İklim Değişikliği Modellemesi PDF
Document Details
Uploaded by Deleted User
Harran Üniversitesi
2015
Tansel Temur
Tags
Related
- Lecture 02 - Climate Change Summer 2024 PDF
- SCIE1000/1100 Theory and Practice in Science Workbook PDF
- Globalization, Regionalization and Digitalization PDF
- Climate Change and Plant Invasions: Restoration Opportunities (2009 PDF)
- BIOL203 Lecture 11: Population Distributions, Fall 2024 PDF
- Hydroclimatic Scenarios - Thirel - November 2024 (PDF)
Summary
Bu belge, iklim değişikliği modelleme çalışmaları ve iklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisini ele almaktadır. Belge, iklim sistemini, bileşenlerini ve iklim modellerini ayrıntılı olarak incelemektedir. İklim değişikliği projeksiyonları ve etkilerine ilişkin detaylar sunulmaktadır.
Full Transcript
T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Su Yönetimi Genel Müdürlüğü İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ MODELLEME ÇALIŞMALARI Tansel TEMUR [email protected] 7 Temmuz 2015 İçerik 1. İklim 2. İklim Modelleri 3. İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi...
T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Su Yönetimi Genel Müdürlüğü İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ MODELLEME ÇALIŞMALARI Tansel TEMUR [email protected] 7 Temmuz 2015 İçerik 1. İklim 2. İklim Modelleri 3. İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi Projesi Kapsamında Yapılan İklim Projeksiyonları Çalışmaları 2 İklim Nedir ? İklim; yeryüzünün herhangi bir yerinde uzun yıllar boyunca gözlenen hava koşullarının ortalama durumudur. İklim Sisteminin Temel Özellikleri: İklim dinamik bir sistemdir. Durağan değildir. Fiziksel süreçler sürekli oluşur ve devam eder. Periyodik olarak dalgalanma gösterir (Mevsimlik, yıllık, on yıllık, yüzyıllık yada daha farklı periyotlar için) Her bir dalgalanma göreceli olarak daha sıcak yada soğuk, daha kuru yada yağışlı, daha rüzgarlı yada sakin şartların oluşmasına neden olur. Doğrusal bir yapısı yoktur. İklim sisteminin bileşenlerinde yaptığınız 1 birim değişiklik, karşınıza 10 birim olarak çıkabilir. Kaotik ve karmaşık bir sistemdir. Müdahale edildiğinde ortaya çıkan durum kontrol edilemeyebilir ve kesin olarak tahmin 3 edilemeyebilir. İklim Sistemi ve Bileşenleri 5 büyük bileşen. Atmosfer : atmosferik gazlar, aerosoller, bulutlar Su Küre: okyanuslar, göller, nehirler Taş Küre : toprak, dağlar Canlı :vejetasyon, karbon döngüsü Buz Küre: buzullar, donmuş topraklar, kalıcı karla kaplı alanlar vb. 4 İklim Sistemi ve Bileşenleri 5 İklim Sistemi ve Bileşenleri Canlı küre: karbon kaynağı ve tutucu. Kar-buz örtüsü: albedo kontrolü. Okyanuslar: karbon ve ısı enerjisi kaynağı ve deposu.. 6 İklim Sistemindeki Karmaşıklık İklimdeki karmaşıklığın temel sebepleri: Radyasyon dengesinin hesaplanmasındaki belirsizlikler İklimin non-lineer bir yapı göstermesi Geri beslemeler (feed-backs) hakkındaki bilgi eksikliği İklimin modellenmesindeki en büyük zorluklar. 7 Radyasyon Dengesinin Hesaplanmasındaki Belirsizlikler Dünya’ya gelen güneş radyasyonu miktarındaki değişiklikler Güneşin kendi aktiviteleri ve dünyanın yörüngesinden dolayı meydana gelen azalış ve artışlar.. Albedodaki (gelen radyasyonu yansıtma yeteneği) değişiklikler Bitki örtüsünde, kar örtüsünde ve bulut örtüsündeki farklılaşmalar.. Giden uzun dalga boylu radyasyon miktarındaki değişiklikler Atmosferik sera gazları konsantrasyonlarındaki azalış ve artışlar.. 8 İklimin Kaotik Yapısı İklim bileşenleri arasındaki etkileşimler ve prosesler doğrusal olmayan ilişkilere sahiptirler. Dolayısı ile İklim sistemi non-linear yapıdadır. Örn. Hava durumu.. Sistemdeki hiç bir olayın sebebi ile sonucu arasında basit bir ilişki yoktur. Kaotik davranış, ilişki net olarak hesaplanamıyor. Kaotik davranış: Sistemin davranışı, başlangıç koşullarındaki çok küçük değişimlerle çok farklı sonuçlar gösterebilir..Edward Lorenz. "Brezilya'daki bir kelebeğin kanat çırpışları, Amerika'da bir kasırgaya sebep olabilir." Philip Merilees 9 Geri Beslemeler (Feedbacks) Geri besleme mekanizmaları Yeryüzü sıcaklıkğında Bulut artış Dünyanın Okyanus - karbondioksit albedosunda Okyanuslardan daha fazla azalış Su buharı buharlaşma Buz - albedo Metan Alçak seviye Daha fazla.. bulutlarında alçak seviye azalış bulutu.. ??? ?? Okyanuslarda Dünyanın ? daha az albedosunda buharlaşma artış Yüzey sıcaklığında azalış 10 İklim Modelleri (1) İklimi oluşturan bileşenlerin birbirleri ile olan etkileşimleri ve kendi içlerinde gerçekleşen proseslerin alansal ve zamansal süreçleri simüle edilmeye çalışılmaktadır. Etkileşim ve prosesler, bir yağmur damlasının oluşumundan okyanus akıntılarına kadar uzanmaktadır. 11 İklimin Fiziksel Süreçlerini Kontrol Eden Denklemler Momentum Denklemi Süreklilik Denklemi Termodinamik Denklem Hal Denklemi 12 İklim Modelleri (2) Genel sirkülasyon modelleri (GCM) Gridler – Düşeyde 10 - 30 seviye – Yatayda 250 - 600km çözünürlükte Formulasyon – Kütlenin korunumu – Termodinamiğin 1. yasası – Newton’un ikinci yasası – Su buharının korunumu – Atmosfer kimyası Belirsizlik – Geri beslemeler – Parametrizasyon 13 İklim Modelleri (3) Genel sirkülasyon modelleri (GCM) gelişimi 2001 2007 IPCC, 2007 14 İklim Modelleri (4) Gelecekteki iklimi tahmin etmede kullanılan tek araç genel sirkülasyon modelleridir. Genel olarak 100-200 km çözünürlüktedir ve büyük ölçekli öngörülerde kullanılmaktadır. Bu modeller büyük resmi görmede yardımcıdırlar ancak etki analizlerinde oldukça yetersizdirler. Daha detaylı analiz için daha yüksek çözünürlüğe sahip sonuçlar gerekmektedir. 15 Bölgesel İklim Modelleri (1) Bölgesel iklim modellerinin ölçek küçültme yeteneği sayesinde 10 km çözünürlükte veri üretmek mümkündür Böylece iklimdeki lokal değişimler daha detaylı bir şekilde değerlendirililebilmektedir. 16 Bölgesel İklim Modelleri (2) Ardışık ölçek küçültme işlemi 17 İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi Projesi Kapsamında Yapılan Projeksiyonlar 18 İklim Değişikliği Karşılaştırabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak, doğrudan veya dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan faaliyetleri sonucunda iklimde oluşan değişiklik olarak tanımlanmaktadır. (UNFCCC, 1992) Daha geniş bir tanımla iklim ortalamalarında, uzun dönemde gözlenen trendler iklim değişikliği olarak ifade edilir. İklim ortalamalarından, kasıt sadece iklim parametreleri değil, bu parametrelere bağlı diğer olayların frekans, dağılım ve şiddetlerindeki değişimleri de ifade eder. 19 İklim Değişikliği Projeksiyonları CMIP5 arşivinden seçilmiş 3 küresel iklim modeli – HadGEM2-ES , MPI-ESM-MR , CNRM-CM5 İki emisyon senaryosu – RCP4.5(iyimser) , RCP8.5(kötümser) Bir bölgesel iklim modeli – RegCM 4.3 2015-2100 periyodu için 10X10km çözünürlükte iklim değişikliği projeksiyonları 20 Çalışma Alanı Bölgesel Model Çalışma Alanları ve Topoğrafya (dıştaki alan 50 km çözünürlüğe ve içteki alan 10 km çözünürlüğe karşı gelmektedir) 21 Model Konfigürasyonu 22 50km 23 24 Bölgesel İklim Modeli Girdiler 250 km çözünürlükte 6 saatlik Küresel Model çıktıları Yüzey şekilleri ve bitki örtüsü Deniz yüzey sıcaklıkları 25 Doğrulama 1960-2000 Gözlem verileri PRISM metodu ile 10km gridlere enterpole edilir Modelin referans dönemi sonuçları ile Türkiye Genelinde 1960-2000 Ortalama Sıcaklık Yanlılık Değerleri a)Kış b)İlkbahar c)Yaz d)Sonbahar (HadGEM2- gridlenmiş ES) gözlem verileri kıyaslanır 26 Projeksiyonlar 30 yıllık ortalama 1. Ortalama sıcaklık 10 yıllık ortalama 1. Maksimum Mevsimlere göre Yıllık ortalamalara sıcaklık göre 1. Minimum sıcaklık Haritalı gösterim 1. Toplam yağış (zamana ve mekana bağlı değişim) 1. Kar örtüsü Sözel anlatım ve 1. Bağıl nem yorum 1. Yüzey basıncı 1. Toplam 27 HadGEM2-ES Modeli – RCP 8.5 Senaryosu Ortalama Sıcaklık 28 HadGEM2-ES Modeli – RCP 8.5 Senaryosu Toplam Yağış 29 HadGEM2-ES Modeli – RCP 8.5 Senaryosu Kar Kalınlığı 30 Ekstrem Hava Olayları Ad Tanımlama 0 Don olan günler Minimum sıcaklık 25 C olduğu günler Serin geceler Tmin < minimum sıcaklıkların %10’u olduğu günler Serin günler Tmax< maksimum sıcaklıklaın %10’u olduğu günler Sıcak geceler Tmin > minimum %90’ı olduğu günler Sıcak günler Tmax > maksimum %90’ı olduğu günler 0 Yaz günleri Maksimum sıcaklık > 35 C olduğu günler Sıcak hava dalgası Tmax > maksimum sıcaklıkalrın %90’ı olduğu en az 6 ardışık gün sayısı Soğuk hava dalgası Tmin < minimum sıcaklıkalrın %10’u olduğu en az 6 ardışık gün sayısı Günlük sıcaklık genişliği Tmax-Tmin 5 günlük maksimum yağış 5 günlük ardışık maksimum yağış miktarı 1 günlük maksimum yağış Günlük maksimum yağış miktarı Şiddetli yağışlı gün sayısı Yağış >=10mm olduğu günler Çok Şiddetli yağışlı gün sayısı R20 Yağış >=20mm olduğu günler Aşırı Şiddetli yağışlı gün sayısı R25 Yağış >=25mm olduğu günler Ardışık kurak gün sayısı Yağışın < 1mm olduğu ardışık gün sayısı Ardışık ıslak gün sayısı Yağışın >= 1mm olduğu ardışık gün sayısı 31 HadGEM2-ES Modeli – RCP 8.5 Senaryosu Don Olan Günler İndisi 32 HadGEM2-ES Modeli – RCP 8.5 Senaryosu Ardışık Kurak Gün Sayıları 33 İKLİM BİLGİSİ Öğretim Elemanı Dr.Öğr.Üyesi Ali Demir KESKİNER Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Kaynak KESKİNER, A. D. