Bebeklikte Bilişsel Gelişim PDF
Document Details
Uploaded by Deleted User
Tags
Summary
This document is a presentation about cognitive development in infancy. It explores Piaget's theory, focusing on concepts like schemas, assimilation, accommodation, organization, and equilibrium. The material discusses how infants develop their understanding of the world through their senses and actions.
Full Transcript
BEBEKLİKTE BİLİŞSEL GELİŞİM C Piaget’nin Kuramı Piaget’nin kuramı, biyoloji ve deneyimin bilişsel gelişimi nasıl şekillendirdiğinin genel ve birleştirici bir öyküsüdür. Piaget, tıpkı fiziksel bedenlerimizin dünyayla uyumumuzu sağlayan yapıları gibi, →dünyaya uyu...
BEBEKLİKTE BİLİŞSEL GELİŞİM C Piaget’nin Kuramı Piaget’nin kuramı, biyoloji ve deneyimin bilişsel gelişimi nasıl şekillendirdiğinin genel ve birleştirici bir öyküsüdür. Piaget, tıpkı fiziksel bedenlerimizin dünyayla uyumumuzu sağlayan yapıları gibi, →dünyaya uyum sağlamamıza yardımcı olacak bilişsel yapılar inşa ettiğimizi düşünmüştür. Piaget’nin Kuramı Uyum sağlama, yeni çevresel istekleri ayarlamamızı gerektirmektedir. Piaget, çocukların bilişsel dünyalarını aktif olarak kendilerinin yapılandırdıklarına vurgu yapmıştır. Farklı gelişim noktalarında olan çocukların dünyayı nasıl kavradıkları ve düşünmelerinde sistematik değişikliklerin nasıl meydana geldiğini bulmaya çalışmıştır. Bilişsel Süreçler Çocuklar dünyaya ilişkin bilgilerini yapılandırırken hangi süreçleri kullanmaktadır? Piaget bu soruyu cevaplamak için birkaç kavram geliştirmiştir: → Şemalar, özümleme, uyma, örgütleme, dengelenim, denge kurma. Şemalar Bilgiyi örgütleyen eylemler ya da zihinsel tasarımlardır. Piaget’nin kuramına göre, →Davranışsal şemalar (fiziksel etkinlikler) bebekliğe özgüyken; →Zihinsel şemalar (bilişsel etkinlikler) çocuklukta geliştirilmektedir. Şemalar Bir bebeğin şemaları, emme, bakma ve yakalama gibi nesnelerin üzerinde gerçekleştirilebilen basit eylemlerle yapılandırılmaktadır. Daha büyük çocukların problem çözerken kullandıkları strateji ve plan içeren şemaları vardır. Yetişkin olduğumuzda, araba kullanmaktan bütçe yapmaya, hatta eşitlik kavramını anlamaya kadar değişen pek çok sayıda çeşitli şemalar oluşturmaktayız. Özümleme ve Uyma Çocukların şemalarını nasıl kullandıkları ve uyum sağladıklarını açıklamak için iki kavram önermiştir: Özümleme, çocuklar yeni bilgi ya da yaşantıyı ele alırken var olan şemalarını kullandıklarında meydana gelmektedir. Uyma, çocuklar yeni bilgi ve yaşantıyı içe almak için var olan şemalarını uyarladıklarında meydana gelmektedir. Özümleme ve Uyma Özümleme ve uyma çok küçük bebeklerde bile olmaktadır. Yeni doğanlar dudaklarına değen her şeyi refleks olarak emmektedirler; her tür nesneyi, emme şemalarına özümlemektedirler. Farklı nesneleri emerek; onların tatlarını, yapılarını, biçimlerini vb öğrenmektedirler. Özümleme ve Uyma Birkaç aylık deneyimden sonra, dünyayı kavrayışlarını farklı şekilde yapılandırmaktadırlar. Parmaklar ve annenin memesi gibi bazı nesneler emilebilirken; tüylü battaniyeler gibi diğerleri emilmemelidir. Yani, emme şemalarını uyma yoluyla değiştirmektedirler. Örgütleme Piaget, çocuğun dünyayı anlamak için yaşantıların bilişsel olarak örgütlediğini söylemiştir. Piaget’nin kuramında örgütleme, birbirinden ayrı davranış ve düşüncelerin daha üst bir sistemde gruplandırılmasıdır. Denge