TARIYH-11 Ders Notları 2019-2020 PDF
Document Details
Uploaded by BeautifulSpatialism2782
2019
Tags
Summary
Bu belge, 2019-2020 eğitim-öğretim yılında okutulmuş olan TARIYH-11 dersinin notlarını içerir. Belge, Küçük Kaynarca Antlaşması ve Rönesans gibi önemli tarihsel olayları ve dönemleri kapsamaktadır. Tarihsel gelişmeler ve Avrupa'daki dönüşümlere odaklanmaktadır.
Full Transcript
Küçük Kaynarca Antlaşması (1774): # Kimler arasında imzalanmıştır : Osmanlı Devleti --- Rusya # Maddeleri : * Kırım’a bağımsızlık verilecek ve Kırım hanları sadece dinî bakımdan Osmanlı halifesine bağlı olacaktı. * Kabartay arazisi, Azak Kalesi ve ç...
Küçük Kaynarca Antlaşması (1774): # Kimler arasında imzalanmıştır : Osmanlı Devleti --- Rusya # Maddeleri : * Kırım’a bağımsızlık verilecek ve Kırım hanları sadece dinî bakımdan Osmanlı halifesine bağlı olacaktı. * Kabartay arazisi, Azak Kalesi ve çevresi Ruslara verilecek, iki devlet arasındaki sınır, Buğ Nehri olacaktı. * Rusya, bu savaşta işgal ettiği Eflâk, Boğdan, Besarabya ve Akdeniz’deki adaları Osmanlı Devleti’ne verecekti. * Rus Hristiyanları ve rahipleri, kutsal yerleri serbestçe ziyaret edebilecekti. * Rusya, Karadeniz ve Akdeniz’deki Türk sularında serbest ticaret yapabilecek ve Fransa ile İngiltere’ye tanınan kapitülasyonlardan yararlanacaktı. * Rusya, Balkanlarda istediği yerde konsolosluk açabilecek ve İstanbul’da daimî elçi bulundurabilecekti. * Osmanlı Devleti ise Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecekti. # Önemi : * Bu antlaşma, Osmanlı Devleti’nin imzaladığı, şartları en ağır antlaşmalardan biridir. * Bu antlaşma ile Rusya, Avrupa’nın en güçlü devletlerinden biri olmuştur. * Rusya, kapitülasyonlardan yararlanma hakkını elde etmiştir. * Bu antlaşma ile, Kırım elden çıkmıştır. YENİÇAĞ AVRUPASI’NDA MEYDANA GELEN GELİŞMELER Skolastik Düşünce: Kilisenin egemen olduğu genel düşünce sistemidir. Feodalite: Toprak egemenliğine dayalı bir yönetim şeklidir. RÖNESANS # Rönesans ilk olarak; İtalya’da başlamış ve daha sonra diğer Avrupa ülkelerine yayılmıştır. Rönesans (Yeniden Doğuş) : 15. ve 16. yüzyıllarda; Avrupa ülkelerinde görülen bilim, düşünce, güzel sanatlar ve edebiyat alanındaki gelişmelere “Rönesans” denilmiştir. Rönesans’ın İtalya’da Başlamasının Nedenleri: * İtalya’nın İslâm uygarlıklarıyla yakın ilişki içinde olması. * İstanbul’un fethinden sonra İtalya’ya giden bilginlerin Latince eserleri çevirmeleri. * İtalyan zenginlerin bilimsel ve kültürel çalışmaları desteklemeleri * İtalya’nın ticaret merkezi olmasından ötürü değişik medeniyetlerle etkileşim içinde olması. Rönesans’ın Sebepleri: * Haçlı Seferleri ile Müslüman dünyasından öğrendikleri matbaayı geliştirmeleri * Coğrafi keşiflerle zenginleşen Avrupa’da sanatı ve sanatçıyı koruyan “Mesen sınıfı”nın oluşması * Kiliseye olan güvenin azalması ve skolastik düşüncenin önemini kaybetmesi * Yetenekli sanatçı ve bilim adamlarının yetişmesi * Eski Yunan, Roma (antikite) ve İslam medeniyetine ait eserlerin incelenmesiyle akılcı düşüncenin ortaya çıkması. Rönesans’ın Sonuçları: * Avrupa’da resim, heykel, edebiyat ve mimari en üst düzeyde gelişme gösterdi. * Eski eserler ve daha önce papaların çevirisine izin vermedikleri İncil, Latinceden Avrupa dillerine çevrilerek okunduğu için kiliseye ve din adamlarına duyulan güven sarsıldı. * Reform hareketlerine zemin hazırlandı. * Skolastik düşünce yıkılarak yerini deney ve gözleme dayalı pozitif düşünceye bıraktı. * Pozitif ve özgür düşünce, bilim alanında yeni buluşların ortaya çıkmasına yol açmıştır. 7 Ş REFORM Reform: Aslına bağlı kalınarak “yeniden düzenleme” anlamına gelir. Afaroz: Hristiyanlıkta, dinden çıkarma. Endülüjans: Kilisenin günahları affetme karşılığında para ile sattığı kağıt, belge. Enterdi : Papa’nın; bir Kralı halkı ile birlikte cezalandırmasıdır. Engizisyon: Kiliseye karşı olan suçluların yargılandığı “Ortaçağ mahkemeleri”dir. Martin Luther: Reform hareketlerini başlatan kişi. Skolastik Düşünce: Kilisenin egemen olduğu genel düşünce sistemidir. # Reform hareketleri ilk olarak; Almanya’da, “Katolik kilisesine karşı”, “Martin Luther” öncülüğünde başlamıştır. Reform Hareketlerinin Sebepleri: *Matbaanın Avrupa’da kullanılmasıyla İncilin farklı dillere çevrilmesi ve okuma yazma bilenlerin sayısının artması. *Rönesansın da etkisiyle, insanların daha özgür ve gerçekçi düşünmeye başlayarak kilise ve din adamlarını eleştirmeye *Skolastik düşüncenin egemen olması; Endülüjans ve Aforoz gibi yetkilerin halkın tepkisine neden olması. *Kilise ve din adamlarının; aforoz ve endülüjans gibi yetkilerle halkı kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya başlaması. *Papa’nın çok geniş siyasi yetkilere sahip olması. Reform Hareketlerinin Sonuçları: *Avrupa’da mezhep birliği parçalandı. Katolikliğin yanında Protestanlık, Kalvenizm, Anglikanizm, Presbiteryenizm vb. yeni mezhepler ortaya çıktı. *Papaların ve din adamlarının saygınlığı azaldı. *Katolik kilisesinin otoritesi sarsıldı. Bozulan imajını düzeltmek için kendi içinde düzenlemeler yaptı. *Papa krallar üzerindeki etkisini kaybetti. *Kilise, topraklarını büyük ölçüde kaybetti. *Eğitim ve öğretim kilisenin elinden alınarak laik eğitim sistemi kuruldu. *Kültürel bilimsel gelişmelerde kilise etkisinin azalmasıyla daha serbest bir ortam oluştu. Reform Hareketlerinin Osmanlı Devleti’ne Etkileri: *Osmanlı Devleti, ülkesinde yaşayan Hristiyan azınlıklara geniş bir inanç özgürlüğü sağladığından dolayı Osmanlı Devletinde “Reform hareketleri etkili olmamıştır”. *Avrupa'daki Hristiyan birliğinin parçalanması, Osmanlı Devleti'nin işine geliyordu. Bu sebeple, Kanuni, Luther'in faaliyetlerini destekledi. HÜMANİST VE RASYONALİST FELSEFELER Hümanizm: İnsanı değer kabul eden, onu her şeyin ölçütü olarak tanımlayan, insanın doğasını, yeteneklerini, sınırlarını veya ilgilerini konu edinen bir felsefi akımdır. Rasyonalizm (Akılcılık): Gerçeklerle ilgisi kopmuş birtakım dogmatik düşünce kalıplarının içine hapsolmadan sorunlara; akla, mantığa ve gerçeğe uygun çözümler aramak. NEWTONCU FİZİK VE BİLİM DEVRİMİ İsaac Newton (Ayzek Nivtın): *Optik, matematik ve fizik alanlarındaki çalışmaları Bilim Devrimi’nin en üst noktasıydı. *Newton, ışığın özellikleri üstüne yaptığı araştırmalarla gelişmiş bir teleskop icat etti. * “Yer çekimi kanunu” üzerine çalışma yaparken yüksek matematiğin temeli olan “Kalkülüs formülü”nü buldu. 