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü. ANONİM. https://www.google.com/search?q=atmosferin+katmanlar%C4%B1&safe=strict&sxsrf, https://www.facebook.com/groups/sosyalbilgilerakademi/ (Sosyal Bilgiler Akdemi), https:// www.bilgicik.com/yazi/atmosferin-katmanlari/ MERİDYEN (BOYLAM) Bir kutuptan diğer kutba ulaşan, paralelleri dik açıyla kesen hayali yarım çemberlere meridyen denir. Meridyenlerin, Başlangıç meridyenine (Greenwich) olan uzaklığının açı cinsinden değerine ise boylam denir. Meridyen ve boylam birbirlerinin yerine kullanılırlar. MERİDYENLERİN ÖZELLİKLERİ · Başlangıç meridyeninin 180 doğusunda, 180 de batısında olmak üzere, toplam 360 meridyen vardır. · Başlangıç meridyeni İngiltere'nin başkentindeki Greenwich istasyonundan geçen meridyendir. · İki meridyen arası uzaklığa bir boylam derecesi denir. Koordinatlarla bir yeri daha iyi belirleyebilmek için, her meridyen derecesi 60 dakikaya, her dakika 60 saniyeye bölünmüştür. · Ekvator üzerinde iki meridyen arası uzaklık 111 km dir. Kutuplara doğru gidildikçe bu uzaklık azalır. Türkiye üzerinde ise iki meridyen arası uzaklık, yaklaşık olarak 85 - 86 km dir. · Bütün meridyenlerin boyları birbirine eşittir. · Aynı meridyen üzerinde bulunan bütün noktaların (Güneş karşısından aynı anda geçtiklerinden) yerel saatleri aynıdır. · Meridyen dereceleri Greenwich'ten doğuya ve batıya gidildikçe büyür. · Meridyenler kuzey - güney doğrultusunda uzanır. · Bütün meridyenler kutuplarda birleşirler. · Meridyenler bir paralel boyunca birbirlerinden eşit uzaklıkta bulunurlar. · Ardışık iki meridyen arasındaki yerel saat farkı 4 dakikadır. BOYLAM VE ETKİLERİ Boylam: Herhangi bir noktanın başlangıç meridyenine olan uzaklığının açı cinsinden değeridir. ETKİLERİ: Boylamın sadece yerel saat farklarını etkilemektedir. YEREL SAAT HESAPLAMALARI Yerel Saat: Bir yerin kendine özgü saatidir. Güneşin ufuk çizgisindeki konumuna göre belirlenir. Güneş ufuk çizgisinde en yüksek konuma geldiğinde o yerin yerel saati 12:00 dır. Cismin gölgesi en kısadır. Hesaplama yapılırken dikkat edilecek noktalar :Aynı yarım kürede ise büyük olan meridyen derecesinden küçük olan çıkarılır. Farklı yarım kürelerde ise toplanır. 0 0 Örnek: K Kenti 80 doğu meridyeninde L kenti ise 50 doğu meridyeninde yer almaktadır. İki kent arasındaki zaman farkı kaç dakikadır. Çözüm : 80 - 50 = 30(meridyen farkı) 30 x 4 = 120 dk ( zaman farkı ) 2 saat 0 0 Örnek: A Kenti 10 batı meridyeninde B kenti ise 40 doğu meridyeninde yer almaktadır. buna göre bu iki kent arasındaki zaman farkı kaç dk'dır? Çözüm : 10 +40 = 50 ( meridyen farkı ) 50 x 4 = 200 dk ( zaman farkı ) 3 saat 20 dk Dönenceler Her iki yarım kürede, güneş ışınlarını dik açıyla en son alabilen noktaları belirleyen enlemlerdir. Kuzey 0 yarım kürede 23 27’ Yengeç Dönencesi 21 Haziran’da güneş ışınlarını öğlen vakti dik açıyla alır ve tropikal kuşağın en kuzey sınırını belirler, Güney 0 yarım kürde 23 27’ Oğlak Dönencesi 21 Aralık’ta güneş ışınlarını öğlen vakti dik açıyla Dönencelerin derece konumları alır ve tropikal kuşağın en güney sınırını belirler. Güneş ışınlarının yere düşme açıları Güneş ışınları dünyanın şeklinden dolayı yere düşme açıları farklıdır ve ekvatordan kutuplara doğru küçülür. Güneş ışınlarının dik ve dike yakın açıyla gelen yerlerde, aydınlanma alanları dar ve ısınma fazladır. Yatık açıyla aydınlanan alanlar geniş ve ısınma azdır. Bu nedenle sıcaklık ekvatordan kutuplara doğru azalır. Bu olaya enlem etkisi denir. Ekvatorda gece ve gündüz süreleri daima eşittir. Kutuplara doğru gidildikçe gece ve gündüz süreleri arasındaki fark giderek artmaktadır. Aynı Enlem Üzerindeki Merkezlerde Ortak Özellikler · Ekvatora ve kutuplara eşit uzaklıktadırlar. · Güneş ışınlarını aynı açıyla alırlar. ·Gece- gündüz süreleri birbirine eşittir. ·Dünyanın çizgisel dönüş hızı aynıdır. ·Aynı iklim kuşağındadırlar. Fakat aynı iklim özelliği görülmeyebilir (özel konumdan dolayı). · İki meridyen arasındaki mesafe aynıdır. Ekvator Dünya’yı iki yarım küreye ayırmaktadır. Çizgisel hızın en fazla olduğu yerdir. Gece-gündüz süreleri yıl boyunca aynıdır. Paralel dairelerin başlangıcıdır. Dünya üzerinde çizilebilecek en büyük dairedir. Yerçekiminin en az olduğu yerdir. 21 Mart ve 23 Eylül’de öğlen vakti güneş ışınlarını dik alır. Kutup Çizgisel hız sıfırdır. Atmosferin en ince olduğu yerdir. Yerçekimi en fazladır. Altı ay gece, altı ay gündüz yaşanabilen yerdir. ÜLKEMİZİN MATEMATİKSEL KONUMU 0 0 Ülkemiz koordinatları; Green wich’ in doğusunda 26 -45 0 0 meridyenleri arasında, ekvatorun kuzeyinde 36 -42 paralelleri arasında yer alır. 0 Türkiye’ nin doğusu ile batısı arasında 19 lik boylam ve 76 dakikalık yerel saat farkı vardır. Türkiye enlem bakımından dönenceler dışında yer aldığından güneş ışınlarını hiçbir zaman dik açıyla almaz. Zemine dik yerleştirilen cismin gölgesi de sıfır olamaz. Türkiye’ de kuzeyden esen rüzgarlar sıcaklığı azaltırken, güneyden esen rüzgarlar sıcaklığı artırır. Türkiye’ de cephesel yağışlar görülür. Türkiye’ de gece gündüz süreleri arasında fark yıl içerisinde en fazla kuzeyde en az güneyde yaşanır. 2 Ülkemizin gerçek alanı 814,578 km olup izdüşüm alanı 779,452 2 km dir. Bunun nedeni yüzey şekillerinin engebeli olmasından kaynaklanmaktadır. ***Not: Dünyamız kendi ekseni çevresinde batıdan doğuya doğru döndüğü için doğudaki bir merkezde güneş erken doğar, erken batar. Batıdaki bir merkezde ise geç doğar geç batar. Sonuçta doğudaki bir meridyenin yerel saati her zaman daha ileridir. Günümüzde yerel saatlere göre hareket etmek hem ülke içinde hem de ülkeler arası ilişkilerde sıkıntılar meydana getirir. Nedeni aynı ülke içinde çok sayıda meridyen geçmesi ve zaman farklarının fazla olması.Örneğin Türkiye'de yerel saat kullanılsa idi 19 ayrı saat ayarı yapılmış olması gerekirdi. Bu gibi karmaşalıkları önlemek için uluslararası saat sistemine geçilmiştir. Bunun için dünyamız 15°' lik meridyen yayları şeklinde 24 saat dilimine ayrılmıştır. Her saat diliminde de tam ortadan geçen meridyenin yerel saati ortak kabul edilmiştir. Saat dilimlerinde de başlangıç olarak Greenwich'in 7,5° doğu ile 7,5° batı meridyenleri alınmıştır. 24 saat diliminden 12 tanesi başlangıç meridyeninin Doğusunda ( ileri saat ) , 12 tanesi ise Batısındadır ( geri saat ) Türkiye, ikinci ve üçüncü saat dilimlerinde yer almaktadır. Ancak biz bunlardan sadece birini kullanmaktayız. Yaz saatinde Iğdır'da, kış saatindeyse İzmit'te Güneşin doğuş ve batış saatleri coğrafya sorularında sabit olarak hesaplanır. Ancak 2016 yılında kış saati uygulamasının kaldırılmasıyla tüm yıl için üçüncü saat dilimi olan GMT+3 (Iğdır) Türkiye'nin ulusal saatidir. TARİH DEĞİŞTİRME ÇİZGİSİ Dünya'nın doğu ve batı yarım kürelerinin uç noktaları arasında bir günlük zaman farkı vardır. Bu nedenle, Başlangıç meridyeninin devamı (karşısındaki) olan 180° meridyeni, tarih değiştirme çizgisi olarak kabul edilmiştir.Tarih değiştirme çizgisi olarak 180 meridyeni kabul edilir. Bu meridyenin doğu tarafında batı meridyenleri, batı tarafında ise doğu meridyenleri bulunmaktadır. Dolayısıyla doğu meridyenlerinin olduğu batısında bir gün ileri, batı meridyenlerinin olduğu doğusunda ise bir gün geridir. Not: Tarih değiştirme çizgisi ve saat dilimleri ülke sınırlarına göre çizildiğinden meridyenlere tam uygun olarak uzanış göstermezler. Girinti-çıkıntı oluştururlar. Bu 0 çizgi her yerde 180 meridyenini takip etmez. Aynı ülke içerisinde karmaşıklık yaratmaması amacıyla asla karalar üzerinden geçirilmemiş ve yer yer zig zaglı bir görünüm arz etmektedir. ·180° boylamının batısına doğru gidildiğinde, Doğu Yarım Küre'ye geçildiği için, tarih 1 gün ileridir. ·180° boylamının doğusuna doğru gidildiğinde, Batı Yarım Küre'ye geçildiği için, tarih 1 gün geridir. İKLİM BİLGİSİ Öğretim Elemanı Dr.Öğr.Üyesi Ali Demir KESKİNER Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Kaynak KESKİNER, A. D. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü. ANONİM. https://www.google.com/search?q=atmosferin+katmanlar%C4%B1&safe=strict&sxsrf, https://www.facebook.com/groups/sosyalbilgilerakademi/ (Sosyal Bilgiler Akdemi), https:// www.bilgicik.com/yazi/atmosferin-katmanlari/ Dünya Sıcaklık ekvatordan kutuplara doğru azalır. Meridyenler arası uzaklık kutuplara doğru azalır. Dönüş hızı ekvatordan kutuplara doğru azalmaktadır. Çizgisel hız en fazla ekvatorda gerçekleşir. Bu hız 1.670 km/h’ tir. Dünya kendi eksenindeki dönüşünü 24 saatte gerçekleştirir. Dünyanın yıllık hareketi sırasında izlediği yörüngeye elipsoit denir. Bu nedenle, güneş dünyaya bazen yaklaşır (3 Ocak’ tır ve PERİHEL) bazen de uzaklaşır (4 Temmuz AFEL). Dünyanın yörüngesinden dolayı yıllık hareket hızı perihel konumunda hızlanır, afel konumunda yavaşlar. Dünyanın güneş etrafında elips yörünge etrafında batıdan doğruya dönüşü. Dünya’nın bu hareketinden dolayı Mevsimler oluşur. Yıl içerisinde sıcaklık farklılıkları meydana gelir. Bir noktaya güneş ışınlarının geliş açısı yıl içerisinde sürekli değişir. Gece gündüz uzunlukları değişkendir. Bu süre, sadece ekvatorda eşittir. Bir merkezde güneşin doğuş ve batış saatleri her gün farklıdır. Güneş ışınları sadece dönencelere yılda bir kez ve dönenceler arasında yılda iki kez dik açıyla gelir. Aydınlanma çizgisi, kutup daireleri ile kutup noktaları arasında sürekli yer değiştirir. Mevsimlerin başlangıç ve bitiş tarihleri 21 Haziran, 21 Aralık, 21 Mart ve 23 Eylül tarihleridir. Eylül ekinoksu iki gün gecikir. Şubat ayı diğerlerinden kısa olur. Eksen eğikliği Dünya kendi ekseni etrafındaki dönüş hareketini yaparken, Güneş etrafında elips şeklindeki yörüngede batıdan doğuya doğru bir tam tur dönmektedir. Bu hareket 365 gün 6 saat sürmektedir. Yerin, kutuplardan geçen ekseni ile elipsoit 0 yörüngenin düzlemi arasında 66 33’ lik açı yapar. 