Özel Eğitim Kavramı ve Tarihçesi PDF

Document Details

AdmirableSasquatch8791

Uploaded by AdmirableSasquatch8791

İzmir Kâtip Çelebi University

Doç. Dr. Demet VURAL YÜZBAŞI

Tags

özel eğitim eğitim engelli bireyler pedagoji

Summary

Bu belge, özel eğitimin temel kavramları ve tarihçesini kapsamaktadır. Belge, özel eğitime ihtiyaç duyan bireylere, engelli bireylere ve özel yetenekli bireylere değinmektedir. Özel eğitimin amaçları, temel ilkeleri ve kapsamına dair bilgiler içermektedir. Eğitim kadrosu ve programlarına, yasal düzenlemelere, ve özel eğitimin tarihsel gelişimi hakkında bilgiler mevcuttur.

Full Transcript

REHBERLİK VE ÖZEL EĞİTİM (PDF304) Özel Eğitim Doç. Dr. Demet VURAL YÜZBAŞI 1. Özel Eğitimin Temel Gerekliliği ve Tanımı Her toplumda genel eğitim sisteminden yeterince faydalanamayan bireyler bulunmaktadır. Bu durum genellikle iki temel nedene dayanmaktadır: Bireysel özelliklerin t...

REHBERLİK VE ÖZEL EĞİTİM (PDF304) Özel Eğitim Doç. Dr. Demet VURAL YÜZBAŞI 1. Özel Eğitimin Temel Gerekliliği ve Tanımı Her toplumda genel eğitim sisteminden yeterince faydalanamayan bireyler bulunmaktadır. Bu durum genellikle iki temel nedene dayanmaktadır: Bireysel özelliklerin toplumsal çevreye ve eğitim ortamlarına uyumlu olmaması, Çevresel düzenlemelerin bu bireylerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yapılmaması. Bu farklılıklar, bireylerin toplumsal normlar dışında özel bir eğitim alması gerekliliğini doğurur. Böylece, bireyin bireysel ihtiyaçlarına uygun eğitim ortamı, müfredat, öğretim yöntemleri ve uzman desteği ile özel eğitim hizmetleri sunulur. Özel eğitim, özel gereksinimi olan bireylere, bu alanda uzman personel aracılığıyla, uyarlanmış müfredatlar ve yöntemlerle sunulan bir eğitim biçimidir. Resmi tanımı: Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (ÖEHY), özel eğitimi “bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren bireylerin eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak üzere sürdürülen eğitim” olarak tanımlar. Pratik tanımı: Özel eğitim, bireyin bireysel ihtiyaçlarına uygun düzenlenmiş çevre ve araç-gereçlerle yürütülen bir eğitimdir. 2. Özel Eğitime İhtiyaç Duyan Bireyler ÖEHY’ye göre özel eğitime ihtiyaç duyan bireyler, bireysel ve gelişimsel özellikleri ile akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren bireylerdir. Bu farklılıklar: Bilimsel yöntemler, Alan uzmanlarının yaptığı değerlendirmelerle belirlenir. A. Engelli Bireyler Engellilik, bireyin organlarının zedelenmesi ve bu durumun yetersizliklere yol açması nedeniyle, bireyin çevresiyle yeterli ve etkili bir ilişki kurmasını engelleyen durumdur. Zedelenme: Organların işlevlerini yerine getiremeyecek şekilde zarar görmesi (örneğin, bir bacağın kırılması). Yetersizlik: Zedelenme sonucu, organın işlevlerini tam olarak yerine getirememesi (örneğin, kırık bacağın yürüme işlevini engellemesi). Engellilik: Yetersizlik sonucu bireyin toplumsal rollerini yerine getirememesi (örneğin, bir kişinin kırık bacak nedeniyle işine ya da hastaneye ulaşamaması). Engellilik bireyin çevresel ve toplumsal koşullarla uyumlu hale gelmesini gerektirir. Örneğin, birey yürüyemese de çevresel düzenlemeler yapılmışsa ve birey toplumsal rollerini yerine getirebiliyorsa, engelli olarak kabul edilmez. Engelli bireyler çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır: Zedelenme türüne göre (zihinsel, bedensel, görme, işitme engeli gibi). Rastlanma sıklığına göre (örneğin, zihinsel yetersizlik yüksek rastlanma oranına sahiptir). Destek yoğunluğuna göre (sürekli, sık veya az destek gereksinimi olan bireyler). B. Özel Yetenekli Bireyler Özel yetenekli bireyler, yaşıtlarına göre üstün özellikler sergileyen bireylerdir. Bu özellikler: Hızlı öğrenme, Yaratıcılık, Liderlik, Sanat ya da akademik başarı alanlarında üstün performans olarak sıralanabilir. Özel yetenekli bireyler de zekâ puanları ve gelişimsel özelliklerine göre sınıflandırılır. Örneğin: Zekâ testi sonuçlarına göre IQ düzeyi ortalamanın iki standart sapma üzerinde olan bireyler özel yetenekli kabul edilir. Daha gelişmiş yaklaşımlar, bireyleri yaratıcılık, liderlik veya psikomotor yetenek gibi alanlara göre ayırır. Bu bireylerin eğitim ihtiyaçları, potansiyellerini en üst düzeye çıkarmaya yönelik özel programlarla karşılanmalıdır. 3. Özel Eğitimin Amacı Eğitimin genel amacı, bireyi topluma kazandırmak ve geleceğe hazırlamaktır. Özel eğitim bu amaca ek olarak: Bireyin var olan potansiyelini geliştirmeyi, Yetersizliğin engele dönüşmesini önlemeyi, Bireyin ilgi ve yeteneklerini temel alarak bir sonraki eğitim basamağına ve toplumsal yaşama hazırlanmasını hedefler. 4. Özel Eğitimin Temel İlkeleri (ÖEH Yönetmeliği, 2018) Türk Millî Eğitiminin genel amaçlarına uygun olarak: Bireysel farklılıklar dikkate alınır: Öğrencilere gelişim özellikleri ve ihtiyaçlarına uygun eğitim sunulur. Kişisel yetenekler ön plandadır: İlgi ve yeteneklerine göre özel eğitim hizmetlerinden yararlanmaları sağlanır. Erken müdahale esastır: Özel eğitim hizmetlerine mümkün olan en erken dönemde başlanır. Toplumla bütünleşme hedeflenir: Eğitim, bireylerin sosyal ve fiziksel çevrelerinden ayrılmadan yürütülür. Kaynaştırma eğitiminin önceliklendirilmesi: Eğitsel performanslar doğrultusunda amaç, içerik ve öğretim süreçlerinde uyarlamalar yapılarak bireylerin diğer öğrencilerle birlikte eğitim almasına öncelik verilmesi, Kurumsal iş birliğinin geliştirilmesi: Özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin her tür ve kademedeki eğitimlerini sürdürebilmeleri için kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılması, Bireyselleştirilmiş Eğitim Programlarının (BEP) uygulanması: Özel eğitim ihtiyacı olan bireyler için BEP geliştirilerek eğitim programlarının bireyselleştirilmesi, Aile katılımının teşvik edilmesi: Ailelerin özel eğitim sürecinin her aşamasına aktif katılımlarının sağlanması, Politika geliştirmede iş birliği yapılması: Üniversitelerin ilgili bölümleri ve özel eğitim ihtiyacı olan bireylere yönelik faaliyetlerde bulunan sivil toplum kuruluşları ile ortak çalışmalar yürütülmesi, esas alınmaktadır. 5. Özel Eğitimin Kapsamı Özel eğitim hizmetleri, bireyin evine en yakın okulda ve akranlarıyla birlikte yürütülmelidir. Eğitim süreçlerinde bireysel ihtiyaçları karşılamak için özel yöntemler ve araçlar kullanılmalı, ilgili sivil toplum kuruluşları ve ailelerle iş birliği yapılmalıdır. 