9. Hafta Ders Konuları-Milletlerarası Özel Hukuk PDF

Summary

Bu belge, Kocaeli Üniversitesi'nde verilen bir hukuk dersinin 9. haftasına ait ders konularını listeliyor. Milletlerarası Özel Hukuk, Uluslararası İlişkiler ve Türk Hukuku gibi konu başlıklarını içeriyor.

Full Transcript

9. HAFTA DERS KONULARI Milletlerarası Özel Hukuk İş hukuku Kamu hukuku Anayasa Hukuku Anayasa tarihi 1 VII-MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK (Devletler Özel Hukuku) Milletlerarası özel hukukun temel işlevi, yabancılık unsuru taşıyan hukuk ilişkilerinden doğan sorunla...

9. HAFTA DERS KONULARI Milletlerarası Özel Hukuk İş hukuku Kamu hukuku Anayasa Hukuku Anayasa tarihi 1 VII-MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK (Devletler Özel Hukuku) Milletlerarası özel hukukun temel işlevi, yabancılık unsuru taşıyan hukuk ilişkilerinden doğan sorunların, hangi devletin hukuku uygulanarak çözüleceğinin belirlenmesidir. Hukuk ilişkisindeki yabancılık unsuru farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Örneğin farklı uyruklarda bulunan iki kişinin birbiriyle evlenmesinde, yabancılık unsuru, kişilerin uyrukluklarından doğmaktadır. 2 Yabancı bir ülkede yaşayan iki Türk vatandaşının Türkiye’de bulunan bir malın satımı için sözleşme yapmışlarsa yabancılık unsuru, sözleşmenin konusu olan malın, sözleşmenin yapıldığı ülkeden başka bir ülkede bulunmasından kaynaklanmaktadır. Milletlerarası özel hukukun amacı yabancılık unsuru taşıyan sorunun kendisini çözüme kavuşturmak değil, sorun yaratan uyuşmazlığın hangi devletin hukuku uygulanarak çözüleceğini tespit etmektir. 3 Milletlerarası özel hukukun dört alt dalı bulunmaktadır. Bunlar, “vatandaşlık hukuku”, “yabancılar hukuku”, “kanunlar ihtilafı”, “milletlerarası usul hukuku” dur. A)Vatandaşlık hukuku, bir kişiyi veya bir şeyi bir devlete bağlayan hukuksal ve siyasal bağa tabiiyet (uyrukluk) denir. Devlete tabiiyet bağıyla bağlı olan kişiler, gerçek (vatandaşlık) ve tüzel kişilerdir. Gemi ve uçaklarda tabiiyet bağı ile devlete bağlıdır. Vatandaşlığın kazanılması ve kaybedilmesi Anayasa ve kanunla düzenlenmiştir. 4 Anayasanın 66. md.göre -Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk’tür. -Vatandaşlık, yasanın gösterdiği koşullarla kazanılır ve ancak yasada belirtilen durumlarda kaybedilir. -Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadığı takdirde vatandaşlıktan çıkarılamaz. -Vatandaşlıktan çıkarmayla ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz 5 Türk Vatandaşlık Kanuna göre vatandaşlık doğumla ve sonradan olmak üzere iki yolla kazanılır. Doğumla kazanılan vatandaşlık, ya soy bağı ile ya da doğum yeri esasına göre kendiliğinden kazanılan vatandaşlıktır. Sonradan kazanılan vatandaşlık, yetkili makam kararı (İçişleri Bakanı) veya evlat edinilme ya da seçme hakkının kullanılması yoluyla olur. Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilmek için şu şartları taşımak gerekir. 6 -Başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye'de kesintisiz beş yıl ikamet etmek, -Türkiye'de yerleşmeye karar verdiğini davranışlarıyla teyit etmek, -Tehlike oluşturan bir hastalığı bulunmamak, -İyi ahlâk sahibi olmak, Türkçe konuşabilmek, -Türkiye'de geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olmak, -Ulusal güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel oluşturacak bir durumu bulunmamak, koşulları aranır. 