TOPLUM VE RUH SAĞLIĞI (1) PDF

Summary

This document discusses fundamental concepts related to community and mental health, including different models of health, stress symptoms, and components of mental health. It also touches upon preventative measures for mental health problems.

Full Transcript

TOPLUM VE RUH SAĞLIĞI Münevver KAYHAN 1. hafta TOPLUM VE RUH SAĞLIĞI İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR saĞlik Dünya Sağlık Örgütüne (WHO)göre sağlık; yalnız hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Et, süt, ekmek var vb var diye daha...

TOPLUM VE RUH SAĞLIĞI Münevver KAYHAN 1. hafta TOPLUM VE RUH SAĞLIĞI İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR saĞlik Dünya Sağlık Örgütüne (WHO)göre sağlık; yalnız hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Et, süt, ekmek var vb var diye daha da önemlisi her şey var diye sağlıklı olmazsın. Yani annelerimizden duyarız ya her şeyin var niye mutlu değilsin diye öyle bir şey, ruhen de iyilik halinde olmalıdır insan saĞliĞin TEDAVİ EDİCİ- TIBBİ MODEL: Hastalığın modellerİ & ve sakatlığın olmayışı olarak açıklanabilir. tam sağlıkal ment!on hastalık/sakat!n yen tedan! ed!c! çevresel model ÇEVRESEL MODEL: Sosyo ekonomik bütünsel model durumlar, statü, eğitim ve çeşitli Geuren!n çevresel faktörlerin sağlığı sağlama etkilemesiyle ilişkilidir. - BÜTÜNSEL MODEL: Çevresel, ruhsal, sosyal, duyusal ve işlevsel olarak Bütünk kapsamasıdır. Cüceloğlu’na göre, stres, "bireyin fizik ve sosyal çevredeki uyumsuz koşullar nedeniyle, bedensel ve psikolojik sınırlarının ötesinde harcadığı gayrettir« STRESİN BELİRTİLERİ; Fiziksel, Duygusal, Zihinsel ve sosyal olmak üzere dört grupta toplanabilir. 1. FİZİKSEL BELİRTİLER: Baş ağrısı, düzensiz uyku, sırt ağrıları, çene kasılması veya diş gıcırdatma, kabızlık, ishal ve kolit, döküntü, stres kas ağrıları, hazımsızlık ve ülser, HT veya kalp krizi, aşırı terleme, iştahta değişiklik, yorgunluk veya enerji kaybı, kazalarda artış. 2. DUYGUSAL BELİRTİLER: Kaygı veya endişe, depresyon veya çabuk ağlama, Ruhsal durumun hızlı ve sürekli değişmesi, asabilik, gerginlik, özgüven azalması veya güvensizlik hissi, aşırı hassasiyet veya kolay kırılabilirlik, öfke patlamaları, saldırganlık veya düşmanlık duygusal olarak tükendiğini hissetme. STRESİN BELİRTİLERİ; Fiziksel, Duygusal, Zihinsel ve sosyal olmak üzere dört grupta toplanabilir. 3. ZİHİNSEL BELİRTİLERİ: Konsantrasyon, karar vermede güçlük, unutkanlık, zihin karışıklığı, hafızada zayıflık, aşırı derecede hayal kurma, tek bir fikir veya düşünceyle meşgul olma, mizah anlayışı kaybı, düşük stres verimlilik, İş kalitesinde düşüş, hatalarda artış, muhakemede zayıflama. 4. SOSYAL BELİRTİLER: İnsanlara karşı güvensizlik, başkalarını suçlamak, randevulara gitmemek veya çok kısa zaman kala iptal etmek, İnsanlarda hata bulmaya çalışmak ve sözle rencide etmek, haddinden fazla savunmacı tutum, bir çok kişiye birden küs olmak. 1. Kabullenme 2. Başkalarını Anlama 3. Görevlerini Yerine Getirme 4. Kendine Karşı Olumlu Tutum 5. Büyüme Gelişme Kendini Gerçekleştirme Yeteneği ruh 6. Bütünleşme saĞliĞinin 7. Otonomi(özerklik) bİleŞenlerİ 8. Gerçeklik Algısı 9. Çevresel Hakimiyet  Düzeltme ve düzenleme yeteneğine sahip  Kişisel değer duygusu olan  Kendi karalarını kendi verebilen ve problemleri çözebilen ruhsal   Güven ve sorumluluk duygularına sahip Sevgi duygusunu kabul eden ve karşılık olarak verebilen saĞlikli   Hayalde değil gerçek dünyada yaşayabilen Davranışlarda olgunluk gösteren, bİreyİn yaşamında hayal kırıklıklarını tolere edebilen özellİklerİ  Günlük aktivitelerinin amacı ve anlamı olan, bir yaşam felsefesine sahip olan  Düzenli bir çalışma hayatı olan ve mesleki hayatı dışında eğlendirici, dinlendirici kişiyi geliştiren faaliyetlerde buluna bilen…kişilerdir. ruhsal Ruhsal hastalık kısaca uyumsuzluk olarak ifade edilir. Genel olarak bireyin zihinsel hastaliklar ve olarak hasta olduğu düşüncesidir. belİrtİlerİ Bedensel Fonksiyon Ruhsal Fonksiyon Bireysel Ve Sosyal Bedensel Bozuklukları Bozuklukları Aktivitelerde Şikayetler Değişiklik  Uyku  Davranış ve Konuşma Hastalar Bedensel Halsizlik,  İştah Ve Gıda  Dikkat Ve İhtiyaçlarını Ve Yorgunluk, Alımı Konsantrasyon Kişisel Bakımlarını Vücudun Bozukluğu İhmal Etmeleriyle Çeşitli  Bağırsak Ve Kategorize Bir Bölgelerinde Mesane  Zihin, Zeka Ve Durumdur. Ağrı…vb Hareketleri Sağduyu Şikayetlerdir..  Cinsel İstek  Bilinç Seviyesi sorunlar - Ortaya uma e 1. PRİMER ÖNLEME: Ruh sağlığı sorunları ortaya ler!n!n ortadan çıkmadan gerekli önleyici tedbirleri alarak hastalığın kaldırılması azaltılması ortaya çıkmasını önlemektir. Amaç, risk faktörlerini amaylanmaktadır. azaltmak, hastalık nedeni olan faktörleri yok etmek ve direnci artırmaktır. Hastalık/sorun/olumsuz olaylardan kaynaklanan yeni olguların (insidans) sayısını azaltmayı hedefler. koruyucu 2. SEKONDER ÖNLEME: Hastalık oluşma sürecini semptomatik hale gelmeden durdurmayı dolayısıyla faktörler- hastalığın ileri evrelerine müdahaleyi hedefler. Erken - tanı ve tedaviyle toplumdaki hastalığın sonuçlarının korumalar görülme sıklığını azaltmayı hedefler. 3. TERSİYER ÖNLEME: Mevcut hastalık, bozukluk ve !lerlemeden S sorunların fiziksel ve sosyal sonuçlarını ya da yeti Hastalığı - var dan kaybını azaltmayı hedefler. Bu haliyle de hastalığın yaklalayıp ; hastalığı durdurmayı hedefler. hastallığın : semptomatik evresinde müdahaleyi hedefleyerek semptomlarını yeti kaybını azaltmayı, rehabilitasyonu, hastalıkların yönetmeye ; yet! tekrarlaması ve depreşmesini önlemeyi amaçlar. kaybını önlemeye çalışır. 1. Ruhsal bozuklukları önlemek yararlı ve gereklidir. 2. Ruhsal sorunların ortaya çıkmasında risk faktörlerinin sayısı önemli bir faktördür. Risk faktörlerinin değiştirilebilir olanlarını değiştirmek risk faktörlerinin sayısını azaltacak, ortaya çıkmasını engelleyebilecektir. 3. Ruhsal sorunların ortaya çıkmasındaki kompleks ruhsal patogenez nedeniyle önleme araştırmalarının hastaliklari etyolojiden çok farklı sosyal sektörlerdeki risk önleme çabasu faktörlerini önlemeye kaydırılmasının daha yararlı olacağını belirtmektedir. 4 açidan önemlİdİr!!!! 4. Bu aynı zamanda diğer ruhsal olan/olmayan sorunların oluşmasını engelleyecektir.  Maliyet İle İlgili Sorunlar  Damgalanma Endişesi  Uzun Süreli Tedavi Gerekliliği ruh saĞliĞin  İyileşme Süreci Bilgi Eksikliği tedavİsİnde  Hizmetlere Sınırlı Erişim Olması  Eşlik Eksikliği karŞilaŞilan  Kültürel Açıdan Bakım Eksikliği sorunlar  Toplumla Bütünleşme  İlaç Komplikasyonları  Ailenin Tutumu  Psikiyatrik Talimatlar pekİ bİzler ne yapacaĞiz? ① eğ"t"m. & Destekle, damgalanmasın.  Hastalar ve ailelere eğitim vererek bilgi eksikliklerinin önüne geçeceğiz, eşlik desteğini sağlamış olacağız.  Hastayı destekleyici tutum ile damgalanma endişesini ortadan kaldırmayı hedefleyeceğiz.  Hastaların birbirleriyle ilişkilerini inceleyerek arda köprü görevi göreceğiz. ③Hastaların  Gözleme dayalı bir çok yerde aktif rol oynayacağız. ⑪ Gözlem !l!şk!ler!n! güçlend!r. 2. hafta TOPLUM RUH SAĞLIĞI TANIMI VE TARİHÇESİ Literatürde, ruh sağlığının tanımını yapmaya çalışan birçok görüş bulunmaktadır. Bu görüşleri de kapsayacak şekilde ruh ruh saĞliĞi sağlığı, “kişinin kendi kendisiyle, çevresini hastaliklarinin oluşturan kişilerle ve toplumla barış içinde tanimi ve önemİ olması, sürekli denge, düzen ve uyum sağlayabilmek için gerekli çabayı sürdürebilmesi” olarak tanımlanabilir. Ruhsal yönden sağlıklı bir birey; Düşünme gücü yerinde, çevresi ile uyumlu, yeteneklerinin ve başa çıkabileceklerinin farkında, sorunlarını akılcı ve gerçekçi yoldan çözen, yersiz kaygı ve korkusu olmayan, toplumdaki yerini, sorumluluklarını ve yaşamının değerini bilen, insanlarla kolay ilişki kuran, çevresinde olan ve bitenlerle ilgili bireydir. 1. HALK SAĞLIĞI MODELİ: Ruh hastalıkları yönünden toplumdaki riskli gruplarla çalışır. abd’de toplum 2. BİYOMEDİKAL MODEL: Organik kökenli ruh saĞliĞi ruh hastalıklarına tanı koyma ve önleme hİzmetlerİ dört odaklı çalışır. ana modelle 3. SİSTEM MODELİ: Kapsamlı bakım sağlama ve hİzmetİnİ bedensel- ruhsal bütünlük içinde sürdürmektedİr rehabilitasyonu gerçekleştirme odaklı çalışır. Bu model toplumda hastalığı nedeniyle işlevsel olamayan, ruh hastalıklarının tedavisi için yapılandırılmıştır. 