Nükleik Asitlerin Yapısı PDF
Document Details
Uploaded by PremierProse
Ankara University
Tags
Summary
Bu belge, nükleik asitlerin yapısı, türleri, bileşenleri ve fonksiyonları hakkında bilgiler içeren bir sunum. Nükleik asitlerin hücredeki yerini ve önemini açıklayan genel bir moleküler biyoloji sunumu.
Full Transcript
Nükleik Asitlerin Yapısı Nükleik asit terimi u İlk olarak hücre nukleusundan izole edilmişlerdir ve asidik karakterdedirler. u Bu nedenle bu moleküllere nükleik asitler adı verilmiştir. Nerelerde bulunurlar? u Hücrede çekirdeğin yanı sıra mitokondri ve kloroplastlarda da nükleik asit...
Nükleik Asitlerin Yapısı Nükleik asit terimi u İlk olarak hücre nukleusundan izole edilmişlerdir ve asidik karakterdedirler. u Bu nedenle bu moleküllere nükleik asitler adı verilmiştir. Nerelerde bulunurlar? u Hücrede çekirdeğin yanı sıra mitokondri ve kloroplastlarda da nükleik asit bulunmaktadır. Nükleik asit tipleri u Deoksiribonükleik asit (DNA) u Ribonükleik asit (RNA) Deoksiribonükleik asit (DNA) Kromozomun bileşenleri Kromozom temelde iki tip bileşenden meydana gelmiştir: u Nükleik asitler u Histon proteinleri Histon proteinleri u Lizin ya da arjinin gibi pozitif aminoasitlerce zengin moleküllerdir. u Fosfat grubundan dolayı negatif yüklü DNA’ya karşı çekim gösterirler. u Gen ifadesinin baskılanmasından sorumlu oldukları düşünülmektedir. Nükleik asitlerin keşfi u İlk olarak İsviçreli bilim insanı Frederick Meischner tarafından 1869’da bulunmuştur. DNA’nın yapısının aydınlatılması u Genetik mühendisi James Watson ve fizik mühendisi Francis Crick ise DNA’nın çift iplikli ve sarmal yapıda olduğunu açıklamışlardır. u Bu başarı, onlara 1962 yılında Nobel Ödülü kazandırmıştır. DNA’nın yapısı u DNA, bir eksen ve birbirleri etrafında sarılarak çift sarmal oluşturan iki DNA zincirinden oluşmaktadır. u Bu molekül bazı virüslerde tek zincirli olabilmektedir. Nükleotid u DNA’yı oluşturan çift sarmalın her sırası nükleotid birimlerinin peş peşe dizilmesi ile polinükleotid zincirini meydana getirir. Nükleotidin bileşenleri u Azot içeren, kapalı halkasal yapıda pürin veya pirimidin bazları u Deoksiriboz olarak adlandırılan beş karbonlu şeker u Fosfat molekülü (H3PO4) Riboz-Deoksiriboz Bazların yapıları Deoksiribonükleotid/ribokükleotid yapısı DNA’nın yapısal düzenlenişi u İki nükleotid zinciri birbirine anti-paralel ve komplementerdir. u Hidrofilik karakterdeki şeker-fosfat iskeleti molekülün dış kısmında yer alır. u Hidrofobik bazlar ise heliksin iç kısmında dizilmişlerdir. DNA’nın yapısal düzenlenişi DNA formları u B-DNA u Z-DNA u A-DNA B-DNA u En yaygın görülenidir. u Watson ve Crick modeli olarak da bilinir. u Bir eksen etrafında sağa doğru dönüş yapar. u Her bir döngüde 10 nükleotid bulunur. Z-DNA u Eksenin sol tarafına doğru döngü yaparak zikzak oluşturan DNA molekülüdür. u Her bir döngüde 12 nükleotid bulunur. A-DNA u DNA-RNA veya RNA-RNA heliks yapılarında görülmektedir. u Her bir döngüde 11 nükleotid bulunur. DNA’da form değişiminin nedeni u DNA formlarının, içinde bulundukları ortamın sıcaklığına ve tuz iyonu konsantrasyonuna bağlı olarak değişebildiği bilinmektedir. u Örn; B-DNA formu, ortamın tuz konsantrasyonu düşürüldüğünde A-DNA