7 B-Yabancılar Hukuku Yabancı, bir devletin ülkesinde bulunan ve o devletin vatandaşı olmayan kimsedir. Yabancılar, vatandaşlara tanınmış bazı haklardan yararlanamazlar. Örneğin yabancılar, seçme seçilme ve memuriyete girme haklarından yararlanamazlar. C-Kanunlar ihtilafı Aynı konuya ilişkin olarak, devletlerin farklı hukuksal düzenlemeler yapmış olmalarından doğan sorunlara kanunlar ihtilafı denir. Belli bir olayda çatışan yasalardan hangisinin uygulanacağı, hangi ülkenin yargı mercilerince çözüleceğinin tespiti gerekir.8 D-Milletlerarası Usul Hukuku Özel hukuk uyuşmazlıklarında mahkemelerin milletlerarası yetkilerini düzenleyen kuralların tümü, milletlerarası usul hukukunu oluşturur. Yabancı unsur taşıyan bir hukuksal uyuşmazlık hakkında karar verebilmek için öncelikle hangi ülkenin mahkemelerinin yetkili olduğunu saptamak gerekir. Bu saptama ise milletlerarası yetki kurallarıyla yapılır. Örneğin Hak ve fiil ehliyeti ilgilinin millî hukukuna tâbidir. Boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri tarafların ayrı vatandaşlıkta olmaları hâlinde müşterek mutad mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk 9 hukuku uygulanır. VIII- İŞ HUKUKU İş hukuku, işçiyle işveren arasındaki iş ilişkisini düzenleyen hukuk dalıdır. İş Kanununa göre işçi, bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye denir. İşveren, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişilere ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara denir. İşçiyle işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İş hukuku bireysel iş hukuku ve toplu iş hukuku olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. 10 Bireysel iş hukuku, işverenle olan ilişkilerinde işçileri teker teker ele alıp, iş ilişkisinin konusunu oluşturan karşılıklı hak ve borçları düzenler. Buna göre, örneğin, işçinin çalışma koşulları, ücreti, iş güvencesiyle iş güvenliği gibi sorunlarla ilgili kurallar, bireysel iş hukukunun inceleme konusunu meydana getirir. Toplu iş hukuku, işçilerle işverenler arasındaki hukuksal ilişkilerin toplu düzeyde ele alındığı iş hukuku bölümüdür. 11 Buna bağlı olarak da işçi işveren sendikalarıyla bunların yaptıkları toplu iş sözleşmeleri ve toplu iş uyuşmazlıklarının barışçı ve barışçı olmayan yollardan çözümü toplu iş hukukunun konusunu oluşturur. Toplu iş sözleşmesi, işveren sendikası veya işverenle işçi sendikası arasında yapılır. Sendika “İşçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak üzere 12 tüzelkişiliğe sahip kuruluş”tur En az beş sendikanın bir araya gelmesiyle de üst kuruluş olarak konfederasyonlar oluşturulur. Toplu iş sözleşmesi, yetkili işçi sendikasıyla işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında, yasanın belirlediği usuller çerçevesinde kurulan, sözleşmenin taraflarının hak ve borçları dışında taraf üyelerinin iş ilişkilerine uygulanabilecek çalışma koşullarını da düzenleyen ve yazılı biçimde yapılması gereken bir sözleşmedir 13 Toplu iş hukukunda diğer bir önemli kavram ise grevdir. Grev, “İşçilerin, topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla, aralarında anlaşarak