4. Hafta Türk Dilinin Tarihi Dönemleri - AKDENİZ Üniversitesi PDF
Document Details
Akdeniz Üniversitesi
Arzu Tirak Aslan
Tags
Summary
This document is a lecture note on the historical periods of the Turkish language. It provides an overview of the historical periods, including the Old Turkish, Middle Turkish, New Turkish, and Modern Turkish periods, along with a discussion of different dialects and forms of the language. It also includes a brief overview of the history and role of spoken and written Turkish language.
Full Transcript
T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKUZEM) ORTAK DERSLER TÜRK DİLİ I DERS NOTU Konu Hafta 4 Dönem GÜZ Öğretim Elemanı...
T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKUZEM) ORTAK DERSLER TÜRK DİLİ I DERS NOTU Konu Hafta 4 Dönem GÜZ Öğretim Elemanı Öğr. Gör. Arzu TIRAK ASLAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM DERSİN KAPSAMI A. TÜRK DİLİNİN TARİHÎ DÖNEMLERİ 1. ESKİ TÜRKÇE DÖNEMİ (6.–13. yüzyıllar arası) 1.1. Köktürk metinleri 1.2. Uygur metinleri 1.3. Karahanlı metinleri 2. ORTA TÜRKÇE DÖNEMİ (13.–15. yüzyıllar arası) 3. YENİ TÜRKÇE DÖNEMİ (15.–20. yüzyıllar arası) 4. MODERN TÜRKÇE DÖNEMİ B. TÜRK YAZI DİLİNİN TARİHî GELİŞİMİ 1. ESKİ TÜRKÇE 2. KUZEY – DOĞU TÜRKÇESİ 2.1. Kuzey Türkçesi 2. 2. Doğu Türkçesi 3. BATI TÜRKÇESİ 3.1. Eski Anadolu (Eski Türkiye) Türkçesi 3.2. Osmanlı Türkçesi 3.3. Türkiye Türkçesi 4. TÜRK DİLİNİN BUGÜNKÜ DURUMU VE YAYILMA ALANLARI 4.1. Batı Türklüğü 4.2. Doğu Türklüğü 4.3. Kuzey Türklüğü 4.4. Bugünkü Türk yazı dillerinin kullanıldığı bölgeler 2 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM A. TÜRK DİLİNİN TARİHî DÖNEMLERİ VE GELİŞMESİ Konuşma dili Konuşma dili, günlük hayatta diğer insanlarla iletişim kurmak için konuşurken kullandığımız dildir. Lehçe, bir dilin değişik bölgelerde, aynı dil grubuna dâhil kişiler tarafından konuşulan değişik biçimidir. Türk dili, lehçelerine göre; a) Oğuz-Türkmen grubu (Güney-Batı Türkçesi), b) Kıpçak grubu (Kuzey-Batı Türkçesi) ve c) Karluk grubu (Kuzey-Doğu Türkçesi) olmak üzere üç ana grup oluşturur. Ağız Bir dil veya lehçenin yakın zamanda ayrılmış, bölgeden bölgeye veya şehirden şehire sadece söyleyiş farklılıkları gösteren küçük kollarıdır. Konya şivesi, Erzurum lehçesi, Urfa şivesi gibi adlandırmalar yanlıştır. Doğrusu; Konya ağzı, Erzurum ağzı, Urfa ağzı şeklindedir. Yazı Dili Dilde birliği, anlaşma kolaylığını sağlamak için kullanılan kitap dilidir, kültür dilidir, edebî dildir. Konuşma dilinin her bölgenin doğal, günlük dili olmasına karşılık yazı dili, okuma yazmada kullanılan ortak dildir. Türk dili derslerinin amaçlarından biri de konuşma diliyle yazı dilini birbirine yaklaştırmaktır. Kişi, edebî dille doğru konuşabilir fakat yazı dilinin özelliklerini ve kurallarını bilmezse doğru yazamaz. Bu sebeple ana dilin kuralları ve incelikleri iyi bilinmelidir ki dil, anlaşma aracı olma işlevini tam anlamıyla yerine getirebilsin. 3 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM A. TÜRK DİLİNİN TARİHÎ DÖNEMLERİ Türk dilinin tarihî dönemlerini şöyle özetleyebiliriz: 1. Altay Dil Birliği Dönemi: Türkçenin Altay dillerinden (Moğolca, Mançuca, Tunguzca, Korece, Japonca) henüz ayrılmadığı karanlık bir dönem olarak değerlendirilir. 2. En Eski Türkçe Dönemi: Türkçenin bağımsız bir dil olarak ana Altaycadan ayrıldığı dönem olarak kabul edilmektedir. 3. İlk Türkçe Dönemi: Hun, Avar, Hazar, Bulgar dillerinin Türkçeden henüz ayrılmadığı dönem olarak gösterilir. Türkçenin metinlerle takip edilebilen bu dönemleri sırasıyla şöyledir: 4 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM 1. ESKİ TÜRKÇE DÖNEMİ (6.