılar Burun havadaki küçük tanecikleri tutarken, burnun iç yüzeyini kaplayan kılcal damarlar solumayla alınan havayı bir miktar ısıtır. (Nasus): Burnun iç yüzeyi epitelyum dokudan salgılanan mukusla kaplıdır. Bu mukus tabakası, havanın nemlendirilmesini sağlar. Ağız ve farinks, hem solunum hem de sindirim sisteminin bileşenidir. Farinks, burun ve larinks arasındaki geçiş yoludur, ağız boşluğu, burun boşlukları ve larynx’in arkasında yer alır. Ayrıca ağız ve özefagus (yemek borusu) arasında da yemek geçişi Pharynx için bulunur. [Farinks] Yiyeceklerin ağız boşluğundan özefagusa, havanın ise burun boşluğundan larinkse geçişini sağlar. (Yutak): Vokal ses oluşumunu da sağlar. Yutakta mikropların iltihap oluşturması farenjite neden olur. Kıkırdak, kas ve fibroelastik bağlardan oluşur. Larynx Dil kökü ile trakea arasına yerleşir. [Larinks] Hem solunum yolu olarak hem de ses çıkarmakla görevli bir organdır. Havanın soluk borusuna geçişini sağlar, yabancı maddelerin soluk (Gırtlak): borusuna geçişini engeller. Ses telleri larinksin içerisinde yer alırlar, ses üretiminde görevlidirler. Larynx Gırtlağın içindeki ses telleri epitelyum uzantılarından meydana gelmiş olup, gerginlikleri kaslarla ayarlandığından çeşitli tonlarda ses [Larinks] çıkartılmasını sağlar. Sesin konuşma haline gelmesi ağız, yutak, dil, diş, dudak ve sinir (Gırtlak): sisteminin işbirliği ile olur. Larynx Normal solunumda ses telleri gevşek pozisyondadır ve teller arasında kalan boşluğa glottis denir. [Larinks] Yiyecek ve sıvı maddeler yutulduğunda glottis kapanır. Lokmanın (Gırtlak): yutulması sırasında, gırtlak yukarı doğru kalktığı zaman epiglottis (gırtlak kapağı) geriye doğru kayarak soluk borusunu kapatır. Bu nedenle yutma sırasında solunum durur. Bunun dışında soluk borusu hep açıktır. Larynx 3-6 boyun omurları seviyesinde bulunur. Fakat çocuklarda ve kadınlarda biraz daha yukarıdadır. Larynx Larynx ergenlik döneminde erkeklerde kısa sürede büyür. Bu [Larinks] büyümeye paralel olarak ses tellerinin de uzamasıyla erkek sesinde kalınlaşma meydana gelir. Aynı zamanda cartilago thyroidea’nın ön (Gırtlak): tarafında bulunan prominentia laryngea (Adem elması) denilen çıkıntı belirginleşir. Alt solunum yolları Trachea (nefes borusu), bronşlar, bronşiyollerden meydana gelir. Solunum Sisteminin Bölümleri Solunum yollarının larinksten sonra gelen bölümü olup, altıncı boyun omuru seviyesinden başlar. Ortalama 2,5 cm çapında 12 cm uzunluğunda kıkırdak ve Trachea fibromusküler kısımlardan oluşan elastik bir yapıdır. [Trakea]: Sayıları 16-20 arasında değişen at nalı şeklindeki hyalin kıkırdaklar trakea’nın kapanmasını önler. Göğüs boşluğu içinde özefagusun önünde uzanır ve dördüncü göğüs omuru seviyesinde sağ ve sol iki ana bronşa ayrılır. Trakeadan ayrılarak havayı akciğerlere taşıyan hava yollarıdır. Sağ (Bronchus principalis dexter) ve sol (Bronchus principalis