Daimi Dişlerin Anatomisi, Histolojisi ve Biyokimyas PDF
Document Details
Uploaded by FlashyMothman
Dr.Öğr.Üyesi Hande Yalçınkaya Cengiz
Tags
Summary
This document is a lecture or presentation about permanent teeth anatomy, histology, and biochemistry. It provides an overview of tooth structure, including enamel, dentin, and cementum. The lecture also covers the material composition and function of these structures. The provided images provide supporting visual materials for the lecture.
Full Transcript
DAİMİ DİŞLERİN ANATOMİSİ, HİSTOLOJİSİ VE BİYOKİMYASI Dr.Öğr.Üyesi Hande YALÇINKAYA CENGİZ DİŞ DOKUSU Mine Dentin Sement Daimi Diş Dokusu ▪ Mine -Anatomik yapı -Biyokimya -Histoloji ▪ Dentin -Fonksiyon -Anatomik yapı...
DAİMİ DİŞLERİN ANATOMİSİ, HİSTOLOJİSİ VE BİYOKİMYASI Dr.Öğr.Üyesi Hande YALÇINKAYA CENGİZ DİŞ DOKUSU Mine Dentin Sement Daimi Diş Dokusu ▪ Mine -Anatomik yapı -Biyokimya -Histoloji ▪ Dentin -Fonksiyon -Anatomik yapı -Biyokimya -Histoloji -Fonksiyon ▪ Sement -Anatomik yapı -Biyokimya -Histoloji -Fonksiyon Diş; mine, pulpa-dentin kompleksi ve sementten oluşur. Diş iki ana bölüme ayrılabilir: kuron ve kök. Bir girinti (servikal çizgi), dişin etrafını sarar ve kuron ile kökü birbirinden ayırır. MİNE Diş minesi, dişin üzerini kaplayan en sert ve yüksek oranda mineralize dokudur. Dişin renginden, estetiğinden, yüzey özelliklerinden ve translusensinden (yarı saydamlığından) sorumludur. Dentin ve pulpayı dış etkilerden korur. Mine dokusu ameloblast hücreleri tarafından oluşturulur. Olgun mine aselülerdir (hücresizdir); canlı değildir ve hassas değildir. Mine yenilenemeyen (rejenere olamayan) bir dokudur. MİNENİN BİYOKİMYASI Esas olarak kristal yapı şeklinde inorganik içerikler içeren yüksek oranda mineralize bir yapıdır. Minedeki ana inorganik içerik hidroksiapatittir. İnorganik içeriğe ek olarak, kristaller arası boşluklarda bulunan az miktarda su ile birlikte küçük bir organik matris parçası da içerir. MİNENİN İÇERİĞİ (ağırlıkça) MİNENİN İÇERİĞİ (hacimce) İnorganik içerik %96 İnorganik içerik %86 -%90 -Hidroksiapatit -Hidroksiapatit -Diğer mineraller ve nadir elementler -Diğer mineraller ve nadir elementler Organik içerik (hacimce) %1 Organik içerik (hacimce) %4 -Mine matris proteinleri (amelogenin, vb.) -Mine matris proteinleri ( amelogenin, vb.) -Proteinler ve yağlar -Proteinler ve yağlar Su %3 Su %6-%10 ✓ Kesici dişlerin kesici kenarlarındaki ortalama mine kalınlığı 2 mm'dir; premolar ve moların tüberküllerinde 2,3 ila 3,0 mm arasında değişir. ✓ Kalınlık, tüberküllerden veya kesici kenarlardan mine- sement birleşimine doğru kademeli olarak azalır. ✓ Mine doğada yarı saydamdır. Diş rengi esas olarak üç faktöre bağlıdır: 1. Dentinin rengi 2. Mine kalınlığı 3. Minedeki lekelenmeler ✓ Minenin yarı saydamlığı, mineralizasyon ve homojenlik derecesi ile doğrudan ilişkilidir. Diş Mine kalınlığı *Anterior diş (Kesici kenar) 2 mm *Premolar diş (Tüberkül) 2,3 -2,5 mm *Molar diş (Tüberkül) 2,5 -3 mm Gelişim ve mineralizasyon döneminde oluşan anomaliler, antibiyotik kullanımı ve aşırı florür alımı dişin rengini etkiler. Mine kırılgandır, yüksek elastikiyet modülüne sahiptir. Minenin özgül ağırlığı 2,8'dir. Diş minesinin sertliği, dişin dış yüzeyindeki farklı bölgelerde farklıdır. Sertlik dış yüzeyden iç yüzeye doğru azalır. Dentinin