İletişim Kuramları Notları PDF

Summary

Bu belge, Antonio Gramsci, Louis Althusser ve Stuart Hall gibi düşünürlerin iletişim kuramları hakkında notlar içermektedir. Kapitalist toplumlarda medyanın rolü ve kültürel hegemonya gibi konular ele alınmaktadır. Ayrıca, Frankfurt Okulu ve Herbert Schiller gibi diğer önemli kuramcıların görüşlerine de değinilmektedir.

Full Transcript

1️- Antonio Gramsci — Hegemonya Kuramı Gramsci, İtalyan Marksist düşünürdür. Kapitalist üretim ilişkilerinde, egemen sınıfın iktidarını sürdürmesinin sadece ekonomik güçle değil, kültürel ve ideolojik aygıtlarla da mümkün olduğunu söyler.  Hegemonya: Egemen sınıfın dünya görüşünü tüm topluma "...

1️- Antonio Gramsci — Hegemonya Kuramı Gramsci, İtalyan Marksist düşünürdür. Kapitalist üretim ilişkilerinde, egemen sınıfın iktidarını sürdürmesinin sadece ekonomik güçle değil, kültürel ve ideolojik aygıtlarla da mümkün olduğunu söyler.  Hegemonya: Egemen sınıfın dünya görüşünü tüm topluma "doğal" ve "kaçınılmaz" bir gerçeklik gibi sunmasıdır.  Egemen sınıf, bu hegemonya sayesinde toplumu zora başvurmadan kontrol eder.  Medya, okul, kilise, sendika gibi kurumlar aracılığıyla egemen fikirler yayılır.  Devrimci bir dönüşüm için kültürel hegemonya ile mücadele şarttır. 2️- Louis Althusser — Devletin İdeolojik Aygıtları Fransız filozof Althusser’e göre:  Toplumda bireylerin düşünce yapısını belirleyen, Devletin İdeolojik Aygıtları (DİA) adını verdiği kurumlar vardır.  Bunlar okul, kilise, medya, aile gibi yapılardır.  Bu kurumlar insanlara, içinde bulundukları sınıfsal konumu ve toplumsal düzeni "doğal" gösterir.  İdeoloji, bireylerin toplumsal konumlarıyla olan hayali ilişkileridir.  Birey, özgür olduğunu sanır ama aslında sistemin "öznesi" olarak şekillendirilmiştir. 3️- Stuart Hall — Kültürel İncelemeler İngiliz Kültürel Çalışmalar Okulu’nun öncülerindendir.  Medyanın gerçeği yansıtmadığını, yeniden yapılandırıp sunduğunu savunur.  Kodlama ve Kod Açma Modeli: Medya, egemen ideolojiyi "kodlar"; izleyici bu kodları: o Egemen okuma (kabul), o Pazarlıklı okuma (yorumlayarak kabul), o Karşıt okuma (reddetme) yollarıyla açar.  Medya, iktidarın ideolojik yeniden üretiminde rol oynar; ama izleyicinin bu yapıya direniş potansiyeli de vardır. 4️- Shannon & Weaver — Enformasyon Kuramı 1949'da geliştirilen bu modelde iletişim, kaynaktan hedefe doğrusal bir biçimde ilerler.  Mesaj, bir kaynaktan çıkar, bir kodlayıcı tarafından sinyale çevrilir.  Alıcı bu sinyali çözerek anlamlandırır.  Gürültü (noise) bu süreçte mesajı bozar.  Enformasyon kuramı, iletişimdeki belirsizlik ve hatalara odaklanır; teknik bir modeldir. 5️- Frankfurt Okulu — Eleştirel Teori Marksist kökenli bu okul:  Kitle iletişim araçlarının toplum üzerinde manipülatif etkisi olduğunu savunur.  Kültür Endüstrisi: Medya, kapitalist düzene hizmet eden, düşünceyi şekillendiren bir "kitle kültürü makinesi"dir.  Bireyleri pasifleştirir, tüketiciye dönüştürür.  Adorno, Horkheimer, Marcuse, Benjamin gibi isimler bu okulun önemli üyelerindendir.  Kapitalist modernleşmeye, faşizme, pozitivizme ve kültürün endüstrileşmesine eleştirel yaklaşır. 6️- Habermas — Kamusal Alan Kuramı Habermas, iletişimi demokrasi ve rasyonel tartışma temelinde ele alır.  Medya, kamusal alanın bir parçasıdır ama kapitalist toplumda, ticari kaygılar ve ideolojik baskılar bu alanı daraltır.  