Kan, Lenf ve Bağışıklık Sistemi-yeni PDF

Document Details

SmilingCharoite

Uploaded by SmilingCharoite

Biruni Üniversitesi

Emre MANİSALI

Tags

tıbbi terminoloji kan lenf sistemi bağışıklık sistemi

Summary

Bu belge, kan, lenf ve bağışıklık sistemi ile ilgili tıbbi terminolojiyi içermektedir. Terminoloji, kanın yapısı ve fonksiyonları, kan hastalıkları türleri ile bunların tanısal ve tedavisel yöntemlerini içermektedir.

Full Transcript

Kan, Lenf ve Bağışıklık Sistemi İle İlgili Tıbbi Terminoloji Öğr. Gör. Emre MANİSALI Biruni Üniversitesi Tıbbi Terminoloji İçerik  Kan , içeriği ve görevleri  Kan ile ilgili tanı, tetkik ve hastalık tıbbi terimleri  Lenf sisteminin incelenmes...

Kan, Lenf ve Bağışıklık Sistemi İle İlgili Tıbbi Terminoloji Öğr. Gör. Emre MANİSALI Biruni Üniversitesi Tıbbi Terminoloji İçerik  Kan , içeriği ve görevleri  Kan ile ilgili tanı, tetkik ve hastalık tıbbi terimleri  Lenf sisteminin incelenmesi  Lenf sistemiyle ilgili tıbbi terimler  Bağışıklık sisteminin işleyişi  Bağışıklık sistemi ile ilgili tıbbi terimler Kan, İçeriği ve Görevleri Kan, Kanın Yapısı ve Hücreleri  Kan, vücutta kardiyovasküler sistem olarak isimlendirilen kalp ve damardan oluşan ‘dolaşım’ sistemi içerisinde dolaşan plazma ve kan hücrelerinden oluşan bir yapı olarak tanımlanmaktadır.  Kan yapısında plazma adı verilen sıvı kısım ile; eritrosit, lökosit ve trombosit adı verilen şekilli/katı elemanları içeren hücreler arası sıvı maddeli bir bağ dokusu çeşididir. Kan vücudun tek sıvı dokusudur. Kalbin etkisiyle damarlar içerisinde hareket eder.  Plazmanın %90’ı sudur, kalan %10’unu ise protein ve pıhtılaşma faktörleri ile elektrolitler, antikorlar ve hormonlar oluşturur.  Yetişkin erkekte 5-6 lt., kadında ise 4-5 lt. kan vardır. Kanın %80’i su, %18’i protein ve %2’si eriyik halinde çözülmüş diğer maddelerden oluşmaktadır. Kanda ayrıca glikoz, üre, kolesterol vb. gibi madde bulunur. Kanın Fonksiyonları  Karbondioksit ve metabolik artıkları emerek hücrelere oksijen ve besleyici maddeleri götürmek.  Kimyasal mesajlar ileterek organizmanın çeşitli dokularının birleşmesinde rol almak.  Vücut ısısını düzenlemek.  İltihabi, bağışıklık ve hemostatik reaksiyonlara katılmak. Vücutta Kan Üretimi  Kan yapan organlar kemik iliği, lenf bezleri ve dalaktır.  Kemik İliği: Kemiklerin içinde bulunan ve kan hürelerinin yapıldığı yumuşak süngerimsi doku. Kan normalde vücuttaki yassı kemiklerde üretilir. Bu işleme “medüller hematopoiesis” denir.  Bazı durumlarda kan kemik iliği dışında, karaciğer ve dalak gibi organlarda üretilebilir. Buna da “ekstra medüller hematopoiesis” denir. Kan Hücreleri  Eritrosit  Lökosit nötrofil, lenfosit, eozinofil, bazofil, monosit  Trombosit(Plateletes)  Hematoloji:Kan hastalıkları bilimi  Hematolog: Kan hastalıkları ile ilgilenen hekim Kanın Yapısı ve Hücreleri  Eritrosit: Kırmızı kan hücresi. Oksijenin akciğerlerden tüm vücuda taşınmasını sağlar. Eksikliği kansızlığa(anemia/anemi) neden olur.  Hemoglobin: Eritrositin içini dolduran protein ile demir ve demir bağlayan özel bir yapıdan oluşur. Kana kırmızı rengini verir. Normal hemoglobin düzeyi, 12-16,5 gr/dL arasındadır. 12 gr altındaki hemoglobin düzeyleri, anemiyi (kansızlığı) işaret eder ve nedenlerinin araştırılması gerekir.  Hematokrit: Kandaki eritrositlerin hacminin, kan hacmine oranına denir. Bu değer, kadınlarda % 38- 46; erkeklerde ise, % 40-54 arasında değişir.  Ferritin: Depo demirine verilen isimdir. Kan Hücreleri  Lökosit: Beyaz kan hücresi. Nötrofil, lenfosit, eozinofil, bazofil, monosit adı verilen hücrelerden oluşur. Enfeksiyonlarla mücadele eden ve bağışıklık sistemini oluşturan hücrelerdir.  