Türk Dili Tarihi - Final Ders Notları PDF

Summary

Bu belge, Türk dili tarihi hakkında ders notları içermektedir. Uygur alfabesinin ortaya çıkışı, Maniheizm'in kabulü ve Uygurlar'ın göçü gibi önemli konuları ele almaktadır. Notlar, tarihsel süreçler ve bunların dil üzerindeki etkilerini ayrıntılı olarak incelemektedir.

Full Transcript

kağanlığı” dönemidir. Bu devletin başkenti ise Uygur alfabesinin ortaya çıkışı Ötüken’e yakın olan Karabalgasun idi. Köktürk yazısının yerine yeni bir yazı kabul edildi: Bu devrede Moyun Çor adına 750-...

kağanlığı” dönemidir. Bu devletin başkenti ise Uygur alfabesinin ortaya çıkışı Ötüken’e yakın olan Karabalgasun idi. Köktürk yazısının yerine yeni bir yazı kabul edildi: Bu devrede Moyun Çor adına 750-760 yılları Soğdaklardan alınan yazıya bir kaç harf eklenerek arasında dikilen üç anıt Köktürkçe ile yazılmıştı. oluşturulan Uygurca. Bu evrede yazı malzemesi olarak kağıt kullanılmaya başlandı. Bütün bu Maniheizm’in kabulü gelişmeler dile de yansımıştır. Uygurların üçüncü hükümdarı Bögü Kagan’dır. Bögü UYGURLAR VE TÜRK DİLİ Kagan 762 yılında Mani dinine girmiştir (Maniheizm M.S 3. Y.Y.’da İran’da, Hıristiyanlıktan sonra Manici çevreye ait metinler Müslümanlıktan önce doğmuştur. Zerdüştlük ile Hıristiyanlığın karışımıdır. Karanlıklar ve aydınlıklar Manici edebiyatta “nazım, manzume şiir” için dünyasına sahiptir. İran’da yasak edildiği için, Orta Sanskritçeden geçme şlok ve Türkçe takşut Asya’ya oradan da Çin’e yayılmıştır. Bu yayılma ise kelimeleri kullanılmıştır. Küg kelimesi ise daha çok Soğdaklar sayesinde olmuştur. “Soğdaklar, Doğu ezgili şiir ve nazımlar için kullanılmıştır. Baş ve İran kavmidir ve ticaretle uğraşmaktaydılar.” Mani Başik ise ilahi manasındadır. dini Çin’de de yasaklandığı zaman Türk hükümdarları Mani rahiplerini himayeleri altına Aprın Çor Tigin bir şehzadedir ve bu devrede çok almışlardı. Uygurların ileri gelenleri de bu dini önemli bir isimdir. Bilinen ilk Türk şairidir ve benimsemişlerdi). şiirlerinden ikisi günümüze kadar gelmiştir. Bu şiirlerden birisi Mani dinini övmek amacıyla Uygurların Göçü yazılmıştır. Diğeri ise “Sevgili” anlamında ve Türkçedeki ilk aşk şiiridir. Bu şiirlerin nazım birimi Kırgızlar, Uygurların bozkır kağanlığına son verince, dörtlüktür. Nakaratlar ise daha çok ikilik ve Uygurlar başka topraklara göç etmek zorunda kaldı üçlüklerden oluşmaktadır. Bu şiirlerde mısra (bu göçler, göç destanlarının muhtevasını teşkil sonlarında kafiye yoktur. Bunun yerine mısra eder). Bu nedenle Orhun Vadisi’ni terk etmişlerdir başlarına kafiye yer almaktadır. Ahengi sağlayan ise Orhun Vadisi yaklaşık bin yıl boyunca Türklüğün “aliterasyon”dur. merkezi konumundaydı, fakat bu olaydan sonra Orhun Vadisi Türklüğün merkezi olma konumundan Tahminen 930 yılında ve Köktürk harfleriyle yazılmış çıktı. Eğer bu hadise olmasaydı, şu anda dahi olan Irk Bitig (Fal Kitabı), Mani çevresinde yazılmış Türkler belki orada yaşıyor durumda olacaklardı. önemli bir metindir. İçinde dine ait unsurlar Göçler sonucu, Kaşgar ve Balasagun bölgelerine bulunmakla birlikte dini bir eser değildir; bir fal gelindi. kitabıdır. Her biri ayrı bir fal olarak yorumlanan 65 paragraftan meydana gelmiştir. Kırgızlar 924 yılına kadar Orhun bölgesinde kaldılar. Daha sonra Karahıtaylılar (Moğollar) Kırgızları Turfan’da bulunan Huastuanift adlı eser Mani dinine Yenisey taraflarına gönderdiler. Uygurlar ise Doğu ait uzunca bir tövbe duasıdır. Bir bakıma İslâmî Türkistan’a (Şincan bölgesi) geldiler. Bu bölgede ve tövbe duasına da