Document Details

Uploaded by Deleted User

Prof. Dr. Hatice DEMİRBAŞ

Tags

Öğrenme Psikoloji Koşullanma Davranış Bilimi

Summary

Prof. Dr. Hatice Demirbaş tarafından hazırlanmış olan "Öğrenme" başlıklı PDF dosyası, klasik ve edimsel koşullanma konularını kapsamaktadır. Doküman, öğrenmenin temel ilkelerini, koşullanma örneklerini ve öğrenme süreçlerinin farklı yönlerini ele almaktadır.

Full Transcript

ÖĞRENME Prof. Dr. Hatice DEMİRBAŞ Öğrenme Öğrenmek-bir şeyin nasıl yapılacağını öğrenmek Tekrar veya yaşantı yoluyla davranışta meydana gelen oldukça kalıcı herhangi bir değişikliktir. Oldukça kalıcı ne anlama gelmektedir? Öğrenme Bir bellek sürec...

ÖĞRENME Prof. Dr. Hatice DEMİRBAŞ Öğrenme Öğrenmek-bir şeyin nasıl yapılacağını öğrenmek Tekrar veya yaşantı yoluyla davranışta meydana gelen oldukça kalıcı herhangi bir değişikliktir. Oldukça kalıcı ne anlama gelmektedir? Öğrenme Bir bellek sürecidir. Beyindeki fiziksel değişikliklerle öğrenme ilişkilidir. Hatırlama yeteneğimiz olmasaydı hiçbir şey öğrenemezdik. Bir şey güçlü bir şekilde öğrenildiğinde bellekte bir yerde daima vardır-geri getiremeyiz ama orada vardır. Tekrar ya da yaşantı-çocukların sobaya dokunmaları-acı verici sonuçtan kaçınmak için davranışımızı değiştiririz. Haz veren yaşantıyı tekrarlarız. Öğrenme Tüm davranış değişikliklerine öğrenme denilemez. Örneğin; boy ve beynin büyüklüğündeki artış genetik kod tarafından kontrol edilir- buna olgunlaşma denir. Yaşantıya değil biyolojiye bağlıdır. Ör. Yürüme-ne kadar tekrar yapıldığından değil, olgunlaşma tarafından kontrol edilir. KLASİK KOŞULLAMA Pavlov ve salya salgılayan köpekler Köpeklerin sindirim sistemi üzerine çalışmakta olan Pavlov bir gün asistanının laboratuara girmesiyle birlikte, aç bırakılan köpeğin ağzından salya aktığını fark etti. Bunun üzerine Pavlov bu olayı araştırmaya başladı ve klasik şartlanma kanunlarını ortaya koydu. Pavlov’un köpeklerinde yiyecek uyarıcı, salya tepkidir. Klasik Koşullama Teorisi Köpeklerin salya salgılamaları gerekmediği zamanlarda da salya salgılamaları Koşullama: istemsiz, refleks benzeri tepkileri ortaya çıkaran özgün, doğal uyarıcıdan başka bir uyarıcıya tepki vermeyi öğrenmektir. Koşulsuz: öğrenilmemiş, doğal olarak meydana gelen demektir. Koşulsuz (doğal)uyarıcı: istemsiz tepkiye yol açan uyarıcı-yiyecek-et Klasik Koşullama Koşulsuz tepki: koşulsuz uyarıcıya verilen otomatik ve istemsiz tepki-salya Koşullu uyarıcı: Başlangıçta etkisiz olan fakat koşulsuz uyarıcı eşleştirilmesi sonucu koşullu tepkiyi uyandırır hale gelen uyarıcı, koşullu uyarıcıdır (zil) Nötr uyarıcı: Salya salgılama üzerinde hiçbir etkiye sahip olmayan uyarıcı-zil,tabak Koşullu tepki : Koşullu öğrenilmiş demektir. Koşullama işleminden sonra koşullu uyarıcının meydana getirdiği tepki, koşullu tepki (salya) Başlangıçta nötr uyarıcı iken koşulsuz uyarıcı ile tekrar tekrar eşleştirmeler yoluyla aynı tür reflektif tepkiye neden olmaya başlar ve öğrenme meydana gelir. Tepkiler aynı, sadece neye tepki verildiği farklılaşır. Koşulsuz uyarıcı koşulsuz tepki Koşullu uyarıcı koşullu tepki KK, basit bir