Psikolojik Danışma Kuramları Ders Notları (Vize) PDF
Document Details
![HandsomeParody](https://quizgecko.com/images/avatars/avatar-3.webp)
Uploaded by HandsomeParody
Tags
Summary
Bu belge, vizeye hazırlık için hazırlanmış Psikolojik Danışma Kuramları ders notlarını içermektedir. Belge, Sigmund Freud, Alfred Adler ve Varoluşçuluk teorilerini kapsamaktadır.
Full Transcript
**30 Eylül Psikolojik Danışma Kuramları (*Psikanaliz)*** [Temel Felsefesi] \*Sigmund Freud\ \*İnsan doğasına daha kötümser yaklaşır. (Saldırganlık, yıkma ve cinsellik içgüdüleri)\ \*Psikopatoloji ve işlevsizlik, farklı psişik yapılar arasındaki sorunlardan kaynaklanır.\ \*İnsan davranışını belirle...
**30 Eylül Psikolojik Danışma Kuramları (*Psikanaliz)*** [Temel Felsefesi] \*Sigmund Freud\ \*İnsan doğasına daha kötümser yaklaşır. (Saldırganlık, yıkma ve cinsellik içgüdüleri)\ \*Psikopatoloji ve işlevsizlik, farklı psişik yapılar arasındaki sorunlardan kaynaklanır.\ \*İnsan davranışını belirleyen en önemli ögeler bilinçdışı yapılardır. (Unutkanlıklar, dil sürçmeleri ve rüyalarda kendisini ortaya koyar.) [Temel Kavramlar] İçgüdüler ve Libido \*İçgüdülerin sağlıklı şekilde karşılanmasının psikolojik sağlıklılık açısından önemli\ \*İçgüdülerin karşılanması için dört yol: Tersine çevirme, kişiye geri döndürme, bastırma, yüceltme) Yapısal Model \*İD, EGO, SÜPEREGO\ \*İd: Hazzı arama ve acıdan kaçma odaklı, ilkel, zararlı ve ölümcül sonuçlar\ \*Ego: İd'den doğup gelişir, İd'in isteklerini karşılarken aynı anda bireyi korumaya da çalışır\ \*Süperego: En son gelişen yapı, otoritenin içselleştirilmiş hali, ideal Ego'ya ulaşmak için Ego'ya emirler veren yapı Semptomlar \*Semptomlar, kabul edilmeyen arzuların bilince ulaşmasını engeller. Savunma Mekanizmaları \*Bilinçdışının bilince çıkmasını engelleyen, Ego'nun işleyişine hizmet eden yapılar (sağlıklı veya sağlıksız)\ \*Özdeşleşme, yer değiştirme, yansıtma, karşıt tepki geliştirme, yüceltme, gerileme. [Bireyin Gelişimi] \*Libidonun odak noktasına göre\ -Oral dönem (0-1 yaş): Ağız odaklı haz alma\ -Anal dönem (1-4 yaş): Tuvalet eğitiminin ve tutumunun çocuğun kişilik yapısı üzerine etkisi\ -Fallik dönem (4-6 yaş): Libidonun genital bölgeye odaklandığı, erkek ve kız çocukların ödipal karmaşası\ -Gizil (Latans) dönem (7-12 yaş): Cinselliğin önemini kaybettiği, bastırıldığı dönem\ -Genital dönem: Ergenlik boyunca devam eden libidonun genital bölgede odaklandığı dönem [Psikanaliz'in Amaçları] \*Bilinçdışını bilinç düzeyine çıkarmak\ \*Farklı psişik yapılar arasındaki çatışmaları çözümlemek\ \*Bastırma yoluyla bilinçdışına atılan ögeleri çözümlemek\ \*Belirli bir gelişim evresinde (özellikle ödipal dönemde) sıkışıp kalan libidoyu çözümlemek\ \*Ego'yu güçlendirmek\ \*İçgörü kazandırmak [Sağlıklılık ve Fonksiyonsuzluk] \*Psikolojik bozuklukların temelinde kaygı vardır. Üç tür kaygı bulunmaktadır:\ -Gerçeklik: Gerçek bir tehlikeye karşı yöneltilen kaygı\ -Nevrotik: Bilinçdışının bilince çıkma ihtimalinden duyulan kaygı\ -Ahlaki: Süperego'nun bireye dayattığı kaygı\ \*En önemli kaygı türü [nevrotik kaygı]dır. Bastırmanın sebebidir.\ -Konversiyon bozukluk (histeri) çözülememiş kaygının bir sonucudur.\ -Obsesif kompulsif bozukluk anal döneme saplanmanın bir sonucudur.\ -Melankoli ve yas: Günümüzdeki majör depresyona benzemektedir. Süperego'nun etkisiyle kendini aşırı eleştirme ve sonucunda karşıt tepki geliştirme söz konusudur. [Terapötik Atmosfer ve Danışan -- Danışman Rolleri] \*Divan: Terapistin nötr duruşunu sağlar.