Tiroid Otonom SSS PDF: Tiroid Hormonları ve İlaçları
Document Details

Uploaded by SimplestGyrolite8201
Tags
Summary
Bu doküman, tiroid hormonları ve ilaçları, hipotiroidizm ve hipertiroidizm tedavileri hakkında bilgi sunmaktadır. Ayrıca, tiroid bezi anatomisi, belirtileri ve hastalıklarla ilgili çeşitli konuları da kapsamaktadır.
Full Transcript
ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR 3.1.1.10. Tiroid Hormonları ve İlaçları Tiroid hormonlarının fonksiyonları tiroid stimüle edici hormon (TSH; tirotropin) tarafından düzenlenmektedir. TSH, hipofiz ön lobundan sentez edilir. Tiroid hormonları; tiroksin (T4) ve triiyo- dotironin (T3)’tü...
ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR 3.1.1.10. Tiroid Hormonları ve İlaçları Tiroid hormonlarının fonksiyonları tiroid stimüle edici hormon (TSH; tirotropin) tarafından düzenlenmektedir. TSH, hipofiz ön lobundan sentez edilir. Tiroid hormonları; tiroksin (T4) ve triiyo- dotironin (T3)’tür. Tiroid bezi büyüme, gelişme, enerji ihtiyacının sağlanması ve vücut ısısını düzenlenmesi gibi vücut fonksiyonlarını gerçek- leştirebilmek için iyot metabolizmasında görevli olan triiyo- dotironin (T3) ve tiroksin (T4)’i foliküler hücrelerden salgıla- maktadır. Kalsiyum metabolizmasında görevli kalsitonin ise parafollliküler hücrelerden salgılanır (Görsel 3.8). Görsel 3.8: Tiroid bezi anatomisi Guatr denilen tablo, tiroid bezinin TSH etkisiyle büyümesi sonucu oluşan durumdur. Tiroid hormonunun sal- gılanmasının yetersiz kaldığı duruma hipotiroidizm, salgılanmasının fazla olduğu duruma ise hipertiroidizm denmektedir (Tablo 3.5). Tablo 3.5: Hipotiroidizm ve Hipertiroidizm Tedavisinde Kullanılan İlaçlar Tiyoüre türevleri (propiltiyourasil, metimazol, karbimazol, metiltourasil) İyodür (doymuş potasyum iyodür veya lugol solüsyonu) Hipertiroidizm Radyoaktif iyod(131I yaydığı beta ışınları) Iyod girişini bloke/inhibe eden ilaçlar (tiyosiyanat, perteknetat, perklorat ve nitrat) Beta blokörler Hipotiroidizm Hormon yerine koyma tedavisi uygulanır. T3 ve T4 preparatları Hipertiroidi (Tirotoksikoz) ve Antitiroid İlaçları Hipertiroidi durumunda, dolaşımda yer alan tiroid hormonlarının seviyesi aşırı derecede artmıştır. Tiroid hormonunun fazlalığında Ekzoftalmi (gözün ileri doğru büyümesi) gelişir. Hipertiroid belirtileri Görsel 3.9’da ayrıntılı bir şekilde gösterilmiştir. Hipertiroidi özellikle Graves hastalığı (hipertiroidizme neden olan bağışıklık sistemi hastalığı), guatr gibi hastalıklarla ilişkilendirilmektedir. Sayılan hastalık durumlarında TSH seviyesi azalmıştır. Tedavinin asıl amacı tirod hormon seviyesini azaltma yönündedir (Görsel 3.9). Kırılgan saçlar ve saç kaybı Şişkin gözler Terlemede artış Tiroid bezinin büyümesi Karaciğer büyümesi Anormal kalp ritmi Artmış iştah Libido azalması El titremesi Tiroid hormonunun aşırı üretimi Sinirlilik Hiperaktivite yoluyla meydana gelir. Kan şekerindeki artış Sıcağa karşı intolerans T₃ T₄ Serumda düşük kolesterol Görsel 3.9: Hipertiroid belirtileri 117 ÖĞRENME BİRİMİ 3 Hormon seviyesini düşürmek için yapılması gerekenler: Tiroid bezi kısmi olarak veya tamamı cerrahi operasyonla alınabillir. Tiroid folikül hücreleri tarafından tutulan radyoaktif iyodun saçtığı beta parçacıklarıyla hasar meydana getirilebilir. Hormonun sentez basamaklarının inhibisyonu gerçekleştirilebilir. Hormon salınımı baskılanabilir. Antitiroid İlaçlar a) Tiyoüre Türevleri (Tiyoamidler): Bu sınıftaki ilaçlar arasında propiltiyourasil, metimazol, karbimazol ve metiltiourasil bulunur. Etkisi en çabuk başlayan propiltiourasildir. İyodun tiroidde aktifleşmesi ve tirozin ami- noasidine bağlanması inhibe olur. T4 ün T3’e dönüşümünü sağlayan enzimi inhibe ederler (metamazol ha- riç). T3 ve T4 sentezini inhibe ederler. TSH düzeyinin artmasına sebep olurlar. Hastaların bir bölümünde TSH uyarımına bağlı olarak tiroid bezinde büyüme meydana getirirler. Bu etkilerinden dolayı guatrojen ilaçlar olarak da isimlendirilmektedir. Tedavide kullanımı; antitiroid ilaçları çocuklarda, genç erişkinlerde ve gebelerde Graves hastalığına bağlı gelişen hipertiroid tedavisinde tercih edilir. Yalnız kullanılabilecekleri gibi radyoaktif iyodla birlikte de kul- lanılabilirler. b) İyodür: Tiroid hormon sentez ve salınımını baskılamaktadır. Tedavide kullanımı; etkileri çabuk meydana geldiği için hipertiroidinin acil tedavisinde kullanılır. Tiroidde vaskülarizasyonu (damarlanma) azalttığı için operasyona hazırlık için kullanılır. Tiroid bezinin büyüklüğünü azaltıcı etkisi ve tiroid bezini daha sert bir hale getirmesi sebebiyle iyodür, Graves hastalığının kontrolünde kullanılır. İlaç olarak; doymuş potasyum iyodür veya lugol solüsyonu kullanılır. c) Radyoaktif İyod: Hipertiroidizm tedavisinde, 131I yaydığı beta ışınları yoluyla tiroid folükülleri içerisine nüfus ederek hasara neden olur. Bu yolla hormon salınımı azalır. En önemli yan etkisi kalıcı hipotiroidizme neden olabilmesidir. Tedavide kullanımı; kalp hastalığı olan yaşlı hastalardaki hipertiroidizm tedavisinde etkindir. Özellikle tiroid kanserinde ve toksik nodüler guatr (zehirli guatr) olgularında tercih edilir. Gebelikte kontrendikedir. BİLGİ KUTUSU Doğurganlık çağındaki kadınlar radyoaktif iyot uygulamasından önce hamilelik durumu açısından sorgulanması gerekir. Laktasyon döneminde olan kadınlarda iyotun sütle salınımı nedeniyle bebeğin korunması amacıyla radyoaktif iyot uygu- laması yapılmamalıdır. Radyoaktif iyot tedavisi alacak hastalara tedavi öncesinde çocukların ve diğer aile fertlerinin radyasyondan korunmasıyla ilgili gerekli bilg- ilendirmeler yapılmalıdır. d) Beta Blokörler: Hipertiroidde artmış olan sempatik aktivitenin azalmasını sağlarlar. Tedavide kullanımı; tremor (titreme), anksiyete, taşikardi (dakikada 100 atımın üzerindeki kalp atış hızı), kan basıncı artışı ve aritmiler (ritim bozukluğu) gibi bulguları düzeltmek için kullanılır. Graves hastalığında kulla- nılırlar. e) İyot Girişini Bloke/İnhibe Eden İlaçlar: Hücrelerde iyot alımını gerçekleştiren aktif transport sistemine karşı bu iyonlarla yarışmaktadırlar. İlaçlar: Tiyosiyanat, perteknetat, perklorat ve nitrat. İyodun tirod bezine alınımını bloke ederler. 118 ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR ARAŞTIRINIZ Radyoaktif iyot tedavisinin kullanım alanını, avantaj, dezavantaj ve tedavi sonrası dik- kat edilecek unsurlarını araştırınız. Hipotiroidizm Saç kaybı Kaş kıllarının kaybı Hipotiroidizm genellikle tiroid bezinin oto- Tiroid bezinin büyümesi Şişkin yüz immun (bağışıklık sisteminin yanlış bir şe- kilde kendi vücuduna saldırması) tahribatı Nemli deri Kalp atımında yavaşlama sonucuyla meydana gelmektedir. İştah azalması Tiroid bezı yeterli miktarda tiroid hormonu Kabızlık sentezleyememektedir. Hastaların tespit edilmesi TSH’ın artışı yoluyla saptanır. Karpal Tünel Sendromu Tedavide kullanımı; hormon yerine koyma tedavisinde uygulanır. T3 ve T4 preparatları Tiroid bezi yeterli Kilo alma tek başına veya birlikte uygulanır. Hipotiroi- miktarda tiroid Zayıf hafıza di belirtileri Görsel 3.10 ‘da gösterilmiştir. hormonu Soğuğa karşı intolerans üretememektedir. Yorgun hissetme Görsel 3.10: Hipotiroid belirtileri 45 yaşında kadın hasta, uykusuzluk, sinirlilik, menstrual düzensiz- lik şikâyetleriyle doktora başvuruyor. Hastanın fizik muayenesinde ekzoftalmi bulgusunun yanısıra, nemli cilt, saç tellerinde incelme, VAKA tiroid bezinde hafif büyüme tespit ediliyor. Yapılan kan tahlili so- İNCELEMESİ nucunda hastanın T4 düzeyinin yükseldiği, TSH hormonunun aza- ldığı saptanmıştır. Öğrenmiş olduğunuz bilgileri göz önünde bu- lundurduğunuzda sizce bu hastaya nasıl bir tedavi uygulanabilir? 