PARA BANKA VE FİNANSAL SİSTEM (PDF)

Summary

Bu belge, PARA BANKA VE FİNANSAL SİSTEM başlıklı dersin ilk üç bölümünü kapsamakta. Belge, paranın tanımı, özellikleri, işlevleri ve finansal sistem kavramlarını ele almakta.

Full Transcript

I. Bölüm 1 PARA BANKA VE FİNANSAL SİSTEM  Ders: Finansal Okur Yazarlık 2 PARA VE ÖDEME SİSTEMLERİ 1. Paranın Tanımı ve Özellikleri 3 Para, malların ve hizmetlerin mübadelesini mümkün kılan...

I. Bölüm 1 PARA BANKA VE FİNANSAL SİSTEM  Ders: Finansal Okur Yazarlık 2 PARA VE ÖDEME SİSTEMLERİ 1. Paranın Tanımı ve Özellikleri 3 Para, malların ve hizmetlerin mübadelesini mümkün kılan herhangi bir şeydir/maldır. ○ Bu şey/mal, bugün için kağıttan mamul bir şey olabileceği gibi, geçmişte olduğu gibi, değişik madenlerden de olabilir. ○ Çok çeşitli nesneler kullanılmıştır. Para olarak kullanılan bu nesneler arasında en çok bilinenlerinden buğday, kuru üzüm, hurma, öküz, keçiboynuzu, fil, fidişi, deri, tuz, tütün, bıçak, bazı deniz hayvanlarının kabukları ve bazı taşları. ○ Bu mallar ihtiyaç nedeniyle kullanıldığı gibi, başka mallarla mübadele maksadıyla da kullanılmışlardır. Örneğin, hurma Orta Doğu’da yaygın olarak yetiştirildiği için, bu bölgede asırlar boyunca yaygın bir şekilde ortak ödeme aracı olarak kullanılmış, balıklar, zeytinyağı, kumaş, çiviler ve kolyeler para olarak kullanılmıştır. Herhangi bir malın para olma vasfını kazanabilmesi için şu altı kriterleri yerine getirmesi gerekir. 4 Kabul edilebilir olması Standart olması Dayanıklı olması Ender bulunan bir mal olmaması Bölünebilir olması Kolay taşınabilir olması 2. Paranın Yakın İkamesi konumundaki Kavramlar 5 Günlük dilde para yerine veya para ile birlikte kullanılan nakit, aktif(varlık), servet ve gelir gibi kavramlar vardır. Nakit, dolaşımdaki banknotlarla madeni ufaklık paraları kapsamaktadır. Oysa para, nakit dışında kullanılan para- benzerlerini de kapsadığı için, daha geniş bir anlamı ihtiva etmektedir. Aslında iki tür paradan bahsetmek mümkündür: Asli para Kaydi para Asli Para – Kaydî Para 6 Asli Para Kaydî Para (Banka Parası) Merkez bankası Ticari bankalar tarafından tarafından basılıp topladıkları mevduat piyasaya sürülen kağıt üzerinden özellikle çek hesapları aracılığıyla belli paralarla madeni ufaklık bir dolaşım mekanizması (bozuk) paralardan sonucu üretilen paradır ve ibarettir. zaten para arzı tanımlarında dolaşımdaki paraya ilave olarak dikkate alınır. Aktif veya varlık 7 Aktif veya varlık, sahip olunan herhangi bir şeyin değerini ifade eder. Örneğin, ev, otomobil, tahvil, hisse senedi ve para sahip olduğumuz aktiflerden bir kısmıdır. Hatta beşeri servet olarak ifade edilen işgücünün vasıf düzeyi de bir aktif olarak düşünülebilir. Yani , aktiflerimiz menkul veya gayri menkul, reel veya finansal ya da likit veya likit olmayan nitelikte olabilmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere, para, sahip olduğumuz aktif türlerden sadece biridir ve likititesi tam olandır. Servet ve Gelir 8 Servet, sahip olunan Gelir, belli bir dönemdeki aktiflerin toplam değişik türden kazançlarımızı değerini temsil eder ve ifade eder. Burada dikkat paradan çok daha geniş edilmesi gereken husus, gelirin bir değere karşılık gelir. ücret/maaş, kâr, faiz ve kira/ rant türlerinden kazançlarla ilgili olduğu ve belli bir zaman dilimi ile ilgili olduğu halde, paranın yukarıdaki gelirlerin ödeme şekli ile ilgili ve bir şeyin zamanın belli bir anı için değerini göstermiş olmasıdır. Stok ve Akım 9 Stok kavramı, herhangi Akım kavramı, iki nokta bir değişkenin nokta arasındaki değerini, yani, değerini , yani, zamanın zamanın belli bir belli bir anındaki değerini dilimindeki değerini gösterirken; gösterir. Buna göre, para, nakit, aktif ve servet, birer stok kavramı iken; Gelir, bir akım kavramıdır. 3. PARANIN İŞLEVLERİ 10 Paranın dört temel işlevi vardır: Mübadele aracı olması Hesap birimi ya da değer ölçüsü olması Değer biriktirme aracı olması Ertelenen borçların ödenmesini sağlaması Paranın Mübadele Aracı Olması 11 Paranın mübadele aracı olması, paranın malların satın alınmasını ve satılmasını gerçekleştirmek için aracı olarak kullanılmasını ifade etmektedir. Buna göre, mallar ve hizmetler satılırken ve satın alınırken , önce paraya çevrilmekte, daha sonra mübadele gerçekleşmektedir. Paranın kullanılmadığı bir ekonomide, mübadele paranın aracılık etmeden iki malın takas ya da trampa(barter) yapılması ile gerçekleşecektir. Takas - Trampa 12 Takas, aynı cinsten Trampa farklı cinsten malların değişimini ifade malların birbiri ile ederken (örneğin, evle değişimidir. Örneğin ev evin değiştirilmesi gibi) ile arabının değiştirilmesi gibi. 13 Takas sisteminde mübadelelerin işlem maliyeti daha yüksek olacaktır. Çünkü, taraflar değiştirecekleri malların ya da hizmetlerin karşılık gelen gerçek miktarlarını araştırmaları gerekecektir(araştırma maliyeti). Buradan anlaşılacağı üzere, para, takas sisteminin yukarıda bahsedilen tüm sakıncalarını ortadan kaldırmakta ve mübadelenin maliyatini azaltmaktadır. Paranın Değer Ölçüsü(Hesap Birimi) Olması 14 Paranın bu işlevi, malların değerinin para birimi ile ifade edilmesini tanımlamaktadır. Günümüzde, nasıl ki malların ağırlığı kilo ve uzunluğu metre gibi ölçü birimleri ile hesaplanıyorsa, malların değerinin ölçümünde de para kullanılmaktadır. Paralı ekonominin henüz gelişmediği dönemlerde insanlık bazı ayni değer ölçüleri kullanmıştır. Bunlar altın ve gümüş gibi bazı kıymetli madenler olabileceği gibi, bazı mallar da olabilmiştir. 15 Örneğin, İslam toplumlarında belli toplumsal-dini yükümlülüklerin ölçüsü olarak(nispi miktarı) belli miktar altın veya gümüş kullanılmış; bunların yerine getirilmesi aşamasında ise, hurma, kuru üzüm ve buğday gibi ürünler kullanılmıştır. Oysa günümüzde artık hem değer ölçüsü olarak hem de her türden ödemenin ve yükümlülüğün yerine getirilmesi için para kullanılmaktadır. Paranın Değer Biriktirme Aracı Olması 16 İnsanlar servetlerini değişik şekillerde tutabilirler; para, tahvil, bono, hisse senedi, mevduat, iştirakler ve gayr-i menkul edinimi gibi. Görüldüğü gibi, para servetin değerlendirildiği değişik yollardan sadece birisidir. Serveti para olarak tutmanın en önemli avantajı ise, diğer araçlara göre likiditesinin tam olmasıdır. Başka bir ifadeyle, tasarruf aracı olarak paranın diğer araçlar göre istenildiğinde kullanabilme gibi önemli bir ayrıcalığı vardır. 