6-Bitkisel Zehirler PDF

Document Details

ComplimentaryButtercup

Uploaded by ComplimentaryButtercup

Medipol Üniversitesi

Dr. Öğr. Üyesi Sezgin AYDEMİR

Tags

plant-based toxins toxicology herbal medicine health

Summary

This document discusses various plant-based toxins, their effects, and potential treatment options. Plant-based treatments and related toxicology. Detailed information on different kinds of plant-based toxins and adverse effects covered.

Full Transcript

Dr. Öğr. Üyesi Sezgin AYDEMİR § Bitkilerin çocuklar ve yetişkinler tarafından tedavi amacıyla, yanlışlıkla ya da intihar amacıyla alınması sonucunda zehirlenmeler ortaya çıkar. § Bitkisel ilaçlarla tedavi son yıllarda yaygın olarak kullanılmakta, kullanıcıların eğitim eksiklikleri nedeniyle ölüme yo...

Dr. Öğr. Üyesi Sezgin AYDEMİR § Bitkilerin çocuklar ve yetişkinler tarafından tedavi amacıyla, yanlışlıkla ya da intihar amacıyla alınması sonucunda zehirlenmeler ortaya çıkar. § Bitkisel ilaçlarla tedavi son yıllarda yaygın olarak kullanılmakta, kullanıcıların eğitim eksiklikleri nedeniyle ölüme yol açabilen zehirlenmeler gelişebilmektedir. § Bitkisel ürünler, 1991 yılından bu yana gerek iç gerekse dış piyasada giderek artan boyutta satılmaya devam etmekte ve piyasa değerleri de örn. ABD de 1994 de 1.6 milyar $ civarında hesaplanmış iken 1998 de durum 4 milyar $ a ulaşmıştır. § Bu ürünlerden bir kısmı kanamaya eğilim, karaciğer ve böbrek üzerine toksik etkiler, cilt üzerine toksik etkiler göstermiştir. 2 Bitkiler kimyasal içerikli tedavi edici/tedavi destekleyici ürünlerdir. Kullanımlarında dikkatli olmak gerekir. s En çok karşılaşılan, kullanılan tıbbi bitkiler hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? s Diyet destekleri, ilaç/besin etkileşmeleri, alkol/bitki, bitki/bitki, bitki/ilaç etkileşmelerinin organizma üzerine etkilerinin ne olduğunu ve nasıl olacağını biliyor muyuz? s Nasıl kullanılacaklarını biliyor muyuz? 3 § Hypericum perforatum preparatları, Almanya’da en çok satılan reçeteli bitkisel ilacın 7. sırasında yer alır. § Haricen yara iyi edici, hatta bazı yanıkların tedavisinde de yağı, tentürü halinde kullanılması tavsiye ediliyor. Dahilen antidepresan, virus kaynaklı enfeksiyonlar, uyku düzensizlikleri § Advers etkiler; gastrointestinal semptomlar, baş dönmesi, konfüzyon, sedasyon, bitkinlik ve ağız kuruluğu gözlenmiş. § Orta derecede depresyon tedavisinde bu bitkiyi kullanan 35 yaşında bir bayanda 4 hafta sonra güneşe maruziyette fotosensitizasyon görülmüştür. § 41 yaşında bir erkekte aynı zamanda monoamin oksidaz inhibitörü olan St. John’s wort aldıktan sonra şarap ve peynir tüketiminden sonra hipertansif kriz görülmüştür. § Etkileşim: Antikonvülsanlar, warfarin, digoksin, oral kontraseptifler MHRA/CSM, Current Problems in Pharmacovigilance 2000;26:6-7 Aranson JK 2009; Meyler’s Side Effects of Herbal Medicines 4 § Alkolik tentürü ya da kapsülleri halinde menstrual stimülan olarak menopoz dönemindeki kadınlarda kullanılmaktadır. § Kökleri tedavide kullanılan bitkinin aktif maddeleri fitosterinleri ve organik asitleridir. § 57 yaşında bir kadın black kohosh tabletlerini aldıktan 3 hafta sonra otoimmun hepatitis geliştiği bildirilmiştir. § Akut karaciğer hasarından dolayı hastaneye yatırılmış 52 yaşında bir bayan durumu incelendiğinde (hiçbir hepatit risk faktörü içermediği ve ilaç kullanmadığı biliniyor) Cimicifuga rasemosa yı ve öğütülmüş sarmaşık da içeren 3 tıbbi bitkiyi bir arada 3 ay süre ile kullandığı anlaşılmıştır. Durumunun ciddi olduğu ve karaciğer transplantasyonu yapıldığı bildirilmiştir. § Bitkinin sitotoksik etkilere sahip olduğu ve içerdiği diterpenoidlerden dolayı hayvanlarda karaciğer hasarına neden olduğu bildirilmiştir. 