–13. yüzyıllar arası) Türkçenin belgelerle takip edilen ilk dönemi olup 13. yüzyıla kadar olan zamanı içine alır. Türkçenin bütün dönemleri hesaba katıldığında hem ses ve biçim bilgisi hem de söz varlığı bakımından en saf ve duru dönemidir. Eski Türkçe dönemine ait metinler; Köktürk, Uygur ve Karahanlı metinleri olarak üç grupta toplanır: 1.1. Köktürk metinleri Köktürklerin kendi icadı olan Köktürk alfabesiyle taşlar üzerine yazılan metinlerdir. Bu metinlerin sayısı 250’den fazladır. En meşhurları Kül Tigin, Bilge Kağan, Tonyukuk adına diktirilen ve Köktürk Yazıtları (Orhun Abideleri) adıyla bilinenlerdir. Bu yazıtlar dışında Köktürk çağına ait diğer bengü taşlar şunlardır: Çoyrın, Hoytu Tamir, Nalayha, Talas, Hangiday, İhe-Nûr, Köl İç Çor (İhe-Huşotu), İşbara Tamgan Tarkan (Ongin), Altun Tamgan Tarkan (İhe-Aşete), Mahan Kağan (Bugut). Bunlardan “Çoyrın bengü taşının 687-692 yılları arasında dikildiği tahmin edilmektedir. Bu tahmin doğruysa, altı satırlık bu taş, Türkçe yazılmış ve Köktürk harflerinin kullanılmış bulunduğu ilk metin olmaktadır.” Kazakistanda Esik kurganından çıkan bakır tas üzerindeki Köktürk işaretli kısa yazının okunuşu doğrulanırsa Türk yazı dilinin belgeleri Çoyrın bengü taşından 1200 yıl kadar daha önceye gidecek demektir. 5 1.1. Köktürk Metinleri 6 1.1. Köktürk Metinleri 7 1.2. Uygur Metinleri Uygurlar, Uygur yazısı ve Mani, Brahmi yazılarıyla taş ve kâğıt üzerine yazılmış çeşitli metinlerle kütük basması eserler bırakmışlardır. Doğu Türkistan’daki kazılarda ortaya çıkarılan yüzlerce sandık eserin çoğu, dinî nitelikli olmakla beraber aralarında tıp, falcılık, astronomi ve şiirle ilgili olanlar da vardır. En önemlileri şunlardır: Sekiz Yükmek (Sekiz Yığın): Çinceden çevrilen Sekiz Yükmek’te Burkancılığa ait dinî-ahlakî inanışlar ve bazı pratik bilgiler vardır. Uygurlar arasında çok yayılan bu eser; kısa cümleleriyle içten anlatımı ve zengin söz varlığıyla dikkati çeker. Altun Yaruk (Altın Işık): Sıngku Seli Tutung tarafından Çinceden Uygurcaya çevrilen en hacimli sudurdur. Irk Bitig (Fal Kitabı): Köktürk yazısıyla yazılmış bir fal kitabıdır. Her biri ayrı fal olarak yazılan 65 paragraftan oluşur. Çeşitli inanışlar ve masal unsurlarının bulunduğu kitapta günlük dile ait pek çok kelime de vardır. Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesi (İyi Düşünceli Şehzade ile Kötü Düşünceli Şehzade): Burkancılığa ait bir menkıbenin hikâyesidir. 8 1.3. Karahanlı Metinleri Kutadgu Bilig (Mutluluk Bilgisi): Yusuf Has Hâcib, 1069-1070 yılında 6645 beyit olarak yazdığı bu eserinde devlet, adalet, insan ve aklı temsil eden dört sembolik kişiyi birbirleriyle konuşturarak insanlara iki cihanda mesut olmanın yolunu göstermiştir. Siyasetname niteliğindeki eserde, ideal bireylerden oluşan bir toplum ve devlet göz önünde canlandırılmıştır. Dîvânü Lûgati’t-Türk: Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türk dilinin üstünlüğünü göstermek amacıyla Kaşgarlı Mahmud tarafından 1072’de yazılmaya başlanan ve 1077 yılında halife Ebü’l Kasım Abdullah’a sunulan bu eser, ansiklopedik bir Türk dili sözlüğüdür. Dîvânü Lûgati’t-Türk, 11. yüzyıl Orta Asya Türk dünyasının en sağlam dil mirası olmasının yanında Türk kültürü ve medeniyetinin eşsiz kaynaklarından biridir. Atabetü’l-Hakâyık (Gerçeklerin Eşiği): Dinî ve tasavvufî konuların anlatıldığı bu eserin Edip Ahmet tarafından 12. yüzyılın başlarında yazıldığı tahmin edilmektedir. Kitapta; bilginin yararı, cahilliğin zararı, dili tutmanın önemi, cimriliğin kötülüğü, cömertliğin iyiliği, alçak gönüllüğünün güzelliği, kibrin kötülüğü gibi konular işlenmiştir. Divân-ı Hikmet: Hoca Ahmet Yesevî’nin şiirlerine hikmet, bu şiirlerin toplandığı defterlere Divân-ı Hikmet denmektedir. Bu eserdeki şiirlerin hepsi, Hoca Ahmet Yesevî’ye ait değildir. Kitapta, öğretici yönü ağır basan manzumeler vardır. 