Lökositler, kanda 4.000-10.000 hücre/mikrolitre düzeyinde bulunurlar.  Lökositoz: Kandaki lökosit sayısının 10.000/11.000 üzerine çıkmasına denir. Bunun nedeni genellikle enfeksiyon hastalıkları olmakla birlikte, daha pek çok sebebi olabilmektedir.  Lökopeni: Kandaki lökosit sayısının 4.000'den düşük olmasına denir.  Nötrofil ve lenfositler, mikropları öldürüp, sindiriminde görev alırlar. Eozinofiller allerjik reaksiyonlarda rol oynar ve parazitik enfeksiyonlara karşı koruma sağlarlar. Kan Hücreleri  Trombosit: Kan pulcukları adı da verilen kandaki en küçük hücrelerdir. Normalde kanın bir mikro litresinde 100.000- 400.000 kadar trombosit vardır.  Trombositlerin vücuttaki kanamayı durdurma görevleri vardır. Yaralanma ve kesiklerde kanın pıhtılaşmasını sağlarlar.  Trombositoz: Trombosit sayısının normal değerlerin üzerinde olması (Kronik Myeloid Lösemi, Polisitemia vera, malign hastalıklar, kan kayıpları, demir eksikliği anemisinde görülür).  Trombositopeni: Trombosit sayısının normalin altında olması. Anemi  Anemia-anemi: Kanda bulunan eritrosit, hemoglobin ve hemotokrit miktarının düşmesi sonucu ortaya çıkan klinik tablo.  Aplastic anemia-aplastik anemi: Belirli bir anemi tedavisine cevap vermeyen anemi türü.  Hipochromic anemia-hipokromik anemi: Demir eksikliği anemisi (En sık)  Macrocytic anemia-makrositik anemi: Alyuvarların normalden büyük oluşuyla karakterize olan anemi.  Mediterranean anemia-Akdeniz anemisi: Kalıtsal hemolitik anemi grubundan bir hastalık  İdiopathic anemia-idiyopatik anemi: Sebebi bilinmeyen anemi türü. Kan ile ilgili Tanı Tetkik ve Hastalık Tıbbi Terimleri Kan Hastalıkları ile İlgili Tanı ve Bulgular  Ekimoz: Küçük damarlardan sızan kanın deri altında birikmesiyle meydana gelen çürük  Hematom: Dokuda kan toplanmasıyla oluşan şişlik  Hemarthrosis: Eklem boşluğunda kan birikimi  Hemoliz: Eritrositlerin erimesi, eritrositlerin yapılarındaki hemoglobinin açığa çıkmasıdır. Kan Hastalıkları ile İlgili Tanı ve Bulgular  Lökositoz: Lökosit sayısının normal değerlerin üzerinde olması. Enfeksiyonlar, lösemi, kortizon kullanımında ortaya çıkar.  Macrocytosis-makrositoz: Eritrositlerin normalden büyük olması.  Microcytosis-mikrositoz: Eritrositlerin normalden küçük olması.  Polycythemia-polisitemi: Kanda eritrosit sayısının artması.  Erythrocythemia-eritrositemi: Kandaki eritrosit sayısının artması.  Hemosiderozis: Eritrosit harabiyetinin eşlik ettiği bazı anemi vakalarında görülen dokularda, özellikle karaciğerde ve dalakta hemosiderin birikmesi. Kan Hastalıkları ile İlgili Tanı ve Bulgular  Peteşi: Deri altı kan damarlarından sızan kanın, deri üzerlerinde meydana getirdiği nokta şeklinde morumsu kırmızı lekelerden her biri.  Purpura: Kılcal damar duvarlarından kan sızmasına bağlı olarak deri ve mukozalar üzerinde başlangıçta kırmızı, daha sonra morumsu renk alan nokta şeklinde yaygın kanama odakları görülmesi. Kan Hastalıkları  Blast: Eritrosit, lökosit ve trombositleri oluşturan normalde kemik iliğinde bulunan genç hücreler olup, kemik iliğinde %1 oranında bulunurlar.  Leukemia-lösemi: Kan kanseri  Myelocytic leukemia-miyolositik lösemi: Miyeloid dokudan kaynaklanan lösemi.  Thalassemia-talasemi: Kalıtsal hemolitik anemi grubundaki anemi.  Hemofili: Kanın pıhtılaşmasında bozukluk ile belirgin kalıtsal hastalık. Kan İle İlgili Tanı Yöntemleri  Periferik yayma: Parmak ucundan alınan kanın lam aracılığı ile adı verilen bir cama yayılarak boyanması. Boyanan cam mikroskop altında incelenir.  Coombs testi: Eritrositlerin antikorlarda işaretlenmesine dayanan bir testtir. Genellikle otoimmün hemolitik anemi tanısında kullanılır.  