\ \*Terapist: Bütün duygularını hatta insanca sempatisini bile kenara bırakıp zihinsel gücünü ameliyatı başarılı yapmaya çalışan bir doktor gibi olmalıdır.\ \*Başarılı bir terapist olmanın yolu kişinin kendisinin de terapiden geçmesidir.\ \*Danışanın rolü, kendisine herhangi bir sansür koymadan terapiste açması (serbest çağrışım) [Terapi Süreci] İçgörü: Danışanın var olan davranışlarının kaynağının, çocukluktan kaynaklanan çözülememiş bilinçdışı çatışmalar olduğunu anlaması\ Direnç: Danışanın kendini açmaktan danışma sürecinden kaçınması\ Aktarım: Danışanın hayatındaki önemli kişilerle (çoğu zaman anne-baba) ilişki örüntüsünü yeniden terapiste yansıtması\ Karşıt Aktarım: Terapistin geçmişten getirdiği bir ilişki yapısını danışana yansıtması [Terapinin Aşamaları] \*Açılma: Danışanın danışmaya uygunluğunun değerlendirilmesi ve danışanın özgürce kendini açması\ \*Aktarımın Gelişmesi: Danışan hayatındaki önemli kişilerle ilişkisini terapiste yansıtmaya başlar.\ \*Derinlemesine Çalışma: Aktarım defalarca analiz edilir ve yorumlanır.\ \*Aktarımın Çözümlenmesi: Aktarımın ve çalışmaların kaynakları analiz edilerek terapinin ne zaman bitirileceğine karar verilir. [Terapötik Teknikler] -Serbest Çağrışım -Yorumlama -Direncin Analizi -Rüya Analizi -Aktarımın Analizi\ \*Serbest Çağrışım: Danışan kendisi için önemli ya da önemsiz, mantıklı ya da saçma aklına gelen her şeyi terapiste açmakla yükümlüdür.\ \*Rüyaların analizi\ \*Dil sürçmeleri, unutkanlıklar ve hataların analizi\ \*Direnç ve aktarımın çözümlenmesi [Kurama Yönelik Eleştiriler] -Kanıta dayalılık zayıftır.\ -Cinsiyet eşitsizliği\ -Cinsellik dışında toplumu ve çevreyi yeterince dikkate almaması\ -Maddi ve zaman olarak ulaşımı zor bir süreç olması **7 Ekim Psikolojik Danışma Kuramları (*Bireysel Psikoloji)*** \*Alfred Adler [Temel Kavramlar] -Önemli olan insanın ne ile doğduğu değil, malzemelerinden nasıl yararlandığıdır.\ -Ilımlı bir deterministtir.\ -Bireylerin algıları gerçekliklerini şekillendirir.\ -İnsan doğasına iyimser yaklaşır.\ -İnsanın birincil motivasyonu ve psikopatolojinin kaynağı sosyal ilişkiler ve bu ilişkilerdeki bozulmalardır. Aşağılık Kompleksi -Her insanda vardır. Aslı "aşağılık duyguları"dır.\ -Çocuk çevresinden eksikliğini gördükçe aşağılık duyguları gelişmeye başlar.\ -Çocuğun aşağılık duygularını nasıl yorumladığı ve çocuğa çevresi tarafından nasıl davranıldığı önemlidir.\ -Çocukla alay etmek pratikte bir suç işlemektir.\ -Aşağılık kompleksine sahip kişilerde aynı zamanda üstünlük çabaları da bulunur.\ -Doğuştan gelen sosyal ilgi ve aşağılık kompleksinin ne kadar dengelendiği sağlıklı olup olmamayı belirler.\ -Çocuktan çok fazla şey beklemek ve çocuğun söylediklerini dikkate almamak aşağılık duygularına sebep olur. Üstünlük Kompleksi \*Aşağılık duygularının sonucu oluşur.\ \*Sosyal ilgisi düşük olan insanlarda daha yüksek boyutlarda görülür.\ \*Aşırı övünme, gösteriş yapma kendisini gösterir.\ \*Nasıl ele alındığı ve ne derecede kişide bulunduğu önemlidir.\ \*Nasıl ele alındığı konusunda önemli belirleyici yaşam stilidir.\ \*Kendini diğerlerine kötü gösterme, sürekli depresyonda olma veya kendini muhtaç gösterme de üstünlük kompleksinin uzantılarıdır. Bütüncüllük -İnsanı her yönü ile amaca yönelik, tutarlı bir bütün olarak ele alır.