9 2. ORTA TÜRKÇE DÖNEMİ (13.–15. yüzyıllar arası) Eski Türkçeyle yeni Türkçeyi birbirine bağlayan geçiş dönemidir Türk dili ve Türk kültüründe önemli değişmelerin olduğu bu dönem, Harezm Türkçesi ile temsil edilir. Harezm Türkçesi, 13. ve 14. yüzyıllarda Batı Türkistandaki yazı diline verilen isimdir. Edebî gelenekler bakımından Karahanlı Türkçesine dayanan bu yazı dili, Oğuz ve Kıpçak lehçelerinden de etkilenmiştir. Harezm Türkçesinin yadigârları: Mukaddimetü’l-Edeb: Dîvânü Lûgati’t-Türk’ten sonra Orta Türkçe döneminin en zengin söz varlığına sahip bu eser, Zemahşerî tarafından 1127-1144 yılları arasında pratik bir sözlük tertibinde yazılarak Harizmşah Atsız’a sunulmuştur. Kısasü’l-Enbiyâ: Rabguzî tarafından bir yılda yazılarak 710 (1310)’da Emir Nasrüddin Tok Buğa’ya sunulan bu eserde Kur’an-ı Kerim’de adı geçen peygamberlere ait kıssaların yanı sıra Hz. Muhammet, dört halife, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’e ait menkıbeler de vardır. Muînü’l-Mürid: Arapça bilmeyen Türkmenlere İslâm fıkhını ve tasavvufu öğretmek amacıyla İslâm mahlaslı bir şair tarafından 1313 yılında yazılan 900 beyitlik manzum bir eserdir. Muhabbetnâme: 1353’te Harezmî tarafından yazılan manzum bir eserdir. Nehcü’l-Ferâdis: Kerderli Mahmut tarafından 1358’de yazılmış, kırk hadis tercümesi niteliğinde dinî, ahlakî bir eserdir. Sade bir dille kaleme alınan bu eser, Harezm Türkçesinin nesir alanındaki güzel örneklerinden biridir. Anonim Kur’an Tefsiri bu döneme ait diğer bir eserdir. 10 2. ORTA TÜRKÇE DÖNEMİ (13.–15. yüzyıllar arası) Kıpçak Türkçesinin yadigârları: Kodeks Kumanikus (Codex Cumanicus): İtalyan tüccarlar ve Alman rahipler tarafından derlendiği tahmin edilen, Hristiyanlığa ait ilahileri, bilmeceleri Türkçe - Almanca - Latince - Farsça sözlük parçalarını içine alan ve anonim bir eser olan Kodeks Kumanikus, Kıpçakça için olduğu kadar Türk dili tarihi için de önemli bir kaynaktır. Tercümanü Türkî ve Arabî: Konyalı Halil b. Muhammed b. Yusuf tarafından 1245’te Mısır’da yazılmış veya istinsah edilmiş bir lügat- gramerdir. Mısır’da yazılan Kıpçakça eserler içinde -şimdilik- tarihi bilinenlerin en eskisidir. Kitâbü’l-İdrâk li Lisânü’l-Etrâk: Türkçenin bilinen ilk gramer kitabıdır. Esirü’d-din Ebû-Hayyan tarafından 1312’de yazılmıştır. Husrev ü Şirin: Nizamî’nin aynı adlı eserinin Türk edebiyatındaki ilk tercümesidir. 1341’de Kutb tarafından yazılmıştır. Gülistan Tercümesi: Sadî’nin Gülistan adlı Farsça eserinden Saraylı Seyf’in yaptığı tercümedir. Et-Tuhfetü’z-Zekiyye fi’l-Lûgati’t-Türkiyye: Yazılış tarihi kesin belli olmayan Kıpçak gramerlerinden biridir. El-Kavaninü’l-Külliye li Zabti’l-Lûgati’t-Türkiyye: Yazarı bilinmiyor. Gramer kitabıdır. 11 3. YENİ TÜRKÇE DÖNEMİ (15.