Kimya Notları PDF
Document Details
Tags
Summary
Bu belge, atomlar, moleküller, kimyasal bağlar ve kimya ile ilgili temel konular hakkında genel bir bakış sunmaktadır. Çeşitli atom modelleri ve bunlar arasındaki ilişkiyi açıklamaktadır. Ayrıca, metaller ve ametallerin özelliklerini de ele almaktadır.
Full Transcript
Cisimden cisme elektrik yüklerini taşıyan negatif yüklü elektron, Elektronların yükünü dengeleyen aynı sayıda pozitif yüklü olan proton, Elektrik yükü taşımayan nötr parçacık nötron. İzotop atom: Proton sayıları (atom numaraIarı)aynı, nötron sayıları farklı olan atomlara denir. Dalton Atom Modeli...
Cisimden cisme elektrik yüklerini taşıyan negatif yüklü elektron, Elektronların yükünü dengeleyen aynı sayıda pozitif yüklü olan proton, Elektrik yükü taşımayan nötr parçacık nötron. İzotop atom: Proton sayıları (atom numaraIarı)aynı, nötron sayıları farklı olan atomlara denir. Dalton Atom Modeli (John Dalton 1766—1844) Atom hakkında ilk bilimsel görüş 1803 — 1808 yılları arasında İngiliz bilim adamı John Dalton tarafından ortaya atılmıştır. Dalton’a göre; Maddenin en küçük yapı taşı atomdur. Atom parçalanamaz. Atom içi dolu küre şeklindedir. Bütün maddeler farklı tür atomlardan oluşmuştur. Maddelerin birbirlerinden farklı olmasının nedeni maddeyi oluşturan atomların farklı özellikte olmasıdır. Bir maddeyi oluşturan atomların tamamı birbirleriyle aynı özelliklere sahiptir. Thomson Atom Modeli (John Joseph Thomson 1856—1940 Atomun yapısı hakkında ilk model 1897 yılında Thornson tarafından ortaya konmuştur. Thomson atom modeli bir karpuza ya da üzümlü keke benzer. Thomson’a göre; Atom küre şeklindedir. Atomda (+)ve (—)yüklü tanecikler bulunur. Thomson'a göre atom; dışı tamamen pozitif yüklü bir küre olup negatif yüklü olan elektronlar kek içerisindeki gömülü üzümler gibi bu küre içerisine gömülmüş haldedir. Atomlar, daha küçük taneciklerden oluştuğu için parçalanabilirler. Bohr Atom Modeli (Niels David Bohr 1875—1962)Bohr atom teorisi hidrojenin yayınma spektrumuna dayanılarak açıklanır. Bohr’a göre; Elektronlar çekirdek etrafında belirli uzaklıklardaki katmanlarda dönerler, rastgele dolanmazlar. (Yüksek enerji düzeyinde bulunan elektron, düşük enerji düzeyine geçerse fotonlar halinde ışık yayarlar). (Kararlı hallerin tamamında elektronlar çekirdek etrafında dairesel yörünge izlerler MODERN ATOM TEORİSİ Günümüzde kullanılan atom modeli, modern atom teorisi sonucu ortaya konmuştur. Bu teoriye göre elektronlar çok hızlı hareket ettikleri için belirli bir yerleri yoktur. Yani elektronların bulunduğu kabuk kavramı yanlış bir kavramdır. Elektronların sadece bulunma ihtimalinin olduğu bölgeler bilinebilir ve elektronların bulunma ihtimalinin olduğu bölgelere elektron bulutu denir. (Elektronların yörüngeleri kesin olarak belli değildir). Atoma iki düzey arasındaki fark kadar enerji verilirse elektron daha yüksek enerji düzeyine geçer Atoma verilen enerji kesilirse elektron enerjili düzeyinde kalamaz daha düşük enerji düzeyinden birine geçer. Bu sırada iki düzey arasındaki fark kadar enerjiyi ışık şekline çevreye verirModern atom modeli dalga mekaniğimdeki gelişmelerin elektronun hareketine uygulanmasına dayanmaktadır. Bu modelin öncüleri Werner Heisenberg ve Erwin Schrödinger gibi önemli bilim adamlarıdır. Metallerin Özellikleri Grup numarası 1A,2A, 3A, veB gruplarında bulunan elementler metaIdir. Kendilerini soygaza benzetmek için son yörüngelerindeki elektronları vererek (+)değerIik alırlar. 1A(+1), 2A (+2) Kesinlikle (-) değer almazlar. Kendi aralarında bileşik oluşturmazlar. Ametallerle bileşik oIuştururIar. İndirgen özellik gösterirIer. Tel ve Levha haline gelebilirler. Elektirik akımını iIetirIer Tabiatta genellikle katı halde bulunurlar. AMETALLERİN ÖZELLİKLERİ Grup numarası 5A ,6A,7A,8A olanlar ametaIdir. Soygaza benzemek yani son yörüngelerindeki elektronları 8'e tamamlamak için elektron alarak(-) değerlik aIıIar. 