Elektroforez: Eriyik içinde dağılmış iyonların elektrik akımı etkisiyle pozitif veya negatif kutba doğru hareketi esasına dayanan bir yöntemdir. Genellikle kanı komponentlerine ayırmada kullanılır. Kan Grupları  Kan gruplarını alyuvarın üzerinde bulunan bazı proteinler belirler.  Kan nakillerinde, O kan grubu diğer bütün gruplara kan verebilir.  AB kan grubu olan kişiler diğer tüm kan gruplarından kan alabilir.  A ve B kan grupları hem kendi grubundan hem de O grubundan alabilir.  Rh(+) kan grupları Rh(+) ve Rh(–) den alır. Rh(–)kan grupları ise sadece Rh(–) den alır.  Kan grubu Rh(–) olan bir insanın kanında Rh(+)’e karşı antikor oluşmasına kan uyuşmazlığı denir. Anne Rh(–) çocuk Rh(+) ise anne ve çocuk arasında kan uyuşmazlığı görülür. Kan Ürünleri İle İlgili Terimler  Aferez: Hasta veya sağlıklı bir kişinin kan hücrelerinin birinin veya plazmasının özel bir makine aracılığı ile bir torbada toplanması, işlenen kanın kişiye geri verilmesi işlemi.  Tromboferez: Aferez işlemi ile trombositlerin ayrılması. Normal trombosit süspansiyonuna göre 8 kat daha yoğun trombositin tek seferde kişiye naklini sağlar.  Plazmaferez: Plazmanın aferez işlemi ile ayrılması. Bu sayede hastanın plazmasında bulunan zararlı maddeler vücuttan atılır. Kan İle İlgili Anatomive Fizyoloji Terimleri  Extracellular-ekstraselüler: Hücre dışı  Interstitial-interstisyel: Hücrelerin arasındaki sıvı  Plasma –plazma: Kanın katı bileşenlerinin bulunduğu sıvı  Plasma proteinleri: Albumin-albümin,globulin-globülin, fibrinogen-fibrinojen  Erythropoiesis – eritropoezis: Eritrosit gelişimi  Reticulocyte- retikülosit: Olgunlaşmamış eritrositler  Hemoglobin- hemoglobin: Eritropoez sırasında eritrositlerin oluşturduğu demir içeren ve kırmızı rengi veren yapı. Anahtar Sözcükler  Anticore-antikor/antibody: Antigen denen yabancı maddenin varlığında B lenfositlerinin ürettiği koruyucu proteindir.  Antigen-antijen: Konakladığı varlığa zararlı olarak tanınan ve bağışıklığı sağlam bireyde anticore’ların oluşumunu uyaran madde.  Serum-serum: Serum. Kan pıhtılaştıktan sonra kalan plasma bölümü, pıhtılaşma faktörü içermeyen plasma  Hemopoiesis: Kan hücrelerinin gelişim ve olgunlaşması.  Rh: İmmunogenic/bağışıklıkla ilgili tepki verebilen ve çoğu insanın eritrositlerinde bulunan antigen. Sık Kullanılan Kan Testleri Kısaltmaları Eritrosit sayımı RBC Mm3’deki eritrosit sayısı Lökosit sayımı WBC Mm3’deki lökosit sayısı Santifigürasyon sonucu küme oluşturan eritrositlerin örnek olarak alınan kan Hematokrit Htc hacmine oranla % olarak ifade edilen hacmi Hemoglobin Hb 100 ml.kandaki hemoglobin miktarı Özel tüp içine konan kan numunesinde Sedimentasyon SR eritrositlerin-belli bir zaman sonra dibe Hızı çökmesi Kanama Zamanı KZ Pıhtılaşma testi Protrombin PT Pıhtılaşma testi Zamanı Trombin Zamanı TT Pıhtılaşma testi Hücre sayılarını, hemaktokrit, hemoglobin Tam Kan Sayımı CBC değerlerlerinin tümünü içeren test Kök Sözcükler Aden/0 Bez,gudde Ör: Aden /oid -adenoid Bez/guddeye benzer Biraraya Agglutin/0 Ör: Agglutin /a/ tion-aglütinasyon Kümeleşmiş toplanmış Bas/0 Alkali Ör:Bas /o/ phil -bazofil Alkalin boyayı çeken Chrom/0 Renk Ör: Hypo / chrom/ic- hipokromik Renklenmemiş Hem/0: Kan Ör: Hem /o/ phobia -hemofobia Kan korkusu Hemat/0 Kan Ör: Hemat / oma -hematoma Kan tümörü Nucle/0 Çekirdek Ör: Mono / nucle/ ar- monoükleer Tek çekirdekli Leuk/0 Beyaz Ör: Leuk / emia –lökemia Lösemi Lenf Ör: Lymphaden /o/ pathy-lenfadenopati Lenf Lymphaden/0 nodülü nodülü h Lenf Ör: Lymphangi / oma –lenfanjioma Lenf damarı Lymphangi/0 damarı tümörü Kök Sözcükler Morph/0: Şekil, yapı Ör: Morph/o/logie-morfoloji Yapı,şekil bilimi Ör: Aplas/tic-aplastik Oluşamamış, Plas/0: Oluşum büyüyememiş Ser/0: Serum Ör: Ser/o/logie-seroloji Serum bilimi Splen/0: Dalak Ör: Splen/o/megaly-splenomegali Dalak büyümesi Ör: Thromb/o/sis-trombozis Anormal kan Thromb/0: Kan pıhtısı pıhtılaşması Immun /0: Bağışık Ör: Immun/o/logy-immünoloji Bağışıklık bilimi Phleb/0: Ven Ör: Phleb/o/tomy-flebotomi Kan alma Ör: Kary /o ysis-karyolizis Çekirdeğin tahrip Kary/0: Çekirdek olması Ör: Myel/o/pathy-miyelopati Kemik iliği/omurilik Myel /0: Kemik iliği hst. Thym/0: Timus bezi Ör: Thymus-timus Timus bezi Son Ekler  -blast: embriyonik hücre erythr /o/ blast Embriyonik hücre  -emia , -hemia: kan durumu an/emia-anemia Kansızlık  -globin: protein hem /o/ globin Kan proteini  -osis: kan hücre artışı leuk /o/ cyt/ osis Lökosit artışı  -penia: azalma erythr /o/ penia Eritrositte. azalma  -phil : çekme neutr /o/ phil Nötral boyayı çekme  -phylaxis : koruma ana / phylaxis-anafilaksi Korunma karşıtı  -poiesis: oluşum hem /o/ poiesis-hemopoezis Kan  -stasis: durma hem /o/ stasis-hemostazis Kanın durması Ön Ekler  a- olmaması a / morph/ ic – amorfik- Şekilsiz  aniso- eşit olmayan aniso / cyt/ osis-anizositozis -Benzer. olmayan hücre artışı  iso- benzer, eşit iso /chrom/ ic-izokromik -Aynı renge sahip  mono- tek mono / nucle / osis-Tek çekirdekli.. hücre  poly- çok poly / morph / ic-polimorfik -Çok şekilli Patolojik Durumlarla İlgili Terimler  Hematologie / hematology- Hematoloji-kan bilimi,  Hematologist/ hematolojist- Kan bilimci  Allergie-alerji, Immunologie- İmmünoloji alerji, bağışıklık bilimi  Polycythemia vera-polisitemi vera- Kemik iliğinin aşırı eritrosit üretimi  Thrombolysis-tromboliz- İlaçla pıhtı parçalama Tanı ve Tedavi ile İlgili Tıbbi Terimler  Autologous –otolog kan: Bireyin kendi kanı.  Homologous –homolog kan: Aynı cinsten alınan kan.  An / iso / cyt / osis-anizositozis: Kan yayma-smear testinde eritrositlerin büyüklüğündeki değişiklikler.  Bacter/emia-bakteremi: Genelde geçici yapıda olup kan akımında dolaşan bakteri varlığını ifade eder.  Hem/o/globin/o/pathy-hemoglobinopati: Hemoglobin moleküllerindeki anormalliklerden kaynaklanan bozukluklar(sickle cell-orak hücreli anemi). Tanı ve Tedavi ile İlgili Tıbbi Terimler  Hem /o/ stasis –hemostaz: Kanama veya dolaşımın durması.  Hem/o/lysis -hemoliz : Hemoglobinin çevre sıvıya yayılımıyla eritrositlerin tahribi.  Immunosuppression-immünosüpresyon: İmmün yanıtın baskılanması.  Septic/ emia-septisemi: Vücuttaki diğer enfeksiyonlardan kaynaklanabilen ciddi, yaşamı tehdit edici kan enfeksiyonu; kan zehirlenmesi. Tetkik ve Tedavi Terimleri  Lymphadenography: Kontrast madde enjeksiyonu sonrası lenf nodülü radyografik incelemesi.  Lymphangiography: Kontrast madde enjeksiyonu sonrası lenf damar veya dokularının radyografik incelenmesi.  Aspiration-aspirasyon:Vakumla içe/dışa çekme.Genellikle uzun ve ince iğneli bir enjektörle Tetkik ve Tedavi Terimleri  Biopsy-biyopsi: Tanı amacıyla şüpheli doku örneğinin mikroskopik inceleme için çıkarılması.  Transfusion-transfüzyon: Kan veya kan ürünlerinin kan akımına verilmesi/infusion.  Transplantation–transplantasyon:Normal pozisyonundaki canlı dokudan bir parçayı başka bir yere veya başka bir kişiye aktarmaktır. Kan İle İlgili Farmakolojik Terimler  Antifibrinolytic/antifibrinolitik: Özellikle kanama eğilimli hemofili hastalarında operasyon sonrası ciddi kanamaları önlemede kullanılırlar.  Antiviral/antiviral: Virüs enfeksiyonları için kullanılırlar.  Antimicrobial/antimikrobial: Bakteri, mantar gibi mikroorganizmalara karşı kullanılırlar.  Thrombolytic/trombolitik: Kan pıhtılarını çözmek için kullanılırlar.  