sinister) ana bronşlar akciğerlere girerek dallanırlar. Bronşlar: Sol ana bronş sağdakine göre daha uzun ve daha dardır. Sağ ana bronş daha dik seyrederken sol ana bronş yataya yakın olarak seyreder. Bu yüzden solunum yollarına kaçan yabancı maddeler çoğunlukla sağ akciğere gider. Bronşların iltihaplanması sonucu bronşit oluşur. Bronşlar, akciğere girdikten sonra, bronşçuk denilen küçük dallara ayrılır. Her bronşçuk, üzüm salkımı gibi görünen hava keselerine kadar Bronşiyoller: uzanır. Hava keseleri tek katlı yassı epitelden meydana gelen, alveol denen keseciklerden oluşmuştur. Akciğerler, göğüs boşluğu içerisinde yerleşmişlerdir, sağ ve sol olmak üzere iki büyük bölümden meydana gelir. Akciğerler Sağ akciğer üç bölmeli, sol akciğer ise iki bölmelidir ve daha küçüktür. Sol akciğerin küçük olmasının nedeni, kalbin buraya yakın oluşudur. Yeni doğanlarda pembe renkli olup zamanla rengi grileşir. Akciğerler yaklaşık 200-600 milyon alveol kesesine sahiptir. Akciğerler Alveoller çok ince, tek katlı yassı epitel hücrelerinden oluşmuş olup, dış tarafında kılcal damarlar bulunmaktadır. Alveoller kılcal kan damarlarından çok zengindir. Solunan hava ile gaz değişimi, alveoller ile onların etrafını saran kılcal damarlar arasında olur. Alveol duvarı Tip I Alveoler epitelyum hücreleri ve bunlar arasındaki Akciğerler Tip II hücreleri ile döşenmiştir. Tip II hücreler, alveoler yüzey gerilimini azaltan sürfaktan adlı maddeyi salgılarlar. Yüzey geriliminin düşmesi, suyun korunması ve havanın dış ortama atılması için daha az bir kas gücünün kullanılmasını sağlar. Elastik bir organ olan akciğerler parmaklar arasında sıkıştırıldığı zaman içerisindeki havadan dolayı çıtırtı (krepitasyon) şeklinde ses çıkarır. Akciğerler Solunum yapmamış bir akciğer sudan ağırdır. Ancak bir defa solunum yaptıktan sonra akciğer içerisinde mutlaka artık hava kalır ve bu yüzden solunum yapmış akciğer sudan hafiftir ve suda yüzer. Bu durum adli tıpta önemlidir. Akciğerlerin dış yüzünü ve göğüs boşluğunun iç yüzünü döşeyen seröz bir zardır. Pleura: Her iki akciğeri ayrı ayrı saran iki kese şeklindedir. Sol ve sağ pleura boşlukları birbirinden bağımsızdır. Akciğerlerin iç yüzünü örten pleura’ya pleura visceralis, göğüs boşluğunun iç yüzünü diaphragmanın üst yüzünü örten ve mediastinimu saran bölümlerine ise pleura parietalis denir. Parietal ve visceral pleuralar birbiriyle devamlıdır. İki pleura parçası Pleura: arasında oluşan boşluğa cavitas pleuralis (intraplevral boşluk) denir. Bu boşluğun basıncı negatiftir ve boşlukta iki yaprağın birbirleri üzerinde kolay kaymasını sağlayan bir sıvı (liquor pleurale) bulunur. Solunum sistemi dış çevre ile doğrudan temas halinde olduğu için havadaki mikroplar ve kirli hava solunum organlarımıza ulaşarak Solunum kolayca hastalık oluşturabilir. Sisteminin Solunum sisteminin sağlığı için şunlara dikkat etmeliyiz: Sağlığı: Havası kirli