Ekstraoral Muayene PDF
Document Details
Uploaded by Deleted User
Tags
Summary
Bu belge, diş hekimleri ve diğer sağlık uzmanları için ekstraoral muayene teknikleri hakkında bilgi içeriyor. Muayene sürecinin farklı aşamalarında kullanılan teknikler ayrıntılı bir şekilde açıklanıyor. İnspeksiyon yoluyla doku incelemesinden palpasyon, perküsyon ve oskültasyon gibi daha fiziki tekniklere doğru ilerliyor.
Full Transcript
Muayene Hastanın Genel Fiziki Durumu Ekstraoral Muayene İntraoral Muayene Muayene Teknikleri İnspeksiyon Palpasyon Perküsyon Oskültasyon Diaskopi Probing (Sond) Aspirasyon Fonksiyonel Muayeneler Nodül Muayeneleri Transilüminasyon İnspeksiyon Gözle m...
Muayene Hastanın Genel Fiziki Durumu Ekstraoral Muayene İntraoral Muayene Muayene Teknikleri İnspeksiyon Palpasyon Perküsyon Oskültasyon Diaskopi Probing (Sond) Aspirasyon Fonksiyonel Muayeneler Nodül Muayeneleri Transilüminasyon İnspeksiyon Gözle muayene Dokulardaki renk, şekil, deformite, normal doku görüntüsünden sapmalar yeterli bir ışık altında izlenir. Palpasyon Dokunma duyusundan yararlanılarak yapılan muayene Dokunun pürüzlü veya düz olması, nemli yada kuru olması, ısı değişiklikleri, dokuların kıvamını, kitlelerin kıvamı, yüzey yapıları, kenarları, hareketleri, altındaki dokuya yapışıklıkları, titreşimi, çıtırtı veya sürtünme hissi, dokunma sırasında ağrı olup olmadığı gibi özellikleri araştırılır. Palpasyon Türleri Bidijital İki parmak arasında yapılan palpasyon (dudak) Bimanuel Bir elin işaret parmağıyla yapılan muayene sırasında diğer elin parmakları dokunun muayenesine yardımcı olur (ağız tabanı) Bilateral Her iki elin başparmakları hariç diğer parmaklarla yapılır. Simetrik dokuların birbirine oranla değişiklikleri saptanmaya çalışılır. (TME, parotis) Perküsyon Bir alet yardımı veya el ile dokulara vurularak alınan tepkinin veya seslerin yorumlanmasına dayanan bir yöntemdir. Ağrıyan dişlerin lokalizasyonu, diş ve periodontal abselerin ayırımı, bazı tedavilerin prognozunu değerlendirmede yararlıdır. Yatay ve dikey yönde perküsyon yapılabilir. Patolojik doku ile normal doku komşu veya simetrik dişlerle karşılaştırılmalıdır. Oskültasyon Dokuların maniplasyonu veya palpasyonu sırasında kulakla dinlenerek anormal seslerin yorumlanmasına dayanır. TME sesleri, çene fraktürlerinde hareket sırasında oluşan sesler tipiktir. Diaskopi Şeffaf bir camla (lam) dokuya bastırılarak dokudaki değişikliklerin izlenmesidir. Damarsal yapılar olan talenjektazi, hemanjiom, varis bastırmada beyazlaşırken, purpura, ekimoz, peteşi, hematom ve amalgam dövme gibi kanın damar dışına çıktığı patolojilerde beyazlaşma olmaz. Aspirasyon Vücut boşluklarından sıvı çekme temeline dayanır. Anestezide iğne ucunun damar içinde olup olmadığını kontrol etmekte kullanılacağı gibi, bir kistin içeriğinin incelenmesi için kistin içerisinden aspirasyon yapmak da kullanılan yöntemlerdir. İğne kullanılarak yapılır. Transillüminasyon Işık kaynağı (kompozit dolgu ışık kaynağı vs) ile loş odada yansıtma şeklinde yapılır. Arayüz çürükleri Diş kırıkları Mine çatlağı Subgingival tartar Maksiller ve frontal sinüslerin muayenesinde FOTI, DIFOTI çürük tanısında kullanılan etkin transillüminasyon yöntemleridir. Sondlama (Probing) Aletlerle yapılan muayenedir. Sond ile çürük muayenesi Çürük dentine sond uygulandığında geri çekilirken bir dirençle karşılaşılır. Dekalsifiye dentine sondun penetrasyonu ile oluşur. Ancak sondun ucuyla diş yüzeyinde kavitasyon oluşmamış çürük lezyonunu perfore etmek doğru değildir. Periodontal sond ile dişeti sulkusunun derinliğinin ve kanamasının incelenmesi Plak indeksi veya kanama indeksi gibi indekslerin kullanımıyla dişeti hastalığının tanı ve tedavi prognozu izlenir. Mobilite Dişin arkasına parmak yerleştirilir. Dişin vestibül yüzeyinden bir el aletiyle (örn. sondun arkası) diş itilir. Parmakla hissedilen dişteki sallanma mobiliteyi gösterir. İki el aletiyle de yapılabilir. Ayrıca hastadan dişlerini sıkması istenir. Sonra vestibülden dişe parmakla bası yapıldığında aşırı mobil dişlerde belirgin hareket izlenir. Mobilite Derecesi 0 mobilite yok 1 minimal mobilite 2 gözle görülebilen belirgin mobilite 3 ileri derecede mobilite Miller Mobilite Sınıflaması 1 Fizyolojik mobilite 2 1mm ye kadar transvers mobilite 3 1mm den fazla transvers veya vertikal mobilite veya dişin soketinde rotasyonu Mobilitenin