5A(-3),6A,(-2)7A(-1) değerlik alır. Fakat(+) değerlik alabilirler. Kendi aralarında ve metallerle bileşik oIuştururIar. Yükseltgen özellik gösterirIer. Tel ve levha haline geImezIer. Elektrik akımını iIetmezIer. Tabiatta genelde gaz ve çift atomlu moleküller halinde bulunurlar. (F2,N2,02...) Lewis Bağ Kuramı “Lewis Bağ Kuramı” olarak da bilinen bu kuram, şu temel esasa dayanır. Soy gazların asallıkları (reaksiyona girme eğilimlerinin olmayışı) elektron dağılımlarından dolayıdır. Diğer elementlerin atomları, soy gaz atomlarının elektron dağılımlarına benzemek amacıyla bir araya gelmektedir. Atomlar, kimyasal bir bağ oluşturmak için birbirleriyle etkileştiklerinde, yalnızca en dış kısımları temas eder. Bu nedenle, kimyasal bağlanmayı incelerken öncelikle atomların değerlik elektronları göz önüne alınır. Kimyasal Bağlar Kimyasal Bağ Çeşitleri (Güçlü Etkileşimler) İyonik bağ Kovalent bağ Metalik bağ İyonik Bağ Biratomdan diğerine elektron aktarılması ile oluşan bağlara iyonik bağ denir. İyonik bağ, daha çok metalik özellik gösteren elementlerle ametaller arasında meydana gelir. Metaller, iyonlaşma enerjileri düşük olup elektron vermeye ve pozitif iyonlar oluşturmaya eğiIimIidirIer. Ametallerin ise elektron ilgileri yüksek olup, negatif iyonlar oluşturmaya meyillidirler. Böylece elektron alışverişi sonucu oluşan bu küresel yapılı pozitif ve negatif iyonlar, birbirlerini elektrostatik çekim kuvvetleri ile çekerek iyonik bağı oluştururlar. Kovalent Bağlar Kovalent bağ, ametal atomları arasında meydana gelir. Ametal atomları, elektron ilgileri bakımından birbirlerine benzediklerinden kovalent bağların oluşumu esnasında elektron aktarımı olmaz. Bunun yerine, elektronlar ortaklaşa kullanılır. Metalik Bağ Metaller son yörüngelerindeki elektronları verme eğilimi içindedirler. Bu nedenle metal atomları kendi aralarında metalik bağ denilen bir bağ oluştururlar. Bu bağ içinde elektronlar serbest halde dolaşabilir. Yani bir çeşit elektron denizi olarak da düşünülebilir. Elektronun fazla olduğu yerler negatif, az olduğu yerler pozitif potansiyele sahiptir. Molarite ve Mol Kavramı: Mol: Birmaddenin, Avogadro sayısı kadar (yaklaşık (6.022 \times 10^{23}) parçacık) olan birimidir. Mol, madde miktarını ölçmek için kullanılır. Molarite (M): Bir çözeltideki mol sayısının, çözeltinin hacmine bölünmesiyle elde edilen birölçüdür. Molarite, bir çözeltinin konsantrasyonunu belirtir ve genellikle moI/L ile ifade edilir. SI Birim Sistemleri Sl,uluslararası standart birim sistemi olup, bilimsel ve teknik alanlarda kullanılan temel birimlerin yanı sıra türev birimleri de içerir. SI birim sistemi, dünya genelinde yaygın olarak kabul edilmiştir ve çeşitli disiplinlerde ölçüm yaparken tutarlılık sağlar. Avogadro Sayısı Avogadro sayısı veya Avogadro sabiti, bir elementin bir molündeki atom sayısı ya da bir bileşiğin bir molündeki molekül sayısıdır.1 mol yani 12 gr karbon12 elementindeki atom sayısı deneysel olarak hesaplanarak 6,02214199x1023 bulunmuştur. Sayı, bu alandaki katkılarından dolayı İtalyan bilim insanı Amedeo Avagadro'nun (1776—1856) adıile anılır. Mol Kavramı Atomlar ve moleküller çok küçük tanecikler olup, normal yollarla sayılamazlar. Mikroskopla bile göremediğimiz ya da tartılamayacak kadar küçük olan atom ya da moleküllerin sayısını da teker teker ifade etmek yerine mol kavramı (mol birimi) denilen bir birimle ifade ederiz. Bu durum, buğdayın kile ile yada çivinin kilo ile belirtilmesine benzer. Bir mol, tam 12 gram 12C de bulunan 12C atomlarının sayısı kadar tanecik içeren madde miktarıdır. Atom ve molekül gibi taneciklerin bir mollerinin içerdiği tanecik sayısına “Avogadro sayısı” denir ve NA ile gösterilir. Formül Kütlesi Formül kütlesi iyonik bileşikler, molekül yada mol kütlesi ise moleküler bileşikler için kullanılır. Formül kütlesi yada molekül/mol kütlesi, bileşiğin formülündeki atomların sayıları ve kütleleri dikkate alınarak, akb yada g/moI olarak hesaplanır. Yani bir moleküldeki her bir atomun mol sayısı ile atom kütlesi çarpılıp toplandığındao molekülün kütlesi bulunur Stokiyometri-+Eski Yunanca'da stoikhein = element ve metron = ölçmek anlamına gelen kelimelerin birleşiminden oluşmuştur. -+Basitçe elementlerin ölçümü anlamına gelir. -+kimyasaI değişimlerin hesaplanabilmesi için elementlerin, bileşik ve atomlarının tepkimeye nasıl ve ne kadar girdikleri, tepkime sonunda nasıl bir bileşik yaptıkları ve bileşiklerdeki bileşim oranlarının bilinmesi gerekir.-+Bu hesaplamalar atomların sayısı ve birleşim oranıyla ilgili olduğundan tüm temel hesaplamalar stokiyometri başlığı altında açıklanmaktadır. -+ÖnceIikIe bir tepkimeyi denklem olarak ifade etmeli-+DenkIemi oluşturan ve tepkimeye girenler (tepken) ile tepkimeden çıkanları (ürünler) beIirIemeIi-+DenkIemdeki tepken ve ürünlerde bulunan tüm atomların