veya bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev denir.” “İşyerinde faaliyetin tamamen durmasına neden olacak tarzda, işveren veya işveren vekili tarafından kendi kararıyla veya bir kuruluşun verdiği karara uyarak, işçilerin topluca işten uzaklaştırılmasına 14 Yasal grev ve lokavt için aranan koşullar gerçekleşmeden yapılan grev ve lokavtlar, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, ulusal egemenliğe, cumhuriyete, ulusal güvenliğe aykırı amaçla yapılan grev ve lokavtlar, yasa dışı grev ve lokavttır. Grev ve lokavtın yasak olduğu işler ve işyerlerinde toplu görüşmeler ve arabuluculuk sonucunda çözümlenemeyen uyuşmazlıklar için zorunlu tahkim uygulanır ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından çözümlenir. 15 KAMU HUKUKU KAPSAMINA GİREN HUKUK DALLARI Kamu hukuku, devletin diğer devletlerle veya kamu gücünün sahibi olarak kişilerle olan tüm ilişkilerini düzenleyen hukuk kurallarıdır. Kamu hukukunun temel özelliği, devletin hukuksal ilişkilerinde üstün bir durumda olması, kamu gücü kullanabilme ayrıcalığına sahip olmasıdır. Kuramda ve uygulamada kamu hukukunun çeşitli dallara ayrıldığı görülmektedir. Anayasa Hukuku, İdare hukuku, yargılama Hukuku, Ceza hukuku, Vergi hukuku, 16 Devletler Genel hukuku gibi KAMU HUKUKU DALLARI I- ANAYASA HUKUKU Türkiye’de anayasa hukuku dersleri, anayasa hukukunun genel esasları (temel ilkeleri) ve Türk anayasa hukuku şeklinde iki ana başlık altında okutulmaktadır. Genel esaslar kısmında, anayasa kavramı, anayasa türleri, anayasacılık hareketleri, anayasaların yapılması ve değiştirilmesi, güçler ayrılığı, hükümet sistemleri, siyasal partilerin hukuksal yapısı, devlet, demokrasi, anayasa yargısı gibi konular ele alınmaktadır. Türk anayasa hukuku bölümünde ise Osmanlı-Türk anayasaları ele alınmaktadır 17 A-Anayasa Kavramı, yasama organı tarafından çıkarılan normlar hiyerarşisinde en üst sırayı işgal eden, bağlayıcı olan ve devleti, organlarını işleyişini düzenleyen kamu hak ve özgürlüklerine yer veren kanunlardan farklı ve daha zor bir usulle konulup değiştirilebilen hukuk kurallarının bütünü olarak tanımlanabilir. Bir kuralının, anayasa kuralı olmasında iki ölçüt vardır. 1)Maddi anlamda anayasa Bir hukuk kuralının anayasa kuralı olabilmesi için devletin temel organlarının kuruluşunu ve işleyişini 18 konu alması gerekmektedir. 2)Şekli anlamda anayasa Şekli anlamda anayasaya göre bir hukuk kuralının anayasa kuralı olup olmadığına, içeriğine bakılmaksızın, o kuralın bulunduğu yere ve yapılış veya değiştirme şekline bakılarak karar verilir. Eğer bir kural, normlar hiyerarşisinde kanunlardan daha üstte yer alıyorsa, diğer kurallardan daha zor biçimde değiştiriliyorsa o kural bir anayasa kuralıdır. 19 II-ANAYASA TÜRLERİ A.YAZILI ANAYASA-YAZISIZ ANAYASA a)Yazılı anayasa Yazılı anayasa, kuralları kağıt üzerinde harflerle ifade edilmiş,yani yazılı bir metne sahip olan anayasadır. b)Yazısız anayasa (Teamüli Anayasa) Yazılı olmayan anayasadır. Bu tür anayasa kuralları, devletin temel organlarının kuruluşu ve işleyişi alanındaki örf ve adet hukuku kurallarıdır. En büyük örnek İngiltere’dir. Bir kuralın örf ve adet hukuku kuralı olabilmesi için, maddi, manevi ve hukuki şartı olması 20 gerekir. Bir davranış kuralının örf ve adet hukuku kuralı olması için, o kuralın uzun süreden beri toplum tarafından uygulanması gerekir (maddi şart), toplumun kendilerinde o kurala uyma zorunluluğu hissetmesi (manevi şart) ve o kuralın hukuk düzeni tarafından yaptırıma bağlanması gerekir (hukuki şart). B.YUMUŞAK ANAYASA-KATI ANAYASA a)Yumuşak anayasa normal kanunlarla aynı usullerle ve aynı organlarca değiştirilebilen anayasadır.Yazısız anayasalar yumuşaktır. 