Nedenleri Periodontal desteğin azalması Bazı neoplazmlar Kemik kistleri Apikal periodontitis Oklüzal travma Kron/kök fraktürü Çevre kemik doku kırıkları Akut travma Vitalite Canlılığı anlamada kullanılır. Pulpadaki değişiklikler hakkında bilgi verir. Termal vitalite Elektrikli pulpa testi Anestezi yapılmadan kavite açılması Termal Vitalite Etilklorür ile soğuk uygulaması Isıtılmış gütta ile sıcak testi yapılır. Anestezi yapılmadan kavite açılması Kavitasyon sırasında dişte oluşan hassasiyetin yorumlanmasına dayanır. En güvenilir testtir ancak dişte madde kaybına neden olur. Elektrikli Pulpa Testi Vitalometre cihazıyla değişik akım uygulaması yoluyla yapılır. Elektrik iletimi ve dişte meydana gelen hassasiyetin yorumlanması temeline dayanır. Tekniğin uygulanması Hastaya işlem hakkında bilgi verilir. Diş izole edilerek tükrük akışına karşı tamponlama yapılır. Komşu ve simetrik dişlere cihazın akım ileten ucu uygulanır. İletimi artırmak için macun veya su kullanılır. Dişte hassasiyet oluşana kadar akım artırılır. Uygun bir ortalama elde etmek için birkaç sağlıklı dişte işlem tekrarlanır. Sonra şüpheli dişe uygulanır ve akımın derecesi diğer uygulanan dişlere oranla erken veya geç cevap şeklinde yorumlanır. Cihazın ucu anterior dişlerde vestibül yüzeyin orta üçlüsüne, posterior dişlerin tüberkül tepelerine ayrı ayrı uygulanır. Yorumlanması Normal cevap Diğer dişlerden alınan cevap değerlerine yakın bir eşik değer ve sürede hassasiyet vardır. Erken cevap Akut enflamasyonu düşündürür. Örn: Hassasiyet akımın sona ermesinden sonra 15sn den az devam ediyor, soğuk testi sıcaktan daha çok hassasiyete neden oluyorsa diş vital ancak enflamedir (Hiperemi), çatlak dentin, açıkta hassas kök dentini vardır. Uzamış erken cevap Akımın sona ermesinden sonra hassasiyet şiddetli ve 15sn den çok sürüyorsa (bazen saatler sürebilir) diş vital ancak irreversible akut pulpitisi düşündürür. Negatif cevap Diş devitaldir. Yanlış pozitif cevap Diş normal cevap veriyor ancak klinik olarak patolojik olarak değerlendirilen patolojiyi desteklemiyor. Yanlış negatif cevap Alınan cevapla diş devital olarak belirlenmesine karşın diş sağlıklı bir diştir. Özellikle yaşlı bireylerde sekonder dentinin çok oluşmasına bağlı yanlış negatif cevap alınabilir. Cevabın sonuçşuz çıkması Bazen şüpheli ve sağlıklı tüm dişlerden aşırı cevap alınır veya hiç alınmaz. Diğer bir vitalite yöntemi ile desteklenir. Sonuç alınamazsa anestezisiz kavite açılır. Vitalite Testlerinde Dikkat Edilecek Noktalar Önce sağlıklı dişlerden her hastaya uygun eşik değer elde edilir. Sonra şüphelenilen dişe geçilir. Restorasyonlar iletimi engeller veya artırır. Sağlıklı mine dokusuna yapılmalıdır. Birden fazla vitalite yöntemi uygulamak en doğrusudur. Isırtma testi Çatlak diş sendromunda pamuk rulo veya elastik bir materyal dişler arasına yerleştirilerek sıkması istenir. Hassasiyet araştırılır. Tanı Amaçlı Lokal Anestezi Uygulaması Diş ağrıları yansıma yapabilir. Lokalizasyonları tedavi açısından çok önemlidir. Maksiller sinüs ve diş ağrılarını ayırt etmede Komşu iki dişin ağrısının ayırt edilmesinde infiltratif anestezisi ile yapılır. Tanıya Yardımcı Özel Bulgular Nikolsky Fenomeni Büllü lezyonların üzerine bastırıldığında kenarlara doğru genişlemesi veya çevresindeki sağlam dokuda birkaç saat içinde vezikül/bül oluşmasıdır. Nikolsky Fenomeni (Akantoliz) Köebner Fenomeni Deride kazıma (veya kaşıma) ile papül oluşumuna neden olabilme ile ortaya çıkan durumdur. Çoğunlukla psoriaziste deriye yapılan travma ile 2-7 gün sonra o bölgede yeni lezyon oluşmasıdır. Psöriazis tanılı hastanın, daha önce sağlıklı olan bölgelerinde dövme sonrası ortaya çıkan sınırlı psöriazis alanları – Köbner Fenomeni Tzanck Testi Varisella ve herpes gibi lezyonların tabanından kazıma ile alınan örneğin sitolojik olarak incelenmesidir. Toluidin Mavisi Testi Benign ve malign mukoza değişimlerinin ayırımı için kullanılan bir yöntemdir. Toluidin Mavisi Vital Boyama Testi Beyaz Lezyonların Mukozadan Uzaklaştırılabilmesi Lezyonun mukozadan uzaklaşması kandida enfeksiyonlarında tanı bakımından önemli bir özelliktir. Bu durumda eritemli bir taban ortaya çıkabilir. Mukozadan uzaklaşmayan beyaz lezyonlarda ayırıcı tanı olarak lökoplaki-liken ruber planus düşünülebilir. Deri-mukoza Testleri (Paterji Testi) Bazı hasta gruplarında nonspesifik bir uyarana