17 Likidite: varlıkların ihtiyaç duyulduğunda kullanıma hazır olma, yani, paraya çevrilebilme kabiliyetidir. Para dışındaki araçların hiçbirisinin likiditesi bu şekilde tam değildir. Zira onların her birinin nakde dönüştürülmesi ve harcanması belli bir prosedürü ve zamanı gerektirmektedir. Paranın Ertelenen Borçların Ödenmesini Sağlaması 18 Paranın mübadele aracı olma ve hesap birimi olma işlevleri zamanın belli bir anındaki ödemeleri gerçekleştirmeyi açıklarken; değer saklama aracı olma ve ertelenen borçların ödenmesini sağlanma işlevleri, mübadelenin daha sonraki dönemlerde de devam etmesini mümkün kılan ödemelerin yapılmasını açıklamaktadır. Malların alım-satımı yapılırken, ödemeleri ya tamamen ya da kısmen gelecek zamana brakılmaktadır. Nitekim,bugün ödemelerin çok önemli bir kısmı taksitli ödemelerle yapılmaktadır. 4. PARA ARZI BÜYÜKLÜKLERİ 19 Para arzı büyüklükleri merkez bankası tarafından tanımlanmaktadır. Yaygın olarak kabul gören para arzı tanımları aşağıdaki gibidir: M1 = Dolaşımdaki para miktarı (banknot+madeni ufaklık) + Vadesiz Mevduatlar(TL ve YP) M2 = M1 + Vadeli Mevduatlar(TL ve YP) M3 = M2 + Repo + Para Piyasası Fonları M1 dar para arzı olarak, M2 geniş para arzı olarak, M3 daha geniş para arzı ve değer biriktirme aracı olarak kullanılır. Finansal derinleşme-gelişme 20 Finansal derinleşme, geniş anlamda finansal varlıkların, dar anlamda ise para arzının gayri safi milli ya da yurtiçi hâsıla içindeki payını ifade eder. Finansal gelişme ise, finansal sistemin gerek büyüklüğü gerekse yapısı itibariyle uğradığı değişmeyi ifade eder. Finansal derinleşme; finans sisteminin hangi ölçüde genişlediğini, finansal araçların ne kadar çeşitlendiğini ve toplumun her kesimine daha geniş finansal hizmet seçeneklerinin sunulup- sunulmadığını gösterir. 5. DOLARİZASYON (PARA İKAMESİ) 21 Halk milli para yerine, ya altın gibi başka bir ödeme aracı ya da Amerikan Doları veya Euro gibi başka ülkelerin paralarını tercih edecektir. Bu duruma, iktisat literatüründe dolarizasyon veya para ikamesi denir. Yalnız, dolarizasyon olgusunun gerçekleşebilmesi için, ülkede serbest kur sisteminin geçerli olması ve alış verişlerde yabancı paraların kullanılmasının önünde yasal engellerin olmaması gerekir. Dolarizasyon üç şekilde karşımıza çıkabilir 22 Resmi (tam) dolarizasyon: hükümetin kanuni bir düzenleme sonucunda yabancı parayı yasal ödeme aracı olarak resmen kabul etmesidir. Böyle bir durumda, ulusal para birimi tamamen devreden çıkar ve örneğin, Amerikan Doları yasal ödeme aracı olarak kabul edilir. Artık ülkede vergiler dahil tüm ödemeler Dolarla yapılmak durumundadır. KKTC’de kullanılan resmi dolarizasyondur. Yarı resmi dolarizasyon, hükümetin hem yabancı bir para birimini hem de ulusal para birimini yasal ödeme aracı olarak kabul etmesi durumudur. Dolarizasyon devam 23 Gayri resmi(kısmi) dolarizasyon: halkın ve piyasaların ulusal paranın işlevlerinin bir kısmını yerine getiremediği gerekçesiyle ödemelerinde ulusal paranın yanı sıra yabancı para ya da paraları da kullanmaya başlamasıdır. Bu durumda yabancı para yasal yoldan ödeme aracı olarak tanımlanmamıştır, ama halk paralel ödeme aracı olarak ödemelerinde kullanmaktadır. Esasında para ikamesi kavramı daha ziyade bu üçüncü duruma, yani kısmi dolarizasyona tekabül etmektedir. Birçok ülke ve Türkiye’de görülen de, kısmi dolarizasyon ya da para ikamesidir. Dolarizasyon devam 24 Bundan başka dolarizasyonu; Mevduatın dolarizasyonu ve İşlemlerin dolarizasyonu şeklinde bir ayırıma da tabi tutmak mümkündür. Mevduatın ve İşlemlerin Dolarizasyonu 25 Mevduatın İşlemlerin dolarizasyonu, tam dolarizasyonu, tam olarak döviz olarak dolaşımdaki para mevduatlarının toplam içerisinde yabancı paranın mevduatlar içindeki payının payının artmasını ifade artmasını ifade ederken; eder. Bu ayırıma göre, ikinci tür dolarizasyon tam da para ikamesine tekabül etmektedir. 26 Teknik olarak, birincisinde kurdaki dalgalanmalarla birlikte faiz oranlarındaki dalgalanmalar da çok önemli iken, ikincisinde faiz oranındaki oynaklıklar o kadar önemli değildir. Zira birincisinin faiz getirisi söz konusu değil iken, ikincisinin faiz getirisi vardır ve bankacılık sektörünün yükümlülüğünü, buradan da bankaların faiz riskine karşı duyarlılıklarını etkiler. Dolarizasyonun Ortaya Çıkmasında Etkili Olan Faktörler 27 Dolarizasyonun ortaya çıkmasında etkili olan ana faktörler şunlardır; Yüksek enflasyon Devalüasyon ya da yabancı paranın ulusal paraya karşı aşırı değer kazanacağı beklentisi Kamu kesimi borçlanma gereğinin ve reel faizlerin yüksekliği Siyasi istikrarsızlığın ve belirsizliğin artması Dolarizasyonun Etkileri ve Olası Sonuçları – Dolarizasyonun Derecesi 28 Dolarizasyonun Olumlu Etkileri: burada belirtilen oluölu sonuçlar, kısmi dolarizasyon durumunda ya hiç görülmez ya da cüz’i denecek derecede görülebilir. Dolayısıyla, dolarizasyonun olumlu sonuçlarının ya da faydalarının ortaya çıkabilmesi, esas itibariyle tam dolarizasyona geçilmesine bağlıdır ve temelinde de enflasyon ve devalüasyon(kur) riskinin büyük ölçüde ortadan kalkması yatar. Dolarizasyonun Etkileri ve Olası Sonuçları – Dolarizasyonun Derecesi 29 Dolarizasyonun Olumsuz Etkileri: dolarizasyonun olumsuz sonuçları ya da maliyetleri, iki tür dolarizasyon durumunda da görülebilir. Ancak, bu etkiler tam dolarizasyon durumunda daha kesin ve fazla, kısmı uygulamada ise daha gevşek ve az görülür. Olumsuz etkilerin ortaya çıkmasının temelinde esas olarak merkez bankasının otoritesinin az ya da çok sarsılması yatar. Dolarizasyonun Etkileri ve Olası Sonuçları – Dolarizasyonun Derecesi 30 Dolarizasyonun derecesi ve etkileri göreceli olarak olumlu ya da olumsuz olması aşağıdaki unsurlara bağlı olarak değişecektir: Söz konusu ekonominin dünya ekonomisindeki yeri(büyüklüğü) Dışa açıklık ve küresel ekonomiye entegrasyon derecesi Finansal piyasaların serbestlik ve derinlik derecesi(ekonomi içindeki büyüklüğü) Ödeme alışkanlıkları Dolarizasyonun Ölçülmesi 31 Mevduatlar cinsinden dolarizasyonun derecesi, yurt içinde döviz cinsinden tutulan döviz mevduatları toplam yurt içi para