4. HASTA MERKEZLİ MODEL: Sistem modeli toplum ruh sağlığı ile ilgili gereksinmeleri karşılamaya çalışmasına karşın bazı alanlarda yetersiz kalmıştır. Toplum ruh sağlığı terimi, birey ve bireyin etkileşimde bulunduğu çevreye ilişkin psikiyatrik sağlık bakımını anlatır. toplum ruh Bu hizmet hastane dışında, bireyin evi ya da yaşadığı saĞliĞi ve ortamda sunulur. toplum ruh Bir başka anlatımla, hastane merkezli görüşün yerini toplum saĞliĞi merkezli görüşe bırakmasıdır. TOPLUM RUH SAĞLIĞI hİzmetlerİ HİZMETLERİ İSE, TOPLUM RUH SAĞLIĞI İÇİN GEREKLİ OLAN TÜM HİZMETLERİ İÇEREN BİR KAVRAMDIR TOPLUM RUH SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSE, TOPLUM RUH SAĞLIĞI İÇİN GEREKLİ OLAN TÜM HİZMETLERİ İÇEREN BİR KAVRAMDIR BİRİNCİL ÖNLEME İKİNCİL ÖNLEME ÜÇÜNCÜL ÖNLEME Toplum ruh sağlığı Akut ve klinik öncesi Ruhsal hastalığın birey hizmetlerinde esas, ruh ruh hastalıklarının üzerindeki etkilerinin sağlığını korumak, ruh erken tanısı, tedavisi rehabilitasyon ve sağlığını bozan ve bakımını bakımla en aza faktörlerin belirlenmesini sağlamak, yüksek risk indirilmesini sağlamak, ve ruh hastalıklarının altındaki bireylerin rehabilitasyon ve önlenmesini sağlamak ve hastalık oranını bakımının sürekliliğini bu çalışmaları halka azaltmak sağlamak ve bunun için götürebilmek erken tanıla , sistem oluşturmaktır. tedav! ve bakım ; hastabrey!n sempt ne sagl!kkorufaktörler! engelle bel!rle; !lerlemes!n! larını en aza !nd!r. bakımını ver ! Multidisipliner bir ekip ile yürütülen toplum ruh sağlığı hizmetleri, oldukça kapsamlı bir tedavi, rehabilitasyon ve destek hizmetini kapsamaktadır. Bunun yanı sıra birçok kuruluş ve meslek grubu da bu toplum hizmetlerin içinde yer almaktadır. Ebeler ruh sağlığı bakımında etkin bir şekilde yer alabilecek ruh sağlık bakım profesyonelleridir. Toplum temelli çalışma alanlarında ebeler öncelikle sağlığı saĞliĞnda yükseltme ve sürdürme, eğitim ve yönetim, bakımın koordinasyonu ve sürdürülebilirliği ile ilgilenmektedir. ebelerİn Toplum temelli çalışan ebeler birey, aile ve grupların sağlık gereksinimlerini belirler, sağlık ve hastalığa bağlı sorunlar görevlerİ ve sağlığı tehdit eden durumlarla başa çıkmasına yardım eder. Durum saptama, yeterlik oluşturma, sosyal destekleri güçlendirme ile birey ve toplumun da katkısıyla hastalıkları önleme, sağlığı sürdürme ve yükseltmedir. ulusal ruh saĞliĞi eylem plani 2011- 2016yillari İçİn planlanan eylemler Ruh Sağlığı Hizmet Modeli Ruh Sağlığı Hizmet Yeni Organizasyon Değişikliği- Ruh sağlığı alanında Yönetiminin Planı Temelinde dünyada genelinde 3 farklı Reorganizasyonu Hedef ve Aktiviteler hizmet modeli bulunmaktadır: HASTANE TEMELLİ TOPLUM TEMELLİ TOPLUM- HASTANE MODEL MODEL DENGE MODELİ Ülkemizde var olan hastane temelli sistemde hastalara sunulan hizmeti poliklinik hizmetleri, alevlenme/atak sırasında hastaneye yatırılma, kimsesi olmayan ya da kimsesi olduğu halde bakılamayan hastaların hastaneye yatırılıp bakımının sağlanması olarak özetlemek mümkündür. 2.a. Sunulan hizmet, ağır ruhsal hastalıkların sadece hastane “alevlenme/atak” dönemlerine odaklanmakta, hastalığın alevlenmesine zemin hazırlayan biyopsikososyal etmenlere temellİ müdahale olanağı taşımamakta, hastanın sosyal ve mesleki Y model işlevselliğine katkıda bulunmayı hedeflememektedir. Çoğunlukla hastalığa içgörüsü olmayan ağır ruhsal bozukluğu olan hastaların hastaneden ayrıldıktan sonra ilaç kullanımı ve devlenmeer ! kontrole gelmeleri bazen sadece kendi inisiyatiflerinde bazen de bu konuda hiçbir bilinçlendirme yapılmayan ailelerinin sorumluluğunda olmaktadır. Sonuçta, hastalar hastane dışında hastalıklarıyla baş başa kalmakta ve alevlenmeyi hazırlayıcı ve hızlandırıcı etmenlerle baş edememekte ve hastalığının yeniden alevlenmesi ve hastaneye yatışı kaçınılmaz olmaktadır. 2009 Türkiye İlerleme Rapor’unda “Kurumsallaşmaya alternatif olarak toplum temelli hizmetlerin oluşturulması çok önemlidir. Bu konuda çocukların ve gençlerin sağlıklarının korunması yönünde özel çaba gösterilmesi ihtiyacı bulunmaktadır…” şeklinde önerdiği toplum 2.b. toplum temelli model, 1960’larda öncelikle İtalya’da, eşzamanlı olarak İngiltere, Fransa, Almanya’da başlayan ve tüm temellİ dünyada hızla geçilen, DSÖ’nün de tavsiye ettiği bir modelidir. ↓ model Toplum temelli ruh sağlığı modelinin esas hedef uzun süre hastanede kitlesini ağır ruhsal bozukluğu olan veya hastanede uzun süre yatırılan hastalar oluşturmaktadır. yata hastayı Bu hastalarla ilgili sorunu sadece tedavi boyutuyla Kazandırmak, düşünmemek gerekir. sosyal /ekonom!k Bu sorun sosyal, ekonomik, hukuki ve tıbbi boyutları... boyutlarca olan bir sorundur. değerlend"rmekt"r. EKONOMİK BOYUTU HUKUKİ BOYUTU Hastalar ailelerine bağımlı yaşamaktadırlar Hastaların düzenli tıbbi ve hukuki kayıtlarının bundan dolayı da aileden en az bir kişinin çalışma olmaması ve ilgili yerlerin haberdar olmaması veriminin azalmasına ya da hiç çalışmamasına nedeniyle yanlış hukuki işlemler neden olmaktadır. yapılabilmekte ve hasta ve/veya ikinci kişilerin Eğitimlerini tamamlamada güçlük çekmeleri hak ihlali söz konusu olabilmektedir. nedeniyle meslek sahibi olamamaktadırlar, Yine aynı nedenlerle hastanın askere Meslek sahibi olmuş hastalarda gerek hastalığın alınması veya silah ruhsatı alması gibi birincil etkileri gerekse iletişimde yaşadıkları hasta ve toplum açısından risk güçlükler ve sosyal beceri yoksunluğu nedeniyle oluşturabilecek işlemler yapılabilmektedir. verimli çalışamamakta veya işlerini Hastalar ve yakınları, sosyal hakları bırakmaktadırlar. konusunda bilgilendirilme ve Yani bu hastalar yetersiz ekonomik koşullarda bilinçlendirilme eksikliği nedeni ile hak yaşamlarını sürdürmektedirler. kaybına uğramaktadırlar. Bu hastalıkta da yeterli takip ve tedavi alınmadığında alevlenme sıklığı ve şiddeti Vesayet altına alınan hastaların bir kısmında, artmakta ve hastaneye yatış sıklığı ve süresi vasilerinin ilgisizliği ve ihmali olabilmekte, uzamaktadır. Bu durum hem hastanın hem de ancak bunun tespiti, takibi ve gerekli ülkenin ekonomisini olumsuz etkilemektedir. mercilere bildirimi yapılamamaktadır. TIBBİ BOYUTU Hastalık, yaşam boyu sürmekle birlikte çoğu kez iyi planlanmış ve sürdürülebilen bir medikal tedaviye iyi yanıt verir. Hastaların tedavisi ve tedaviye uyumu/uyumsuzluğu periyodik olarak takip edilirse alevlenme sıklığı, şiddeti ve/veya hastaneye yatış sıklığı azalabilmektedir,  Hastalığın alevlenme döneminden önce ortaya çıkan bazı uyarıcı işaretler vardır. Bu işaretler erken tanınıp müdahale edilirse hastalık alevlenmeyebilir. Uyarıcı işaretler hastaya ve/veya yakınlarına öğretilebilir veya sağlık personeli tarafından tespit edilebilirse erken medikal müdahale yapılabilir ve alevlenme önlenebilir. Hastalığın prognozunda ailenin hastaya, hastalığa ve tedaviye ilişkin tutumu belirleyici bir rol oynar. Aile hastalıkla ilgili bilgilendirilirse hastaya karşı, hastalık ve tedaviye ilişkin tutumu iyileştirilebilir ve bu da prognozu olumlu etkiler.  Sık alevlenme hastalarda kalıcı bilişsel kayıplara yol açar ve bunun sonucunda hastalık belirtileri yüzünden sosyal izolasyona maruz kalmış olan hasta tamamen soyutlanabilir ve kendi bakımına ilişkin en temel rutinleri bile yapamaz hale gelebilir. Psikiyatride yalnız ağır ruhsal hastalığı olan hastalar için değil bütün hastalık grupları için “iyileştiren ilişki” kavramı vardır. Bizzat hastayla kurulan ilişkinin kendisinin iyileştiren, belirtileri sınırlayan bir etkisi bulunmaktadır. Ailelerinin bile sağlıklı bir ilişki kuramadığı hastalara yapılan periyodik ziyaret, onunla ilgilenilmesi ve yardım çabaları hastalığın hem doğasını, hem de prognozunu olumlu etkileyecektir, Ağır ruhsal hastalığı olan hastalar çoğu kez zeka ve beceri sorunu olmayan hastalardır. Uygun terapi ve rehabilitasyon programlarıyla en azından öz-bakımlarını sağlayabilecekleri gibi üretime de katkıda bulunabilirler 2.b. toplum temellİ SOSYAL BOYUTU model Toplumsal önyargı ve dışlamalara maruz Hastane temelli modelle hastanın sadece kalmaktadırlar. Bundan tedavi ihtiyacı karşılanabilmekte iken sadece hasta değil aile de yukarıda anlatılan sorun alanlarına müdahale zarar görmektedir. edilememektedir. Aileler karşı karşıya kaldıkları Tüm bu boyutlarıyla “sorun” bir halk sağlığı bu ağır sorunla nasıl baş sorunu olarak düşünülürse, sadece hastanın etmeleri gerektiği konusunda alevlenme dönemlerinde hastaneye getirildiği bilgi sahibi olmadıklarından ve sonrasında tek başına bırakıldığı hastane temelli sistemin değiştirilmesi ve toplum maruz kaldıkları sonuçlar temelli psikiyatri modeline geçilmesi sebebiyle çaresizlik gerekmektedir. hissetmektedirler ⚫ Psikiyatri hastanelerini tamamen kapatmayı ve 2.c. yataklı hizmetleri ülke sathına yaymayı hedefleyen toplum temelli modelin özellikle toplum- insan