Muhasebeye Giriş - eKitap PDF
Document Details
Uploaded by ValiantNessie3157
İstanbul Üniversitesi
2025
ÖZGÜR MUHİTTİN ESEN
Tags
Summary
This document is an e-book on Introduction to Accounting from Istanbul University's Open and Distance Education Faculty. It covers topics like the definition of accounting, the roles of different stakeholders, management accounting, financial accounting, and financial statements.
Full Transcript
28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi MUHASEBEYE GİRİŞ Doç. Dr. ÖZGÜR MUHİTTİN ESEN, about:blank...
28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi MUHASEBEYE GİRİŞ Doç. Dr. ÖZGÜR MUHİTTİN ESEN, about:blank 1/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap İÇİNDEKİLER 1. Muhasebeye Giriş 2. Bilanço ve Hesap Kavramı 3. Çift Taraflı Kayıt Sistemi ve Kâr Veya Zarar Tablosu (gelir Tablosu) 4. Muhasebe Döngüsü ve Hizmet İşletmeleri Kayıt Düzeni 5. Ayarlama Kayıtları (dönem Sonu İşlemleri) 6. Ticaret İşletmelerinde Kayıt Düzeni: Sürekli Envanter Yöntemi 7. Ticaret İşletmelerinde Kayıt Düzeni: Dönem Sonu (aralıklı) Envanter Yöntemi 8. Nakit İskontoları ve Katma Değer Vergisi (kdv) 9. Stok Maliyeti Değerleme Yöntemleri 10. Duran Varlıklar: Amortisman ve İtfa 11. Şüpheli Alacaklar 12. Kapanış Kayıtları about:blank 2/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap 1. Muhasebeye Giriş Birlikte Düşünelim Muhasebeye neden ihtiyaç duyulmaktadır? Muhasebe nedir? Muhasebe bilgi sisteminden kimler faydalanmaktadır? Başlamadan Önce Tarihimiz boyunca bilgi, yaşamsal ihtiyaçlarımızın en önemlilerinden biri olmuştur. İletişim ve teknoloji alanlarındaki gelişmeler sonucunda belki de bilgiye en rahat erişebildiğimiz dönemi yaşamaktayız. Buna karşın nerdeyse sayısız kaynaktan, kolaylıkla ve çok sayıda bilgiye ulaşabildiğimiz bu süreçte, kaliteli bilgiyi elde edebilmek hiç olmadığı kadar değer kazanmış durumdadır. Gündelik yaşantımızda olduğu gibi ticari hayatta da kaliteli ve güvenilir bilgiye olan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. İş hayatında karar alabilmek için gerekli olan kritik bilgilerden biri de finansal bilgilerdir. Dolayısıyla kaliteli finansal bilgiye olan ihtiyaç iş hayatının vazgeçilmez unsurlarından biridir. Bu doğrultuda, ilk bölümde muhasebeye neden ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapılarak muhasebenin tanımı yapılacaktır. Muhasebe bilgisiyle ilgili olan kişilere değinilerek, yönetim ve finansal muhasebe arasındaki fark açıklanacaktır. Temel finansal tablolardan ve finansal tabloların taşıması gereken niteliksel özelliklerden bahsedilecektir. Varlık, borç ve özsermaye kavramları ele alınacaktır. Genel Kabul Görmüş Muhasebe Kavramları anlatılacaktır. Kaynak: https://unsplash.com/s/photos/accountant Bu Bölümde Öğrenecekleriniz Bu bölümde öğrenci; 1. Muhasebenin tanımını yapabilir. 2. İlgili Kişiler, Yönetim Muhasebesi, Finansal Muhasebeyi tanımlayabilir. 3. Finansal Tablolar ve finansal bilgilerin niteliksel özelliklerini anlayabilir. about:blank 3/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap 4. Varlık, borç ve özsermaye kavramlarını açıklayabilir. 5. Genel Kabul Görmüş Muhasebe Kavramlarını anlayabilir. 1.1. Muhasebenin Tanımı Muhasebenin temel amacı, karar alıcılara karar alma sürecinde ihtiyaç duydukları bilgileri sağlamaktır. Bu doğrultuda muhasebe, işletmede gerçekleşen parasal olaylar ile ilgili bilgileri üretmektedir. Buradan yola çıkarsak muhasebeyi en basit biçimde, işletmede gerçekleşen parasal/finansal/mali* olaylarla ilgili bilgi sistemi şeklinde tanımlayabiliriz. Daha geniş bir ifadeyle muhasebe, bir işletmedeki finansal olayları tanımlayan, ölçen ve ilgili kişilere (karar alıcılara) finansal bilgileri ileten bir bilgi sistemidir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi muhasebenin en önemli özelliği bir bilgi sistemi oluşudur. Muhasebe bilgi sistemi işletme faaliyetleri ile ilgili bilgileri üretirken bazı temel fonksiyonları yerine getirmektedir. Bu temel fonksiyonları da kapsayacak şekilde muhasebe; finansal olayları yorumlayan, kaydeden, sınıflayan, özetleyen ve ürettiği bilgileri finansal raporlar halinde ilgili kişilere sunan bir bilgi sistemi biçiminde tanımlanabilir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere muhasebenin temel fonksiyonları yorumlama, kaydetme, sınıflama, özetleme ve raporlamadır. İşletme içinde meydana gelen olaylardan muhasebeyi ilgilendiren finansal olaylar belirlendikten sonra bu finansal olaylar ilk olarak ilgili deftere kaydedilmektedir. Kaydetme ile eş zamanlı olarak benzer finansal olaylar gruplanarak sınıflandırılmaktadır. Bu işlemlerden sonra finansal raporların hazırlanabilmesi için kaydedilip sınıflandırılan finansal bilgiler özetlenmektedir. Özetlenen bilgiler kullanılarak finansal raporlar hazırlanmakta ve bu finansal raporlar vasıtasıyla işletme hakkındaki finansal bilgiler ilgili kişilere iletilmektedir. Hazırlanan finansal raporlar finansal tablolardan oluşmaktadır. Muhasebe ile ilgili en önemli yanlış algılama, muhasebenin defter tutmak anlamına geldiğinin sanılmasıdır. Defter tutma muhasebenin sadece bir bölümünü oluşturmakta ve finansal olayların kaydedilmesi ile saklanmasından meydana gelmektedir. Tahmin edilebileceği gibi günümüzde muhasebe defterleri elle değil bilgisayar programları vasıtasıyla tutulmaktadır. 1.2. İlgili Kişiler, Yönetim Muhasebesi, Finansal Muhasebe Bir işletme hakkında karar alabilmek için işletme ile ilgili bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır. Muhasebe karar alıcılara, işletme hakkında alacakları kararlarda ihtiyaç duydukları finansal bilgileri finansal raporlar ile sunmaktadır. Bu nedenle muhasebe bilgi sisteminin nihai çıktısı finansal raporlardır. İşletme ve işletme faaliyetleri ile ilgili karar alan kişilere genellikle ilgili kişiler denilmektedir. Burada üzerinde durulması gereken husus ilgili kişilerin kimler olduğudur. Muhasebe bilgi sisteminin sunduğu finansal raporlara ihtiyaç duyan ilgili kişiler aşağıdaki gibi sıralanabilir. Yöneticiler, Ortaklar, Yatırımcılar, Kredi verenler (Bankalar), Devlet, Devlet Dışındaki Diğer Kural Koyucular, Tedarikçiler, Müşteriler, Sendikalar, Araştırmacılar, Kamuoyu Görüldüğü üzere ilgili kişiler yöneticilerden başlayarak tüm kamuoyuna kadar uzanmaktadır. İlgili kişiler temel olarak işletme içi ve işletme dışı olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Yukarıdaki listede yer alan yöneticiler işletme içi, diğer kesimler ise işletme dışındaki ilgili kişilerdir. Burada karıştırılmaması gereken nokta, hem işletme ortağı veya sahibi hem de işletmede yönetici olan bir kişi işletmenin sahibi olması nedeniyle değil işletme yöneticisi olması nedeniyle işletme içi gruptan sayılmaktadır. İşletme içi ilgili kişileri temsil eden yöneticilerden kasıt genel müdür, mali işler sorumlusu, pazarlama müdürü, üretim şefi gibi çeşitli düzeylerde yer alan yöneticilerdir. Bu yöneticiler örneğin; işletmenin ortaklarına kâr payı dağıtılabilmesi için yeterli finansal gücünün olup olmadığı, departmanların performanslarının değerlendirilmesi, bir mamulün hangi fiyattan satılırsa maksimum kâr getireceği, çalışanlarına hangi oranda zam yapılabileceği, hangi ürünün en fazla kâr sağladığı, üretiminden kaldırılması gereken bir ürün olup olmadığı veya yeni bir ürünün piyasaya sürülüp sürülemeyeceği gibi konularda karar alabilmek için muhasebe bilgi sistemine ihtiyaç duymaktadır. İşletme içindeki ilgili kişilerin, yani yöneticilerin, işletme faaliyetlerini planlayabilmesi, yürütebilmesi ve sonuçları kontrol edebilmesi için ihtiyaç duydukları finansal bilgileri sunan muhasebeye YÖNETİM MUHASEBESİ denilmektedir. Yönetim Muhasebesi bu kitap kapsamı dışında bulunmaktadır. İşletme içindeki yöneticiler gibi işletme dışındaki ilgili kişiler de işletme hakkında karar alabilmek için finansal bilgilere ihtiyaç duymaktadır. Örneğin; büyük çaplı ortaklar, işletmenin performansı değerlendirebilmeleri için veya işletmeden ne kadar kâr payı talep edebilecekleri ya da ortaklığa devam edip etmemeleri gibi kararlarda finansal bilgilerden yararlanmaktadırlar. Daha küçük çaplı yatırımcılar, hangi işletmenin hisse senedine yatırım yapacakları ya da ellerinde bulunan hisse senedini tutma veya satma kararları için finansal bilgiye ihtiyaç duymaktadır. Devlet vergi alabilmek için muhasebe sisteminin sağladığı bilgilerden faydalanmaktadır. Kredi verenler (bankalar), kredi riskini değerlendirmek amacıyla finansal bilgileri kullanmaktadırlar. Köprü, yol, hastane gibi büyük çaplı işlerde ihale açmak yoluyla müşteri konumunda olan devlet veya belediye gibi taraflar, ihaleyi kazanan firmanın işi tamamlayabilecek finansal gücünün olup olmadığını inceleyebilmek için işletmenin finansal bilgilerine ihtiyaç duymaktadır. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) veya Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) gibi kural koyucular, kendilerine bağlı işletmelerin konulan kurallara uyup uymadıklarını belirleyebilmek açışından finansal bilgilerden faydalanmaktadırlar. Sendikalar, toplu iş sözleşmelerinde talep edecekleri maaş zamlarını ve işletmenin bu zammı karşılayıp karşılayamayacağını analiz edebilmek için finansal bilgilere ihtiyaç duyarlar. Bahsi geçen örneklerdeki gibi işletme dışındaki ilgili kişilere ihtiyaç duydukları finansal bilgileri sağlayan ve bunları finansal raporlar halinde sunan muhasebeye FİNANSAL MUHASEBE denilmektedir. Buradaki finansal raporlardan kasıt finansal tablolardır. about:blank 4/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap İşletme içindeki grup olan yöneticiler de tabi ki finansal muhasebenin ürettiği bilgilerden yararlanmaktadır. Ancak yöneticiler ihtiyaç duydukları bilgileri işletme içi kaynaklardan istedikleri gibi elde edebilecekleri için, finansal muhasebenin temel amacı işletme dışındaki ilgili kişilere bilgi sunmaktır. Finansal muhasebe bu kitabın konusunu oluşturmaktadır. 