Hukukun Genel Kavramları 5. Hafta (1) PDF
Document Details
Uploaded by KidFriendlyAgate4776
Yıldız Teknik Üniversitesi
Dr. Öğr. Üyesi Hasan Ali Kaplan
Tags
Summary
This presentation discusses general legal concepts, including the application of legal rules, the time-dependent application of regulations, and the interpretation of legal rules. It covers topics such as legal regulations that affect events occurring in particular periods, and the concepts of the application of regulations.
Full Transcript
HUKUKUN GENEL KAVRAMLARI Dr. Öğr. Üyesi Hasan Ali Kaplan HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Hukuk, teneffüs ettiğimiz hava gibi, görünmez ve tutulmaz bir şekilde etrafımızı kaplar. O, ancak kaybettiğimizi anladığımız zaman değerinin farkına vardığımız sağlık gibi sezilmez...
HUKUKUN GENEL KAVRAMLARI Dr. Öğr. Üyesi Hasan Ali Kaplan HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Hukuk, teneffüs ettiğimiz hava gibi, görünmez ve tutulmaz bir şekilde etrafımızı kaplar. O, ancak kaybettiğimizi anladığımız zaman değerinin farkına vardığımız sağlık gibi sezilmez bir şeydir… HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Kanunların Zaman Bakımından Uygulanması Kural olarak, hukuk kuralları, yürürlükte bulundukları süre içinde meydana gelen olay ve işlemlere uygulanır. Bir kanunun ne zaman yürürlüğe gireceği kural olarak, kanun metninde belirtilir. Dolayısıyla kanun, kendi metninde belirtilen tarihte (genellikle yürürlük adını taşıyan maddedeki tarihte) yürürlüğe girer. Örneğin; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 121. maddesinin başlığı “yürürlük”tür. Bu maddeye göre “İş Kanunu Resmî Gazete’de yayımı tarihinde yürürlüğe girer”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 451. maddesinde ilgili kanunun 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Kanunlar, cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve yönetmelikler ile diğer düzenlemeler, ayrıca bir yürürlük tarihi belirtilmemiş ise Resmî Gazete’de yayımlandığı gün yürürlüğe girer. Kanunlar, cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve bazı yönetmelikler Resmî Gazete’de yayımlanır. Yürürlük tarihî genellikle ilgili kanunda belirtilir. Eğer bir kanunun yürürlük tarihî belirtilmemişse, Resmî Gazete’de yayımlandığı gün yürürlüğe girer (Resmi Gazete Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, m.7). Hukuk kuralları, ilkesel olarak, yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olay ve işlemlere uygulanır. Diğer bir anlatımla hukuk kuralları, yürürlüğe girmelerinden önceki olaylara uygulanmaz. Buna, yasaların geriye yürümezliği ilkesi denir. Bunun nedeni, hukuka güveni sağlamak ve kişileri ancak işlemi yaptıkları, suç işledikleri sırada yürürlükte olan kurallara göre sorumlu tutmaktır. Hukuka güven ilkesi, çok önemlidir çünkü hukuk devletinin temellerinden birini oluşturur. Bazen yasalar, ayrıksı bir durum olarak, yürürlüğe girdikleri tarihten önceki olaylara ve işlemlere de uygulanır. Bu durum, özellikle ceza hukukunda geçerlidir. HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Bir kanunun ne zaman yürürlükten kalkacağı çeşitli olasılıklara göre belirlenir: a. Kanun metninde açıkça yürürlükten kalkma tarihi yer alabilir. Örneğin; bütçe kanunları bir yıllıktır ve bir yılın sonunda o yılın bütçe kanunu kendiliğinden