Ceza Muhakemesi Hukuku Özeti PDF
Document Details
Uploaded by Deleted User
Tags
Summary
Bu belge, ceza muhakemesi hukuku hakkında temel bilgileri içerir. Ceza muhakemesi hukukunun amacı, insan hakları ihlallerine yol açmadan, maddi gerçeği araştırıp bulmak ve adaleti sağlamaktır. Belge, ceza muhakemesi sürecindeki farklı aşamaları, ilkeleri ve ilgili kavramları özetler.
Full Transcript
CEZA MUHAKEMESİNİN AMACI Ceza Muhakemesi Hukukunun amacı, insan hakları ihlallerine yol açmadan, maddi gerçeği araştırıp bulmak ve adaleti sağlamaktır. Şüphenin basit bir tahmin boyutunu aşmış, belirli bir yoğunluğa ulaşmış olması gerekir....
CEZA MUHAKEMESİNİN AMACI Ceza Muhakemesi Hukukunun amacı, insan hakları ihlallerine yol açmadan, maddi gerçeği araştırıp bulmak ve adaleti sağlamaktır. Şüphenin basit bir tahmin boyutunu aşmış, belirli bir yoğunluğa ulaşmış olması gerekir. Basit Şüphe: Dayandığı emareler itibarıyla ispat gücü yetersiz, basit, sayıca az olan şüphedir. Makul Şüphe: Arama koruma tedbiri (m.116) için gerekli olan şüphedir. Yeterli Şüphe: Suçun işlendiği hususunda, iddianame düzenlenmesi bakımından gerekli olan şüphedir. Kuvvetli Şüphe: İspat gücü daha yüksek emarelere dayanan, hukuk teorisinde kesine yakın bir değer ifade eden şüphedir. Şüpheli, soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan kişidir. Şüpheli; Soruşturmanın muhatabı, Kimliği belli ölçüde bilinen, Yaşayan, Gerçek bir kişidir. Tüzel kişiler şüpheli olamazlar. Sanık, kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişiye denir. Müdafi: Şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı, Vekil: Katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi ceza muhakemesinde temsil eden avukatı, Malen sorumlu: Yargılama konusu işin hükme bağlanması ve bunun kesinleşmesinden sonra, maddî ve malî sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişiyi, Toplu suç: Aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suçu, Disiplin hapsi: Bir kurum veya düzen içindeki belirli kurallara uymayan kişilere verilen bir tür ceza olarak tanımlanabilir. Bu ceza, kişinin özgürlüğünün kısıtlanması anlamına gelir. Soruşturma: Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi, Kovuşturma: İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi, İfade alma: Şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini, Sorgu: Şüpheli veya sanığın hâkim veya mahkeme tarafından soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini Suçüstü: İşlenmekte olan suçu, Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suçu, 1 / 14 Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suçu, CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNA HAKİM OLAN BAŞLICA İLKELER: Adil Yargılanma İlkesi: Herkes suçlandığı takdirde adil ve kamuya açık bir duruşmada, makul bir süre içinde ve tarafsız bir mahkeme tarafından kanuna uygun olarak yargılanma hakkına sahiptir. Şüpheden Sanıkın Yararlanması İlkesi: Bir kişi suçlu olduğu kesin olarak kanıtlanıncaya kadar masum sayılır. Şüphe durumunda sanık lehine karar verilir. Davasız Yargılama Olmaz İlkesi: Hiç kimse suç işlediği gerekçesiyle yargılanamaz. Suç işlediğine dair kuvvetli delillerin bulunması gerekir. Hukuk Devleti İlkesi: Devlet yetkilileri de dahil olmak üzere herkes kanunlara uymak zorundadır. Kimse kanun üzerinde değildir. Suçların ve Cezaların Kanuniliği İlkesi: Bir fiilin suç sayılabilmesi ve cezalandırılabilmesi için önceden bir kanunla tanımlanmış olması gerekir. Masumiyet Karinesi/Masum Sayılma Hakkı: Bir kişi suçlu olduğu kesin olarak kanıtlanıncaya kadar masum sayılır. Ölçülülük İlkesi: Cezalar, işlenen suçun ağırlığına ve failin kişisel durumuna göre belirlenir. Cezalar, amaçsız