3.1.1.11. Kalsiyum Dengesini Düzenleyen Hormonlar Vücutta kalsiyum dengesini doğrudan düzenleyen temel hormon paratiroid hormon ve D vitaminidir. Kal- siyum dengesinin düzenlenmesinde ikincil öneme sahip hormonlar ise; kalsitonin, östrojenler, androjenler, glukokortikoidler, tiroid hormonları ve büyüme hormonudur. a) Paratiroid Hormon (Parathormon) Paratiroid Bez Paratiroid bezleriden salgılanır. Kemiklere kalsiyum alımını sağlar. Ekstrasellüler (hücre dışı) sıvıdaki kal- Kemik siyum ve fosfat düzeylerini ayarlar. Kalsiyumun ba- PTH Barsak PTH ğırsaklardan emilimini arttırarak kalsiyum seviyesini düzenler. Tedavide kullanımı; hipoparatiroidizm (paratiroid Böbrek Vitamin D hormon yetersizlği) tedavisinde kullanılır. Ancak böyle durumlarda onun yerine D vitamini ve kalsi- yum preparatları tercih edilir (Görsel 3.11 ). Kan damarı Görsel 3.11: Paratiroid hormon ve kalsiyumun hormonal düzenlenmesi 119 ÖĞRENME BİRİMİ 3 b) Kalsitonin Hormonu Tiroid bezi Böbreklerden Tiroid bezinin parafoliküler hücrelerinden salgıla- Ca 2+ geri emilimi inhibe olur. nan bir hormondur. Hipokalsemik (kalsiyum sevi- yesi düşüklüğü) ve hipofosfatemik (fosfat seviyesi düşüklüğü) etkiler gösterir. Kandaki kalsiyum se- Kalsitonin viyesini düşürür (Görsel 3.12). Tedavide kullanımı; hiperkalsemi (kalsiyum seviye- si yüksekliği) tedavisinde kullanılır. Postmenapozal Kanda Ca 2+ Ca 2+ (menapoz sonrası) kadınlarda osteoporozun (ke- kemiklerde seviyesinin azalması mik erimesi) önlenmesi veya tedavisinde uygulanır. birikir. Hiperparatiroidizm (paratiroid hormon yüksekliği), D vitamini kaynaklı zehirlenmeler, kemik metas- Bağırsaklardan Ca 2+ ’un tazları (hastalığın yayılımı) ve Paget hastalığında emilimi inhibe olur. (iyi huylu kemik hastalığı) da tercih edilir. Görsel 3.12: Kalsitonin hormonunun etkileri 55 yaşında postmenapozal dönemdeki kadın hasta uzun süre ayakta kaldığında sırt bölgesinde oluşan ağrılar sebebiyle dok- tora başvuruyor. Kemik mineral yoğunluğu ölçümüyle doktor has- VAKA taya osteoporoz teşhisini koyuyor. Öğrenmiş olduğunuz bilgileri İNCELEMESİ göz önünde bulundurduğunuzda bu hastaya nasıl bir tedavi uy- gulanabilir? Aşağıdaki ilaçlar hangi durumlarda kullanılır? Tabloda ilgili kısma yazınız. İlaç Adı Kullanıldığı Durumlar SIRA SİZDE a. Somatrem b. Oktreoid c. Ürofallitropin ç. İnsan koryonik gonadotropin d. Menotropin e. Kosintropin f. Radyoaktif iyod g. İyodür 3.1.1.12. Pankreas Hormonları Pankreas hem insülin, glukagon ve somatostatin salgılayan bir endokrin bez (iç salgı bezi) gibi davranır hem de sindirim enzimlerini salgılayan ekzokrin (dış salgı bezi) bir bez özelliği göstermektedir. Bu hormonlar Langerhans adacıklarındaki (pankreasta bulunur) hücrelerden salgılanmaktadır. Langerhans adacıklarında- ki beta hücrelerinden insülin, alfa-2 hücrelerinden glukagon ve alfa-1 hücrelerinden somatostatin hormonu salgılanır. Bu hormonlar kan glikoz seviyesinin ayarlanmasında görev alırlar. Diabetes Mellitus (DM): Diabet tek bir hastalık olarak düşünülmemelidir. Sadece insülin yetersizliği ile değil aynı zamanda büyüme hormonu, glukokortikoidler ve glukagon gibi hormonların fazlalığıyla da ilişkilendi- rilmektedir. DM hastalar iki grupta sınıflandırılır: Tip 1-diabetes mellitus (İnsüline bağımlı) ve Tip 2 diabetes mellitus (insüline bağımlı olmayan). 120 ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR A) Tip 1-diabetes mellitus Tip I Diabet Bu tip diyabette insülin salınımı gerçekleşmedi- ğinden, insülin yerine koyma tedavisi uygulanır. Pankreasın beta hücrelerinin işlevleri hasara uğ- ramıştır. Pankreas Hastalığın ileriki dönemlerinde çok fazla sayıda beta hücresinin hasara uğramasıyla hipergli- semi (kan şekerinin yükselmesi) ve ketoasidoz Midede besinlerden Pankreas insülini (yağların parçalamasıyla oluşan ve keton adı ve- elde edilen glukoz. çok az üretebilir İnsülin veya hiç üretemez. rilen kan asitlerinin artışı) gelişebilir (Görsel 3.13). Kanda yüksek Tip 1 diabete sahip hastalar; hipergliseminin önlen- miktarda glukozun varlığı. mesi, glikolize hemoglobin (HbA1c) seviyelerinin normal seviyede tutulması ve ketoasidozu engelle- yebilmek amacıyla enjeksiyonla insülin kullanırlar. Kas ve organlar düşük insülin Taşınabilir kan şekeri ölçüm cihazları sayesinde has- seviyesinden dolayı glukozu kullanamaz. taların kendi kendilerini takip etmeleri kolaylaşmıştır. B) Tip 2-diabetes mellitus Görsel 3.13: Tip I Diabetli hasta Bu tip diabette insülin salınımı olmasına rağmen et- kisizdir [(insülin rezistansı (direnci)]. Bu durum; glikoz Tip II Diabet taşıyıcılarında meydana gelen bir bozukluk, insülin reseptöründe duyarsızlaşma, hiperglisemi yoluyla oluşan toksik etki, şişmanlığa bağlı gelişen metabo- lik bozukluklar, pankreatit (pankreas iltihabı), pankre- as kanseri, Cushing sendromu (kortizol hormonunun Pankreas aşırı salgılanması) ya da akromegali gibi nedenler- Pankreas den herhangi birine bağlı gelişebilmektedir (Görsel insülini Midede besinlerden İnsülin üretebilir. 3.14). elde edilen glukoz. Tip 2 hastalarındaki tedavinin asıl amacı plazma İnsülin rezistansı sebebiyle kandaki şeker seviyesinin glikoz düzeyinin normal seviyelerde kalmasına ve yükselmesi. hastalığın uzun dönem komplikasyonlarının önlen- mesine yöneliktir. Hastaların kilo vermeleri sağlanıp, egzersiz ve beslenme alışkanlıkları kazandırılarak bazı hastalardaki hiperglisemi kontrol altına alınabil- Organlar ve kas insülin rezistansı se de, çoğunun oral antidiyabetiklerle tedavi edilme- sebebiyle insüline yanıt veremez. leri gerekir. Görsel 3.14: Tip II Diabetli hasta Tip 1 ve Tip 2 Diyabetin aşağıda belirtilen özelliklerini araştırarak aşağıdaki tabloya yazınız. SIRA Tip 1 Tip 2 SİZDE Hastalığın başlangıç yaşı Vücut ağırlığı Yaygınlık Genetik yatkınlık Eksiklik veya hasar Tedavi 121 ÖĞRENME BİRİMİ 3 İnsülin Pankreas beta hücrelerinden salgılanan polipeptid yapıda bir hormondur. Vücuttaki kan şekerinin ayarlan- masının yanı sıra çok çeşitli metabolik olayda da rol almaktadır. Diyabet tedavisinde sığır ve domuz pankre- aslarından elde edilen insülinlerin kullanımının yerini günümüzde büyük oranda insan insülini almıştır. İnsan insülini, rekombinant DNA teknolojisiyle elde edilmektedir. İnsülinin etkileri şunlardır: Glikozun yağ dokusunda, kalp hücrelerinde ve Glukoneogenezi azaltır. çizgili kaslarda glikojen şeklinde depolanmasını Lipolizi inhibe eder. sağlar. Trigliserid sentezini artırır. Serbest yağ asid oranı azaldığından keton cisim- Kolesterol sentezini artırır. lerinin oluşumunu ve ketoasidoza olan eğilimin azalmasını sağlar. DNA, RNA oluşumunu artırır. Glikojenolizi inhibe eder. Magnezyumun hücre içine girişini arttırır. BİLGİ KUTUSU İnsülin salınımını oral antidiabetik (sülfonilüre) ilaçlar arttırırken; fenitoin, kolşisin, vinblastin ve diazoksid adlı bazı ilaçlar salınımını azaltmaktadır. İnsülin Uygulaması İnsülin polipeptid yapılı olduğundan oral olarak alındığında, gastrointestinal sistemde yıkılıma uğramakta- dır. Bu sebepten cilt altına enjeksiyon ile uygulanır (Tablo 3.6). Enjeksiyon öncesinde cilt alkolle temizlenir. Cilt altı insülin infüzyonu, çoklu enjeksiyonlara olan gereksinimi ortadan kaldırmasından ötürü günümüzde sıklıkla kullanılmaktadır (Görsel 3.15). Diyabet hastalarının hastalıkla ilgili bilinçlendirilmesi ve gözlenmesi önemlidir. Parmak ucundan alınan kan- la ve idrardan alınan numune vasıtasıyla hastaların her gün glisemileri değerlendirilir. Buna göre, insülinin günlük dozları ve diyetleri ayarlanır (Görsel 3.16). Görsel 3.15: İnsülin enjeksiyonu Görsel 3.16: Glukometre cihazı Tablo 3.6’da insülin preparatlarının etki sürelerine göre sınıflarılması gösterilmiştir. İNSÜLİN PREPARATLARI KULLANILAN İLAÇLAR Ultra kısa etki süreli insülin preparatları Lispro insülin, aspart insülin ve glulizin insülin Kısa etki süreli insülin preparatları Nötral regüler insülin Orta etkili insülin preparatları Karma lente insülin, izofan insülin Ultralente insülin, protamin çinko insülin, glargin insülin ve Uzun etkili insülin preparatları insülin detemir 122 ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR İnsülin pompası kullanımı Hastaya göre ayarlanan insülin tedavisine rağmen kan şekeri düzeyi dalgalanmalar gösteren veya hi- poglisemik ataklar yaşayan hastalarda insülin pompası tercih edilmektedir (Görsel 3.17, 3.18). Görsel 3.17: İnsülin pompası Görsel 3.18: Karnına insülin pompası pansumanı uygulanan diabetik çocuk Oral Hipoglisemik İlaçlar; İnsüline alternatif olarak oral yoldan kullanılan ilaçlar geliştirilmiştir. Bu ilaçlar sadece Tip 2 diyabet hastalarında diyetle kan glikoz seviyesi ayarlanamayan hastalarda kullanılır. Tip 1 diyabet hastalarının tedavilerinde bu ilaçlardan faydalanılmaz. Bu sınıftaki ilaçlar; Pankreas beta hücrelerinden insülin salınımına neden olanlar, Hedef hücrelerde insülin duyarlılığını arttıranlar, Alfa glikozidaz enzimi inhibitörleri. Pankreas Beta Hücrelerinden İnsülin Salınımına Neden Olanlar A) Sülfonilüreler: Beta hücrelerinden glikoza yanıt olarak insülin salınımını arttırırlar. Fakat beta hücrelerin- deki insülin sentezini etkilemezler. İnsülinin hedef doku ve reseptörlere bağlanmasını uyarırlar. Sülfonilüre- ler, diabetes mellitus hastalarından beta hücre aktivitesi belirli bir miktarda korunanlarda kullanılır. Bu sınıfta kullanılan temel ilaçlar: tolbutamid, asetohekzamid, klorpropamid, asetoheksamid, gliburid, glipizid ve glimepiriddir. B) Meglitinid analogları: Bu sınıftaki