öğrenme şeklidir-farkında olmadığımız zaman bile başımıza gelir. Ör. TV seyrederken görülen yiyecek ile ağzımızın suyunun akması Dişçi aletinin tiz sesini duyunca mide bulantısı Anne bebeğini dışarı çıkaracağı zaman onu bebek arabasına bindirmektedir. Bir süre sonra bebek çocuk arabasına her oturduğunda dışarı çıkılacakmış gibi sevinç göstermektedir. Klasik koşullamanın meydan gelebilmesi için temel ilkeler 1. Koşullu uyarıcı koşulsuz uyarıcıdan önce gelmelidir. 2. KU ve Koşulsuz uyarıcının verilme zamanları birbirine çok yakın olmalıdır. 5 sn. süre uzarsa ikisi arasında bağ veya ilişki kurulamaz. 3. koşullama gerçekleşmeden önce nötr uyarıcı koşulsuz uyarıcı ile birkaç kez, çoğu zaman bir çok eşleştirilmelidir. 4.Koşullu uyarıcı belirgin bir uyarıcıdır. Diğer uyarcılardan ayrılabilmelidir. Klasik koşullanma örnekleri Otonom sinir sisteminin işlevleri üzerinde klasik koşullanma türünden deneyler yapılmıştır. Bu deneylerin sonucunda hemen hemen her otomatik fizyolojik işlevin koşullanabileceği gösterilmiştir. Örneğin; soğuk suya elinizi soktuğunuzda kan damarlarınızda büzüşme olur. Yapılan bir deneyde, sok kol soğuk suya sokulurken zil çalınmış, denemeler birkaç kere tekrar edildikten sonra, yalnız zil sesine tepki olarak damarlarda büzülme görülmüştür. Klasik koşullanma örnekleri Hava üflenen göz, elde olmaksızın kırpıştırılır. Hava üfleme ile belirli bir tondaki ses birçok kez beraber verildikten sonra yalnız ses verildiğinde göz kıpması ortaya çıkar. Bu deneme 5 ile 7 günlük bebekler üzerinde yapıldığında aynı koşullanma gözlenmiştir. Bunun gibi çok sayıda deney, otonom sinir sisteminin işlevi üzerinde klasik koşullanma yapılabileceğini ortaya koymuştur. Limon görünce ağzımız sulanır mı? Yiyecekle ilgili öğrendiklerimizin çoğu, klasik koşullanma türündendir. Anahtar ilkeler Uyarıcı genellemesi: Koşullu uyarıcıya benzer diğer uyarıcılara da koşullu tepkinin verilmesidir. Pavlov'un köpekleri özel bir zile koşullandırıldıkları halde, ayrı tonda herhangi bir zil sesi duyduklarında hemen salgı salgılamaya başlıyorlardı. Gerçek zil sesini sahte zil sesinden ayırt etmeyi öğrenmişlerdir. Buna ayırt etme denir. Organizmanın koşullanma sürecinde kullanılan koşullu uyarıcıyı diğerlerinden ayırt ederek tepkide bulunmasıdır. Çevremizdeki birçok nesnenin farklılıklarını ayırt etmeyi öğreniriz. Genellemenin tam tersidir. Üniformalı kişiler arasından askerlerin ve polislerin ayırt edilmesi. Sönme Pavlov köpeklerine gerçek koşullu uyarıcıdan sonra yiyecek vermeyi durdursaydı ne olurdu? Zil sesine salgılamayı kademeli olarak durdurmuştu. Koşulsuz uyarıcı (et) olmadan koşullu uyarıcı tek başına verildiğinde bir süre sonra, koşullu tepkinin (salya) azaldığı ve yok olduğu görülür. Ses yiyeceğin geleceğini artık yordamadığı için koşullu uyarıcı-koşulsuz uyarıcı bağının zayıfladığı görülür- sönme denir. Sönme ve Kendiliğinden Geri Gelme Koşullu salya tepkisinin sönmesinden hiç koşullu uyarıcı ile karşılaştırılmamıştır. Daha sonra zil sesi tekrar verildiğinde köpeklerin salya salgılamasına başlamasına- koşullu tepki kısa bir süre için