DKT109 Dil ve Konuşma Bozukluklarına Genel Bakış Ders Notları PDF
Document Details
Uploaded by SmilingCharoite
Biruni Üniversitesi
Doç. Dr. M. Emrah Cangi
Tags
Summary
Bu belge, Biruni Üniversitesi'nde verilen DKT109 Dil ve Konuşma Bozukluklarına Genel Bakış dersinde kekemelik ve farklı türleri hakkında kapsamlı bilgiler içerir. Konuşma bozukluğu türleri, nedenleri, davranışlar ve müdahale yöntemlerini açıklar. Ayrıca, farklı kekemelik kuramları, değerlendirme yöntemleri ve konuşma terapileri hakkında bilgiler de mevcuttur.
Full Transcript
DKT109 DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARINA GENEL BAKIŞ DERSİ: Kekemelik Doç. Dr. M. Emrah Cangi [email protected] Kekemelik Nedir? Akıcı konuşma, konuşmanın sürekli, kesintisiz ilerleyen bir akış içinde sonuçlanması i...
DKT109 DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARINA GENEL BAKIŞ DERSİ: Kekemelik Doç. Dr. M. Emrah Cangi [email protected] Kekemelik Nedir? Akıcı konuşma, konuşmanın sürekli, kesintisiz ilerleyen bir akış içinde sonuçlanması için konuşma üretim düzeneğini zahmetsiz, pürüzsüz ve hızlı bir şekilde hareket ettirme yeteneğidir. Dil ve konuşma üretimini olumsuz etkileyen çeşitli koşullar konuşmanın akıcılığını bozabilir. Kekemelik; konuşmanın ritminin ya da akıcılığının ses, hece tekrarı (örn., b-b-b-bak, bu-bu-bu-bunu), uzatmalar (örn., mmmm-masa) ve bloklarla (örn., b----en) kesintiye uğradığı durumlar ile karakterize olan bir akıcılık bozukluğudur. [email protected] Kekemelik Davranışları Kekemeliğin çekirdek davranışları; ses, hece tekrarı, uzatmalar ve bloklardır. Bu çekirdek davranışlara ek olarak akıcısız konuşma durumlarına başka davranışlar da eşlik edebilir. Bireyin akıcısızlık anlarıyla baş edebilmek ve/veya kekemeliği sonlandırabilmek için geliştirdiği davranışlara ikincil davranışlar denir. Bazı yaygın ikincil davranışlar arasında: göz kırpma, yüz buruşturma, el vurma, bacak sallama, baş sallama, dudak büzme, kaş kaldırma, çene hareketleri vb. hareketler bulunmaktadır. [email protected] Bireyde şu davranışlar da görülebilir: Konuşmaya karşı olumsuz tutumlar. Kaçınma davranışları (Bireyin akıcısızlık göstereceğini anladığı durumlarda ses veya hece değiştirmesi durumu, dolambaçlı söylemler). Aşırı fiziksel gerginlik. Kekemeliğin etkisi ile bireyde aşağıdaki duygu ve düşünceler oluşabilir: Çaresizlik. Utanç. Korku. Suçluluk. Sosyal kaygı. Azalmış öz güven. [email protected] Tipik Akıcısızlık ve Kekemelik Türü Akıcısızlık Akıcılık Bozukluğu Şekli Kekemelik Davranışı Normal Akıcısızlık Ses/hece tekrarı x (ikiden fazla tekrar) Ses uzatma x Blok x Tek heceli tam sözcük x tekrarları Çok heceli tam sözcük x tekrarları Söz öbeği tekrarı x Düzeltme x [email protected] Kekemelik Edinilmiş Gelişimsel Kekemelik Kekemelik Nörojenik Psikojenik Kekemelik Kekemelik [email protected] Kekemelik her yaşta gelişebilse de, genellikle okul öncesi yıllarda başlar ve buna gelişimsel kekemelik denir. Edinilmiş kekemelik; nörojenik kekemelik ve psikojenik kekemelik olarak kategorize edilir. Nörojenik kekemelik; tipik olarak nörolojik bir hastalık, travma, beyin hasarı vb. nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan bir bozukluktur. Psikojenik kekemelik travma veya üzücü bir olay sonrasında ortaya çıkan davranışsal bir işlev bozukluğudur (Ward, 2006). Edinilmiş kekemelik çeşitleri genellikle yetişkin bireylerde ortaya çıkıp, toplumda oldukça nadir görülen bozukluklardır. [email protected] Kekemeliğin Başlangıcı ve Gelişimi Genel olarak gelişimsel kekemelik başlangıç yaşının 2 ila 5 yaş arasında gerçekleştiği ve kekemelik riskinin %75’nin 3.5 yaşından önce meydana geldiği kabul edilir. Kekemeliğin başlangıcı, bu durumu geliştiren çocukların çoğunda kademeli olup, çocuk büyüdükçe kekemelik şiddeti artabilir. Kekelemeye başlayan çocukların