ilaçların etkisi fonksiyonel olan pankreatik beta hücrelerine bağlıdır. Ama sülfonilürelerinden farklı olarak etkileri daha çabuk başlar. Bu ilaçların etkileri özellikle yemeklerden son- ra meydana gelen erken insülin salınımı üzerinedir. Rapaglinid ve nateglinid bu sınıfta yer alan ilaçlardandır. Hedef Hücrelerde İnsülin Duyarlılığını Artıran İlaçlar Hedef hücrelerde insülin duyarlılığını arttıran ilaçlar pankreasta insülin salgılanmasını arttırmadan hedef hücrelerin insüline olan yanıtını yükselterek kan şekerini düşürürler. Bu sınıfta yer alan ilaçlar arasında biguanidler ve tiyazolidindionlar bulunmaktadır. A) Biguanidler: Biguanid türevleri hiperglisemiyi azaltır. Glukoneogenezi inhibe ederler. Hipoglisemiye neden olmazlar. Etki mekanizmaları tam netliğe kavuşmamasına rağmen, glikoz kullanımını arttırdıkları düşünülmektedir. İlaç örnekleri: metformin, fenformin, buformin. B) Tiyazolidindionlar veya glitazonlar: İnsülin duyarlılığını arttıran diğer bir ilaç sınıfı tiyazolidindionlar (TZD) veya glitazonlardır. Pankreatik hücrelerinden insülin salınımının artışına neden olmazlar. Hiperinsüli- nemi oluşturmazlar. Günümüzde kullanılan iki ilaç: pioglitazon ve rosiglitazondur. Alfa Glikozidaz İnhibitörleri Akarboz ve miglitol: Tip 2 diyabet hastalarında akarboz ve miglitol oral yolla kullanılır. Alfa glikozidaz en- zimi, bağırsak duvarında yer almaktadır. Bu enzim dissakkaridlerin monosakkaridlere dönüşmesini sağlar ve karbonhidratların emilimine sebep olur. Akarboz ve miglitol bu enzimi geri dönüşümlü inhibe ederek karbonhidratların emilimini azaltır. Bu yolla kan glikoz seviyesindeki artışı baskılarlar. Bu şekilde yemekler- den sonra meydana gelebilecek serum glikoz seviyesinin artışı baskılanmış olur. Diğer oral hipoglisemik ilaçlardan farklı olarak pankreastan insülinin salınımına neden olmazlar. 123 ÖĞRENME BİRİMİ 3 35 yaşında erkek bir hasta; sık idrara çıkma, sürekli susama, yor- gunluk, kilo kaybetme gibi şikâyetlerle doktora başvuruyor. Yapı- lan kan testiyle hastanın açlık kan şekeri değeri ve HbA1c seviyesi VAKA değerlendiriliyor. Hastaya oral glikoz tolerans testi uygulanıyor. İNCELEMESİ Hastaya Prediyabet (Diyabet başlangıcı) tanısı konuluyor. Öğren- miş olduğunuz bilgileri göz önünde bulundurduğunuzda sizce hastaya nasıl bir tedavi uygulanabilir? Glukagon Pankreas alfa hücrelerinden salınan peptid yapılı bir hormondur. Glikoz metabolizmasının düzenlenmesinde insülin ve glukagon birbirlerine zıt etki mekanizmasıyla çalışırlar. Etkileri Klinikte Kullanımı Açlık ve hipoglisemide salınımı yükselir. Hipoglisemi koması Sempatik uyarıda salınımı artar. Beta blokör zehirlenmesinde (kardiyojenik şok GH, kortizol, bağırsak hormonları salınımı artar. tedavisinde) Kalp ve karaciğerde glikojeneolize sebep olur. İnsülin aşırı salgılanmasında test amaçlı Karaciğerde glukoneogenezi arttırır. Akut divertikülde spazmı gidermek için. Lipolizi ve yağ asitlerinden keton cisimlerinin Antihipoglisemik ilaçlar: diazoksid, streptozotosin oluşumuna sebep olur. ve alloksan. A sütununda verilen hastalıkların önündeki paranteze, B sütununda yer alan ilaçlara karşılık gelecek harfi yazınız. A. Hastalıklar B. İlaçlar SIRA 1. ( ) GH eksikliğinde a) Desmopressin SİZDE b) Kalsitonin 2. ( ) Pituiter yetmezlik c) Mestranol 3. ( ) Karsinoid tümör ç) Oksitosin 4. ( ) Hipoglisemi d) Okstreoid 5. ( ) Laktasyonu sağlama e) Radyoaktif iyod 6. ( ) Enürezis nokturna f) Somatotropin g) Somatrem 7. ( ) Kolon divertikülü h) Spironolakton 8. ( ) Toksik nodüler guatr i) Sülfonilüre 9. ( ) Osteoporoz j) Ürofallitropin 10. ( ) Kısırlık (infertilite) tedavisinde k) Vazopressin 3.1.1.13. Cinsiyet Hormonları (Östrojenler ve Androjenler) Gonad adı verilen genital bezlerden salgılanan başlıca cinsiyet hormonları androjenler (erkek cinsiyet hor- monları), östrojen ve projestinlerdir (dişi cinsiyet hormonları). Embriyonun gelişimi, hamileliğin sağlanabil- mesi ve primer ve sekonder cinsiyet karakterlerinin gelişimi üzerine rolleri bulunmaktadır. Tedavide kullanımı; cinsiyet hormonları klinikte hormon eksikliklerinin giderilmesi, kontrasepsiyon (gebe- likten korunma) sağlanması, menopoz semptomları ve osteoporozda kullanılmaktadır. Antagonistleri kanser hastalığının tedavi şekillerinden biri olan kemoterapide tercih edilmektedir. A) Östrojenler Kadınlarda overlerde sentezi gerçekleşen ana östrojen hormonu estradioldür. Diğer östrojen hormonları ise östron ve östriol’dür. Östrodiolün etki gücünün onda birlik bir kısmına sahiptirler. Bu diğer östrojen tipleri karaciğer ve adrenal bez gibi dokularda sentezlenir. 124 ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR Özellikleri Östrojenler tedavide kontraseptif (gebelik önleyici ilaç) olarak ve hormon yetersizliklerinde kullanılırlar. Kadınlarda genital organların gelişimi ve olgunlaşmasında, sekonder cinsiyet karakterlerinin gelişimin- de rol alır. Östrojenin endikasyonları şunlardır: Östrojenler kadınlarda kontraseptif kombinasyonları Vajinal atrofi (vajinal duvarların incelmesi), dışında; Primer hiperparatiroidizm, Foliküler yetmezliklerde, Menapoz (adet döneminin bitmesi) bozukluk- Endometrium atrofisi (rahim zarındaki incelme) ları gibi durumlarda, Endometrit (rahim içi iltihabı), Laktasyonun inhibisyonunda, Dismenore (aşırı menstrüal ağrı), Osteoporoz, Amenore (menstrüasyonun kesilmesi), Virilizm (kadında, erkek tipi ikincil cinsiyet ka- rakterlerinin bulunması) tedavisinde kullanılır. Ateroskleroz (damar sertleşmesi), Postmenapozal (menapoz sonrası) dönemdeki kadınlarda ateş basması, aşırı terleme gibi semptomların te- davisinde transdermal estradiol bantları kullanılır. Hipogonadizme (cinsiyet hormonlarının yetersizliği) sahip genç kadınlarda sekonder cinsiyet karakterlerinin gelişiminin sağlanabilmesi için östrojen progestin kombi- nasyonu uygulanır. Erkeklerde ise prostat kanseri tedavisinde uygulanır. Tablo 3.7’de insülin preparatlarının etki sürelerine göre sınıflarılması gösterilmiştir. ÖSTROJENİK İLAÇLARIN SINIFLANDIRILMASI ÖSTROJENİK İLAÇ SINIFLARI ÖRNEKLER Östradiol valerat, östradiol sipionat, östradiol benzoat, 1.Östrojenik ilaçlar piperazin östron sülfat 2.Sentetik steroid östrojenler Etinil östradiol, mestranol 3.Steroid olmayan sentetik östrojenler Dietilstilbestrol, klorotrianisen Antiöstrojenler: östrojenlerin etkilerini engelleyen bileşiklerdir. Örnek ilaçlar: klomifen sitrat, tamoksifen ve raloksifen. Tamoksifen menapoz dönemindeki meme kanseri hastalarında kullanılmaktadır. B) Progestinler Progesteron hormonu doğal bir progestindir. Over, adrenal bez ve testislerden sentez edilmektedir. Progesteron, luteinizan hormona (LH) yanıt olarak, menstruel döngünün ikinci yarısında, korpus luteum ve plasentadan (hamilelik sürecinde rahimde gelişen doku) salınır. Progestin ovumun döllenmesi ile ilgili olayların kolaylaşmasını sağlar. Döllenmiş olan ovumun endometriyuma (rahmin iç yüzeyini kaplayan yapı) implantasyonunu (embriyonun uterus mukozasına bağlanması) sağlamaktadır. Gebeliğin sürdürülmesinde rolü bulunmaktadır. Östrojenle birlikte gebelik süresinde memede süt salınımını gerçekleştiren bezlerin gelişmesinde fonksiyon gösterir. Özellikleri Endometriyumun gelişmesinde görev alır. Vücut ısı artışına neden olur. İnsülin düzeyini arttırırlar. Uterusun gevşemesine sebep olur. Belirli plazma aminoasit düzeylerini azaltırlar. Endikasyonları; kontrasepsiyonda, postpartum (doğum sonrası) laktasyonun baskılanması, disfonksiyonel (anormal) uterin kanamalar, endometriosis, hirsutizm (erkek tipi kıllanma), dismenore, hormon yerine koyma tedavisi, premenstruel (adet öncesi) sendrom da kullanılmaktadır. 125 ÖĞRENME BİRİMİ 3 Progestin olarak kullanılan ilaçlar: Progestin ve türevleri; progesteron, hidroksiprogesteron kaproat, metroksiprogesteron asetat. Sentetik progestinler; medroksiprogesteron asetat, hidroksiprogesteron asetat, noretindron ve nor- gestrel. Progestin antagonistleri; mifepriston, danazol. Oral ve İmplante Edilen Kontraseptifler; gebeliğin önlenmesi amacıyla kullanılan ilaçlardır. Kullanımları sü- resince gebelik geri dönüşümlü olarak engellenir. Temel etkilerini menstrual döngünün ortasında LH ve FSH hormonlarının yükselmesini inhibe ederek gösterirler. 1) Oral Kontraseptifler Kombine (bir arada kullanılan) preparatlar: En sık kullanılan oral kontraseptif sınıfıdır. Preparatlar: bir östrojen ve bir progestin içerir. Düşük doz seviyesinde östrojen 21 gün boyunca, yine 21 gün süreyle, düşük doz- da fakat her 7 günde bir giderek artan doz seviyesinde uygulanan progestinle kombine bir şekilde uygulanmak- tadır. 