\ -Düşünceler, duygular, davranışlar, fizyolojik işleyiş; bütün hepsi amaca yöneliktir. Yaşam Stili \*Bir kişinin yaşamını nasıl yaşadığı, davranışlarını ve algılarını nasıl yönlendirdiğidir.\ \*5-6 yaşına kadar oluşmaktadır ve daha sonrasında değişime dirençlidir.\ \*Her yaşam stili belirli amaçlara yöneliktir.\ \*Aile ortamı yaşam stilinin gelişiminde etkilidir fakat daha önemlisi kişinin kendi yaratıcılığı ve yorumlamasıdır.\ \*Bir insanı tam olarak anlayabilmek için onun yaşam stili amacını anlamak gerekir.\ \*İnsanın tüm davranışları yaşam stili amacını gerçekleştirmeye dönüktür.\ \*Yaşam stilinin oluşmasında kişinin kendine özgü yaratıcılığı, genetik mirasın üzerindedir.\ \*Yaşam stilini işlevsizleştiren hatalar;\ -Bireyin kendisiyle ilgili çarpık tutumları\ -Dünya ve diğerleri hakkında çarpık tutumlar\ -Çarpık amaçlar\ -Çarpık idealler\ -Çarpık çıkarımlar (kötümserlik, her şeyi elde etmek, şüphecilik, fanatizm) Sosyal İlgi -İnsanları, toplumu sevebilme; topluma faydalı olabilme isteği\ -Dışadönüklük ile aynı şey değildir.\ -Sosyal ilgi doğuştan gelmektedir. Daha sonra yaşanılan istenmedik ve travmatik olaylar bu ilgiyi azaltır.\ \*Fiziksel olarak yetersizlik \*Cinsiyet ayrımcılığı\ \*Irkçılık \*Ailede aşağılanma\ -Sosyal ilginin üç evrensel yaşam görevi:\ \*Arkadaşlık kurma (Sosyal görev) \[ARKADAŞLIK\]\ \*Yakın ilişki oluşturabilme (Aşk ve evlilikle ilgili görevler) \[AŞK\]\ \*Topluma katkıda bulunabilme (Mesleki görevler) \[İŞ\] Üç Evrensel Yaşam Görevine İki Önemli Yaşam Görevi Daha Eklendi \*Kişinin Kendisiyle Baş Etmesi: İnsanın içindeki iyi ve kötü yönün kavgasını durdurması. İnsanın çevresi onun değerlerini sürekli yargılasa veya kabul etmese dahi, bireyin kusurlarına rağmen kendisini değerli görmesi\ \*Varoluş Görevi: Kişinin kendi hayatının anlamlılığını bulması, insanlarla ilgili genel bir kanıya sahip olması ve yaşam sonrası diğer dünyanın olup olmadığına dair bir uzlaşmaya varabilmesi [Kişilik Kuramı ve Bireyin Gelişimi] Doğum Sırası \*Önemli olan fizyolojik doğum sırasından çok psikolojik pozisyondur.\ \*İlk çocuk -- Hükümdar ve daha sonra tahtından edilen çocuk, genel olarak sorumluluk bilinci yüksek, kontrol etmeyi seven bir yapısı olabilir. Güce ve başarıya değer verirler.\ \*İkinci çocuk -- Birinci çocukla rekabet halindedir. Onu geçmek ister, bunun sonucunda ya ailenin en başarılısı olur ya da kendine olan güven ve cesareti kırılabilir.\ \*Ortanca çocuk -- Sıkışmışlık hissi sebebiyle kendilerini yetersiz hissederler.\ \*En küçük çocuk -- İlgi odağıdır. Diğerlerine ulaşmak için çok çaba gösterir veya bunun sonuçsuz olduğunu görürse korkak ve cesaretsiz olabilir.\ \*Tek çocuk -- Diğer çocuklarla nasıl iletişim kuracağını tam bilemeyebilir. ERKEKSİ PROTESTO -- Her iki cinsiyetinde üstün olma çabasını ifade eder. Dört Kişilik Tipi -Kuralcı-dominant tip: Etkinlik düzeyi fazla, sosyal ilgi az\ -Alıcı-yaslanıcı tip: Etkinlik düzeyi az, sosyal ilgi belli düzeyde\ -Kaçınan tip: Etkinlik düzeyi ve sosyal ilgi az\ -Sosyal açıdan yararlı tip: Etkinlik düzeyi ve sosyal ilgi fazla\ \*En yaygın -- alıcı-yaslanıcı [Sağlıklılık ve Fonksiyonsuzluk] Sağlıklı İnsan \*Sosyal ilgi gelişmiş\ \*Topluma faydalı, bir partner edinebilen\ \*İşlevsel yaşam stiline sahip Nevrotik, Sağlıksız Bireyler \*Sosyal ilgi çok zayıf\ \*Topluma faydalı olma düşüncesi yok\ \*Problemlere mantıklı bir çözüm aramaktansa takıntılı şekilde kendisiyle ilgilenir. Nevrotik Olma Potansiyeli Yüksek Çocuklar -Organ aşağılaması yaşayan -Şımartılmış\ -İhmal edilmiş -Bunların dışında çevresel faktörler [Terapinin Doğası] \*Aile dinamiklerine ve doğum sırasına önem verilir.