yüksek bir bölümü terapiye gerek kalmaksızın kendiliğinden iyileşir. Yairi ve Ambrose (1999), 84 çocukta kekemeliğin başlamasından en az dört yıl sonra %74’lük bir doğal iyileşme oranı bildirmiştir. [email protected] Kekemeliğin Nedenleri Kekemelik genellikle tek faktörlü bir teori ile açıklanmaz. Kekemeliğin nedenlerinin çok faktörlü olduğu ve ortaya çıkmasına katkıda bulunan genetik ve nörofizyolojik faktörlerin de dahil olduğu düşünülmektedir (Smith ve Weber, 2017). Bu nörofizyolojik faktörler; gri ve ak madde farklılıkları, bazal ganglia ile ilgili bozukluklar, nöron ağlarının bağlantılarının azalması, beynin ilgili bölgelerine azalmış kan akışı ile ilgili olabilir. Yapılan çalışmalar kekemeliğe genetik yatkınlığın kabulünü desteklemektedir. Örneğin kekeleyen insanların yaklaşık %30 ila 60’ı hayatının bir döneminde kekeleyen bir akrabalarının olduğunu bildirmektedir (Yairi, Ambrose, Cox, 1996). Yaygın kabullerin aksine duygu sorunları (örn; korku duygusu) ve ebeveynlik tarzı kekemeliğe neden olmaz. [email protected] Kekemeliğin İnsidansı ve Prevalansı Packman ve arkadaşları (2007) kekemeliğin insidans (belirli bir zaman diliminde tanımlanan yeni vaka sayısı) oranını %5 olarak bildirmişlerdir. Okul öncesi çağdaki çocuklarda daha yüksek insidans oranları bildirilmiştir (%11,2; Reilly ve diğerleri, 2013). Genel olarak, kekemeliğin yaşam boyu prevalansının (belirli bir zaman diliminde kekemelik yaşayan bireylerin sayısı) %0,72 olduğu tahmin edilmektedir (Craig ve diğerleri, 2002). Kekemelik kız çocuklarından çok erkekleri etkiler; 3 yaş ve altı çocuklarda kekeme kız ve erkek çocuklar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktur (Yairi ve Ambrose, 2013). Ancak birinci sınıfa kadar cinsiyet oranı farkının 3’te 1 olduğu bildirilmiştir (Bloodstein ve Ratner, 2008). [email protected] [email protected] Kekemeliğe İlişkin Duygu ve Tutumlar Kekemelikte duygu, tutum, inanç gibi pek çok psikolojik kavram söz konusudur. Kekemeliği olan çocukların akıcı konuşan çocuklara göre daha fazla duygusal tepki gösterdiği, duygularını düzenlemede ve dikkatini sürdürmekte daha fazla güçlük yaşadıkları, daha fazla olumsuz duygulanım gösterdikleri ve değişikliklere daha az adapte olabildikleri gözlemlenmiştir (Aktürk, Ünsal, 2019). Kekemeliği olan bireylerin daha yüksek düzeyde sosyal anksiyetelerinin olduğu bilinmektedir (Blumgart ve ark., 2010). [email protected] Akıcı konuşan çocuklar ile karşılaştırıldığında kekemeliği olan çocuklar çevresel uyaranlara karşı daha tepkisel ve bu uyaranlara daha yavaş alışırken (Schwenk ve ark., 2007) aynı zamanda bu çocukların yeni durum ve kişilere uyum sağlamaları da daha yavaş olmaktadır (Anderson ve ark., 2003). Kekemeliğin görünebilir konuşma akıcısızlıklarının yanında bireylerin hayatı üzerindeki etkisi açıkça gözükmektedir. Bu nedenle kekemelik yalnızca bir konuşma bozukluğu olarak ele alınmamalı; bu bozukluğun sosyal, duygusal ve psikolojik etkileri dışlanmamalı, dil ve konuşma terapistlerinin dikkatinden kaçmamalıdır. [email protected] Kekemelik Kuramları Organik Kuram 1929 yılında Samuel Orton ve Lee Travis tarafından önerilen serebral baskınlık kuramı veya el baskınlığı kuramı (Guitar, 2014), hiçbir serebral yarımküre baskın olmadığında, her ikisinin de konuşma ile ilgili kaslarına rakip nöral uyarılar gönderdiğini ve bu durumun konuşma kasları düzeneğinin sağ ve sol yarısı arasında oluşan bir koordinasyon problemi ile sonuçlandığını varsaydılar. Kekemeliği olan bireylerin artmış sağ yarıküre aktivasyonu, azalmış temporal lob aktivitesi, farklı serebellum aktivasyonu ile kekemeliği olmayan bireylere göre farklılıklar gösterdiği görülmüştür. Elde edilen bu bulgulardan ötürü bu kurama olan ilgi yeniden artmıştır. [email protected] Davranışsal Kuram Wendell Johnson; dinleyici algılarına dikkat