kaynakları açılarından maliyeti oldukça yüksek olmaktadır. hastane ⚫ Ülkemizin sağlık sistemi, sosyo-ekonomik temellİ koşulları göz önüne alındığında ve insan kaynakları açısından eksikliklerini model gidermesinin onlarca yıl alacağı hesaplandığında en ideal modelin toplum- hastane denge modeli olduğu görülmektedir. ⚫ Halen İngiltere’de uygulanan toplum-hastane denge modelinde psikiyatri hastaneleri 200 yatak veya altına düşürülerek korunmuş ayrıca toplum psikiyatrisi sistemi de kurulmuştur. Toplum temelli ruh sağlığı sistemi üç unsur üzerine kuruludur. Bunlar: A. Hizmetin Coğrafi Temelli Yapılandırılması, B. Hizmetin Ekip Anlayışıyla Çok Yönlü Verilmesi, toplum C. Her Tanımlanmış Bölgeye: Sorumlu toplum ruh sağlığı merkezi, bakım kurumları, koruyucu evler, temellİ korumalı işyerleri ve genel hastaneler içinde ruh saĞliĞi psikiyatri yataklarının açılması şeklindedir. Bakanlık tarafından 2006 yılında hazırlatılan ulusal hİzmetlerİ ruh sağlığı politika metninde toplum temelli modele geçiş tavsiye edilmiş ve bakanlığımız ruh sağlığı politikasında hastane temelli modelden toplum temelli modele geçme kararı almıştır. Bu modelin ilk basamağı olarak da Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM) açma kararı Sağlık Bakanlığı tarafından Nisan 2009’da alınmış ve pilot çalışmaların sonuçları değerlendirilerek ilgili yönerge Şubat 2011’de yayınlanmış ve uygulaması başlamıştır. Damgalama ve Ayrımcılığa Karşı Farkındalığın Oluşturulması ~ 3. yenİ Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi~ organİzasyon plani temelİnde Çocuk İstismarının Önlenmesi ~ hedef ve aktİvİteler İntiharın Önlenmesi ~ ~ Afet ve Travmaların Ruhsal Sonuçlarının Önlenmesi Bağımlılığı Önleme ve Tedavi İçin Hizmet Modeli Oluşturma ~ DAMGALAMA VE AYRIMCILIĞA KARŞI KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ FARKINDALIĞIN OLUŞTURULMASI Damgalanma ruhsal rahatsızlığı olan Kadınlara yönelik aile içi şiddet, kadınlarla bireylerin karşılaştıkları en önemli erkekler arasında eşit olmayan güç sorunlardan biridir. ilişkilerinin sonucu meydana gelen ve özel Hastaların kendilerine saygısını azaltan, aile ve çevreyle ilişkisini bozan, yaşam içinde olduğundan dolayı genellikle sosyalleşmelerini engelleyen, özgürce gizli tutulan, tespit edilmesi zor bir yaşama ve çalışma haklarını ellerinden sorundur. alan bir tutumdur. Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddetin Sonuçta hastalar hastalıkları sebebiyle her vatandaşın sahip olduğu “sıradan bir insan Önlenmesi Bildirgesi’nde kadına yönelik gibi yaşamak” hakkına sahip şiddet, “ister kamusal isterse özel yaşamda olamamaktadırlar. meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel, Toplumda çok yaygın olan “gibi ruh sağlığı psikolojik acı veya ıstırap veren ya da bozuk olan kişiler daha çok şiddet verebilecek olan cinsiyete dayalı bir eylem gösterirler ve tehlikelidirler”, “ruhsal hastalar tedavi edilemezler” yanlış bilgi ve uygulama ya da bu tür eylemlerle tehdit önyargılar sebebiyle oluşan damgalama etme, zorlama veya keyfi olarak ve ayrımcılıkla mücadele etmek gerekir. özgürlükten yoksun bırakma” şeklinde tanımlanmaktadır. ÇOCUK İSTİSMARININ ÖNLENMESİ İNTİHARIN ÖNLENMESİ Bedensel ruhsal ve cinsel gelişimin henüz İntihar bütün dünyada önemli halk tamamlanmadığı 0-18 yaş dönemindeki sağlığı sorunları arasındadır. çocukların, kendilerine bakmakla yükümlü İntihar oranı, ülkeler arasında her 100 olan kimseler veya diğer yetişkinler tarafından bin kişide 3 ile 45 arasında kaza sonucu olmayan fiziksel, duygusal, değişmektedir. İntihar girişimi zihinsel ve cinsel gelişimlerini engelleyen ya da biyolojik, genetik, psikolojik, beden veya ruh sağlıklarına zarar veren sosyolojik ve çevresel faktörler durumlarla karşı karşıya bırakılmasına “çocuk sonucu ortaya çıkmaktadır. istismarı” denmektedir. İntihar dünya genelinde 15-19 yaş Çocuğun bedensel olarak sağlıklı olmasına grubundaki gençlerin ölüm rağmen fiziksel veya psikolojik gelişimi için sebebinin ilk beş nedeni arasında yer gerekli ihtiyaçlarının karşılanmaması ise almaktadır. “çocuk ihmali” olarak tanımlanmaktadır AFET VE TRAVMALARIN RUHSAL BAĞIMLILIĞI ÖNLEME VE TEDAVİ İÇİN SONUÇLARININ ÖNLENMESİ HİZMET MODELİ OLUŞTURMA Ülkemiz deprem kuşağı üzerinde olduğu Avrupa ülkelerinde %3,5’a varan oranlarda için bazıları çok şiddetli olabilen bağımlılık sorunu varken ülkemizde bu depremler ile sel, çığ düşmesi, toprak oranın %0,1-0,5 civarında olduğu tahmin kayması gibi doğal afetler sıkça edilmektedir. yaşanmaktadır. Aradaki fark Türkiye’nin sosyoekonomik ve Ayrıca ülkemizde yangın, iş kazası, kültürel yapısına ve yaygın dini inanışına doğal gaz patlaması gibi olaylar bağlanabilir. da seyrek değildir. Ancak artan iletişim ve etkileşimin de Tüm bunlara maruz kalan, bazen geniş katkısıyla son yıllarda ülkemizdeki kitleler bazen de bireyler olay anında, bağımlılık sorununun artış ivmesi Avrupa hemen sonrasında veya uzun yıllar ülkelerine göre daha fazladır. boyunca psikolojik olarak Bu artış, birkaç on yıl içinde ülkemizde de etkilenebilmekte ve bazen psikiyatrik bağımlılığın çok önemli bir sorun müdahale gerekmektedir. olabileceğini düşündürmektedir. 3. hafta DÜNYADA VE TÜRKİYEDE RUH SAĞLIĞI VE KADIN SAĞLIĞI İLE İLGİLİ KAVRAMLAR 3 yaş grubu çocuklarda, % 11, 4-18 yaş grubu çocuklarda %11.3, 5-18 yaş grubunda %12 oranında sorun davranış saptanmıştır, 2-3 yaş grubu çocuğu olan ailelerde ruh sağlığı hizmetine başvuru hemen hiç yoktur. 4-18 yaş grubunda ruh sağlığı hizmetine başvuru oranı %0.2. 11- türkİyede ruh 18 yaş grubundakilerin %5’i yardım ihtiyacı saĞliĞi duyduğunu belirtmesine karşın ancak %5’i ruh sağlığı profİllerİ hizmetlerine başvurmuştur. Son 12 ayda erişkinlerde ruhsal rahatsızlık görülme oranı %17.2’dir. Son 1 yıl içinde ruhsal rahatsızlık nedeniyle yardım için başvuru oranı genelde %4.7 kadınlarda, erkeklere oranla iki kat fazladır. RUHSAL YAKINMALAR İÇİN İLK BAŞVURULAN KİŞİLER: Psikiyatri uzmanı: %39, Psikiyatri dışı uzman:%33, Pratisyen hekim: %21 ve Tıp dışı kişiler %3.6 oranındadır dünyada ruh saĞliĞi profİllerİ BATIDA GÜNEYDE DOĞUDA ORTA BÖLGEDE GENEL DURUM Ruhsal Ruhsal Ruhsal Ruhsal 450 milyon insan ruh Bozukluk Bozukluk Bozukluk Bozukluk sağlığı problemi Görülme Görülme Görülme Görülme yaşıyor: Oranı:%20 Oranı: %4.3 Oranı: %14.5 Oranı:%14.5 Depresyon:150 SIK GÖRÜLEN SIK GÖRÜLEN SIK GÖRÜLEN GÖRÜLEN Milyon HASTALIKLAR: HASTALIKLAR: HASTALIKLAR: HASTALIKLAR: İlaç, Alkol:90 Ağrı Bozukluğu, Nevrasteni Depresif Her hastalık Milyon Özgül Fobi, Alkol Kısa yineleyici Nöbet, diğer bölgelere Bağımlılığı, depresyon, Distimi oranla düşük Şizofreni:25 Milyon Panik Hipokondria- düzeyde Epilepsi:38 Milyon Bozukluğu, zis, görülmektedir. İntihar Nedeniyle Somatizasyon Somatizasyon Ölüm:1 Milyon Bozukluğu, Blumia İntihar Girişimi:5- 10 Milyon türkİYE’DE topluma dayali ruh saĞliĞi hİzmetlerİ Dsö’nün ruh sağlığı politikaları- “ulusal ruh sağlığı politikası” metni öneriler : Ruh sağlığı sisteminin toplum temelli olması, genel sağlık sistemine ve birinci basamağa entegre edilmesi, SAĞLIK Toplum temelli rehabilitasyon çalışmalarının yapılması, BAKANLIĞI Ruh sağlığı alanına ayrılan paranın arttırılması, (2006) Ruh sağlığı hizmetlerinin kalitesinin arttırılması, Ruh sağlığı alanı ile ilgili yasaların çıkarılması, Damgalamaya karşı hasta haklarının savunulması, Ruh sağlığı alanında eğitim, araştırma ve insan gücünün arttırılması. ULUSAL RUH SAĞLIĞI EYLEM PLANI 9 AMAÇ 1. Ruh Sağlığı Hizmetleri Veren Kurumlar Arasında Eşgüdüm Sağlamak 2. Ağır Ruhsal Bozukluğu Olan Bireylerin Tüm İhtiyaçlarını Karşılayan Bütüncül Bir Ruh Sağlığı türkİYE’DE Sistemi Kurmak 3. Ruh Sağlığının Geliştirilmesi ve Teşviki topluma 4. Ruh Sağlığı Hizmetlerinin Birinci Basamak Sağlık dayali ruh Kurumlarına Entegrasyonunu Sağlamak 5. Psikiyatri Yatak Sayısını Düzenlemek saĞliĞi 6. Ruh Sağlığı Alanında Çalışanların Sayı ve Niteliğini hİzmetlerİ Artırmak 7. Çocukluk ve Ergenlik Dönemine Yönelik Ruh Sağlığı Hizmetlerini İyileştirmek ve Geliştirmek 8. Ruhsal Özürlülere Verilen Hizmetlerin Kalitesini Artırmak 9. Ruh Sağlığı Alanında Yasal Düzenlemeler Yapmak Toplum içinde yaşama becerilerinin artırılması amacıyla: Psikiyatri klinikleri ile ilişki içinde çalışan türkİye ruh Gezici ekiple hastanın yaşadığı yerde takibini yapan birimler saĞliĞi Kendisine bağlanmış coğrafi bölgedeki merkezİ ağır ruhsal rahatsızlığı olan hastaların ve ailelerin; bilgilendirilmesi, hastanın ayaktan tedavisinin yapılması ve takip edilmesi, rehabilitasyon, psiko-eğitim, iş-uğraş terapisi, grup veya bireysel terapi sosyal beceri, aktiviteler… 846 yılında Mekteb-i Tıbbiye’de iki yıl süreli ebelik kursu, 1909 yılında ilk ebe mektebi ve kadın hastalıkları kliniği, türkİyede Cumhuriyet Döneminde tıp Fakültelerine bağlı ebelik okulları, kadin 1926 yılında Ankara ve Konya’da ilk doğum ve çocuk bakım evleri, saĞliĞini 1937’ de Balıkesir, 1938 de Konya’da köy ebe okulları, etkİleyen 1952’ de WHO ve UNICEF ile anlaşma Sağlık ve faktörler Sosyal Yardım Bakanlığı bünyesinde Ana Çocuk Sağlığı Müdürlüğü ,AÇS merkezleri, sağlık ocağı ve sağlık evleri açıldı.1965 yılında Nüfus Planlaması hakkında 557 sayılı Yasa çıkarıldı. Bu yasa ile; geriye dönüşümlü aile planlaması yöntemleri serbest bırakıldı ve ancak tıbbi zaruret halinde kürtaj hakkı tanındı. 