8 Sekülerleşme: Dini olanın karşıtı anlamına gelmektedir. *Sekülerizm, bir düşünce akımı veya bir hayat tarzı olarak Protestan ülkelerde ortaya çıkan bir düşüncedir. *Katolikliğe bir tepki olarak doğan Protestan söylem, beraberinde sekülerleşmeyi getirmişti. *Sekülerizmde insan aklının dini bağlardan ayrılması ve dinin bir vicdan meselesi haline getirilmesi istenmiştir. MERKANTİLİZM VE BURJUVA SINIFI *Bir ülkenin zenginliğini, sahip olduğu altın ve gümüş gibi değerlere bağlayan, bu madenlerin dış pazarda satımını arttıran iç pazarda satımını engelleyen ekonomik doktrindir. *Merkantilist anlayış, Coğrafi Keşifler sonrasında Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Merkantilizm: Avrupa’da Coğrafi keşiflerden sonra, zenginlik ölçütü olarak “toprak sahibi olmak” fikrinin yerini altın ve gümüş gibi “değerli madenlere sahip olmak” fikri almıştır. Bu fikrin oluşturduğu ekonomik modele “merkantilizm” denir. Burjuva: Coğrafi keşiflerden sonra Avrupa’da ortaya çıkan; Ticaret ile uğraşan, şehirlerde yaşayan sosyal sınıftır. *Coğrafi Keşifler ile ticarette gittikçe zenginleşen burjuva sınıfı doğdu. Bu sınıf sonraki yüzyıllarda Avrupa siyasetinde önemli rol oynadı. Feodal sistemin çöküşüyle özerkliği elinde bulunduran, şehirlerde yaşayan burjuva sınıfı, yönetimde ve ticarette söz sahibi oldu. ASKERİ VE TEKNOLOJİK GELİŞMELER *Özellikle XV. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren ateşli silahların etkin bir şekilde kullanılmaya başlanması Avrupa’da Askeri Devrim’in başlangıcı oldu. *Ateşli silahların icadıyla küçük prenslikler ve şehir devletlerinin en büyük dayanağı olan Orta Çağ kale surları aşılabilir hale geldi. *Bu olay feodaliteyi zayıflattı ve sonuçta Fransa, İngiltere, İspanya gibi merkezi devletler küçük prensliklere karşı avantaj sağladı. 17. ve 18. YÜZYILLARDA AVRUPA’DA DÜŞÜNCE ALANINDA GELİŞMELER Copernicus (Kopernik) *Kopernik, İtalya’ya hukuk ve tıp çalışmak üzere gitmiş ancak astronomi üzerinde çalışmalar yapmıştır. *Polonyalı din adamı, matematikçi ve astronom Kopernik, “Dünya’nın Güneş’in etrafında döndüğü tezi”nin öncülüğünü yapmıştır. Tomas More (Tamıs Mor) * “Utopia (Ütopya)” adlı eserinde özel mülkiyetin bulunmadığı toplumsal bir düzen tasarlayan More, koyu bir Katolik Hristiyan olarak bu görüşünü dine dayandırmaktaydı. Machiavelli (Makyavel) * “Makyavelizm” akımının doğmasına neden oldu. Machiavelli görüşlerini dilimize “Hükümdar (prens)” olarak çevrilen eserinde ortaya koydu. *Machiavelli’ye göre devletler arası ilişkilerde devlet, amacına ulaşmak için her yolu deneyerek sınırları içinde ve dışında güç kullanmalı ve hukuk dışı kurallara başvurmalıdır. Hukuka başvurmada devletin çıkarı gözetilmelidir. Devletler arası sorunların çözümünde yalan dolan yetmez ise tek çözüm yolu savaştır. Makyavelizm: Amaca ulaşmak için her türlü araca başvurmanın uygun olduğu anlayıştır. Jean Jacques Rousseau (Jan Jak Russo) * “İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı” ve “Toplum Sözleşmesi” adlı eserleri vardır. 