mineden daha fazla sıkışma direncine sahip olması nedeniyle, üzerine çiğneme kuvvetleri uygulandığında dentin mine için bir yastık görevi görür. Bu nedenle diş preparasyonu sırasında altta kalan diş yapısının maksimum dayanıklılığı için tüm mine çubukları sağlıklı dentin tabanı ile desteklenmelidir. https://www.youtube.com/watch?v=hH17Sff5iDg&t=1s Esas olarak mine prizmaları veya mine çubuklarının yanı sıra kılıflar ve interprizmatik maddeden oluşur. Enine kesitlerde mine prizmalar altıgen, yuvarlak veya oval olarak görünür. Bunlar balık pullarına benzeyebilir. Çubuklar, mine-dentin sınırına dik olarak seyrederler. Kesici kenara doğru bunlar giderek daha oblik hale gelirler ve tüberkül uçlarında neredeyse dikeydirler. Servikal bölgede ise süt ve daimi dişlerin mine çubuklarının yönü farklıdır. Çubukların çapı yaklaşık olarak 4 µm - 8 µm uzunluğundadır. Bu yapının üst kısmı ya da başı dişin kuron kısmına doğru, ve alt kısmı veya kuyruğu diş köküne doğru yer alır. Süt dişlerinin servikal mine çubukları insizal veya oklüzal olarak eğimlidir, Daimi dişlerde ise apikal olarak eğimlidir. Diş eti bölgesinde desteksiz mine çubuklarının oluşmasını önlemek için diş preparasyonu sırasında mine çubuklarının yönündeki bu değişiklik akılda tutulmalıdır. https://www.youtube.com/watch?v=Gxy6f0BKgk0 HİSTOLOJİK YAPILAR ❖ Boğumlu Mine Boğumlu mine adı verilen ve çoğunlukla servikal, insizal ve oklüzal kısımda bulunan ayrılmaya daha dirençli düzensiz mine grubu vardır. Bu, diğer prizma gruplarıyla düzensiz bir şekilde iç içe geçen ve sonunda diş yüzeyine doğru bükülmüş ve düzensiz bir yol izleyen mine çubuk demetlerinden oluşur. Önemi: Mine çubuklarının başlarının ve kuyruklarının oryantasyonu ve mine çubuklarının boğumlanması, bu alanların darbe kuvvetlerine daha dirençli hale gelmesine neden olur ve kuvvetleri dağıtarak dayanıklılık sağlarlar. ❖ Hunter-Schreger bantları Hunter-Schreger bantları, prizma yönündeki değişiklikler nedeniyle ışık yansımasının farklılaşması (optik fenomen) nedeniyle oluşur. Bu, mikroskop altında değişen aydınlık(parazon) ve karanlık (diazon) bölgelerle sonuçlanır. Önemi : Güçlü kuvvetlere direnç gösterdikleri ve onları dağıttıkları kabul edilir. ❖ Mine Tuğları Mine tuğları, dentinden mineye çeşitli derinliklerde uzanan şerit benzeri bir yapıdır. Çim demetlerine benzedikleri için bu şekilde adlandırılmışlardır. Önemi : Mine tuğları, minede hipomineralize bir yapıdır, bu nedenle diş enfeksiyonunun yayılmasında rol oynar. ❖ Mine Lamelleri Bunlar minede bulunan yaprak benzeri defektlerdir ve mine-dentin sınırına kadar uzanabilir. Organik maddeler içerirler. Lameller genellikle oklüzal çukurların ve fissürlerin tabanında bulunur. Bunlar ‘mine dokusunun kusurlu kalsifikasyonu' nedeniyle oluşur. Önemi: Oklüzal fissürün tabanındaki bir lamel, bakteriler için uygun bir yol sağlar ve çürükleri başlatır. ❖ Mine İğleri (Pistonları) Odontoblastik uzantılar bazen mine-dentin sınırına geçer ve uçları kalınlaşır, buna mine iğleri denir. Önemi: İğler ağrı alıcısı görevi görür, bu nedenle mineye bir girişimde hasta ağrıdan şikayet eder. ❖ Retzius Çizgileri Kesitlerde kahverengimsi bantlar olarak görünürler ve minenin tabakalar halinde oluştuğunu gösterirler. Bunlar, mine oluşumu sırasında ameloblastın dinlenme dönemlerini temsil eder, bu nedenle büyüme halkaları olarak da adlandırılır. Retzius çizgileri, enine kesitte mikroskobik olarak bakıldığında mine üzerinde görünen şeritlerdir. 