Ultrasondas Fizik ve Teknik Bilgiler PDF
Document Details
Uploaded by Deleted User
Selçuk Üniversitesi
Prof. Dr. D. Ali Dinç
Tags
Summary
Bu sunum, ultrasonografi teknolojisinin tarihini, fiziksel prensiplerini ve çeşitli uygulamalarını ele almaktadır. Çeşitli kullanım alanları ve teknikler detaylandırılmıştır. Veteriner hekimlikteki yeri vurgulanmış, olası uygulama alanları belirtilmiştir
Full Transcript
Ultasonografi Tarihçe Fizik Teknik Bilgiler Prof. Dr. D. Ali Dinç Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Tarihçe 1794 yıl...
Ultasonografi Tarihçe Fizik Teknik Bilgiler Prof. Dr. D. Ali Dinç Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Tarihçe 1794 yılında Spallanzani Yarasalar 1880 yılında Curie çifti Piezoelektrik etki 1883 yılında Galton Frekansı 25.000 Hz olan düdük 1940 yıllarda SONAR (Sound Navigation and Ranging) Metallerdeki çatlaklar Vucut dokuları içerisindeki derinlikler ortaya konulabilmiştir Tarihçe 1950'li yıllar Echo-encephalography ve echocardiography Su altı taramaları yapılabilmiştir. 1960'lı yıllarda Contact scanner geliştirilmiş ve İki seviyeli siyah ve beyaz görüntü elde edilmiştir 1970'lerin başında Elektr. tarama dönüştürücüleri ve gri tonlu görüntü 1970'lerin sonuna doğru Gerçek zamanlı ultrasonografi geliştirilmiştir. Tarihçe (veteriner hekimlik) 1950’li yıllar Etçi hayvanlarda yağ oranını değerlendirmek 1966 yılında Lindahl Koyunlarda gebelik teşhisi amacıyla A-model ultrasonografi kullanılmıştır. 1967 yılında Fraser ve Robertson Koyun ve domuzlarda Doppler esasına göre çalışan ultrasonu kullanmışlardır. 1969 yılında Stouffer ve ark B-model ultrasonografi (tek boyutlu) ile koyunlarda ileri gebelikte yavru sayımı Tarihçe (veteriner hekimlik) 1976 Lindahl tarafından iki boyutlu ultrasonografi ile gebelik teşhisi 1980'li yılların başı B-model real-time ultrasonografi veteriner hekimliğin hizmetine ilk defa veteriner obstetrik alanında girmiştir. 1984 Fowler ve Wilkins Koyunlarda transabdominal yoldan gebeliğin ilk yarısında yavru sayımı yapabilmişlerdir. 1984 Palmer ve ark. Kısraklarda uterus ve ovaryumu izlemişlerdir. Tarihçe (veteriner hekimlik) Ülkemizde veteriner hekimlik alanında ultrasonografi ile ilgili yayınlar yine ilk defa obsterik alanında yapılmıştır. Tarihçe (veteriner hekimlik) 1978-82 yılları arasında Alaçam ve ark. Doppler tekniği ile yavru kalp sesleri tespit edilerek gebelik teşhisi yapılmış 1988 yılında Alaçam ve ark. ve Dinç ve Güler A-model ultrasonografi ile yapılan 2 adet araştırmaya rastlanmaktadır 1989 yılında Dinç ve ark B-model real-time ultrason ile yapılan ilk araştırmayı yayınlamışlardır Tarihçe (veteriner hekimlik) 1990’lı yıllar Veteriner fakültelerinde hızla bu cihazı edinme gayretleri başlamış 1992 yılında Alan (Doktora tezi olarak) Sektör tip real-time ultrasonografi ile koyunlarda gebelik teşhisi yapmaya ve yavru sayılarını belirlemeye çalışmıştır 1992-2005 Ultrasonografi ile ilgili yayın sayısı giderek artmış ve çeşitlenmiştir Kullanım Alanları Obstetrik ve jinekoloji Oftalmoloji Kardiyoloji Karın organlarının gözlenmesi Tendoların gözlenmesi Kullanım Alanları Katı veya içi dolu sert yapılardaki kistlerin tespiti Radyografi ile ortaya konulamayan sıvı ile