Anticoagulant/antikoagülan: Kanın pıhtılaşmasını geciktiren veya önleyen madde. Böylece DVT(deep vein thrombosis /derin ven trombozunu) önler ve kişide felç olma riskini azaltırlar. Kısaltmalar  AB, Ab, ab Antibody(anticore) – Antikor  A, B, AB, O Kan grupları  ALL /CLL Acute /Chronic Lymphocytic Leukemia – Akut/Kronik Lenfositik Lösemi  AML/CML Acute Myelogenous-Myoblastic_Leukemia – Akut/ Kronik Miyelojenik Lösemi  CBC /TKS Complete blood count –Tam kan sayımı  ELISA Enzyme-linked immunosorbent assay –Enzime bağlı bağışıklık testi  ESR / ESH Erythrocyte Sedimentation Rate – Eritrosit Sedimantasyon Hızı  Hb, Hgb Hemoglobin  HCT, Hct Hematokrit  RBC, Red Blood Cell Kırmızı kan hücresi/eritrosit  WBC White Blood Cell Beyaz kan hücresi/lökosit Kimya İle İlgili Kök Terimler  Azot/o: Nitrojen bileşikleri Ör: Azoturia-azotüri (İdrarda N artması)  Calc/i: Calcium-kalsiyum Ör: Calcareous-kalkareus (Ca içeren)  Ferr/0, ferr/i: Ferrum-Demir Ör: Ferric (Fe’le ilgili/içeren)  Kali: Potassium-Potasyum Ör: Hypokalemia-hipokalemia (kanda K azlığı)  Natri: Sodium-sodyum Ör: Natriuresis-natriürezis (İdrarda Na çıkışı)  Ox/y: Oxygen-oksijen Ör: hypoxemia-hipoksemi (Kanda O yetersizliği) Lenf Sisteminin İncelenmesi Lenf Dolaşımı LENF : Doku sıvısı, küçük proteinler, yağ asitleri, gliserolden oluşan renksiz sıvıdır.  İçinde lökositler(akyuvarlar) bulunur.  Görevi, fazla doku sıvısını toplamak ve kana geri vermektir. Lenf Sistemi:  Lenf damarları(Sadece ven ve kılcal damarlar)  Lenf sıvısı  Lenf düğümlerinden oluşur.  Lenf dolaşımı vücuttan kalbe doğrudur ve sol klavikula altı toplardamarından kan dolaşımına katılır. Lenfatik Sistem Lenfa Thymus Lenfositler Bezi Lenf Dalak Damarları Lenf Tonsiller Nodları Lenf Sistemi Ne İşe Yarar? Lenf sisteminin üç ana fonksiyonu vardır: 1. Bağırsaklardan lipitlerin emilimi ve kana geri taşınmasını sağlamak. 2. Hücreler arası biriken sıvının toplanarak kana geri taşınmasını sağlamak. Böylece sıvı dengesinin ayarlanması. 3. Lenfosit üreterek hastalıklara karşı vücut direncinin ve savunmasının sağlanması. Lenf Düğümü(Lenf Nodu)  Lenf damarlarının birleştiği şişkin yerlerde lenf düğümü denir.  Lenf düğümlerinde akyuvarlar(lenfositler) üretilir. Akyuvarlar lenf sıvısındaki mikroorganizmaları yok eder.  Lenf düğümleri, tonsillerde, axillada, inguinal bölgede ve boyunda(collum, servikal bölge) bulunur. Lenf Düğümü(Lenf Nodu)  Lenf düğümleri tepeden tırnağa tüm vücutta bulunur. İnsan vücudunda 600 kadar lenf düğümü olduğu tahmin edilmektedir.  Lenf düğümleri boyunda , koltuk altlarında, göğüs boşluğunda, karın içinde ve kasıklarda özellikle topluluklar oluşturmuş şekilde yerleşmişlerdir.  Akciğer, karaciğer, böbrek gibi organların ve kan damarlarının etrafında da yoğun olarak bulunurlar. Sindirim sisteminde ise lenfositlerin toplandığı farklı yapılar gelişmiştir. Bademcikler ve geniz etleri ile mide ve barsak duvarı da lenfositlerden çok zengin yapılardır. Dalak(Spleen)  Dalak/Spleen/L.Lien: Lenfatik sistemin en geniş organıdır.  Abdomen boşluğunda, midenin arka dış kısmına gelecek şekilde, kaburgalar tarafından korunmuş olarak yerleşir.  Dalak trombositleri depolar; vücutta bulunan trombositlerin önemli miktarı dalaktadır. Dalak(Spleen)  Vücudumuzda bulunan kırmızı kan hücrelerini, ortadan kaldırarak onların içerisinde bulunan demiri tekrar vücudumuzun kullanımına sunar.  Vücudun mikroplara karşı koymasında önemli olan hücrelerin üretilmesini sağlar ve antikor üretiminde etkin rol oynar, lenfositleri üretir. Lenf Sistemiyle İlgili Tıbbi Terimler Ödem(Eudema)  Ödem: Vücuttaki bazı dokularda anormal sıvı birikmesi sonucu oluşan şişliktir ve sadece bacak, ayak gibi belli bir yerde olabileceği gibi vücudun genelinde de meydana gelebilir.  