olan yerlerden kaçınmalı, mümkün olduğu kadar temiz havalı ortamlarda bulunmalıyız. Başlıca solunum yolu hastalıkları olan nezle, grip, bademcik iltihabı, Solunum bronşit, zatürre ve verem tüberküloz gibi hastalıklara yakalanmamak Sisteminin için gerekli tedbirleri almalıyız. Bu tedbirlerden bazıları, yeterli ve Sağlığı: dengeli beslenme; bu hastalıkları olan kişilere yaklaşmama olarak sayılabilir. Vücudumuzu üşütmemeli, çok soğuk ve sıcak içeceklerden kaçınmalı, temizliğe önem vermeliyiz. Solunum Sisteminin Sigara dumanı, baca ve egzoz gazının bol olduğu ortamlardan uzak durmalıyız. Bu tür ortamlar, astım, kronik bronşit, amfizem ve akciğer Sağlığı: kanseri gibi iyileşmeyen ve uzun süreli solunum sistemi hastalıklarına neden olabilir. Systema respiratorium: [Sistema respiratoryum] Solunum sistem Nasus: [Nasus] Burun Rhin: [Rin] Burun Terminoloji İnspirasyon: Soluk alma Ekspirasyon: Soluk verme Nares: [Nares] Burun delikleri.] Dorsum nasi: [Dorsum nasi] Burun sırtı Cavitas nasi: [Kavitas nasi] Burun boşluğu. Terminoloji Septum nasi: [Septum nasi] Burun boşluğunu dikey olarak ikiye bölen bölme. Choanae: [Koana] Burun boşluğunun farinkse açılan delikleri. Regio respiratoria: [Regio respiratorya] Burun boşluğunun solunumla ilgili bölümü. Regio olfactoria: [Regio olfaktorya] Burun boşluğunun koku bölgesi olan üst kısmı. Terminoloji Concha: [Konka] Burun boşluğunun yan duvarlarından görülen, önden arkaya uzanan kıkırdak dokudan, yaprak şeklindeki üç adet oluşum. Sinus paranasalis: [Sinus paranazalis] Burun boşluğu çevresindeki kemikler içindeki boşluklar. Sinus maxillaris: [Sinus maksillaris] Göz çukurunun altında, üst çene Terminoloji kemiğinin içindeki en büyük boşluk. Sinus frontalis: [Sinus frontalis] Alın kemiği içindeki boşluk. Pharynx: [Farinks] Yutak Larynx: [Larinks] Gırtlak. Epiglottis: [Epiglottis] Larinksin boşluğunu yutma sırasında kapatan yaprak şeklinde bir kıkırdak. Plica vocalis: [Plika vokalis] Ses telleri. Terminoloji Uvulae: [Uvula] Küçük dil. Trachea: [Trakea] Soluk borusu, larinksten sonra gelir, altıncı boyun ve dördüncü göğüs omurları seviyesindedir. Dördüncü göğüs omuru seviyesinde ikiye ayrılır. Bronchus principalis dextra: [Bronkus prinsipalis dekstra] Sağ ana bronş. Bronchus principalis sinistra: [Bronkus prinsipalis sinistra] Sol ana bronş. Terminoloji Bifurcatio trachea: [Bifurkasyo trakea] Trakeanın ikiye ayrıldığı yer. Bronchioles: [Bronşioles] Alveollere giden bronşçuklar. Alveol: [Alveaol] Bronşcuktan sonra ve en uçtaki hava keseciği. Pleura: [Plevra] Akciğerleri bir torba gibi içine alan ince zar. Pleura parietalis: [Plevra parietalis] Akciğerleri bir torba gibi saran dış zar. Pleura visceralis: [Plevra visseralis] Akciğerler dokusuna sıkıca tutunup, bütün yarıklara giren ve bütün lobları ayrı ayrı saran iç zar. Terminoloji Pulmo: [Pulmo] Akciğer. Pulmones: [Pulmones] Akciğerler Pulmo