1.3. Finansal Tablolar Bir işletmeye yönelik karar alabilmek için, ilgili kişilerin işletme hakkında bilgilere ihtiyacı bulunmaktadır. İşletme içindeki bilgi sistemleri, bilgi ihtiyacı duyanlara hazırladığı bilgileri raporlar vasıtasıyla iletmektedir. Muhasebe de işletmenin finansal olayları ile ilgili bilgi sistemi olduğuna göre, ürettiği bilgiyi ilgili kişilere finansal raporlar ile iletmektedir. Bu nedenle, bir işletmeye ilişkin karar alacak kişilerin en önemli bilgi kaynaklarından biri finansal tablolardır. Temel amacı işletme dışındaki ilgili kişilere, işletme hakkında finansal bilgi sunmak olan finansal muhasebenin nihai çıktısı finansal tablolardır. Finansal tabloların amacı da, ilgili kişilere karar alma sürecinde faydalı olacak finansal bilgileri sağlamaktır. Burada belirtilmesi gereken husus, finansal tabloların ilgili kişilerin ihtiyaç duyduğu tüm bilgileri içermediğidir. Çünkü bir işletme hakkında karar alırken sadece finansal bilgiler değil, işletmenin içinde bulunduğu iş kolu, pazar payı, işletmenin tanınırlığı, ülke ekonomisi, siyasi durum vb. diğer birçok faktör de göz önünde tutulmalıdır. İşletme hakkında karara alacak bir kişinin, örneğin yatırımcının, hangi tür finansal bilgileri görmek isteyeceği sorusu finansal tabloların içeriğini belirlemektedir. Kabaca işletmenin analiz edilebilmesi için ihtiyaç duyulan finansal bilgileri üç başlık altında toplayabiliriz: İşletmenin finansal durumu (pozisyonu) hakkındaki bilgiler İşletmenin faaliyetleri, yani kârlılığı hakkındaki bilgiler İşletmenin direkt olarak nakdini etkileyen olaylar hakkındaki bilgiler Bu üç farklı bilgi ihtiyacı üç farklı finansal tabloyu doğurmuştur. Bu finansal tablolar şu şekildedir; 1. Bir işletmenin finansal durumunu gösteren tabloya BİLANÇO veya FİNANSAL DURUM TABLOSU denilmektedir. 2. Bir işletmenin kârlılığını etkileyen faaliyetleri hakkında bilgi sunan finansal tabloya KÂR VEYA ZARAR TABLOSU ya da GELİR TABLOSU denilmektedir. 3. Bir işletmenin nakdini etkileyen faaliyetleri hakkında bilgi veren tabloya NAKİT AKIŞ TABLOSU denilmektedir. Bahsi geçen finansal tablolarda yer alabilecek bilgileri bir örnek yardımıyla açıklamaya çalışalım. Yeni aldığımız spor arabamızla seyahate çıktımızı varsayalım. Seyahatimizin başlangıcında depomuzda 50 TL’lik benzin bulunmaktaydı. Yola çıkar çıkmaz ilk benzin istasyonuna uğrayarak depomuzu doldurduk ve karşılığında 150 TL ödeme yaptık. Yolun yarısına geldiğimiz zaman benzin ışığının yandığını fark ederek tekrar depomuzu doldurduk ve karşılığında 200 TL ödeme yaptık. 12 saat süren seyahatimizin sonunda yaptığımız kontrolde depomuzda 80 TL’lik benzin kaldığını tespit ettik. Bu örnekte temel olarak üç farklı bilgi bulunmaktadır; 1) seyahat başındaki ve sonundaki depoda bulunan benzin tutarı, 2) seyahat süresince tüketilen benzin tutarı ve 3) seyahat süresince benzin için yapılan nakit ödemeler. Yukarıdaki örnekte bulunan bilgileri ele aldığımızda, seyahatimizin başında depomuzda mevcut olan 50 TL’lik benzin seyahatimizin başında düzenlenecek bilançoda yer alacaktır. Aynı şekilde seyahatimizin sonunda kalan 80 TL’lik benzin de seyahat sonu düzenlenecek ikinci bilançoda yer alacaktır. Görüldüğü üzere düzenlenecek olan bilançolardan ilki seyahate başlama anındaki benzin deposunda mevcut olan 50 TL’lik benzin tutarını gösterecektir. Buradan da anlaşılacağı üzere bilanço, sadece düzenlendiği anı gösteren, bir başka deyişle anlık, bir tablodur. Bilanço bir işletmenin belirli bir andaki, daha açık bir ifadeyle belirli bir tarihteki, finansal durumunu göstermektedir. Anı göstermesi nedeniyle bilanço fotoğraf karesine benzetilmektedir. Seyahat süresi boyunca tüketilen benzin tutarı 320 TL’dir. Bu tutar şu şekilde hesaplanmıştır; 50 TL (seyahat başında depoda mevcut olan benzin tutarı) + 150 TL (ilk benzin alışı) + 200 TL (ikinci benzin alışı) - 80 TL (seyahat sonunda depoda kalan, yani tüketmediğimiz, benzin tutarı) = 320 TL tüketilen toplam benzin tutarı. Tüketilen benzin tutarı olan 320 TL Kâr veya Zarar tablosunda (gelir tablosunda) gözükecektir. Dikkat edileceği üzere Kâr veya Zarar tablosu (gelir tablosu) seyahat süresi olan 12 saati kapsamaktadır. Bu nedenle Kâr veya Zarar tablosu (gelir tablosu) belirli bir anı değil, belirli bir zaman aralığını, yani belirli bir dönemi temsil etmektedir. Bu nedenle Kâr veya Zarar tablosun(gelir tablosu), bir işletmenin belirli bir dönemdeki kârlılığını etkileyen faaliyetleri göstermektedir. Belirli bir dönemi kapsadığı için Kâr veya Zarar tablosun (gelir tablosu) filme benzetilmektedir. Seyahat süresi boyunca benzin için yapılan nakit ödemeler olan 350 TL (150 TL birinci alış + 200 TL ikinci alış) nakit akış tablosunda sunulacaktır. Bu noktada vurgulanması gereken husus; seyahat süresince tüketilen benzin tutarı ile (320 TL), seyahat süresince nakit olarak ödenen benzin tutarının (350 TL) birbirine eşit olmadığıdır. Nakit akış tablosu da, Kâr veya Zarar tablosu(gelir tablosu) gibi, belirli bir zaman aralığına yani belirli bir döneme ilişkin bilgi sunmaktadır. Bu nedenle nakit akış tablosu, bir işletmenin belirli bir dönemdeki nakdini etkileyen finansal olaylara ilişkin bilgileri sunmaktadır. Verdiğimiz örnekte olduğu gibi finansal tablolar sadece parasal olarak ifade edilen rakamsal bilgileri içermektedir. İlgili kişilerin sunulan bilgileri analiz edip, yorumlayabilmesi için yalnızca rakamsal bilgilerin sunulması yeterli değildir. Bu nedenle, hem finansal tablolarda yer alan rakamsal bilgilere, hem de finansal tablolar hazırlanırken uygulanan muhasebe usulleri, esasları, yöntemleri, ilkeleri, kuralları vb. hususlara ilişkin açıklamaların da paylaşılması gerekmektedir. Bahsi geçen bilgiler finansal tabloların ayrılmaz parçası olan dipnotlarda açıklanmaktadır. Bu nedenle finansal tablolar dipnotları ile beraber kamuoyuna açıklanmaktadır. Ülkemizde yürürlükte olan mevcut mevzuata göre hisse senetleri halka açık olan işletmeler ile bankalar finansal tablolarını ve bunlara ilişkin dipnotlarını kamuoyuna açıklamak zorundadırlar. Bu kurumlar yukarıda bahsi geçen 3 temel finansal tablo dışında, Özkaynak Değişim Tablosu olarak adlandırılan 4. bir finansal tabloyu da kamuoyuna sunmaktadırlar. Ancak kapsam dışında kaldığı niçin Özkaynak Değişim Tablosuna bu kitap içinde değinilmeyecektir. Finansal tablolar ile ilgili yanlış anlaşılmalardan biri de, bu tabloların işletmenin değerini (halka açık ise piyasa değerini) gösterdiği kanısıdır. Ancak, finansal tablolar işletmenin değerini (halka açık ise piyasa değerini) göstermemektedir. Finansal tablolar, ilgili kişilere işletme değerine yönelik yapacakları tahminlerde yardımcı olacak bilgileri sağlamaktadırlar. 1.3.1. Finansal Bilgilerin Niteliksel Özellikleri about:blank 5/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap Finansal tablolarda ve dipnotlarda yer alan bilgilerin karar alıcılara faydalı olabilmesi açısından bazı niteliksel özelliklere sahip olması gerekmektedir. Finansal bilgilerin, ilgili kişilere faydalı olabilmesi için, ihtiyaca uygun olması ve açıklamayı amaçladığı hususları gerçeğe uygun bir biçimde sunması gerekmektedir. İhtiyaca uygunluk ve gerçeğe uygun sunum finansal tablolar ve dipnotlarda olması gereken iki temel niteliksel özelliktir. İhtiyaca Uygunluk: Finansal bilgilerin ihtiyaca uygun olabilmesi için, ilgili kişiler tarafından verilen kararları etkileme gücüne sahip olması gerekmektedir. Eğer sunulan finansal bilgiler tahminlerde kullanılabilme ve/veya önceki değerlendirmelere yönelik geri bildirim sağlayabilme (teyit etme) özelliklerini barındırıyorsa, bu bilgilere dayanılarak verilecek kararları etkileme gücüne sahip oldukları kabul edilmektedir. Gerçeğe Uygun Sunum: Finansal bilgilerin işletmenin finansal olaylarını gerçekçi bir şekilde yansıtması gerekmektedir. Bu nedenle, finansal tablolar ve dipnotlarda yer alan bilgiler tam, tarafsız ve hatasız sunulmalıdır. Tam sunumdan kasıt, finansal tablolar ve dipnotlarının ilgili kişilerin ihtiyacı olan tüm bilgileri içermesidir. Tarafsız sunumdan kasıt, finansal tablolar ve dipnotlarının ilgili kişilerin alacakları kararları manipüle edecek şekilde yargılar içermemesidir. Hatasız sunumdan kasıt, finansal tablolar ve dipnotlarında sunulan bilgilerin yanlışlık veya ihmal içermemesidir. Tam, tarafsız ve hatasız olarak hazırlanan finansal tablo ve dipnotlarının gerçeğe uygun bir biçimde sunulduğu kabul edilmektedir. Yukarıda açıklanan iki temel niteliksel özelliğe ek olarak, finansal tabloların ve dipnotların faydasını arttıran, destekleyici dört niteliksel özellik bulunmaktadır. Bunlar; Anlaşılabilirlik, Karşılaştırılabilirlik, Doğrulanabilirlik ve Zamanında sunumdur. Anlaşılabilirlik: Finansal tablolar ve dipnotlarda yer alan bilgilerin ilgili kişiler tarafından anlaşılabilir olması gerekmektedir. Anlaşılmaz ve karmaşık bir biçimde sunulan bir bilgi ilgili kişilerin işine yaramayacağı gibi, yanılmalara da neden olabilir. Karşılaştırılabilirlik: İlgili kişiler, sağlıklı karar alabilmek için, belirli bir işletmenin finansal bilgilerini daha önceki dönemlerde sunduğu finansal bilgiler ve diğer işletmelerin sunduğu finansal bilgiler ile karşılaştırmak isterler. Bu nedenle finansal tabloların, hem ilgili işletmenin geçmiş dönemlerde sunduğu, hem de diğer işletmelerin sunduğu finansal tablolar ile karşılaştırılabilir olması gerekmektedir. Doğrulanabilirlik: Finansal tablolar ve dipnotlarda yer alan bilgilerin, işletmenin finansal olaylarını gerçeğe uygun bir şekilde sunulduğu hususunda bağımsız gözlemcilerin görüş birliğine varabilmeleri anlamına gelmektedir. Zamanında Sunum: İlgili kişilerin ihtiyaç duydukları bilgilerin, karar alma süreci esnasında mevcut olması anlamına gelmektedir. İşletme hakkında alınacak kararı etkileyebilecek nitelikteki bir bilginin karar alınmadan önce, yani zamanında, ilgili kişilere sunulması gerekmektedir. 