9 Immanuel Kant (İmanuel Kant) *Immanuel Kant; Rousseu’un yazdığı Toplum Sözleşmesi eserinden etkilenerek yazdığı ve doğrudan siyaset konusunu işlediği “Sürekli Barış Projesi” adlı eserinde toplum sözleşmesini dönüştürerek ele alır. *Kamusal otoritenin temelini oluşturmada aklı öne çıkarır. İnsanların temel eşitliği düşüncesi ve genel iradenin çoğunluğun görüşüyle olamayacağını, bunun ancak evrensel akıl önermeleriyle yapılacağını savunmuştur. OSMANLI SOSYO-EKONOMİK YAPISINDA DEĞİŞİKLİKLER *XVI. yüzyıldan itibaren Avrupa’da merkantilizmin etkisiyle önemli miktarda değerli madenlerin birikimi yapıldı. Bol miktarda gümüş paranın kullanımı, gümüşün bolluğu fiyatların yükselmesine ve gelirin düşmesine neden oldu. Bu gelişmeler Osmanlı ekonomisinde paraya değer kaybettirdi. Bu durum enflasyonun yaşanmasına neden oldu. Enflasyon: Mal ve hizmet fiyatlarının genel seviyesinde yaşanan sürekli artışın adıdır. *Asya’dan Avrupa’ya kervanlarla kara yolu üzerinden yapılan ticaret Coğrafi Keşifler ile okyanuslar üzerinden yapılmaya başlandı. Ticaret yollarının değişmesi nedeniyle Osmanlı şehirleri ve ekonomisi büyük zarar gördü. Böylece söz konusu güzergâhta para kullanımı geriledi. Bu gerilemeyi artıran bir diğer neden Anadolu’da ortaya çıkan Celali İsyanlarıdır. Bu iç karışıklık geleneksel idari ve mali yapıda büyük zararlara yol açtı. *17. Yüzyılın ilk yarısında Osmanlı para politikası yeniden düzenlendi. Devlet savaşın yol açtığı kıtlık ve enflasyonu engellemek için geleneksel fiyat düzenlemesi olarak bilinen narh sistemine uygun olarak fiyatların kontrolünü sağladı. Narh Sistemi: Osmanlı’da geleneksel fiyat düzenlemesi. *17. Yüzyılın sonunda maliye iflas etti ve zorlu bir döneme girildi. Osmanlı Devleti, Fransızlara Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde verilen kapitülasyonları Sultan I. Mahmut Dönemi’nde sürekli hale getirdi. *Kanuni Dönemi’nde Fransa’ya verilen kapitülasyonların amacı Avrupa’da Hristiyan birliğini bozmak, Akdeniz ticaretini canlandırmak ve Almanya’ya karşı Fransa’nın desteğini kazanmaktı. *1740 tarihinde kapitülasyonların sürekli hale getirilmesiyle Fransa, Doğu ticaretinde ve Osmanlı limanları arasındaki taşımacılıkta rakipsiz bir konuma geldi. OSAMANLI ORDUSUNUN FİNANSI İÇİN ALINAN TEDBİRLER Levent: Osmanlılarda deniz askerlerine verilen isim. Sekban: Tımar sisteminin bozulmasından sonra; savaş zamanlarında alınan paralı(ücretli) askerlerdir. Sarıca: Tımar sisteminin bozulmasından sonra; Beylerbeyi ve Sancak beylerinin emrinde toplanan paralı askerlerdir. 