tekrar ortaya çıkmıştır. Daha önce söndürülmüş olan koşullu tepkinin yeniden görünmesine kendiliğinden geri gelme denir. Yüksek dereceden koşullama: Güçlü bir koşullu uyarıcı nötr bir uyarıcı ile eşleştirildiği zaman meydana gelir. Önceden nötr olan yeni uyarıcı ikinci bir koşullu uyarıcı haline gelir. Nötr uyarıcı/koşullu uyarıcı/koşullu tepki birkaç kez tekrarlanırsa, nötr uyarıcıya da koşullu tepki verilmiştir, bu durumda nötr uyarıcı bir diğer koşullu uyarıcı olmuştur. Yüksek Dereceden Koşullama Klasik koşullama nasıl çalışır? Pavlov: bitişiklik; koşullu uyarıcının koşulsuz uyarıcıyla zamanda yakın bir şekilde meydana gelmesi Rescorla-bilişsel bakış açısı: Habercilik; organizma bilinçli bir şekilde bir şeyin meydana geleceğini bekler. Koşullu uyarıcının koşulsuz uyarıcının geleceğini haber veren bir bilgi sağlaması. Farelerle elektrik şoku ve ses deneyi. Klasik koşullamanın insan davranışına uyarlanması Koşullu duygusal tepkiler: Öğrenilmiş uyarıcılara tepki olarak oraya çıkan klasik olarak koşullanmış duygusal tepkiler. Watson’ın çalışmaları üzerine temellenmiştir-Küçük Albert ve beyaz fare deneyi-ortaya korku tepkisi çıkmıştır. Bu koşullu tepkidir. Fobilerin gelişimini açıklama yardım eder. Koşullu duygusal tepkiler, klasik koşullamanın en kolay gerçekleştirilen öğrenme şekillerinden biridir ve yaşamımız bunlarla doludur. Reklamlar, izleyicilerde belli duygusal tepkiler ortaya çıkarmak üzere kurgulanmaktadır. Çeşitli durum ve varlıklara karşı korku, kaygı, sevgi vb duygular koşullanma ile öğrenilir. Reflekslerle ilgili bazı davranışlar klasik koşullanma ile öğrenilir. Temsili koşullama: Klasik koşullamanın başka birinin tepkisini izleyerek gerçekleşmesine denir. Ör; çocukların aşı olurken birbirlerini izleyip kendilerine sıra yaklaştıkça ağlamaya başlamaları. Korku tepkisi vermeyi diğer çocukların tepkilerini izleyerek öğrenmişlerdir. Aynı öğrenme ilkeleri fobi ve kaygı bozukluklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Koşullu tat kaçınması Kötü bir tecrübe yaşadığınız için artık yiyemediniz bir yiyecek var mı? Tekrarlı eşleşme olmaksızın klasik koşullamanın meydana gelmesidir. Kuşlar hasta edene benzeyen herhangi bir böcekten ya da yiyecekten kaçınırlar. Neden? Memeliler hastalıkla tadı ilişkilendirmeye biyolojik olarak yatkındır, kuşlar hastalıkla görsel özellikleri ilişkilendirmeye biyolojik olarak yatkındır. Tehlikeli nesnelerden korkmak için biyolojik yatkınlığın olması hayatta kalma açısından önemlidir, fakat tipik olarak tehlikeli olmayan nesnelere korku koşullaması gerçekleştirmek çok zordur. Bir Çalışma-video izletilmiş-Maymunların timsah ve yılandan korkarken-temsili koşullama- çiçek ve oyuncak bir tavşandan korkmaması örneği gibi. Edimsel koşullama Tüm organizmalar 2 tür davranışta bulunma kapasitesine sahiptir. İstemli ve istemsiz-Sinek örneği. KK otomatik istemsiz bir davranış ortaya çıktığı için bir öğrenme türüdür. Otomatik tepkilerin öğrenilmesini kapsar. İstemli davranışa uygulanan öğrenme türüne edimsel koşullama denir. İstendik tepkilerimizi nasıl öğrendiğimizi kapsar. Thorndike