Destek ve Hareket Sistemi PDF

Summary

This document is a presentation about the support and movement systems. It details bones, cartilages, and muscles, including their functions and parts. The presentation includes diagrams and descriptions of different types of tissues.

Full Transcript

DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ Destek ve hareket sistemi; kemik, kıkırdak ve kas dokudan oluşur. Destek ve hareket sistemi iki sistemden meydana gelir: 1.İskelet sistemi 2.Kas sistemi Destek ve Hareket Sistemi...

DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ Destek ve hareket sistemi; kemik, kıkırdak ve kas dokudan oluşur. Destek ve hareket sistemi iki sistemden meydana gelir: 1.İskelet sistemi 2.Kas sistemi Destek ve Hareket Sistemi Kemik Doku Kıkırdak Doku Eklemler Kas Doku Sert(sıkı) kemik Hiyalin kıkırdak Oynar eklemler Düz kas doku Elastik kıkırdak Yarı oynar Çizgili kas Süngerimsi eklemler kemik doku Fibröz kıkırdak Kalp kası Oynamaz eklemler 1. İSKELET SİSTEMİ İskelet sistemi bağ dokudan farklılaşarak gelişen; A.Kemik B. Kıkırdak dokularından oluşur. Embriyonik dönemin başında kıkırdak yapılıdır. Gelişimin 2.ayından itibaren mineral biriktirerek kemikleşmeye başlar. Baştaki bıngıldak bölgesi doğumdan sonraki iki yıl içinde kemikleşmesini tamamlar. Soluk borusu, eklemler, omurlar arası diskler vb. yapılar ergin insanda da kıkırdak olarak kalır. Yetişkin bir insanda yaklaşık 206 kemik bulunur. Görevleri: - Vücuda şekil verir ve desteklik sağlar. - Dik şekilde ayakta durmayı sağlar, genel vücut duruşunu (postürü) belirler. - Kaslarla birlikte hareketi sağlar. - Kalp, akciğer, beyin gibi hayati organları korur, kaslara ve iç organlara tutunma yüzeyi oluşturur. İnsan iskeletinde iki temel kısım bulunur: EKSEN İSKELETİ (Baş ve Gövde İskeleti) ÜYELER İSKELETİ (Kol ve Bacaklar) Eksen İskeleti: İki kısımdan oluşur: a. Baş iskeleti: 8 tane yassı kafatası kemiği (kafatasını oluşturur) ve 14 tane düzensiz şekilli yüz kemiğinden oluşur. Bunlardan yalnızca alt çene kemiği hareketlidir. Kafatasında sinirlerin çıkacağı delikler bulunur. b. Gövde İskeleti: Göğüs kemiği(1), kaburgalar(24) ve omurlardan (33) oluşur. Göğüs kemiği, göğsün önünde kaburgaların bağlanmasını sağlayan yassı kemiktir. Kaburgalar 12 çifttir ve arkada sırt omurlarına, önde göğüs kemiğine bağlanır. Son iki çiftin ucu serbesttir ve yüzücü kaburgalar adını alır. Bu yapılar göğüs kafesini oluşturur. Omurga, 33 tane omurun üst üste gelmesiyle oluşur. Omurlar arasında fibröz kıkırdak yapılı diskler vardır ve yarı oynar eklemler oluşturur. S şeklindedir. Omur deliklerinin üst üste gelmesiyle oluşan omurga kanalında omurilik bulunur. Omurga, kaburgaların ve iç organların bağlanma yüzeyini oluşturur. Üyeler İskeleti: **Üst Üyeler Omuz kemeri, önde köprücük, arkada kürek kemiklerinden oluşur. Kol iskeletinin gövdeye bağlanmasını sağlar. Kol iskeleti, pazu, ön kol, dirsek, el bilek (8), el tarak (5) ve el parmak (14) kemiklerinden oluşur. ***Alt Üyeler Kalça kemeri, kalça, çatı ve oturga kemiklerinden oluşur. Bacak iskeletinin gövdeye bağlanmasını sağlar.  