yere ağırlaştırılamaz. Duruşmanın Aleniği İlkesi: Duruşmalar, kamuoyu tarafından izlenebilir. Bu sayede yargılamanın şeffaflığı sağlanır. Savunma Hakkı (Meram Anlatma) İlkesi: Suçlanan kişi, kendisini savunma hakkına sahiptir. Bu hak, avukat tutma hakkını da kapsar. Soruşturmaların Etkili Bir Şekilde Yürütülmesi İlkesi: Suçları aydınlatmak ve suçluları cezalandırmak amacıyla soruşturmalar etkili bir şekilde yürütülmelidir. İnsan Onurunun Korunması İlkesi: Ceza muhakemesi sürecinde herkesin insan onuru korunmalıdır. İşkence, kötü muamele gibi uygulamalar yasaktır. ACELE TEDBİRLER Kişilerin ve toplumun sağlığına zarar gelmemesi: Acil tedbirler, olası sağlık risklerini önlemek ve insanların sağlığını korumayı amaçlar. Bu, özellikle suçların işlendiği veya işlenebileceği durumlarda, potansiyel zararları en aza indirmeye yöneliktir. Kişilerin ve toplumun vücut bütünlüğüne zarar gelmemesi: Şiddet içeren suçlar veya tehlikeli durumlar gibi durumlarda, kişilerin fiziksel zarar görmesini engellemek için acil tedbirler alınır. Suç delillerinin kaybolmaması: Suçun aydınlatılması için delillerin korunması büyük önem taşır. Acil tedbirlerle, delillerin yok edilmesi veya tahrip edilmesi engellenir. Suç delillerinin bozulmaması: Delillerin bozulması, suçun aydınlatılmasını zorlaştırır. Acil tedbirlerle, delillerin bozulmadan korunması sağlanır. Kişilerin ve toplumun malvarlığına zarar gelmemesi: Suçlar, genellikle maddi kayıplara neden olur. Acil tedbirlerle, bu kayıpların daha da artması önlenir. Suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, Savcıya ulaşılamıyorsa veya iş yükü fazlaysa, Sulh ceza hakimi soruşturmayı yürütebilir. 2 / 14 KAMU DAVASI, İddianamenin yetkili ve görevli ceza mahkemesine gönderilmesi ve mahkemenin iddianameyi kabulü suretiyle açılan davaya kamu davası denir. İddianamenin görevli ve yetkili mahkeme tarafından kabul edilmesiyle birlikte kamu davası açılmış bir diğer ifadeyle kovuşturma evresine geçilmiş olur. KAMU DAVASININ ÖZELLİKLERİ Mecburiyet: Mağdurun şikayeti olmaksızın, yani suçun kamuya karşı işlenmiş olması yeterlidir. Kendiliğindenlik: Suç işlendiğinde dava kendiliğinden doğar, başkasının başvurmasına gerek yoktur. Devamlılık: Mağdurun affı veya uzlaşması gibi durumlar, genellikle davanın düşmesine neden olmaz. CUMHURİYET SAVCISININ İDDİANAME DÜZENLEMEDİĞİ DURUMLAR Soruşturma Yapılmasına Yer Olmadığı Kararı Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı Seri Muhakeme Usulünün Uygulanması SORUŞTURULMASI ŞARTA BAĞLI OLAN SUÇLARDA İzin: Bazı suçlarda soruşturmaya başlanabilmesi için yetkili mercilerden (örneğin TBMM, Bakanlar Kurulu) izin alınması gerekebilir. Memur Dokunulmazlığı: Kamu görevlilerinin görevleri sırasında işledikleri suçlarda, soruşturma için belirli şartların oluşması gerekebilir. Diplomasi Dokunulmazlığı: Diplomatların işlediği suçlarda, uluslararası anlaşmalar ve diplomatik ilişkiler göz önüne alınarak soruşturma süreci yürütülür. Yasama Dokunulmazlığı: Milletvekillerinin görevleri sırasında işledikleri suçlarda, TBMM'nin izni olmadan soruşturma yapılamaz. Seçim Dokunulmazlığı: Seçim sürecinde aday olan kişilerin, seçim kampanyası sürecinde işledikleri bazı suçlarda dokunulmazlıkları bulunabilir. Şikayet: Bazı suçlarda mağdurun şikayeti olmadan soruşturma başlatılamaz. Ön Ödeme: Bazı durumlarda, soruşturma masraflarının önceden ödenmesi istenebilir. Talep: Soruşturma için yetkili mercilerden yazılı bir talepte bulunulması gerekebilir. Uzlaşma: Tarafların uzlaşması halinde soruşturma düşebilir. Re’sen soruşturulan ve kovuşturulan suçlar kim tarafından bildirilirse bildirilsin ihbardır. Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçların suçtan zarar gören dışındaki kişiler tarafından bildirimi de ihbardır. Şikayet Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda sadece suçtan zarar görenin bildirimidir. Şikayet kişiye bağlı bir haktır. Şikayet hakkına suçtan zarar göre sahiptir. Ancak suçtan zarar gören, mümeyyiz değil veya 15 yaşını bitirmemişse onların yerine şikayet hakkına kanuni temsilcileri sahiptir. Soruşturulması kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse 6 ay içinde bu hakkını kullanmalıdır (TCK m. 73/1). Bu süre; fiilin ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden itibaren başlar. 3 / 14. Şikayete tabi bazı suçlar şöyle sıralanabilir: ▪ Basit Yaralama ▪ Taksirle Yaralama ▪ Reşit Olmayanla Cinsel İlişki ▪ Cinsel Taciz ▪ Konut Dokunulmazlığının İhlali ▪ Hakaret ▪ Israrlı Takip ▪ Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Soruşturması ve kovuşturması şikayete bağlı olmakla birlikte; o Çocuklara o Beden veya akıl hastalığı o Malullük veya kendilerini idare etmekten aciz bulunanlara karşı işlenen suçlarda; suçüstü hallerinde kişinin yakalanması şikayete bağlı değildir. KOLLUK AÇISINDAN SAVCI Kolluğun adli işlemleri esnasında amiri, Cumhuriyet savcısıdır. Cumhuriyet Savcısı, emirlerini kural olarak yazılı şekilde verir. Ancak acele ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde emirlerin sözlü olarak verilebilmesi de mümkündür. Sözlü olarak verilen emirlerin en kısa sürede yazıyla teyit edilmesi gereklidir. Adli kolluk görevlileri; el koydukları olayları, yakalanan kişilere uygulanan tedbirleri, emrinde çalıştıkları Cumhuriyet Savcısı'na derhal bildirmek ve bu Cumhuriyet savcısı'nın adliyeye ilişkin tüm emirlerini, gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler. Cumhuriyet Başsavcıları her yılın sonunda, o yerdeki adli kolluğun sorumluları hakkında değerlendirme raporları düzenleyerek, mülki idare amirlerine gönderir (CMK m. 166). HAKİMİN Ret isteminde bulunabilecek taraflar; Cumhuriyet Savcısı, Şüpheli, Sanık veya Müdafii, Katılan veya Vekili HAKİMİN DAVAYA BAKAMAYACAĞI HALLER Hâkim; ✓ Suçtan kendisi zarar görmüşse, ✓ Sonradan kalksa bile şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmuşsa, ✓ Şüpheli, sanık veya mağdurun kan veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyundan biri ise, 4 / 14 ✓ Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlât edinme bağlantısı varsa, ✓ Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında üçüncü derece dahil kan hısımlığı varsa, ✓ Evlilik sona ermiş olsa bile, şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında ikinci derece dahil kayın hısımlığı varsa, ✓ Aynı davada Cumhuriyet savcılığı, adlî kolluk görevi, şüpheli veya sanık müdafiliği veya mağdur vekilliği yapmışsa, ✓ Aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla dinlenmişse, Hâkimlik görevini yapamaz. Sulh Ceza Hakiminin soruşturma yetkisi --Suçüstü hali ile gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, --Cumhuriyet Savcısına ulaşılması mümkün olamıyor veya Olayın genişliği nedeniyle C. Savcısının iş yükünü aşıyorsa soruşturma yetkisi vardır Asliye ceza mahkemesinin özellikleri nelerdir? Asliye ceza, genel yetkili mahkemedir. Ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır. Tek hakimlidir. Cumhuriyet Savcısı da asliye ceza mahkemesinde görülen duruşmalara katılır. Ağır Ceza Mahkemesinin Görev Alanı: Müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis On yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlar Yağma İrtikap Resmi belgede sahtecilik Nitelikli dolandırıcılık Hileli İflas TCK İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dört, Beş, Altı ve Yedinci bölümünde tanımlanan suçlar Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar. Sulh Ceza Hakimliği'nin görevleri: Yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararlı almak (Örneğin; arama kararı, tutuklama kararı vb.). Kararlar aleyhine yapılan itirazları incelemek. Ayrıca, Cumhuriyet savcısının vermiş olduğu "kovuşturmaya yer olmadığı" kararları aleyhine yapılacak itirazları incelemek. Kanun tarafından verilen diğer görevleri yapmaktır. 