1.4. Varlık, Borç ve Özsermaye Kavramları VARLIKLAR: Gündelik hayatta varlık denildiği zaman para, mal, mülk gibi değerli şeyler aklımıza gelmektedir. Bu durum işletmeler için de geçerlidir. Bu doğrultuda varlıklar, işletmenin sahip olduğu ve işletmeye gelecekte ekonomik fayda getirmesi beklenen ekonomik değerlerdir. İşletmeye gelmesi beklenen ekonomik faydalar doğrudan nakit girişleri şeklinde olabileceği gibi, işletmeye para dışında başka bir varlık getirecek veya işletme faaliyetlerinin yürütülmesinde kullanılarak işletmeye fayda sağlayacak şekilde de olabilmektedir. Bir başka ifadeyle varlıklar işletmeye temel olarak üç şekilde ekonomik fayda sağlayabilirler: 1) Doğrudan para girişi şeklinde veya 2) Satılıp işletmeye para girişi sağlayacak şekilde veya 3) İşletmeye para girişi sağlaması beklenen faaliyetlerde kullanılması şeklinde. Bu açıklamadan anlaşılacağı üzere varlıkların, gelecekte doğrudan veya dolaylı şekilde işletmeye para girişi yaratması beklenmektedir. Muhasebede bir harcamanın varlık olarak tanınabilmesi için; 1. Geçmişteki olaylardan kaynaklanması, 2. İşletmenin kontrolünde olması, 3. Gelecekte işletmeye ekonomik fayda sağlaması ve 4. Maliyet veya değerinin güvenilir bir şekilde belirlenebilmesi gerekmektedir. Varlıklar bina, makine, araba, mal stokları vb. maddi (fiziki) biçimde olabileceği gibi; tahvil, hisse senedi veya karşı taraftan para alma hakkını ifade eden alacaklar vb. finansal varlıklar ile telif hakkı, patent, lisans, bilgisayar programı veya bir hizmetten faydalanma hakkı (örneğin araba veya sağlık sigortası) vb. haklar gibi maddi olmayan (fiziki olmayan) biçimde de olabilirler. Giysi satan Taksim işletmesinin mağazasına 31 Ekim 2021 tarihinde gittiğimizi ve bu mağazadaki varlıkları incelediğimizi varsayalım. Bu mağazada ilk gözümüze çarpacak şey tabi ki reyondaki giysiler olacaktır. Bu giysiler mağazada müşterilere satılmak amacıyla bulunmaktadır. Bir işletmede satılmak amacıyla bulunan varlıklara “Ticari Mallar” veya “Stoklar” denilmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere mağazada ilk olarak gözümüze çarpan varlık Ticari Mallardır. Bunun dışında, doğal olarak mağazada raf, yazar kasa, masa, bilgisayar gibi varlıklar da olacaktır. Bunları Ticari Mallardan ayıran nokta, satılmak değil kullanılmak amacıyla mağazada bulunmalarıdır. Bu nedenle bu varlıkları Ticari Mallar arasında değil, ayrı olarak belirtmek gerekmektedir. Muhasebede bu tip varlıklar tek tek gösterilmek yerine “Demirbaşlar” adı altında topluca gösterilmektedir. Aynı zamanda mağazanın kasasında ve banka hesabında nakdinin olacağı da kesindir. İşletmenin müşterilerine taksitli satış yaptığını düşünürsek alacaklarının olması da doğaldır. Bu tip alacaklara, işletmenin faaliyet (ticaret) konusu ile ilgili olması nedeniyle “Ticari Alacaklar” denilmektedir. İçinde bulunulan dükkânın işletmeye ait olduğunu ve mal taşımak içinde bir kamyonetinin olduğunu varsayalım. Muhasebede bina, daire, dükkân, depo, kat, oda gibi taşınmazlar topluca “Binalar”; araba, kamyon, tır, uçak, gemi gibi araçlar da topluca “Taşıtlar” başlığı altında sunulmaktadır. Son olarak da işletmenin mağazadaki ürünlerin barkod sistemi ile takip edilebilmesi amacıyla bilgisayar programı satın almış olduğunu kabul edelim. Yukarıda bahsi geçen varlıklar, tutarları ile beraber aşağıda listelenmiştir. TAKSİM İŞLETMESİ’NİN 31 EKİM 2021 TARİHİ İTİBARİYLE VARLIKLARI Nakit 3.500 TL Ticari Alacaklar 17.500 TL Ticari Mallar 45.000 TL Demirbaşlar 26.000 TL Taşıtlar 50.000 TL about:blank 6/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap Binalar 100.000 TL Bilgisayar Programı 8.000 TL TOPLAM VARLIKLAR 250.000 TL BORÇLAR: Borçlar, en basit anlamda, işletmenin üçüncü kişilere karşı olan yükümlülükleridir. Daha kapsamlı tanımı ile borçlar, geçmişteki olaylardan kaynaklanan ve gelecekte işletmeden ekonomik fayda çıkışına neden olması beklenen mevcut yükümlülüklerdir. Bir başka ifadeyle borçlar, işletmenin varlıkları üzerindeki üçüncü kişilerin haklarıdır. Giysi satan Taksim İşletmesi örneğimize devam edelim. İşletmenin satmak amacıyla mağazada bulundurduğu giysilerin bir kısmını vadeli alması gayet normal bir durumdur. Vadeli alınan bu giysiler nedeniyle işletmenin tedarikçilerine borcu olacaktır. Muhasebede bu tip faaliyet (ticaret) konusu ile ilgili borçlara “Ticari Borçlar” denilmektedir. Ayrıca işletmenin personeline maaşlar nedeniyle, devlete de vergi nedeniyle borcu olduğunu farz edelim. Bunun dışında işletmenin kamyoneti satın alırken banka kredisi kullandığını bu nedenle de bankaya borcu olduğunu kabul edelim. Son olarak da işletmenin telefon, elektrik, su gibi ufak tefek çeşitli diğer borçları olduğunu varsayalım. Yukarıda değinilen borçlar, tutarları ile birlikte aşağıda listelenmiştir. TAKSİM İŞLETMESİ’NİN 31 EKİM 2021 TARİHİ İTİBARİYLE BORÇLARI Ticari Borçlar 50.000 TL Personele Borçlar 4.000 TL Vergi Borcu 15.000 TL Banka Kredi Borcu 70.000 TL Çeşitli Diğer Borçlar 1.000 TL TOPLAM BORÇLAR 140.000 TL ÖZSERMAYE (ÖZKAYNAKLAR): Bir işletmenin toplam varlıklarından, bu varlıklar üzerindeki üçüncü kişilerin hakkını ifade eden toplam borçlarını çıkardığımızda geriye işletmenin sahip olduğu net varlıklar kalmaktadır. Aslında varlıklardan borçların düşülmesi sonucunda geriye kalan net varlıklar işletmenin değil, işletme ortaklarınındır. Çünkü eğer işletme kapatılırsa ilk olarak işletmenin varlıkları tasfiye edilerek borçlar ödenmektedir. Geriye kalan varlıklar da ortaklara verilmektedir. Muhasebede varlıklardan borçların düşülmesi ile bulunan tutara net varlıklar değil ÖZSERMAYE veya ÖZKAYNAKLAR denilmektedir. Özsermaye, işletmenin varlıkları üzerindeki ortakların hakkı olarak tanımlanmaktadır. Taksim İşletmesi örneğimize geri dönersek işletmenin özsermayesi, bir başka ifadeyle işletme varlıkları üzerindeki ortakların hakkı, şu şekilde bulunacaktır; Özsermaye = Toplam Varlıklar – Toplam Borçlar Özsermaye = 250.000 TL – 140.000 TL = 110.000 TL 1.5. Genel Kabul Görmüş Muhasebe Kavramları Muhasebe bilgisinin hem hazırlayanlar hem de kullanan ilgili kişiler tarafından kolay anlaşılabilmesi ve yorumlanabilmesi gerekmektedir. Muhasebe bilgisinin herkes tarafından anlaşılabilmesi ve yorumlanabilmesi için zaman içerisinde finansal muhasebenin esaslarının oluşturulması amacıyla Genel Kabul Görmüş Muhasebe Kavramları (GKGMK) olarak adlandırılan ilkeler geliştirilmiştir. Bu ilkeler finansal raporların nasıl hazırlanıp sunulacağı ile ilgili genel hususlardan oluşmaktadır. GKGMK işletme içinde meydana gelen her bir finansal olayın kesin olarak nasıl kaydedileceğini açıklamamaktadır. GKGMK zaman içerisinde kabul görmüş muhasebe uygulamalarının tanımlanabilmesi için gerekli olan gelenekleri, kuralları, adetleri, prosedürleri, tecrübeleri içeren ilkelerden oluşmaktadır. Bu ilkeler muhasebe uygulamasındaki ve teorisindeki ortak çalışmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Bir başka ifadeyle GKGMK, muhasebeciler, akademisyenler ve iş hayatındaki uygulamacılar tarafından geliştirilmiştir. İnsanlar tarafından zaman içinde geliştirilen GKGMK, fizik veya kimyadaki gibi değişmez doğa kuralları değillerdir. Bu nedenle, daha iyi bir yöntem veya yeni bir gelişme ortaya çıktığında ya da koşullar değiştiğinde GKGMK da değiştirilebilmektedir. Genel Kabul Görmüş Muhasebe Kavramları aşağıdaki 12 kavramdan oluşmaktadır; 1. Paranın Ortak Ölçü Birimi Olması 2. İşletmenin Tüzel Kişiliği 3. İşletmenin Sürekliliği 4. Dönemsellik 5. Tahakkuk (Gerçekleşme) 6. Maliyet Esası 7. Çift Taraflılık 8. Tutarlılık 9. Tarafsızlık 10. Önemlilik 11. Tam Açıklama 12. İhtiyatlık (Tutuculuk) 1.5.1. Paranın Ortak Ölçü Birimi Olması Kavramı about:blank 7/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap Bir işletme içinde muhasebenin konusuna giren ve birbirinden faklı pek çok ekonomik olay gerçekleşmektedir. Birbirinden farklı bu ekonomik olayların muhasebe bilgi sistemine alınabilmesi için aynı cinsten ifade edilebilmesi gerekmektedir. İşletme içinde gerçekleşen birbirinden farklı ekonomik olayların aynı cinsten ifade edilebilmelerini sağlayacak en iyi ortak ölçü birimi paradır. Çünkü para, farklı ekonomik olayların ortak paydada ifade edilebilmesini sağlayan en iyi ölçüttür. Örneğin, bir işletmenin 10.000 TL nakdinin, 30 top kumaşının, 2 adet arabasının ve bir adet deposunun olduğunu varsayalım. Bu örnekte işletmenin sahip olduğu varlıkların toplam değerini hesaplayamayız, çünkü bu varlıkları birbirleri ile toplayamayız. Ancak örnekteki varlıkları 10.000 nakit, 25.000 TL’lik kumaş, 90.000 TL’lik araba ve 250.000 TL’lik depo şeklinde parasal olarak ifade edersek işletmenin toplam 375.000 TL’lik varlığı olduğunu hesaplayabiliriz. Bu nedenle, muhasebede herhangi bir olayın muhasebe bilgi sistemine alınabilmesi, yani kaydedilebilmesi, için parasal olarak ifade edilebilmesi gerekmektedir. 1.5.2. İşletmenin Tüzel Kişiliği Kavramı İşletmelerin gerçekleştirdikleri ekonomik faaliyetler ile işletme sahiplerinin veya işletme ile ilgili diğer kişilerin kendi adlarına gerçekleştirdikleri ekonomik faaliyetler birbirinden ayrı olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle işletmenin sahiplerinden veya diğer ilgili kişilerden ayrı bir tüzel kişiliği bulunmaktadır. Buna paralel olarak muhasebe, sadece işletmenin ekonomik faaliyetleri ile ilgilenmektedir. İşletme sahiplerinin veya işletme ile ilgili diğer kişilerin kişisel ekonomik faaliyetleri muhasebenin ilgi alanı dışında kalmaktadır. Finansal olaylar muhasebe sistemi içerisine alınırken, bu finansal olayların işletme sahiplerini veya ilgili diğer kişileri nasıl etkilediğine değil, doğrudan işletmeyi nasıl etkilediğine bakılmaktadır. Eğer işletme sahiplerinin kişisel faaliyetleri, varlıkları veya borçları işletmeye aitmiş gibi raporlanırsa, işletmenin faaliyetleri sonucunda hazırlanan finansal raporların yanlış finansal bilgiler içermesi söz konusu olacaktır. Örneğin, işletme sahibinin kişisel harcamasını işletmenin harcaması gibi göstermesi veya işletme sahibinin kişisel banka hesabı, araba, ev gibi varlıklarını işletme varlıklarıymış gibi göstermesi işletmenin hatalı finansal bilgiler sunmasına neden olacaktır. Bu durum, işletmenin tüzel kişiliği Kavramı ile çelişmektedir. Bu nedenle, işletme sahipleri veya ilgili diğer kişiler ile işletmenin tüzel kişiliğinin birbirinden ayrı olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak işletmenin tüzel kişiliği kavramına göre, işletmenin finansal olayları ile ilgili olarak sahiplerinden ve diğer kişilerden tamamen ayrı kayıtlarının olması ve finansal tabloların sadece işletme ile ilgili finansal olayları sunması gerekmektedir. 1.5.3. İşletmenin Sürekliliği Kavramı İşletmelerin faaliyet ömürleri, sahiplerinin ömürlerinden bağımsızdır. Belirli bir döneme ait finansal tabloların hazırlanabilmesi için muhasebenin işletmenin ömrüne ilişkin bir varsayımda bulunması gerekmektedir. Tersine bir kanıt olmadıkça muhasebe, işletmenin faaliyetlerine belirlenemeyecek kadar uzun bir süre devam edeceğini, bir başka ifadeyle işletmenin ömrünün belirsiz (sınırsız) olduğunu varsaymaktadır. Bu nedenle süreklilik kavramı, işletmenin amaçlarına ulaşmak için yerine getireceği faaliyetlerini belirsiz sayılabilecek kadar uzun bir süre boyunca yürüteceği varsayımına dayanmaktadır. 