–20. yüzyıllar arası) Orta Türkçe dönemindeki Türk lehçelerinin, edebiyatlarının gelişerek devam ettiği dönemdir. Bu dönemi, dil bilgisi yapısı bakımından belli farklılıklar olmakla birlikte Orta Türkçe Dönemi’nden kesin çizgilerle ayırmak pek mümkün değildir. Bu dönemde bir tarafta Orhun, Uygur, Karahanlı Türkçeleri, Harezm Türkçesi ve onun devamı niteliğinde olan ve geçmişteki ses ve yapı bilgisi özelliklerini koruyan Çağatay Türkçesi gelişmesinini sürdürürken diğer tarafta Anadolu Selçuklularıyla birlikte Oğuz ağzı yazı dili olmaya başlamış ve kısa sü¬rede büyük gelişmeler göstererek Türkçeninin ikinci büyük, edebî yazı dili ol¬muştur. Milâttan önceki yüzyıllarda Hazar ve Karadeniz’in kuzeyinden Avrupa içlerine kadar uzanan Türk göçleri, milâttan sonraki yüzyıllarda da devam ede¬rek 15. yüzyıla kadar sürmüştür. Bu göçlerle birlikte birtakım siyasî gelişmeler de yaşanmış, yeni kültür merkezleri kurulmaya başlamış, Türk yazı dilinde dal¬lanmalar ortaya çıkmış, Kuzey-Doğu Türkçesi ve Batı Türkçesi denen lehçeler grubu teşekkül etmiştir. 12 4. MODERN TÜRKÇE DÖNEMİ 20. yüzyıldan itibaren bugünü de içine alan bütün Türk bölgelerinde de¬vam eden Türkçedir. Geçmişte olduğu gibi bugün de çok geniş bir alanda ol¬dukça hareketli bir görünüm arz eden Türkçe, günümüzde yirmiye yakın yazı diliyle varlığını devam ettirmektedir. 13 B. TÜRK YAZI DİLİNİN TARİHî GELİŞİMİ 1. ESKİ TÜRKÇE Köktürkler döneminden itibaren yazılı metinlerle takip edilen ve gelişmesini 13. yüzyıla kadar tek yazı dili olarak sürdüren Türkçedir. Eski Türkçe; Köktürk, Uygur ve Karahanlı dönemlerini içine alır. 2. KUZEY-DOĞU TÜRKÇESİ Orta Türkçe döneminde, Eski Türkçenin bir devamı olarak 13. ve 14. yüzyıllarda Orta Asya ile Hazar denizinin kuzeyindeki Türkler arasında kullanılan yazı dilidir. Kuzey ve Doğu Türkçesi arasındaki farkların giderek artmasıyla bu yazı dili, 15. yüzyılda Kuzey Türkçesi ve Doğu Türkçesi olarak iki kolda gelişmesini sürdürmüştür: 2.1. Kuzey Türkçesi Kıpçak Türkçesi ve Tatar Türkçesi olarak da adlandırılan Kuzey Türkçesi, Hazar denizinin kuzeyinden batıya doğru yayılan Türklerin kullandıkları yazı dilidir. 2. 2. Doğu Türkçesi Harezm-Kıpçak Türkçesinin bir devamı olarak 15. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar gelişmesini sürdüren, Orta Asya (yani Doğu) Türklüğünün yazı dilidir. Çağatayca olarak da adlandırılan bu yazı dili Sekkakî, Lütfî, Gedâî, Ali Şir Nevâyî, Hüseyin Baykara, Şiban Han, Muhammed Salih; Babür; Ebulgazi Bahadır Han gibi şair ve yazarlar tarafından temsil edilir. Doğu Türkçesi günümüzde, Batı Türkistandaki Modern Özbek Türkçesiyle ve Doğu Türkistanda Yeni Uygur Türkçesiyle temsil edilmektedir. 3. BATI TÜRKÇESİ Hazar’ın güneyinden batıya uzanan ve Azerbaycan (Kuzey Azerbaycan ve Güney Azerbaycan), Anadolu, Adalar, Rumeli, Irak ve Suriye’de konuşulan Türkçeye Batı Türkçesi denmektedir. Bugünkü yazı dillerinin sınıflandırılmasında Türkiye Türkçesi, Gagavuz Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi ve Türkmen Türkçesi Batı Türkçesi grubunda yer almaktadır. Bugün Batı Türkçesi; Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Gagavuz Türkçesi ve Türkmen Türkçesi olmak üzere varlığını dört kolda devam ettirmektedir. Türkiye Türkçesi, Batı Türkçesinin ana kolunu oluşturur ve tarihî süreçte kendi içinde üç döneme ayrılır: 14 B. TÜRK YAZI DİLİNİN TARİHî GELİŞİMİ 3.1. Eski Anadolu (Eski Türkiye) Türkçesi 13. yüzyılın başlarından 15. yüzyılın sonlarına kadar Anadolu ve Rumeli’de kullanılan, Oğuz temelindeki Türkçe olup Batı Türkçesinin ilk dönemini oluşturur. Anadolu Selçukluları döneminde bilim dili Arapça, resmî dil Farsça olduğu için Türkçeyle dinî, ahlakî özellikler taşıyan ve daha çok, halka seslenen eserler yazılmıştır. Bu eserlerin yazılmasında beylerin; kendi millî dil ve kültürlerine önem veren, Türkçe yazan bilim adamlarını ve şairlerini koruyup destekleyen tutumları oldukça etkili olmuştur. Arapça ve Farsça unsurların henüz fazla olmadığı bu dönemin Eski Türkçeden ayrılan özellikleri olmakla birlikte bugünkü Türkiye Türkçesinin de temelini oluşturur. 