Kalça kemeri + sağrı omurları = leğen kemiği Bacak iskeleti, uyluk, diz kapağı, kaval, baldır, ayak bilek (7), ayak tarak (5) ve ayak parmak (14) kemiklerinden oluşur.  Kol ve bacak iskeletinde kemik sayıları aynıdır. (30) Ancak bacak iskeletindeki diz kapağı kemiğinin kol iskeletinde bir karşılığı yoktur. Buna karşılık bacak iskeletinde bilek kemiklerinden ikisi kaynaşarak topuk kemiğini oluşturmuştur. A.KEMİK DOKU Kemiklerin görevleri: - Vücuda şekil verir, desteklik sağlar. - Kaslarla birlikte vücudun hareketini sağlar. - Hayati organları korur. - Kan hücreleri üretir. - Mineral (temelde Ca) deposudur. Kemik Doku ve Çeşitleri Kemik dokuyu oluşturan hücrelere osteosit denir. Osteositler, yıldız şeklindedir ve lakün adı verilen boşluklarda yer alırlar. Osteositler sitoplazmik uzantılarla birbirine bağlıdır. Kemik hücrelerinin arasını dolduran, organik ve inorganik yapılı ara maddeye osein denir. Ara maddenin organik kısmı protein yapıdaki kolajen liflerden oluşur. Osein yapısındaki inorganik tuzlar: çok miktarda kalsiyum karbonat ve kalsiyum fosfat, ayrıca magnezyum, kalsiyum klorür, potasyum tuzları,vb. Yetişkin bir insanın kemik dokusunda;  %20-25 su,  %30 organik madde,  %40-45 inorganik tuz bulunur. NOT:Birey büyüdükçe kemik dokudaki inorganik madde miktarı artar, organik madde miktarı azalır. Bu durum kemiklerin sertleşmesine ve kırılganlığının artmasına neden olur. Bebeklerde kemik daha esnektir. Kemikler periost adı verilen kemik zarı ile örtülüdür. Periost bağ dokudan oluşur, kan damarı ve sinir açısından zengindir. Periost, kemiğin enine büyümesini ve onarımını sağlar. Doku yapısına göre iki çeşit kemik doku vardır: a) Sert (Sıkı) Kemik Doku: Bulunduğu yerler;  Tüm kemiklerin dış yüzeyinde,  Uzun kemiklerin gövdesinde ve kemik başındaki süngerimsi kemik dokunun çevresinde bulunur. Osteon (Havers sistemi) adı verilen birimlerden oluşur. Osteon, merkezi bir kanal etrafında dairesel olarak konumlanmış kemik hücrelerinden oluşur. Osteon birimlerinin ortasında boyuna uzanan, kan damarlarını ve sinirleri içeren Havers kanalları bulunur. Osteositler besin ve oksijen ihtiyacını bu kan damarlarından difüzyonla karşılar. Atıkları yine difüzyon yoluyla uzaklaştırır. Havers kanalları, yatay eksende Volkmann kanalları ile birbirine bağlanır. b) Süngerimsi Kemik Doku: Gözenekli yapıdadır. Gözenekler kırmızı kemik iliği ile doludur. Uzun kemiklerin baş bölgesinde, kısa, yassı ve düzensiz şekilli kemiklerin üst yüzeyini kaplayan sıkı kemik dokunun altında yer alır. Bu yapıda Havers ve Volkmann kanalları bulunmaz. Hücreler besin ve oksijeni kemik iliğindeki kan damarlarından karşılar. Şekline Göre Kemik Çeşitleri 1. Uzun Kemikler: Boyları, eni ve kalınlığından fazla olan kemiklerdir. Pazu, dirsek, ön kol, uyluk, kaval, baldır, tarak ve parmak kemikleri, köprücük kemikleri uzun kemiktir. Şişkin kısımlar kemik başı, orta kısım kemik gövdesi adını alır. Uzun kemikte baş ile gövde arasında hiyalin kıkırdaktan oluşan epifiz plağı yer alır. Bu yapı kemiğin boyca uzamasını sağlar. Ergenlikten sonra kemikleşir ve boyca uzama durur. Baş kısmında dışta sert, içte süngerimsi kemik doku, gövdede sert kemik doku bulunur. Kemik gövdesinin ortasında sarı kemik iliği yer alır. 2. Kısa Kemikler:  Boyu enine eşittir.  