dolu vücut boşluklarının direk değerlendirilmesi Şüphelenilen katı kitlelerin yapısını (texture) değerlendirmek Organlar içerisinde radyopak olmayan taşların lokasyonunu belirlemek Kullanım Alanları Kalbin gözlenmesi Kas ve tendoların gözlenmesi Gebelik teşhisi Meme stenozlarının teşhisi Ultrason rehberliğinde sitosentez veya internal kitlelerden biyopsi alma. Kullanım Alanları Bunların dışında ultrasonografinin ikincil kullanım alanları Oftalmolojik işlemlerde oküler muayene yapabilme Radyografi ile araştırılan ve tam olarak belirlenemeyen doku yoğunluğunun doğrulanması Kullanım Alanları Doğum ve Jinekolojide Ovaryum Folliküler yapıların tespiti ve değerlendirilmesi Luteal Ekotekstür Aspirasyon (Folliküler /OPU, kister ) Patolojik yapıların teşhisi (kistler) Oviduct Uterus Gebelik teşhisi, yavru canlılığı, orienasyınu Patolojik değişimlerin teşhisi İkizlik Cinsiyet tayini Cervix Meme Ses ve Ultrason Ses maddenin mekanik titreşimidir. Ultrason da mekanik ses dalgasıdır ve yayılabilmesi için sıvı ve katı bir ortama ihtiyaç duyar. Ultrason, normal ses dalgalarının arzettiği fiziksel özelliklere sahiptir Ses ve Ultrason Ses dalgasının fiziksel özellikleri Yansıma Akustik direnç Primer yansıma/ dağılma Kırılma Dağılma Absorpsiyon Yansıma Ultrason dalgalarının yansıtıcı bir yüzeye çarptıktan sonra bunların az bir bölümünün geriye dönmesi yansıma olarak ifade edilir. Ses demetinin bu bölümü, ultrasonografinin temelini teşkil eder Yansımanın şiddeti akustik direç farklılığı ile doğru orantılıdır. Farklılık artıkça yansıma da artar. Yansıma Şayet arayüzün lateral yüzeyi (hacmi) , ultrason dalga boyundan büyükse sınırda tıpkı bir aynadaki gibi yansıma oluşur. Bu yansıma primer (spekular) yansıma olarak adlandırılır ve dokulardaki en önemli yansımadır. Eğer lateral yüzey dalga boyundan küçükse yansıma dağılma olarak şekillenir. Yansıma Genelde ekrandaki parlak eko sinyalleri primer yansımalardan gelir, daha yumuşak sinyaller dağılmalardan kaynaklanır. Oluşumların ve bunların sınırlarının görüntüsü en iyi şekilde primer yansımalar ile sağlanır. Ultrasonik görüntülemede primer yansımalar ve dağılmalar birlikte elde edildiğinden, organların farklı açılardan görüntülenmesi oldukça önemlidir. Yine görüntü üzerinde ölçümlerin en iyi şekilde yapılabilmesi için primer yansımalar kullanılmalıdır. Kırılma Ses dalgaları bir ortamdan diğerine geçerken yön değiştirirler. Kırılma açısı ortamın akustik direncine bağlıdır. Eğer ses dalgası ortama dikey gelirse, kırılmadan yoluna devam eder. Şayet bir açı ile gelirse bir kısmı yansıyarak bir kısmı da kırılarak yoluna devam eder. Gelen ses demetinin açısı yansıyan ses demetinin açısına eşit olduğu gibi, iletilen ses demetinin kırılma açısı da, iki ortam arasında sesin yayılma hızındaki değişiğiklik ve geliş açısına bağlıdır. Dağılma Dağılma, küçük düzensiz (irregüler) yüzeylerle karışılaşıldığında oluşur. Böyle bir yüzeyle karşılaşıldığında ses dalgaları tespit edilemeyecek tarzda tüm yönlere dağılır. Dağılma, sisteki otomobil farının parlamasıyla aynıdır, far hüzmesi ışığın tüm yönlere dağılması nedeniyle hızla zayıflar. Ultrasonda dağılma ultrason demetindeki zayıflamayı ifade eder. Küçük yapılardaki yansıma