5 § Yüzyıllardır kullanım amacı olan dermatolojik rahatsızlıklarda kullanımı hâla tavsiye edilmektedir. § Oral olarak artritis, astım, diyabet, kaşıntı, peptik ülser ve kabızlıkta kullanılır. § İnflamatuvar barsak hastalığında (Ülseratif kolit ve Crohn hastalığında) etkili olabileceği Diabetes mellitusta kan glukozunu azaltabileceği bildirilmiştir. § Laksatif anthronoid türevleri içerir. Esas etken maddesi isobarbaloin dir. Yüksek dozlarda nefritise neden olduğu, hamilelikte pelvik konjestiyona neden olmasından dolayı kaçınılması gerektiği bildirilmiştir. § Kuvvetli yumuşatıcı özellikte bir usareye sahiptir. § Advers Etkiler: Kas zayıflığı, kardiyak aritmiler, periferal ödem, kanlı diyare, ağırlık kaybı, mide krampları, kaşıntı, kızartı,döküntü ve idrarda kırmızı renk olarak bildirilmiştir. 6 § Bitki içerdiği aktif “ginkgolitleri” sayesinde birçok hastalıkta tedavi edici/destekleyici özelliktedir. Platelet aktive edici faktörü inhibe eder. Bacaklardaki kesik kesik ağrı ve demansta özellikle geriatride kullanımı tavsiye edilmektedir. Tıbbi çayları, kapsülleri ve tabletleri halinde piyasada bulunmaktadır. § Yüksek dozlarda kullanımında baş ağrısı, baş dönmesi mide-barsak rahatsızlıkları oluşturabilir. § Ginkgo, bireye bağlı olarak antikoagülanlarla (komadin, aspirin, ibuprofen) veya vitamin E/balık yağı gibi besin takviyesinde kontrendike olabilir. § Uygunsuz hazırlanmış meyve ve tohumları kusma, karaciğer ve böbrek hasarında rol oynayabilir. § Taze meyvelerinin elle tutulması fenolik bileşikler tarafından meydana gelen dermatite neden olabilir. 7 § Advers Etkiler: Gastrointestinal şikayetler, başağrısı, antiplatelet etkiler ve allerjik-deri reaksiyonları olarak bildirilmiştir. § Toksisitesi: Kuru yaprakların ekstresi genellikle güvenli olmasına ragmen; Ginkgo preparatı kullanan kişilerde 3 kanama raporu bildirilmiştir. Bu etkilerinin tesadüfi olup olmadığı bilinmemektedir. § Ginkgo biloba tohumlarının toksisitesi Çin ve Japonya’da bilinmektedir. § Zehirlenme semptomları insanda konvülsiyonlar, bilinç kaybı ve ölümdür. 8 § Papatya, uçucu yağındaki kamazulenden dolayı soğuk algınlığı tedavisinde kullanılır. § Regl ağrılarında antispazmotik olarak kullanılır. § Tıbbi çayları, inhalasyon halinde kullanımı tavsiye edilir. § Uzun süreli kullanımı ya da yüksek tansiyonlu hastalarda kullanımına dikkat edilmelidir! § Advers Etkiler: Papatya çayının dahilen kullanımı ile nadiren anaflaktik reaksiyonlar görüldüğü ve göz pansumanı için kullanıldığında ise allerjik konjuktivite neden olduğu rapor edilmiştir. 9 § Bitkinin topraküstü kısımları kızılderililerden günümüze değin kullanılıyor. § Bitkinin içerdiği polisakkaritler, kafeik asit türevleri İmmünostimülan etkili. § Tabletleri, kapsülleri, çayları halinde kullanımı bulunmakta. § Genel soğuk algınlığı, enfeksiyon, zayıf bağışıklık sistemi, kanserde kullanılmaktadır. § Advers Etkiler: Temmuz 1996 – Kasım 1998 tarihleri arasında Advers İlaç Reaksiyonları Danışmanlar Komitesi Ekinezya ile ilgili 37 adet advers ilaç reaksiyonu raporu haber almıştır. § Bunların yarısından çoğu (n=21) allerji benzeri etkiler, bronkospazm (n=9), dispne (n=8), ürtiker (n=5), göğüs ağrısı (n=4), ve anjiyoödem (n=3) dir.. § 21 hastanın yaşlarının 3-58 (ortalama=31) olduğu ve 12 kişiden 7 sinin astım ya/ya da 5 ninde rinitis/konjuktivitis/saman ateşi hikayesine sahip olduğu bildirilmiştir. 