0 ’ Bunun sonucu eliptik ile ekvator arasında 23 27 lık bir açı bulunur. Bu açılar hiçbir zaman değişmez. Rüzgarların Kuzey yarım kürede sağa, Güney yarım kürede sola sapmasının nedeni; Dünya’nın günlük hareketi sonucu oluşan koriolis tur (saptırma gücüdür). Koriolis, rüzgarların ve akıntıların yönlerini saptırır. Yer ekseninin yörünge düzlemi (eliptik) ne dik olmaması durumunda; (Güneş ışınları öğle vaktinde Ekvatora dik gelirdi. Aydınlanma çizgisi kutup noktalarından geçeceğinden dolayı gece ve gündüz her yerde eşit olacaktı. Mevsimler, dönenceler ve kutup daireleri oluşmayacaktı. Ekvator çevresi daha sıcak, Kutuplar daha soğuk olacaktı. Bir merkezde Güneş’in doğuş ve batışı değişmeyecekti. Şekil 7. Güneş ışınlarının ekvatora geliş açıları Ekinoks (21 Mart ve 23 Eylül) Bu tarihlerde Güneş ışınları öğle saatlerinde ekvatora dik düşer. Bu tarihlerde cisimlerin gölgesi oluşmaz. Güneş ışınları Kutup noktalarından teğet geçer. Ekvatora eşit uzaklıktaki enlemler, Güneş ışınlarını aynı 0 açıyla alırlar. Örneğin, 40 0 Kuzey ve 40 Güney enlemleri 0 öğle vaktinde 50 lik açıyla Güneş ışınlarını alırlar. Gece ve gündüz birbirine eşittir. Aynı meridyen üzerinde bulunan noktalarda Güneş aynı anda doğar ve aynı anda batar. √ 21 Mart günü, Kuzey yarım küre için ilkbahar ve Güney yarım küre için Sonbahar başlangıcıdır. 23 Eylül de durum tam tersidir. √ 21 Mart gününden sonra Kuzey yarım kürede gündüzler 12 saati aşmaya başlar, Güney yarım kürede ise geceler 12 saati aşar. 23 Eylül’de ise durum tam tersidir. √ 21 Mart Kuzey kutup noktasında Güneş doğarken ve 6 aylık gündüz süresi başlarken, Güney kutup noktasında Güneş batar ve 6 aylık gece süresi başlar. 23 Eylülde durum tam tersi gerçekleşir. 21 Haziran Bu tarihte Kuzey yarım küre Güneş’e daha çok dönüktür. Öğle saatinde Güneş ışınları Yengeç dönencesine dik açıyla düşer. Yengeç dönencesi üzerinde yer alan bir cismin boyunun en kısa olduğu tarihtir. Çünkü Güneş ışınlarının düşme açısı büyür. Bu nedenle cisimlerin boyu en kısadır. Aydınlanma çizgisi Güney kutup dairesine teğet geçer. Kuzey yarım kürede yaz mevsimi başlangıcı, Güney yarım kürede kış mevsimi başlangıcıdır. Kuzey yarım kürede yıl içerisinde en uzun gündüz yaşanırken, kuzeye gidildikçe gündüz uzunlukları artar. Güney yarım kürede en uzun gece yaşanır ve güneye gidildikçe gece uzunlukları artar. Bu tarihten sonra Kuzey yarım kürede gündüzler kısalmaya ve geceler uzamaya başlar. Güney yarım kürede durum tersidir. Kuzey yarım kürede cisimlerin gölge boyları öğle vakti yıl içinde en kısa olur. Güney yarım kürede ise en uzundur. 21 Haziran tarihinde Kuzey yarım kürede kuzeye gidildikçe gündüz süreleri artar. 21 Aralık Güney yarım küre güneşe daha çok dönüktür. Güneş ışınları öğle vakti Oğlak dönencesine dik açıyla düşer. Oğlak dönencesi üzerinde yer alan bir cismin boyunun en kısa olduğu tarihtir. Çünkü Güneş ışınlarının düşme açısı büyümektedir. Bu nedenle cisimlerin boyu en kısadır. Aydınlanma çizgisi Kuzey kutup dairesine teğet geçer. Güney yarım kürede yaz mevsimi başlangıcı, Kuzey yarım kürede kış mevsimi başlangıcıdır. Güney yarım kürede en uzun gündüz yaşanırken, güneye gidildikçe gündüz uzunlukları artar. Oysa Kuzey yarım kürede en uzun gece yaşanır ve kuzeye gidildikçe gece uzunlukları artar. Bu tarihten sonra Güney yarım kürede gündüzler kısalmaya geceler uzamaya başlar. Kuzey yarım kürede durum tam tersidir. Bu tarihte güneş ışınları Oğlak dönencesine dik açıyla düşer. Kuzey yarım kürede kış mevsimi 21 Aralık-21 Mart tarihleri arasında, Güney yarım kürede kış mevsimi 21 Haziran-23 Eylül tarihleri arasında yaşanmaktadır. Bunun nedeni, yer ekseninin yörünge düzlemine eğik olmasından kaynaklanmaktadır. İKLİM BİLGİSİ Öğretim Elemanı Dr.Öğr.Üyesi Ali Demir KESKİNER Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Kaynak KESKİNER, A. D. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü. ANONİM. https://www.google.com/search?q=atmosferin+katmanlar%C4%B1&safe=strict&sxsrf, https://www.facebook.com/groups/sosyalbilgilerakademi/ (Sosyal Bilgiler Akdemi), https:// www.bilgicik.com/yazi/atmosferin-katmanlari/ ATMOSFER Dünyamızı çepeçevre saran gaz bulutlarına denir. Yeryüzünü saran hava tabakası olarakda adlandırılır. Bu nednele «Hava Küre« olarak da tanımlanır.Nefes alınan küre manasına gelir. Atmosfer yerin derinliklerinde çıkan gazların dünyanın etrafında, yerçekiminin etkisiyle tutulması sonucu oluşmuştur. İlk çıkan gaz su buharıdır. Atmosferin şekli dünyanın şekli gibidir. Atmosfer saydam ve renksizdir. Ancak atmosferin içerisinde bulunan su buharı Güneş'ten gelen ışınları bir prizma gibi kırarak beyaz ışınların mavi görünmesine neden olur. Atmosferin bu mavi görünümü okyanus ve denizlerin üzerine yansıyarak aslında renksiz olan su kütlelerinin mavi görünmesine neden olur. Atmosferdeki gazların oranlarının değişmesi iklim üzerinde bir takım değişikliklere neden olur. Örneğin; atmosferin %0,03'nü oluşturan CO₂'in iki katına çıkması halinde yeryüzünde sıcaklık artar. CO₂'in yarıya düşmesi halinde yeryüzünde sıcaklık azalır. ATMOSFERİN ÖZELLİKLERİ Meteorolojik olayların görülmesini sağlar Atmosferin kalınlığı ekvatorda fazla, kutuplarda azdır. Ortalama kalınlığı 10.000 km'dir. Atmosferin yoğunluğu yerden yükseldikçe azalır. Ağır gazlar alt tabakalarda, hafif gazlar üst tabakalarda toplanmıştır. Her zaman bulunan ve miktarı değişmeyen gazlar ;%78 Azot,%21 Oksijen,%1 Asal gazlardır. Her zaman bulunan ve miktarı değişen gazlar; Su buharı ve Karbondioksittir. Her zaman bulunmayan gazlar ise Tozlar ve ozondur. Atmosfere gelen Güneş enerjisi % 100′dür. Atmosferin üst sınırında 1 cm2’ye 1 dakikada gelen kalori miktarına güneş sabitesi (solar konstant) denir. Bu enerjinin; % 25′i atmosferin etkisiyle geri yansır (refleksiyon) % 25′i atmosferin içinde yayılır (difüzyon) % 15′i atmosfer tarafından yutulur (absorbsiyon) % 8′i yere çarparak yansır (albedo) Bu özelliklerin hepsi atmosfer içerisindeki enerji kayıpları olurken geriye kalan %27′lik kısım yer yüzünün Atmosferin Faydaları 1.Hayat için gerekli gazları ihtiva eder. 2. İklim olayları meydana gelir. 3. Güneşten gelen ve canlılar için zararlı olan ışınları süzer. 4. Dünyamızın aşırı ısınmasını ve soğumasını önler. 5. Dünyamızla birlikte dönerek sürtünmeden doğacak yanmayı önler. 6. Meteorların yeryüzüne düşmesini engeller. Sera Etkisi Güneşten gelen ışınları bulutlar ve yeryüzü yansıtır, atmosferde bulunan KARBONDİOKSİT, SU BUHARI ve METAN gibi bazı gazlar bu yansıyan ışınları tutarak dünyanın ısınmasını sağlarlar. Bu duruma SERA ETKİSİ denir. Havada en fazla ısı tutma özelliği olan gaz KARBONDİOKSİT gazıdır. Atmosferin bu ısıyı tutma yeteneği sayesinde suların sıcaklıkları dengede kalır, böylece denizlerin ve okyanusların suları donmazlar. Ancak,sera etkisi oluşturan gazların insan etkisiyle atmosferdeki oranının artması dünyanın aşırı ısınmasına neden olarak küresel ısınmayı tetikler. Atmosferin Katmanları Troposfer Atmosferin, yeryüzüne temas eden, alt bölümüdür. Tüm gazların % 75’inin bulunduğu bu katmanda yoğunluk en fazladır. Troposfer, yerden havaya yansıyan ışınlarla alttan yukarıya doğru ısınır. Bu nedenle alt kısımları daha sıcaktır. Yerden yükseldikçe sıcaklık her 200 m’de yaklaşık 1°C azalır. Su buharının tamamı troposferde bulunduğu için tüm meteorolojik olaylar burada oluşur. Güçlü yatay ve dikey hava hareketleri görülür. Yerden yüksekliği 6 - 16 km arasında değişir. Troposferin üst katmanlarına doğru sıcaklık sürekli olarak düşer 13 km’ de sıcaklık -50 ile o -60 C arasındadır. Stratosfer Troposferin üstündeki katmandır. Yatay hava hareketleri görülür. Su buharı hemen hemen hiç bulunmadığı için dikey hava hareketleri oluşamaz. Bu nedenle sıcaklık dağılışı oldukça düzgündür. Sıcaklık her yerde yaklaşık -50°C’dir. 16-30 km yukarıda durgun özellikli yatay hava hareketlerinin hakim olduğu hava katmanıdır. Sıcaklık dağılışı oldukça düzgündür. Dikey hava hareketi yavaş değişir. Yatayda troposferin tersine sıcaklık artmaktadır. Ozon tabakası bu katmanda 19. km' de başlar 45 km' ye kadar yükselir. Sera gazı olan Ozon tabakası canlılar için son derece zararlı ultraviyole ışınları absorbe eder ve zararsız hale getirir. Ozonun ultraviyole ışınlarını absorbe etmesi sıcaklığın bu katmanda artmasına neden olur. Mezosfer (Şemosfer) 30-80 km arası mezosfer tabakasıdır. Bu tabakada ultraviyole ışınları molekülleri parçalar ve iyon haline dönüştürür. -90 °C ile atmosferin en soğuk yeridir. İyonosfer İyonosfer ve Eksosfer tabakası Termosfer katmanı olarak ta bilinmektedir. Sıcaklık yükseklikle artar, burada ultraviyole radrasyonu ısıya dönüşmektedir. Bu tabakada sıcaklık 2000 dereceye kadar ulaşmaktadır. 80-300 km arsında gazların iyonlarından meydana gelir. Bu tabaka özellikle radyo dalgalarını yansıtır. Bu tabakanın yer küre üzerinde fazla bir etkisi yoktur. Bu tabakada molekül halinde azot, oksijen ve su buharı gibi ağır gazlara rastlanmaz. Radyo dalgalarının yayılması ve yer küreye dönmesi bu tabakada gerçekleşir. Eksosfer Gazlar son derece seyrek olduğu için dış sınırı kesin olarak tespit edilemeyen bu tabakada Yoğun röntgen ışınları vardır. İKLİM BİLGİSİ Öğretim Elemanı Dr.