Lenfödem : Lenfatik dolaşımın doğuştan veya sonradan gelişen nedenlerle bozulması sonucu, proteinden zengin sıvının birikimi olarak tanımlanabilir. Primer veya sekonder nedenlere bağlı gelişebilen lenfödem kanserli hastalarda sıklıkla lenf nodu diseksiyonu ve radyoterapilere bağlı olarak görülmektedir. Lenfatik Sistem Tanı ve Tedavi Terimleri  Splenomegali: Dalağın aşırı büyümesi  Splenektomi: Dalağın ameliyatla alınması  Splenitis-splenit: Dalak iltihabı  Lymphadenitis-lenfadenit: Bir veya daha çok lenf düğümü iltihabı.  Lymphadenopathy: Lenf bezi büyümesi  Lymphadenectomy-lenfadenektomi: Lenf düğümünün ameliyatla alınması. Lenfatik Sistem İle İlgili Hastalık Terimleri  Lymhoma-lenfom: Lenfoid doku tümörü  Lymphangioma-lenfanjiyom: Lenf sisteminin iyi huylu tümörü.  Lymphangitis-lenfanjit: Lenf damarları iltihabı.  Lymphocytic leukemia-lenfositik lösemi: Lösemiyle birlikte lenfoid hiperplazi.  Lymphosarcoma-lenfosarkom: difüz (dağılmış) lenfom (lenfoid doku tümörü).  Hodgkin’s disease-Hodgkin hastalığı: Vücuttaki lenf düğümlerinin kontrolsüz büyümesi ile karakterize olan ağrısız, kötü huylu lenfoma Bağışıklık Sisteminin İşleyişi Bağışıklık Sistemi Ne İşe Yarar?  Bağışıklık(İmmunization/ İmmunizasyon): Hastalık yapan etkenlere karşı vücudun gösterdiği direnç, savunma mekanizması.  Bağışıklık sistemi organları: Dalak, tymus, kemik iliği, karaciğer ve lenf düğümleridir.  Bağışıklık sistemi elemanları: Lökositler, makrofajlar ve antikorlardır. Vücuttaki Bağışıklık Sistemini Oluşturan Yapılar Adenoidler, Tonsiller, Timus, Lenf düğüm ve damarları, Dalak, Apandiks, Barsak peyer plakları Kemik iliği Bağışıklık Sistemi Yapıları  Lenf düğümleri, B ve T lenfositlerin çoğaldığı yerlerdir.  Dalak, kırmızı kan hücreleri ve bağışıklık sisteminin beyaz kan hücreleri için depo olarak görev yapar  Timus, lenfosit hücrelerinin olgunlaştığı göğüs ön üst boşluğunda ve göğüs kemiği arkasında yer alan bir organdır. Doğumdan itibaren ergenlik döneminde kadar gelişir. Yaşla birlikte küçülür.  Kemik iliği, nötrofiller, eozinofiller, bazofiller, mast hücreleri, monositler, dendritik hücreler ve makrofajlar gibi enfeksiyona karşı önemli yanıtı veren bağışıklık ve savunma hücrelerinin öncülerinin yapıldığı bir merkez konumundadır. Antijen/Antikor  Çevrede çok sayıda mikroorganizma vardır ve bunların kendi bağışıklık sistemimiz tarafından tanınmasını sağlayan yapılara antijen denir. Organizmaya girdiğinde bağışıklık cevabı oluşturabilecek madde olarak da tanımlanabilir.  Antijenlere karşı üretilen ve antijenleri ile birleşme özelliğine sahip spesifik yapılara antikor denir. İmmünglobulin adı verilen bu antikor moleküllerinin IgG, IgA, IgM, IgD ve IgE olmak üzere beş farklı tipi vardır. İmmun Globulinler  IgG(İmmunglobulin G): Vücutta en fazla bulunan antikor türüdür. Tüm vücut sıvılarında bulunur ve antikorların % 75- 80’ini oluşturur. Bakteri ve virüs enfeksiyonlarına karşı vücudu savunur  IgM(İmmunglobulin M): Temel olarak kanda ve lenf sıvısında bulunur. Tüm antikorların %5-10’unu oluşturur. Vücut yeni bir enfeksiyonla karşılaşınca üretilir.  Ig M antikor ile temastan birkaç hafta sonra yok olur. Yerini IgG alır. IgG anne kanında bebeği koruma amacı ile plasenta yolu ile aktarılan tek antikor türüdür Bağışıklık Çeşitleri  Doğal Bağışıklık = Kalıtsal = Non-Spesifik İmmünite  Hücresel Bağışıklık  Hümoral Bağışıklık  Edinsel Bağışıklık = Sonradan Kazanılan = Spesifik İmmünite  Aktif Bağışıklık  Pasif Bağışıklık Doğal Bağışıklık(Kalıtsal/Non-Spesifik İmmunite)  Doğal bağışıklık canlının doğumundan itibaren başlayıp, ölümüne kadar çalışmaya devam eden bir savunma mekanizmasıdır.  