ve Gelişim Evreleri Piaget’ye göre, özümleme ve uyma çocuğu her zaman bir üst düzeye taşımaktadır. Dünyayı anlamaya çalışırken, çocuk kaçınılmaz olarak bilişsel çatışma ya da dengesizlik yaşamaktadır. Yani, çocuk var olan şemalarının tersi yönünde örneklerle ve tutarsızlıklarla karşı karşıya gelmektedir. Denge ve Gelişim Evreleri Piaget’ye göre, karmaşık durumlar dengesizlik oluşturur. İçsel denge arayışı değişim için motivasyon yaratır. Çocuk şemaları düzenleyerek, yeni şemalar geliştirerek, örgütleyerek ve yeni ve eski şemaları tekrar örgütleyerek özümler ve uyumsar. Sonuçta, örgütleme daha önceki örgütlemeden temelde farklıdır, yeni bir düşünme biçimidir. Denge ve Gelişim Evreleri Piaget’ye göre, çocuklar denge ararken sürekli özümleme ve uyma yaparlar. Özümleme ve uyma bilişsel değişimi sağlamak için birlikte çalıştıklarından, bilişsel denge ve dengesizlik durumları arasında belirgin bir hareketlilik vardır. Dengelenim çocukların düşüncenin bir basamağından bir sonrakine nasıl geçiş yaptığını açıklamak için Piaget’nin önerdiği bir mekanizmadır. Denge ve Gelişim Evreleri Piaget’ye göre, bu süreçlerin sonucu, bireylerin dört gelişim evresinden geçmesidir. Dünyayı farklı bir yolla algılamak, bir evreyi diğerinden daha gelişmiş yapmaktadır. Biliş, başka bir evreyle karşılaştırıldığında o evreden nitelik olarak farklıdır. Yani, çocuğun bir evredeki mantık yürütme şekli, bir başka evredekinden farklıdır. DUYU-HAREKET EVRESİ Bu evre, doğumdan yaklaşık 2 yaşa kadar sürmektedir. Bu evrede, bebekler algısal yaşantıları (görme ve duyma gibi) fiziksel ve hareketsel (motorik) eylemlerle koordine ederek dünyayı anlama yollarını yapılandırmaktadırlar. Bu yüzden duyu-hareket terimi kullanılmaktadır. Duyu hareket evresinin sonunda 2 yaşındakiler karmaşık duyu-hareket örüntüleri ortaya çıkarabilirler ve ilkel semboller kullanabilirler. DUYU-HAREKET EVRESİ ALT EVRELER: 1) Basit refleksler 2) İlk alışkanlıklar ve birincil döngüsel tepkiler 3) İkincil döngüsel tepkiler 4) İkincil döngüsel tepkilerin eşgüdümlenmesi 5) Üçüncül döngüsel tepkiler 6) Şemaların içselleştirilmesi Nesne Sürekliliği Yeni doğan bir bebekte, kendisi ve dünya arasında bir ayrışma yoktur; nesnelerin ayrı, sürekli bir varlığı yoktur. Duyu-hareket döneminin sonunda, nesneler artık hem bireyin kendisinde ayrı hem de sürekli olmaya başlar. Nesne sürekliliği, nesnelerin görülmedikleri, duyulmadıkları ya da dokunulmadıkları zaman bile var olmaya devam ettikleri anlayışıdır. PİAGET’NİN DUYU-HAREKET EVRESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Piaget, bebeklerin algısal izlenimleri ile motor etkinliklerini eşgüdümlemelerinin asıl görevleri olduğu görüşüyle bebeklere yeni bir bakış açısı getirmiştir. Ancak yeni araştırmaların çoğu, Piaget’nin duyu motor gelişimi görüşü üzerinde değişiklik yapılması gerektiğini ileri sürmektedir. A Değil B Hatası Piaget’nin bir evreden diğerine geçmekte bazı süreçlerin çok önemli olduğu iddiasına ilişkin eleştiriler olmuştur. Örneğin, Piaget’nin kuramında ikincil döngüsel tepkilerin eşgüdümlenmesi olan 4. alt evreye geçişte önemli bir özellik, bebeğin nesneyi yeni bir yerde aramak yerine saklanan nesneyi bilindik bir yerde arama eğilimi olduğudur. A Değil B Hatası Oyuncak iki kez saklanırsa, ilk olarak A yerinde, daha sonra B yerinde aramaktadırlar. 