karşı deri yanıtı alınmakta ve bu fenomen paterji testi ile gösterilebilmektedir. Deri paterji reaksiyonu, iğne batırılan alanda gelişen artmış nonspesifik deri reaktivitesini gösterir. Biyopsi Patolojik dokudan histopatolojik inceleme için alınan örnektir. Endikasyonları 2-3 haftadan uzun süren ülsere lezyonlar Tanımlanamamış kitleler Kemik içi lezyonlar Kist ve kistik lezyonlar Granülomatoz lezyonlar Mukozada oluşmuş uzun süreli kırmızı ve kazınamayan beyaz lezyonlar Neoplazm şüphesi olan lezyonlar Cerrahi olarak çıkarılmış tüm lezyonlar Kontendikasyonları Hastanın biyopsi girişimine engel olan sistemik hastalıkları Kan hastalıkları Klinik olarak kesin tanı konan beyaz lezyonlar (aspirin yanığı vs.) Kanamalı lezyonlar (hemanjiom) Melanin içeren neoplastik oluşumlar (metaztaz riski) Hastanın psikolojik olarak tatmin edilemediği durumlar Semptom/Bulgu Hasta tarafından algılanan patolojik değişikliklere semptom, Muayene eden hekim tarafından farkedilen patolojik değişikliklere bulgu (sign, belirti) denir. Hastanın Genel Fiziki Durumu Vücut Tipleri Kretschmer sınıflamasına göre Sheldon Sınıflamasına Göre Astenik (zayıf) Endomorfik (kilolu) Piknik (yağ oranı fazla) Mezomorfik (atletik) Stenik (Atletik) Ektomorfik (zayıf) Kaşektik Dismorfik Piknik beden yapısında bulunan dışa dönük mizaçlı insanlar canlı, duygulu, insancıl, neşeli, sevecen, sıcak yönleriyle çabuk ve kolay iletişim kurarlar. Astenik beden yapısında bulunan içe dönük mizaçlar geç ve güç iletişim kurarlar. Endomorf tiplerin bedenleri yuvarlak, karın bölgesi geniş, kasları gevşek, saçları seyrektir. Bu beden yapısında olan insanlar başkalarıyla birlikte olmaktan hoşlanırlar. Arkadaş ve dost canlısıdır. Mezomorf tiplerin bedenleri dayanıklı, kasları gelişmiş, kolları güçlü, omuzları geniştir. Bu beden yapısında olan insanlar canlı ve hareketli olup, bol jestli ve mimikli konuşurlar. Ektomorf tiplerin bedenleri ince uzun olup, kasları gelişmemiştir. Bu tipte olan insanlar başkalarıyla birlikte olmaktan, kalabalıktan, topluluktan hoşlanmazlar. Yürüme Hemiplejik yürüyüş: Kalp krizine bağlı gelişen serebral hastalıklar sonucunda oluşur. Etkilenen bacağı öne atarken yana doğru daire çizerek yürür. Ataksik yürüyüş: Alkol intoksikasyonu veya serebral disfonksiyon sonucu oluşur. Tökezleme ve düzensiz yürür. Ayakta kalma süresi uzundur. Parkinson: Adımlar kısa, kollar yan tarafta sabit ve kısa adımlarla yürüme. Paget: Pelvisle ilgili problemlere bağlı paytak yürüyüş gözlenir. Konuşma Konuşmanın düzgün olması duyma fonksiyonunun yerinde olduğunu ve mental durumun iyi olduğunu gösterir. Kültürel durum ve eğitim konuşmayı etkiler. Sesi oluşturan tüm organlarda nöromusküler defektler veya kortikal defektler konuşma bozukluklarına neden olur. Disartria: kelimelerin telaffuzunun tam olarak gerçekleştirilememesi Afazi: parsiyel yada total olarak konuşamama hali Paresis: hecelerin karışması, geveleme Duruş (Posture) Normal oturma veya ayakta durma bozuklukları olabilir Geçirilmiş kaza, ilerlemiş kardiovasküler hastalıklar veya artrite bağlı hastalıklarla ilgili olabilir. İlerlemiş kardiovasküler hastalıklarda hasta rahat nefes alabilmek için öne doğru eğilir. Bu tip hastanın fotöyde arkaya yaslanmasıyla solunum problemi olacağı düşünülmelidir. Ekstraoral Muayene Hasta göz hizasına oturtulduğunda hekim normal dışı bir bulgu ile karşılaştığında; 1. Bu durumun önemli bir durum mu yoksa konuyla ilgisiz bir bulgu mu olduğu ? 2. Bu durum intraoral bir patoloji ile ilgili mi? 3. bu durum sistemik bir hastalık ile ilgili mi? şeklinde değerlendirilmeli Baş-boyun yapısı Dinlenme sırasında başın hareketi Yüz rengi Fasial yapı değişikliği Derinin özelliği ve bütünlüğü Trigeminal sinir fonksiyonunun incelenmesi Fasial sinir fonksiyonunun incelenmesi Kulak ve TME muayenesi Burun muayenesi Göz muayenesi Kafa Yapısı Brakisefali: Frontal ve parietal kemikler arasındaki koronal sütür ve parietal- oksipital kemikler arasındaki lambdoid sütürün sinostozisi ile oluşan transvers yönde gelişmesi Dolikosefali (Skafosefali): : Sagittal sütürlerin sinostozisi ile oluşan antero-posterior yönde uzamasıyla kano başı şekli Plagiosefali: Asimetrik Trigonosefali: Frontal kemik arasındaki metopik sutürün sinostozisi ile oluşan üçgen kafa yapısı Yüz Şekli Sistemik, genetik, oral problemlerden kaynaklı anomaliler Asimetri Maksilla