çekip, önemli bir davranış kuramı olan diagnozojenik kuramı geliştirdi. Bu kurama göre, kekemelik çocuğun dilinde değil ebeveynin kulağında başladı. Aşırı endişe duyan ebeveynler, çocuğun normal konuşma tereddütlerine ve tekrarlarına olumsuz ifadelerle tepki göstererek çocuğu daha yavaş konuşmaya ve kekelemeye teşvik eder. Psikolojik Kuram Psikolojik kuram kekemeliğin bilinçsiz ihtiyaçlara ve iç çatışmalarla bağları olan ve en uygun şekilde psikoterapi ile tedavi edilebilen nevrotik bir semptom olduğunu iddia eder [email protected] Kekemeliğin Değerlendirilmesi DKT’nin değerlendirmesi bireyin yaşına bağlı olarak değişkenlik gösterir. (okul öncesi, okul çağı ve yetişkin). Kekemeliğinden şüphelenilen bir çocuğun değerlendirilmesinin iki önemli bileşeni, çocuğun konuşmasının gözlemlenmesi ve ayrıntılı bir ebeveyn görüşmesidir. Kekemeliğin sıklığı ,türü, süresi ve kekemelik ile ilişkili konuşma dışı davranışlar detaylı değerlendirme ile belirlenmektedir. Kekemeliğin klinik içinde ve klinik dışında tutarlılığı ve değişkenliği hakkında bilgi alınarak değerlendirme bulguları genişletilebilir. [email protected] Kekemelik Terapisi Günümüzde bilimsel kanıtlara dayalı bir şekilde geliştirilen; akıcılığı arttırmayı amaçlayan yaklaşımlardan, kekemeliğin psikolojik ve sosyal boyutlarını ele alan veya aile temelli müdahaleleri merkeze koyan yaklaşımlara kadar oldukça geniş bir yelpazede terapi programları mevcuttur. Terapi yöntemi; bireyin yaşına, bulguların başlamasından itibaren geçen süreye, bireyin iletişim hedeflerine göre hem de direkt ve indirekt yöntemler sunulması açısından farklılıklar gösterebilmektedir. Akıcılığın Şekillendirilmesi Terapisi Kekemeliğin Modifikasyonu Terapisi Aile Temelli Müdahaleler Camperdown Programı [email protected] Akıcılığın Şekillendirilmesi Terapisi Akıcılığın şekillendirilmesi programları tipik olarak bireylerin yeni, yavaş ve abartılı konuşma paternleri ile yoğun uygulama yaptıkları ve akıcısızlıkların olmadığı bir konuşmaya doğru aşamalı ilerledikleri bir başlangıç içermektedir. Yeni konuşma paterni günlük konuşma ortamlarında yavaş yavaş kullanılır. Konuşmanın yeniden yapılandırılması becerileri, günlük konuşma sırasında konuşma üretimine yönelik yoğun dikkat ve düzenli pratik gerektirmektedir (Howie, Tanner & Andrews, 1981; Boberg & Kully, 1994). Akıcılığın şekillendirilmesi terapisinde kullanılan teknikler şunlardır: Uzatılmış Konuşma Yumuşak Başlangıç Yumuşak Artikülatör Temas Devamlı Fonasyon ve Devamlı Hava Akışı [email protected] Kekemelik Modifikasyon Terapisi Kekemelik modifikasyon terapisi, Van Riper’ın ‘‘Daha akıcı kekele veya Gregory’nin kaçınma davranışının azaltılmasını içeren geleneksel bir yaklaşım olarak tanımlanmaktadır. (Van Riper, 1973; Gregory, 1973). Van Riper’ın felsefesi kekemeliği daha az çaba gerektiren bir davranışa dönüştürerek korku ve kaçınmanın azalacağına dolayısıyla kekemeliğin azalmasına dayanmaktadır. Kekemelik modifikasyon terapileri, kekemeliğin kabulünü artırmaya ve kekemelik anlarıyla ilişkili gerginliği azaltmaya yönelik motorik tekniklere dayanır. Aile Temelli Müdahaleler Ebeveyn-çocuk etkileşimini merkeze alan aile temelli müdahaleler okul öncesi kekeme bireyler için kullanılan oldukça tercih edilen ve etkili terapi programlarıdır. Bu yaklaşımlar sırasıyla Palin PCI, Lidcombe, Westmead ve Mini-KIDS programlarıdır. [email protected] Kaynaklar https://www.asha.org Gürsoy, M.D., Demirci, A.N., Çetinkaya, B., Uysal H.T., Erensoy İ., Köse, A. vd. (2024). Materyaller ve Vaka Örnekleriyle Kekemelik Terapisi Topbaş, S. (2021). İletişim Bozukluklarına Giriş-Yaşam Boyu Kanıta Dayalı Yaklaşım, (Kimberly A. Farinella, Robert E. Owens), (Çev. Ed. Prof. Dr. Seyhun Topbaş). Sapmaz Atalar, M., Özcan Ulubeli, P., & Tokgöz Yılmaz, S. (2023). NÖROJENİK KEKEMELİĞE YAKLAŞIM.