17. ve 18. YÜZYILLARDA OSMANLI SAVAŞ EKONOMİSİ TIMAR SİSTEMİ Tımar Sistemi: Osmanlı’da bazı devlet yöneticilerine ve askerlere hizmet karşılığı (maaş karılığı) bazı toprakların yönetimi bırakılırdı. Bu tımar sahipleri kendi paylarını buradaki vergi gelirlerinden almaktaydı. Geri kalan vergilerlerle de bölgenin ihtiyaçları karşılanıyor ve Orduya “cebelü” adı verilen atlı asker besleniyordu. Bu sisteme “tımar sistemi” denilmiştir. Tımar Sisteminin Osmanlı Devleti’ne Sağladığı Yararlar * Hazineden para çıkmadan Tımar bölgesinin tüm giderleri karşılanıyordu * Ordunun asker ihtiyacı karşılanıyordu * Topraklar boş kalmıyor ve üretimde süreklilik sağlanıyordu * Uygulandığı bölgenin güvenliği sağlanıyordu * Vergiler daha düzenli toplanıyordu * Devlet otoritesi en uç bölgelere kadar ulaşmış oluyordu # NOT: Osmanlı Devleti’nin 16.yy’dan itibaren devlet yönetiminin bozulmasına paralel olarak Tımar sistemi de bozulmaya başlamıştır 10 Tımar Sisteminin Bozulmasının Sonuçları * Toprak gelirleri azalmış ve devlet ekonomik zarara uğramıştır. * Ordunun asker ihtiyacı oluşmuştur. * İnsanlar topraklarını terk etmiş ve güvenlik sorunu ortaya çıkmıştır. * Tımar toprakları, hak etmeyen bazı tımarlı sipahilere verilmiştir. * Taşradaki devlet otoritesi sarsılmıştır. * Vergilerin toplanması güçleşmiştir. # NOT: Tımar sisteminin bozulmaya başlaması ile ortaya çıkan ekonomik bunalımların aşılması için sıcak para ihtiyacını karşılamak amacıyla “iltizam sistemi yaygınlaştırılmıştır”. İltizam Sistemi: Tımar dışında kalan toprakların vergilerinin, mültezimlere ihale yolu verilerek vergilerinin peşin alınması usulu. Mültezim: İltizam sisteminde vergileri toplayan kişi. İltizam sahibi. Mukataa: İltizam sisteminde vergisi toplanan topraklardır Müsadere: Devletin, kişinin malına mülküne el koyması. Para Tağşişi: Altın veya gümüş paranın içerisine başka ucuz madenler katarak, paranın ayarını düşürme. # NOT: Osmanlı Devleti; iltizam sisteminin haricinde 17. yüzyıl sonunda “malikane sistemi”ni uygulamaya başladı. Malikane Sistemi: Gelir getiren bir yerin vergi toplama işinin, kişilere ömür boyu kiralanması sistemidir. Muaccele : Malikane sisteminde, bir kereye mahsus alınan satış bedeli. *1695 yılında “malikane usulü” olarak adlandırılan bu sistem defterdarlık tarafından ilan edilen bir fermanla yürürlüğe girmiştir. *Mukataa toprakları hızla malikane mukataasına çevrildi. İÇ İSYANLAR 1- Yeniçeri İsyanları (İstanbul İsyanları) Nedenleri: * Yeniçerilere ödenen maaşların geç ödenmesi veya ayarı düşük para ile ödenmesi. * Yeniçerilerin “cülus bahşişi” almak için hükümdar değişikliklerini desteklemesi. * Bazı devlet adamları ve saray kadınlarının yeniçerileri kışkırtmaları. * Yeniçeri ocağına usulsüz ve gereğinden fazla asker alınması. # Yeniçeri (İstanbul) isyanlarının en önemlileri; III.Murat, II.Osman, IV.Murat ve IV.Mehmet dönemlerinde çıkmıştır. Sonuçları: * Merkezi otorite sarsılmış, halkın devlete olan güveni azalmıştır. * İstanbul’da asayiş ve güven ortamı bozulmuştur. * Osmanlı Devleti’nin yaptığı bazı savaşları olumsuz etkilemiştir. * Yeniçerilerin yönetim üzerindeki etkinliği artmıştır. * Askeri isyanlar sonucunda ilk defa bir padişah (II.Osman) öldürülmüştür. Vaka-i Vakvakiye (Çınar Vakası): Yeniçerilerin isyanını bastırmak için; IV. Mehmet’in, bir çok devlet adamını idam ettirmesi olayıdır. (1656) 11 2- Celali