ve Skinner’ın katkıları Engellenmiş kediler ve Thorndike’ın etki yayası Kedilerin kutunun kolunu tesadüfen açması , kaçmaya çabalaması ve dışarda bulunan tabaktan yiyeceği yemesi. Kol uyarıcı, kolu itme davranış, hem kaçma hem de yiyecek sonuçtur. Kedinin her seferinde kolu açmak ve yemeği yemek biraz daha hızlı olmuştur. Thorndike’ın Deneyinde Öğrenme Zamanı Grafiği Etki yasası Eğer bir davranış hoşa giden bir sonuç tarafından izlenirse, tekrarlanma eğilimi gösterecektir. Eğer bir davranış hoşa gitmeyen bir davranış tarafından izlenirse, tekrarlanma eğilimi göstermeyecektir. B. F. Skinner: Davranışçıların davranışçısı Watson gibi davranış alanının öncüsüdür. Sadece gözlenebilir, ölçülebilir davranışı çalışmak gerektiği üzerinde kararlıdır. Tüm istemli davranışlar öğrenme ürünüdür. İstemli davranış (Edimsel davranış), insan ve hayvanların dünyada etkin olabilmek için yaptıkları davranışlardır. İnsanlar istemli bir davranışı yaptıklarında , istedikleri bir şeyi elde ederler ya da istemedikleri bir şeyden kaçınırlar. Yani sonuçlar davranış üzerinde etkilidir. Edimsel koşullama: olumlu veya olumsuz sonuçların etkisiyle istemli davranışlarda bulunmayı öğrenmektir. PEKİŞTİRME KAVRAMI «Benim çıkarım ne olacak» pekiştirme kavramını temsil eder. Güçlendirmek anlamına gelir. Davranışı izlediğinde davranışın tekrar meydana gelme olasılığını artıran herhangi bir şeydir. Eylemdir. Organizmanın haz almasına neden olan bir sonuç var demektir. Yiyecek veya parayı elde etmek. Aynı zamanda kaçınılan, can sıkıcı bir iş anlamına da gelir. Bulaşıkları yıkama, veya çöpü atmak gibi. Pekiştirme kedinin herhangi bir şeyi öğrenmesinin sebebidir ve öğrenmenin anahtarıdır. Bu tür koşullamada, davranışı izleyen ve organizma üzerinde hoşa gidici bir etki yaratarak, davranışın (edimin) ortaya çıkma olasılığını artıran uyarıcılara pekiştireç denir. Diğer bir deyişle pekiştirilen davranış öğrenilir. Davranışı pekiştirmede kullanılan olay veya ögeler her zaman benzer değildir. Yetişkin ve çocuklar için değişmektedir. BİRİNCİL PEKİŞTİREÇLER Temel ihtiyaçları karşılayan ve organizmayı belli yönde harekete geçirip, davranışa yön veren öğrenilmemiş uyarıcılardır. Yiyecekler, su, uyku, cinsellik, korunma, dokunma, fiziksel acı örnek olarak sıralanabilir. Bebek ve çocuklar birincil pekiştireçlerle kolayca pekiştirilebilir. Aynı zamanda ağrı ve acıdan kurtulmakta temel bir gereksinimdir. Ağrı/acının kendisi ortadan kalktığında birincil pekiştireç olabilir. İKİNCİL PEKİŞTİREÇLER Geçmişte birincil pekiştireçlerle ilişkilendirilen ve pekiştireç olma özelliği kazanan uyarıcılardır. Sosyal ihtiyaçları karşılayan, sonradan öğrenilmiş uyarıcılara denir. Saygı, takdir, para, not, alkış, olumlu etkinlikler, film, bilgisayar oyunu, aferin gibi Koşullu pekiştireçlerdir. Klasik koşullama yoluyla kazanılır. Yenildiğinde, içildiğinde, sırt mesajı yapıldığında hissedilen haz otomatik bir tepkidir. “Sana her seferinde bir yiyecek tableti verdiğini unutma, onun bu davranışını pedala basarak pekiştir.” OLUMLU VE OLUMSUZ PEKİŞTİRME OLUMLU PEKİŞTİRME Hoşa giden bir uyarıcının