El ve ayak bilek kemikleri kısa kemiktir. 3. Yassı Kemikler:  Kalınlığı uzunluğundan çok az, levha şekilli kemiklerdir.  Göğüs kemiği, kafatası kemikleri, kaburgalar, kürek kemikleri , kalça kemiği yassı kemiklerdir. 4. Düzensiz Şekilli Kemikler:  Belli bir şekilleri yoktur.  Yüz kemikleri, omurlar, diz kapağı kemiği vb. düzensiz şekillidir. NOT!!! Kısa, yassı ve düzensiz şekilli kemiklerin dışında sert, iç kısmında süngerimsi kemik doku bulunur. Bu kemiklerde sarı ilik yoktur. Kemik Sağlığı Kemik gelişiminde STH, tiroksin, kalsitonin, parathormon vb. hormonlar etkilidir. Kemiklerin sertleşmesi için Ca, P, Mg, K, F vb. mineraller gereklidir. A vitamini eksikliğinde  Kemik büyümesi yavaşlar. C vitamini eksikliğinde  Kemikler zayıflar ve kolay kırılır. D vitamini eksikliğinde  Ca ve P’nin kemiklere geçişi yavaşlar. Bu nedenle çocuklarda raşitizm, yetişkinlerde osteomalazi, yaşlılarda osteoporoz hastalıkları görülür. K vitamini D vitamini etkisini destekler.  B. KIKIRDAK DOKU Kıkırdak doku, hücre ve hücreler arası maddeden oluşur. Kıkırdak doku hücrelerine kondrosit denir. Yuvarlak şekilli, büyük çekirdekli olup; kapsülle çevrelenmişlerdir. Hücreler arası ara maddesine kondrin adı verilir. Kondrin yapısında kolajen ya da elastik lif bulunur. Kıkırdak doku bulunduğu dokuyu; destekler, korur, esneklik kazandırır ve hareketlerde kolaylık sağlar. Kıkırdak dokuda kan damarı bulunmaz. Madde alış-verişi temel bağ dokudan difüzyonla olur. Bu yüzden metabolizması ve yenilenmesi yavaştır. Ara maddedeki liflerin yapısına, düzenlenmesine ve miktarına göre; hiyalin, fibröz, elastik kıkırdak olmak üzere 3 çeşittir. 1. Hiyalin Kıkırdak  Kondrini homojen, saydam ve kollajen lifler bakımından zengindir.  Hücre sayısı fazladır.  Basınca dayanıklıdır.  Omurgalılarda embriyonik dönemde iskeleti oluşturur.  Bebeklerin bıngıldak bölgesi hiyalin kıkırdak yapılıdır, iki yaşına kadar kemikleşir.  Uzun kemiklerde boyuna büyümeyi sağlayan epifiz kıkırdağı hiyalin yapıdadır.  Yetişkin bireyde bronşlar, soluk borusu, burun ucu, kaburga ucu, eklem yüzeyi vb. kısımlarda bulunur. 2. Elastik Kıkırdak Yapısal olarak hiyalin kıkırdağa benzerdir. Kondrini saydam, hücre açısından zengindir. Hiyalinden temel farkı yapısında elastik lifleri de bulundurmasıdır. Elastik liflerden dolayı bükülebilir yapıdadır. Kulak kepçesi, kulak yolu, östaki borusu, epiglottis (gırtlak kapağı) elastik kıkırdak yapılıdır. 3. Fibröz Kıkırdak Hücre sayısı az, ara madde açısından yoğundur. Kondrininde kolajen lifler bol miktarda bulunur. Basınca ve çekmeye karşı çok dirençlidir.  Omurlar arası disklerde, diz kapağında ve köprücük / kalça gibi kemiklerin eklem yüzeylerinde, tendonların kemiklere bağlandığı yerlerde bulunur. C.EKLEMLER VE ÇEŞİTLERİ Eklemler kemikleri uç uca bağlayarak iskeleti bütünleştirir. Üç çeşit eklem vardır: 1. Oynamaz Eklem: Kemikler, eklem kapsülü ve eklem sıvısı olmaksızın, testere dişi gibi girintili çıkıntılı yapılarla ve fibröz kıkırdakla birbirine bağlıdır. Hareket imkanı vermez. Örnek: Kafatası kemikleri, alt çene hariç yüz kemikleri, kuyruk sokumu omurlarındaki eklemler. 