6. Toplumsal Kapsayıcılık ve Özel Eğitim Özel gereksinimi olan bireylerin eğitimi, bireylerin topluma entegrasyonunu sağlamayı hedefler. Bu nedenle, toplumsal önyargılar ve engellerin azaltılması için çevresel ve sosyal düzenlemeler yapılması önemlidir. Özetle, Özel eğitim, bireysel farklılıkları kabul eden ve bireylerin toplumsal yaşama etkin katılımını amaçlayan bir eğitim anlayışıdır. Bu anlayış, bireylerin bireysel potansiyellerini geliştirmeyi ve topluma kazandırmayı hedeflerken, eğitim hizmetlerinin bireyselleştirilmesini ve sosyal uyumu temel alır. Dünyada ve Türkiye'de Özel Eğitimin Tarihsel Gelişimi Özel eğitimin tarihsel gelişimi, engellilik algısının toplumlar tarafından nasıl şekillendiğiyle yakından ilişkilidir. Engelli bireylerin sosyal ve eğitsel haklara kavuşması, tarih boyunca pek çok toplumsal, dini ve bilimsel dönüşümden etkilenmiştir. Dünyada Özel Eğitimin Tarihsel Gelişimi İlk Çağlar: Engelli bireylerin temel haklara sahip olmadığı, hatta yaşama hakkının bile çoğu toplumda tanınmadığı bir dönem. Avrupa Toplumları: Engelliler uğursuz ve gereksiz görülmüş, genellikle aileleri tarafından sokağa terk edilmiş ya da kötü muameleye maruz kalmışlardır. Sparta: Fiziksel engelli veya zayıf doğan bebekler savaşçı olamayacakları düşüncesiyle öldürülmüş ya da doğaya terk edilmiştir. Roma (MS 5. yüzyıl): Justinyanus Kanunları, işitme engellilerin yasal haklardan (sözleşme, şahitlik vb.) mahrum bırakılmasını sağlamıştır. Cermen Kabileleri: Engelli çocuklar genellikle babaları tarafından öldürülmüştür. Ahlaki/Moral Model: Engellilik, bireyin veya ebeveynlerinin günahlarına bağlanmıştır. Bazı durumlarda engellilerin “şeytan taşıdığına” inanılmıştır. Bu anlayış, engellilerin hayatta kalmasını oldukça zorlaştırmıştır. Orta Çağ Engellilere Karşı Tavırdaki Değişim: Engellilerin yaşamlarına son verilmesi gibi uygulamalar azalmıştır. Ancak, engelli bireyler genellikle cüce veya palyaço gibi eğlence amacıyla kullanılmış, kötü muamele görmüş ve hapishanelerde tutulmuştur. Dinlerin Etkisi: Özellikle Hristiyanlık ve diğer semavi dinler sayesinde engellilere karşı şefkat ve koruma anlayışı gelişmeye başlamıştır. Kiliseler ve manastırlar, engelli bireylerin bakım ve korunmasında önemli rol oynamıştır. Rönesans ve Reform Hareketleri (15.-17. Yüzyıl) İnsan hayatının değeri ön plana çıkmış, bireylerin haklarına ve yaşam koşullarına önem verilmeye başlanmıştır. Bu gelişmeler, engellilerin eğitimine yönelik ilk girişimlerin temelini atmıştır. Özel Eğitimin İlk Girişimleri (15.-19. Yüzyıl) 15. yüzyıldan itibaren küçük çaplı özel eğitim girişimleri görülmüştür. 16. Yüzyıl: İşitme engelliler için ilk eğitim girişimleri başladı. 18. Yüzyılın Sonları: Görme engelliler için çalışmalar hız kazandı. 19. Yüzyıl: Zihinsel engellilere yönelik sistematik eğitim çalışmaları başladı. 20. Yüzyıl ve Özel Eğitimde İlerlemeler Erken 20. Yüzyıl: Ovide Decroly (1871-1932): Zihinsel engelli bireyler için müfredat geliştirdi. Alfred Binet (1857-1911): Zekâ testi geliştirerek öğrenci seçimi süreçlerine katkıda bulundu. Zihinsel engellilere yönelik okulların sayısı arttı. 1930’lar: Engelli bireyler ortaöğretim seviyesinde eğitim almaya başladı. Ancak bu okullar genellikle toplumdan izole, şehirlerden uzak yerlerde kuruluyordu. II. Dünya Savaşı: Engelli bireyler savaş ortamından ciddi şekilde etkilendi. Hitler Almanyası: Engellilere yönelik hizmetler kaldırıldı. Birçok engelli birey kısırlaştırıldı veya ötanazi uygulamalarıyla öldürüldü. Savaş Sonrası Dönem (20. Yüzyılın İkinci Yarısı) Batı Dünyasında Gelişmeler: Engelli bireylerin topluma entegrasyonu hedeflendi. Önce özel sınıflar, ardından genel eğitim okullarında kaynaştırma uygulamaları başladı. ABD’deki Gelişmeler: Engelli bireylerin haklarını korumaya yönelik yasalar çıkarıldı. 