1978 yılında DSÖ nün Almanya da yayınladığı bildirgeye ülkemiz imza atmış ve Temel Sağlık Hizmetleri görüşünü benimsemiştir. 1982 yılında ise Ana Çocuk Sağlığı Müdürlüğü ve Nüfus Planlaması Genel Müdürlüğü birleştirilerek türkİyede “Sağlık Bakanlığı- Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü” adı altında işlev kadin görmeye başlamıştır. 1983 de AP hakkında 2827 Sayılı Yasa kabul saĞliĞini edilerek: 10 haftaya kadar kürtaj hakkı, kadın ve erkekte cerrahi AP yöntemleri serbest etkİleyen bırakıldı. Günümüzde en yeni çalışmalar Menapoz faktörler poliklinikleridir. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı AÇSAP Genel Müdürlüğü, Kadın Sağlığı Ulusal Faaliyet Planını 2005-2015 yılı için cinsel sağlık-üreme sağlığı yaklaşımı ile hazırlamış olup üreme sağlığı ile ilgili bir çok proje çalışmasını yürütmekte ve desteklemektedir KADININ YAŞAM DÖNEMLERİ  Doğum  Çocukluk…….. 0-8 yaş  Gençlik … … … … 9 - 20 yaş  Cinsel Olgunluk…21-49 yaş  Klimakteriyum…40,45-64 yaş  Y a ş l ı l ı k … … … … …. 65 yaş  Ölüm 25 KADIN RUH SAĞLIĞI NEDEN ÖNEMLİDİR? Cinsiyet ile ruh sağlığı sorunları arasında ilişki bulunmaktadır Kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha fazla ruhsal sorunlar belirlenmektedir kadin Kadınlar yaşam boyunca maruz kaldıkları stres, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlardaki olumsuz koşullar nedeniyle ruhsal ruh rahatsızlıklara daha yatkın hale gelmektedir. saĞliĞi KADIN RUH SAĞLIĞININ PSİKOSOSYAL BELİRLEYİCİLERİ Yoksulluk, Sosyal durum ve statü, Eğitim, Güç kaynaklarına ulaşma ve Karar mekanizmalarında rol alma Depresyon ve anksiyete bozuklukları erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla görülmektedir. Yaşam dönemlerindeki değişimle birlikte psikososyal etkenler farklı ruhsal sorunlara yol açmaktadır kadin CİNSİYET VE RUH SAĞLIĞI ruh Psikiyatrik hastalıklarda cinsiyet önemli bir faktördür. saĞliĞi Cinsiyet, psikiyatrik hastalıkların görülme sıklığını, risk ve duyarlılığı, hastalıkların başlangıç zamanını, gidişini ve prognozunu belirlemede önemli bir rol oynar. Cinsiyetlere özgü sosyal risk faktörleri de psikiyatrik hastalıklara yatkınlıkta ve bu hastalıkların ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar. Psikiyatrik hastalığı olan bireylere toplumun bakışı, aile desteği, sağlık hizmetlerine ulaşım olanakları da cinsiyetlerinden etkilenmektedir yaŞam evrelerİnde toplumsal cİnsİyete baČli kadin ruh saČliČi sorunlari İhmal YAŞLILIK Hizmetten Morbidite BEBEKLİK VE yararlanama Şiddet ma artışı/yaşam ÇOCUKLUK Toplumsal baskı kalitesi sorunları Cinsiyet ERGENLİK VE Morbidite (Menapozal seçimli ERİŞKİNLİK artışları semptomlar, düşük İstenmeyen gebelikler, Dişi genital malignansiler, mütilasyonu erken gebelikler, güvenli kardiyovasküler Beslenme olmayan düşük, hastalıklar sorunları korunmasız cinsel ilişki, osteoporoz) CYBH Cinsel taciz / İstismar Paralı seks Sigara ve madde kullanımı 31 stres STRESÖRLER Stres genel olarak organizmanın dengesini bozabilen İç Kaynaklı herhangi bir durumdur Dış Kaynaklı Organizmanın çevreyle etkileşime girmesi sonucu fizyolojik ve psikolojik uyum halinin bozulmasıyla STRES TÜRLERİ meydana gelen duygusal gerilim ve gerginlik mevcuttur İnsanın çevresine göre şekillenen ve değişim gösteren Günlük bir süreçtir. Stresler Günlük yaşam rutininde değişikliğe neden olan, uğraşılması zor bir duruma tepki olarak içsel Gelişimsel yaşanılan deneyimdir. Stresler Çeşitli etkenlerin sebep olduğu vücut çalışmasında dengesizlik, sinir sisteminde bozukluk psişik gerilimle Durumsal karakterize durumdur. Stresler stres Stresle ortaya çıkan tepkiler, çevresine uyum sağlamasına ya da uyumsuzluk göstermesine neden olabilmektedir. Organizmanın bu yeni duruma uyum sağlamak için gösterdiği reaksiyonlara STRES TEPKİSİ denir. FİZYOLOJİK STRES: Dış çevrede veya vücudun kendisinde bir değişiklik sonucu hücrede/doku sıvısında meydana gelen kimyasal/fiziksel dengesizlik görülür. Fizyolojik stresin üç komponenti var 1. Eksojen/ Endojen Stres Faktörleri 2. Stres Faktörlerinin Oluşturduğu Kimyasal/ Fiziksel Dengesizlik 3. Vücudun Adaptasyon Cevabı stresİn siklikla görülen belİrtİlerİ FİZİKSEL BELİRTİLER DUYGUSAL BELİRTİLER DAVRANIŞSAL BELİRTİLER Yorgunluk, Uyuşukluk v Sinirlilik, Öfke, Düşmanlık ↓ Aşırı Çarpıntı/Nabzın Yükselmesi ~ Sabırsızlık, t Hareketlilik/Tersi t Hızlı Ve Yüzeysel Solunum, V Kas Gerginliği Ve # Endişe, Kaygı, Panik, Huzursuzluk, Üzüntü, Davranış Sergileme, Huzursuzluk, Ağrıları,~ Hafızada Zayıflık, t Ağlama Krizi t Mide Yanması, Hazımsızlık, Peptik Karar Vermede Güçlük t Öfke Patlamaları, ↓ Ülser, ~ Cinsel Yaşamda Değişiklik, t Konsantrasyon Aşırı Terleme, El Ve Ayaklarda Sık Sık Hayal Kurma, t Sorunu, + t Soğuma, Tırnak Yeme, - Ölüm Ve İntihar Düşüncelerinin Tartışmaya Yatkınlık, Sık İdrara Çıkma, ~ Sık Sık Tekrarlaması, + Dinleme t Kalp Hastalıkları, ~ Uyku Bozukluğu, Depresyon, Libido Seviyesinde Azalma, ~ Alkol Ve Madde Kullanımında+ Yeteneğinde Bozulma Ve Aşırı Yemek Yeme/İştah Kaybı, ~ Artış, Donukluk t Baş Ağrısı, Baş Dönmesi, Sinirlilik ~ Benlik Saygısı Ve Verimlilikte Azalma + stresle baŞ etme yöntemlerİ Herkesin strese verdiği yanıt farklıdır çünkü bir kişi için stres yaratan bir durum, başka kişi için stres yaratmayabilir. & STRES YÖNETİMİ: Kişiyi baskı altında bırakan psikolojik stresle karşı karşıya kaldığında uygun ve etkili başa etme yöntemi kullanmasını sağlayarak, stresin en aza indirilmesini sağlayan bir süreç, olumlu/olumsuz çabaların tümüdür. Stres ile baş etmede iki temel yaklaşım vardır. Bunlar: 1. SORUN (PROBLEM) ODAKLI BAŞ ETME, doğrudan stres yaratan durumu anlama ve değiştirmeye yönelik çalışmadır 2. DUYGU ODAKLI BAŞ ETME, stresin altında yatan nedenlerden çok stresin yarattığı duygu ve düşünce üzerinde değişiklik yaparak stresle baş etme yöntemidir. - > stres!n yaptığı duyguyu önce değ"şt"r"yorum STRESLE BAŞ EDEMEME BELİRTİLERİ; kişi stresle baş edemediği zaman bazı davranışsal belirtiler sergiler. Önemli önemsiz daha önce verilebilen kararları - - vermekte güçlük çeker. Değersizlik, yetersizlik, güvensizlik ve terk edilmişlik - duyguları artar. stresle baŞ En iyi olanı değil garanti olanı seçme eğilimi oluşur. - Alışılmış davranış biçimlerinde önemli değişiklik etme - gösterir. yöntemlerİ Uygun olmayan durumlarda ortaya çıkan öfke - düşmanlık ve kızgınlık duyguları görülür. - Sigara ve içki içme eğilimi artar - Kişisel hata ve beceriksizlikler sürekli düşünme başlar - Aşırı hayal kurma, sık sık düşünceye dalıp gitme görülür - Duygusal ve cinsel hayatta olumsuz davranışlar görülür. - Birlikte olunan kişilere aşırı güven/güvensizlik oluşur. - strese İkİ çeŞİt adaptasyon vardir. 