Genetik özelliklere bağlıdır ve nesilden nesile geçebilir. Doğal bağışıklıkta insan vücudu herhangi bir antikor oluşturmadan mikroplara karşı korunmaktadır. Örneğin;  midenin salgıladığı asit birçok yabancı mikroorganizmanın canlı kalmasını engeller,  gözyaşı, gözde bulunan mikropları öldürür,  burun kılları nefes alma esnasında yabancı partikülleri tutarak içeri girmesini engeller. Sonradan Kazanılan Bağışıklık(EdinselSpesifik)  Vücudun mikroorganizmalara karşı antikor üreterek kazandığı bağışıklıktır. Başka bir ifadeyle çeşitli yollarla sonradan kazanılmış bağışıklık sistemidir.  Dışarıdan bir madde alınması veya vücuda hiç girmeyen bir mikrobun girip ona karşı antikor oluşturulması sonradan kazanılan bağışıklığa örnektir.  Sonradan kazanılan bağışıklık aktif ve pasif olarak ikiye ayrılır. Sonradan Kazanılan Bağışıklık(Edinsel/Spe sifik)  Aktif Bağışıklık: Hastalığın geçirilmesi veya aşı ile zayıflatılmış hastalık mikrobunun alınması ile vücudun kendi antikorlarını üretmesi sağlanır  Pasif Bağışıklık: Hazır antikorların vücuda serumla verilmesi ile oluşan bağışıklıktır. Başka bir canlının vücudunda geliştirilen antikorlar hasta kişiye hazır olarak verilir. Aktif Bağışıklık  Antijenlere maruz kalma üç şekilde meydana gelebilir. 1. Aşılanma: Mikropların zayıflatılmış hali veya bunların toksinleri laboratuvar ortamında üretilerek kişiye verilir 2. Hastalığı geçirme; aşılama tekniğinin doğal halidir. Bağışıklık sistemi önceden geçirilmiş hastalık sayesinde o mikrobu tanır ve bir dahaki sefere hastalık yapmasına fırsat vermez. 3. Sağlıklı iken vücudun antikor üretmesi; vücuda giren mikropların sayısı eğer çok fazla değilse, akyuvarlar bu mikropları hastalık yapmasına fırsat kalmadan yok ederler. Bu esnada kanda kendiliğinden antikor oluşur ve aynı mikrop ikinci kez vücuda girmeye kalktığında antikor engeliyle karşılaşır. Pasif Bağışıklık  Vücuda dışarıdan antikor verilmesiyle sağlanan bağışıklıktır.  Bunun için serum kullanılır. Serumlar hazır antikorlardır, bazı durumlarda vücudun ürettiği antikor yetersiz gelir ve dışarıdan serum takviyesi yapılır.  Serumun yanında ilaçla da yapılabilen pasif bağışıklık vardır. Bunun koruyucu özelliği olmayıp sadece tedavi edici bir yöntemdir. Aşı ile Serumun Farkları Aşı Serum Yapay aktif bağışıklık sağlar Yapay pasif bağışıklık sağlar Toksin veya antijen içerir Antikor veya antitoksin içerir Sağlıklı kişiye uygulanır Hasta kişiye uygulanır Koruyucudur Tedavi edicidir Bağışıklık süresi uzundur Bağışıklık süresi kısadır Hafıza hücrelerinin oluşmasına Hafıza hücrelerinin oluşmasına neden neden olur (Bağışıklık sistemini olmaz(Bağışıklık sistemini uyarmaz) uyarır) Laboratuarda yapılır Sığır veya atın kanından elde edilir Sonradan Kazanılan Bağışıklık(Edinsel/ Spesifik)  Edinsel immün sistemin hücreleri, kan ve dokularda bulunan lenfosit, mononükleer fagositlerin ve diğer yardımcı hücrelerin antijenlerle karşılaştıkları doku ve organlar lenfoid sistem olarak tanımlanır.  Edinsel bağışıklık, kanda bulunan ve lenfosit adı verilen savunma hücrelerinin organizmaya yabancı olan antijenleri ayırt etmesi ile başlayan bir süreçtir. T ve B lenfositleri temelde esas olarak edinsel bağışıklık yanıtta görev alan hücrelerdir. Sonradan Kazanılan Bağışıklık(Edinsel/ Spesifik)  Lenfositler vücuda yabancı olan maddelere karşı özgül savunma proteinlerini oluşturur.  Lenfositler sadece patojenleri değil, kanser hücrelerini ve nakledilmiş dokuları da yok etmeye çalışır.  