cinsinden mevduatlara oranlanarak aşağıdaki gibi hesaplanabilir: Dolarizasyon Oranı = Döviz Hesapları/Toplam Mevduatlar 6. ÖDEME SİSTEMLERİ 32 Bir ekonomide iktisadi işlemlerin gerçekleşmesini sağlayan mekanizmaya ödeme sistemi denir. Başlıca ödeme sistemi türleri şunlardır: Elektronik fon transferi sistemi Çekle ödeme sistemi Kağıt para sistemi Mal para sistemi BANKA VA BANKACILIK KAVRAMLARI İRFAN ERSİN Banka Nedir? Banka, tasarruf sahiplerinden topladığı fonları ihtiyacı olanlara ödünç veren, iskonto etme gibi faaliyetleri olan ve mevzuatta yer alan şartlara göre kurulan bir finans kurumudur. Bankacılık kanunuyla uyum içerisinde olan kurumlara banka denir. Bankaların Sınıflandırılması Ticari Bankalar (Mevduat Bankaları) : Mevduat bankalarının diğer adıyla ticari bankalarının amacı kâr elde etmektir. Ticari hayatta ilk amaç kâr olduğu için ismi ticaret bankacılığı diye geçmektedir. Mevduat bankaları, mevduatları toplar ve bunu müşterilerine belli ücretler karşılığında sunar. Müşterilerine sunduğu bu finansal kaynağın vadesi orta ya da kısa vadeli işlem olarak gerçekleşmektedir. Bankanın toplanan mevduatları müşterilerine sunması kaydi para yaratma sürecini başlatmaktadır. Kaydi para yaratma sürecinde artan ya da azalan para arzı ekonomide değişikliğe sebep olmaktadır Bankaların Sınıflandırılması Yatırım Bankaları: Yatırım bankaları, tasarruf sahiplerinin tasarruflarını değerlendireceği menkul kıymetler için danışmanlık yapan, sermaye piyasasının gelişmiş olduğu ülkelerde yer alan ve kredi vermeden fon ihtiyacı olan işletmelerin orta ve uzun vadede ihtiyaçlarını karşılayan banka türüdür (Sarıgül, 2019: 252). Yatırım bankaları bireysel bankacılık işlemlerini yapamadığı gibi kambiyo işlemlerine de aracılık edemez. Kredi kullandıracağı zaman ise ya kendi sermayesinden ya da yurt içi ve yurt dışından topladıkları fonlarla bu faaliyeti sürdürebilir Bankaların Sınıflandırılması Kalkınma Bankaları : Kalkınma bankaları, genellikle sermaye piyasalarının çok etkin olmadığı piyasalarda, hisse senedi ve tahvilin gelişmediği ve yatırım fonlarının yeterli düzeyde olmadığı ülkelerde ön plana çıkmıştır. Bunların yanı sıra, yatırım projelerinin hazırlanması ve değerlendirilmesi konusundaki yaşanan aksaklıkların deneyimsizlikten ve bilgi yoksunluğundan kaynaklanması ve projeler için ülke dışından ya da içinden fon sağlamadaki yetersizliklerin varlığı bu tür bankaların doğmasına ve gelişmesine neden olmuştur Bankaların Sınıflandırılması Katılım Bankaları Katılım bankaları, Türkiye’de sayıca az olmasına rağmen piyasada önemli bir kurum olarak varlığını sürdürmektedir. Sadece Türkiye’de değil tüm İslam ülkelerinde önem kazanmıştır bunun sebebi ise faiz konusundaki oluşan hassasiyettir. Faize karşı duyarlılığı olan kesim için bir banka gerekli hale gelmiş ve ilk olarak Mısır’daki 1963 yılında kurulan Mit Ghamr Tasarruf Bankası bunun örneğini oluşturmuştur Banka İstatistikleri Bankacılık İşlemleri Mevduatları kabul etmek, Katılım fonunu kabul etmek, Hem nakdi hem gayri nakdi kredi vermek, Çek ve senetleri saklamak, Kredi kartları, çekler ve banka kartları gibi ödeme araçlarıyla ilgili her türlü faaliyeti sürdürmek, Para piyasası araçlarının alım-satımını yapmak, Kıymetli taş ve maden alımı-satımı ve bunların emanet işlemlerini gerçekleştirmek, Finansal araçların alım-satımını yapmak, Sermaye piyasası araçlarının alım-satımını yapmak, Yatırım danışmanlığı yapmak, Portföy işletmeciliği yapıp, yönetmek, Piyasada bankalar arası para alım-satımına aracılık etmek, Finansal kiralama işlemlerini yürütmek, Sigorta acenteliği ve bireysel emeklilik gibi faaliyetleri yürütmek Bankacılık Kavramları Mevduat: Mevduat, bireylerin ya da kurumların ellerinde bulundurdukları parayı ileri bir tarihte geri almak için bankaya emanet vermesi şeklinde tanımlanabilir. Mevduatlar kaynağına göre dörde ayrılmaktadır. Bunlar; tasarruf mevduatı, resmi kurumlar mevduatı, ticari mevduat ve bankalar arası mevduattır. Bunlardan tasarruf mevduatı, bireyler tarafından açtırılan ve ticari işleme konu olmayan mevduattır. Resmi kurumlar mevduatı, adli kurumlar, yerel yönetimler gibi kamu kuruluşlarına ait mevduat hesabı iken, ticari mevduat ticari işlemlere konu olan dernek, kooperatif ve birliklerin kurduğu firma ve banka gibi kurumlara ait hesaplardır Bankacılık Kavramları Krediler: Ekonominin fon ihtiyacını karşılayan kurum ticari bankalardır ve bankalar bu ihtiyacı kredi kanalıyla gerçekleştirilmektedir. Bankacılık işlemlerinden en yaygın olanı kredidir, kredi ise para mübadelesidir yani para ile ödeme vaadinin yer değiştirmesidir. Kredi veren banka müşterisine para verip, karşılığında ödeme vaadi almaktadır. Kredi alan taraf ise para alıp, ödeme vaadi veren taraftır Bankacılık Kavramları Kambiyo : Kambiyo işlemleri, yabancı para cinsinden yapılan işlemlere verilen genel bir isimdir. Bankaların asli görevi olan fon toplamak ve dağıtmak gibi faaliyetlerin yanında dış ticarette yabancı para ile gerçekleştirilen işlemlere aracılık etmek gibi bir asli görevi daha vardır. Bankalar sahip oldukları kambiyo yetkili şubeleri ile ihracat, ithalat ve transit gibi dış ticaret faaliyetlerine aracılık yapmaktadırlar. Bu faaliyetlerin birçoğu kredili işlemlerdir ve banka aracılık etmekle kalmaz bunun yanı sıra kredi de kullandırabilir. Bankacılık Kavramları Para Transferi : Para aktarımı üç taraflı bir ilişki olup, bunlar; gönderici, alıcı ve aracı kuruluştan oluşmaktadır. Para transferleri ile sadece günlük hayatın gerektirdiği para transferleri değil, aynı zamanda piyasanın etkinliğini arttıracak işlemler de gerçekleşmektedir. Para transfer edildiği yer ve paranın cinsine göre dörde ayrılmaktadır. Bunlar; havale, virman, elektronik fon transferleri (EFT) ve döviz transferleri olmak üzere dört grupta incelenmektedir. Bunlardan virman, bir kişi tarafından aynı banka şubesinde veya aynı bankanın farklı bir şubesinde açılmış olan bireyin kendisine ait hesaplar arasındaki para transferleridir. Havale ise bir kişinin başka bir kişiye nakit ya da kıymetli evrak gibi ürünleri gönderirken bir başkasını yani üçüncü kişiyi yetkili kılmasıdır. Havale işlemlerinde göndericinin ya da alıcının bankada hesabı bulunması şart değildir. Ancak göndericinin