1. GENEL ADAPTASYON SENDROMU: Vücudun strese karşı verdiği yanıttır. STRESE VERİLEN TEPKİLER --- Vücudun yaşamı tehdit eden durumlarla baş etmek için biyolojik bir mekanizma sağlama biçimi / hayatta kalma stratejisidir. + Kendi içinde üç başlığa ayrılır. Bunlar: 8 A. Alarm Dönemi B. Direnç Dönemi (Adaptasyon/Uyum/Rezistans Dönemi) C. Bitkinlik/Yorgunluk/Tükenme Dönemi 2. LOKAL ADAPTASYON SENDROMU: ALARM DÖNEMİ DİRENÇ DÖNEMİ Y. B. TÜKENME DÖNEMİ GENEL ADAPTASYON Stres fiziksel SENDROMU Alarm aşamasının ardından uyum Adaptasyon sağlanamadığında olduğu kadar aşaması gelir. stres süreklilik göstermekte ve zihinsel olarak da Stres kaynağı ile uyum sağlama bir sonraki aşama olan yaşanmakta ve stres durumunda gerçekleşirse her şey normale döner. Kaybedilen bu enerji, yeniden -“tükenme aşaması” başlamaktadır karmaşık bir dizi kazanılmaya çalışılarak bedene vermiş fizyolojik Kişi de tükenmişlik var ve stres olduğu zarar giderilmeye çalışılır. değişiklikler kaynağı hala mevcuttur Bu aşamada uyum gerçekleşmezse ortaya Stres kaynakları ile ve enerji tamamen tükenmiş ise çıkmaktadır. ~ Ölüm görülür. mücadele edilemez ve böylece kişi başka stres Ölümle sonuçlanmasa bile strese kaynaklarının olumsuz bağlı hastalıklar (kalp, böbrek etkilerine açık hale gelir. problemleri vb.) görülür. ~ anksİyete Beklenen veya olması yakın kötülüğe karşı BELİRTİLERİ beynin acı veren rahatsızlığıdır. HAFİF DERECE: Sıkıntı, endişe, gerginlik O NEDENLERİ: Çocukluk huzursuzluk, korku duygusu ile birlikte baş ağrısı, iştahsızlık, bazen kusma, terleme ~ döneminde anksiyete ORTA DERECE: Dikkati toplayamama, yaratan nedenler, çalışamama, çarpıntı, epigastrik ağrılar, Yetişkinlik döneminde kuvvetli baş ağrısı, davranış bozukluğu - anksiyete yaratan nedenler olarak ikiye AĞIR DERECE: Tüm belirtiler daha şiddetli, ayrılır. aşırı zayıflık/şişmanlık ~ KRİZ OLUŞTURAN NEDENLER krİz Bir Aile Bireyinin Ölümü duru jan! değ"ş"m varaton Bireyin alışageldiği savunma ve sorun çözme yöntemleri ile Ciddi Kazalar, Sakatlıklar, Organ Kayıpları İşsizlik, Maddi Sıkıntılar çözümleyemediği kendine ve yakınlarına ilişkin beklentilerinde ani Tecavüze Uğrama/Girişimi değişim yaratan herhangi bir İstemli, İstemsiz Gebelik Kaybı durumdur. Üç kriz tipi vardır. Bunlar; Gelişimsel Riskli Gebelik, Postpartum krizler, Durumsal krizler ve Dönem Rastlantısal krizlerdir. Sorunlu Bebek Sahibi Olma Krize karşı tepkiler de ikiye ayrılır. Bunlar; Psikolojik tepkiler ve Çoğul Gebelikler Fizyolojik tepkilerdir. stres-anksİyete-krİz İlİŞkİsİ FİZİKSEL ETKİLER Kriz - Anksiyete ÇEVRESEL - ETKİLER Stres KÜLTÜREL ETKİLER SOSYAL ETKİLER Bireyin kendi vücudu ile ilgili görüntülerini, yeteneklerini, sınırlılıklarını, algılarını, bireysel özelliklerini içeren zihinsel dinamik bir süreçtir. beden BEDEN İMAJI GELİŞİMİ İmaji Büyüme ve gelişme süreci içinde oluşur Kişisel deneyimlerle şekillenir. Çocukluktan yaşlılığa kadar devam eder Çeşitli nedenlerle değişebilir dinamik bir durumdur. (hastalık, yaralanma, gebelik, doğum vb.) BEDEN İMAJI KADINDA BEDEN İMAJINI DEĞİŞİKLİĞİNE TEPKİYİ BOZAN DURUMLAR BELİRLEYEN FAKTÖRLER Yaş İdrar/Dışkı Kaçırma Cinsiyet Tecavüz beden Baş Etme Mekanizmaları Sosyokültürel Faktörler Vajinal Akıntı Histerektomi/Mastektomi İmaji Çevre Desteği Bütünlüğü Bozulan Beden Parçasının Önemi Bozulan Organın Görünürlüğü Değişimin Geçici/Kalıcı, Ani/Yavaş Olması aĞri Ağrı vücudun belirli bir bölgesinden kaynaklanan, doku harabiyetine bağlı olan ya da olmayan, kişinin geçmişteki deneyimleri ile ilgili, acil dikkat gerektiren, kişiyi bunaltan, davranış ve düşüncelerini bozan, davranışsal tepkilere neden olan, hoş olmayan emosyonel bir duyumdur. AĞRIYA TEPKİ OLARAK; Otonomik tepkiler, Psikolojik tepkiler ve Kas iskelet sisteminde görülen tepkiler AĞRI ÇEŞİTLERİ; Fizyolojik Ağrı ve Psikolojik Ağrıdır. AĞRI OLUŞUM MEKANİZMASI İçten veya dıştan gelen bir uyarı tarafından başlatılır Çoğu zaman doku hasarı ile birlikte görülür. Bunu «Kapı Kontrol Teorisi» önleyebilir. aĞri AĞRI ALGISINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Fiziksel Faktörler Psikolojik Faktörler Sosyal Faktörler Kültürel Faktörler Çevresel Faktörler yalnizlik Tek başına olmaktan farklı bir durumdur. Yalnızlığın nedensel belirleyicileri Birey için önemli bir kişinin kaybı iki temel grupta toplanmıştır. sonucunda yaşanan ya da başkalarından uzaklaşma duygusunun eşlik ettiği BİREYSEL FAKTÖRLER: İçe rahatsız edici bir duygu durumudur. dönüklük, çekingen ve utangaçlık, İnsan, doğası gereği sosyal bir varlıktır. dış denetimlilik, düşük benlik Toplum dışında ve diğer insanlardan uzak saygısı ve olumsuz benlik yaşamaya fiziksel olarak bir süre uyum kavramına sahip olma durumudur. sağlayabilse de, psikolojik açıdan bu zor, ÇEVRESEL FAKTÖRLER: Bireyin karmaşık ve sağlıksız bir durumdur. sosyal çevresinin özellikleridir. Yalnızlık kavramının anlamı ve çağrışımları son derece zengin ve derin olup; kişiye, yere, zamana yalnizlik ve kültürel özelliklere bağlı olarak farklılıklar gösterir. Batı kültürlerinde daha çok bireyleşme, ayrışma, bağımsızlaşma ve kendine yetme adına olumlu anlamlar atfedilirken; Doğu kültürlerinde ve Akdeniz toplumlarında yalnızlığa daha çok olumsuz çağrışımlar eşlik eder. Yalnızlık hissi sık, yoğun ve uzun süreli olduğunda daha kronik ve patolojik bir hal alır. KRONİK YALNIZLIK; Kalp ve damar hastalıkları, Yüksek tansiyon, Obesite, Uyku ve yeme bozuklukları, Alkol ve madde bağımlılığı, Depresyon ve intihar riskini arttırır. yalnizlik Yalnızlık, bazılarının yanınızda olmaması değil, olmasını istediklerinizin yanınızda olmadığı !!! zamanlardır !! Genç kadınların genç erkeklerden YALNIZLIĞI HAZIRLAYICI FAKTÖRLER: daha fazla yalnızlık duyguları Bireysel özellikler, sosyal ilişkiler, ekonomik yaşadıklarını belirten araştırmalar durum ve kültürel özellikler mevcuttur. YALNIZLIĞI ORTAYA ÇIKARAN FAKTÖRLER: İlerleyen yıllarda medeni durum Boşanma, ayrılık, kayıp, yeni iş, farklı bir değişkeni devreye girdiğinde şehre taşınma ya da herhangi bir hastalık evlenmemiş ya da boşanmış/dul BİLİŞSEL FAKTÖRLER: Bireyin yalnızlığı erkeklerin aynı durumdaki kadınlara yaşama biçimi, sosyal ilişkileri ve bu göre daha fazla yalnızlık duyguları ilişkiden beklentileri, yalnızlığın ifade ettikleri belirtilmektedir. nedenlerine yönelik düşünceleri. ''umut'' sözcüğü ''Ummaktan doğan güven duygusu, ümit '' veya '' Bu duyguyu veren kimse ve şeydir. ''Ummak'' ise "Bir şeyin olmasını istemek, beklemek’’ veya " Sanmak, tahmin etmek‘’ UMUT; Genellikle iyi bir sanıdan doğan güven veya iyi bir sanıya olan inanç duygusudur. Umut, bireyi olduğundan daha çok etkilemekte ve umut/ umutlu olma sağlıklı olmada önemlidir. Umudun umutsuzluk eksikliği iyileşmeyi geciktirmekte ve ölümü hızlandırmaktadır. Umut çok kötü koşullarda bile yaşayan insanların yaşama uyumunu kolaylaştırmayı sağlayan güçlü bir kaynak olarak görülmektedir. UMUTSUZLUK; Umudun karşıtı olan umutsuzluk ise, bireyin ruh sağlığını olumsuz etkilemesinin yanı sıra, depresyon ve intihar gibi ruhsal sorunlara yol açan ve bu klinik tabloların bir parçası olarak yer alan bir duygudur. UMUTSUZLUĞA NEDEN OLAN UMUDU ENGELLEYEN DURUMLAR FAKTÖRLER AZALMIŞ ENERJİ: Fizyolojik ve psikolojik İslevsel yeteneklerde bozulma, boyutla birlikte dayanıklılık oluşur. Fizyolojik durumda bozulma, BAŞKALARINDA GÖRÜLEN Beden imajında bozulma, UMUTSUZLUK: Umutta olduğu gibi Sosyal destek yetersizliği, umutsuzluğun da tohumları başkaları Sorunları çözememe, tarafından atılır. Geçmişte yasanan olumsuz deneyimler, KİŞİLİĞİN DEĞER KAYBETMESİ: İnsan olarak değer verilmemesidir. Gereksinimlerin zamanında karsılanmaması ya da kaynaklara BİTMEK BİLMEYEN KAYIPLAR: İlişkilerin, ulasmada yetersizlik, evin, değer verilen eşyaların, gelirin, sağlığın kaybedilmesi gibi kayıplardır Özgüven eksikliği, Hastalığa ait inançlar, Uzamış aktivite kısıtlaması Tedavi ile ilgili yasanan sorunlar Birey için önemli ve değerli bir objenin yitirilmesidir. Kayıp kişinin hayatını tümden değiştirebilir. Fonksiyon kaybından hayatın kaybına kadar geniş bir kadinlarda kavramdır. Anlamı kişiden kişiye göre değişir. kayip Geçici/kalıcı, kısmi/tam, gerçek/tehdit edici, ani/uzun süreli olabilir. Kayıplar somut ve gelişimsel kayıplar olmak üzere ikiye ayrılır; 1. SOMUT KAYIP: Bağımsızlık kaybı, Cerrahi sonrası organ kaybı, Evcil hayvan kaybı, sevilen bir eşya- obje kaybı, para kaybı, infertilite… 2. GELİŞİMSEL KAYIP- SOYUT KAYIP: İnsanın normal gelişim süreci içinde karşılaştığı ve ölüm gibi mutlaka yaşanacak kayıplardır. Yaşlılık (Menapoz, libido, doğurganlık yeteneğinin yitimi), Potansiyel güç kaybı, Yakın akraba kaybı… KADIN SAĞLIĞINDA KAYIP TÜRLERİ; kadinlarda Mastektomi, Histerektomi, Gebelik Kayıpları… KAYIP EVRELERİ: kayip 1. İnkar, 2. Öfke, 3. Suçlama, 4. Kaybın Yaşandığı Çevreye Uyum, 5. Kabullenme KAYIP DURUMUNDA ETKİLİ FAKTÖRLER; Önceki deneyimler ve eğitimler, Yeterli sağlık hizmeti aldığına inanma, Destek alma, Aile/sağlık personeliyle iletişim Kayba verilen ilk yanıta eşlik eden tepkiler sendromu tanımlamıştır. Bu sendroma ait BEŞ PATOGNOMATİK KAYBIN ÖZELLİKLERİ özellik şunlardır: Bedensel Sıkıntılar Kaybın anlamı kişiden kişiye farklılık Kayıpla İlgili Şeylerle Uğraş gösterir. Suçluluk Kayıp geçici ya da sürekli olabilir. Düşmanca Tepkiler- Öfke Kayıp kısmı ya da bütündür. Sürüp giden davranış örüntülerinin Kayıp gerçek ya da tehdit edici olabilir. değiştirilmesi (Kayıptan önceki gibi işlev Kayıp çok ani ve uzun sürede oluşabilir. görememektedir.) Kayıp başka kayıplara yol açabilir. Kayıp kişinin kendini çaresiz, yetersiz Her kayıp tüm geçmiş kayıpları beceriksiz gibi ya da