İsyanları (Anadolu İsyanları) * 17. yüzyılda Anadolu’da çıkan isyanlara “Celali İsyanları” adı verilmiştir. Bu isim, Yavuz döneminde Yozgat’ta çıkan “Bozoklu Celal Ayaklanması”ndan gelmektedir. Nedenleri * Ekonominin bozulması * Savaş giderlerini karşılamak amacıyla halktan alınan vergilerin artırılması. * Tımar siteminin bozulması, iltizam sisteminin yaygınlaştırılması. * Savaştan kaçan askerlerin Anadolu’da eşkiyalık yapmaya başlaması * İran ve Avusturya ile yapılan savaşların uzun sürmesinden dolayı Anadolu’daki halkın bundan yıpranması * Eyaletlerdeki yöneticilerin kanunlara aykırı vergi toplaması. # 16. yüzyılın sonlarından itibaren ortaya çıkan Celâli İsyanları arasında en önemli olanları Karayazıcı, Tavil Ahmet, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu, Katırcıoğlu, Gürcü Nebi ve Deli Hasan isyanlarıdır. Sonuçları: * Devlet otoritesi zayıflamış, halkın devlete olan güveni azalmıştır. * Anadolu’da huzur ve güvenlik bozulmuş can ve mal güvenliği kalmamıştır. * Devlet ekonomik alanda gelir kaybına uğramıştır. * Eyalet yönetimi bozulmuştur. 3- Eyalet İsyanları * Erdel, Eflak, Boğdan, Kırım, Trablusgarp, Halep, Bağdat ve Yemen gibi merkezden uzak eyaletlerin başındaki beyler tarafından çıkarılmıştır. * Bunlar zayıflayan Osmanlı Devleti’nin iç karışıklıklar nedeniyle zor durumda kalmış olmasından faydalanarak devletten ayrılıp bağımsızlıklarını kazanmak için ayaklanmışlardır. * Osmanlı Devleti eyaletlerde çıkan bu ayaklanmaları kimi zaman güç kullanarak, kimi zaman da tavizler vererek bastırmıştır. 4- Suhte İsyanları * “Medreseli İsyanları” olarak da bilinir. * 16. Yüzyılda Anadolu ve Rumeli’de halk arasında sosyal gerginliğin bulunduğu bir dönemde cereyan etmiştir. * Medreseli Suhteler; iş bulamamaktan ve geçim sıkıntısından birçok olaya karışmış ve isyan etmişlerdir. * 1550’li yıllarda başlayan Suhte İsyanları 1559’da daha da artmıştır. * Suhte İsyanları, Kanuni Sultan Süleyman’ın son döneminde eşkıyalık hareketlerine dönüşmüştür. * Suhteler; II.Selim ve III.Murat dönemlerinde Celaliler ile birlikte hareket etmişlerdir. * 16. Yüzyılda Sadrazam Kuyucu Murat Paşa’nın müdahalesi sayesinde, Suhte İsyanları etkisini yitirmiştir. EKBER VE ERŞED SİSTEMİ * I.Ahmet döneminde; Şehzadelerin sancaklarda siyasi güç kazanmalarını engellemek ve merkezi otoriteyi güçlendirmek için “Sancağa Çıkma” usulü kaldırılarak, yerine “Ekber ve Erşed Sistemi” getirilmiştir. * Bu sistemin; olumlu yanı “şehzadeler arasında taht kavgalarını önlemesi”, olumsuz yanı ise “şehzadelerin devlet yönetimi tecrübesinden uzak kalması”dır. Ekber ve Erşed Kanunu : I.Ahmet döneminde çıkarılan; tahta “en yaşlı ve en tecrübeli şehzadenin geçmesi”ni öngören kanun. Şehzade : Padişahın oğullarına “şehzade” denirdi. Lala: Şehzade eğitiminden sorumlu devlet adamı. Sancağa Çıkma : Şehzadelerin; yönetim tecrübesi kazanmaları için “lala” eşliğinde sancaklara yönetici olarak görevlendirilmeleri. Kafes Usulü : Sancağa çıkma usulünün kaldırılarak, şehzadelerin saraya hapsedilmesi. Layiha (Risale): Padişahların; ıslahat yapmak için yerli ve yabancı uzmanlara hazırlattığı raporlara denir. Katip Çelebi ve Koçi Bey’in layihaları (risaleleri) ünlüdür. 