ve alıcının bankada hesabı olması durumunda bu işlem hesaptan havale veya hesaptan hesaba havale diye adlandırılmaktadır. Para Transferi Elektronik fon transferleri, Türkiye sınırları içerisinde bir kişinin, diğer kişiye gönderdiği TL cinsinden paralardır ancak burada dört unsur vardır, bunlar; gönderici, göndericinin hesabı, alıcı ve alıcının hesabıdır. Para transferinde en çok kullanılan dördüncü araç döviz transferleridir, bu transfer türü daha çok ülkeler arasında yabancı para aktarımını temsil etmektedir. Döviz transferlerinde en çok kullanılan kanal da Swift ve Western Union kanallarıdır. Swift yaklaşık sekiz bin banka ve finansal kurum arasında elektronik bir ortamda gerçekleştirilen bir sistemdir. Bu sistemde banka tanımlama kodlarıyla üye kurumlar arasında, iki ya da üç iş günü içerisinde transferler sağlanmaktadır. Western Union ile para transferi yapmak için tarafların banka hesabına sahip olması şarta bağlanmamıştır. Bu sistem ile ülkeler arasında fon transferleri yapılmaktadır. IBAN IBAN ve hesap numarasının ne olduğunu bilmekte yarar vardır. International Bank Account Number ifadesinin kısaltılmışı olan IBAN, bankanın her müşterisine ayrı ayrı düzenlemiş olduğu hesap numarası yerine belli standartlara uygun olacak şekilde ve hesap numarasından daha güvenli olan uluslararası bir hesap numarasıdır. IBAN numarasının sol tarafındaki ilk iki harf, hesabın hangi ülkeye kayıtlı olduğu göstermektedir. Türkiye’de IBAN numaraları TR ile başlamaktadır. IBAN numarasının son 16 hanesi hesap hakkında bilgiler içermektedir. IBAN numarasının son dört rakamı hesabın ek numarasını temsil ederken, bir önceki sekiz haneli rakam müşteri numarasını vermektedir. Müşteri numarasından önceki dört rakam ise şube kodu olarak adlandırılmaktadır Bankacılık Kavramları Bireysel Bankacılık İşlemleri; Teknolojinin gelişimi ve tüketimin artmasıyla, bankalar kaynaklarının belli bir bölümünü ticari işletmelere ve kredi ihtiyacı olan kişilere sunmaya başlamıştır. Bunlara bireysel krediler ya da tüketici kredileri denmektedir ve bu kredi türü ticari amaçlara hizmet etmektedir. Bireysel kredilerin yanı sıra bankalar, müşterilerine kredi kartı ve ATM (Automatic Teller Machine) gibi farklı hizmetler sunarak gelir sağlamaktadır. Bireysel bankacılık işlemleri sonuç olarak müşterilerinin ihtiyaçlarını gidermek için geliştirdikleri ürünlerdir, bireyler de bu ürünleri kullanarak gelirlerini arttırmayı amaçlamış ve yükümlü oldukları işlemleri bankaya devredip, hayat şartlarını kolaylaştırmaya çalışmışlardır Bankacılık Kavramları Banka Dağıtım Kanalları; Teknolojinin altyapısında yaşanan gelişmeler ile bankacılık hizmetleri sadece banka şubelerinden değil, aynı zamanda telefon ve internet bankacılığı gibi şube dışı bankacılık dağıtım kanallarından da sunulmaya başlanmıştır. Kiralık Kasa : Kiralık kasa, bankalar tarafından sunulan değerli eşya ve evrakların güvenle saklanabileceği ve emanet bırakılabileceği bir hizmettir. Özel güvenlikli odalarda bulunan ve müşteriye belli bir ücret karşılığında kiralanan bir sistemdir. Bankacılık Kavramları Kredi Notu: Kredi notu, bireylerin tüm finansal geçmişinin ve bankalarla olan ilişkilerinin ortak bir kuruluş tarafından (Kredi Kayıt Bürosu) analiz edilmesi sonucu kişiye özel olarak verilen puandır. Kredi notu, finansal kurumlar tarafından herhangi bir başvuru veya talebi değerlendirmek için en önemli ölçüttür. Kredi notu bireylerin gelir durumuna ve bankaya göre değişiklik göstermektedir ancak ortalama olarak 1500 ve üzeri olması gerekmektedir. Kredi notu 1-699 arasında olanlar en riskli, 700-1099 arası orta riskli, 1100-1499 arasında az riskli, 1500-1699 arasında iyi ve 1700-1900 arasındakiler çok iyi olarak sınıflandırılmaktadır. Kredi notunu yükseltmek isteyen müşteriler ilk olarak aylık kredi ve kredi kartı ödemelerini düzenli yapmalı, aylık kredi ödemesini bütçeye göre yapılandırmalı, birkaç kredi varsa hepsini tek kredide birleştirmeli, kredi kartının asgari ödemesini bir gün bile geciktirmemelidirler. Kredi notu düşük olup da kredi kullanmak isteyen müşteriler, bankaya başvuru yaptıklarında ek teminat (ipotek ya da kefil) göstermelidirler. İKİNCİ BÖLÜM 50 FİNANSAL SİSTEMİN YAPISI 1. FİNANSAL SİSTEMİN İŞLEYİŞİ 51 Finansal sistem, bir ekonomide fonların tasarruf sahiplerinden ödünç almak isteyen kişi ya da gruplara transferini mümkün kılar. Başka bir deyişle, finansal sistemde olup-biten tüm hadise, fonların bir elden diğerine aktarılmasıdır. Sistemin bir yanında tasarruf sahipleri ya da ödünç verenler, diğer yanında ise borçlular ya da fon kullananlar yer alır. Tasarruf sahipleri, bir ekonomide gelirleri tüketim harcamalarını aşan yurt içinden ve yurt dışından bireyler, firmalar ve devletten oluşur. 1. Finansal Sistem 52 Bilindiği gibi, gelir, harcama yönünden tüketim harcamaları ve tasarrufun toplamından ibarettir ve tasarruf da, gelirin tüketimden arta kalan kısmıdır. Diğer yandan, fon kullananlar ya da borçlılar da yine (özellikle dayanıklı) tüketim harcamalarını finanse etmek isteyen bireylerden, yatırım harcamalarını finanse etmek isteyen firmalardan, kamu harcamalarını finanse etmek isteyen devletten (ya da onu temsilen hükümetten) ve yabancı yatırımcılardan oluşur. Demek ki, finansal sistemin her iki yanı da, bir ekonomide (yurt içinde) var olan üç temel ekonomik birim olan birey, firma ve devlet ile yabancı yatırımcılardan oluşmaktadır. Yani, finansal piyasalarda ekonomik aktörler hem alacaklı hem de borçlu konumda olabilirler. Şekil 1: Finansal Sistemin İşleyişi : Finansal sistemde iki ayrı fon çıkış mekanizması söz konusudur: 53 Doğrudan Fon Akışı: burada fon arz edenler ve fon talep edenler herhangi bir finansal racı kullanmaksızın gereksinim duydukları fonu doğrudan finansal piyasaya arz ederler ve/ veya talep ederler. Buna aynı zamanda doğrudan finansman denir. Dolaylı Fon Akışı: burada ise, fon arz edenler ve fon talep edenler gereksinim duydukları fonu finansal aracılar vasıtasıyla piyasaya arz ederler ve/veya talep ederler. Buna aynı zamanda dolaylı finansman denir. Finansal sistem içerisinde ayrıca, fon kullananlar ile fon arz eden tasarruf sahipleri arasındaki akımı düzenleyen kurumlar, akımı sağlayan finansman araçları ile bunları düzenleyen hukuki ve idari kurallar da yer almaktadır. 