ve mandibulanın kafatasıyla ilişkisi incelenir. Travmaya bağlı şişlikler Odontojen-nonodontojen abse, kist ve tümörler Ödem Sellülit Perikoronit Tükürük bezi taşları, enfeksiyonları, tümörleri Masseter hipertrofisi Hemifasiyal hipertrofi Kretenizm Miksödem Çeşitli sendromlar Cherubism Cushing Paget Garre osteomyeliti Akromegali Lepra (aslan yüzü) Skleroderma Fibröz Displazi Fasiyal amfizem, Fasiyal Paralizi Aktinomikoz Kabakulak Dinlenme Sırasında Başın Hareketi Başın aşırı öne itilmesi servikal vertebra patolojisi, Yüz ekşitme ile birlikte ani baş hareketi habituel spazm, İleri-geri sallama hareketi aort yetmezliği, Ritmik hareket Parkinson hastalığı, Dudak köşelerini yalama yada dil ile şapırdatma şeklinde tiklerin varlığı Tardiv diskinezi Yüz ve Deri Rengi Pallor (Solukluk) Anemi Senkop (solukluk geçici olduğunda) Ödem (deriye penetre olan ışık daha az pigment ile karşılaşır, daha soluk görünür) Solukluğun değerlendirilmesinde Konjunktiva, (gözün en dış tabakası ve göz kapaklarının iç yüzeyini saran zar tabaka) Dudak Oral mukoza Tırnak yatağı ve lunula A: tırnak plakası. B: lunula, C: kök, D: sinus E: matriks, F: tırnak yatağı, G: hiponişyum H: serbest marjin Ayrıca üst kenardaki ölü deri kütikül’dür. Siyanoz Subpapiller venöz pleksusta hemoglobinin azalmasıyla ortaya çıkan mavi-mor renktir. Kanda oksijen satürayonunun düşmesiyle oluşan morarma tablosudur. Periferik ve santral olabilir. Periferik siyanoz Soğuk ortam Anksiyeteye bağlı vazokonstruksiyon Reynaud hastalığı Diğer obstrüktif periferal vaskuler anomaliler Kalp hastalığı ile ilgili olabilir Santral siyanoz Arterial hipoksemi Ciddi kardiak anomaliler Pulmoner anomaliler ile ilgili olabilir Siyanoz kalp ve pulmoner kaynaklı ise ekstremitelere ek olarak Vücudun santral kısmı olan gövdede Yüzde Dudaklarda Oral muklozada belirir Sarılık Kanda bilirubin konsantrasyonunun artmasıyla ortaya çıkar Kırmızı hücre harabiyeti sonucu hemoglobin salınır RES hücreleri eritrositlerin hemoglobinini “Hem” ve “Globin” bölümlerine parçalarlar Hem daha sonra Bilirubine dönüştürülerek, RES hücresinden kana verilir Sarılık Prehepatik (eritrosit destrüksiyonu) Hepatit (akut viral, ilaca bağlı, alkole bağlı, kronik veya susakut hapatit, siroz, hepatoselluler karsinom) Posthepatik (bilier kanal obstrüksiyonu (taş, kanalda daralma, pankreatik kanser)) ile ilgili olabilir Sarılık Deri Oral mukoza Sklera da tipiktir Sarılık yüzde vasküler spider ile birlikte görülüğünde akut veya kronik hepatit düşünülür Sarılık ile ilgili vasküler spider bilier obstrüksiyonlarda nadiren izlenir Tüm Derideki Renk Değişikliği Addison hastalığı Hepatit Siroz Albinizm Karotenizm Hemokromatozis Argyria (Aşırı gümüş maruziyeti) Addison Hastalığı Baş-Boyun-Yüz Görünümü ve Simetri İnspeksiyon ve palpasyonla yapılır Orbitaların hatları ve simetrisi, Pupillerin düzeni, Hipertelorizm, Burun orta hattı, Zigomatik kemikler ve kulaklar, Ağzın dinlenme pozisyonundaki simetrisi, Maksilla, mandibula, zigoma konturları ve simetrileri izlenir Yüzde hirşutizm: Hormonal düzensizliğe bağlı aşırı kıllanma Kapiller hemanjiom: Kan damarlarından gelişen benign tümördür Ektodermal displazi: Seyrek şaçlar, deride atrofi, ter bezlerinin az sayıda olması ve diş eksikliği Fasial paralizi: VII. Kafa çiftinin paralizi ile yarım yüzde gülümseyememe, nazolabial sulkusun kaybolması, ilgili bölgedeki gözün kapatılamaması ve ilgili bölgedeki yüzün aşağı kayması Bell Palsy: Nedeni belli olmayan, ani başlayan ve kendiliğinden iyileşen yarım yüz paralizi Graves Hastalığı Konjuktivit Vitiligo Bölgesel melanosit hasarı. Bulaşıcı değil, etyolojisi net olmadığı için tedavisi şüpheli Porto Şarabı Lekesi İmpetigo İmpetigo, klasik olarak iki-beş yaş arası çocuklarda görülen primer piyodermidir. Basit yüzeyel ve büllöz impetigo olmak üzere iki farklı formda seyreder. Tanıda, kabukların kaldırılması ile alınan eksüda örneklerinde gram-pozitif bakterileri göstermek mümkündür. Ayrıca büllöz impetigoda, intakt bül sıvısından yapılan kültürde faj II grubu S. aureus üretilebilir Lepra Etken: Mycobacterium Leprae Aslan Yüz (Facies Leonine) görüntüsü tipik Fasiyal Felç Kabakulak Lenfoma Sistemik Lupus Eritematosus Tiroglossal Kanal Kisti Tiroglossal duktus kistleri, foramen çekum ile tiroid gland arasındaki tiroglossal duktus kalıntısından gelişir ve boyun orta hattı kitlesi olarak