Turkish Language 3rd Week Lecture Notes PDF
Document Details
Istanbul Atlas University
Melek Gündoğdu
Tags
Summary
These lecture notes cover the historical development of the Turkish language, exploring its position within the Ural-Altaic language family and discussing its historical stages. Key linguistic features of the Turkish language are also addressed, along with the work of prominent linguists in the field.
Full Transcript
İSTANBUL ATLAS ÜNİVERSİTESİ 2024-2025 AKADEMİK YILI TÜRK DİLİ 3. HAFTA Dersi Türkçenin tarihsel gelişimi n konusu Türkçenin dünya dilleri arasındaki yeri Türk dilinin tarihs...
İSTANBUL ATLAS ÜNİVERSİTESİ 2024-2025 AKADEMİK YILI TÜRK DİLİ 3. HAFTA Dersi Türkçenin tarihsel gelişimi n konusu Türkçenin dünya dilleri arasındaki yeri Türk dilinin tarihsel dönemleri Yazım ve noktalama. Okunacak https://turkoloji.cu.edu.tr/YENI%20TURK%20DILI/sukru_haluk_akalin_turk_dili_dunya çalışmalar _dili.pdf İzleme https://www.youtube.com/watch?v=DneaXwRkz5E Türkçenin Tarihsel Gelişimi Türkçe dil ailelerinden Ural-Altay dilleri grubuna girer. Ural-Altay dilleri daha önce öğrendiğimiz dil aileleri gibi sağlam bir dil ailesi yapısı göstermez. Örneğin, Hint-Avrupa dilleri arasındaki yakın benzerlikler Ural-Altay dilleri arasında görülmez. Bu nedenle Ural- Altay dillerini bir dil ailesi olarak değil, bir dil grubu olarak görmek daha yerinde olur. Dil bilginlerinin yaptıkları çalışmalar sonucunda Ural- Altay dillerinin bir aile olarak görülemeyeceğinin sebepleri şu şekilde ifade edilmiştir: Üç Altay dilinde (Türk, Moğol, Mançu-Tunguz) de ortak olan hiçbir ek yoktur. Sayılar arasında başka dil ailelerinde bulunan benzerlik Altay dillerinde yoktur. Yine başka dillerin aile sayılma ölçüsü olan ortak adlandırmalar bu dillerde yoktur. Dil bilginlerinin yapmış oldukları çalışmalar neticesinde Ural-Altay dilleri, Ural ve Altay dilleri olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Bu ayrımı yapan ilk kişi ise Wilhelm Schoot (1802-1889)’tur. Türkçe, Ural-Altay dilleri grubunun Altay dilleri kolunda yer alır. Dış yapıya (ses kuruluşu, bitişkenlik, son ek düzeni, söz dizimi sırası vb.) dayanılarak genişletilmek istenen Altay dil birliğinden, ikinci, üçüncü derecedeki katmanlar çıkarılır; Kore dili bir tarafa bırakılırsa Altay dilinin Türkçe-Moğolca-Tunguzcadan oluştuğu varsayımı kabul edilir. Başlangıçta sadece Türk, Moğol, Tunguz dillerinin akrabalığı üzerinde durulurken XX. yüzyılın ortalarından itibaren Korece ve Japonca da Altay dilleri grubuna katılmıştır. Altay dilleri üzerine çalışma yapan en önemli isimler, Fin bilgini Gustaf John Ramstedt (1873-1950), Alman asıllı Nicholas Poppe (1897-1991) ve yine Finlandiyalı Pentti Aalto (1917-?)'dur. Ural ve Altay dillerinin akrabalığı bugün için aşağıdaki benzerliklere dayanmaktadır: Ses uyumu, bütün Ural-Altay dillerinde müşterek bir esastır. Bu dillerde gramatik cinsiyet yoktur. Artikeller bulunmaz. Tasrif, eklerle yapılır. İsimlerin çekiminde mülkiyet eki kullanılır. Fiil şekilleri zengindir. Hint-Avrupa dillerindeki prepozisyon yerine postpozisyon kullanılır. Sıfatlar isimlerden önce gelir. Sayı sözlerinden sonra çokluk eki kullanılmaz. Mukayese, ablativ (-den hâli) ile yapılır. Yardımcı fiil olarak "habere" (malik olmak) yerine "esse" (olmak, imek) kullanılır. Ural-Altay dillerinin birçoğunda menfi hareket için hususi fiil vardır. Soru eki mevcuttur. Öğr. Gör. Melek GÜNDOĞDU Bağlar yerine fiil şekilleri kullanılır.1 Wiedeman 1938 yılında çalışmalar yapmış ve o da Temir gibi bu dil grubunun Hint-Avrupa dillerinden farklı özelliklerini on dört madde altında toplamıştır. Altay dillerinin ortak özellikleri ise şu şekilde sıralanabilir: Ünlü uyumları vardır. Ünsüzlere göre ünlüler bakımından daha zengindir. Kelimeler çift ünsüzle başlamaz. Cinsiyet ayrımı gösteren ek bulunmaz. Sayı sıfatlarından birinin bulunduğu sıfat tamlamalarında isim unsuru çoğul ek almaz. Anlatım dolayısıyla çekim, son eklerle sağlanır. Eylem tabanları emir, isim tabanları tekildir. Genel olarak özne-tümleç-nesne-yüklem sırası vardır. Tamlamalarda belirtilen unsur önde, belirtilen unsur ise sonda gelir. Ural-Altay dillerinin Altay dillerini oluşturan Türk, Moğol, Tunguz-Mançu dillerinin akrabalığını savunan, bu dillerin ortak bir kaynaktan geldiğine inanan ve bunu ortaya çıkarmaya çalışan teoriye Altay Dilleri Teorisi denir. Bu dillerin kültürel unsurlarını araştıran, inceleyen bilim koluna Altayistik, bununla uğraşan bilim adamına ise Altayist denir. Türkiye’de Altayistik bilim kolunda çalışma yapan bilim adamları şunlardır: Ahmet Temir, Osman Nedim Tuna ve Talat Tekin. Bu araştırmacılar içerisinde en fazla Altayistik çalışma yapan bilim adamı ise Talat Tekin’dir. Altay dillerinin özellikleri verildikten sonra Türkçenin genel özellikleri şu şekilde sıralanabilir: Türkçe, diğer Türk dilleriyle birlikte Altay dil ailesinin bir kolunu oluşturur. Bu ailenin diğer üyeleri Moğolca, Mançu-Tunguzcadır. Günümüzde Korece ve Japoncanın da Altay dil grubunun üyeleri oldukları varsayılmaktadır. Türkçe, diğer Altay dilleri gibi eklemeli, yani sözcüklerin eklerle yapıldığı ve çekildiği, sondan eklemeli bir dildir. Türkçe sözcüklerde, Arapça, Almanca vb. dillerde görülen erillik, dişillik (yani cinsiyet ayrımı) özelliği yoktur. Türkçede sayı sıfatlarından sonra gelen adlar çoğul eki almazlar. Örneğin, üç ağaçlar değil, üç ağaç. Önlük-artlık (kalınlık-incelik) ve düzlük-yuvarlaklık uyumları vardır. İlk uyuma göre bir sözcükteki ünlüler ya hep art ya da ön, ikinci uyuma göre de ya hep düz ya da yuvarlak olurlar. f, j ve h ünsüzleri Türkçe kökenli sözcüklerde bulunmazlar. (Bir kaç Türkçe sözcükte başka seslerden değişmiş olarak f görülebilir: öfke