3.2. Osmanlı Türkçesi Pratikte kısaca Osmanlıca diye de adlandırılan Osmanlı Türkçesi, 15. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar Osmanlı devletinin sınırları içinde kullanılan yazı dilidir. Bu dönemin en belirgin özelliği Arapça, Farsça gibi yabancı dillerden oldukça fazla kelime ve gramer şeklinin Türkçeye girmiş olmasıdır. 3.3. Türkiye Türkçesi Batı Türkçesinin bugün içinde bulunduğumuz üçüncü dönemidir. Türkiye Türkçesi teriminden, Türkiye Cumhuriyeti’nin resmî dili olan ve bugün çok geniş bir alanda kullanılan Türk yazı dili anlaşılır. Ömer Seyfettin ve arkadaşlarının (Z. Gökalp, A. C. Yöntem, Â. Koyuncu) konuşma dilinden yeni bir yazı dili yaratma amacıyla Genç Kalemler dergisinde başlattıkları Yeni Lisan hareketi bu dönemin başlangıcı olarak kabul edilir. Türkçenin sadeleşmesinde de önemli bir yeri olan Yeni Lisan hareketinin gerçekleşmesinde bugün de geçerliğini sürdüren ilkeler benimsenmiştir. 15 B. TÜRK YAZI DİLİNİN TARİHî GELİŞİMİ Yeni Lisan hareketinin ilkeleri: 1. Arapça ve Farsçadan Türkçeye giren dil bilgisi kuralları ve bu kurallarla yapılan bütün tamlamalar kaldırılmalıdır. 2. Dilimize Arapça ve Farsçadan girmiş kelimelerle yapılacak yeni isim ve sıfat tamlamaları, Türkçenin kurallarına göre yapılmalıdır. 3. Yazı diliyle konuşma dili arasındaki büyük ayrılığı kaldırmak için yazı dili konuşma diline yaklaştırılmalı, İstanbul konuşması, yazı dili olmalıdır. 4. Bu ilkelerden yola çıkarak taklit değil, yeni ve millî bir edebiyat meydana getirilmelidir. Türkiye Türkçesinin gelişmesi içinde Yeni Lisan hareketinden sonra en geniş çalışma Dil inkılabı’dır. 1928’de Latin alfabesinin kabulü, 1932’de Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Dili Tetkik Cemiyeti (Türk Dil Kurumu)’nin kuruluşu bu hareketin önemli halkalarıdır. Bu devrede Türkçeye devlet eli uzanmış ve Türkçeleşme hareketi devletin desteği ile yürütülmüştür. Dil inkılabı’nın ana hedefleri şunlardır: 1.Yeni Lisan hareketinden sonra da Türkçede kalmış bazı yabancı gramer şekilleri ve kelimeleri dilden atmak, 2. Dili, milleti birleştiren, millî kültür etrafında toplayan önemli bir varlık olarak görme fikrini genişletmek, 3. Türkçeye, yapı ve özelliklerine uygun bir gelişme zemini hazırlamak, 4. Türkçeyi eğitim dili hâline getirmek, 5. Türkçeyi, ilim ve kültür dili hâline getirmek, 6. Türkçeyi bir ilim kolu olarak inceleme ve araştırma konusu yapmak, 7. Dile yeni kelime katacak kelime türetme yollarına işlerlik kazandırarak, bu yolla dili zenginleştirmek. Dil inkılabı ile Türkçede, 1940’lı yıllardan itibaren bir tasfiyecilik hareketi görülür. 16 4. TÜRK DİLİNİN BUGÜNKÜ DURUMU VE YAYILMA ALANLARI 4.1. Batı Türklüğü 1. Türkiye Türklerİ 2. Rumeli TürkleRİ 3. Kıbrıs Türkleri 4. Suriye Türkleri 5. Irak Türkleri 6. Azerbaycan Türkleri 4.2. Doğu Türklüğü 1. Batı Türkistan Türkleri (Türkmen,Özbek,Karakalpak, Kazak ve Kırgız Türkleri) 2. Doğu Türkistan Türkleri (Uygur ve Kazak Türkleri) 4.3. Kuzey Türklüğü 1. Sibirya Türkleri (Yakutlar) 2. Abakan Türkleri (Tuvalar ve Hakaslar) 3. Altay Türkleri 4. İdil-Ural Türkleri (Kazan ve Batı Sibirya Tatarları,Başkurtlar, Çuvaşlar) 5. Kafkas Türkleri (Karaçay, Malkar, Nogay ve Kumuk Türkleri) 6. Kırım Türkleri 7. Karay Türkleri Bütün bu alanlarda konuşulan Türk dilinin biri Yakutça diğeri Çuvaşça olmak üzere iki uzak lehçesi vardır. Yakutça ve Çuvaşça, Türk dilinin metinlerle takip edilebilen devirlerinden daha önceki çağlarda ayrıldıkları ve ana Türk kitlesi ile temasları kesildiği için ayrı birer lehçe karakteri kazanmışlardır. Esasen Yakutça ve Çuvaşça, yüzyıllar boyunca birer konuşma dili olarak kullanılmış, ancak 19. ve 20. yüzyıllarda yazı dili haline gelmiştir. Bugün her iki lehçe de kiril alfabesini kullanmaktadır. 