1.5.4. Dönemsellik Kavramı İşletmenin sürekliliği kavramına göre işletmenin ömrü sınırsız kabul edilmektedir. Ancak işletme yöneticileri ve diğer ilgili kişiler, işletmenin gerçekleştirdiği faaliyetlerin sonuçlarını değerlendirmek için işletme ömrünün sona ermesini bekleyemezler. İşletme faaliyetlerinin etkinliğini ölçebilmek açısından, daha sık aralıklarla bilgilendirilmeye ihtiyaç duymaktadırlar. Bu nedenle, sınırsız kabul edilen işletme ömrünün belirli zaman aralıklarına bölünmesi ve her dönemin faaliyet sonuçlarının birbirinden ayrı olarak saptanması gerekmektedir. Bir başka deyişle, finansal tablo kullanıcılarına zamanında bilgi sağlanabilmesi amacıyla sınırsız kabul edilen işletme ömrü belirli zaman aralıklarına, yani dönemlere, bölünmektedir. İşletme ömrünün belirli zaman aralıklarına bölünerek, ilgili döneme ait gelirlerin aynı döneme ait giderler ile karşılaştırılarak, dönemin faaliyet sonuçlarının ölçülmesi ilkesine dönemsellik kavramı denilmektedir. Genelde zaman aralıkları, karşılaştırmayı kolaylaştırabilmek açısından, eşit uzunlukta olurlar. Finansal tablolar herhangi bir zaman aralığına ilişkin olarak düzenlenebilirler; örneğin, haftalık, aylık, 3 aylık, yıllık gibi. Ancak işletmelerin hem kanunlar, hem de iş hayatındaki uygulamalar gereği yılda en az bir kere finansal tablolarını hazırlayıp, ilgili kişilere sunması gerekmektedir. Muhasebede bir yıl, genellikle takvim yılı olan 1 Ocak – 31 Aralık tarihleri arasındaki dönem olarak kabul edilmektedir. Takvim yılına eşit olan bu döneme mali yıl denilmektedir. Ancak, işletmelerin mali yıl olarak kabul ettiği tarih aralığı faaliyet alanına göre değişiklik gösterebilmektedir. Örneğin, bir tekstil firması bir yıllık muhasebe dönemini 1 Ocak – 31 Aralık tarihleri arası olarak kabul ederken; Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor gibi spor kulüplerinin yıllık muhasebe dönemi 1 Haziran – 31 Mayıs tarihleri arası olarak kabul edilmektedir. Bunun dışında halka açık işletmeler, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasına (İMKB) kote işletmeler, finansal tablolarını sadece yıllık değil üçer aylık dönemler itibariyle de kamuoyu ile paylaşmaktadırlar. 1.5.5. Tahakkuk (Gerçekleşme) Kavramı Muhasebede finansal işlemeler ve olaylar tahakkuk (gerçekleşme) esasına göre kaydedilmektedir. Tahakkuk esası uyarınca finansal işlemler ve olaylar, nakit olarak tahsil edildiğinde veya nakit olarak ödendiğinde değil, ortaya çıktıkları (gerçekleştikleri) anda muhasebe kayıtlarına alınmakta ve ortaya çıktıkları dönemin finansal tablolarında raporlanmaktadır. Örneğin, Kasım ayına ait elektrik faturasının ödemesi Aralık ayında yapılacak olsa bile, işletmenin tükettiği elektrik tutarı ödemenin yapılacağı Aralık ayında değil, elektriğin tüketildiği Kasım ayında muhasebe kayıtlarına alınmakta ve Kasım ayı finansal tablolarına yansıtılmaktadır. Buna benzer olarak bir işletmenin 2021 yılı Aralık ayında 100 TL tutarında bir satış yaptığını ancak bedelini 2022 yılı Şubat ayında tahsil edeceğini varsayalım. Bu satış işlemi, paranın tahsil edeceği 2022 yılı Şubat ayında değil, 2021 yılı Aralık ayında muhasebe kayıtlarına alınacak ve dolayısıyla bu satış işlemi, işletmenin 2021 yılına ait finansal tablolarında gözükecektir. Eğer işletmeler finansal işlemleri ve olayları nakit esasına göre kaydetselerdi, bir finansal işlem veya olay nakit olarak tahsil edilene ya da ödenene kadar muhasebe kayıtlarına alınmayacak ve dolayısıyla finansal tablolar sadece nakit olarak tahsil edilen veya ödenen işlemlere ilişkin bilgileri sunacaktı. Tahakkuk esasına göre hazırlanan finansal tablolar ise sadece geçmişte nakit şeklinde yapılan işlemleri değil, aynı zamanda gelecekte nakit tahsilatı hakkı doğuran işlemler ile nakit ödemesi gerektirecek yükümlülüklere ilişkin bilgileri de ilgili kişilere sunmaktadır. 1.5.6. Maliyet Esası Kavramı Muhasebede tüm varlıklar ilk olarak kayıt altına alındıklarında maliyet değerleri ile kaydedilmektedir. Maliyet değeri bir varlığın el değiştirmesi esnasında ödenen nakit, karşılığında verilen bir diğer varlık veya yüklenilen borç tutarıdır. Muhasebe uygulamasındaki bazı varlıklar ilk defa kayıt altına alınmasından sonraki dönemlerde de finansal tablolarda maliyet bedeliyle sunulmaktadır. Varlıkların hem ilk kayıtlarında hem de sonraki dönemlerde maliyet bedeli ile gösterilmesine maliyet esası kavramı denilmektedir. Bu kavram tarihi maliyet olarak da adlandırılmaktadır. Varlıkların maliyet değeri ile gösterilmesinin nedeni, bu değerin birbirinden bağımsız iki taraf arasında fiilen gerçekleşen bir alışveriş sonucunda ortaya çıkması nedeniyle maliyet bedelinin doğrulanabilir, kanıtlanabilir ve objektif bir tutar olmasıdır. Ancak tahmin edilebileceği gibi zaman içerisinde, işletmenin elde tuttuğu varlıklarının finansal tablolarda gözüken değeri güncel piyasa değerlerinden farklılık gösterecektir. Bundan dolayı, etkin bir piyasası olan ve about:blank 8/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap güncel değerleri güvenilebilir bir şekilde tespit edilebilen varlıklar (örneğin borsaya kote hisse senetleri) tarihi maliyet değerleri yerine, güncel piyasa değerleri ile finansal tablolarda raporlanmaktadırlar. 1.5.7. Çift Taraflılık Kavramı Aslında çift taraflılık kavramına Varlık, Borç ve Özsermaye kavramlarının açıklandığı başlık altında değinmiştik. Hatırlanacağı üzere özsermayenin, varlık ile borç arasındaki fark olduğunu belirtmiştik. Bunu da aşağıdaki basit denklem ile göstermiştik. Özsermaye = Varlık – Borç Çift taraflılık kavramı de aynı şeyi biraz farklı ifade etmektedir. Çift taraflılık kavramına göre varlıklar, borç ve özsermaye toplamına eşittir. Sözel olarak ifade ettiğimiz bu durum aşağıdaki denklemde sunulmuştur. VARLIK = BORÇ + ÖZSERMAYE Bu eşitliğe “muhasebe eşitliği” de denilmektedir. Çift taraflılık kavramı muhasebe kayıtlarının nasıl tutulacağını belirleyen bir ilkedir. Bu ilkenin temeli herhangi bir finansal olayın en az iki “etkisi” olduğu varsayımına dayanmaktadır. Yine bu ilkeye göre bu “etkilerin” büyüklüklerin toplamları birbirine eşittir. Örneğin küçük bir çocuğu düşünelim. Bu küçük çocuğun kumbarasında birikmiş olan 50 TL’si olduğunu varsayalım. Bu çocuğun zenginliği (özsermayesi) 50 TL’dir. Aslında çift taraflılık kavramına Varlık, Borç ve Özsermaye kavramlarının açıklandığı başlık altında değinmiştik. Hatırlanacağı üzere özsermayenin, varlık ile borç arasındaki fark olduğunu belirtmiştik. Bunu da aşağıdaki basit denklem ile göstermiştik. Özsermaye = Varlık – Borç Bu durumda küçük çocuğun 50 TL parası (varlık) ve hiç borcu olmadığı için çocuğun zenginliği 50 TL’dir. Muhasebede zenginliği ifade eden formül aşağıdaki gibi yazılır ve buna “muhasebe eşitliği” denir. Varlık = Borç + Özsermaye Küçük çocuk parası ile oyuncak araba almak istemiş ancak beğendiği arabanın 60 TL olduğunu öğrenmiştir. Satıcı, çocuğa arabayı vereceğini ama daha sonra 10 TL daha getirmesini söylemiştir. Çocuk bunu kabul ettiğinde bu satın alma olayının kendisi üzerinde çeşitli etkileri olmuştur. 50 TL parasını cebinden çıkarıp satıcıya vermiş ve 60 TL’lik araba sahibi olmuştur. Çocuğun para varlığı 50 TL azalmış ama araba varlığı 60 TL artmıştır. Ayrıca daha önce herhangi bir borcu yokken şimdi 10 TL borçludur. Sonuçta çocuğun zenginliğinde bir değişme olmamıştır ama varlık ve borçlarında tür ve tutar olarak çeşitli değişiklikler olmuştur. Varlık = Borç + Özsermaye 60 TL = 10 TL + 50 TL Çift taraflılık kavramı gereği işletmenin varlık, özsermaye ve borçlarında bir finansal olay sonrası tür ve tutar olarak değişiklik olsa da yukarıdaki eşitlik asla bozulmaz. Çift taraflılık kavramına ilerleyen bölümlerde daha ayrıntılı değinilecektir. 1.5.8. Tutarlılık Kavramı Bir işletmenin farklı dönemlerine ait finansal tablolarının birbirleri ile karşılaştırılabilmesi ve yorumlanabilmesi için işletmenin finansal tablolarını hazırlarken belirlediği muhasebe ilkelerini, kurallarını, yöntemlerini, adetlerini, kısacası uyguladığı muhasebe politikalarını dönemler itibariyle değiştirmeden kullanması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle tutarlılık kavramı, işletmenin seçtiği muhasebe politikalarının dönemler itibariyle tutarlı olması gerektiğini belirtmektedir. Tutarlılık kavramı, seçilen bir muhasebe politikasının hiçbir zaman değiştirilemeyeceği anlamına gelmemektedir. İşletme seçtiği ve dönemler itibariyle aynı şekilde uyguladığı muhasebe politikasını geçerli bir nedeni var ise değiştirebilir. İşletme muhasebe politikasını değiştirdiği taktirde, hem değişiklik hem de değişikliğin etkilerine ilişkin bilgileri, finansal tablo dipnotlarında ilgili kişilere açıklamak zorundadır. 1.5.9. Tarafsızlık Kavramı İşletmenin finansal tablolarında yer alan bilgilerin, bu tablolardan sorumlu olan bireylerin kişisel yargı ve hükümlerini içermeden hazırlanması ve bu nedenle de muhasebe kayıtlarının objektif belgelere dayandırılması gerekmektedir. Ayrıca finansal tablolar, ilgili kişiler olarak açıklanan taraflardan herhangi birinin çıkarları doğrultusunda değil, tüm kesimlerin faydalanabileceği bir biçimde hazırlanmalıdır. Yukarıda bahsi geçenlerin tümü tarafsızlık kavramını oluşturmaktadır. 1.5.10. Önemlilik Kavramı Önemlilik bir bilginin göreceli olarak ehemmiyetini ifade etmektedir. Bir bilginin finansal tablolarda ve dipnotlarında ayrı olarak sunulup sunulmaması, finansal tablo kullanıcıların alacakları kararları etkiliyor ise bu bilgi önemli olarak kabul edilir. Bir başka ifadeyle, bir bilginin verilmemesi veya hatalı verilmesi finansal tablo kullanıcılarının kararlarını etkiliyorsa o bilgi önemlidir. Önemli olarak kabul edilen bilgilerin finansal tablolarda diğer bilgilerden ayrı olarak sunulması gerekmektedir. Bir bilginin önemli olup olmadığını belirleyebilmek için kesin bir kural yoktur. Finansal tablo hazırlayıcıları işletmenin özelliklerini göz önüne alarak, bir bilginin niteliği ve/veya sayısal büyüklüğüne bakarak önemli olup olmadığına karar vermektedirler. 1.5.11. Tam Açıklama Kavramı Tam açıklama kavramı, finansal tablolarda ve ayrılmaz parçası olan dipnotlarda, bu tabloların ilgili kişiler tarafından anlaşılabilmesi, analiz edilebilmesi ve yorumlanabilmesi için ihtiyaç duyulan tüm bilgilerin sunulması gerektiğini ifade etmektedir. Bir başka ifadeyle muhasebe bilgi sistemi, finansal tablo kullanıcılarının yanılmaması için gerekli olan tüm bilgileri açıklanmalıdır. Örneğin bir işletme toplam “nakit” bilgisini bilançoda göstermesine karşın bu nakde ilişkin ayrıntıları dipnotlarında belirtmelidir. Nakit olarak bilançoda gösterilen tutar pek çok alt tutarın toplamından meydana gelmektedir. Her bir alt tutarın özelliği (yabancı para, vadeli hesap veya blokeli tutar) finansal tablo kullanıcıları için karar almada kullanacakları önemli bir bilgi olabilir. 