12 LALE DEVRİ (1718-1730) * 1718 - Pasarofça Antlaşması ile başlayan, 1730 - Patrona Halil İsyanı’na kadar süren ve Avrupa’daki gelişmelerin takip edilmeye başlandığı döneme “Lale Devri” denir. Lale Devri’nin; ---- Padişahı: “III. Ahmet” ---- Sadrazamı: “Nevşehirli Damat İbrahim Paşa” ---- Ünlü Şairi: “Nedim” dir. # NOT – 1 : “Lale Devri” tabirini ilk defa “Yahya Kemal Beyatlı” kullanmıştır. # NOT – 2 : İlk Türk matbaasını, 1727’de “İbrahim Müteferrika” kurmuştur. Bu matbaada basılan ilk eser de 1729 tarihli “Vankulu Lugatı” dır. Lale Devri Islahatları (III. Ahmet Dönemi Islahatları) * Ülkeye ilk kez matbaa getirilmiştir. (1927 yılında İbrahim Müteferrika ve Sait Efendi tarafından.) * Avrupa’nın önemli başkentlerine ilk kez “geçici elçiler” gönderilmiştir. * İstanbul’daki yangınları söndürmek için yeniçerilerden oluşan “bir itfaiye bölüğü” kurulmuştur. * İlk kez çiçek aşısı uygulanmıştır. * Yalova’da bir kağıt fabrikası açılmıştır. * İstanbul’da bir çini fabrikası açılmıştır. * Tercüme odaları açılarak, “Doğu ve Batı klasikleri Türkçeye çevrilmiştir”. OSMANLI İLİM İRFAN GELENEĞİNDE YENİLİK ARAYIŞLARI Katip Çelebi (1609-1657) : * Asıl ismi “Mustafa” olan Katip Çelebi, hacca gittiği için “Hacı Halife Kalfa” olarak da bilinir. * Osmanlı ordusunda seferlere katılan Katip Çelebi, yazısı güzel olduğu için “ordu katipliği” de yapmıştır. * “Keşfizzünun” adlı eseri, bir bibliyografya kitabı olarak oldukça değerlidir. * “Cihannüma” adlı eseri ise gezip gördüğü yerlerin coğrafya ve tarihine ilişkin bilgiler verdiği önemli bir eseridir. Evliya Çelebi (1611-1685) : * Türk tarihinin en önemli seyyahı, yani gezginidir. * İran, Azerbaycan, Rusya, Mısır, Habeşistan, Lehistan, Avusturya, Almanya, Felemenk ve İsveç gibi gezip gördüğü ülkeleri on ciltlik eseri olan “Seyahatname”de anlatmıştır. * Eserinde; esnaf teşkilatından kıyafetlere, düğünlerden eğlencelere, tanıştığı şair ve yazarlardan, mimariden coğrafi koşullara kadar birçok konuda aydınlatıcı bilgiler vardır. Naima Efendi (1655-1716) : * “Halepli Mustafa Naima” olarak da anılan ünlü tarihçi, “İlk Osmanlı Vakanüvisi (Tarihçisi)” dir. * “Naima Tarihi” adlı eseri, 17.yy. Osmanlı sosyal tarihine ilişkin önemli bilgiler vermektedir. * Naima Efendi; Osmanlı Devleti’nin çöküş dönemine girdiğini ve doğru ilaçlar verilmezse (yani ıslahat yapılmazsa) devletin çökeceğini dile getirmiştir. * Osmanlı Devleti’ndeki bozulmaların büyük oranda, devlet adamları arasındaki rekabet ve çekememezlikten kaynaklandığını savunmuştur. Yanyalı Esad Efendi ( ? - 1731) : * Lale Devri’nin ünlü düşünür ve ilim adamlarında olan “Mehmet Esad”, Yunanistan’ın “Yanya” şehrinde doğduğu için eserlerinde “Yanyavi” mahlasını kullanmıştır. * Devrinin alimleri kendisine “Muallim-i Salis (Üçüncü Öğretmen)” ünvanını vermiştir. * Aristo’nun “Fizika” adlı eserini Arapçaya çevirmiştir. Bu çeviriye bazı görüşler ekleyerek, bu esere “Talimu’s Salis” adını vermiştir. 13