2. FİNANSAL SİSTEMİN SUNDUĞU HİZMETLER 54 Finansal sistemin bir ekonomiye temel hizmeti ya da katkısı, alacaklılar ile borçluları bir araya getirmesidir. Alacaklılarla borçluları buluşturmanın yanı sıra, iyi işleyen bir finansal sistemin sunduğu temel hizmetler ya da katkılar ise şu şekilde sıralanabilir: Riskin dağıtılması Likiditenin sağlanması Finansal bilginin temin edilmesi Riskin Dağıtılması 55 Risk, finansal aktiflerin beklentilerimize nisbetle ne denli değişeceğine ve buna göre nasıl değer alacağına dair bir şanstır. Risk, ölçülebilir bir belirsizliktir. Ancak, ortaya çıkması muhtemel sonuçların çeşitli yötemlerle tahmin edilmesi mümkündür. İnsanları ve kurumları risk bakımından iki grupta toplamak mümkündür. Risk üstlenmek isteyen kişi ve kurumlar Riskten kaçınan kişi ve kurumlar Riskin Dağıtılması devam 56 Risk dağıtmanın (yaymanın), dolayısıyla minimize etmenin en genel geçer yolu, finansal çeşitlendirmeye gitmektir. Çeşitlendirme, ekonomik birimlerin servetlerini değişik aktiflere yaymak suretiyle finansal araçlarının toplam riskini azaltmalarıdır. Başka bir ifadeyle, finansal çeşitlendirme, riskin yüklenmek istenmeyen taraftan yüklenmek isteyen tarafa transfer edilmesini sağlamaktır. Halk diliyle, ‘yatırımcıların tüm yumurtalarını aynı sepete koymamalarıdır’. Bunun için de yatırımcılar, portföylerini mümkün olduğunca geniş tutmak isterler. Portföy, ‘bir yatırımcının sahip olduğu varlıklar toplamı’ demektir. Likiditenin Sağlanması 57 Likidite, ekonomik varlıkların istenildiğinde kullanıma hazır olma kabiliyetidir. Ya da kısaca, herhangi bir varlığın diğer malları ya da hizmetleri satın almak için paraya dönüştürülebilme kolaylığına likidite denir. Herhangi bir varlık ne kadar likit ise o varlığı herhangi bir şeyle değiştirmek o kadar kolaydır. Diğer mal ve hizmetleri satın almak için kullanacağımız aktifin likiditesinin yüksek olması gerekir. Finansal sistem de zaten bu fırsatın oluşmasını kolaylaştırır; yani aktiflerin daha kolay likit hale gelmesini sağlar. Zaten, bir finansal sistemin etkinliği ölçülürken o finansal sistemin likidite kabiliyetinin ne düzeyde olduğuna bakılır. Finansal Bilginin Temin Edilmesi 58 Bilgi ya da enformasyon, finansal sistemin sunduğu en temel hizmetlerden biridir. Finansal sistemin bilgi işlevi iki şekilde olur: Finansal bilginin toplanması, Bilginin dağığıtılmasıdır. Finansal bilgi temini aslında maliyetli bir iştir. Finansal bilginin toplanması ve dağıtılması aşamasında yüklenilen maliyete bilgi maliyeti denir. Bu iş maliyetli olduğu kadar zamanda alır. Özellikle prası olup da yatıracak yer arayan tasarrufçular için bilginin tam olarak temin edilmesi, rekabetçiolmayan finans piyasalarında oldukça güçtür. Finansal piyasaların rekabet derecesine göre iki türlü bilgiden bahsedilebilir: Simetrik bilgi ve asimetrik bilgi 59 Simetrik bilgi, alacaklı ve borçlu tarafların karşılıklı olarak söz konusu işlemle ilgili aynı düzeyde bilgiye sahip oldukları durumu ifade eder. Alacaklı ve borçlu söz konusu finansal işlem açısından aynı seviyede avantaj ve dezavantaja sahiptir. Bu tür bir bilgi ortamı, ancak tam rekabet şartlarının hakim olduğu durumda söz konusu olabilir. Zira piyasada tam bir şeffaflık hakimdir ve alıcı ve satıcı taraflar birbirlerinin ticari durumları konusunda eşit düzeyde bilgiye sahiptirler. Asimetrik Bilgi – Bilginin Dağıtılması 60 Asimetrik bilgi durumunda ise, taraflardan biri finansal işlemle ilgili diğerinden daha fazla bilgiye haizdir ve sahip olduğu bu fazla bilgiye dayanarak diğeri aleyhine hiç hak etmediği bir avantaj elde eder. Çünkü, gerekli bazı bilgi ve belgeleri karşı taraftan saklı tutar. Bu durum, tabii ki özellikle rekabetin aksadığı finans piyasalarında karşımıza çıkar. Bilginin dağıtılması ise, gazete, dergi, radyo, televizyon, ve internet gibi iletişim araçları vasıtasıyla piyasaya aktarılmasıdır. 3. FİNANSAL PİYASALAR 61 Finansal sistemin iki temel görevi vardır: a. Alacaklılar ve borçluların bir araya getirilmesi ve b. Riskin dağıtılması, likidite ve finansal bilginin sağlanmasıdır. Finansal piyasalar çeşitli açılardan tasnife tabi tutulabilir: i. Alım-satımın ilk elden olup olmaması açısından; birincil ve ikincil piyasalar, ii. Vade açısından; para ve sermaye piyasaları, iii. Ticaretin yapıldığı yer açısından; müzayede ve tezgah-üstü piyasalar, iv. Ödemenin ve teslimatın yapıldığı zaman açısından; nakit ve türev piyasalar i. Birincil ve İkincil Piyasalar 62 Birincil piyasalar, yeni ihraç edilen menkul kıymetlerin ilk alıcılarına satıldığı piyasalardır. Bu piyasalarda, alıcılar ve alış şartları kamuoyu tarafından yeterince bilinmeyebilir. Bu piyasaların yapısı, firmaların ya da devletlerin yatırım ve diğer harcamalarını finanse etmek amacıyla çıkardıkları menkul kıymetlerin cinsine göre farklılık arz eder. Borçlular (yani, firmalar ya da devlet) ihtiyaç duydukları fonları bu piyasadan iki yolla sağlayabilirler. * borçla finansman (borç senedi çıkararak), * özkaynakla finasman (hisse senedi çıkararak). Borçla finansman 63 Borçla finansman ya da kısaca borçlanma, daha yaygın olarak kullanılan bir finansman yöntemidir. Borçlanma için kullanılan finansal araçlara borç araçları denir (tahvil ve bono gibi). Borç araçlarının vazgeçilmez iki temel unsurundan biri faiz, diğeri de vadedir. Vadeler kısa, orta ve uzun vadeli olarak üçe ayrılır. Borç araçlarının riski, hisse senetlerine oranla daha düşük olsa da, borçlu tarafın yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda ortaya çıkan ve temerrüt riski diyebileceğiniz bir risk daima söz konusudur. Özkaynakla finansman 64 Özkaynakla finansman yöntemi sadece şirketler tarafından kullanılır ve hisse senedi ihracı yoluyla gerçekleştirilir. Bu durumda, fon arz eden taraf şirkete borç vermek yerine hisse sahibi olmaktadır. Dolayısıyla bu yöntemde garanti edilmiş belli bir getiri ödemesi söz konusu değildir. Burada yapılan periyodik ödemeye kâr payı ya da temettü denir. Hisse senedi sahipleri, kâr payı dışında senetlerinin değerlerinin borsada yükselmesi ile de kazanırlar (doğal olarak senetlerinin değeri düşünce de zarar ederler). Dolayısıyla, hisse senetleri biri ’temettü’ diğeri ‘piyasa