10 § Bitki neredeyse 5000 yıldır yaşam enerjisini arttırmak amacıyla kullanılmaktadır. § İçerdiği “ginsenozitler” kolesterol düzenleyici, tonik, konsantrasyon arttırıcı etkilere sahiptir. § Tabletleri, kapsülleri, tonik şarapları bulunmaktadır. § Advers Etkiler: Ginseng formülasyonlarından kaynaklandığı düşünülen çeşitli advers etkiler; hipertansiyon, baskılı baş ağrısı, baş dönmesi, vajinal kanama ve mastalgia’dir. § Yüksek dozlarda uykusuzluk, başağrısı, diyare ve kardiyovasküler bozukluklara neden olabileceği bildirilmiştir. Önceden sinir sistemi ile ilgili affektif bozukluğu olan, ginseng alan 56 yaşındaki bir bayanda mani durumu rapor edilmiştir. § Digoksin, monoaminoksidaz inhibitörleri, warfarin etkileşimi söz konusudur. 11 § Zingiberaceae (Zencefilgiller) ailesinden sarı çiçekli, büyük yapraklı, çok yıllık otsu bir bitki cinsidir. § Hint safranı olarak da bilinir. § Açık sarı renginden dolayı gıda boyası olarak kullanılır. § Topikal ve internal kullanımı vardır. § Curcumin’in dozajı 1125-2500 mg/gün dür. § Ciddi advers olaylar rapor edilmemiştir!!! 12 § Bitkilerin çoğu ağız yoluyla alındıklarında sindirim sisteminde irritasyon bulgularına neden olurlar. § Sindirim sisteminden emildikten sonra bazı bitkilerin içeriğindeki alkaloidler, siyanogenik glikozidler ve kardiyak glikozidler gibi maddeler sistemik toksik etkiler yapabilirler. § Difenbahya, deve tabanı ve ışkın gibi bitkiler içerdikleri kalsiyum oksalat tuzlarıyla mukozada ödem ve ağrı oluştururlar, ayrıca sindirim kanalında irritasyon, akut hipokalsemi, böbreklerde akut tubuler nekroz ve çoklu organ yetmezliğine yol açarlar. § Boru otu (Datura stramonium) gibi antikolinerjik bulgulara yol açan bitkilerin alınması, taşikardi, ağız kuruluğu, görme bulanıklığı, midriyazis, idrar retansiyonu, dalgınlık ve sanrılara neden olur. § Bazı bitkiler dermatit oluştururlar. 13 HALK ARASINDA TEDAVİ AMACIYLA KULLANILAN BAZI ZEHİRLİ BİTLİKER Bitkinin Bölgesel Adı Bitkinin Latince Adı Zehirli Bileşikler Acı kavun, Cırtatan, eşek hıyarı, Acı düvelek Ecbalium elaterium Elaterin Burun, ağız ve solunum yollarında nekroza kadar gidebilen irritasyon, ödem, boğaz ağrısı, salgı artışı, yutma ve solunum güçlüğü Hint yağı, Dedemene, Hint baklası, Hint çiçeği, Kene tohumu, Kene otu Ricinus communis Tohumların içerdiği risin adlı toksalbumin İlk 6 saat içinde bulantı, kusma, ishal Geç dönemde (2-5 gün) karaciğer, merkezi sinir sistemi, böcek, böbrek üstü bezi hasarı, alerjiye bağlı astım Üzerlik otu Peganum harmala Tohumların içerdiği harmin alkaloidi Merkezi sinir uyarılması, tremor, takipne, nefes darlığı Çöpleme, Ak çöpleme, Beyaz çöpleme, Kökenfiye Veratrum album Steroidal alkaloidler (veratrin, jervin, protoveratrinler) Bulantı, kusma, bradikardi, bayılma, konvülsiyon, parestezi, halsizlik Adam otu, Adem otu, At elması, İnsan otu Mandragora officinarum Alkaloidler (hiyosiyamin, atropin, skopolamin) Ağız kuruluğu, midriyazis, taşıkardi, sanrı Ada soğanı Urginea maritima Kardiyak glikozidler (sillaren) Bulantı, kusma, karın ağrısı,ü bradikardi, blok, hipotansiyon, ventrikül aritmisi, asistoli, hiperpotasemi Sinameki Cassia angustifolia, C.acutifolia Antrakinon glikozidleri İrritasyon katarik etki, bulantı, kusma, ishal, karın krampları, sindirim sisteminde kanama, taşıkardi, konvülsiyon, nefes darlığı, böbrek yetmezliği Deli bal Ericaceae (Rhadodendron luteum ve ponticum) Grayanotoksin I (andromedotoksin) Ağızda yanma, bulantı, kusma, terleme, hipotansiyon, bradikardi, koma, konvülsiyon Belirti ve Bulgular 14 Bitki Adı Zehirli Bileşikler Belirti ve Bulgular Difenbahya (Dieffenbachia) Suda çözünmeyen kalsiyum oksalat kristalleri Göz, ağız mukozası, dil ve dudaklarda, irritasyona bağlı bulgular, ağız yoluyla alındığında kusma ve ishal Deve tabanı (Philodendron) Suda çözünmeyen oksalat kristallerine bağlı etkiler Dudak, ağız ve boğaz ağrısı, dilde ödem, larinks