ortama konulmasıyla belli bir davranışın yapılma olasılığının artmasına olumlu pekiştirme denir. Ödül veya tebrik gibi OLUMSUZ PEKİŞTİRME: Hoşa gitmeyen uyarıcıların ortamdan çıkarılması veya o şeyden kaçınılması da o davranışın tekrarlanma olasılığını artırır. Olumsuz pekiştireçler, organizmaya rahatsızlık veren uyarıcılardır. Ortamdan çıkarılmaları organizmayı rahatlatır. Ağrı/acı ortadan kaldırılırsa veya bir kişinin davranışı ağrıyı durdurursa , kişi aynı şeyi büyük olasılıkla tekrar yapacaktır. Ağrı kesici ilaçlara bağımlı olmanın nedeni? Olumsuz pekiştireç adının çağrıştırdığı gibi olumsuz (ceza ile ilgili) değildir. Unutmamak gerekir ki, hem olumlu hem de olumsuz pekiştirme organizmanın hoşuna giden bir etki yaratır ve davranışın tekrar ortaya çıkma olasılığını artırır. Pekiştireçler yoluyla birey istendik ve istenmedik davranışlar öğrenebilir. Bu nedenle pekiştireçler çok dikkatli kullanılmalı ve doğru davranışlar pekiştirilmelidir. Hoşa gitmeyen Hoşa giden uyarıcı uyarıcı Olumsuz Olumlu pekiştirme pekiştirme PEKİŞTİRME TARİFELERİ Pekiştirme Tarifesi Nedir? Pekiştirmenin ne zaman ve ne kadar yapılacağının belirlenmesine denir. Pekiştirmenin zamanlaması öğrenmenin meydana gelme hızında ve öğrenilmiş davranışın gücünde çok büyük fark yaratabilir. tarifelerinde amaç, istendik davranışları güçlendirip, kalıcı hale getirirken, pekiştireçlerin etkisini azaltarak, davranışları pekiştireçlerden bağımsızlaştırmaktır. Sürekli pekiştirme: Her davranış yapıldığında bir pekiştireç vermek. Pekiştireçler kesilir kesilmez davranış sönecektir. Yeni bir davranışın öğretilmesinde sürekli pekiştirme etkilidir. Kısmi Pekiştirme etkisi: Bir davranışın her yapıldığında değilde bazı doğru davranışlardan sonra pekiştirilmesine denir. Sönmeye daha dirençlidir. Kısmi pekiştirilen davranışlar günlük yaşamda daha çok görülmektedir. PEKİŞTİRME TARİFELERİ Davranışın zamanlaması daha önemli olduğunda aralıklı tarife, davranışın sayısı önemli olduğunda oranlı tarife denir. Sabit aralıklı pekiştirme tarifesi: Pekiştirecin belli bir sabit zaman aralığı geçtikten sonra verilmesine sabit aralıklı pekiştirme denir. Davranışın, belirli zaman aralığında pekiştirilmesidir. Bir memurun her aybaşında maaş alması, Sınav öncesi sınava daha çok çalışma, diş muayenesi yaklaşırken dişe daha özenle bakılması Davranışın oranı pekiştirecin hemen öncesi artacaktır. nedeni negatif pekiştirme Değişken aralıklı pekiştirme: Bu tarifede organizmanın pekiştirme alabilmesi için her pekiştirmeden sonra geçmesi gereken süre sürekli olarak değişir. Pekiştirme farklı ve değişken zaman aralıklarına göre yapılır. Pekiştirmenin zamanı belirsizdir. Zamansız yapılan sınavlar.