Eleştirel düşünceye göre, medya artık halkın fikirlerini değil, egemen görüşleri dolaşıma sokan bir araç haline gelmiştir. KURAMSAL BAŞLIKLARIN DETAYLI ÖZETİ ⚡ Hegemonya (Gramsci)  Hegemonya, egemen sınıfın toplum üzerindeki ideolojik kontrolüdür.  Rıza üretmek için medya gibi aygıtlar kullanılır.  Egemen sınıf, hegemonya sayesinde sistemin devamlılığını sağlar. ⚡ Devletin İdeolojik Aygıtları (Althusser)  Devletin baskıcı (polis, ordu) ve ideolojik aygıtları (medya, okul) vardır.  İdeolojik aygıtlar, bireylere düzeni doğal gösterir.  Birey, sistemin öznesi haline gelir ve bu yapının dışına çıkamaz. ⚡ Kodlama ve Kod Açma Modeli (Stuart Hall)  Medya bir anlam kodlar, izleyici bunu açar.  Bu süreçte izleyici, egemen ideolojiyi ya içselleştirir, pazarlık eder ya da reddeder.  Medya ve izleyici arasında karşılıklı bir anlam savaşı yaşanır. ⚡ Enformasyon Kuramı (Shannon & Weaver)  İletişim; kaynak, mesaj, kanal, alıcı ve gürültü olmak üzere beş ana unsurdan oluşur.  Gürültü, iletişimi sekteye uğratır.  İletişim, mekanik bir süreçtir, mesajın alıcıya bozulmadan ulaşması esastır. ⚡ Kültür Endüstrisi (Frankfurt Okulu)  Medya, kitleleri pasifleştiren, tek tipleştiren ve tüketim odaklılaştıran bir kültür üretir.  Kapitalist sistem, kültür endüstrisi yoluyla insanların zihinlerini kontrol eder.  Popüler kültür, egemen düzenin devamı için bir araçtır. 🌟 Eleştirel Yaklaşımlar: İsimler, Fikirler ve Kuramsal Başlıklar 🧠 Herbert Schiller — Amerikan İmparatorluğu'nun Hegemonyası  Schiller, medya ve iletişim endüstrisinin Amerikan emperyalizminin çıkarlarına hizmet ettiğini savunur.  Medya, kültür emperyalizminin bir aracı olarak, Amerikan tüketim kültürünü küresel ölçekte yayar.  Medyanın temel işlevi, halkın rızasını üretmek, egemen değerleri benimsetmek ve tüketim kültürünü yerleştirmektir.  Amerikan radyosu ve televizyonu, ticarileşme yoluyla devlet kontrolüne girmiştir.  Medya, eğitimden çok reklam yoluyla tüketimi teşvik eder; ticari içerik önceliklidir. 🧠 Dallas Smythe — İzleyici Emtiası Kuramı  Smythe, kapitalist toplumlarda medyanın en önemli işlevinin "izleyici üretmek" olduğunu söyler.  Medya, reklamcılara izleyici satar; izleyiciler reklamverenlere "emtia" gibi pazarlanır.  Medyanın amacı, içerik sunmaktan çok, izleyici kitlesini belirli yaşam tarzları, tüketim alışkanlıkları ve ideolojilerle yoğurup, pazarlamaktır.  İletişim, kapitalist sistemin parçası olarak, pazarın işleyişine hizmet eden bir endüstridir. 🧠 Noam Chomsky & Edward Herman — Propaganda Modeli  Chomsky ve Herman, medya içeriklerinin sermaye ve devlet işbirliğiyle "filtrelendiğini" savunur.  Medyanın amacı: Egemen sınıfların çıkarları doğrultusunda kamuoyunun rızasını üretmek.  Demokrasi için medya, totaliter rejimler için sopa neyse odur: bir denetim aracıdır.  ABD medyası, hükümetin dış politikalarını destekler, şiddet ve eşitsizlikleri gizler, halkı yönlendirir.  Medyanın profesyonel nesnelliği bir illüzyondur, esas işlev "mevcut düzenin yeniden üretimidir". 🧠 Peter Golding & Graham Murdock — Eleştirel Ekonomi Politik Yaklaşım  Medya, kapitalist toplumlarda bir endüstri olarak örgütlenmiştir.  Ürettiği içerik, metalaşmış, satılabilir ve ideolojik bir formdadır.  Kapitalist sınıf, sadece üretim araçlarını değil, düşünce üretim araçlarını da kontrol eder.  Medya, toplumsal ve sınıfsal eşitsizlikleri meşrulaştırır.  Eleştirel ekonomi politik, medya içerikleriyle maddi üretim süreçlerinin bağlantısını inceler. 