1.5.12. İhtiyatlılık (Tutuculuk) Kavramı about:blank 9/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap Finansal olaylar muhasebeleştirilirken mantıklı ve belgeye dayalı bir biçimde değerlendirilerek kayıt altına alınırlar. Ancak belirsizlik söz konusu olduğu durumlarda tahmin yapılması gerekmektedir. İşin içine tahmin girdiğinde ise, bir finansal olay için farklı değerler hesaplanabilinir. Bu tip tahmin yapılması gereken durumlarda yöneticiler genellikle sorumlu oldukları işletmenin finansal durumunu ve faaliyet sonuçlarını iyi gösterme eğilimindedirler. Fakat işletmenin olduğundan daha iyi bir şekilde gösterilmesi, karar alıcılar açısından yanıltıcı olmaktadır. Bu nedenle, tahmin yapılması gereken durumlarda ihtiyatlı/tedbirli davranılarak işletmenin varlıkları ve kârı yüksek tutardan gösterilmemelidir. İhtiyatlılık kavramına göre, belirsizlik nedeniyle tahmin yapılması gereken durumlarda varlık ve gelirler olduğundan yüksek tutardan, borç ve giderler olduğundan düşük tutardan gösterilmemelidir. Tüm bu açıklamaların paralelinde, ihtiyatlılık kavramı uyarınca; Gelirler, sadece kesin olarak gerçekleştiklerinde muhasebeleştirilirler. Giderler, gerçekleşme ihtimali yüksek olduğunda muhasebeleştirilirler. Bölüm Özeti İlk bölümde muhasebeye neden ihtiyaç duyulduğu açıklanmış ve muhasebenin tanımı yapılmıştır. Ayrıca muhasebenin ürettiği finansal bilgilere ihtiyaç duyulan ilgili kişiler ele alınmış ve yönetim muhasebesi ile finansal muhasebeye değinilmiştir. Varlık, borç ve özsermaye kavramları tanımlanmıştır. Genel Kabul Görmüş Muhasebe Kavramları açıklanmıştır. Muhasebe, bir işletmedeki finansal olayları tanımlayan, ölçen ve ilgili kişilere (karar alıcılara) finansal bilgileri ileten bir bilgi sistemidir. Muhasebe bilgi sistemi işletme faaliyetleri ile ilgili bilgileri üretirken bazı temel fonksiyonları yerine getirmektedir. Bu temel fonksiyonları da kapsayacak şekilde muhasebe; finansal olayları yorumlayan, kaydeden, sınıflayan, özetleyen ve ürettiği bilgileri finansal raporlar halinde ilgili kişilere sunan bir bilgi sistemi biçiminde tanımlanabilir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere muhasebenin temel fonksiyonları yorumlama, kaydetme, sınıflama, özetleme ve raporlamadır. Muhasebenin ürettiği finansal bilgilere ihtiyaç duyan ilgili kişilere yöneticiler, ortaklar, yatırımcılar, kredi verenler (Bankalar), devlet, müşteriler gibi çok çeşitli kesimler örnek olarak verilebilir. Aslında tüm kamuoyu muhasebenin ürettiği finansal bilgilere bir şekilde ihtiyaç duymaktadır. Muhasebe bilgi sistemi ilgili kişilerin ihtiyaç duydukları finansal bilgileri finansal raporlarla, başka bir ifadeyle finansal tablolarla iletmektedir. Kabaca işletmenin analiz edilebilmesi için ihtiyaç duyulan finansal bilgileri üç başlık altında toplayabiliriz: İşletmenin finansal durumu (pozisyonu) hakkındaki bilgiler İşletmenin faaliyetleri, yani kârlılığı hakkındaki bilgiler İşletmenin direkt olarak nakdini etkileyen olaylar hakkındaki bilgiler Bu üç farklı bilgi ihtiyacı üç farklı finansal tabloyu doğurmuştur. Bu finansal tablolar şu şekildedir; 1. Bir işletmenin finansal durumunu gösteren tabloya BİLANÇO veya FİNANSAL DURUM TABLOSU denilmektedir. 2. Bir işletmenin kârlılığını etkileyen faaliyetleri hakkında bilgi sunan finansal tabloya KÂR VEYA ZARAR TABLOSU ya da GELİR TABLOSU denilmektedir. 3. Bir işletmenin nakdini etkileyen faaliyetleri hakkında bilgi veren tabloya NAKİT AKIŞ TABLOSU denilmektedir. Bu finansal tabloların, anlaşılabilmesi ve analiz edilebilmesi için, bu tablolardaki bilgilerin detaylarının sunulduğu dipnotlarla beraber sunulması gerekmektedir. Kaynakça Finansal Raporlamaya İlişkin Kavramsal Çerçeve. https://www.kgk.gov.tr/ DynamicContentDetail/10253/TFRS-2021-Seti- (K%C4%B1rm%C4%B1z%C4%B1-Kitap) Harisson Jr., W. T., Horngren, C. T., Thomas, C. W., Tietz, W. M. (2017). Financial Accounting (Eleventh Edition). Boston: Pearson Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği Sıra No 1. www.resmigazete.gov.tr/ arsiv/21447_1.pdf Muhasebenin Temel Kavramları. İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası. https://www.ismmmo.org.tr/Mevzuat/I-Muhasebenin-Temel- Kavramlari---4003 Türel, A. (2018). Muhasebe Bilgi Sistemleri. İstanbul: Çağlayan Kitabevi Ünite Soruları Soru-1 : Bir işletmenin varlık toplamı 85.000 TL ve borç toplamı 52.000 TL ise işletmenin özsermayesi kaç liradır? (Çoktan Seçmeli) about:blank 10/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap (A) 33.000 TL (B) 137.000 TL (C) 85.000 TL (D) 27.000 TL Bu bilgilerden işletmenin özsermayesi hesaplanamaz Cevap-1 : 33.000 TL Soru-2 : Aşağıdaki seçeneklerden hangisinde muhasebe en uygun biçimde tanımlanmıştır? (Çoktan Seçmeli) (A) Muhasebe, finansal olayların kaydedilmesidir. (B) Muhasebe, finansal raporların hazırlanmasıdır. (C) Muhasebe, defter tutma sürecidir. (D) Muhasebe, finansal olaylar ile ilgili bir bilgi sistemidir. Muhasebe, parasal olayların kayıt altına alınmasıdır. Cevap-2 : Muhasebe, finansal olaylar ile ilgili bir bilgi sistemidir. Soru-3 : “Bir işletmenin kârlılığı hakkında bilgi sunan finansal tabloya ……… denilmektedir. Yukarıdaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi gelmelidir? (Çoktan Seçmeli) (A) Bilanço (B) Kâr veya Zarar Tablosu (Gelir Tablosu) (C) Nakit Akış Tablosu (D) Özsermaye Değişim Tablosu Fon Akış Tablosu Cevap-3 : Kâr veya Zarar Tablosu (Gelir Tablosu) Soru-4 : Aşağıdakilerden hangisi finansal tabloların taşıması gereken temel niteliksel özelliklerden biridir? (Çoktan Seçmeli) (A) Doğrulanabilirlik (B) Karşılaştırılabilirlik (C) Zamanında Sunum (D) Anlaşılabilirlik (E) İhtiyaca Uygunluk Cevap-4 : İhtiyaca Uygunluk Soru-5 : Muhasebede finansal olayların nakit esasına göre değil gerçekleşme esasına göre kayıtlara alınması aşağıdaki Genel Kabul Görmüş Muhasebe Kavramlarından hangisi gereğincedir? about:blank 11/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap (Çoktan Seçmeli) (A) Kişilik Kavramı (B) Tutarlılık Kavramı (C) Tahakkuk Kavramı (D) Çift Taraflılık Kavramı İhtiyatlılık Kavramı Cevap-5 : Tahakkuk Kavramı Soru-6 : Aşağıdakilerden hangisi muhasebenin temel fonksiyonlarından bir değildir? (Çoktan Seçmeli) (A) Kaydetme (B) Özetleme (C) Yorumlama (D) Onaylama Sınıflama Cevap-6 : Onaylama Soru-7 : “Bir işletmenin belirli bir tarihteki finansal durumunu gösteren finansal tabloya ……….. denir.” Yukarıdaki boşluğa aşağıdaki seçeneklerden hangisi gelmelidir? (Çoktan Seçmeli) (A) Kâr veya Zarar Tablosu (B) Fon Akım Tablosu (C) Özkaynak Değişim Tablosu (D) Bilanço Nakit Akış Tablosu Cevap-7 : Bilanço Soru-8 : “Bir işletmenin sahip olduğu ve işletmeye gelecekte ekonomik fayda getirmesi beklenen ekonomik değerlere ……….. denir.” Yukarıdaki boşluğa aşağıdaki seçeneklerden hangisi gelmelidir? (Çoktan Seçmeli) (A) Gelir (B) Varlık (C) Borç (D) Özsermaye Gider Cevap-8 : Varlık Soru-9 : about:blank 12/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap İşletme ömrünün sınırsız olarak kabul edilmesi hangi genel kabul görmüş muhasebe kavramı gereğincedir? (Çoktan Seçmeli) (A) Tahakkuk (B) İşletmenin Sürekliliği (C) Tutarlılık (D) Önemlilik Tarafsızlık Cevap-9 : İşletmenin Sürekliliği Soru-10 : “Bir işletmenin nakdini etkileyen faaliyetleri hakkında bilgi sunan finansal tabloya ……….. denir.” Yukarıdaki boşluğa aşağıdaki seçeneklerden hangisi gelmelidir? (Çoktan Seçmeli) (A) Kâr veya Zarar Tablosu (B) Fon Akım Tablosu (C) Özkaynak Değişim Tablosu (D) Bilanço (E) Nakit Akış Tablosu Cevap-10 : Nakit Akış Tablosu about:blank 13/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap 2. Bilanço ve Hesap Kavramı Birlikte Düşünelim Bilanço nedir ve neden ihtiyaç duyulmaktadır? Finansal olaylar bilançoyu nasıl etkilemektedir? Hesap kavramı ne anlama gelmektedir? Başlamadan Önce Herhangi bir konu hakkında karar almak isteyen bir kimsenin birincil ihtiyacı bilgidir. Bu noktada bilgiye ihtiyaç duyan birine kaliteli bilgi verilmesinin en önemli faktörlerinden biri bilginin nasıl sunulduğudur. Bir başka ifadeyle, nadir durumlar hariç, hiçbir bilgi ham (işlenmemiş) haliyle o bilgiye ihtiyaç duyanlara sunulmaz. Genelde bilgiler, o bilgiye ihtiyaç duyan kişilere özetlenerek raporlar halinde verilmektedir. Örneğin futbolda bile kulüplerin genel durumları hakkında bilgi almak istediğimizde, o güne kadar sezon içerisinde oynanan tüm maçların skorlarına bakmak yerine, puan durumu olarak adlandırılan ve kulüplerin toplam puanlarının özetlendiği basit tabloya bakarak istediğimiz bilgiye ulaşmaktayız. Buna benzer bir şekilde muhasebede de, bir şirketin o yıl içinde gerçekleştirdiği bütün işlemlere ilişkin finansal bilgiler tek tek ilgili kişilere verilmek yerine özetlenerek basitleştirilmiş tablolar hainde ihtiyacı olanlara sunulmaktadır. Finansal muhasebede, işletme dışı ilgili kişilerin, işletmenin finansal olaylarına ilişkin ihtiyaç duydukları bilgiyi edinebilecekleri en önemli kaynak finansal raporlar yani finansal tablolardır. Bu bölümde finansal tablolardan bilanço ele alınacak ve finansal olayların bilanço üzerindeki etkilerine değinilerek hesap kavramı tanımlanacaktır. Ayrıca finansal olayların hesaplara kaydedilmesi kuralı açıklanacaktır. Kaynak: https://all-free-download.com/free-vector/weighing-scale-drawing_sort_by_unpopular.html Bu Bölümde Öğrenecekleriniz Bu bölümde öğrenci; 1. Bilanço ve hesap kavramlarını tanımlayabilir. 2. Finansal olayların bilanço üzerindeki etkilerini açıklayabilir. about:blank 14/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap 3. Finansal olayların hesaplara kaydedilmesini anlayabilir. 