yıkılmış olarak canlandırır. hissetmesine ve yoğun bir regresyone Her kayıp sağlıklı bir süreçte atlatılırsa, sebep olabilir. ruhsal olgunluk için bir araç olabilir. kayip sürecİnde ebelerİn rollerİ Yasın ortamında yaşanmasına izin verilerek yasa ilişkin verilen tüm davranışlar kabul edilmeli ve verilen tepkilerin bireysel olduğu unutulmamalıdır. Bireyin kaybının farkına varması ve yasını ifade etmesi için özel bir ortam sağlanmalıdır. Travma meydana geliştiğinde buna yönelik strateji geliştirilmelidir. Duygu karmaşası normalize edilmeli yani kayıp öncesi bireyin kişiliğinin kayıp sonrasında değişmesi sonucu kişi için meydana gelen hem sevgi hem de nefrete sahip olma duygusunun normal olduğunu kabul edilmelidir. Yas sürecinde bulunan bireye psikososyal yaklaşımının temelini terapötik iletişim oluşturmaktadır. Bireyin kültürüne ait yas süreçlerinin desteklenmesinin kişiyi rahatlatacağı unutulmamalıdır. kayip sürecİnde ebelerİn rollerİ Kabullenme ve destekleyici bir ortam sağlama, duyguları paylaşmak için son derece önemlidir. Kelimelerin genellikle böyle zamanlarda sadece orada bulunmaktan daha az önem taşıdığının farkında olunması gerekmektedir. Süreç içinde yaşanan duygular kabullenilmeli ve kişiden kişiye değişen tepkiler oluşabileceği kabul edilmelidir. Yas sürecindeki kişinin durumun üstesinden gelme yolu ve öfkesi kontrol altına alınıp desteklenmelidir. Kayıp hakkında konuşmanın tercih edilebilir bir etmen olduğu kabul edilmelidir. Zorlamanın daha büyük bir sorun oluşturabileceği unutulmamalıdır kayip sürecİnde ebelerİn rollerİ Eğer henüz ölüm veya kayıp yaşamamış bir bireye yardım ediliyorsa, cesedin gömülmeden önce bekletildiği yer ya da destek grupları ile ilgili konularda gerekli bilgiler verilmelidir. Bilgilerin birkaç kez tekrarlanması gerekebilir. Akut yas ile ilgilenmek oldukça yorucu olabileceğinden dolayı eğer müdahale mümkünse meslektaşlarımızdan yardım talep edebiliriz. Mesela terapötik dokunmayı kullanabiliriz. Bu süreçte yas tutan kişiye dokunmak oldukça etkili olabilir. Duygusal dalgalanmalar yaşanabileceği öngörülerek bireyin ölüme ya da diğer kayıplara sebep olan olayları tekrar yaşarken, daha çok duygu yoğunluğu yaşatacağı göz önüne bulundurulmalıdır. kadinlarda yas Her Kaybın Ardından Bir Yas Süreci Yaşanır. Yas, Kayıp Yaşayan Bireyin Yaşamının Her Alanını İlgilendiren Çok Boyutlu Zor Bir Süreçtir. Ancak, Bir Hastalık Değildir. Kayba Karşı Gelişen Doğal Bir Tepkidir. Kayıp Sonrası Yaşanan Üzüntü, Bireyin Kayıp Nedeniyle Yaşadığı Duygusal Sıkıntı Durumudur. Yas İse, Üzüntüyü De İçine Alan İçsel Ve Dışsal Tepkileri Kapsayan Bir Süreçtir. Üzüntü Ve Yas Süreci, Kaybedilen Kişiyle Olan İlişkilere, Kaybın Yaşandığı Ortama Ve Kişiye Olan Bağlılığa Göre Değişmektedir. YAS TEPKİLERİ; Uyku,Yeme Sorunları, Psikosomatik Arazlar Gibi Fiziksel, Kızgınlık, Öfke, Suçluluk, Endişe Vb Gibi Duygusal Ve Diğer Aile Üyelerinin Bakımı, Arkadaş Ve Akrabalarla Olan İlişkilerin Sürüp Sürmemesi Gibi Sosyal Tepki Biçimlerinde Kendisini Gösterebilir. KAYIP VE YASA ETKİ EDEN YAS VE GELİŞİM EVRESİ FAKTÖRLER Yaşamda kayıplara Bireyin yaşı ve gelişim evresi yasa verilen tepkiyi etkileyebilir. bağlı olarak bir şeyler Örneğin, bebeklik döneminde kayıp veya ölüm tam olarak değişmekte ve insan anlaşılmamakta ancak çoğu zaman nesnelerin kaybı veya annenin bebeği olarak bu duruma sütten kesmesine bağlı olarak göğüs kaybına karşı bebek anksiyete uyum sağlamamız yaşayabilmektedir gerekmektedir. Okul çağındaki çocuklar, geri dönüşü olmayan kavramını algılayabilir Kişinin algı ve kayba cevap ancak her zaman kaybın nedenlerini anlayamayabilirler. verme şeklini etkileyen Gençler, gelişim dönemi içinde pek çok kayıp yaşayabilirler. Okula veya iş pek çok faktör bulunabilir. yaşamına bağlı evden ayrılabilir veya önemli ilişkiler kurabilirler. Hastalık Bunlar, gelişimsel faktörler, ya da ölüm gencin geleceğini ve benliğini sarsabilir. kişisel ilişkiler, kültür, baş Daha yaşlı bireyler için yaşlanma süreci gelişimsel kayıplara yol açabilir. etme yöntemleri, manevi Bazı yaşlılık dönemindeki bireyler, özellikle fiziksel olarak bağımlı inançlar, kaybın doğası ve olduklarında veya ölüme kendilerini yakın hissettiklerinde bu kayıp başa çıkma stratejilerini duygusunu daha yoğun yaşayabilirler; ancak önceki deneyimlerine bağlı içerir. olarak kayıptan sonra esneklik gösterebilir ve başa çıkma becerileri geliştirebilirler. Yaşam Deneyimleri, Kişinin Kayıp Stresiyle Baş Etmek İçin Kullandığı Yöntemleri Şekillendirebilir. Birey Öncelikle Sahip Olduğu Yöntemleri Deneyebilir. Her Zamanki Baş Etme Yöntemleri İşe Yaramadığında, Yenilerine İhtiyaç Duyabilir. Duygusal İfade Şekilleri Kayıpla Baş Etmenin Bir Yolu Olabilir. Bununla Birlikte, Bazı Bireyler Olumlu Durumlara Ve İyimser Duygulara Odaklandıklarında, Kayıp Durumlarıyla Daha İyi Baş Edebilirler. BAŞ ETME YÖNTEMLERİ Kendisiyle benzer deneyimlere, düşüncelere ve duygulara sahip bireyler ile tanışma, Yas sürecindeki izolasyon duygusuna karşı koyma, Güvenli ve eleştirel olmayan bir ortamda duygusal, fiziksel ve spritüel destek sağlama, Yas ile ilgili duygu ve düşüncelerini keşfetmesine izin verme, Problemleri çözmede yeni yollar öğrenme, Dünyayı güvensiz olarak hisseden bireylere dünyaya yeniden bağlanmaları ve güvenmeleri için yardım, Ölüm ve yaşamın anlamını araştırmaları için olanak sağlama, Yaşama sevinci ve iyileşme umudu verecek destekleyici bir ortam sağlama fırsatlarını sunmaktadır. CİNSİYET VE YASA GÖRE YAŞANAN KAYIP VE YAS SÜRECİ Ebeler, perinatal kayıp ile yaşanabilecek stres konusunda hassas davranmalı, ebeveynlerin duygu ve deneyimlerini paylaşması konusunda cesaretlendirmelidir. Kayıp sonrası psiko- sosyal sağlığı ile ilgili değerlendirmeler yapmalı, kadınları uzmana yönlendirmeli, tedavisini ve telefon ya da ev ziyaretleri ile takibini sağlamalıdır. yas İyileşme sürecini hızlandırmak için birey ve yakınlarından veri toplanmasıdır sürecİnde Sosyal destek sistemlerinin tanımlanmasıdır ebelerİn Travmatik olay sonrasında yaşanan duygu ve tepkilerin farkında olunmasıdır rollerİ Bireylerin duygu ve düşüncelerini ifade edebilmeleri konusunda cesaretlendirilmesidir. Baş etme stratejilerinin tanımlanması ve geliştirilmesidir. Bilişsel davranışçı tedavi almasının desteklenmesidir. Kadının kendisine zarar verici düşünce ve davranışlarının değerlendirilmesidir Antenatal bakım hizmetlerinin artırılmasıdır ölüm ÖLÜME TEPKİLER Bilincin tam ve sürekli kaybıdır. Dıştan gelen Red Ve Ayrılma tüm uyarılara karşı tüm tepkilerin ve Kızgınlık reflekslerin kaybolmasıdır. Pazarlık Etme Tüm beyin fonksiyonların yok olmasıdır. Depresyon Ölüm kavramı ve ölüme tepkiler kültürden Kabul kültüre değişir. Dinler, toplumsal değer yargıları, inançlar, adetler ve gelenekler önemli rol oynar. Ruhun varlığına inanlarda ve inanmayanlarda farklıdır. DİSMENORE yaŞam dönemlerİ DÜZENSİZ MENSTÜRASYON ve ruhsal PREMENSTRAL SENDROM rİskler PELVİK AĞRI HİSTEREKTOMİ SONRASI DEPRESYON Ağrıya yol açan olayın prostaglandinlerin ya aşırı miktarda salgılanması ya da kadında prostaglandinlere ağrı şeklinde bir aşırı duyarlılık cevabı oluşması olduğu kabul edilmektedir Kadınlık ve seks hakkında olumsuz imaj etkili olabilir. Nedenleri konusunda halen ortak bir görüş yoktur. Dismenore menarştan hemen sonra başlamayabilir, 5 yıl sonrasında bile başlayabilir. 