yürürlükten kalkar. b. Bir yeni kanun eski kanunu açıkça yürürlükten kaldırılabilir. Örneğin; 4857 sayılı İş Kanunu 120. maddesi ile önceki 1475 sayılı İş Kanunu’nu; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ise 1028. maddesi ile önceki 743 sayılı Türk Kanunu Medenisini yürürlükten kaldırmıştır. HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI c. Yeni kanun eski kanunun bütününü değil, bir maddesini yürürlükten kaldırabilir. Buna değişiklik yapma yolu ile yürürlükten kaldırma denir. d. Anayasa Mahkemesi de bir kanunun tamamını ya da bir kaç maddesini iptal ederek yürürlükten kaldırabilir. Anayasa Mahkemesi, anayasaya aykırılık nedeniyle bir yasayı tümüyle veya kısmen iptal edebilir. Bu durumda Anayasa Mahkemesi, iptal ettiği yasanın yürürlükten kalkmasının doğuracağı sakıncaları önlemek amacıyla, iptal edilen kanunun en fazla bir yıl süreyle yürürlükte kalmasına karar verebilir (Anayasa, m. 153). HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI e. Bazen bir kanunun yürürlükten kalkıp kalkmadığı açıkça düzenlenmez. Diğer bir ifadeyle yürürlükte bir kanun bulunmasına rağmen aynı ya da benzer bir konuda yeni bir kanun yürürlüğe konulmuş ve eski kanun yürürlükten kaldırılmamış olabilir. Bu durumda önceki kanun ile sonraki kanunun niteliklerine bakılarak üstü kapalı bir yürürlükten kaldırmanın (zımni ilganın) varlığı araştırılır. Kapsamlı ve çok sayıda konuyu düzenleyen içeren düzenlemeler geneldir. Örneğin Türk Borçlar Kanunu, hizmet sözleşmesine ilişkin düzenlemelere yer vermiştir. Fakat aynı zamanda İş Kanunu da aynı konuyu düzenlemiştir. Bu durumda Türk Borçlar Kanunundaki düzenlemeler genel, İş Kanunundaki düzenlemeler özeldir. Benzer bir husus, Devlet Memurları Kanunu ile Yükseköğretim Kanunu için geçerlidir. Devlet Memurları Kanunundaki düzenlemeler genel, Yükseköğretim Kanunundaki düzenlemeler özeldir. HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Buna göre; i. İki kanun da genel nitelikteyse iki genel kanundan eskisi yürürlükten kalkar. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu yürürlüğe girdiğinde 765 sayılı Türk Ceza Kanununu zımni (örtük) bir biçimde yürürlükten kaldırmıştır. Her iki yasanın da genel nitelikte yasalar olduğuna dikkat etmek gerekir. ii. İki kanun da özel kanun niteliğindeyse iki özel kanundan eskisi yürürlükten kalkar. iii. Önceki genel, sonraki özel bir kanun ise özel kanun genel kanunu yürürlükten kaldırır. Özel hükümler uygulanır. iv. Önceki özel, sonraki genel bir kanun ise ilke olarak özel kanunun uygulanmasına devam edilir. HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Kanunların Geçmişe Etkisi Kanunların zaman bakımında uygulanmasına ilişkin esaslardan biri, kanunların kural olarak geçmişi etkilememesi veya geriye yürümemesidir. Kanunlar kural olarak, yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olaylara uygulanırlar. Kanunun yürürlüğünden önceki olaylara uygulanmaz. Bu ilkenin amacı, hukukun vatandaşlara sağladığı güvenin sürekli olmasıdır. Zira yürürlükte bulunan bir kanuna göre yapılan işlemler, daha sonra çıkarılan bir kanun ile geçersiz sayılırsa hukuka duyulan güven ve inanç sarsılır. HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Özel hukukta yeni çıkan kanun aksine bir hüküm olmadıkça eski kanun zamanındaki olaylara uygulanmaz; yürürlüğe girdiği zamandan