\ \*İlk anılara önem verilir. (Yaşam stili ve sosyal ilgi hakkında bilgi verir.)\ \*Rüyalarla ilgilenirler. Rüyalar son zamanlarda yaşanan olaylar ve sıkıntıların bir gölgesidir. İnsanlara çeşitli çözüm yolu sunabilir.\ \*Direnç, yaşamın yararlı yönünü seçmemek için cesaret eksikliğidir. [Danışan -- Danışman Rolleri] -Danışan -- danışman eşit.\ -Danışman yeri geldiğinde öğretici, aktif, yol gösterici.\ -Danışan eşit olmakla beraber bazen öğrenen kişi konumunda. [Danışma Süreci] 1)Danışan -- danışman ilişkisinin kurulması\ 2)Danışanla birlikte yaşam stilini ve davranış örüntüsünü keşfetme\ 3)İşlevsel ve işlevsiz yaşam stili kalıpları hakkında içgörü kazanma\ 4)Yaşam stili seçeneklerine göre danışanın yönlendirilmesi [Terapötik Teknikler] -Yorumlama: Yaşam stili, mevcut danışanın yapısı, yaşam stili amaçları, öznel mantık ve işleyişi yorumlanır.\ -Cesaretlendirme: Danışanı övmek demek değildir. Danışan istendik bir şey yapmadan önce gerçekleşir.\ -Doğal ve Mantıklı Sonuçlar: Doğal sonuçlar; bir şeyin olmasına izin vermek, müdahale etmemektir. Mantıklı sonuçlar; danışana sosyal kuralları öğretmeye dair dostça dayatmalar olabilir.\ -İmiş Gibi Yapma: Danışanın "keşke" dediği bir durumu yapması\ -Paradoksal Niyet: Danışanın semptomlarını daha da yoğun şekilde yaşaması **14 Ekim Psikolojik Danışma Kuramları (*Birey Merkezli Terapi)*** \*Carl Rogers [Temel Felsefesi] -İnsan özünde iyiye yönelik ve yapıcıdır.\ -İnsanların içinde saldırganlık dürtüleri vardır ama bu sonraki yaşantılarda çevre sonucu oluşur.\ -İnsan kendi haline bırakıldığında, kendi yapıcı yoluna gidecektir.\ -Psikanalitik ve bilişsel davranışçı akıma tepki olarak doğmuştur.\ -Bir kişi için gerçek olan algıladığı şeydir.\ -Bu yüzden gerçek değil, gerçeğin danışan tarafından nasıl algılandığı önemlidir.\ -İnsanın birincil motivasyonu potansiyelini maksimuma çıkarmak, kendini gerçekleştirmektir.\ -Yaşantı, belli bir anda insanın içinde yaşadığı her şeydir. Daha çok duygusal boyuttan oluşur.\ -Daha genel olarak yaşantı, bir anda kişinin kendi içinde ve etrafında olan duygusal ve fizyolojik olaylardır.\ -Yaşantıda bilinçdışı yer almaz. [Temel Kavramlar] Gerçekleştirme Eğilimi \*Organizmanın varlığını devam ettirmek ve kendini geliştirmek için tüm potansiyelini kullanma eğilimidir.\ \*Biyolojik ve psikolojik gelişimden oluşur.\ \*İnsan en kötü şartta bile olumlu yönde gelişmeye meyillidir.\ \*Doğuştan gelir ama çocukluk yaşantı ve öğrenmeleri bu yaşantıyı geliştirir veya engeller. Organizmik Değerlendirme Süreci\*\*\* \*İnsanın kendisini geliştiren şeye doğal olarak yönelmesi; geliştirmeyen, zararlı yaşantıdan kaçınmasıdır.\ \*İnsanın bir davranışta bulunurken kendi içsel sürecine göre karar vermesidir.\ \*Çocuk; ailesi tarafından koşulsuz sevgi görürse organizmik değer süreci gelişir. Tüm potansiyelini ortaya koymaya yaklaşır. Benliğinin olduğu gibi yaşar ve kabullenir. Değerli Olma Koşulları \*Kişinin kendi davranış ve düşüncelerini başkasına göre şekillendirmesidir.\ \*İnsan başta değerlendirme koşullarına göre davranır, sağlıklı insan sonrasında organizmik değer sürecine ağırlık verir.