2. Yarı Oynar Eklem: İki kemik arasında fibröz kıkırdak yapılı diskler bulunur. Bu diskler ile kemiklerin birbirine sürtünerek aşınması engellenir. Hareketi sınırlıdır. Eklem kapsülü yoktur. Örnek: Boyun, göğüs ve bel omurları arasındaki eklemler 3. Oynar Eklem: Kemik yüzeylerinde eklem kıkırdağı bulunur. (Hiyalin kıkırdak yapılıdır.) İki kemik arasında eklem boşluğu ve eklem boşluğunda eklem sıvısı bulunur. Eklemi oluşturan kemikler birbirine ligament denen bağ doku yapılı ve yüksek oranda kollajen lif içeren bağlarla bağlıdır. Örnek: Kol ve bacaklardaki eklemler, alt çene eklemi oynar eklemdir. 2.KAS SİSTEMİ Kemiklere kuvvet uygulayarak, hareket etmelerini sağlar. Ayrıca iç organların çalışmasında ve soluk alıp vermede görevlidir. Kasların çalışması sırasında açığa çıkan ısı vücut ısısının ayarlanmasında etkilidir.  Kas lifi denen uzun yapılı hücrelerden meydana gelir. Kas lifine ait yapılar: - hücre zarı: Sarkolemma - sitoplazma : Sarkoplazma - endoplazmik retikulum: Sarkoplazmik retikulum (Ca depolar) - mitokondriler: Sarkozom (sayıca çoktur) Kas liflerinde kasılmada görevli aktin(ince) ve miyozin(kalın) proteinleri bulunur. Bu proteinlere miyofibril denir. Bir kas lifinde çok sayıda miyofibril vardır. Kas lifi hücreleri kas demetleri oluşturacak şekilde gruplanmıştır. 1. Çizgili Kaslar Bir sarkolemma içerisinde kas boyunca uzanan çok sayıda miyofibrilden oluşur. Aktin ve miyozin proteinlerinin özel dizilimi nedeniyle enine bantlaşma görülür.Bu yüzden çizgili kas adını alır. Kemiklere tutunduğu için iskelet kası adını alır. Hücreleri çok çekirdeklidir. Çekirdekler sarkolemmanın hemen altında yer alır. Kırmızı renklidirler. Çünkü miyoglobin pigmenti taşırlar. Miyoglobin Fe (demir) içerir ve O2 bağlayarak kırmızı renk alır. (kandaki alyuvarlar gibi) Bu sayede çizgili kaslarda, hızlı hareket sırasında enerji ihtiyacını karşılamak için, bir miktar yedek oksijen bulunur. Somatik sinir sistemi tarafından kontrol edilirler.İstemli çalışır ve iskeletin hareketini sağlarlar. Hızlı kasılır, ancak çabuk yorulurlar. Oksijenli solunum yetmediğinde laktik asit fermantasyonu yapar. Tendon (kas kirişi) denen yapılarla kemiklere bağlanırlar. Bir iskelet kasının; - kemiğe bağlantısı: başlangıç noktası - ekleme bağlantısı: sonlanış noktası 2. Düz Kaslar  Hücreleri iğ ya da mekik şeklindedir.  Tek çekirdeklidir.  Çekirdek oval ve hücrenin ortasındadır.  Beyaz renkli ve bantsızdır.  Yavaş ve düzenli (ritmik) kasılırlar.  Yorulmazlar.  Otonom sinir sistemi tarafından kontrol edilirler. İstemsiz çalışırlar. Sadece oksijenli solunumla enerji üretir.  İç organlarda, damarların çevresinde ve iriste bulunur. 3. Kalp Kası  Bir ya da iki çekirdeklidir.  Çekirdek hücrenin ortasında ve ovaldir.  Dallanmış hücrelerden oluşur.  Hücrelerin arasında sıkı bağlantılar (interkalar diskler) bulunur.  Çizgili kaslar gibi; - bantlaşma gösterir. - hızlı çalışır. (dakikada yaklaşık 72 defa kasılıp gevşer.)  Düz kaslar gibi; - İstemsiz çalışır. - otonom sinir sistemi kontrolündedir. - düzenli (ritmik) çalışır. Enerji ihtiyacını temelde oksijenli solunumdan karşılar. İhtiyaç halince fermantasyon yapar. Kasılma hızları : Düz kas < Kalp kası < Çizgili kas Kasların Kasılma Mekanizması  Kaslar, sinirsel uyartılara cevap olarak kasılırlar.  