Fiziksel ve Sosyal Çevre - Eğitim ve Öğrenme PDF

Niyazi ÖZER (Prof. Dr.)            Fiziksel Sosyal Çevre Çevre             1. Sınıf Büyüklüğü Sınıf büyüklüğü ve öğrenci başarısı açısından bakılacak olu...

Niyazi ÖZER (Prof. Dr.)            Fiziksel Sosyal Çevre Çevre             1. Sınıf Büyüklüğü Sınıf büyüklüğü ve öğrenci başarısı açısından bakılacak olursa asıl sorun sınıf büyüklüğü değil, S I nIf yoğun Iuğ udu r. Bir sınıfta ortalama kaç öğrencinin olması gerekir bu sınıfın fiziksel kapasitesiJ anlatılacak içerik ve sorusundan ziyade, öğrencilerin gelişimsel özellikleri düşünüldüğünde eğitim-öğretim faaliyetlerinin etkili bir şekilde yürütülebilmesi için sınıfta kaç öğrenci olmalı sorusu sorulmalıdır.            Bireysel Geleneksel Sıralı/Sütun Küme At Nalı, O, V Çok grup Tek grup Bireysel  Öğrencilerin kendi başlarına kullanabildikleri tek kişilik masa ve sandalyelerde oturma şeklidir.  Bu oturma düzeni, öğrencilerin derin düşünmelerini kolaylaştırır.  Her öğrencinin kendi düzeyinde ve hızında çalışmasına olanak sağlar  Öğrencilerin derslerdeki bireysel öğrenmelerini sınamak açısından faydalıdır.  Öğrenci-Öğrenci etkileşimi ve işbirliği azdır  Sıraların kapladığı yer ve maliyeti sorun yaratabilir.  Kalabalık sınıflarda öğretmenin sıra aralarına girmesi güçleşebilir. Geleneksel, Sıralı/Sütun  Öğretmen merkezli oturma düzenidir.  Düz anlatım yönteminin kullanıldığı derslerde uygundur. Öğrenciler dersi dinler ve not tutarlar.  Öğretmenin bir bütün olarak sınıfı kontrol etmesini kolaylaştırır  Daha az maliyet ile daha fazla öğrenciye ders anlatmayı sağlar, ekonomiktir  Öğrenci-Öğrenci etkileşimi ve işbirliği azdır. Öğretmen-öğrenci iletişim görece daha çoktur.  Büyük sınıflarda bazı öğrencilerin derse katılmamasına neden olabilir. Arka sıradaki öğrencileri derse katmak ekstra çaba gerektirebilir Küme, Çok grup  Bazı derslerin ya da konuların doğası gereği küçük çalışma grupları ile yürütülmesi gerekebilir.  Öğrencilerin sosyal etkileşim ve işbirliği yapacakları derslerde uygundur.  Öğrencilerin birbirlerinden öğrenebildikleri ve öğretmenin daha çok rehber olduğu bir ortam söz konusudur.  Öğrencilerin liderlik becerilerini geliştirir.  Öğrenci-Öğrenci etkileşimi ve işbirliği fazladır. Öğretmen-öğrenci iletişimi görece daha azdır.  Grup sayısı çok olduğunda sınıf yönetimi ve gürültü açısından zorlukları vardır.  Gruplardaki öğrenciler ve sorumluluklar iyi belirlenmediğinde sorunlar ortaya çıkabilir. At Nalı, O Tipi, V tipi, Tek grup  “U” tipi, “O” tipi, “V” tipi ya da “at nalı”, “yarım daire” oturma düzeni gibi farklı isimlerle kullanılmaktadır.  Öğrencilerin aynı sırada oturdukları arkadaşları (sağında ya da solundaki öğrenci) ile iletişim kurmaları için dönmeleri gerekse de, öğrenci-öğrenci etkileşiminin en fazla olduğu oturma düzenlerinden biridir  Tartışma, münazara, beyin fırtınası vb. gibi uygulamalar için en uygun oturma düzenidir.  Öğrenci-Öğrenci ve öğretmen-öğrenci etkileşimi ve işbirliği fazladır.  Öğretmene sınıf içinde gezinmesi ve etkinlik yapması için ekstra alan yaratır.  Kalabalık sınıflarda uygulanması zordur. Bireysel ya da grupla öğrenme etkinliklerini yapmak güçtür.  Öğrencinin odağı akranlarıdır, öğretmeni değil. Karma Oturma Düzeni  Farklı seviyelerde öğrencilerin olduğu, farklı öğretim yöntemlerinin kullanıldığı sınıflar için (örn. birleştirilmiş sınıflar) mükemmel bir çözümdür.  İhtiyaçlarınıza ve öğrencilerinizin yeteneklerine en uygun şekilde her türlü düzenlemeyi oluşturabilirsiniz. Örneğin, sınıfın bir bölümünü bireysel çalışmaya odaklanması gereken öğrencilere, diğer bölümünü daha fazla tartışmaya dayalı etkinlikler gerektiren öğrencilere ayırabilirsiniz.  Tamamen öğrencilerinizin ihtiyaçları, sizin kullandığınız yöntemler doğrultusunda ve bulunduğunuz sınıfın imkânları çerçevesinde istediğiniz gibi bir karma sınıf düzeni oluşturabilirsiniz. ° °  "Ortalama olarak, 0,56°C daha sıcak olan bir okul yılı, bir yılın öğrenmede %1'lik bir kayıpla ilişkilendirildi.