olarak da adlandırılır. Küçük arayüzlerle karşılaşıldığında ortaya çıkması nedeniyle, ses dalgalarının küçük bir bölümünü içerdiği söylenebilir. Absorpsiyon Ses dalgalarının bir bölümü dokular tarafından enerjiye dönüşerek (ısı olarak) absorbe edilirler. Ultrason dalgalarının dokular içerisinde ilerlerken zayıflamalarına neden olan bu işlem absorpsiyon alarak adlandırılır. Absorpsiyon Aynı zamanda bu ses dalgaları doku bütünlüğünde gizli biyolojik yıkımlanmaya neden olur. Fakat ultrasonda ses dalgalarının şiddeti veya yoğunluğu o kadar düşüktürki ısı olarak absorbe edilen miktar önemli değildir. Dolayısıyle yıkımlan da gözardı edilir. Bunun yanısıra transüder zamanın yalnızca 1/1000'inde ultrason demeti salar, geriye kalan 999/1000'inde ise alıcı görevi görür. Örneğin, bir bölge üzerinde 1 saat süreyle tutulan prob yalnızca 3 saniye süreyle ses dalgası gönderir. Absorpsiyon Absorpsiyon genelde mesafe ve frekansla ilişkili olarak artar Yüksek frekanslı ultrason dalgaları düşük frekanslı ultrason dalgalarına nazaran daha hızlı absorbe edilir. Bu etki ultrasonun temel ses-doku etkileşimlerinden birisini oluşturur. Düşük frekanslar daha derin yapılara penetre olur. Özetle, derin yapıların görüntüsü düşük frekanslarla daha iyi sağlanabilir. Sesin Oluşumu Taşıyıcı ortam içerisinde basıncın artması ve azalmasıyla oluşan mekanik bir titreşimdir Sesin Oluşumu Taşıyıcı ortam içerisinde basıncın artması ve azalmasıyla oluşan mekanik bir titreşimdir Sesin Oluşumu Uzunlamasına seyreden ses dalgaları, taşıyıcı ortamın elemanlarının fiziksel hareketi ile burada basıncın artığı ve azaldığı bölgeler oluşturur. Basıncın artığı bölge, ortamın elemanları (mol) bölgesel basınç, ısı ve yoğunluk artarak hep birlikte sıkıştırılarak oluşturulur. Aksine, basıncın azaldığı bölgede moleküller birbirinden bağımsız olarak ortama yayılarak uzaklaşırlar. Sesin Oluşumu Ses dalgası, dalga boyu, frekans ve hıza sahiptir Dalga boyu, verilen dalgalar üzerinde iki benzer noktalar arasındaki mesafedir. Frekans, verilen zaman periyodu içerisinde (genellikle 1 saniye) dalga boyları veya siklus sayısıdır. Belirli bir zaman içerisinde tekerrüt etme sayısı olarak da ifade edilebilir. Ultrason dalgasının frekansı arttığında, dalga boyu azalır. Diagnostik ultrasonografide 2-10 MHz arası frekansta ses dalgaları kullanılır. Sesin Oluşumu Ultrason dalgaları insan kulağının işitemeyeceği frekanstaki ses dalgalarıdır. İnsan kulağı 16.-20.000 siklus/saniye (Hertz=Hz) arası frekanstaki (yaklaşılk 20 kHz) ses dalgalarını işitebilir. Hertz, saniyedeki dalgadır. Kilohertz=KHz, saniyede bin dalga ihtiva eden ses, Megahert=MHz, saniyede 1 milyon dalga ihtiva eden sestir. Ses ve frekans Sesin frekansı ; 16 Hz'den aşağı olursa infrason, 16-20.000 Hz arası odyoson, 20.000 Hz-10 MHz arası Ultrason ve 20 MHz'den yukarı olursa hiperson terimi kullanılır. Sesin Oluşumu Ultrasonda, ses dalgalarının frekansı çok yüksek olduğu için, bunlar normal frekanstaki ses dalgalarının aksine, katı ortamdan havaya geçmeden, aynı ortam içerisinde yansırlar. Dolayısıyla oluşumları katı ve sıvı ortam içerisinde gerçekleşir. Hava ultrason iletimini güçleştirir. Sesin Oluşumu Vucut içerisinde ultrason dalgaları