Diş Hekimliğinde Tanı ve Teşhis PDF

Summary

Bu belge, diş hekimliğinde tanı ve teşhis konularını kapsamaktadır. Hastanın sistemik ve dental sağlık durumunu değerlendirmek için gerekli bilgileri toplama, değerlendirme ve anormal durumları tespit etme üzerine odaklanmaktadır. Ayrıca, teşhis süreçlerinde kullanılan yöntemler ve sorular anlatılmaktadır.

Full Transcript

DİŞ HEKİMLİĞİNDE TANI ve TEŞHİS Oral Diagnoz’a Giriş Ağız Diş ve Çene Radyolojisi Peki biz ne yapıyoruz? Hastanın sistemik ve dental sağlık durumunu incelemek için gerekli bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi ve anormal durumların tespit edilmesi üzerine geliştirilmiş bir bilim dalıdır...

DİŞ HEKİMLİĞİNDE TANI ve TEŞHİS Oral Diagnoz’a Giriş Ağız Diş ve Çene Radyolojisi Peki biz ne yapıyoruz? Hastanın sistemik ve dental sağlık durumunu incelemek için gerekli bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi ve anormal durumların tespit edilmesi üzerine geliştirilmiş bir bilim dalıdır. İşlemin ikinci aşaması Bu karşılaştırmalar, bu bilgilerin elde edilen bilginin Hekim bu aşamada değerlendirilerek klinik gösterdiği doğrultuda objektif ve öngörülü öneminin kararın verilmesinde ilk olmalıdır. anlaşılmasıdır. adımı oluşturur. Hekim, temel bilgileriyle geçmiş klinik deneyimlerini birleştirir. Farklı bulgular, belirgin hastalıkların belirtileri olarak kabul edilir. Hekim aynı zamanda elindeki bilgilerin tutarlığını tespit ederek farklılıkları çözmelidir, bunun için tekrarlayıcı anamnez veya ilave testler gerekebilir. Hastanın tıbbi ve dental geçmişi, mental sağlığı ve kooperasyonunun tam olarak belirlenebilmesi için eski kayıtlar da oldukça önemlidir. Bir hasta için toplanan bulgulara TEŞHİS VERİ TABANI denir. Hastanın önceki epikriz ve radyolojik kayıtları; hastalığın ilerleyişi, tedavinin etkinliği ve yeni anomaliler gelişip gelişmediği konusunda oldukça yardımcı olur. Teşhis veri tabanı; Hastanın sistemik ve dental anamnezi Fizik muayene sonuçları, görüntü kayıtları, lab testleri ve yardımcı muayene yöntemlerinden elde edilen bilgileri kapsamaktadır. Diş hekimi hastaya soru sorduğu süre boyunca gözlemci olmalı ve olası bir sistemik hastalık belirtisini fark etmeye çalışmalıdır. Genel bir farkındalık ya da bilinçli olma, hasta ile konuşma esnasında yapılabilecek bir başka gözlemdir. Eğer hasta mental olarak durgun bir haldeyse, hekim nedenini anlamak için çaba göstermelidir. Teşhis için en pratik yaklaşım algoritmik yaklaşımdır. Bilim kurgu filmlerindeki meşhur gözlükleri örnek verebiliriz. Hasta ile ilk karşılaşma anından itibaren gözlükten bilgiler adım adım akmaya başlar ve sonunda doğru hamle ile doğru tanıya ulaşılır. Hastanın beslenme durumu da değerlendirilmelidir. Eğer hasta aşırı zayıf veya belirgin şekilde obez görünüyorsa, beslenmesi hakkında bilgi alınmalı ve vücut yapısının sistemik bir hastalıkla ilişkisi olup olmadığı araştırılmalıdır. Hastanın vücut ölçüsü ve yapısı göz önünde bulundurulmalıdır: Endokrin sistem bozuklukları yetişkinlerde cücelik ve devlik gibi