«  32°C üzerindeki her ek okul günü, bir yıllık öğrenmede %1'in altıda biri kadar bir kayba neden oldu, 38°C’nin üzerindeki günler ise bir yıllık öğrenmede %0.5’lik bir kayba neden oldu. Florida’da yapılan başka bir araştırmada 20°C çalışan işçilerin, oda sıcaklığında (25°C) çalışan işçilere göre %44 daha fazla hata yaptığı belirlenmiştir. Soğuk olduğunda, insanları vücut ısılarını sabit tutmak için önemli miktarda enerji kullandıkları için dikkatleri daha çok dağılmaktadır. Ne zaman aşırı uçlara maruz kalsak (aşırı sıcak ya da aşırı soğuk), enerjimizin çok azı konsantrasyon, odaklanma veya üretkenlik için kullanılır.  Ortam sıcaklığı 16 derece olduğunda, solunum rahatsızlıklarına karşı direnç azalıyor.  Sıcaklık 12 derece ve altına düştüğünde ise, iki saat sonunda kişinin kan basıncında yükselme görülebildiği gibi kalp krizi ve felç riskinde de artış yaşandığı ifade ediliyor.  Dünya Sağlık Örgütü (WHO), kış aylarında uygun şekilde giyinilmişse sağlıklı yetişkinler için ideal ev sıcaklığı olarak 18 dereceyi öneriyor. Alerji veya solunum sorunu yaşayanlar için önerilen en düşük sıcaklık 16 derece. Çok hasta, çok yaşlı ya da küçük çocuklar için ideal ortam sıcaklığı 20 derecedir.  Bölgesel ya da yerel iklim koşullarına bağlı farklılıklar olmakla birlikte, öğrenme ortamlarının sıcaklıklarının 18-24 derece arasında olması beklenmektedir.   Okullardaki/sınıflardaki havalandırma düzeyi, okulun iç mekan hava kalitesini etkileyerek çocuğun öğrenme yeteneğini etkileyebilir. Dış ortam havalandırmasının daha yüksek düzeyde olduğu sınıflarda öğrenen öğrencilerin standart matematik ve okuma testlerinde daha yüksek puan aldıkları bulunmuştur.  Bir öğrenme ortamı için en iyi nem seviyesi %40 –%70 arasında olmalıdır. Sınıfta daha yüksek veya daha düşük bir nem seviyesinin olması alerji yapan maddelerin oluşması, hastalıkların yayılması, astım, küf oluşumu vb. sorunlara yol açabilmektedir.  Sınıflarda yeterli havalandırma düzeyinin sağlanması, devamsızlıkları ve bulaşıcı hastalıkların bulaşmasını azaltabilir. Türkiye’de Havalandırma Sınıftaki havanın temizlenmesi için  Özellikle hava kirliliğinin yoğun olduğu kış aylarında, sınıfın havalandırılması için pencerelerin kullanılması, içerideki havaya daha zararlı partiküllerin girmesine neden olabilir.  Teknolojik araç-gereçlerden faydalanılmalı, mümkünse merkezi bir havalandırma sistemi kullanılmalıdır.  Olanakların kısıtlı olduğu okullarda, dersliğin havalandırılması yapılırken dış ortamın kirliliği takip edilmeli, uygun ortam varsa pencereler aracılığıyla havalandırma yapılmalıdır.  Havalandırmalar teneffüslerde yapılmalı, ders esnasında sınıfın havalandırmasından kaçınılmalıdır.    Birçok eski okulda, floresan ampuller gibi modası geçmiş aydınlatmalar titremeye, büyük bir dikkat dağınıklığı haline gelmeye ve öğrencilerde stres ve kaygıyı artırmaya devam etmektedir. Sınıflar bol miktarda doğrudan güneş ışığı veya LED aydınlatmaya sahip olduğunda, çocukların daha uyanık ve öğrenmeye hazır hissederler. Zayıf aydınlatma, göz yorgunluğuna, tahtayı görememeye, dersten kaytarmaya ve hatta mevcut göz sorunlarını artırmaya neden olabilir. Çocuklar görsel rahatsızlık yaşadıklarında, öğrenmeye konsantre olmalarını zorlaşır. İyi aydınlatılmış bir sınıfa sahip olmak, her şeyin görülmesini ve öğrenilmesini kolaylaştırır.     Resimde ilk dikkatinizi çeken ne oldu? Bu cümlede inizi çeken sözcük ne oldu?  0-35 dB Zarar vermeyen ses düzeyi 36-65 dB Uyku ve dinlenmeyi bozabilen rahatsız edici ses düzeyi 66-85 dB Rahatsız edici, ruhsal yönden zarar veren, kulak bozukluklarına yol açan ses düzeyi Ruhsal ve fiziksel yönden zarar veren, psikosomatik hastalıklara yol açan ses 86-115 dB düzeyi 116-130 dB Tehlikeli ses düzeyi, sağırlık ve buna benzer önemli durumlar 131-150 dB Çok tehlikeli ses düzeyi, koruyucu bir alet olmadan dayanılmaz. dB = Genelde ses şiddeti için kullanılan logaritmik ve boyutsuz bir birimdir. Desibel daima iki değer arasındaki karşılaştırmadır.           