değerlenmesi’ (sermaye kazancı) olmak üzere, sahibine iki türlü getiri sağlar. İkincil piyasalar 65 İkincil piyasalar, birincil piyasada alıcı olup burada satıcı konumunda olan ekonomik birimlerle alıcı konumundaki üçüncü kişiler arasında cereyan eden piyasalara denir. Ekonomik anlamda ikincil piyasalar birincil piyasaya göre çok daha önemlidir. Bu önem ikincil piyasada oluşan fiyatın, birincil piyasadaki fiyatı belirleyen konumda olmasından ötürüdür. İkincil piyasada çok sayıda alıcı ve satıcı vardır ve hatta birincil piyasaya göre çok daha ileri düzeyde rekabetçi bir piyasa söz konusudur. İkincil piyasa 66 İkincil piyasa, sadece senetlerin miktar ve fiyatı açısından değil, aynı zamanda likidite, finansal bilgi ve riskin dağıtımı bakımından da birincil piyasaya yön verici konumdadır. Ayrıca, ikincil piyasalarda olup-bitenler, kamuoyu tarafından daha yakından takip edilir. Özetle söylemek gerekirse; birincil piyasalar, esas itibariyle alacaklılarla borçluların bir araya getirilmesini sağlarken, ikincil piyasalar, aynı zamanda riskin dağıtılmasını, likiditenin ve finansal bilginin teminini de mümkün kılar. Üçüncül – Dördüncül Piyasalar 67 Üçüncül piyasalar, borsalara kayıtlı (kote olmuş) menkul kıymetlerin borsa dışında, organize olmamış tezgah-üstü piyasalarda alınıp satıldığı piyasalardır. Dördüncül piyasalar ise,zengin kişi ve kurumların faaliyette bulunduğu, finansal araçların aracısız olarak ve blok halde alınıp satıldığı piyasalardır. ii. Para ve Sermaye Piyasaları 68 Para piyasaları, vadesi 1 yıldan az olan kısa vadeli borç senetlerinin alınıp satıldığı piyasalardır. Bu piyasada kısa vadeli olarak alınıp satılan finansal araçlar yer almaktadır. Para piyasalarının organize olmuş en önemli kurumları ticari bankalardır. Sermaye piyasaları ise, vadesi 1 yıldan fazla olan borç senetleri ile pay senetlerinin alınıp satıldığı piyasalardır. Tahvil ve hisse senetleri bu piyasada en yaygın olarak işlem gören finansal araçların başında gelir. Sermaye piyasalarının organize olmuş en önemli kurumları menkul kıymet borsalarıdır. iii. Müzayede ve Tezgah-Üstü Piyasaları 69 Müzayede piyasaları, ticaretin belli bir miktarda yapıldığı ‘organize olmuş’ piyasalardır. Burada çok sayıda alıcı ve satıcı vardır. Dolayısıyla, bu piyasalarda fiyatlar büyük ölçüde tam rekabetçi koşullar altında oluşur. Müzayede veya organize olmuş piyasaların en önemli işlevi, finansal araçların alım ve satımının gerçekleşebileceği devamlı bir pazar oluşturmasıdır. Bu sayede yatırımcılar ellerindeki varlıkları gerektiğinde nakde dönüştürebileceklerdir. Müzayede ve Tezgah-Üstü Piyasaları 70 Finansal piyasalarda en yaygın olarak bilinen müzayede piyasaları menkul kıymet borsalarıdır. Alıcıların ve satıcıların güvenliği açısından borsada alım- satım kayıtları takas odasında tutulur. Dünyada en ünlü borsalar ABD,Japonya, Euronext ve İngiltere borsalarıdır. ABD’de dünyaca ünlü birden çok borsa faaliyet göstermektedir. Bunların başında New York Menkul Kıymetler Borsası(NYSE), Amerikan Borsası(AMEX) ve NASDAQ Borsası gelir. Frankfurt, Zürih, Shanghai, Toronto, Hong Kong ve Singapur gibi pek çok uluslararası nitelikte faaliyet gösteren menkul kıymetler borsası vardır. Müzayede ve Tezgah-Üstü Piyasaları 71 Tezgah-üstü piyasalar ise, genellikle işlemlerin yapıldığı belli bir mekanın ve katı çalışma usullerinin olmadığı, işlemlerin müzayede yerine pazarlık usulü ile yapıldığı piyasalardır. Tezgah-üstü piyasalar, aslında bankalar, dealerlar, komisyoncular ve diğer aracılardan oluşmaktadır. İşlemler merkezi bir yerden ziyade, bilgisayar ağıyla ya da telefon ve faks ağıyla gerçekleştirilir. Müzayede ve Tezgah-Üstü Piyasaları 72 Genellikle borsaya kayıtlı büyük şirketlerin hisse senetleri ve tahvilleri yine borsalarda işlem görür. Ancak, borsa kotuna alınmamış, küçük ve az tanınan şirketlerin hisse senetleri ile Hazine kağıtlarının yanı sıra, yabancı parların da tezgah-üstü piyasalarda yaygın olarak alınıp satıldığı dikkate alındığında, bu piyasaların işlem hacminin ne denli yüksek olduğu daha rahat anlaşılacaktır. Bu piyasalarda yatırımcılar açısından belki daha yüksek risk söz konusudur, ancak işlem maliyetlerinin düşük ve formalitenin az olması avantaj olarak değerlendirilebilir. Örnek piyasa: NASDAQ’dır. Türkiye’de organize olan ve olmayan piyasaların örgütlenmesi 73 Organize Piyasalar TC Merkez Bankası Piyasaları * Açık Piyasa * İnterbank Para Piyasası * Döviz Piyasası İMKB Piyasaları * Hisse Senedi Piyasası * Tahvil ve Bono Piyasası * Yabancı Menkul Kıymetler Piyasası İstanbul Altın Borsası İzmir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Piyasası Türkiye’de organize olan ve olmayan piyasaların örgütlenmesi 74 Organize Olmayan Piyasalar Bankalararası Piyasalar * TL Piyasası * Repo Piyasası * Tahvil Piyasası * Döviz Piyasası Serbest Piyasalar * Serbest Altın Piyasası * Serbest Döviz Piyasası iv. Nakit ve Türev Piyasalar 75 Nakit piyasalar, finansal araçların peşin olarak alınıp-satıldığı piyasalardır. Hisse senetlerinin ve tahvillerin alınıp-satıldığı piyasalarda ödemelerbirkaç gün geriden gelse de (Borsa İstanbul’da hisse senetlerinin ödemeleri iki iş günü sonra yapılır), en tipik nakit piyasa örnekleri olarak verilebilir. Nakit ve Türev Piyasalar 76 Türev piyasalar ise, önceden uzlaşılan bir fiyattan mübadelenin ve ödemenin daha sonraki bir tarihte yapıldığı piyasalardır. Burada amaç, gelecekteki finansal araçların fiyatında oluşabilecek dalgalanmaların riskini asgari düzeye çekmektir. Türev piyasalarda işlemler, belli bir sözleşme çerçevesinde gerçekleşir. Bu sözleşmeler, finansal gelecekler (gelecek sözleşmeleri) veya opsiyonlar ( ya da opsiyon sözleşmeleri) şeklinde gerçekleşir. Nakit ve Türev Piyasalar 77 Finansal gelecekler, bugünden belirlenen belli bir fiyat üzerinden gelecekte belirlenen bir tarihte ödemenin yapılacağını öngören bir sözleşmedir. Opsiyonlar ise, yine bir sözleşmedir ve finansal yatırımcıya belli bir finansal aracı (bu tahvil, bono, hisse senedi veya döviz olabilir) belli bir fiyattan belli bir zaman dilimi içerisinde ya da sonunda satın alma ya da satma hakkı (opsiyonu) verir. 