2.1. Bilanço Finansal Durum Tablosu veya Finansal Pozisyon Tablosu olarak da adlandırılan “Bilanço”, ilgili kişilere bir işletmenin finansal durumu (mali durumu) hakkında bilgi sunmaktadır. Bir işletmenin finansal durumu hakkında bilgi edinebilmek için, işletmenin o andaki varlıklarına, borçlarına ve bu ikisi arasındaki fark olan özsermayesine ilişkin bilgilere sahip olunması gerekmektedir. Bilanço ilgili kişilere bu bilgileri sunmaktadır. Bu doğrultuda “Bilanço, bir işletmenin belirli bir tarihteki varlıklarını, borçlarını ve özsermayesini gösteren tablo” biçiminde tanımlanmaktadır. Örneğimizde verilen bilgiler doğrultusunda Taksim İşletmesinin bilançosu aşağıdaki gibi olacaktır. TAKSİM İŞLETMESİ 31 EKİM 2021 TARİHLİ BİLANÇOSU VARLIKLAR BORÇLAR ve ÖZSERMAYE Nakit 3.500 TL Ticari Borçlar 50.000 TL Ticari Alacaklar 17.500 TL Personele Borçlar 4.000 TL Ticari Mallar 45.000 TL Vergi Borcu 15.000 TL Demirbaşlar 26.000 TL Banka Kredi Borcu 70.000 TL Taşıtlar 50.000 TL Çeşitli Diğer Borçlar 1.000 TL Binalar 100.000 TL Bilgisayar Programı 8.000 TL Özsermaye 110.000 TL VARLIK TOPLAMI 250.000 TL BORÇ&ÖZSER. TOPLAMI 250.000 TL Taksim İşletmesinin bilançosuna baktığımızda ilk dikkat çekici nokta, tablonun üç satırdan oluşan başlığıdır. Doğal olarak bir tabloyu analiz edebilmemiz için hangi tabloyu incelediğimiz, incelediğimiz tablonun kime ait olduğu ve hangi zamana ait olduğu hakkında bilgi sahibi olmamız gerekmektedir. Bunlardan biri bile eksik olsa yapacağımız analiz anlamsız olacaktır. Örneğin; tablonun hangi işletmeye ait olduğunu bilmezsek, analiz sonucunda alacağımız kararı hangi işletme için uygulayacağımızı da bilemeyiz. Bu nedenle her bir finansal tablonun başlığı, bu bilgileri içerecek şekilde olmalıdır. İkinci dikkat çekici nokta, bilançonun sunum şeklidir. Bilanço sol ve sağ olmak üzere iki tarafa ayrılarak sunulmuştur. Sol tarafında varlıklar, sağ tarafında ise borçlar ve özsermaye bulunmaktadır. Türkiye’deki uygulamada bilançodaki varlıkların yer aldığı sol taraf “Aktif”, borçlar ve özsermayenin yer aldığı sağ taraf “Pasif” olarak adlandırılmaktadır. Bu şekilde iki taraflı hazırlanan bilançoya “Hesap Şeklinde Bilanço”; taraf ayrımı olmadan varlıkların, borçların ve özsermayenin alt alta yazıldığı bilançoya “Liste / Rapor Şeklinde Bilanço” denilmektedir. Üçüncü dikkat çekici nokta; bilançonun sol taraf (varlıklar) toplamının, sağ taraf (borçlar ve özsermaye) toplamına eşit olmasıdır. Bu eşitlik her zaman geçerlidir. Bilançonun sol taraf ile sağ taraf toplamının birbirine eşit çıkmaması yanlışlık yapıldığı anlamına gelmektedir. Bu eşitliğin nedeni çift taraflılık (Varlıklar = Borçlar + Özsermaye) ilkesidir. Aslen bilançoda varlıklar Dönen Varlıklar ve Duran Varlıklar olmak üzere iki sınıfa ayrılarak sunulmaktadır. Bir yıldan kısa sürede paraya çevrilebilecek veya kullanılacak (tüketilecek) varlıklara “Dönen Varlıklar”; bir yıldan uzun sürede paraya çevrilebilecek veya kullanılacak (tüketilecek) varlıklara “Duran Varlıklar” denilmektedir. Aynı şekilde, yani bir yıllık süre esas alınarak, borçlar da Kısa Vadeli Borçlar ve Uzun Vadeli Borçlar olarak iki sınıfa ayrılmıştır. Vadesine (ödeme tarihine) bir yıldan az süre kalmış olan borçlara “Kısa Vadeli Borçlar”; vadesine bir yıldan uzun süre olan borçlara “Uzun Vadeli Borçlar” denilmektedir. Bu sınıflama ilkeleri doğrultusunda Taksim İşletmesinin 31 Ekim 2021 tarihli bilançosu aşağıdaki gibi olacaktır; (Banka Kredi Borcunun vadesine 3 yıl olduğu varsayılmıştır.) TAKSİM İŞLETMESİ 31 EKİM 2021 TARİHLİ BİLANÇOSU VARLIKLAR (Aktif) BORÇLAR ve ÖZSERMAYE (Pasif) Dönen Varlıklar Kısa Vadeli Borçlar Nakit 3.500 TL Ticari Borçlar 50.000 TL Ticari Alacaklar 17.500 TL Personele Borçlar 4.000 TL Ticari Mallar 45.000 TL Vergi Borcu 15.000 TL Çeşitli Diğer Borçlar 1.000 TL Duran Varlıklar Demirbaşlar 26.000 TL Uzun Vadeli Borçlar Taşıtlar 50.000 TL Banka Kredi Borcu 70.000 TL Binalar 100.000 TL Bilgisayar Programı 8.000 TL Özsermaye Özsermaye 110.000 TL VARLIK TOPLAMI 250.000 TL BORÇ&ÖZSER. TOPLAMI 250.000 TL 2.2. Finansal Olayların Bilanço Üzerindeki Etkileri Finansal olayların bilanço üzerindeki etkileri incelenirken, her zaman çift taraflılık ilkesine uyulmak zorunda olunduğu unutulmamalıdır. Bir başka ifadeyle, her bir finansal olaydan (işlemden) sonra “Varlıklar = Borçlar + Özsermaye” eşitliğinin bozulmadığına dikkat edilmesi gerekmektedir. Finansal olayların bilanço üzerindeki etkilerini bir örnek yardımıyla inceleyelim. Finansal Olay 1: Özge hanım 5 yıllık iş tecrübesinin ardından, yaptığı birikimler ile 17 Eylül 2021 tarihinde Başar isimli bir danışmanlık şirketi kurmuş ve özel birikimlerinden 100.000 TL’yi nakit olarak işletmeye koymuştur. Bu finansal işlem sonucunda Özge hanımın sahip olduğu 100.000 TL artık Başar Danışmanlık Şirketinin parası olmuştur. Sonuçta, Başar Danışmanlık Şirketinin nakit (para) şeklindeki varlıkları 100.000 TL artmıştır. Özge hanımın kişisel servetinden işletmeye aktardığı bu para, geri alınmak üzere işletmeye verilmiş bir para değildir. Bir başka ifadeyle, işletmenin bu parayı geri ödeme yükümlülüğü yoktur. Bu nedenle bu para işletme açısından bir borç değildir. İşletmenin borçları bu olaydan etkilenmediğine göre, “Varlıklar = Borçlar + Özsermaye” eşitliği uyarınca işletmenin özsermayesi Özge hanım tarafından konulan 100.000 TL kadar artacaktır. Bu işlemin işletmenin bilançosu üzerindeki etkisi aşağıdaki gibi olacaktır. about:blank 15/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap BAŞAR DANIŞMANLIK ŞİRKETİ 17 EYLÜL 2021 TARİHLİ BİLANÇOSU VARLIKLAR BORÇLAR VE ÖZSERMAYE Dönen Varlıklar Özsermaye Nakit 100.000 TL Özsermaye 100.000 TL VARLIK TOPLAMI 100.000 TL BORÇ&ÖZSER.TOPLAMI 100.000 TL Görüldüğü üzere bilançonun varlıklar toplamı ile borçlar ve özsermaye toplamı birbirine eşittir. Finansal Olay 2: 19 Eylül 2021 tarihinde, ofis olarak kullanılmak üzere, bir iş merkezinin üçüncü katında bir oda 60.000 TL peşin paraya işletme adına satın alınmıştır. Bu olay sonucunda işletmenin nakit şeklindeki varlığı 60.000 TL azalarak 40.000 TL’ye düşerken; işletme yeni bir varlık edinmiş olacak ve binalar başlığı altında gösterilen varlığı 60.000 TL artacaktır. Tabi ki bu işlem, borçları veya özsermayeyi etkilemeyecektir. Bu işlemin sonucunda işletmenin bilançosu aşağıdaki şekilde değişecektir. BAŞAR DANIŞMANLIK ŞİRKETİ 19 EYLÜL 2021 TARİHLİ BİLANÇOSU VARLIKLAR BORÇLAR VE ÖZSERMAYE Dönen Varlıklar Özsermaye Nakit 40.000 TL Özsermaye 100.000 TL Duran Varlıklar Binalar 60.000 TL VARLIK TOPLAMI 100.000 TL BORÇ&ÖZSER.TOPLAMI 100.000 TL Yukarıdaki bilançodan da anlaşılacağı üzere bilançonun varlıklar toplamı ile borçlar ve özsermaye toplamı yine birbirine eşittir. Ayrıca bu işlem bilanço toplamlarını da etkilememiştir. Finansal Olay 3: 20 Eylül 2021 tarihinde ofise masa, sandalye, dolap, bilgisayar gibi ofis eşyaları 3 ay içinde ödenmek koşuluyla toplam 12.000 TL’ye satın alınmıştır. Bu finansal olayda da işletme yeni varlıklara sahip olmuştur. Hatırlanacağı üzere işletmede kullanılmak üzere alınan ofis eşyası gibi varlıklara muhasebede “Demirbaşlar” denilmektedir. İşletmenin demirbaşlar şeklindeki varlıkları 12.000 TL artacaktır. Ancak bu işlemde alınan ofis eşyalarının parası henüz ödenmemiştir. Bu nedenle işletmenin nakdinde bir değişiklik yoktur. Buna karşın işletme, ofis eşyalarını satın aldığı yere 12.000 TL borçlanmıştır. Bu nedenle işletmenin borçlarında 12.000 TL’lik artış olacaktır. Bu işlem sonucunda işletmenin varlıkları ile borçları aynı oranda artmış, özsermayesinde ise herhangi bir değişiklik olmamıştır. İşletmenin bilançosu aşağıdaki şekilde değişecektir. BAŞAR DANIŞMANLIK ŞİRKETİ 20 EYLÜL 2021 TARİHLİ BİLANÇOSU VARLIKLAR BORÇLAR VE ÖZSERMAYE Dönen Varlıklar Kısa Vadeli Borçlar Nakit 40.000 TL Borçlar 12.000 TL Duran Varlıklar Binalar 60.000 TL Özsermaye Demirbaşlar 12.000 TL Özsermaye 100.000 TL VARLIK TOPLAMI 112.000 TL BORÇ&ÖZSER.TOPLAMI 112.000 TL Bilançonun varlıklar toplamı ile borçlar ve özsermaye toplamı üçüncü finansal olaydan sonra da birbirine eşittir. Ancak bu işlem sonucunda, bilanço toplamı değişmiş ve 12.000 TL artmıştır. Finansal Olay 4: Bir müşteriye 24 Eylül 2021 tarihinde danışmanlık hizmeti sunulmuş ve hizmet bedeli olarak müşteriden 5.000 TL istenmiştir. Müşteri bu bedelin 2.000 TL’sini peşin ödemiş, geri kalan 3.000 TL’sini de gelecek ay içinde ödeyeceğini belirtmiştir. Bu işlem sonucunda işletmenin nakit şeklindeki varlığı 2.000 TL artmıştır. İşletme hizmet bedelinin bir kısmını müşterisinden tahsil edemediği için alacağı doğmuştur. Bu nedenle işletmenin alacak şeklindeki varlıkları, henüz tahsil edilemeyen kısım olan 3.000 TL kadar artacaktır. İşletmenin varlıkları bu işlem nedeniyle toplam 5.000 TL artmıştır. İşletmenin borçlarında bu işlem nedeniyle herhangi bir değişiklik olmadığına göre, işletmenin özsermayesi toplam varlık artışı olan 5.000 TL tutarında artacaktır. Bu işlemin işletmenin bilançosuna etkisi aşağıdaki gibidir. BAŞAR DANIŞMANLIK ŞİRKETİ 24 EYLÜL 2021 TARİHLİ BİLANÇOSU VARLIKLAR BORÇLAR VE ÖZSERMAYE Dönen Varlıklar Kısa Vadeli Borçlar Nakit 42.000 TL Borçlar 12.000 TL Alacaklar 3.000 TL Duran Varlıklar Binalar 60.000 TL Özsermaye Demirbaşlar 12.000 TL Özsermaye 105.000 TL VARLIK TOPLAMI 117.000 TL BORÇ&ÖZSER.TOPLAMI 117.000 TL Dördüncü finansal olay sonrasında da bilançonun varlıklar toplamı ile borçlar ve özsermaye toplamı yine dengede yani birbirine eşittir. Bu işlem sonucunda da, bilanço toplamında 5.000 TL’lik artış olmuştur. Finansal Olay 5: 25 Eylül 2021 tarihinde satın alınan ofis eşyalarından kaynaklanan borcun 4.000 TL’lik kısmı ödenmiştir. Yapılan bu ödeme nedeniyle işletmenin nakit şeklindeki varlığı 4.000 TL azalırken, borcun bir kısmı ödendiği için işletmenin borçları da 4.000 TL azalacaktır. İşletmenin varlık ve borçları aynı oranda azaldığı için özsermayede herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Bu işlemin bilançoya etkisi aşağıdaki gibidir. BAŞAR DANIŞMANLIK ŞİRKETİ about:blank 16/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap 25 EYLÜL 2021 TARİHLİ BİLANÇOSU VARLIKLAR BORÇLAR VE ÖZSERMAYE Dönen Varlıklar Kısa Vadeli Borçlar Nakit 38.000 TL Borçlar 8.000 TL Alacaklar 3.000 TL Duran Varlıklar Binalar 60.000 TL Özsermaye Demirbaşlar 12.000 TL Özsermaye 105.000 TL VARLIK TOPLAMI 113.000 TL BORÇ&ÖZSER.TOPLAMI 113.000 TL Bilançonun sol taraf toplamı ile sağ taraf toplamındaki eşitlik yine bozulmamıştır. Bu işlem bilanço toplamında 4.000 TL’lik azalışa neden olmuştur. Finansal Olay 6: 30 Eylül 2021 tarihinde 200 TL olan iş merkezi Eylül ayı aidatı ödenmiştir. İşletme para ödediği için nakit şeklindeki varlıkları 200 TL azalacaktır. Yapılan bu ödeme karşılığında yeni bir varlık edinilmediği için varlıklarda herhangi bir artış olmadığı gibi, bir borç ödemesi yapılmadığı için borçlarda da herhangi bir azalış olmayacaktır. Bu nedenle yapılan bu ödeme karşılığında, varlık azalışı olan 200 TL kadar işletmenin özsermayesinde bir azalış olacaktır. Bu işlemin bilanço üzerindeki etkisi aşağıdaki gibi olacaktır. BAŞAR DANIŞMANLIK ŞİRKETİ 30 EYLÜL 2021 TARİHLİ BİLANÇOSU VARLIKLAR BORÇLAR VE ÖZSERMAYE Dönen Varlıklar Kısa Vadeli Borçlar Nakit 37.800 TL Borçlar 8.000 TL Alacaklar 3.000 TL Duran Varlıklar Binalar 60.000 TL Özsermaye Demirbaşlar 12.000 TL Özsermaye 104.800 TL VARLIK TOPLAMI 112.800 TL BORÇ&ÖZSER.TOPLAMI 112.800 TL Bilançonun varlıklar toplamı ile borçlar ve özsermaye toplamındaki eşitlik devam etmektedir. Bu işlem sonucunda bilanço toplamı 200 TL azalmıştır. Bu küçük örneğimizde de görüldüğü gibi, her finansal olay bilançoyu etkilemekte ancak bilançonun varlık toplamı her zaman borç ve özsermaye toplamına eşit çıkmaktadır. 