sorunlara yol açmak suretiyle vücudun gelişimini ve vücut yapısını etkileyebilirler. Genel olarak vücudun iki yarısı birbiriyle simetriktir ve bu simetriden herhangi bir sapmaya (asimetri) kuşkuyla bakılmalıdır. Alışılmadık bir duruş, alışkanlıktan kaynaklandığı gibi dolaşım veya solunum bozukluğunda da kaynaklanabilir. İlerlemiş astım ve amfizem hastalarındaki fıçı göğüs, şiddetli kardiyak dekompanzasyonda görülebilen nefes darlığı tespit edilmeli ve soruşturulmalıdır. YÜRÜYÜŞ Hasta, odanın içinde hareket ederken yürüyüş şekli önemlidir. Ayak sürümek, topallamak ya da diğer yürüyüş anomalileri, hekimi bu durumun nedenini anlamak amacıyla daha ayrıntılı sorular sormaya yöneltmelidir. Farklı yürüyüşler, kazaya bağlı travma, santral sinir sistemi veya başka hastalıklar nedeniyle oluşabilir. DERİ Enfeksiyona bağlı inflamasyon, adrenal yetersizliğe bağlı hiperpigmentasyon, pigmente benler, ülserler, maküller, papüller, nodüller, veziküller, tümörler, büller, kanseröz lezyonlar ve birçok deri anomalisinin görülmesi durumunda bunlar derinlemesine araştırılmalıdır. Herhangi bir şişlik, generalize ödem, veya genişlemeyi tespit edebilmek amacıyla deri ve baş-boyun bölgesinin alt katmanlarındaki yumuşak dokular muayene edilmelidir. TEŞHiS GÖRÜŞMESi Teşhis görüşmesi hasta ile hekim arasında geçen ve hastanın sağlığı konusundaki bilgilerini ortaya koyan sözlü diyalogdur. Her bir teşhis görüşmesi, hastalara bağlı faktörlerdeki değişiklikler ve açığa çıkması gereken durumlar nedeniyle sorulan sorular ve ilişkili olabilecek sağlık problemleri sonucu özel bir görüşme olmaktadır. Buradaki amaç, gerekli olan tüm bilgileri seçip almaktır. Eğer hasta görüşmeyi yönlendirir ve alakasız konularla zaman harcanmasına sebep olursa amaca ulaşmak zorlaşabilir. Yetenekli bir hekim, soruları yönlendirerek gerekli bilgileri almak için kontrolü eline alabilir. SORU TİPLERİ SONU AÇIK SORULAR Karmaşık bir durumda sonu açık bırakılan bir soru hastayı sınırlandırır. Örneğin “Geçirdiğiniz cerrahi işlem hakkında bilgi verebilir misiniz?”. Sonu açık sorularda hekim yeterince dinlediği ve hastaya konuşmada geçici serbestlik tanıdığı için pek çok kişi tarafından daha az stresli olarak yansıtılır. Sağlıkları konusunda bilgi sahibi olan ve yardımcı bilgi almak istemeyen hastalarda açık sonlu sorular daha etkili olmaktadır. Ayrıca gergin hastalara da uygundur. SONU KAPALI SORULAR Örneğin, “En son ne zaman panoramik grafi çektirdiniz?” Bu soru tipi için özel bilgi gerekir. Hastayı bir iki cümle yada daha azıyla sınırlar. Bu tip sorulara kısa yanıtlar verilmesi gerektiği baştan açıklanmalıdır. Yanıt alındığında hemen sonraki soruya geçilerek, durum açığa kavuşturulabilir. Bilgileri açıklamaktan hoşlanmayan hastalar için en özel ve etkili yöntemdir. Bu yöntemin dezavantajı, hekim kontrolü tamamen ele aldığı için hasta hekimi ‘soğuk veya aşırı kontrolcü’ olarak algılayabilir. Sağlık konusunda bilinçli olmayan ve yanıt vermekten hoşlanmayan hastalar için kapalı sonlu sorular daha uygundur. Ayrıca istenmeyen