(Önce haftada 1 sınav, sonra 2 haftada 1 sınav, daha sonra 1 haftada 2 sınav) Balık tutma, meşgul telefonu arama Sabit Oranlı Pekiştirme Tarifesi. Oranlı tarifelerde davranışların kaç tane olduğu sayılır. Her pekiştireç için gerekli olan davranış sayısı daima aynıdır. Belirli sayıda (miktarda) tekrar edilen davranış pekiştirilir. (5 doğru cevaba 1 yıldız) Bir işçiye parça başı yaptığı işe göre ücret ödeme. Çünkü, bu işçi bitirdiği belirli bir miktardaki iş için para almaktadır. Sabit aralıkla karşılaştırıldığında davranış oranları çok yüksektir ve bir pekiştireç verildikten hemen sonraki davranış örüntüsündeki molalar azdır. Hızlı bir şekilde bir sonraki pekiştireç elde edilir. Değişken Oranlı Pekiştirme Tarifesi: Bu tarifede organizmanın pekiştirme alabilmesi için yapması gereken davranış sayısı sürekli olarak değişir. Pekiştirme farklı sayılardaki davranış oranında verilir. Önce 5 doğru 1 yıldız, sonra 3 doğru 1 yıldız, daha sonra 11 doğru 1 yıldız Bir kişinin biletlerinden bazılarına ikramiye çıkıp, bazılarına ikramiye çıkmaması. Kaç davranışa pekiştireç verileceğini bilmediğinden dinlenme arası veremez. Tek kollu kumar makinaları, piyango bileti almak Pekiştirme Tarifelerinin Davranışlara Etkisi ve Önemi Zamanlamayla ilgili: Bir pekiştireç istendik davranışın mümkünse hemen arkasından verilmelidir. Hayvanlarda ve küçük çocuklarda geçikmiş pekiştirme çok işe yaramayabilir. Sadece istendik davranışın pekiştirilmesine dikkat edilmelidir. CEZA Bir davranışı izlediği zaman o davranışın tekrar yapılma olasılığını azaltan herhangi bir olay ya da uyarıcıdır. Organizmanın istemediği, olumsuz bir durum ortaya çıkartan uyaranlara ceza denir. Pekiştirmenin tersidir. Edimsel koşullanmada, “olumsuz pekiştirecin ortama eklenmesi” ya da “olumlu pekiştirecin ortamdan çıkartılması;” her iki durum da organizma için ceza niteliği taşımaktadır. Her iki durumda da davranışın yapılma sıklığı azalır ya da söner. Olumsuz pekiştirme ile cezayı birbirine karıştırmamak gerekir. Ceza bir tepkiyi zayıflatır. Negatif pekiştirme güçlendirir. Hoşa gitmeyen Hoşa giden uyarıcı uyarıcı Uygulama Çıkarma yoluyla ceza yoluyla ceza CEZA TÜRLERİ Uygulama yoluyla Çıkarma yoluyla ceza ceza Hoşa giden, istenilen Hoşa gitmeyen, (olumlu pekiştireçler) istenilmeyen (olumsuz uyaran ortamdan pekiştireçler) uyaran çıkartılır. ortama verilir. Evden çıkmama cezası, tv Dövme, fiziksel istismar, hakkının alınması, duygusal istismar. yasalara uymadığı için bir kişinin cezalandırılması davranışın yapılma sıklığı azalır ya da söner. davranışın yapılma sıklığı azalır ya da söner. Şiddetli ceza; Cezalandırılan davranış yerine cezalandıran kişiden kaçınmaya sebep olabilir.-çocuk yanlış tepkiyi öğrenir. Cezadan kaçınmak için yalan söylemeye teşvik edebilir. Öğrenmeye katkıda bulunmayan korku, kaygı gibi duygusal tepkiler yaratır. Vurmak saldırganlığa yol açabilir-taklit edecek davranışa yol açar. Anlaşmazlıkları çözmek için uygun model olunmaz. İlgi görebilmek için kasıtlı olarak kötü davranabilirler- olumsuzda olsa ilgi ilgidir. Ceza vermeyi daha etkili kılmanın yolları 1. Ceza, cezalandırılmak istenen davranışın hemen ardından verilmelidir. 2. Ceza, tutarlı olmalıdır. 3. Yanlış davranışın cezalandırılması, mümkün olan her fırsatta doğru davranışın pekiştirilmesiyle eşleştirilmelidir.