21 Yazılı anayasaların da yumuşak olabilmesi iki şekilde olabilir. Anayasa, ya açık bir şekilde değiştirilebileceğini yazar; ya da değiştirme konusunda hiçbir hüküm içermez. (1921 Türk anayasası bir yumuşak anayasadır.) Yumuşak anayasalar, kanunlar gibi alelade değiştirilebilir. Bu nedenle, yumuşak anayasa sisteminde anayasanın üstünlüğü diye bir şey yoktur. Bu sistemde anayasa ile kanunlar normlar hiyerarşisinde aynı basamakta yer alır. 22 b)Katı Anayasa (Sert Anayasa) Katı anayasa, normal kanunlardan daha farklı organlarca veya daha zor usullerle değiştirilebilen anayasadır.Yazılı anayasaların hepsi katıdır. Birkaç istisna dışında yazılı anayasalar kendi değiştiriliş biçimlerini saptarlar. Anayasa'ya katılık sağlamanın değişik yolları şunlardır: aa) Özel meclis usulü: Anayasa değişikliğinin, sırf bu amaçla oluşturulmuş özel bir meclis tarafından yapılması anayasaya katılık sağlar. 23 bb)Üye Tamsayısının Salt Çoğunluğu Kuralı: Kanunların kabulü için genelde adi çoğunluk yeterlidir. (Bir kanunun kabul edilmesi için yapılan oturumda oy çokluğu gerekir) Bir anayasa değişikliği için üye tamsayısının salt çoğunluğu aranıyorsa o anayasa katıdır. cc)Nitelikli çoğunluk kuralı: Anayasanın değiştirilebilmesi için, meclisin üye tamsayısının beşte üçü, üçte ikisi gibi çoğunluklar aranıyorsa o anayasa katıdır 24 dd)Halkoylaması: Anayasa değişikliği için halk oylaması aranıyorsa o anayasa katıdır. ee)Değiştirilemeyecek maddeler veya ilkeler: Bir anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesi yasak ise o anayasa katıdır. Örnek:Anayasamızın ilk üç maddesinin değiştirilmesi yasaktır. ff)Süre yasağı: Bir anayasanın kabul edilmesinden itibaren belli bir süre değiştirilmesi yasak ise o anayasa katıdır. Bunun sebebi ise yeni gelen anayasanın istikrar kazanmasıdır. 25 gg)Devlet başkanının mutlak veya güçleştirici veto yetkisi: Kanunlarda devlet başkanına veto yetkisi tanınmayıp, anayasa değişikliğinde tanınıyorsa o anayasa katıdır hh)Federe devletlerin onayı: Federal devletlerde federal anayasanın değiştirilmesi usulüne federe devletler de dahil edilir. 26 III- DÜNYA ANAYASA TARİHİ I İngiltere 1215 Magna Carta Libertatum ( Özgürlük Şartı ) ile ortaya çıkmıştır. Soylu toprak beyleri kendi aralarında örgütlenerek kralın kendilerine danışmadan vergi koyamayacağına dair bir bildirge yayınladılar ve krala kabul ettirdiler. İlk kez kralın yetkilerinin sınırlandırılabildiği bir dönem başlamış oldu. Günümüzdeki anlamı ile ilk anayasalar Amerikan devrimi sonrası yapılan 1787 ABD Anayasası ve Fransız Devrimi (1789) sonrası yapılan 1791 Fransız Anayasasıdır. 27 IV- TÜRK ANAYASALARI Kanun-i Esasi Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk ve son anayasası olma özelliğindedir. 