sonraki olaylara uygulanır. Ancak, kamu düzeni ile ilgili olan hususlarda geçmişi etkileme söz konusu olabilir. Eğer yeni kanunun geçmişe etkisi kazanılmış hakları etkilemiyor ve hukuk güvenliğini zedelemiyorsa kanun uygulaması geçmişe yürüyebilir. HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun, özel hukuk bakımından konuyu ayrıntılı olarak düzenlemiş bulunmaktadır. Söz konusu Kanun’a göre, Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukuki sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse o kanun hükümleri uygulanır. Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan işlemlerin hukuken bağlayıcı olup olmadıkları ve sonuçları, bu tarihten sonra dahi, yapıldıkları sırada yürürlükte bulunan kanunlara göre belirlenir (TMK m.1). HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Kanunların geçmişe etkisi ceza hukukunda farklı bir anlam taşımaktadır. Ceza hukuku açısından eski ve yeni kanunlardan sanık lehine olanı uygulanır. Örneğin; bir fiilî eski ceza kanunu hükmü suç kabul ederken yeni kanun suç olmaktan çıkarırsa sanık ya da mahkumun beraat etmesi gerekir. Bu durumda hukuk kuralı geçmişi etkiler. Buna karşın bir fiilî eski kanun suç kabul etmez iken yeni kanun suç olarak görürse, sanığa eski kanun döneminde yaptığı fiil için yeni kanun döneminde ceza verilemez. Yani bu durumda geçmişe etki söz konusu olmaz. HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Yargılama hukukuna ilişkin kanunlar bakımından derhal uygulama ilkesi geçerlidir. Yargılamaya ilişkin bir kanun yürürlüğe girdikten sonra, henüz tamamlanmamış yargılama işlemlerine yeni kanun hükümleri uygulanacaktır. Tamamlanmış yargılama süreçleri bakımından ise yeni kanunun uygulanmasına imkan yoktur; zira ilgili işlem, eski kanunun yürürlükte olduğu dönemde tamamlanmıştır. HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Kanunların Yer ve Kişi Bakımından Uygulanması Kanunlar kural olarak ülkenin coğrafi sınırları içinde uygulanır. Bir devletin kanunları, o devletin hâkimiyet alanı ve sınırları içinde geçerlidir. Bir ülke sınırları içinde bulunan herkesi o devletin hukukuna tâbi tutmaya ülkesellik (yersellik) ilkesi denir. Ülkede geçerli olan kanunlar, ülke sınırları içinde bulunan yerli-yabancı herkese uygulanır ve kural olarak bir ayrım yapılmaz. Bu ilke, devletin egemenlik yetkisinin bir uzantısıdır. Bu ilke gereğince, Türkiye sınırları içinde meydana gelen olay ve ilişkilerde kural olarak Türk Hukuku uygulanır. Kişisellik ilkesi ise kişiyi nerede olursa olsun vatandaşı olduğu devletin ulusal kanunlarına tâbi tutma amacını taşır. HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Uygulamada kamu hukuku dalları bakımından yersellik ilkesinin geçerli olduğu görülür. Nitekim vergi hukukunda, ceza hukukunda ve usul hukuklarında kişilere bulundukları ülkenin kanunları uygulanır. Hatta ceza hukukunun temel ilkelerin den biri yerselliktir. Yani kişiler suçu işledikleri yer kanunlarına göre cezalandırılırlar. HUKUK KURALLARININ UYGULANMASI Özel hukuk alanında ise kişisellik ilkesinin ağır bastığı söylenebilir. Şöyle ki, bir ülkede yaşayan yabancıya kendi ulusal hukukunun uygulanması, bu kuralların bulunduğu ülkenin kamu düzenini ilgilendiren hükümlerine ters düşmemek koşuluyla mümkündür. Bazı durumlarda yersellik ya da kişisellik ilkesinin uygulanacağının tespiti