bulgu verirler. Embriyolojik kaynağı nedeniyle tiroglossal duktus kisti genellikle boyun orta hattında, çok yumuşak olmayan ve dilin dışarı doğru çekilmesiyle hareket eden bir kitle şeklindedir Lateral Brankiyal Kist (Brankiyal Kleft Kisti) Retrognati: alt çenenin geride konumlanması Prognati: alt çenenin önde konumlanması Cilt İnspeksiyon ve palpasyonla yapılır Düzensizlikler, pigmentasyonlar, elastisite ve ödem varlığı incelenir Bazı hastalıklar deri lezyonları dışında oral dokularda da lezyon oluşturabilir. Liken planus, psoriazis, eritema multiform, Behçet hastalığı vs. Bu nedenle oral hastalık teşhisinde dermatolojik bulgular önemlidir. Deride görülen lezyonların bir çoğu ağız mukozasında da görüldüğünden dermatolojideki lezyon tanımlamaları ağız mukozası için de geçerlidir. Derinin Primer Lezyonları Makül: Mukozada hacim değişikliği yapmayan, cildin renginin değiştiği yuvarlak, sınırlı alan (Vitiligo, Albinizm: renk azalır; Çil, Peutz-Jeghers, Malign Melanoma: renk artar) Papül: Çapı 1cm.den az, yüzeyden kabarık, epidermisle sınırlı yüzeysel lezyon (Nevusler, Skuamoz Papillom) Tüberkül: Papülün bir varyantı, üzeri küçük çıkıntılı (Siğil, Senil Keratoz) Nodül: Çapı 1cm. den küçük, dermiş-bağ doku içine geçen lezyon (Dermatofibroma, Keratoakantoma) Ürtiker: Üst dermise serumun geçmesi ile oluşan ödemli papül veya papüller (Allerjik Gıda Alımı, Böcek Sokması) Vezikül: Çapı 1cm.den küçük, yuvarlak, dermiste yer alan, içi sıvı dolu kabartı. (Herpes Simplex, Zoster, suçiçeği) Püstül: Pürülan eksüda ile dolu vezikül (Abse, Fronkül, Follikülit) Bül: Çapı 1cm.den büyük, yuvarlak, dermiste yer alan, içi sıvı dolu kabartı. (Pemfigus, Yanık, Epidermolizis Bulloza) Derinin Sekonder Lezyonları Ülser: Derinin bazal tabakasının altına geçen açık yara (Herpes Zoster, Aft, Su Çiçeği) Fissür: Mukoza-derideki çizgisel çatlaklar (Anguler Chelitis, Eksfoliatif Chelitis) Nedbe: İyileşme sonrası görülen kalıcı iz veya skatriks (Cerrahi Nedbe, Keloid) Kabuk: Serum, cerahat veya kanın kuruması ile oluşan birikinti. (impetigo) Derinin Primo-Sekonder Lezyonları Atrofi: Doku elemanlarının hacim azalışı. (Dil papillerinin kaybı) Hiperplazi: Doku elemanlarının sayısal artışı. (gingival hiperplaziler, lökoplaki) Hipertrofi: Doku elemanlarının hacim artışı. (gingival hipertorfi) Skuam (Squama): Epitelin üst tabakasının büyük lameller şeklinde çözülmesi (Löko-ödem[white spongy nevus]) Erozyon: Epitelde yüzeyel madde kaybı. Madde kaybı dikine oluk şeklinde ise ragad denir. (pemfigus, erosiv gingivitis) Keratoz: Stratum korneum hiperplazisine verilen isim. (Lökoplaki, derideki nasır) Skleroz: Bağ dokusu elemanlarının artışı nedeniyle derinin sertleşip buruşma özelliğini kaybetmesi. (Skleroderma) Saçlar Dağılımı, rengi ve yapısına bakılır. Uzamayan, açık renkli, kıvırcık ve kalınlığı değişiklik gösteren saç yapısı diş anomalileriyle birlikte değerlendirilmelidir. Saçların dağılımı, rengi ve yapısı Kuru ve zayıf saçlar: Hipotiroidi Vücut kıllarında ve saçlarda azalma: Hipofiz Hipofonksiyonu İnce saç telleri: Hipertiroidi, Ektodermal Displazi Aşırı kıllanma (HİRSUTİZM): Yumurtalık ve adrenal bezlerin düzensizlikleri Doğum kontrol ilaçları Fenitoin kullanımı Miksödem Görünür Vücut Alanları Eller, Parmaklar Ve Tırnakların Muayenesi Eller, parmaklar ve tırnakların muayenesi inspeksiyonla yapılır. Ektodermden gelişen diş, saç ve tırnak bulguları bazı hastalıklarda birlikte izlenebilir (ektodermal displaziler, trikodentoosseoz displazi). Eller ve Parmaklar Ellerin büyüklüğü Eklemler (kırmızılık, büyüme, fonksiyon) Osteoartirit Romatoid artirit Raynaud fenomeni Gut artiriti Skleroderma Ellerde tremor (titreme) El sırtında lezyonlar Bakteriyel enfeksiyonlar Osteoartrit Skleroderma Sindaktili, oligodaktili, araknodaktili, polidaktili, brakidaktili, makrodaktili, klinodaktili Tırnaklar Tırnağın deriyle yaptığı açı 160° (LOVİBOND AÇISI) Dış bükey tırnaklar: Konjestif kalp yetmezliği Akciğer karsinomu Bronşiektazi Hipertiroidi Siroz Amfizem Clubbing: lateral ve longitüdinal yönde kıvrılması sonucu bülböz bir yapıda olması Koilonişya: kaşık şeklinde tırnak Lökonişya: beyaz lekeli Onikoreksis: kolay kırılması Hipoplastik: Gelişiminin yeterli olmaması Tırnağın “kaşık” formu aldığı durum : Demir Eksikliği Anemisi Tırnağın rengi: Soluklaşma: Anemi Mavilik: Arjiri Tırnağın yarısı beyaz: Böbrek ve Vitamin Yetmezlikleri DIŞ BÜKEY TIRNAK (Subakut Bakteriyel Endokardit) Kaşık Tırnak (Demir eksikliği anemisi) Trigeminal Sinir Fonksiyonunun İncelenmesi Trigeminal sinir yüzün, dişlerin ve mukoz membranların duyusal siniridir Ayrıca mylohyoid, anterior digastrik, tensor veli palatini, tensor timpani ve çiğneme kaslarının motor innervasyonunu yapar Trigeminal sinirin dalları dişler, oral yumuşak dokular, göz ve paranazal sinuslerin hastalıkları ile ilgili ağrıları iletir Fasial yada oral travma parestezi ve anormal duyarlılığa neden olabilir Bu anormal duyarlılık; Karıncalanma Uyuşma Yanma Soğukluk Deride su akması şeklinde değişiklik gösterir Duyusal İnceleme Hastaya gözleri kapattırılır Trigeminal sinirin her üç dalına; Dokunma testi (pamuk tampon ile) Sıcaklık testi (sıcak-soğuk nesne ile) Ağrı testi (ucu sivri nesne ile) yapılır Duyu yokluğu: anestezi Kısmi duyu yokluğu/bozukluğu: parestezi (parestezi; kaşıntı, iğnelenme, yanma, karıncalanma, uyuşma şeklinde olabilir) Artmış duyu: hipereztezi olarak kaydedilir Paranazal Sinüslerin Muayenesi Sfenoid ve etmoid sinüsler radyografide daha rahat değerlendirilebilir. Maksiller ve frontal sinüsler ise klinik olarak palpasyon ve perküsyonla değerlendirilebilirler. Frontal sinüsitislerin kontrolünde bidijital palpasyonla göz içi kantusunun üst kısmına yerleştirilerek yukarı doğru basınç uygulanır. Akut enflamasyon varlığında sinüste ağrı oluşur. Frontal ve maksiller sinüslerin muayenesinde palpasyon, perküsyon ve transillüminasyon tekniklerinden yararlanılır. Perküsyonda işaret parmağı sinüs üzerine yerleştirilir. Diğer elin işaret parmağı ile hafifçe vurulur. Akut enflamasyon varlığında ağrı oluşur. Maksiller sinüs muayenesinde iki parmak zigoma ve infraorbital sinir üzerine gelmemesi için dikkat edilerek maksiller sinüs üzerine yerleştirilir. Basınç uygulanır. Akut enflamasyon varlığında ağrı oluşur. Perküsyonda da yine hekim bir işaret parmağını sinüsün üzerine yerleştirerek diğer elin işaret parmağıyla hafifçe vurur. Akut enflamasyonda duyarlılık olur. Anamnezde; Maksiller sinüzitiste posterior dişlerde ağrı, yere doğru eğilmede, öksürmede, hapşırmada, burnun temizlenmesi sırasında sinüs içinde basıncın artmasına bağlı ağrı olup olmadığı ve koku alma bozukluğu Burundan kan veya sıvı gelmesi ve geniz akıntısı sorgulanmalıdır. Tükürük Bezlerinin Muayenesi Klinik olarak, ekstraoral muayeneleri inspeksiyon ve palpasyonla yapılır. İntraoral olarak tükürük akışının ve kanal ağızlarının kontrol edilmesi mutlaka gereklidir. Gl. Parotis Kulağın altında mandibula ramusunun arka tarafının lateralinde ve medialinde bulunur. Bilateral palpasyonla bezin kalınlığı, simetrisi ve özelliği araştırılır. Parotis içerisinde lenf bezleri bulunur. Bu lenf nodülleri palpasyonda ele gelirse enflamasyon açısından araştırılır. Gl. Submandibulare (Submaksiller Bez) Submandibuler üçgende bulunur. İnspeksiyon ve palpasyonla muayene edilir. Bezin kalınlığı, simetrisi, özelliği, palpasyonda hassasiyeti araştırılır. Gl. Sublinguale Dil altında bulunan bu bezin muayenesi intraoral olarak bimanuel palpasyonla yapılır. Ayrıca dudak, yanak ve palatinal mokuza içerisinde çok sayıda minör tükrük bezleri vardır. Bunlar da intraoral olarak değerlendirilir. Tükürük bezinde görülen patolojiler: Fonksiyonel bozukluklar (akış düzensizlikleri, sialore, kserostomi) Gelişimsel bozukluklar (hipoplazi, hiperplazi, aplazi, fistül varlığı) Enflamatuvar bozukluklar (enfeksiyonlar, parotitis, sifiliz, tüberküloz, sialadenit) Sialolitiazis Sialadenozis Tümörler Sialadenitisler Tükürük bezlerinin enflamatuar hastalıklarıdır. Hastanede yatan hastalarda veya direncin düştüğü durumlarda salgının azalmasıyla mikroorganizmaların kanala ve beze ulaşarak enfekte etmeleri sonucunda oluşurlar. Uzun süreli enfeksiyonlar taş oluşumuna neden olur. Taş oluşumuna da sialolitiazis denir Sialografi Bez içerisine kontrast madde verilerek yapılan radyografik görüntülemedir. Düz filmlerle, MR, BT veya USG ile yapılabilir. Kabakulak, mukosel, parotiste malign tümör, sialolit, ranula, Sjögren’de dilde kuruluk Boyun Bölgesinin Muayenesi Tiroid muayenesi Vizüel inspeksiyon Palpasyon Oskültasyon Trakea muayenesi Trakeanın laterale yerleşmesi Sağlam tarafa itilmesi Hasta tarafa itilmesi Mediasten tümörü Plöral adezyonlar Unilateral tiroid büyümesi Akciğer fibrozu