8-12 aylık bebekler doğru olanı yaparak ilk başta A yerinde aramaktadırlar. Ancak, oyuncak ardından B yerine saklandığında, onu A yerinde aramaya devam etme hatasını yapmaktadırlar. A Değil B Hatası A değil B hatası (AB hatası) bu yaygın hatayı betimlemek için kullanılmaktadır. Daha büyük bebekler, A değil B hatasını yapmaya daha az meyillidirler. Çünkü onların nesne sürekliliği kavramı daha fazla tamamlanmıştır. A Değil B Hatası Araştırmacılar yine de A değil B hatasının sürekli ortaya çıkmadığını bulmuştur. Kanıtlar, A değil B hatalarının nesneyi B’de saklama ve bebeğin onu bulma çabası arasındaki gecikmeye duyarlı olduğunu göstermektedir. A Değil B Hatası Bundan dolayı, A değil B hatası hatırlamadaki bir başarısızlıktan kaynaklanıyor olabilmektedir. Bir başka açıklama, bebeklerin daha önceki motor davranışını tekrarlama eğiliminde olduğudur. Algısal Gelişim ve Beklentiler 3.5 aylık bebeklerde çok yönlü algı varlığının –görme ve duyma gibi ikiden fazla algısal yöntemle bilgiyi eş güdümleme becerisinin- Piaget’nin yordadığından çok daha erken yaşta ortaya çıktığını gösteren araştırmalar mevcuttur. Algısal Gelişim ve Beklentiler Araştırmalar, bebeklerin çok küçük yaşta dünyanın nasıl işlediğini anlama becerisi geliştirdiklerini de öne sürmektedir. Örn., bebekler 3 aylık olduklarında, gelecekte olacak olaylara ilişkin beklenti geliştirmektedirler. Algısal Gelişim ve Beklentiler Araştırmacılar, bebeklerin Piaget’nin söylediğinden çok daha önce, olasılıkla doğumda ya da doğumdan kısa bir süre sonra, tam olarak 3-4 aylıkken, Nesneleri sınırlı, tek, katı ve arka planlarından ayrı olarak gördükleri sonucuna varmıştır. Algısal Gelişim ve Beklentiler 6-8 aylıkken, bebekler yer çekimi ve kaldırma kuvvetini –masanın sonunda asılı olan bir nesnenin düşmesi gerektiğini, bilyelerin kısa eğim yerine uzun olanda yuvarlandığında daha uzağa gideceğini vb- algılamayı öğrenmiştir. → Bebekler büyüdükçe, nesnelerle olan yaşantıları ve eylemleri, fiziksel kuralları anlamalarında yardımcı olmaktadır. Kalıtım-Çevre Sorunu Spelke, bebeklerin alana özgü doğuştan bilgi sistemleriyle doğduklarını ifade eden, temel bilgi yaklaşımını kabul etmektedir. Yer, sayı algısı, nesne sürekliliği ve dil, bu alana özgü bilgi sistemlerindendir. Kalıtım-Çevre Sorunu Evrimden fazlasıyla etkilenerek, temel bilgi alanları bebeklerin dünyayı anlamlandırmaları için önceden kurulmuş sinirsel bağlantıların bir sonucu olarak kavramlaştırılmıştır. Bütün bunlara dayanarak Spelke, bebekler dünyaya temel bilgilerle donatılmış olarak gelmeselerdi, yaşadıkları karmaşık dünyayı nasıl kavrayabilecekleri konusunda yargıya varmıştır. Kalıtım-Çevre Sorunu Bu yaklaşıma göre, doğuştan getirilen temel bilgi alanları daha olgun bilişsel işlev ve öğrenmenin gerçekleştiği bir alt yapı oluşturmaktadır. Temel bilgi yaklaşımı Piaget’nin bebeklerin, özellikle küçük bebeklerin bilişsel becerilerini büyük oranda azımsadığını öne sürmektedir. Kalıtım-Çevre Sorunu Bugün çoğu gelişimci, Piaget’nin bebeklerin ilk bilişsel kazanımlarını azımsadığını ve hem kalıtım hem çevrenin bebeklerin bilişsel gelişiminde yer aldığı konusunda aynı fikirdedir. Özetle, birçok araştırmacı Piaget’nin bebeklerin dünyayı nasıl öğrendikleri konusunda yeteri kadar açık olmadığı ve bebeklerin, özellikle küçük bebeklerin, Piaget’nin düşündüğünden daha yeterli olduğu konusunda anlaşmaya varmışlardır.