farklı dokularda değişik hızla yayılır. Bu hız, dokunun yoğunluğu, elastikiyeti ve ısısına bağlıdır. Eğer sesin frekansı ve hızı biliniyorsa dalga boyu hesaplanabilir. Sesin Hızı Çeşitli Doku ve Ortamlarda Sesin Hızı (m/sn) Hava 331 Su 1525 Distile su 1530 50 ºC su 1540 Kemik 3360-4080 Kas 1585 Yağ 1450 Kan 1570 Lens 1640 Böbrek 1561 Yumuşak doku 1540 Ultrason Frekansları ve Dalga Boyları Frekans (MHz) Dalgaboyu (mm) 2.0 0.77 3.0 0.51 5.0 0.31 7.5 0.21 10.0 0.15 Ultrason Frekansları ve Dalga Boyları Frekans artıkça, dalga boyu kısalır ve rezolüsyon (çözümleme) oranı artat. Ancak penatrasyon (nufuz etme) oranı düşer Yumuşak dokularda sesin ortalama hızı 1540 m/saniyedir. Örneğin, 3 MHz'lik frekanstaki prob'da ses dalgasının boyu yaklaşık 0.5 mm'dir. 5 MHz için dalga boyu 0.3 mm'dir. Ultrason Dalgalarının Zayıflaması Ses dalgaları dokular içerisinde ilerlerken zayıflar. Bu zayıflama her MHz için, santimetrede 1 desibel (dB)'dir. 5 MHz'lik bir ses dalgası 4 cm'de 40 Db zayıflar. Bu hesaplama yapılırken transüderden uzaklığı 4 cm olan ses dalgasının 8 cm yol aldığı unutulmamalıdır. Zayıflamanın nedenleri yansıma, kırılma, dağılma ve absorpsiyondur. Ultrason Dalgalarının Zayıflaması Ultrasondaki zayıflamanın büyük bölümünü absorpsiyon ve dağılma oluşturur. Zayıflama mesafe ve frekansa bağlı olarak değişir. Bazı dokularda santimetrede 1 MHz için zayıflamanın derecesi şöyledir ; Karaciğer: 1.05 dB Kaslar : 1.8 dB Kan : 0.18 dB Yağ : 0.63 dB Farklı Arayüzlerde Sesin Yansıması Arayüz Yansıma (%) Kan-beyin 0.3 Böbrek-karaciğer 0.6 Kan-böbrek 0.7 Karaciğer-kas 1.8 Kan-yağ 7.9 Karaciğer-yağ 10.0 Kas-yağ 10.0 Kas-kemik 64.6 Yumuşak doku-gaz 99.0 Akustik direnç Dokular tam uniform (hemojen) yapıya sahip olmadıkları için bunların yoğunlukları ve sesi iletme hızlarındaki farklılık, ultrason dalgalarının doku içerisinde ilerleme ve yayılmasını etkiler. Bu akustik direnç olarak adlandırılır. Şayet ses dalgası farklı akustik dirence sahip iki doku arayüzü ile karşılaşırsa, ses dalgasının bir bölümü geriye yansır, kalanı yoluna devam eder. Akustik direnç Yansımanın şiddeti akustik direnç farklılığı ile doğru orantılıdır. Akustik direnci birbirine yakın olan dokulardan ses daha az yansır. Farklılık artıkça yankı da artar. Büyük farklılıklar artefaktlara neden olabilir. Akustik Direnç Bazı madde, doku ve organların akustik direnç değerleri (gp/cm2) Hava 0.0004 Su 1.48 Yağ 1.38 Kan 1.61 Karaciğer 1.65 Kas 1.70 Kemik 7.80 Rezolusyon (çözümleme) Rezolüsyon, birbirine yakın yapıların ayırt edilebilme yeteneği olarak tanımlanır. Ultrasonik görüntüde rezolüsyon dalga boyuna bağlıdır. Frekans artırılınca dalga boyu düşer ve çözümleme oranı artar. Buna karşılık frekans arttıkça zayıflama da artar Rezolusyon (çözümleme) Ultrasonik görüntülemede 2 tip çözümleme vardır. Bunlar axial ve lateral (dışyan) rözolüsyondur. Ultrason dalgaları boyunca olan rezolüsyona axial rezolüsyon denilir. Yansıtıcılar, ses demetinin yayıldığı yön boyunca yer alırlar. Ses dalgaları boyunca, birbirine yakın yer alan iki yapının (arayüz) ayırt edilmesi yeteneği olarak da adlandırılabilir. Rezolusyon (çözümleme) Lateral rözolüsyon ses dalgalarının dikey çözümlemesidir. Yansıtıcılar, ses demetinin yönüne dikey açıda yer alır. Yanyana bulunan ve birbirine yakın yüzeylerin şekillendirdiği ses demetinin (yankının) ilişkisini ve bu iki arayüzü oluşturan yapıların ayırtedilme yeteneği olarak tanımlanabilir. Lateral rezolüsyon demet genişliğine bağlıdır. Ses demetinin genişliğinin azaltılması, lateral rezolüsyonu artırır. Rezolusyon (çözümleme) İyi bir lateral rezolüsyon sağlamak için, hemen tüm modern problar belirli oranlarda odaklama işlevini yapabilir. 