Bir kasta kasılmaya sebep olabilecek en düşük uyarı şiddetine eşik şiddeti adı verilir.  Ya Hep Ya Hiç Prensibi: Bir kas lifi, eşik şiddetinin altındaki uyarılara tepki vermez. Üstündekilere ise hep aynı şiddette kasılarak tepki verir.  Uyarılan bir kasın bir kez kasılıp gevşeyerek eski halini almasına kasıl sarsı denir. Bu süreçte kas üç evreden geçer: 1.Gizli evre: Uyartının gelmesinden kasılmanın başlamasına kadar sürer. 2.Kasılma evresi: Kasılmanın başlamasından gevşemenin başlamasına kadar sürer. 3.Gevşeme evresi: Kasın gevşeyip eski haline dönmesine kadar sürer.  Gevşeyen bir kas yeni bir uyartı gelene kadar dinlenme evresinde bulunur. Kas tonusu: Kişi bilinçli olduğu sürece, kasları her zaman hafif kasılı durumdadır. Buna kas tonusu denir. (Dinlenme halinde de ATP harcanır.)  Bir kas sık aralıklarla uyarılırsa, gevşemeye fırsat bulamadan art arda kasılır. Buna tetanik kasılma denir.  Tetani ve tetanons hastalıklarında tetanik kasılma durumu görülür. - Tetani  kalsiyum eksikliğine bağlı - Tetanos  mikroorganizma kökenli  Ölüm halinde kişinin tüm iskelet kasları kasılmış halde kalır. Buna ölüm katılığı (rigor mortis) denir. Bu durum, otolizle kas proteinleri parçalanıncaya kadar sürer.  Bir kas demetindeki farklı kas lifleri, farklı eşik şiddetlerine sahip olabilir. Bu nedenle tek bir kas lifi hep aynı şiddette kasıldığı halde, kas demetinin verdiği tepki, uyarı şiddetine bağlı olarak artar. Çizgili kaslarda sarkomer yapısı Aktin proteinleri incedir, ışığı az kırar, açık renkli görünür.  Miyozin proteinleri kalındır, ışığı çok kırar, koyu renkli görünür. Sadece aktin proteinin olduğu alan: I bandı Sadece miyozin proteinin olduğu alan: H bandı Aktin ve Miyozinin birlikte olduğu alan A bandı I bandı üzerinde boyuna uzanan çizgiye Z çizgisi İki Z çizgisi arasında kalan kasılma birimine SARKOMER denir. Huxley’in Kayan İplikler Hipotezi Kas kasılırken; Kas gevşerken; - Z çizgileri birbirine yaklaşır. - Z çizgileri birbirinden uzaklaşır. - H bandı daralır, kaybolur. - H bandı genişler. - I bandı daralır. - I bandı genişler. - A bandı sabit kalır. - A bandı sabit kalır. -Kasın (sarkomerin) boyu kısalır. -Kasın (sarkomerin) boyu uzar. - Kasın kütle ve hacmi aynı kalır. - Kasın kütle ve hacmi aynı kalır. Kasın Kasılmasında Kimyasal Olaylar Motor nöronların akson ucuyla kas hücreleri sinaps yapar. Bu bölgeye motor uç plak denir. 1.Motor nöronun akson ucunda asetilkolin nörotransmitter maddesi salgılanır. 2.Asetilkolin sarkolemmadaki reseptörlere bağlanarak Na+ iyonlarının geçirgenliğini başlatarak elektirksel değişime neden olur. 3.Bu değişim sarkoplazmik retikukumda depolanan Ca+ iyonlarının aktin miyozin proteinlerinin arasına salınmasını sağlar. 4.Ca+ iyonları miyozin lifleri üzerinde bulunan ATPaz enzimini aktif hale getirir.Böylece kasılma için gerekli enerji sağlanır. 5.Aktin iplikleri miyozinler üzerinde kayar, böylece kasılma gerçekleşir. 6.Ca+ iyonları aktif taşıma ile sarkoplazmik retikuluma döner ve kas gevşer. !!!!Kasların hem kasılması hem de gevşemesi sırasında ATP harcanır. Enerji nereden gelir? 1. Sarkoplazmadaki hazır ATP hidroliz edilir. 