21 gün boyunca kullanıldıktan sonra 7 gün süreyle ara verilerek menstruasyonun başlaması sağlanır (Görsel 3.19). Minik Hap Uygulaması: Görsel 3.19: Oral kontraseptif hap Progesteronun düşük dozlarını içerirler. Bu dozlarda ovulasyon inhibe olmaz ve menstruel siklusta deği- şiklik meydana gelmez. Genel etkisini, servikal mukus kalınlığını artırarak spermin geçişini engelleyerek gösterir. Bu durum spermin hareketi için bir engel oluşturur. Ektopik (dış) gebelik riski yüksektir. Düzensiz kanamalara sebep olabilir. Trifazik Hap Uygulaması: Kombinasyonu değişiktir. Kombinasyonda; sabit bir östrojen miktarı fakat progestin miktarı menstrual dön- güdeki değişiklikleri yansıtacak biçimde değişmektedir. Oral kontraseptiflerin endikasyonları: Ovaryum ve endometrium kanser riskini düşürürler. Bening (iyi huylu) fibrokistik (memenin ultrasonografik yöntemle muayenesinde sıklıkla rastlanılan iyi huylu kitleler) göğüs hastalığının oluşumunu azaltırlar. Ovaryum kistlerinin meydana gelmesini, endometriozis oluşumunu ve aşırı kanama olgularının azalma- sını sağlar. 2) Progestin İmplantları: Bir progestin olan levonorgestrel kullanılır. Levonorgestrel içeren cilt altı kapsüllerin kullanımıyla uzun süre- li kontrasepsiyon sağlanabilir. Kibrit çöpü büyüklüğündeki 6 adet esnek silikon tüp/kapsül üst kolda cilt altı- na implante edilir. Kapsüllerden kademeli ve yavaş bir şekilde progestin salınımı gerçekleştirilerek yaklaşık 5 yıl süreyle kontrasepsiyon sağlanabilir. Levonotgestrel ovulasyonun inhibe olmasını ve servikal mukusun kalınlaşmasını sağlar. BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ ? Hormonal kontraseptifler ve antiepileptik (epilepsi tedavisinde kullanılan ilaç) ilaç- ların bir arada kullanımı beklenmeyen gebeliklere neden olabileceği gibi epileptik nöbet riskini de arttırabilir. 126 ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR Androjenler Testosteron ve diğer androjenler testislerde, testisin Leydig hücrelerinden (%95 testis kaynaklı), adrenal kortekste ve çok az oranda da overlerde sentezlenmektedir (Görsel 3.20). Testislerden testosteron salınımı ön hipofizden salınan LH ve FSH hormonları tarafından düzenlenmektedir. TESTES Testislerden sentezi gerçekleşen diğer androjenler arasında: TESTESTERON 5-alfa-dihidroksitestesteron (DHT), androstenedion ve dehidro- epian- drosteron bulunur. Testosteron hormonu karaciğerde hızlı bir şekilde metabolize olduğundan ağız yolu ile verildiğinde etkinliği azalmaktadır. Bu Görsel 3.20: Testosteron ilacı sebeple, parenteral yoldan uygulanmalıdır. Progestin İmplantları etkileri ve endikasyonları Erkeklerde hipogonadizm olgularında yetersiz androjen salınımının tedavisinde andro- jenler kullanılmaktadır. Erkekte puberteden (ergenlik dönemi) itibaren artan testeste- ron salgılanması ile dış genital organlar ile ürogenital (üriner ve genital sistem) kanalın virilizasyonu ve pubertede gelişmesi, sperm üretimi, pubis (kasık), koltuk altı, ekstremi- Androjenik telerde (kol ve bacaklar) kılların büyümesi, bıyık ve sakalın çıkması, ses kalınlaşması, Etki cildin kalınlaşması, büyümenin hızlanması gibi androjenik etkilerden sorumludur. Fetal (gebeliğin üçüncü ayından doğuma kadarki dönem) gelişim sırasında da cinsiyete ait gelişimlerden sorumludur. Proteinlerin sentezini arttırır, aminoasidlerin ve proteinlerin yıkımını inhibe eder. Ağır Anabolik yanıkların tedavisinde, cerrahi işlem sonrası dönemde, kronik hastalıklarda iyileşmeyi Etki hızlandırmak amacıyla kullanılır. Aplastik anemide (kan hücrelerinin üretimi sebebiyle gerekli olan kök hücrelerin Anemi yetersizliği), diyalize bağlı kronik böbrek yetersizliklerine sahip hastalarda gelişen ane- Tabloları milerde ve Fankon hastalarında (medüller yetmezlik) kullanılmaktadır. Kadınlardaki Meme kanserlerinin ilerlemiş evrelerinde ve ağrılı meme dolgunluklarında tercih edilmek- Etkileri tedir. Kadınlarda östrojen salınımının veya fonksiyonunun baskılanması için kullanılır. Büyüme Hipofizer cüceliği olan puberte öncesi erkek çocuklarda kas ve iskelet sisteminin gelişi- Üzerine Etkileri mini desteklemek amacıyla diğer hormonlarla birlikte androjenlerle tedavi edilir. İlaçlar Danazol: Endometriyozis, memenin kistik hastalığı, erkeklerde jinokomasti (erkeklerde meme dokusu büyü- mesi) olgularının tedavisinde kullanılır. Fluoksimesteron: Meme kanseri tedavisinde antineoplastik (malign (kötü huylu) hücrenin büyümesini dur- durmak için kullanılan ilaç) olarak kullanılır. Testesteron propiyonat: Kısa etkilidir. Testesteron sipiyonat: Uzun etkili testesteron preparatıdır. Androjen Yerine Koyma Tedavisinde Görülen İstenmeyen Etkiler Kadınlarda; akne, yüzde kıllanma, maskülizasyon (kadında erkeksi özelliklerin görülmesi), sesin kalınlaş- ması, menstruasyonda düzensizlik, erkek tipi saç dökülmesi, kas yapısında değişme. Erkeklerde; gonadotropin salınmasının inhibisyonu, prostat büyümesi, jinokomasti, ilacın bırakılmasın- dan sonra spermatogenezde (sperm oluşumu) aylarca süren azalma. Çocuklarda epifiz plaklarının erken kapanması, kemik gelişiminde değişme. Serumdaki LDH (düşük yoğunluklu lipoprotein) seviyesinin artmasına, HDL (yüksek yoğunluklu lipopro- tein) seviyesinin azalmasına yol açar. Bu yolla erken yaşlarda koroner arter hastalık riskinin artmasına sebep olur. 127 ÖĞRENME BİRİMİ 3 Antiandrojenler: Antiandrojenler sınıfında; siproteron, flutamid, finasterid, medrojesteron, spironolakton, simetidin preparatları kullanılmaktadır. 3.1.1.14. Adrenokortikosteroid Hormonlar Adrenal bez; korteks ve medulla isimli iki bölümden meydana gelmektedir. Medulla kısmından adrenalin sa- lınırken, adrenal korteksten adrenokortikosteroidler (glukokortikoid ve mineralakortikoid) ve androjenlerin salınımı gerçekleşmektedir (Görsel 3.21). Adrenal Bez Adrenal Bez Üreter Böbrek Androjenler östrojen, testesteron Katekolaminler epinefrin, norepinefrin Glukokortikoidler kortizol, kortizon Peptidler Mineralokortikoidler Medulla somatostatin aldesteron, kortikosteron Korteks Zona Zona Zona glomerulosa fasciculata reticularis Görsel 3.21: Adrenal bezden salınan hormonlar Adrenokortikosteroidler A) Glukokortikoidler: En önemli glukokortikoidler arasında; hidrokortizon, kortizol, kortikosteron ve kortizon yer almaktadır (Görsel 3.22). Glikoz, karbonhidrat ve yağ metabolizması üzerine etkileri bulunmaktadır. Stres durumunda; glukokortikoidler plazmadaki glikoz düzeyinde artışa neden olarak korku, heyecan, kronik hastalıklar, travma, enfeksiyon ve kan kaybı gibi durumlarda stresle mücadele edebilmek için enerji temin ederler. Antiinflamatuvar etkileri: glukokortikoidlerin en önemli etkileri arasında antiinflamatuvar yanıtı ve im- müniteyi baskılayabilmeleri yer almaktadır. Artmış kan şekeri Bağışıklık sistemini baskılar Hafıza ve dikkat artar Kortizol Kan Serotonin basıncı seviyesi azalır artar Ağrıya karşı olan hassasiyet azalır Görsel 3.22: Kortizolun etkileri 128 ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR Glukokortikoidlerin Endikasyonları Romatoid artrit (iltihaplı eklem romatizması) Multiple skleroz (sinir sistemi hastalığı) Akut/kronik adrenal yetmezlikte Seboroik dermatid (egzama çeşidi) Bazı böbrek hastalıklarında Üveit (gözün uvea tabakasının iltihabı) Anaflaktik şok gibi ciddi alerjik reaksiyonlarda Ankilozan spondilit (omurgayı tutan romatizmal hastalık) Kanser tedavisinde [lösemi (kan kanseri)] Cushing sendromu (vücutta aşırı kortizol hor- Multiple myelom (kemik iliği kanseri tipi) monu üretimiyle ortaya çıkan durum) Organ transplantasyonlarında (nakil) Addison hastalığında (primer adrenokortikal Beyin ödemi yetmezlik) Hiperaldestronizm (aldesteron fazlalığı) İlaçlar Tedavide kullanılan glukokortikoid sınıfına ait ilaçlar arasında; deksametazon, metilprednizolon, hidrokorti- zon, betametazon, prednizon, prednizolon bulunmaktadır. Glukokortikod sentezini inhibe eden ilaçlar: metirapon, aminoglutemid. B) Mineralokortikoidler: Mineralokortikoidlerin böbrek üzerindeki etkileri sodyum tutulumu ve potasyum atılımının artışı üzerinedir. En önemli mineralokortikoid hormonu aldesteron’dur. Diğeri ise dezoksikortikosteron’dur. Etkileri Asıl etkisini böbrekteki distal tübülde ve toplayıcı tübüllerde göstermektedir. Sodyumun geri emiliminin arttırır, potasyum atılımına neden olur. Vücutta sodyum, fosfat, kalsiyum, bikarbonat birikimine yol açarken, serum potasyum seviyesinde azal- ma meydana getirir. Aldesteron Adrenal korteks’in zona glomerulosa bölgesinden salınan mineralokortikoid aldesteron’dur. Böbrek distal tübülleri üzerindeki etki mekanizmasıyla sodyum ve potasyum değişimini düzenlemektedir. Aşırı düzeyde salınımı idrardan potasyum atılımının artmasına (hipokalemi) ve hücrelerde sodyum tutulumuna (ödem) se- bep olmaktadır. Vücutta su, tuz asit baz dengesinin düzenlenmesinde rol oynayan ana hormondur. Aldeste- ron hormonunun salgılanmasının kontrolü renin anjiotensin sistemi ve ACTH tarafından kontrol edilir. Dezoksikortikosteron Su ve tuz tutulumu yapar. İlaçlar Aldesteronun; aldesteronun tıpta kullanılacak preparat şekli bulunmamaktadır. Desoksikortikosteron; Addison hastalığında aldesteron yerine kullanılan bir preparattır. Fludrokortizon asetat; Addison hastalığının tedavisinde kullanılır. Adrenal kortikosteroid sentez inhibitörleri; metirapon, aminoglutemid, ketonazol, trilostan, spironolakton ve eplerenon gibi preparatlardır. 