17 4. TÜRK DİLİNİN BUGÜNKÜ DURUMU VE YAYILMA ALANLARI 18 4. TÜRK DİLİNİN BUGÜNKÜ DURUMU VE YAYILMA ALANLARI Bugünkü yazı dilleri şöyle sınıflandırılabilir: A. Batı Türkçesi (Güney-Batı Türkçesi) 1. Türkiye Türkçesi 3. Azerbaycan Türkçesi 2. Gagavuz Türkçesi 4. Türkmen Türkçesi B. Kuzey-Doğu Türkçesi (Doğu Türkçesi) 1. Özbek Türkçesi 9. Nogay Türkçesi 2. Uygur Türkçesi 10. Karaçay Türkçesi 3. Kazak Türkçesi 11. Malkar (Balkar) Türkçesi 4. Karakalpak Türkçesi 12. Kumuk Türkçesi 5. Kazan Türkçesi 13. Altay Türkçesi 6. Başkurt Türkçesi 14. Hakas Türkçesi 7. Kırım Türkçesi 15. Tuva Türkçesi 8. Kırgız Türkçesi 19 4. TÜRK DİLİNİN BUGÜNKÜ DURUMU VE YAYILMA ALANLARI Bugünkü Türk yazı dillerinin kullanıldığı bölgeler Batı Türkçesi (Güney-Batı Türkçesi) kolundaki Türkiye Türkçesi: Türkiye ve KKTC’de; Irak, Suriye, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya’daki Türkler arasında; Rusya’daki Ahıska (Meshet) Türkleri arasında ve Avrupa’daki, Amerika’daki, Avustralya’daki, Arap ülkelerindeki Türk vatandaşları arasında, Gagavuz Türkçesi: Moldavya, Ukrayna, Bulgaristan ve Romanya’daki Türkler arasında, Azerbaycan Türkçesi: Kuzey Azerbaycan’da (Azerbaycan ve Gürcistan’da), Güney Azerbaycan’da (İran’da), Türkmen Türkçesi: Türkmenistan’da, İran’ın Horasan bölgesinde; Afganistan ve Pakistan’daki Türkmenler arasında konuşulmaktadır. Kuzey-Doğu Türkçesi (Doğu Türkçesi) kolundaki Özbek Türkçesi: Özbekistan’da; Afganistan ve Pakistan’daki Özbekler arasında, Uygur Türkçesi: Doğu Türkistan’da (Çin) ve Kazakistan’daki Uygur Türkleri arasında, Kazak Türkçesi: Kazakistan’da ve Doğu Türkistan’daki (Çin) Kazak Türkleri arasında, Kırgız Türkçesi: Kırgızistan’da ve Doğu Türkistan’daki Kırgızlar arasında, Kazan (Tatar) Türkçesi: Tatar Muhtar Cumhuriyeti’nde, Başkurt Türkçesi: Başkurdistan’da, Kırım Türkçesi: Kırım’da, Romanya’daki Kırım Türkleri arasında, Karakalpak Türkçesi: Aral gölü çevresinde Karakalpaklar arasında, Altay Türkçesi: Altay Muhtar Cumhuriyeti’nde, Hakas (Abakan) Türkçesi: Dağılan Sovyetler’deki Hakas Türkleri ve Çin’in Kansu Eyaletindeki Hakaslar arasında, Tuva Türkçesi: Tuva Muhtar Cumhuriyeti’nde ve Moğolistan’daki Tuvalar arasında konuşulmaktadır. Kuzey Kafkasya’da ise, Nogay, Karaçay, Malkar (Balkar) ve Kumuk Türkçeleri konuşulmaktadır. 20 4. TÜRK DİLİNİN BUGÜNKÜ DURUMU VE YAYILMA ALANLARI Türk dilinin bugünkü durumu için tablonun çok iç açıcı olduğunu söylemek zordur. Osmanlı Türkçesinin çekildiği yerlerde Türkçe gittikçe zayıflamaktadır. Dağılan Sovyetlerdeki Türk yazı dillerine Rusça kelimeler sokulmuş, uygulanan alfabelerle bazılarının fonetik sistemi alt üst edilmiştir. Türkiye’de batı dillerine ait kelimelerin istilası yanında, sadeleşme adına kültürsüz ve medeniyetsiz bir kabile diline doğru hızla yol alınmaktadır. Türkçenin zenginliklerinden, anlatım kolaylıklarından, inceliklerinden yararlanılamamaktadır. Kaba sözlerin ve argonun kullanımındaki sıklık her geçen gün artmaktadır. Sezgiye dayalı bir anlaşma yolu tercih edilerek günlük kullanımdaki kelimelerin sayısında bir azalma görülmektedir. Basın yayın organlarında ana dilimize gereken önemin verilmemesi, saygının gösterilmemesi, bu alandaki kontrolsüzlük ve Türkçeyi Koruma Kanunu’nun çıkarılamaması sebebiyle olumsuz bir gelişme gözlenmektedir. 