5 / 14 BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ (CEZA DAİRELERİ) Görevi: Adli yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak, Adli yargı ilk derece ceza mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek, Yargı çevresindeki adli yargı ilk derece ceza mahkemeleri hakimlerinin davayı görmeye hukuki veya fiili engellerinin çıkması halinde, davanın Bölge Adliye Mahkemesi yargı çevresi içerisinde başka bir ceza mahkemesine nakline karar vermek. KOLLUĞUN YARGILAMA MAKAMLARI İLE OLAN İLİŞKİSİ "Suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından yazılı olarak istenilen bilgilere on gün içinde cevap verilmesi zorunludur. Eğer bu süre içinde istenen bilgilerin verilmesi imkansız ise; sebebi ve en geç hangi tarihte cevap verilebilecek ise aynı süre içinde bildirilir. Kural olarak, kolluğun adli yargı makamları ve bu makamların kollukla olan ilişkisi, Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla olur. Mahkemeler isteklerini, Cumhuriyet Savcılığı'na; savcılık ise, kolluğa bildirir. Jandarmanın haciz işlemi sırasında hazır bulunmasının nedeni, haczin güvenli bir şekilde yapılmasını sağlamaktır. Çünkü haciz işlemi sırasında haciz memurunu karşı saldırı veya başka türlü müdahale olabilir. Jandarmanın görevi bu tür fiilleri engellemektir. Ancak icra memurları; haczin uygulaması ile ilgili olarak yapılması gereken kilitli yerlerin açtırılması veya borçlunun üzerindeki para, altın vb. kıymetli şeylerin kuvvet kullanılarak alınması gibi işlemlerin Jandarma tarafından yapılmasına ilişkin istekte bulunamazlar Kural: Türkiye’de işlenen suçlarda yer bakımından yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer mahkemesidir (CMK m. 12/1). ✓ Teşebbüste son icra hareketinin yapıldığı yer, ✓ Kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği yer, ✓ Zincirleme suçlarda son suçun işlendiği yer, mahkemesi yetkilidir (CMK m. 12/2). İstisna: Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve bu yer ağır ceza mahkemesine aittir (CMK m. 161/9). B kişisi, C kişisini kaçırır ve zorla arabasına bindirir. C kişisini farklı şehirlere götürerek bir süre alıkoyar ve sonunda İzmir'de serbest bırakır. Bu olayda, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kesintisi İzmir'de gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, İzmir mahkemeleri bu davaya bakmakla görevlidir. Suçun işlendiği yer belli değilse sırasıyla: Şüpheli veya sanığın yakalandığı yer mahkemesi, Yakalanmamışsa yerleşim yeri mahkemesi, Türkiye'de yerleşim yeri yoksa Türkiye'de en son adresinin bulunduğu yer mahkemesi, Mahkemenin bu suretle de belirlenmesi olanağı yoksa, ilk usul işleminin yapıldığı yer mahkemesi yetkilidir (CMK m. 13). 