\ \*Değerli olma koşulları çok baskın olduğunda kişi kendi yaşamını, başkasının isteğine bırakır. [Sağlıklılık ve Fonksiyonsuzluk] Sağlıklı İnsan \*Benlik algısıyla yaşantılar tutarlı\ \*Yaşantılara açık\ \*Anı dolu dolu yaşama eğilimi\ \*Değerlendirme odağı içseldir.\ \*Olumlu benlik algısına sahip, kendine koşulsuz saygı duyar.\ \*Potansiyelini engelleyen yaşantı ve kişilerden uzak durur.\ \*Yaratıcıdır, gerektiğinde risk alır.\ \*Yeri geldiğinde kurallara uymayabilir. Sağlıksız İnsan -Koşullu bir benlik algısı\ -Organizmik değer sürecinden çok değerli olma koşullarına önem verir.\ -Benlik algısıyla yaşantılar tutarsız\ -Koşullu benliğiyle çelişen bir bilgi alınca kabul edemez, savunmaya geçer.\ -Kaygılı ve katıdır, sürekli koşullu benliğini korumaya çalışır.\ -Sürekli organizmik değerlendirme süreciyle değerli olma koşulları arasında çelişki yaşar. Koşulsuz Olumlu Saygı ve Tutarlılık \*Sağlıklı insan hem kendine hem de diğerlerine koşulsuz olumlu saygı duyar.\ \*Kişiyi anlamanın en önemli koşulu ona koşulsuz saygı duymaktır.\ \*Sadece olgunluktan aşırı uzak kişilerde, regresif özellik gösterenlerde koşullu saygı bir süre işe yarar.\ \*Sağlıksız kişi kendi içsel benliğiyle tutarlı davranışta bulunur, bu yaşantılara yönelir. (Bencil)\ \*Tüm psikolojik sorunların temelinde tutarsızlık yatar. [Terapötik Atmosfer] \*Danışan -- danışman eşittir. Danışan danışma sırasında uzman tavırlarını bir kenara bırakmalıdır.\ \*Danışanın özerkliğine ve kendi kararlarını vermesine saygı duyulur.\ \*Danışan hangi yönde gideceğini kendi seçer, danışman yönlendirme yapmaz.\ \*Yaptıklarının sorumluluğu danışandadır. [Danışan -- Danışman Rolleri] -Danışman, danışanın potansiyelini ortaya çıkaracağı koşulsuz olumlu saygı ortamını oluşturmalıdır.\ -Danışman empatik, içten, sıcak, saydam ve tutarlı olmalıdır.\ -Sıcaklık: Kişinin derin şekilde onaylanması ve yapıcı yönüne inanılmasıdır.\ -Danışman, rehber veya uzman edasından çıkmalıdır, danışanın neler yaşadığını en iyi kendisi bilir.\ -Danışman kesinlikle tanı koymaktan, yorumlamalardan uzak durmalıdır.\ -Danışman danışma sırasında kendi yaşantısına da açık olmalıdır.\ -Danışan ise içinde geldiği gibi, kendi yolculuğunun rehberli olmalıdır. [Terapi Sürecinin Amaçları] \*Danışanın tam potansiyeline ulaşmasını kolaylaştırıcı ortamı sunmak\ \*Danışanın tutarsızlıktan tutarlılığa doğru yol almasını sağlamak\ \*Danışanın davranışlarını daha açık görebilmesini, duygularını fark edip kabul etmesini sağlamak\ \*Değerli olma koşullarının daha çok organizmik değer koşullarına dönüşmesini sağlamak\ \*Terapist danışma sırasında içten olmalı, yeri geldiğinde bazı duygularını danışana açabilir.\ \*Danışma sırasında danışmanın saydam, içten olmasını tutarlılık olarak ifade etmiştir.\ \*Aşkınlık durumu: Danışmanın danışana tam olarak ulaştığını, onu anladığını hissetmesi.\ \*Kişilik, şu an yaşanan şeylerle ve bizim onu nasıl yorumladığımızla şekillenir. Empati -Başka bir kişinin yaşamını yargıda bulunmadan anlayıp yaşayabilmek, bu doğrultuda dikkatlice ilerlemek\ -Özellikle danışanın duygularını ve bu duyguların yoğunluğunu anlamak için kullanılır.\ -Empati gösterildiği unutulmadan empati süreci devam ettirilmelidir. [Terapötik Sürecin Aşamaları] 1.Aşama: Direnç aşaması, danışan problemlerini kabul etmez, duygu ve kişisel özelliklerini görüp kabul etmez.