21 4. TÜRK DİLİNİN BUGÜNKÜ DURUMU VE YAYILMA ALANLARI Son yıllarda gözlenen sevindirici gelişmeler Sürekli Türk dili kurultaylarında, Türk dünyasından bilim adamlarının da katılımlarıyla Türk dilinin bugünkü meseleleri, ortak yazı dili, ortak alfabe gibi konular tartışılarak bu yolda epeyce mesafe alınmıştır. Düzenli olarak, Türk devletleri ve topluluklarıyla dostluk, kardeşlik ve işbirliği kurultayları yapılmaktadır. Türkçe konuşan ülkelerin devlet başkanları her yıl bir araya gelerek Türk dünyasının sorunlarını tartışmaktadırlar. Fen-Edebiyat Fakültelerinin bazılarında, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümleri açılmıştır. Kazakistan’daki Ahmet Yesevî Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nde 1991’den beri Türkçe öğretim devam etmektedir. Yine Kırgızistan’daki Bişkek Manas Üniversitesinde de Türkçeyle eğitim yapılmaktadır. Ayrıca Türk Cumhuriyetlerinden bazılarındaki üniversitelerde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümleri açılmıştır. Millî Eğitim Bakanlığınca, Türk Cumhuriyetlerinde açılan Türkiye Türkçesi Eğitim Öğretim Merkezleri, İlköğretim Okulları ve Anadolu Lisesi statüsündeki okullarda eğitim öğretim devam etmektedir. Orta dereceli okullarımızdaki Türk Dili ve Edebiyatı dersinin müfredat programına dış Türklerin edebiyatlarından örnekler de dahil edilmiştir. Türk Cumhuriyetlerinden ve akraba topluluklarından gelerek Türkiye’de yüksek öğrenim gören gençler, eski bağların yeniden canlanmasında köprü görevini üstleniyorlar. ÖSS’de Türk cumhuriyetlerindeki üniversiteleri tercih ederek aynı maksatla buralara giden gençler, soydaşlarıyla kaynaşma imkânını da buluyorlar. Çağdaş Türk lehçelerinin çoğunun grameri Türkiye Türkçesiyle de yazılmıştır. Yeni bir alan olarak lehçelerle ilgili çalışmalar ağırlık kazanmıştır. 22 Ortak Türk edebiyatı ve ortak tarih projesi tamamlanmak üzeredir. Türk Cumhuriyetlerinin tarihi konusunda müstakil kitaplar, farklı alfabelerle basılmıştır. Sözlüklerle ilgili çalışmalar devam etmektedir. Türkmen Türkçesi Sözlüğü, Gagauz Türkçesinin Sözlüğü, Karaçay Lehçesi Sözlüğü... gibi sözlüklerden bir kısmı Türkiye Türkçesiyle yayınlanmıştır. Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, 1991 yılında tamamlanarak basılmıştır. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, epeyce uzun bir zamandan beri yayınladığı Türk Kültürü adlı dergisinde Türk dünyasıyla ilgili gelişmelere, yeniliklere, kültür faaliyetlerine yer vermektedir. Türk Dil Kurumu, altı ayda bir yayınladığı Türk Dünyası Dil ve Edebiyat dergisinde Türk lehçeleriyle ilgili yazılara yer vermektedir. Yıllardan beri yayınlanan Kardaş Edebiyatlar dergisini de burada özellikle anmak gerekir. Ankara Üniversitesi TÖMER, 1995 yılından beri iki ayda bir Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Dergisi’ni çıkarmaktadır. Bir çoğu T.C. Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanan, Türk lehçeleri ve edebiyatlarından seçmelerle oluşturulan antolojileri ve bu lehçelerin seçkin edebî eserlerini Türkiye Türkçesine aktarılmış şekliyle bulmak mümkündür. Ankara’da yıllardan beri yayınlanan Emel ve Emel’imiz KIRIM dergileri Kırım ve Kafkas Türklerinin dil ve edebiyatlarından örnekler vermektedir. Türkiyeli iş adamlarının Orta Asya’nın hemen her yerindeki ticarî faaliyetleri, buralarda Türkiye Türkçesini öğrenmeyi cazip hâle getirerek Türkçenin İngilizce’den daha muteber bir dil olmasını sağlamıştır. Türk boylarının yaşadıkları yerleri, 1990 yılı öncesinde haritada gösteremeyecek vatandaşlarımız bile ticarî faaliyetlere katılma veya inşaat sektöründe çalışma gibi sebeplerle bu yerleri artık çok iyi bilmektedirler. 