1975: Tüm Engelli Çocuklar için Eğitim Yasası (PL 94-142): Zihinsel engelli çocukların genel eğitim sınıflarına yerleştirilmesini sağladı. 1990: IDEA Yasası (P.L. 101-476): Kaynaştırma uygulamalarını güçlendirdi; tüm çocukların okullara kabulü zorunlu hale geldi. Eğitim programlarının geliştirilmesi, personel yetiştirilmesi ve projelere hibe desteği gibi çalışmalar gerçekleştirildi. Genel Değerlendirme Engellilerin özel eğitim imkânlarına kavuşması uzun ve zorlu bir süreç sonucunda gerçekleşmiştir. Modern anlamda özel eğitim hizmetleri, 20. yüzyılın ikinci yarısında sistematik olarak başlamıştır. Kaynaştırma ve kapsayıcı eğitim gibi yaklaşımlar dünya genelinde oldukça yeni gelişmelerdir ve bu alanlarda hâlâ ilerlemeler devam etmektedir. Türkiye’de Özel Eğitimin Tarihsel Gelişimi İslamiyet Öncesi ve Sonrası Dönem İslamiyet Öncesi Türkler: Engelli bireylerle ilgili yazılı bilgi sınırlıdır. Sosyal yapı ve inançlar nedeniyle engelli bireylerin yaşamları hakkında fazla veri bulunmamaktadır. İslamiyet Sonrası: Hz. Muhammed’in engellilere karşı şefkatli yaklaşımı Türk-İslam medeniyetine de yansımış, engelli bireylerin yaşam koşullarında iyileşmeler görülmüştür. Selçuklular ve Osmanlılar döneminde darüşşifa ve bimarhaneler gibi kurumlarda zihinsel ve ruhsal sorunları olan bireylere hizmet verilmiştir. Ancak özel eğitime dair doğrudan bilgiler sınırlıdır. Osmanlı Dönemi İlk Sistematik Girişimler: 1889’da İstanbul’da Dilsizler Mektebi işitme engelliler için açılmıştır. Kurucusu Avusturyalı Ferdinand Grati olup, daha sonra okulun yönetimini Hüseyin Sabri Bey devralmıştır. İşitme engellilere işaret dili, görme engellilere müzik, kabartma alfabe gibi dersler verilmiştir. Ekonomik zorluklar ve bina değişiklikleri nedeniyle istikrar sağlanamamıştır. Diğer Eğitim Girişimleri: 1902’de Urfa Amerikan Körler Okulu gibi yabancı misyoner örgütler tarafından açılan okullar vardır. 1911’de İzmir Sağır ve Dilsizler Mektebi kurulmuştur. İlk kurucusu Musevi bir tüccar Albert Karmona olarak geçse de kaynaklarda farklı isimler de belirtilmektedir. 1923’te bu okul Türkiye Cumhuriyeti’nin özel eğitim alanında hizmet veren ilk kurumlarından biri olmuştur. Cumhuriyet Dönemi 1951 Yılı Dönüm Noktası: İzmir’deki Sağır ve Körler Okulu, Sağlık Bakanlığı’ndan Millî Eğitim Bakanlığı’na devredilmiştir. Engelli bireylerin eğitimi sağlık hizmeti yerine eğitim hizmeti olarak ele alınmaya başlanmıştır. Okul, işitme ve görme engelli bireyler için ikiye ayrılmıştır: İşitme engelliler İzmir’de kalmış, görme engelliler için Ankara’da yeni bir okul açılmıştır. Eğitim Kadrosu ve Programları: Gazi Eğitim Enstitüsü’nde özel eğitim bölümü açılmış, öğretmen yetiştirme süreci başlatılmıştır. Yasal düzenlemeler ve uluslararası raporlar, özel eğitimin Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde güçlendirilmesine katkı sağlamıştır. Yasal Düzenlemeler ve Kurumsal Gelişim Yasal Dayanaklar: 1940’lı yıllardan itibaren özel eğitimle ilgili yasalar çıkarılmıştır. 