🧠 Nicholas Garnham — Kültürün Endüstrileşmesi  Garnham, kültürel üretimin kapitalist üretim tarzının bir parçası olduğunu belirtir.  Medya sadece ideolojik değil, ticari ve ekonomik açıdan da endüstriyel bir yapıya sahiptir.  Kültür, medya aracılığıyla üretilir ve pazarlanır, böylece sermaye döngüsüne dahil edilir.  Medya sistemlerinin işleyişi, kapitalist ekonominin mantığına uygun olarak şekillenir.  Medya, sermaye ve reklamın desteğiyle sürdürülebilir. 💡 Kuramsal Çıkarımlar:  Medya, ekonomik çıkarların ve iktidarın taşıyıcısıdır.  Kültür, düşünce, tüketim ve yaşam tarzları, medya aracılığıyla pazar mantığına göre şekillenir.  Eleştirel kuram, medyanın pasif bir haber kaynağı değil; aktif olarak ideoloji üreten, düşünceyi yönlendiren bir aygıt olduğunu vurgular.  Reklam, tüketim kültürünün meşrulaştırıcısıdır; bireyler hem tüketici, hem de pazar için bir meta haline gelir.  Medya aracılığıyla oluşturulan kamuoyu, çoğunlukla egemen sınıfların lehine olacak şekilde kurgulanır. 💡 Ekonomi Politik Yaklaşım  Ekonomi politiğin ana konusu, üretim, değişim ve bölüşüm süreçlerinde insanlar arasındaki toplumsal ilişkilerin tarihsel ve sınıfsal boyutunu anlamaktır.  Kapitalist toplumlarda medya sadece bir bilgi taşıyıcısı değil, üretim ilişkilerinin ve sınıf yapılaşmasının bir parçasıdır.  Medya kurumları ve içerikleri, kapitalist düzenin devamını sağlar ve egemen sınıfların çıkarlarına hizmet eder.  Frederich Engels bu bağlamda ekonomi politiğin "çağdaş burjuva toplumunun teorik tahlili" olduğunu söyler. 🌍 Amerika'da Ekonomi Politik Yaklaşım  1970’li yıllarda iletişim alanındaki çalışmalar, medya sisteminin emperyalist merkezler tarafından çevre ülkelere egemenlik aracı olarak kullanıldığını gösterir.  Bağımlılık Kuramları: Merkez-çevre ilişkisinde, merkez ülkeler çevre ülkelerin kültürel ve ekonomik bağımsızlıklarını baskılar.  Hamelink, Schiller, Varis gibi isimler, medya akışlarının bağımlı ülkelerin toplum yapısını dönüştürdüğünü ortaya koyar. 🇬🇧 Avrupa'da Ekonomi Politik Geleneği  Golding & Murdock: Medya üretiminde sermayenin etkisi büyüktür; medya içeriği emtia gibi üretilir.  Medya içeriği, egemen sınıfın dünya görüşünü topluma yaymak için araçtır.  Medyanın ekonomi politiği, medya kurumlarının mülkiyet yapılarının, çalışanların faaliyetlerini ve üretilen içerikleri nasıl belirlediğini inceler. 🎥 İngiliz Kültürel İncelemeler Yaklaşımı  Kültür, sadece seçkinlere değil tüm toplumun gündelik yaşamına ait bir bütün olarak tanımlanır.  Hoggart, Williams, Hall öncülerindendir.  Kültür, ideolojik olarak toplumun sınıfsal yapısını yeniden üretir, ama izleyici bu anlamlara direnme ve yeniden yorumlama kapasitesine sahiptir. Yapısalcı Dilbilim & Göstergebilim  Ferdinand de Saussure: Dil, bir gösteren ve gösterilen ilişkisidir.  Roland Barthes: Medya metinlerinde hem temel anlam hem yan anlam (çağrışım) bulunur. Medya metinleri, ideolojiyi "gizli anlamlarla" topluma taşır.  Claude Lévi-Strauss: Yapısalcı yaklaşımla kültürel unsurların temel yapısal örüntülerini inceler.  Bu üç isim, medya içeriklerinin ideolojik analizi için temel bir dil ve yöntem sağlar. 🎨 Walter Benjamin — Kültür ve Sanat Eleştirisi  Benjamin’e göre, modern çağda sanatın "aura"sı kaybolur.  Mekanik yeniden üretim araçları (sinema, fotoğraf) sanat eserini özgün bağlamından koparır.  Bu kopuş, hem sanatın demokratikleşmesini sağlar hem de estetik deneyimi metalaştırır.  