(sadece istenmeyen davranışı bastırmayıp aynı zamanda istenilen davranış ta öğrenilir. Edimsel koşullamanın diğer yönleri Ayırt edici uyarıcı: Pekiştireci elde etmek amacıyla organizmanın belli davranışları yapması için ipucu veren herhangi bir uyarıcıdır. Ör. Polis arabası yavaşlamak için ipucudur. Sönme: Aniden olmaz, başlarda istenmeyen davranış artar, daha sonra yavaş yavaş azalır. Klasik koşullamadaki gibi koşullanmış davranışlar da sadece özgün uyarıcıya benzer uyarıcılara genellenebilir. Kendiliğinden geri gelme. Sönmeden sonra koşullu tepkinin tekrar ortaya çıkması Bir çocuğun öfke nöbetiyle başa çıkmanın bir yolu, onu görmezden gelmektir. Pekiştirecin yokluğu, öfke nöbetinin sonunda sönmesine neden olacaktır. Şekillendirme ve davranış değiştirme Sirk eğiticileri karmaşık davranışları sirk hayvanlarına nasıl öğretir? Şekillendirme:Nihai hedefe doğru olan küçük adımların hedefin kendisine ulaşıncaya kadar pekiştirilmesidir. Kademeli yaklaşma Davranış değiştirme: İstenmeyen davranışları değiştirmek ya da istendik davranışları oluşturmak için.Ör; sağlığı geliştirmek için davranış planı Davranış değiştirmede simgelerin kullanılması simgesel ödül biriktirme olarak adlandırılır. İnsanları çalıştıkları için parayla ödüllendirmek Mola (ara)verme; olumlu pekiştireç olan ortamdan uzaklaştırılır. Uygulamalı davranış analizi: Hem şu andaki davranışın analiz edilmesi hem de istendik bir davranış veya tepkiyi şekillendirmek için kullanılır. Beceriler çok basit adımlara bölünür ve daha sonra bir pekiştirme sistemi yoluyla çocuğa öğretilir. Bilişsel Öğrenme Kuramı Çoğu davranışçı psikolog, zihinde açıkça var olan düşünceleri, hisleri ve beklentileri bunların gözlemlenen davranışları etkilediğini artık görmezden gelememiş ve sonunda geleneksel olan öğrenme kuramlarını tamamlamak için bilişsel öğrenme kuramı geliştirmeye başlamışlardır. Tolman ’ın Labirentte Koşan Ratları : gizil öğrenme Köhler ’in Zeki Şempanzesi : kavrama yoluyla öğrenme Seligman’ın Depresyondaki Köpekleri: öğrenilmiş çaresizlik “Lavabo mu? Şu koridorun aşağısından sola dön, sağa dön, sola dön, tekrar sola dön, iki kere daha sola dön, sonra sağa dön, üçüncü koridorun sonunda sağda.” GİZİL (ÖRTÜK) ÖĞRENME TOLMAN ve Honzik’in 1930 yılında yaptıkları bir deneyde, farelerden oluşan bir gruba, bir labirent içerisinde her bir başarılı koşuyu takiben yiyecek ödülü verilmiştir. On gün boyunca devam eden bu işlemde, koşunun hızı çabucak artmış ve hataların sayısı azalmıştır. İkinci bir grup fare için ilerleyecekleri labirente herhangi bir yiyecek yerleştirilmemiştir. Labirentte her gün zaman harcadıktan sonra, bu gruptaki fareler labirenti dolaşmışlar ve daha sonra da kafeslerine geri dönmüşlerdir. Bu grubun koşu hızında ve hata sayısında herhangi bir gelişme görülmemiştir. Bu noktada, ödüllendirilen grupta öğrenmenin gerçekleştiği ve ödüllendirilmeyen grupta ise öğrenmenin gerçekleşmediği sonucuna varılabilir. Fakat yiyecek koyulmayan gruptaki fareler de labirenti öğrenmiştir, sadece bunu bildiklerini göstermek için bir nedenleri yoktur. TOLMAN ve Honzik, daha önce ödüllendirilmeyen bu ikinci gruptaki fareler için labirentteki ödül kutusuna yiyecek bırakmışlardır. Bu gruptaki farelerin hızlarında ve hata sayılarında hızlı bir değişme gözlenmiştir. Çünkü