irritasyonu , yutma güçlüğü ve alerjik kontakt dermatit Atatürk çiçeği (Euphorbia pulcherrima) Terpenik bileşikler Alerjik kontakt dermatit, bulantı, kusma 15 ZEHİRLİ BAHÇE VE KIR BİTKİLERİ Bitkinin Bölgesel Adı Bitkinin Latince Adı Zehirli Bileşikler Belirti ve Bulgular Siyanojenik glikozidler Genellikle 1,5-2 saat içerisinde bulantı, kusma, epigastrik ağrı, baş dönmesi, baş ağrısı, uyum bozukluğu, konvülsiyon, letarji, hipertansiyonu izleyen hipotansiyon, siyanoz, midriyazis, koma Alkaloidler (hiyosiyamin, atropin, skopolamin) Ağız kuruluğu, midyazis, taşikardi, sanrı Nerium oleander Kardiyak glikozidler (oleadrin) Ağızdan alındığında ağız, yemek borusu ve midede yanma, bulantı, kusma, ishal, kramp tarzında karın ağrısı, güçsüzlük, kalp bloklarıi bradikardi, ventrikül aritmisi, hipotansiyon, asistoli Baldıran otu, Ağu otu, Yılan otu Conium maculatum Alkaloidler (konin, konisein, konhidrin) Bulantı, kusma, tükürükte artma, m,driyazis, çift görme, körlük, taşikardi, bradikardi, konvülsiyon, merkezi sinir siteminde baskılanma, karaciğer ve böbrek hasarı Sarmaşık Hedera helix Saponin glikozidleri (hederagenin) Kontakt dermatit, bulantı, kusma, ishal Akasya, Beyaz salkım, Salkım ağacı Robinia pseudoacocia Toksalbuminler (fasin, rosin, robutin) İlk 6 saat içinde bulantı, kusma ve ishal Geç dönemde (2-5 gün) karaciğer, merkezi sinir sitemi, böbrek, böbrek üstü bezi hasarı Colchium türleri Alkaloidler (Kolşisin, demakolsin, kolşikozid) Soğanlar yendikten sonra 3-6 saat sonra ağızda ve boğazda yanma, yutma güçlüğü, şiddetli karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal, bedeb sıcaklığı ve kan 16 basıncında düşme, konvülsiyonlar, solunum felci Acı badem (Acı badem çağlası), Zerdali çekirdeği, Şeftali çekirdeği Ban otu, Pat otu, Bat bat otu, Çanak çömlek otu Güzel avratotu, Ayı çileği, Ayı ligatbası Tatula, Tatala, Boru out Zakkum, Zıkkım, Ağı çiçeği Acı çiğdem, Güz çiğdemi, Kalkgit, Vargit Amygdalus communis L Hyocyamus niger Atropa belladonna Datura stramonium § Alkaloidler § Glikozidler § Tanenler § Mineral Zehirler § Doymamış Alkoller § Okzalik asitler § Oleoresinler § Laktonlar § Fotosensibilizan Maddeler 17 § 1805’te Friederich Wilhelm Sertürner adında bir Alman Eczacı Opium üzerindeki çalışmaları sırasında kristalize bir madde elde etmiştir. § Bu madde üzerinde çalışmalar yapılmış, özellikleri incelenmiş ve bunun sonucunda ; § Alkaloidler; çok güçlü farmakolojik ve toksikolojik aktiviteye sahip, azotlu, alkali karakterde olan bitkisel kökenli maddeler olarak tanımlanmıştır. § İzole edilen ilk alkaloid Morfin (1803-1804 Derosne ve Seguin, 1805 Sertürner), § Sentezi yapılan ilk alkaloid; Koniin (1886 Ladenburg), § Tedavide kullanılan ilk alkaloid Striknin (1821’de Magandie) dir. 18 § Alkaloidler; kuvvetli fizyolojik tesirleri olan maddelerdir. § Alkaloidlerin bazıları SSS’ne tesir ederler. Bunların bir kısmı SSS depresörü (morfin, skopolamin), bir kısmı eksitandır (striknin, kafein). § Bazı alkaloidler OSS’ne tesir ederler. § Bunlar arasında sempatomimetik (efedrin, hordenin), sempatolitik (ergotamin, yohimbin), parasempatomimetik (pilokarpin, fizostigmin), parasempatolitik (hyocyamin, atropin) ve ganglioplejik (nikotin, spartein) olanlar vardır. § Alkaloidlerin bir kısmıda kalp ve dolaşım sistemine tesir ederler. Bunların arasında hipotansör (yohimbin), hipertansör (efedrin) olanlar ve kalbe tesir edenler (kinidin) bulunmaktadır. 