Kitle iletişim araçları, kültürün hem özgürleşmesi hem de manipülasyonu için bir araçtır. 🧠 Kuramsal Öz  Medya, kültürel anlamları dil aracılığıyla üretir ve taşır.  İzleyici, bu anlamlara edilgen değil; toplumsal konumu çerçevesinde aktif yorumcu olarak yaklaşır.  Ekonomi politik yaklaşım, medya içeriklerinin yalnızca metin çözümlemesiyle değil, ekonomik ve toplumsal üretim ilişkileriyle açıklanması gerektiğini savunur. 📘 Frankfurt Okulu — Eleştirel Teori ve Medya Anlayışı Kuruluş: Frankfurt Okulu, 1923’te Almanya’da Felix Weil’in girişimiyle “Frankfurt Üniversitesi Sosyal Araştırmalar Enstitüsü” olarak kurulmuştur. Başlangıçta ekonomi-politik odaklı bir araştırma merkezi olarak planlanmış ancak zamanla özellikle kapitalist modernizm, kültür, ideoloji ve iletişim üzerine odaklanmıştır. 🧠 Felsefi Temel:  Kapitalist toplum, sadece ekonomik yapılarla değil kültür, medya ve ideoloji aracılığıyla da şekillenir.  Akıl ve rasyonalite, insanın özgürleşmesi için bir araç olacağına kapitalist üretimin çıkarlarına hizmet eden bir denetim mekanizmasına dönüşmüştür. 🎥 Kültür Endüstrisi Kavramı (T. W. Adorno & M. Horkheimer)  Kültür endüstrisi: Sanat ve kültür ürünlerinin endüstriyel mantıkla seri halde üretilmesi.  Kültür, kapitalist sistem içinde metalaşır. Standartlaşır, ticarileşir ve bireysel yaratıcılıktan kopar.  Eğlence ve tüketim odaklı kitle kültürü, toplumu pasifleştirir.  Medya aracılığıyla toplumsal gerçekler çarpıtılır; bireyler eleştirel düşünceden uzaklaştırılır. Adorno’nun Popüler Kültür Eleştirisi  Popüler kültür ürünlerini (caz müziği, sinema) adi ve tehlikeli bulur.  Yüksek sanat eserleri eleştirel düşünceyi geliştirirken, popüler kültür bunu engeller.  Kültür endüstrisi, tüketici yaratıcılığını değil, tüketici sadakatini hedefler. Walter Benjamin — Mekanik Yeniden Üretim Eleştirisi  "Mekanik Yeniden Üretim Çağı'nda Sanat" başlıklı makalesinde, sanat eserlerinin endüstriyel üretimle özgünlüklerini kaybettiğini savundu.  Sanatın aurası, yani özgünlüğü yok olmuştur.  Sinema ve fotoğraf gibi ürünler, sıradanlaşmış, eleştirellikten kopmuş ve bilinci zayıflatıcı etkilere sahiptir. 🌍 Herbert Marcuse — Tek Boyutlu İnsan  Kapitalist toplum, bireyin duygularını, düşüncelerini ve algılarını manipüle eder.  Tüketim kültürü, sahte ihtiyaçlar üreterek bireyi sisteme entegre eder.  Marcuse’ye göre, devrimci bir değişim umudu, işçi sınıfı değil; gençlik, azınlıklar ve marjinal gruplardadır.  İletişim araçları, insanları eleştirel bilinçten uzaklaştırır, “yanlış bilinç” yayar. 💬 Jürgen Habermas — İletişimsel Eylem Kuramı ve Kamusal Alan  Habermas, Adorno’nun öğrencisidir ve Frankfurt Okulu’nun ikinci kuşak temsilcisidir.  İletişimsel Eylem Kuramı: İnsanlar ortak akıl ve uzlaşmayla toplumsal düzen kurabilir. Devrim yerine uzlaşma ve iletişim vurgulanır.  Kamusal Alan: Modern toplumda özgür tartışma ortamının yok olmasıyla demokrasi zayıflar. Medya, kamusal alanı daraltır ve egemen ideolojiyi yeniden üretir. 🧾 Frankfurt Okulu’nun Ortak Görüşleri 1. Kültür endüstrisi, insan bilincini tüketim odaklı bir biçimde şekillendirir. 2. Medya, bireysel özgürlüğü değil, toplumsal rıza ve sistemin devamlılığını sağlar. 3. Popüler kültür, bireyi pasif ve eleştirel düşünceden yoksun hale getirir. 4. Medya ürünleri, kapitalist üretim mantığına uygun olarak metalaşır ve standartlaşır. 5. Modern toplum, teknik ve bürokratik araçlarla insanların özgürlük potansiyelini bastırır