2.3. Hesap Kavramı ve Finansal Olayların Hesaplara Kaydedilmesi Yukarıdaki Başar Danışmanlık Şirketi örneğimiz, yaklaşık 13 gün içinde, sadece 6 finansal olaydan oluşan dar kapsamlı bir örnektir. Bu örnekte biz, her bir finansal olayın etkisini anında bilanço üzerinde izledik. Ancak tahmin edilebileceği gibi gerçek hayatta işletmelerde sadece 1 gün içinde bile meydana gelen finansal olayların sayısı Başar Danışmanlık Şirketi örneğimizden çok daha fazladır. Küçük bir bakkala bile günde yaklaşık olarak 100’e yakın müşteri gelmektedir. Her bir müşterinin alışveriş yapması, bakkal için ayrı bir finansal olay ortaya çıkartmaktadır. Müşteriler dışında bakkalın tedarikçilerle, bankalarla, çeşitli kurumlarla yaptığı işlemler sonucunda da birçok finansal olay gerçekleşmektedir. Yukarıda bahsedilen her bir finansal olaydan sonra, bu olayların bilançoya etkilerinin incelenmesi ve buna göre bilançonun her defasında düzeltilmesi çok zordur. Küçük bir bakkal için bile bu işlemin yapılması çok zor iken, yüzlerce şubesi bulunan bir marketler zincirinde bilançonun her defasında düzeltilmesi imkansızdır. Çünkü böyle bir marketler zincirine bir günde gelen müşteri sayısı binlerle ifade edilebilmektedir. Bu zorluklar nedeniyle finansal olayların etkileri, doğrudan bilançoda gösterilmek yerine, “HESAP” olarak adlandırılan bir araç kullanılarak bilançoya aktarılmaktadır. Hatırlanacağı gibi finansal olayların bilançoya etkilerini incelerken her bir finansal olayı ayrı ayrı isimlendirerek göstermek yerine, benzer finansal olayları gruplayarak tek bir başlık altında göstermiştik. Örneğin; tüm para ile ilgili finansal olayları “Nakit” başlığı altında veya işletmede kullanılmak üzere alınan masa, sandalye, bilgisayar gibi ofis malzemelerini “Demirbaşlar” başlığı altında göstermiştik. Bilançoda yer alan bu başlıkların her birine “Bilanço Kalemi” denilmektedir. Aslında bilanço kalemlerinin her biri birer hesaptır. Bir başka ifadeyle, muhasebede varlık, borç ve özsermaye kalemlerinin ayrı ayrı gösterildiği çizelgelere “HESAP” denilmektedir. Örneğin; Ticari Alacaklar Hesabı, Binalar Hesabı, Taşıtlar Hesabı, Ticari Mallar Hesabı, Ticari Borçlar Hesabı, Banka Kredileri Hesabı vb. hesapların yer aldığı deftere “BÜYÜK DEFTER” veya “DEFTER-İ KEBİR” denilmektedir. Muhasebede kayıt düzeni büyük defter (defter-i kebir) hesapları ile başlamasa da, konunun daha iyi açıklanabilmesi açısından ilk olarak finansal olayların büyük defter hesaplarına nasıl kaydedileceğine değinilecektir. Ali’nin babasından 100 TL harçlık aldığını düşünelim. Bu durumda Ali’nin cebinde 100 TL olacaktır. Nakit = 100 TL Ali’nin bir arkadaşının Ali’ye olan 30 TL’lik borcunu ödediğini varsayalım. Böylece Ali’nin parası 30 TL artarak 130 TL olacaktır. Ali’nin bakkala gidip alışveriş yaptığını ve 50 TL ödediğini varsayalım. Yapılan alışverişten sonra Ali’nin cebindeki para 50 TL azalarak 80 TL’ye düşecektir. Görüldüğü üzere Ali’nin nakdini ilgilendiren 3 farklı finansal olay gerçekleşmiştir. Bu finansal olaylar sonucunda Ali’nin cebinde 80 TL kalmıştır. Finansal olayların Ali’nin nakdi üzerindeki etkilerinin yukarıdaki şekilde yazılması, yani bir önceki rakamın silinip finansal olay gerçekleştikten sonra yenisinin about:blank 17/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap yazılması, Ali’nin cebine ne kadar para girdiğini (yani ne kadar tahsilat yapıldığını) ve cebinden ne kadar para çıktığını (yani ne kadar ödeme yapıldığını) bize göstermemektedir. Ayrıca bu tarz bir sunumda, herhangi bir işlem hatasının kontrolü de oldukça zor olacaktır. Bunun yerine aşağıdaki gibi, para girişlerinin bir tarafa, para çıkışlarının başka bir tarafa yazılarak nakit hareketlerinin gösterilmesi finansal olayların daha rahat izlenebilmesini sağlamaktadır. 100 50 30 TOPLAM 130 50 KALAN 80 0 Bu şekilde yapılan bir sunumda Ali’nin cebine toplam 130 TL para girişi olduğunu, buna karşın 50 TL para çıkışı olduğunu ve sonuçta cebinde 80 TL para kaldığını rahatlıkla görebilmekteyiz. Bu nedenle muhasebede, büyük defter hesaplarına kayıt yapılırken eski tutarın silinip yeni tutarın yazılması yerine, hesapla ilgili artış ve azalışlar birbirinden ayrılarak farklı taraflara yazılmaktadır. Büyük defter açıldığında karşımıza gelen ardışık iki sayfa tek bir hesabı temsil etmektedir. Bu iki sayfadan sol tarafta bulunan sayfa hesabın solunu ve sağ tarafta bulunan sayfa ise hesabın sağını temsil etmektedir. Sayfaların en üst bölümünde hesabın ismi yer almaktadır. Defterin şekli nedeniyle büyük defter hesapları “T” harfi ile temsil edilmektedir. Örneğin Ali’nin nakit hesabı aşağıdaki şekilde gösterilecektir. NAKİT HESABI 100 50 30 Bu dersimiz içerisinde şu ana kadar üç ana hesap grubu üzerinde duruldu; 1) Varlık Hesapları, 2) Borç Hesapları ve 3) Özsermaye Hesapları. Muhasebede herhangi bir hesaba ilişkin artış ve azalışların hesabın hangi tarafına yazılması gerektiği bir kurala bağlanmıştır. Bu kural aşağıdaki gibidir (Gösterimde “+” simgesi hesaptaki artışı, “-” simgesi hesaptaki azalışı temsil etmektedir). VARLIK = BORÇ + ÖZSERMAYE + - - + - + Görüldüğü gibi varlık hesaplarındaki artışlar hesabın sol tarafına, azalışlar ise sağ tarafına yazılmaktadır. Borç ve özsermaye hesaplarında ise artışlar hesabın sağ tarafına, azalışlar ise hesabın sol tarafına kaydedilmektedir. Bu kesin bir kuraldır ve hiçbir zaman bu kurala aykırı hareket edilmemektedir. Muhasebe uygulamasında herhangi bir hesabın sol tarafına “Borç Tarafı”, sağ tarafına da “Alacak Tarafı” denilmektedir. Burada bahsedilen Borç ve Alacak kelimelerinin gerçek anlamlarıyla bir ilişkisi yoktur. Borç sol, alacak sağ tarafı temsil etmektedir. Bölüm Özeti İkinci bölümde Bilanço ve finansal olayların bilançoya olan etkileri üzerinde durulmuştur. Hesap kavramı ve hesaplara kayıt kuralı açıklanmıştır. Finansal Durum Tablosu veya Finansal Pozisyon Tablosu olarak da adlandırılan “Bilanço”, ilgili kişilere bir işletmenin finansal durumu (mali durumu) hakkında bilgi sunmaktadır. Bilanço, bir işletmenin belirli bir tarihteki varlıklarını, borçlarını ve özsermayesini gösteren tablo biçiminde tanımlanmaktadır. Bilançonun sol taraf (varlıklar) toplamının, sağ taraf (borçlar ve özsermaye) toplamına eşit olması gerekmektedir. Bu eşitliğin nedeni çift taraflılık (Varlıklar = Borçlar + Özsermaye) ilkesidir. Finansal olayların bilanço üzerindeki etkileri incelenirken, her zaman çift taraflılık ilkesine uyulmak zorunda olunduğu unutulmamalıdır. Finansal olayların etkileri, benzer finansal olayların gruplanarak tek bir başlık altında gösterildiği ve “HESAP” olarak adlandırılan bir araç kullanılarak bilançoya aktarılmaktadır. Hesapların yer aldığı deftere “BÜYÜK DEFTER” veya “DEFTER-İ KEBİR” denilmektedir. Muhasebede herhangi bir hesaba ilişkin artış ve azalışların hesabın hangi tarafına yazılması gerektiği bir kurala bağlanmıştır. Bu kural aşağıdaki gibidir (Gösterimde “+” simgesi hesaptaki artışı, “-” simgesi hesaptaki azalışı temsil etmektedir). VARLIK = BORÇ + ÖZSERMAYE + - - + - + Varlık hesaplarındaki artışlar hesabın sol tarafına, azalışlar ise sağ tarafına yazılmaktadır. Borç ve özsermaye hesaplarında ise artışlar hesabın sağ tarafına, azalışlar ise hesabın sol tarafına kaydedilmektedir. Muhasebe uygulamasında herhangi bir hesabın sol tarafına “Borç Tarafı”, sağ tarafına da “Alacak Tarafı” denilmektedir. Burada bahsedilen Borç ve Alacak kelimelerinin gerçek anlamlarıyla bir ilişkisi yoktur. Borç sol, alacak sağ tarafı temsil etmektedir. Kaynakça Erdamar, C., Orhon Basık, F. (2010). Finansal Muhasebe ve Tekdüzen Muhasebe Sistemi. İstanbul: Türkmen Kitabevi Marshall, D. H, McManus, W. W., Daniel, F. V. (2008). Accounting: What The Numbers Mean (8th Edition). New York: McGraw – Hill. Phillips, F., Libby, R., Libby, P. A. (2011). Fundamentals of Financial Accounting (13th Edition). New York: McGraw – Hill. about:blank 18/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap Ünite Soruları Soru-1 : Toplam bedeli 50.000 TL olan bir araba 30.000 TL’si peşin, geri kalan 20.000 TL’si sonra ödenmek üzere satın alınmıştır. Bu finansal olayın varlık toplamına etkisi aşağıdakilerden hangisinde doğru ifade edilmiştir? (Çoktan Seçmeli) (A) Varlık toplamı 50.000 TL artmıştır (B) Varlık toplamı 20.000 TL artmıştır (C) Varlık toplamı 30.000 TL artmıştır (D) Varlık toplamı 20.000 TL azalmıştır Varlık toplamı değişmemiştir Cevap-1 : Varlık toplamı 20.000 TL artmıştır Soru-2 : Muhasebe kayıt kuralına göre aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? (Çoktan Seçmeli) (A) Varlık hesaplarındaki artışlar hesabın sol (borç) tarafına kaydedilir (B) Özsermaye hesaplarındaki azalışlar hesabın sol (borç) tarafına kaydedilir. (C) Borç hesaplarındaki artışlar hesabın sağ (alacak) tarafına kaydedilir. (D) Varlık hesaplarındaki azalışlar hesabın sağ (alacak) tarafına kaydedilir. (E) Borç hesaplarındaki azalışlar hesabın sağ (alacak) tarafına kaydedilir. Cevap-2 : Borç hesaplarındaki azalışlar hesabın sağ (alacak) tarafına kaydedilir. Soru-3 : Bir işletme 1.000 TL’lik alacağını tahsil etmiştir. Bu finansal olayın bilançoya olan etkisi aşağıdakilerden hangisinde doğru ifade edilmiştir? (Çoktan Seçmeli) (A) Varlık toplamı 1.000 TL artmıştır (B) Varlık toplamı 1.000 TL azalmıştır (C) Borç toplamı 1.000 TL artmıştır (D) Özsermaye 1.000 TL azalmıştır (E) Varlık toplamı değişmemiştir Cevap-3 : Varlık toplamı değişmemiştir Soru-4 : Bir işletme bir bankadan 100.000 TL kredi çekmiştir. Bu finansal olayın etkisi aşağıdakilerden hangisinde doğru ifade edilmiştir? (Çoktan Seçmeli) (A) İşletmenin nakdi artmıştır (B) İşletmenin özsermayesi artmıştır (C) İşletmenin banka kredi borcu azalmıştır (D) İşletmenin alacakları artmıştır about:blank 19/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap İşletmenin özsermayesi azalmıştır Cevap-4 : İşletmenin nakdi artmıştır Soru-5 : Aşağıdaki seçeneklerden hangisi bir işletmenin bilançosunda yer alan unsurları tam olarak belirtmektedir? (Çoktan Seçmeli) (A) Varlıklar ve Borçlar (B) Gelir ve Giderler (C) Varlıklar, Borçlar ve Özsermaye (D) Borçlar ve Özsermaye Özsermaye, Varlıklar ve Gelirler Cevap-5 : Varlıklar, Borçlar ve Özsermaye Soru-6 : Muhasebedeki kayıt kuralına göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur? (Çoktan Seçmeli) (A) Varlıklardaki artışlar hesabın sağ tarafına yazılır (B) Borçlardaki azalışlar hesabın sağ tarafına yazılır (C) Varlıklardaki azalışlar hesabın sol tarafına yazılır (D) Borçlardaki artışlar hesabın sağ tarafına yazılır Özsermayedeki artışlar hesabın sol tarafına yazılır Cevap-6 : Borçlardaki artışlar hesabın sağ tarafına yazılır Soru-7 : “Benzer finansal olaylar ile ilgili etkilerin sınıflandırılarak izlendiği çizelgelere ……….. denir.” Yukarıdaki boşluğa aşağıdaki seçeneklerden hangisi gelmelidir? (Çoktan Seçmeli) (A) Varlık (B) Özsermaye (C) Borç (D) Bilanço (E) Hesap Cevap-7 : Hesap Soru-8 : Bir işletme çalışanlarına moral yemeği vermiş ve yemek bedeli olan 4.000 TL’yi lokantaya ödemiştir.Bu finansal olay işletmenin bilançosunu nasıl etkilemiştir? (Çoktan Seçmeli) (A) Varlık