5822 sayılı Kanun (1951): Özel eğitimi sağlık hizmeti anlayışından kurtarıp eğitime dayalı bir sisteme geçişi sağlamıştır. Millî Eğitim Bakanlığı’nda özel eğitim hizmetlerini koordine edecek bir şube müdürlüğü kurulmuştur. Kapsam Genişlemesi: Özel eğitim sadece fiziksel ve zihinsel engellilere yönelik olmaktan çıkarak daha geniş bir kapsama ulaşmıştır. Cumhuriyet döneminde çıkarılan yasalar ve kalkınma planları, özel gereksinimli bireylerin eğitsel, ekonomik ve sosyal haklarını güvence altına almıştır. Değerlendirme Türkiye’de özel eğitim, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte uzun bir evrim geçirmiştir. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarından itibaren bu alandaki yasal ve kurumsal gelişmeler hız kazanmıştır. Yasal düzenlemeler ve eğitim politikaları, engelli bireylerin toplumla bütünleşmesine ve haklarını kullanmasına olanak tanımıştır. Bugünkü modern özel eğitim sistemi, geçmişteki bu tarihsel birikimlerin ve reformların bir sonucudur. Günümüzde Özel Eğitim Hizmetlerinin Yasal Çerçevesi (Türkiye) Türkiye'deki özel gereksinimi olan bireylerle ilgili özel eğitim hizmetlerinin yasal çerçevesi, üç ana yasaya dayanmaktadır: 573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK): 30 Mayıs 1997 tarihinde kabul edilmiştir ve 6 Haziran 1997'de yürürlüğe girmiştir. Amaç: Özel eğitim gereksinimi olan bireylerin, Türk Milli Eğitimi'nin genel amaçları doğrultusunda eğitim haklarını kullanabilmelerini sağlamak. İçerik: KHK, özel eğitimle ilgili temel ilkeleri, tanılama, yerleştirme, kaynaştırma, özel eğitim okulları, eğitim programları ve değerlendirme gibi konuları düzenler. Bu KHK, Türkiye'deki özel eğitim hizmetlerinin temel çerçevesini oluşturur. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği: 573 Sayılı KHK’ye dayalı olarak 18 Ocak 2000'te yürürlüğe girmiş, pek çok kez değiştirilmiştir (son hali 2018'de). Yönetmelik dört bölümden oluşur ve özel eğitim hizmetleriyle ilgili kapsamlı düzenlemeleri içerir. Bu düzenlemeler, eğitsel değerlendirme, tanılama, erken çocukluk dönemi eğitimi, kaynaştırma eğitimi gibi başlıkları kapsar. Eğitim türleri, erken eğitim, evde eğitim, hastanede eğitim gibi çeşitli uygulamalar ve eğitim programları ile ilgili hükümler de bu yönetmelikte yer alır. Özel eğitim okulları ve kurumlarının açılmasıyla ilgili düzenlemeler de mevcuttur. 5378 Sayılı Engelliler Hakkında Kanun: 1 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir ve engelli bireylerle ilgili bir dizi düzenleme içerir. Amaç: Engelliliğin önlenmesi, engelli bireylerin sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam ve sosyal güvenlik gibi haklarının korunması. Eğitimle ilgili düzenlemeler, engelli bireylerin eğitsel değerlendirmeleri ve eğitim imkanlarının sağlanması üzerine odaklanır. Kanun, 573 Sayılı KHK ile uyumlu olarak engelli bireylerin eğitim haklarını güvence altına alır. Bu üç yasal düzenleme, Türkiye'de özel eğitim hizmetlerinin temellerini oluşturmakta ve özel gereksinimi olan bireylerin eğitim, rehabilitasyon ve diğer sosyal haklarını güvence altına almayı amaçlamaktadır. TEŞEKKÜRLER Kaynaklar: 1) Sak, U. vd. (2020). Türkiye’de Özel Eğitim Hizmetleri. MEB Yayınları:Ankara. Erişim adresi: https://orgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2021_09/13143029_TURKYYEYDE_OZEL_EYYTYM_HYZMETLERY.pdf 2) Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (2018). Erişim adresi: https://resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/07/20180707-8.htm

Use Quizgecko on...
Browser
Browser