32 yaşında kadın hasta bulantı-kusma, halsizlik, tansiyon düşüklü- ğü ve yorgunluk sebebiyle doktora başvuruyor. Yapılan tahlillerde hastanın; ACTH ve kortizol seviyeleri incelendiğinde, kortizol sevi- VAKA yesi düşük, ACTH seviyesi ise yüksek tespit ediliyor. Addison has- İNCELEMESİ talığı tanısı konuluyor. Öğrenmiş olduğunuz bilgileri göz önünde bulundurduğunuzda sizce hastaya nasıl bir tedavi uygulanabilir? 129 ÖĞRENME BİRİMİ 3 3.1.1.15. Otokoidler Otokoidler; biyolojk sistemler üzerinde güçlü etki mekanizmasına sahip, sentez edilmelerinin ardından de- polanmadan hemen salınımları gerçekleşen ve etkileri sıklıkla çevre dokularda görülen endojen aktif mad- delerdir. Otokoidlere aynı zamanda lokal hormonlar ismi de verilmektedir. Otokoidler arasında; histamin, seratonin, anjiyotensinler, prostaglandinler ve kininler bulunmaktadır. Biyo- lojik özellikleri bakımından hem otokoidlere hem de hormonlara benzeyen yapılara örnek olarak; gastrin, sekretin, P maddesi, VİP (vazoaktif intestinal polipeptid), somatostatin verilebilir. Histamin Cilt içine histamin enjeksiyonu Lewisin üçlü cevabı adı verilen reaksiyonun oluşumuna yol açar. Kızarık- lık, şişlik ve ödem. Bronşlar ve sindirim kanalı düz kaslarının kasılmasına sebep olur. Damarları genişlemesini ve kan basıncının düşmesini sağlar. Kalbin atış hızının ve kasılma gücünün artmasına neden olur. Tükrük ve solunum, gözyaşı, mide ve pankreasın sekresyonlarının artışına sebep olur. İki tip reseptörü bulunmaktadır: H1 Reseptörleri; bağırsak ve bronşlardaki kasılmalardan sorumludur. Antihistaminikler tarafından bloke edi- lebilen reseptör tipidir. H2 Reseptörleri; mide salgılarından sorumludur. Simetidin gibi ilaçlarla bloke edilebilen reseptörlerdir. Histaminin etkilerini gösteren şekli inceleyerek cümlelerdeki boşlukları doldurunuz. SIRA Mast hücreleri a) Gastrik asit sekresyonunda SİZDE IgE.................. meydana gelir. b) Solunum yollarında................... se- bep olur. Antijen Histamin c) Kan damarlarında.................... sebep olur. ç) Deride.................... neden olur. Histamin Antagonistleri (Antihistaminikler) H1 Reseptör Antagonistleri: Histaminin H1 reseptörler aracılığıyla oluşturduğu etkileri ortadan kaldırır. Endikasyonları Kaşıntı, saman nezlesi, ilaç alerjisinde kullanılır. Uyku verici olarak kullanılabilir. Solunum yolları sekresyonlarını azaltıcı etkileri sebebiyle bronşiyal astım tedavisinde kullanılır. Ciltteki kaşıntılarda lokal olarak uygulanabilir. Öksürük kesici ilaçlarla birlikte kullanılır. Hareket hastalığında ve özellikle denge bozukluklarında [ör. Meniere hastalığı (iç kulak hastalığı)] tercih edilir. 130 ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR H2 Reseptör Antagonistleri: H2 reseptör antagonistleri; özellikle midedeki asid salgısını azaltmak için kullanılırlar. Diğer etkileri arasın- da; pepsin (midede bulunan enzim) salınımını, gastrin hormonu salınımını ve intrensek faktör (glikopotein) salınımını azaltması bulunmaktadır. Simetidin; mide ve duedonum ülseri tedavisinde kullanılır. Ranitidin; simetidine göre daha etkin ve yan etkileri de daha azdır. Serotonin ve Antagonistleri Serotonin: Histaminin özelliklerine benzer tarzda vücutta yaygın bir dağılıma sahiptir. Mide-bağırsak kanalı, trombositler ve sinir sisitemi en fazla buluduğu yerler arasındadır. Serotonin tedavide kullanılmaz. Arter ve venlerin kasılmasına sebep olur. İskelet damar düz kasları hariç tüm damar düz kaslarının kasılmasını sağlar. Bronşial astımlılarda bronşlarda bronkospazma (bronşlarda daralma) neden olur. Trombositlerin aggregasyonuna (kümelenme) yol açar. Serotonin Antagonistleri: Metizerjid; serotonin antagonist özellikleri ve vazokonstriktör mekanizması sebe- biyle migren tedavisinde tercih edilirler. Siproheptadin; H1 reseptörleri ve serotonin reseptörlerin bloke olmasına sebep olur. Mide karsinoid (tümör) oluşumlarında ve iştah arttırıcı olarak kullanılır. Aşağıda verilen cümlelerin karşısındaki boşlukları doğru sözcüklerle doldurunuz. 1. Hangi hormonun fazlalığında gigantizm, akromegali ve eksikliğinde ise cü- celik meydana gelir?.......................... 2. Hangi hormon kadınlarda ovum ve graft foliküllerinin büyümesine, erkekler- de ise gametogenezisin stimülasyonuna yol açar?.......................... SIRA 3. T3 (triiyodotironin) ve T4 (tiroksin)’ün sentez ve salınımlarından sorumlu olan SİZDE hormonun ismi nedir?.......................... 4. Hamilelik süresince meme bezlerini süt salınımına (laktasyona) hazırlayan ve doğumdan hemen sonra süt salınımının başlamasında yer alan hormo- nun adı nedir?.......................... 5. Hangi hormon; Nörojenik tipte diabetes insipidus ve enürezis nokturna te- davisinde kullanılanılır?.......................... 6. Tiroid hormonunun sentez ve salınımını baskılayan ilacın ismi nedir?.......................... 7. Hipertiroidizm tedavisinde, yaydığı beta ışınları yoluyla tiroid folükülleri içe- risine nüfus ederek hasara neden olan ilacın adı nedir?.......................... 8. Hangi hormon postmenapozal kadınlarda osteoporozun önlenmesi veya te- davisinde kullanılır?.......................... 9. Hangi tip diabette hastalar, antidiyabetiklerle tedavi edilir?.......................... 10. Kısa etki süreli insülin preparatının adı nedir?.......................... 11. Kontrasepsiyonda, postpartum laktasyonun baskılanmasında hangi ilaç te- davisi uygulanır?.......................... 12. Endometriyozis, erkeklerde jinokomastı olgularının tedavisinde kullanılan ilacın ismi nedir?.......................... 131 KAVRAM HARİTASI 132 Aşağıda endokrin sisteme etkili laçlarla ilgili verilen kavram haritasındaki boşlukları doldurunuz. ÖĞRENME BİRİMİ 3 ENDOKRİN SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR 1 2 3 4 5 6 ÖN VE ARKA TİROİD KALSİYUM DENGESİNİ PANKREAS CİNSİYET HORMONLARI HİPOFİZDEN SALINAN OTOKOİDLER HORMONLARI VE DÜZENLEYEN HORMONLARI (ÖSTROJENLER VE HORMONLAR VE İLAÇLARI HORMONLAR ANDROJENLER) İLAÇLARI ÖN HİPOFİZDEN SALINAN............................................................................................................................................................................................ HORMONLAR............................................................................................................................................................................................ Büyüme hormonu - somatotropin (GH) ENDİKASYONLARI ENDİKASYONLARI ENDİKASYONLARI ENDİKASYONLARI ENDİKASYONLARI Folikül smüle edici............................................................................................................................................ hormon (FSH)............................................................................................................................................ Luteinizan hormon (LH)............................................................................................................................................ Adrenokorkotropik............................................................................................................................................ hormon (ACTH) Tiroid smülan hormon (TSH) Prolakn ENDİKASYONLARI ARKA HİPOFİZDEN SALINAN HORMONLAR........................................................ Oksitosin............................ Vazopressin............................ Dezmopressin ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR 3.2. OTONOM SİNİR SİSTEMİNE ETKİLİ İLAÇLAR Hazırlık Çalışmaları 1. Heyecan verici bir spor müsabakası izlerken tuttuğunuz takım öne geçtiğinde neler hissedersiniz? 2. Uzun süren araba/tren veya gemi yolculuklarında taşıt tutması sorununun sebebi sizce ne olabilir? 