19 § Ayrıca kürarizan (tübokürarin), antispazmodik (papaverin), parasitisit (emetin) alkaloitlerde vardır. § Bazı tip kanserlerin tedavisinde de alkaloidler denenmektedir (vinkristin, kolşisin) § Alkaloid isimlerinin sonuna genellikle “in” eki konur. § Ayrıca alkaloidin elde edildiği bitkinin cins veya tür adına benzetilerek isimlendirilir (Atropa-atropin, cinchona-kinin vb) § Alkaloidler, genellikle stabil maddelerdir. Alkaloid içeren droglar da birkaç istisna ile uzun zaman saklanabilir (Fol. Cocae’da zamanla kokain miktarı azalmaktadır; hyosyamin zamanla atropin haline rasemize olur; çavdar mahmuzu alkaloidleri dış tesirle dekompoze olur. 20 § § § § § § § § § § § § § § Conium maculatum (Baldıran) Aethusa cynapium (Küçük su baldıranı) Oenanthe türleri Lolium temulentum (Delice) Lolium perenne Atropa belladonna (Güzel Avrat otu) Datura stramonium (Tatula) Hyocyamus niger (Banotu) Mandragora officinarum Solanum nigrum (Köpek üzümü) Solanum dulcamara (Yaban yasemini) Solanum tuberosum (Patates) Solanum lycopersicum (Domates) Solanum melongena (Patlıcan) § § § § § § § § § § § § § Solanum pseudocapsicum (Kış ve Japon kirazı) Nicotiana tabacum (Tütün) Nicotiana glauca Papaver somniferum (Haşhaş) Papaver rhoeas (Gelincik) Chelidonium majus (Kırlangıç otu) Argemone Mexicana (Meksika dikenli gelinciği) Taxus baccata (Porsuk ağacı) Chondrodendron tomentosum Strychnos nux-vomica (Kargabüken) Sarathamnus scoparius Lupinus (-albus,-luteus,-angustifolia) Laburnum anagyroides (Laburnum, sarı salkım) § § § § § § § § § § § § § Fritillaria (Ağlayan gelin) Veratrum album (Beyaz çöpleme) Aconitum napellus (Kurtboğan) Delphinium staphisagria (Bitotu) Delphinium formosum Narcissus poeticus (Zerren) Corydalis türleri Senecio türleri Phalaris tuberosa, P. Minor Anagyris foetida Colchicum autumnale (Acı çiğdem) Convallaria türleri Cyticus scoparius (Adi katır tırnağı) 21 § Umbelliferae familyasından olan bitkinin zehirli bir tür olduğu iyi bilinmektedir. § Bitkinin en önemli maddesi “Koniin” diye adlandırılan aşırı derecede de zehirli bir alkaloid olup bu madde yapraklarda ve olgunlaşmamış meyvalarında %2 kadar bulunabilir. Koniinden başka konhidrin ve metilkoniin de vardır. § Zehirlenme belirtileri: Pupillalarda dilatasyon, zafiyettir. Kalbin durmasından önce solunum durur. Şuur kaybı olmaz. § Koniin vücuttan akciğerler ve böbrekler ile atılır ve bu atılım esnasında idrarın ve solunan havanın fare kokusu, tanı için belirti oluşturur. § Karaciğer ve böbrek hasarı oluşur. § Tedavisinde uygun sürgütlerin (pürgatif) verilmesi, ve midenin boşaltılması zehirin atılmasında temel amaçtır. 22 § İçerdiği alkaloidler; atropin, hyosiyamin ve skopolamin’dir. § Toksikolojisi: Zehirlenmeler bitkinin içerdiği atropin ve skopolaminden ileri gelir. § Genellikle zehirlenmeler bitkinin meyvelerinin yenmesi ve atropin içeren göz ilacının içilmesi sonucu meydana gelmektedir. Etken maddenin etkilerini suistimal amaçlı kullanım sonunda zehirlenmeler görülür. § Zehirlenme belirtileri: başağrısı, baş dönmesi, deride kızarma ve kuruluk, ağızda kuruluk, yutkunma güçlüğü, mydriyasis, görme bozukluğu, çift ve küçük görme, sayıklama ve çılgınlık gibi belirtiler görülür. Nabız 140-160 olur. Dudaklarda morarma, baygınlık, uyku ve koma görülür. Ölüm solunum durması ile meydana gelir. § 5-10 adet A. belladonna meyvesi ile çocuklarda bazen ölümle sonuçlanan zehirlenmeler görülür. 23 Solanaceae familyasından bu grupta Solanum genusu, yabani S. dulcamara (Yaban yasemini), Solanum nigrum (İt üzümü), kültür bitkisi olan Solanum tuberosum (Patates), S. lycopersicum (Syn. Lycopersicum esculentum) (Domates), S. pseudocapsicum (Kış ve Japon kirazı) türleri vardır. 24 § Hepsi glikoalkaloidlerdir. § Solanin; şeker solanose ve streoid alkaloid solanidin olan en önemli hidroliz mahsulüdür. § S. dulcamara ve S. nigrum’ un bütün kısımları tehlikelidir. § S. nigrum’ un alkaloid içeriği ve dolayısıyla toksisitesi toprağa, iklime ve mevsime bağlı olarak çok büyük değişiklik gösterir (Bu nedenle bazı bölgelerde zehirsiz bazı bölgelerde öldürücü olduğu bildirilmiştir). 