Öğr.Üyesi Ali Demir KESKİNER Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Kaynak KESKİNER, A. D. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü. ANONİM. https://www.google.com/search?q=atmosferin+katmanlar%C4%B1&safe=strict&sxsrf, https://www.facebook.com/groups/sosyalbilgilerakademi/ (Sosyal Bilgiler Akdemi), https:// www.bilgicik.com/yazi/atmosferin-katmanlari/ İKLİMİN TEMEL ELEMANLARI 1.SICAKLIK, 2. BASINÇ, 3. RÜZGÂR , 4. NEM , 5.BUHARLAŞMA 6. YAĞIŞ, 7.GÜNEŞLENME, 8.BULUTLULUK SICAKLIK Yeryüzünün ve sıcaklığın tek enerji kaynağı güneştir. Yeryüzü ve atmosferin ısınmasını sağlayan güneş enerjisi ışınları (radyasyon-görünür ve görünmez ışınlar) atmosferi geçerek yeryüzüne ulaşır. Katı sıvı ve gazları ısıtarak ısı enerjisine dönüşür. Sıcaklık: Gücün (kuvvetin) kinetik olarak ortaya çıkmasıdır. Sıcaklık artması veya azalması ısı değişimi ile olur. Yeryüzünün Güneş’ten aldığı ısı miktarına sıcaklık denir. Termometre ile ölçülür. Isı: Cisimlerdeki mevcut potansiyel güce (kuvvete) denir. Isı, sıcaklıkları farklı iki cismin arasında alınıp verilen enerjisidir. Isı bir enerji olduğu için birimi0 Joule’dir. Isı genellikle kalorimetre ile ölçülür.1 kalori 1 gram suyun sıcaklığını 1 C yükselten enerji miktarına denir. ÖRNEK:Bir tanker su düşünün ki 20 °C sıcaklığı olsun. Aynı şekilde bir çay bardağı dolusu suyun da sıcaklığı 90 °C olsun. Hangisi daha sıcaktır dediğimizde cevap çay bardağı olur. Ancak hangisi daha fazla enerjiye sahiptir dediğimiz zaman bir tanker suyun ısısı daha fazla olur. Çünkü daha fazla molekül daha fazla enerji tutmaktadır. Güneş ışınları Işığın doğal kaynağı güneştir ve elektromanyetik dalgalar halinde dünyamıza gelen ışığın içerisinde dalga boyları birbirinden farklı çeşitli ışınlar bulunmaktadır. Yeryüzü ve atmosferin ısınmasını sağlayan güneş enerjisi ışınları (radyasyon) kozmik ışınlar ve partiküller şeklinde gelir Güneşten yayılan ve bilinen farklı dalga boylarındaki tüm elektromanyetik radyasyonun bütünü Elektromanyetik Güneş Spektrumu olarak isimlendirilir. Anılan bu spektrumda, güneş ışınımı dalga boylarına göre sıralanır ve aşağıda verilen temel gruplar ile ifade edilir. Röntgen ışınları (X ışınları) Morötesi ışınları (ultraviyole ışınlar) Işık ışınları (görünen ışınlar) Kızılötesi (enfraruj, infrared: sıcaklık) ışınları Radyo ışınları (herz ışınları) En Çok Kullanılan Sıcaklık Ölçü Birimleri Simgeleri SICAKLIK DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER 1. GÜNEŞ IŞINLARININ GELIŞ AÇISI: Bir yerin güneşten aldığı enerji miktarı güneş ışınlarının düşme açısına bağlıdır. Güneş ışınları ne kadar dik ise: a. Isınma o kadar fazla b. Aydınlatma az c. Güneş ışınlarının atmosferde aldığı yol az d. Güneş ışınlarının atmosferde tutulma oranı az e. Güneş ışınlarının atmosferde yansıması az Not: Güneş ışınlarının geliş açısı ne kadar eğik ise,tam tersi olur. Güneş ışınlarının geliş açısı çeşitli faktörlerin etkisindedir. A. ENLEM Güneş ışınları dünyanın şeklinden dolayı ekvator ve çevresine dik açı ile gelirken, kutuplara doğru gittikçe eğik açı ile gelir. Bunun sonucunda: a. Sıcaklık ekvatordan kutuplara gidildikçe azalır. Bu duruma enlem-sıcaklık ilişkisi denir. Karadeniz kıyılarının Akdeniz kıyılarından soğuk olması örnektir. b. Ekvatora yakın yerler daha sıcak kutuplar ve çevresine yakın yerler daha soğuktur. c. Ekvator yönünden gelen rüzgarlar ve okyanus akıntıları gittikleri yerin Sıcaklığını artırır. Kutuplar ve çevresinden gelenler ise sıcaklığı düşürürler. Not: Fakat dünya üzerinde her yerde enlem-sıcaklık ilişkisi düzenli değildir. Bu düzenliliği bozan faktörler şunlardır. Okyanus akıntıları, yükselti, bakı, denizellik, karasallık, rüzgarlar gibi. Ege ve Doğu Anadolu iklimleri gibi. Aynı enlemde olmalarına rağmen sıcaklıkları farklıdır. B. MEVSİMLER Dünyanın ekseninin eğikliği ve yıllık hareketi sonucu güneş ışınlarının geliş açısının değişmesi sonucu mevsimler meydana gelir. Buna bağlı olarak güneş ışınları yazın dik kışın eğik açıyla gelir. Sonuçta yazın sıcaklık fazla kışın az olur. C. GÜNÜN SAATİNE GÖRE: Güneş ışınları sabah ve akşam eğik açıyla gelirken öğleyin dik ve dike yakın açılarla gelir. Herhangi bir merkezde günün en sıcak vakti öğleyin 12-14 arası, en soğuk vakti ise güneş dogmadan önceki vakittir. Çünkü dünya gece boyunca isi kaybetmiştir. D. EĞİM VE BAKIYA GÖRE: Eğimin fazla olduğu yerlere güneş ışınları daha dik geldiği için ısınma daha fazladır Bakı; bir yerin güneşe dönük olup olmama durumuna denir. Türkiye’de özellikle dağlık alanlarda, dağların güneye bakan yamaçları, kuzeye bakan yamaçlarından daha fazla ısınırlar. Ancak Karadeniz Dağları buna ters düşer. Bu durum bitkilerin dağılışına, yerleşmeye, tarımsal faaliyetlere ve toprak oluşumuna etkiler. K.Y.K’de güneye G.Y.K’de ise kuzeye bakan yamaçlar bakı yönünden şanslıdırlar ve daha fazla ısınırlar. BAKI YÖNÜNDEN ŞANSLI YERLERDE; 1. Güneş ışınları dik geldiği için sıcaklık daha fazladır. 2. Güneşlenme süresi daha uzundur. 3. Orman yetişme siniri ve daimi kar siniri daha yüksekten başlar. 4. Aynı tür bitkilerin olgunlaşma süresi daha kısadır. 2. ATMOSFERİN NEMLİLİĞİ: Nemin fazla olduğu yerlerde ısıma ve soğuma frenlenir. Dolayısıyla günlük ve mevsimlik sıcaklık farkı az olur. Nemin az olduğu yerlerde ise tersi olur. Bunu ekvatoral iklim ile karasal iklimi karşılaştırırsak rahat görürüz. Mesela; sıcaklık farkının en az olduğu yer ekvatoral bölgedir. En fazla olduğu yer ise karasal iklimdir. Bunun sebebi nemdir. Yine nemin etkisiyle ortaya çıkan bulutluluk günlük ısıma ve soğuma üzerinde etkilidir. Kışın havanın bulutlu olduğu günlerde hava ılık bulutsuz olduğu günlerde ise daha soğuk geçer. 3. YÜKSELTİ: Dünya üzerinde sıcaklık her yerde yukarılara çıkıldıkça her 200 metrede 1ºC azalır aşağıya inildikçe ise sıcaklık 1ºC artar. Bunun iki sebebi vardır: a) Troposferin yerden geriye yansıyan ışınlarla ısınması. b) Havayı tutan nemin aşağılarda bulunması. Not: Bir yerin bulunduğu yükselti iklimine etki eder. 1) Aynı enlem üzerinde yükseltisi fazla olan yerler diğerine nazaran daha soğuktur. Örnek İç Anadolu ve Doğu Anadolu. 2) Yükseklere çıkıldıkça nem azaldığından hava çabuk ısınır çabuk soğur. 3) Sıcaklığın dünya üzerinde ekvatordan kutuplara doğru; düzenli bir şekilde azalmasını ya da kutuplardan ekvatora doğru düzenli artmasını engelleyen en önemli faktör yükseltidir. 4) Soru:Bir kentin gerçek sıcaklığı 4 derece deniz seviyesine indirgenmiş sıcaklığı 10 derecedir. Kentin yükseltisi kaç metredir. Dünya üzerinde yükseltinin etkisi kaldırıldığında sıcaklık düzenli dağılır. Türkiye’de yükseltinin etkisi kaldırılırsa, sıcaklık Akdeniz’den Karadeniz’e düzenli azalır. Yükseltinin Sıcaklık Üzerinde Etkisine Örnekler: 1) Yükseltiden dolayı sıcaklık azaldığı için tarım ürünlerinin olgunlaşması gecikir. Örneğin: buğday en geç Doğu Anadolu’da olgunlaşır. 2) Bir dağ yamacı boyunca yükselen hava kütlesi soğur ve yağış bırakır. 3) Yükseldikçe sıcaklığın azalmasına bağlı olarak; bitki örtüsü, geniş yapraklı orman, karışık orman, iğne yapraklı orman ve dağ çayırları şeklinde sıralanır. ) fazladır. 4. KARA VE DENİZLERİN ISINMA ÖZELLİĞİ: Kara ve denizler aynı oranda ısınıp aynı oranda soğumazlar. Karalar denizlere oranla daha çabuk ve daha fazla ısınırlar. Denizler ise daha az ve daha geç ısınırlar. Bunun iki sebebi vardır: a) Toprağın ve suyun ısınma ısılarının farklı oluşu. b) Denizlerde suyun hareketliliğine bağlı olarak ısının daha derinlere taşınabilmesi. Karalarda sıcaklık yazın fazla yükselir kışın da fazla düşer. Deniz etkisinde olan yerlerde ise fazla değişmez. Bu yüzden de deniz etkisinde olan yerlerde günlük ve yıllık sıcaklık farkı az deniz etkisinden uzak olan yerlerde ise (karalarda 5.OKYANUS AKINTILARI: Okyanus akıntıları alçak ve yüksek enlemler arasında sıcaklığın dengelenmesine yardımcı olmaktadır.Sıcaklığı fazla olan akıntılar gittikleri yerin sıcaklığını artırırken soğuk akıntılar gittikleri yerin sıcaklığını düşürürler.Önemli akıntılar genelde sürekli ve mevsimlik rüzgarlara bağlı olarak oluşurlar.Rüzgarın etkisiyle yönlenirler ancak bunlar; dünyanın günlük hareketine bağlı olarak sapma yaparlar.Akıntılar; izoterm eğrilerinin sapmasına neden olurlar. Not: 1) Ekvator ve çevresinden gelen akıntılara sıcak su akıntısı denir. 2) Kutuplar ve çevresinden gelen akıntılara soğuk su akıntısı denir. SICAK SU AKINTILARI: SOĞUK SU AKINTILARI: 1) Gulf-Stream 1) Kanarya 2) Kuro-Siyo 2) Bengvala 3) Alaska 3) Labrador 4) Brezilya 4) California 5) Avustralya 5) Antarktika 6) Ekvatoral 6) Oyo-Şiyo 7) Humbold (Peru) 6. RÜZGARLAR: Rüzgarlarda okyanus akıntıları gibi gittikleri yerin sıcaklığını etkilerler. K.Y.K.’de kuzeyden esen rüzgarlar; G.Y.K.’de güneyden esen rüzgarlar sıcaklığı düşürürler. a) Enlem: Ekvatordan gelen rüzgârlar sıcaklığı artırırken kutuplardan gelen rüzgarlar sıcaklığı azaltır. b) Kara ve Denizlerin Isı Özelliği: Karadan gelen rüzgârlar yazın sıcaklığı artırırken kışın azaltırlar. Denizden gelen rüzgârlar ise yazın serinletici, kışın ılıtıcı etki yaparlar. 