3. Göz muayenesi öncesinde göze damlatılan solüsyonun kullanım amacı sizce ne olabilir? Vücuttaki fizyolojik fonksiyon- Parasempatik sinirler Sempatik sinirler ların düzenlenmesinde iki ana sistem rol oynamaktadır. Bu sistemler: sinir ve endokrin sis- Pupillerde daralma Pupillerde genişleme temidir. Sinir ve endokrin siste- Tükrük Tükrük salgısını mi, bilgi iletimi yönünden fark- salgısını uyarır Beyin inhibe eder Solunum lılık göstermektedir. Endokrin yollarında Solunum yollarında daralma rahatlama sistemde mesaj iletimi kanda meydana gelen kimyasal ara- Kalp atışında Kalp atışını arttırır yavaşlama cılar yoluyla, sinir sisteminde Mide aktivitesini Mide aktivitesini inhibe eder ise elektriksel uyarım ve nöro- uyarır transmitter adı verilen madde- Glukoz salınımını Glukoz salınımını inhibe eder uyarır. ler aracılığıyla gerçekleşmekte- Safra kesesini Safra kesesini uyarır inhibe eder dir. Bağırsak aktivitesini Bağırsak aktivitesini Sinir sistemi iki alt bölümde in- uyarır. inhibe eder celenmektedir. Bunlar somatik sistem ve otonom sistem ola- Mesane kasılır. Mesane rahatlar rak adlandırılmaktadır. Somatik sistem (çizgili kas- ların hareketi.). Otonom sistem (kalp atışı, dolaşım sistemi, boşaltım Görsel 3.23: Parasempatik ve sempatik sinir sisteminin organlar üzerine sistemi vb.). etkileri Otonom Sinir Sistemi: Kendi içinde iki bölüme ayrılır. Bu bölümler; sempatik sinir sistemi ve parasempatik sinir sistemidir. A) Sempatik Sinir Sistemi: Sempatik sisteme adrenerjik sistem adı da verilmektedir. Heyecan, korku, stres, travma, hipoglisemi, soğuğa maruz kalma, spor yapma gibi durumlarda vücudun savunma sistemlerini ha- rekete geçirir (Görsel 3.23). Dış uyaranlara karşı vücutta acil olarak meydana gelen kan değişimleri savaş veya kaç yanıtı olarak da isimlendirilir. Bu cevabın oluşumu, efektör (bir organizmanın uyarıya karşı reaksiyon gösteren vücut kısmı) organlardan sempatik aktiviteyle ve adrenal medulladan adrenalin (epinefrin) ve noradrenalin (norepinefrin) salınımıyla başlatılır. Adrenalin ve noradrenalin gibi kimyasal aracılar fizyolojik sistemlerdeki metabolik etkilerini, kendilerine özgü reseptörleri aktive ederek gösterir. Sempatik sistemde faaliyet gösteren reseptör tipi adrenerjik re- septörlerdir. Adrenerjik reseptörler alfa, beta (α–β) olarak iki sınıfa ayrılır (Alt grupları da bulunmaktadır.). B) Parasempatik Sinir Sistemi: Parasempatik sisteme kolinerjik sistem ismi de verilmektedir. Parasempatik sinir sistemi; sindirim, boşaltım, enerji üretimi gibi vücut fonksiyonlarını düzenlemektedir. 133 ÖĞRENME BİRİMİ 3 Parasempatik sistemde nöroefektör kavşak (otonom sinir sistemi gangliyonlarından çıkan aksonlar ve mo- tor sinirlerin efektör yapılarla oluşturdukları temas yerleri) iletiminin oluşmasına sağlayan asıl kimyasal aracı asetilkolindir (ACh). Asetilkolin; metabolik etkilerini kolinerjik reseptörler yoluyla gösterir. Bu reseptörlerde nikotinik ve muskarinik reseptörler (N-M) olarak iki sınıfta ayrılır. Bu reseptör tiplerinin de alt grupları bulun- maktadır. a) Aşağıda görülen dış uyaranlar (ağacın dalında yılan görülmesi ve aniden size doğru havlayan bir köpeğin ortaya çıkması) karşısında otonom sinir sisteminin hangi alt bölümü fonksiyon gösterir? SIRA................................................................................................................................. SİZDE b) Fizyolojik sistemlerde ne gibi değişikler meydana gelir? 5 örnek veriniz. 1. 2. 3. 4. 5. 3.2.1. Otonom Sinir Sistemine Etki Eden İlaçların Sınıflandırılması Otonom sinir sistemine etki eden ilaçlar şekil 3.2’deki gibi sınıflandırılmaktadır. Sempatomimetik (adrenerjik) ilaçlar Sempatolitik (antiadrenerjik)ilaçlar Otonom Sinir Sistemine Parasempatomimetik Etki Eden (kolinerjik) ilaçlar İlaçlar Parasempatolitik (antikolinerjik ilaçlar) Otonom gangliyonları etkileyen ilaçlar Şekil 3.2: Otonom sinir sistemine etki eden ilaçların sınıflandırılması 3.2.1.1. Sempatomimetikler Sempatik sinirlerin uyarılması yoluyla oluşan fizyolojik değişikliklere benzer tarzda etki gösteren ilaç sınıfı- dır. Bu sınıfta yer alan ilaçlara‘adrenerjik agonistler adı da verilmektedir. Doğrudan veya dolaylı olarak alfa ve beta adrenerjik reseptörlerden birini ya da her ikisini uyararak sempatik aktivitenin artmasına sebep olan ilaçlardır. Sempatomimetik ilaçlar Sempatik sinir sistemi uyarımına benzer tarzda etki 134 ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR Sempatomimetik ilaçların endikasyonları şunlardır; Anaflaktik şok Kan basıncının ileri seviyede düşük olduğu hastalarda şok Kronik obstruktif akciğer hastalıkla- durumunda rında (amfizem, astım vb.) Anesteziye bağlı gelişebilen hipotansiyon durumlarında Kardiyak arrest (kalp durması) Kardiyojenik şok (kalp krizi sebebiyle oluşabilir), septik Bronkospazm şok (sepsis (kan zehirlenmesi) durumuyla oluşan şok) Kronik açık açılı glokom tedavisin- Konjestif kalp yetmezliği tedavisinde (kalp kasının zayıf- de laması) Hipersensitivite (aşırı duyarlılık) ya- Feokromasitomanın (Adrenal medulla tümörü) tedavisin- nıtlarında de Sempatomimetiklerin Yapılarına Göre Sınıflandırılması 1. Katekolamin yapısında olan adrenerjik agonistler; Adrenalin, Noradrenalin ve Dopamin 2. Katekolamin yapısında olmayan adrenerjik agonistler; Fenilefrin, Efedrin ve Amfetamin Katekolaminler Vücutta nörotransmitter olarak görev yapan ve aynı zamanda tedavide ilaç ola- Tirozin rak kullanılan adrenalin, noradrenalin ve dopamin yapılarından ötürü katekola- minler olarak isimlendirilir (Şekil 3.3). Oral yolla kullanılmazlar. Alfa ve beta reseptörlerine yüksek ilgi ile bağlanırlar. Katekolaminler postsinap- Dopa tik (sinaps sonrası) aralıkta KOMT (katekol oksimetiltransferaz) enzimi aracılığı yıkıma uğrar. Nöronlarda ise MAO (monoaminooksidaz) enzimi ile yıkıma uğra- yıp parçalanmaktadır. Dopamin Katekolaminler elektrik yükü taşımaları sebebiyle MSS’ye zayıf geçiş gösterirler. Katekolamin Yapısında Olmayan Adrenerjik Agonistler Nörepinefrin Bu ilaçların yarılanma ömürleri daha uzundur. Çünkü KOMT enzimi tarafından yıkılımları gerçekleşmez. Bu gruptaki ilaçlar MAO enzimi tarafından yıkıma uğ- ramaktadır. Epinefrin Bunlara örnek olarak fenilefrin, efedrin ve amfetamin verilebilir. Katekolamin yapısından olmayan bu ilaçlar yağda çözünürlükleri (lipofilik) yüksek olduğun- Şekil 3.3: dan merkezi sinir sistemi (MSS)’ne kolaylıkla geçerler. Sinir ucunda depolanan Katekolaminlerin katekolaminlerin salınımına neden olurlar. sentez basamakları Sempatomimetiklerin Etki Mekanizmalarına Göre Sınıflandırılması A) Doğrudan Etkili Agonistler Bu grupta yer alan ilaçlar alfa ve beta reseptörleri üzerine doğrudan etki gösterirler ve adrenal me- dulladan salgılanan adrenalin benzeri etkilere neden olurlar. Örneğin; adrenalin, noradrenalin, izoproterenol, fenilefrin, metoksamin, klonidin, metaproterenol, al- buterol, pirbuterol ve terbutalin. B) Dolaylı Yoldan Etki Eden Agonistler Bu sınıftaki ilaçlar, adrenerjik nöronların veziküllerinden noradrenalinin salınmasını sağlarlar. Örneğin; amfetamin, tiramin. C) Karma Etkili Agonistler Bu gruptaki agonistler ise adenoreseptörleri doğrudan uyarabildikleri gibi adrenerjik nöronlardan noradrenalin salınımını da sağlayarak karma etki gösterirler. Örneğin; efedrin, metaraminol. 135 ÖĞRENME BİRİMİ 3 A) Doğrudan Etkili Adrenerjik Agonistler Adrenalin Etkileri Adrenalin ve diğer katekolaminler KOMT ve MAO enzimleri yoluyla metabolize edilirler. Adrenalin düşük dozlarda; damarların vazodilatasyonuna (damarların genişlemesi) neden olur ve kan basıncını düşürür. Yüksek dozlarda ise damarların vazokonstriksiyonuna sebep olur. Kalbin kasılma gücünde ve kalbin atış hızında artışa sebep olur. Bu yolla kan basıncı da yükselir. Uterusdaki kasılmaları azaltır. Böbrek kan akımının azalmasına sebep olur. Karaciğerde glikojenolizi arttırmakta, glukagon salıverilmesini arttırdığı ve insülin salınmasını azalttığı için önemli derecede hiperglisemik etki gösterir. Bronşların genişlemesi (bronkodilastasyon) ve midriyazise de sebep olabilir. Endikasyonları Adrenalin mide asidinde yıkılıma uğramasından ötürü oral olarak kullanılmaz. Anaflaktik şok’da SC veya İM yolla enjekte edilir. Kronik obstruktif akciğer hastalıklarında inhalasyon yoluyla uygulanır. Kardiyak arrest durumunda İV veya intrakardiak (kalp içi) enjeksiyonları gerçekleştirilir. Bronkospazm tedavisinde kullanılır. Kronik açık açılı glokom tedavisinde kullanılır. Hiperesensitivite (aşırı duyarlılık) yanıtlarında tercih edilir. Anesteziklerle birlikte kullanımı da bulunmaktadır. Noradrenalin Adrenalin gibi oral yoldan kullanılmaz. Cilt altından emilimi oldukça yavaş olmasından ötürü, norad- renalin İV uygulanır. Bu uygulamayı yaparken çok dikkatli olunması gerekir, kalpte fibrilasyon (ritim bozuklukları) gelişebilmektedir. Etkileri Vazokonstrüksiyona neden olmakta ve buna bağlı gelişen sistolik ve diyastolik kan basıncının yük- selmesine sebep olmaktadır. Böbreğe giden kan akımının azalmasına neden olur. Endikasyonları Kan basıncının ileri seviyede düşük olduğu hastalarda şok durumunda kullanılır. Anestezi durumunda gelişebilen hipotansiyon durumlarında uygulanır. İzoproterenol KOMT ve MAO enzimlerinin yıkıcı etkisine dayanıklıdır. Etkileri Bronş düz kaslarının gevşemesine neden olur. Kan basıncı üzerine güçlü bir etkisi bulunmamaktadır. Kalbi uyarmaktadır. Kalbin atış hızının ve kasılma gücünün artmasına sebep olmaktadır. Solunum yolları ve sindirim kanalı düz kaslarının gevşemesine sebep olur. Endikasyonları Astım tedavisinde inhalasyon yoluyla kullanılır. Kardiyak şok durumunda IV uygulanır. 