Hem B-lenfositleri hem de T-lenfositleri, kemik iliğindeki kök hücrelerinin farklılaşması ile oluşur. Bu hücreler olgunlaştıkları yere göre isimlendirilir. Olgunlaşmalarını fetüs döneminde karaciğerde, doğum sonrasında ise kemik iliğinde tamamlayan lenfositlere B-lenfositleri denir. Timus bezinde olgunlaşan lenfositlere ise T-lenfositleri denir. Hümoral ve Hücresel Bağışıklık  Hümoral(Sıvısal) Bağışıklık: B lenfositleri ve ürettikleri antikorlar ile sağlanan bağışıklıktır. B lenfositleri mikroplarla uyarıldığında antikor adı verilen özel antimikrobik proteinler üretirler. Bir kısım B lenfositleri ise bellek hücrelerine dönüşerek aynı mikropla tekrar karşılaşıldığında o mikrobu yok edecek olayları başlatırlar. Bu sayede tifo, difteri bazı hastalıklar bir kere geçirildikten sonra bir daha geçirilmez.  Hücresel Bağışıklık: T lenfositlerin, makrofajlar gibi bazı hücrelerin yardımıyla antijenleri tanımasıyla başlar. T lenfositler antikor üretmez, antijene doğrudan temas ederler. Bu bağışıklığa hücresel bağışıklık adı verilir. Hücresel bağışıklık kanserli hücreler, parazitler, mantarlar, nakledilmiş doku, bakteri ve virüsle enfekte olmuş hücreler üzerinde etkilidir. Bağışıklık Sistemi İle İlgili Tıbbi Terimler Bağışıklık Sistemi İle İlgili Tanısal Terimler  İmmün sistem: Vücudu enfeksiyona karşı savunan hücreler ve proteinler. Lenfositler, lenf nodları ve dalak immün sistemin parçalarıdır.  İmmünite: Enfeksiyona karşı koyabilme yeteneği.  İmmünglobulinler: Enfeksiyonla savaşan proteinler.  İmmünofenotipleme: Hastadaki lenfositik löseminin B hücreli mi yoksa T hücreli mi olduğunu araştıran laboratuar testi.  İmmünoterapi: Monoklonal antikor tedavisi gibi vücudun immün sistemini destekleyen tedaviler için kullanılan terim. Vaksinler gibi lösemi tedavisi konusunda üzerinde çalışma yapılan diğer immünoterapiler lösemiyi önlemez fakat immün sistemin lösemi hücrelerine karşı saldırısına katkıda bulunur. Bağışıklık Sistemi Hastalıkları  Alerji: Vücudun bağışıklık sisteminin her hangi bir maddeye karşı gösterdiği aşırı hassasiyet reaksiyonudur.  Alerjiye yatkın insanlar 'atopik' olarak adlandırılır. Genellikle kalıtsaldır (konjenital)  Anaflaksi: Antijen niteliğinde belli bir yabancı protein veya ilaca karşı evvelce duyarlılık kazanmış kimseye aynı antijenin ikinci defa verilişi sonucu oluşan aşırı duyarlılık hali. Bağışıklık Sistemi Hastalıkları  Otoimmün Hastalık: Bağışıklık sisteminin kendi vücut hücrelerine saldırması ve bu hücreleri yabancı hücre olarak algılaması durumu.  AIDS: Kazanılmış immün bozukluluk sendromu; HIV (İnsan immün yetmezlik virusu) ile meydana gelen immün sistem yetersizliğidir. İmmun Yetmezlik  Bağışıklık yetersizlikleri, immün sistemin bir veya daha fazla bileşenindeki anormallikler sonucunda ortaya çıkan çoğunlukla enfeksiyonlara karşı yatkınlıkla karakterize bozukluklardır. Bozuk immunite sonucu ortaya çıkan hastalıklara immün yetersizlik hastalıkları denilmektedir.  Bağışıklık baskılanması (immünsupresyon); hücresel, humoral ya da spesifik olmayan bağışıklık parametre işlevlerinde bir azalma olmasıdır. Ağır metaller, bazı hava kirleticiler ve pestisitler kalıcı immünosupressif etkilere neden olabilir. Bağışıklık Sistemi İle İlgili Tetkikler  Kemik iliği aspirasyonu: Kemik iliğinden özel bir iğneyle sıvı ve hücre örneği (aspirat) alınarak yapılır. Örnek genellikle hastanın kalça kemiğinden alınır.  Kemik iliği biyopsisi: Kromozom ve gen anomalilerini ve kemik iliği içinde ne kadar hastalık olduğunu gösteren test. Kemik iliği hücreleriyle dolu küçük bir miktar kemik parçasının çıkarılmasıyla yapılır.

Use Quizgecko on...
Browser
Browser