12 bölüm ve 121 maddeden oluşan Kanun-i Esasi ile yasama, yürütme ve yargı temeli oluşturulmuştur. En önemli maddelerinden biri halkın seçme ve seçilme hakkı kazanmış olmasıdır. 1876 yılında II. Abdülhamit tarafından ilan edilen Kanun-i Esasi’nin en önemli amacı Meclis'te yer alan Müslüman vekillere ek olarak azınlıkların da yetki almasını sağlayarak azınlıkların da korunmaları amaçlanmıştır. 28 Mecliste 69 Müslüman meclis üyesine karşılık; 46 Müslüman olmayan azınlık yer almıştır. Azınlıkların Meclisi Mebusu'nda yer almaları bazı anlaşmazlık ve kargaşaların yaşanmasına neden olmuştur. Bu sebeple ilk kurulan Kanuni Esasi meclisi çok ömürlü olamadı. 1878 yılında ise meclis II. Aldülhamid'in emri ile tatil edildi. Kanuni Esasi'nin en önemli özelliği mutlak monarşiden, anayasalı monarşiye geçişi sağlayan ve meşrutiyetin temellerini atan bir anayasa olmasıdır. 29 A-1876 KANUNİ ESASİ Osmanlı Devleti’nin resmi dili Türkçe olarak belirlenmiştir. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin resmi dini İslam’dır ve Kanuni Esasi yasalarınca uygulanan hiçbir karar İslam dinine aykırı nitelikte olmayacaktır. Ayan Meclisi ve Mebusan Meclisleri yasama görevine atanmıştır. Kanun teklifleri vermek sadece hükümetin ayrıcalığında olan konulardan biridir. Bu anayasaya göre hükümetin sorumluluğu meclise karşı değil 30 Meclisi açma ve kapama yetkisi padişaha aittir. Yürütme yetkisi padişahın başkanlığında sadrazam ve nazırlardan oluşan Osmanlı hükümetini temsil eden vükela’ya aittir. Meclisi Mebusan üyeleri dört yılda bir seçilecektir. Mülkiyet ve dilekçe hakkı, din özgürlüğü, vergi eşitliği ve konut dokunulmazlığı gibi sosyal haklar da o dönemde yaşayan insanların Kanuni Esasi ile birlikte sahip oldukları haklar arasındadır. Bu noktada toplum düzenini bozan kişi ve toplulukları sürgün etmek padişahın en önemli yetkileri arasındadır 31 İşkence ve her türlü eziyet tamamen yasaktır. Kanunda olmayan herhangi bir sebepten dolayı kimsenin özel mülküne zorla girilemez. Bir kanuna bağlı olmayan durumda hiç kimseden vergi veya bunun gibi paralar alınamaz. Yargılamanın aleni yapılacağı, yargı bağımsızlığı ilkeleri yer alıyordu. Milletvekili sorumsuzluğu ilkesi vardı. Meclis üyeleri düşüncelerini kürsüde özgürce dile getirebileceklerdi ancak dokunulmazlıkları yoktu. 32 Meclis üye sayısı, Osmanlı uyruğundaki her 50 bin erkeğe bir üye olmak üzere saptanıyordu. Bunlar özel bir yasa gereğince gizli oyla seçilirlerdi. Mebusan Meclisine seçilmek için 30 yaşını tamamlamış olmak ve Türkçe bilmek gerekliydi. 1908 İkinci Meşrutiyet Dönemi Ve 1909 Anayasa Değişiklikleri 31 Mart 1909 da bir ayaklanma patlak verdi ve II. Abdülhamit tahttan indirilip V. Mehmet Reşat tahta çıkarıldı. 33 Padişahın meclisi feshetme yetkisi kaldırılmadı ama 3 aylık süre içinde seçimlerin yapılması şartına bağlandı. Padişahın sansür ve sürgün yetkisi kaldırıldı. Hükümet artık Meclisi Mebusan’a karşı sorumlu tutuldu. ( İlk parlamenter sistem ) Kanunlaşma aşamasında padişah izni kaldırıldı, engelleyici veto ise güçleştirici vetoya dönüştürüldü. Veto edilen kanunlar 2/3 ile tekrar gönderilirse kabul edilmek zorundadır. Örgütlenme özgürlüğü getirildi. ( ilk çok partili dönem ) 34 B-1921 ANAYASASI (TEŞKİLAT-I ESASİYE) Yasama yürütme yetkileri mecliste (meclis hükümeti) toplanmıştır. 