136 ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR Dopamin Adrenalin ve noradrenalinin sentezi sırasında bir metabolik ara ürün olarak meydana gelmektedir. Merkezi sinir sistemindeki bazal gangliyonlarda ve adrenal medullada yer alan bir nörotransmit- ter’dir. Etkileri Diüeretik (idrar söktürücü) ve direkt natriüretik (sodyumun idrardan eliminasyonu) etkisi bulunmak- tadır. Böbrek kan akımını arttırıcı özelliği bulunmaktadır. Bu özellikleri sebebiyle oligüri (günlük idrar mik- tarının 400-500 ml’nin altında olması) ile seyreden kalp yetmezliğinin akut tedavisinde tercih edilir. Dopaminin yüksek dozları vazokonstriksiyona neden olur. Daha yüksek doz seviyelerinde miyokar- dın kasılmasını arttırır. Endikasyonları Klinikte özellikle dolaşımın sürdürülebilmesi için kalbin yetersiz kaldığı şok durumlarında kullanıl- maktadır. Dobutamin Etkileri Kalp hızını etkilemeden kalbin kontraktilitesini arttırabilme özelliği bulunur. Endikasyonları Konjestif kalp yetmezliği teavisinde kullanılmaktadır. Aşağıda, stres durumunda salgılanan adrenalinin fizyolojik sistemlerdeki etki mekanizmasını özetleyen şekil verilmiştir. Aşağıda verilen şekile göre cümlelerdeki boşlukları doldurunuz. a) Kalp atış hızının........................... Beyin sebep olur. hipotalamus SIRA SİZDE b) Bronşların....................... neden olur. ACTH Adrenal bezler c) Karaciğerde.................................. dönüşür. Adrenalin ve Kortizol ç) Kan basıncının.............................. sebep olur.. d) Sindirim sistemi aktivitesi............................... neden olur. 137 ÖĞRENME BİRİMİ 3 40 yaşındaki bir adamı bahçesinde arı sokmuştur. 2 dk. içerisinde hastanın tüm vücudunda ürtiker (ciltte döküntü), kaşınma, dudak, dil ve boğazda şişkinlik hissi gibi semptomlar görülüyor. 5-6 dk. VAKA içerisinde ise solunum sorunları ortaya çıkmaya başlayarak, baş İNCELEMESİ dönmesi ve nefes alamama gibi bulgular gelişiyor. Yakınları 112’yi arayarak ambulans çağırıyor. Hastanede hastaya anafilaksi teşhisi konuluyor. Öğrenmiş olduğunuz bilgileri göz önünde bulundur- duğunuzda sizce bu hastaya nasıl bir tedavi uygulanabilir? B. Dolaylı Yoldan Etkili Adrenerjik Agonistler Etkileri Bu agonistler presinaptik (sinaps öncesi) sinir uçlarından noradrenalin salınmasına neden olur. İlaçlar ve endikasyonları Amfetamin; bağımlılık yapma potansiyelleri fazla olduğundan tedavide kullanımlarını azalmıştır. Bazı ülkelerde, hiperkinetik (hiperaktivite) sendromlu çocukların tedavisi ve obezite tedavisinde kullanıl- maktadır. Tiramin; amfetamin gibi sinir ucundan noradrenalinin salınımını tetikler. C. Karma Etkili Adrenerjik Agonistler Etkileri Presinaptik sinir ucundan noraderalin salınımına dolaylı etki gösterirler. Postsinaptik reseptörleri ise doğrudan uyarabilirler. İlaçlar ve endikasyonları Efedrin; sinir uçlarında depolanmış noradrenalinin salınımına sebep olurlar. SSS’ne kolayca geçebi- lir. Kardiyak uyarım ve vazokonstriksiyon ile kan basıncının yükselmesine sebep olur. Astım hastalı- ğında kullanılır. Fenoksibenzamin; feokromasitomanın (adrenal medulla tümörü) tedavisinde tercih edilir. Prazosin, terazosin, doksazosin; bu ilaçlar hipertansiyonun tedavisinde kullanılmaktadır. Feokromositomalar, katekolamin salgılayan nadir rastlanılan tü- mörlerdir ve aşırı seviyede katekolamin salınımıyla ilişkili farklı semptomlar meydana gelmesine sebep olur. En sık karşılaşılan semptomları arasında baş ağrısı, çarpıntı, terleme, taşikardi, ank- VAKA siyete, ölüm korkusu bulunur. Feokromositomanın kesin tedavi- İNCELEMESİ si cerrahi olarak tümörün çıkarılmasıdır. İlaç tedavisinin amacı ise semptomların azaltılması ve özellikle kan basıncının düşürülmesi- ne yönelik uygulamalardır. Kan basıncının kontrolü için öğrenmiş olduğunuz bilgileri göz önünde bulundurduğunuzda sizce bu hastaya nasıl bir tedavi uygulanabilir? 3.2.1.2. Sempatolitikler (Antiadrenerjik) Sempatik sinir sisteminin uyarılması yoluyla meydana gelen etkileri ortadan kaldıran veya engelleyen ilaç- lardır. Etkiledikleri reseptör tiplerine ve etki gösterdikleri yere göre sınıflandırılırlar. 138 ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR Sempatolitiklerin Endikasyonları Hipertiroidizm Miyokard infarktüsü (kalp krizi) Angina pektoris (miyokard iskemisine bağlı Migren semptomlar) nöbetleri Aritmiler (ritim bozukluğu) Glokom Hipertansiyon Sempatolitiklerin Sınıflandırılması Alfa adrenerjik blokaj yapan ilaçlar: Doksazosin, fenoksibenzamin, fentolamin, prazosin, terazosin Beta adrenerjik blokaj yapan ilaçlar: Asebutolol, Atenolol, metoprolol, nadolol, pindolol, propranolol, timolol Nörotransmitter alınımı veya salınımını engelleyen ilaçlar: Kokain, guanetidin, rezerpin A) Alfa Adrenerjik Blokaj Yapan İlaçlar Endikasyonları Etkileri Feokromasitoma Kan basıncı üzerine ciddi etkileri bulunmaktadır. Hipertansiyon Damarların sempatik tonusunun azalmasına se- İlaçlar bep olurlar. Fenoksibenzamin; Feokromasitomanın teda- Periferik vasküler (damarla ilgili) direncin düşme- visinde kullanılır. sine neden olurlar. Prazosin, terazosin, doksazosin; bu ilaçlar hi- pertansiyon tedavisinde kullanılmaktadır. B) Beta-Adrenerjik Blokaja Neden Olan İlaçlar Endikasyonları Etkileri Aritmiler Miyokard Kalbin atış hızını ve kasılma gücünü azaltırlar. İnfarktüsü Glokom Kan basıncının düşmesine sebep olurlar. Angina Pektoris Hipertiroidizm Solunum yolu düz kaslarının kasılmasına neden nöbetlerini Hipertansiyon olurlar. önleme Migren İlaçlar Propranalol; kalp hızının ve kalp debisinin azalmasına neden olur. Total koroner kan akımı üzerinde ve oksijen tüketiminde azalmaya sebep olur. Hipertansiyon tedavisinde, anjina pektoris profilaksisinde (ön- leyici tedavi), supraventriküler aritmilerin profilaksisinde, miyokard infarktüsü geçirmiş hastaların uzun süreli profilaksisinde, hipertiroidizm ve migren tedavisinde kullanılır. Timolol ve nadolol; timolol propranololden daha kuvvetli etki gücüne sahiptir. Timolol glokom ve migren tedavisinde kullanılır. Nadololün etkileri timolole benzerdir. Asebutolol, atenolol, metoprolol ve esmolol; propranololün astımlı hastalarda oluşturduğu istenmeyen brokokonstriktör etkisinden kurtulabilmek amacıyla geliştirilmişlerdir. Pindolol ve asebutolol; asebutolol orta derecede bradikardisi (dakikada 60 atımdan daha az dinlenme kalp atış hızı) olan hipertansif hastaların tedavisinde tercih edilmektedir. Çünkü kalp atım hızını daha az etkilemektedir. Labetalol ve karvedilol; periferik damar direncini azaltırlar. Bu sebeple ileri yaştaki hipertansiyon hasta- larında kullanılırlar. 