Aort anevrizması Atelektazi Boyun Bölgesinde Saptanabilen Şikayetler Boyunda ağrı Strese bağlı başağrısı Boyun venlerinde kabarıklık Konjestif kalp yetmezliği ve böbrek hastalıkları Boynun bir tarafa doğru eğik olması Tortikollis Anormal güçlü karotid nabız Tirotoksikoz, aort regürjitasyonu, hipertansiyon Kabakulak Lenfadenopati Tüberküloz Aktinomikoz Tiroglossal kanal kisti Dermoid/epidermoid kistler Ludwig anjini Hipertiroidi Trakeanın lateral doğru yerleşmesi Lenf Bezlerinin Muayenesi Lenf bezleri muayene edilirken anatomik lokalizasyonları belirlenir. Sonra palpe edilecek bölge başın uygun hareketine yardımcı olunarak gergin pozisyondan kurtarılır. Yuvarlak hareketlerle palpe edilerek kıvamı, hassasiyeti, yapısı, hareketi, büyüklüğü ve sertliği değerlendirilir. Hangi bölgenin hangi lenf ile drene olduğunu ve o bölgenin enflamatuar veya diğer bir hastalık durumunu bilmek çok önemlidir. Baş/boyun bölgesindeki lenf düğümlerinin başlıcaları: Preauricular (Kulak önü) Postauricular (Kulak arkası) Suboccipital (Başın arkası) Submandibular (Mandibula alt kenarının altı) Submental (Çenenin alt ön kısmı) Posterior cervical (Boynun arka üçgeni) Anterior cervical (Boynun ön üçgeni) Supraclavicular (Klavikulanın hemen üstü) Submental, submandibular, anterior servikal, anterior ve posterior servikal, subclavikular, parotis lenfleri ve posterior servikalde malign hastalık ile birlikte izlenen lenf nodülleri Palpe edilebilen lenf düğümleri: Geçirilmiş / mevcut lenf düğümleri hastalığının primer bulgusu Enfeksiyöz, immün veya neoplazik bir hastalık Enflamatuvar nedenler Ağrılı Sert (lastik kıvamında) Altındaki dokulardan bağımsız (hareketli) Malign hastalıklar Ağrısız Çok sert (taş kıvamında) Altındaki dokulara bağlı (hareketsiz) Lenfadenopati Akut: Ağrılı, büyük, çoğunlukla hareketsiz, ısı artışı gösteren, bazan hiperemik, sıkı yapıdadır ve çevre dokunun enflamasyonu ile palpe edilmeleri zor olabilir. Kronik: Asemptomatik olan bu nodüller küçük, hareketli, palpasyonda ağrısız ve soliter kitle şeklindedir. Subakut: Küçük, hareketli ve palpasyonda ağrılıdır. Lenfadenopati Nedenleri Akut bakteriyel veya viral durumlar Kronik bakteriyel enfeksiyonlar (Sifiliz, Tüberküloz) Lösemi Lenfoma Metastatik karsinoma Kollagen doku hastalıkları Allerjik reaksiyonlar (Serum Hastalığı) Sarkoidozis Labial ve bukkal vestibül, Labial ve bukkal gingiva SUBMENTAL LENF Ağız tabanı dokularının lenfatik drenajı Anterior sert damağın drenajı SUBMANDİBULAR LENF 1, 2, 3, 4, 5, 6 5, 6, 7, 8 Sublingual Submandibular Anterior Posterior 8 6, 7 7, 8 Submandibular Anterior Posterior Sublingual 3, 4, 5 Submental 1, 2 TME Muayenesi TME Fonksiyonu Fonksiyonu 4 bölümde incelenir: TME’nin palpasyonu Maksimum ağız açılmasının belirlenmesi Açma sırasında deviasyon/defleksiyon varlığı Çiğneme kaslarının hassasiyeti TME Hastalıklarına Yönelik Anamnez Ağız açmada zorluk/rahatsızlık Eklemde ses Tekrarlayan baş ağrısı Çene kilitlenmesi veya çıkması Yanak ve kulakta ağrı Çiğneme ve esnemeyle oluşan ağrı Isırmada rahatsızlık Baş boyun bölgesinin travmaya maruz kalıp kalmadığı Artritin varlığı Kas ve eklem problemlerinin varlığı Daha önce görülen TME bozukluğu tedavisi geçirilip geçirilmediği TME Palpasyonu: Eklem aralığı bilateral olarak dıştan palpe edilerek açma ve kapama sırasındaki hareketleri, deviasyonu ve hassasiyeti kontrol edilir. Maksimum ağız açılmasının belirlenmesi: Hastanın üç parmağının ağız açıklığı mesafesinde kullanılarak ölçülmesidir. Maksimum ağız açıklığı 40-55 mm’dir. Maksimum ağız açıklığının yanı sıra lateral hareket de kontrol edilmelidir. Maksimum lateral hareket 8 mm’dir. Kliking açma kapama sırasında kısa bir sestir Krepitasyon açma kapama ve her iki fazın devam etmesi sırasında sürekli duyulan birden fazla sestir Seslerin hangi fazda gerçekleştiği kaydedilir Kliking duyulan faz ve mesafe tanıya ulaşmada çok önemlidir Krepitasyon kemik konturundaki değişikliği gösterir Deviasyon: Çeneyi açma sırasında hasta tarafın karşısına doğru sapma hareketidir. Çene ucu hareketin devamında yerine geri döner Defleksiyon: Açma sırasında çene ucunun rahatsızlık olan tarafa doğru bariz bir sapma göstermesidir Çiğneme Kaslarının Muayenesi Kas spazmları veya myofasiyal ağrı disfonksiyon sendromunun değerlendirilmesinde kullanılır Kasların kemiğe yapışma yerlerine yakın bölgeleri tercih