7. GÜNEŞLENME SÜRESI: Bir yerde güneşlenme ne kadar fazla ise, bakıda olduğu gibi aydınlanma o kadar fazladır. Bu da gündüz uzunluğunun fazla olmasına bağlıdır. Gündüz uzunluğu arttıkça sıcaklığın depolanması daha da fazla olur. Şanlıurfa ili yıllık toplam güneşlenme süresi ortalama 2857 saat, toplam ışınım şiddeti ortalama 1694 kWh/m²- yıl ‘dır. Şanlıurfa günlük güneşlenme süresi ortalama 8 saattir. Temmuz ayında güneşlenme süresi 12 saate kadar çıkar. 8. BİTKİ ÖRTÜSÜ Bitki örtüsü sıcaklığı en az etkileyen faktördür. Ormanlık alanlarda güneş ışınları direk yerkabuğuna ulaşamaz. İKLİM BİLGİSİ Öğretim Elemanı Dr.Öğr.Üyesi Ali Demir KESKİNER Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Kaynak KESKİNER, A. D. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü. ANONİM. https://www.google.com/search?q=atmosferin+katmanlar%C4%B1&safe=strict&sxsrf, https://www.facebook.com/groups/sosyalbilgilerakademi/ (Sosyal Bilgiler Akdemi), https:// www.bilgicik.com/yazi/atmosferin-katmanlari/ BASINÇ Atmosfer çeşitli gazların karışımıdır. Yer çekiminin etkisinde olduğu için her cisim gibi gazlarında bir ağırlığı vardır. Bu ağırlık yer ve cisimler üzerinde ağırlık olarak kendini gösterir. Buna atmosfer basıncı ya da hava basıncı denir Yerçekimi ekvatordan kutuplara doğru yerin şekline bağlı olarak artmaktadır. Hava basıncı, havanın ağırlığı olduğuna göre, bu koşullarda basıncın değiştiği söylenebilir. Açık hava basıncı ya da atmosfer basıncı, Dünya’nın atmosferindeki gazların ağırlıklarından dolayı uyguladığı basınçtır. Deniz seviyesindeki açık hava basıncı 1 atm (101,3 kPa) iken, yaklaşık 8000 metre yükseklikteki Everest dağının zirvesinde 0,3 atm’dir. Örneğin; Isıtılan suyun buhar gerilimi hava basıncına eşit olunca su kaynar. Yükseldikçe hava basıncının düşmesi suyun kaynama noktasını düşürür. Çünkü hava basıncı ile suyun buhar basıncı eşitlendiğinde kaynama olayı gerçekleşir. Atmosfer basıncını etkileyen faktörler şunlardır Yükseklik: Yükseklik arttıkça basınç azalır. Yükseldikçe hava moleküllerinin seyrekleşmesi birim alana uygulanan basıncında azalması anlamına gelmektedir. Sıcaklık: Sıcaklık arttıkça ters orantılı olarak basınç azalır. Sıcaklığın artması havanın seyrekleşerek yükselmesine neden olur böylece yüzeydeki basınç azalır. Kutuplarda ve soğuk bölgelerde (karalarda kış mevsiminde) soğuyan hava ağırlaşarak yere yığılır bu da basıncın artmasına neden olur. Yerçekimi: Yerçekimi arttıkça basınç artar. Yerçekiminin en fazla olduğu kutuplarda basınç fazla, ekvatorsa ise azdır. Bu şekilde olmasının tek nedeni yerçekimi değildir. Yukarıda da söylendiği gibi bunda sıcaklığında etkisi oldukça fazladır. Dinamik Etkenler: Hava kütlesinin alçalarak yığılması ya da yükselerek seyrekleşmesi sonucunda oluşur. Alçalarak yığılması yığılma bölgesinde ağırlığın Toriçelli deneyi Evangelista Torricelli 1644 yılında çok önemli bir deney yaptı. Deniz seviyesinde 15 °C sıcaklıkta, yaklaşık 1 metre uzunluğundaki bir ucu açık diğeri kapalı bir cam tüpün içini tamamen cıvayla doldurdu. Sonra cam tüpün açık olan ucunu parmağıyla kapatarak cıva dolu bir kabın içine yerleştirdi. Ardından parmağını açık uçtan çekti. Cam tüpün içindeki cıvanın bir miktarı kaba boşaldı, ama yüksekliği 760 mm olacak kadar bir kısmı tüpün içinde kaldı. Cıvanın neden tamamı boşalmadı? Çünkü kaptaki cıvaya uygulanan açık hava basıncı cam tüpün içindeki cıvayı yukarı doğru itti. Tüpün içindeki cıvanın sıvı basıncı açık hava basıncına eşit hale geldi. Bu dengelenme ilkesini kullanarak barometreler yapıp açık hava basıncını ölçebiliyoruz. 2 Patmosfer = 101,3 kPa = 1 atm=760mmHg=10 mss.=1bar=1kgf/cm =1000 milibar (Açık hava basıncının birimi kPa, atm, mmHg,mss,bar vb. cinsinden verilebilir. RÜZGAR Yüksek Basınç (Anti-siklon) Ve Alçak Basınç (Siklon): Aynı basınca sahip olan noktaların birleştirilmesiyle oluşturulan iç içe kapalı eğrilereise izobar adı verilmektedir. Normal Basınç= 45º enleminde 0 m’de ölçülen basınç 1013 mb’dir, yaklaşık 1000 mb olarak alınabilir. Atmosferin yeryüzüne yaptığı basınç her yerde aynı değildir. Havahareketi her zaman Yüksek Basınçtan Alçak Basınca doğrudur. Yüksek ve alçak basınç merkezleri Hava soğuduğu zaman yoğunlaşır. Yer çekimi etkisiyle ağırlaşır ve aşağı çöker. Ağır olan hava kütlesi aşağıya basınç yapar ve böylece yüksek basınç alanları oluşur. Aksi durumda hava ısınır-hafifler ve sonuçta genişler, bu olaylar sonucu alçak basınç alanları meydana gelir. Bir yerde hava soğuyup ağırlaşır (yüksek basınç) ve basınç artarsa veya ısınıp hafifler (alçak basınç) ve basınç azalırsa bu yerde basınç dengesizliği oluşur. Böyle durumlarda, yüksek basınç alanlarından alçak basınç alanlarına doğru yatay hava akımları doğar bunlara rüzgar denir YÜKSEK VE ALÇAK BASINÇ ALANLARINDA İZOBAR EĞRİLERİ Antisiklon:Merkezden çevreye doğru yayılır Siklon: Çevreden merkeze doğru yayılır. Dünyanın dönmesi ile rüzgar kuzey yarım kürede sağa, güney yarım kürede sola saparlar. Rüzgar, iklimlerin ve hava koşullarının oluşumuna önemli katkı sağlar. Hava kütlelerinin özelliklerine göre sıcaklık ve soğukluk yada nem getirir veya çevreyi kurutur. Hakim rüzgar bir bölgede en çok esen rüzgara denilir. Rüzgar yönü rüzgar oku ile ölçülür. Rüzgar hızı anemometre ile ölçülmektedir. Bu hız saniyede metre (m/s) veya saatte kilometre (km/h) olarak ifade edilir. Karayel Rüzgarı: Kuzeybatı yönünden esen rüzgardır. Poyraz Rüzgarı: Poyraz kuzeydoğu yönünden esen rüzgardır. Lodos Rüzgarı: Lodos güneybatı yönünden esen rüzgardır. Keşişleme Rüzgarı: Güneydoğu yönünden esen rüzgar keşişleme rüzgardır. Yıldız Rüzgarı: Kuzey yönlü esen rüzgardır. Kıble Rüzgarı: Güneyden esen rüzgar türüdür. İKLİM BİLGİSİ Öğretim Elemanı Dr.Öğr.Üyesi Ali Demir KESKİNER Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Kaynak KESKİNER, A. D. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü. ANONİM. https://www.google.com/search?q=atmosferin+katmanlar%C4%B1&safe=strict&sxsrf, https://www.facebook.com/groups/sosyalbilgilerakademi/ (Sosyal Bilgiler Akdemi), https:// www.bilgicik.com/yazi/atmosferin-katmanlari/ b)Soğuk Yerel Rüzgarlar: Kuzey Yarım Kürede kuzey yönlü olan rüzgarlardır.Bunlar en çok kış ve ilkbahar mevsiminde etkilidirler. 1)Mistral:Bunlar Fransa'da Rohn vadisinden.Akdeniz'e doğru esen rüzgarlardır. 2)Bora:Yugoslavya'dan Adriyatik Deniz'ine doğru esen rüzgarlardır. 3)Krivetz:Romanya'dan Karadeniz’e doğru esen rüzgarlardır. 4)Poyraz: Ülkemizin kuzeydoğusundan eserler.En çok Marmara ve Karadeniz kıyılarında etkilidir. 5)Yıldız:Ülkemizin kuzeyinden esen rüzgarlardır. 6)Karayel:Balkanlardan ülkemize esen soğuk rüzgarlardır.Kışın kar yağışına yazın ise sağanak yağışlara sebep olurlar. c)Sıcak Yerel Rüzgarlar: Estikleri yere göre sıcak olan rüzgarlardır. 1)Sirokko:Büyük Sahra'dan Cezayir,Tunus,İspanya ve İtalya kıyılarına doğru esen sıcak ve kuru rüzgarlardır.Akdeniz üzerinden geçtiğinden ve çöl kaynaklı olduğundan bu rüzgarlar İspanya ve İtalya kıyılarına çamurlu yağış bırakır. 2)Hamsin:Büyük Sahra'dan Mısır ve Libya kıyılarına doğru esen sıcak kuru ve toz yüklü rüzgarlardır. 3)Samyeli:Suriye çölünden Güneydoğu Anadolu bölgesine doğru esen sıcak ve kuru rüzgarlardır.Bu rüzgarlar İç Anadolu’da Kabayel ismini almaktadır. 4)Lodos: Türkiye'de güney-batıdan esen sıcak ve kuru rüzgarlardır.Batı Anadolu ve Marmara da etkilidirler. NEM Atmosferdeki su buharına nem denir. Nemlilik higrometre ile ölçülür. Havadaki su buharı miktarı; 1.Buharlaşma koşullarına, 2.Havanın su buharı alabilme yeteneğine(sıcaklığına), 3. Havanın basıncına bağlıdır. Atmosferdeki nemim kaynağı yeryüzündeki sulardır. Bunlar denizleri, okyanuslar, göller, kar ve buz suları nemim tamamı, atmosferin en alt katı olan troposferde toplanmıştır. Atmosfere teması olan sular, Güneş’ten aldığı enerji ile birlikte buharlaşarak nemli bir hava tabakası oluşturur. Yer yüzündeki suların, su buharı şeklinde atmosfere geçmesine buharlaşma denir. Su;sıcaklığa bağlı olarak buhar ve buz hâline dönüşebilir. Atmosfer içerisinde su; buhar, sis, bulut ve yağışlar şeklinde kendini gösterir. Nem 3 şekilde İfade edilir; MUTLAK (GERÇEK NEM: Bir metre küp hava içerisinde bulunan nemin gram olarak ağırlığına (g/ 3 m ) denir. Su kütlesi ile birlikte sıcaklığında fazla olması buharlaşmayı artıracağı için mutlak nemi de artırır. MAKSİMUM NEM: Belirli sıcaklıktaki havanın nem taşıyabilme kapasitesine denir. Sıcaklık arttıkça havanın nem taşıma kapasitesi artar. Azaldıkça ise nem taşıma kapasitesi azalır. BAĞIL(NİSPİ) NEM: Mutlak nemim maksimum neme oranının % olarak değerine denir. Bağıl nem şu şekilde hesaplanır. Bağılnem=(Mutlak Nem/Maksimum Nem)*100arın , su buharı şeklinde atmosfere geçmesine MUTLAK NEM Büyük su kütlelerinin olduğu yerlerde mutlak nem fazla olur. Su kütlesi ile birlikte sıcaklığında fazla olması buharlaşmayı artıracağı için mutlak nemi de artırır. Mutlak nem Türkiye’de en çok Akdeniz kıyılarındadır. Kıyılarımızda mutlak nemi en az olan yer Karadeniz kıyılarıdır. (Enleme bağlı sıcaklık ve buharlaşma düşük olduğu için) Mutlak nem kıyıdan iç kesimlere gidildikçe azalır. Dünya’da deniz kıyılarında ve ekvator çevresinde mutlak nem fazladır. Kutuplarda deniz kıyılarında olan yerlerde sıcaklık düşük olduğu için mutlak nem azdır. Çöllerde mutlak nem azdır. Yazdan kışa, gündüzden geceye geçildikçe mutlak nem azalır. Yerden yükseldikçe mutlak nem azalır. Mutlak nem ile maksimum nem (Doyma miktarı) eşit olduğunda, bağıl nem %100 olur ve hava doyma noktasına erişmiş olur. Bu, aynı zamanda yoğunlaşma noktasıdır. İKLİM BİLGİSİ Öğretim Elemanı Dr.