23 HAFTALIK KONU DEĞERLENDİRME SORULARI Konuşma diliyle yazı dili arasındaki en belirgin farklar nelerdir? 1 2 Türk yazı diline ait yazılı ilk belgeler nelerdir? 3 Günümüzde, Türk dili kaç kolda gelişimini sürdürmektedir? Adlarını yazınız. A. Aşağıdaki cümlelerden doğru olanlar için yanlarındaki kutucuğa işareti; yanlış olanlar için işareti koyunuz. 1. Türkiye Türkçesine en yakın yazı dili Azerbaycan Türkçesidir. 2. Türkmen Türkçesi, Batı Türkçesi kolunda yer almaz. 3. Altay Türkçesi Türk dilinin uzak lehçelerinden birisidir. 4. Kırgız Türkçesi, Doğu Türkistan’da da konuşulur. 5. Karaçaylar, Kafkas Türklerindendir. 4 6. Uygur Türkleri, bugün de Uygur alfabesini kullanmaktadır. 7. Dünya Türklüğünün merkezi, Orta Asya olarak kabul edilir. 8. Türkler, en az alfabe değiştiren milletlerden biridir. 9. Türk dünyası için ortak bir alfabe düşünülmemektedir. 10. Kazak Türkleri, Köktürk alfabesini kullanırlar. 24 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ORTAK DERSLER TD I DERS NOTU / AKUZEM HAFTALIK KONU DEĞERLENDİRME SORULARI Günümüzde Türk dünyasında hangi alfabeler kullanılmaktadır? 5 Batı Türkçesi (Güney- Batı Türkçesi) kolundaki bugünkü yazı dillerini yazınız. 6 Türk yazı dillerinden Türkiye Türkçesine en uzak olanları.......................... ve..........................Türkçeleridir. Bunun sebebi hem 7................................... uzaklık hem de............................. farklılığıdır. Türkiye Türkçesi, Gagavuz Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi ve Türkmen Türkçesi............................................ kolunda yer alır. 8 25 KAYNAKLAR Bu sunum ’Karasoy, Y. Yavuz, O. Direkçi, B. Kayasandık, A. (2017). Uygulamalı Türk Dili ve Kompozisyon Bilgileri. Konya: Palet.’ künyeli kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır. Akalın, Mehmet; Târîhî Türk Şîveleri, 2. baskı, TKAE Yay., Ankara, 1988. Arat, Reşit Rahmeti; Türk Dilinin İnkişâfı, III. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 1943,1948, s.598-611. Arat, Reşit Rahmeti; Türklerin Yaşadıkları Yerler ve Sayıları, Makaleler, I. Cilt, Yayına hazırlayan O. Fikri Sertkaya, Ankara, 1987, s.988-993. Devlet, Nadir; Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, Ek cilt (Çağdaş Türkîler), Çağ Yay., İstanbul, 1993. Ercilasun, Ahmet Bican; Türk Dünyası Üzerine Makaleler-İncelemeler, Ankara, 1993. Ergin, Muharrem; Üniversiteler İçin Türk Dili, İstanbul, 1992, s. 62-65. Gabain, A. Von; Eski Türkçenin Grameri, (çev. M. Akalın) TDK Yay., Ankara, 1988. Hacıeminoğlu, Necmettin; Karahanlı Türkçesi Grameri, TDK Yay., Ankara, 1996. Karamanlıoğlu, Ali; Türk Dili, Dergâh Yay., İstanbul, 1984. Korkmaz, Zeynep; Türkiye Türkçesi, Türk Ansk., 32. C., s. 393-426. Timurtaş, Faruk K.; Eski Türkiye Türkçesi, İstanbul, 1981. Tuna, Osman Nedim; Altay Dilleri Teorisi, Türk Dünyası El Kitabı, TKAE Yay., Ankara, 1992, s. 7. Türk Yurdu, Türkçeye Saygı, C. 21, Şubat-Mart 2001, sayı 162-163. Türk Dünyası El Kitabı, 2. Cilt, TKAE Yay., Ankara, 1992. Türk Dünyası El Kitabı, II. Cilt, TKAE Yay., Ankara, 1976. Yavuz, Kemal, Orya; Üniversite Türk Dili ve Kompozisyon Dersleri, İstanbul, 1996, s. 48-59. 26