'Thomes’ liflerinin çapındaki değişikliklerden oluşan bu çizgiler, bir ağaçtaki yıllık halkalara benzer şekilde minenin büyümesini gösterir. ❖ Perikimati Retzius çizgisinin minenin dış yüzeyine ulaştığı yerde perikimati adı verilen küçük bir girinti oluşur. Dikkatli bakıldığında gençlerin dişlerinin labial yüzeylerinde perikimati görülebilir. ❖ Neonatal çizgi Süt dişlerde görülen aşamalı bir büyüme çizgisidir ve aslında bir Retzius çizgisidir. Neonatal çizgi diğer Retzius çizgilerine göre daha kalın ve koyudur. Doğum sırasında meydana gelen fizyolojik değişikliklere bağlı olarak gelişen Neonatal çizgi, doğum öncesi ve sonrası mine oluşum özelliklerinin gözlemlenmesinde faydalıdır. ❖ Nasmyth zarı Nasmyth zarı veya birincil mine kütikülü, yeni çıkan dişin tüm kuronunu kaplar. Çiğneme ile uzaklaştırılır. ❖ Dentin-Mine Birleşimi (DEJ) Dentin-mine birleşimi, tepelerin mineye doğru olduğu ve dentinde sığ çöküntülerin olduğu girintili çıkıntılı oluşumlardır. Bu, mine ve dentin arasında daha iyi kenetlenmeye yardımcı olur. Dentinin yüzey alanı DEJ'de kavite veya pulpa tarafına göre çok daha büyüktür. Önemi : Mine ve dentinin mine-dentin birleşiminde girintili çıkıntılı şekli ve birbirine kenetlenmesi, işlevler sırasında minenin ayrılmasını önler. Fonksiyonlar ✓ Çiğneme kuvvetlerini destekleyen dişin en sert yapısıdır. ✓ Esas olarak dişin renginden, estetiğinden, yüzey özelliklerinden ve yarı saydamlığından sorumludur. ✓ Aynı zamanda alttaki dentin ve pulpayı da destekler ve korur. https://www.youtube.com/watch?v=RXo7hema3mQ&t=321s DENTİN Dentin, dişin en hacimli mineralize bağ dokusudur. Mine, kuron kısmında dentini kaplarken, sement kök kısmında dentini kaplar. Dentin oluşumu (dentinogenez) odontoblast adı verilen hücreler tarafından gerçekleştirilir. DENTİNİN BİYOKİMYASI Dentin, %70 inorganik hidroksiapatit kristalleri içerir ve geri kalanı organik madde ve sudur, bu da onu mineden daha esnek hale getirir. Organik bileşenler Tip 1 kollajen 'den oluşur. Dentinin bileşimi (Ağırlıkça) (Hacimce) *İnorganik materyal %70 %45-50 *Organik materyal %20 %30 *Su %10 %20-25 ✓ Dentin, mineden biraz daha koyudur ve genellikle genç bireylerde açık sarımsı iken yaşla birlikte koyulaşır. ✓ Ağız sıvılarına ve diğer irritan maddelere sürekli maruz kalındığında renk açık kahverengi veya siyah olur. ✓ Dentin kalınlığı genellikle tüberküllerde ve kesici kenarlarda daha fazla, dişin servikal bölgelerinde ise daha azdır. Koronal yüzeyde 3 ila 3,5 mm civarındadır. ✓ İlerleyen yaş ve çeşitli irritan maddeler ile sekonder ve tersiyer dentin kalınlığı artar. ✓ Dentinin sertliği, minenin sertliğinin 1/5’idir. DEJ'deki sertliği, pulpaya yakın kısmından 3 kat daha fazladır. ✓ İlerleyen yaşla birlikte mineralizasyon nedeniyle dentinin sertliği de artar. ✓ Dentinin düşük elastisite modülü, onu doğada esnek kılar. Bu esneklik, kırılgan mineye destek sağlar ve yastık görevi görür. Mine Dentin Renk Mavi beyaz veya gri beyaz Sarı beyaz veya mineden çok az daha koyu Sağlam Keskin, sondla muayenede tok bir ses çıkar. Sondla muayenede az ses çıkar. Sertlik Dişin en sert dokusudur. Mineden daha yumuşaktır. Yansıma