Öğr.Üyesi Ali Demir KESKİNER Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Kaynak KESKİNER, A. D. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü. ANONİM. https://www.google.com/search?q=atmosferin+katmanlar%C4%B1&safe=strict&sxsrf, https://www.facebook.com/groups/sosyalbilgilerakademi/ (Sosyal Bilgiler Akdemi), https:// www.bilgicik.com/yazi/atmosferin-katmanlari/ BUHARLAŞMA Bir sıvının ısı alarak gaz haline geçmesine buharlaşma adı verilir. Su, canlıların ihtiyaç duyduğu ve onların yaşamasını sağlayan en önemli maddelerdendir. Su, katı, gaz ve sıvı hallerde bulunmaktadır. Bunlar sıcaklık şartlarına göre birinden diğerine dönüşmektedir. Su belirli bir sıcaklıkta buharlaşarak gaz haline geçmekte, sıcaklığın düşmesiyle gaz halindeki su buharı yoğunlaşarak sıvı (yağmur), ya da katı (dolu-kar) haline dönüşerek yere düşmektedir. Yağışlarla yeryüzüne düşen su bir süre sonra yeniden buharlaşarak havaya karışır. Buna su dolaşımı (Su döngüsü-Hidrolojik döngü) denir.. Yeryüzündeki suların belli bir sıcaklıkta su zerrecikleri halinde atmosfere geçmesine BUHARLAŞMA denir. Buharlaşma arttıkça, mutlak nem de artar. Su yüzeyinde meydana gelen su kayıplarına buharlaşma (evaporasyon), bitkilerden meydana gelen su kaybına terleme (transpirasyon) denir. Bitkilerden ve topraktan meydana gelen su kaybı toplamına ise evapotranspirasyon adı verilir. Buharlaşma miktarları doğrudan aletlerle ölçülür veya formüller kullanılarak hesaplanır. Don mevsimi boyunca buharlaşma ölçüm aletlerinin kullanılamaması nedeniyle, bu mevsimdeki Çok sayıda formül bulunmasına karşın, en çok kullanılan metotlar; PenmanMonteith, Kap Buharlaşması ve Blaney- Criddle metotlarıdır. Buharlaşma rasatları ülkemizde sadece büyük klima istasyonlarında yapılmakta olup, gölgede ve açık su yüzeyinde olmak üzere iki şekilde ölçüm yapılmaktadır. 1. Gölgedeki buharlaşmanın ölçülmesi: Gölgedeki buharlaşma ölçümlerinde rasat parkında kapalı siper içerisinde bulunan evaporimetre (atmometre) ve evaporigraf aletlerinden yararlanılmak Buharlaşmayı etkileyen faktörler 1. Sıcaklık: Sıcaklıkla buharlaşma doğru orantılıdır. Yani sıcaklık arttıkça buharlaşma artar. 2. Nem Açığı: Havadaki nem oranı da buharlaşmayı etkileyen faktörlerdendir. Nem oranı az olan havada buharlaşma şiddeti artar. Buna karşın nem açığı az olan hava kütlesinde buharlaşma şiddeti azdır. Başka bir ifade ile bağıl nem arttıkça buharlaşma şiddeti azalır. 3. Hava Hareketleri, Rüzgârlar: Durgun bir hava ortamında buharlaşma şiddeti azdır. Yatay (rüzgâr) ve dikey (konveksiyonel) yöndeki hava hareketleri buharlaşma şiddetini arttırır. 4. Hava Basıncı: Basınçla mutlak nem arasında da doğru orantı vardır. Basınç arttıkça mutlak nem artar, basınç azaldıkça mutlak nem de azalır. Yükseklikle basınç azaldığında, yüksek yerlerde buharlaşma fazlalaşır. 5 Buharlaşma Yüzeyinin Genişliği: Özellikle buharlaşmanın büyük oranda gerçekleştiği deniz ve göllerin yüzeyi arttıkça buharlaşma şiddeti de artar. 6.Yükselti: Diğer faktörler değişmese ve sabit olsa da yükseklik arttıkça buharlaşma miktarı artar. Çünkü yükseldikçe hava basıncı azalır. Öte yandan yükseldikçe havanın sıcaklığı azalacağından buharlaşma miktarı da azalır. Fakat bu azalma hava basıncından ileri gelen artmayı karşılayamadığından yükseldikçe buharlaşmanın az bir miktar arttığı kabul edilir. 7. Toprak Özelliği: Koyu renkli topraklarda sıcaklık daha çok artar. Buna bağlı olarak buharlaşma şiddeti de artar. Açık renkli topraklarda ise buharlaşma şiddeti daha düşüktü. Geçirimli topraklara buharlaşma oranı daha fazla olur. 8. Bitki Örtüsü: Bitkiler topraktan aldıkları suyun bir kısmını terleme yoluyla havaya verirler. Yoğun bitki örtüsünün bulunduğu yerlerde nem miktarı nispeten daha fazladır 9.Okyanus Akıntıları: Sıcak su akıntılarında buharlaşma oranı fazladır. Dolayısıyla geçtikleri kıyılarda nem miktarını arttırırlar. Soğuk su akıntılarında ise durum bunun tersinedir. 2. Açık su yüzeyinden olan buharlaşmanın ölçülmesi: Açık su yüzeyinden meydana gelen buharlaşma miktarının ölçülmesine rasat parkı içerisinde özel yerinde bulunan A sınıfı buharlaşma kabından yararlanılmaktadır. Açık su yüzeyindeki buharlaşma miktarı ölçümünde, bu rasadı yapan rasat parklarının tümünde Class A Pan tipi daire şeklinde buharlaşma havuzları kullanılmaktadır. Galvaniz sac veya paslanmaz çelikten yapılmış, geniş silindir şeklinde buharlaşma havuzlarıdır. Çapları yaklaşık 112.9 cm olup, 25.4 cm derinliğe sahiptirler. Buharlaşma havuzları rasat parklarının yağış, rüzgar ve güneş almaya uygun yerlerine kurulur. Açık Su Yüzeyinden Buharlaşma Bazı araştırıcılara göre, evapotranspirasyon miktarının açık su yüzeyinden meydana gelen buharlaşma miktarından yararlanarak hesaplanması hem pratik ve kolay, hem de en güvenilir yöntem olarak kabul edilmektedir. ET= K. P İKLİM BİLGİSİ Öğretim Elemanı Dr.Öğr.Üyesi Ali Demir KESKİNER Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Kaynak KESKİNER, A. D. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü. ANONİM. https://www.google.com/search?q=atmosferin+katmanlar%C4%B1&safe=strict&sxsrf, https://www.facebook.com/groups/sosyalbilgilerakademi/ (Sosyal Bilgiler Akdemi), https:// www.bilgicik.com/yazi/atmosferin-katmanlari/ BULUTLAR Bulutlar, çok küçük su damlacıkları, buz kristalleri veya her ikisinin karışımından meydana gelen oluşumlardır. Tarımsal açıdan yağış ve güneşlenme ile ilgili atmosfer olaylarında baş rolü oynar. Sinoptik rasatta bulutluluk 8’e göre ölçülür yani gökyüzü 8 eşit parçaya bölünür ve 3/8, 5/8, 8/8 gibi ifade edilir. Sinoptik rasatta bulutluluk 8/8 ise gökyüzünün tamamen bulutla kapalı olduğunu göstermektedir. Klimatolojik rasatta ise 10’a göre 2/10, 5/10, 7/10 gibi ölçülür. Klimatolojik rasatta bulutluluk 10/10 ise gökyüzünün tamamen bulutla kapalı olduğunu göstermektedir. Yoğuşma, sis, bulut: Su buharı (atmosfer içerisinde) yükseldikçe soğuyarak yoğuşur. Yoğuşma yükseklerde olursa bulut, yeryüzüne düşerse yağış ve yeryüzüne yakın yerlerde olursa sis oluşturur. Bulutların, sirüs (tüy bulut), kümülüs (küme bulut), stratüs (katman bulut) ve nimbüs (yağmur bulutu) adları verilen dört ana tipi vardır. Yüksek bulutlar (Sirüsler): Saçak, tüy, ya da ince iplikler biçimindeki bulutlardır. Yüksek bulutlar genelde yağış getirmezler. Bunlar, bir siklonun yaklaştığının ve havanın bozacağının habercisidirler. Alçak bulutlar (Stratüs’ler): Yer’in üstünde, asılı gri bir tabaka gibi duran koyu renkli bulutlardır. Genelde yağışlara yol açarlar. Nimbus (yağmur bulutu): Yağış bırakan bütün bulutlara nimbus adı verilmektedir. Belirli bir anda gökyüzünün bulutlarla kaplı kısmının tüm gökyüzüne olan oranına bulutluluk denir. Bulutluluk oranı çeşitli aynalardan oluşan ve “Nefometre” adı verilen bir aletle ölçülür. Orta yükseklikteki bulutlar (Kümülüsler): Kümeler biçimindeki bulutlardır Genellikle alt kısımları düz ve siyah olur. Alt kısımlarının düz olmasının nedeni yoğunlaşmanın aynı seviyeden başlamasıdır. Siyah olmasının nedeni ise iri su taneciklerinden oluşmasıdır. Bu gruptaki bazı bulutlar yükseklere doğru büyür ve sağanak şeklinde şiddetli yağmurlar getirir. SİS Havanın alttan soğuması sonucu oluşan yoğunlaşma biçimine sis denir. Sis, yeryüzüne çok yakın oluşmuş ya da yeryüzüne çökmüş yoğun subuharı kütleleri ve bulutlardır. Sıcak ve nemli bir havanın daha soğuk bir yerle teması sonucu sis oluşur. Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşması da sislere yol açar. Başlıca sis oluşum şekilleri şunlardır: Rüzgâr, ılık denizlerden soğuk karaya eserse karada sis oluşur. Rüzgâr, sıcak denizlerden soğuk denizlere eserse soğuk sular üzerinde sis oluşur. Rüzgâr, sıcak karalardan soğuk denizlere eserse deniz üzerinde sis oluşur. Serin denizler üzerinde alçalan hava kütleleri sis oluşumuna neden olur. Atmosferin sıcaklık ve nem bakımından aynı özellik gösteren büyük parçalarına hava kütlesi denir. Hava kütlesinin oluşum alanı, deniz yüzeyine rastlıyorsa, bu hava kütlesine denizel hava kütlesi denir. Kara üzerinde oluşan hava kütlelerine de karasal hava kütlesi denir. Farklı özellikteki hava kütlelerini birbirinden ayıran sınıra ise cephe denir. Cephelerde çeşitli atmosfer olayları meydana gelir. Cephe boyunca karşılaşan iki hava kütlesinden, sıcak olan soğuk olanın üzerinde yükselir. Yükselme soğumaya, bulutlanmaya, sislere ve yağışlara neden olur. YAĞIŞ Havadaki su buharının, tekrar sıvı ya da katı haldeki suya dönüşmesine yoğunlaşma denir. Yoğunlaşmanın meydana gelmesi havanın nem bakımından doyma noktasını aşmasına bağlıdır. Havadaki bağıl nemin yüzde 100′e ulaştığı noktaya doyma noktası denir. Doyma noktası aşıldığı takdirde hava su buharının fazlasını taşıyamaz. Fazla olan su buharı sıvı ya da katı hale dönüşür ve böylelikle yağış oluşur. Yoğunlaşma sonucunda öncelikle çok küçük su taneciklerinin bir araya gelmesiyle bulutlar oluşur. Yağış Türleri Çiy: Hava içindeki su buharının soğuk cisim yüzeyleri üzerinde yağmur damlaları şeklinde yoğunlaşması olayıdır. Yoğunlaşma 0 °C ‘nin üstünde olduğu için damlalar şeklindedir. Oluşumu sabaha karşı görülür. Kırağı: Oluşumu çiye benzer. Fakat yoğunlaşma 0 ° C ’ nin altında gerçekleştiğinden buz kristalleri şeklindedir. Kırç: Havadaki su buharının çok soğumuş cisim yüzeylerinde buza dönüşmesidir. Kırağı sadece zemine yakın yerlerde görülürken, kırç her yerde (ağaç daları, teller, direkler vb.) görülür. Yağmur: Bulutu oluşturan su taneciklerinin damlalar halinde yeryüzüne düşmesi olayıdır. Kar: Bulutu oluşturan su taneciklerinin 0 °C nin altındaki bir sıcaklıkta buz kristalleri şeklinde yeryüzüne düşmesi olayıdır. Dolu: Havadaki nemin hızla yükselmesi ve çok soğuması sonucu buz tanecikleri şeklinde yeryüzüne düşmesi olayıdır. Havanın ani yükselmesi genellikle ilkbahar ve yaz mevsiminde görülür. 