4. FİNANSAL ARACILAR 78 Finansal aracılar, finansal sistemde fon transferini dolaylı yoldan sağlayan kuruluşlardır. Tasarruf sahipleri, fonlarını aracı kurumlara arz ederler. Aracı kurumlar da bu fonları borçlulara kullandırırlar. Bu kullanım sonucu borçlulardan ‘anapara artı faiz’ şeklinde geri aldıkları bu paralarınbir kısmını tasarruf sahiplerine faiz şeklinde ödemede bulunurlar. Kullandırdıkları fonlardan kazandıkları getiri (faiz) ile ödedikleri getiri (fon toplama miliyetleri, faiz) arasındaki fark, bankanın kârını oluşturur. Finansal Aracılar devam 79 Finansal kurumların da iki temel görevi vardır: Alacaklılarla borçluları bir araya getirmek Riski dağıtmak, finansal bilgiyi temin etmek ve likiditeyi sağlamak. 5. FİNANSAL SİSTEMDE REKABET VE DEĞİŞİM 80 Rekabet olgusu, finans piyasalarının üç önemli hizmet alanı olan riskin dağıtılması, likidite ve bilgi konularında ortaya çıkmaktadır. Müşterilerin bu üç kınuda beklentileri finans piyasalarındaki değişimi kaçınılmaz hale getirmektedir. Bu değişimde öne geçmek için sürdürülen çabanın ortak adı rekabettir. Rekabet, piyasada öne geçmek için değişime daha hızlı daha iyi cevap verebilme kabiliyetidir. Bu amaçla yapılan yeniliklere finansal yenilikler adı verilir. Gelişmeler 81 Gelişmeler, 1980’lerin başından itibaren hızla kendini kabul ettiren finansal serbestleşme olgusuyla birlikte gelmiştir. Zira, bu süreç, aynı zamanda 2’ci Dünya Savaşı’ndan sonra gelişen kitle üretim tarzının yerini, -ki buna eski tekno-ekonomik paradigma diyebiliriz, bilgi teknolojilerine dayalı, üretimin ve tüketimin uluslarasılaştığı esnek üretim tarzı, -ki buna yeni tekno-ekonomik paradigma diyebiliriz, almıştır. Bütün bu anlatılanlar, özellikle finans piyasaları bağlamında iki önemli hususu (kavramı) karşımıza çıkarmaktadır. 82 Finansal entegrasyon, finasal piyasaların ve aracıların (tabii bu arada özellikle bankaların) güçlerine güç katmak, dolayısıyla rekabet güçlerini artırmak ve değişime daha etkili bir biçimde cevap verebilmek amacıyla coğrafi anlamada yaptıkları birleşmelerdir. Bilgi maliyetleri başta olmak üzere, finansal piyasaların yüklenmek durumunda oldukları maliyetlerin bir kısmı bu yolla azaltılmış olacağından, bu yolla sistemin etkinliği artacaktır. Bütün bu anlatılanlar, özellikle finans piyasaları bağlamında iki önemli hususu (kavramı) karşımıza çıkarmaktadır. 83 Küreselleşme ise, dünya piyasalarının birbiri ile daha hızlı daha düşük maliyetle çalışmasını, dolayısıyla tasarruf sahipleri ile yatırımcıların dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, birbirlerini daha kısa yoldan daha düşük maliyetle ve tabii daha avantajlı koşullarda bulmalarına imkan vermektedir. Küreselleşme devam 84 Ancak, küreselleşmenin finans piyasalarında etkinliği artırdığı bir dereceye kadar doğru olmakla birlikte, özellikle son 10 yılda dünya piyasalarında görülen gelişmeler, avantajın daha ziyade gelişmiş, daha önceden sermaye birikimine sahip fon arz eden konumundaki ülkelere yaradığı, diğerlerini ise genellikle olumsuz yönde etkilediği anlaşılmaktadır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM-FİNANSAL ARAÇLAR 85 FİNASAL ARAÇLAR, en yaygın biçimiyle iki ana grupta toplanabilir: Para piyasası araçları Sermaye piyasası araçları 1. PARA PİYASASI ARAÇLARI 86 Para piyasası araçları, kısa vadeli finansal araçlardır. Bunlar, vadeleri bir yılın altında olan borç araçlarıdır. Vadeleri kısa, riskleri düşük, ticaret hacimleri ise oldukça yüksektir. Para piyasası araçları 8 maddede toplanabilir: Hazine Bonosu Avrupa dolarları(Eurodolarlar) Banka kabulü Ciro edilebilir mevduat sertifikaları Geri satın alım Bankalararası fonlar anlaşması(repo) Finansman bonoları Varlığa dayalı mekul kıymetler Hazine Bonosu 87 Hazine bonosu, Hazine tarafından çıkarılan kısa vadeli bir borçlanma aracıdır. Çıkarılış amacı, bütçe açıklarını finanse etmek ya da geniş anlamda kamu açıklarına finansman sağlamaktır. Hazine bonosunun alıcıları çoğunlukla ticari bankalardır. Kısa vadeli olduğu için çok tercih edilirler. Tek riski, Hazinenin borçlarını ödeyemez duruma düşmesi (temerrüt riski) durumudur. Bu durumda, borçların konsolidasyonu ya da ertelenmesi yoluna gidilir. Borç ertelemesi, bazen daha yumuşak bir uygulamayla, takas şeklinde de olabilir. Hazine bonosu devam 88 Hazine bonosunu diğer para piyasası araçlarından ayıran ve sonuçta yatırımcının bonoları satın alma kararını etkileyen bazı özellikleri vardır: * Likiditesinin oldukça yüksek olması, * Temerrüt riskinin yok denecek kadar az olması, * Vergi muafiyetinin olması, * Düşük oranlı vergi avantajı sağlaması. Banka Kabulü 89 Banka kabulü, uluslararası ticari ödemelerde lullanılan en eski araçlardan biridir. Özellikle uluslararası ticarette birbirini tanımayan iki ticari partnerin karşılıklı ödemelerinde kullanılır. Çeke benzer bir araçtır. Genellikle ithalatçı firma tarafından düzenlenir (ama ihracatçı tarafından da düzenlenebilir) ve o firmanın çalıştığı banka tarafından ‘kabul edilmiştir’ mührü vurulmak suretiyle ihracatçı firmaya ya da onun bankasına ödemelerin yapılacağı konusunda garanti verilmiş olur. Banka kabulü devam 90 Bu arada ithalatçı firmanın da bankasında belli miktarda bir mevduat bulundurması gerekir. Gerçi bu mevduat olmasa da banka ödemelerden sorumlu olacaktır. Özellikle bu aşamada ithalatcı firmanın ödeme sıkıntısı çekmesi halinde, bankanın uluslararası piyasalarda kredibilitesi iyi ise, sorun yaşanmayacaktır. Geri Satın Alım Anlaşması (Repo) 91 Geri satın alım anlaşması ya da kısaca repo, gelecekte belli bir tarihte belli bir faiz oranı üzerinden tekrar satın alınmak kaydıyla tahvil satışı yapılması işlemidir. Elinde tahvil ya da bono gibi Hazine kağıtları bulunduran ticari bankalar ya da büyük işletmeler çok kısa vadeli finansman ihtiyaçlarını bu yolla karşılayabilirler. Bu para piyasası borçlanma aracı, iki haftadan daha az bir vadeye sahiptir. Repo devam 92 Hatta günümüzde genellikle bir günlük ya da bir gecelik uygulanır. Burada uygulanan faiz oranına gecelik faiz oranı denir. Tahvil satan taraf açısından acilen ihtiyaç duyulan fon temin edilmiş, satın alan taraf açısından da elde atıl olarak duran nakit fonlar kısa süreliğine yüksek getiri üzerinden değerlendirilmiş olur. Bu işlemin tersine ters repo denir. Repo devam 93 Getirisi sabitlenmiş olan repo işlemleri para