1. YAKLAŞIM dİsmenore Kişiyle 6-8 terapotik görüşme yapılır. Anksiyetesi hekim kontrolünde ilaç kullanımı (mens başlamadan önce) ve gevşeme egzersizlerini kullanması yararlı olmaktadır. Dismenorenin depresif bir belirti olup olmadığı ayırt edilmeli, varsa tedavi edilmelidir. Semptomatik tedavi: -Ağrıyı önlemek, ağrı başlamadan önlem almak. Seksüel aktivitesi nedeniyle suçluluk veya anksiyete yaşayanlarda, Bulimiası olanlarda, PCOS’u olanlarda görülebilmektedir Mutsuz evlilikler, hamilelikten kaçınma, evlilik ilişkisinin mensturasyon durumu çerçevesinde dönüp durması ciddi düzensizlik nedenleridir 2. düzensİz menstürasyon Mensturasyon düzensizliği ve premenstural sendrom arasında pozitif ilişki bulunduğu belirtilmektedir. YAKLAŞIM: Dismenoredeki gibi yaklaşımlar yararlıdır 3. premenstral sendrom Üreme çağındaki kadınların % 70- 90 ında görülmektedir YAKLAŞIMLAR Yakınmalar adet kanamasından PMSde tanı için , 2-3 ay süre ile şikayetleri 1–2 hafta önce başlar.Menstural kaydetmek ve şiddetlerini skorlamak gerekir. siklusun luteal fazında başlar. Şikayetler fiziksel ve ruhsal olarak ayrılmalı ve ne Başka bir psikiyatrik bozukluğu zaman başlayıp ne zaman bittiği düzenli şekil de olan kadınlarda daha sık kaydedilmelidir tanımlanmaktadır. Benlik saygısını yükseltici girişimler, gerilim azaltıcı girişimler uygulanabilir. Tanı ölçütleri DSM-V’te belirtilmiştir Çift terapisi, seksüel uyum yaklaşımlar tercih edilebilir. PMS’nin hastalık olarak Bireysel psikoterapi veya İlaç tedavileri tanımlanması tartışma uygulanabilir. konusudur. PMS’DE KİŞİsel bakim DİYET EGZERSİZ STRESLE BAŞ ETME BİRKAÇ AYLIK BECERİSİ BELİRTİ TAKİBİ Şişkinlik ve dolgunluk Haftanın birkaç Yeterli ve düzenli Belirtilerinizi hissinizi azaltmak için daha gününde en az 30 uyuyun. tetikleyenleri ve az, daha sık öğünlerle ile 60 dakika Baş ağrılarını, zamanlarını beslenin, tuz ve tuzlu arasında hızlı endişe ya da uyuma tespit etmek için gıdaları kısıtlayın. yürüme, bisiklete güçlüklerini kayıt tutun. Meyve, sebze ve taneli binme, yüzme veya (insomnia) Bu size, bunları hububat gibi karmaşık aerobik faaliyeti azaltmada yardımcı azaltmada karbonhidratlar açısından yapın. olması için ilerleyici yardımcı olacak zengin gıdaları tercih edin. Günlük düzenli egzersiz kas gevşetme stratejilere Vitamin ve kalsiyumdan genel sağlığınızı teknikleri veya müdahale zengin gıdaları tercih edin. düzeltir ve yorgunluk derin nefes alma etmenize izin Kafein ve alkolden sakının. ve karamsarlık gibi egzersizleri verecektir. belirtileri azaltır. uygulayın. 5. hİsterektomİ sonrasi 4. pelvİk aĞri depresyon Jinekolojik hastalıklara bağlı olarak Yaklaşık 1/7 hastada görülür. ortaya çıkar. Ameliyatı takiben ilk birkaç haftada Genç-seksüel olarak aktif kadınlar ve ortaya çıkabilir, iki yıl sonra bile yas yaşlı kadınlar da da görülür. tepkisiyle birlikte görülebilir. Post terminasyon matemi olan Psikolojik ve sosyal destek önemlidir. kadınlar, 40 yaş ve üzeri nulliparlarda Önleyici yaklaşımlar, eşlerin desteği görülebilir önemlidir. Gerilim, suçluluk duygusu,sterilite Hekim kontrolünde L-triptofan,500- riski korkusu,seksüel yaşamı hakkında 1000mg birkaç hafta süreyle geceleri sorunlar etiyolojik nedenler içindedir. kullanılabilir. Triptofan seratonin Bir çeşit depresyon gibi salınımını düzenler. değerlendirilebilir ve hekim kontrolünde. (antidepresan) ile tedavi edilir. Gebelik ve doğum dönemi yaşamın doğal bir dönemidir, sadece kadın için değil çocuklar ve eş için de çok önemli bir dönemdir. Anne ölümlerinin en önemli nedenlerinden birinin annedeki ruhsal bozukluklar olduğu bildirilmektedir. gebelİk ve Gebelik ve doğum sonrası dönemde ruhsal bozukluklara yakalanma riski genetik özelliklerle, sosyal-ekonomik doĞum faktörlerle ilişkilidir sonrasi En sık görülen psikiyatrik hastalıklar,depresyon ve psİkİyatrİk anksiyete olup panik ve bedensel yakınmalarla sorunlar karakterizedir ve gebelikte ve doğum sonrasındaki birkaç ay içinde görülür. Gebelik, psikozlar için ortaya çıkarıcı faktör değildir. Bebek doğmadan önce de relaps göstermez. Hiperemezis, premature kasılmalar ve ruhsal bozukluklar doğum sonrası depresyonu olan kadınlarda daha sıklıkla görülür GEBELİKTE RUHSAL BOZUKLUKLARIN SONUÇLARI Annede yeti yitimine Anne sütünün erken kesilmesine, GEBELİK Düşlük doğum ağırlığına VE DOĞUM Bebeğin beslenmesinin bozulmasına SONRASI Anne bebek ilişkisinin bozulmasına PSİKİYATR Bebeğin zihinsel gelişiminin geri kalmasına İK Bebekte ishal ataklarının artmasına SORUNLAR Annenin bebeğin gereksinimlerine yönelik yardım arama davranışlarının azalmasına neden olduğu bildirilmiştir menapoz Menopozdan yaklaşık dört-beş yıl kadar önce üreme hormonlarının düzeylerindeki değişiklikler adet döngüsünde bozulmaya, vazomotor belirtilere, uyku bozukluklarına, duygu durum değişikliklerine yol açar Üreme ve yaşlanmaya ilişkin tutumlar kadar, adet kanamasıyla ilgili inanışlar da menopozun fiziksel ve ruhsal yönden bir düşüş dönemi gibi değerlendirilmesinde etkili olmuştur Menopozdaki duygu durum değişikliklerinin vazomotor belirtiler ya da diğer fiziksel belirtilere ikincil olduğu savunulmaktadırlar. Menopozda depresyon, duygu durum değişiklikleri görülmekte ve nedeni tam olarak bilinmemektedir. menapoz Depresyon üreme hormonlarının düzeylerindeki değişiklikler ya da hormonların doğrudan etkisinden çok nörotransmitterler, nöroendokrin ya da sirkadiyen sistemler üzerindeki dolaylı etkileriyle ilgili olabilir Daha önce depresyon geçirmiş olma, sosyoekonomik durum, stresli yaşam olayları ve menopoza ilişkin olumsuz inanışlar, toplumsal değerler etkilemektedir Önleyici yaklaşımlar önemlidir. Genel beden sağlığıyla ilgili düzenli muayene ve incelemelerin yanı sıra menopoza ilişkin bilgilendirme ve eğitim amaçlı programlar, destek grupları kadınların bu yeni yaşam dönemine hem bedensel hem de ruhsal yönden daha iyi hazırlanmalarını sağlayabilir Çiftlerin %8-12’si i yaşamlarının bir döneminde bir tip fertilite sorunu yaşarlar İnfertil ailelerin % 80'inde infertiliteyi açıklayan tıbbi bir neden vardır. % 20'sinde ise kısırlığı açıklayan tıbbi bir sebep bulunamaması psikolojik faktörlerin etkili olabileceğini düşündürmektedir. Psikolojik problemler infertiliteye neden olabilir ya da İnfertİlİte psİkolojİsİ infertilite ve uzun süreli tedavi psikolojik problemleri ortaya çıkarabilir Erkekler sorunla yüzleşmede daha kaçıngandır İnfertilite olumsuz benlik algılaması ve depresyona yol açmakta, eşler arası ilişkide bozulmaya neden olabilmektedir. Tedavi sürecindeki belirsizlikler, ekonomik sorunlar stres ve anksiyete bozukluklarına, tedavi süreci cinsel ilişkide sorunlara neden olabilmektedir Tedavide kullanılan ilaçlar, duygusal işlevleri kontrol eden nörotransmitterleri etkilemekte, sıcak basması, sıkıntı, terleme, baş ağrısı yaşanmaktadır YAKLAŞIMLAR PSİKOTERAPİ: TEDAVİ ÖNCESİ: İnfertil olmanın yarattığı psikolojik sorunlardan kurtulmak için İnfertİlİte psİkolojİsİ Tıbbi tedavinin yarattığı psikolojik sorunlardan kurtulmak, Tıbbi tedavinin etkinliğini artırmak, hamilelik döneminde ortaya çıkan depresyon nedeniyle Doğum sonrası depresyon, çocukla iletişim ve çocuğun eğitimi konularında danışmanlık almak ve sağlıklı anne-baba davranışı geliştirebilmek için Psikiyatrik hastalık varsa tedavisi için Ekip yaklaşımı ile uygulanmalıdır. 4. hafta PSİKİYATRİK BELİRTİLER VE PSİKİYATRİDEKİ SINIFLAMALARI Ruh sağlığı normal kişide ego, id ve süper ego arasındaki dengeli iç uyumdur. Örneğin alt bilinç olarak izah edilen;  İD acıktığı zaman hemen bir şeyler bulup yemeyi amaçlar.  BENLİK (EGO) bunun daha uygun bir zamanda olması veya olmaması gİrİŞ gerektiğini hatırlatıp onu dizginler.  ÜST BENLİK (SÜPEREGO) kural ve değerler bütünlüğü içinde insana yön veren bölümdür. Zamanla aile, anne ve baba, çevre, okul, din, geleneklerden öğrendiklerimiz içselleştirilir ve bizim değer ve kurallar bütünlüğümüzün oluşmasına yardım eder Çevreye uyum sağlayabilme İçinde aşırı sıkıntı bulunmama İd, ego ve süper egosu arasında denge ruh saĞliĞi sağlayabilme Temel güveni sağlam olma İyİ olan Özerklik duygusu ile seçim yapabilme kİŞİnİn Girişim duygusu gelişmiş olma özellİklerİ Kimlik duygusunun olgunlaşmış olması Yakınlaşma ve yakın ilişkiler kurabilme Üretkenlik özelliğini kazanmış olma Benlik bütünlüğüne sahip olma psİkİyatrİk bozukluklar Psikiyatride patolojik durumların tanınmasında BELİRTİ VE BULGULARI bozukluk (disorder) deyimi kullanılır. Ruhsal hastalıklar değişik belirti ve bulgularla seyreder. Psikiyatride ele alınan patolojik durumlardan Belirtilerin neler olduğunu anlayabilmek için birçoğu çok sayıda etkenden ruhsal durumun muayene edilmesi gerekir. Ruhsal kaynaklanan, oluşum muayene, fizik muayenenin de bir parçası olup düzeneği tam olarak duygu, düşünce ve davranışların tanımlanamayan, prognozu değerlendirilmesini amaçlar. sınırlı bir ölçüde Ruhsal muayene sonunda saptanan anormallik belirlenebilen tablolardır. işaretlerine, ruhsal hastalık belirtileri denir. Psikiyatrik bozuklukların nedenlerini üç psİkİyatrİk başlık altında toplayabiliriz. bozukluk nedenlerİ BİYOLOJİK ETKENLER TOPLUMSAL ETKENLER Kalıtım İçinde yaşadığı grubun Beden yapısı eğitim ve yetiştirme geleneklerinin bozuk Beslenme oluşu yetersizlikleri ve bozuklukları Bir gruba ait olamama bağlanamama Enfeksiyonlar Bir gruba aşırı bağlanıp Fiziksel travmalar kendini yitirme Toplumsal stresler (savaş, işsizlik gibi) PSİKOLOJİK ETKENLER psİkİyatrİk Çocukluk çağına ilişkin aşırı engellenmeler ve stres etkenleri, Çocuğun aşırı korunması, aşırı doyurulması bozukluk Aileye bağımlılığının sürdürülmesi, Çocuğa özerklik ve kişilik nedenlerİ tanınmaması Yetersiz annelik, ihmal ve reddedilme, Aile düzensizliği, parçalanması, yıkılması Aşırı ahlak