diyalogların da önünü keser. Bilinçli hastalar için ise hekimin aşırı baskın göründüğü bu yöntem uygun değildir. YÖNLENDİRİLMİŞ SORULAR Bu yöntemde cevap sorunun içindedir. Hastanın bruksizm nedeniyle sabahları baş ağrısı olduğunu düşündüğünde hekim “Uyurken dişlerinizi sıktığınızı düşünüyorum, öyle mi?” diye sorduğunda, hem hekimin şüphesi doğrulanır, hem de hasta ‘hekimin kendisini anladığını’ düşünür. Bu yöntemin riski ise, yönlendirme nedeniyle hastanın farklı cevap vererek asıl cevabı atlayabilme ihtimalidir. Yönlendirilmiş sorular yönteminde başka bir yaklaşım da hastaya yanıt için seçenek verilmesidir. Örneğin “Baş ağrılarınızın diş sıkmaktan mı, yoksa iş stresinizden mi kaynaklandığını düşünüyorsunuz?” gibi. Şüpheci kişilerin güvenini kazanmak ve yanıt vermekten hoşlanmayan hastalardan yanıt alabilmek için iyi bir yöntemdir. Kararsız veya tahmin yürütmekten hoşlanan hastalar için ise iyi bir yöntem değildir. Unutkanlığı olan, kararsız hastalarda veya hassas konularda, SEÇENEKLİ SORULAR uygundur. AYKIRI SORULAR Örnekler vererek hastanın çatışmayı çözmesi istenir. Örneğin “Hipertansiyonunuz olmadığını söylediğinize göre, yüksek tansiyon için yazılan bu ilacı neden kullanıyorsunuz?”. Böylece hasta zorlandığı için başka bir yanıltıcı cevap verir veya doğruyu söyler. Bu anlamda yeterli bir cevap, yanlış başka bir cümle ortaya koymaktan daha kolaydır. Gözlenen bilgileri ve Şüpheci ve gergin çatışan bilgileri açığa kişilerde ise tuzağa çıkarma konusunda düşürülmüş hissi aykırı sorular oldukça verebileceğinden faydalıdır. uygun değildir. DOLAYLI SORULAR İndirekt sorularla, hastanın sorulanın da ötesinde yanıtlar vermesi beklenir. Örneğin “Diş tedavisi sırasında veya sonrasında herhangi bir sıkıntı yaşadınız mı?” sorusu hastanın diş tedavisine olan genel yaklaşımına dair fikir verebilir. İNDİREKT SORULAR İndirekt sorular, hassas ve çatışan anamnez bilgilerini ve hastaların davranışlarını anlamak için uygun sorulardır. Tek dezavantajı zaman harcayıcı olabilmeleridir. Soruların sorulma yöntemleri dışında başka görüşme teknikleri de teşhis görüşmesinin kalitesini ve etkinliğini arttırabilir. YÜKLENMİŞ SORULAR Hastanın dikkatini çekmek için duygusal örneklerin de verildiği indirekt bir yöntem, yüklenmiş sorulardır. Örn. “Geçmişte yaşamış olduğunuz deneyimlere dayanarak, tüm dişlerinizi çekmenin en iyisi olacağını mı düşünüyorsunuz?” sorusu yüklenmiş bir sorudur. Hekim hastaya geliş sebebini sorarak teşhis görüşmesini başlatabilir. Soru yönteminin seçilmesi: Ana şikayetin belirlenmesi için “Sizi buraya getiren probleminizi anlatır mısınız?” şeklinde açık sonlu bir soru tercih edilebilir. Böylece hastanın anlatacağı ve hekimin dinleyeceği pozitif bir atmosfer oluşturulur. Daha sonraki konulara nasıl yaklaşacağını belirlemek amacıyla, diş hekimi hastaya sağlık ve diş hekimliği ile ilgili genel sorular sorabilir. Cevap veren ve bilgili hastalara daha fazla açık sonlu sorular sorulabilir. Sağlıklı ve başarılı bir eğitim-öğretim yılı dilerim.

Use Quizgecko on...
Browser
Browser