25 § Papaveraceae (Haşhaşgiller) familyasından olan memleketimizde kültürü yapılan değerli bir bitkidir. § Haşhaş bitkisinin sütünde 20’nin üzerinde alkaloid bulunur. Fenantren türevlerinden en önemlileri morfin, kodein, tebain’dir. § Benzilizokinolin türevleri olarak tıpta değerli papaverin, narkotin, narsein, laudanin ve bunlara ek diğer alkaloidler vardır. § Morfin, narkotik ilaçların en önemlisidir. § Türler arasında etkisi farklıdır. Köpekte tedavi amacıyla kullanılırken kedide ekzitasyon ve çılgınlık belirtileri gösterir. § Kodein antitussif özelliği nedeniyle öksürük kesici ilaçların bileşimine girer. § Papaverin ise antispazmodik olarak kullanılır. 26 § Compositae familyasından olan, 1250 kadar türü olan Senecio, Boraginaceae (Bambulotu) familyasından Heliotropium ve Leguminosae familyasından Crotalaria türlerinde hapatotoksik özellikte pirolizidin alkaloidleri bulunur. § Sayıları 100’ün üzerinde saptanan pirolizidin alkaloidleri arasında en fazla Senecio türlerinde bulunan retrorsine’dir. § Pirolizidin alkaloidlerini içeren tüm türler ile insan ve hayvanda oluşturulan bu duruma “Seneciosis” ya da “Pirolizidin alkalosisi” denir. § Pirolizidin alkaloidi içeren bitkilerin yenmesi ile karaciğer anatomisinde değişiklikler oluşur. Mikroskobik olarak; hemoraji, nekroz, siroz’un bir karışımı vardır. 27 ALKOL GLIKOZİTLERI SIYANOGENETIK GLIKOZITLER BASIT FENOL GLIKOZITLERI O-GLİKOZİTLER ANTRASEN GLIKOZITLERI FENOL GLIKOZITLERI FLAVON GLIKOZITLERI ANTOCYAN GLIKOZITLERI S-GLİKOZİTLER KUMARIN GLIKOZITLERI STEROID GLIKOZITLERI KARDIOTONIK GLIKOZITLER SAPONIN 28 § Toksikolojik yönden en önemlileri siyanogenetik glikozitlerdir. § Doğal halde zehirsiz olup enzimatik hidroliz sonucu bir veya birkaç molekül şeker, bir keton veya aromatik aldehit ve toksik etkiye sahip siyanhidrik asit açığa çıkarırlar. § Siyanhidrik asit ile zehirlenmenin başlıca nedeni siyanogenetik glikozit içeren bitkiler oluşturur. § Bitkilerin metabolizma ürünleri olan siyanogenetik glikozitlerin miktarının büyüme, kuruma, donma, herbisidlerin uygulanması gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterdiği bildirilmektedir. § Siyanogenetik bitkilerle zehirlenme çok hızlı seyreder. Siyanhidrik asit hücre solunumunu inhibe ederek anoksi oluşturan bir toksik maddedir. 29 § Prunus amygdalus var amara (Acı badem) ® Amygdalin § Prunus lauracerasus (Taflan, Karayemiş) ® Prulaurasin § Sorghum spp. (Süpürge darıları) ® Dhurrin § Vicia sativa (Fiğ tohumları) ® Vicianoside § Linum usitatissimum (Keten) ® Linamarine § Lotus arabicus ® Lotusin § Trifolium repens ® Loturastraline içerir. 30 § Basit Fenol Glikozitleri § Antrasen Glikozitleri (Aloes, Rhizoma rhei, Folium Sennae, Cortex Rhamni frangulae v.s.) § Flavon Glikozitleri § Antocyan Glikozitleri § Kumarin Glikozitleri Toksikolojik açıdan önemli bir çok bitki türünün (Asperula, Melilotus vs) kumarin içerdiği bildirilmiştir. 31 § Bu grupta kardiotonik glikozitler ve saponinlerin yer aldığı, ağır zehirlenmelere neden olabildiği bildirilmektedir. § Tedavide küçük dozlarda kullanılan kardiotonik glikozitlerin bulunduğu başlıca bitkiler; ü Scrophulariaceae familyasından Digitalis spp. ü Apocynaceae familyasından Strophantus spp, Nerium oleander, ü Liliaceae familyasından Urginea Scilla (=Scilla maritima) , Convallaria majalis, ü Ranunculaceae familyasından Helleborus spp, Aquilegia vulgaris ve Adonis spp’leridir. § Bu glikozitlerin yüksek dozda genellikle bradikardi, bazen taşikardi, aritmi ve kalp durmasına neden oldukları bildirilmiştir. § Ayrıca Apocynaceae familyasından Nerium oleander in oleandrin içerdiği bildirilmiştir. 