zor olabilir. Bu noktada çıkacak sorunların çözümü, devletler özel hukukunun ilgi alanına girmektedir. HUKUK KURALLARININ YORUMLANMASI HUKUK KURALLARININ YORUMLANMASI Somut bir olaya uygulanabilecek bir hukuk kuralının bulunup bulunmadığını saptamanın yolu, yorumdan geçmektedir. Hukukun anlam bakımından uygulanması; pozitif hukuk kurallarının içerdiği soyut ve genel nitelikteki hükümleri, yaşamın belirli ve somut bir olayına yansıtmak, bu olayı o kurallarda ifadesini bulan anlama göre çözümlemek demektir. Bu ise hukuk kurallarının yorumlanmasıyla olur. Yorum etkinliği, yalnızca hukuk kuralının gerçek anlamının belirlenmesiyle sınırlı değildir. Bazı durumlarda sözleşmelerin içerdiği düzenlemelerin de yorumlanması gerekir. Sözleşmede yer alan hükümlerin anlamı üzerinde uyuşmazlık çıktığı takdirde, sözleşme hükümlerinin yorumlanması gerekir. Bir hukuk kuralının tam ve kesin anlamını ortaya çıkarmak amacıyla çeşitli teknikler geliştirilmiştir. Bunlara yorum yöntemleri denir. HUKUK KURALLARININ YORUMLANMASI Yorum Metodları Kanunların yorumu ile kanunların anlamının belirlenmesine çalışılır. Kanunlar yapılır ve yazılırken zaman zaman bazı belirsiz, şüpheli, açık olmayan ifadelerle karşılaşılabilir ve yorum yolu ile bu hususların açığa kavuşturulmasına çalışılır. Yorum yasama organınca yapılabilir, bu tür yoruma yasama yorumu denir. 1924 Anayasası bu yoruma yer vermiş, meclis de bu yorumu geniş ölçüde kullanmıştı. Bu yoruma 1961 ve 1982 Anayasaları yer vermemiştir. Yargı organınca yapılan yoruma yargısal yorum; bilim insanlarınca yapılan yoruma ise bilimsel yorum denir. HUKUK KURALLARININ YORUMLANMASI 1924 Anayasası’nda kabul edilen yasama yorumu, sonraki Anayasa’larda yer almamıştır. Dolayısıyla bugün için TBMM sadece kanun yapabilir, yaptığı kanunun yorumu için kendisine başvurulmuş olsa bile yorum yapamaz. Bilimsel yorum, hukukun gelişmesine katkıda bulunurken, mahkemeleri bağlamaz, mahkemeler bilimsel yorumda farklı şeyler söylense bile kendi yargısal yorumlarını uygulayabilirler. HUKUK KURALLARININ YORUMLANMASI Kanunda belirtilen sözleri açıklamak suretiyle yapılan yoruma lâfzî (dilbilgisel) yorum denir. Bu tür yorumda kelimelerin sözlük anlamları önemlidir. Ancak, kelimelere çok fazla önem verilmesi yüzünden bu yorum metodunda amaçtan uzaklaşıldığı ileri sürülmüştür. Lâfzî yorum metodu şekli bir yorum metodudur. HUKUK KURALLARININ YORUMLANMASI Kanunun yorumunda kanun koyucunun subjektif iradesi dikkate alınıyorsa tarihsel yorum yöntemi söz konusu olur. Yorum yapılırken incelenecek malzemeler arasında özellikle yasanın ilk taslakları, gerekçeleri, meclisteki görüşmelere ilişkin tutanaklar yer alır. Yasa koyucunun, yasayı çıkardığı zamandaki olası iradesini araştırdığından bu yönteme öznel (sübjektif) yorum da denmektedir. Bu yorum metodu ise tarihsel olaylara önem verdiği ve güncel gelişmeleri dikkate almadığı için eleştirilmektedir. HUKUK KURALLARININ YORUMLANMASI Hukuk kuralının yorumunda ve hukuki uyuşmazlığın çözümünde sosyal gerçekliğe, somut gerçekliğe ve eşyanın tabiatına önem ve öncelik veriliyorsa amaçsal yorum metodu söz konusu olur. Bir yasa metni yorumlanırken, yasanın konuluş amacı ve özellikle zamanın gereksinimleri, dönemin görüş ve düşünceleri de dikkate alınmalıdır. Günümüzde amaçsal yorum, egemen bir yorum yöntemi olarak kabul edilmektedir. Bu