Vocabulaire 1 PDF

vocabulaire 1: 1.​ Abroger: yasal olan bir şeyi hükümsüz ilan etmek. 2.​ Acuité: 1. Keskinlik, yoğunluk; şiddet. 2. (Duyuların) duyarlılık derecesi. 3.​ Altruisme: Başkalarına karşı iyiliksever bir tutum; kendi çıkarını ön planda tutmama. 4.​ Amphigourique: anlaşılması zor olan. 5.​...

vocabulaire 1: 1.​ Abroger: yasal olan bir şeyi hükümsüz ilan etmek. 2.​ Acuité: 1. Keskinlik, yoğunluk; şiddet. 2. (Duyuların) duyarlılık derecesi. 3.​ Altruisme: Başkalarına karşı iyiliksever bir tutum; kendi çıkarını ön planda tutmama. 4.​ Amphigourique: anlaşılması zor olan. 5.​ Annihiler: Yok etmek, etkisiz hale getirmek. 6.​ Apanage: ayrıcalık. 7.​ Arborer: 1. Dikmek, yükseltmek. 2. Gösterişli bir şekilde taşımak, sergilemek. 8.​ Atermoiement: Bir kararı veya seçimi daha sonraya erteleme eylemi. 9.​ Billevesée: Anlamsız söz, boş fikir; saçmalık, zırva. 10.​Belliqueux: Savaşı seven; kavgacı. 11.​Cacochyme: Zayıf bünyeli, sağlığı bozuk olan. 12.​Coercitif: Zorlayıcı güce sahip olan; baskı yoluyla etkili olan. 13.​Concomitant: Başka bir olaya eşlik eden, onunla aynı anda olan. Eşanlamlılar: eşzamanlı, birlikte var olan. 14.​Corroborer: Bir fikre ya da görüşe destek vermek, güçlendirmek; doğrulamak. 15.​Décati: 1. [Bir giysi hakkında] Kullanımdan dolayı solmuş. 2. [Bir kişi hakkında] Gençliğin tazeliğini ve canlılığını kaybetmiş; yaşı ortaya çıkan, yaşlılık nedeniyle yıpranmış. 16.​Déférence: Saygı göstermek ve kişinin arzularına veya iradesine uygun hareket etmek; büyük bir hürmetle gösterilen nazik saygı. 17.​Délétère: Sağlığı bozan, yaşamı tehlikeye atan. Eşanlamlılar: zararlı, zehirli, toksik. 18.​Dévoyer: Doğru yoldan saptırmak; hataya sürüklemek. 19.​Diatribe: Şiddetli, hakaret içeren eleştiri. 20.​Dilapider: Aşırı ve düşüncesizce harcamak; israf etmek. 21.​Diligenter: Bir şeyi özenle, gayretle yapmak veya yaptırmak. 22.​Dithyrambique: Çok övgü dolu; aşırı coşkulu. 23.​Doléances: Şikayetler, bir haksızlık için çözüm talep eden ya da sadece kişisel sıkıntıları dile getiren yakınmalar. 24.​Ébaubi: Hayrete düşmüş, şaşkınlıktan konuşamaz hale gelmiş; donakalmış, şaşkın. 25.​Edulcorer: 1. Tatlılaştırmak (özellikle tat olarak). 2. (Mecaz) Daha hafif hale getirmek, etkisini azaltmak, yumuşatmak.