değerleri ve baskıları, Bozuk ve tutarsız disiplin Şiddete maruz kalma Özdeşim örneklerinin (örnek alacağı rol model yokluğu ) olumsuzluğu ya da yetersizliği Çocuklar arasında tercih yapılması, Çocuğa erişilemeyecek amaçlar yüklenmesi, Çocukluktan kalma çatışma ve saplantılar Eğitim olanaklarının yetersizliği, düzensizliği ve uygunsuzluğu Yetişkin yaşamda karşılaşılan engellenmeler ve çatışmalar Gerçek ya da imgesel (hayali) başarısızlıklar ve yitimler Olumsuz yaşam koşulları Bir hastanın Ebe ilk karşılaşmasından itibaren; Giyimi, Kendine Bakımı Dışarıdan Dikkati Çeken Davranışları Duruşu, Oturuşu psİkİyatrİk İlişki Kurma Biçimi Hastanın Sağlıklı Değerlendirmesinde Yardımcı Olur. bozukluklar Psikiyatrik değerlendirme; Öyküyü, Mental durum değerlendirmesini, Fiziksel ve nörolojik değerlendirmeyi Laboratuvar incelemesini kapsar psİkİyatrİk bozukluklar MOTOR BİLİNÇ DİKKAT DÜŞÜNCE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI BOZUKLUKLARI BOZUKLUKLARI BOZUKLUKLARI KONUŞMA ALGI BELLEK BOZUKLUKLARI BOZUKLUKLARI BOZUKLUKLARI 1. bİlİnç bozukluklari BİLİNÇ: Farkındalık durumudur. Hastanın genel uyanıklık düzeyi, dikkati toplama ve görüşmeyi sürdürebilme yetisi bilinç işlevleridir. Yönelim bir kişinin çevresini, kendisi ile zamansal ilişkilerini ve sosyal çevre ile ilişkilerini değerlendirme yetisi olarak tanımlanabilir. Üç türlü yönelim vardır; Zaman, Yer ve Kişi Yönelimi Bilinç bozuklukları üç şekilde oluşur; YÖNELİM BOZUKLUĞU (DEZORYANTASYON): Yer, zaman ve kişiye yönelim bozulabilir. BİLİNÇ BULANIKLIĞI: Zaman, yer ve kişiye yönelimde zorlanmanın görüldüğü bilinç bozukluğudur STUPOR: Çevrede olan bitenlerin farkında olmama ve reaksiyon göstermemedir. SSS’nin çeşitli nedenlerle etkilenmesi sonucu akut olarak saatler ya da günler içinde ortaya çıkar. Deliryum, bilişsel, algısal, uyku-uyanıklık, dikkat ve psikomotor aktivitedeki bozulmalarla seyreden bir sendromdur Deliryum öncesi hastalarda subklinik belirtiler 1. a. ortaya çıkar. Rahatsızlık, bunaltı, huzursuzluk, dikkati toplayamama, yorgunluk, depresif delİryum belirtiler ve uyku bozuklukları bulunur. Hafif bilişsel bozulma, algı bozuklukları, ses ve ışığa karşı duyarlılık oluşur. Belirtiler 1-3 gün içerisinde tam deliryuma döner, dalgalanma gösterir ve tipik olarak 10-12 günde kaybolur. Yaşlılarda süre daha uzundur. Deliryuma aynı anda birden çok neden yol açabilir. Erken teşhis ve tedavi hayati önem taşır, tıbbi acil durum yaratabilir. 1. B. KOMA 1. a. delİryum Koma: Dokunsal, görsel, işitsel Tam deliryum döneminde aşağıdaki belirtiler görülür.  Halüsinasyonlar Ve İllüzyonlar veya sözel her  Uygunsuz, Mantıksız Davranışlar türlü uyarana  Bilinç Bulanıklığı cevabın olmadığı  Oryantasyon Bozukluğu  Sanrılar Görülür bilincin Yaşamsal tehlike taşıyan nedenler öncelikle araştırılır ve kapanması tedavi edilir. Nedene yönelik tedavi uygulanır. Psikotik halidir. belirtiler için psikotrop ilaçlar kullanılabilir. Hasta aşırı uyaranlardan (ışık, ses, ziyaretçi vb.) korunur, saldırgan ve intihar eylemleri için önlemler alınır Demans, dikkat ve bilinç işlevlerinin göreceli olarak korunduğu klinik bir sendromdur. Demans ile ortaya çıkan belirtiler, bireyin sosyal ve mesleki yaşantılarında sorunlara neden olur. Demansta genellikle bellek kaybı, hesaplama güçlüğü, dikkat dağınıklığı, mizaç ve duygulanımda değişmeler, 1. c. demans- yargı ve soyutlama yeteneğinde bozulma ve yönelim bozuklukları görülür. bunama Yaşlılık bunaması olgularının yaklaşık yarısı alzheimer tipidir. Demans tanısı konulduktan sonra ortalama yaşam süresi 8- 10 yıldır. Demans tedavisinde etyolojik nedene yönelik, destekleyici ve semptomatik tedavi uygulanır. Burada koruyucu önlemlerin alınması da önem taşır. DEMANSA NEDEN OLAN DURUMLAR Kafa Travmaları, Beyin Tümörleri AIDS Ve Sifiliz Gibi Kronik Enfeksiyonlar Kalp-damar Hastalıkları (Aritmiler, MI, Hipertansiyon) 1. c. Konjenital Hastalıklar Vitamin Eksikliği (B12, Folat) demans- İlaç Ve Madde Toksikasyonları Endokrin Ve Metabolik Hastalıklar (Troid, Paratroid, bunama Hipofizbezi Bozuklukları, Karaciğer Yetmezliği Gibi) Kronik Anoksik Durumlar Dejeneratif Hastalıklar (Parkinson, Wilson, Alzheimer, Pick Hastalığı Vb.) Multıple Skleroz gibi hastalıklar demansın gelişiminde rol oynar Yakın bellekte ve uzak bellekte bozukluk vardır. Demanslar genellikle sinsi başlar, yavaş ilerler ve gittikçe kötüleşir. Demans; belirtilerin seyrine paralel olarak erken, orta ve geç dönemlerde farklılıklar gösterebilir. Klinik tablo ilerledikçe bilişsel, sosyal ve mesleki işlevsellikteki 1. c. demans- yıkımın şiddeti ile nörolojik defisitlerin ortaya çıkışı bunama artar. 1. Demansın ilk evrelerinde yeni olayları ve bilgileri anımsama bozulur. Hastalar yeni isimleri öğrenmekte güçlük yaşar, sık sık eşya kaybeder ve aynı soruları tekrar tekrar sorar. Bir süre sonra yargı bozukluğu da tabloya eklenir. Alışveriş ve para hesabında yardıma ihtiyaç duyar. 2. Daha sonraki evrede bellekteki yıkım belirginleşir. Hasta artık destek olmaksızın yaşamını tek başına idare edemeyecek duruma gelir. Günlük yaşamdaki önemli olayları yakın arkadaşlarının hatta aile üyelerinin isimlerini bile unutur. Bu evrede davranış bozuklukları, sanrılar ve kişilik değişiklikleri ortaya çıkar. 1. c. demans- 3. Son evrede hastalar tüm kapasitelerini yitirir ve ağır bir yıkım içindedir. bunama Tüm sözel yetenekler, motor beceriler kaybolur. Eşlerini tanımaz ve kendi isimlerini bile unutur. Beslenmeleri bozulur, idrar ve dışkı kaçırmaya başlar ve günlük yaşam aktivitelerinde bağımlı hâle gelir. Bu evrede yüksek kortikal işlev bozuklukları da çok belirgindir. Hastalar çoğunlukla araya giren enfeksiyonlarla (fırsatçı enfeksiyonlar) kaybedilir. Dikkat bir yaşantının belirli yönlerine odaklanabilme ve bunu sürdürebilmedir. DİSTRAKTİBİLİTE: Dikkati bir konu üzerinde toplayamama, dikkatin konuyla ilgisiz ve önemsiz dış uyaranlara yöneltilmesidir. SEÇİCİ İLGİSİZLİK (SELECTİVE İNATTENTİON): Dikkatin bunaltı yaratan uyaranlardan uzaklaştırılmasıdır. TRANS HALİ: Hipnozda, dissosiyatif bozukluklarda 2. dİkkat dikkatin bir noktada odaklanmasıyla birlikte bozukluklari görülen bilinç değişikliğidir. GENEL GÖRÜNÜM Hastanın görünen yaşı , Vücudundaki yara izleri, Genel sağlık durumu, Duygusal görünümü ve Sağlık ekibi ilişki kurma biçimi tanımlanır. DUYGU: Duygulanım (affect) ve duygu durumla (mood) bağlantılı ruhsal, bedensel ve davranışsal unsurları olan karmaşık bir duygulanma durumudur. 2.A. DUYGULANIM B. 2.B. DUYGU DURUM B. Hastanın duygularının Hastanın subjektif ifadeleriyle belirtilen ve çevreden gözlenebilen, belirli bir gözlenebilir dışa vurumudur. zaman diliminde sabit duygudur. Çökkünlük ve taşkınlık örnek verilebilir. UYGUN DUYGULANIM: DİSFORİK D.D.: Hoş olmayan duygudurum bozukluğudur. Duygulanımın hastanın ÖTİMİK D.D.: Çökkün veya taşkın olmayan normal duygudurumdur. eşlik eden düşünce ve İRRİTABİLİTE: Kolaylıkla öfkelenebilme. ifadeleriyle uyum içinde DUYGUDURUM DALGALANMALARI (DEĞİŞKEN DUYGUDURUM): Öfori, bulunmasıdır. depresyon veya anksiyete şeklinde duygu durumun değişkenlik UYGUNSUZ göstermesidir. DUYGULANIM: TAŞKIN DUYGU DURUM: Kendine güven ve keyif almada normalin üzerinde Duygulanımın hastanın artışla giden duygudurumdur. düşünce ve ifadelerinden ÖFORİ: Kendine güven ve memnuniyet halinde belirgin bir artıştır. farklı olmasıdır. VECD: Öfori düzeyinin de üzerinde kendinden geçme ve aşırı sevinç KÜNT DUYGULANIM durumudur. (AFFEKTİF KÜNTLÜK): DEPRESYON: Patolojik düzeyde üzüntü halidir. Dışa yansıyan ANHEDONİ: Sıklıkla depresyonla birlikte görülen normalde zevk verici duygulanımın aktivitelere ilginin kaybolması ve bu aktivitelerden uzaklaşılması yoğunluğunda ileri durumudur. derecede azalmasıdır. ALEKSİTİMİ: Hastanın duygularının farkına varmadan veya ifade etmede zorlanmasıdır. 2.C. DİĞER DUYGULAR B. 2.D. DUYGUDURUMLA İLİŞKİLİ FİZYOLOJİK B. BUNALTI (ANKSİYETE): Kaynağı büyük ölçüde bilinmeyen veya ANOREKSİ: İştahın tanımlanamayan bir tehlike beklentisinden dolayı duyulan endişe, azalması veya yok gerilim veya huzursuzluk duygusudur. Kaynağı bilinen ve genellikle olmasıdır. dış bir tehdit veya tehlike olan korkudan farklı olarak bunaltının HİPERFAJİ: İştahın ve kaynağı öncelikle ruhsaldır. yemenin artmasıdır SERBEST YÜZEN ANKSİYETE: Yaygın, herhangi bir düşünce ile İNSOMNİ: Uykunun bağlantısı olmayan odaklanmamış bunaltıdır. azalması veya KORKU: Bilinen ve tanımlanan bir tehlikeden kaynaklanan endişe ve olmamasıdır. gerilimdir. AJİTASYON: Motor (harek

Use Quizgecko on...
Browser
Browser