32 Saponinler § Bu bileşikler acı lezzette oluşları ve köpürücü özellikleri ile karakterize edilirler. § Köpük yapıcı, hemolitik ve kolesterol kompleksleri oluşturma etkileri anında tedavide ekspektoransekretolitik, antiödem-eksudatif, iltihap gidericiantiülser ve tonik etkileri önemlidir. § Aynı zamanda alyuvarlarda hemolize neden olurlar. § Bu bileşikler Medicago sativa (kaba yonca) gibi yem bitkilerinde yaygın olarak bulunurlar. Saponinlerin Toksisitesi : Kaynağa, alınan miktara, tanen ve kolesterol gibi maddelerle birlikte olmalarına ve sindirim kanalı mikroflorasına bağlı olarak değişir. Saponaria officinalis (sabun otu) Agrostemma githago (karamuk) Arum maculatum (yılan yastığı) Aesculus hippocastanum (at kestanesi) Hedera helix (duvar sarmaşığı) Trifolium repens Lotus corniculatus saponin glikoziti içerirler. 33 § Cruciferae Ailesine ait bitkilerde hardal, kolza, lahana, şalgam, küçük şalgamda bulunurlar. § Bir thioglukozidaz (özellikle myrosinase) etkisiyle hidrolize olarak kükürtlü maddeler (genellikle uçucu) ve senevoller libere ederler. § Senevoller organik isotiyosiyanatlardır. Hardal esansının bileşiminde bulunan senevoller yakıcı kokuda rubefian (kızarıklık oluşturucu) özellikte olan ve solunum ile sindirim sisteminde bozukluklara yol açan maddelerdir. § Tiyosiyanatlar troid bezinde iyot konsantrasyonunu engellerler ve peroksidazın etkisini inhibe ederek iyodür iyonunun moleküler iyoda oksidasyonunu bloke ederler. § Gereken dozda iyot kullanılarak tiyosiyanatların etkileri dengelenebilir. 34 § Tanenler, azotsuz, polifenolik bünyeli ve genellikle amorf bileşiklerdir. § Tanenler doğrudan ya da hidroliz ürünleri aracılığı ile toksik etki oluşturmaktadırlar. § Astrenjan etkileri nedeniyle sindirim sekresyonlarını bloke ettikleri bunun sonucunda da zehirlenmenin başlangıcında inatçı bir konstipasyon şekillendiği görülmüştür. § Daha sonra hidrolize tanenlerin degradasyon ürünlerinden ileri (gallik asit, pyrogallol) gelen hemoliz, hemoglobinüri ve renal lezyonlar şekillendiği anlaşılmıştır. § Tanen taşıyan bitkilerden en önemlisi Quercus (meşe) türleridir. 35 § Bazı topraklarda doğal yapı nedeni ile mineral elementler yüksek düzeyde bulunmaktadır. § Bu minerallerin bitkiler tarafından absorbe edilmesi sonucu bu bitkilerle zehirlenmeler görüldüğü bildirilmektedir. Örneğin: § Leguminosae familyasından Astragalus türlerinin Selenyum elementlerini konsantre edebildiği gibi bazı bitki türlerinin de toksisite eşiği düzeyinde nitrat akümüle edebildiği bildirilmektedir. § Bu bitkilere Zea mays (mısır), Beta vulgaris (pancar) örnek verilebilir. 36 § Okzalik asit ve tuzlarının bitkiler aleminde çok yaygın olduğu ve Beta vulgaris (pancar), Rumex türleri (kuzu kulağı) ve Rheum ribes (ışgın) gibi bitkilerin yüksek düzeyde okzalat içerdiği bildirilmektedir. § Okzalik asit ile zehirlenmenin bu maddeyi içeren bitkilerin yüksek düzeyde alınmasına bağlı olarak geliştiği görülmüştür. 37 § Coniferae familyasına (kozalaklıgiller) ait bitkilerin çoğunun oleoresin kanallarına sahip olduğu bilinmektedir. § Oleoresinler reçine ve esans (uçucu yağ) karışımlarıdır. § İrritan ve vezikan etkileri bu maddelerin emetokatartik özellikleri olduğu, renal lezyonlar ve hematüriye neden oldukları bildirilmiştir. Emetokatartik: Hem kusturucu, hem bağırsakları boşaltıcı etki gösteren. 