yorum yöntemine nesnel (objektif) yorum da denmektedir. Bu yöntem de amaç toplumsal barış ve toplumun gerekleridir. Amaçsal yorum, çağdaş bir yorum yöntemidir. HUKUK KURALLARININ YORUMLANMASI Yorumda Kullanılan Mantık İlkeleri Hukuk kuralları yorumlanırken mantık ilkelerinden yararlanılması gerekir. Hukuki mantığın temeli “hukuk normu” dur. Hukuk normu mantıktaki büyük önermedir. Somut olay küçük önermeyi, vargı da sonucu belirler. Ticari faaliyet, vergiye tabidir (Hukuk normu, büyük önerme), toptancılık ticari faaliyettir (somut olay, küçük önerme) o halde toptancılık faaliyeti de vergiye tabidir (yargı). Hukuk kurallarının yorumunda kullanılan mantık ilkelerinden ilki kıyastır. Kıyas, bir olay ile ilgili olarak hukukun öngördüğü çözümün, bu olaya benzer özellikler taşıyan başka bir olay bakımından da geçerli sayılmasıdır. Kıyas yoluna bazen durumun bir gereği olarak başvurulabilir; bazen de kanun açıkça kıyas yolunu benimser. Örneğin Soyadı Kanununa göre, iğrenç, gülünç soyadları kullanılamaz. Öz ad için mevcut olmayan bu yasak, öz adlar için de kıyas yoluyla uygulanabilir. HUKUK KURALLARININ YORUMLANMASI Kıyas uygulaması genişletici yoruma imkân verir. Bu yönüyle kıyasın ceza hukukunda ve vergi hukukunda uygulanması söz konusu değildir. Zira Kanun’un açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanmaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz (TCK m.2). “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi sebebiyle kıyasa gidilerek yeni suçlar yaratılamaz. Vergide yasallık ilkesi kıyas yoluyla vergi konulması, değiştirilmesi ya da kaldırılması yasaktır. HUKUK KURALLARININ YORUMLANMASI Yorumda kullanılan mantık ilkelerinden ikincisi aksi ile kanıttır. Aksi ile kanıt uygulaması kapsamı daraltmaktadır. Hakkında çözüm bulunmayan bir konuda mevcut kuralın daraltılarak uygulanması, yani kuralın içermediği hususların kural dışına çıkarılması niteliğindeki mantık ilkesidir. Örneğin Türk Medeni Kanununda özgürlüklerin hukuka ve ahlâka aykırı bir biçimde sınırlanamayacağına yer verilmiştir (m. 23/2). Bu düzenlemenin karşıt anlamından, hak ve özgürlüklerin hukuka veya ahlâka aykırı olmamak koşuluyla sınırlanabileceği sonucu çıkmaktadır. Türk Medeni Kanunu 11. maddesine göre “evlenme kişiyi ergin kılar”. O hâlde aksi ile kanıt ilkesi sonucu sadece nişanlanma ile kişi ergin kılınamaz. HUKUK KURALLARININ YORUMLANMASI Yorumda sıklıkla kullanılan mantık ilkelerinden üçüncüsü evleviyet yoludur. Kıyas uygulamasının belirgin olduğu durumlarda “çoğun içinde az da vardır” anlamına gelen uygulamadır. Bu kural, mantık itibarıyla tümevarım ve tümdengelim metotlarına benzemektedir. Daha az önemli olan bir duruma uygulanan kuralın, o durumdan daha önemli bir durumda uygulanması gerektiği olarak da ifade edilebilir. Örneğin bir kişi bir davranışı ihmal suretiyle işlediğinde cezalandırılıyorsa, kasten işlediğinde evleviyetle cezalandırılacaktır. İhmal suretiyle insan öldüren kişi cezalandırılmaktadır. Bu durumda kasten insan öldüren kişi evleviyetle cezalandırılacaktır. KAYNAKÇA www.mevzuat.gov.tr Kemal Gözler, Hukukun Temel Kavramları, Ekin, 2019 Ufuk Aydın / Elvan Sütken (edt.), Hukukun Temel Kavramları, AÜ Yayını No: 3783, 2019 H. Sefa Eryıldız (edt.), Hukukun Temel Kavramları, ATAÜ Yayını, 2019 Sabahattin Nal, Hukukun Temel Kavramları, İÜAUZEF Yayını