6 / 14 A öldürmek amacıyla aracıyla gitmekte olan B’ye C şehrinde ateş etmiş kovalamacanın ardından yine öldürme amacıyla D şehrinde iki el ateş etmiştir. Ancak B ölmemiştir. Suç teşebbüs aşamasında kaldığından, son icra hareketi D şehrinde gerçekleşmiştir. Yetkili mahkeme D şehrindeki mahkemedir. KOLLUK PERSONELİNİN ADLİ GÖREVİNDEN DOLAYI YARGILANMASI Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merci izne bağlıdır. En Üst Dereceli Kolluk Amiri; Jandarma Genel Komutanlığı‘nda İl Jandarma Komutanı, İlçe ve Merkez İlçe Jandarma Komutanı, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde; İl Emniyet Müdürü, İlçe Emniyet Müdürü veya Amiri, Sahil Güvenlik Komutanlığı‘nda; Birlik Komutanı, Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı’nda; Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürüdür Yabancı ülkede işlenen suçlarda yetkili mahkemeler sırasıyla şu şekildedir: ✓ Şüpheli veya sanığın yakalandığı yer, ✓ Şüpheli veya sanık yakalanmamışsa yerleşim yeri mahkemesi, ✓ Yerleşim yeri yoksa Türkiye’de en son adresinin bulunduğu yer mahkemesi ✓ Bununla birlikte Cumhuriyet savcısının, şüphelinin veya sanığın istemi üzerine Yargıtay, suçun işlendiği yere daha yakın olan yer mahkemesine yetki verebilir. Yabancı ülkede bulunup da diplomatik bağışıklıktan yararlanan Türk kamu görevlilerinin işledikleri suçlardan dolayı yetkili mahkeme Ankara mahkemesidir (CMK m. 14/4). Ülke dışında Türk bayrağını taşıma yetkisine sahip olan deniz, hava ve demiryolu taşıtlarında veya bu taşıtlarla işlenen suçlarda, geminin ilk uğradığı Türk limanında veya bağlama limanında bulunan mahkeme yetkilidir. KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARINA İTİRAZ (CMK m. 173) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir. SORUŞTURMANIN DÖRT TEMEL ÖZELLİĞİ VURGULANMIŞTIR: Dağınıklık: Soruşturmanın farklı yönlere doğru genişleyebileceği, yani birden fazla konu veya şüpheliyi kapsayabileceği anlamına gelir. Gecikemezlik: Suçun işlenmesinden sonra delillerin kaybolmaması veya bozulmaması için soruşturmanın geciktirilemeyeceği, hızlı bir şekilde başlatılması gerektiğini ifade eder. Gizlilik: Soruşturma sürecinin belirli aşamalarında, kamuoyunun bilgisinden uzak tutulması gerektiği ve bazı bilgilerin gizli tutulması gerektiği anlamına gelir. Bu, delillerin korunması ve soruşturmanın etkinliği için önemlidir. Yazılılık: Soruşturma sürecinde elde edilen tüm bilgilerin, delillerin ve işlemlerin yazılı olarak belgelenmesi gerektiğini ifade eder. Bu, şeffaflık ve hukuki güvence açısından önemlidir. 7 / 14 SUÇUN MAĞDURU İLE ŞİKÂYETÇİNİN SORUŞTURMA EVRESİNDEKİ HAKLARI Delillerin toplanmasını isteme, Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme, Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı veya ısrarlı takip suçları ile kadına karşı işlenen kasten yaralama, işkence veya eziyet suçlarında ve alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme, Mağdur, onsekiz yaşını doldurmamış, sağır veya dilsiz ya da meramını ifade edemeyecek derecede malûl olur ve bir vekili de bulunmazsa, istemi aranmaksızın bir vekil görevlendirilir. MAĞDUR İLE ŞİKÂYETÇİNİN DİNLENMESİ Mağdurun tanık olarak dinlenmesi halinde, yemin hariç, tanıklığa ilişkin hükümler uygulanır. İşlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdur, bu suça ilişkin soruşturma veya kovuşturmada tanık olarak bir defa dinlenebilir. Maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunluluk arz eden haller saklıdır. Mağdur çocukların veya işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş olan diğer mağdurun tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulur. SUÇUN MAĞDURU İLE ŞİKÂYETÇİNİN KOVUŞTURMA EVRESİNDEKİ HAKLARI (CMK M. 234) Duruşmadan haberdar edilme, Kamu davasına katılma, Tutanak ve belgelerden örnek isteme Tanıkların davetini isteme, Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı veya ısrarlı takip suçları ile kadına karşı işlenen kasten yaralama, işkence veya eziyet suçlarında ve alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme, Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma. KORUMA TEDBİRLERİ Delillere ulaşmak ve delillerin karartılmasını önlemek, şüpheli veya sanığın