139 ÖĞRENME BİRİMİ 3 C) Nörotransmitter Salınması veya Alınımını Etkileyen İlaçlar Rezerpin; adrenerjik sistemin norepinefrin depolarının bitmesine neden olur. Çünkü norepinefrin MAO enzimi tarafından yıkıma uğramaktadır. Guanetidin; adrenerjik nöronun reseptör agonistleri ile ya da indirekt etkili sempatomimetik ilaçlar yoluyla uyarılmasına engel olur. Kokain; adrenerjik nöronların, norepinefrinin hücre içine alınabilmesi için gerekli hücre membranında yer alan Na-K-ATPaz’ı inhibe eder. 3.2.1.3. Parasempatomimetik (Kolinerjik) İlaçlar Bu sınıfta yer alan ilaçlara kolinerjik ago- nistler ismi de verilmektedir. Parasempa- Asetilkolin Sentez ve Yıkımı tomimetik ilaçlar asetilkoline benzer tarzda SENTEZ etki gösterirler. Fonksiyonlarını ya asetil- Kolin Asetiltransferaz kolini etkileyerek (parasempatomimetik), Enzimi ya da asetilkolinesteraz (asetilkolini meta- Kolin + Asetil KoA Asetilkolin bolize eden enzim) enzimini inhibe ederek Asetilkolin gerçekleştirirler. Esteraz YIKIM Enzimi Asetilkolinesteraz enzimi asetilkolini, kolin ve asetata parçalamaktadır (Şekil Kolin 3.4). + Kolinerjik sistemin nikotinik ve mus- Asetat karinik olmak üzere iki reseptör sınıfı bulunmaktadır. Şekil 3.4: Asetilkolinin sentez ve yıkım reaksiyonları Parasempatomimetik ilaçların endikasyonları şunlardır: Reflux özafajit (mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla meydana gelen özofagus iltihabı) Nörojenik mesane (sinir sistemindeki bir bölümde, travma, enfeksiyon vb. sebeplerle meydana gelen bir hasar sonucu normal mesane işlevinin kaybı) Glokom (göz tansiyonu) Myastenia gravis (sinir-kas hastalığı) Paroksimal supraventriküler taşikardi (ritim bozukluğu) Tablo 3.7: Parasempatomimetik İlaçların Sınıflandırması 1. Doğrudan etkili kolinerjik 2. Antikolinesterazlar 3. Antikolinesterazlar agonistler (Geri Dönüşümlü) (Geri dönüşümsüz) İzoflurat Fizostigmin Asetilkolin Tabun-sarin-soman (Sinir Neostigmin Betanekol gazları) Pridostigmin Karbakol Ekotiofat Edrofonyum Pilokarpin Malation/paration Metrifonat A) Doğrudan etkili kolinerjik agonistler Bu sınıf içerisinde yer alan agonistler doğrudan kolinerjik reseptörlere bağlanırlar ve asetilkolinin etkilerini taklit ederler (Tablo 3.7). İlaçlar: Asetilkolin, karbakol ve betanekol, pilokarpin. 140 ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR Kolinerjik reseptör+agonist Asetilkoline benzer Parasempatomimetik (karbakol, betanekol vb.) etki mekanizması etki Şekil 3.5: Doğrudan etkili kolinerjik agonistlerin özellikleri Asetilkolin: Organizmada çok önemli fizyolojik rollere sahiptir. Otonom sinir sisteminin pregangliyonik uçla- rından, parasempatik postgangliyonik uçtan ve aynı zamanda motor sinir uçlarından salgılanabilen önemli nörotransmitter maddelerden biridir. Asetilkolin esteraz enzimi tarafından yıkıma uğramasından ötürü te- davide, ilaç olarak tercih edilmez (Şekil 3.5). ARAŞTIRINIZ Nörotransmitter maddeleri, görevlerini ve sinir sisteminde etkili olanlarını araştırınız. Araştırma sonuçlarını rapor haline getirerek öğretmeninize teslim ediniz. Asetilkolinin Özellikleri: Miyozis (pupilla küçülmesi) ve göz içi basıncının düşmesine sebep olur. Sfinkter kaslarında gevşemeye, diğer düz kaslarda kasılmaya neden olur. Betanekol: Asetilkolinesteraz enzimi ile yıkıma uğramaz. Reflux özafajit ve Nörojenik mesane hastalıkları- nın tedavisinde kullanılır (Görsel 3.24). Karbakol: Asetilkolinesteraz enzimi yoluyla yavaş yıkıma uğrar. İstenmeyen etkilerinin çok olması sebebiyle nadir olarak, glokom tedavisinde kullanılmaktadır (Görsel 3.25). Pilokarpin: Pilokarpin en belirgin etkisi ter ve dış salgı bezleri üstünedir. Oftalmolojide (görme yolları hasta- lıkları ve cerrahisiyle ilgilenen bir tıp bilim dalı) açık ve dar açılı glokom tedavisinde tercih edilir. Gastroözofajiyal Glokom reflü Zayıflamış alt Yüksek basınç özofagus sfinkteri Özafagus Diyafram Asidik mide içeriği Mide Optik sinir hasarı Görsel 3.24: Reflü hastalığı (gastroözofajiyal reflü) Görsel 3.25: Glokom 55 yaşındaki kadın hasta görme sorunları (bulanık görme, gözde kızarıklı ve ağrı vb.) sebebiyle göz doktoruna başvurmuştur. Has- tanın göz muayenesi sonrasındaki tipik bulguları arasında; artmış göz içi basıncı (GİB), optik sinir başında çukurlaşma ve görme alanı VAKA farklılaşmaları yer almaktadır. Hastaya glokom teşhisi konulmuş- İNCELEMESİ tur. Öğrenmiş olduğunuz bilgileri göz önünde bulundurduğunuz- da sizce bu hastaya nasıl bir tedavi uygulanabilir? 141 ÖĞRENME BİRİMİ 3 B) Antikolinesterazlar (Geri Dönüşümlü) Asetilkolinesteraz enzimi asetilkolini yıkıma uğratan enzimdir. Tüm koli- nerjik sinapslarda antikolinesterazlar Asetilkolin yıkılıma bu enzimi inhibe ederek asetilkolinin uğramaz ve miktarı artar. parçalanmasını engellerler ve asetil- kolin miktarının artışına sebep olurlar (Şekil 3.6). Antikolinesterazlar, asetilkolinin yıkıl- Asetilkolin esteraz enzimi masına engel olarak sinaptik aralıkta antikolinesterazlarla inhibe olur. daha uzun süre kalmasına neden olur. Bu sebeple asetilkolinin reseptörlerle biraraya gelme olasılığını arttırır. Şekil 3.6: Antikolinesterazların (geri dönüşümlü) genel özellikleri Yüksek dozlarda kullanıldıklarında sempatik gangliyonları ve adrenal medullayı uyararak katekolamin salınımına neden olarak kan basıncının yükselmesine sebep olabilirler. Miyastenia gravis tedavisinde tercih edilirler. Antikolinesterazların miyastenia gravis hastalığı üzerindeki etki mekanizmasını açıklayınız. SIRA SİZDE Miyastenia gravis İlaçlar Miyastenia gravis Fizostigmin: Bu sınıftaki diğer ilaçlardan farklı olarak santral sinir sistemi (SSS)’ne belirgin geçiş gösterirler ve bu sebeple vazomo- tor merkezi (Medulla oblangatada bulunurlar.) uyarabilirler. Neostigmin Neostigmin: Miyastenia gravis tedavisinde en fazla kullanılan Ambenonyum ilaçtır (Şekil 3.7). Kompetitif (yarışmalı) nöromüsküler blokörlerin Pridostigmin etkisini geri çevirmek için de kullanılabilir. Edrofonyum Pridostigmin ve ambenonyum: Ambenonyum oldukça uzun etki- lidir. Pridostigmin glokom tedavisinde tercih edilir. Edrofonyum: En kısa etki gösterenidir. Paroksimal supraventrikü- Ach-esteraz inhibisyonu ler taşikardi tedavisinde ve Miyastenia gravis hastalığında tercih edilmektedir. Asetilkolin (Ach) miktarı Takrin, rivastigmin: Santral etkili kolinesteraz inhibitörlerindendir. Kas kasılmasının düzenlenmesi Alzheimer [Merkezi Sinir Sistemi (MSS) hastalığı)] hastalığının te- davisinde kullanılmaktadır. Şekil 3.7: Miyastenia gravis hastalığı ve antikolinesteraz ilaçları arasındaki ilişki C) Antikolinesterazlar (Geri Dönüşümsüz) Sentetik organofosfatlar olan bu sınıftaki ilaçlar, asetilkolinesteraz enzimine bağlanarak, enzimin geri dö- nüşümsüz olarak inaktivasyonuna sebep olurlar. Enzimin aktivitesinin geriye döndürülebilmesi için enzimin yeniden sentezlenmesi gerekmektedir. Bu yolla, asetilkolinin salgılandığı tüm dokularda asetilkolin seviye- sinde uzun süreli artışa neden olurlar. 142 ENDOKRİN SİSTEM ve SİNİR SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR Organik fosforlu maddeler tarımda zararlı böcek- lerin yok edilmesinde insektisid (böcek öldürücü) olarak da kullanılırlar (Görsel 3.26). Bu maddelerin uygulamaları esnasında bulaş veya gıdalar yoluyla vücuda alınımı gibi durumlarda ciddi boyutta zehir- lenmeler meydana gelebilmektedir. Organik fos- forlu insektisidlerle zehirlenme vakalarında anti- dot olarak yüksek dozlarda atropin ve pralidoksim tercih edilmektedir. Görsel 3.26: Pestisid ile ilaçlama BİLİYOR MUYDUNUZ ? Antikolinesterazlar sınıfında yer alan ilaçların çoğu şiddetli toksik etki yapar ve bazı formlarının kimyasal silah (sinir gazı) özelliği bulunmaktadır. İlaçlar İzoflurofat; geri dönüşümsüz olarak asetilkolinesteraz enzimine bağlanır. Tabun-sarin-soman (Sinir gazları); en toksik olanıdır. Ekotiofat; açık açılı glokomun tedavisinde kullanılır. Malation/paration; böcek ilacı olarak kullanılmaktadır. Metrifonat; Schistomiazis (parazit hastalığı) tedavisinde kullanılmaktadır. Tarlasındaki böcekleri yok etmek için insektisid isimli tarım ilacını kullanan bir çiftçi, bilinci kapalı olarak ambulansla hastaneye kaldırılmıştır. Yakınlarının anlattığı hasta hikâyesinde; tarım ilacıy- la temasın hemen ardından, gözde miyozis, nefes darlığı, bulantı, VAKA kusma ve bu belirtilerin yanısıra terleme, kalp atım hızında azalma, İNCELEMESİ hipotansiyon, konuşma bozukluğu olan hastaya hastanede orga- nofosfat zehirlenmesi teşhisi konulmuştur. Öğrenmiş olduğunuz bilgileri göz önünde bulundurduğunuzda sizce hastaya nasıl bir tedavi uygulanabilir? 3.2.1.4. Parasempatolitik (Antikolinerjik) İlaçlar Parasempatolitik ilaçlar kolinerjik antagonistler veya kolinerjik blokörler olarak da isimlendirilmektedir. Özellikle asetilkolinin muskarinik etkilerinin ve parasempatik sinir sisteminin uyarılması sonucu oluşan ya- nıtların azalmasına veya ortadan kalkmasına sebep olurlar. Bu gruptaki ilaçlar kolinerjik reseptörlerin kom- petitif antagonistidir. Yalnızca muskarinik reseptörleri bloke ederler. Nikotinik reseptörler üzerine herhangi bir etkileri bulunmamaktadır (Şekil 3.8). Parasempatolitik etki Parasempatik etki AZALIR Şekil 3.8: Parasempatolitik ilaçların genel özellikleri. 143 ÖĞRENME BİRİMİ 3 Parasempatolitikİlaçların Endikasyonları Parasempatolitik ilaçların endikasyonları aşağıda özetlenmiştir. Peptik ülser (Görsel 3.27) Taşıt tutması Peptik Ülser Solunum yolu salgılarının azaltılması Parkinson hastalığı (beyinde dopamin eksikli?