0 derecenin üstünde oluşan yoğunlaşma türleri-> Sis, Çiy, Yağmur 0 derecenin altında oluşan yoğunlaşma türleri-> Kırağı, Kırç, Kar, Dolu İKLİM BİLGİSİ Öğretim Elemanı Dr.Öğr.Üyesi Ali Demir KESKİNER Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Kaynak KESKİNER, A. D. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü. ANONİM. https://www.google.com/search?q=atmosferin+katmanlar%C4%B1&safe=strict&sxsrf, https://www.facebook.com/groups/sosyalbilgilerakademi/ (Sosyal Bilgiler Akdemi), https:// www.bilgicik.com/yazi/atmosferin-katmanlari/ YAĞIŞ Havadaki su buharının, tekrar sıvı ya da katı haldeki suya dönüşmesine yoğunlaşma denir. Yoğunlaşmanın meydana gelmesi havanın nem bakımından doyma noktasını aşmasına bağlıdır. Havadaki bağıl nemin yüzde 100′e ulaştığı noktaya doyma noktası denir. Doyma noktası aşıldığı takdirde hava su buharının fazlasını taşıyamaz. Fazla olan su buharı sıvı ya da katı hale dönüşür ve böylelikle yağış oluşur. Yoğunlaşma sonucunda öncelikle çok küçük su taneciklerinin bir araya gelmesiyle bulutlar oluşur. Yağış Türleri Çiy: Hava içindeki su buharının soğuk cisim yüzeyleri üzerinde yağmur damlaları şeklinde yoğunlaşması olayıdır. Yoğunlaşma 0 °C ‘nin üstünde olduğu için damlalar şeklindedir. Oluşumu sabaha karşı görülür. Kırağı: Oluşumu çiye benzer. Fakat yoğunlaşma 0 ° C ’ nin altında gerçekleştiğinden buz kristalleri şeklindedir. Kırç: Havadaki su buharının çok soğumuş cisim yüzeylerinde buza dönüşmesidir. Kırağı sadece zemine yakın yerlerde görülürken, kırç her yerde (ağaç daları, teller, direkler vb.) görülür. Yağmur: Bulutu oluşturan su taneciklerinin damlalar halinde yeryüzüne düşmesi olayıdır. Kar: Bulutu oluşturan su taneciklerinin 0 °C nin altındaki bir sıcaklıkta buz kristalleri şeklinde yeryüzüne düşmesi olayıdır. Dolu: Havadaki nemin hızla yükselmesi ve çok soğuması sonucu buz tanecikleri şeklinde yeryüzüne düşmesi olayıdır. Havanın ani yükselmesi genellikle ilkbahar ve yaz mevsiminde görülür. 0 derecenin üstünde oluşan yoğunlaşma türleri-> Sis, Çiy, Yağmur 0 derecenin altında oluşan yoğunlaşma türleri-> Kırağı, Kırç, Kar, Dolu HAVA KÜTLELERİNİN SOĞUMA VE YOĞUNLAŞMA BİÇİMİNE GÖRE YAĞIŞ ÇEŞİTLERİ 1.Yamaç (orografik) yağışları: Bir yamaç boyunca yükselen nemli hava kütlesinin soğuyarak yoğuşması sonucu oluşan yağışlardır. Yamaç yağışları çoğunlukla dağın üst kısmına kar, alt kısmına yağmur hâlinde düşer. Yaz musonları bu tür yağış bırakır. Ülkemizde Akdeniz ve Karadeniz kıyılarındaki dağların denize bakan yamaçlarında da bu tür yağışlar oluşur. 2. Cephe (frontal) yağışları: Farklı hava kütlelerinin birbirleriyle karşılaştığı sınıra cephe adı verilir. Sıcak ve nemli hava kütlelerinin soğuk ve kuru hava kütlesiyle karşılaştığı alanlarda cepheler oluşur. Sıcak ve nemli hava hava soğuk hava kütlesi üzerinde yükselerek yoğuşur ve ardından yağış bırakır. Ülkemizde kış aylarında, kuzeyden gelen soğuk kuru hava Akdeniz kıyıları üzerindeki ılık nemli havayı soğutup yoğunlaştırarak cephe yağışları oluşturur. 3. Yükselim (konveksiyon) yağışları: Alttan ısınan nemli hava kütlesinin dikey yönde hızla yükselmesi sonucu soğuyup yoğuşmasıyla oluşur. Ekvatoral bölgelerde oluşan yağışlar çoğunlukla bu şekildedir. Ülkemizde bu tür yağışlar İç Anadolu’da ilkbahar sonlarında ve yaz başlarında gerçekleşir. Bu yağışlara bölgede kırk ikindi yağışları adı da verilir. Yağış rejimi: Bir bölgede yağışın yıl içindeki dağılışı yağış rejimi olarak adlandırılır. Yağış rejimi yeryüzünün her yerinde düzenli değildir. Ülkemizde ise, Karadeniz kıyıları yıl içerisinde her mevsim yağış alırken diğer bölgelerde genel olarak yağışlar kış ve ilkbahar mevsimlerinde gerçekleşir. Yağış rejimi; bitki örtüsü, toprak çeşitleri, tarım ürünlerinin verimi ve türü, akarsu rejimleri üzerinde etkilidir. Yağışın dağılışını yer şekilleri, yükselti, kara ve denizlerin dağılışı etkiler. Bir alanının (aylık, mevsimlik veya yıllık) yağış dağılışını gösterebilmek için aynı yağış miktarına sahip olan noktalar harita üzerinde birleştirilir ve eş yağış (izoyet) eğrileri çizilir. Böyle haritalara izoyet haritaları denir. Genel hava dolaşımı, kara ve deniz dağılışı, yer şekilleri yükselti gibi nedenlerden dolayı yeryüzünün her tarafı aynı oranda yağış almaz. YERYÜZÜNÜN ORTALAMA YILLIK DAĞILIŞI HARİTASININ DEĞERLENDİRİLMESİ Ekvatoral bölge ve çevresi, muson bölgesi (dünyanın en fazla yağış alan merkezi bu iklim kuşağında Çerapunçi’dir. 12000 mm yağış alır) ve orta kuşak karalarının batı kıyıları en çok yağış alan yerlerdir. Bu yerlerde yıllık ortalama yağış miktarı 2000 mm ‘nin üzerindedir. Dönenceler çevresindeki çöller, karaların iç kısımları ve kutup bölgeleri en az yağış alan yerlerdir. Bu yerlerde yıllık ortalama yağış miktar 250 mm’den daha azdır. Kutup bölgeleri (Kutuplarda bağıl nem yüksek olmasına rağmen yağış miktarı azdır. Sebebi: sıcaklığın düşük olmasından dolayı buharlaşmanın ve mutlak nemin az olmasıdır. Ilıman kuşak kara içlerinde etrafı dağlarla çevrili çukur alanlarda yağış azdır. Orta kuşak karalarının denize yakın bölümleri orta düzeyde yağış alan yerlerdir. Bu yerlerde yıllık ortalama yağış miktarı 500-1000 mm arasındadır. Ilıman kuşak karalarının batısı daha fazla yağış alır. DÜNYADA YAĞIŞIN DAĞILIŞINDA ENLER En yağışlı bölgeler; Ekvatoral bölge, Muson bölgeleri ve Orta kuşak karalarının batı kıyılarıdır. En kurak bölgeler ise; Orta kuşak karalarının dağlarla çevrili iç kısımları, dönenceler civarı, çevresine göre, alçakta kalmış yerler ve kutup çevreleridir. İKLİM BİLGİSİ Öğretim Elemanı Dr.Öğr.Üyesi Ali Demir KESKİNER Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Kaynak KESKİNER, A. D. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü. ANONİM. https://www.google.com/search?q=atmosferin+katmanlar%C4%B1&safe=strict&sxsrf, https://www.facebook.com/groups/sosyalbilgilerakademi/ (Sosyal Bilgiler Akdemi), https:// www.bilgicik.com/yazi/atmosferin-katmanlari/ DÜNYADA GÖRÜLEN BÜYÜK İKLİM TİPLERİ Geniş bir bölgede etki gösteren ve uzun yıllar boyunca değişmeyen ortalama hava koşullarına iklim denir. Dünya'nın hemen her bölgesinin kendine özgü bir iklimi bulunmaktadır. Ancak, benzer iklim kuşaklarına sahip alanlar büyük iklim kuşakları oluştururlar. Binlerce km² alanı etkileyen büyük iklim guruplarına makroklima adı verilmektedir. Bununla birlikte, makro klima alanlarında bazen öyle yerler vardır ki, buralarda görülen iklim özellikleri içinde bulundukları kuşaktan tamamen farklıdır. Makro klimalar içerisinde bölgesel farklılıklar gösteren, özel koşullu küçük iklim alanlarına da mikroklima denilmektedir. Köppen iklim sınıflama sistemi dünyada en çok kullanılan yöntemdir. Bu yöntemde iklimin iki ana parametresi sıcaklık ve yağış kullanılmaktadır. Köppen İklim Sınıflandırması, 5 ana grupta toplanmıştır. Bunlar: Tropikal İklimler (A), Kurak İklimler (B), Sıcak Ilıman İklimler (C), Soğuk Kar İklimleri (D) ve Polar İklimler (E) dir. FARKLI İKLİM TİPLERİNİN OLUŞMA NEDENLERİ Yeryüzü iklimi, karalar, okyanuslar ve atmosfer arasındaki etkileşime bağlı olarak oluşmaktadır. Bulunduğunuz enlem ve buna bağlı güneş açısının gelişi, yükselti ve denize olan mesafe iklimi belirleyen temel faktörlerdir. İKLİMLER SICAK, ILIMAN VE SOĞUK OLMAK ÜZERE TEMEL ÜÇ GURUBA AYRILABİLİR. İKLİMLERİN SINIFLANDIRILMASINDA SICAKLIK, YAĞIŞ MİKTARI, YAĞIŞ REJİMİ VE YAĞIŞ - BUHARLAŞMA İLİŞKİSİ GİBİ ÖLÇÜTLER KULLANILIR. BELLİ BAŞLI İKLİM ÇEŞİTLERİ EKVATORAL İKLİM. TROPİKAL İKLİM (Subtropikal-Savan) MUSON İKLİMİ ÇÖL İKLİMİ (Sıcak ve Kurak İklim) AKDENİZ İKLİMİ OKYANUSAL İKLİM (Ilıman iklim) KARASAL İKLİM. STEP İKLİMİ (Yarı kurak iklim) TUNDRA İKLİMİ KUTUP İKLİMİ 1. EKVATORAL İKLİM Yıllık sıcaklık ortalamasının 25°C’nin üstünde olduğu ekvatoral iklimde yıl boyunca yaz koşulları yaşanır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı en az olan iklimdir. Yıllık sıcaklık farkı 2 – 5 °C geçmez. Güneş ışınları, yıl boyunca dik ve dike yakın açılarla geldiğinden yıllık sıcaklık farkı azdır ve nem oranının yüksektir. Yıl boyunca yükseltici hava hareketlerine bağlı olarak konveksiyonel yağış görülür. (Konveksiyonel Yağış: Isınan havanın yükselerek soğuması ile oluşan yağışlardır.) Yıllık yağış miktarı 2000 mm’nin üzerindedir. Her mevsimin yağışlı olduğu ekvatoral bölge akarsularının rejimleri düzenlidir ve yıl boyunca bol su taşır. Güneş ışınlarının dik geldiği Mart ve Eylül aylarında yağışlar artar. Bu nedenle ekinokslarda (21 Mart – 23 Eylül) akarsularda kabarma olur. Bitki Örtüsü; Yıl boyunca sıcaklık ve nem koşulları elverişli olduğundan sürekli yeşil kalabilen yayvan (geniş) yapraklı ağaçlardan oluşan gür ormanlardır. Yağmur ormanları adı verilen bu ormanlardaki ağaçların boyu yağış miktarının fazla olması nedeniyle 40-60 metrelere kadar çıkabilir. Orman altı florası da çok zengindir. Orman altı Florası; Orman örtüsü altında loş ortamda