3 mHz'lik bir transüder için axial rezolüsyon 1 mm, lateral rezolüsyon 3 mm, 5 MHz'lik bir transüder için axial rezolüsyon 0.5 mm, lateral rezolüsyon 2 mm olabilir. Kayan filtre tekniği ……… Gösteri biçimleri A-Mod (amplitude mod) Organ veya dokulardan alınan yankıların bir elektrik sinyali olarak yatay eksen (y-ekseni) veya bir taban düzey üzerinde düşey pikler şeklinde gösterilmesidir. Piklerin yüksekliği yankının şiddetini, iki pik arasındaki mesafe ise zamanı ifade eder. Uygulama alanı kardiyoloji, oftalmoloji ve ekoensefalografidir. Gösteri biçimleri B-Mod (brightness mod-parlaklık) Dokulardan geriye dönen yankıların, zemini genellikle siyah olan bir ekran (CRT, katot ray tüp ekranı) üzerinde ışık noktaları şeklinde gösterilmesidir. Yankının şiddeti, ışık noktalarının parlaklığı ile tespit edilir. Parlaklık, beyazdan siyaha kadar değişen tonda gri gölge veya noktalar şeklinde ifade edilir. Doku yoğunluğu çok fazla ise görüntü daha beyaz olarak elde edilir. Gösteri biçimleri M veya TM-mod (time motion mod) M-mod gösteri biçimi ya hareketli bir kağıt üzerine görüntünün kaydedilmesiyle veya titreşim demetlerinin ekranın bir tarafından diğer tarafına sürüklenip götürülmesiyle oluşturulur. Düşey B-model trasenin ekranın solundan sağına doğru sürüklenmesi ve dokulardaki hareketlerin izlenmesi ile oluşturulur. Bu model ile kalbin boyutları ve kapakçıkların açılıp kapanması ayrıntılı olarak değerlendirilebilir. Derinlik Derinlik sesin içerisinde yol alacağı dokunun tipi ve transüderin frekansına bağlıdır. Bunu maksimum oranda sağlayabilmek için sahanın sadece bir bölümünü seçmekle kısmen başarılır. Ultrasonografi cihazlarında maksimum derinlik 20-25 cm'dir Görüntü dondurma Görüntünün dondurulması ya ayak pedalı ile veya cebe konulabilen ya da kemere takılabilen ilave bir aksesuar ya da alfanumerik klavye üzerinden yapılabilir Sabit görüntü üzerinde ayrıntıların tartışılması, Görüntü üzerinde birçok ölçüm ve hesaplamaların yapılması ve Görüntünün video-printer ile çoğaltılması veya Kopyasının alınması gibi yararlar sağlar. Ölçümler ve Hesaplamalar Veteriner tiplerde inek, kısrak, koyun ve domuzlarda fötal yaş, kornu uterinin çapı (GS), baş-sağrı uzunluğu (CRL) kafa çapı (BD), gövde çapı (TD) vb. ölçümlerle tespit edilebilmektedir. Kareleme oranı (Frame Rate) Tam bir görüntünün elde edilebilmesi için gerekli zaman (sayısı)dır. Gerçek zamanlı ultrasonografide tam bir hareketi ifade eden ve bir saniyede şekillendirilen tasarlama oranıdır. Real-time ekokardiografide saniyede 15-30 tasarlama oranı kullanılır. Yumuşak dokuların görüntüsünü sağlamada daha düşük oran tercih edilir. Atlarda tendolar gibi statik yapılar gözlenirken kareleme oranı düşük tutulmalıdır. Odaklama (Focus) Yankı