38 § Ranunculaceae familyasına ait bitkilerden; Ranunculus spp. (düğün çiçekleri) gibi bitkilerde glikozit formunda irritan ve rubefian (kızarıklık oluşturucu) özelliği olan laktonlar (protoanemonine) bulunmaktadır. § Düğün çiçekleri ile (Ranunculus acer ve R. ateveni) sıçanlarda yassı epitel ile örtülü ön mideleri mukozasında papillomatosis oluştuğu bildirilmektedir. 39 § Umbelliferae familyasına ait Cicuta virosa ve Oenanthe safranee’dan (su baldıranı türleri) birbirine benzer yapıda olan iki toksik madde izole edilmiştir. § Cicutoxine ve oenanthetoxine isimli bu maddelerin etilenik ve asetilenik bağları olan doymamış dioller olduğu bildirilmektedir. § Bu iki bileşiğin konvülzan özellikleri olan sinir sistemi zehirleri olduğu, Oenanthe safranee’nın fatal intoksikasyonu kaydedilmiştir. 40 § Fotosensibilizasyon; güneş ışığının etkisi ile ortaya çıkan ve floresansa duyarlı maddelerin neden olduğu, organizmanın ışığa karşı duyarlı hale gelmesi ile belirgin bir sendromdur. Fotosensibilizan madde olarak § hypericine veya fagopyrine içeren Hypericaceae familyasından Hypericum perforatum (sarı kantaron) § Polygonaceae familyasından Fagopyrum esculentum (karabuğday) gibi bitkilerin hayvanlarda fotosensibilizasyona neden oldukları bildirilmiştir. 41 § Andromedotoksin (Deli Bal’da bulunur) § Ricin (Hint yağı bitkisi’nde bulunur) § Gossipol § Mercurialine 42 Arıların Euphorbiaceae Familyasından olan Rhododendron (ormangülü) türlerinin çiçeklerinden faydalanarak yaptıkları balın, bitkinin taşıdığı andromedotoksin maddesinden dolayı toksik olduğu ve bu maddeyi içeren ballara “deli bal” dendiği kaydedilmektedir. Andromedotoksinler özellikle dolaşım, solunum, sindirim ve santral sinir sistemini etkiler. Andromedotoksin; § düşük dozlarda, kalpte kolinerjik etkilerle bradikardi ve hipotansiyon, § yüksek dozlarda sürrenal medulladan epinefrin salgılatarak taşikardi ve hipertansiyon ve ayrıca digoksin zehirlenmesine benzer her tür ritm bozukluğu oluşturabilir. Solunum sisteminde ise; § düşük dozlarda düzensizlik ve derinlikte azalma, § yüksek dozlarda ise solunum hızlanması ve nihayet solunum depresyonu yapmatadır. 43 § Euphorbiaceae Familyasından Ricinus communis (hint yağı bitkisi)’in tohumlarında bulunan Ricin denen toksik maddenin insan ve hayvanlar için çok toksik olduğu bildirilmektedir. § Protein sentezini inhibe ederek toksik etkisini gösterir. Ø Solunum: Önemli miktarda ricin solunduktan sonra birkaç saat içinde olası belirtiler solunum sıkıntısı (nefes almakta zorlanma), ateş, öksürük, bulantı ve göğüste sıkışma olabilir. Ø Oral: Bir kişi önemli miktarda ricin yuttuğunda, muhtemelen kusma ve ishal gelişebilir ve bu kanlı hale gelebilir. Birkaç gün içinde karaciğer, dalak ve böbrek yetmezliği ve ölüm görülebilir. § Ricin zehirlenmesinden ölüm, maruz kalma yoluna (solunum, yutma veya enjeksiyon) ve alınan doza bağlı olarak 36 ila 72 saat içinde gerçekleşebilir. 44 § Gossypium spp. (pamuk bitkisi) nin tohumlarındaki pigment bezlerinde mevcut özel toksik madde, bir polifenolik binaftalen türevi olan gossipol’dür. § Gossipolle zehirlenmenin pamuk tohumu küspesinin yem olarak kullanılmasından kaynaklandığı kaydedilmiştir. § Pamuk tohumu küspesinin gossipol içeriğinin önemli oranda yağ ekstraksiyonunda kullanılan yönteme veya organik çözücüye ve yine tohumun türüne göre değiştiği bildirilmektedir. § Ayrıca erkekler üzerinde de geçici kısırlık oluşturmaktadır. 45 § Euhorbiaceae familyasından olan Mercurialine bitkisinin Mercurialis annua ve M. perenne varyantları özellikle çiçek açma ve tohumlarının olgunlaşma döneminde toksik olduğu bildirilmiştir. § Türkiye’de yaygın olarak yetişen bu bitkide toksik unsur olarak methylamine izomeri mercurialine, havadaki CO2 in etkisi ile çelik mavisi renge dönüşen hermidine bulunmaktadır. 46 47

Use Quizgecko on...
Browser
Browser