\ 2.Aşama: Danışan birinci aşamada tamamen kabul edildiğini hissederse ikinci aşamaya geçilir. İlişki kurulmasının getirdiği ufak ilerleme vardır ama danışan problemlerini kabul etme konusunda dirence devam eder.\ 3.Aşama: Danışan ilk kez kendi isteğiyle danışmaya gelir ve kendini belli düzeyde açar. Duygularını fark eder ama bunları yeterince kabul etmez.\ 4. Aşama: Duygularını daha fazla açar ama duyguları geçmişe aittir. Şu ana getirmekte zorlanır. Hayatındaki tutarsızlıkların farkına varır ve sorumluluk alır.\ 5.Aşama: Duygularını fark etmenin yanında kabul etmeye de başlar. Organizmik değerlerinin daha çok farkına varır ve bunlara göre hareket etme düzeyi artar.\ 6.Aşama: Duygularını şimdi buraya getirebilir. Duygularını tamamen yargılanmadan olduğu gibi kabul eder.\ 7.Aşama: Danışan tutarlıdır. Benlik ve duygularını olduğu gibi kabul etmiştir. Davranışları çok büyük oranda organizmik değer sürecine göredir. İki Tür Direnç -Danışanın acılarıyla yüzleşmek istememesi sonucunda bunları, kendisine ve danışmana açmaması şeklinde kendini gösteren direnç\ -Danışmanın yorum yapması, tanı koyması, değerlendirmeleri sonucunda oluşan direnç [Terapötik Teknikler] \*Birey merkezli terapide hiçbir teknik yoktur.\ \*Terapide teknikten çok danışmanın danışana karşı tutum ve yaklaşımı önemlidir.\ \*Sonraki süreçte bazı Birey Merkezli danışmanlar, Gestalt ve Bilişsel terapilerin tekniklerini kullanarak bu tekniklerle Birey Merkezli terapiyi birleştirmişlerdir.\ \*Motivasyonel Görüşme: Çözüm odaklı yaklaşıma benzerdir. Birkaç oturum süren, Sokratik sorgulamayla koşulsuz kabulün ve empatinin birleştirildiği, çözüm odaklı soruların olduğu yaklaşımdır. [Duygu ve İçerik Yansıtması] -Danışanın söylediğini tekrar etmek değildir.\ -Danışmanın danışanı gerçekten, tam olarak anlayıp anlamadığını ortaya koyar.\ -Danışanın kendi yaşantısını farklı bir bakış açısından ve daha derin bir şekilde anlamasıdır.\ -Üst düzey duygu ve içerik yansıtması kişinin kendi yaşantısı ve duyguları hakkında farkındalık yaratır. [Kurama Yönelik Eleştiriler] -İnsanlara aşırı olumlu olarak bakması ve pembe gözlük takarak olumsuz özellikleri reddetmesi\ -Bilinçaltı yapılarla ilgilenmemesi\ -Koşulsuz saygının hiçbir zaman olmayacağının belirtilmesi\ -Danışmanların sürecin yavaş ilerlemesinden şikayet etmesi, diğer yaklaşım tekniklerini kullanması\ -Danışan profilinin ağır psikolojik sorun yaşayan bireyler olmaması **21 Ekim Psikolojik Danışma Kuramları (*Varoluşçuluk)*** \*Viktor Frankl -Nihai Konular = Ölüm, özgürlük, yalnızlık, anlamsızlık\ -İnsan özgürdür, yaptığı şeylerin sorumlusu kendisidir.\ -İnsanın kendisini gerçekleştirme potansiyeli vardır.\ -Yaşamak, acı çekmektir. Hayatta kalmak bu acıyı çekerken bunun anlamını aramaktır. (V. Frankl) [Temel Motivasyon] \*İnsanın temel motivasyonu, yaşamında anlam aramaktır.\ \*İnsan 3 şekilde hayatında anlam bulabilir:\ 1-İyilik yaparak veya bir iş yaratarak\ 2-Bir şey yaşayarak veya birisine rastlayarak\ 3-Kaçınılmaz acıya karşı bir tutum oluşturarak Bilinçaltına Bakış Açısı Bilinçaltını kabul ederler ama bilinçaltına bizim varlığımızın özü olarak bakarlar; bizler bu anlamsız dünyadaki ölümlü varlıklarız. [Temel Kavramlar] Kaygı \*Hayatta kalma, yaşamımızı sürdürme, varlığımıza anlam katma ihtiyacımızın bir sonucudur.\ \*Kaygıdan kaçınılmamalıdır, kaygı yaşamda anlam arayışının doğal bir sonucudur. Buna varoluşsal kaygı da denir.\ \*Nevrotik kaygı ise kişinin durumunu abartması ve gerçekçi yaklaşmamasıdır. [Nihai Konular] Ölüm -Ölüm her an tepemizdedir.