benzemektedir. Maniciliğe ait bir doğusunda Uygur devletleri kuruluyordu (Turhan ve çok kavram bu metin içerisinde yer alır. Cümle Hoço Uygur devletleri). Turhan Uygur devleti, yapısı sağlamdır. Çağatay hanlığına bağlı olarak 1308’lere kadar yaşadı. Burkancı çevreye ait metinler Üçüncü devlet Kansu bölgesinde kuruldu. Bu bölge Burkancı edebiyatta “nazım, manzume, şiir” kavramı Şincan-Uygur otonom devletinin doğusunda yer için Türkçe koşug ve takşut; Sanskritçe şlok ve almaktadır. Türklük tarihi bakımından önemli bir padak tabirleri kullanılmıştır. Ir kelimesi ise daha devlet olmasının yanında, fazla uzun ömürlü çok şarkı manasına gelir. Bu devreden günümüze olmamıştır. kalan 25 şiirin toplam mısra sayısı 1400’ü bulmaktadır. Hemen hemen tamamı dini ve pek Bu üç devletin halkları, bozkır bölgesinde çoğu özgündür. yaşayanlara göre çok farklıydılar. Doğu Türkistan’daki Uygurlar arasında Budizm Bu şiirlerde en önemli ahenk unsuru mısra başı (Burkancılık) yayıldı. On ikinci asırda Maniheizm kafiyesidir. Nazım birimi çoğunlukla dörtlüktür ama tamamen yok oldu ve Doğu Türkistan’da yaşayan sekizliklerden meydana gelenleri de vardır. “Öyle Uygurlar arasında Budizm tek din haline geldi. Yerlerde” yani anı teg orunlarta ilk pastoral Böylece Türklerin önemli bir kolu beş yüz yıl Budist şiirimizdir. Pratya-şiri ve Şıngku Şeli Tutung ise, olarak yaşamış oldu. Uygurlardan adları bize kadar ulaşan önemli şairlerdendir. Bu nedenlerden dolayı, din, medeniyet ve yazıda değişmeler görülür. Maniheizm’den Budizm’e; BURKANCI EDEBİYATTA NESİR göçebe yaşamdan yerleşik yaşama ve Köktürk harfli metinlerden Uygur harfli metinlere geçiş 1. Vinayalar görülmektedir. Vinayalar, Burkancı “rahip ve rahibelerin hayatını, günlük yaşamlarını düzenleyen kuralları içine alır.” Hazırlayan: İsa SARI / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Ders Notları / www.isa-sari.com / Sayfa: 3/16 Sayıları çok değildir. Karmavâcana adlı vinaya, kitaplar halinde yazılmışlardır. Çatikler, Burkanların manastır kıyafetinin kullanılışına dair bir metindir. çeşitli hayatlarını anlatan, olağanüstü olaylarla süslü Pravâranâ ise bir Burkan rahibinin yağmurlu bir masallardır. İslâmî edebiyattaki menkıbeleri mevsimde çekildiği inzivayı anlatır. Vinayavibhańga hatırlatırlar. adlı metin manastır kurallarıyla ilgilidir. Prens Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesi 2. Sudurlar adıyla meşhur olan Edgü Ögli Tigin İle Ayıg Ögli Tigin (İyi düşünceli Şehzade ile Kötü Düşünceli Bu kitaplarda, gerek tarihi Burkan’ın ve gerekse Şehzade) en tanınmış çatiklerden biridir. Bin Buda bütün Burkanların verdikleri veya vermiş olduklarına mabetlerinde bulunan bu eserde, iyi bir şehzadenin inanılan vaazlar bir araya toplanmıştır. Sudurlarda bütün canlılara yardım etmek ve canlıların birbirlerini önce vaazın verildiği yer tasvir edilir. Sonra öldürmelerine engel olmak üzere çok değerli bir müritlerden biri bir soru sorar ve Burkan da sorulan mücevheri ele geçirmek için çıktığı maceralı bu soruya dayanarak vaazını verir. Vaaz bittikten yolculuk anlatılır. sonra dinleyicilerden iki kişi konuyu kendi aralarında tartışırlar. Eğer sonuç alınamazsa soru tekrar Altun Yaruk içinde bazı çatikler de vardır. Bunların Burkana sorulur. Bu böyle sürüp gider. en meşhurlarından biri Şehzade ile Aç Pars Hikâyesi’dir. Çatikte, açlıktan ölmek üzere olan bir Uygurcaya çevrilmiş en hacimli sudur Altun parsı kurtarmak isteyen fedakâr şehzade anlatılır. Yaruk’tur. Altun Yaruk, “altın ışık” manasına gelir. Parsın ölmemesi için şehzade kendisini