dexter: [Pulmo dekster] Sağ akciğer, Üst, orta, alt olmak üzere üç lob. Pulmo sinister: [Pulmo sinistır] Sol akciğer, Üst ve alt olmak üzere iki lob. Thorax: [Toraks] Göğüs boşluğu. Terminoloji Mediastinum: [Mediastinum] İki akciğer arasındaki boşluk. Diaphragma: [Diyafragma]Karın ve göğüs boşluklarını birbirinden ayıran kas. Respiration: (respirasyon) Solunum; soluk alıp verme. Expirium: [Ekspiryum] Soluk verme. Semptom Inspirium: [İnspiryum] Soluk alma. Terimleri Anosmia: [anosmi] Koku alma hissinin kaybolması. Aphonia: [afoni] Ses kaybı. Dysphonia: [disfoni] Ses kısıklığı nedeniyle konuşmada güçlük çekme. Epistaxis: [epistaksis] Burun kanaması. Semptom Rhinorrhea: [rinore] Burundan gelen berrak veya pürülan (irinli) akıntı. Terimleri Expectoration: [ekspektorasyon] Akciğer ve trakeadaki maddelerin, öksürükle balgam olarak dışarı çıkarılması. Hemoptysis: [hemoptizi] Öksürükle kan gelmesi, kan tükürülmesi. Congested: [Konjested] Aşırı kanlanma. Cough: [Koh] Akciğerlerden gelen havanın aniden ve sesli olarak dışarı çıkması, öksürük. Semptom Cyanosis: [Siyanoz] Oksijen yetersizliğinin neden olduğu, deri ve Terimleri müköz membranların mavi-mor renk olması. Eupnea: [Öpne] Normal solunum. Apnea: [Apne] Solunum durması. Bradypnea: [Bradipne] Yavaş solunum. Tachypnea: [Takipne] Hızlı solunum. Hypopnea: [Hipopne] Yüzeyel solunum. Semptom Hyperpnea: [Hiperapne] Derin solunum. Terimleri Dyspnea: [Dispne] Nefes darlığı, solunum güçlüğü. Orthopnea: [Ortopne] Sadece oturur durumda yapılabilen solunum. Kalp ve akciğer yetmezliklerinde görülür. Paroxysmal: [paroksismal] Aniden belirlenen şiddetli fakat geçici nöbetlerle kendini gösteren. Nocturnal: [noktürnal] Gece olan. Semptom Paroxysmal nocturnal dyspnea: [paroksismal noktürnal dispne] Gece, Terimleri nöbetler halinde gelen nefes darlığı. Hypercapnia: [Hiperkapni] Kanda karbondioksit seviyesinin yükselmesi. Hypocapnia: [Hipokapni] Kanda karbondioksit seviyesinin azalması. Hyperventilation: [Hiperventilasyon] Solunum hızlanması, akciğerlerdeki hava değişiminin hızlanması, kanda karbondioksit azalmasına neden olur. Hypoventilation: [Hipoventilasyon] Akciğerlerdeki hava değişiminin Semptom yetersiz oluşu. Solunum yavaşlaması nedeniyle olur, kanda Terimleri karbondioksit artmasına sebep olur. Hypoxemia: [Hipoksemi] Kandaki oksijen miktarının yetersiz olması. Hypoxia: [Hipoksi] Dokuların, organların oksijensiz kalması, yeterli oksijen almamaları. Asfiksi: [Asfiksi] Solunum güçlüğü Pulmonary ödema: [Pulmoner ödem] Akciğer ödemi. Semptom Pulse: [Pals] Nabız, kalp kasının birbiri arkasına kasılma ve gevşemesine bağlı olarak arterlerde meydana gelen ritmik atım. Terimleri Filiform pulse: Güçlükle hissedilebilen zayıf nabız. İrregular pulse: Düzensiz nabız. Rhinorrhea: [Rinore] Burundan müküs akıntısının gelmesi. Rhinitis: [Rinit] Burun müköz membranının enfeksiyonu, nezle. Semptom Pectus