\ -Tüm psikolojik sorunların kökeninde ölüm korkusu vardır.\ -Çocuğun en önemli görevi yok olmak anlamına gelen ölüm korkusuyla başa çıkabilmektir.\ -Öleceğimizin farkında olmak hayatımıza anlam katar.\ -Ölümle yüzleşmek ve kabul, ümitsizlik doğurmaz; bunun yerine kişinin daha otantik ve hissederek yaşamasını sağlar. Ölümden Koruyan Savunma Mekanizmaları \*Özel Olduğuna İnanmak: İnsan kendisinin diğerlerinden farklı olduğuna, olumsuz olayların ve ölümün kendisinin başına gelmeyeceğine inanır.\ \*Nihai Kurtarıcının Varlığına İnanmak: Bazıları başına kötü bir şey geldiğinde, bir kişinin veya manevi bir gücün kendisini kurtaracağına inanır.\ \*Zoraki Kahramanlık: İnsan, ölümden hiçbir şekilde korkmadığını, bu hayatta kahramanlık için var olduğunu ve ölümü alt edeceğini düşünür.\ \*İşkoliklik: İnsanın kendisini "aşırı düzeyde işine vermesi", önünde azalan gelecek zamanı görmekten kaçınmasını sağlar.\ \*Saldırganlık ve Kontrol: İnsan başkasına zarar vererek veya başkasını kontrol ederek kendisini ölümden uzaklaştırdığına inanmasıdır. Özgürlük -Kişi özgürdür ve yaşamı tamamen kendi sorumluluğundadır. Yaşam stilinin, eylemlerinin yazarı kendisidir.\ -En kötü şartta bile insanın kendi seçimi vardır ve bunu kendisi seçer.\ -İnsanın sürekli seçimler yapması gerekir ve bu seçimler diğerlerinden vazgeçmektir. Buna varoluşsal suçluluk denir.\ -Özgürlük sorumluluğu meydana getirir. İnsan kendisi sorumludur.\ -İnsan kaderinin, hayat durumunun, duygular ve acılarının sorumlusudur.\ -Bu günün insanı neyi yapmak istediğini seçmeli, kendi yaşamını oluşturmalıdır. Anlamsızlık \*Hayat anlamsızdır.\ \*Kesin olan tek şey kesinliğin olmadığıdır.\ \*Hayat anlamsız olmasına rağmen, insan bu anlamsızlığın getirdiği acıyla yüzleşerek yaşamaya devam etmelidir.\ \*Hayat anlamsızdır ama insan kendisine öznel bir anlam bulabilir.\ \*Bu düşüncenin en büyük istisnası V. Frankl'dır. İnsanın hayatının anlamı olduğunu, bunu bireysel olarak kaçınılmaz acıyı yaşayarak bulur. Yalnızlık -İnsan her zaman ve sonuçta yalnızdır.\ -Eğer insan ölümlülüğünü, özgürlük ve sorumluluğunu kavrarsa yalnız olduğunu fark eder.\ -Biriyle çok fazla bir olmaya çalışmak ve tamamen diğerlerinden uzaklaşmak da boşluğa yol açar.\ -Kişi yalnızlığı kabul edip kendi içine değer verdiğinde, diğerleriyle ilişkisi yoksunluktan değil, olması gerektiği içindir. Üç Tür Yalnızlık 1)Kişilerarası -- İnsanlara ulaşmak isteme ama ulaşamama durumunda görülen normal yalnızlık durumu.\ 2)Kişinin Kendi İçinde -- Psikanalizdeki bastırma. Kişinin baş edemediği yön veya şeylerini bilincinden uzaklaştırmasıdır. Kendi duygularını bastırırsa, kendi yargı ve potansiyeline güvenmezse, yalnızlık gerçekleşir.\ 3)Varoluşsal -- İnsanlarla tamamen doyurucu ilişki kurulsa da, kendisini tamamen tanıyıp kabul etse de yaşanan yalnızlıktır.\ -İnsanın kendisi ve diğerleriyle arasındaki kapatılamayacak durumdan kaynaklanır.\ -Ölümle ve özgürlükle yüzleşmek bireyi varoluşsal yalnızlığa yaklaştırır. \*İnsanın nasıl bir kişi olacağını, her an yaptığı seçimler belirler.\ \*İnsan seçim yapabiliyorsa, bu yaşamda kurban değildir.\ \*Her insanın kişiliği biriciktir.\ \*İnsan kendi yapısını araştırmakla meşgul olmalıdır.