1921 anayasasının en önemli özelliği millet egemenliğine dayalı ilk Türk anayasası olmasıdır. Yargı ve insan haklarını içermez. İlk ve tek yumuşak anayasadır. Kuvvetler Birliği’ne dayanan meclis hükümeti sistemini öngörmüştür. Merkezden yönetim ilkesi bırakılıp yerinden yönetim ilkesi getirilmiştir. Devlet Başkanlığı müessesesi yoktur. Seçimler 2 yılda bir yapılır. Bakanlar bireysel olarak sorumludur. Tek meclis vardır ve halk tarafından seçilir. Temel hak ve hürriyetlere ilişkin bir hüküm yoktur. 35 1923 DEĞİŞİKLİKLERİ İLE; Devletin ‘ hükümet şekli ‘ cumhuriyet olarak belirtilmiştir. Cumhurbaşkanlığı makamı oluşturulmuş, cumhurbaşkanının TBMM tarafından kendi üyeleri içinden seçileceği belirtilmiştir. Devlet dininin İslam, resmi dilin Türkçe olduğu belirtilmiştir. Başbakanı Cumhurbaşkanı meclis üyeleri içinden seçecek bakanlarda başbakan tarafından meclis üyeleri içinden seçilecek ve hepsi Cumhurbaşkanı tarafından TBMM’nin onayına sunulacaktır. Parlamentonun üstünlüğü vardır. 36 C-1924 ANAYASASI Seçilmiş meclisin yaptığı ilk anayasadır. Meclis hükümeti sistemini benimsemiş sert bir anayasadır. Anayasanın üstünlüğü vurgulansa da bugünkü anlamda bir anayasa yargısı yoktur. Devletin dini İslam’dır ibaresi 1928 de anayasadan çıkarılmıştır. Laiklik ilkesi 1937 de anayasaya girmiştir. Egemenliğin sahibi millet olsa da kullanma hakkı TBMM’nindir. KARMA hükümet sistemi uygulanmıştır. Kanunların yorumlanması yetkisi mahkemelerde değil TBMM’dedir. Çoğunlukçu demokrasi anlayışını benimsemiştir. Katı ve kazuistiktir. 1934 de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. 1950 de ilk defa gizli oy açık sayım yapıldı 37 D-1961ANAYASASI Millet egemenliği anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanılır. Tümüyle anayasanın üstünlüğü prensibi esastır. Bu anayasa ile Anayasa Mahkemesi kurulmuştur. TRT ve üniversitelerin özerkliği kabul edilmişti. İki meclisli bir sistem vardır. Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisinden oluşuyordu. Milletvekilliği seçimleri 4 yılda bir senato seçimleri ise 2 yılda bir yapılıyordu. Kuvvetlerin yumuşak ayrılığı prensibi esastır. Mahalli idarelerin yöneticilerini seçimlerle serbestçe 38 belirleyebilmesi ilkesi getirildi. Seçimlerin yargı organlarının yönetiminde yapılması ilk kez kabul edilmiştir. İlk Kez Anayasa başlangıç metni konuldu. Bakanlar kuruluna KHK çıkarma yetkisi verilmiştir. İnsan haklarına dayanan devlet modeli benimsendi hürriyetçi, modern ve özgürlükçü bir anayasadır. Temel hak ve özgürlükler Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak ancak kanunla sınırlanabilmekteydi. 39 1971’de Yapılan Değişiklikle Yürütme güçlendirildi, Bakanlar Kuruluna KHK çıkarma yetkisi verilmiştir,Vergi, resim ve harç almada Bakanlar Kurulu yetkili kılındı, Üniversitelerin özerkliği zayıflatıldı, TRT nin özerkliği kaldırıldı, Devlet Güvenlik Mahkemeleri kuruldu, Temel Hak ve Hürriyetleri sınırlama sebepleri artırıldı, Anayasal denetimin ancak şekli denetimle sınırlı olacağı getirildi, İptal davası açma yolu küçük partilere kapatıldı ancak mecliste grubu bulunan ( en aza on milletvekili) partilere tanındı. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Danıştay’ın görev alanından çıkarıldı. 40

Use Quizgecko on...
Browser
Browser