kaynağının tam olarak saptanması kısa ve yüksek frekanstaki ses titreşimlerinin çok dar alanda ve ilave olarak gönderilmesiyle başarılır. Bu işleme fokuslama (odaklama) adı verilir. Odaklanmış ultrason demeti doğrudan odak noktasına yönelir. Odaklamanın çevrelediği bölge fokal zon olarak adlandırılır ve bunun dışında kalan bölgede rezolüsyon kötüdür. Anatomik yapıların ilişkisi en iyi şekilde fokal zon içerisinde gözlenir Odaklama (Focus) Odaklama internal, eksternal ve elektronik olarak yapılabilir. Bir mercek vasıtasıyla mekanik olarak veya dönüştürücü elemanların sırasının elektronik olarak kontrol edilmesi ile dinamik olarak yapılabilir. Bazı cihazlarda her iki şekilde odaklama yapabilir. Dinamik odaklama, sabit mesafelerden ziyade farklı odak noktalarında gerçekleştirilen elektronik odaklama şeklidir. Odaklama (Focus) Odaklama transüder seçiminde önemlidir. Yüksek frekanslı bir transüderde fokal bölge transüdere çok yakındır. Buna karşılık bu kuralda bazı serbestlik derecesi vardır. Örneğin 3.5 MHz'lik bir transüder 70 mm, 5 MHz'lik bir transüder 35 mm ve 7.5 MHz'lik bir prob 20 mm'lik odak mesafesine sahiptir. Odaklama (Focus) Yüksek kalitede bir görüntü için etkili derinlik, odak mesafesinin 2 katına eşittir. Bu nedenle, post partum uterus veya büyük fötüslerin görüntülenmesi için 3.5 MHz'lik bir prob kullanılması gerekirken, genital organların rektal yoldan gözlenmesi ve erken gebelik teşhisinde 5 MHz'lik bir transüder uygundur. Zaman Kazanç Ayarı (TGC) Time Gain Compensation (TGC) Görüntü alanının bir bölümü veya tümünden geriye dönen dalgaların (yankı) elektronik yükselticilerle kontrol altında tutulması olarak tanımlanabilir. Derin yapılardan gelen yankıların şiddeti yüzeysel yapılara göre daha düşüktür. Şayet ultrason dokularda zayıflamasaydı, tarayıcılara basit bir yükseltici yerleştirilerek uzak ve yakın dokulardan aynı kalitede görüntü kolaylıkla sağlanabilirdi Zaman Kazanç Ayarı (TGC) Bu durumda cihazın zaman-kazanç ayarı kullanılıp derin yapılardan gelen yankıların şiddeti selektif olarak artırılıp gösterimde derin ve yüzeysel yankılar aynı şiddete getirilebilir. Yakın alandaki yankılar uzak alandakilerden daha koyuysa, zamana göre telafi edilen kazanç düşüktür. Şayet uzak alan yankıları yakındakilerden koyuysa, kazanç yüksektir. Zaman kazanç ayarı her olgu için sabit olmayıp ekranda izlenerek ayarlanmalıdır. Zaman Kazanç Ayarı (TGC) Bu konuda dikkat edilecek nokta katı dokuların asla yankısız olmaması gerektiğidir. Katı dokular yankısız görülüyorsa, kazanç çok düşük tutulmuş demektir. Buna karşılık kazanç artırıldığında, artefaktlar da fazlalaşır. Operatörün, cihazı en fazla gerçek yankı ve en az artefakt gösteren kazanca ayarlaması gereklidir. Ayrıca zaman kazanç ayarı kullanılarak tüm saha üzerinde görüntünün parlaklığı ayarlanabilir. Zaman Kazanç Ayarı (TGC) Zaman kazanç ayarları hemen tüm cihazlarda bulunmasına karşılık üretici firmalara göre değişiklik göstermektedir. Tam manuel olabildiği gibi otomatik (elektronik) de olabilmektedir. Genellikle üç adet kontrol düğmeleri ile ayar yapılır. İlki yakın dokulardan, ikincisi uzak dokulardan, üçüncüsü ise tüm dokulardan (uzak ve yakın) yansıyan ses dalgalarını düzenler.