ödüllendirilmemiş denemeler / tekrarlar esnasında gizil öğrenme gerçekleşmiştir. Tolman, farelerin fiziksel yerleşimin (labirentin) bir tür bilişsel haritasını geliştirdiklerini belirtmiştir. Fakat öğrenmeyi gerçekleştirmek için nedenleri olmadığından bu öğrenmelerini sergiyememişlerdir ve bilgilerini gösterecek nedenleri oluncaya kadar bu bilgiyi saklamışlar ve ya gizil kalmıştır. Pekiştireç motivasyonu etkiler ve bu nedenle performansı da. Sonuç olarak; gizil öğrenme, eyleme (performansa) dönüşmeyen öğrenmedir. Tipik Bir Labirent Köhler’in zeki şempanzesi: Kavrama yoluyla öğrenme Bir problem durumu oluşturarak şempanzeler buna önce deneme yanılma yaklaşımı sergilediler. Daha sonra problemin çözümüne ilişkin ani bir kavrayış geliştirdiler- Hah anı yaşanması Seligman’ın depresyondaki köpekleri: Öğrenilmiş çaresizlik İlk olarak kaçma ve kaçınma çalışması. Kaçmanın mümkün olduğu bir duruma konulduklarında şoktan kaçmak için hiçbir şey yapılamayacağını öğrenme. Kaçamayacağına inandıkları için denememe. Geçmişte yaşanan tekrarlanan başarısızlık tarihçesinden sonra veya temel beyin yapılarının nasıl gevşeyeceğini veya kontrolü ele alacağını öğrenememe sonucu, özgül bir durumdan kaçmak için harekete geçmede başarısız olma eğilimine öğrenilmiş çaresizlik denir. Öğrenilmiş çaresizlik depresyonu açıklamak için kullanılmaktadır. Depresif insanlar normal duygularından yoksun görünürler ve oldukça kayıtsız hale gelirler. Kaçmayı yada durumlarını daha iyileştirmek yerine genellikle nahoş iş ortamlarında kalırlar veya kötü ilişkilerini sürdürürler. Güçsüzlük ya da umutsuzluk hissi. Gözleyerek Öğrenme Gözleyerek öğrenme bir modelin (o davranışı yapan başka birisi) davranışlarının izlenilmesi yoluyla yeni davranışın öğrenilmesidir. Bandura’nın klasik bebek Bobo çalışması Gözleyen çocuklar yetişkin bir modelin saldırgan olan veya olamayan davranışları çocuklar tarafından model alınır ve çocuklar aynı şekilde davranma eğilimi gösterir. Herhangi bir pekiştirme gerekli değildir. Şiddet uygulayan ve saldırgan kötü adamlardan kahraman yaratan bazı filmler ve TV programları çok rahatsız edicidir. Potansiyel sonuçlar modelin taklit etme güdülenmesini etkileyebilmektedir. Gözleyerek öğrenmenin dört ögesi Dikkat:Modele dikkat etme Bellek: Ne yapıldığını hatırlayabilme Taklit: Modelin davranışlarını aynen yapma ya da taklit etme kapasitesi İstek: Davranışı yapmak için istek veya güdünün olması Olumsuz pekiştirme işlemiyle pekiştirilen bir davranışın tekrarlanmasının sonucu aşağıdakilerden hangisidir? a) Azalır b) Artar c) Hem azalır, hem artar d) Değişme olmaz e) Önce artar, sonra değişmez Bir memurun maaşına her altı ayda bir maaş zammı verilmesi hangi pekiştirme tarifesine bir örnektir? a) Değişken oranlı b) Sabit oranlı c) Sabit zamanlı d) Değişken oranlı e) Olumsuz pekiştirme Belirli kaygı ve korkuların tepkisel koşullama yoluyla öğrenilebileceğini küçük bir bebekle yaptığı deneyle kanıtlayan psikolog aşağıdakilerden hangisidir? a) S. Freud b) J. Piaget c) E. Erikson d) I. Pavlov e) J. Watson

Use Quizgecko on...
Browser
Browser