2. Hazır ATP tükenince, Kreatin fosfattan ATP üretilir ve harcanır. Dinlenme sırasında bu mekanizma tersine işler ve yeniden CP üretilir. 3. Kas hücrelerindeki Glikojen hidrolizle Glikoza çevrilip, Oksijenli solunumla yıkılır.  Solunum sonucu açığa çıkan ısı, kasların ve vücudun ısınmasını sağlar.  Kaslar soğukken bu tepkime yeterince hızlı gerçekleşemez ve kas kasılmasında sorunlar olur. Bu yüzden ağır egzersizlerden önce ısınma hareketi yapılmalıdır.  Glikojenin çizgili kaslarda hidroliz edilmesiyle ile Glikoz-fosfat oluşur. Bu bir monomer olmadığından kas hücresinden kana geçemez, kas tarafından kullanılır. (glikoz oluşsaydı, karaciğer gibi kana glikoz verebilirdi, bu durumda kas hücresi için yeterli glikoz kalmazdı.)  Çizgili kaslardaki Oksijenli solunum çok hızlı olduğundan, aynı anda kan yoluyla kasa ulaşan Oksijen yetersizdir. Bu nedenle dinlenme sırasında kas, kandan fazladan Oksijen alarak, Miyoglobin molekülüne bağlar ve bir süre depolar. Ağır egzersizlerde bu Oksijen de Miyoglobinden ayrılır ve kullanılır. 4. Kaslara yeterince Oksijen ulaşmazsa, glikoz Laktik Asit Fermantasyonu ile yıkılarak ATP elde edilir.  Kasta oluşan laktik asit kan yoluyla beyine ulaşıp yorgunluk hissine neden olur.  Dinlenme sırasında laktik asit; - Pirüvik aside dönüşüp Oksijenli solunuma katılabilir. - Karaciğerde önce piruvat’a sonra glikoza çevrilebilir. - Aşırı birikmesi halinde bir kısmı idrarla atılabilir. BİLGİ: Ölümden birkaç saat sonra tüm kaslar rigor mortis (ölüm katılığı) denilen durumla karşılaşır. Çünkü kaslar gevşerken de enerji harcar. Enerji olmadığında kaslar kasılı kalır. Öldükten 15-20 saat sonra kas hücrelerinde otoliz başlar ve ölüm katılığı ortadan kalkar. Kas-İskelet İlişkisi Kasların bir ucu kemiğe tendon adı verilen bağ dokudan yapılmış kısımlarla bağlanır. Diğer ucu ekleme ya da deriye tutunur.Kaslar kasılıp gevşediğinde bağlı olduğu yapı hareket eder.  Genellikle çiftler halinde ve zıt etkiyle çalışırlar. Biri kasılırken diğeri gevşeyen ve aynı kemiği zıt yönde hareket ettiren böyle kaslara antagonist kaslar denir.  Aynı anda kasılıp gevşeyen ve birlikte çalışarak aynı yönde hareket sağlayan kaslara ise sinerjist kaslar adı verilir. Karın ve sırt kasları sinerjist kaslara örnek verilebilir. Destek ve Hareket Sistemi Hastalıkları Menisküs Yırtıkları Diz ekleminde iki tane kıkırdak yapılı menisküs bulunur. Bunlar hareket sırasında kemik yüzeylerinin zedelenmesini önler. Ani hareketlere bağlı olarak menisküsler yırtılabilir, bu durum yürümeyi zorlaştırır. Kırık: Bir darbe sonucu kemik bütünlüğünün bozulmasıdır. Çıkık: Kemiklerin eklem yerlerinden ayrılmasıdır. Burkulma: Eklemlerin çevresinde bulunan bağların( tendon, ligament veya bağ doku lifleri) aşırı zorlanması veya yırtılmasıdır. Eklem romatizması (romatoid atrtit): Eklemlerde ağrı, şişlik, sabah katılığı veya tutukluğu ve hareket zorluğuna sebep olur. Bir otoimmün hastalıktır. Eklem iltihabı: Eklem yüzeylerinde mikroorganizmaların yerleşmesine bağlı olarak iltihaplanma, ağrı ve şişlik oluşumudur. Osteoartirit (kireçlenme): Eklem kıkırdağının aşınmasına ve doku yıkımına yol açan kronik bir hastalıktır.

Use Quizgecko on...
Browser
Browser