piyasalarında karşılaşılan en likit yatırım araçlarındandır. Repo işlemlerini Sermaye Piyasası Kurulun’dan yetki belgesi almış banka ve arcı kurumlar yapabilir. Repo işlemlerinde vade, menkul kıymetin itfa tarihini aşmamak koşuluyla, serbestçe belirlenir. Vade sonu işgünü olarak seçilir ve faiz oranı taraflarca belirlenir. Repo devam 94 Repo’da kullanılan menkul kıymetler, kısa vadeli olabileceği gibi, uzun vadeli de olabilir. Repo’ya konu olan menkul kıymetler, borç veren açısından bir güvence oluştururken; vade, tarafların gereksinimlerine göre belirlenmekte ve para piyasası seçeneklerine göre daha kısa vadeli olabilmektedir. Repo devam 95 Repo’nun dayanağı hazine bonosu, devlet tahvili gibi yüksek kaliteli menkul kıymetler olduğu için, geri ödenmeme riski çok düşüktür. Repo bir menkul kıymete dayandığı için, mevduat kabul edilmez ve mevduat sigortası kapsamına alınmaz. Bu nedenle, repo yoluyla fon toplamak, mevduat kabulü yoluyla fon toplamaktan daha ucuzdur. Finansman Bonoları 96 Finansman bonoları , iyi tanınmış, itibarlı firmalarla finansal kurumların kısa vadeli fon temin etmek maksadıyla çıkarmış olduğu ve tasarruf sahipleri için de yine kısa vadeli yatırım imkanı sunan senetlerdir. Finansman bonoları, finans piyasalarının gelişmiş olduğu piyasalarda son yıllarda en hızlı büyüyen, işlem hacmi en yüksek ve bugün oldukça fazla itibar gören senetlerdir. Finasman bonoları devam 97 Finasman bonoları, ihraçcıların borçlu sıfatıyla düzenleyip Kurul kaydına alınmak suretiyle ihraç ederek sattıkları emre veya hamiline yazılı menkul kıymet niteliğindeki kıymetli evraktır. Finasman bonolarının vadesi 60 günden az 720 günden çok olmamak üzere, ihraçcı tarafından belirlenir. Finasman bonoları vadenin ¼’ünü geçmeyecek satış süresi içinde her gün, iskonto esasına göre hesaplanan değer üzerinden satılır. İskontolu olarak ihraç edilir. Finansman bonolarının nominal değeri anapara ile faizi içerir. İkincil piyasalarda alınıp satılırlar. 98 Finansman bonolarının düzenleniş şekline göre Finansman bonoları güvencelerine göre aşağıdaki türlere ayrılırlar: A tipi: garanti kaydı taşımayan finansman bonoları B tipi: ihraçcıya karşı taahhüt edilmiş banka kredisi ile desteklenmiş finansman bonoları C tipi: banka garantisi taşıyan finansman bonoları D tipi: uygulamadan kaldırılmıştır E tipi: hazine garantisi taşıyan finansman bonoları F tipi: bir anonim ortaklığın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla ödeme vaadini ihtiva eden finansman bonolarıdır. Avrupa dolarları(Euro-dolarlar) 99 Eurodolar fonları, Amerikan bankalarının ABD sınırları dışındaki şubelerinde veya ABD dışındaki ülkelerin bankalarında dolar cinsinden tutulan mevduatlardan oluşur. Eurodolar fonlarından borçlanmada kullanılan faiz oranı ya Londra’daki LIBOR faiz oranı ya da New York’taki prime rate’dir (bankalar arası borçlanma faizi). Eurodolar devam 100 Eurodolar mevduatlarının büyük bölümü Avrupa da bulunmasına rağmen, günümüzde eurodolar mevduatları Bahamalar, Bahreyn, Kanada, Cayman Adaları, Hong Kong, Japonya, Hollanda, Antiller, Panama, Singapur ve Amerika daki Uluslararası Bankacılık Kurumları gibi yerlerde tutulmaktadır. Ciro Edilebilir Mevduat Sertifikaları 101 Ciro edilebilir mevduat sertifikaları, bir banka tarafından mevduat sahiplerine verilen(satılan) sabit vadeli ve vadesi geldiğinde anapara artı faiz şeklinde ödemeli bir para piyasası aracıdır. Bu sertifikalar, vadesi gelmeden ikincil piyasada kolaylıkla başkalarına satılabildiği için, likiditesi gayet yüksektir. Bankadan bankaya ya da diğer şirketlere fon aktarımında kullanılabildiği için, hem finansal hem de finansal olmayan şirketler tarafından tutulabilmektedir. ABD para piyasasında finasman bonoları ve hazine bonolarından sonra en fazla işlem gören araçlar haline gelmiştir. Bankalararası Fonlar 102 Bilindiği gibi, bankalar topladıkları mevduatın belli bir yüzdesini Merkez Bankasındaki kendi adlarına açılan karşılıklar hesabında tutarlar. Bir bankanın rezerv açığı olursa, yani rezervleri yeterli seviyede değil ise, Merkez Bankasında gerekenden fazla(serbest) rezerv bulunduran bankalardan geçici olarak bu açığını kapatmak amacıyla fon kullanabilir. Bu fonlara bankalararası(interbank) fonlar denir. Bankalararası fonlar devam 103 Günümüzde özellikle bankaların kısa vadeli fon ihtiyaçlarının karşılanmasında kendi aralarında başvurdukları kısa vadeli fon ihtiyaçlarının karşılanmasında kendi aralarında başvurdukları bir fon sağlama şeklidir. Burada oluşan faiz oranına interbank faiz oranı denir ve bu faiz oranı genellikle gecelik borçlanmalar için kullanılır ve para piyasalarında borç faizlerinin tespiti için önemli bir gösterge olarak kabul görür. Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler(VDMK) 104 Menkul kıymetleştirme uygulamasının bir türü olarak türetilen VDMK, bankaların ve şirketlerin varlıklarını ve alacaklarını karşılık göstererek çıkarmış oldukları ve vadesinden önce paraya dönüştürülebilme imkanı olan araçlardır. Menkul kıymetleştirme, kredi veren kurumun veya kredili satış yapan firmanın, kredi işleminden doğan alacağını satmasıve alacağın(kredinin), söz konusu alacağa bağlı olarak çıkarılan menkul değerleri satın alan yatırımcılar tarafından finanse edilmesidir. VDMK devam 105 Menkul kıymetleştirme, kısaca alacakların toplanıp alacak portföyü oluşturulup menkul değere dönüştürülmesini ve yatırımcıya satışını içerir. Menkul kıymetleştirme, ABD ve büyük Avrupa ülkelerinde uygulanış biçimiyle, çok kısa olarak, tahvil gibi piyasada alınıp satılan menkul kıymetler çıkartılarak gerçekleştirilen borçlanmaların borç verenle borç alan arasında özel olarak yapılan banka kredileri gibi karşılıklı görüşmelere dayalı kredilerin yerine geçmesidir. VDMK devam 106 Bu uygulamanın elbette pek çok avantajı olmuştur. Bunların önemlileri; * Konut kredilerinin banka bilançolarından çıkarılması * Varlıkların likiditesinin artması ve * Riskin farklılaşmasıdır. VDMK devam 107 Bunun yanında, bu uygulamaların dezavantajları da olmuştur. Bunların başında da; * İşletmelerin paket satışlara yönelmesinin şeffaflığı giderek zayıflatması ve * Mali güvenirliğin (kredi itibarının) gözden geçirilmesini azaltmasıdır.

Use Quizgecko on...
Browser
Browser