ona yem Beş Balık’lı Şıngku Seli Tutuŋ tarafından Çinceden eder. Uygurcaya çevrilmiş olan eser, “tercümeden ziyade müstakil bir adaptasyon”dur. Şıngku Seli Tutuŋ Dantipali Beğ hikâyesinde ise kendini feda eden bir birçok eklemelerle eseri genişletmiştir. Hüen- geyiktir. Çaştani Beğ hikâyesinde Çeştani Beğ’in Tsang’ın ünlü seyahatnamesini de Uygur ülkesinde yaşayan insanlara hastalık ve belalar Türkçesine çeviren ve bu tercümede kullandığı getiren şeytanlarla mücadelesi anlatılır. Toharca’dan “kavi” üslûbu dolayısıyla Reşid Rahmeti Arat Türkçeye çevrilmiştir. Toharca’dan çevrilen başka tarafından eski Türk şairleri arasında gösterilen bir eser de Maytrisimit’tir. Eserde, Maitreya Şıngku Seli Tutuŋ, Uygurlar çağı Türk edebiyatının Burkan’ın menkıbevî hayatı anlatılır. Maitreya, en önemli simalarından biridir. Müslümanların mehdisi gibi, istikbalde gökten yere inip insanları nirvanaya ulaştıracak olan bir Araştırıcılar tarafından en iyi işlenmiş metinlerden Burkan’dır. Ülüş adı verilen bölümlerden meydana biri olan Sekiz Yükmek (Sekiz Tomar) adlı sudur, gelmiştir ve dramatik özelliği ile dikkat çeker. Uygurlar arasında çok yayılmış olan dinî bir eserdir. Çinceden çevrilmiş olan Sekiz Yükmek, 3. Abidarmalar Burkancılığa ait dinî-ahlâkî inanışlarla bazı pratik bilgileri ihtiva eder. Kısa cümleleri, açık ve samimi Abidarmalar, Burkancılığın metafizik yönünü işleyen ifâdesi, zengin kelime hazinesi ile dikkate değer bir eserlerdir. “Kuru, sıkıcı, ağır” bir ifadeye sahip olan üslubu vardır. bu eserler, “Türkçenin ilim ve felsefe dili olarak da kullanıldığını ve dilin imkânlarının zenginliğini gözler Şinasi Tekin tarafından işlenen Kuanşi İm Pusar önüne sermektir”. Abidarim Kıınlıg Koşavarti (Ses İşiten İlâh), “Asil Dinin Nilüfer Çiçeği” adlı Şastir adlı eser Çinceden tercüme edilmiş hacimli sudurun bir bölümüdür. Eserin konusu, Kuanşi İm bir eserdir. adlı bir Bodisatva’nın (Burkan adayının) canlı varlıkların sıkışık anlarında Hızır gibi yetişerek 4. Diğerleri onlara yardım etmesi ve Nirvana yolunu göstermesidir. Çinceden çevrilen eserine nerede ve Küentso (Hüen-Tsang) Biyografisi adıyla tanınmış kim tarafından tercüme edildiği bilinmemektedir. eserin Burkancı Uygurlardan kalan eserler arasında Tercüme ve istinsah tarihleri 13. asırdan önce önemli bir yeri vardır. Bu eser, Küentso adlı Çinli bir olmalıdır. Burkan rahibinin 630-645 yılları arasında Türkistan üzerinden Hindistan’a yaptığı seyahati ve Çin’deki Çince’den çevrildiği tahmin edilen ve Semih Tezcan hayatını anlatan bir seyahatname ve biyografidir. tarafından işlenen İnsadi Sudur, “rahiplerin karşılıklı Şıngku Seli Tutuŋ tarafından tahminen 10. asrın olarak birbirlerine günahlarını anlatma” törenleri ile birinci yarısında Uygurcaya çevrilmiştir. Eser, 7. ilgilidir. Eserde Sundarî Kız adlı bir çatik de vardır. asırdaki Türk ülkeleri hakkında müşahedeye dayanan bilgileri dolayısıyla bizim için çok önemlidir. 1328’de Çinceden çevrilen, tahta baskıları da Tercüman, bu eserde şiirle nesir arası “kavi” bulunan Yitiken Sudur büyü ile ilgili bir metindir. üslubunu kullanmıştır. Kşanti Kılguluk Nom Bitig adlı sudur ise bir günah çıkarma kitabıdır. 3. Çatikler Sudurlar içinde yer alan ve Uygurların çatik dediği jâtaka türü, Uygur dil ve edebiyat metinleri arasında özel bir yere sahiptir; çünkü bunlar bazen bir hayli uzun masallardır. Çok defa da sudurlardan ayrı Hazırlayan: İsa SARI / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Ders Notları / www.isa-sari.com / Sayfa: 4/16

Use Quizgecko on...
Browser
Browser