toplamı 4.000 TL artmıştır. (B) Borç toplamı 4.000 TL artmıştır. (C) Varlık toplamında bir değişiklik olmamıştır. about:blank 20/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap (D) Özsermaye toplamı 4.000 TL azalmıştır. Özsermaye toplamında bir değişiklik olmamıştır. Cevap-8 : Özsermaye toplamı 4.000 TL azalmıştır. Soru-9 : Bilanço aşağıdaki bilgilerden hangisini sunmak için düzenlenmektedir? (Çoktan Seçmeli) (A) İşletmenin performansını (B) İşletmenin finansal durumunu (C) İşletmenin nakit yönetimini (D) İşletmenin özkaynaklarındaki değişikliklerin nedenlerini İşletmenin gelirlerini Cevap-9 : İşletmenin finansal durumunu Soru-10 : Bir işletme tedarikçisine olan 6.000 TL tutarındaki borcunu nakit olarak ödemiştir. Bu finansal olay işletmenin bilançosunu nasıl etkilemiştir? (Çoktan Seçmeli) (A) Varlık toplamı 6.000 TL artmıştır. (B) Borç toplamı 6.000 TL azalmıştır. (C) Varlık toplamında bir değişiklik olmamıştır. (D) Özsermaye toplamı 6.000 TL artmıştır. Özsermaye toplamı 6.000 TL azalmıştır. Cevap-10 : Borç toplamı 6.000 TL azalmıştır. about:blank 21/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap 3. Çift Taraflı Kayıt Sistemi ve Kâr Veya Zarar Tablosu (gelir Tablosu) Birlikte Düşünelim Çift taraflı kayıt sistemi nasıl işlemektedir? Sermaye ve dağıtılmamış kârlar ne anlama gelmektedir? Kâr veya Zarar Tablosuna (Gelir Tablosuna) niye ihtiyaç duyulmaktadır? Başlamadan Önce Finansal olayların etkilerinin muhasebe bilgi sistemine dahil edilebilmesi ve finansal raporların rahatça hazırlanabilmesi için bir kayıt kuralı geliştirilmiştir. İlgili kayıt kuralı bir önceki bölümde açıklanmıştı. Bu bölümde de muhasebe kayıt kuralının temelini oluşturan çift taraflı kayıt sistemi üzerinde durulacak ve işleyişi açıklanacaktır. Bu doğrultuda finansal olayların çift taraflı kayıt sistemine göre büyük deftere kaydedilmesine ilişkin örnek bir uygulama yapılacaktır. Ayrıca muhasebenin en önemli unsurlarından olan sermaye, dağıtılmamış kârlar, kâr, zarar, gelir ve gider kavramları açıklanacaktır. Bunlarla beraber, ilgili kişilerin ihtiyaç duydukları bilgilerin karşılanması için sunulan ve en önemli finansal tablolardan biri olan Kâr veya Zarar Tablosu anlatılacaktır. Son olarak da temel finansal tablolardan Bilanço ve Kâr veya Zarar Tablosunun (Gelir Tablosunun) nasıl düzenlenileceğine değinilecektir. Kaynak: https://unsplash.com/photos/wcWN29NufMQ Bu Bölümde Öğrenecekleriniz Bu bölümde öğrenci; 1. Çift Taraflı Kayıt Sistemi ve uygulanmasını anlayabilir. 2. Özsermaye (Özkaynak), sermaye ve dağıtılmamış kârlar kavramlarını tanımlayabilir. 3. Kâr veya Zarar Tablosunu anlayabilir. 4. Finansal tabloları hazırlayabilir. about:blank 22/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap 3.1. Çift Taraflı Kayıt Sistemi Muhasebede finansal olayların hesaplara kaydedilmesi kuralında çift taraflılık ilkesi de göz önünde bulundurulmalıdır. Çift taraflılık ilkesine göre, herhangi bir finansal olay en az iki hesabı etkilemektedir. Bir finansal olay sonucunda bir hesabın sol tarafı etkilenirken, diğer bir hesabın da sağ tarafı eşit oranda etkilenmektedir. Bu nedenle tek bir finansal olay ele alındığında, bu finansal olay ile ilgili olarak hesapların sol tarafına yazılan tutar ile sağ tarafına yazılan tutarların toplamı birbirine eşit olmak zorundadır. Örneğin, bir işletme müşterisinden olan 1.000 TL’lik alacağını tahsil ettiğinde, Nakit şeklindeki varlıkları 1.000 TL artarken Ticari Alacak şeklindeki varlıkları 1.000 TL azalacaktır. Bu işlem sonucunda çift taraflılık ilkesine uygun olarak, hem Nakit Hesabı hem de Ticari Alacaklar Hesabı aynı derecede etkilenmiştir. Nakit Hesabı bir varlık hesabı olduğuna ve kural gereğince varlık hesaplarındaki artışlar hesabın sol tarafına (borç tarafına) yazıldığına göre Nakit Hesabının sol tarafına (borç tarafına) 1.000 TL yazılması gerekmektedir. Ticari Alacaklar Hesabı da bir varlık hesabıdır, ancak bu finansal olay neticesinde Ticari Alacaklar Hesabında bir azalış olmuştur. Ticari Alacaklar Hesabı bir varlık hesabı olduğuna ve varlık hesaplarındaki azalışlar hesabın sağ tarafına (alacak tarafına) yazıldığına göre Ticari Alacaklar Hesabının sağ tarafına (alacak tarafına) 1.000 TL yazılması gerekmektedir. Bu işlem sonucunda hesapların sol ve sağ taraflarına yazılan tutarlar birbirine eşittir. Bu finansal olayın hesaplar üzerindeki etkisi aşağıdaki gibidir. NAKİT HESABI TİCARİ ALACAKLAR HESABI 1.000 1.000 Bir işletmenin tedarikçilerine olan 700 TL tutarındaki borcunu ödediğini varsayalım. Bu finansal olay sonucunda işletmenin nakit şeklindeki varlığı 700 TL azalırken, ticari borç niteliğindeki borçları da 700 TL azalacaktır. Nakit Hesabı bir varlık hesabı olduğuna ve varlık hesaplarındaki azalışlar da hesabın sağ tarafına (alacak tarafına) kaydedildiğine göre Nakit Hesabının sağ tarafına 700 TL yazılması gerekmektedir. Ticari Borçlar Hesabı bir borç hesabı olduğuna ve kural gereğince borç hesaplarındaki azalışlar hesabın sol tarafına (borç tarafına) yazıldığına göre Ticari Borçlar Hesabının sol tarafına (borç tarafına) 700 TL yazılması gerekmektedir. Dikkat edileceği gibi hesapların sol ve sağ taraflarına yazılan tutarlar birbirine eşittir. Bu finansal olayın hesaplar üzerindeki etkisi aşağıdaki gibidir. NAKİT HESABI TİCARİ BORÇLAR HESABI 700 700 Bir başka örnek olarak bir işletmenin 20.000 TL’si peşin, 50.000 TL’si banka kredisi kullanılarak toplam 70.000 TL’ye bir araba satın aldığını varsayalım. Bu finansal olay sonucunda işletmenin nakit şeklindeki varlıkları 20.000 TL azalacak, banka kredisi şeklindeki borçları 50.000 TL artacak ve satın alınan araba nedeniyle taşıt şeklindeki varlıkları da 70.000 TL artacaktır. Nakit Hesabı bir varlık hesabı olduğuna göre nakitteki 20.000 TL’lik azalışın hesabın sağ tarafına (alacak tarafına), Banka Kredileri Hesabı bir borç hesabı olduğuna göre borçlardaki 50.000 TL’lik artışın Banka Kredileri Hesabının sağ tarafına (alacak tarafına) ve Taşıtlar Hesabı bir varlık hesabı olduğuna göre yeni satın alınan araba nedeniyle gerçekleşen 70.000 TL’lik artışın Taşıtlar Hesabının sol tarafına (borç tarafına) kaydedilmesi gerekmektedir. Görüldüğü gibi bu finansal olay nedeniyle 2 değil 3 hesap birden etkilenmiştir. Ayrıca hesapların sağ tarafına ve sol tarafına yazılan tutarların toplamı birbirine eşittir. Bu finansal olayın hesaplara etkisi aşağıdaki gibidir. NAKİT H. BANKA KREDİLERİ H. TAŞITLAR H. 20.000 50.000 70.000 3.1.1. Finansal Olayların Büyük Defter Hesaplarına Kaydedilmesine İlişkin Örnek Uygulama AHMET DÜRÜST AVUKATLIK BÜROSU* Ahmet Dürüst, avukatlık bürosu açmaya karar vermiş ve 2021 yılı Ekim ayında aşağıdaki finansal olaylar gerçekleşmiştir. 1. 1 Ekim’de Ahmet Dürüst, kurduğu Avukatlık Bürosuna sermaye olarak, bir bankadaki şahsi hesabından 6.000 TL aktarmıştır. 2. 2 Ekim’de mobilyalı bir büro kiralanmış ve Ekim ayı kirası olarak 500 TL ödenmiştir. 3. 2 Ekim’de Mega Bilgisayar A.Ş.’den 800 TL’ye bir bilgisayar satın alınmış ve bunun yarısı peşin ödenmiş, bakiyesinin de 2 ay sonra ödenmesi hususunda anlaşılmıştır. 4. 3 Ekim’de 60 TL’lik kırtasiye malzemesi peşin olarak satın alınmıştır. 5. 8 Ekim’de bir müvekkilinin davası kazanılmış ve bunun bedeli olan 600 TL hemen tahsil edilmiştir. 6. 9 Ekim’de bir müşteriyle yemek yenmiş ve bunun için restorana 70 TL ödenmiştir. 7. 12 Ekim’de ABC Holding A.Ş.’ye hukuki danışmanlık yapılmış ve 1.500 TL’lik ücretin on gün sonra alınması konusunda anlaşılmıştır. 8. 15 Ekim’de büronun temizliğini yapan şirkete 100 TL ödeme yapılmıştır. 9. 20 Ekim’de 3M Emlak Bürosu’nun davası görülmüş ve 750 TL ücret alınmıştır. 10. 22 Ekim’de ABC Holding A.Ş.’den olan alacağın 1.000 TL’si tahsil edilmiştir. 11. 25 Ekim’de büroya, hiç peşinatsız 3 ay vadeli ödeme koşulu ile 600 TL’ye bir klima satın alınmıştır. 12. 30 Ekim’de büronun Ekim ayı aidat gideri olan 50 TL ödenmiştir. 13. 31 Ekim’de sekreterin Ekim ayı maaşı olan 400 TL ödenmiştir. 14. 31 Ekim’de yapılan sayımda 3 Ekim’de alınan kırtasiye malzemesinden sadece 20 TL’lik kısmının kaldığı saptanmıştır. Yukarıda gerçekleşen finansal olayların hesaplar üzerindeki etkileri aşağıdaki gibidir. about:blank 23/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap Yukarıdaki hesaplardan yola çıkarak Ahmet Dürüst Avukatlık Bürosunun 31 Ekim 2021 tarihli bilançosu aşağıdaki gibi olacaktır. AHMET DÜRÜST AVUKATLIK BÜROSU 31 EKİM 2021 TARİHLİ BİLANÇOSU VARLIK BORÇ + ÖZSERMAYE Dönen Varlıklar 7.290 Kısa Vadeli Borçlar 1.000 about:blank 24/146 28.01.2025 22:56 Ders : MUHASEBEYE GİRİŞ - eKitap Nakit 6.770 Borçlar 1.000 Alacaklar 500 Kırtasiye Stoku 20 Uzun Vadeli Borçlar 0 Duran Varlıklar 1.400 Özsermaye 7.690 Demirbaşlar 1.400 TOPLAM VARLIKLAR 8.690 TOPLAM BORÇLAR + ÖZS 8.690 3.2. Özsermaye (Özkaynak) Ahmet Dürüst Avukatlık Bürosu örneğimizde avukatlık bürosunun 31 Ekim 2021 tarihli bilançosuna baktığımızda işletmenin varlık toplamı ile borç toplamını görmekteyiz. Hatırlanacağı gibi özsermaye, varlıklardan borçların düşülmesi sonucunda bulunan tutardır. Bu bilanço bize işletmenin 31 Ekim 2021 tarihli finansal durumu hakkında (varlık, borç ve özsermaye) bilgi vermektedir. İşletmenin 2021 Ekim ayı başında kurulduğu göz önünde bulundurulduğunda faaliyet gösterdiği 1 aylık dönem içindeki performansının nasıl olduğu sorusu, düzenlenen 31 Ekim 2021 tarihli bilançosundan anlaşılamamaktadır. Bir başka ifadeyle, işletmenin anlık finansal durumu ile belli bir dönemdeki performansı birbirinden farklıdır. Bu nedenle işletmenin performansı hakkında bilgi edinebilmek için sadece işletmenin 31 Ekim 2021 tarihli, yani dönem sonu bilançosu yeterli değildir. Dolayısıyla, bir işletmenin performansının ölçülebilmesi için hem dönem başı hem de dönem sonu bilançolarına ihtiyaç duyulmaktadır. Örneğimizdeki Ahmet Dürüst Avukatlık Bürosu 2021 Ekim ayı başında kurulmuştur. İşletmenin kuruluşunda, avukatlık bürosunun sahibi Ahmet Dürüst özel hayatından 6.000 TL nakdi işletmeye aktarmıştır. Bu para artık Ahmet Dürüst’ün şahsi parası olmaktan çıkıp sahibi olduğu avukatlık bürosunun parası haline gelmiştir. İşletmenin ilk kuruluş tarihindeki bilançosu, yani 1 Ekim 2021 tarihli bilançosu, aşağıdaki gibi olacaktır. AHMET DÜRÜST AVUKATLIK BÜROSU 1 EKİM 2021 TARİHLİ BİLANÇOSU VARLIK BORÇ + ÖZSERMAYE Dönen Varlıklar 6.000 Kısa Vadeli Borçlar 0 Nakit 6.000 Uzun Vadeli Borçlar 0 Duran Varlıklar 0 Özsermaye 6.000 TOPLAM VARLIKLAR 6.000 TOPLAM BORÇLAR + ÖZS 6.000 Görüldüğü üzere işletmenin kuruluş tarihi olan 1 Ekim 2021’deki varlık toplamı 6.000 TL iken, 31 Ekim 2021 tarihindeki varlık toplamı 8.690 TL’ye yükselmiştir. Buradan da a