Daha parlaktır, Işığı dentinden daha fazla yansıtır. Mattır, mineden ışığı daha az yansıtır. HİSTOLOJİ ❖ Dentin Tübülleri Dentin tübülleri diş kronunda hafif bir "S" şeklinde eğri izler ve kesici kenarlarda, tüberküllerde ve kök bölgelerinde daha düzdür. Tübüllerin uçları mine-dentin ve dentin-sement birleşimine diktir. Dentin tübüllerinin dentin boyunca kanalikül veya mikrotübül olarak adlandırılan yan dalları vardır. Her dentin tübülü, çevredeki intertübüler dentinden çok daha fazla mineralize olan bir peritübüler dentin tabakası ile kaplanmıştır. Dentin tübülleri Tomes Lifleri (Odontoblast Uzantıları), dentin sıvısı ve lamina sınırında organik yapılar içerir. Dentin tübüllerinin sayısı DEJ'de 15.000-20.000/mm2'den pulpaya doğru 45.000-65.000/ mm2'ye yükselir. ❖ Tomes Lifleri Dentin kanalları içindeki odontoblast hücrelerinin uzantılarına Tomes lifleri denir. Kimyasal, bakteriyel, fiziksel, termal ve travmatik uyaranlar dentin kanallarında bulunan Tomes lifleri aracılığıyla pulpaya iletilir. Genellikle Tomes lifleri ile kanal duvarı arasında bir boşluk kalır ve bu boşluk kalsiyum ve fosfat iyonlarıyla doyurulmuş dentin lenfiyle doldurulur. Owen Retzius ❖ Owen Çizgileri Mineralizasyon sırasında dentinde depolanan organik materyalde meydana gelen değişikliklere bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülen inkremental oluşum hatlarına Owen Çizgileri denir. Owen Çizgileri minedeki Retzius Çizgilerine benzerdir ve mine-dentin sınırında onlarla aynı zamanda oluşan Retzius Çizgileri ile kesişir. Owen Retzius Von-Korff ❖ Von-Korff Lifleri Şişelerin ağızlarını kapatmak için kullanılan mantara yapı olarak benzerler. Von Korff lifleri pulpa hücreleri arasında ortaya çıkar, Pulpa çevresine doğru kalınlaşır ve odontoblast hücreleri arasından dentine geçer. Dentin kanallarına paralel uzanırlar. ❖ Predentin Predentin, mineralize dentin ve odontoblastlar arasında 10 ila 30 µm kalınlığında mineralize olmayan bölgedir. Odontoblastların hücre gövdelerinin hemen yanında bulunan pulpa dokusuna çok yakındır. ❖ Peritubuler Dentin Dentin tübüllerini kaplar ve intertübüler dentin ve predentinden daha fazla mineralizedir. ❖ Intertubuler Dentin Bu dentin, peritübüler dentine göre daha az mineralize olup tübüller arasında bulunur. İntertübüler dentin, dental matrisin elastikiyetini belirler. ❖ Primer Dentin Bu tip dentin kökün tamamlanmasından önce oluşur, Dişin ilk şeklini verir. Dişin sürmesinden 3 yıl sonrasına kadar oluşmaya devam eder. Pulp ❖ Sekonder Dentin Primary Dentin Kök oluşumunun tamamlanmasından sonra sekonder dentin oluşur. Bunda tübüllerin yönü primer dentine göre daha asimetrik ve komplikedir. Sekonder dentin, primer dentinden daha yavaş bir hızda oluşur. Dentin ❖ Reparatif Dentin / Tersiyer Dentin Tersiyer dentin sıklıkla diş çürüğü, atrizyon ve travma gibi dış uyaranlara yanıt olarak oluşur. Hasar şiddetliyse ve odontoblast hücre ölümüne neden oluyorsa, odontoblast benzeri hücreler, pulpa dokusunu korumak için yaralanma bölgesinin hemen altında spesifik reparatif dentin sentezler. Reparatif dentin üreten ikincil odontoblastlar, pulpanın farklılaşmamış mezenkimal hücrelerinden geliştirilir. Reparatif dentinin tübüler yapısı düzensizden tübüler olmayan yapıya kadar değişir. Reparatif dentin, primer dentine göre daha