\ \*Sınırlı varoluş -\> Kişinin sorunlarından ve içsel süreçlerinden habersiz oluşudur. ÖZGÜRLÜK -\> Seçimleri gerektirir. -\> Değişmeyi gerektirir. -\> Değişim sorumluluk yaratır. -\>Kaygıya neden olur. -\> Kaygıyı göze alanlar değişebilir. [Sağlıklılık ve Fonksiyonsuzluk] \*Sağlıklı olmak, otantik olabilmektir.\ \*Otantiklik; içinden geleni inkar etmemek, yapmacık yaşamamak ve kendini kandırmamaktır.\ \*Sağlıklı kişi kendi varoluşunu merkeze alır.\ \*Sağlıksızlık; boşluk hissiyle bağlantılıdır ki bu boşluk hissi kişinin şu anki yaşam şekli ve normlardan kaynaklanır. Üç Tür Anlamsızlık -Bitkisellik -- En ağır yaşanandır. Kişi yaşamının hiçbir şekilde anlamı olmadığını düşünür.\ -Nihilizm -- Yaşama kızma ve ondan iğrenmeyle ilgilidir. Bunlar hayatta bir anlamın bulunmadığını söyler ama aramaya da devam ederler.\ -Maceracılık -- En az zararlı olandır. Kişi hayata anlam katmak için fiziksel veya farklı risklere atılır. (Kumar, madde kullanımı...) [Terapötik Atmosfer] \*Danışma; danışman ve danışanın kendilerini anlamak için bir yolculuktur.\ \*Danışman; düşünceli, pasif ve kendi içine bakar. Danışmada aktif değildir.\ \*Formal değerlendirme metotlarını kabul etmezler. Bunun danışman -- danışan arasına mesafe koyduğunu düşünürler.\ \*Otantik ve güven verici ilişki önemlidir.\ \*Danışan -- danışman o anda tamamen orada olmalıdır.\ \*Danışman nihai konularda düşünme ve yüzleşme için danışını cesaretlendirir.\ \*Uzun süreli terapi süreci gerektiğine inanırlar. [Danışman -- Danışan Rolleri] -Danışman, danışanın problemine çözüm üretmeye çalışmaz.\ -Danışman -- danışan eşit ilişki içerisindedir. Ne danışana karşı nötr ne de uzman rolündedir.\ -Kendi otantiklik ve özünü araştırmayan kişi danışman olamaz, danışman varoluşsal olarak tembel olamaz.\ -Danışman "bildiğini bilmeme" tutumu sergiler.\ -Sorumluluk almayan danışan danışmadan yarar görmez.\ -Danışman danışanın özgür varoluşuna saygı duyar. [Terapötik Amaçlar] \*Amaç; danışana özgürlüğünün nasıl engellendiğini fark ettirmek ve danışanı özgürleştirmektir.\ \*Danışanın seçeneklerinin farkına varmasını sağlamak ve seçenekleri arttırmaktır.\ \*Danışanın yaşamında yaptığı seçimin sorumluluğunu almasını sağlamaktır.\ \*Danışanın nihai konularla, ölümün varlığıyla yüzleşmesini sağlamaktır. [Terapi Sürecinin İlkeleri,] -Psikolojik sıkıntıların ardında varoluşsal (nihai) konular yatar.\ -Her bir danışanın bireysellik ve insan oluşuna saygı duyulmalıdır.\ -Danışanın kendisi olmasına, farkındalık ve öznel bakış açısına değer verilmelidir.\ -Her şeyin geçici olduğu ve önemli olanın şu an yaşananlar olduğu vurgulanır.\ -Aktarım ve karşıt aktarıma etiket olarak bakarlar. Bu da olanları geçmişe bağlama ve o anda gerçekleşen danışan -- danışman ilişkisine odaklanmaya zarar verir.\ -Direnç, kişinin ölümlülüğünü görmek istememesi ve ölümü kabullenmemesidir. [Terapötik Teknikler] \*Çoğunlukla teknik kullanmazlar.\ \*Teknikler; derinleşme, doğrudanlık ve otantikliği engeller diye düşünürler.\ \*Bazıları danışana uyan tekniği seçip kullanmakta özgür olduğunu belirtirler.\ -Sözsüz davranışlara dikkat etme -Kendini açığa vurma\ -Paradoksal niyet -Dikkati dış dünyaya yöneltme\ -Rüya analizi -Paranteze alma\ -Yönlendirilmiş fantezi [Kurama Yönelik Eleştiriler] -Diğer kuramlardan yararlanmaması ve sıkı bir psikoterapi kuramı olmaması\ -Kuramın anlaşılmasının güç olması\ -Temsilcilerinin yazdıklarının anlaşılmasının zor olması\ -Her şey bireysel ve kendine özgüyse insanın varoluşu hakkında nasıl bir kuramdan veya yönelimden bahsedilebilir?