muhakeme sırasında veya hükmün infazı için hazır bulundurulmasını sağlamak üzere bu tedbirlere başvurulabilir. Koruma Tedbirleri Başlığı Altında Düzenlenenler Yakalama Gözaltı Tutuklama Adli Kontrol Arama El Koyma Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Gizli Soruşturmacı Görevlendirilmesi Teknik Araçlarla İzleme Koruma Tedbirleri Başlığı Altında Düzenlenmeyen Modern Koruma Tedbirleri ✓ Beden Muayenesi ✓ Moleküler Genetik İncelemeler ✓ Fizik Kimliğinin Tespiti 8 / 14 KORUMA TEDBİRLERİNİN ORTAK ÖZELLİĞİ Yasal Dayanak: Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve ilgili kanunlar tarafından düzenlenir. Geçicilik: Sürekli değil, belirli bir süre için uygulanır. Amaç: Suçun aydınlatılmasına ve adaletin sağlanmasına yardımcı olmaktır. Gecikmede Tehlike: Tedbir alınmazsa soruşturma veya kovuşturma sekteye uğrayacaksa bu tedbir alınabilir. Karara Dayanma: Genellikle bir hakim veya savcının kararıyla uygulanır. Ölçülülük: Temel hak ve özgürlüklere yapılan müdahale, amacın gerektirdiği ölçüde olmalıdır. Görünüşte Haklılık: Kesin bir suç ispatı olmasa bile, makul bir şüphe olması yeterlidir. TAZMİNAT İSTENEBİLECEK HALLER Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen (tazminat isteme hakkı bildirilmeli) Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan (tazminat isteme hakkı bildirilmeli) Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan, Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen, Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen, TAZMİNAT İSTEYEMEYECEK KİŞİLER Tazminata hak kazanmadığı hâlde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hâle dönüşenler. Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler. Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler. Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına, adli kontrol altına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar. TAZMİNAT TALEBİNİN ŞARTI Tazminat talebinde bulunabilmek için, ilgili kişi hakkındaki kararın veya hükmün kesinleşmesi gerekmektedir. Ancak kesinleşmesi gereken her zaman son karar (hüküm) değildir. İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır. DEVLETİN TAZMİNAT DOLAYISIYLA RÜCU HAKKI Devlet, ödediği tazminattan dolayı, koruma tedbiriyle ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan kamu görevlisine rücu eder. 9 / 14 TUTUKLAMA KAVRAMI Tutuklama, suç işlediğine dair hakkında kuvvetli şüphe bulunan kişinin özgürlüğünün kesin hükümden önce hakim kararıyla geçici olarak kaldırılmasıdır. Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir: a) Türk Ceza Kanununda yer alan; (TUTUKLAMA KATOLOG SUÇLAR) Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (madde 76, 77, 78), Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80) Kasten öldürme (madde 81, 82, 83), Kasten yaralama (madde 86, fıkra 3, bent b, e ve f) ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (m. 87), İşkence (madde 94, 95) Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102), Çocukların cinsel istismarı (madde 103), Hırsızlık (madde 141, 142) ve yağma (madde 148, 149), Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220), Kadına karşı işlenen kasten yaralama suçu. j) Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu. k) Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî eğitim kurumlarında yönetici, öğretmen, usta öğretici, yabancı uyruklu öğrencilerin eğitimine yönelik Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen projelerde öğretici/öğretmen veya rehber danışman; özel öğretim kurumlarında yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğretici olarak görev yapanlar ile Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî eğitim kurumları ve özel öğretim kurumlarında ders ücreti karşılığı ders okutanlara ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan öğretmenlere karşı görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işlenen kasten yaralama suçu. 15 yaşını doldurmamış çocuklar hakkında üst sınırı beş yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren fiillerden dolayı tutuklama kararı verilemez. 