az geçirgendir, bu da zararlı maddelerin dentin tübüllerinden difüzyonunu engeller. Primer Sekonder Tersiyer Tanım Kök tamamlanmadan önce oluşur. Kök tamamlandıktan sonra oluşur. Diş çürüğü, irritasyon ve travma gibi herhangi bir dış uyarana yanıt olarak oluşur. Hücre türü Genellikle primer odontoblastlar Primer odontoblastlar tarafından Pulpanın sekonder odontoblastları veya tarafından oluşturulur. oluşturulur. farklılaşmamış mezenkimal hücreleri tarafından oluşturulur. Yer Dentinin tüm alanlarında bulunur Tek tip değildir, esas olarak pulpa Sadece dış uyaran alanında lokalize odasının tavanında ve tabanında bulunur. Tübüllerin dizilimi Düzenli Düzensiz Tübülsüz Oluşum hızı Hızlı Yavaş Uyaranlara bağlı olarak 1,5 ve 3,5 μm/gün arasında hızlı oluşur. Geçirgenlik Çok Daha az En az ❖ Sklerotik Dentin Yaşlanma veya primer dentinin bileşiminde bir değişikliğe neden olan kronik ve hafif irritan (yavaş ilerleyen çürükler gibi) nedeniyle oluşur. Sklerotik dentinde, mineden pulpaya ilerleyen kalsifiye materyallerin birikmesi nedeniyle peritübüler dentin genişler. SD Bu bölge daha sert, daha yoğun, daha az hassas ve irritanlara karşı pulpayı daha koruyucu hale gelir. ❖ Dead Tracts (Ölü Yollar) Bu tip dentin genellikle orta hızda gerçekleşen çürüme veya atrizyon gibi uyaranlardan kaynaklanır. Bunda, hem etkilenen hem de ilişkili odontoblastlar ölür ve dentin kesitlerinde ışık altında görüntülendiğinde siyah görünen boş diş tübülleri gözlenir. Bunlara, iletilen ışık altında siyah görünmesi SD nedeniyle ölü yollar denir. ❖ Odontoblast Hücreleri Odontoblastlar, diş pulpasının çevresinde yer alan uzun kolumnar hücrelerdir. Odontoblastlar, kollajen ve kollajen olmayan organik matriks bileşenlerini salgılayarak ve mineralizasyon sürecini kontrol ederek kollajen bazlı mineralize bir doku olan dentini oluşturur. https://www.youtube.com/watch?v=XsEigPX_tbs Fonksiyonları ✓ Dişe dayanıklılık sağlar, ✓ Pulpanın korunmasını sağlar, ✓ Dişe esneklik sağlar ✓ Minenin rengini etkiler. ✓ Fonksiyon sırasında koruma sağlar. SEMENT Sement, dişlerin anatomik köklerini kaplayan ince bir sert diş dokusu tabakasıdır ve sementoblast olarak bilinen hücreler tarafından oluşturulur. Sement dentinden biraz daha yumuşaktır ve ağırlıkça yaklaşık %45 ila %50 inorganik madde (hidroksiapatit) ve ağırlıkça %50 ila %55 organik madde ve sudan oluşur. Organik kısım esas olarak kolajen ve protein polisakkaritlerinden oluşur. ✓ Sharpey lifleri, dişi alveole tutturmak için sement ve alveolar kemiğe gömülü periodontal ligamentin kollajen liflerinin parçalarıdır. ✓ Sement açık sarıdır ve dentine göre biraz daha açık renklidir. ✓ Yaşam boyunca sürekli olarak oluşur. ✓ İki tür sement oluşur: hücresiz ve hücreli. ✓ Sementin hücresiz tabakası, yapısında hücre bulunmayan ve genellikle kökün koronal yarısında baskın olan canlı dokudur. ✓ Hücreli sement apikal yarıda daha sık görülür. ✓ Oklüzal veya kesici yüzeydeki aşınmayı ve dişin pasif sürmesini kompanse etmek için kök ucunda sement kalınlığı artabilir. ✓ Daimi dişte sementodentinal birleşimi nispeten düzgün bir alandır ve sementin dentinle birleşimi sağlamdır, Sement, mine-sement birleşimini oluşturmak için mineye doğru uzanır. Dişlerin yaklaşık %10'unda mine ve sement birleşmez ve bu hassas bir bölge oluşmasına neden olabilir.