formuna dönüşmektedir. Pürinler u Adenin (A) ve guanin (G) bazlarıdır. u Dokuz atomdan oluşan iki adet karbon-azot halkası taşırlar. Pirimidinler u Timin (T), sitozin (S) ve urasil (U) nükleotidleridir. u Altı atomdan oluşan bir adet karbon-azot halkası taşımaktadırlar. Baz eşleşmeleri u DNA’nın iki ipliğinin arasındaki mesafe yaklaşık olarak 2 nm’dir. u Bir pürin ile bir pirimidin bazı eşleşme yapar. u İki pürün eşleştiğinde iki zincir arasına sığmamaktadır. u İki pirimidin eşleştiğinde ise bu aralığı dolduramamaktadır. Baz eşleşmeleri Karşılıklı zincirlerin birbirine bağlanması u DNA’nın karşılıklı iki zincirinde bulunan nükleotidler birbirlerine hidrojen bağlarıyla bağlanırlar. u Eşleşmeler A-T arasında 2 hidrojen bağı ve G-C arasında 3 hidrojen bağı kurularak gerçekleştirilir. Baz eşleşmelerinin formüllerle ifadesi ve rakamlar u A =T ve G = C’dir. u A + G = T + C’dir. u DNA molekülünün uzunluğu baz çifti (bp: base pair) terimi ile ifade edilir. u 1 kb = 1.000 bp u 1 mb = 1.000 kb = 1.000.000 bp Türleşmenin temelinde yatan mekanizma u Aynı türe ait bireylerin DNA dizileri değişiklik gösterebilmektedir. u DNA dizileri arsındaki farklılık farklı türlere ait bireylerde daha fazladır. u Çeşitli faktörler sonucunda genetik düzeyde oluşan değişiklikler (mutasyonlar), fenotipik açıdan birbirlerinden farklı bireylerin meydana gelmesini sağlar. Nükleotidler arası bağ u DNA zinciri üzerinde peş peşe dizilen nükleotidlerden birinin şeker molekülü ile diğerinin fosfat grubu arasında fosfodiester bağı meydana gelir. u Bu yolla nükleotid monomerlerinden nükleik asit polimerleri oluşur. Fosfodiester bağı u Fosfodiester bağı, nükleotidlerden birinin pentoz şekerinin 5. pozisyonundaki karbon atomu ile komşu nükleotidin şekerinin 3. pozisyonundaki karbon atomu arasında bir molekül fosfat grubu yerleşmesiyle meydana gelir. Nükleotidlerin fosfat gruplarını kaybetmesi u Polimerizasyon sırasında, her bir nükleotid, yapıya eklenmeden önce ikişer adet fosfat grubunu kaybeder. Anti-paralel yapı u Sentez tamamlandığında, polinükleotid zincirinin bir ucunda 5’ fosfat (P), diğer ucunda da 3’ hidroksil (OH) grubu bulunur. u Karşıdaki ipliğin yönü de bunun tam tersidir. u Bu nedenle DNA ipliklerinin birbirine anti-paralel uzandığı söylenir. Triplet (kodon) u Yan yana duran üç nükleotid bir amino asidi kodlamaktadır. Bu yapıya triplet ya da kodon adı verilir. Kodon sayısı u Genetik materyal, 20 amino asit için 43 = 64 farklı kodon oluşturabilir. u Bu durum, her amino asit için bir veya daha fazla sayıda kodonun bulunduğu anlamına gelir. Örn; u Serin için UCU ve UCC u Valin için GUU, GUC, GUA ve GUG Başlangıç ve bitiş kodonları u AUG başlangıç kodonudur. u UAA, UAG ve UAG ise bitiş kodonları olarak görev yapar. Kodonların karşılık geldiği amino asitler Genetik kod evrenseldir u Bir triplet prokaryotlarda hangi aminoasidi kodluyorsa, ökaryotlarda da aynı amino asidi kodlamaktadır. Genetik kodun evrenselliğine istisna! u Bazı tek hücreleri ökaryotların genetik şifrelerinde bazı farklılıklar tespit edilmiştir. DNA sentezinin keşfi u In vitro DNA sentezi ilk defa Nobel ödülü sahibi Arthur Kornberg tarafından DNA polimeraz ve DNA ligaz kullanılarak gerçekleştirilmiştir.