10 / 14 Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re'sen mahkemece karar verilir. Bu istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukî ve fiilî nedenlere yer verilir. Tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır. Tutuklama kararı verilmezse, şüpheli veya sanık derhâl serbest bırakılır. TUTUKLULUKTA GEÇECEK SÜRE (CMK m. 102) Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok bir yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hallerde gerekçeleri gösterilerek altı ay daha uzatılabilir. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda beş yılı geçemez. Soruşturma evresinde tutukluluk süresi, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işler bakımından altı ayı, ağır ceza mahkemesinin görevine giren işler bakımından ise bir yılı geçemez. Bu maddede öngörülen tutukluluk süreleri, fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmamış çocuklar bakımından yarı oranında, on sekiz yaşını doldurmamış çocuklar bakımından ise dörtte üç oranında uygulanır. TUTUKLULUK SÜRELERİ (KOVUŞTURMA EVRESİNDE) Ağır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren İşlerde: Belirli suçlarda: En fazla 2 yıl + 3 yıl Diğer suçlarda: En fazla 2 yıl + 5 yıl Asliye Ceza Mahkemesinin Görevine Giren İşlerde: Belli suçlarda (m. 102/2): En fazla 1 yıl + 6 ay TUTUKLULUK SÜRELERİ (SORUŞTURMA EVRESİNDE Ağır Ceza Mahkemesi'nin Görevine Giren İşlerde: Belirli Suçlarda (m. 102/4): Bu maddede sayılan özel suçlarda şüpheli, en fazla 1 yıl tutuklu kalabilir. Asliye Ceza Mahkemesi'nin Görevine Giren İşlerde: Belli Suçlarda (m. 102/4): Bu maddede sayılan özel suçlarda şüpheli, en fazla 1 yıl 6 ay + 6 ay olmak üzere toplam 2 yıl 6 ay tutuklu kalabilir. Diğer Suçlarda: 6 ay 11 / 14 ADLİ KONTROL, şüpheli veya sanığın tutuklanması yerine bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutularak, toplum içinde denetimini öngören bir koruma tedbiridir. Adli kontrol kararını hakim veya mahkeme verebilir. Karar vermeye yetkili makam, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen mahkemedir Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde adli kontrol süresi en çok iki yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hâllerde gerekçesi gösterilerek bir yıl daha uzatılabilir. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, adli kontrol süresi en çok üç yıldır. Bu süre, zorunlu hâllerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda dört yılı geçemez. Bu maddede öngörülen adli kontrol süreleri, çocuklar bakımından yarı oranında uygulanır. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Görevine Giren İşlerde: Belirli Suçlarda (m. 110-A/2): Bu maddede sayılan özel suçlarda şüpheli, en fazla 3 yıl + 3 yıl olmak üzere toplam 6 yıl adli kontrol altında kalabilir. Diğer Suçlarda: En fazla 3 yıl + 4 yıl olmak üzere toplam 7 yıl adli kontrol altında kalabilir. Asliye Ceza Mahkemesi'nin Görevine Giren İşlerde: Belirli Suçlarda (m. 110-A/2): Bu maddede sayılan özel suçlarda şüpheli, en fazla 2 yıl + 1 yıl olmak üzere toplam 3 yıl adli kontrol altında kalabilir. Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı adli kontrolün artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa, re’sen şüpheli üzerindeki yükümlülükleri kaldırabilir. GÖZALTINA ALMA: Kanunun verdiği yetkiye göre, yakalanan kişinin hakkındaki işlemlerin tamamlanması amacıyla, yetkili hâkim önüne çıkarılmasına veya serbest bırakılmasına kadar kanunî süre içinde sağlığına zarar vermeyecek şekilde özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanıp alıkonulmasını, ifade eder (YGİY m. 4). Yakalanan kişi ve olay hakkında kendisine bilgi verilen Cumhuriyet savcısı, bir değerlendirme yaparak şahsı ya gözaltına alacak ya da serbest bırakacaktır. Gözaltı koruma tedbiri geçicidir. Belli bir süresi vardır. Gözaltına alınan kişi Cumhuriyet savcısının emri ile serbest bırakılabileceği gibi, serbest bırakılmayıp yetkili hakim önüne de çıkarılabilir. Gözaltına alınan kişinin, sağlığına zarar vermeyecek şekilde özgürlüğü kısıtlanır ve alıkonur. Gözaltı kararı ile özgürlüğü kısıtlanan kişi, hâkim huzuruna çıkarılıncaya ya da serbest bırakılıncaya kadar nezarethanede bekletilir. Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre oniki saatten fazla olamaz. "Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç, en geç kırk sekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hakim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hakim kararı olmaksızın özgürlüğünden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal ve savaş hallerinde uzatılabilir 12 / 14 Anayasa, bireysel kişinin gözaltında kalabileceği sürenin (yol süresi hariç) en fazla kırk sekiz saat olabileceğini ifade etmiştir; kanun koyucu da bu süreyi aşmayacak şekilde bir düzenleme yapmış ve bireysel suçlarda gözaltı süresini 24 saat süre ile sınırlamıştır. Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç̧, yakalama anından itibaren yirmi dört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre on iki saatten fazla olamaz. Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhal tebliğ edilir. Bireysel suçlarda ve toplu suçlarda gözaltı süresi kural olarak 24 saattir. Bireysel olarak işlenen suçlarda gözaltı süresi 24 saattir. Azami 12 saat yol süresi, gözaltı süresine dahil DEĞİLDİR! Toplu olarak işlenen suçlarda gözaltı süresi kural olarak 24 saattir. Ancak koşulların gerçekleşmesi halinde Cumhuriyet savcısı 24 saatin üzerine 1+1+1 (3 gün) uzatılmasına karar verebilir. Azami 12 saat yol süresi, gözaltı süresine dahil DEĞİLDİR. Suçüstü̈ halleriyle sınırlı olmak kaydıyla; kişi hakkında aşağıdaki bentlerde belirtilen suçlarda mülki amirlerce belirlenecek kolluk amirleri tarafından yirmi dört saate kadar, Şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar sırasında ve toplu olarak islenen suçlarda kırk sekiz saate kadar gözaltına alınma kararı verilebilir. KOLLUK AMİRİ TARAFINDAN GÖZALTI KARARI VERİLMESİ (KATALOG) ✓ 1. Kasten öldürme (madde 81, 82), taksirle öldürme (madde 85), ✓ 2. Kasten yaralama (madde 86, 87), ✓ 3. Cinsel saldırı (madde 102), ✓ 4. Çocukların cinsel istismarı (madde 103), ✓ 5. Hırsızlık (madde 141, 142), ✓ 6. Yağma (madde 148, 149), ✓ 7. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), ✓ 8. Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma (madde 195), ✓ 9. Fuhuş (madde 227), On iki yaşını doldurmuş çocukların ceza sorumluluğu bulunduğundan, yakalanmaları ve gözaltına alınmaları mümkündür: 1- "Kolluğun çocuk biriminin bulunmadığı yerlerde gözaltına alınan çocuklar, yetişkinlerden ayrı bir yerde tutulur" 13 / 14 2- Şüpheli veya sanık yakalandığında, gözaltına alındığında veya gözaltı süresi uzatıldığında, Cumhuriyet savcısının emriyle bir yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilir. 3- Yakalanan veya gözaltına alınan yabancı ise, yazılı olarak karşı çıkmaması halinde, durumu, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir. 14 / 14