edilebilir. Orta kısımlarda hassasiyet daha az olur. Temel olarak masseter, temporal, pterigoid lateral, pterigoid medial kasları muayene edilir. TME ile doğrudan bir bağlantısı olmasa da arka boyun kasları olan oksipital bölge ve trapezius ile lateralde yer alan sternokleidomastoid kasları da TME rahatsızlıklarında semptomatik hale gelebilir. Masseter, temporal, pterigoid lateral ve pterigoid medial kasların palpasyonu TME muayenesinde patolojik bir bulgu olduğu zaman yıkıma uğrayabilecek yapılar muayene edilmelidir. Yıkım olabilecek bu temel yapılar; Kaslar TME kemik yapısı Dişler Kulaklar Malpozisyon, anormal nodüller veya distorsiyonların varlığı Kulaklarda gözlenebilen patolojiler: Gut: Helikste veziküller Kabakulak: Kulak öne doğru itili Kızamık, ilaç allerjisi, kontakt dermatit: Kulak arkasında döküntüler Dış veya orta kulak iltihabı: Kulak akıntısı Hipo/hipertansiyon, vertigo, Meniere sendromu: Kulak çınlaması Çocukluk hastalıkları, ilaç kullanımı, alkol: Geçici sağırlık Travma, anemi, kongenital sifiliz, ateroskleroz: Sağırlık Mastoidit: Kulak arkasına basıda ağrı Serebral tümörler, iç kulak hastalıkları: Kalıcı vertigo Hipoglisemi, serebral kanama, tansiyon değişiklikleri, anemi: Geçici vertigo Gözler Sklera: Soluk renk: Anemi Mavi renk: Osteogenezis imp., Marfan ve Turner Sendr. Mavimsi beyaz renk: Demir eksikliği anemisi Soluk sarı renk: Pernisiöz anemi Sarı Sklera: İkterli Hepatit Peteşi varlığı: Bakteriyel endokardit Mavi-mor renk: Kalp defektleri Lakrimal bezler: Gözyaşı miktarı ölçümü: SCHIRMER TESTİ Normalde 15 mm, 40 yaşından sonra 10-15 mm. Gözyaşının azaldığı durumlar: Sjögren sendromu, Romatoid artirit İlaç kullanımı Gözyaşı kanalında taş varlığı Göz küresi: Normalden fazla çıkık olması: EKZOFTALMUS HİPERTİROİDİ, SENDROMLAR Göz kapağı: Amaç, konjuktivaların muayenesidir. Göz kapağında saptanan patolojiler: Kızarıklık/kırmızılık: Hipertansiyon, kanama problemi, kafa travması Solukluk: Anemi Göz kapağı düşüklüğü (PiTOZİS): N. Occulomotorius h., Myastenia Gravis Kirpikler: Kirpiklerin azaldığı veya döküldüğü durumlar: Bazı sendromlar (Ektodermal Displazi) Kemoterapi Radyoterapi Konjuktiva: Göz kapaklarını saran kısım: Palpebral Konjuktiva Göz kürelerini örten kısım: Bulbar Konjuktiva Konjuktivada gözlenen patolojiler: Konjuktivit: Göz yaşında artma Gözde batma hissi Göz kapaklarının sabah kalkınca birbirine yapışık olması Gözde kızarıklık Konjuktivanın soluk olması: Anemi Kırmızı/kızarık olması: Hipertansiyon, kanama problemi, kafa travması Burun Burunla ilişkili patolojiler: Ağızdan soluma: Septum deviasyonu/ nazal polip etken Burun kanaması (EPİSTAKSİS) : Minör travma, Hipertansiyon, Kanama bozuklukları, Üst solunum yolu enfeksiyonları, Malign tümörler Koku duyusunun kaybı: Yaşlılık, toksik madde inhalasyonu Semer burun: Kongenital sifiliz Nazolabial kist: Burun kanadının yukarı doğru kalkması Alerji: Burun bölgesinde kronik kızarıklık Basal hücreli karsinoma: Deride kronik yaralar Vital Bulgular Kan basıncı: 120-80 mm Hg Artışı: Anksiyete Duruş Artmış fiziksel aktivite Tansiyon aletinin manşonunun büyüklüğü Ölçüm yapılan arter Nabız: 60-80 atım/dakika Nabızın arttığı durumlar: Nabızın azaldığı durumlar: -Heyecan -Yaşlılık -Anemi -Kafa içi basıncın artması -Şok -Bazı viral enfeksyonlar -Efor -Ateşli hastalıklar -Hipoksi -Tirotoksikoz -İç kanamalar Solunum hızı: Erişkinlerde 14-20 soluk/dak. Solunumun arttığı durumlar (TAŞİPNE) Solunumun azaldığı durumlar (BRADİPNE) Ateşli hastalıklar Uyku Üst solunum yolunu daraltan h. Kafa içi basıncın artması Efor Hipnotik ilaç kullanımı Emosyonel durumlar Kalp yetmezliği Hipertiroidi Anemi Vücut ısısı (Ateş): Ölçüm yeri, zamanı ve hastanın yaşı Ateş 1°C arttığında solunum sayısı 2-5, nabız 8-10 artar Vücut ısısı Koltuk altından 36.5-37°C Ağızdan 37-37.4°C Rektal 37-37.5°C Kasıklardan 36.5-37°C Normal ısı 36.7-37.4ºC Subfebril ateş 37.5- 38ºC Hafif ateş 38- 38.4ºC Orta ateş 38.5- 39.4ºC Yüksek ateş 39.5- 40.5ºC Çok yüksek ateş 41ºC üstü Ateşin arttığı durumlar: Ateşin azaldığı durumlar: Septisemi, septik şok Hipometabolik durumlar (Miksödem) Sistemik hastalıklar Konjestif kalp yetmezliği Kollagen doku hastalıkları Hipoendokrin durumlar (Addison, Hipofiz hipofonk.) Enfeksiyon Üremi Hipermetabolik durumlar Soğuk gıdalar yemek Malign hastalıklar Heyecan, efor, stres Fazla yemek Güneşte kalmak