yetişen, çoğunlukla ot ve sarmaşık türlerinin oluşturduğu bitki topluluğudur. Ekvatoral iklimin görüldüğü yerler Kamerun, Kenya, Komorlar Birliği, Madagaskar, Uganda, Belize, Kosta Rika, Domonik Cumhuriyeti, Guatemala, Honduras, Jamaika, Nikaragua, Panama, ABD, Bolivya, Brezilya, Kolombiya, Ekvador, Fransız Guyanası, Guyana, 2. SAVAN İKLİMİ (SUBTROPİKAL İKLİM – YAZ YAĞIŞLI TROPİKAL İKLİM) Yıllık sıcaklık ortalaması 20°C’nin üstündedir. Yazlar sıcak ve yağışlı, kışlar sıcak ve kurak geçer Orta Amerika’da, Sahra Çölü ile Ekvatoral Afrika arasında,Güney Afrika’da,Güney Amerika’da,Kuzey Avustralya’da, Madagaskar’ın batısında görülür. Yıllık yağış miktarı 1000 – 1500 mm civarındadır. Yıllık sıcaklık farkı 5 – 10 °C civarındadır. Savan ikliminde günlük sıcaklık farkları, nemlilik nedeniyle yazın az, kışın fazladır. Bitki Örtüsü; Yağmur ormanları ile çöller arasında yer alan genellikle ot topluluklarından oluşan, kuraklığa dayanıklı ağaçcıkların da görüldüğü bitki topluluklarına savan denilmektedir. Savanlar arasında yer yer kurakçıl ağaçlar görülür. Akarsu boylarında ise galeri ormanları görülür. Galeri Ormanları; Savanlardaki, küçük akarsu boylarında görülen, çoğunlukla 50-100 m genişliğinde, bir akarsu ağı biçiminde uzanan ve sürekli yeşil kalabilen nemli ormanlardır. Galeri ormanları olarak adlandırılmalarının nedeni, ağaçların, akarsuyun üstünü bir galeri şeklinde kapatmasıdır. İKLİM BİLGİSİ Öğretim Elemanı Dr.Öğr.Üyesi Ali Demir KESKİNER Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Kaynak KESKİNER, A. D. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü. ANONİM. https://www.google.com/search?q=atmosferin+katmanlar%C4%B1&safe=strict&sxsrf, https://www.facebook.com/groups/sosyalbilgilerakademi/ (Sosyal Bilgiler Akdemi), https:// www.bilgicik.com/yazi/atmosferin-katmanlari/ 3. MUSON İKLİMİ Yıllık sıcaklık ortalaması 20°C nin üstündedir. Muson rüzgarlarının etkisiyle yazlar sıcak ve bol yağışlı geçer. Kışlar ise ılık ve kuraktır. Çoğunlukla 2000 – 5000 mm arasında değişen yıllık yağış miktarı bazı yerlerde 10000 mm’yi geçmektedir. Örneğin Hindistan’ın Assam bölgesindeki, Cherrapunchi (Çerapunçi) kasabasında yıllık yağış miktarı 12000 mm’yi bulmaktadır. Yaz aylarında orografik yağışlar görülür. Orografik Yağışlar: Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan yağışlardır. Bitki Örtüsü; Yağışın fazla olduğu yerlerde, kış aylarında yapraklarını döken yayvan yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar görülür. Bu ormanlara muson ormanları denir. Kış sıcaklığı 10°C – 20°C arasında değişir. Güney Hindistan, Güney Çin, Güneydoğu Asya, Japonya ve Mançurya’da görülür. Bu bölgeler, muson rüzgârlarının etkisi altındadır. 4. ÇÖL İKLİMİ Günlük ve mevsimlik sıcaklık farklarının fazla olması karakteristik özelliğidir. Günlük sıcaklık farkının fazla olması nem miktarının azlığına bağlıdır. Yıllık yağış miktarı 150 mm’nin altındadır. Yağışlar yok denecek kadar azdır ve ne zaman düşeceği belli değildir. Yağış rejimi düzensizdir. Asya Kıtası’nda; Arabistan, Gobi,TaklamakanÇöllerinde,Kuzey Amerika’da; Kaliforniya, Nevada, Kolorado, Meksika Çöllerinde, Afrika’da; Büyük sahra, Kalahari,Namibya Çölleri’nde, Avustralya’da; Büyük Kum Çölü’nde, Güney Amerika’da; Atakama Çölü’nde görülür Bitki Örtüsü; Kuraklığa uyum sağlamış olan kurakçıl otlar ve çalılardan oluşur. Kuraklığa en iyi uyum sağlamış bitkiler, gövdesinde çok miktarda su biriktirebilen kaktüslerdir. Üzerlerindeki küçük dikenler, bitkinin ısı kaybını azaltmaktadır. 5. AKDENİZ İKLİMİ Yazları sıcak ve kurak geçer. Kışları ılıman ve yağmur yağışlıdır. Yıllık ortalama sıcaklık 18°C – 20°C arasında değişir. Kışlar ılık ve yağışlıdır. Çünkü kış aylarında gezici alçak basınçlar cephesel yağışlara neden olur. Yıllık ortalama yağış miktarı 600-1000 mm arasında değişir ve yağış rejimi düzensizdir. Kar yağışı ve don olayı ender görülür. Akdeniz iklimi genellikle 30°-40° enlemleri arasında görülür. Bitki Örtüsü; Kısa, bodur ağaç ve çalılardır. Bu bitki örtüsüne maki adı verilir. Yaz kuraklığına uyum sağladığından yaprakları genellikle sert, tüylü, ince ve uzundur. Makilerinde tahrip edilmesiyle Garig ortaya çıkar. Zeytin, defne, keçiboynuzu, mersin, lavanta, kekik ve zakkum maki bitki topluluğu içinde yer alır. Akdeniz İkliminin Görüldüğü Yerler ; Akdeniz çevresindeki ülkelerde,Güney Portekiz kıyılarında,Afrika’da Kap Bölgesi’nde,Güneybatı Avustralya kıyılarında,Orta Şili’de,Kuzey Amerika’da Kaliforniya yöresinde,Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Güney kıyılarında İKLİM BİLGİSİ Öğretim Elemanı Dr.Öğr.Üyesi Ali Demir KESKİNER Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Kaynak KESKİNER, A. D. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü. ANONİM. https://www.google.com/search?q=atmosferin+katmanlar%C4%B1&safe=strict&sxsrf, https://www.facebook.com/groups/sosyalbilgilerakademi/ (Sosyal Bilgiler Akdemi), https:// www.bilgicik.com/yazi/atmosferin-katmanlari/ 6. ILIMAN OKYANUS İKLİMİ Orta Kuşak kıtalarının batı kıyılarında, batı rüzgarlarının ve sıcak su akıntılarının etkisiyle gelişen bir iklim tipidir. Yıllık ortalama sıcaklık 20°C’nin altındadır. Sıcaklık farkları belirgin değildir. Yazlar serin ve yağışlı, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Her mevsim yağışlıdır. Sonbahar ve kış yağışları daha belirgindir. Yağış rejimi düzenlidir. (Dünya’da yağış rejimi düzenli olan 2 iklimden biridir.) Kar yağışı ve don olayı ender görülür. Kış aylarında cephesel, yaz aylarında hem cephesel hem de yükselim yağışları görülür. Okyanus ikliminin belirmesinde temel etken batı rüzgarları ve sıcak su akıntılarıdır. Bitki Örtüsü; Yayvan ve iğne yapraklı ağaçlardan oluşan karma ormanlardır. Yer yer çayırlar görülür. Ilıman Kuşak Okyanus İkliminin Görüldüğü Yerler ; Kuzey Amerika’nın batı ve güneydoğu kıyılarında, Güney Amerika’nın güneybatı kıyılarında,Batı Avrupa’nın Atlas Okyanusu kıyılarında, Yeni Zelanda da, Afrika’nın güneyinde,Avustralya’nın doğusunda, Tasmanya’da görülür. 7. STEP İKLİMİ (ILIMAN KARASAL İKLİM) Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. Günlük ve mevsimlik sıcaklık farkları belirgindir. En yağışlı mevsim ilkbahardır. Don olayı sık görülür. Sıcak çöllerin kenarlarında görülen karasal iklimde yaz mevsimi kısa sürer. Ilıman karasal iklimde kış aylarındaki yağış azlığı, termik yüksek basıncın etkili olmasına bağlıdır. Yazın görülen yağışlar ise konveksiyoneldir. Bitki Örtüsü; İlkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu otlardır. Bunlara step ya da bozkır denir. Steplere Kuzey Amerika’da preri, Güney Amerika’da pampa adı verilir. Yüksek yerlerde yer yer iğne yapraklı ağaçlar görülür. İran-Turan step formasyonu bölgemizde yaygındır. Ilıman Kuşak Karasal İkliminin Görüldüğü Yerler;Kuzey ve Güney Amerika’nın iç kısımlarında, Anadolu’nun iç kısımlarında, Irak’ta, İran’da, Türkistan’da, Afrika’nın iç kısımlarında, Avustralya’nın iç kısımlarında görülür. 8. KARASAL İKLİMİ Bu iklim iki alt bölüme ayrılır. Yazı ve Kışı Soğuk Karasal İklim , Yazları Sıcak Karasal İklim Ilıman ve sıcak kuşaklarda karaların iç kısımlarında görülür. Orta Avrupa' da, Asya'nın iç kısımları ve Kuzey Amerika'nın orta kısımlarında etkilidir. Türkiye’de İç Anadolu, Güney Doğu Anadolu, Doğu Anadolu (Alçak Yerleri), Ergene Bölümü, İç Batı Anadolu Yıllık sıcak farkı 15 - 30 C ’tur. Yıllık yağış miktarı 300 - 500 mm’dir. Yağış rejimi düzensiz. Yağışların büyük bölümü ilkbaharda düşer, yazlar kurak geçer. Yazlar sıcak ve kurak, Kışın kar yağışları görülür. Doğal bitki örtüsü bozkırdır. Toprak tipi kahverengi ve kestane renkli bozkır (Step) toprakları. 9. TUNDRA İKLİMİ Yazlar çok kısa ve serin geçer. Yaz sıcaklığı 10°C’nin üstüne çıkmaz. Yıllık yağış miktarı 250 mm civarındadır. Kışlar çok soğuk ve uzun geçer. Toprak kış aylarında donmuş haldedir. Yaz aylarında toprağın üst kısımlarında çözülmeler görülür ve bataklıklar oluşur. Düşük sıcaklığa ve kuraklığa uyum sağlamış olan kısa boylu çalılar, otlar ve yosunlardır. Bu bitki örtüsüne tundra adı verilir. Tundra İkliminin Görüldüğü Yerler; 60°-70° enlemleri arasında, Asya’da, Avrupa’da, Kanada’nın kuzey kısımlarında, Güney Amerika’nın güney kısımlarında görülür. 10. KUTUP İKLİMİ Sıcaklık yıl boyunca 0°C’nin altındadır. Sıcaklığın düşük olması buharlaşmayı engellediği için yağış az ve kar biçimindedir. Sürekli donmuş halde olan toprak kar ve buz ile kaplıdır. Toprak, sürekli kar ve buz örtüsü ile kaplı olduğu için bitki örtüsünden söz edilemez. Kutup İkliminin Görüldüğü Yerler ;Kutuplar çevresinde,Grönland adasının iç kesimlerinde, Antartika’da görülür. Güney Kutbu, Kuzey Kutbu’ndan çok daha soğuktur. Bunun sebebi iki kutbun göründükleri kadar benzer olmamasıdır. Her ne kadar iki kutup da buzlarla örtülü olsa da Güney Kutbu bir kara parçasıdır, bu yüzden de Antarktika adıyla yedi kıtadan biri olarak kabul edilir. Kuzey Kutbu ise okyanus üzerinde yüzmekte olan bir buz kütlesidir. Güney Kutbu çok kalın bir buz tabakasıyla kaplıdır ve ortalama yükseltisi çok fazladır. Bu da Güney Kutbu’nu çok daha karasal ve soğuk bir yer yapar. Kuzey Kutbu’nu oluşturan buz kütlesinin su üstündeki yüksekliği ise çok azdır ve Kuzey Kutbu, üzerinde yüzdüğü okyanusun ılıman etkisi altındadır. Sonuç olarak Güney Kutbu’ndaki ortalama sıcaklık Kuzey Kutbu’ndakinden çok daha düşüktür.