excavatum: [pektus ekskavatum] Kunduracı göğsü. Göğüs kafesinin içeriye doğru çöküklük göstermesi ile belirgin göğüs şekli; Terimleri çukur göğüs. Pectus carinatum: [pektus karinatum] Göğüs kafesinin, öne doğru çıkıntı yapması ile belirgin göğüs şekli; güvercin göğüs. Spirometre: Akciğere giren ve çıkan hava hacminin zamana bağlı değişimini inceleyen ve kaydeden alettir. Ventilation: Havalanma. Laboratuvar Vital kapasite: Tam bir inspirasyondan sonra tam bir ekspirasyonla Terimleri çıkarılan hava miktarıdır. Fonksiyonel reziduel kapasite: Normal bir ekspirasyondan sonra akciğerde kalan hava miktarıdır. Akciğer Sintigrafisi: İnhalasyon ya da intravenöz yolla radyoizotop madde verilerek akciğer tarafından tutulumunun kaydedilmesi. Laboratuvar Bronchoscope: [Bronkoskop] Trekea ve bronşların içini muayene için Terimleri ya da solunum yollarına kaçan yabancı bir cismi çıkarmak amacıyla kullanılan alet. Bronchoscopy: [Bronkoskopi] Bronkoskop ile solunum yollarının (soluk borusu ve bronşların) içini tanı amacıyla inceleme tekniği. Bronchography: [Bronkografi] Bronş sisteminin radyolojik olarak incelenmesi. Laboratuvar Göğüs Grafisi: Akciğer filmi çekilmesi (Akciğerlerde lezyon tespiti için kullanılır). Pulmoner ve Bronşial Anjiyografi: Radyoopak maddenin akciğer damarlarına verilerek izlenmesi ve akciğerlerdeki değişikliklerin incelenmesi. Laryngoscope: [Laringoskop] Larinksin içini muayene etmek için kullanılan alet. Laryngoscopy: [Larengoskopi] Larenksin laringoskopla incelenmesi. Laboratuvar Tracheoscope: [trakeoskop] Soluk borusunun içini muayene etmek için kullanılan alet. Tracheoscopy: [Trakeoskopi] Soluk borusu içinin, trakeoskop aracılığı ile gözle muayenesi. Adenoiditis: [Adenoiditis] Adenoid enfeksiyonu. Adenoma: [Adenom] Bez dokusu tümörü. Astma: [Astım] Bronşiollerde gelişen spazm nedeniyle ya da mukoz Tanı membranların ödemin neden olduğu dispne ve hırıltılı solunum ile Terimleri karakterize, solunum yollarının aşırı derecede duyarlı olmasına ve bazı etkenlerle zaman zaman daralmasına neden olan bir hastalık Nöbetler şeklinde ortaya çıkan nefes darlığı. Coryza: [koriza] Akut burun nezlesi. Burun mukozasının iltihaplanması sonucu salgı artışı ile belirgin akut nezle hali. Rhinitis: [rinit] Burun içi mukozasının iltihabı. Tanı Sinusitis: [sinüzit] Sinus veya sinuslerin iltihaplanması. Terimleri Septum deviation: [Septum deviasyonu] Burun bölmesinin sağa ya da sola doğru eğik olması. Laryngitis: [larenjit] Larenksin iltihabı. Laryngeal stridor: [laringeal stridor] Larenksteki kasılma dolayısıyla solunumun sesli olması. Pharyngitis: [farenjit] Yutak iltihabı. Tanı Nasopharyngitis: [Nazofarenjit] Nazofarenks iltihabı. Terimleri Atelectasia: [Atelektazi] Akciğerin bazı bölümlerinin veya akciğerlerden birinin tamamının büzüşerek fonksiyonunu kaybetmesi. Pulmonary abscess: [Pulmoner abse] Akciğer absesi. Collapse: [Kollaps] Herhangi bir organın, duvar tonüsünü kaybederek büzüşerek küçülmesi. Pulmonary collapse: [Pulmoner kollaps] Akciğer kollapsı. Akciğerin ya da bir kısmının havasız kalması ile birlikte büzüşmesi. Tanı Pleuritis/ pleurisy: [plörit/ plörezi] Akciğer zarı iltihabı. Terimleri Pneumonia: [pnömoni] Akciğer iltihabı. Anthracosis: [antrakoz] Kömür tozunun, uzun süre solunum yoluyla alınması nedeniyle akciğerlerde oluşan hastalık. Asbestosis: [Asbestoz] Asbest tozunun, uzun süre solunum yoluyla alınması nedeniyle akciğerlerde meydana gelen hastalık. Pneumoconiosis: [Pnömokonyoz] Belirli tozların, sürekli olarak solunmasıyla oluşan akciğer hastalığı. Tanı Terimleri Pulmonary embolism: [Pulmoner emboli] Bir pıhtı veya yabancı maddenin pulmoner arterin bir dalını tıkaması ve dolaş ımın engellenmesi. Pulmonary edema: [Pulmoner ödem] Akciğer ödemi. Akciğer dokularında ve alveollerde anormal, yaygın sıvı birikimi. Pulmonary hypertension: [Pulmoner hipertansiyon] Pulmoner arterde kan basıncının yüksek oluşu. Pulmonary infarction: [Pulmoner enfarktüs] Çok defa embolizm sebebiyle akciğerin bir kısım dokusuna kan gitmemesi. Tanı Pulmonary thrombosis: [Pulmoner tromboz] Herhangi bir pulmoner Terimleri kan damarında pıhtı meydana gelmesi ve dolaşımın engellenmesi Pulmonary tuberculosis: [Pulmoner tüberküloz] Akciğer tüberkülozu, akciğer veremi. Bronchopneumonia: [Bronkopnömoni] Akciğer dokusunun bronşiyolleri de içine alan iltihabı. Bronchiectasis: [Bronşektazi] Bronşların, doğuştan ya da sonradan geri dönüşümsüz biçimde genişlemesi. Bronchitis: [Bronşit] Bronş ve bronşçukların iltihaplanması. Empyema: [Ampiyem] Plevra boşluğunda cerahat toplanması. Tanı Terimleri Hemothorax: [Hemotoraks] Göğüs (plevra) boşluğuna kan toplanması. Pneumothorax: [Pnömotoraks] Göğüs boşluğunda hava veya gaz toplanması. Endotracheal intubation: [Endotrakeal entubasyon] Trekea ve bronşlara bir tüp yerleştirerek hava yolunun açılması. Cerrahi Thoracentesis: [Torasentez] Tanı ya da tedavi amacıyla göğüs Terimleri duvarından özel iğne ile plevra boşluğuna girilerek sıvı çekme. Tracheotomy /Tracheostomy: [Trakeotomi / trakeostomi] Trakeadan vücut dışına ağız açılması. Larenks dilatasyonu: Larenksin aletle genişletilmesi. Laryngectomy: [Larenjektomi] Larenksin ameliyatla kesilip alınması. Laryngostomy: [Larengostomi] Larenksten vücut dışına ağız açılması Cerrahi işlemi. Terimleri Bronchotomy: [Bronkotomi] Bir bronşun ameliyatla çıkarılması Pleurectomy: [Plörektomi] Plevranın kısmen veya tamamen ameliyatla kesilip alınması. Pneumonectomy: [Pnömonektomi] Akciğer dokusunun bir parçasını çıkarma ameliyatı. Cerrahi Thoracotomy: [Torakotomi] Göğüs kafesinin cerrahi girişimle açılması. Terimleri Thoracentesis: [Torasentez] Bir enjektör yardımı ile göğüs duvarından plevra boşluğuna girilerek bu alanda biriken sıvının alınması işlemidir. TEŞEKKÜRLER ÖĞR. GÖR. MİNEL YILDIRIM